DHeMLy-CHaY
01-05-2007, 02:24 PM
Sulak alan kaybı ve aşırı kirlenme balıkları tehdit ediyor.Anadolu'daki göl ve akarsulara özgü 62 balık türünden 41'i tehdit altında bulunuyor. Kırmızı alarm veren 18 balık türünden 11'i ise önlem alınmaması durumunda birkaç yıl içinde yok olacak. Doğa Derneği Önemli Doğa Alanları Sorumlusu Murat Bozdoğan, Türkiye'nin korunması gereken doğal alanlarının belirlenmesi amacıyla yürütülen çalışmada, göl ve akarsu balıklarının, en fazla tehlike altında olan canlı grubu olduğunun ortaya çıktığını söyledi. Bozdoğan, iç sulak alanların yüzde 67'sinde sulak alan kaybı, barajlar ve aşırı kirlenme gibi nedenlerle balık varlığının tehlikede olduğunu söyledi. Yok olma tehlikesi altındaki türlerden 18'inin sadece İç Anadolu Bölgesi'nde kaldığını ve kırmızı alarm verdiğini belirten Bozdoğan, ''Bunlardan 11'inin ise önlem alınmaması halinde birkaç yıl içinde tamamen yok olma endişesi duyuluyor'' dedi. Bozdoğan, göllerdeki kurumanın balık türleri üzerindeki etkisine de değindi: ''Nadir balık türleri açısından dünyanın en zengin bölgelerinden biri olan Anadolu'da göller birer ikişer kurudukça, yeryüzünde yalnızca bu göllerde yaşayan balık türleri de tarihe karışıyor. Barajlar da balık türlerinin kaybına neden oluyor. Akarsu rejimine uyum göstermiş pek çok balık türü, suyun akışının durdurulmasıyla oluşan baraj göllerinde yaşayamıyor.''
Yerli yabancı rekabeti
Bozdoğan, yabancı balık türlerinin göl, akarsu ve barajlara salınmasının da bu konudaki sorunlardan birini oluşturduğunu açıkladı: ''Çoğu zaman iyi niyetle yapılan bu aşılama çalışmaları, yabancı balık türlerin yerli balıklarla rekabete girmesine ve zamanla doğal türlerin kaybına neden oluyor. Örneğin, bir zamanlar sadece Türkiye'de Beyşehir Gölü'nde yaşayan 'Gökçe' balığı (alburnus akili), göle 'Sudak' adlı etobur balığın atılmasıyla izini kaybettirdi. Kayıtlara 'nesli yok oldu' bilgisi düşülmemesine karşın bu balık artık görülmüyor.'' Bozdoğan, Beyşehir Gölü'nde yaşayan Gökçe balığının dışında, özellikle Akşehir ve Eber göllerindeki Akşehir İnci balığı, Bergama civarındaki bulunan derelerde yaşayan Çöpçü balığı, Beyşehir ve Melendez çaylarındaki Siraz balığı, Beyşehir Gölü'nü besleyen dere ve kaynaklardaki Kababurun, Ot ve Kum balıkları, İbrala Deresi'ndeki Dere Kayası balığı, Ereğli Ovası, Eğridir, Karataş göllerindeki Yağ balığının neslinin devamı için en kısa zamanda gerekli önlemlerin alınması gerektiğini sözlerine ekledi. Bozdoğan, sulak alanların ve balık türleri gibi Türkiye'ye özgü su gen kaynaklarının korunmasının, ekonomik açıdan da büyük önem taşıdığını söyledi. Orta Anadolu'daki göllerin kaybıyla balıkçılık ve saz kesimi gibi geçim kaynaklarının ortadan kalktığını belirten Bozdoğan, bu konuda Devlet Su İşleri'ne büyük görev düştüğünü vurguladı.
Yerli yabancı rekabeti
Bozdoğan, yabancı balık türlerinin göl, akarsu ve barajlara salınmasının da bu konudaki sorunlardan birini oluşturduğunu açıkladı: ''Çoğu zaman iyi niyetle yapılan bu aşılama çalışmaları, yabancı balık türlerin yerli balıklarla rekabete girmesine ve zamanla doğal türlerin kaybına neden oluyor. Örneğin, bir zamanlar sadece Türkiye'de Beyşehir Gölü'nde yaşayan 'Gökçe' balığı (alburnus akili), göle 'Sudak' adlı etobur balığın atılmasıyla izini kaybettirdi. Kayıtlara 'nesli yok oldu' bilgisi düşülmemesine karşın bu balık artık görülmüyor.'' Bozdoğan, Beyşehir Gölü'nde yaşayan Gökçe balığının dışında, özellikle Akşehir ve Eber göllerindeki Akşehir İnci balığı, Bergama civarındaki bulunan derelerde yaşayan Çöpçü balığı, Beyşehir ve Melendez çaylarındaki Siraz balığı, Beyşehir Gölü'nü besleyen dere ve kaynaklardaki Kababurun, Ot ve Kum balıkları, İbrala Deresi'ndeki Dere Kayası balığı, Ereğli Ovası, Eğridir, Karataş göllerindeki Yağ balığının neslinin devamı için en kısa zamanda gerekli önlemlerin alınması gerektiğini sözlerine ekledi. Bozdoğan, sulak alanların ve balık türleri gibi Türkiye'ye özgü su gen kaynaklarının korunmasının, ekonomik açıdan da büyük önem taşıdığını söyledi. Orta Anadolu'daki göllerin kaybıyla balıkçılık ve saz kesimi gibi geçim kaynaklarının ortadan kalktığını belirten Bozdoğan, bu konuda Devlet Su İşleri'ne büyük görev düştüğünü vurguladı.