Tam Sürümü Görüntüle : Çanakkale
bluekeys™
10-18-2006, 09:56 AM
BURASI ÇANAKKALE TANITIM
http://www.burasicanakkale.com/burasicanakkale/extra_pages/cnk_tanitim/images/harita.gif
MİLLETVEKİLLERİ
http://www.burasicanakkale.com/burasicanakkale/extra_pages/cnk_tanitim/images/mehmet-danis-tanitim.jpgMEHMET DANİŞ (AK PARTİ)
1971 yılında Çanakkale'de doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini Çanakkale'de tamamladı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 1996 yılında mezun oldu. Askerlik ve stajın ardından Çanakkale Barosuna kayıtlı olarak avukatlık mesleğine başladı. 1983 yılında eşi Sabriye hanımla evlendi. 2'si kız 1'i erkek olmak üzere 3 çocuk babası olan Mehmet Daniş, Ak parti kurucu il yönetim kurulunda il başkan vekililği görevini üstlenerek siyasete girdi.
http://www.burasicanakkale.com/burasicanakkale/extra_pages/cnk_tanitim/images/kosdere-tanitim.jpgİBRAHİM KÖŞDERE (AK PARTİ)
1951 yılında Bulgaristan Kırcaeli'de doğdu. İlkokul, ortaokul ve inşaat teknik lisesini Kırcaeli'de okudu. 1973 yılında İTÜ İnşaat Fakültesinden mezun oldu. 1998-2000 eğitim ve öğretim yılında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nde işletme doktorası yaptı. 20 ve 21. dönem milletvekilliği seçimlerinde ANAP Çanakkale milletvekili aday adayı oldu. 10 Temmuz 2001 tarihinde ANAP'tan istifa etti. 2001 yılında Ak Parti'nin Çanakkale teşlikalının kuruluşunda görev yaparak il başkanlığı görevine getirildi. Cavide Köşdere ile evli olan İbrahim Köşdere evli ve biri kız ikisi erkek olmak üzere 3 çocuk babası.
http://www.burasicanakkale.com/burasicanakkale/extra_pages/cnk_tanitim/images/ismail-ozay-tanitim.jpgİSMAİL ÖZAY (CHP)
1953 Yılında Çanakkale'de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Çanakkale'de yaptı.1970 yılında İstanbul teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi'ne girdi. 1972 yılında Beşiktaş CHP İlçe Başkanlığı'nda siyasete aktif olarak başladı. İki yıl bu kurulun Eğitim ve Kültür Komisyonu Başkanlığı'nı yaptı.1975 yılında Çanakkale'de İnşaat mühendisi olarak iş yaşamına başladı. 1975 yılının Nisan ayında Çanakkale CHP İl Gençlik Kolları Sekreterliği'ne atandı ce askere gidinceye dek bu görevde kaldı. 1977 yılında askerlik görevini tamamladıktan sonra, dönüşünde dağılmış olan CHP Merkez İlçe Kolları'nı yeniden kurmakla görevlendirildi.Başkanlığını yaptığı bu birimin iki ay içerisinde kongresini yaptı ve Yönetim Kurulu Üyeliğine seçildi.Aynı yıl inşaat mühendisleri Odası'nın Çanakkale Temsilciliği'ne seçildi. CHP'nin organizasyonu içerisine katıldığı Ticaret Odası seçimlerinde Meclis Üyeliği'ne ve Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği'ne seçildi.Bu görevi aralıksız Nisan/1984 tarihine kadar sürdü. 1979 yılının Nisan ayında CHP Merkez ilçe Başkanlığına seçildi. 1983 yılının Nisan ayında Ankara Baro handa yapılan SODEP'in kuruluş temellerinin atıldığı toplantıya Çanakkale'yi temsilen çağrılı olarak katıldı. SODEP'in kuruluş çalışmalarında görev aldı. 1984 yılının Haziran ayında SODEP İl Kongresinde İl Başkanlığı'na seçildi. SODEP-HP birleşmesi ile oluşan SHP'nin İl Başkanlığına yeniden seçildi. 1987 yılında 18. dönem milletvekilliğine SHP'den 1. sıra adayı olarak girdi. Parti 62035 oy almasına rağmen %25 barajı aşabilmek için 500 oy eksik olduğu için seçilemedi. 1989 yılının Mart ayında yerel yönetim seçimlerinde Çanakkale Belediye Başkanı seçildi. 1993 yılında SHP'den ayrılarak CHP'ye geçti. 1994 yılında yerel seçimlerinde CHP'den ikinci kez Belediye Başkanlığına seçildi. 1999 yılında yerel seçimlerde CHP'den üçüncü kez Belediye Başkanı seçilen İsmail Özay 13,5 yıl bu görevini sürdürdü. 1980 yılında Nilay Akman ile evlenen İsmail Özay, bir çocuk sahibidir.
http://www.burasicanakkale.com/burasicanakkale/extra_pages/cnk_tanitim/images/ahmet-kucuk.jpgAHMET KÜÇÜK (CHP)
1958 yılında Biga ilçesine bağılı Çakırlı köyünde doğdu. İlkokulu köyünde bitirdikten sonra parasız yatılı sınavlarını kazandı. 1975 yılında Çanakkale Lisesini bitirdi. Aynı yıl içerisinde CHP Gençlik kollarına üye oldu. 1980 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat bölümünden mezun oldu. 1983 yılında ilçesi Biga'da SODEP'in kuruluş çalışmalarına katıldı. 1986 yılında SHP ilçe sekreteri, 1988 yılında da ilçe başkanlığı görevinde bulundu. 1989 yılında Biga Belediye Meclis üyeliğine seçilen Ahmet Küçük, 1995 yılında CHP'den milletvekili seçildi. Bir dönem milletvekiliği görevini yapan Ahmet Küçük evli ve iki çocuk babası.
Cumhuriyet Dönemi Çanakkale Milletvekilleri ve Senatörleri (Alfabetik sıraya göre)
Milletvekilleri:
Akay Ahmet Nihat
Akmanlar Kenan
Alpkartal Nurettin Fuat
Alyot Abdülhekim Tevfik
Arat Davut Burhanettin
Arat Burhan
Arsal Sadık Tahsin
Ayhan Süleyman
Baban Cihat
Bağcıoğlu Kemal
Batu Selahattin
Baykan Muammer
Bayrak Murat
Bengisu Mustafa
Binay İrfan
Bingül Hüseyin
Bolayırlı Halis Busuhi
Bozkurt Onural Şeref
Burcu Osman Niyazi
Celal Nuri
Çalıkoğlu Mustafa
Caneri Osman Orhan
Çıtakoğlu Niyazi
Dumrul Hafız Hamdi
Emre Ahmet Cevdet
Endik Süreyya
Enüstün Hadi
Ergeneli HüsniErsümer Mustafa Cumhur
Etili Yusuf ZiyaEtili Ziya Gevher
Genlik İlker
Gökçen Bahçeli
Gülsen Zekiye
Güntekin Recai
Güntekin Reşat Nuri
İleri Celal Nuri
İnan Osman Şefik
İriboz Nihat
Kahraman Mümin
Kalafat Emin
Kamçı AvniKaranakçı Seyfettin
Karaosmanoğlu Hamit
Karasioğlu İhsan
Kırsever Alirıza
Kırbaş Sadık Kirişçioğlu Nusret
Mart Ömer
Önür Mesut Hulki
Özer Rahmi
Pazarbaşı Nadir
Sadıklar Cafer Tayyar
Semih Rıfat
Sever HasanSezen Ahmet Hamdi
Sezgin Rafet
Sezgin ServetŞahin Nevfel
Toşay Nuri
Tuna AltanUral Hayri Nail
Turan Sıtkı
Uysal Ayhan
Üçpınarlar Ahmet Hamdi
Ünen Hüseyin Nurettin
Yaşin Mehmet Şükrü
Yukaruç Avni
Zorlu Ahmet
Zorlu Fatin Rüştü
Temsilciler Meclisi Üyesi:
Elmas İmadettin
Cumhuriyet Senatosu Üyeleri:
Aksoy Ali
Altan Orhan Nahit
Elmas İmadettin
Kutluk İsmail
Sarıkaya Mehmet
Sezgin Rafet
Termen Ziya
Danışma Meclisi Üyesi
Pamak Mehmet
Orhan KIRLI Çanakkale Valisi
http://www.burasicanakkale.com/burasicanakkale/extra_pages/cnk_tanitim/images/orhan%20kirli%20vali.jpgVALİ Orhan KIRLI 18.11.1946 yılında Muğla'da doğdu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni bitirdikten sonra aynı yıl Muğla Maiyet memurluğuna sonra da Kavaklıdere Bucak Müdürlüğü, Konya-Doğanhisar, Edirne-Havsa ve Denizli-Çardak Kaymakam vekilliklerinde bulundu.
Kaymakamlık kursunu bitirdikten sonra Rize - Ardeşen, Eskişehir - Seyitgazi, Tunceli - Hozat, Aydın - Kuyucak, Afyon - Çay kaymakamlıklarında bulundu. 1980 de Kastamonu, 1983'de Bursa, 1988'de Isparta Vali Yardımcılıkları yaptı. 1991 yılında İstanbul - Gaziosmanpaşa Kaymakamlığı, 1996 yılında da Yenimahalle Kaymakamlığı yaptı. 2000 yılında kısa bir süre İçişleri Bakanlığı Hukuk Müşavirliğinde bulundu. 2001 yılında atandığı Ankara vali Yardımcılığı görevi 01 Şubat 2003 tarihinde Artvin Valiliğine atanma kararına kadar sürdü. Kırlı İngiltere Manchester Üniversitesi'nde Kamu yönetimi alanında lisansüstü eğitim gördü. Ayrıca İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde turizm konusunda master yaptı. Kırlı, evli ve kız çocuk babası olup iyi derecede İngilizce bilmektedir.
Dünden bugüne Çanakkale Valileri
İsmail Hakkı Bey
1923 -1929
Hakkı Nevzat BAYKAL
1962-1964
Süreyya YURDAKUL
1929-1935
Sabri ÖZER
1964-1967
izamettin ATAKER
1935-1937
Celalettin TÜFEKÇİ
1967-1971
Atıf ULUSOĞLU
1937-1941
A. Rıza YARADANAKUL
1971-1975
Fehmi VURAL
1941-1945
Bağbür ÜNSAL
1975-1978
Burhanettin TEKEL
1945-1946
Mustafa GÖNÜL
1978-1979
Ferit NOMEL
1946-1949
Fikret KOÇAK
1979-1980
Raşit DEMİRTAŞ
1949-1950
Nurettin TURAN
1980-1984
Raif TEK
1950-1951
Erdinç BÜYÜKAKALIN
1984-1988
Safettin KARANAKÇI
1951-1953
Muzaffer ECEMİŞ
1988-1991
İ. Sabri ÇAĞLAYANGİL
1953-1954
Hüsnü TUĞLU
1991-1996
Cemal TARLAN
1954-1958
Ekrem ÖZSOY
1996-2000
Fahrettin AKKUTLU
1958-1960
Süleyman KAMÇI2001-2005Tuğamiral Emin İLKER
1960-
Niyazi DALOKAY
1960-1962
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür GÖKHAN
http://www.burasicanakkale.com/burasicanakkale/extra_pages/cnk_tanitim/images/ulgur-gokhan-1.jpgÇanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan 1 Nisan 1950'de Çanakkale'de doğdu. İlköğrenimini, 1957-1962 yıllarında çanakkale 18 Mart İlkokulunda yaptı. Orta ve Lise öğrenimini;1962-1972 yılları arasında Galatasaray Lisesinde tamamladı. Üniversite öğrenimini, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Bölümü'nde yaptı. 1978'de askerlik görevini piyade yedek subay olarak tamamladı. Aynı yıl, Hale Gökhan ile evlendi. 1980 yılında Çanakkale'ye geldi. Hiç gecikmeden iş yaşamına atıldı.
1989 yılında CHP'den Belediye Meclis Üyeliğine seçildi. 1992'de CHP Kurucu İl Başkanlığı görevinde bulundu. CHP-SHP Kurultayı'nda Divan Başkanlığı yaptı. 1995 yılında işleri gereği üyeliğini de yürüttüğü Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası'nda Meclis Üyeliği ve Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği'ne seçildi. Rotary Kulüp Üyesi de olan Gökhan, bu kulüpte başkanlık görevi de yaptı. 1999'da yeniden CHP Meclis Üyeliği'ne seçildi. 2002 yılında ise Belediye Başkanı İsmail Özay'ın milletvekilliği adaylığı için görevinden istifa etmesi üzerine Belediye Meclis seçimi ile Çanakkale Belediye Başkanlığı'na seçildi. Ülgür Gökhan bir kız, bir de erkek çocuk babasıdır.
Dünden bugüne Çanakkale Belediye Başkanları Mustafa DEMİRCİOĞLU
1922 - 1923
Nazmi DOLUNAY
1945 - 1946
Cebi Delik Mehmet EFENDİ
1923 - 1924
Naci DURA
1946 - 1950
Ezineli Zade Salih EFENDİ
1924 - 1925
Nadir SUNAYLI
1950 - 1952
Süleyman Sami KEPENEK
1925 - 1928
Haydar PAKEL
1952 - 1954
Veli YAŞİN
1928 - 1935
Sadi FENERCİGİL
1955 - 1968
Osman GÜNEL
1935 - 1939
Reşat TABAK
1968 - 1980
Şemsettin ÇAMOĞLU
1939
Ender GÜL
1981 - 1984
Nazım DEĞİRMENCİOĞLU
1939 - 1941
Orhan UĞUR
1984 - 1989
İhsan BERKİN
1941 - 1945
İsmail ÖZAY 1989 - 2002
ÇANAKKALE VALİLİĞİ İL ÖZEL İDARESİ
Halkın, kamusal hizmetlere katılışını sağlayan, onları bu yolda eğiten ve demokratik toplum düzeninin en iyi ve üstün nitelikte gerçekleşmesine yardımcı olan kuruluşlar mahalli idarelerdir. Mahalli ihtiyaç, istek ve eğilimlerin o yerden seçimle gelen bir kadronun sorumluluğunda şekillenmesi ve uygulanması gerekmektedir. İşte bunu yürüten organa Özel İdare denir. Kendi aralarında İl Genel Meclisi, İl Daimi Encümeni ve Vali olmak üzere gruplara ayrılırlar. Vali, İl Özel İdaresi'nin başı ve yürütme organıdır. Alınacak kararların hazırlanması yürütülmesi ile görevlidir. İl Genel Meclisi ve İl Daimi Encümeni de müzakere ve karar organlarıdır.
Bütçeye konan ödeneklerden Sağlık Hizmetleri, Milli Eğitim Hizmetleri ve bunun gibi çeşitli hizmetler yapan Özel İdare'nin sahip olduğu çeşitli mülkler de bulunmaktadır . Bunlar; Özel İdare Anafartalar Oteli, Bağ-Kur İşhanı, Yalı Caddesi'nde 2 adet İşhanı (Eski Tedaş'ın olduğu bina), Dardanelspor Tesisleri Binası, Güzelyalı'da Motel (Akıncılar), Muhtar Binası İşhanı, Ayvacık Kadırga Koyu'nda turistik motel tesisleri, Ayvacık'ta Onsekiz Mart Üniversitesi'nin Halıcılık Okulu olarak kullandığı tesis, Bayramiç'te soğuk Hava Deposu ve Alabalık tesisleri, Biga Kırkgeçit Kaplıca Tesisleri, Ezine Kestanbol Kür Merkezi (yarım inşaat), Eceabat'ta Ziraat Bankası'nın olduğu işhanı.olarak sayılabilir. Ayrıca 2000 yılı yatırım olarak, 60 milyar 606 milyon 997 bin harcama bedelli, bitmiş olan Eceabat Kaymakamevi inşaatı ile İhalesi yeni yapılan ve inşaatına yeni başlanan Gelibolu'da Kaymakamevi inşaatını sayabiliriz.
2001 yılı için düşünülen yatırımlar ise, Gelibolu'ya işhanı ve hizmet binası yapımıdır.
Çanakkale Mahalleleri
Fevzipaşa Mahallesi
Adını önemli bir asker olan Mareşal Fevzi Çakmak'tan alır. Çimenlik Kalesinin doğu bölümlerini kapsar. Kentin ilk kuruluş sürecinde oluşan Cami-i Kebir mahallesi, Çay mahallesi ve Ermeni mahallesi ile Çarşı caddesinin güneyi ve zanaatlar mahallesi, Fevzipaşa Mahallesi sınırlarında yer alır. Şu anda konut, ticaret ve depolama fonksiyonlu mekanlar bulunur.
Fevzipaşa Mahallesi'nde Sokak İsimlerinde Yaşayanlar:
İnönü
Fatih
Nedime Hanım
Testicioğlu
Kemalpaşa Mahallesi
Adını Mustafa Kemal Atatürk'ten alır. Fevzipaşa mahallesinin bittiği çarşıdan itibaren başlar ve kuzeye doğru gelişir. Çanakkale'nin ilk kuruluş aşamalarında oluşan Rum mahallesi ile daha sonraları oluşan Müslüman mahallesi ve Müslüman mezarlığı, sınırları içinde kalır. Şu anda kullanımı daha çok ticari ve idari fonksiyonlara aittir.
Kemalpaşa Mahallesi'nde Sokak İsimlerinde Yaşayanlar:
Kayserili Ahmet Paşa
İnönü
Şair Ece Ayhan
Şair Orhan Talat Şalcıoğlu
Molla Yakup
Mersin Dede
Hamdi Bey
Muammer Aksoy
Namık Kemal Mahallesi
Adını ünlü edebiyatçı Namık Kemal'den alır. Sarıçay boyunca uzanan Fevzipaşa mahallesinin doğusunda bulunur. Batı bölümü eski yerleşim olan Yahudi Mahallesini kapsar. Cumhuriyet döneminde el zanaatları ve küçük sanayi bu mahallede gelişir. Özellikle 1970'lerde oluşan küçük sanayi Namık Kemal Mahallesinin doğusuna yerleşir. Şu anda, küçük sanayi, ticaret, depolama ve konut fonksiyonlarını devam ettirmektedir.
Namık Kemal Mahallesinde Sokak İsimlerinde Yaşayanlar:
Atatürk
İnönü
Muhtar Hüsnü Akkoyunlu
Arap İbrahim Paşa
Helvacıoğlu
İmam Ali
İsmetpaşa Mahallesi
Adını İsmet İnönü'den alır. Mahallenin batısı 18. yy'larda oluşan Yahudi mahallesini kapsar. Orta bölümleri ve Sarıçay civarı 1970'lerde oluşan küçük sanayiye açılmıştır. Stadyum ve civarının aynı dönemlerde konut alanına dönüştüğü gözlenir. Son dönemde doğu bölümleri küçük ve orta ölçekli sanayi ile tanışmıştır. Tüm bu fonksiyonlarını devam ettirmektedir.
İsmetpaşa Mahallesinde Sokak İsimlerinde Yaşayanlar:
Atatürk 2. Mülazım Rıza Melik Şah
Hasan Mevsuf Saim Özen Üsteğmen Saffet
Demircioğlu Yüzbaşı Hakkı Mete
Asaf Paşa İlyas Bayram Genç Osman
Hacı Yahya Ali Aksoy Cengizhan
Ülker Korkut Dr. Nami Özdemir Yesari Asım Aksoy
Nene Hatun Adnan Adıvar Şükrü Tunar
Emile Vitalis Hıfzı Ülkümen Yarbay Şefik
Niyazi Sarıdal Azize Ünsal Ahi Evren
Yunus Emre Şemsettin Çamoğlu Necip Onbaşı
Kaya Alp Tüccar Cevdet Bey İnönü
Miralay Şefik Dz. Binbaşı Nazmi Bey Şefik İnan
Şevket Bey Dz. Yzb. İbrahim Hakkı Hüseyin Avni Baksi
Atıf Kamcıl Kanuni Harun Reşit
1.Mülazım Rıza Orhan Gazi
Cevatpaşa Mahallesi
Adını önemli bir asker olan Cevat Paşadan alır. Kordon bölgesi 18. ve 19. yy'larda kente gelen ticari ataşelerin büyük konaklarının bulunduğu bölgeyi kapsar. 1960'lardan itibaren gözde konut alanı halinde gelmiştir. Şu anda bu özelliğini sürdürmekte ve sahil kesiminde ticaret ve eğlence-dinlence fonksiyonları gelişmektedir.
Cevatpaşa Mahallesinde Sokak İsimlerinde Yaşayanlar:
Yüzbaşı Kemal Kılıç Ali Paşa Süleyman Şah
Celal Atik Hazım Demircioğlu Şefik İnan
Pilot Kaya Künelgin Fevzi Renda Atatürk
Zübeyde Hanım Velibey Yusuf Hoca
Mehmet Kaptan Dr. İbrahim Bakan Veli Yaşin
Ezineli Salih Efendi Kazım Karabekir Mehmet Akif Ersoy
Cebidelik Mehmet Efendi Evliya Çelebi Ecz. Nadir Sunaylı
Ahmet Acar Piri Reis Ecz. Rıfat Günvar
Sokullu Mehmet Paşa Dede Efendi Osman Günal
Piyale Paşa Osman İşler Usta Kayserili Ahmet Paşa
Alemdar Mustafa Paşa Karacaoğlan Albay Hakkı Burak
Reşit Paşa Mustafa Serdan Fuat Bumin
Bahriye Üçok Hacı İlyas Kolağası Ensar
Hasan Paşa Orhan Gazi Operatör Aziz Bey
Talat Göktepe Lala Şahin Paşa
İnönü Evrenos Bey
Esenler Mahallesi
Adını Hastane Bayırı'nın üst bölgesindeki rüzgarıyla meşhur Esenler Tepesi'nden alır. 1990'larda gelişen çok katlı kooperatif anlayışıyla oluşmuş konut bölgesidir. Şu anda inşai faaliyetin hızla devam ettiği ve kentin konut fonksiyonunu karşıladığı bir bölgedir.
Esenler Mahallesindeki Sokak İsimlerinde Yaşayanlar
Adnan Menderes Bülent Dikmener İzzet Çetin
Abdi İpekçi İmadettin Elmas Adnan Kahveci
Şehit Özgür Gençoğlu Naci Dura İhsan Berkin
Nazım Hikmet Çetin Emeç Ressam Ayhan Başoğlu
Haydar Peker Tevfik Fikret Onat Kutlar
Hamamcı Ahmet Efendi Uğur Mumcu Sadi Fenercigil
Sami Kepenk Eşref Bitlis Mustafa İzzet Paşa
Nazmi Dolunay Teoman Alpay
Barbaros Mahallesi
Adını ünlü denizci Barbaros Hayrettin Paşa'dan alır. Osmanlı döneminde özellikle Tatarların yer aldığı geniş bahçeler içindeki kırsal yerleşimi kapsar. Halk dilinde Cumhuriyet dönemindeki adının Harmanlık olması, 1960'lara kadar bu bölgenin bağlık, bahçelik ve ekilebilen alanlar olduğunu bizlere gösteriyor. 1960'larda yapılan planlamayla özellikle kırsal kesimden konut alanı olmuştur. Güney bölümü 1960'ların kalkınma planlarıyla orta ölçekli sanayiye açılmıştır. 1980 ve 90'larda sahil bölgeleri kooperatiflerle konu alanına dönüşmüştür. Gelişmesini halen sürdüren, önemli, konut fonksiyonuna sahip bir alandır.
Barbaros Mahallesinde Sokak İsimlerinde Yaşayanlar:
Atatürk Selahi Aksoy Sarıca Paşa
Hilmi Bey Yusuf İntepe Ziver Paşa
Salih Reis Şehit Gürol Zeki Doğan
Piri Reis Niyazi Ergin İsmail Hakkı Bey
Mehmet Çavuş Gazi Osman Paşa Behçet Akın
Kubilay Salih Reis Halil Aydemir
Kalafat Mehmet Çavuş İsmail Baykut Şehit Sadettin Çoban
Reşat Nuri Güntekin Nasibin Mehmet Efendi Şehit Sunay Biçer
Cengiz Topel Halil Dilmaç Hacı Faik
Seyit Onbaşı Aşık Veysel Ali Haydar Ünsal
Yahya Çavuş Aziz Ünsal Alpaslan
Köprülü Mehmet Paşa Nezihi Sunar Tiryaki Hasan Paşa
Oruç Reis Hüseyin Kızoğlu Turgut Reis
Koca Yusuf Fahri Dilgen Prof. Dr. Sevim Buluç
Şakir Fenercigil Hüsnü Kılkış Arap Tahsin
Hızır Reis Mehmet Emin Yurdakul Behçet Kemal Çağlar
Bombacı Veli Baklacı Atilla
Karacaoğlan Ş. Pilot Tevfik Tatarer Reşat Tabak
Hacı Mustafa Bey Yağcıoğlu Kazım Karabekir
Çanakkale Merkez ve ilçelere bağlı köyler ve beldeler
Çanakkale Merkez belde ve köyleri
İntepe beldesi
Kepez beldesi
Kumkale beldesi
Akçalı, Akçapınar, Akçeşme, Alanköy, Aşağıokçular, Belenköy, Bodurlar, Civler, Çamyayla, Çiftlikdere, Çınarlı, Çıplak, Dedeler, Denizgöründü, Dümrek, Elmacık, Gökçalı, Güzelyalı, Halileli, Haliloğlu, Işıklar, Kalabaklı, Karacalar, Kalafat, Karacaören, Karapınar, Kayadere, Kocalar, Kemel, Kirazlı, Kızılkeçili, Kurşunlu, Kızılcaöğren, M. Fevzi Çakmak, Musaköy, Ortaca, Ovacık, Özbek, Salihler, Saraycık, Sarıbeyli, Sarıcaali, Serçeler, Taşlıtarla, Terziler, Tevfikiye, Ulupınar, Yağcılar, Yapıldak, Yukarıokçular.
Ayvacık İlçesi belde ve köyleri
Gülpınar beldesi
Küçükkuyu beldesi
Adadepe, Ahmetçe, Ahmetler, Akçin, Arıklı, Babadere, Babakale, Baharlar, Bahçedere, Balabanlı, Bademli, Behram, Bektaş, Bilaller, Budaklar, Büyükhusun, Cemaller, Çaltıkköy, Çamkalabak, Çamköy, Çakmaklar, Çınarpınar, Demirciköy, Dibekli, Erecek, Güzelköy, Hüseyinfakı, İlyasfakı, Kayalar, Keçikaya, Kestanelik, Kırca, Kısacık, Kızılkeçili, Kocaköy, Korubaşı, Koruoba, Kozlu, Koyunevi, Kösedere, Kulfal, Küçükçetmi, Küçükhusun, Misvak, Naldöken, Nusratlı, Paşaköy, Pınardere, Sapanca, Sazlı, Süleymanköy, Söğütlü, Şapköy, Tabaklar, Tamış, Tartışık, Taşağıl, Taşboğaz, Tuzla, Tuztaşı, Uzunalan, Yeniçam, Yeşilyurt, Yukarıköy.
Bayramiç İlçesi köyleri
Ağaçköy, Ahmetçeli, Akçakıl, Akçapınar, Alakeçi, Alikabaklar, Aşağısapçı, Aşağışevik, Bekirler, Beşik, Bezirganlar, Bıyıklı, Cazgirler, Çaldağ, Çatalçam, Çavuşköy, Çavuşlu, Çırpılar, Çiftlik, Dağaahmetçe, Dağoba, Daloba, Doğancıköy, Evciler, Gedik, Gökçeiçi, Güvemcik, Güzeltepe, Hacıbekirler, Hacıdervişler, Hacıköy, Işıkeli, K. İbrahimler, Karaköy, Karıncalık, Kaykılar, Korucak, Koşuburnu, Köseler, Köylü, Kurşunlu, Kuşçayır, Kutluoba, Külcüler, Mollahasanlar, Muratlar, Nebiler, Osmaniye, Örenli, Palamutoba, Pınarbaşı, Pıtıreli, Saçaklı, Saraycık, Sarıdüz, Sarıot, Serhat, Sögütgediği, Toluklar, Tongurlu, Tülüler, Türkmenli, Üçyol, Üzümlü, Yahişeli, Yanıklar, Yassıbağ, Yaylacık, Yeniceköy, Yeniköy, Yeşilköy, Yiğitler, Yukarışapçı, Yukarışevik, Zerdalilik, Zeytinli.
Biga İlçesi belde ve köyleri
Balıklıçeşme beldesi
Gümüşçay beldesi
Karabiga beldesi
Kozçeşme beldesi
Yeniçiftlik beldesi
Abdiağa, Adliye, Ağaköy, Ahmetler, Akkayrak, Akköprü, Akpınar, Aksaz, Akyaprak, Anbaroba, Arabaslan, Arabakonağı, Aşağıdemirci, Ayıtdere, Aziziye, Bahçeli, Bakacak, B.Çiftliği, Bekirli, Bezirganlar, Bozlar, Camialan, Cihadiye, Çakırlı, Çavuşköy, Çelikgürü, Çeltik, Çeşmealtı, Çınardere, Çınarköprü, Çömlekçi, Danışment, Değirmencik. Dereköy, Dikmen, Doğancı, Eğridere, Elmalı, Emirorman, Eskibalıklı, Eşelek, Eybekli, Gemicikırı, Gerdelli, Gerlengeç, Geşikkırı, Göktepe, Güleçköy, Gündoğdu, Gürçeşme, Gürgendere, Güvemalan, H.H.Yaylası, Hacıköy, Hacıpehlivan, Harmanlı, Havdan, Hisarlı, Haşoba, Ilıcabaşı, Işıkeli, İdriskorusu, İlyasalan, İskenderköy, Kahvetepe, Kalafat, Kaldırımbaşı, Kanibey, Kapanbelen, Karaağaç, Karacaali, Karahamzalar, Karapürçek, Kaşıkçıoba, Katrancı, Kayapınar, Kaynarca, Kazmalı, Kemer, Kepekli, Kocagür, Koruoba, Osmaniye, Otlukdere, Ovacık, Örtülüce, Paşaçayı, Pekmezli, Ramazanlar, Sarıcaköy, Sarıkaya, Sarısıvat, Sarnıç, Savaştepe, Sazoba, Selvi, Sığırcık, Sinekçi, Şakirbey, Şirinköy, Tokatkırı, Türkbakacak, Yanıç, Yeniceköy, Yenimahalle, Yeşilköy, Yolindi, Yukarıdemirci.
Çan İlçesi belde ve köyleri
Terzialan beldesi
Ahlatlıburun, A.Çiftliği, Asmalı, Altıkulaç, Bardakçılar, Bahadırlı, Bilallar, Bostandere, Bozguç, Büyüktepe, Büyükpaşa, Cicikler, Çakıl, Çaltıkara, Çamköy, Çekiçler, Çomaklı, Danapınar, Derenti, Dereoba, Dondurma, Durali, Duman, Doğancılar, Doğaca, Emeşe, Eskiyayla, Etili, Etilitepe, Göleköy, Hacılar, Hacıkasım, Halilağa, Helvacı, Hurma, İlyasağaçiftliği, Kalburcu, Karadağ, Karakoca, Karlı, Kazabat, Kadılar, Karakadılar, Keçiağılı, Kızılelma, Kocayayla, Küçükpaşa, Küçüklü, Kulfal, Koyunyeri, Kumarlar, Mallıdere, Mallı, Maltepe, Okçular, Ozancık, Samedeli, Söğütalan, Şerbetli, Uzunalan, Üvezdere, Yaya, Yaveler, Yaykın, Yeniçeri, Zeybekçayır.
Eceabat İlçesi köyleri
Kilitbahir, K.Anafarta, Kocadere, B.Anafarta, Bigalı, Beşyol, Behramlı, Alçıtepe, Kumköy, Seddülbahir, Yalova, Yolağzı.
Ezine ilçesi belde ve köyleri
Geyikli beldesi
Mahmudiye beldesi
Akçakeçili, Akköy, Aladağ, Arasanlı, Alemşah, Bahçeli, Balıklı, Belen, Bozalan, Bozeli, Bozköy, Çamköy, Çamlıca, Çamoba, Çarıksız, Çetmi, Çınarköy, Dalyan, Derbentbaşı, Gökçebayır, Güllüce, Hisaralan, Karadağ, Karagömlek, Kayacık, Kemallı, Kızılköy, Kızıltepe, Koçali, Köprübaşı, Körüktaşı, Köseler, Kumburun, Mecidiye, Pazarköy, Pınarbaşı, Sarısöğüt, Üvecik, Yeniköy
Gelibolu İlçesi belde ve köyleri
Bolayır beldesi
Evreşe beldesi
Kavakköy beldesi
Adilhan, Bayırköy, Bayramiç, Burhanlı, Cevizli, Cumalı, Çokal, Değirmendüzü, Demirtepe, Fındıklı, Güneyli, Ilgardere, Kavaklı, Kalealtı, Karainebeyli, Kocaçeşme, Koruköy, Ocaklı, Pazarlı, Süleymaniye, Sütlüce, Şadıllı, Tayfur, Yeniköy, Yülüce.
Gökçeada İlçesi köyleri
Kaleköy, Yenibademliköy, Bademkiköyü, Zeytinliköyü, Tepeköy, Dereköy, Uğurluköyü.
Lapseki İlçesi belde ve köyleri
Çardak beldesi
Umurbey beldesi
Adatepe, Akçaalan, Alpagut, Balcılar, Beybaş, Beyçayır, Beypınar, Çamyurt, Çataltepe, Çavuşköy, Dereköy, Dışbudak, Doğandere, Dumanlı, Gökköy, Ğüreci, Eçialan, Hacıgelen, Hacıömerler, Harmancık, İlyasköy, Kangırlı, Karamusalar, Karaömerler, Kemiklialan, Kırcalar, Kızıldam, Kocabaşlar, Kocaveli, Mecidiye, Nusretiye, Sındal, Subaşı, Suluca, Şahinli, Şevketiye, Taştepe, Üçpınar, Yaylalar, Yeniceköy.
Yenice İlçesi belde ve köyleri
Hamdibey beldesi
Kalkım beldesi
Akçakoyun beldesi
Pazarköy beldesi
Ahiler, Akköy, Alancık, Araovacık, Armutçuk, A.Çavuş, A.İnova, ****araışık, Bağlı, Başkoz, Bayatlar, Ballıçay, Bekten, Boynanlar, Canbaz, Çakır, Çakıroba, Çal, Çamoba, Çınar, Çınarcık, Çırpılar, Çiftlik, Çukuroba, Davutköy, Daralan, Kalabakbaşı, Gümüşler, Gündoğdu, Güzeloba, Hacıyusuflar, Hacılar, Hıdırlar, Kayatepe, Tabalı, Karabey, Karadoru, Karasuçam, Karaaydın, Kargacı, Kırıklar, Kızıldam, Koruköy, Kovancı, Kuzupınarı, Namazgah, Nevruz, Oğlanalanı, Öğmen, Örencik, Reşadiye, Sarıçayır, Sazak, Semadeli, Seyvan, Soğucak, Sofular, Suuçtu, Taban, Torhasan, Umurlar, Üçkabaağaç, Yağdıran, Yalıoba, Yarış, Yeşilköy, Yeniköy, Y. Çavuş, Y. İnova, Y. Karşık, Haydaroba, Kıraçoba
bluekeys™
10-18-2006, 09:57 AM
ÇANAKKALE SİYASİ ÇOĞRAFYA
Çanakkale Nüfusunun Gelişimi
Çanakkale ilimizin coğrafi, iklim ve toprak verimliliği gibi cazip şartlara sahip olması sebebiyle nüfusunda son zamanlarda değişik ve hareketli bir artış gözlenmektedir.
Türkiye geneline bakacak olursak okur yazarlık oranı yüksek olan illerimizden birisidir.
2000 yılı genel nüfus sayımının kesin olmayan sonuçların da gösterdiği gibi Merkez İlçe köyleriyle beraber 103,850 sayısına ulaşmıştır.
Bunu takip eden ilçelerimizin sırasıyla nüfus sayım sonuçları şöyledir:
Çanakkale'nin Jeolojik yapısı ve konumu
Jeolojik Yapı
Çanakkale ilinin jeolojik yapısı, 1. zamanda oluşmuş, killi şist ve mermerleri, 2. zamanda oluşmuş mermerleşmiş kalker, kil, taş ve şistleri, 3. zamanda oluşmuş taş, kum, marn ve mikaları, 4. zamanda oluşmuş alüvyonlar ve volkanik külteleri içermektedir.
1. Zaman toprakları (Paleozonik): Karabiga'nın batısındaki yöre, bu tür toprakların en güzel örneğidir. Bu alan, özellikle, killi şistlerle mermerlerden oluşmuştur.
2. Zaman toprakları (Mezozoik): Mermerleşmiş kalkerlerden, kum, taş, kil ve şistlerden oluşur. Anafartalar limanı ve Kireçtepe yörelerini kaplar. Biga-Gönen arasında, Göre Dağı çevresinde, Yiğitler, Bayramiç, Ezine ve Geyikli çevrelerinde, ikinci zaman oluşuklarına rastlanır. Bu bölgelerde kireçtaşı çıkarılır. Kurşun, çinko, demir ve mermer gibi 2. zaman madenleri de vardır.
3. Zaman toprakları (Neozoik): Bu toprakların kapladığı alanlar, Çan İlçesi'nin kuzeybatısındaki Hamdibey Bucağı çevresi ile Çanakkale Boğazı'nın her iki yakasını kaplayan ve yükseltisi birkaç yüz metreyi geçmeyen kesimlerdir: Bu alanı oluşturan taşlar, killi, marnlı, kumlu ve mikalıdır. Yer yer kalkerlerin egemen olduğu kesimler de vardır.
4. Zaman toprakları (Kuvaterner):Çayların taşıdığı ve iki yana serptiği alüvyonlarla kaplı alanlardır. Çayların denize kavuştuğu yerlerde bu alanlar daha da genişler. Taban suyu bakımından zenginlerdir, bazı bölgelerde, örneğin Çardak'ta, artezyenler oluştururlar.
Volkanik Alanlar (Andezitler): Lapseki-Biga arasında uzanır. Ayrıca, Ayvacık, Babakale ve Ezine arasında oldukça büyük bir volkanik külte vardır. Genellikle ormanlıklar ve kayalıklarla kaplıdır. Kumlu ve hafif topraklarla örtülü bölümleri ise mera olarak kullanılır.
Yer altı Zenginlikleri
Çanakkale'nin uzun yıllar askeri bölge oluşu, bu yörede maden arama işlerini aksatmıştır. Ancak 1948'den bu yana, MTA Enstitüsü, yöredeki araştırmalarını yoğunlaştırmış ve zengin maden yatakları saptamıştır.
İl sınırları içinde Yenice İlçesi'nde; kurşun, çinko, linyit, asbest, grafit, mermer, Çan İlçesi'nde; kurşun, linyit, manganez diyotomit, Lapseki İlçesi'nde; kurşun, bakır, demir, manganez, asbest, Bayramiç İlçesi'nde; kurşun, asbest, bakır, Ayvacık İlçesi'nde; ise kurşun, çinko, tuz, uranyum, Biga'da; kurşun, bakır, demir, manganez, asbest, grafit, perlit, Merkez İlçe de; asbest manganez, Ezine'de; demir, mermer ve Gökçeada'da kurşun ile linyit bulunmaktadır.
Topraklar
Çanakkale İli'nin genellikle kırmızı, boz ve esmer olan toprakları volkanik kökenli ve yerinde oluşmuş orman topraklarıdır. Çanakkale Boğazı'nın her iki kıyısında esmer renkli "Randize" topraklar vardır. Ayrıca, çay, dere ve göl yataklarıyla kıyılarda akarsuların aşındırmayla oluşturduğu deniz alüvyal topraklar bulunmaktadır. Alüvyal toprakların dışında topraklar derin olmayıp kalınlıkları 30-50 metreyi geçmez.
Kazdağı, Karaağaç Dağı, Göre Dağı ve Kayalı Dağı yöreleri kristal şist, granit ve her türlü başkalaşmış kültelerle kaplıdır. Birinci Zaman arazisinden daha eski olduğu kabul edilen bu arazinin dağlık kesimlerinde ve özellikle orman olmayan yerlerinde toprak oluşmaz, oluşsa bile , bunlar daha kumlu ve hafif topraklar olur. Görece kalın topraklar dere içlerinde, dereler yakın yerlerde ve dağ yamaçlarında görülür. Silisli ve kumlu olması kimyasal özellikleridir. Beyaz mikanın egemen olduğu yerlerde toprak çok hafiftir. Ancak siyah mikalı yerlerde toprak potas bakımından zengincedir. Bu tip toprak, meyve ve patates ekimine elverişlidir. Yenice, Kirazlı ve Şerbetli bölgeleri buna örnek olarak gösterilebilir.
Gelibolu Yarımadası'nda Göre Dağı, Bayramiç, Ezine ve Geyikli çevreleri ile Biga-Gönen arasında killi, kalkerli, kireçli ve demirli kırmızı topraklar bulunmaktadır. Bu topraklarda her türlü bitkinin büyümesine elverişli madenler bulunur. Genellikle buğday ekimine, bağcılık ve zeytinciliğe elverişlidir.
İlde, Birinci zamandan daha eski dönemde oluşmuş topraklar ile volkanik genç kültelerin bulunması ve her türlü kırıntı ve döküntünün bunlara karışması sonucu, zengin topraklar oluşmuştur. İl topraklarının %97'si kültüre elverişlidir. Toprakların % 34'ünde bitkisel üretim yapılmakta % 9'u da çayır-mera olarak kullanılmaktadır. İl topraklarının yarısından çoğunu ise ormanlar kaplamaktadır.
COĞRAFİ DURUM ve İKLİM
Çanakkale, Türkiye'nin kuzeybatı ve Trakya'nın güneybatı kısmında Gelibolu yarımadası ile Anadolu'nun uzantısı olan Biga Yarımadası üzerinde 9,737km'lik bir alanda kurulmuş olup, doğu ve güneydoğu yönünde Balıkesir, batıda Ege denizi, kuzeybatıda Edirne ili, kuzeyde Tekirdağ ili ile Marmara denizi tarafından çevrelenmiştir.Adını verdiği Çanakkale Boğazı'nın iki yanında yer alır. Coğrafi yönden çok büyük önem taşıyan boğazın uzunluğu İstanbul Boğazı'nın iki katına yakın olup 65 km.dir. Genişliği de İstanbul Boğazının iki katıdır.(Genişlik 1,250-6km.)
Çanakkale Boğazı akarsuların geniş bir şekilde açtıkları eski bir vadinin yeridir.Su altında kalan bu vadide sonraları boğaz oluşmuştur.Boğazın karşılıklı kıyıları arasında engebelik araziler yükselir. Trakya bölgesinde Gelibolu yarımadasının Saroz Körfezi kıyıları üzerinde yüksekliği 400 metreyi bulan tepeler mevcuttur.
Boğaz kıyılarına dik yamaçlar iner.Taraçalar şeklinde yaklaşık 20-50 ve 100 metre yükseklikte tepelerin bazıları deniz kıyısının yakınlarında oluşmuştur.
Anadolu bölgesinde ise deniz seviyesinde düzlükler şeklinde göze çarpan manzara İstanbul Boğazı'nda rastlanmayan bir özellik taşır.
Akarsu olarak Tuzluçay, Menderes, Sarıçay ve Kocabaş çaylarını sayabiliriz.Düzenli bir rejimi olmayan bu sular sonbahar yağmurlarında ve bol yağış alınan ilkbahar aylarında kabarmaktadır.
İlimiz sınırları içerisinde değişik yerlerde, derinlikleri 5-10 metre arasında değişen yer altı suları vardır. Bu suları değerlendiren değişik bölgelerimizde çeşitli kaplıcalar da bulunmaktadır.
Bölgenin en yüksek yerleri Güneydeki Kaz Dağı (1767), kuzeyde ise Saroz Körfezi yakınlarındaki Koru dağlarıdır.
İklim
Çanakkale ilinde Akdeniz ve Karadeniz iklimlerinde geçiş iklimi hüküm sürmektedir.Yazların sıcak ve kurak, kışların serin ve yağışlı geçtiği ilimizde Temmuz-Ağustos ayı sıcaklık ortalaması 25-35 derece arasında değişmektedir. Rüzgarlar genelde kuzeyden gelen poyraz ve güneyden gelen lodos rüzgarları olarak isimlendirilir.
Med ve cezir olayının sebep olduğu seviye farkı 10 cm. olduğu halde, rüzgarların sebep olduğu seviye farkı 70 cm.yi bulmaktadır.
İklime bağlı bitki örtüsünü de değerlendirecek olursak denizden gelen rüzgar ve cereyanlara rağmen sahil bölümünde zeytin ağaçlarının çokluğu dikkat çeker. Defne ve harnut gibi yaprağını dökmeyen ağaçlarla, içerilere doğru ilerledikçe, meşe, karaağaç, çınar, kestane,incir, ahlat ve benzeri yaprağını döken ağaçlar bulunur.Muhtelif bölgelerinde ise maki denilen çalı ve benzeri ağaçlarla, bunların arasında ilin florasına hakim vaziyette kekik bulunmaktadır.
TARİHTE ÇANAKKALE
İnsanlık tarihini araştıran bilim dallarına, gereksindikleri en önemli verileri sunan buluntu malzemeler içinde, çanak-çömlek (keramik veya seramik) ismiyle anılan kullanım eşyalarının ayrı bir önemi var. MÖ yaklaşık 5 bin yıllarına kadar uzanan seramik kültürü, Anadolu topraklarından dünyaya yayıldı. Bu kültür içinde ayrıcalıklı bir yere sahip olan Çanakkale seramiklerinin Osmanlı Dönemi ise, başlıbaşına bir inceleme konusu. Çanakkale seramikleri; kompozisyon, biçim, renk uyumu ve süsleme yönünden İznik-Kütahya ve Milet işi keramiklerden farklılıklar gösteren, kendine özgü bir sanat. Bölgenin iyi kalitede kil yataklarına sahip olması, tüm kullanım eşyalarının ve dekor olarak kullanılan ev eşyalarının neden seramikten yapıldığını açıklıyor. Tabaklar, testiler, sürahiler, vazolar, fincanlar, mataralar, şamdanlar, gemi biçimli lambalar, çanaklar, meyvelikler... Hemen hemen tüm örnekler yöreye has formlar ve renkler taşıyor.
Kil, Çanakkale bölgesinde seramik hammaddesi olarak asırlardır kullanılıyor. Bölgede yüzyıllardır süregelen erozyon, su baskınları ve nehir yataklarındaki alüvyonlu toprak yığılmaları, seramik için gerekli hammaddenin rahatlıkla birikmesine yol açmış. Seramik ustaları, bölgede iki türü bulunan kilin, demir oranı yüksek koyu kırmızı renkte olanından kaliteli ve güzel seramiklerin yapıldığını belirtirken, daha açık renkte olan kilden üretilen seramiklerin ise dayanıklılık ve diğer özellikler açısından yetersiz kaldığını söylüyor. Ustalar seramiğin hammaddesi olan kilin biçimlendirilmesinde, "döner çark", "sucuk" ve "kalıp" tekniklerini kullanmışlar hep.Döner çark tekniğinde, kil hamur, ayakla döndürülen uzun milli yataklı bir çark üzerinde, merkezkaç kuvveti yardımıyla, elle çekilerek biçimlendiriliyor. Sucuk tekniğinde kil hamur çubuklar ya da şeritler halinde, bir kalıp üzerine üst üste (sepet örgüsü) gelecek biçimde tutturularak şekillendiriliyor. Kalıp tekniği de, alçıdan modeli alınacak malzeme üzerinden ilk biçimin alınması için teksir kalıbının çıkarılması, daha sonra döküm kalıplarının hazırlanması esasına dayanıyor. Bu kalıplar içine iyice sıvılaştırılmış, akışkan kıvamdaki kil ya da diğer seramik toprağı akıtılıyor; belli bir süre ve kalınlık aldıktan sonra da kalıp açılıyor.Osmanlı Dönemi'nde yapılan Çanakkale seramikleri içinde küçük boyutlu olanlar önemli yer tutuyor. Bu tür seramiklerde görülen en genel özellik, çoğunun beyaz ya da krem astarla kaplanıp sıraltı süslemeyle dekorlanarak, şeffaf sırla kaplanmaları. Seramiklerin astarla kaplama işlemi günümüzde de sürdürülüyor.
İlk pişirimden sonra sırlanan ve ikinci kez pişirilen sırlı işler çoğunlukta. Bir de 18. yüzyıl seramiklerinde yaygın olarak gördüğümüz, astarlandıktan sonra ilk pişirimi, sırlandıktan sonra ikinci pişirimi yapılan dekorlu seramik ürünler, uzun bir zaman boyunca üretilmiş. Ayrıca, sırsız ve tek pişirimli ürünler de yapılmış. Dünya çapında üne sahip Çanakkale bölgesinde seramikler iki tür fırında pişiriliyor.
Geleneksel atölyelerde odunlu fırınlar, modern atölyelerde ise elektrikli fırınlar. Geleneksel atölyelerde, döner çarkta üretilen seramikler açık havada, güneş altında kurutulduktan sonra fırınlanıp pişiriliyor. Modern atölyelerde ve seri üretim yapan kuruluşlarda ise seramiğin türü ve sır çeşidine göre değişik ısılarda otomatik olarak hazırlanan fırınlara, ürünler soğukken yerleştirilip pişiriliyor.Bir diğer önemli aşama da "sırlama"; en basit tanımıyla seramik eşyanın, camsı bir tabaka ile kaplanmasına deniyor. Sırsız keramikler sıvıları sızdırdıkları için, tarih boyunca sırlama teknikleri çok fazla değişmeden günümüze kadar ulaşmış. Kum, sırın esas maddesi. Tabii daha iyi erimesi için içine kurşun ve çinko da katılıyor. Renklenmesi için, maden oksitlerin de katıldığı sır, içine katılan su ile akışkanlık kazanıyor. Çanakkale seramiklerinde kurşun sırlı ürünler çoğunlukta. Şeffaf ve mat renkli sırlar da kullanılmamış değil. Özellikle 19. yüzyıl ürünleri içinde tek renk sırla sırlanıp, üzerine kabartma çiçek, rozet gibi çeşitli şekillerin yapıldığı "emzikli", "atlı" ve "gaga ağızlı" olarak adlandırılan testiler ince bir zevkin ürünü. Bunlardan "atlı testiler" şişkin gövdeli ince boyunlu, dik kulplu, ağzında stilize at başı, hatta gövdesi olan formlara sahip. Çoğunlukla şeffaf sır atılan bu testilerin ön yüzleri ve boyun kısımlarında kabartma olarak hazırlanmış, sonradan eklenmiş süsler, ağızda ise mitolojik kaynaklı olduğu sanılan kanatlı at biçimi bulunuyor.
---------------------------------
Çanakkale Boğazı Asya ve Avrupa kıtalarını birbirine bağlayan önemli bir su yolu olduğundan ilk çağlardan itibaren stratejik bir önem kazanmış ve tarihin her kesiminde uygarlık açısından etkin bir rol oynamıştır.
Tarihin ilk çağlarından beri insanların bu bölgede yerleştiği bilinmektedir. Ege kıyılarında yaşayan kavimlerin denizciliğe başlamaları sonucunda boğaza gelen Yunan gemiciler buradaki halk ile ticari ilişkiler kurdular. Daha sonra boğaz kıyıları Atina hakimiyetine girdi. Bunu takip eden asırlar boyunca boğaz, elden ele geçerek Bizanslılar'a ulaşmıştır.
Osmanlı İmparatoru Fatih Boğaz'ın korunmasını sağlamak amacıyla en dar yerinde karşılıklı iki kıyıya kale inşa ettirmiş ve bu kaleden Trakya sahiline Kilitbahir ve Anadolu sahiline de Çanak-kalesi veya Fatih Sultan Mehmet'in oğlu şehzade Mustafa tarafından inşaa ettirildiği için Sultaniye Kalesi denmiştir(1452-53)
Sultaniye Kalesi bugünkü Çanakkale'nin kuruluşuna başlangıç olmuş. Şehir zamanla büyümüş, Fatih Sultan Mehmet bir cami ve hamam yaptırmıştır.Daha sonraki Hükümdarlar da, Çanakkale Boğazının önemini kavramış ve tarih boyunca ülke savunmasında gereken önemi göstermişlerdir.
Bu tarihten sonra Venediklilerin istilasına uğrayan boğaz, daha sonra Osmanlı-Rus savaşı sırasında da Çanakkale Savaşlarına sahne olmuş ve 1, Dünya savaşında Türk harp tarihinin dönüm noktalarının en önemli sahnesi olmuştur. 1914 ve 1918 yıllar arasında Çanakkale'nin sahil ve denizi başka hiçbir toprak parçasında olmayan bir trajedi yaşamıştır.Boğazın önemi Çanakkale savaşlarında bir kez daha anlaşılmış ve 1, Dünya savaşı sırasında düşman donanmaları 18 Mart 1915'de bozguna uğratılarak geçilmezliğini dünyaya duyurmuştur.
İngiltere ve Fransa Türk topraklarına ve milletine esaret zinciri vurmak azmi ile geldikleri Çanakkale Boğazı'nda feci bir hezimetin acısını yaşayarak ülkelerine dönmek zorunda bırakılmışlardır.
Çanakkale tarihine mal olacak zaferlerini 1, Dünya Savaşı sırasında kazanarak tüm dünyaya Çanakkale'nin geçilmezliğini ilan etmiştir. Fransız ve İngilizlerin çadır ve cephelerini terk ederek sessizce Türkler'e sezdirmeden çekilmeleri tarihe "Şahane Çekilme" olarak geçmiştir.
1, Dünya savaşı sonunda yapılan Sevr ve Mondros antlaşmaları ile Boğazlar itilaf devletleri tarafından 1918 yılında işgal edilmiş, milli mücadelenin başarıya ulaşması sonucunda yapılan Lozan Antlaşması ve Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile boğazdaki geçiş düzeni ülkemiz lehine sağlanmıştır.
MİTOLOJİDE ÇANAKKALE
Troya
M.Ö.3000 yıllarında kurulan Troya M.Ö. 2500 yıllarında depremle yıkılmıştır. Bundan öncede yörede eski yerleşim yerlerinin bulunduğu bilinmektedir.
1, Troya'dan önce kurulduğu sanılan Dardanos şehrinin Troya'dan 100-150 yıl öncelere dayandığı düşünülmektedir.
Geçmişten günümüze süregelen efsanelerin bir çoğu hala tüm dünyanın ilgisini çekmektedir.
Çanakkale'ye 30 km. mesafede bulunan bu topraklarda M.Ö. 3000 yıllarından bu yana geçmişin anılarını gözlerinizin önüne seren bir uygarlık kalıntısı bulunmaktadır. Her geçen gün yüz binlerce insanın geçmişi yaşarcasına gezdiği Troya şehrinin kalıntılarını incelerken bu konu hakkında efsaneleri de günümüze taşımıştır.
Troya Efsanesi
Mitolojiye göre Deniz Tanrıçası Thetis çok ama çok güzel bir tanrıçadır.Bir inanışa göre kahinler Thetis'in doğuracağı erkek çocuğun babasından daha akıllı ve güçlü olacağını söylerler. Bu sebepten Tanrıların Kralı Zeus ve Deniz Tanrısı Poseidon, Aikos'un oğlu Teselya Kralı Peleus ile evlendirmeye karar verirler.
Olimpos Dağı'nda büyük bir şölen kurulur. Bütün tanrı ve tanrıçalar bu şölende eğlenirler.Yalnız Nifak Tanrıçası Erins bu görkemli törene davet edilmeye unutulmuştur. Öfkelenen Erins, üzerinde "Tanrıçaların en güzeline" yazılı altın elmayı şölen masasının üzerine gizlice bırakır. Şölen bir anda karışır. Bu, yıllarca sürecek olan Troya savaşlarının başlamasına sebep olarak gösterilir. Tanrıların Kralı Zeus olaya müdahale etme ihtiyacı duyar ve Gök Tanrıçası Hera, Zeka Tanrıçası Athena ve Aşk Tanrıçası Afrodit arasından bu seçimin yapılmasını olaylardan haberi olmayan çoban Paris'e bırakır. Herşeyden habersiz sürülerini otlatan Paris'in karşısına çıkan bu üç güzel Tanrıça elmayı, en güzel kadını seçmesi için Paris'e teslim ederler. Paris için bu çok zor bir seçimdir.
Paris'i etkilemek için tanrıçalar, tarihte ilk kez karşılaşılan rüşvet olayını teklif ederler. Gök Tanrıçası Hera, Paris'e kendisini seçtiği takdirde Asya'nın en güçlü krallığını vaad eder. Zeka Tanrıçası Athena, bilgelilik, Aşk Tanrısı Afrodit ise, dünyanın en güzel kadınını vaad eder ve Paris dünyanın en güzel kadınına sahip olmak için elmayı Afrodit'e verir.Diğer tanrılar Paris'e çok kızmışlardır ve ondan öç almaya yemin ederler. Aradan günler geçer. Paris Sparta Kralı Menelaus'un genç ve güzel karısı güzel Helena aşık olur ve aşk tanrıçası Afrodit'in yardımlarıyla Helena'i Truva'ya kaçırırlar. Bunun üzerine Kral Menelaus'un kardeşi Agamennon Truva'ya saldırır ve Truva savaşları başlar. Nifak Tanrıçası Erins'in saçtığı nifak tohumları yeşermiş ve Akatlarla Troyalılar karşı karşıya gelmişlerdir. Tarihin en kanlı savaşları cereyan etmiştir. Yıllarca süren bu savaşlar sonucunda Akhalılar, Troyalıları savaş hilesi yapmadan yenmenin mümkün olamayacağını düşünerek bir tahta at içine en kahraman savaşçılarını saklayıp Troya surlarının önüne bırakırlar.
Akhaların kaçtığına inana Troyalılar tahta atı içeriye alarak eğlenmeye başlarlar. Erken gelen bu zafer sarhoşluğu içinde tahta atın içinden çıkan savaşçılar Troyalıları gafil avlar ve Troya kapıları Akha savaşçılarına açılır. Sonuçta Troya Akhalılarca işgal edilir. Kralı ve oğlu öldürülür. Hera ve Athena ettikleri yemini yerine getirirler. Kral Menelaus'da karısı Helena 'ya yeniden kavuşur.
Toplum Hayatı
Çanakkale batının sınırında olması sebebiyle yöre halkının savaşlar, göçler, ilticalar, turizm ve diğer sebeplerle karmaşık bir toplum yaşamına sahiptir. Değişik sosyal yapıya sahip olma sebebi olarak, çeşitli özellikteki insan gruplarına yurt olma nedenini gösterebiliriz. En önemlileri, halk deyimiyle Türkmenler, Yörükler, Göçmenler, Esmerler ve Yerliler diye isimlendirilir.Bu insan toplulukları, yaşayış, şart ve özellikleri birbiriyle kaynaşmış bir sosyal yaşantı oluşturmuştur.
Halkın bir kısmı balıkçıdır, bir kısmı nakliye işiyle uğraşır, bir kısmı da tarımla uğraşır. Yakın yıllara değin şenlik ve eğlence niteliğindeki etkinlikler, ildeki ekonomik koşut olarak yerini büyük ölçüde panayırlara bırakmıştır. Başta Çanakkale il merkezi olmak üzere Biga, Bayramiç, Lapseki, Ayvacık, Çan, Yenice ilçelerinde ve bunlara bağlı yerleşim merkezlerinde Mayıs ayından başlayarak, Eylül sonlarına değin düzenlenmektedir. Bunlarda bir yandan ticaret yapılıp sanayi ürünleri sergilenirken, yerel özelliklerin tanıtılmasına da çalışılmaktadır.
Çanakkale Belediyesi'nin kültürel ve sosyal faaliyetler adı altında şehrimizde tiyatro grupları konuk edilmekte, ortak ve özel resim sergileri açılmakta, müzik grupları oluşturularak konser niteliğinde toplantılar yapılmaktadır. Ayrıca yaz aylarında Çanakkale'nin simgesi olan Çanakkale Belediyesi'nin özverili çalışmaları ile her yıl gelişerek büyüyen Çanakkale Troya Festival Etkinlikleri de Çanakkale'nin sosyal yaşantısını renklendirmektedir.Festival süresinde çeşitli ürünler sergilenmekte, müzik, tiyatro ve film gösterileri ve çeşitli sanat etkinlikleri yapılmaktadır.
Gelenek ve Görenekler
Coğrafi konumu itibarıyla Çanakkale, ilk çağlardan bu yana, ulaşım bakımından önemli bir merkez olmuştur.Tarihte Çanakkale'nin çeşitli kavimlerce bir geçit yeri olarak kullanıldığı ve bu unsurun zamanımıza kadar olan sürede, öneminden bir şey kaybetmeden geldiği görülür.
Bu yörede çeşitli milletlerin yerleşmesi ve değişik kültürlerin kaynaşmasının nedeni Çanakkale'nin yeri ve yerinin kendisine kazandırdığı zengin ulaşım olanaklarıdır.
Bir zamanlar, çağının gereği olarak istila yolları üzerinde bulunan Çanakkale'nin önemi, şimdi zengin ulaşım olanaklarının varlığında kendisini bularak turizm alanında toplanmaktadır.
Çanakkale, sahip olduğu tarihi, turistik ve kültürel zenginlikleri ile yerli ve yabancı turistlerin daima gözdesi olmuş bir ilimizdir. Çanakkale Savaşlarının cereyan ettiği Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Park alanında bulunan Türk Anıt ve Şehitlikleri ile Yabancı Anıt ve Mezarlıkları, özellikle 18 Mart ve 25 Nisan tarihleri arasında yoğun olarak turist akınına uğramaktadır.
Uygarlık tarihinin en eski el sanatlarından olan seramikçilik ve halıcılık, Çanakkale Folklorunun otantikliğini kaybetmeden en belirgin özelliklerini günümüze kadar taşımışlardır.
Çanakkale halkı gelenek ve göreneklerine sahip olduğu kadar modern görüşü de yansıtmaktadır. En belirgin özelliklerinden biri olan kadının cemiyet içerisinde ve aktif role sahip olduğu örneğini gösterilebilir. Sosyal düzenin gerektirdiği uyuma halkın tümü gönüllü katılmaktadır.
Eğitim ve öğretim hizmetleri yönünden yüksek düzeyde olan ilimizde, M. Akif Ersoy ve Nedime Hanım Halk Kütüphaneleri, Güzel Sanatlar Galerisi, M. Akif Ersoy Tiyatro Salonu,Namık Kemal Tiyatro Salonu ve 500,Yıl Açık Hava Tiyatrosu ile Çanakkale halkının kültürel gereksinimlerini büyük ölçüde karşılamaktadır.
bluekeys™
10-18-2006, 10:04 AM
http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/IMG00555.JPG-thumb_269_202.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(0,'en'))http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/canakkale02.jpg-thumb_269_202.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(1,'en'))
[/URL]
http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/IMG00247.JPG-thumb_269_202.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(1,'en'))http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/IMG00244.JPG-thumb_202_269.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(5,'en'))
http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/IMG00206.JPG-thumb_269_202.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(5,'en'))http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/canakkale06.jpg-thumb_202_269.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(6,'en'))
http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/canakkale05.jpg-thumb_202_269.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(6,'en'))http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/IMG00224.JPG-thumb_269_202.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(8,'en'))
http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/IMG00225.JPG-thumb_269_202.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(8,'en'))http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/IMG00235.JPG-thumb_269_202.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(10,'en'))
http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/IMG00215.JPG-thumb_269_202.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(10,'en'))http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/canakkale09.jpg-thumb_269_202.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(12,'en'))
http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/canakkale08.jpg-thumb_269_202.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(12,'en'))http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/canakkale10.jpg-thumb_269_202.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(14,'en'))
http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/canakkale11.jpg-thumb_202_269.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(14,'en'))http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/canakkale12.jpg-thumb_269_202.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(16,'en'))
http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/canakkale13.jpg-thumb_202_269.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(16,'en'))http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/canakkale14.jpg-thumb_202_269.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(18,'en'))
http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/IMG00118.JPG-thumb_202_269.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(18,'en'))
http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/IMG00613.JPG-thumb_269_202.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(20,'en'))http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/IMG00611.JPG-thumb_269_202.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(21,'en'))
http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/IMG00405.JPG-thumb_202_269.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(21,'en'))http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/IMG00418.JPG-thumb_202_269.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(23,'en'))
http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/IMG00084.JPG-thumb_202_269.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(23,'en'))http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/IMG00086.JPG-thumb_202_269.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(25,'en'))
http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/IMG00005.JPG-thumb_269_202.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(25,'en'))http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/IMG00018.JPG-thumb_269_202.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(27,'en'))
http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/IMG00067.JPG-thumb_269_202.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(27,'en'))
http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/IMG00091.JPG-thumb_269_202.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(29,'en'))http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/IMG00106.JPG-thumb_202_269.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(30,'en'))
http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/IMG00087.JPG-thumb_269_202.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(30,'en'))
http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/IMG00553.JPG-thumb_269_202.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(32,'en'))http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/IMG00547.JPG-thumb_202_269.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(33,'en'))
http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/assos01.jpg-thumb_269_202.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(33,'en'))http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/assos05.jpg-thumb_202_269.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(35,'en'))
http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/assos02.jpg-thumb_269_202.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(35,'en'))http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/assos03.jpg-thumb_269_202.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(37,'en'))
http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/assos07.jpg-thumb_269_202.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(37,'en'))http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/assos08.jpg-thumb_269_202.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(40,'en'))
http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/assos10.jpg-thumb_269_202.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(40,'en'))http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/IMG00119.JPG-thumb_202_269.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(43,'en'))
http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/IMG00621.JPG-thumb_202_269.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(43,'en'))http://homepage.mac.com/northriver/.cv/northriver/Sites/.Pictures/Canakkale-Turkey/IMG00002.JPG-thumb_269_202.jpg (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(45,'en'))
[URL="http://javascript<b></b>:openSlideShow2(45,'en')"] (http://javascript<b></b>:openSlideShow2(45,'en'))
bluekeys™
10-18-2006, 10:18 AM
BURASI ÇANAKKALE
GEZELİM GÖRELİM
http://www.burasicanakkale.com/burasicanakkale/extra_pages/gez_gorelim/canakkale%20logo.jpg
http://www.burasicanakkale.com/burasicanakkale/extra_pages/gez_gorelim/canakkale%20logo1.jpg
ÇANAKKALE
Asya ve Avrupa'nın, Ege Denizi ile birbirinden ayrıldığı benzersiz coğrafyada Çanakkale, binlerce yıllık tarihi zenginliği, kültürlerinde barındırarak efsanelere ve mitolojik hikayelere ev sahipliği yapmış Türkiye'nin nadide illerinden bir tanesidir.
Çanakkale Boğazı, Avrupa yakasındaki Gelibolu Yarımadası ile Asya yakasındaki daha geniş Biga Yarımadasını yeşil koylarla ve billur sarısı kumsallarla birleştirir. Doğal güzellikleri ve tesisleri ile ideal bir tatil merkezidir. Turistler boğazın lezzetli balığını, yörenin kaliteli şaraplarını, otantik yada modern restoranların servisleri eşliğinde tadabilir, kentin sahip olduğu güzelliklerin keyfini çıkarabilirler. Ayrıca güzelliğe düşkün olanlar, Çanakkale'nin mitolojiye göre Dünya'nın ilk güzellik yarışmasının anavatanı olduğunu öğrenmekten mutluluk duyacaklardır.
http://www.burasicanakkale.com/burasicanakkale/fotograflar/anasayfa/turizmbanner2.jpg (http://www.burasicanakkale.com/burasicanakkale/sayfalar/acilansayfa/turizm/canakkale_turizm.htm)
http://www.burasicanakkale.com/burasicanakkale/extra_pages/gez_gorelim/canakkale_panaromik.jpg
ÇANAKKALE - SLAYT SHOW - TIKLAYIN (http://homepage.mac.com/northriver/PhotoAlbum5.html)
Çanakkale'nin tarihi yaklaşık M.Ö. 3000 yıllarına kadar inmektedir ve pek çok medeniyet bu topraklarda barınarak, izler bırakmıştır. Mitolojiye göre Kral Athamas'ın çocukları Phryxus ve Helle üvey anneleri tarafından evlerinden uzaklaştırılınca, gerçek anneleri Bulut Tanrıçası Nephele tarafından gönderilen, uçabilen altın postlu bir koç üzerine bindirilirler. Prens ve prenses gökyüzünde koçun üzerinde uçarken, Prenses Helle suya düşer ve o günden sonra Boğaz, "Hellespont" adını alır.
Asya kıyısındaki Abydos ve Avrupa kıyısındaki Sestus, mitolojinin en hüzünlü aşkına sahne olmuştur. Leandros, Afrodit'in rahibelerinden Hero'ya aşık Abydos'lu yakışıklı bir gençtir. Her gece Hero'yu görmek için Abydos'tan Sestus'a yüzerek geçer. Bir gece kötü bir fırtına başlar ve Leandros asla Sestus'a ulaşamaz. Hero, onun boğulduğunu düşünerek büyük bir acı ile kendisini denize atar.
Dünya arkeoloji literatürünün önemli mekanlarından olan Truva, Neandria, Alexandria-Troas, Assos, Chryse, Dardanos ve Lampsakos, Çanakkale ili sınırları içindedir. Çanakkale'nin coğrafik konumundan dolayı taşıdığı stratejik önem, bu bölgede konumlanan devletler tarafından oldukça dikkate alınmıştır. M.Ö. 5. yüzyılda Çanakkale Pers İmparatorluğu'nun hakimiyeti altında bulunmaktaydı. Pers Kralı Xerxes Avrupa'yı fethetmeyi planlıyordu ve 100.000 kişilik askeri birliğini Boğazın en dar noktasından Trakya'ya geçirebilmek için gemilerden köprü yaptırdı. O zamandan beri, Çanakkale, Marmara Denizine ve oradan da Karadeniz'e girişte olduğu gibi Avrupa ve Asya arasındaki geçişi de kontrol edecek çok önemli coğrafik bir dar geçit olarak kalmıştır. Makedonya Kralı Büyük İskender, M.Ö. 384 yılında Anadolu'nun Ege ve Akdeniz'de hakimiyetinin gerçekleştiği seferine, Boğazı geçerek başlamıştır.
Daha sonraki dönemlerde Roma'lılar, M.Ö.2. yüzyıldan M.S.395 yılına kadar ilin yönetimini ellerinde bulundurmuş, Roma egemenliğini takiben Bizans İmparatorluğu'nun hakimiyeti yaşanmıştır.
Bizans İmparatorluğu'ndan sonraki yüzyıllarda bölgede Arap ve Haçlı istilaları olmuştur.
14. yüzyılda bir Türk Oymağı olan Karasioğulları yöreye gelmiş ve Balıkesir'i başkent yapmışlardır.
15. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nun Padişahı Fatih Sultan Mehmet Boğazın her iki kenarına da kale inşa ederek "Çanakkale" şehrini kurmuştur.
1915 yılında Türk Ordusunun Komutanı Mustafa Kemal, İttifak Devletlerinin yöreden çıkmasına öncülük etmiştir.
http://www.burasicanakkale.com/burasicanakkale/extra_pages/gez_gorelim/nusrat1.JPGhttp://www.burasicanakkale.com/burasicanakkale/extra_pages/gez_gorelim/abide7786.jpghttp://www.burasicanakkale.com/burasicanakkale/extra_pages/gez_gorelim/manzara1.JPG
ÇANAKKALE
Çanakkale şehri ismini, Marmara Denizini Ege Denizine bağlayan ve kıyıları hem Asya'ya hem de Avrupa'ya uzanan Boğazdan alır.
Asya tarafındaki Çanakkale ve Avrupa tarafındaki Eceabat ve Kilitbahir arasında hergün yolcu ve araba feribotları çalışır. Marmara ve Ege Denizi arasında gidip gelen renkli yatlar, Çanakkale Marina'da mola vererek turistlerin bu yörede daha fazla zaman geçirmelerini sağlar. Restoranlar, çevre sulardan yeni tutulmuş deniz ürünlerini sunmakta yüzyılların birikimiyle uzmandırlar.
Küçük sokak kafeleri ise, limanın telaşlı hareketinin, yolcu vapurlarının, balıkçı teknelerinin ve küçük sandalların hiç bitmeyen gösterilerinin tadını çıkarırken bir bardak çay içmeniz için ideal yerlerdir.
Otelleri, restoranları ve kafeleriyle birlikte bu mesire yeri, aynı zamanda geceleri aydınlatılan Kilitbahir Kalesi'nin etkileyici manzarasını da izleme imkanı sunar.
Fatih Sultan Mehmet İstanbul'un fethinden (1453) önce 1451 yılında Avrupa tarafındaki Kilitbahir ve Asya tarafındaki Çimenlik bölgelerine 1200 m. Uzunluğundaki dar Boğaz'dan geçişleri kontrol etmek için birer tane kale inşa ettirmişti.
Bugün Çimenlik Kalesi, askeri bir müzedir. Müzede, I. Dünya Savaşı Çanakkale Muharebesi anısına Boğaza savaş sırasında mayın döşeyen Nusret Gemisi'nin bir benzeri yer almaktadır. Geminin içinde o zamandan kalan gazete haberleri bulunmaktadır. Kalenin içi, Atatürk resimlerini ve silahları sergileyen 5m. yükseklikte ve 8m. genişlikte duvarlarla çevrilmiştir. Kalenin bir köşesinde, Gelibolu'da doğan Osmanlı İmparatorluğu'nun kahraman Türk denizcisi Piri Reis'e (1465-1554) ithaf edilen bir müze vardır. Birçok denizci bayrağının bulunduğu müzede Piri Reis'in yaptığı haritaları ve yazdığı kitapları görebilirsiniz. I. Dünya Savaşından kalma gülleler kule duvarları arasına serpiştirilmiştir.
Çanakkale'deki Arkeoloji Müzesinde bölgenin meşhur seramiklerini görebilirsiniz. Bu eski gelenek hala yaşatılmakta ve seramikten güzel hatıralık eşyalar yapılmaktadır.
Çanakkale'den çıktığınızda İzmir otobanı boyunca mükemmel kumsallar bulunmaktadır.
Dardanos'ta (Çanakkale'ye 10 km) kamp tesislerinden faydalanabilirsiniz.Tarihi mekanın 5-7 km uzağında, Güzelyalı ve İntepe yer almaktadır. Burada altın rengi kumsallar, kamp alanları, moteller, pansiyonlar ve restoranlar bulabilirsiniz. Bu tesislerin tümü çamlarla kaplı tepelerin karşısında, eşsiz manzaraya sahip mekanlardadır.
Çanakkale'nin yanı sıra Karabiga, Gelibolu, Bozcaada ve Küçükkuyu'da da marinalar vardır.
GELİBOLU YARIMADASI TARİHİ MİLLİ PARKI
I.Dünya Savaşında, Gelibolu Yarımadasında hayatını kaybeden 500.000 askerin anısına, bu yarımada günümüzde Milli Park haline getirilerek, şehitlikler, anıtlar, Arıburnu'nun doğal güzelliği korunmak istenmiştir. Park etrafında arabayla dolaştığında bozulmamış kıyı ormanlarının, yeşil tepelerin, altın rengi kumsalların ve masmavi denizin huzur verdiği atmosferin, vatanlarını korumak için cesurca savaşıp şehit düşen Türk Askerleri için mükemmel bir dinlenme yeri sağladığı açıkça görülür.
18 Mart 1915'de İttifak Devletleri'nin Çanakkale sularına girişi engellenmiş ve gemilerinden bir çoğu, Nusret Gemisinin sulara döşediği mayınlardan dolayı batmıştır. İttifak Devletleri bu gerçeği gördüklerinde karadan harekatta bulunmayı denediler. Morto Koyu'nda Fransız ve İngilizler, Anzak Koyu'nda Avustralya, Yeni Zelanda ile Hint Birlikleri, Kemikli Burnu'ndan Kanada Birlikleri harekatta bulunmuşlardır. Mustafa Kemal önderliğindeki Türk Ordusu tüm cephelerde savaşı kazanmış ve 9 Ocak 1916 tarihinde İttifak Devletleri Gelibolu Yarımadası'ndan tamamen çıkartılmıştır.
Ziyaretçiler, buranın özel ruhunu, Türk Ulusunun kalbini ve bu toprak parçasından gelen uyarıyı hissederler. Ağaç tepelerindeki rüzgar ve sonsuz denizin dalgaları bu savaşın kahramanlarına adeta şarkılar söylemektedir.
Parkta yapacağınız herhangi bir tura Eceabat'tan başlamalısınız.Güneye giderseniz sırasıyla Kilitbahir, Alçıtepe, Morto Koyu'na ve buranın batısındaki bir tepenin üzerinde 42 m yüksekliğindeki Çanakkale Şehitler Abidesine ve burada şehit düşen Türk Askerleri onuruna yapılmış bir müzeye varabilirsiniz.
Çanakkale Şehitleri Abidesi, Boğaza girilince hemen görülebilir. Türk Şehitlikleri, Fransız ve İngiliz şehitlikleri ve Seddülbahir Kalesi ile birlikte burada yer almaktadır. Kuzeye, Alçıtepe'ye geri döndüğünüzde Kabatepe'ye doğru yarımadanın kuzeybatı turunu yapmış olursunuz. Kabatepe'nin merkezinde Arıburnu, Conkbayırı ve Anafartalar muharebeleriyle ilgili bilgi alabilirsiniz. Kanlısırt, Conkbayırı ve Kemalyeri tepelerine doğru devam ederseniz Türk, Avustralyalı ve Yeni Zelandalı askerlerin şehitliklerini görebilirsiniz.
Küçükkemikli Sahilinin, Anafartalar Ovasının ve Tuz Gölünün panoramik manzaralarını Conkbayırı'ndan izleyebilirsiniz. Conkbayırı Tepesinde, Mustafa Kemal Atatürk'ün çok büyük bir heykeli vardır. Atatürk, heykelin bulunduğu yerde göğüs cebinde taşıdığı bir cep saati sayesinde ölümden dönmüştür. Bigalı'da bugün müze olan Atatürk'ün karargah olarak kullandığı evi ziyaret edilebilir. Kıyıda Arıburnu ve Anafartalar Anıtları yer alır.
Anzak Koyu'nda bölgenin en dokunaklı şehitliklerinden bir tanesi bulunmaktadır. Avustralya ve Yeni Zelanda Kolordusunun birleşimi ile oluşan birliklere "ANZAK" adı verilmektedir. "Anzak Şehitliği ve bölgenin kalbini çalan Atatürk'ün sözlerinin yazıldığı Arıburnu Anıtı, hüzünlü ziyaretlere sahne olmakta ve her yıl 25 Nisan'da Türk'lerin ve Dünyanın her yerinden gelen ziyaretçilerin katılımıyla ANZAK GÜNÜ kutlanmaktadır.
........Uzak diyarlardan evlatlarını
harbe gönderen analar!
Göz yaşlarınızı dindiriniz.
Evlatlarınız bizim bağrımızdadır.
Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır.
Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra artık
Bizim evlatlarımız olmuşlardır.
Mustafa Kemal ATATÜRK 1934
http://www.burasicanakkale.com/burasicanakkale/extra_pages/gez_gorelim/57alay.jpghttp://www.burasicanakkale.com/burasicanakkale/extra_pages/gez_gorelim/karrr3.jpghttp://www.burasicanakkale.com/burasicanakkale/extra_pages/gez_gorelim/iskele.JPG
GEZİLER
GELİBOLU
Çanakkale'nin ilçelerinden Gelibolu, Boğazın Avrupa yakasındaki en geniş ilçesidir ve Asya tarafındaki Lapseki'ye (Lampsakos) düzenli feribot seferleri vardır. Turistlerin rağbet ettiği restoranlara taze balık temin eden balıkçı tekneleriyle tipik bir limandır. Altın renkli kumsallar, çok uzakta değildir.
15 km. kuzeyde, Bolayır'da Türk halkı için önemli 2 mezar bulunmaktadır. Bir tanesi Gelibolu Yarımadası'nın fatihi Gazi Süleyman Paşa'ya, diğeri ise ünlü Türk Şairi Namık Kemal'e aittir.
BİGA YARIMADASI- BATI SAHİLİ
Bu bölgede bulunan 2 antik şehir arkeoloji ve tarih severlerin ilgisini çekmektedir. M.Ö. 6. yüzyılda Neandria, bugün Çığrı Dağı olarak bilinen tepenin üzerine inşa edilmiştir.
Alexandria-Troas Limanı ise denizden 13 km uzaklıkta M.Ö.3. yüzyılda yapılmıştır. Halk, Neandria'yı bu yeni liman kenti için terketmiştir. Aziz Paul, burayı 2 kez ziyaret etmiş, 3. misyoner gezisinde ise buraya uğrayarak Assos'a geçmiştir.
Kestanbol Kaplıcaları Çanakkale'ye 55 km. uzaklıkta Alexandria-Toas yakınındadır. Kaplıca suyu romatizma, cilt hastalıkları, kalp ve sinir hastalıkları, metabolizma dengesizlikleri ve kemik rahatsızlıklarının tedavisine iyi gelmesiyle ünlüdür. Keşfedilmemiş altın rengi kumsallar, Çanakkale'ye 60 km. uzaklıktaki Odunluk İskelesi'nin kuzey ve güneyinde uzanırlar. Yük Yeri İskelesi'nden Bozcaada'ya feribot seferleri yapılmaktadır.
http://www.burasicanakkale.com/burasicanakkale/extra_pages/gez_gorelim/bozcaada.jpgBOZCAADA
Adaya yaklaşırken ilk dikkati çeken bir Venedik kalesidir. Hemen sonra, mesire yerinde sıralanan restoranlar, kafeler ve güneşte parlayan temiz beyaz evler dikkati çekmektedir. Ada etrafında gezinti yaparken, çok sayıda bağ ve şarap mahzenleri görür, adada lezzetli ve çeşitli şarapları tatma imkanları bulabilirsiniz.
Ayazma, Poyraz ve İğdelik'te güneşin ve denizin tadını çıkarabileceğiniz birbirinden güzel kumsallar bulunmaktadır.
GÖKÇEADA
Bu ada, en geniş Türk adasıdır. Kıyısı, koylarıyla girintili çıkıntılı, tepeleri ise beyaza boyalı evlerle çam yeşiline ve zeytin ağaçlarına kontrast yaratmaktadır. Kabatepe ve Çanakkale arasında düzenli feribot seferleri vardır. Ağustos ayında renkli yerel etkinlikler düzenlenir. Ada etrafında kutsal çeşmeler ve manastırlar bulunmaktadır.
BİGA VE KARABİGA (PRİAPOS)
Biga, adını tüm yarımadadan ve Perslilerin Granikos Savaşında Büyük İskender tarafından M.Ö. 334 yılında bozguna uğratıldığı aynı isimli nehirden alır. Biga, bu nedenle tarihi bir bölgenin ortasındadır. Birçok parkın olduğu ve geleneksel tarzdaki evlerin görülebileceği bir ilçedir. Karabiga, Kemer, Şahmelek'de en yakın ve en güzel kumsallar, uygun fiyatlı konaklama yerleri bulunmaktadır. Karabiga, Antik Çağda Priapos olarak bilinirdi. Günümüzde ise Karabiga sevimli ve huzur vaad eden bir balıkçı limanıdır. http://www.burasicanakkale.com/burasicanakkale/extra_pages/gez_gorelim/tahta_at_15.JPGhttp://www.burasicanakkale.com/burasicanakkale/extra_pages/gez_gorelim/tahta_at_14.JPG
ÇANAKKALE'NİN TURİZMİNE ÇİFTE AT DESTEĞİ...
ÇANAKKALE'DE TROİA ANTİK KENTİNDE YERALAN TAHTA ATIN ARDINDAN, TROY FİLMİNDE KULLANILAN İKİNCİ ATIN DA WARNER BROS ŞİRKETİ İLE YAPILAN ANLAŞMA SONUCU İL MERKEZİNE GETİRİLEREK KORDON BOYUNDA SERGİLENMEYE BAŞLAMASI TURİZMİ CANLANDIRDI... http://www.burasicanakkale.com/burasicanakkale/extra_pages/gez_gorelim/truva-ati.gifTRUVA
Homeros, İlyada Destanı ile günümüz Çanakkale'sinden 32 km uzaklıkta olan Truva'yı ölümsüzleştirmiştir. Truva Kralı Priamos'un oğlu Paris, Afrodit'in kendisine vaad ettiği Helena'yı almak ister. Afrodit'in tavsiyesi üzerine gemiye binip, Amyklai'ye gelir. Burada Menelaos'un Sarayına kabul edilir. Fakat Menelaos'un sarayda olmaması üzerine, Helena kocasının yerine konukları karşılar. Bu ilk görüşmede Helena Paris'e aşık olur ve kendi rızası ile Paris'in yanında yer alarak Truva'ya kaçar. Karısının zorla kaçırıldığını düşünen Menelaos ve ordusu, Helena'yı tekrar geri alma uğruna 10 yıl boyunca Truvalılar'la savaşırlar. Sonuç elde edilememesi üzerine Truva Kalesini ancak bir savaş hilesi ile alabileceklerini düşünür ve savaşı artık bırakıp, evlerine dönecekleri izlenimi yaratırlar. Bunun üzerine Spartalılar, büyük bir "Tahta At" yaparak, Truvalılara hediye olarak sunarlar. Zafer sarhoşu Truvalılar hediyeyi kabul ederek kutlamalara başlarlar. Gece herkes uyuduğunda, tahta ata gizlenen Spartalı askerler atın içinden çıkarak, kaleyi ele geçirirler.
Truva tarihi alanında kazılar 9 şehri, çeşitli şehir duvarı kalıntılarını, tipik ev temellerini, bir tapınak ve tiyatroyu ortaya çıkarmıştır. Sembolik ahşap Truva Atı bu efsanevi savaşı hatırlatır.
BİGA YARIMADASI-GÜNEY SAHİLİ
http://www.burasicanakkale.com/burasicanakkale/extra_pages/gez_gorelim/assos.jpg BEHRAMKALE (ASSOS)
Behramkale, Çanakkale'nin 87 km güneyindeki Ayvacık ilçesinde bulunan ünlü bir antik öğreti merkezidir.
Plato'nun en meşhur öğrencilerinden bir olan Aristotales, Behramkale'ye davet edilmiş, 3 yıl orada yaşamış ve öğretmenlik yapmıştır. Hermeia'nın yeğeni ile evlenmiş, bir felsefe okulu kurmuş, zooloji, biyoloji ve botanik konularında yapmış olduğu ilk çalışmalarıyla yol göstermiştir.
Assos Akropolü, deniz seviyesinden 238 m. yüksekliktedir ve Athena Tapınağı M.Ö. 6. yüzyılda burada inşa edilmiştir. Dor tarzıyla yapılmış bu tapınak daha sonra Biga Yarımadası'nın ve Edremit Körfezi'nin muhafızlığını yapma rolüyle yeniden restore edilmiştir. Tapınak kalıntıları arasından sızan ay ışığını görmek için orada bulunmalı yada erken kalkıp Akropol üzerinden şafağın doğuşunu, tepeden Edremit Körfezinin muhteşem manzarasını görmelisiniz. Böylece neden bu cennet gibi bölgenin seçildiğini takdir edeceksiniz. Denize doğru inildikçe, agoralar, gymnasium ve tiyatro binası bulunmaktadır.
Akropolün kuzey köşesinden, Osmanlı Sultanı I. Murat'ın 14. yüzyılda yaptırdığı cami, köprü ve kaleyi görebilirsiniz. Aşağıda ufak ve sevimli bir liman vardır. Assos, Türk sanat cemiyetinin merkezi olma ününü bu yaşam dolu, samimi ve bohem tarzı atmosferiyle kazanmıştır.
Behramkale'nin 25 km batısındaki Gülpınar köyünde, M.Ö. 2. yüzyıla ait Apollon Smintheus Tapınağının ortaya çıkarıldığı antik şehir Chryse bulunmaktadır. Gülpınar'ın 15 km batısında, bir sahil yolu üzerinde Babakale yer alır.
Behramkale'nin 22 km doğusunda Kadırga ve Eden Kumsalını Küçükkuyu'ya doğru geçersek, zeytin ağacı korularını, kumsalları ve güzel manzaraları geride bırakırsınız. "Türkiye'nin ilk bisiklet rotası Truva Küçükkuyu arasındaki az kullanılan arka yollardır". Hoş yazların, yumuşak kışların yaşandığı huzur dolu bu sayfiye yeri, herhangi bir zamanı sizin için şahane bir "bisiklet tatili" haline getirebilir.
Küçükkuyu'dan Kaz Dağının (İda Dağı, 1774 m) gölgesindeki Zeus'un Altlarını görmek için anayoldan çıkmak gerekir.
Burada, aynı zamanda muhteşem manzaraları, dinlendirici yeşil alanları ve birçok kaplıcasıyla Kaz Dağı Milli Parkı da bulunmaktadır.
Mitolojiye dönece olursak, Afrodit, Hera ve Athena arasındaki Dünyanın ilk güzellik yarışmasının burada yapıldığını görürüz. Hikayeye göre Tanrılar, Thetis ile Peleus'un düğünü için toplandıklarında, düğüne davet edilmeyen Eris (Nifak), Athena, Hera ve Afrodit'in bulunduğu yere altın bir elma atar. Elmanın üzerinde " en güzeline" yazılıdır. Üç tanrıça arasında " en güzel benim" tartışması başlar. Zeus, en güzelin seçilmesinde hakem olarak İda Dağı'nda bulunan Paris'in görevlendirilmesini buyurur. Tanrıçalar, Paris'in önünde güzellikleriyle övünüp, ona armağanlar vaad ederler. Hera, Paris'e kendisini seçmesi durumunda evrenin krallığını; Athena savaşta yenilmezliği; Afrodit ise kadınların en güzeli Helena'nın aşkını vaad etmektedir. Bunun üzerine Paris, üç tanrıçadan en güzelinin Afrodit olduğuna karar verir ve altın elmayı ona verir.
Kaz Dağı Milli Parkına doğru kuzey girişindeki Bayramiç ve Evciler günlük kamp yapılabilecek alanlardır.
Çanakkale'ye 60 km uzaklıktaki Bayramiç'te Etnografik Müzesi olan 18. yüzyıldan kalma mimarisi oldukça etkileyici Hadımoğulları Konağı (Osmanlı evi) bulunmaktadır.
ÇAN
Çan seramikleriyle meşhurdur. Buradaki kükürt kaplıcalarının, çeşitli karaciğer, bağırsak ve idrar yolları rahatsızlıklarının tedavisine faydalı olduğu söylenmektedir. Külcüler ve Kirazlıda 2 farklı sıcak su kaplıcası daha bulunmaktadır.
NASIL GİDİLİR
İstanbul Atatürk Uluslar arası Havaalanına uçakla, oradan otobüsle Çanakkale'ye gidilebilir. Çanakkale'de özel uçakların inebileceği pist bulunmaktadır.
Çeşitli illerden şehirlerarası otobüslerle karayolundan gidilebilir.
Özel ve kiralanmış yatlarla Çanakkale Marinasına gelinebilir.
İKLİM
Kışlar yumuşak, rüzgarlı ve yağmurlu, yazlar ise sıcak rüzgarlı geçer.
ULAŞIM, KONAKLAMA VE HER TÜRLÜ BİLGİ İÇİN...>>> (http://www.burasicanakkale.com/burasicanakkale/extra_pages/net_index/fr_sanalindeks.htm)
ULAŞIM
http://www.burasicanakkale.com/burasicanakkale/extra_pages/gez_gorelim/ckale-harita-1.jpg
ÇANAKKALE TANITIM DEVAMI...>>> (http://www.comu.edu.tr/canakkale_tanit/)
http://www.burasicanakkale.com/burasicanakkale/extra_pages/gez_gorelim/beldelerimiz-banner.jpg (http://www.burasicanakkale.com/burasicanakkale/sayfalar/acilansayfa/Beldelerimiz/Beldeler.htm)
FERİBOT SEFERLERİ YAZ TARİFESİ
GELİBOLU'dan LAPSEKİ'yeLAPSEKİ'den GELİBOLU'ya01.0014.0003.0015.0005.0016.0006.3017.0 007.3018.0008.1519.0009.0020.0010.0021.0011.0022.0 012.0023.0013.0024.0002.0014.0004.0015.0005.4516.0 006.3017.0007.3018.0008.1519.0009.0020.0010.0021.0 011.0022.0012.0023.0013.0024.00ÇANAKKALE'den ECEABAT'a
ECEABAT'tan ÇANAKKALE'ye
01.0015.0002.0016.0003.0017.0005.0018.0007.0019.00 08.0020.0009.0021.0010.0022.0011.0023.0012.0024.00 13.00-14.00-
01.0015.0002.0016.0004.0017.0006.0018.0007.0019.00 08.0020.0009.0021.0010.0022.0011.0023.0012.0024.00 13.00-14.00-
ÇANAKKALE'den GÖKÇEADA'yaGÖKÇEADA'dan ÇANAKKALE'ye16.00
08.00
GÖKÇEADA'dan KABATEPE'ye
KABATEPE'den GÖKÇEADA'ya
08.0016.00
11.0018.00
FERİBOT SEFERLERİKIŞ TARİFESİ
GELİBOLU'dan LAPSEKİ'yeLAPSEKİ'den GELİBOLU'ya01.0014.0003.0015.0005.0016.0006.3017.0 007.3018.0008.1519.0009.0020.0010.0021.0011.0022.0 012.0023.0013.0024.0002.0014.0004.0015.0005.4516.0 006.3017.0007.3018.0008.1519.0009.0020.0010.0021.0 011.0022.0012.0023.0013.0024.00ÇANAKKALE'den ECEABAT'aECEABAT'tan ÇANAKKALE'ye01.0015.0003.0016.1505.0017.0007.0018. 0008.0019.0009.0020.0010.0021.0011.0022.0012.0023. 0013.0024.0014.00-02.0015.0004.0016.0006.0017.0007.0018.0007.4519.00 09.0020.0010.0021.0011.0022.0012.0023.0013.0024.00 14.00ÇANAKKALE'den GÖKÇEADA'yaGÖKÇEADA'dan ÇANAKKALE'ye15.00
08.00
GÖKÇEADA'dan KABATEPE'yeKABATEPE'den GÖKÇEADA'ya16.00
11.00
DESTANSI SAVAŞLARIN EFSANE ŞEHRİ
Truva ve Çanakkale savaşlarına sahne olan Çanakkale, tanrıların dağı İda, ünlü filozof Aristo'ya ev sahipliği yapan Assos, Akdeniz ikliminin yaşandığı Gökçeada ve Bozcaada ile tarih, doğa ve mitolojiyi keşfe çıkanlar için iyi bir seçenek oluşturuyor. Yerleşim tarihi Milattan Önce 3 binli yıllara dayanan Anadolu ile Avrupa, Akdeniz ile Karadeniz arasında köprü vazifesi gören Çanakkale, Truva ve Gelibolu'da en kanlı savaşlara sahne olmuş bir kent olarak günümüzde barış ve kardeşlikle anılıyor.
EFSANELER KENTİ TRUVA
Çanakkale'nin Tevfikiye Köyü yakınında 9 kültür katmanını barındıran Truva Antik Kenti, 10 yıl süren dillere destan bir savaşla efsaneleşti. ''Troy'' ismiyle vizyona giren filmin ardından Truva'yı ziyaret eden yerli ve yabancı turist sayısında büyük artış yaşanıyor. Truva Antik Kenti'ne gelenler, dünyada eşi olmayan bir tarih yolculuğuna çıkarak, Truva Atı'nı, 9 kat kent üstüne kent kurulan yerleri, büyük savaşların yaşandığı meydanları, yangınların kentleri yerle bir ettiği mekanları ziyaret edebiliyor. Truva'da kazılarla ortaya çıkarılmış basamaklarla inilen adak kuyusu, Athena Mabet yeri, II. Truva'nın meşhur rampalı kapısı, dini alan, kurban kesme yeri, Hellenistik devirden kalma sunak yeri, Roma hamam kalıntısı, taş köprü, sunak yeri, at nalı biçimli tiyatro, mermer kitabeler, sütunlar ve mimari parçalar dikkat çekiyor.
EŞSİZ DOĞASIYLA İDA DAĞI
Mitolojide Olimpos'ta yaşadıklarına inanılan tanrıların, Anadolu'da yer alan eşsiz güzellikteki mekanı İda Dağı (Kazdağı), doğayla baş başa kalmak isteyenler için bulunmaz bir imkan sağlıyor. Paris'in Afrodit'e ''altın elma''yı vermesiyle ilk güzellik yarışmasının yapıldığı yer olarak da bilinen İda Dağı, doğal kaynak suları, çeşitli ağaç türleri, bol oksijenli havası ve piknik yerleriyle kentin en güzel mesire yerlerinden biri konumunda bulunuyor.
ARİSTO'NUN ŞEHRİ: ASSOS
Çanakkale'deki en eski ve önemli yerleşim merkezlerinden biri olan Assos, Behramkale'de yalnızca tarihi kalıntılarıyla değil, eşsiz doğasıyla da ziyaretçileri büyülüyor. Kuzey Ege'ye bakan yerleşim alanları, zeytin ağaçları, balıkçı tekneleri, küçük pansiyonlarıyla küçük bir köy görünümünde olan Assos, kendine özgü mimari yapısı ve balık lokantalarıyla keyifli anlar vadediyor.
İnsanı büyüleyen bu tarihi mekan, ünlü filozof Aristo'nun, akademik çalışmalarına da ev sahipliği yaptığı yer olarak biliniyor.
''ÇANAKKALE İÇİNDE AYNALI ÇARŞI''
''Çanakkale içinde aynalı çarşı/Ana ben gidiyorum düşmana karşı'' dizeleriyle başlayan şiir, büyük bir savaşı özetleyen türkü oldu dillerde. Şehir merkezinde ziyaretçilerin uğrak yeri olan Aynalı Çarşı, eskiyle yeninin uyumunu gözler önüne seriyor. Kordon boyunda yaz mevsiminde araç trafiğine kapatılan yolda kurulan çay bahçeleri, yerli ve yabancı turistlerin gözde mekanları arasında yer alıyor. Çanakkale'ye adını veren seramikler, çömlekler, testi ve sürahiler kent merkezindeki turistik dükkanlarda satılıyor. Ziyaretçilerin ilgisini en çok minyatür Truva Atı çekiyor.
GELİBOLU YARIMADASI
Birinci Dünya Savaşı'nda oynadığı kritik rolle bugünkü dünya haritasının şekillenmesinde rol oynayan Gelibolu, Tarihi Milli Parkı ile çok sayıda ziyaretçiye kapılarını açıyor. 1994 yılındaki büyük orman yangınında zarar gören 4 bin hektar ormanlık alan yerine dikilen fidan ve çiçekler, bölgeyi adeta bir çiçek bahçesine dönüştürmüş durumda bulunuyor. Gelibolu Yarımadası, Çanakkale Savaşları'nda hayatını kaybeden 500 bin gencin anısına dikilen anıtlar, şehitlik ve mezarlıklarla bir savaşı gözler önüne seriyor. Yarımadadaki savaş kalıntılarını görenler, savaşın acısını ve dehşetini hissederek, duygu dolu anlar geçiriyorlar.
GÖKÇEADA VE BOZCAADA-
Akdeniz iklimine sahip Çanakkale'nin iki ilçesi, Gökçeada ve Bozcaada, farklı medeniyetlere kucak açıyor. Eceabat İlçesi'ndeki Kabatepe Limanı'na feribotla yaklaşık 1.5 saat uzaklıktaki Gökçeada, eski Rum köylerindeki kiliseleriyle farklı dinleri bünyesinde birleştiriyor. Çamur banyosu, farklı türlerdeki deniz kuşları, rüzgar sörfüne imkan sağlayan deniziyle yörenin en ilgi çeken yerleri arasında bulunan Kefaloz plajı, deniz turizmine hizmet ediyor. Gökçeada'yı ziyaret edenler, Tepeköy'de yorgunluk atabiliyor ya da dibek kahvesiyle tanınan ''Madamın Kahvesi''nden içmek için Zeytinli Köyü'ne uğrayabiliyorlar.
Altın renkli kumları, üzüm bağları ve tadına doyulmaz şaraplarıyla tanınan Bozcaada ise lezzetine doyulmaz balıklarıyla ziyaretçileri bekliyor.
bluekeys™
10-18-2006, 10:24 AM
AYVACIK
http://www.canakkalehaber.com/canakkale/fotolar/ayvacik4.jpg
Ayvacık, sırtını Antik dönemlerin efsaneleriyle beslenen İda Dağı'na (Kazdağı) dayayan; yüzünü birçok efsanenin doğuşuna kaynaklık eden Ege Denizi'ne çeviren yeşilin ve mavinin en güzel tonlarının yaşandığı bir kavşaktır.
Asya'nın ve elbetteki,Anadolu'nun en uç noktası olan Bababurnu ilçe sınırları içindedir. Bababurnu'ndan Midilli Adası yalnızca 4 mildir.İlçenin 78 km' lik uzun bir sahil şeridi vardır.
İlçenin yüzölçümü 874 km² dir.Denizden yüksekliği 270 m olan volkanik bir plato üzerinde bulunan ilçe, arazi yapısı bakımından dağlık ve tepeliktir. İlçenin en büyük ovası 30 km² ile Tuzla Ovası'dır. Bunu Kösedere ve Babakale Ovaları izler.
Ayvacık ilçesine bağlı 64 köy ve 2 belde bulunmaktadır. İlçe genelinin nüfusu 30640' tır. Yöre halkı, oldukça zengin bir kültür yapısına sahiptir. Yörük ve Türkmen köylerinde, kendilerine özgü kültürel farklılıklar yaşanmaya devam etmektedir. Ayvacık köyleri, bulundukları mevkilere göre; kuzey tarafına düşen Kaz Dağı eteklerindeki orman köyleri Dere kolu ; güneydoğusuna ,- Küçükkuyu istikametine- düşen köyler Yalı kolu ve güney batısında - Baba Burnu yönünde- bulunan köylerimiz ise, Kıran kolu olarak adlandırılmıştır. Dere kolu köyleri çoğunlukla orman işleriyle ve hayvancılıkla geçimini sağlar. Yalı kolu ise, zeytinciliğin miktar ve kalite olarak yüksek olduğu bölgemizdir. Kıran kolu adından da anlaşıldığı üzere Türkiye ortalamasının çok altında yağış alması sebebiyle ziraata elverişli değildir. Bu köylerimizde küçükbaş hayvancılık ve halıcılık en önemli üretim alanıdır. Yaz ayları geldiğinde Kaz Dağları'na olan göç halen sürmektedir.
Yapımı devam eden Ayvacık barajının ve sulama kanallarının bitmesiyle birlikte yöremizde sulanabilen alan genişleyecek ve uğraşılan zirai konular miktar ve cins itibariyle artış gösterecektir.
Dağları denize paralel olarak uzanmakta ve sahil şeridinde olağanüstü güzel koylar birbirini izlemektedir. Son yıllarda yoğun ilgi gören bu koylar, turizm için cazibe merkezi haline gelmeye başlamıştır.Ekolojik dengeler korunarak turizme açılan bu bölgelerimiz, Ayvacık halkının geleceğinin sigortasıdır.
http://www.canakkalehaber.com/canakkale/fotolar/zeytin.jpgTurizmin yanı sıra zeytincilik ve zeytinyağı üretimi, halı dokumacılığı, odun kömürü, peynir ve hayvancılık önemli gelir kaynakları arasındadır.
Ayvacık ilçesinin Edremit Körfezi'ne bakan güney kıyısı Akdeniz ikliminin etkisini gösterirken, iç kısımlara gidildikçe Marmara ikliminin etkisi artmaktadır.
Rivayete göre; Kızılcatuzla kazasına bağlı 15-20 hanelik küçük bir yerleşim yeri olan Ayvalıoba'nın Dere Mahallesinden 1514 yılında Çaldıran Savaşı'na katılan ve ismini bilmediğimiz bir delikanlı, zaferden sonra Osmanlı Ordusu'yla Azerbaycan'ın başkenti Tebriz'e gider. Tebriz'de bir han avlusunda dinlenirken hanın sahibesi olan Tiflis'li Ümmühan Hatun ile tanışır. Zengin bir dul olan Ümmühan Hatun, askerde ölen kocasına çok benzettiği Ayvalıobalı adsız kahramanla evlenerek oradaki bütün mal varlığını satar ve kasabamıza gelip yerleşir.
Ayvalıoba'ya yerleşen Ümmühan Hatun ve eşi, ilk iş olarak çevredeki Küplü, Doğanlar, Garipçeler, Tekke ve Çaltı obalarını dolaşarak buralarda yaşayanları Ayvalıoba'ya davet etmişler ve bu obaları kaynaştırıp bütünleştirmişlerdir. Ümmühan Hatun, bu sürede köyünün kasaba olmasını sağlamış ve burada beraberinde getirdiği para ile kendi adını verdiği, bugün yeniden yapılmış olan "Ümmühan Hatun" camiini yaptırmıştır. Daha sonra, yaklaşık 10 km mesafeden kasabasına su getirmiş, bir de hamam yaptırarak yerleşen obalara rahat bir ortam sağlamıştır. Ümmühan Hatun bahçesine diktiği ayva ağacının cılız ve cansız olduğunu görerek kasabamıza küçük ayva anlamına gelen "AYVACIK" adını vermiş ve bu ad günümüze kadar ulaşmıştır.
Ayvacık, ilkçağlardan bu yana çeşitli kavimler tarafından yerleşim alanı olarak kullanılmıştır.Bölgede yaşayan ilk toplulukların Mysyalılar ile Luviler olduğu sanılmaktadır. Ardından Hititler, Lidyalılar ve Perslerin hakimiyetine girmiştir.M.Ö. 334'te Büyük İskender'in aldığı bu bölge, onun ölümüyle Bergama Krallığı'na bağlanmış, daha sonraları ise , Roma ve Bizans idaresine girmiştir. Selçuklu Beyleri'nden Emir Çaka Bey bugünkü Ayvacıklıların ataları sayılan pek çok Oğuz boyunu (Ahmetli, Çetmi, Karakeçili, Kızıl keçeli...vb.) bölgeye yerleştirmiştir. Bu boylar, Haçlı Seferleri sırasında bölgeden geçen Haçlı ordularına karşı koy-muşlardır. 1296'da Balıkesir'i başkent yaparak beyliğini kuran Çaka Bey Bayramiç, Ezine ve Ayvacık civarını da topraklarına kattı. Karesi Bey'in ölümünden sonra başlayan taht kavgalarından faydalanan Osmanlılar, I. Murat zamanında Ayvacık bölgesini alarak yarım asır süren Karesi hakimiyetine son vermişlerdir. Karesi Bey'in kurduğu Kızılcatuzla kazası I. Murat devrinden itibaren bölgenin merkezi haline gelmiştir. Fakat ulaşım güçlüğü sebebiyle ilçe merkezi, 1876'da Ayvalıoba'ya (bugünkü Ayvacık) nakledilmiştir.
Kurtuluş Savaşı döneminde Yunanlılar, 28 Mayıs 1919'da deniz yoluyla gelerek Ayvacık'ın işgaline başladılar, 4 Temmuz 1920'de Ayvacık merkezini ele geçirdiler. Milis kuvvetleri oluşturarak direnişe geçen Ayvacıklılar, Hafız Ahmet Hamdi Efendi başkanlığında Ayvacık Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'ni kurdular ( Ahmet Hamdi Efendi ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne Biga Sancağı'nı temsilen katılan üç milletvekilinden biridir.). Büyük Taarruz sonrasında, 18 Eylül 1922'de kaçan Yunan birliklerini takip eden Reşat Bey komutasındaki Milli Kuvvetlerimiz, 21 Eylül 1922'de Ayvacık'ın işgaline resmen son vermişlerdir.1876'da ilçe olan Ayvacık, 1926'da Ezine'ye bağlanmış, 1928'de Milli Mücadele'ye katkılarından dolayı, tekrar müstakil ilçe haline getirilmiştir. Ayvacık ilçesi, her ne kadar Türkiye'nin ve Asya 'nın en batı noktasında bulunsa da pek çok hizmet ve ekonomik kalkınma açısından maalesef istenilen duruma erişememiştir.Ayrı ayrı uğraş alanı olarak oldukça fazla dal olmasına rağmen, bunlar küçük birer aile işletmesi olma sınırının ötesine geçememiştir.
PANAYIR GELENEĞİ
http://www.canakkalehaber.com/canakkale/fotolar/pazar.jpgUzun yıllardır yöre halkının yıllık ihtiyaçlarını karşıladığı, tanışıp kaynaştığı bir şenlik havasına dönüşen panayır geleneği, günümüzde de devam etmektedir.26 Mayıs'ta başlayan ve beş gün devam eden Ayvacık panayırı geçmişte ulaşım zorlukları sebebiyle birtakım ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çeken halk ile satıcıyı buluşturmayı amaçlamışken, günümüzde daha çok eğlence yönü ağır basmaktadır.Nitekim, binlerce büyük ve küçük baş hayvanın alınıp satıldığı hayvan pazarı artık kurulmamaktadır.Eski bir geleneğin izlerini görmekten hoşlanacakları ve yöremizde yetişen oğlakların tadına bakmak isteyenleri, 26 Mayıs'ta ilçemize bekliyoruz.
HALI VE KİLİM DOKUMACILIĞI
http://www.canakkalehaber.com/canakkale/fotolar/ayvacik1.jpgİlçenin önemli gelir kaynaklarından biri halı dokumacılığıdır. İlçemizin özellikle Yörük köylerinde halı ve kilim sanatı, en çarpıcı ve göz alıcı örnekleriyle, varlığını sürdürmektedir. Orta Asya'nın derinliklerinden, Asya'nın en batı ucuna kadar süren Yörüklerin göçleri ve konakladıkları her coğrafya, iklim ile hayatın iyi ya da kötü yönleri, Yörük kadınlarının marifetli parmakları sayesinde, düğüm düğüm halı ve kilim desenlerinde yaşamaya devam etmektedir.Yörük halıları, hikayelerine göre desen, desenlerine göre de isim alırlar.Turnalı,oklu,kabak çiçeği,elek,altın tabak,hayat ağacı, Türkmen gülü,yeşil budak,baratlı,eski Yörük,eli belinde bu desenlerden en çok bilinenleridir.Ayvacık halı ve kilimleri, desenlerinin orijinalliği sayesinde; dünya halıcılık literatüründe haklı bir üne sahiptir.
Ayvacık Kaymakamlığı bünyesinde Yörük kültürünün bu önemli öğesinin orijinalliği ve kalitesinin bozulmadan devam etmesi ve üreticinin emeğinin en iyi şekilde değerlendirilmesi amacıyla Halıcılık Okulu kurulmuştur. Halıcılık Okulu'nun %100'ü kök boya, kirmani ip (el eğirmesi) kullanılarak dokutulan halıları, iç ve dış pazarda büyük ilgi görmektedir. Ayvacık, Yörük kilim ve halılarının kalitesine öylesine güven duymaktadır ki 300 yıl garanti vermektedir.
29 Köyümüzden 400 üyenin katılımı ile kurulan Süleyman köy Tarımsal Kalkınma Kooperatifi,(DOBAG) Marmara Üniversitesi ile işbirliği yaparak yörede dokunan halıların otantik ve geleneksel yapısının korunmasına çalışmak-tadır.Süleyman köy Kooperatifi, yıllık 2000m2 civarında ihracat yapmakta, yöremize önemli bir döviz girdisi sağlamakta, Ayvacık'ın Avustralya'dan Amerika'ya kadar pek çok ülkede tanıtımına, zaman zaman getirdiği turist kafileleriyle de ilçe turizmine katkı sağlamaktadır.
ODUN KÖMÜRÜ
http://www.canakkalehaber.com/canakkale/fotolar/ayvacik2.jpgMangal kömürü olarak da bilinen odun kömürü üretimi, Ayvacık yöresinde yoğun olarak sürdürülmektedir. Kaz Dağları'nın ve Ege Denizi'nin etkisinde kalan yöre ağaçları, en kaliteli mangal kömürü üretimini sağlamaktadır.Elbetteki, bu uğraşı sebebiyle yöremizde yoğun bir şekilde ağaç kesimi olduğu ve her geçen sene biraz daha yeşilliğimizin azaldığı da reddedilemez bir gerçektir.
EZİNE PEYNİRİ
http://www.canakkalehaber.com/canakkale/fotolar/peynir.jpgHer ne kadar ismini komşu ilçe olan Ezine'ye kaptırmışsa da yöremizin özellikle kekik ve diğer zengin bitki örtüsüyle beslenen koyun, keçi ve inek sütü karışımı ile elde edilen Ezine peyniri, ilçemizde mevcut olan çok sayıdaki mandırada üretilmektedir. Kalitesiyle Türkiye genelinde bilinmekte ve aranılmaktadır.
HAYVANCILIK
http://www.canakkalehaber.com/canakkale/fotolar/hayvan.jpg
Kaz Dağları'nın eteklerindeki, kekik ve her türden bitki örtüsü sebebiyle et ve süt kalitesi en üst düzeydedir. Bunun sonucu olarak Ayvacık yöresinin hayvan ürünleri, yoğun talep görmektedir. Ancak, yörede bilinçli bir hayvancılık kültürü oluşmadığından, bu talep karşılanamamaktadır. Geçmiş yıllarda, özellikle 26 Mayıs Ayvacık Panayırı zamanında, Türkiye'nin dört bir yanından gelen hayvan tüccarları vasıtasıyla binlerce büyük ve küçükbaş hayvan sevkıyatı yapılırken, günümüzde bu canlılık kalmamıştır. Türkiye'nin başka yerinde pek rastlanmayan koru hayvancılığı denen ilkel hayvancılık metodu yüzünden hayvancılık yavaş yavaş bitme noktasına gelmektedir
bluekeys™
10-18-2006, 10:24 AM
BAYRAMIİÇ
Osmanlıların Rumeli'ye geçişleri esnasında Ahi Hızır Emir Bey komutasındaki kuvvetler bugünkü Bayramiç yöresinde yerleşmişlerdir. Dini günlerde ve bayramlarda yöre halkının da katıldığı şenliklerin yapıldığı bu yöreye "Bayram içi" yada "Bayram için" denilmeye başlanılmış ve bugünkü Bayramiç adı doğmuştur. 1691 yılında Konya'nın Hadim ilçesinden buraya yerleşmeye gelen Mustafa ve Ahmet isimli iki kardeş, buranın sancaktarlığını yapmışlar ve bugün Kültür Bakanlığı tarafından koruma altına alınmış ve restorasyonu yaptırılan ve halk arasında "Hadım oğulları Konağı" olarak tanınan binayı yaptırmışlardır.
İlçe'de, Türklerin Rumeli'ye geçişleri esnasında Bayramiç yöresine yerleşen birlik ve kol ağalarının Bayram Namazını kılmak için ilk toplandıkları eski bir kiliseden çevrilme Tepe Camii, kitabesinden 1210 yıllarında yapıldığı anlaşılan Taşköprü ve Hadımzade Osman Bey tarafından yaptırılan Taşköprü Camii bulunmaktadır. Mitoloji'de büyük bir yer işgal eden Kaz dağı (İda Dağı)'nın bulunduğu bu şirin ilçemiz sınırları içerisinde, ilçe merkezinin 18 km. doğusunda Külcüler ılıcası bulunmaktadır
bluekeys™
10-18-2006, 10:24 AM
BİGA
12. yüzyılda Menbaalar adı ile anılan Biga ilçesinin tarihi oldukça eskilere dayanmaktadır. Antik Çağ'da Biga İlçesinin sınırları içerisinde eski Pegea kenti vardı. Biga adı bu kentten kaynaklanır. Anna Komnenos'un XII. Yüzyılda Pigas (Menbaalar) adıyla andığı kent, Pegae'nin yerinde kuruluydu. İlçenin sınırları içerisinde kalan önemli bir başka antik kent ise Parion (Kemer) idi. Parion, Misya'nın Hellespontus kıyısında Miletos'un bir koloni kentiydi; güneydoğuda Lapsakos (Lapseki) ile batıdaki Priapos (Karabiga) arasında yer almaktaydı. Biga'yı M.Ö. 334'de Büyük İskender Makedonya krallığı'na kattı. Daha sonra ilçe uzun süre Bizansızlar'ın yönetiminde kaldı. 1364 tarihinde I. Muradın komutanlarından Lala Şahin Paşa tarafından Osmanlı Devletine bağlanan kent, bu tarihten sonra Biga adını almıştır. Timur taş Paşa'nın oğlu Gazi Umur bey tarafından ilçede cami, medrese ve şadırvanlar yaptırılmış ve döneminde oldukça mamur bir hale getirilmiştir.
Bugün, bu şirin ilçemizde Gelibolulu Tahsin kalfa'nın 1911 yılında yaptığı ibadet mekanı tek, son cemaat mahalli üç kubbeli olan Çarşı camii ve caminin tam karşısında bulunan, gene 1911 yıllarında yapımı tamamlanan, şadırvanı mermerden, 12 Kubbeli Büyük Şadırvan görülmeye değer eserlerdendir. Ilıca başı kaplıcaları ve Parion (Kemerd), Priapos (Karabiga kalesi) gibi antik yerleşim merkezleri ile ilimizin önemli turistik bölgelerinden birisi ola Biga, çalışkan ve azimli insanları sayesinde ülkemizin ekonomisine hakim olabilecek noktada atılımlar göstermektedir.
bluekeys™
10-18-2006, 10:25 AM
BOZCAADA
http://www.canakkalehaber.com/canakkale/fotolar/bozcaadad1.jpg
Bozcaada'nın eski adları ve bu adların menşeleri:
Bozcaada'ya tarihin ilk dönemlerinde Lefkofris denilirmiş. Bu adın nereden geldiği hakkında çok fazla bilgimiz yoktur. Daha sonra adaya Tenedos denilmiştir. Bu ad mitolojiden gelmektedir.
Ada Lozan' la Türkiye' ye bağlandıktan sonra Bozcaada adını almıştır. Bilinmeyen çağlarda adanın adı Lefkofris idi. Lefkofris adı Latince' den gelmektedir. Beyaz-yılan, beyaz-kaş anlamına gelmektedir. Bunun sebebi adanın karşıdan bakıldığında kıyılarında bulunan beyaz taşların etkisiyle beyaz bir yılana benzetilmesinden kaynaklanmaktadır.
Roma döneminden sonra ise adaya Tenedos denilmiştir. Bu adın kökeni yunan mitolojisinden gelmektedir. Adanın bu adı almasıyla ilgili bir hikaye söylenmektedir.
Bozcaada adının meşeyi
Adaya ne zamandan itibaren Bozcaada denilmeye başlandığı bilinmemektedir. Ama adaya ilk defa bu adın Türk denizciler tarafından söylendiği sanılmaktadır.Türkçe ismin ne zaman ve ne sebeple verildiği şimdiye kadar açıklanmamıştır. Yalnız, Pirî Reis eserinde, adanın en yüksek sivri bir boz tepesi - bu gün Göztepe denmektedir- olduğunu, onun üzerinden denizin 40 mil mesafesinin kontrol edilebildiğini, aynı şekilde denizden de o mesafe içinde gemilerin, adanın alâmeti olan boz tepeyi fark edebildiklerini ifade etmektedir ki ilk defa Türk denizcileri tarafından bu sebeple Boz Ada veya Bozcaada dendiğinin bir ifadesidir. Adaya karşıdan bakıldığında boz bir şekildedir. Bu sebepten Türkler tarafından adaya Boz-ada denilmiştir. Ada karşıdan bir bohçayı andırdığı için Bohçaada denildiği de olmuştur.
Ege adaları hakkında küçük bir eser yazmış olan Ber. Randolph buraya Türklerin Boş adası dediklerini beyan etmektedir ki kanaatimizce Bozcaada veya Bozada isminin yanlış anlaşılmasından ileri gelebilir. Bozcaada ismi ile ilgili bir diğer noktada ismin Bohçaada şeklinde de kullanılmış olduğunun tespitine dairdir. Adadaki Alaybey Câmii haziresinde bulunan Hicrî 1250 ve 1272 tarihli iki mezar kitâbesi ile Aburga Ahmed Dede mezarlığında bulunan diğer bir mezar kitâbesi üzerinde ada ismi Bohçaada şeklinde geçmektedir.
bluekeys™
10-18-2006, 10:35 AM
ÇAN
http://www.canakkalehaber.com/canakkale/fotolar/can1.jpg
Çan ilçesinin kuruluş tarihi hakkında kesin bir bilgi yoktur.Tarihi kaynaklarda eski çağlarda adının Gergithes olduğu görülür.İlçe sınırları içinde bazı antik kalıntılar bulunması eski dönemlerden beri yerleşim yeri oldu¤unu gösterir.
Etili yakınlarındaki antik kallikolone kentinin, üç tanrıça arasında güzellik yarışması yapılan yer oldu¤u söylenmektedir. Homeros’ta Ares’in Troyalıları bu tepeden saldırttığı yazar. Antik çağ tarihçilerinden Strabon ve Heredot “Gergisler” in yerini belirtirken Çan yöresini göstermiştir.Scliemann’ın Trova’da bulduğu bir yazıtta tüm Gergislerin M.S.188 yılında Roma imparatorluğunun eline geçtiğini yazar Çan 1897 yılında Bucak olarak Biga’ya bağlanmış ve 1 Ağustos 1945 yılında ilçe merkezi olmuş.) Kurtuluş savaşında 1921’ de Yunan işgaline ve ağır bir yıkıma uğrayan Çan, işgalden 23 Eylül 1922’de kurtuldu. 1 Ağustos 1945’ de çıkarılan bir yasa ile Biga
ilçesinden ayrılmış, önceleri Bayramiç ilçesine bağlı olan Etili bucağı ile bugünkü Çan ilçesi oluşturulmuş ve daha sonra Çanakkale iline bağlanmıştır.
Adi Nereden Geldi
http://www.canakkalehaber.com/canakkale/fotolar/can2.jpg
ilçe arazisi etraf tepelerle çevrili çukur havza niteliğindedir. Arazi orman ve makilerle kaplıdır.ilçeye sanayi tesisleri kurulmadan önce halkın geçim kaynağı hayvancılık oluştururdu. Daha çok küçük baş hayvancık.
İlçe merkezinde çok eski yıllardan bu yana pazar kurulmaktadır. Pazarda hayvanların boyunlarına taklan ÇAN en çok satılan eşyalar arasındaydı. Kervanlarla çan gelir. Pazar yerine çan reyonlar kurulurdu. Çevre köy, ilçe ve illerden pazara çan almak için gelinirdi. ÇAN adının ilçeye buradan geldiği sanılmaktadır.
ECEABAT
http://www.canakkalehaber.com/canakkale/fotolar/ecabat1.jpg
Sestos (Akbaş), Koila (Kilye), Madytos (Maydos), Kynossema (Kilitbahir) gibi eski Anadolu uygarlıkları merkezleri ile geçmişi anlatılmaya başlanılan Eceabat ilçemizin tarihçesini, birkaç satırda anlatabilmek oldukça zor.
Eceabat, M.Ö.VI. asırda İran egemenliğini görmüş, M.Ö.334'de İskender'in ordularına M.Ö.191 yılında Romalıların, Boğaz'ı geçtikleri sıralarda çeşitli olaylara sahne olmuştur.
M.S. 1204 yılından itibaren Venediklerin, Cenovalıların çatışmalarına sahne olan Eceabat, 1311 yılından itibaren Türkler için de ayrı bir önem arz etmeye başlar. Bu dönemde, Türkmen aşiret başkanları Melik İshak ve Halil Ece'nin şahadetleri, antik Eceabat topraklarının Türkmenlerin bir yurdu olması için önemli bir sebeptir... Türkler, kanlarını döktükleri toprakları artık vatan bilmişlerdir. Örf ve adetlerinin bir vecibesi olan, atalarının mezarlarını düşmana çiğnetmemek tutkusu işte bu tarihlerden sonra kendisini Eceabat’ta da gösterir... 1354 yılında Orhan Gazi oğlu Şehzade Gazi Süleyman Paşa'nın birliklerinin Trakya'ya geçişleri ile birlikte Eceabat bölgesinde de Türk kuvvetlerinin yoğunlaşmaya başlaması görülür. Fatih Sultan Mehmet döneminde özel bir önem verilmeye başlanan ilçede Kilitbahir ve Bigalı kaleleri inşa ettirilir.Kasım 1914 tarihine kadar Eceabat zaman zaman tarihi olaylara mekan olur... Kasım 1914'den itibaren ise, dünya harp tarihinde unutulmayacak bir savaşın her bir anını ilçe sınırlarının her santiminde ayrı ayrı yaşatır... Tüm dünya ülkelerine ibret dersi verircesine...
Kasım 1914'den itibaren başlayan ÇANAKKALE MUHAREBELERİ'nin kısa bir tarihçesi ilgili bölümünde verilmektedir
EZİNE
Önceleri Danişment Türkleri tarafından Danişment adı ile kurulan köy zamanla genişlemeye başlamış ve Orhan Gazi döneminde Osmanlı topraklarına katılmıştır.Bugün Neandria, Sankrea ve Alexandreia - Troas gibi antik dönemin yerleşme merkezlerinden bir kısmını da hudutları içerisinde barındıran Ezine ilçemizde; Orhan Gazi döneminden, Ahi Yunus Zaviye ve Türbesi, Murad-ı Hüdavendigar döneminden Asılhan Bey Camii ve Kabri, Yıldırım Beyazıt Han döneminden Seferşah Hamamı önemli tarihi varlıklarımız olarak dimdik ayakta durmaktadırlar. Bu şirin ilçemizin önemli e-serlerinden ikisi Cezayirli Hasan Paşa Köşkü ve Asılhan Bey Camii'dir... Cezayirli Hasan Paşa Köşkü - Beşik koyunun doğusunda, donanma için uygun güney rüzgarlarını beklemek üzere Cezayirli Hasan Paşa tarafından yaptırılmış olup, Mahmudiye köyü sınırları içerisinde bulunmaktadır. Asılhan Bey Camii, Ezine ilçemizin Kemallı köyünde bulunmaktadır. 14. yüzyılda I. Murat döneminde yapılmıştır. Duvarları, ilk Osmanlı Camilerine oranla daha yüksek olan camii, tek kubbeli ana mekan ve çapraz tonozlu revnaktan oluşmaktadır.
GELİBOLU
http://www.canakkalehaber.com/canakkale/fotolar/gelibolu384.JPG
Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde öğrendiğimize göre o yıllarda Gülübol ismi ile anılmaktadır. Halk arasında, yerli bol, geliri bol isimleri ile de anılmakta olan bu şirin ilçemizin tarihçesi çok eski devirlere kadar gitmektedir.
Uzun müddet Atinalıların, Makedonyalıların, Bergama Krallığının hakimiyetinde kalan Gelibolu, daha sonraları Roma ve Bizans hakimiyetine geçmiş ve 1354 yılından itibaren Orhan Gazi oğlu Şehzade Süleyman Paşa'nın komutasındaki Türk birliklerinin Trakya'ya geçişleri ile birlikte Osmanlı hakimiyetine girmiştir. Türk tarihinde ayrı bir yeri olan bu ilçemiz, dünyanın en büyük denizcilerinden birisi ve şüphesiz ki en güçlüsü olan Piri Reis'in yetiştiği bir yerdir. Bugün topraklarında, Gazi Süleyman Paşa gibi büyük bir komutanın ve Namık Kemal gibi bir vatan şairinin kabirlerini muhafaza eder Gelibolu.
GÖKÇEADA
Gökçeada, vahşi doğasında göz alabildiğince uzanan kumsalları, pırıl pırıl denizi, ile yeşili ve maviyi birleştiren kendine has örgüsü ile geçmişle bugünün birlikte yaşandığı harika bir doğa güzelliği. Çeşitli kültürlerin buluştuğu adamızda camiler, kiliseler, manastırlar. Eski Rum evleri ve modern mimari örnekleri bir arada bulunmaktadır. Ada 1456 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılmıştır. Ada halkının Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin Paşa'ya gösterdiği ilgiyi duyan Padişah Kanuni Sultan Süleyman adayı vakıf olarak ilan etmiş ve vergiden muaf kılmıştır. Balkan Savaşı yenilgisi sonucu ada, Yunanistan egemenliğine geçmiş, 1914 yılında İngilizler tarafından Deniz ve hava üssü olarak kullanılmıştır. 24 Temmuz 1923 Lozan antlaşması ile ada tekrar Türklerin eline geçmiştir. Adanın fiilen alınması 22 Eylül 1923'tür. Bu tarih adanın Kurtuluş günü olarak kutlanmaktadır. Gökçeada 289.5 Km2 yüzölçümünde, 95 Km kıyı şeridi uzunluğuna sahiptir. Kuzey - Güney uzunluğu 13 Km, Doğu - Batı uzunluğu 29.5 Km'dir. Gökçeada (Kuzulimanı), Çanakkale'den 32 Mil, Gelibolu Yarımadasındaki Kabatepe limanına 14 Mil, Bozcaada’ya 29 Mil, Ege Denizinde bulunan Yunan adalarından Limni'ye 16 Mil Semadirek adasına 14 Mil uzaklıktadır. Gökçeada çok engebeli, volkanik kütlelerden oluşmuştur. Ada'nın %77 si dağlık %12 si engebeli %10 ise ovadır.
Ada'nın Güney sahillerinde Akdeniz iklimi Kuzey sahillerinde ise Marmara iklimi sürmektedir. Hakim rüzgarlar lodos ve poyrazdır. Senenin büyük bölümünde rüzgarlar devamlılık sağlar. Gökçeada su kaynakları çokluğu bakımından dünyanın 4. adası durumundadır. 5 adet göleti, bulunan adamızda Zeytinli Köy Barajı adanın içme, kullanma ve sulama ihtiyacını büyük ölçüde karşılamaktadır. Ayrıca Şahinkaya - Dereköy, Aydıncık ve Uğurlu göletlerinden de tarım amaçlı sulamalar yapılmaktadır. Adanın güney sahilinde bulunan yaklaşık 1 km büyüklüğündeki Tuz Gölünde yapılan analizlerde, içerisinde bol miktarda kükürde rastlanmış olup çamur kürü tedavisi yapıldığında, romatizma, sedef, kireçlenme gibi hastalıklara iyi geldiği görülmüştür. Gökçeada ilçe Merkezi ve 7 köyden oluşmaktadır. Bu köyler Kaleköy, Eski Bademli, Yeni Bademli, Zeytinliköy, Tepeköy, Dereköy ve Uğurludur. 1990 genel nüfus sayımına göre ilçe merkezi nüfusu 10.000, köylerin nüfusu 3000 civarında olup toplam nüfus yaklaşık 13.000 dir. Gökçeada oldukça karmaşık bir sosyolojik yapıya sahiptir. Adaya iskan suretiyle getirilip yerleştirilen Dereköy bağlısı Şahinkaya halkının kökeni Trabzon - Çaykara ilçesidir. Ada'ya yerleştirilen ilk iskan köyüdür.1984 yılında iki iskan köyü daha kurulmuştur. Bunlar Yenibademli ve Uğurlu köyleridir. Yeni bademli Isparta ilinden getirile 93 haneden 409 kişidir. Ayrıca bu köyde Karadeniz illerinden 25 balıkçı Ailesi daha iskan edilmiştir. Uğurlu köyü ise Muğla ve Burdur illerinden getirilen 100 haneden 457 kişidir. Ayrıca Bulgaristan göçmenleri için Şirinköy halen inşa edilmektedir. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca, Emlak Bankası A.Ş.'ne yaptırılan toplam 732 konut, 2 ticaret merkezi, ilkokul, sağlık ocağı tamamlanmış olup konutların Gökçeadalılara satışı gerçekleştirilmiştir. Ada'mızda 25 yataklı Devlet Hastanesi ile Sağlık Ocağı bulunmaktadır. Elektrik şebekesi denizaltı kablosu ile Enter konnekte sistemi bağlanmıştır. Tüm köylerde elektrik ve telefon vardır. İlçemiz ve Köylerinde bulanan 6 ilkokul, yatılı olarak eğitim veren Atatürk Anadolu Öğretmen Lisesi, Endüstri Meslek Lisesi, Lise ve ona bağlı ortaokul vardır. İlçemiz Halk Eğitim Merkezi ve ona bağlı Halk Kütüphanesi aynı binada hizmet vermektedir. Nüfusun % 95'i Okuma Yazma bilmektedir. Adamızda haftalık Gökçeada gazetesi yayınlanmaktadır. Adada T.C. Ziraat Bankası,T.C. İş Bankası, T.C. Halk Bankası olmak üzere hizmet veren üç banka şubesi de bulunmaktadır. İlçemizin ekonomik durumu, tarım, hayvancılık ve balıkçılığa dayanmaktadır. Ülkemizin tek yabani koyun potansiyeli olan adada, 1500 hektar ekilebilir arazi, 1990 hektar bağlık, 4000 hektar mera, 8000 hektar ormanlık alan vardır. Oldukça geniş bir alanı kaplayan zeytin ağaçlarından toplanan zeytinler işlemek üzere dışarıya gönderilmekte içeride kalanlardan da sabun üretilmektedir. Konumu itibarıyla zengin deniz ürünlerine sahip olan adada, her an taze balık bulunmaktadır. İstavrit, kolyoz, uskumru, sinarit, levrek, sazan, izmarit, sarpa, çipura, mercan, barbun balık çeşitleri balıkçı ailelerinin ekmek kapısıdır. İçeride tüketilmeyen balıklar, ada dışına da gönderilmektedir. Arıcılığın da yaygın Arıcılığın da yaygın olduğu adada, çam ve çiçek balı üretiminin yanında, bitki örtüsünü oluşturan kekiklerden, her derde şifa olan kekik balı da üretilmektedir.
Gökçeada, vahşi doğasında göz alabildiğince uzanan kumsalları, pırıl pırıl denizi, ile yeşili ve maviyi birleştiren kendine has örgüsü ile geçmişle bugünün birlikte yaşandığı harika bir doğa güzelliği. Çeşitli kültürlerin buluştuğu adamızda camiler, kiliseler, manastırlar. Eski Rum evleri ve modern mimari örnekleri bir arada bulunmaktadır. Aydıncık, Yuvalı, Yıldızkoy, Uğurlu, Gizli koy gibi daha bir çok irili ufaklı doğal plajlarda; sakin, gürültüden uzak temiz bir denizde mavinin keyfini, Tepeköy Çınaraltında, Marmarosta, tabiatla yeşille bütünleşmenin keyfini yaşamak mümkün. Kaleköyde, Semadirek siluetinin karşısında Belediye Tesisleri ve kıyı lokantalarında yenilen balıklardan sonra, Zeytinliköy’de içilen bir fincan dibek kahvesinin 40 yıl hatırında, serinlemek...Eski köy merkezlerinde Kaleköy; kalesi, kordonu, balıkçı limanı, çay bahçeleri, lokantaları, dalga ve rüzgarın etkisiyle şekillenmiş kayalıkları ve kıyı yerleşimiyle yaz gecelerinin hareketlendiği Semadirek manzaralı köydür. Eskibademli köyü; daracık köy yolları, sessizliği ve Adanın balkonu gibi ovaya kuş bakışı hakim olmasıyla görülmeye değer bir köydür.
Zeytinliköy; sivil mimari örnekleri, köy meydanı, kilise ve mastırları, çiçeklerle bezenmiş taşlı yolları görülmeye, otantik kahvehanelerinden yükselen dibek kahvesinin kokusu duyulmaya değerdir. Merkeze uzaklığı 3.5 km. dir. Yüksek bir tepenin üzerine kurulmuş olan Tepeköy de köy meydanı, sivil mimari örnekleri ve kilisesini görmenin yanında, yüzyıllardır köye bekçilik eden çınar ağacının altında serinlemek ve piknik yapmak da insana ayrı bir zevk verir. Dereköy; kilisesi, kahveleri ve sivil mimari örneklerini sergilemesinin yanında yüzlerce evin terkedilmişliği ile yalnızlık türküsü söylenen bir köydür.
Eşsiz doğa ve tarih dokusu olan Adada Yenibademli köyü yakınlarında, Kültür Bakanlığı, Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğünün izniyle 13.07.1996 en eski yerleşim birimlerinden olan Höyük kazısı çalışmalarına da devam edilmektedir. 2813 sayılı kanun ile tescil edilen höyük Hacettepe Üniversitesi, Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dalı Öğretim üyesi bilimsel danışmalığında üniversite öğrencileri ve Adalı vatandaşların çalışmaları ile M.Ö. 3000 yıllarına ait sur, ev temelleri, Erken Tunç, çağına ait seramikler, ağırşaklar, taş balta, silex ok ucu, perdah, ezgi taşları, yonga parçaları bulgularıyla Ada'nın en eski iskan tarihini aydınlatması, doğru ve batı dünyası arasında üstlendiği rolün belirlenmesi amaçlanmaktadır. Ev pansiyonculuğunun gelişmekte olduğu Ada da gelen yerli ve yabancı turistleri ağırlayabilecek kapasitede merkezde ve kıyı köylerinde olmak üzere konaklama yerleri mevcuttur. (Yaklaşık 1000 kapasite) Ev pansiyonculuğunun yaygın olduğu Ada da sevimli pansiyonlar, oteller hizmete açıktır. Pırıl pırıl denizi ile keşfedilmeye hazır gizli koyları, plajlarıyla mavi düşkünü her türlü ziyaretçiye sakin ve temiz bir ada da dinlenme imkanı sağlamakta olan Ada da kara ve su altı avcılığı da rağbet görmekte. Zengin deniz ürünleri ile amatör ve profesyonel avcılarında avlanmasına müsait kayalık koylarında dalmak, balık tutmanın zevkine varmak, keklik, tavşan, çulluk, ördek, kaz gibi av hayvanları ile kara avcılığı yapmak, yüksek dağları ve tepeleri ile dağ sporu, rüzgarlı, günlerinde su kayağı ve sörf yapmaya da müsait olan ada da deniz mevsimi üç ay sürmekle beraber; rüzgarlı havalar da bile denize girmek için sakin ve durgun bir deniz köşesi bulunur.
Ada'nın ulaşımı deniz yoluyla yapılmaktadır. Türkiye Denizcilik İşletmelerine ait iki adet feribotla: Çanakkale Limanından saat 16.00'de Yeşilada Feribotu, Eceabat Kabatepe Limanı'ndan saat 11.00 ve 19.00'da Kınalıada Arabalı Vapuru ile olmak üzere iki sefer olarak ulaşım sağlanmaktadır. Ayrıca 1200 metre pist uzunluğu olan Askeri amaçlı olmakla birlikte sivil havacılığa da açık hava alanı mevcuttur.
Turizm yönünden henüz emekleme devresinde olan Adamız, denizinin temizliği, doğasının bozulmamış oluşu ve sakinliği ile aranan bir tatil beldesi olma yolundadır.
bluekeys™
10-28-2006, 09:43 AM
http://www.ato.org.tr/konuk/canakkale/tsehir.jpg
BÜYÜTMEK ICIN TIKLA (http:///)
bluekeys™
11-04-2006, 02:58 PM
http://img183.imageshack.us/img183/1630/34480015jpg45yk9.jpg
http://img88.imageshack.us/img88/17/34480019mq0.jpg
http://img88.imageshack.us/img88/9469/34480027hi5.jpg
http://img171.imageshack.us/img171/1936/fethiye008pw2.jpg
http://img183.imageshack.us/img183/5527/fethiye009tq6.jpg
http://img228.imageshack.us/img228/6229/0000214lb8.jpg
http://img216.imageshack.us/img216/2928/0000216xc9.jpg
http://img223.imageshack.us/img223/5056/0000219fg8.jpg
http://img216.imageshack.us/img216/5373/0000222lr2.jpg
http://img171.imageshack.us/img171/2679/0000223rl7.jpg
http://img183.imageshack.us/img183/3885/59242vksm0.jpg
http://img171.imageshack.us/img171/1723/59255rrfz8.jpg
ege10
11-04-2006, 04:14 PM
Cok güzel bir ilimiz tarihi ve turistik dokusu ile herkesin görmesi gereken bir sehir,son zamanlarda büyüme adinada büyük atak yapti Canakkale.
Resimlerde harikaydi tesekkürler Canakkaleye gidecekler muhakkak savasin gectigi mekanlari Abideyi ve imroz (gökceada)yi görsünler ayrica firinda hösmelim yemeden dönmesinler.
bluekeys™
11-04-2006, 04:35 PM
Cok güzel bir ilimiz tarihi ve turistik dokusu ile herkesin görmesi gereken bir sehir,son zamanlarda büyüme adinada büyük atak yapti Canakkale.
Resimlerde harikaydi tesekkürler Canakkaleye gidecekler muhakkak savasin gectigi mekanlari Abideyi ve imroz (gökceada)yi görsünler ayrica firinda hösmelim yemeden dönmesinler.
ağzına sağlık ama fırında höşmerim ve peynir helvasıda tavsiye derim bu tadı başka bir yerde bulamazsınzı sadece çanakkalede...
ege10
11-04-2006, 05:02 PM
ağzına sağlık ama fırında höşmerim ve peynir helvasıda tavsiye derim bu tadı başka bir yerde bulamazsınzı sadece çanakkalede...
Katiliyorum sana eskiden birde limanin karsisindaki büfelereden tost yerdik bomba derlerdi bilmiyorum halen yapiliyormu, sanirim o da Canakkaleye özgü, hayAllah aciktim simdi Canakkalede olsamda Yalova Restoranta gitsem.:biggrin:
sensual_noname17
11-05-2006, 01:54 AM
emeğine yüreğine sağlık kardeşim
CaKaLBoT
11-05-2006, 03:42 AM
emeğine sağlık abi saoalsın...
CaKaLBoT
11-05-2006, 10:44 AM
bir kez gitmek nasip olmuştu..
atalarımızın vatan için kanlarını döktükleri mübarek şehir..
bluekeys™
11-05-2006, 02:54 PM
kardeşlerime bak sen gelin canlarım benim gelin gezelim höşmerim ısmarlarım size..
CaKaLBoT
11-05-2006, 02:56 PM
kardeşlerime bak sen gelin canlarım benim gelin gezelim höşmerim ısmarlarım size..
ben çok severim höşmerimi :biggrin: :biggrin: :biggrin:
o ne yaa:confused:
CaKaLBoT
11-05-2006, 03:10 PM
ben çok severim höşmerimi :biggrin: :biggrin: :biggrin:
o ne yaa:confused:
Ahmet sanırım bi tatlı türü ama konu altına muhabbet açmayalım lütfen muhabbet kafeye :biggrin: :biggrin:
ege10
11-05-2006, 03:15 PM
ben çok severim höşmerimi :biggrin: :biggrin: :biggrin:
o ne yaa:confused:
Adasim Hösmerim lezzetli hafif tatlidir. irmik seker ve yumurtadan yapilir,Balikesir ve Canakkalede yaygindir,Canakkalenin özelligi firinda olmasidir.Türkiyede olsaydim sana yolardim.:frown:
CaKaLBoT
11-05-2006, 03:22 PM
Adasim Hösmerim lezzetli hafif tatlidir. irmik seker ve yumurtadan yapilir,Balikesir ve Canakkalede yaygindir,Canakkalenin özelligi firinda olmasidir.Türkiyede olsaydim sana yolardim.:frown:
abime bak yaa...
canın saolsun düşünmen yeterli yemiş kadar oldum :))
CaKaLBoT
11-06-2006, 06:38 PM
saol gerçekten müthiş bir çalışma...ellerine sağlık
lebron_onur
11-07-2006, 07:13 PM
çokkkkkkkkk saol abi ellerine sağlık
paşalı
12-08-2006, 02:02 AM
paylaŞimin İÇİn TeŞekkÜrler..
CoNTuRaL
12-08-2006, 08:24 PM
Ben şadıllı köyündenim. Ne mutlu Çanakkaleli'yim diyene!!! ;)
rıfkı
12-08-2006, 08:47 PM
eline saglık saim abi muhteşem bir paylaşım
vBulletin® v3.8.11, Copyright ©2000-2025, vBulletin Solutions Inc.