watican_666
01-14-2006, 06:27 PM
http://www.bilinmeyen.com/uplimages/16louis.jpg
İçinde bulunduğumuz ortamda yaşarken, kesin olarak hiçbirşeyin değişmeyeceğini sanıyor ve birdenbire normaldışı bir olayla karşılaştığımızda şok geçiriyoruz. Oysa, eğer görebilmeyi becersek veya uyarıları kabullenip yaşam yolumuzu değiştirebilsek acaba farklı bir varlık olabilirmiyiz?. Aynen Fransa Devrimi´nin talihsiz kralı 16.Louis gibi; Louis daha çocukken garip bir adam ziyaretine geldi, genç kral adayını uyarmak istiyordu, 21 sayısının Louis için tehlikeli olduğunu söylüyor ve ömür boyu her ayın 21´inde kralın yanında olmak istiyordu, onu ancak böyle koruyacaktı. Louis adamdan hoşlanmadı ve saraydan uzaklaştırdı. Adam giderken 21 sayısının onu öldüreceğini haykırdı. Çok uzun yıllar geçti, Devrim patladı, Kral ve Kraliçe kaçarken Varennes Ormanında yakalandılar, tarih 21 Haziran 1792´idi, 21 Eylül´de Devrim Konseyi Krallığı lağvedip, cumhuriyeti ilan etti ve 21 Ocak 1793´de ise Kral 16.Louis giyotinle idam edildi. Acaba 21 sayısının garip raslantısını farketmiş ve o garip ziyaretçiyi hatırlamışmıydı? Peki,o adam kimdi?
Garip Olaylar-Baronların kaderi
1872 yılında Fransa, Tarazone´da Baron Rodemire de Tarazone öğleyin evinden çıkarken Claude Volbonne tarafından tabancayla öldürüldü, olur ya demeyin çünkü Baron´un babası da yirmi yıl önce aynı şekilde, aynı yerde öldürülmüştü ve katilin adı yine Claude Volbunne´du. Her iki suikastçinin birbirleriyle hiçbir ilişkisi yoktu ve çok ayrı kentlerden Marsilya´ya gelmişlerdi. Raslantı işte (!)
Garip Olaylar-Okun marifeti
Kafasının arkasından çıkan ok
Portland Üniversitesi tıp fakültesi acil servis doktorları, bir gece kafasına av oku saplanmış bir adamla karşılaştılar ama bu adam hastaneye alınmadı. Tony Roberts 25 yaşındaydı, hafta sonu tatilinde bir arkadaşı bira şişelerine ok atarken hedefi şaşırmış ve ok gelip Tony´nin sağ gözüne girmişti. Doktorlar okun sadece bir mm. sola kayması halinde ana kan damarının kesileceğini ve öleceğini belirttiler. Nörocerrah Dr. Johnny Delashaw, okun beyne 20-25 cm girmiş olarak kafanın arkasından çıkmış olduğunu ve belki de çok önemli damarların kopmuş olabileceğini belirtiyordu, üstelik Delashaw Tony´nin oku çekip çıkarmaya çalışarak kendisini öldürme noktasına geldiğini de söylüyordu. Ok yerinden çıkarıldı ameliyat tahminlerin aksine çok kolay geçti, hiçbir damar ve hayati merkez zarar görmemişti. Bütün bunlardan sonra Tony hastane masraflarına itiraz edince kıyamet koptu çünkü Tony´nin ve oku atan arkadaşının meslekleri ortaya çıkmıştı; ikisi de tehlikeli film sahnelerinde oynayan birer dublördüler. Olay, kaza falan değildi, oturup tehlikeli bir sahnenin provasını yapmışlardı. Sonuçta hala sigorta kavgaları sürmekte...
Garip Olaylar-İster inanın ister inanmayın
İster İnanın İster İnanmayın
* Brezilya´da yaşayan bir tür balığın dili o kadar serttir ki, yöredeki halk tarafından balığın dili zımpara olarak kullanılır.
* Flüt adı enstrümanın adı Sicilya´da yaşayan bir yılan balığının adıdır.
* New York´da yapılan bir yarışmada İsrael Weintraub 20 dakika içinde 146 istiridye yiyerek rekor kırdı ama daha sonra hastanelik oldu...
* New Jersey´de 7.000.000 yarasa yaşamaktadır işin inanılmaz yanı belediyenin bu yarasalarla mücadele etmesi için görevlendirdiği görevli sayısı bir kişi olmasıdır ve o da kadrolu değildir. İster inanın, ister inanmayın.
Garip Olaylar-Hıçkırık gizemi
Hıçkırık Gizemi
Çok yaygın bir inanç da hıçkırığın korkutulunca durduğu veya kesildiğidir. İşte burada inanç çok önemli, zira bilimsel araştırmacılar inancın böyle bir sonucu getireceğini kabul ediyorlar ve örneklerini de gösteriyorlar. Yani korkarak hıçkırığınızın geçeceğine kendinizi inandırmışsanız, hıçkırığınız geçecektir. Ama yine uzmanlar ani korku şoklarının insanı öldürebileceğini de ekliyorlar. Çünkü diyafram boşluğuna kaçan havanın sıkıştırmasıyla oluşan hıçkırık, her defasında kalbi de zorlar. İşte tam o anda gelen korku şoku kalbi de durdurabilir. Birkaç ilginç olayımız var; Amerikalı Jack O´Leary 1948 - 1956 arasında sekiz yıl süreyle hiç durmadan 160 milyon defa hıçkırdı, 6000 defa müdahale edildi ama nafile. Sonra O´Leary umutsuz ve çaresiz bir biçimde, kiliseye dua etmeye gitti ve hıçkırığı aniden kesildi. Bir diğer ilginç vaka, Almanya´ da yaşandı. 55 yaşındaki Heİnz Isecke, 1973 yılında geçirdiği bir ameliyat sonrasında, hıçkırığa tutuldu. Herşey denendi, olay dünya çapında duyuldu, birçok ülkeden gelen doktorlar oldu ama sonuç hep başarısızdı. Heinz tekrar ameliyata alındı, yine birşey değişmedi. Sonra bir gün, Heinz´ın evine postayla küçük bir şişe geldi, içinde garip bir sıvı vardı. Ekteki yazıda bütün sıvıyı bir defada içmesi isteniyordu, hıçkırığı o zaman kesilecekti. Ve Heinz Isekce o gece şişedeki sıvıyı bir defada içti ve bir saat sonra yıllardır süren hıçkırık aniden durdu. Ne olmuştu ? İçtikten sonra şişenin yıkanması içinde neyin olduğunun anlaşılmasını engelledi. Neydi sihirli sıvı? Yoksa Heinz´da önceki vakadaki O´Leary gibi umutsuzluğun son noktasında tüm inancını bir amaca odaklayarak bir inanç mucizesi mi yaratmıştı.
AK DÜŞEN SAÇLAR
Gerçekten, insanın saçı bir gecede beyazlanır mı? Büyük şokların bir gecede saçımızı bembeyaz yaptığı inancı yaygındır. Ama bu sadece bir inanç. Ama ne kadarı gerçek olan bir inanç acaba? Saçlarımız uzunluğunun yarısı kadar daha uzamaya bir ayda ulaşabilirler. Saçımıza renk veren pigmentlerin renk değiştirme prosesi bu süreyle sınırlıdır. Hiçbir doğal neden bütün saç tellerimizi birden etkileyip rengini değiştiremez. Evet sinirsel şoklar, saç rengimizi etkileyebilir ama bu değişim süreci bir gecede değil, ancak uzun bir sürede gerçekleşecektir. Saç telinin kökü çok güçlüdür ama yine bir inanca göre saçlarımız ve hatta tırnaklarımız ölümden sonra da uzamaya devam ederler. Yazar ve şair Gabriel Rosetti´nin karısı Elizabeth Siddal 1862´de öldü ve Londra´da Highgate Mezarlığı´ na gömüldü. Yedi yıl sonra ise yer değiştirmek için mezarından çıkarıldığında, vücudunun çürümediğine ve kızıl saçlarının tabutu doldurduğuna tanık olanların arasında gazeteci Charles Augustus Howell de vardı. Benzeri olaylara, hemen her ülkede raslanır, bizde de birçok veli, evliya mitlerinde bozulmayan cesetler, uzayan saçlar vardır. Bu bir inanç işi ve doğaüstü nedenlere uzanıyor, konunun bilimsel yönüne bir göz atalım. Ölümden sonra derinin kuruması ve buruşması sonucunda saçlar, tırnaklar ve sakal kılları 1/16 oranında uzayabilirler. Ama elbette ki, asla bir tabutu dolduracak kadar saç uzayamaz. Saçlar ve tırnaklar, hücre bölünmesiyle uzar ve kan dolaşımıyla beslenirler. Ve ölüm sonucunda kalp durduğunda kan dolaşımının durmasıyla saç ve tırnaklarda uzamayacaktır.
İçinde bulunduğumuz ortamda yaşarken, kesin olarak hiçbirşeyin değişmeyeceğini sanıyor ve birdenbire normaldışı bir olayla karşılaştığımızda şok geçiriyoruz. Oysa, eğer görebilmeyi becersek veya uyarıları kabullenip yaşam yolumuzu değiştirebilsek acaba farklı bir varlık olabilirmiyiz?. Aynen Fransa Devrimi´nin talihsiz kralı 16.Louis gibi; Louis daha çocukken garip bir adam ziyaretine geldi, genç kral adayını uyarmak istiyordu, 21 sayısının Louis için tehlikeli olduğunu söylüyor ve ömür boyu her ayın 21´inde kralın yanında olmak istiyordu, onu ancak böyle koruyacaktı. Louis adamdan hoşlanmadı ve saraydan uzaklaştırdı. Adam giderken 21 sayısının onu öldüreceğini haykırdı. Çok uzun yıllar geçti, Devrim patladı, Kral ve Kraliçe kaçarken Varennes Ormanında yakalandılar, tarih 21 Haziran 1792´idi, 21 Eylül´de Devrim Konseyi Krallığı lağvedip, cumhuriyeti ilan etti ve 21 Ocak 1793´de ise Kral 16.Louis giyotinle idam edildi. Acaba 21 sayısının garip raslantısını farketmiş ve o garip ziyaretçiyi hatırlamışmıydı? Peki,o adam kimdi?
Garip Olaylar-Baronların kaderi
1872 yılında Fransa, Tarazone´da Baron Rodemire de Tarazone öğleyin evinden çıkarken Claude Volbonne tarafından tabancayla öldürüldü, olur ya demeyin çünkü Baron´un babası da yirmi yıl önce aynı şekilde, aynı yerde öldürülmüştü ve katilin adı yine Claude Volbunne´du. Her iki suikastçinin birbirleriyle hiçbir ilişkisi yoktu ve çok ayrı kentlerden Marsilya´ya gelmişlerdi. Raslantı işte (!)
Garip Olaylar-Okun marifeti
Kafasının arkasından çıkan ok
Portland Üniversitesi tıp fakültesi acil servis doktorları, bir gece kafasına av oku saplanmış bir adamla karşılaştılar ama bu adam hastaneye alınmadı. Tony Roberts 25 yaşındaydı, hafta sonu tatilinde bir arkadaşı bira şişelerine ok atarken hedefi şaşırmış ve ok gelip Tony´nin sağ gözüne girmişti. Doktorlar okun sadece bir mm. sola kayması halinde ana kan damarının kesileceğini ve öleceğini belirttiler. Nörocerrah Dr. Johnny Delashaw, okun beyne 20-25 cm girmiş olarak kafanın arkasından çıkmış olduğunu ve belki de çok önemli damarların kopmuş olabileceğini belirtiyordu, üstelik Delashaw Tony´nin oku çekip çıkarmaya çalışarak kendisini öldürme noktasına geldiğini de söylüyordu. Ok yerinden çıkarıldı ameliyat tahminlerin aksine çok kolay geçti, hiçbir damar ve hayati merkez zarar görmemişti. Bütün bunlardan sonra Tony hastane masraflarına itiraz edince kıyamet koptu çünkü Tony´nin ve oku atan arkadaşının meslekleri ortaya çıkmıştı; ikisi de tehlikeli film sahnelerinde oynayan birer dublördüler. Olay, kaza falan değildi, oturup tehlikeli bir sahnenin provasını yapmışlardı. Sonuçta hala sigorta kavgaları sürmekte...
Garip Olaylar-İster inanın ister inanmayın
İster İnanın İster İnanmayın
* Brezilya´da yaşayan bir tür balığın dili o kadar serttir ki, yöredeki halk tarafından balığın dili zımpara olarak kullanılır.
* Flüt adı enstrümanın adı Sicilya´da yaşayan bir yılan balığının adıdır.
* New York´da yapılan bir yarışmada İsrael Weintraub 20 dakika içinde 146 istiridye yiyerek rekor kırdı ama daha sonra hastanelik oldu...
* New Jersey´de 7.000.000 yarasa yaşamaktadır işin inanılmaz yanı belediyenin bu yarasalarla mücadele etmesi için görevlendirdiği görevli sayısı bir kişi olmasıdır ve o da kadrolu değildir. İster inanın, ister inanmayın.
Garip Olaylar-Hıçkırık gizemi
Hıçkırık Gizemi
Çok yaygın bir inanç da hıçkırığın korkutulunca durduğu veya kesildiğidir. İşte burada inanç çok önemli, zira bilimsel araştırmacılar inancın böyle bir sonucu getireceğini kabul ediyorlar ve örneklerini de gösteriyorlar. Yani korkarak hıçkırığınızın geçeceğine kendinizi inandırmışsanız, hıçkırığınız geçecektir. Ama yine uzmanlar ani korku şoklarının insanı öldürebileceğini de ekliyorlar. Çünkü diyafram boşluğuna kaçan havanın sıkıştırmasıyla oluşan hıçkırık, her defasında kalbi de zorlar. İşte tam o anda gelen korku şoku kalbi de durdurabilir. Birkaç ilginç olayımız var; Amerikalı Jack O´Leary 1948 - 1956 arasında sekiz yıl süreyle hiç durmadan 160 milyon defa hıçkırdı, 6000 defa müdahale edildi ama nafile. Sonra O´Leary umutsuz ve çaresiz bir biçimde, kiliseye dua etmeye gitti ve hıçkırığı aniden kesildi. Bir diğer ilginç vaka, Almanya´ da yaşandı. 55 yaşındaki Heİnz Isecke, 1973 yılında geçirdiği bir ameliyat sonrasında, hıçkırığa tutuldu. Herşey denendi, olay dünya çapında duyuldu, birçok ülkeden gelen doktorlar oldu ama sonuç hep başarısızdı. Heinz tekrar ameliyata alındı, yine birşey değişmedi. Sonra bir gün, Heinz´ın evine postayla küçük bir şişe geldi, içinde garip bir sıvı vardı. Ekteki yazıda bütün sıvıyı bir defada içmesi isteniyordu, hıçkırığı o zaman kesilecekti. Ve Heinz Isekce o gece şişedeki sıvıyı bir defada içti ve bir saat sonra yıllardır süren hıçkırık aniden durdu. Ne olmuştu ? İçtikten sonra şişenin yıkanması içinde neyin olduğunun anlaşılmasını engelledi. Neydi sihirli sıvı? Yoksa Heinz´da önceki vakadaki O´Leary gibi umutsuzluğun son noktasında tüm inancını bir amaca odaklayarak bir inanç mucizesi mi yaratmıştı.
AK DÜŞEN SAÇLAR
Gerçekten, insanın saçı bir gecede beyazlanır mı? Büyük şokların bir gecede saçımızı bembeyaz yaptığı inancı yaygındır. Ama bu sadece bir inanç. Ama ne kadarı gerçek olan bir inanç acaba? Saçlarımız uzunluğunun yarısı kadar daha uzamaya bir ayda ulaşabilirler. Saçımıza renk veren pigmentlerin renk değiştirme prosesi bu süreyle sınırlıdır. Hiçbir doğal neden bütün saç tellerimizi birden etkileyip rengini değiştiremez. Evet sinirsel şoklar, saç rengimizi etkileyebilir ama bu değişim süreci bir gecede değil, ancak uzun bir sürede gerçekleşecektir. Saç telinin kökü çok güçlüdür ama yine bir inanca göre saçlarımız ve hatta tırnaklarımız ölümden sonra da uzamaya devam ederler. Yazar ve şair Gabriel Rosetti´nin karısı Elizabeth Siddal 1862´de öldü ve Londra´da Highgate Mezarlığı´ na gömüldü. Yedi yıl sonra ise yer değiştirmek için mezarından çıkarıldığında, vücudunun çürümediğine ve kızıl saçlarının tabutu doldurduğuna tanık olanların arasında gazeteci Charles Augustus Howell de vardı. Benzeri olaylara, hemen her ülkede raslanır, bizde de birçok veli, evliya mitlerinde bozulmayan cesetler, uzayan saçlar vardır. Bu bir inanç işi ve doğaüstü nedenlere uzanıyor, konunun bilimsel yönüne bir göz atalım. Ölümden sonra derinin kuruması ve buruşması sonucunda saçlar, tırnaklar ve sakal kılları 1/16 oranında uzayabilirler. Ama elbette ki, asla bir tabutu dolduracak kadar saç uzayamaz. Saçlar ve tırnaklar, hücre bölünmesiyle uzar ve kan dolaşımıyla beslenirler. Ve ölüm sonucunda kalp durduğunda kan dolaşımının durmasıyla saç ve tırnaklarda uzamayacaktır.