flywalker
07-19-2006, 03:10 AM
ARILAR VE SİNEKLER
Bir gurup arıyla sineği bir şişeye koyuyorlar.
Şişenin taban
tarafını ışığa doğru, açık olan ağız kısmını da karanlığa doğru
yerleştiriyorlar.
Arıların hepsi ışık olan tarafa doğru üşüşüyorlar. Ama şişenin
tabanı cam ve onların da yabancısı olduğu bir madde olduğundan
çıkmayı başaramıyorlar. Bu arada sinekler, şişenin ağzına doluşuyorlar
ve karanlıkta dışarı çıkıp kayboluyorlar. Ağzı açık olan şişeden
karanlık tarafa doğru tek bir arı bile gelmiyor.
Camın önünde ışığa doğru çabalarına devam ediyorlar. İnsanın aklına
hemen arıların akılsızca davrandıkları geliyor.
Ancak biraz derinlemesine düşününce, karşımıza dikilen gerçek çok
daha farklı.
Çok basit gibi gelen bu deney beni oldukça düşündürdü.
Arıların ne kadar akıllı yaratıklar olduğunu hepimiz biliyoruz,
sinekler ise malum.
Arılardan korkarız bizi sokarlar diye ama sineklerden midemiz
bulanır, uzak durmaya çalışırız.
Evet, ışığa doğru yürüyenlerin önünde her zaman engeller olacaktır
kuskusuz.
Onlar, engellere rağmen ışıktan vazgeçmeyenlerdir.
Ne tür engel olursa olsun önlerinde, çabalarını sürdürenlerdir.
Yürek, azim, sevgi, ilkeler, dürüstlüktür
bunu yaptıran.
Kendine saygı, yaşadığı topluma saygıdır.
Sinekler, karanlıkta sıvışan kaçaklardır, karanlığa yürüyenlerdir,
karanlık düşüncelerdir.
Şişenin ağzının karanlığa bakmasının onlarca hiç bir önemi yoktur.
Sinsi, ilkesiz, yüreksiz, korkak varlıklardır.
SADECE kendi yaşamları söz konusudur.
Nerede yemek varsa, nerede rahat yasayacaklarsa, nerede çok para
kazanacaklarsa oraya giderler.
Onlar için karanlık olması önemli değildir açık ağızların, karanlık
sığınaklarıdır ,çünkü, izlerini rahatça kaybettirirler.
Arıyı kovalamak isterseniz savaşır, engellere aldırmaz.
Amacı sadece ışığa ulaşmaktır. İğnesini sapladığında öleceğini
bilerek savaşır ve değerleri için ölür.
Ama sinekler kaçarlar. Sonra yılışık yılışık tekrar dönerler
kovaladığınız yere.
Her türlü pisliğe bulaşırlar, sonra da yiyeceklerinize, üstünüze,
başınıza konarlar.
Arılar yumurtalarını yalnızca kovanlarına bırakırlar.
Oysa sinekler her yere yumurtlar, her yerde ürerler.
Onlar için asıl amaç çoğalmak ve yayılmaktır.
Girme şu alçakların hizmetine,
Konma sinek gibi pislik üstüne.
İki günde bir somun ye ne olur,
Yüreğinin kanını iç de boyun eğme...
Ömer Hayyam
Engellere rağmen ışığa yürüyenlere, ışığa ulaşmak için çabalayanlara
ve ışık saçanlara.....
Bir gurup arıyla sineği bir şişeye koyuyorlar.
Şişenin taban
tarafını ışığa doğru, açık olan ağız kısmını da karanlığa doğru
yerleştiriyorlar.
Arıların hepsi ışık olan tarafa doğru üşüşüyorlar. Ama şişenin
tabanı cam ve onların da yabancısı olduğu bir madde olduğundan
çıkmayı başaramıyorlar. Bu arada sinekler, şişenin ağzına doluşuyorlar
ve karanlıkta dışarı çıkıp kayboluyorlar. Ağzı açık olan şişeden
karanlık tarafa doğru tek bir arı bile gelmiyor.
Camın önünde ışığa doğru çabalarına devam ediyorlar. İnsanın aklına
hemen arıların akılsızca davrandıkları geliyor.
Ancak biraz derinlemesine düşününce, karşımıza dikilen gerçek çok
daha farklı.
Çok basit gibi gelen bu deney beni oldukça düşündürdü.
Arıların ne kadar akıllı yaratıklar olduğunu hepimiz biliyoruz,
sinekler ise malum.
Arılardan korkarız bizi sokarlar diye ama sineklerden midemiz
bulanır, uzak durmaya çalışırız.
Evet, ışığa doğru yürüyenlerin önünde her zaman engeller olacaktır
kuskusuz.
Onlar, engellere rağmen ışıktan vazgeçmeyenlerdir.
Ne tür engel olursa olsun önlerinde, çabalarını sürdürenlerdir.
Yürek, azim, sevgi, ilkeler, dürüstlüktür
bunu yaptıran.
Kendine saygı, yaşadığı topluma saygıdır.
Sinekler, karanlıkta sıvışan kaçaklardır, karanlığa yürüyenlerdir,
karanlık düşüncelerdir.
Şişenin ağzının karanlığa bakmasının onlarca hiç bir önemi yoktur.
Sinsi, ilkesiz, yüreksiz, korkak varlıklardır.
SADECE kendi yaşamları söz konusudur.
Nerede yemek varsa, nerede rahat yasayacaklarsa, nerede çok para
kazanacaklarsa oraya giderler.
Onlar için karanlık olması önemli değildir açık ağızların, karanlık
sığınaklarıdır ,çünkü, izlerini rahatça kaybettirirler.
Arıyı kovalamak isterseniz savaşır, engellere aldırmaz.
Amacı sadece ışığa ulaşmaktır. İğnesini sapladığında öleceğini
bilerek savaşır ve değerleri için ölür.
Ama sinekler kaçarlar. Sonra yılışık yılışık tekrar dönerler
kovaladığınız yere.
Her türlü pisliğe bulaşırlar, sonra da yiyeceklerinize, üstünüze,
başınıza konarlar.
Arılar yumurtalarını yalnızca kovanlarına bırakırlar.
Oysa sinekler her yere yumurtlar, her yerde ürerler.
Onlar için asıl amaç çoğalmak ve yayılmaktır.
Girme şu alçakların hizmetine,
Konma sinek gibi pislik üstüne.
İki günde bir somun ye ne olur,
Yüreğinin kanını iç de boyun eğme...
Ömer Hayyam
Engellere rağmen ışığa yürüyenlere, ışığa ulaşmak için çabalayanlara
ve ışık saçanlara.....