Tam Sürümü Görüntüle : Uyumsuz Çocuklar
M@D_VIPer
09-25-2006, 12:59 AM
A- TANIM VE SINIFLANDIRMA
Eğitimde ve psikolojide bir çok terimin tanımını yapmak çok zordur. Aynı
durum uyumsuz çocukların tanımı için de geçerlidir. Bu tanımları yaparken
karşılaşılan zorlukları Hallahan;
• Ruh sağlığının uygun bir tanımının olmayışı,
• Uyumsuz davranışlara ilişkin kuramsal yaklaşımlar arası
farklılıklar,
• Duygu ve davranışları ölçmedeki güçlükler,
• Normal ve uyumsuz çocukların duygu ve davranışlarındaki
değişiklikler,
• Uyumsuz ve diğer özür grupları arasındaki ilişkiler
• Çocukları sınıflandıran ve onlara hizmet veren meslek
kuruluşlarının işlevlerindeki farklılıklar,
• Davranışlara yönelik sosyal ve kültürel beklentiler,
M@D_VIPer
09-25-2006, 12:59 AM
Çeşitli “Uyumsuz Çocuk” Tanımları:
Kaufmann; davranışları başkalarının beklentilerine ya da kendi
beklentilerine uygun olmayan çocuklardır.
Çağlar (1981); kendi benliği ve çevresiyle dengeli ve etkili ilişki kurma,
geliştirme ve sürdürmede güçlük çeken ve bu yüzden gelişmeleri sekteye
uğrayan, çevresindekilerin olağan ilişkileri ile düzeltilmeyen davranış
kalıplarına sahip çocuklardır şeklinde tanımlamıştır.
Arı; çocukların uzun süren nevrotik ve psikotik tipteki bozuklukları da
uyum bozuklukları olarak tanımlamaktadır.
MEB; zaman zaman çeşitli etkenlerden dolayı çevresiyle dengeli ilişki
kurma ve sürdürmede güçlük çeken çocuklardır
Nazik; kendi benliği ile ve çevresiyle dengeli ve etkili ilişki kurma,
geliştirme ve sürdürmede güçlük çeken ve bu yüzden gelişmeleri yeterli
olmayan, çevresindekilerin, normal ilişkileri ile düzeltilemeyen davranış
kalıplarına sahip çocuklardır (Nazik, 1981).
1- Özel Eğitim Konseyinde, çocukların uyumsuzlukları dört ana kümede
toplanmaktadır.(Ersoy, Avcı;1981)
a) Davranış Bozuklukları: Sürekli hırçınlık, sinirlilik, geçimsizlik,
kavgacılık, okuldan kaçma, çalma, yangın çıkarma, sürekli baş kaldırma ve
kuralları çiğneme gibi belirtiler bu kümede toplanır. Davranış bozuklukları,
çocuğun çeşitli ruhsal ve bedensel nedenlere bağlı olarak, iç çatışmalarını
davranışına aktarması sonucu ortaya çıkar. Başka bir deyişle, bu çocukların
çevresiyle ilişkileri sürekli olarak gergin ve sürtüşmelidir.
b) Duygusal Bozukluklar: Bu kümede yer alan sorunlar, çocuğun
çevresinden çok kendisini tedirgin eden ruhsal belirtilerdir.Korkular, kuruntular,
saplantılı düşünceler, uyku bozuklukları, kekemelik, seyirceler ve benzer
sorunlardır. Bu belirtileri gösteren çocuklar çevreleriyle ilişkileri çok bozuk
olmayan, gergin, güvensiz ve çekingen çocuklardır. (Yörükoğlu, 1998)
c) Alışkanlık Bozuklukları: Parmak emme, mastürbasyon, gece
işemeleri, dışkı kaçırma gibi alışkanlıkların düzensizliği ilgili belirtiler bu
kümede toplanır. (Yörükoğlu,1998)
d) Ağır Ruhsal Bozukluklar: Çocuğun uyumunu ve gerçeği
değerlendirmesini her alanda ve sürekli olarak bozan ruhsal hastalıklar bu
kümede yer almaktadır. Bu bozuklukların her birinin tek başına gözlenmesi
çocuğun uyumsuz olduğunu kanıtlamaz. Burada önemli olan çocuğun içinde
bulunduğu gelişim dönemi, gözlenen belirtilenin sıklığı ve
sürekliliğidir.Gelişimin çeşitli basamaklarında çocukların karşılaştığı sorunlar
çok çeşitlidir. Bunların bir çoğu döneme özgü olan ve yaş ilerledikçe
kendiliğinden geçebilecek sorunlar olduğu gibi anne - babanın desteği ile
çözümlenecek nitelikte de olabilir. Ancak bu sorunlar yanlış değerlendirilir ve
uygun desteği bulamaz, anne – baba ya da öğretmenin tutumu yanlış olursa
pekişip büyüyebilir. Ayrıca stres altındaki çocuklar da yukarıda sözü edilen
bozukluklardan herhangi birini gösterebilir. (Ersoy, Avcı; 1981)
M@D_VIPer
09-25-2006, 12:59 AM
Normallik Ölçütleri
Çocuk ve gencin davranışının normal mi yoksa davranış bozukluğu mu
olduğunun belirlenmesi için bazı ölçütler gerekir.
Bu ölçütler:
1- Yaşa uygunluk,
2- Sapan davranışının yoğunluğu
3- Süreklilik,
4- Cinsel rol beklentisi,
5- Kültürel faktörler, şeklinde özetlenebilir.
1) Yaşa Uygunluk: Çocuğun yaşı ve gelişimindeki yeri onun davranışının
normalliğini belirlemede önemli rol oynar. Bazı spesifik korkuların gelişimiyle,
ebeveyn dikkatini üzerine çekme arzusu dört yaş çocuğu için olağan bir davranış
sayılırken on üç yaş gencin de buna nadiren rastlanır. Aynı şekilde sigara içme,
uyuşturucu kullanma on sekiz yaş genci için az da olsa rastlanan davranışlar
iken aynı durum sekiz yaş çocuğu için sapan davranış grubuna girer.
Bu bağlamda, uzmanlar ve eğitimciler, benzer davranışa aynı yaş grubu
içinde büyük bir grupta rastlanıyorsa “normal” olarak kabul ederler.
Bizim hangi davranışın normal, hangisinin normal olmadığını
kestirebilmemiz için öncelikle çocukların değişik yaşlardaki tipik davranışları
hakkında bilgi sahibi olmamız gerekir. Belirli bazı yaşlardaki çocukların hemen
1/3 ya da yarısına yakın bir kısmının davranışları öğretmen ve anne – babalarını
rahatsız etmesine rağmen, normal olarak kabul edilir.
Okul Öncesi Dönemi: 1, 1.5, ve 2 yaş çocuklarında huysuzluk ve
negativizme (olumsuzluğa) sık rastlanır. Yine isteklerin zıddını yapma, eğitimde
olan bu grup çocuklarda sürekli bir yetişkin ilgisine ihtiyaç gözlenir. Bu nedenle
negativist davranışlar bu yaş grubu için normal kabul edilmelidir.
İlkokul Dönemi: Huysuzluk ve öfke, yalan, aşırı duyarlılık önde gelen
tipik problemlerdendir. Erkek çocukların 1/3’ü aşırı hareketli olarak
tanımlanırken 1/3’ü kıskanç olarak tanımlanır.
Ergenlik : 13-15 yaş arasında kızlarda görülen aşırı duyarlılık ½
oranınayken bu oran erkeklerde 1/5’e düşer.
M@D_VIPer
09-25-2006, 01:00 AM
PROBLEMLİ DAVRANIŞLAR
Yaşlara Göre Karakteristik Belirtiler:
1.5 ve 2 yaş : Huysuzluk, istenen şeyi yapmama, dikkat çekme arzusu,
aşırı hareketlilik, spesifik korkular.
3 – 5 yaş . Huysuzluk, istenen şeyi yapmama, dikkat çekme arzusu, aşırı
hareketlilik, spesifik korkular, aşırı duygusallık, yalan söyleme, negativizm.
6 – 10 yaş: Huysuzluk, aşırı hareketlilik spesifik korkular, aşırı duyarlılık,
yalan, okul başarısızlığı, kıskançlık.
11 – 14 yaş: Huysuzluk, aşırı duyarlılık, okul başarısızlığı, kıskançlık.
15 – 18 yaş: Okul başarısızlığı, okuldan kaçma, içki, sigara alışkanlığı.
Bu durumda, yukarıdaki örneklerden 9 yaşındaki kız çocuğunda görülen
çalma ve kavga olağan bir davranış olmadığından sapan bir davranış olarak
kabul edilir.Bu yaş düzeyinde çok az kızda anti-sosyal ve saldırgan davranış
türüne rastlanır. Aynı şekilde, 11 yaşındaki çocuğun davranışı da sapan davranış
olarak mütalaa edilir. Buna karşılık, 17 yaşındaki gencin başarısızlık ve içki
sorunu, son gençlik döneminin tipik davranışlarındandır.
2) Yoğunluk (Miktar): Bir davranışın bozukluk olarak
nitelendirilebilmesindeki ikinci ölçüt yoğunluktur.
Örneğin, 5 yaş çocuğunda öfke ve huysuzluk doğalken, bu bir başkasına
fiziki zarar verme ve onun haklarına tecavüz şekline dönüşürse sapan davranış
kategorisine girer.
3) Süreklilik (Israr) : Süreklilik, çocuğun belirli bir davranış türünü
ısrarlı bir biçimde uzun zaman süreci içinde tekrar etmesidir.
4) Cinsel – Rol Beklentisi : Erkeklerde, kızlara oranla daha saldırgan
olmaları beklenirken davranışlarıyla erkeklere benzer saldırgan örnekler sunan
kızlar davranışı sapan davranış kategorisine girer.
5) Kültürel Faktörler : Normalde sapan davranış biçimlerinin
oluşumunda içinde yaşanan kültürel faktörlerin önemi büyüktür. (Yavuzer,
1981)
M@D_VIPer
09-25-2006, 01:00 AM
NEDENLER
Uyumsuzluk bir grup nedenin ortaya çıkardığı ve genellikle geçici olan
bir durumdur. Uyumsuzluğa neden olan faktörler ortadan kaldırılırsa, bu
problem de ortadan kalkar. Her davranışın bir amacı vardır. Birey, her
davranışını bedensel, ruhsal ve sosyal yaşamında bir denge sağlamak için
yapar.Başkalarına göre anlamsız olan bir davranış, bireyin kendisi için hiç de
öyle sayılmayabilir. Çünkü, onu öyle davranmaya zorlayan bir takım nedenler
vardır. (Nazik, 1981)
Bu nedenler;
1) Katılımsal ve organik nedenler,
2) Bedensel edenler,
a) Beden özürleri,
b) Hastalıklar
c) İç salgı bezlerindeki bozukluklar,
d) Kazalar
3) Temel ihtiyaçlardan yoksun olma
a) Biyolojik ve fizyolojik temel ihtiyaçlar,
b) Psikolojik temel ihtiyaçlar,
c) Sosyal temel ihtiyaçlar,
4) Aile yapısından kaynaklanan nedenler,
5) Yanlış eğitim (Ersoy, Avcı; 1981)
Kalıtım: Eğitimde uyumsuzluk olarak tanımlanan davranış bozukluğu,
önceden kalıtımla olduğu düşünülmekte idi. Ama günümüzde yapılan
araştırmaların çoğu uyumsuzlukların sadece kalıtımla geçmediğini
ispatlamaktadır. Ayrıca çevrenin etkisi de en az kalıtımla ilgili olduğu kadar
etkilidir. Örneğin uyumsuz anne – babaların yarattığı zararlı aile ortamında
büyüyen bir çocuktan uyumsuzluk görülmesi kalıtımın etkisi kadar önemli rol
oynar.
Uyumsuzlukların ortaya çıkmasında kalıtımın etkili olduğu, ancak büyük
oranda bu etkinin uygun eğitim ortamında hazırlanarak azaltılabileceği mümkün
olabileceği sonucunu çıkarabiliriz. (Nazik, 1981)
Bedensel Sebepler :
a) Beden özürleri: Çocuklarda görülen körlük, az görme, ağır işitme,
sağırlık, şaşılık, kamburluk, çolaklık, topallık, çarpık vücutlu olma, aşırı
şişmanlık gibi beden özürleri çocukların uyumsuzluğuna neden olabilir. Bunda,
ailenin ve yakın çevrenin çocuğa karşı takındıkları tutumlar ve davranışlar önem
taşır. Kendilerine karşı nasıl davranılıyorsa, beden özürlü çocuklarda buna
paralel olumlu, ılımlı veya olumsuz tavır ve davranışlar geliştirirler. (Nazik
1981)
Dikkat edilmesi gereken nokta, beden özürlülerin kendiliğinden
olumsuzluk nedeni olmayıp ancak çocuğun çevresinin bu özre karşı takındıkları
olumsuz tutum sonucu kişinin özre ve çevresine karşı uyumsuz davranış
göstermesine sebep olmasıdır.
Özürden çok özre karşı bireyin ve çevresindekilerin takındıkları tavır ve
davranışlar uyumluluk ya da uyumsuzluğun nedeni olabilir. (Nazik,1981)
b) Hastalıklar: Bütün hastalıklar insanlarda uyumsuz davranışlara
neden olabilir. Çocuklar hastalandığında gösterilen aşırı ilgi veya ilgisizlik
uyumsuzluğa neden olabilir. Çocuklarda görülen uyumsuzluk belirtilerinde
öncelikle organik bir rahatsızlığı var mı öğrenilmelidir. Örneğin; bağırsak
kurtları çocuklarda aşırı sinirlilik ve uyumsuzluğa neden olmaktadır.
c) İç salgı bezlerindeki bozukluklar: Örneğin; gözyaşı ve tükürük
bezleri gibi kanatlı iç salgı bezleri vardır. Salgılarını kanallar yoluyla dışarı
akıtırlar. Bir de kanalsız iç salgı bezleri vardır. Bunlar salgılarını doğrudan
doğruya kana akıtırlar ve bu durum insanın ruhsal durumunu ve duygusal
yaşamını önemli derecede etkiler.
d) Kazalar ve şoklar: Çocuklar ve gençler geçirdikleri kazaların ve
şokların kayboluncaya kadar uyumsuzluk gösterebilirler. Geçirilen kazanın
derecesine orantılı olarak korkma, ürkme, dalgınlık, ani korku, bağırma, ağlama
nöbetleri şeklinde ruhsal problemler ortaya çıkarabilir. (Nazik, 1981)
3) Temel İhtiyaçların Doyurulması: Her insanın temelde ortak olan
bazı ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaçlar insanların, rengine, dinine, ırkına,
inançlarına ve milliyetine bakılmaksızın diğer insanlarla ortak ihtiyaçlardır.
Toplumun parçası olan birey normal olarak bedensel, ruhsal, sosyal ve duygusal
gelişimi ile yaşamını devam ettirebilmesi için bu temel ihtiyaçlarının
doyurulmasını ister. Bu temel ihtiyaçları şöyle sıralayabiliriz.
a) Fiziksel temel ihtiyaçlar: Beslenme, barınma, giyinme, nefes alma,
boşalma, cinsel faal olma, dinleme, vücut ısısını düzenleme, tehlikelerden
korunma olarak sıralayabiliriz. (Nazik,1981)
b) Psikolojik temel ihtiyaçlar :
⇒ Psikolojik temel ihtiyaçlar:
1- Sevme ve sevilme ihtiyacı,
2- Kabul edilmek ihtiyacı,
3- Öğrenme ihtiyacı,
4- Psikolojik güvenlik ihtiyacı,
5- Başarılı olma ihtiyacı,
6- Başkalarının onayını alma ihtiyacı,
7- Kendine ve kişiliğine saygı duyulması ihtiyacı (Nazik, 1981)
⇒ Sosyal temel ihtiyaçlar:
1- Arkadaşlık kurma ihtiyacı,
2- Bir gruba ait olma ihtiyacı,
3- Bir statü ve prestij sahibi olma ihtiyacı,
4- Sosyal güvenlik ihtiyacı,
5- Bir işe yarama ihtiyacı
6- Bağımsızlık ihtiyacı. (Nazik, 1981)
4) Çevre ve sosyo – ekonomik sebepler: Çocukların ve gençlerin
uyumsuz olmalarında içinde bulundukları, büyüyüp geliştikleri çevrenin önemli
etkileri vardır. Çocuklar çevrelerindeki bazı kimseleri sever ve onları taklit
eder. Bu taklit etme, sadece onlarda görünüş olarak benzemek değil, ruhsal
açıdan da benzemeye çalışmaktır.Çocuğun etkilendiği herkes, çocuğun
davranışlarına, tutumlarına, inançlarına yön verebilir. Çocuğun uygunsuz
olmasında etkili olan çevre faktörleri şunlardır:
Aile Çevresi: Kişiler davranışlarını, becerilerini, görgü kurallarını ve
alışkanlıklarını çevresindeki insanlarla iletişimleri sırasında öğrenir ve
kazanırlar. Çocuk en etkili örneklerini aile çevresinden alır. Çocuğun ilk yılı ve
0 – 3 yaş civarı genellikle olması gereken ve ömür boyu onu etkileyen davranış
ve alışkanlıkların büyük bir kısmını kazandığı dönemdir.
Aile çevresinde çocuğun uyumsuzluğuna neden olabilecek faktörler:
a) Ailenin yapısından kaynaklanan nedenler,
b) Anne – baba ilişkileri (Nazik, 1981)
Çocuğun Yakın Çevresi: Çocuk her şeyden önce her gün birlikte
yaşadığı, oynadığı, kaldığı ve ara sıra birlikte bulunduğu akranlarının
davranışlarını benimser. Çocuğun yakın çevresini sadece ilişki kurduğu kişiler
oluşturmaz. Sinema, tiyatro, televizyon, parkta gördüğü kişiler, okuduğu kitaplar
ve hikaye kahramanları da çocuğun davranışlarını etkiler. (Nazik, 1981)
Okul: Okul ortamıyla ilgili olan en belirgin uyumsuzluk nedenleri
şunlardır:
a) Çocuklardaki bireysel farklılıkların tanınması,
b) İhtiyaç duyulan rehberliğin yapılmaması,
c) Öğretmenlerin disiplin ve eğitimle ilgili tutumları da çocuğun uyumsuz
davranışları üzerinde önemli rol oynar.
Sosyal Nedenler: Çocuğun yaşadığı aile ortamı, devam ettiği okul ve
bunları kapsayan sosyal çevrede bir çok sosyal değerlerin uyuşmazlık halidir.
Çocuk bu farklı değerlerin hepsine uygun davranış gösteremez. Bunların içinde
en çok beğendiği ve benimsediği birini kendisi için uygun bir tutum olarak kabul
eder. Çocuğun benimsediği davranış her ortama uygun olmaz. Çocuk nasıl
davranacağını bilemez. Korkak, çekingen ve güvensiz davranışlar sergiler.
Ekonomik Nedenler: İnsanların tüm temel ihtiyaçlarının karşılanması
için asgari düzeyde bir güç gereklidir. Bazı bireyler, bunu topluma uygun bir
şekilde temin ederken, bazıları uygun olmayan şekilde; hırsızlık, yalancılık,
dilencilik, serserilik gibi tutumlar sergileyerek karşılamaya çalışırlar. Bu tür
davranışların alışkanlık ve meslek haline getirilmemesi için her bireyin temel
ihtiyacı karşılayacak düzeyde ekonomik güce sahip olması gerekir.
Yanlış Eğitim :Eğirim bir anlamda bireyin bedensel, duygusal, zihinsel
ve sosyal yeteneklerinin kendisi ve ait olduğu toplum için en uygun şekilde
gelişmesi durumudur. Çocuk, kendini, kendisinde ve topluda olup bitenleri, istek
ve ihtiyaçlarını uygun bir eğitimle öğrenebilir. Bunları uygun bir eğitimle
öğrenemeyenler kendi yetenek ve isteklerini; toplumun istek ve ihtiyaçlarına ters
düşecek şekilde karşılayabilir. Böylece uyumsuz davranış gösterme eğilimi
gelişebilir.
M@D_VIPer
09-25-2006, 01:00 AM
ÖZELLİKLER
Uyumsuz çocuklar günlük yaşamlarında sistemli olarak gözlendiğinde
bazı davranışları sık sık tekrarlarlar. Bu davranışların bir çocukta sürekli olarak
görülmesi, uyumsuzluğundan şüphe edilmesi için önemli ipuçları verir. Bu
davranışlar ve belirtiler şöyle sıralanabilir.
- Sinirli hareket ederler, huzursuz ve rahatsızdırlar.
- Adale seğirmeleri olur, sınırlı okul çalışmalarına karşı ilgisizdirler.
- Okula devamsızlık etme eğilimleri vardır, okuldan hoşlanmazlar.
- Kıskançlıklarını gizleyemezler, aşırı derecede yarışma isteği duyarlar.
Ancak başaramayacakları yarışmalardan kolayca çekilirler.
- Kaşınmaları çok serttir, kanatıncaya kadar kaşırlar, tırnaklarını yer ve
ısırırlar.
- Çok dikkatsizdirler, eleştiriye gelemezler.
- Konuşma güçlüğü çekerler, başkalarını aldatmaktan zevk duyarlar.
- Oyun bozanlığı severler. Oyun sırasında veya bir faaliyet esnasında
kaza yapma eğilimi gösterirler.
- Belli konularda çöküntü duyar, kolayca hüsrana uğrarlar.
- Sürekli gergindirler, titremeleri olur. Bazen az, bazen çok fazla
hareketlidirler.
- Kolayca gücenir, darılır, daima kendilerini savunurlar.
- Grup etkinliklerini bozma eğilimi gösterirler, tahripçilik yaparlar.
- Çalar, yalan söyler ve otoriteye karşı direnirler.
- Kendilerini överler, akranlarını sevmezler, onlar hakkında kötü şeyler
düşünürler.
- Kendilerine iyi davranılmadığından şikayetçi olurlar, öfke nöbetleri
geçirirler.
- Sık sık iç çekerler, saçlarıyla oynarlar, çok neşesiz ve yalnız olurlar.
- Utangaç, korkak, ürkek, şüpheli ve çok sakindirler. Çocuğun bu
sakinliği ailesi ve öğretmeni tarafından takdir edilir ve problemleri
araştırılma yoluna gidilmez.
- Kendine güvenemez, fikirlerini değersiz bulur, aşağılık duygusuna
kapılır. (Nazik, 1981)
Tüm bu özelliklerin hepsi birden aynı çocukta görülmez. Bunlardan bir
kaçı uyumsuzluğun dercesine göre bir çocukta görülür. Ancak şunu unutmamak
gerekir ki, bu davranışların bir çoğu her normal insanda görülebilir. Uyum
problemi olan çocuk ve gençlerde bu hal sık sık görülür. Bu tür davranışlar ara
sıra görülüyorsa uyumsuzluktan şüphelenmek gereksizdir. (Nazik,1981)
vBulletin® v3.8.11, Copyright ©2000-2025, vBulletin Solutions Inc.