Stinq
10-28-2006, 10:16 PM
Sana bi çiçek alsam diyorum... Yoksa ben mi sana bi
çiçek olsam...
Masanın üstündeki vazonun içine özenle koysan beni;
hep gözünün
önünde olsam... Vazonun içinde rahat durmasam kokumla
her yere
dağılsam; çevirsen bile başını benden kurtulamasan...
Sana bi gökyüzü mü alsam, indirsem onu yere, al bu
senin işte, seni
bu kadar seviyorum desem... Yoksa ben kendim mi
gökyüzü olmalı ve
kaplamalıyım her yeri... Nereye bakarsan masmavi ben;
derin mi derin,
sonsuz mu sonsuz, elini uzattıkça yakalayacakmışsın
gibi ama bi o
kadar da uzak, hiçbir zaman ulaşamayacakmış gibi...
Sana kumaş mı alsam en pahalısından, en incesinden, en
yumuşağından... Yoksa ben mi sana kumaş olsam; sarsam
vücudunun her
yerini, seni kendimle ısıtsam... En güzel giysin ben
olsam... Sana
çarşaf olsam; sarılıp gecelerce benimle uyusan, sabah
uyandığında
kıvrımlarımın yüzünde izi kalsa...
Sana kocaman, pembeli, mavili bi ev alsam, çiçekler
içinde bi bahçesi
olan... Taş basamakları, ruhu olan sevecen bi ev...
Yoksa ben mi sana
bi ev olsam; kimselerin uzanamayacağı, yeşillikler
içinde bi ev...
Hep benim içimde yaşasan, orada sonsuza kadar mutlu
olsan...
Penceremi açtığında denizin en güzel rengini görsen,
kuşların
cıvıltısını ve doğanın eşsiz müziğini dinlesen...
Sana bi deniz mi alsam; getirip dizlerinin dibine
bıraksam, tertemiz,
duru mu duru, içinde yunuslar olan, zıplayıp zıplayıp
neşeyle
oynayan... Yoksa ben mi sana deniz olsam, gel deyip
seni içime
çağırsam... Seni ellerimin arasında, gezdirsem
üstümde, bi elimden
diğerine atsam... Sonra çıkınca teninde tuz olsam,
koksam üstünde
deniz deniz...
Sana bi uçak mı alsam, göz açıp kapayıncaya kadar seni
bi diyardan
başka bi diyara götüren... Yoksa ben mi sana bi uçak
olsam; sorsam
nereyi istersin; Karayipler mi, Maldiv Adaları mı,
yoksa hiç
kimselerin ayak basmadığı bi yer mi? Yoksa yoksa
boşver buraları gel
seni kendime götüreyim desem... Uçursam seni, başın
dönse, sarhoş
olsan...
Sana herkesin mutlu olduğu, çocukların oyuncaksız
kalmadığı,
sevgilinin yanağından gayrı her yerde hep beraber
olunan, işsizliğin,
yoksulluğun ve yokluğun olmadığı bir dünya mı alsam,
sersem önüne,
hadi al bu senin diye... Yoksa ben mi sana böyle bi
dünya olsam; gel
sonsuza dek benimle yaşa desem... Sana böyle bi dünya
olmak için emek
olsam, alınteri olsam, umut olsam, sevda olsam, kavga
olsam...
Beni sever misin?
çiçek olsam...
Masanın üstündeki vazonun içine özenle koysan beni;
hep gözünün
önünde olsam... Vazonun içinde rahat durmasam kokumla
her yere
dağılsam; çevirsen bile başını benden kurtulamasan...
Sana bi gökyüzü mü alsam, indirsem onu yere, al bu
senin işte, seni
bu kadar seviyorum desem... Yoksa ben kendim mi
gökyüzü olmalı ve
kaplamalıyım her yeri... Nereye bakarsan masmavi ben;
derin mi derin,
sonsuz mu sonsuz, elini uzattıkça yakalayacakmışsın
gibi ama bi o
kadar da uzak, hiçbir zaman ulaşamayacakmış gibi...
Sana kumaş mı alsam en pahalısından, en incesinden, en
yumuşağından... Yoksa ben mi sana kumaş olsam; sarsam
vücudunun her
yerini, seni kendimle ısıtsam... En güzel giysin ben
olsam... Sana
çarşaf olsam; sarılıp gecelerce benimle uyusan, sabah
uyandığında
kıvrımlarımın yüzünde izi kalsa...
Sana kocaman, pembeli, mavili bi ev alsam, çiçekler
içinde bi bahçesi
olan... Taş basamakları, ruhu olan sevecen bi ev...
Yoksa ben mi sana
bi ev olsam; kimselerin uzanamayacağı, yeşillikler
içinde bi ev...
Hep benim içimde yaşasan, orada sonsuza kadar mutlu
olsan...
Penceremi açtığında denizin en güzel rengini görsen,
kuşların
cıvıltısını ve doğanın eşsiz müziğini dinlesen...
Sana bi deniz mi alsam; getirip dizlerinin dibine
bıraksam, tertemiz,
duru mu duru, içinde yunuslar olan, zıplayıp zıplayıp
neşeyle
oynayan... Yoksa ben mi sana deniz olsam, gel deyip
seni içime
çağırsam... Seni ellerimin arasında, gezdirsem
üstümde, bi elimden
diğerine atsam... Sonra çıkınca teninde tuz olsam,
koksam üstünde
deniz deniz...
Sana bi uçak mı alsam, göz açıp kapayıncaya kadar seni
bi diyardan
başka bi diyara götüren... Yoksa ben mi sana bi uçak
olsam; sorsam
nereyi istersin; Karayipler mi, Maldiv Adaları mı,
yoksa hiç
kimselerin ayak basmadığı bi yer mi? Yoksa yoksa
boşver buraları gel
seni kendime götüreyim desem... Uçursam seni, başın
dönse, sarhoş
olsan...
Sana herkesin mutlu olduğu, çocukların oyuncaksız
kalmadığı,
sevgilinin yanağından gayrı her yerde hep beraber
olunan, işsizliğin,
yoksulluğun ve yokluğun olmadığı bir dünya mı alsam,
sersem önüne,
hadi al bu senin diye... Yoksa ben mi sana böyle bi
dünya olsam; gel
sonsuza dek benimle yaşa desem... Sana böyle bi dünya
olmak için emek
olsam, alınteri olsam, umut olsam, sevda olsam, kavga
olsam...
Beni sever misin?