¢яєαмιηg
05-14-2007, 05:30 PM
ADVANCED ENGLİSH
Chicken translation: Pilic cevirme
Leave the door december: Kapiyi aralik birak
Where is this waiter who I put?: Nerede bu kodumun garsonu?
Clean family girl: Temiz aile kizi.
Your hand is on the job your eye is on playing: Eli iste gozun oynasta
Sensitive meat ball: icli kofte.
Urinate quickly, satan mixes: Acele ise seytan karisir
There is no saturation to her observations: Onun gozlemelerine doyum olmaz
Man doesn't become from you: Senden adam olmaz
Enter the desk: Siraya gir
Look my ram, I'm an Anatolian child, if I put, you sit.
Bak kocum ben Anadolu cocuguyum bir koyarsam oturursun
Aeroplane out of the fart, say hi to that sweetheart:
Osuruktan teyyare, selam söyle o yare
Master !! do something burning-turning in the middle:
Usta !! Ortaya yanardoner bisi yapsana
Exploded egypt has escaped to my bosphorus:
Bogazima patlamis mısır kacti
In every job there is a no: Her iste bir hayir vardir
She is such a mother's eye girl: Cok anasinin gozu bir kiz
Don't die my donkey, don't die: Olme esegim olme
Don't make me number: Bana numara yapma
I will sew fig tree to your January! : Ocagina incir agaci dikecegim.
AJAN YARIŞMASI
Bir gün, CIA, KGB ve MİT teşkilatlarından hangisinin daha başarılı olduğunu tespit etmek için bir "istihbarat yarışması" düzenlenmiş.Bu yarışma uyarınca, her üç teşkilatın en iyi adamlarından oluşan 10'ar kişilik bir grubu Kongo'nun balta girmemiş ormanlarına göndermişler. Ormanın girişinde görevlerini açıklamışlar:
"Ormana girip, en kısa sürede bir zürafa bulup getiren kazanır!"
Önce KGB'liler gitmiş. 15 dakika sonra bir zürafa ile çıkagelmişler.
Sonra CIA gitmiş. 10 dakika sonra zürafa ile gelmişler.
En sonunda bizim MIT gitmiş, 7 dakika sonra bir fille dönmüşler.
Yarışmayı düzenleyenler "Bu ne yaa!" diye sorunca fil atılmış,
"Abi valla ben zürafayım" demiş.
Chicken translation: Pilic cevirme
Leave the door december: Kapiyi aralik birak
Where is this waiter who I put?: Nerede bu kodumun garsonu?
Clean family girl: Temiz aile kizi.
Your hand is on the job your eye is on playing: Eli iste gozun oynasta
Sensitive meat ball: icli kofte.
Urinate quickly, satan mixes: Acele ise seytan karisir
There is no saturation to her observations: Onun gozlemelerine doyum olmaz
Man doesn't become from you: Senden adam olmaz
Enter the desk: Siraya gir
Look my ram, I'm an Anatolian child, if I put, you sit.
Bak kocum ben Anadolu cocuguyum bir koyarsam oturursun
Aeroplane out of the fart, say hi to that sweetheart:
Osuruktan teyyare, selam söyle o yare
Master !! do something burning-turning in the middle:
Usta !! Ortaya yanardoner bisi yapsana
Exploded egypt has escaped to my bosphorus:
Bogazima patlamis mısır kacti
In every job there is a no: Her iste bir hayir vardir
She is such a mother's eye girl: Cok anasinin gozu bir kiz
Don't die my donkey, don't die: Olme esegim olme
Don't make me number: Bana numara yapma
I will sew fig tree to your January! : Ocagina incir agaci dikecegim.
AJAN YARIŞMASI
Bir gün, CIA, KGB ve MİT teşkilatlarından hangisinin daha başarılı olduğunu tespit etmek için bir "istihbarat yarışması" düzenlenmiş.Bu yarışma uyarınca, her üç teşkilatın en iyi adamlarından oluşan 10'ar kişilik bir grubu Kongo'nun balta girmemiş ormanlarına göndermişler. Ormanın girişinde görevlerini açıklamışlar:
"Ormana girip, en kısa sürede bir zürafa bulup getiren kazanır!"
Önce KGB'liler gitmiş. 15 dakika sonra bir zürafa ile çıkagelmişler.
Sonra CIA gitmiş. 10 dakika sonra zürafa ile gelmişler.
En sonunda bizim MIT gitmiş, 7 dakika sonra bir fille dönmüşler.
Yarışmayı düzenleyenler "Bu ne yaa!" diye sorunca fil atılmış,
"Abi valla ben zürafayım" demiş.