Giriş

Tam Sürümü Görüntüle : Zonguldak


bluekeys™
10-17-2006, 06:06 PM
http://img341.imageshack.us/img341/3985/dsc007942hi.jpg (http://imageshack.us/)

‘ZONGULDAK'IN DERİN TOPRAKLARI ALTINDAKİ SERVETİ MADENİYE NE KADAR KIYMETLİ İSE ZONGULDAK DA O KADAR KIYMETLİ VİLAYETİMİZDİR.’
M.KEMAL ATATÜRK

YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ

Zonguldak ili çok engebeli bir arazi yapısına sahip olup; il alanının % 56'sıdağlarla, % 31'i platolarla ve % 13'ü ovalarla kaplıdır.

Akarsu vadileriyle yer yer derin bir biçimde parçalanmış olan il toprakları orta yükseklikteki dağlık alanlardan oluşur.

Bol yağışlı bir iklime sahip olan Zonguldak, yerüstü su kaynakları bakımından oldukça zengindir. İlde Filyos Çayı dışında büyük akarsu olmamakla birlikte, çok sayıda akarsu vardır. Bu akarsular, il alanının sık bir vadi ağıyla parçalamıştır.



Dağlar
Ağırlıklı yeryüzü şekillerini oluşturan dağlar; kuzey kesimlerinde 1000 metreyi bulmazken, orta kesimlerde 1200 metreyi aşmakta, güneyde ise yer yer 2000 metreye kadar ulaşmaktadır. Dağlar kıyıya koşut üç sıra oluşturduğundan kıyı ile iç kesimler arasında ulaşım güçleşir. Kıyıya yakın yükseltilerin oluşturduğu dağ sırasının altında zengin taşkömürü yatakları vardır.

Atyaylası Tepesi (710 m), Göldağı (771 m), Kantar Tepe (905 m), Orhan Tepe (920 m), Baba Dağı (1120 m), Soğukoluk Tepesi (1268 m), Kızıl Tepe / Kızıltaş )1468 m) ve Bacaklı Yayla ilin bilinen yükseltileridir.

Vadiler, Platolar, Ovalar
Zonguldak il toprakları sıkı bir vadi ağıyla parçalanmıştır. Bu vadiler(Filyos Çayı Vadisi,Alaplı Irmağı Vadisi,Gülüç Irmağı Vadisi,Üzülmez Deresi Vadisi) kimi kesimlerde genişliyerek düzlükler oluşturmasına karşın, ilde büyük denebilecek bir ova yoktur.

Kıyılar
Karadeniz boyunca uzanan kıyı şeridinin tek önemli girintisi Kdz.Ereğli yakınlarındaki Baba Burnu'dur.

Doğuda Sazköy'den batıda Alaplı ilçe sınırına uzanan 80 kilometrelik kıyı bandında yer alan pek çok doğal plaj (koy) ve kumsal alanlar yöre halkının yaz aylarında günübirlik kullandığı belli başlı mekanlardır.

Akarsular
Filyos ve Gülüç Çayı; Devrek, Alaplı ırmakları; Üzülmez, Kozlu dereleri yörenin bilinen akarsu kaynaklarıdır. Ayrıca her biri akarsuların denize döküldüğü yer anlamına gelen Küçükağız, Ömerağzı, Çatalağzı (Çatalağız:Bir coğrafya terimi olup, ırmağın denize kavuştuğu yerde lığların birikmesiyle oluşan delta) İnağzı, Değirmenağzı, Çavuşağzı, Alacaağzı, Köseağzı, Mevrekeağzı ve İncivezağzı gibi ağızlara irili ufaklı pek çok dere akmasına karşın, yaz mevsiminde bu derelerin oluşturduğu kanyonların suyu azalmaktadır.En önemli akarsuyu Filyos Çayı olup 228 km. uzunluğundadır.

Baraj Gölleri ve Göletler
İl sınırları içinde doğal göl bulunmamaktadır. Merkezde Ulutan, Kdz.Ereğli'de Kızılcapınar ve Gülüç baraj gölleri; Çatalağzı'nda Dereköy ve Karapınar'da Çobanoğlu göletleri ilin bilinen yapay gölleridir.

BİTKİ ÖRTÜSÜ
İl topraklarının % 52'si ormanlık alan (348.612 ha) olup, bunun % 88'i koru, % 12'si baltalık orman niteliğindedir. Ülkemiz ormanları içerisinde zengin bir tür çeşitliliği ile doğal arboretum konumunda olan yöre ormanlarında kayın, meşe, gürgen, kestane, çınar, ıhlamur ve kızılağaç başta olmak üzere % 70'i yapraklı; gürgen, karaçam, sarıçam, kızılçam ve sahil çamı türleriyle % 30'u ibreli ormanlardır. Her mevsimi yağışlı geçen yörenin yükseklikleri iğne yapraklı (köknar, çam), daha aşağıları yayvan yapraklı (kayın, meşe, kestane, karaağaç, ıhlamur, kavak), akarsu kenarları da kavak, söğüt ağaçlarıyla kaplıdır.

Bu ana yeşil dokuyu orman gülü, pırnal meşesi, çoban püskülü, defne, kocayemiş, kızılcık, kiraz, funda, ayı üzümü, kuşburnu, böğürtlen, dağ çileği, eğrelti otu gibi orman altı bitki örtüsü tamamlamaktadır.Zonguldak yöresi endemik bitki varlığı açısından da oldukça zengin bir potansiyele sahiptir.

Ana toprağı Zonguldak olan bu bitkilerin bir bölümü yörenin antik adları ile (phrygia, paphlagonica, galaticus, bihhynicum, pontica...), bir bölümü de mitolojik kaynaklardaki adları ile (delphinium, olympica, heracleum...) bilinmektedir.

İKLİM
Zonguldak ili ılıman Karadeniz ikliminin etkisi altındadır. Her mevsimi yağışlı ve ılık olan Zonguldak�ta kurak mevsime rastlanılmamaktadır. En fazla yağış sonbahar ve kış mevsimlerinde görülür.

İlde mevsimler ve gece-gündüz arasında önemli bir sıcaklık farkı bulunmamaktadır. Denizden iç kesimlere doğru gidildikçe, iklim biraz daha sertleşir.

Yıllık ortalama sıcaklıklarda il genelinde önemli bir farklılaşma yoktur. Haziran, Temmuz ve Ağustos ayları ilin en fazla güneşli günlerinin yaşandığı aylardır. Yine bu aylar arasında deniz sıcaklığı ortalama 20 °C düzeyindedir.

Yıllık yağış ortalamasının 1234.96 mm olduğu Zonguldak'ta, en yağışlı aylar 148.65 mm ile Aralık ve 141.72 mm ile Ocak aylarıdır. Yağışlar kıyılardan iç kesimlere doğru gidildikçe hem azalmakta hem de yağmurdan kara dönüşme özelliği göstermektedir.

İlde hakim rüzgar güneydoğu (keşişleme) yönündedir. İkinci derecede etkili rüzgar ise kuzeybatı (karayel) yönündedir.

Zonguldak'ta en düşük nispi nem oranı % 70 olup, ortalama nispi nem oranı % 75'tir.

JEOLOJİK YAPI
Karadeniz sahilinde Ereğli-İnebolu arasındaki engebeli arazi parçası bugünkü jeolojik bilgilere göre Mezozoik çağa ait bir teşekküldür. Birçok yerde kömür ihtiva eden tabakalar yüzeyde kendini gösterir. Kretesinin altındaki karbonifer şeridi 160 km uzunluğundadır.

Filyos Çayının batısında kalan Zonguldak-Kozlu-Kandilli (Batı Kömür Havzası) Filyos Çayının doğusundaki pencereler (Doğu Kömür Havzası) adını alır. Azdavay ve Söğütözü gibi doğu kömür havzasına ait yerlerde prodüktif kömür damarlarına rastlanır.

Zonguldak sahasında ilk hareketler, Namurian Formasyonunu tabanında meydana gelmiştir. Genel bir yükselme Vise kalkerinin teşekkülüne son vermiş ve ilk kara teressübatı meydana gelmiştir. Alt Namurian'da bazı ilerlemeler ve gerilemeler olmuşsa da Orta Namurian'da kömür havzası açık denizden kesilmiştir. Bütün Namurian Devri, sürekli bir alçalma göstermiştir. Ortalama 1000 metrelik bir çöküntü, bütün kömür havzasında Namurian Devrinin sonunu getirmiştir. Yeni hareketlerle Westfalian Devri başlamıştır. İkinci bir hareket sonucu nehirlerin taşıma gücü artmış, büyük miktardaki teressübat çöküntü halindeki sahaya doğru akın etmiştir. Bu hızlı çöküntü zaman zaman durmuş ve sakin devirlerde,büyük miktarda turba teşekkül etmiştir. Namurian Devrindeki hareketler aynen ve daha yakın yerlerde meydana gelmiştir. Westfalian A'nın üst kısımlarında nehirlerin taşıma güçleri azalmıştır. Westfalian'ın konglomeraları en çok formasyonun alt yarım kısmındadır.

Westfalian B'nin başlangıcında deniz kıyısının gerisindeki alanda bir yükselme meydana gelmiş, nehirlerin taşıma güçleri büyük miktarda artmıştır. Westfalian A'nın konglomeralarından daha büyük ve volkanik menşeli çakılların teşkil ettiği Karadon formasyonu, sahada yüksek dağları ve volkanik hareketlerin varlığını gösterir.

Gelik'in doğusundaki Karbonifer (Göbü Karboniferi) adını alır. Bu karbonifere Delikli Meşe Karboniferi adı da verilir.

Westfalian A,C ve belki D Konkordan Westfalian A'nın üzerinde yatmaktadır . Bu devrin başlangıcında, nehirlerin taşıma kabiliyetinin büyük olması bu formasyonun başlangıcında büyük miktardaki konglomeralarla kendini göstermektedir. Westfalian B'nin büyük parçalı tabakaları, Westfalian A'ya göre daha fazla volkanik taş ihtiva etmektedir. Bu formasyonda da bazı kömür damarları vardır, fakat damarlar ya çok ince veya istihsal için çok şistlidir.

KÖMÜRÜN OLUŞUMU
Kömür Oluşumu; Kömür değişik oranlarda organik ve inorganik yapıcı ve bileşenler içeren tortul kayaçtır. Doğada yapı, doku, bileşenler ve köken açısından, birbiriyle tam anlamda özdeş iki kömür oluşumuna rastlamak hemen hemen olanaksızdır.

Kömürü yapan ana element karbondur.Bu nedenle oluşumu karbon çevrimine çok bağımlıdır. Kömür evrimi bataklıklarda başlar. Kömürleşmenin başlıca kaynakları bitkiler ile havadan veya yüzeysel sulardan alınan karbondioksittir. Mağmanın içerdiği gaz, buhar ve çözeltiler karbon çevrimine katılır. Hava ve sudaki karbondioksitin önemli bölümünü bitkiler özümler, yaşamları için gerekli olanı yapılarında tutarlar. Karbondioksitin suda çözünen bölümü, karbonatlı kayaçlarda ve organik tortularda birikir. Bunların başkalaşması sonucu tekrar çevrime katılır.

Kömür; Uygun ortamlarda, bataklıklarda bozunma ve çürümeden kurtulan bitki kalıntı birikimlerinin,zamanla biyokimyasal ve fiziksel etkilerle değişimi sonucu oluşur. Biyo kimyasal evrede Turbalaşma, dinomokimyasal veya başkalaşma evresi ise kömürleşmedir.

bluekeys™
10-17-2006, 06:06 PM
http://img216.imageshack.us/img216/511/zong3pp.jpg (http://imageshack.us/)

ZONGULDAK İLİNİN TARİHİ KRONOLOJİSİ


1864'de Osmanlı taşra yönetimindeki yapılanma ile eyalet,sancak,kaza ve ağa yerine vilayet (vali), sancak (mutasarrıf), kaza (kaymakam), Nahiye (müdür) ve Köy (muhtar) idari düzeni getirilmiştir. 1867 tarihli tüm vilayetleri kapsayan "Vilayet Nizamnamesi" ne göre Kastamonu Vilayetinin Merkez, Sinop, Çankırı ve Bolu olmak üzere 4 sancağı, 21 kazası ve 30 nahiyesi bulunmaktadır. Bolu Sancağının; Merkez, Göynük, Düzce, Ereğli, Bartın ve Gerede olmak üzere 6 kazası ve 30 nahiyesi bulunmaktadır. Bu düzenleme ile Amasra nahiyesi de, 58 köyü bulunan Bartın kazasına bağlanmıştır. Bartın ve Amasra'nın Dilaver Paşa Nizamnamesi (Teamülname) gereği Ereğli Kaymakamlığı sınırları içinde olması taşkömürü havza sınırları ile ilgilidir.

1865'de Dilaver Pata, Maadin-i Hümayun Nazırı ve aynı zamanda Ereğli Kaymakamı unvanıyla birlikte atanmıştır. Ancak, bu tarihlerde Ereğli Kaymakamlığı ve Maden Müdürlüğü ünvanlarının birbirinden ayrıldığı anlaşılmaktadır.

TBMM Hükümeti, 20 Nisan 1920'de Devrek, Ereğli, Mudurnu, Bartın, Göynük ve Zonguldak�ı Bolu Bağımsız mutasarrıflığından ayırarak, Kastamonu vilayetine bağladı. 14 Mayıs 1920'de de Zonguldak kazasını mutasarrıflık haline getirilerek, Kaza Kaymakamı Ahmet Cevdet Bey mutasarrıf vekili olarak görevlendirilmiştir. TBMM'nin ilk mutasarrıflık yaptığı ilçe olarak tarihdeki yerini alacaktır.

Türkiye Cumhuriyetinin İlk İli Zonguldak; 1 Nisan 1924 tarih ve 491 sayılı Teşkilat- ı Esasiye Kanunu'nun 60. maddesine göre sancaklar kaldırılınca, Zonguldak bağımsız mutasarrıflığı, Vilayet yapılmıştır.

Zonguldak Adının Kaynağı ; Zonguldak isminin verilişi çeşitli rivayetlere dayanmaktadır; sazlık ve kamışlık anlamına gelen zongalıktan, sıtmanın titremesini tarifen zonklamaktan ve bir başka rivayete göre de, sisli bir havada gemisiyle buraya giren kaptanın sis kalktıktan sonra burası zongalıkmış demesinden, semer otu'na (kemer otu, kındıra otu) zongura denmesinden, Zonguldak isminin verildiği söylenmektedir.

Kent adını, "Sandraka / Sandrake" adıyla bilinen yerleşim, adını Sandra Çayından alarak Zonguldak'a dönüşmüştür.

Bir başka görüşe göre; Göldağı'nın nirengi noktası alınması sonucu , Göldağı kesimi ya da bölgesi anlamına gelen ' Zone Ghuel Dagh' ın Türkçe okunuşundan almıştır.

TARİHSEL YAPITLAR

İlin henüz ışığa çıkmamış tarihi ve arkeolojik eserleri, ören yerleri önemli bir kültür turizmi potansiyeli olup bunların tarihsel çevresini oluşturan Kdz.Ereğli (Herakleia Pontike), Hisarönü (Teion) sadece tarihe değil, mitolojiye de konu olmuştur. Zonguldak turizm anlamında var olan bu gizilgücünü ülkemizin pek çok yöresi gibi turizm pazarına henüz sunabilmiş değildir.
http://img460.imageshack.us/img460/8678/tar17js.jpg (http://imageshack.us/)
Kdz.Ereğli (Mariandin/Marianydn,Herakleia Pontike)

M.Ö. VI. Yüzyılda Frig soyundan gelen Ereğli'nin ilk adı Mariandyn�dır. Daha sonra Herakleia Pontike adını alan kenti, söylenceye göre mitolojinin ünlü kahramanı yarı tankı Herakles (Herkül) kurmuştur. Mitolojide 'Herakleia' adıyla kurulmuş yedi kentten biri ve en önemlisi olan Herakleia Pontike; Roma, Bizans Selçuklu, Anadolu Selçuklu, Osmanlı uygarlıklarını yaşamasına karşın tarihin çeşitli dönemlerinde yağmalanmıştır.Rastlantı ya da inşaat evresinde ortaya çıkan mezarlar, lahitler, sütunlar ve Çeştepe mevkiindeki tümülüs, Bozhane Cami, Halil Paşa Cami, Kırmanlı Cami, Molla Halil Cami, Ali Molla Cami, İskele Cami, Ağa Cami, Hacı Eşref ve Akarca Mescitleri, Kayabaşı Ziyaretgahı, Aktaş Şeyhi Türbesi, Seyit Nasrullah Efendi Türbesi, Keşif Tepedeki (Çeştepe) Demirci Dede, Kentteki Kuştepe ve kıyıdaki Mersin Dede yatırları, Hacı Mehmet Çeşme ve Murtaza Mahallesi Çeşmesi yanında, on sekiz adet sivil mimarlık örneği yapı Kdz.Ereğli'deki tescilli ekinsel değerlerdir.

a) Acheron Vadisi Ören Yeri
Cehennemağzı Mağaralarının bulunduğu yöredir. Yörede dikkati çeken kalıntılar ilk hıristiyanların ibadethane olarak kullandığı mağaradır.

b) Sur Kalıntıları
Hellenistik döneme ait olan sur parçalarında çok sert, gri, renkli kireçtaşından iri ve kalın blok taşları kullanılmıştır. Bu taş bloklar yan yana ve harçsız yerleştirilerek, aradaki küçük taşbloklar yatay hatlarıyla desteklenmiştir.

c) Kdz.Ereğli Kalesi
Kdz.Ereğli'nin kent surlarının çevrelediği tepede bulunmaktadır. Bizans Dönemi�nde XIII. Yüzyıl başlarında yapılan kale ve çevre duvarları vardır.

d) Herakles (Herkül) Sarayı
İri kesme taş bloklarla ve özenli bir işçilikle inşa edilen bu yapı kalıntısı antik döneme ait olup, iki cephedeki duvar kalıntıları dışında tümüyle yıkık durumdadır.

e) Su Tesisleri
Antik çağda kentin su gereksinimini karşılamak üzere inşa edilen su tesislerinin Roma Dönemine ait olduğu sanılmaktadır. Kandilli yakınlarından başlayan (Balı Köyü) ve yaklaşık 16 km bir hat boyunca kente ulaşan su şebekesi kent sularının yakınında bulunan bir havuzda toplanmakta ve havuzdan çıkan bir kaç kolla, kanalla su kent alanının merkezine aktarılmaktadır.

f) Çettepe Fener Kulesi
Kdz.Ereğli'nin kuzeyinde Çeştepe'de deniz seviyesinden yaklaşık 200 m yükseklikte bulunan kulenin Hellenistik Dönemde yapıldığı ve Bizans Döneminde de yeniden inşa edildiği anılmaktadır.

g) Bizans Sarnıcı Kalıntısı
Kdz.Ereğli Akarca mahallesinde bulunan ve Bizans döneminden kalma olduğu anlaşılan sarnıcın hemen hemen tümü toprak altında bulunmaktadır. Bir hafriyat çalışması sırasında ortaya çıkan sarnıcın tahribata uğramaması için içi doldurulmuş, ancak açık kalan bölümü tahrip olmuştur.

h) Krispos Anıt Mezarı
Kdz.Ereğli'de gösteriler yapan ve orada ölen eski Mısırlı pandomim sanatçısı Krispos'un anısına yapılmıştır. Kaidesi ile birlikte 2.10 m yükseklikte bulunan anıtın önünde 19 satırdan oluşan ve kazılarak yazılmış bir şiir bulunmaktadır.
http://img343.imageshack.us/img343/936/tar20ea.jpg (http://imageshack.us/)
i) Bizans Kilisesi
Kdz.Ereğli Akarca Mahallesinde bulunan kilisenin bulunduğu yerde 1942 yılında yapılan Çelikel Camii yeralmaktadır. Bizans dönemine ait kilisenin döşeme mozaiği ve duvarının bir bölümünde yer alan fresko kalıntıları caminin bodrumunda bulunmaktadır.

j) Ayasofya Kilisesi (Orta Cami)
Sularla kaplı kent alanının içinde Bizanslılar tarafından inşa edilen Hagia Sophia (Kutsal Akıl) kilisesi, camiye çevrildikten sonra Orhan Gazi ya da Cami olarak anılmaktadır.


k) Halil Paşa Konağı
Konak, 19. yüzyılın sonlarına doğru Halil Paşa Karamahmutoğlu tarafından yaptırılmış ve antik spoli malzemelerle ilgi çekici bir görünüm kazanmıştır. Ereğli'nin en önemli sivim mimari örnekleri arasında yeralan bu iki katlı kargir konak, müze olarak kullanılmak üzere 1993 yılında restore edilmeye başlanmış ve 1 Ağustos 1998 tarihinde hizmete açılmıştır.
http://img460.imageshack.us/img460/6591/museum4jn.jpg (http://imageshack.us/)
l) Kdz.Ereğli Müzesi (Halil Paşa Konağı)
Müzenin zemin katında Ereğli ve çevresinden toplanan Grek, Roma, Bizans dönemlerine ait mermer mezar atelleri, figürlü mermer sütun başlıkları, cam kaplar, takılar, çeşitli madeni eserler, kandiller ve figürlerden oluşan arkeolojik eserler sergilenmektedir. Müze bahçesinde ise, Grek, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait sütun başlıkları, sütun gövde ve kaideleri, çeşitli mimari parçalar, lahitler ve pandomim sanatçısı Krispos'un anıt mezarı sergilenmektedir.
http://img460.imageshack.us/img460/7541/fil0kq.jpg (http://imageshack.us/)
Filyos (Tieion,Teion,Tion)
Filyos Nehri' nin Karadeniz' e döküldüğü alanda kurulu Filyos antik kenti, önceleri Billaius adıyla biliniyordu. Bu ad, su geçiti olan yer anlamına gelen Pailaios sözcüğünden türemiştir. Kentin en yaygın adı Tieion' dur. Bu sözcük, kentin kurucusu, din adamı Tios' tan gelmektedir.

Günümüzde birinci ve ikinci derece sit alanları bulunan Filyos' ta, arkeolojik yüzey araştırmalarına göre, antik Tieion kenti bir akrapol, iki nekrapol alan ve sular altında kalan antik bir mendirekten / limandan oluşmuştur.

Romalılar döneminde yapılan kale, harabe durumunda bir mabet (tapınak),amfiteatr ve büyük bir yapıya ait olduğu sanılan üç kemerli bir duvar, Çayır Mağarası' ndan çıkan suyu kente taşyan su kemeri kalıntıları günümüze kadar ulaşabilen kültür değerleridir.

Bu tarihsel eserlerden kale ve amfiteatr 2001 yılında restore edilmeye başlanmış ve çalışmalar halen sürmektedir.

bluekeys™
10-17-2006, 06:07 PM
http://img60.imageshack.us/img60/4085/zonguldak9oi.jpg

DOĞAL GÜZELLİKLER

Zonguldak, doğal güzellikler açısından oldukça zengin bir ildir. Karadeniz kıyısı boyunca uzanan koyları, kumsalları, herbiri ayrı bir doğa harikası olan mağaraları, dört mevsim yeşil kalabilen bitki örtüsü ve orman içidinlenme alanları, turizm anlamında değerlendirilebilecek doğal kaynaklardır. Doğuda Sazköy'den, batıa Akçakoca' ya kadar uzanan 80 kilometrelik kıyı şeridinde yer alan, pek çok doğal plaj ve kumsal yöre halkının yaz aylarında günübirlik kullandığı belli başlı mekanlardır.

Bunlardan Filyos, Türkali, Göbü, Kapuz, Değirmenağzı, Ilıksu, Erdemir, Ereğli Belediye, Alaplı Belediye, Askeri Plaj ve Kocaman kıyıları "Mavi Bayrak Projesi" kapsamında izlenmektedir.

Zonguldak ve Kdz. Ereğli limanları endüstriyel ve ticari amaca yöneliktir. Zonguldak limanından Ukrayna' nın Skadovsk, Evpatoria, Rusya' nın Novorossky limanlarına ro-ro taşımacılığı yapılmaktadır.
http://img391.imageshack.us/img391/902/gobu7yl.jpg (http://imageshack.us/)
GÖBÜ KUMSALI - ZONGULDAK

TARİHİ ve TURİSTİK YERLER
İl topraklarının yarıdan fazlasını kaplayan yeşil doku, iğne ve yayvan yapraklı ağaçlarla çok çeşitli ormanaltı bitki örtüsünden oluşmuştur.Yaz aylarında piknik yeri olarak kullanılan bu alanlar trekking, foto safari, olta balıkçılığı, av ve yaban hayatı gibi aktivitelere yanıt verebilecek potansiyel zenginliktedir. Ulutan, Göldağı, Beycuma Yayla, Bostandüzü, 100. Yıl, Milli Egemenlik, Kocaman mevkilerindeki orman içi dinlenme yerlerinde su, wc, oturma grupları, telefon gibi, alt hizmetler sunulmakta, alışversiş, yeme - içme gibi gereksinimler karşılanmaktadır. Sonbaharda bir renk zenginliğine bürünen bu alanda alt hizmet üniteleri ile birlikte, çadırlı kamp sahası, altı adet dağ evi, alabalık ve geyik üretme sahaları bulunmakta, göllerde olta balıkçılığı yapılmaktadır.

İlin en yüksek tepesi olan Bacaklı Yayla (1637 m) eteğindeki Bölüklü Yayla, yayla evleri, yaşayan yaylacılık geleneği ve zengin bitki örtüsüyle yayla turizmine aday bir doğal ortamdır.

Zonguldak merkezde Harmankaya ve Değirmenağzı, Kdz. Ereğli' de Güneşli yörelerindeki şelale ve trekking alanları doğa turizmi anlamında değerlendirilen uygun mekanlardır.
http://img391.imageshack.us/img391/9055/boluklu2ir.jpg (http://imageshack.us/)
BÖLÜKLÜ YAYLA -
GÜMELİ / ALAPLI

Göller
İl sınırları içinde doğal göl bulunmamaktadır. Merkezde Ulutan araj Gölü (114 ha), Kdz. Ereğli' de Kızılcapınar Baraj Gölü (240 ha) ve Gülüç Baraj Gölü (127 ha), Çatalağzı beldesinde bulunan Dereköy Göltei (20 ha) içme suyu yada sanayi amaçlı yapay göllerdir. Bu göllerin çevresi yöre halkınca günübirlik dinlenme alanları olarak kullanılmaktadır.
http://img391.imageshack.us/img391/664/ulutan17hw.jpg (http://imageshack.us/)
ULUTAN BARAJI

Çağlayanlar
Merkezi Kokaksu Mevkiinde bulunan Harmankaya, Kozlu Beldesinde Değirmenağzı ve Kdz. Ereğli' de Güneşli Kayalıdere Şelaleri ilin en önemli çağlayanları olup, trekking ve piknik amaçlı olarak kullanılmaktadır.
http://img391.imageshack.us/img391/747/gunesli3iw.jpg (http://imageshack.us/)
GÜNEŞLİ ŞELALESİ

UZUN MEHMET
http://img391.imageshack.us/img391/1954/uma15fp.jpg (http://imageshack.us/)
Kdz.Ereğli Uzunmehmet Anıtı
Sanayi devriminden sonra önem kazanan kömür; Osmanlı padişahı II.Mahmut'un Memalik-i Şahane dahilinde siyah taşın taharrisi adlı fermanıyla ülkemiz, İlimiz gündemine girmiştir.

Kdz.Ereğli'nin kestaneci Köyünden olan Uzun Mehmet askerlik iznini kullanmak üzere köyüne gelir. Askerdeyken gördüğü kömürü yöresinde aramaya başlar. Buğday öğütmek için gittiği değirmenin (Kdz.Ereğli, Köseağzı Mevki, Neyren/Niyren Deresi dolayları) su kanallarında yuvarlanan siyah taşları görür ve bunları değirmen ateşine atarak yanıp yanmadığını dener. Karataş�ın yandığını görünce hem kendi hem de yöresinin yazgısını değiştirecek yanartaşları çuvallayıp ihsanını almak üzere İstanbul�a hareket eder. Saraydan ihsanını (5000 kuruşluk ödül ve ölünceye dek 500 kuruş aylık) aldıktan sonra, kendisini kıskanan ve ödülünü çalmak isteyen, Kdz.Ereğli Kaymakamı Müstelzim Hacı İsmail Ağa tarafından bir handa kahvesine zehir katılarak öldürülür. Uzun Mehmet, kömürle, Zonguldak'la özdeşleşmiş; adına anıt, park yaptırılmış, kimi üretim tesislerine adlı konmuş ve ülkemiz yeraltı işçiliğinin simgesi olmuş bir isimdir.
http://img391.imageshack.us/img391/6900/uzunmehmet6md.jpg (http://imageshack.us/)

casanova
10-21-2006, 08:40 AM
Karabuk yeniceli olarak,zonguldak ilimiz hakkında vermiş oldugunuz bilgiler için teşekkür ederim.