walsman07
09-02-2006, 03:53 PM
Müzik arşivinizi hala CD'lerde mi saklıyorsunuz? Artık çoktan "üç-beş kuruş" seviyesine gelmiş fiyat/kapasite oranlarında, bilgisayarınızda saklamak hem daha güvenli, hem daha kullanışlı bir çözüm. İyi kalite bir ses sistemiyle bağlantı yapıldığında ve düzgün şekilde yönetildiğinde, tüm arşivinizin sabit diskinizde kalması sizi CD değiştirmek gibi zahmetlerden ve CD'lerinizin hasar görmesi riskinden kurtaracaktır. Bu şekilde o kadar para verdiğiniz albümlerinizi güvenli bir yere kaldırabilirsiniz.
Bu yazımızda, Linux altında, KDE projelerinden KAudioCreator ile müzik arşivinizi diskinize aktarmaktan bahsedeceğiz. Önce kısa bir KAudioCreator tanıtımı ve kodlayıcılar hakkında yine kısa bir bilgi verip, KDE altyapısı ile bu işlerin daha bile kolay olabileceğini göstereceğiz. İnceleme, Pardus işletim sistemi altında yapıldı. Hala duymayan, tanımayan kaldı mı bilmiyoruz ama her ihtimale karşı, Pardus'un, TÜBİTAK UEKAE altında geliştirilen, masaüstü kullanımını hedefleyen bir Linux dağıtımı olduğunu not edelim. Pardus, henüz 1.0 sürümünde olmasına rağmen kapsamlı bir masaüstünü oldukça zahmetsiz bir şekilde sunuyor; Slackware veya ArchLinux gibilerini kullananlar ne demek istediğimi anlayacaklardır (Geliştiricilere not: 1.1'i hasretle bekliyoruz!).
Ses dosyalarınızı bilgisayarınızdaki dosyalara çevirmeye “kodlamak(encoding)” diyebilirsiniz. KaudioCreator da, müzik CD'lerinizi değişik biçemlerde kodlayarak (“encode” ederek) bilgisayarınıza aktarmanızı ve bu aktardığınız albümlerinizi düzenlemenizi sağlayan, basit ama yetenekli bir yazılım. Kodlayıcılarla ilgili komut satırı ayarları yapmanıza, albüm bilgilerini düzenlemenize izin veriyor ve diski taktığınızda Internete bağlıysanız CD veritabanından albümünüzle ilgili çeşitli bilgileri toplayıp, kodlanmış dosyaya etiket olarak ekleyebiliyor. Oldukça basit tasarlanmış arayüzde gözümüze çarpan tek sorun, bazı menü girdilerinin biraz tuhaf olması. Türkçeleştirmeden kaynaklanan bu küçük sorun, kolaylıkla çözülecek türden, bir sonraki sürümde olmayabilir bile. Ama bastığınız düğme, o an için aklınızdan geçirmediğiniz bir işlemi başlatırsa bir an için sinirlenebiliyorsunuz.
Hangi Kodlayıcı?
Sabit diskinize aktardığınız dosyanın biçemi; onu nerede kullanacağınız, kalite kaygınız gibi etkenlerle belirlenmeli. Çoğu dinleyici mp3 olarak kaydedecektir, ama örneğin ogg vorbis aynı bit akış oranında daha yüksek kalite verir. Bununla birlikte taşınabilir müzik çalıcınız ogg biçemindeki dosyaları desteklemiyor olabilir; iRiver gibi markaların ogg destekli aygıtları var ama ortalıkta satılanların çoğu ogg'dan haberdar değil. KAudioCreator'un ayarlarında Ogg Vorbis, mp3 (LAME), FLAC seçenekleri ile birlikte, doğrudan .wav uzantısıyla aktarmak mümkün. Bunun dışındakilere pek dokunmadan, kodlayıcı seçiminiz için birkaç paragraf belki yardım edebilir.
Herşeyden önce şu tanınmış “kbps” değerine bakalım. Disklerin küçük, bağlantıların dial-up, develerin tellal, pirelerinse berber olduğu günlerde, 128 kbps ile kaydedilmiş mp3'ler pek bir revaçtaydı. Hem internetten indirmesi kolay, hem yüzlercesini görece ufak disklerde saklamak mümkündü. Ama -kodlayıcıların bu kadar gelişmemiş olmasının da etkisiyle- kalite ancak yeterli geliyordu. Özellikle karmaşık müzik bölümlerinde tiz seslerde bozulmaları veya cızırtı-tıkırtıyı sineye çekmek gerekiyordu. Sıkıştırmada tek parametremiz olmasa da, bit oranı çok şeyi değiştiriyor. Tek tümceyle açıklamak gerekirse; bit oranı, o anda saniyede kaç kilobit verinin işlendiğini gösterir. Bu bit oranı, bazen çok yüksek, bazen ise az gelebilir. Sakin, tek enstrüman veya söyleyenin sesiyle başlayan, 128 kbps ile kodlanmış bir şarkıyı ele alalım. Başlangıçta, o sesi sayısal olarak temsil etmek için gerekli bit oranı düşüktür. Bu yüzden, karmaşık olmayan şarkılarda fark hissetmeyebilirsiniz. Ancak şarkı ileride karmaşıklaştığında, saniyede 128 kilobitle ifade edilebileceğinden fazla ses verisi ile karşılaşılabilir, ve bu da kayıp sesler veya ufak cızırtılar gibi rahatsızlık verici durumlara yol açar. Herşeyi çok yüksek bit oranıyla sıkıştırmak çıkar yol gibi gözüküyor belki, ama bu da bazukayla sinek öldürmekten farksız (forumumuzun ileri gelenlerinden birinin tabiridir :) ). Bunun çözümü de Değişken Bit Oranından (VBR: Variable Bit Rate) geçer; ki modern kodlayıcılar genellikle bunu kullanır. Yukarıda anlattığımız Sabit Bit Oranının (CBR: Constant Bit Rate) aksine, değişken bit oranı, gereken yerde gereken bit oranına döner. Bu da şarkının karmaşık yerleri için sabit bit oranından daha iyi bir kalite sunarken, o kadar karmaşık olmayan kısımları gözönüne alıp daha küçük dosyalar çıkarır.
Konuyla ilgili araştırma yaparsanız, “lossless”, yani kayıpsız ve “lossy”, yani kayıplı sıkıştırma teknikleriyle karşılaşacaksınız. Sıkıştırma da nereden çıktı, değil mi? CD'nizi sabit diskinize .wav dosyası olarak aktardığınızda, herhangi bir sıkıştırma yapmamış olursunuz; CD'de ne kadar yer kaplıyorsa, o kadar MB tutacaktır. Sesi düzenlemek veya değiştirmek gibi amaçlarınız varsa tamam, ama sadece dinlemek istiyorsanız, bu verimli bir saklama yöntemi değil. Burada kayıpsız sıkıştırma algoritmaları devreye giriyor. KaudioCreator'da bunların temsilcisi FLAC. FLAC, yaklaşık 2 kat kayıpsız sıkıştırmaya kadar izin veriyor. Bu aşamada, hala CD'nizi birebir yeniden oluşturabilirsiniz, zira kayıp ses verisi yok. Bununla birlikte, sadece dinlemek amacındaysanız, ki çoğumuz bunu istiyoruz, kayıplı bir algoritmayla sıkıştırmakta da bir sakınca yok. KaudioCreator burada LAME ve Ogg Vorbis ile karşımıza çıkıyor; türün diğer bazı temsilcileri için musepack ve temelde ince ayar görmüş Ogg Vorbis olan aoTuV'a bakabilirsiniz. Bunlar, genellikle time domain sinyalleri frequency domain'de ifade etmek başta olmak üzere, insan kulağının duymayacağı veya duysa da algılayamayacağı sesleri silmek gibi teknikler kullanarak, 10 katından fazla sıkıştırma sağlayabiliyorlar. Sonuçta, “aslı gibidir” damgası basabileceğiniz kopya için, 700 yerine 70 MB harcamış oluyorsunuz: Yeni bir disk almanıza gerek yok.
Kayıplı sıkıştırmayı seçecekseniz, elinizde LAME (Lame Ain't an MP3 Encoder) ve Ogg Vorbis seçenekleri var şu anda; FLAC (Free Lossless Audio Codec) başka bir evrende. LAME, adı başka bir şey söyler gibi olsa da, MP3 dosyası olarak çıktı veriyor. Ogg Vorbis'in çıktısı .ogg uzantılı. Her ikisinin de kendine göre avantajları var. LAME, çok daha yaygın olması ile öne çıkıyor; tanıdık bir biçem ve neredeyse her şeyle dinlenebilir, ama kalite/boyut oranından veya tam serbest olmamasından muzdarip, lisans sorunları nedeniyle bazen OpenSuSE gibi bazı Linux dağıtımları standart kurulumda MP3 çalamıyor. Ogg Vorbis ise daha modern bir kodlayıcı. Aynı bit oranında daha yüksek kalite (veya aynı kalitede daha küçük dosya, nereden baktığınıza bağlı) veriyor, tamamen serbest yazılım ve hızlı gelişiyor, ama taşınabilir aygıtlarda desteği o kadar güçlü değil. Bu noktada seçim sizin; ben sınırlı disk alanına sahip ama kalite takıntılı (aynı zamanda Sony MHC-G88 sahibi) bir dinleyici olduğumdan Ogg Vorbis seçtim. Hangisini seçerseniz seçin, karmaşık parçalar için 128 kbps gibi bit oranlarından kaçının. Zaten KaudioCreator'un kodlayıcı ayarlarını anlatırken, her iki kodlayıcı için de yüksek kalite ayarlarından bahsedeceğiz. Kodlayıcılar ve ses konusunda daha ayrıntılı bilgi bulabileceğiniz yerlerden sadece biri şurada.
KAudioCreator'a Giriş
İnternete bağlı olmanızı önererek, CD'mizi sürücüye yerleştirelim. Pardus diski aldığında, otomatik olarak size birkaç seçenek sunan bir pencere çıkartıyor. Ne yazık ki tam Türkçe olmayan bu pencerede, "Extract and Encode Audio tracks" seçeneğini seçip onaylayınca, karşımıza KAudioCreator çıkıyor. Açılış penceresinde koyduğumuz CD'deki parçalar listeleniyor, ve kısa bir internet taraması yapan KAudioCreator, parçaları internet CD veritabanlarına göre adlandırıyor. Veritabanında birden fazla olası girdi varsa size seçme şansı da tanınıyor. Bu aşamadan başarısız olması durumunda veya daha fazla ayrıntıyı kendiniz girmek istiyorsanız albüm bilgilerini düzenlemek için ilgili girdiyi kullanabilirsiniz. KAudioCreator ayarlarından sonra örnek bir albüm dönüştüreceğiz, daha fazla ayrıntı orada.
http://img80.imageshack.us/img80/2935/kacss01bc1.png (http://imageshack.us)
Bu yazımızda, Linux altında, KDE projelerinden KAudioCreator ile müzik arşivinizi diskinize aktarmaktan bahsedeceğiz. Önce kısa bir KAudioCreator tanıtımı ve kodlayıcılar hakkında yine kısa bir bilgi verip, KDE altyapısı ile bu işlerin daha bile kolay olabileceğini göstereceğiz. İnceleme, Pardus işletim sistemi altında yapıldı. Hala duymayan, tanımayan kaldı mı bilmiyoruz ama her ihtimale karşı, Pardus'un, TÜBİTAK UEKAE altında geliştirilen, masaüstü kullanımını hedefleyen bir Linux dağıtımı olduğunu not edelim. Pardus, henüz 1.0 sürümünde olmasına rağmen kapsamlı bir masaüstünü oldukça zahmetsiz bir şekilde sunuyor; Slackware veya ArchLinux gibilerini kullananlar ne demek istediğimi anlayacaklardır (Geliştiricilere not: 1.1'i hasretle bekliyoruz!).
Ses dosyalarınızı bilgisayarınızdaki dosyalara çevirmeye “kodlamak(encoding)” diyebilirsiniz. KaudioCreator da, müzik CD'lerinizi değişik biçemlerde kodlayarak (“encode” ederek) bilgisayarınıza aktarmanızı ve bu aktardığınız albümlerinizi düzenlemenizi sağlayan, basit ama yetenekli bir yazılım. Kodlayıcılarla ilgili komut satırı ayarları yapmanıza, albüm bilgilerini düzenlemenize izin veriyor ve diski taktığınızda Internete bağlıysanız CD veritabanından albümünüzle ilgili çeşitli bilgileri toplayıp, kodlanmış dosyaya etiket olarak ekleyebiliyor. Oldukça basit tasarlanmış arayüzde gözümüze çarpan tek sorun, bazı menü girdilerinin biraz tuhaf olması. Türkçeleştirmeden kaynaklanan bu küçük sorun, kolaylıkla çözülecek türden, bir sonraki sürümde olmayabilir bile. Ama bastığınız düğme, o an için aklınızdan geçirmediğiniz bir işlemi başlatırsa bir an için sinirlenebiliyorsunuz.
Hangi Kodlayıcı?
Sabit diskinize aktardığınız dosyanın biçemi; onu nerede kullanacağınız, kalite kaygınız gibi etkenlerle belirlenmeli. Çoğu dinleyici mp3 olarak kaydedecektir, ama örneğin ogg vorbis aynı bit akış oranında daha yüksek kalite verir. Bununla birlikte taşınabilir müzik çalıcınız ogg biçemindeki dosyaları desteklemiyor olabilir; iRiver gibi markaların ogg destekli aygıtları var ama ortalıkta satılanların çoğu ogg'dan haberdar değil. KAudioCreator'un ayarlarında Ogg Vorbis, mp3 (LAME), FLAC seçenekleri ile birlikte, doğrudan .wav uzantısıyla aktarmak mümkün. Bunun dışındakilere pek dokunmadan, kodlayıcı seçiminiz için birkaç paragraf belki yardım edebilir.
Herşeyden önce şu tanınmış “kbps” değerine bakalım. Disklerin küçük, bağlantıların dial-up, develerin tellal, pirelerinse berber olduğu günlerde, 128 kbps ile kaydedilmiş mp3'ler pek bir revaçtaydı. Hem internetten indirmesi kolay, hem yüzlercesini görece ufak disklerde saklamak mümkündü. Ama -kodlayıcıların bu kadar gelişmemiş olmasının da etkisiyle- kalite ancak yeterli geliyordu. Özellikle karmaşık müzik bölümlerinde tiz seslerde bozulmaları veya cızırtı-tıkırtıyı sineye çekmek gerekiyordu. Sıkıştırmada tek parametremiz olmasa da, bit oranı çok şeyi değiştiriyor. Tek tümceyle açıklamak gerekirse; bit oranı, o anda saniyede kaç kilobit verinin işlendiğini gösterir. Bu bit oranı, bazen çok yüksek, bazen ise az gelebilir. Sakin, tek enstrüman veya söyleyenin sesiyle başlayan, 128 kbps ile kodlanmış bir şarkıyı ele alalım. Başlangıçta, o sesi sayısal olarak temsil etmek için gerekli bit oranı düşüktür. Bu yüzden, karmaşık olmayan şarkılarda fark hissetmeyebilirsiniz. Ancak şarkı ileride karmaşıklaştığında, saniyede 128 kilobitle ifade edilebileceğinden fazla ses verisi ile karşılaşılabilir, ve bu da kayıp sesler veya ufak cızırtılar gibi rahatsızlık verici durumlara yol açar. Herşeyi çok yüksek bit oranıyla sıkıştırmak çıkar yol gibi gözüküyor belki, ama bu da bazukayla sinek öldürmekten farksız (forumumuzun ileri gelenlerinden birinin tabiridir :) ). Bunun çözümü de Değişken Bit Oranından (VBR: Variable Bit Rate) geçer; ki modern kodlayıcılar genellikle bunu kullanır. Yukarıda anlattığımız Sabit Bit Oranının (CBR: Constant Bit Rate) aksine, değişken bit oranı, gereken yerde gereken bit oranına döner. Bu da şarkının karmaşık yerleri için sabit bit oranından daha iyi bir kalite sunarken, o kadar karmaşık olmayan kısımları gözönüne alıp daha küçük dosyalar çıkarır.
Konuyla ilgili araştırma yaparsanız, “lossless”, yani kayıpsız ve “lossy”, yani kayıplı sıkıştırma teknikleriyle karşılaşacaksınız. Sıkıştırma da nereden çıktı, değil mi? CD'nizi sabit diskinize .wav dosyası olarak aktardığınızda, herhangi bir sıkıştırma yapmamış olursunuz; CD'de ne kadar yer kaplıyorsa, o kadar MB tutacaktır. Sesi düzenlemek veya değiştirmek gibi amaçlarınız varsa tamam, ama sadece dinlemek istiyorsanız, bu verimli bir saklama yöntemi değil. Burada kayıpsız sıkıştırma algoritmaları devreye giriyor. KaudioCreator'da bunların temsilcisi FLAC. FLAC, yaklaşık 2 kat kayıpsız sıkıştırmaya kadar izin veriyor. Bu aşamada, hala CD'nizi birebir yeniden oluşturabilirsiniz, zira kayıp ses verisi yok. Bununla birlikte, sadece dinlemek amacındaysanız, ki çoğumuz bunu istiyoruz, kayıplı bir algoritmayla sıkıştırmakta da bir sakınca yok. KaudioCreator burada LAME ve Ogg Vorbis ile karşımıza çıkıyor; türün diğer bazı temsilcileri için musepack ve temelde ince ayar görmüş Ogg Vorbis olan aoTuV'a bakabilirsiniz. Bunlar, genellikle time domain sinyalleri frequency domain'de ifade etmek başta olmak üzere, insan kulağının duymayacağı veya duysa da algılayamayacağı sesleri silmek gibi teknikler kullanarak, 10 katından fazla sıkıştırma sağlayabiliyorlar. Sonuçta, “aslı gibidir” damgası basabileceğiniz kopya için, 700 yerine 70 MB harcamış oluyorsunuz: Yeni bir disk almanıza gerek yok.
Kayıplı sıkıştırmayı seçecekseniz, elinizde LAME (Lame Ain't an MP3 Encoder) ve Ogg Vorbis seçenekleri var şu anda; FLAC (Free Lossless Audio Codec) başka bir evrende. LAME, adı başka bir şey söyler gibi olsa da, MP3 dosyası olarak çıktı veriyor. Ogg Vorbis'in çıktısı .ogg uzantılı. Her ikisinin de kendine göre avantajları var. LAME, çok daha yaygın olması ile öne çıkıyor; tanıdık bir biçem ve neredeyse her şeyle dinlenebilir, ama kalite/boyut oranından veya tam serbest olmamasından muzdarip, lisans sorunları nedeniyle bazen OpenSuSE gibi bazı Linux dağıtımları standart kurulumda MP3 çalamıyor. Ogg Vorbis ise daha modern bir kodlayıcı. Aynı bit oranında daha yüksek kalite (veya aynı kalitede daha küçük dosya, nereden baktığınıza bağlı) veriyor, tamamen serbest yazılım ve hızlı gelişiyor, ama taşınabilir aygıtlarda desteği o kadar güçlü değil. Bu noktada seçim sizin; ben sınırlı disk alanına sahip ama kalite takıntılı (aynı zamanda Sony MHC-G88 sahibi) bir dinleyici olduğumdan Ogg Vorbis seçtim. Hangisini seçerseniz seçin, karmaşık parçalar için 128 kbps gibi bit oranlarından kaçının. Zaten KaudioCreator'un kodlayıcı ayarlarını anlatırken, her iki kodlayıcı için de yüksek kalite ayarlarından bahsedeceğiz. Kodlayıcılar ve ses konusunda daha ayrıntılı bilgi bulabileceğiniz yerlerden sadece biri şurada.
KAudioCreator'a Giriş
İnternete bağlı olmanızı önererek, CD'mizi sürücüye yerleştirelim. Pardus diski aldığında, otomatik olarak size birkaç seçenek sunan bir pencere çıkartıyor. Ne yazık ki tam Türkçe olmayan bu pencerede, "Extract and Encode Audio tracks" seçeneğini seçip onaylayınca, karşımıza KAudioCreator çıkıyor. Açılış penceresinde koyduğumuz CD'deki parçalar listeleniyor, ve kısa bir internet taraması yapan KAudioCreator, parçaları internet CD veritabanlarına göre adlandırıyor. Veritabanında birden fazla olası girdi varsa size seçme şansı da tanınıyor. Bu aşamadan başarısız olması durumunda veya daha fazla ayrıntıyı kendiniz girmek istiyorsanız albüm bilgilerini düzenlemek için ilgili girdiyi kullanabilirsiniz. KAudioCreator ayarlarından sonra örnek bir albüm dönüştüreceğiz, daha fazla ayrıntı orada.
http://img80.imageshack.us/img80/2935/kacss01bc1.png (http://imageshack.us)