Nǿ ŦΞДЯ™
05-24-2007, 07:58 AM
Türkiye'nin, 50-60 yıldan bu yana DSİ'nin yanlış politikaları nedeniyle 1,5 milyon hektarlık sulak alanını kaybettiğini belirten Pepe ile işadamları arasında "Yağmur suyuna sayaç olur mu?" tartışmasına girdi.
Türkiye'nin, 50-60 yıldan bu yana DSİ'nin yanlış politikaları nedeniyle 1,5 milyon hektarlık sulak alanını kaybettiğini belirten Pepe ile işadamları arasında "Yağmur suyuna sayaç olur mu?" tartışması yaşandı.
Bakan Pepe, Türkiye'nin bazı bölgelerinde bu yıl kuraklık olduğunu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin ise iyi yağış aldığını ifade ederek, bölgeler arasında su transferinin buna çözüm olabileceğini söyledi. Pepe, Melen ve Yeşilçay projelerinin bölgeler arası transfer projeleri olduğunu belirterek, Yeşilçay ve Melen ile İstanbul'un ayrı havzalar olduğunu ve aralarında yaklaşık 250 kilometre mesafe bulunduğunu ifade etti.
Pepe, ''250 kilometreden su getiriyorsunuz. Sakarya'dan akacak olan suyu Melen'e, oradan Karadeniz'e akacak olan suyu alıyorsunuz İstanbul'a getiriyorsunuz. Yani bu havzalar arası su transferidir. Mavi tünelden Göksu'nun suyunu Konya Ovası'na akıtmak, o da bir havzalar arası transferdir. Türkiye'de böyle çalışmalar yürütüyoruz'' diye konuştu.
ÇEVREYLE İLGİLİ YATIRIMLAR 65-70 MİLYAR EURO...
Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Konferans Salonu'nda düzenlenen ''AB sürecinde çevre politikaları ve mevzuat uygulamalarının Türk sanayine etkileri'' konulu toplantıda yaptığı konuşmada, bakanlığın yürüttüğü projelere ilişkin açıklamalarda bulundu.
Osman Pepe, Türkiye'nin AB mevzuatına ilişkin çevreyle ilgili yatırımlarına değinerek, 65-70 milyar Avro'luk bu yatırımların bir bölümünün merkezi yönetim, bir bölümünün yerel yönetimler, geri kalan kısmının ise sanayi kuruluşlarınca karşılanacağını söyledi.
Bu yatırımın bir çırpıda yapılacak bir yatırım olmadığına işaret eden Pepe, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği için düşündükleri 2015 yılına kadar yarısının, geri kalanının ise daha sonra yapılacağını kaydetti.
''Türkiye bunun altından kalkabilir mi?'' diyen Pepe, ''Türkiye, gayri safi milli hasılasının binde 8'ini, yaklaşık yüzde 1'ini buna ayırsa, bu yatırımların altından kalkar'' diye konuştu. Pepe, sanayicilerin çevre konusunu eksi yazan, zarar ettiren bir alan olarak görmemesi gerektiğini belirtti.
Sanayi kuruluşlarının, yapılan mevzuat değişikliğine uygun şekilde davranmaları gerektiğini, arıtma tesislerini kurmaları ya da atıklarını kurulan arıtma tesislerine göndermeleri gerektiğini dile getiren Pepe, şöyle dedi:
''Kuralları yaparız, radarı da koyarız. Hızlı gidene, hatalı sollayana, kırmızı ışıkta geçene de cezayı keseriz. Sanayicilere 2-3 yıldan beri diyorum ki, çevreyi yatırım yapacak ve para kazanabileceğiniz bir alan olarak görün. Bu konuda haksız rekabete izin vermeyiz. Organize sanayi bölgelerine 2 yıl içinde arıtma tesislerini yapıp devreye sokma zorunluluğu getirdik. Şimdi bunun sonuçlarını görüyoruz. Çevreyle ilgili yatırım yapmak için pek çok büyük kuruluşun bu işe soyunduğunu söyleyebilirim.''
Pepe, Türkiye'nin çevre konusunda birkaç yıl öncesiyle aynı ülke olmadığını, bu konuda büyük gelişme gösterdiğini dile getirerek, ''Türkiye, yerel yönetimleri, sanayicileri, merkezi yönetimiyle çevre konularında AB'ye son üye olan 10 ülkenin pek çoğundan daha iyi noktadadır'' dedi.
Osman Pepe, Türkiye'nin küresel ısınma ve kuraklıktan, dünyadaki hemen bütün ülkeler gibi etkilendiğini, su kaynaklarının da bilinçsizce tüketildiğini söyledi.
''Türkiye, 50-60 yıldan bu yana DSİ'nin yanlış politikaları nedeniyle 1,5 milyon hektarlık sulak alanını kaybetti'' diyen Pepe, yer altı suları ve nehirlerin de bilinçsiz kullanıldığını kaydetti.
Pepe, Türkiye'nin kişi başına düşen 1600 metre küp su miktarıyla su zengini bir ülke olmadığına işaret ederek, yer altı sularının bilinçsiz kullanımının su kaynaklarını derinlere indirdiğini, tarımda bilinçsiz ilaç ve gübre kullanımının yer altı suları, göller ve akarsuların kirlenmesine neden olduğunu bildirdi.
İstanbul Boğazı'nda yapılması planlanan 3'üncü köprünün çevreye olası etkileri sorulan Pepe, bu köprünün nereye yapılacağının henüz belli olmadığını söyledi.
''Türkiye'nin göz bebeği'' İstanbul'da ormanların kentin kuzeyinde toplandığına işaret eden Pepe, ''Eğer 3'üncü köprü kuzeyden geçer, viyadükleriyle, çıkış yollarıyla bu ormanların içinde kılcallanma olursa ormanları kaybederiz'' dedi.
Pepe, bölgedeki su kaynaklarının da zarar göreceğini söyledi.
''Böyle bir karar durumunda istifa edip etmeyeceği'' sorulan Pepe, bu konu netleşmeden buna cevap vermesinin popülizm olacağını, bakanlığı süresince hiç popülizm yapmadığını ifade etti.
Orman içindeki yapılara ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Pepe, bunlardan bazılarının kişilerin tapulu malları olduğunu, bazılarının ise 2B arazileri üzerinde yapıldığını belirterek, bu konuda Anayasa'da ve yasalarda değişiklikler yapılması gerektiğini kaydetti.
YAĞMUR SUYUNA SAYAÇ OLUR MU TARTIŞMASI
Pepe, başka bir soru üzerine de, Türkiye'nin güneş enerjisi potansiyeline dikkat çekerek, ''Erzurum'u güneş enerjisiyle bütün kış ısıtmak, bütün Akdeniz ve Ege'yi soğutmak mümkündür. Orman köylerine güneş enerjisi sistemleri kuruyoruz. Ormanda ağaç, dal kesmesinler diye. Tüm bu kaynakları kullandıktan sonra eğer nükleere ihtiyaç duyulursa ona da bakarız'' yanıtını verdi.
Yağmur sularının depolanmasına ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Pepe, Singapur'da biriktirilerek damlası boşa harcanmayan yağmur sularının, Türkiye'de de tuvaletlerde, bahçelerin sulanması, otomobillerin yıkanması gibi alanlarda kullanılabileceğini söyledi.
Bu sırada bir kişinin ''Ona da saat takarsınız?'' sözüne Pepe'nin ''Yok, yağmura saat takamazsınız'' demesi katılımcıları güldürdü.
MÜSİAD Genel Başkanı Dr. Ömer Bolat toplantıda önemli açıklamalar yaptı
MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Bolat da toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin siyasi istikrar, güven ortamı ve ekonomik ilerleme yolunda iyi yönde gittiği bir dönemde istikrarı bozma amaçlı çabaların da bütün hızıyla devam ettiğini söyledi.
Bu çerçevede özellikle cumhurbaşkanı seçim sürecinde meydana gelen gelişmelerin erken seçimi zorunlu hale getirdiğine işaret eden Bolat, ''Erken seçim çalışmaları başlamışken dün Ankara'nın kalbinde, merkezinde meydana gelen saldırıyı MÜSİAD olarak biz de lanetliyoruz. Bu saldırıyı sadece masum insanların canına değil, aynı zamanda Türkiye'nin kalbine, istikrarına, geleceğine yapılmış bir saldırı olarak görüyoruz'' dedi.
Bolat, Türkiye'de korku havası oluşturmak, içeride ve dışarıdaki istikrar sürecini baltalamak amacıyla yapılan bu saldırıyı düzenleyenlerin hiçbir zaman amaçlarına ulaşamayacaklarını vurgulayarak, şöyle konuştu:
''Bu tür şiddet ve terör eylemleri karşısında olması gereken, siyaset, iş dünyası, sivil toplum ve medya olarak birlik, dayanışma içinde olmak ve bu ülkenin bu tür saldırılardan hiçbir zaman yıkılmayacağını, dimdik ayakta durabileceğini göstermek olmalıdır. Biz de MÜSİAD olarak bu noktada Türkiye'nin bu tür istikrarsızlaştırma çabalarına karşı inşallah dimdik, birlik ve beraberlik içinde bu çabaları bertaraf edeceğine inanıyoruz. Ölen vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Güvenlik güçlerimizin de inşallah failleri en kısa zamanda yakalamasını temenni ediyoruz.''
Türkiye'nin, 50-60 yıldan bu yana DSİ'nin yanlış politikaları nedeniyle 1,5 milyon hektarlık sulak alanını kaybettiğini belirten Pepe ile işadamları arasında "Yağmur suyuna sayaç olur mu?" tartışması yaşandı.
Bakan Pepe, Türkiye'nin bazı bölgelerinde bu yıl kuraklık olduğunu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin ise iyi yağış aldığını ifade ederek, bölgeler arasında su transferinin buna çözüm olabileceğini söyledi. Pepe, Melen ve Yeşilçay projelerinin bölgeler arası transfer projeleri olduğunu belirterek, Yeşilçay ve Melen ile İstanbul'un ayrı havzalar olduğunu ve aralarında yaklaşık 250 kilometre mesafe bulunduğunu ifade etti.
Pepe, ''250 kilometreden su getiriyorsunuz. Sakarya'dan akacak olan suyu Melen'e, oradan Karadeniz'e akacak olan suyu alıyorsunuz İstanbul'a getiriyorsunuz. Yani bu havzalar arası su transferidir. Mavi tünelden Göksu'nun suyunu Konya Ovası'na akıtmak, o da bir havzalar arası transferdir. Türkiye'de böyle çalışmalar yürütüyoruz'' diye konuştu.
ÇEVREYLE İLGİLİ YATIRIMLAR 65-70 MİLYAR EURO...
Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Konferans Salonu'nda düzenlenen ''AB sürecinde çevre politikaları ve mevzuat uygulamalarının Türk sanayine etkileri'' konulu toplantıda yaptığı konuşmada, bakanlığın yürüttüğü projelere ilişkin açıklamalarda bulundu.
Osman Pepe, Türkiye'nin AB mevzuatına ilişkin çevreyle ilgili yatırımlarına değinerek, 65-70 milyar Avro'luk bu yatırımların bir bölümünün merkezi yönetim, bir bölümünün yerel yönetimler, geri kalan kısmının ise sanayi kuruluşlarınca karşılanacağını söyledi.
Bu yatırımın bir çırpıda yapılacak bir yatırım olmadığına işaret eden Pepe, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği için düşündükleri 2015 yılına kadar yarısının, geri kalanının ise daha sonra yapılacağını kaydetti.
''Türkiye bunun altından kalkabilir mi?'' diyen Pepe, ''Türkiye, gayri safi milli hasılasının binde 8'ini, yaklaşık yüzde 1'ini buna ayırsa, bu yatırımların altından kalkar'' diye konuştu. Pepe, sanayicilerin çevre konusunu eksi yazan, zarar ettiren bir alan olarak görmemesi gerektiğini belirtti.
Sanayi kuruluşlarının, yapılan mevzuat değişikliğine uygun şekilde davranmaları gerektiğini, arıtma tesislerini kurmaları ya da atıklarını kurulan arıtma tesislerine göndermeleri gerektiğini dile getiren Pepe, şöyle dedi:
''Kuralları yaparız, radarı da koyarız. Hızlı gidene, hatalı sollayana, kırmızı ışıkta geçene de cezayı keseriz. Sanayicilere 2-3 yıldan beri diyorum ki, çevreyi yatırım yapacak ve para kazanabileceğiniz bir alan olarak görün. Bu konuda haksız rekabete izin vermeyiz. Organize sanayi bölgelerine 2 yıl içinde arıtma tesislerini yapıp devreye sokma zorunluluğu getirdik. Şimdi bunun sonuçlarını görüyoruz. Çevreyle ilgili yatırım yapmak için pek çok büyük kuruluşun bu işe soyunduğunu söyleyebilirim.''
Pepe, Türkiye'nin çevre konusunda birkaç yıl öncesiyle aynı ülke olmadığını, bu konuda büyük gelişme gösterdiğini dile getirerek, ''Türkiye, yerel yönetimleri, sanayicileri, merkezi yönetimiyle çevre konularında AB'ye son üye olan 10 ülkenin pek çoğundan daha iyi noktadadır'' dedi.
Osman Pepe, Türkiye'nin küresel ısınma ve kuraklıktan, dünyadaki hemen bütün ülkeler gibi etkilendiğini, su kaynaklarının da bilinçsizce tüketildiğini söyledi.
''Türkiye, 50-60 yıldan bu yana DSİ'nin yanlış politikaları nedeniyle 1,5 milyon hektarlık sulak alanını kaybetti'' diyen Pepe, yer altı suları ve nehirlerin de bilinçsiz kullanıldığını kaydetti.
Pepe, Türkiye'nin kişi başına düşen 1600 metre küp su miktarıyla su zengini bir ülke olmadığına işaret ederek, yer altı sularının bilinçsiz kullanımının su kaynaklarını derinlere indirdiğini, tarımda bilinçsiz ilaç ve gübre kullanımının yer altı suları, göller ve akarsuların kirlenmesine neden olduğunu bildirdi.
İstanbul Boğazı'nda yapılması planlanan 3'üncü köprünün çevreye olası etkileri sorulan Pepe, bu köprünün nereye yapılacağının henüz belli olmadığını söyledi.
''Türkiye'nin göz bebeği'' İstanbul'da ormanların kentin kuzeyinde toplandığına işaret eden Pepe, ''Eğer 3'üncü köprü kuzeyden geçer, viyadükleriyle, çıkış yollarıyla bu ormanların içinde kılcallanma olursa ormanları kaybederiz'' dedi.
Pepe, bölgedeki su kaynaklarının da zarar göreceğini söyledi.
''Böyle bir karar durumunda istifa edip etmeyeceği'' sorulan Pepe, bu konu netleşmeden buna cevap vermesinin popülizm olacağını, bakanlığı süresince hiç popülizm yapmadığını ifade etti.
Orman içindeki yapılara ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Pepe, bunlardan bazılarının kişilerin tapulu malları olduğunu, bazılarının ise 2B arazileri üzerinde yapıldığını belirterek, bu konuda Anayasa'da ve yasalarda değişiklikler yapılması gerektiğini kaydetti.
YAĞMUR SUYUNA SAYAÇ OLUR MU TARTIŞMASI
Pepe, başka bir soru üzerine de, Türkiye'nin güneş enerjisi potansiyeline dikkat çekerek, ''Erzurum'u güneş enerjisiyle bütün kış ısıtmak, bütün Akdeniz ve Ege'yi soğutmak mümkündür. Orman köylerine güneş enerjisi sistemleri kuruyoruz. Ormanda ağaç, dal kesmesinler diye. Tüm bu kaynakları kullandıktan sonra eğer nükleere ihtiyaç duyulursa ona da bakarız'' yanıtını verdi.
Yağmur sularının depolanmasına ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Pepe, Singapur'da biriktirilerek damlası boşa harcanmayan yağmur sularının, Türkiye'de de tuvaletlerde, bahçelerin sulanması, otomobillerin yıkanması gibi alanlarda kullanılabileceğini söyledi.
Bu sırada bir kişinin ''Ona da saat takarsınız?'' sözüne Pepe'nin ''Yok, yağmura saat takamazsınız'' demesi katılımcıları güldürdü.
MÜSİAD Genel Başkanı Dr. Ömer Bolat toplantıda önemli açıklamalar yaptı
MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Bolat da toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin siyasi istikrar, güven ortamı ve ekonomik ilerleme yolunda iyi yönde gittiği bir dönemde istikrarı bozma amaçlı çabaların da bütün hızıyla devam ettiğini söyledi.
Bu çerçevede özellikle cumhurbaşkanı seçim sürecinde meydana gelen gelişmelerin erken seçimi zorunlu hale getirdiğine işaret eden Bolat, ''Erken seçim çalışmaları başlamışken dün Ankara'nın kalbinde, merkezinde meydana gelen saldırıyı MÜSİAD olarak biz de lanetliyoruz. Bu saldırıyı sadece masum insanların canına değil, aynı zamanda Türkiye'nin kalbine, istikrarına, geleceğine yapılmış bir saldırı olarak görüyoruz'' dedi.
Bolat, Türkiye'de korku havası oluşturmak, içeride ve dışarıdaki istikrar sürecini baltalamak amacıyla yapılan bu saldırıyı düzenleyenlerin hiçbir zaman amaçlarına ulaşamayacaklarını vurgulayarak, şöyle konuştu:
''Bu tür şiddet ve terör eylemleri karşısında olması gereken, siyaset, iş dünyası, sivil toplum ve medya olarak birlik, dayanışma içinde olmak ve bu ülkenin bu tür saldırılardan hiçbir zaman yıkılmayacağını, dimdik ayakta durabileceğini göstermek olmalıdır. Biz de MÜSİAD olarak bu noktada Türkiye'nin bu tür istikrarsızlaştırma çabalarına karşı inşallah dimdik, birlik ve beraberlik içinde bu çabaları bertaraf edeceğine inanıyoruz. Ölen vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Güvenlik güçlerimizin de inşallah failleri en kısa zamanda yakalamasını temenni ediyoruz.''