Giriş

Tam Sürümü Görüntüle : 24-07-2006 10:00 Fethullah Gülen'in Okulları..


RichPich
07-24-2006, 10:00 AM
Çevrenizde: Kendisini adamış, idealist bir öğretmenler ordusu ve onları organize edecek bir yönetim olduktan sonra; okul kurmak zor olmamalı.. Alt tarafı, bir bina kiralanacak.. Bazı ülkelerde, binayı, ilgili bakanlık hatta şehrin belediyesi tahsis ediyor da olabilir..

Bir okulun açılmasına, kim destek vermez ki?..

Binayı tefriş etmeye gelince.. Bir okula lazım olanlar; başlangıçta, sıra sandalye ve masa.. Sıraya, sandalyeye kaç kuruş gider ki? Okul bir fabrikaysa, makinesi de, işçisi de, üretimi de insan.. Okulun makinesi öğretmen, işçisi yönetici, üretimi de öğrenci..

Bir okula, en aşağı yirmi öğretmen gerekir.. Yöneticisiyle, idari personeliyle, müstahdemiyle okul çalışanları, herhalde otuz kişiden aşağı olmamalı. Şayet bu personelin yarısı bizdense, dışarıda faaliyet gösteren bu okullar; binlerce insanımıza ekmek kapısı..

Okullarda, maddi durumu düzgün olan öğrencilerden; bir ücret de talep ediliyor olmalı. Özel okulların, özel kursların bacasız fabrika gibi olduğu herkesin malumu.. Üniversite'ye kapılanmak, bir daire parasına patlıyor.. Yurt dışındaki okullar da, kazanıyor olmalı..

Hayır, kendi yağlarıyla kavrulmuyorlar.. Bu okullar, mutlaka çok karlı işletmelerdir.. Yoksul çocuklara, arka çıkılsa bile! Birbiri ardına açılan okulların; sırrı, bu olmalı.. Dünyada en karlı alanlardan birinin, eğitim ve öğretim olduğunu düşünülürse..

Bu işte, Amerikan sermayesine pek gerek olmadığı gün gibi aşikar!

Bizim konsoloshanelerin, ticaret ataşeliklerinin durumu da malum. Yabancı ülkelerde, bu kurumlardan köklü bir hizmet elde edileceği fikrine; aklım pek yatmıyor.. Yoksa Yılmaz Özdilli daha geçen gün, diplomatlarımıza, boşuna mı 'monşerler' diyordu?..

Okullardaki personel: Bulundukları ülkelerde müteahhitlik hizmetleri, ithalat, ihracat yapmak, işyeri açmak isteyen yurttaşlarımıza; yardımcı olmuyorlar mıdır? Hatta, iş arayanlara.. İnsanımıza, diplomatlarımızdan çok daha fazla yardımcı oluyorlardır..

Demek bu okullar kaynak israfı değil: İnsanımıza iş kapısı açan, kar getiren, fayda sağlayan işletmeler. Dış ülkelerde görevli olan bu kültürlü kesim; bulundukları ülkeler halkıyla kurdukları yakınlıkları, kullanmıyor olamazlar.. Hele, bir misyonları var ise..

Sn. Merve Kerinç'in yorumu, konu üzerinde düşünce yürütmeme neden oldu. Daha önce, okulların varlık nedeni üzerinde fazla kafa yormamıştım.. Tarafıma yönelmiş tepki yorumlarına yanıt verirken; '-Neden yabancıların çocuklarını eğitiyoruz ki?' demiştim..

Yabancı çocuklarını, beleşe eğitmiyorduk oysa. Özel okulların henüz bulunmadığı yörelerde açılan okullar; haliyle revaç görüyorlardı. Yabancı dille yapılan, düzgün bir eğitime olan özlem; varlıklı velilerin ellerini cüzdanlarına atmalarını sağlıyordu..

Okullar da, peşpeşe açılıyorlardı haliyle..

Sn. Gülen'in okulları, ekonomik amaçlı işletmeler.. Yine de bir okul inşa etmenin; bir cami inşa etmek kadar hayırlı olduğu, unutulmamalı. Kurucular, sevabın daha fazlasını, bu okulların, Türk insanına iş ve aş sağlamasından kazanıyor olmalı..

Yanıtlar..

Sn. Merve Kerinç: Sn. Gülen’in açılmasına aracı olduğu okulların; ABD’nin kontrol ve desteğinde olduğunu ileri sürmüş. Sn. Merve, işin bu yönünü hiç düşünmemiştim.. Yukarıda gördüğünüz gibi, konuyu inceledim..

Okulların, ABD’nin kontrol ve desteğinde olması için; bir neden bulamadım. Okullar, Türk müteşebbislerin ekonomik faaliyetlerinden ibaret.. Aynı zamanda, insanımıza, çok yönlü istihdam alanı sağlıyorlar.

Sn. Orhan Gazi: Masonluk-Anarşi-Komünizm sacayağının, üstad Said-i Nursi tarafından lanetlendiğini belirtiyor.. Bu nedenle cemaat ve Masonluk sözcüklerinin, aynı cümlede kullanılmaması gerektiğini hatırlatıyor..

Masonik örgütlenme, Masonik dayanışma kavramları literatüre öyle bir ağırlıklarını koymuşlar ki; meramımı, başka sözcüklerle anlatamadım.. Yanlış anlaşılmamak için; paragraflarca izahat vermeme karşın, dostum Orhan Bey alınmış..

Özürlerimin kabulünü..

Sn. Esre Serin: Sn. Gülen’in kurulmasına vesile olduğu okulların; faydalı kuruluşlar olduğunu bildirmiş. Kendisiyle, aynı fikirdeyim.

Sn. Ali Yıldırım: Sn. Merve Kerinç’e takaza ediyor. Ali Bey, Sn. Merve öyle bir sav öne sürmemiş olsaydı; biz hala ‘-Yabancı çocuklarını neden eğitiyoruz?’ da kalacaktık. Sayesinde, okulların insanımıza sağladığı faydayı irdeledik.

Sn. Muhammed Nur Begzade: Hedeflediğim reytingi yakaladığımı; konunun peşini bırakmamı söylüyor. Sevgili Muhammed Nur, daha yeni başladık.. İnsanımız, konuya gerçekten ilgi duyuyor. Hem, davayı yansız birisinin kurcalaması iyi olmuyor mu?

Sayın Daniş Tuna: Üstad Said-i Nursi’nin, kendisini, olduğundan fazla göstermeye çalıştığını bildiriyor. Daniş Bey, toplumun bir kesimi tarafından benimsenmiş olan; bir din adamı için, incelemeden bir yorum yapmam zor..

Risale-i Nur Külliyatının ağır bir dille yazıldığı, pek de kısa olmadığı ve gözlerimin de bozuk olduğu düşünülürse; kendisi ve öğretisi hakkında bir mütalaa serdedemiyorum.

Sn. Kiraz 42: İhlas Holding, Sayha Holding, Endüstri Holding gibi kuruluşlardan söz etmiş. Ertekin’in konfora olan düşkünlüğü, Altuğ’un marifetleri, Ören’in sanatçılara karşı elinin açıklığı; bizim de kulağımıza çalınmıştı..

Sn. Orhan Gazi son iki yorumunu da, ben yazımı Haber3’e gönderdikten sonra yapmış.. Kendisini, yanıtsız bıraktığımı zannetmesin. Yaşımı ve yurt dışında yaşayıp yaşamadığımı soruyor. Türkiye’nin gerçekleri, yurt dışından daha net görünüyormuş..

Orhan Bey, biz şu ünlü Ertuğrul Özkek’le sınıf arkadaşıyız.. Kendisi, özgeçmişini, Hürriyet’teki köşesinden bir bahane icat edip; hiç değilse haftada bir açıklıyor.. Ertuğrul’u izlerseniz, benim de yaşımı öğrenirsiniz..

Ne kadar yaşlı olduğumu, açık açık söylemek istemiyorum..

Yurt dışına 1957 yılında çıkmış.. İsviçre’de, bir lisan okuluna devam etmiştim. Türkiye’nin, yurt dışından nasıl göründüğünü de; nasıl özlendiğini de iyi bilirim. Saygılar ve sevgiler.