bluekeys™
11-15-2006, 11:21 AM
Polis gecekonduda! Müdürü düğünde sarayda!
Şehirler, özellikle nüfusu 5 milyonun üzerindekiler; “suçlu ordusu besleyen ve her an bir cinnetin patlayarak masum insanları yok edebileceği” gasp, darp, hırsızlık, cinayet, hiddet, şiddet, kapkaç, dolandırma, çocuk tecavüzü, uyuşturucu satışları, sapık eğilimler, sapkın davranışlar, hileli iflas, mafya örgütü üreten makinelere döndü.
Çarşıda, pazarda...
Yolda, okulda...
Otelde, barda...
Kafede, plazada...
Ve hatta kanunun suçluyu, saldırganı, sapkını, hırsızı, caniyi cezalandırıp topluma teorik olarak da olsa yeniden kazandırma sürecini başlattığı yer olan mahkeme binalarında bile polisin, jandarmanın, savcı ile hakimin şaşkın bakışları arasında tabancalar, yumruklar, bıçaklar konuşuyor. Akşam haberlerinde de TV ekranları; “bir kadın boğazlanırken, bir mağaza soyulurken, bir erkek dokuz kişi tarafından linç edilirken” canlı yayın seyrediyoruz.
Çivisi çıktı.
Cinnet yükseliyor.
Delilik artıyor.
Çılgınlık kabarmakta.
Şiddet egemen oldu.
Korkularımız bile sindi.
***
Kentler mutlu değil.
En azından kentlerde yaşayanların çok büyük bölümü mutlu değil. Enflasyonun düşmesi, ihracatın artması, ithalatın patlaması, milli gelirin 2O çeyrekten beri (60 ay ediyor) kesintisiz büyümesi, kişi başına düşen milli gelirin 3 bin dolardan 5 bin 300 dolara çıkması, dış borcun katlanarak artması, bankaların ve kâr eden devlet şirketlerinin yabancı küresel sermayeye satılması, yüksek faize gelen sıcak paranın (hoppa para) 50 milyar dolara ulaşması toplumun çoğunluğunun mutluluğunu artırmadı.
Çünkü işsiz azalmadı.
Gelir dağılımı düzelmedi.
Tersine, zengin fakir uçurumu çok açıldı. İstanbul’da Kanyon çarşısında Harvey Nichols mağazasında Balenciaga marka timsah derisi siyah kadın çantası 24 bin YTL (24 milyar lira) satılırken ve dükkân sahibi “satışlarımız çok iyi” diye mutluluğunu belirtirken Mahmutpaşa’da, Sarıgazi, Ümraniye, Fikirtepe halk pazarlarında fiyatı sadece 5 YTL’ye (5 milyon lira) satılan plastik deriden siyah kadın çantasını alamayan ailelerin sayısı artmakta...
Gini katsayısına göre, Türkiye’de gelir Hindistan ve Pakistan’dan bile daha adaletsiz dağılıyor ve Dünya Bankası raporuna göre de Türkiye’de 2.5 milyon kişi günde 1 dolarla ve 13.5 milyon kişi de günde 2 dolarla geçinmek zorunda kalıyor. Bu 16 milyon yoksulun çoğunluğu da kentlerde yaşıyor.
***
Sonuç ortada.
Cinnet, şiddet!
Hiddet, cinayet!
Suç ve suçlu patlaması.
Son çıkan genel afta hapishanelerdeki suçlu sayısı 35 bine inmişti, yüzde 100 artarak bugün yeniden 68 bine çıktı. Adalet Bakanlığı verilerine göre, 2004 yılında ceza mahkemelerinde 1 milyon 54 bin dava dosyası karara bağlanmış, hüküm giyenlerin yüzde 26’sı hırsızlık, yüzde 25’i kasten yaralama.
En çok hırsız artıyor.
Polis ne yapsın?
Polis gecekonduda, kirada; polis şefleri baloda, sarayda... Polisin bakanı YİMPAŞ’çı ile cenazede, namazda... Büyük kentlerin, örneğin İstanbul’un Emniyet Müdürü ile Valisi her gün ya bir zengin düğününde ya bir iş yerinin açılışında kurdele kesme töreninde ya da bir seçkin zümrenin kutlama partisinde görünüyor. İktidar Ordu’da fındık mitinginde halkı coplatıp dağıtmayan ya da Bilecik’te Başbakan’ın koruma yeğenini koruyamayıp MHP’lilere dövdüren emniyet müdürünü görevden alıyor, zengin düğünleri ile balolarının müdavimi polis şeflerini görevde tutuyor.
Suç artıyor.
Suçluluk çıldırdı.
Polisin modeli yok.
Polis gecekonduda.
Müdürü düğünde, sarayda!
Bakanı YİMPAŞ’çı ile namazda!
YAZIYI ÇOK BEĞENDİĞİM İÇİN ALINTI YAPTIM...
SAYGILAR...
Şehirler, özellikle nüfusu 5 milyonun üzerindekiler; “suçlu ordusu besleyen ve her an bir cinnetin patlayarak masum insanları yok edebileceği” gasp, darp, hırsızlık, cinayet, hiddet, şiddet, kapkaç, dolandırma, çocuk tecavüzü, uyuşturucu satışları, sapık eğilimler, sapkın davranışlar, hileli iflas, mafya örgütü üreten makinelere döndü.
Çarşıda, pazarda...
Yolda, okulda...
Otelde, barda...
Kafede, plazada...
Ve hatta kanunun suçluyu, saldırganı, sapkını, hırsızı, caniyi cezalandırıp topluma teorik olarak da olsa yeniden kazandırma sürecini başlattığı yer olan mahkeme binalarında bile polisin, jandarmanın, savcı ile hakimin şaşkın bakışları arasında tabancalar, yumruklar, bıçaklar konuşuyor. Akşam haberlerinde de TV ekranları; “bir kadın boğazlanırken, bir mağaza soyulurken, bir erkek dokuz kişi tarafından linç edilirken” canlı yayın seyrediyoruz.
Çivisi çıktı.
Cinnet yükseliyor.
Delilik artıyor.
Çılgınlık kabarmakta.
Şiddet egemen oldu.
Korkularımız bile sindi.
***
Kentler mutlu değil.
En azından kentlerde yaşayanların çok büyük bölümü mutlu değil. Enflasyonun düşmesi, ihracatın artması, ithalatın patlaması, milli gelirin 2O çeyrekten beri (60 ay ediyor) kesintisiz büyümesi, kişi başına düşen milli gelirin 3 bin dolardan 5 bin 300 dolara çıkması, dış borcun katlanarak artması, bankaların ve kâr eden devlet şirketlerinin yabancı küresel sermayeye satılması, yüksek faize gelen sıcak paranın (hoppa para) 50 milyar dolara ulaşması toplumun çoğunluğunun mutluluğunu artırmadı.
Çünkü işsiz azalmadı.
Gelir dağılımı düzelmedi.
Tersine, zengin fakir uçurumu çok açıldı. İstanbul’da Kanyon çarşısında Harvey Nichols mağazasında Balenciaga marka timsah derisi siyah kadın çantası 24 bin YTL (24 milyar lira) satılırken ve dükkân sahibi “satışlarımız çok iyi” diye mutluluğunu belirtirken Mahmutpaşa’da, Sarıgazi, Ümraniye, Fikirtepe halk pazarlarında fiyatı sadece 5 YTL’ye (5 milyon lira) satılan plastik deriden siyah kadın çantasını alamayan ailelerin sayısı artmakta...
Gini katsayısına göre, Türkiye’de gelir Hindistan ve Pakistan’dan bile daha adaletsiz dağılıyor ve Dünya Bankası raporuna göre de Türkiye’de 2.5 milyon kişi günde 1 dolarla ve 13.5 milyon kişi de günde 2 dolarla geçinmek zorunda kalıyor. Bu 16 milyon yoksulun çoğunluğu da kentlerde yaşıyor.
***
Sonuç ortada.
Cinnet, şiddet!
Hiddet, cinayet!
Suç ve suçlu patlaması.
Son çıkan genel afta hapishanelerdeki suçlu sayısı 35 bine inmişti, yüzde 100 artarak bugün yeniden 68 bine çıktı. Adalet Bakanlığı verilerine göre, 2004 yılında ceza mahkemelerinde 1 milyon 54 bin dava dosyası karara bağlanmış, hüküm giyenlerin yüzde 26’sı hırsızlık, yüzde 25’i kasten yaralama.
En çok hırsız artıyor.
Polis ne yapsın?
Polis gecekonduda, kirada; polis şefleri baloda, sarayda... Polisin bakanı YİMPAŞ’çı ile cenazede, namazda... Büyük kentlerin, örneğin İstanbul’un Emniyet Müdürü ile Valisi her gün ya bir zengin düğününde ya bir iş yerinin açılışında kurdele kesme töreninde ya da bir seçkin zümrenin kutlama partisinde görünüyor. İktidar Ordu’da fındık mitinginde halkı coplatıp dağıtmayan ya da Bilecik’te Başbakan’ın koruma yeğenini koruyamayıp MHP’lilere dövdüren emniyet müdürünü görevden alıyor, zengin düğünleri ile balolarının müdavimi polis şeflerini görevde tutuyor.
Suç artıyor.
Suçluluk çıldırdı.
Polisin modeli yok.
Polis gecekonduda.
Müdürü düğünde, sarayda!
Bakanı YİMPAŞ’çı ile namazda!
YAZIYI ÇOK BEĞENDİĞİM İÇİN ALINTI YAPTIM...
SAYGILAR...