flywalker
07-19-2006, 03:36 AM
>>Türkiye'de gündem her gün değil her saat değişiyor.
>>Geçen ay Türkiye'nin gündeminde ne vardı kaç kişi hatırlıyor?
>>Maalesef hepsi unutulup gitti...
>>Türkiye'nin gündemini bırakın, dünyanın bir numaralı gündemi olan
>>karikatür krizini bile unuttuk.
>>
>>Tıpkı bölücü terör örgütü PKK'nın 35 bin insanı katlettiğini unuttuğumuz
>>gibi.
>>Çanakkale'de 250 bin şehit verdiğimizi unuttuğumuz gibi.
>>Dumlupınar'da, İnönü'de, Sakarya'da verdiğimiz mücadeleyi unuttuğumuz
>>gibi.
>>
>>18 Mart'ta Çanakkale Zaferi'nin yıldönümünü kutluyoruz.
>>Artık her şeyi senede bir gün veya birkaç saatliğine hatırlıyoruz.
>>Çanakkale Zaferi de onlardan biri.
>>
>>
>>
>>İşte size tarihten bir yaprak.
>>Atatürk, Mersin'e yaptığı seyahatlerden birinde, şehirde gördüğü
büyük
>>binaları işaret ederek sormuş:
>>- Bu köşk kimin?
>>- Kirkor'un...
>>- Ya şu koca bina?
>>- Yorgo'nun...
>>- Ya şu?
>>- Salomon'un...
>>Atatürk biraz sinirlenerek sormuş:
>>- Onlar bu binaları yaparken ya siz nerede idiniz?
>>Arkalardan bir köylünün sesi duyulur:
>>- Biz mi nerede idik? Biz Yemen'de, Tuna Boyları'nda, Balkanlar'da,
>>Arnavutluk Dağlarında, Kafkaslar'da, Çanakkale'de, Sakarya'da
savaşıyorduk
>>Paşam...
>>Atatürk bu hatırasını naklederken; "Hayatımda cevap veremediğim
tek
insan
>>bu aksakallı ihtiyar olmuştur" derdi.
>>
>>Atalarımız Çanakkale'de, Kafkaslar'da, Sakarya'da savaşırken ve
bu vatan
>>için şehit olurken, bu vatan topraklarında, üstelik benim dedelerimin
>>savaşta olmasını fırsat bilerek ganimet toplarcasına servetlerine
servet
>>katanların torunları, hiç utanmadan bugün kalkmış Mehmet Akif
Ersoy'un
>>bütün dünyaya haykırdığı İstiklâl Marşı'ndaki "Kahraman
ırkıma bir gül."
>>mısrasını değiştirmek istiyorlar.
>>
>>Sen mi savaştın Çanakkale'de?
>>Senin dedelerin mi şehit oldu?
>>Senin dedelerinin kanıyla mı sulandı bu vatan?
>>Ve benim ülkemi yönetme iddiasında olanlar da bu kendini bilmezi
>>susturmuyorlar, aksine ödüllendirircesine yargılamaktan da
kurtarıyorlar.
>>Bu ne gaflet, bu ne dalâlet.
>>Daha fazlasına dilim varmıyor...
>>
>>Yazacak ve söyleyecek o kadar çok şey var ki. Her şeyi özetleyen
ibretlik
>>bir hikâye ile son veriyorum. Uzun ama lütfen sonuna kadar okuyun..
Sadece
>>okumakla kalmayın not edin, çocuklarınıza, torunlarınıza da anlatın.
>>Herkese anlatın.
>>
>>Türkiye'ye Japonya'dan bir eğitim heyeti gelir. İncelemeler yapacak
>>neticeyi yetkililere aktaracaklar. Japon heyeti yurdumuzun bazı
>>bölgelerinde gerekli incelemelerini yapar. Heyetin hakkımızdaki
tespiti
>>ilginç:
>>- Sizin çocuklarınızda milli şuur yok.
>>Bizimkiler şaşırır!
>>Bizim çocukların damarlarındaki kan milli duygumuzun kaynağıdır.
Yine de
>>fazla ses çıkarmazlar! Ne de olsa misafirdir!
>>Bizimkiler sorar:
>>- Peki, sizin gençlerinizde milli şuur var mı?
>>Japon uzmanları anlatmaya başlar:
>>- Biz, gençlerimize ilk mektebe başlamadan "şok testler"
uygularız.
Mesela
>>uçak gibi hızlı giden trenlerimize bindirir, bir tur yaptırırız.
Çok
katlı
>>yollardan da geçen tren, onları şöyle bir sarsar. Çocuklarımız
>>teknolojinin bu baş döndürücü neticesini görerek bir şok olurlar.
Bu
>>şoktan sonra Hiroşima'ya götürürüz. Bölgeyi aynen koruyoruz.
Bombalanmış
>>bu bölge hakkında bilgilendirir; değil hayvan, bitkinin bile
yeşermediğini
>>gösteririz.
>>Ve deriz ki:
>>- Eğer sizler çalışmaz, sizden öncekileri geçmezseniz vatanınız,
işte
>>böyle düşmanlar tarafından bombalanır. Hiçbir canlı yaşamayacak
biçimde
>>size bırakıp giderler. Çalışırsanız, bindiğiniz hızlı trenleri
bile
>>geçecek yeni vasıtalar yaparsınız. Gerisi sizin bileceğiniz iş.
>>Çocuklarımız bununla ikinci bir şok daha yaşarlar.
>>Bizimkiler şaşkınlık içinde sorarlar :
>>- Peki ya Türkiye için tespitiniz var mı?
>>Japonlar;
>>- Elbette var, derler ve her Türk'ün beynine kazıyacağı şu sözleri
>>söylerler:
>>- Bizimkinden çok daha önemli. Bir tanesi Çanakkale Savaşları'nın
olduğu
>>bölge. Bu bölümü gençlerinizin şok olması için yeter de artar
bile. Bir
>>metre kareye altı bin merminin düştüğü savaşta, Türkler her
şeye rağmen
>>galip çıkıyor, olamayacağı olur hale getiriyorlar. En son teknolojiye
ve
>>donanıma meydan okuyarak, inancın galip geldiğini ispatlıyorlar.
Üstelik
>>karşılarında tek bir düşman değil, müttefik güçler; sizin tabirinizle
>>yetmiş iki millet var.
>>
>>Evet...
>>Yanlış okumadınız. Bir metrekareye 6 bin mermi.
>>Sağanak yağmur bile bu kadar sık yağmaz.
>>Unutmayın, unutturmayın
>>1 metrekare ve 6 bin mermi!
>>Geçen ay Türkiye'nin gündeminde ne vardı kaç kişi hatırlıyor?
>>Maalesef hepsi unutulup gitti...
>>Türkiye'nin gündemini bırakın, dünyanın bir numaralı gündemi olan
>>karikatür krizini bile unuttuk.
>>
>>Tıpkı bölücü terör örgütü PKK'nın 35 bin insanı katlettiğini unuttuğumuz
>>gibi.
>>Çanakkale'de 250 bin şehit verdiğimizi unuttuğumuz gibi.
>>Dumlupınar'da, İnönü'de, Sakarya'da verdiğimiz mücadeleyi unuttuğumuz
>>gibi.
>>
>>18 Mart'ta Çanakkale Zaferi'nin yıldönümünü kutluyoruz.
>>Artık her şeyi senede bir gün veya birkaç saatliğine hatırlıyoruz.
>>Çanakkale Zaferi de onlardan biri.
>>
>>
>>
>>İşte size tarihten bir yaprak.
>>Atatürk, Mersin'e yaptığı seyahatlerden birinde, şehirde gördüğü
büyük
>>binaları işaret ederek sormuş:
>>- Bu köşk kimin?
>>- Kirkor'un...
>>- Ya şu koca bina?
>>- Yorgo'nun...
>>- Ya şu?
>>- Salomon'un...
>>Atatürk biraz sinirlenerek sormuş:
>>- Onlar bu binaları yaparken ya siz nerede idiniz?
>>Arkalardan bir köylünün sesi duyulur:
>>- Biz mi nerede idik? Biz Yemen'de, Tuna Boyları'nda, Balkanlar'da,
>>Arnavutluk Dağlarında, Kafkaslar'da, Çanakkale'de, Sakarya'da
savaşıyorduk
>>Paşam...
>>Atatürk bu hatırasını naklederken; "Hayatımda cevap veremediğim
tek
insan
>>bu aksakallı ihtiyar olmuştur" derdi.
>>
>>Atalarımız Çanakkale'de, Kafkaslar'da, Sakarya'da savaşırken ve
bu vatan
>>için şehit olurken, bu vatan topraklarında, üstelik benim dedelerimin
>>savaşta olmasını fırsat bilerek ganimet toplarcasına servetlerine
servet
>>katanların torunları, hiç utanmadan bugün kalkmış Mehmet Akif
Ersoy'un
>>bütün dünyaya haykırdığı İstiklâl Marşı'ndaki "Kahraman
ırkıma bir gül."
>>mısrasını değiştirmek istiyorlar.
>>
>>Sen mi savaştın Çanakkale'de?
>>Senin dedelerin mi şehit oldu?
>>Senin dedelerinin kanıyla mı sulandı bu vatan?
>>Ve benim ülkemi yönetme iddiasında olanlar da bu kendini bilmezi
>>susturmuyorlar, aksine ödüllendirircesine yargılamaktan da
kurtarıyorlar.
>>Bu ne gaflet, bu ne dalâlet.
>>Daha fazlasına dilim varmıyor...
>>
>>Yazacak ve söyleyecek o kadar çok şey var ki. Her şeyi özetleyen
ibretlik
>>bir hikâye ile son veriyorum. Uzun ama lütfen sonuna kadar okuyun..
Sadece
>>okumakla kalmayın not edin, çocuklarınıza, torunlarınıza da anlatın.
>>Herkese anlatın.
>>
>>Türkiye'ye Japonya'dan bir eğitim heyeti gelir. İncelemeler yapacak
>>neticeyi yetkililere aktaracaklar. Japon heyeti yurdumuzun bazı
>>bölgelerinde gerekli incelemelerini yapar. Heyetin hakkımızdaki
tespiti
>>ilginç:
>>- Sizin çocuklarınızda milli şuur yok.
>>Bizimkiler şaşırır!
>>Bizim çocukların damarlarındaki kan milli duygumuzun kaynağıdır.
Yine de
>>fazla ses çıkarmazlar! Ne de olsa misafirdir!
>>Bizimkiler sorar:
>>- Peki, sizin gençlerinizde milli şuur var mı?
>>Japon uzmanları anlatmaya başlar:
>>- Biz, gençlerimize ilk mektebe başlamadan "şok testler"
uygularız.
Mesela
>>uçak gibi hızlı giden trenlerimize bindirir, bir tur yaptırırız.
Çok
katlı
>>yollardan da geçen tren, onları şöyle bir sarsar. Çocuklarımız
>>teknolojinin bu baş döndürücü neticesini görerek bir şok olurlar.
Bu
>>şoktan sonra Hiroşima'ya götürürüz. Bölgeyi aynen koruyoruz.
Bombalanmış
>>bu bölge hakkında bilgilendirir; değil hayvan, bitkinin bile
yeşermediğini
>>gösteririz.
>>Ve deriz ki:
>>- Eğer sizler çalışmaz, sizden öncekileri geçmezseniz vatanınız,
işte
>>böyle düşmanlar tarafından bombalanır. Hiçbir canlı yaşamayacak
biçimde
>>size bırakıp giderler. Çalışırsanız, bindiğiniz hızlı trenleri
bile
>>geçecek yeni vasıtalar yaparsınız. Gerisi sizin bileceğiniz iş.
>>Çocuklarımız bununla ikinci bir şok daha yaşarlar.
>>Bizimkiler şaşkınlık içinde sorarlar :
>>- Peki ya Türkiye için tespitiniz var mı?
>>Japonlar;
>>- Elbette var, derler ve her Türk'ün beynine kazıyacağı şu sözleri
>>söylerler:
>>- Bizimkinden çok daha önemli. Bir tanesi Çanakkale Savaşları'nın
olduğu
>>bölge. Bu bölümü gençlerinizin şok olması için yeter de artar
bile. Bir
>>metre kareye altı bin merminin düştüğü savaşta, Türkler her
şeye rağmen
>>galip çıkıyor, olamayacağı olur hale getiriyorlar. En son teknolojiye
ve
>>donanıma meydan okuyarak, inancın galip geldiğini ispatlıyorlar.
Üstelik
>>karşılarında tek bir düşman değil, müttefik güçler; sizin tabirinizle
>>yetmiş iki millet var.
>>
>>Evet...
>>Yanlış okumadınız. Bir metrekareye 6 bin mermi.
>>Sağanak yağmur bile bu kadar sık yağmaz.
>>Unutmayın, unutturmayın
>>1 metrekare ve 6 bin mermi!