Giriş

Tam Sürümü Görüntüle : Baykal, 2B'yi bilmeden konuşuyor/ 1 temmuz


Nǿ ŦΞДЯ™
07-01-2007, 11:06 AM
http://medya.zaman.com.tr/2007/07/01/pepe.jpg
Orman vasfını yitirmiş arazilerin sahiplerine satılmasını öngören 2B projesi, hükümetin en çok tartışılan çalışmalarından biriydi.

CHP'nin sert muhalefeti ve Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in vetosu sebebiyle bu girişim gerçekleşmedi. Ancak seçim öncesi birçok parti bu sorunu çözeceği vaadinde bulundu. Bu partilerin başında CHP geliyor. Deniz Baykal, "Bizim teklifimiz farklı." diyor. Hükümetin bu arazileri yandaşlarına satacağı iddiasında bulunuyor. Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe ise bu duruma kızgın. Baykal'ın 2B konusunu bilmeden konuştuğunu söylüyor. "Bir genel başkan ağzından çıkanları bilmeli." ifadesini kullanıyor.
2B, Türkiye'nin en önemli sosyal meselelerinin başında geliyor. Kimi 2B arazisi üzerinde 50-60 bin nüfuslu mahalleler kurulmuş. Bakan Pepe, bu sorunun kesinlikle çözülmesi gerektiğini vurguluyor. Binlerce kişinin, kullandıkları araziyi satın almak istediğini kaydediyor. Pepe, şöyle devam ediyor: "Gecekonducu, arsasını alarak parasını ödedi. 25-50 milyon dolarlarlık yeri işgal eden bedava mı kullansın? Bu adalet mi?"
Pepe, 2B yasasıyla sadece İstanbul'dan elde edilecek gelirin beş milyar dolardan az olmayacağının altını çiziyor. Pepe, bazı sivil toplum örgütlerinin '2B yasasıyla ormanlar peşkeş çekilecek' şeklindeki eleştirisini önyargılı buluyor. Bu yasayla orman vasfının kazandırılması mümkün olmayan işgal edilmiş arazilerin kullanıcılarına öncelik tanınarak satılacağını belirtiyor. Orman olabilecek yerlerin ağaçlandırılarak orman vasfı kazandırılacağını ifade ediyor.
Bakan Pepe, Orman Yasası'ndaki mevzuattan kaynaklanan eksiklikler sebebiyle devletin vatandaşı mağdur ettiği görüşünde. Bir yerin orman kabul edilmesi veya 2B arazisi sayılmasının tamamen kadastro komisyonunun elinde olmasından yakınıyor: "Kadastro komisyonu bir yere 'burası orman arazisi' dediğinde senin elinde eskiye ait tapun olsa bile önemi yok. Burasını orman olmaktan kurtaramazsın."
Pepe, orman arazisini işgal eden Acar İstanbul villalarının akıbetinin ne olacağı konusunda kararı yargının vereceğini belirtiyor. Davanın devam ettiğini vurgularken "Beykoz Belediyesi'nin encümen kararı yargıya götürüldü. Yargı üç ayda da bir yılda da kararını verebilir. Biz yargıdan çıkacak kararlara saygılıyız." diyor. Orman Bakanı, ağaçlandırma çalışmalarına büyük önem verdiklerinin altını çiziyor. Türkiye'nin özellikle İç Anadolu'dan Urfa'ya kadar olan bir çizgide hızla çölleştiğini hatırlatıyor. Bunu önlemek için İç Anadolu'daki bazı köyleri şehirlere çekerek boşaltılan alanların ağaçlandırılması gerektiğini kaydediyor. Bakan, bazı köylülerin ağaçlandırma çalışmalarına "Ben koyunumu, keçimi nerede otlatacağım?" diye engel olduklarına da dikkat çekiyor. Bu sorunun köylerde oluşturulacak bilinçlenme ile aşılabileceği inancında.
Bakanlıkta sadece çeşmeden yüzde 50 tasarruf sağladık
Bakan Pepe'nin bugünlerde en çok kafa yorduğu hususlardan biri kuraklık. Yaşanan süreci 'Bir musibet bin nasihatten daha evladır' sözüyle tanımlıyor. Pepe şunları söylüyor: "Su tasarrufu, çevre kirliliği, kuraklık her zaman konuşuluyor; ama konuşulduğu ile kalıyordu. Ne zaman kuraklık baş gösterdi herkes konuya dikkat kesildi. Medya duyarlılıkla yaklaştı. Belediyeler çözüm yolları üretmeye başladı. Kısacası herkes bu sıkıntıdan dersini çıkardı."
Pepe, suda en büyük sorunun şebeke kaybı olduğunu ileri sürüyor: "Barajdan alınan yüz metreküp suyun 60 metresi kullanıcıya gidene kadar kayboluyor. 10 litresi de israf ediliyor. Sadece 30 litre su kullanılmış oluyor." Pepe, belediyelerin öncelikle su kaybını azaltmasını istiyor. Bakanlıkta uyguladıkları bir formülü örnek gösteriyor: "Bakanlık binalarının çeşmelerinde yaptığımız ayarlamalarla yüzde 50 su tasarrufu sağladık."