PDA

Tam Sürümü Görüntüle : Şiir Arşivi ..


Sayfa : [1] 2 3 4

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:28 PM
Hayalperest bir çocuğum ben

Hayalperest bir çocuğum ben

Bazen dünyayı kurtarırım
Zalimlerin elinden
Bazende sinirlenir
Dünyanın anasını satarım
En zaliminden

Bazen katil olur
Gider birilerini vururum
Ama asla suçsuz değillerdir
Bazende makdul olur
Kendimi vururum
Ama hep suçsuzumdur


Bazen bir uçak olurum
Gökyüzüne çıkar
Bulutların üzerinde dans eder
Kanatlarımı kuşlara gösteririm
Bazen tren olur
Sonsürat giderim raylarda
Bütün istasyonları es geçerim
Rüzgara yenilmemek için
Bazende Gemi olur
Fırtınalarla savaşırım
Okyanus ortasında
Kaybolur batarım

Bazen çiçek olur
Dalımdan koparıp
Vazoya koyarım kendimi
Üç gün sonra solarım
Bazende Su olur
Bir çiçeğe damlalarımı veririm
Asla soldurmam

Bazen Işık olur
Bir çocuğun penceresinden
Süzülüp yüzünü okşarım yavaşca
Bazende karanlık olur
O çocuğu korkuturum
Masumca

Bazende hayal kuramam
Yatıp uyurum sessizce.

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:28 PM
ÇAPRAZ

Biliyorum dedim, baktım, baktınız
Zaman hiç geçmez mi
Sordum, sorguladınız
Camlara yapışmış çiçek ölüleri
Yüzleriniz
Sokaklar boydanboya
Adresimi sildiniz

Beklemek böyle bir şey
Islıkla bir korkuyu geri çevirmek
Ucu keskin bıçakla
Bir bulutu kesmek
Duman gibiydi, kadın gibiydi bulut
Gölün üstüne dağıldı
Yarasında koyu bir gece
Ağdı suya
Üstüne fotoğraflar çektiniz
Unutulmus kadınlarin dalgın ve agırdır
Anıları
Sevmeyi bilseydiniz

Define avcısıydım
Bundan önceleri
Haritasız dedektörsüz
Pusulam yosun tutmus
Ağaç gövdesi..

Gizli dehlizlerden geçmek kolay
Toprak kökleri
Bir geyik çalımıyla biçmişim
Kendim soymuşum gizlerini
En büyük aşk orda gömülü
Toprağı elemişim
Bedelini ödeyemezsiniz
Üste bir ömür sürdüm
Ödüllü bir yalnızlık benimkisi

Var varanın
Git gidenin
Bir rüyayi getirenin
Nereye kadardır becerisi
Aralıktan rüzgar giriyor
Ya tam açın
Ya kapatın artık pencerenizi

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:29 PM
Söylenemeyen Bir Söz

Söylenemeyen bir söz olmaktı hayatım
Sahibinin ağzından dökülemeyen
Ama yine de onun kalbinden sökülemeyen bir söz.
Bazen akla gelip “ah” çektiren
Sahibinin bir anlık cesaretini bir ömür bekleyen
Neler olacağını bilmeyip gizemi içinde saklayan.

Söylenemeyen bir söz olmaktı hayatım
Sahibimin içinde kuruyup solmaktı
Her an farklı hayallere dalmaktı
Kimsenin duyamayacağı,ebedi bir sessizlikte kalmaktı.

Gözlere anlatırdım derdimi
Ben olmaya çalışır,üzerlerdi kendilerini
Gözler anlatırdı ama söyleyemezdi.
Onlardan akan yaşlarla yıkandım,
Ben,ben olmaktan bıkardım,
“Buradan hiçbir zaman ayrılamayacaksın” diyen gözlere kulaklarımı tıkardım.

Bilirdim bir gün yağmurlarda ıslanan toprak gibi akıp gideceğimi
Etrafımdaki bulutlardan anladım,vakit geldi.
Buralarda rüzgar değil,umut eserdi.
Söylenemeyen sözler gittikten sonra fırtına biterdi.
Yeni söylenemeyenler bekleyen,ürkek bir güneş açardı.
Kimse bilemezdi bu iklimin nasıl gideceğini

Söylenemeyen bir söz olmaktı hayatım,
En sonunda sahibinin ağzından bin bir tereddütle çıkan.
Ve uçmaktı ömrünün sonunda,
Var olmamın nedeni olan o kızın tebessümüne…

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:29 PM
Bazen Ölüm Güzeldir


her eskimiş gibi sonu beklenen
bilineni değil mi zamanı dolmuşların
olmuş bitmişlerin ya da hiç olmamışların

bazen ölüm güzeldir
yakışır insana

yeter denilen kimi
aslında olsa yetmeyenin
kimi sona gelinmişliğin
son bulmuşu heveslerin
tatların duyguların görmüşlüğün
bitmiş durağı değil mi

son hırıltısıdır artık yaşamın
yok mu bir bir anımsatması o zamanı
yok mu acımasızca

yaşanmış arzulara
iyiliklere kötülüklere
son bindiğim trene
son yüzdüğüm denize
başını okşadığım sarı çocuğa
yazdıklarıma
tuvalimdeki resimlere renklere
tırnak batırılan o anlara

İnan ki çok hayıflandım

en baba zamanıdır
bir sabaha karşı
son ışıkları da kısılırken yaşanmışların
alemi var mı diretmenin
salıverdim huzuru çayıra
bundan ötesini kim araya kim kayıra

Bazen ölüm güzeldir
Yakışır insana

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:29 PM
Biraz gelir misiniz?

Bir gün çağrıyı duyar, insan ölür çaresiz
Ölür kuşlar, ağaçlar, ölür sahil ve deniz

Silinir bütün renkler, dağılır koku, ışık
Yeni bir alem başlar karanlıklarda sessiz

Kemik çürür, kaybolur parıltısı gözlerin
Kımıldamaz orada ayağımız elimiz

Öyleyse neden bunca düşmanlıklar, savaşlar
Er geç çağrıyı duyup gidecek değil miyiz?

Er geç kulağımızın dibinde çınlayacak
Ölümün soğuk sesi 'Biraz gelir misiniz? '

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:29 PM
KADER MAHKÛMLARI



Sevgiye hasret kalan,

Yüreğinde acıları olan,

Sevdiklerinden ayrı kalan,

İşte biz kader mahkumları.



Haftada bir telefon açan,

Ayda bir görüşü olan,

Sevdikleriyle hasret gideren,

İşte biz kader mahkûmları.



Sevdiğine mektup yazan,

Cevap alamayınca üzülüp kahrolan,

Her şeye rağmen yıkılmayan,

İşte biz kader mahkûmları.



*******i düşünüp yatmayan,

Ranzasına oturup takvime bakan,

Gelip geçecek günlerini sayan,

İşte biz kader mahkûmları.



Günler gelip geçiyor,

Herkes sevdiklerine kavuşuyor.

Ama cezaevleri boş kalmıyor,

İşte biz kader mahkumları.

Bilecik M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu (

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:29 PM
Dost Bildiğim

Dostuz dost dedik birbirimize sarıldık,
Gün oldu güldük, ağladık, sonra darıldık,
Tam onaltı ay ayrı kaldık,
Neyleyim ben böyle dostluğu.

Benim dostluğum ebedidir bitmez,
Yenileri gelse de içimdeki gitmez,
Dostun sözü beni hiç incitmez,
Özlüyorum ben öyle dostluğu.

Yalnızlığı benimle paylaşan,
Dertli günlerimde benimle ağlaşan,
İhtiyacım olduğunda yardımıma koşan,
Bekliyorum ben böyle dostluğu.

“Onun derdi benim derdimdir” diyen,
Bir lokma ekmeği benimle yiyen,
Yüzünden gülücükleri eksik etmeyen,
İstiyorum ben böyle dostluğu.

Dünya fani, kimin ne zaman gideceği belli olmaz,
Dostluklarda hiçbir şeyin bedeli olmaz,
Benim dostluğumdan kimseye zarar gelmez,
Biliyorum ben böyle dostluğu.

Gördüysen benden bir zarar söyle bileyim,
Eskisi gibi olmak en büyük dileğim,
Ben söyleyim sen dinle, sen söyle ben dinleyim,
Bekliyorum ben böyle dostluğu.

Hüseyin Kaygısız

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:29 PM
MASALLARIN MASALI

Su basında durmuşuz,
çınarla ben.
Suda suretimiz çıkıyor,
çınarla benim.
Suyun şavkı vuruyor bize,
çınarla bana.

Su basında durmuşuz,
çınarla ben, bir de kedi.
Suda suretimiz çıkıyor,
çınarla benim, bir de kedinin.
Suyun şavkı vuruyor bize,
çınarla bana, bir de kediye.

Su basında durmuşuz,
çınar, ben, kedi, bir de güneş.
Suda suretimiz çıkıyor,
çınarın, benim, kedinin, bir de günesin.
Suyun şavkı vuruyor bize,
çınara, bana, kediye, bir de güneşe.

Su basında durmuşuz,
çınar, ben, kedi, güneş, bir de ömrümüz.
Suda suretimiz çıkıyor,
çınarın, benim, kedinin, günesin, bir de ömrümüzün.
Suyun şavkı vuruyor bize,
çınara, bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze.

Su basında durmuşuz.
Önce kedi gidecek,
kaybolacak suda sureti.
Sonra ben gideceğim,
kaybolacak suda suretim.
Sonra çınar gidecek,
kaybolacak suda sureti.
Sonra su gidecek
güneş kalacak;
sonra o da gidecek...

Su basında durmuşuz.
Su serin,
Çınar ulu,
Ben şiir yazıyorum.
Kedi uyukluyor
Güneş sıcak.
Çok şükür yaşıyoruz.
Suyun şavkı vuruyor bize
Çınara bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze....

Nazım Hikmet Ran

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:29 PM
Kolaysız Süreç

Sine sancısını atacak merhem
Arzdan arşa kadar ben efkârlıyım
Halime asılan dert dirhem dirhem
Ne kendime ne ele yararlıyım

Can evime konmuş elem taşları
Benimle bitmez bir an savaşları
Kirpiğimden buram buram yaşları
Dindirecek andım var kararlıyım

İşte halim ne tadım var ne tuzum
Nice ümidim var lakin mutsuzum
Ben benim içinde yersiz yurtsuzum
Şükür sıhhatim var,bunda kârlıyım

Kanaatimce bu kolaysız süreç
Bilmem nerde biter bu zor dönemeç
Her başlangıcın nihayeti var er geç
Her şeyden vazgeçsem de gururluyum

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:29 PM
Evlada ÖĞÜt

Mutavazı ol yavrum fakat sakın alçalma
Hoşlanma gösterişten lakin silikte kalma
İyiliği alkışla yaltaklık etme sakın
Herşeyde ölçülü ol,aşırı gitme sakın

Tedbirli ol,tedbiri korkaklığa vardırma
Namerde fırsat verme fırsat bulup kalp kırma
Tenkide tahammül et.Tenkit etmesini bil
Haksızlığa baş eğme hakkın önünde eğil

Her işinde adil ol,kılı kıldan ayırma
Suçlu baban dahi olsa hakkını ver kayırma
Sayki sayıl evladım,zulum yolunu tutma
Her çıkış bir inişle biter,bunu unutma

İddacı ol,ama haset seni yıkmasın
Hak doğruya yardımcı bu aklından çıkmasın
Yüksel başın dönmesin,ihtirasla kör olma
Taş atana ekmek at.Sakın ha nankör olma

Merhamet tohumları kalbinde filiz atsın
Nur yüzün daima yolunu aydınlatsın
Maddeye esir olma yükselme iltimasla
Her seyirden feda et,haysiyetinden asla

Menfaatten uzak kal,varsın kesen dolmasın
İki cihanda yüzün kara olmasın
Vicdanına mağlup ol,hislerini mağlup et
Azap içinde ölmek istemiyorsan şayet...

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:29 PM
dost musun?
Öyleyse canın canımdır...
Aynan olmalıyım...
Yüzüne söyleyebilmeliyim her şeyi...
Hem sakınmadan, mertçe...
Hani bilirsin, esirgemem lâfımı,
Ne şekil gelirse, öylece...
Hazırım tüm içtenliğimle konuşmaya, ama,
Seni de dupduru isterim karşımda...
Dostsan,
Gözlerimin içine baka baka yaka silk benden!
Arkamdan şikayetlenme!
Yiğit ol! Gerekirse yiğitçe azarla, çekinme!
Lâf değil, icraat beklerim senden!
Öyle bak ki, hislerini görebileyim...
Öyle hisset ki, güvenle bakabileyim...
Sevmem, ölenin ardından ağıt yakmayı!
Dil dönerken söylenmeli her şey...
Kulak duyarken anlatılmalı...
Göz bakarken bakmalıyım sana...
Can sağ iken sarılmalı...
Keşkelere meydan vermemeli hayatım,
Pişmanlıklarla yoğrulmamalı....
Hayır!
Dirime selâm vermeyen,
Ölüme de fazla yaklaşmasın!
Dostsan, ölmemi bekleme!
Haklıysam, yaşarken savun beni!
Yaşarken yanımda ol!
İnanmışsan bana, kimse çevirmesin seni yolundan!
Ve inanmamışsan, sakın rol yapma!
Her söylediğimi onaylaman şart değil...
Her yaptığımı beğenmen de gerekmez...
Dostsan, rahatça eleştir, fikrini rahatça söyle, sıkılma!
Yadırgayabilirsin beni,
Ve ben de seni tuhaf bulursam şaşırma...
Kandırmanı aslâ kabul edemem!
Her dediğini, her yaptığını hoş görürüm, ama,
Beni, bana sormadan yargılama!
Her yediğimiz aynı olmaz belki,
Her dakikamız birlikte geçmez...
Her güldüğünde gülmeyi garanti edemesem de,
Ağladığında seninle birlikte oturup ağlarım...
Belki her çağırdığında gelemem fakat,
Derdine ortak ararsan, koşarım...
Ben de herkes gibi insanım elbet,
Ne göklere çıkar beni, ne de yerin dibine sok!
Senin işin bu değil!
Benim zaten bir yerim var herkes gibi yer ile gök arasında...
Dostsan,
Küçümsemeden, küfretmeden,
Sevgiyle, saygıyla ve huzurla gel sokağıma...
Dinlenmek istediğinde, hiç düşünme, sana özel bir limanım,
ama...
Yorulduğum zamanlarda,
Dilediğimce sığınabilmeliyim koylarına...
Seni bir çocuk kadar saf sevebilirim
Ve bir deli kadar art niyetsiz...
Uğruna seve seve hesabı şaşırırım...
Görmezden gelebilirim yanlışlarını...
Başkaları enayilik sayabilir,
Başkaları akılsızlığıma yorabilir,
Bunları dert bile etmem, ama,
Sen, aslında aptal olmadığımı,
Her an, tekrar tekrar hatırla!
Ve sakın beni aptal yerine koymaya kalkışma!
Seviyorsan, cimrilik etme, söyle!
Muhabbeti varken, yokmuş gibi yapanla,
Hiç sevmediği halde, yılışıp durana sinir olurum!
Neyse, o olmalı insan...
Kendisi olmaktan korkmamalı!
Kendisi olmaktan kaçmamalı!
Bil ki, sensin diye seni bırakmam, ama,
Ben olduğum için bırakırsan beni,
Yas da tutmam arkandan!
Bedel mi?
Ödemeyeceksen çıkma yola!
İçten pazarlık edersen, ancak kendine edersin...
Kendince küser barışır, kendi kendini yersin!
Dostsan, mevsimince yağ...
Kışsan kar ol, güzsen yağmur...
Soğuğuna, sıcağına, esip savurmana itiraz etmem,
Senden, ille de bahar olmanı beklemem, ama,
Dayanmalısın en şiddetli fırtınalarıma...
Belki de çok geldi bunca talep...
Bana karşı hiçbir mecburiyetin yok, korkma...
Sana fazla geldiğim ilk anda,
Arkana hiç bakmadan, dönüp gidebilirsin...
Geçip gidebilirsin,borçluluk hissetmeden...
Mutlaka bir açıklama da beklemem senden, ama,
Gitmeye davranırsam bir gün,
Sen de karşımda set olma!
Dost musun?
Öyleyse, canın canımdır,
Yoluna baş koymaya hazırım ya,
Başını da yollarımda isterim, unutma!

Ben bir dostum...

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:30 PM
Sesine geldim

Fetih zamanlarına yayılmış seni bulmaya
Ruhumu dayadım cana:
Can, işgal dokunmazı gök dağıtan fatihtir,
Ruh, fethedilmiş bir avuç topraktır.
Yüreğimi lanetlerden kurtarır esintin,
zaferi eker, zirveye çeker
Sen, varamadığım o zirvesin
-ki hep dokunmayı özlerim
Seni düşündükçe içimdeki ırmak çoğalır
kendi yatağını arar, sende aklanır sıradağlar sıralanır diyaloğuna
yıldızlar, ay ve tüm evren.
Karanlıkların zifire boğduğu gecede güneşi toplarım gülüşünde içimde çakan bir şimşektir gülüşün.
Baktığın yerde fırtınalar kopar, fırtınalarına umut ekerim.
Seni bir gün, seni bir an solumak...
Evrenin ibadet susuşunda nefesini duymak...
Susuz yüreğimde mızrap vuruşların
Senin ritminde açar tohum
her tohumda bir intifada büyür özlenen yarınlarla çiçeklenen ruhum senin ezginle semaha durur.
-ki yaşam, coşkulu bir semahtır seninle şimdi barış adasındasın, yüreğin dağlarda
kimsenin uğramadığı, herkesin orada olduğu adada...
söz söyledin, mana vereyim
yıldızlardan yol serdin, geleyim. geleyim

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:30 PM
Unutma Bir Dilek Tut


Rüzgârdan hızlı koşuyor sanırsın
Bir akşamüstü yorgun evine dönerken
Ellerinde uçurtmalarıyla
Çocukları gördüğünde
Bir yük kalkar omzundan,
Bir kuş havalanır yüreğinden
Saymaya başlarsın gökyüzünde ne varsa
Her şey gülümser sana
İri iri bakan gözleriyle,
Önce çocuklar
Kuşlar uçurtmalar,
Çiçekler böcekler
Güneşin kollarında dans eden bulutlar
Sırt üstü uzanmak gelir yere boylu boyunca
İçinden birden bire…
Ve ertelersin bir an bütün ağlamalarını
Bir kelebek kanadında yol alırsın
Şarkılar mırıldanırsın
Göz açıp kapayıncaya kadar
Bir uç uç böceği konar ellerine
Özgürlüğüne salarsın sonra onu
Artık dünya senindir
Bütün çocuklar senin
Bütün kuşlar kadar bütün özgürlükler de
Unutma bir dilek tut…

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:30 PM
An,Saman,İnsan,Mekan,Zaman


An,Saman,İnsan,Mekan,Zaman
anlar vardır bir anda meydana gelen
ve gelişi geleceği şekillendirmiş olan.

ve samanlar vardır.
anlar için bir yerlerde,
sade sessiz bir şekilde saklanan,
o an işe yaramayan,
ama ilerki anlarda mutlaka ihtiyaç duyulan.

ve insanlar vardır.
an için yaşayan ve
saman için çalışıp çabalayan
renkli gözlü irili,ufaklı sayılı,sayısız
koloniler halinde bulunan.

ve mekanlar vardır.
yukardan aşağıya,
soldan sağa doğru sıralanmış
önce 7'ye sonra 200 küsüre ayrılmış
anların yaşanılacağı,
samanların kazanılacağı,
insanların konumlandırılacağı.

ve zaman vardır.
anı içinde saklayan.
samanı doğru kullanmayı gerektiren.
insanlar tarafından mekanlarda tüketilen

ve ölüm vardır.
anların en büyüğü,
samanın hiç bulunmadığı.
insanların yaş,cins, ırk ayrımı olmadan gördüğü.
kötüler için cehennem,
iyiler için cennet mekanının açıldığı.
zamanın kısa bir süre yaşanmadığı.

ve cennet vardır.
anların her an yaşandığı.
samanlara ihtiyaç duyulmayan
yanlış insanların hiç gitmediği.
mekanların en büyüğü.
zamanın hiç bitmediği.

ve ona ulaşmak için

Düzgün mekanlarda doğru insan olup samanları anlara göre zamanında kullanmak gerekir..

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:30 PM
AMENNA


Yaşayanlar bir gün ölür elbette
Ağaçlarla, balıklarla
Kuşlarla ben amenna...

Ağlayanlar bir gün güler elbette
Uyanmakla, Anlamakla
Bilmekle ben amenna...

Kısa çöp uzun çöpten hakkını alır elbette
Direnmekle, kurtulmakla
Barışla ben amenna...

Öyle bir yerdeyim ki
Ne karanfil, ne kurbağa
Öyle bir yerdeyim ki
Bir yanım mavi yosun
Dalgalanır sularda
Bir yanım çocuk parkı çığlık çığlığa
Öyle bir yerdeyim ki
Anam gider allah allah
Dölüm düşmüş sokağa ...

Dostum dostum güzel dostum
Bu ne beter çizgidir bu
Bu ne çıldırtan denge
Yaprak döker bir yanımız
Bir yanımız bahar bahçe...

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:30 PM
Aşk yoksun,yoksulum...

Ve en çok seni özledimm ben.
Karşı komşunun sokağa çıkacağı zamanı beklemeni.
Her teyzeyi annen gibi sevmeni..
Sanki ayıpmıs gibi kimseye söyleyememeni..
Ve o bisikleti ilk gördüğündeki koşuşunu
Yağmurlu bir günde annenin elinden yediğin ekmeği
Islanan sokaklara bakıp duygulanmanı..
Yaz aksamlarında oturduğun kaldırımı..Seni birkez daha görmek isterdim..
Hiç konusmadan..
Kısa pantolonlu siyah beyaz halini
Bir lokma boynunu
diz çöküp yere sımsıkı..ama çok sıkı
Sarılmak sana..
Gözyaşlarımı omuzlarına bırakıp
Gitmek istiyorum şimdi
Sana kim oldumu
Söylemeden..Arkama bakmadan..
Ağladığımı sana göstermeden
Seni çok özledimm
Ama çok özlediğimm
Çocukluğum!!!http://www.forum.**********/images/smileyler/sad.gif

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:30 PM
sensiz yaşamak...


Seni sensiz yaşamak; ne kadar zor olsada
Sabrediyorum tatlım; iznime çok az kaldı.
Seni seven şu gönlüm; burda zorla dursada,
Geliyorum hayatım; KASIMa kaç gün kaldı.

Sende benim gibi; şafak sayıyormuşşun,
Yıldızlara bak tatlım; sabaha çok az kaldı.
Mektupların şahidim; hep böyle yazıyorsun,
Bekle beni sevgilim; İZNİME çok az kaldı.

Beklemek çok zor gelir; gönülden sevenlere,
Sabret biraz tatlı kız; yolculuğa az kaldı.
Allah sabırlar verir; hasretlik çekenlere,
Biraz daha gayret et; bak şurada ne kaldı.

Ekim olmazsa eğer; kasım kesin demiştim.
Unutmadım sözümü; bak geride ne kaldı.
Ekim olmadı dıye ; kızma lütfen güzelim,
KASIMdaki iznime; inanki çok az kaldı.

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:30 PM
GÜLCE
gülce..


Gül cansuyu almış ellerinden cennet kokuşlu
olmalarından belli
Ülker menzil almış saçlarından yedi tel bembeyaz
durmalarından belli
Leyla dersin almış dillerinden kay'a mecnun
demelerinden belli
Hızır ilham almış hallerinden kul bunalınca
yetişmelerinden belli
Ay dahi parça almış yüzlerinden gün kararınca
çıkmalarından belli
Nergis nazar almış gözlerinden görenleri aşık
etmelerinden belli

-değil mi?-

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:30 PM
AN GELİR

an gelir
paldır küldür yıkılır bulutlar
gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet
o eski heyecan ölür
an gelir biter muhabbet
çalgılar susar heves kalmaz
şatârâbân ölür

şarabın gazabından kork
çünkü fena kırmızıdır
kan tutar / tutan ölür
sokaklar kuşatılmış
karakollar taranır
yağmurda bir militan ölür

an gelir
ömrünün hırsızıdır
her ölen pişman ölür
hep yanlış anlaşılmıştır
hayalleri yasaklanmış
an gelir şimşek yalar
masmavi dehşetiyle siyaset meydanını
direkler çatırdar yalnızlıktan
sehpada pir sultan ölür

son umut kırılmıştır
kaf dağı'nın ardındaki
ne selam artık ne sabah
kimseler bilmez nerdeler
namlı masal sevdalıları
evvel zaman içinde
kalbur saman ölür
kubbelerde uğuldar bâkî
çeşmelerden akar sinan
an gelir
-lâ ilâhe illallah-
kanunî süleyman ölür

görünmez bir mezarlıktır zaman
şairler dolaşır saf saf
tenhalarında şiir söyleyerek
kim duysa / korkudan ölür
-tahrip gücü yüksek-
saatlı bir bombadır patlar
an gelir
attilâ ilhan ölür....


ATTİLA İLHAN

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:30 PM
DEMEDİM Mİ?

Oraya gitme demedim mi sana,
seni yalnız ben tanırım demedim mi?
Demedim mi bu yokluk yurdunda hayat çeşmesi ben'im?

Bir gün kızsan bana,
alsan başını,
yüz bin yıllık yere gitsen,
dönüp kavuşacağın yer ben'im demedim mi?

Demedim mi şu görünene razı olma,
demedim mi sana yaraşır otağı kuran ben'im asıl,
onu süsleyen, bezeyen ben'im demedim mi?

Ben bir denizim demedim mi sana?
Sen bir balıksın demedim mi?
Demedim mi o kuru yerlere gitme sakın,
senin duru denizin ben'im demedim mi?

Kuşlar gibi tuzağa gitme demedim mi?
Demedim mi senin uçmanı sağlayan ben'im,
senin kolun kanadın ben'im demedim mi?

Demedim mi yolunu vururlar senin,
demedim mi soğuturlar seni.
Oysa senin ateşin ben'im,
sıcaklığın ben'im demedim mi?

Türlü şeyler derler sana demedim mi?
Kötü huylar edinirsin demedim mi?
Ölmezlik kaynağını kaybedersin demedim mi?
Yani beni kaybedersin demedim mi?

Söyle, bunları sana hep demedim mi?..



MEVLANA CELALEDDİN RUMİ

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:30 PM
http://www.vsresim.com/upload/resim_20070426101615_8.jpg


Gökyüzünde sallanan
Renkli özgürlükler
Neşeli gülümseyişler
Çocukluğumun mutluluğu
İpin ucunda sallanan
Renkli şekiller
Koşunca senle koşan
Özgürlüğü ellerinde olan
Renkli uçurtmalar
Başını kaldırıp bak
Nasılda uzaklara gidecek
İpini bir bıraksan
Renkli mutluluklar
Ben çocuğum
İpi bıraktım
Özgürce uçsun diye
Uçurtmalar…

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:30 PM
KELEBEKLERİ İTMEYİN


Adam fısıldadı "Tanrım konuş benimle"
ve bir kuş cıvıldadı ağaçta
Ama adam duymadı
Sonra adam bağırdı
"Tanrım konuş benimle!"
Ve gökyüzünde bir şimşek çaktı
Ama adam dinlemedi onu
Adam etrafına bakındı ve
"Tanrım seni görmeme izin ver!"
Ve bir yıldız parladı gökyüzünde
Ama adam farkına bile varmadı
Ve yüksek sesle haykırdı
"Tanrım bana bir mucize göster!"
Ve bir ipek böceği kelebek olup uçtu
Ama adam bilemedi
sonra çaresizlik içinde sızlandı
"Tanrım dokun bana ve burada olduğunu anlamamı sağla ne olur!"
Bir kelebek kondu adamın omzuna
Ve adam elinin tersiyle uzaklaştırdı..

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:31 PM
Merhamet Hür Dünyaya Bu Kadar Mı IRAK ' tı


Ben Basralı Ömer,
Belki haberin yoktur diye yazıyorum Mr. Franks.
Önce demokrasi yağdı göklerimizden,
Sonra özgürlük geçti üstümüzden
Palet palet.

Ve insan hakları
Namlularından
Yüzü maskeli adamların
Saniyede bilmem kaç adet.

Demokrasi bizim eve de isabet etti
Bir gün sonra anladım koptuğunu ayaklarımın.
Tam onsekiz adet
insan hakları saymışlar
Vücudunda babamın.

Annem yoktu zaten
Ben doğarken
ilaç yokluğundan ölmüş
Ambargo falan dediler ya
Anlamadım çocukluk aklı işte
Oluşmadan sökülmüş.

Sizde de barış böyle midir Mr. Franks?
insan hakları çocukları yetim
Ve ayaksız bırakır mı orda da?
Düşer mi ayın kan gölüne aksi
Güpegündüz düşer mi Pazar yerine demokrasi?

Zenginlik
insanları korkudan uykusuz bırakır
Kuşlar gökyüzünü terk eder mi orda da?
Babamla mırıldandığım son dua dilimde
Ayaklarımın hastanede
Ve giymeye kıyamadığım pabuçlar
Kaldı elimde.

Çocukların var mı Mr. Franks?
Al, oğluna götür onları
Bari işe yarasın
Kim bilir belki baktıkça
Bazen beni hatırlasın.

Bu nasıl demokrasi Mr. Franks?
Düştüğü yeri yaktı
Merhamet hür Dünyaya
Bu kadar mı IRAK ' tı?


IRAK savaşında babası ve annesi ölen ve ayakları kopan bir çocuğun IRAK savaşını yöneten Tommy FRANKS'a yazdığı şiir.

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:31 PM
Bedenin yükünü ayaklar taşır, ruhun yükünü yürekler..


Bütün ağırlığınızı ve yorgunluğunuzu kaldıran
ayaklarınız için rahatlığı ve şıklığı bir arada
barındıran ayakkabıyı seçersiniz.

İçinizin acılarını, sıkıntılarını, kırgınlıklarını ve
hayallerini yüklenen yüreğiniz için de huzur verici
ve "güzel" bir aşk ararsınız.

Zaten aşklar da ayakkabılar gibidir...
Bazıları çamur yağmur, toz toprak kar buz gibi her türlü
"kötü hava" koşullarına dayanıklıdır.

Bazıları ise ummadığınız kadar kısa zamanda çabucak
yamrulur ilk yağmurlu havada "altı açılır" veya
güzel havalarda bile "iki günde bozulup" gider.

Aşkları da ayakkabılar kadar "itinayla" seçmezseniz, tıpkı
ayağınızda olduğu gibi yüreğinizde NASIR oluşabilir.

Dar gelen bir ayakkabıyı sadece tarzını beğendiğiniz
için "zamanla açılır" diyen satıcıya inanarak alırsanız,
zaman içinde ayak kemiklerinizde "deformasyon" başlar.


Ruhunuzu daraltan bir aşk içinde yalnızca fiziksel beğeniye
Kapılıp "zamanla düzelir"diyenlere kanarsanız,
yine zamanla içinizdeki olumlu duyguların "çarpıldığını"
görebilirsiniz.

Aşık olabileceğiniz insan türü, tıpkı ayakkabılar kadar
değişik stillerde, farklı kalitelerde ve sayısız "renktedir"....

Aşkı bir çeşit serüven olarak "spor" gibi yaşayanlar,
aynen "spor ayakkabı" gibi dikkat çekici ve rahat kişileri
bulurlar.

Tersine aşkta tutucu ve istikrarlı olmayı benimseyenler
"klasik ayakkabı" gibi muhafazakar çizgiler taşıyanlara
tutulurlar.

Dekolte ayakkabılar gibi sadece cinsellik ve
eğlence zevkleriyle ateşlenen aşklar vardır.

Bez"ayakkabılar gibi kısa omurlu "tatil aşkları" ise
hemen herkesin kişisel tarihinde mevcuttur.

"Marka"ayakkabı alır gibi, sevgilinin kariyerine ve maddi
durumuna "tutulan" aşıklar görürsünüz.

Katı plastikten "yağmur çizmesi" edinir gibi mantık
süzgecinden geçirip "işe yarar" biçimde yaşamak
isteyenleri de bilirsiniz.

Ayrıca ne tuhaf ki, psikolojik testlerde "zaafı" olup
evine sayısız çeşitte ayakkabılar yığan insanların
aynı zamanda "değişik" türde aşklara da zaafı olduğu
söylenir.


Evet, aşk "ayakkabıdır" Aynen ayakkabınıza bakım
yapmayıp "hor" kullandığınız zaman kolayca
eskittiğiniz gibi, aşkınıza da dikkatli davranmayıp
özen göstermediğiniz zaman kısa surede "eskitirsiniz".

Ve nasıl ki "delik" bir ayakkabıyı tamir ettirdiğinizde
Yalnızca "bir miktar" ömrünü uzatmış olursanız;
"delik" bir aşkı onarmaya kalkıştığınızda da
"asla eskisi gibi olmayacaktır"!

CAN YÜCEL

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:31 PM
canım ankaram...


Eskiden dolmuşlar muavinler vardı
Medeniyet geldi mazide kaldı
Avrupa birliği kapıyı çaldı
Aman dostlar ANKARA ne harika

Ulusta Hisarı Kalesi ne hoş
Anafartalardan adliyeye koş
Atpazarı bakırcılar carşısı
Aman dostlar ANKARA ne harika

Hacıbayrama git yarı hacı ol
Ahrete gideni bu camide gör
Ölüm aklında mı bir kendine sor
Aman dostlar ANKARA ne harika

Gençlik parkı genç kalanlar gezmiyor
Hergele meydanı neler gizliyor
Ulus ta ATATÜRK bizi izliyor
Aman dostlar ANKARA ne harika

Dışkapı sırayla pavyonlar barlar
Yıba çarşısında kaybolan canlar
Meşhur benderesi ne sırlar saklar
Aman dostlar ANKARA ne harika

Dışkapıda Gülhanesi Gatası
Etlik kavşağında S.S.K hastanesi
Nerde yıkılmışmı halk pastanesi
Aman dostlar ANKARA ne harika

Etlik ayvalıdan çıkarsın yola
Keçiören şelalede verirsin mola
Aydınlıkevlerde Altınpark rüya
Aman dostlar ANKARA ne harika

Altındağı gelin gibi süzülür
Ankaranın her yöresi gezilir
Ankarayı görmeyen dostlar üzülür
Aman dostlar ANKARA ne harika

Aydınlık siteler 60 evleri
Saime kadında Şehitliği görmeli
Çinçin bağlarında mezarlığı gezmeli
Aman dostlar ANKARA ne harika

Mamak Muhabere nöbette bekler
Mamak yokuşunda motorun tekler
Türk Askeri heran yasak bölge der
Aman dostlar ANKARA ne harika

Akdere deyince şaşırıp kalma
İmrohol yolunda aşıklar turna
Cebeci dört yolda tarih sorgula
Aman dostlar ANKARA ne harika

Demetevler karşıyaka mezarlık
Ankara'ya göktaşından nazarlık
Hayat ile etmeyin ha pazarlık
Aman dostlar ANKARA ne harika

Yenimahalle Demet Çiftlik kavşagı
Hayvanat bahcesi ANKARA çayı
Batıkent ostimi Sincan fatihi
Aman dostlar ANKARA ne harika

ATATÜRK ormana kurmuş çitfliği
Orada avlarmış yaban kekliği
Hele birde verir isen tekliği
Aman dostlar ANKARA ne harika

Etimesgut aşti of aklım şaştı
Emekten Bahçeli ANIT kabiri
ATATÜRK'ü her fırsatta görmeli
Aman dostlar ANKARA ne harika

Akköprüsü Optimomu Armada
Beş boyutlu sinemalar orada
Fatihtedir harikalar diyarı
Aman dostlar ANKARA ne harika

Devletin sahipsiz insanlarından
Hava kuvvetleri Genel Kurmayı
Meclisin önünde soluk almayı
Aman dostlar ANKARA ne harika

Kızılaya indim şaşırdım kaldım
Şapkamı kafamdan düşürdüm kaldım
Kotlu,mini etekli kızlara daldım
Aman dostlar ANKARA ne harika

Sıhıyeye indim sekerek gittim
Zafer carşısını ziyaret ettim
Kültür,Sanat,Kitap,Kaset zebildi
Aman dostlar ANKARA ne harika

Gima'nın önünde randevu bana
Sakarya başını sallatır sana
Barlarda ozanlar dinletir bana
Aman allah ANKARA ne harika

Gimayı sollayıp Karanfile gir
Her adım başında seyyarları gör
Bilmesen adresi büfelere sor
Aman dostlar ANKARA ne harika

Konur sokak koçlar gibi bekliyor
Bütün gençlik orda horan tepiyor
Canlı müzik ruha neşe katıyor
Aman dostlar ANKARA ne harika

Harika camiyi görmek istersen
Ruhuna cenneti sermek istersen
Kocatepeye de hele bir gel sen
Aman dostlar ANKARA ne harika

Tunalının kibarlığı hoşluğu
İçinizde dolduruyor boşluğu
Dinlenmek için Kuğulu parkın hoşluğu
Aman dostlar ANKARA ne harika

Çankaya yıldızda uydu siteler
Botanik bahcesi sizleri bekler
Ataküleye çık Ankaraya bak
Aman dostlar ANKARA ne harika

Döner'im Dönüp de şaşırdım kaldım
Ankaranın güzelliğine daldım
Kendimi ankaranın bağrına saldım
Aman dostlar ANKARA ne harika



DÖNER ÖZEKE

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:31 PM
Taşların yosun tuttuğu kıyılarda,
Ayaklarının kaymasına aldırmadan,
Serin suların güzelliğini hissetmek.
Yüreğinin çıkmazlarına karşın
Denizin çağıran sesini hissedebilmek.
Bedenin su ile buluşması,
Tuzlu suya karışan gözyaşları.
Ve yaşamı anlaşılmaz,
Suların gel-gitleri gibi
Kum taneleri kadar çok
Her kulacında arkanda bıraktığın
Turkuaz derinliklerde kaybolan
Elinde tutamadığın mutlulukların…


alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:31 PM
ılık hayat suyu...

Ekmek taşıyordu
Küfe dolusu ümitler
Akbaba yokuşunun malta taşlarında
Titreyen dizlerin sırtında
Koşuyordu ağır ağır
Anadoludaki sevdalara

Antik bir efsane
Dünya omuzlarında
Meydan okuyor çağlara
Ne ibibik kuşları umurunda
Ne de ömrü baharında
Mevsim artık hazan
Kuşlar göçüyor
Yapraklar düşüyor
Ve adam yürüyor
Akbaba yokuşunda
Sırtında küfesi
Yüreğinde hasret acısı

Ekmek taşıyordu sırtında
Ümitler domurdu alnında
Ve damla damla düştü ümitler
Akbaba yokuşunun malta taşlarına

Her adımda bir damla
Bel bükük,
Baş eğik,
Ama gözler ufukta
Güneydoğununun bir mezrasında yürek
Dokuz çocuk
İki kadın
Biri ana
Biri kuma
Biri katık bekler yoldan
Biri oğul verme derdinde
Bütün yük mecalsiz dizlerde
Hain korku pusuda
Her köşebaşında




Ekmek taşıyordu sırtında
Her adımda bir lokma
Her adımda bir damla
Her adımda daha yakında
Köşebaşında bekleyen hain korku

Bir adım
Bir damla
Bir lokma
Ve bir kurşun
Akbabalara bayram
Mezradaki yüreklere hazan

Dikildi karşısına adamın
Köşebaşındaki hain korku
Ne zaman
Nerede
Nasıllar bitti
İşte böyle
Akbaba yokuşunda
Ansızın
İki çift titreyen el
Bir kaç soğuk mermi
Ve soğuk taşlara dökülen
Ilık can suyu...

Ilık, damla damla ümitler
Ve ekmekler
Akbaba yokuşunun malta taşlarında
Acılar
İki kadın ve dokuz çocuk da
Ağıtlar
Harran’ın semalarında...


Selahattin ERDOĞAN

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:31 PM
Kara gözlü kız çocuğu
Gözlerinde sevdalar gezer
Öyle güzelki gözlerin
Bakınca gözlerime
Ne Şirin’i beğenirim ne de Leyla’yı
Öyle dalgın ki bakmaların
Hapseder gönülleri
İki kirpiğin arasına

Hele saçların,
Siyah desem, karalar kıskanır,
Irmak desem,
Nehirler, boynun büker
Hatta hepsi sözleşip bana küser
Ellerimi uzatıp yunasım gelir bazı bazı
Kıyamam, cayarım
Sanki o simsiyah saçların
En berrak sular gibi akar durur omuzlarından

Güler yüzlü kız çocuğu
Yüzün öyle güleç ki,
Gözyaşlarım utanıyor senden
Ya senin gözyaşların,
Kimbilir, o yanaklardan süzülürken
Ne acılar çekiyorlardır.
Belki de ağlıyordur gözyaşların da
Sen farkında bile değilsindir
Çünkü sen,
Sen oynamakla meşgulsün,
Kimbilir, hangi maske var yine yüzünde

Kaşların;
Kara kaşlı kız çocuğu
Kaşların yay deseler de türküler
İnanmam ben,
Olsa olsa ayın hilale dönmüş halidir
Kanmasın kimsecikler o kara rengine
Karalar bağlamış hilaldir kaşların
Bilmezler, anlamazlar
Kara bahtına karalar bağladığını

Dili güzeli söyleyen
Güzele güzel diyebilen kız çocuğu
Anladım ki;
Dilinin diyemedikleri var,
Merakta bırakma gayrı beni
Bırak da dilinin diyemediklerini
Gözlerin desin bana...

Elleri gül kokulu kız çocuğu
Dokunsa,
Solmuş güllere can veren
Ellerin, sanki tanrının gülleri
Elime dokunsan ellerinle
Zelzele olur bedenimde
Yüzüme dokunsan deprem
Hem de dokuz bilmem kaç şiddetinde
Günahkar sevdalar ölür yüreğimde...

Bacakların kız çocuğu bacakların
Güzel mi çirkin mi ben bilmem
Bilenlere de aldırış etmem
Ben bilirim ki, bacakların
İlk çağlardan günümüze kadar ayakta durabilen
Yıkılmayan,
Yamulmayan,
Antik sütunlar kadar güçlüdür bacakların
Taşıdıkları gövdenin sırtında
Tarih boyu yaşanmış
Tüm ayrılıkların yükünü taşır bacakların
Tüm veda cümlelerinin,
Tüm ‘hoşçakal’ların,
Tüm el sallamaların gidenin ardından
Katlanılmaz acılarını taşır bacakların

Bak ıssız bir sokaktayız,
Belki de çıkmaz bir sokak
Yolumuzu kaybettik sanma
Bilerek getirdim seni bu sokağa
Gel oturalım şu ıslak kaldırıma
Bi tarafımız ıslansa ne yazar
Yüreğimiz ıslak değil mi bizim
Hem çıkar artık şu yüzündeki maskeyi
Bilirsin, bilirim ben
Sendeki seni,
Ne sen oyna, ne de ben
Antrakt oldu, perdeler kapandı
Uzat şu bacaklarını,
Sırtındaki yükü de yıkıver şu kirli kaldırıma
Değiştiriver artık omuzlarından akan ırmağın yolunu
Bak hem nazlı boynunda yorulmuştur,
Omzuma daya biraz...

Gelincikleri utandıran kız çocuğu
Bak hava da bulutlandı
Yağmur çiseliyor
Islanacağız, belki üşüyeceğiz de biraz
Ama olsun
Biz de yağmuru ıslatırız,
Islatırız değil mi kız çocuğu!?...



Selahattin Erdoğan

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:31 PM
Nağmeler Satıyor Çocuk


Nağmeler satıyor çocuk
İnleyen
Titreyen nağmeler
Umut dolu nağmeler
Hasret yüklü nağmeler
Yok mu alan
Üç kuruşa nağmeler
Simit elli bine
Ekmek elli bine
Ve nağmeler
Üç kuruşa nağmeler....

Nağmeler satıyor çocuk
Nağmeler
Elinde kalan tek sermaye
Bir akerdeon
On parmak
Bir çift yeşil göz
Minicik bir yürek
Ve nağmeler
Üç kuruşa nağmeler

Nağmeler satıyor çocuk
Nağmeler
Çocukluğu
Bir tankın paletlerinde
Duaları
Bir dozerin kepçesiyle
Buğday tarlasına gömülen
Doyamadığı babasında

Bir bulut olsam tanrım
Rüzgarla uçsam
Saraybosna semalarına
Yağmur olup,
Düşsem damla damla
Babalar filizlense
Verimli topraklarından
Koklasam bir bir
Sarılsam
Sarılsam
Sarılsam tanrım
Ve haykırsam
Babam babam diye....


Nağmeler satıyor çocuk
Nağmeler
Duymayan kulaklara
Yosun tutmuş yüreklere
Üç kuruşa nağmeler
Bir lokmaya nağmeler

Adımlar
Umursuz adımlar
Renk renk pabuçlar
Çıplak bacaklar
Pantolonlar geçiyor
Yeşil gözlerin önünden
Aldırmadan açlığın kokusuna
Nağmelerin iniltisine
Aldırmadan geçip gidiyorlar
Toprağı balçık edip
Babalar Yaratan
Yağmur damlacıklarına

Selahattin ERDOĞAN

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:31 PM
benden gayri..

Şu daracık sokaklara her şey sığar,

Dışa açılan bahçe kapıları..,

Çöp bidonları..,

Minik kediler..,

Kaldırımlar ..,

Kaldırım üzerindeki pislikler..,

Balkona asılan temiz çamaşırlar..,

Sokak lambaları..,

Sokak çocukları..,

Yarın ki trafiğe çıkmayı bekleyen park halinde ki araçlar..,

Bir kaç sokak fahışesı..,

Ve........ ,

İrili ufaklı insanlar..,

Şu daracık sokaklara her şey sığar,

Ancak......,

Benden gayr_i....!

alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:33 PM
_____nefsİnle Halvet Ol____

Ağır ol misafir indi son perde
Üç günlük dünyanın sahtekâr fonu
Sultanlık kölelik eşit o yerde
Kısalan yolların göründü sonu..

Her adımı o son için atarken
Yetmeyen günlere gece katarken
Ömür metahını ucuz satarken
Kısalan yolların göründü sonu..

Aklın örselenir görsen rüyayı
İstemezsin ne güneşi ne ayı
Terkedersin şu kirlenmiş dünyayı
Kısalan yolların göründü sonu..

Giden günü kalanıyla eklesen
Yürek susar ritimlerde tekle sen
Medet deyip o Mehdi`yi beklesen
Kısalan yolların göründü sonu..

Hani dünde kalan güzel hevesler
Çok sınırlı sunulan o nefesler
Canına dar gelir sırça kafesler
Kısalan yolların göründü sonu..

Nefsinle halvet ol sadık sırdaşın
Ne ana ne baba ne arkadaşın
Günahını örtmez bir mezar taşın
Kısalan yolların göründü sonu..

Ayser ÖZBAKIR

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:33 PM
ben kötü bir adamım


ben kötü bir adamım ondan uyuyamıyorum
rüyama canını yaktığım insanlar giriyor
sorar gibi bakıyorlar utanıyorum
saçlarından çekiyorum kızların
saçları ipek gibi,ama boğazıma dolanıyor
boğulacak gibi oluyorum

ben kötü bir adamım,kedileri de sevmem
ve ne çiçekleri,ne çocukları ne sokakları
kimsenin beni selamlamadığı yollarda yürürken
birden kulaklarımı basar çığlıkları
annelerini çağırırlar,babalarını,dostlarını
ondandır en ufak seste irkilmem

ben kötü bir adamım,ya beni kim sevsinki
bazen şu dağnık yatağa bir kadın alıyorum
nasıl bir üşümekse,titremekse benimki
elleri sıcak,boynu sıcak ama ısınamıyorum
buz gibi bir şeyler dolaşıyor kanımda
bitmeyecek bir kıştır artık içimdeki

ben kötü bir adamım,evime bahar gelmez
güzel şeyler güzel yerlere gider
bütün pencereleri de açarım oysa
şöyle bir gelir güneş,beğenmez ki terkeder
belki saçlarını yolduğum kızların saçlarına
belki erkekliklerine kastettiğim adamlara gider

ben kötü bir adamım ondan uyuyamıyorum
bilmem,belki ölünce,belki öyle de olmaz
aslında ölmeyi de istemiyor değilim
belki her şeyin bitmesi huzurdur biraz
artık bu kabuslarla yaşayamıyorum
al beni cehennemine,belki orası yerim

alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:34 PM
YARGILAMA

Tutkum sevmektir benim, düpedüz ve yalın
Sevmek, acısını ve sevincini insanların
Yemin ederim, başka suçum yok, inanın

Demek sen insanları seviyorsun ha
Sanık! Kalk ayağa

Evet, şairim, şiir de yazıyorum, doğru
Vazgeçilmez tutkum, ödevim benim bu
Düşünmeye, yazmaya benim de hakkım yok mu?

Demek sen şiir de yazıyorsun ha
Sanık! Kalk ayağa

Yıkıldım, ezildim, acılar çektim gerçekten
Ne yaşamaktan korkum var, ne de ölmekten
Aydınlık yakın, ben umutluyum gelecekten

Demek sen hala yaşıyorsun ha
Sanık! Kalk ayağa

Seveceğim elbette, yazacağım, yaşayacağım
Ayağa kalktım sayın yargıç
Ve hep böyle ayakta kalacağım
Ümit Yaşar Oğuzcan

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:34 PM
BEYİN KUŞATMASI

bir kutsal banyo ferahlığı bütün yalnızlığıma iyi gelecek
titreyen nağmelerin en titreten sona kalmışlığı
nerede akşam orada sabah tenhalığı
yok olan bir şeylerin elde avuçta mosmar kesilişi
varolan bir şeye benzettiğimiz gözyaşının doluluğu
durakta kendiliğinden uçuşan kağıt parçası
sarı peruğun parmak uçlarına sürtünerek yere yığılışı
çocuğun pembe burnunda kedi rengi merakı
yoksulluğun yegane kaynağı istemek
yağmurun yere balyoz gibi vuruşundaki sessizliği
ver yansın aşkların küfür rengi unutuşları
sırt dönmenin kupkuru gitmeleri
sepetin içinde kaç yumurta var bilmecesi
çakı uçlarıyla intihar denemeleri
uçurumdan bakma korkusu
ölüm gerçeği ve yeniden varoluş bilmecesi
sabah balkonunda bir bardak çay içme teşebbüsü
pirenin deveyi hikaye boyunca doğru dürüst göremeyişi
falanların filan oluşu
sarıya mavi katarsan yeşil olur kinayesi
kıymıktaki testere iştahı tanıması
bulutun gök boyunca gezinip kayıp yıldızın adresi
avuç içine yazılan mektubun binburuşuk olması
bir karış sakal
bir tutam nikotin
kitap kapağında seyrelmiş saç
devrilmiş ağaç
kurtlarla vals
al gülüm ver gülüm
bu dostluk burada biter
vay canına
tüh gördün mü bak
niye ki
sebep
ben gidiyorum öyleyse
hani bizim güle gülemiz
yaşıyor mu bizim komşu kızımız
tünekte baykuş kırmızısı
gecekondu bahçelerinde mezarlık bitkisi
şampanyanın merdivenlere dökülüşü
bir tutam zehirli mantar
iki kaşık ibrani yazıt
bir çuval mendebur bakış
yok anam
var anam
vay anam
köstek vardı eskiden dedemizde her zaman kurcalardı
gördüm iki aptalı iğdiş ettiler gözümün önünde
geyik kaçamadı vurdular altın boynuzundan
süpürge ve faraş
terkedilmiş kedi ve faresi eski yalıların
mahalle kasabındaki tenhalığı aniden bozan at sinekleri
terlemiş avuçlardaki acemi sendeleyiş
kızım sen de doğru dürüst giyin de bakmasınlar
yedikule zındanlarında çığlıkları üzerine verilen konserler
plastiğin bize verdiği soğuk algınlığı
televizyonun insandan aldığı mikrodünya enerji
viyoledeki küstah duruş
ama arpla boyun ölçülemeyecek kadar düzensiz tını kavgası
yemedim yedirdim giymedim giydirdim hırçınlığı
git ama bir daha bu eve adım atamazsın
bak bu ilişki bitmeli çünkü ruhumu dövüyorsun canım
şu yalak doldu taşıyor ama bak su kesintisi olacak yakında
kusuyorum ulan bir kağıt mendil uzatın
bak ben bir büyük içer üstüne de bir kasa bira içerim haberin olsun
telefon sana canım kim olduğunu söylemedi ama kıskançlığı
sus bak ağzına patlatırım sonra
sende kaç para var biraz da benkiyle idare edelim
sevgilin var mı senin seni hiç almaya gelmedi de
bir tuvalete gidip geliyorum bekler misin
af edersiniz cüzdanınız düşmüş iyi niyeti
abi ama bu kaset korsan ya sizi şikayet edersem beni içeri alırlar
bir dakika hikayeyi bitirmek üzereyim
kanser kokusu burnumun direğini sızlattı bil istedim
şu kaşığı uzatır mısın çay buz olmuş
evet ben de meşhur olmak istiyorum numaram bakın burada yazıyor
evet tuvalette şarkı söylerdim küçükken
vay canına kırka merdiven dayadın be oğlum uyan artık
billahi bırakmam şunu da ye
selamın aleyküm abi
abi mekketen bir ayet gelecekti adıma
bir dakika kardeşim siz benden sonrasınız
sevglim merak ettim de sen neden yalnızsın
yok be güzel kardeşim ikidir söylüyorum bir sosisli ketçap mayonez olmasın
on milyon bozuğunuz var mı
af edersiniz şu parayı bankamatikten yatırmayı bir türlü beceremedim
değmesin yağlı boya
demir alıyom hurda alıyom
sus be kardeşim kulağımın dibinde bağırıp duruyorsun tövbe tövbe
sayıyorum biiiiirrrr iiikkkkkiiii üüüüçççç
söyle bakalım oğlum büyüğünce ne olacaksın.- amca ben ********* olcam…

orkestraya bak
gözlerim egzost kokusundan tıkandı
kulaklarım bütün kötü fotoğraflardan görmüyor
ya ellerim işte onlar artık tutma hünerinden muhaf…

hey şef
ya da her neyse kimliğin
beni içeri alabilirsiniz
beni soranlara söyleyin beklemesin kimse
çünkü
bir kutsal banyo ferahlığı bütün yalnızlığıma geri dönüyorum
iğne sırası bende…

MELONSAPKA

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:34 PM
SÜRGÜN ÜLKEDEN BAŞKENTLER BAŞKENTİNE
Senin kalbinden sürgün oldum ilkin
Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği
Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin yortuların dışında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Uzatma dünya sürgünümü benim
Güneşi bahardan koparıp
Aşkın bu en onulmazından koparıp
Bir toz bulutu gibi
Savuran yüreğime
Ah uzatma dünya sürgünümü benim
Nice yorulduğum ayakkabılarımdan değil
Ayaklarımdan belli
Lambalar eğri
Aynalar akrep meleği
Zaman çarpılmış atın son hayali
Ev miras değil mirasın hayaleti
Ey gönlümün doğurduğu
Büyüttüğü emzirdiği
Kuş tüyünden
Ve kuş sütünden
******* ve gündüzlerde
İnsanlığa anıt gibi yükselttiği
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim

Bütün şiirlerde söylediğim sensin
Şuna dedimse sen Leyla dedimse sensin
Seni saklamak için görüntülerinden faydalandım Salome'nin Belkıs'ın
Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikarsın bellisin
Kuşlar uçar senin gönlünü taklit için
Ellerinden devşirir bahar çiçeklerini
Deniz gözlerinden alır sonsuzluğun haberini
Ey gönüllerin en yumuşağı en derini
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim

Yıllar geçti sapan olumsuz iz bıraktı toprakta
Yıldızlara uzanıp hep seni sordum gece yarılarında
Çatı katlarında bodrum katlarında
Gölgendi gecemi aydınlatan eşsiz lamba
Hep Kanlıca'da Emirgan'da
Kandilli'nin kurşuni şafaklarında
Seninle söyleşip durdum bir ömrün baharında yazında
Şimdi onun birdenbire gelen sonbaharında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Ey çağdaş Kudüs (Meryem)
Ey sırrını gönlünde taşıyan Mısır (Züleyha)
Ey ipeklere yumuşaklık bağışlayan merhametin kalbi
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim

Dağların yıkılışını gördüm bir Venüs bardağında
Köle gibi satıldım pazarlar pazarında
Güneşin sarardığını gördüm Konstantin duvarında
Senin hayallerinle yandım düşlerin civarında
Gölgendi yansıyıp duran bengisu pınarında
Ölüm düşüncesinin beni sardığı şu anda
Verilmemiş hesapların korkusuyla
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim

Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır
Aşk celladından ne çıkar madem ki yar vardır
Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır
Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır
O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır
Senden ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili.......

SEZAİ KARAKOÇ

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:34 PM
Ceviz Ağacı İle Topal Yunus'un Hikayesi

Burda bir dostumuz var :
Çerkeş'in
Kavak köyünden.
Büyük kitaplar gibi
içinde bir şeyler saklı.
Akıllı adamlara
ajans haberlerine
ve bilmeceye meraklı.
Adı : Yunus.
Ateşimizi yakıp
suyumuzu veriyor.
Ağaçlardan
ve günlerden konuşuyoruz.
Herhal ilerdedir
yaşanacak günlerin
en güzelleri.
Şimdilik
sohbetimizde kederi :
kesilip
satılmış
bir ceviz ağacının...

Onu tanıyoruz :
avlunun içinde
kapının solundaydı.
Ve altı yaşında
dalından düştü Yunus,
topallığı ondandır.

Öküzler topalları sever,
çünkü topallar ağır yürürler.
Öküzler topalları sever,
ceviz ağaçları sevmez topalları :
çünkü topallar sıçrayamazlar yemişlere,
çünkü üzerlerine çıkıp
silkeleyemezler dalları.
Ceviz ağaçları sevmez topalları...

Bir acayiptir muhabbet bahsi :
mutlaka kendini dereye atmaz
sevilmeyenlerin hepsi.
İnsanların hünerleri çoktur :
insanlar
sevilmeden de sevmesini bilirler...

Bir acayiptir muhabbet bahsi,
bir acayiptir
ceviz ağacı ile
topal Yunus'un hikâyesi...

..... Cevizlerini Eylülde döker,
yaprakları yeşil dururdu Kasıma kadar.
Ve Çerkeş yolu üzerinden
sabah namazı ışıyıp geldiği zaman,
kadınlardan önce uyanırdı dalları.
Altından geçerken düşünürdü Yunus...

..... Düşünmek :
ne mukaddes bir iş
ne felâket
ne de bahtiyarlıktı,
ve ölüm :
mutlaka varılıp dönülmeyen,
fakat üzerinde düşünülmeyen
bir köydü Yunus için...

..... Cevizlerini Eylülde döker,
yaprakları yeşil dururdu Kasıma kadar.
Güneşte gölgesi hain olurdu,
rüzgârda konuşurdu kendi kendine,
dalları yukardan Yunus'a bakar...

..... Gündüzleri yıldızların niye söndüğünü,
dünyanın yuvarlak olduğunu
ve güneşin etrafında döndüğünü
bilmiyordu Yunus.
Bunları biz anlattık ona
şaşıp kalmadı...

..... Cevizlerini Eylülde döker,
yaprakları yeşil dururdu Kasıma kadar.
Yüksekti, genişti alabildiğine.
Üç kişi el ele versen
kütüğünü çeviremezdin.
Gece altında oturdun muydu
yıldızları göremezdin.
Her gece altında otururdu Yunus...

..... Çinli müslümanlara,
burunları tek boynuzlu gergedanlara,
ve bir damla suda bir milyon mikroba dair
fikri yoktu Yunus'un.
Bunları bizden öğrendiği gün
hayret etmedi...

..... Cevizlerini Eylülde döker,
yaprakları yeşil dururdu Kasıma kadar.
Toprağın içinde gider kökleri,
karanlık bir sudur tepende akar.
Her akşam altından geçerdi Yunus...

..... Bir gün ateşimizi yakıp
verirken suyumuzu :
"- Biz hizmetkârınız senin,
sen efendimizsin" - dedik.
Şaşırıp kaldı Yunus...

..... Cevizlerini Eylülde döker,
yaprakları yeşil dururdu Kasıma kadar.
Rüzgârda konuşurdu kendi kendine.
Yüksekti, genişti alabildiğine.
Gece altında oturdun muydu
yıldızları göremezdin.
Karanlık bir sudur tepende akar,
toprağın içinde gider kökleri,
dalları, yukardan Yunus'a bakar...

"- Köy işi zordur katiyen
vücut ezilir bir defa.
Toprağa çömelip bak dört tarafa :
bela hangi inde pusmuş
bilinir mi?
Mümkünü yok vurulsun..."

Vurmuş belâ, ciğerinden Yunus'u...

"- Biz hiç dünyada yaşamış değiliz.
Geldik
gidiyoruz öylesine...
Tevatür güzelmiş İstanbul şehri,
varıp görülmesi nasibolmadı.
Velâkin niye tiftiği yok
altmış haneden otuzunun?..."

Tiftiği yoktu Yunus'un...

"- Attığın taş
dediğin kuşu vurmuyor.
Dünya trene bindi.
Gayrı dünya öküzün boynuzunda durmuyor.
Elimiz ayağımız : öküz.
Çok zor olur öküzü satmak,
yarı ölümdür yani.
Öküz gitti mi korkulursun..."

Sattılar öküzünü Yunus'un...

"- Herhal yolların sonu göründü.
Bu olan işleri akıl almaz.
Toprak sabuna döndü
kayar insanın elinden.
Cümle mahlukatın mekânı vardır
kurdun mekânı olmaz.
Toprağın elinden kaydı mıydı
bir mekânsız kurt olursun..."

Kaydı toprağı elinden Yunus'un...
Cevizlerini Eylülde döker,
yaprakları yeşil dururdu Kasıma kadar.
Güneşte gölgesi hain olurdu.
Yunus durmadan
Yunus kaybettikçe onu düşünür,
o, bir şey isteyip, bir şey sormadan
rüzgârda konuşurdu kendi kendine...

Çocuklara ana,
tohuma toprak
ve karı lâzımdır erkek kısmına...

Bir kız kaçırdı Yunus :
Çünkü düğün pahalı
kız kaçırmak ucuz...

Fakirin karısı kavi olmaz...

Ve bir gün
Çerkeş yolu üzerinden
sabah namazı ışıyıp geldiği zaman
giderlerdi.
Yunus'un arkasında yuvarlandı yere,
kırmızı peştemalının içinde ölüverdi...

Topraksız, öküzsüz ve kadınsız,
kaldılar dünyada bir başlarına
ceviz ağacı ile Yunus.
Yalnızlık koydukça koydu Yunus'a.
El toprağında ter döker oldu.
Cevizi karanlıkta kaybolur sanıp
uyumaz beklerdi sabaha kadar.
Yalnızlık umrunda değil cevizin,
toprağın içinde gider kökleri,
dalları yukardan Yunus'a bakar...

Cevizden konsol yaparlar,
topal Yunus ne işe yarar?

Zemheriler geldi barınamazsın.
Cevizden konsol yaparlar.
Gayrı daha fazla sürünemezsin.
Sat Yunus cevizini...

Yün yorgan değil bu sarınamazsın.
Cevizden konsol yaparlar.
Bir cansız ağaçtır yaranamazsın.
Sat Yunus cevizini...

Varlılar varsıza dokur mu kilim,
vay cevizin hali, vay benim halim...

Mekânsız kurda mekândı.
Cevizden konsol yaparlar.
Yarı ağaç, yarı insandı.
Sat Yunus cevizini...

Cenaze çırçıplak, kara uzandı.
Cevizden konsol yaparlar.
Kesildi dalları, dallar budandı.
Sattı Yunus cevizini...

Varlılar varsıza dokur mu kilim,
vay cevizin hali, vay benim halim...

Sabahın sahibi vardır.
Gün daima bulutta kalmaz.
Herhal ilerdedir
yaşanacak günlerin
en güzelleri...
Şimdilik
sohbetimizde kederi :
kesilip
satılmış
bir ceviz ağacının...


Nazım Hikmet Ran |

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:34 PM
Adı yok! (Küçük bir zelzele!)

Uyuştu her yanım,
Düşünüyorumda ben bu düzene fazlayım...
Belkide o kırık gitarın çığlığındayım.
Şimdi ben o son limandayım...

Soru işaretleri doluyor beynim,
Bir adımı daha atmalımı benliğim?
Dayanırmı bu eskimiş kalbim?
Hayallerimin feryatlarında isyan ediyor sessizliğim...

Yorgunluğum nedendir?
Kelimelerim hayatın bilmecelerinde bir gider bir gelir...
O gölge seni her zamanki limanda beklemektedir
Bedeni boşluklarda nereye gitiğini bilmeyen akıntılar sürüklemektedir.

Dondu her yerim,
Bakıyorumda sağa sola ben nerdeyim?
Belkide sonsuzluğun demlerindeyim.
Şimdi ben o bıraktığın yerdeyim...

Kayboldu dayanaklarım,
İzliyorumda daha hızlı esiyor rüzgarlarım...
Sessizliğinde kaybolur,bertarafım.
Altında kalır, yıkılır duvarlarım...

Hangi belirsizlikler?
Hani buradayım ben onlar nerdeler!!?
Gölgemi ağıtlarım perdeler...
Bu kadar hazırlanmışken onlar artık pembeler...

Rüyalar bile uyanır belirsizliklere,
Kaçarak ağlarım gözyaşlarım akar düşlere,
Bir savaştır bu bitmeyen,bitemeyen bir muharebe,
Kahretsin yine yenilgi hep aynı sahnede!!!!
Kalemim ağlar hep aynı perdede...
Uçsuz bu hiç bitmez baharımda zelzele...

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:34 PM
http://www.cakal.net/images/icons/icon1.gif
Ceviz Ağacı İle Topal Yunus'un Hikayesi

Burda bir dostumuz var :
Çerkeş'in
Kavak köyünden.
Büyük kitaplar gibi
içinde bir şeyler saklı.
Akıllı adamlara
ajans haberlerine
ve bilmeceye meraklı.
Adı : Yunus.
Ateşimizi yakıp
suyumuzu veriyor.
Ağaçlardan
ve günlerden konuşuyoruz.
Herhal ilerdedir
yaşanacak günlerin
en güzelleri.
Şimdilik
sohbetimizde kederi :
kesilip
satılmış
bir ceviz ağacının...

Onu tanıyoruz :
avlunun içinde
kapının solundaydı.
Ve altı yaşında
dalından düştü Yunus,
topallığı ondandır.

Öküzler topalları sever,
çünkü topallar ağır yürürler.
Öküzler topalları sever,
ceviz ağaçları sevmez topalları :
çünkü topallar sıçrayamazlar yemişlere,
çünkü üzerlerine çıkıp
silkeleyemezler dalları.
Ceviz ağaçları sevmez topalları...

Bir acayiptir muhabbet bahsi :
mutlaka kendini dereye atmaz
sevilmeyenlerin hepsi.
İnsanların hünerleri çoktur :
insanlar
sevilmeden de sevmesini bilirler...

Bir acayiptir muhabbet bahsi,
bir acayiptir
ceviz ağacı ile
topal Yunus'un hikâyesi...

..... Cevizlerini Eylülde döker,
yaprakları yeşil dururdu Kasıma kadar.
Ve Çerkeş yolu üzerinden
sabah namazı ışıyıp geldiği zaman,
kadınlardan önce uyanırdı dalları.
Altından geçerken düşünürdü Yunus...

..... Düşünmek :
ne mukaddes bir iş
ne felâket
ne de bahtiyarlıktı,
ve ölüm :
mutlaka varılıp dönülmeyen,
fakat üzerinde düşünülmeyen
bir köydü Yunus için...

..... Cevizlerini Eylülde döker,
yaprakları yeşil dururdu Kasıma kadar.
Güneşte gölgesi hain olurdu,
rüzgârda konuşurdu kendi kendine,
dalları yukardan Yunus'a bakar...

..... Gündüzleri yıldızların niye söndüğünü,
dünyanın yuvarlak olduğunu
ve güneşin etrafında döndüğünü
bilmiyordu Yunus.
Bunları biz anlattık ona
şaşıp kalmadı...

..... Cevizlerini Eylülde döker,
yaprakları yeşil dururdu Kasıma kadar.
Yüksekti, genişti alabildiğine.
Üç kişi el ele versen
kütüğünü çeviremezdin.
Gece altında oturdun muydu
yıldızları göremezdin.
Her gece altında otururdu Yunus...

..... Çinli müslümanlara,
burunları tek boynuzlu gergedanlara,
ve bir damla suda bir milyon mikroba dair
fikri yoktu Yunus'un.
Bunları bizden öğrendiği gün
hayret etmedi...

..... Cevizlerini Eylülde döker,
yaprakları yeşil dururdu Kasıma kadar.
Toprağın içinde gider kökleri,
karanlık bir sudur tepende akar.
Her akşam altından geçerdi Yunus...

..... Bir gün ateşimizi yakıp
verirken suyumuzu :
"- Biz hizmetkârınız senin,
sen efendimizsin" - dedik.
Şaşırıp kaldı Yunus...

..... Cevizlerini Eylülde döker,
yaprakları yeşil dururdu Kasıma kadar.
Rüzgârda konuşurdu kendi kendine.
Yüksekti, genişti alabildiğine.
Gece altında oturdun muydu
yıldızları göremezdin.
Karanlık bir sudur tepende akar,
toprağın içinde gider kökleri,
dalları, yukardan Yunus'a bakar...

"- Köy işi zordur katiyen
vücut ezilir bir defa.
Toprağa çömelip bak dört tarafa :
bela hangi inde pusmuş
bilinir mi?
Mümkünü yok vurulsun..."

Vurmuş belâ, ciğerinden Yunus'u...

"- Biz hiç dünyada yaşamış değiliz.
Geldik
gidiyoruz öylesine...
Tevatür güzelmiş İstanbul şehri,
varıp görülmesi nasibolmadı.
Velâkin niye tiftiği yok
altmış haneden otuzunun?..."

Tiftiği yoktu Yunus'un...

"- Attığın taş
dediğin kuşu vurmuyor.
Dünya trene bindi.
Gayrı dünya öküzün boynuzunda durmuyor.
Elimiz ayağımız : öküz.
Çok zor olur öküzü satmak,
yarı ölümdür yani.
Öküz gitti mi korkulursun..."

Sattılar öküzünü Yunus'un...

"- Herhal yolların sonu göründü.
Bu olan işleri akıl almaz.
Toprak sabuna döndü
kayar insanın elinden.
Cümle mahlukatın mekânı vardır
kurdun mekânı olmaz.
Toprağın elinden kaydı mıydı
bir mekânsız kurt olursun..."

Kaydı toprağı elinden Yunus'un...
Cevizlerini Eylülde döker,
yaprakları yeşil dururdu Kasıma kadar.
Güneşte gölgesi hain olurdu.
Yunus durmadan
Yunus kaybettikçe onu düşünür,
o, bir şey isteyip, bir şey sormadan
rüzgârda konuşurdu kendi kendine...

Çocuklara ana,
tohuma toprak
ve karı lâzımdır erkek kısmına...

Bir kız kaçırdı Yunus :
Çünkü düğün pahalı
kız kaçırmak ucuz...

Fakirin karısı kavi olmaz...

Ve bir gün
Çerkeş yolu üzerinden
sabah namazı ışıyıp geldiği zaman
giderlerdi.
Yunus'un arkasında yuvarlandı yere,
kırmızı peştemalının içinde ölüverdi...

Topraksız, öküzsüz ve kadınsız,
kaldılar dünyada bir başlarına
ceviz ağacı ile Yunus.
Yalnızlık koydukça koydu Yunus'a.
El toprağında ter döker oldu.
Cevizi karanlıkta kaybolur sanıp
uyumaz beklerdi sabaha kadar.
Yalnızlık umrunda değil cevizin,
toprağın içinde gider kökleri,
dalları yukardan Yunus'a bakar...

Cevizden konsol yaparlar,
topal Yunus ne işe yarar?

Zemheriler geldi barınamazsın.
Cevizden konsol yaparlar.
Gayrı daha fazla sürünemezsin.
Sat Yunus cevizini...

Yün yorgan değil bu sarınamazsın.
Cevizden konsol yaparlar.
Bir cansız ağaçtır yaranamazsın.
Sat Yunus cevizini...

Varlılar varsıza dokur mu kilim,
vay cevizin hali, vay benim halim...

Mekânsız kurda mekândı.
Cevizden konsol yaparlar.
Yarı ağaç, yarı insandı.
Sat Yunus cevizini...

Cenaze çırçıplak, kara uzandı.
Cevizden konsol yaparlar.
Kesildi dalları, dallar budandı.
Sattı Yunus cevizini...

Varlılar varsıza dokur mu kilim,
vay cevizin hali, vay benim halim...

Sabahın sahibi vardır.
Gün daima bulutta kalmaz.
Herhal ilerdedir
yaşanacak günlerin
en güzelleri...
Şimdilik
sohbetimizde kederi :
kesilip
satılmış
bir ceviz ağacının...

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:34 PM
Zamanın Benim (I-II-III)




I
Tek yürek atımı olmak
Ve sobeleyen olmak ölümü..
Beraberce..
Yasaklı olan diyarın en gizemli yerlerinde..
Yaşayamadıklarımıza duyduğumuz öfkeyi
Uysallaştırabilmek seninle...
Hem de tek bir kelimeyle..
Ben sevmek için doğarken her yeni güne,
Sen sevilmek için doğuyorsun
Seninle sensizliğin olduğu yerlerde...
Çelişkiler son bulsun dedikçe,
Kendi çelişkilerimize yenilenlerdik aslında..
Uzaklıklara bakmaktan gözleri acıyanlardık.
Sevmek yaşam olgusuyken bizde,
Ölümü bile göze alanlardık sevgimiz uğruna..
Yaşayandık sevdayı..
En farklı, en doğal, en biz olan haliyle.
Yarım kalmışlıklara inat,
Tamamlayandık birbirimizdeki kayıp parçaları.
Sevdayı en doğan haliyle yaşayanlardık.
Bendim... sendin.. biz olduk,
Yasaklı olan ama her tadıyla
Her nefesiyle biz kokan sevdanın minik busesinde..
Senin olmak vardı..
Sen olmak vardı..
Gözlerinin taaa içlerine bakıp
Seni seviyorum diyebilmek vardı....

II
Her doğan güne birlikte gözlerimizi açmak
Ve merhaba demek vardı...
Teninin sıcaklığını hissederken erimek vardı
Adı bilinmez olan diyarların en köhne yalnızlığında..
Dilime yerleşen nihavent ezgiler eşliğinde
Adımlarken çılgınlığın dikey boyutlarını,
Yanmak vardı aşkına üşüyen yanımdan soyutlayarak kendimi..
Asırlar öncesine dayanan yokluğundu bugünlere ulaşmamı sağlayan. Sendin.. belki de bendim.. ne zaman biz olduk...
Yoksa hep biz miydik doğduğumuzdan beri..
Tüm kırılganlıklarıma rağmen sevebilmek seni..
Kendi parantezimizde yaşamak özgürce..
Adı aşk olan.. tadı tuzu sen olan sevdaya yanmak alabildiğince..
Umut olmayan bugünlere inat
Eldeki yarınlarla mutlu olabilmek senin gölgen altında..
Ve sana seni seviyorum diyebilmek...
Tüm gökyüzüne yazmak adını..
Gökkuşağının renklerinde dansetmek seninle
Sana aşığım diyerek...
Seni seviyorum sevgili.. seni seviyorum...
III
Sevdalara açılan bir yelkendi sonsuzluğun ....
Gecenin kokusu sinerken üzerine kelimelerin ,
Kelimelerden önce harflerle dans edenlerdik..
İzlemek vardı seni derin bir boşlukta...
Sadece bakmaktı uzaklardan, dokunamamaktı..
Sen vardın...ben hep fakirdim senden uzakta...
Ağlardım bakmadığında delirdiğim bakışlarınla...
Bahar olmak vardı tapılası gözlerinde...
Sevgilim diyebilmekti en güzeli...
Sevgilim dediğini duymaktı...
Tek yürek atımı sevdamızın karanlık dehlizlerde
Kaybolmasına izin vermemekti.
Geçmişe duyulan kin gerilerde kalırken yaşamaktı sevdayı, Yaşanmamışlıkların ruhumuzda yarattığı sergüzeştlikte...
Adım hüzündü benim...
Gözlerinin alabildiğince
Ama yüreğinin göremediğince
Hüznündüm ben ruhundan dökülen...
Adım aşktı benim...
Hiç görmediğin, hiç tanımadığın bir tattım senin dilinde...
Seviyorum diyebildiğimce özgür olmak
Ve özgürlük kanatlarını sevdana yükleyebilmekti
Akreple yelkovanın peşine takılarak..
Zaman durdu sevgili...
Bundan sonra ve bundan evvel...
Senin zamanın benim...

alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:35 PM
Çünkü ben sadece hayaldim


Gölgende yürürdüm sana hissettirmeden
Araya mesafeler girmezdi
Gidilen yer uzak bile olsa
Yanındaydım her zaman
Elinden tutmak isterdim
Ama tutamazdım
Sana seslenmek isterdim
Ama seslenemezdim
Ben seni görsemde
Sen beni hiçbir zaman görmezdin
Gölgende yürürdüm
Sadece sana yakın olmak için
Ama sen hissetmezdin
Çünkü ben sadece hayaldim.

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:35 PM
Tıpkı (!)


Bir sabah olsa...

Bin bir umutla güneş bile açsa!!!

Açmaz saçma...

Bir gece olsa... Saman yolu hatta...

Yıldız bile kaysa kaymaz SaÇma...

O son Sözü duymak bile fazla inan..

İyi niyet degil Sevkat degil

....



Bak iyiyim!!! Hala uyanabiliyorum...
Bir kaç dakikalık uykunun ardından hala açılıyor gözlerim... Kahretsin ölmüyorum...
*******de boguluyorum hala!
Sen varkende böyleydi zaten simdi sensizken öldürmek istiyor beni *******!!!


Yaram çok derin kanıyor,kanıyor,kanıyor!
Kahrolası ******* birde bu yarama tuz basıyor...
Herşey üst üste geliyor biliyorum bununda sorumlusu karanlık!!! Sende karanlıkta gitmiştin zaten...
Sende karanlıklarda yok olmustun tıpkı... Tıpkı babam gibi...


Kendine iyi bak deme!
Denmez... Saçma...
Kendime bakarım elbet sen hiç korkma!!!
Kendine kalıyor insan elinde sonunda...



Giden gitti gene acılar / gene yalanlar / gene karanlıklar /
Bakk gene gidiyor gene bırakıyor beni güneş..
Aynı sen gibi dalga geciyor sanki benle...
Bir var bir yok!! Tıpkı... Tıpkı annem gibi...

Kahrolası bak gene geldi gene çöktü üzerime...
Gene yakıyo beni...
Sen yoksun ya gene uzuyor bu karanlıklar!!!



Kahrol....
GiT...
BiT arTık Gece...

Bak gene boguyo beni gene alamıyorum tek bir nefes..
Sanki bilerek acı veriyor bana..
Tıpkı.. Tıpkı.. Sensizlik gibi...

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:35 PM
Düşüncelerine düşeyim

Birgün benden uzaklardayken
Bunalırda kaçmak istersen eğer
seni saracak kollar ararsan
Kalabalığın yalnızlığında umutla
seni beklediğimi unutma

Eğer kalbinin kuytuca bir köşesinde
Küller içinde bir kıvılcım belirirse
Sevmek istersen sende
İşte o zaman bırak beni
Düşüncelerine düşeyim

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:35 PM
Bilmediğim sokaklarda
Anlamadığım yüzlerde
Kaybolmak istiyorum
Ne işe yarayacaksa
Belki de dağıtmak
Avuçlarımda biriktirdiğim
Gözyaşlarımı
Havaya fırlatmak
Erik çiçeği olarak
Saçlarıma taç olmasını
İstiyorum
Koşup yere düşmek
Elimi birinin tutmasını
Gidince acı izler
Bırakmayacak
Delicesine
Unutacağım
Asla utanmayacağım
Birinde yaşamak
İstiyorum
Sokakta dans ederken
Dolaşmak
Parmak uçlarımda yükselip
Yıldızları
Ne işe yarayacaksa
Toplamak
Umut olsun diye
Dağıtmak
İstiyorum
Denizin sakin
Derin mavilerini
Severken
Yön değiştirip
Azgın dalgalarında
Yok olmak
Kaybolmak istiyorum

alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:35 PM
Önceden haber veremez misin (http://www.forum.**********/showthread.php?t=333417)

Nereden geleceğin belli olmuyor
Aniden çıkıyorsun karşıma
Neden böylesin aşk
Önceden haber veremez misin?

Giriyorsun kalbime birden
Bir başka bakıyorum hayata
Kimi zaman toz pembe
Kimi zaman kapkara
Söyle şeytan mısın? Melek mi?
Ne demeli sana?

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:35 PM
Seviyorum, susuyorum, gidiyorum !


Bir hayaldi kurduğum..
Sadece sana kurulu bir hayat, bir zaman dilimi…
Ol(a)madı!


Düşünmeyi unutmak istiyorum şimdilerde…
Her harf ‘sen’ olmak adına beynime yerleşiyor…
Bense istemiyorum..
Hiçbir kelime, hiçbir cümle…
Olmuyor !

Alıyorum kalemi elime, beynimi işgal eden tüm harfleri bırakıyorum satırlara…
Önce, sallanıyorlar kalemimin ucunda…
Sonra, düşüyorlar gelişi güzel satırlarıma..
Tek hamle, bin kelime gözlerimde…
Her biri çok ağır, taşınmıyor anlamaya çalışmadan !
Dört yanım çığlık…

Harfleri unutmak,
Kelimeleri birer birer aklımdan, bilinmezliğe sürüklemek..
Boşlukta dolaşmak istiyorum !
Olamıyor !

Seviyorum, seviyorsun, seviyor !

Bir duygu, bir çelişki…
Ben seviyorum ‘düş’ gibi..
Sen seviyorsun ‘hayal’ gibi…
O seviyor ‘masal’ gibi…

Sevmek ? diyorum sessizce…
Düşlerime hapsediyorum duygularımı..Seviyorum, sevdikçe düş’üme saplanıyorum !
Hayal kurar gibi seviyorum senli düşünceleri..Bir masal oluyorsun, kelime kelime içimde büyüyen…Susuyorum sensizliğe..
Sadece sen, bir hayal ve ben…
Yani ‘sevmek’ bende ki ‘sen’…

Susuyorum, susuyorsun, susuyor…

Bir istek, bir eylem…
Ben susuyorum ‘yalnızlık’ gibi…
Sen susuyorsun ‘hüzün’ gibi…
O susuyor ‘acı’ gibi…

Susmak ? diyorum korkarak…
Haykırıyor içim..Yalnızlığa bürünüyor tüm sesler…Acıtıyor suskunluk, hüzünü..
Kelimelerim saklanıyor kendinden…
Boğuluyorum bukadar sessizlik içinde !

Seviyorum; ‘düş, hayal ve masal’...
Susuyorum; ‘yalnızlık, hüzün ve acı’...
Ve gidiyorum;
Yalan misali….

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:35 PM
anlamı kalmadı şiilerin ve sarkıların

kırılmıstı kalp bir kere umudu yoktu bır daha
aşka inanmak ve güvenmekte
anlamı kalmadı şiilerin ve sarkıların
hic bir sey eskısı gıbı olmayacaktı
mutsuzluk gözlerde bellı olacak isyan edecek
kaderıne boyle bir sevgiye dustugu icin
hiç dinmeyecek gözlerinden akan yaşlar suzülüp gidecek yanaklarından
ne hayellerı vardı bu aşkta sevgide
bir daha sevmek istemiyordu
kırılmıstı kalp bir kere

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:35 PM
Şiirdir anahtarı açılmayan kapıların

Şiir bir tutkudur, şiir bir aşk
Yaşamın vazgeçilmeyen tadıdır
Belki de hayatın diğer bir adıdır...

Şiir sevmektir,
Şiir sevilmektir kendi kendine.

Bitmeyen *******in tek tesellisidir
Şiir duygu selidir,
Bendini yıkar bir bakıma...

Yalnızlık zehrinin panzehiridir.
Şiirdir anahtarı açılmayan kapıların
Kurtarıcısıdır dinmeyen büyük ızdırapların.

Anlatamıyorsan kendini bu zalim insanlara..!
Haydi durma,
Sen de gülümse sihirli mısralara.......

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:35 PM
Ve gece bitiyor...

İstanbul, yalnız bu gece…
Yoksa benim yalnızlığıma mı bulandı gökyüzü ?
Belki de bana ait bu sessizlik…

Sorularımı karşımda duran evin balkonuna asıyor, kaçıyorum cevaplardan…
Sokaklarında geziniyorum, gözlerim yaşlı…

Belki de sessizliginde saklıdır şahit oldukların !
Kimbilir kaç hayal misafir oldu akşamlarında..

Havanı içime çekerken,
Bir hayat görüyorum..
Gözlerinde hüzün..
Ama,
Dudağında tebessüm…
Umudu bekliyor yüreği…
Görüyorum gözlerinden, hayallerini…
Bana düşeni alıyor, gidiyorum sokağından…

Kırgınlıklarımı, gökyüzüne yazıyor…
Her birinin yıldız misali kayışını izliyorum sessizce…

Ve gece bitiyor…
Hüzünü, boynu bükük bir çiçeğin yaprağında bırakıyor…
Yürüyorum bilmediğim bir sokakta,
Karanlıktan aydınlığa…

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:36 PM
Tüm Hakların Saklı Dursun

Hasretin anlık değil ki..
Tüm hücrelerimde işgal
Vurgun düştüğümde bil ki..
Kalmamıştır canımda hal

Ne olursun
Tüm hakların saklı dursun
Artık gelmesen de
Sen olan ruhumu geri gönder
Günahların benim olsun

Olmuyor sen ayrı ben ayrı alem
Sensiz bu dünya kapkara elem
Ruhumu avutmuyor kağıtla kalem

Üstüne bıraktım işte sevgilim
Hergün kayan yaşam ivmelerimi
Fikrimde ve zikrimde aynı eğilim
Çözdüm bu dünyadan düğmelerimi

alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:36 PM
Her ÖpÜŞ , Bİr GİdİŞ (http://www.forum.**********/showthread.php?t=332652)

Korkuyorum ayrılmaktan
Benim için her öpüş,bir gidiş
Yarim deli gibi severken
Edemiyorum düşünmeden
Aklımda hep aynı soru
Ya biterse başlarken...


Endişem gelecekten
Benim için her öpüş, bir gidiş
Yuva kuramazsak
Sorumluluğu kaldıramazsak
Ya doğru eş değilse
Ahh ! aklım yine darmadağın
Yavaş yavaş ölüyorum yaşarken...


Kaybetmek korkusu sardı içimi
Benim için her öpüş,bir gidiş
Neden hep ayrılık-sevgi ikilemi
Sorun yok gibi görünürken
İçimde yaşarım çelişkileri
Hissettirmem ben...


Yarim çözme iplerimi
Sımsıkı bağla sevgimizi
Söyleyemiyorum ama
Üşüyorum
Soğuk,
Karlı
Yaşarım en sert kış mevsimi
Sar sarmala
Ayrılığı yaşatma
Pes etmeyelim
Düşünmek istemiyorum ama
Bilesin
Benim için her öpüş ,bir gidiş.....

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:36 PM
Sensİzlİk Benİm Canimi Acitan (http://www.forum.**********/showthread.php?t=332642)

uçuruma yuvarlanıyordum
dipsiz kuyulara düşüyordum
sen yoktun....
git....
ben sensizde sevebilirim seni...
özlemek denilen şey olmasa
katlanırım yokluğuna
ama var işte yaralayan kanatan
SENSİZLİK BENİM İÇİMİ ACITAN.....
içimde yangınların en büyüğü
anlatılmaz...
sen öyle yer kaplamışsın ki bende
bıraktığın boşlukta öyle işte
kapatılmaz....
öylesine bir sevgi ki sana duyulan
tüketen..
yakan, kavuran...
SENSİZLİK BENİM CANIMI ACITAN....

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:36 PM
susuşlar...

suSuşlar....
Yangın yeri gözlerinden düşen kıvılcımlarla tutuştu yüreğim…
Önce ağlayan,sonra çığlık çığlık susan bir ben çıktı karşına…
Ellerimde titrek harfler dolanıyor…
Parmak uçlarım buz kesmiş…
Nefesim öyle yetersiz ki;ısıtamıyorum ellerimi…
Yüzümde geceden kalma gözyaşlarımın izleri geziniyor…
Her biri derin bir boşluk oluşturmuş…
Ellerimi üzerinde gezindirirken parmaklarım kanamaya başlıyor…
Her yanı kan kokusu sarıyor sevgili…
Aşkım kan ağlıyor…
Ben kan susuyorum…
Sen kan sunuyorsun…

Ceplerimde dilime yakışmayan biz kadar susuşlar…
Kimse bilmez ama paylaşılacak kadar bütünleşmemiş bir aşkın susuşlarıydı bunlar…
Anlattığım kadar,hatta daha fazlaydı seni susuşum…
Her an senleşerek geçti bu günler…
Dilime dolanmış tek bir cümle gibiydin…
Gerisini getiremediğim,azıma tıkanıp kalan bir cümle…
Duymak isteyen çoktu seni ve bilmek isteyen çoktu içimi…
Fakat,ben sustum kimse duyamadı seni ve sen yoktun kimse bilemedi beni…
Birbirimizi tutsak ettik yokluğumuza…
Ben sensizlikle paylaştım seni,sen bensizliğin tadına bile varamadan sustun beni…
Bu nasıl bir zıtlık sevgili?
Ve ben böylesi nasıl sevebildim seni?

Bir ses uyanıyor semadan…
Çığırından çıkmış yokluğuna isyan edercesine haykırıyor…
Bomboş bir hayatın ucunda
Sıyrık düşüncelerle sana sesleniyorum…
Ellerimde karanlık,faili meçhul seni sevmelerin ipuçları geziniyor…
Ben demeye kalmadan her yanımı sensizlik sarıyor…
Geceyi büyüten o suskun bakışından sabahın son demine sığınıyorum…
Üşüyorum…
Bir yorgan deyip üzerime örttüğün demli gözlerin ısıtmıyor;daha çok titretiyor bedenimi…
Kan revanım bu diyarda sevgili…
Her dem hüzün…
Her dem sensizlik…
Alışılmış bir ben değil çevremde dolanan…
Leyla diyorlar,garip diyorlar,suskun diyorlar artık bana…
Ah bal tadındaki bu sevda!..

Bir bilinmezin gözlerinden sızan ışık, yollarımı aydınlatır şimdilerde…
Aşkın varlığımı perişan edip yokluklara gömerken
O elleriyle gülücükler çizmeye çalışıyor yorgun suretime…
Ceset ceset üzerimizden ne kadar aşk geçse de
Yılmadan,susuşların suskunluğa boyandığı an için
Birlikte savaşıyoruz sensizlikle…

Ne göründüğüm kadar kelimelere sahibim bu satırlarda
Ne de kelimelerim benden kalan tek şey sana…
Yaşam belirtilerim azalıyor her geçen gün…
Simam daha çok ölü soğukluğunu andırıyor…
Anlaşılası güç durumlarda kendime yetemiyorum…
An geliyor hep susuyorum…
An gelmiyor an’sız kalıp yok oluyorum…
Hamallığını yaptığım acıların ardı arkası kesilmiyor…
Ayaklarım kelepçesine takılıp düşerken yüklendiğim o ardı arkası olmayan acılar üzerime kapanıyor…
Kapı gıcırtılarıyla uyanıyor her susuşum…
Sevgilinin"unut beni"demesinden yıkılıyor duvarlarım...
Bencilce bir seviş…
Çıkıntılarla dolu bir hayat…
Ne çok geç kalmışlığımı düşünüyorum sonra…
Çağımın en geride kalmış kimliğini ben taşıyordum…

Yine aşkımı yağmalıyorlar sevgili…
Gel!
Kurtar seni yaban ellerden…
“içimdesin nasılsa diyemiyorum bak!..
Kopartıyorlar seni;dikenli ellerinin yüreğimi kanattığını umursamadan…
Kurşuni renklere boyuyor zaman senliğimi…
Mermiler yağıyor üzerime yalnızlıktan yapılma…
Ah yar!
Böylesi kırıcı olmak zorunda mı gözlerin?
Devleşen sancılarımı çoğaltma sevgili…
suRetiMde gaRip ifadeLer geZiniYor...
içiMde çoğaLan yaRaLara deRmaN buLamıYoruM...
yoRgunuM...
RuhuMu suSturuYoruM...
Zayıflığımın son belirtileri;göz çukurlarıma dolan gözyaşlarım;boğuyor çirkin suretimi…
Sakat ayaklarım yüzüme gölgeler çiziyor…
Yüzü koyu gizlenmiş yalnızlığımla baş başa kalmak istiyorum olmuyor…
Annemin nefes alamayışının korkusu sarıyor *******imi…
Bir anda zindan oluyor tüm geçmişim…
Parmak aralarından sızan ışıkla yüzsüzlüğümü nurlandırıyorum…
Duvarlar hep kan öksürüyor üzerime…
Siması bozuk ve ölmekten yorgun düşmüş cesetler geçiyor üstümden…
Sağımda,solumda hesap soracak münker ve nekir duruyor…
Ne yana dönsem suretime bir ah çarpıyor…


Bu susuşların içsiz ve duygusuz söylemleri çenemi yoruyor…
Yanı üzere yatan bir beynin içinden dökülebilecek tüm suçlar dökülüyor…
Suçları herkes görmezden gelirken yastığım beynimi suçüstü yakalıyor…
Gözyaşlarımı alnıma akıtan bir acının yarasına gözlerini bastırıyorum…

Gözlerin içime değdikçe yaramın kabuğu kalkıyor ve en sus biçimde kanamaya başlıyor…
Nerde soluk bir bez parçası bulsam etrafına engel diye sarıyorum…
Ama gözlerin…
Durmadan yaramı depreştirme derdinde…
Beklenmedik zaman-sız anlarda çıkıyorlar karşıma…
Bakmakla görmek arasındaki farkı tek senin gözlerinden anlıyorum…
Böylesi iç yakışların kıvılcımıydı gözlerin…
Aşk katili,içimin canına okuyan suskunluğunun adıydı gözlerin…

Kelimeler düğümleşti yine sevgili…
Garip şekiller dönüp dolaşıyor sularımda…
Gökyüzü ağıtıma ortak olma derdine düşüyor…
Maviliğini kirleten duman yüklü kentime lanet edercesine ağlıyor…
Misafirperver topraklarım da gözyaşlarını kabul gününde…
Soluksuz,hiç durmadan çatlamış dudaklarıyla içiyor gelen geçeni…
Feryat figan ağlıyoruz birlikte…
Sonra ruhuma şu anlık cemreler düşüreni arıyor ellerim…
Kulaklarımda bir bayram havası ama içim sus…
Ve ne sussam bilinmezim bana lanet ediyor sanki…
Sensizlikteki iç çekişlerimi yalnız o dinliyor…
İstemiyorum bu kadar içimin acılığını hissetmesini…
Sessiz sessiz yüzümden dökülen damlaları elimin tersiyle siliyorum ki;düştüklerinde seslerini duyup “bu can çekişen de neydi” demesin…
Dinliyorum her dediğini ama,yine susuyorum…
An geliyor kendi acısını tekbirler getirerek kurban veriyor…
Ne sorulsa aşktan yana bilmezliğini öne sürerek kalbini örtbas ediyor…
Israrcı hareketlerime göz yumup bana benden de çok katlanıyor…


Ah bal tadındaki sevda!
İçimi dışımı tuttun!
Kendimde geçtim seni sevdikçe…
Anlayamadım ben senin acılığını…
Öyle doyumsuz,öyle tatlıydın ki!
Meğer tutan bir balmışsın…
Düştükçe içime yok oldum kendimde…
Bırakmadın beni bana…
Halsiz,mecalsiz kaldım bir başıma…
Damarlarıma düşüşünle öyle bağlanmışım ki sana vazgeçemedim…
Acıttın…
Kanattın…
Susturdun…
Ama öyle tuttun ki beni kopamadım bir daha…

Şimdi keskin bir mevsim dönüşümü yaşıyor bedenim…
Bir yanım sonbaharda kalmış,bir yanımsa hep kış…
Bal içimde yeni yangınlar büyütse de duygularım hep soğuk,hep karakış…
Yok sevgili yok…
Bu aciz beden dayanmaz daha…
Kafama yerleşen bu dayanılmaz sancılar sonumu hazırlamakta…
Belki bu sözleri bir yazının uydurulmuş satırları gibi okuyorsun…
Ama öyle değil sevgili…
Ne yazdıysam bunların hepsi aşkının bedeli…
Değer mi dediklerine bir cevap bu da belki…
Benim sana olan sevdam;
Senin için basit,
Herkes için değerli,
Benim içinse;seni en az bu kadar sevdiğimin çaresizliği…

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:36 PM
Yine Seni Seveceğim...

Yİne Senİ SeveceĞİm

Bİr Daha DÜnyaya Gelmek Olsa,
Sonu Yİne HÜsran Olsa,
GÖzlerİm YaŞla Dolsa,
Yİne Senİ SeveceĞİm....

Benİ Her Zaman Kahretsende,
Kaderdİr Deyİp GeÇeceĞİm,
Benİ Bİr Defa DeĞİl Hep ÖldÜrsende,
Yİne Senİ SeveceĞİm...

Resmİn Duvarda Tozlansada,
GÖzlerİn Ufka Donuk Baksada,
Dudaklarin HİÇ KonuŞmasada,
Yİne Senİ SeveceĞİm....

GÜnler GeÇmek Bİlmesede,
Kahpe Felek Dalgasini GeÇsede,
Bu Hasret Mezarda Bİtsede,
Ahİret Kapisinda BekleyeceĞİm.....

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:36 PM
ÜÇ KİŞİ...



sen terk ederken bu yüreği,
sebepsizce...
bir ses duyarım içimden;
yüreğimin en derin yerinden;
bir ses…
gitme der…

korkudan bembeyaz olmuş
dudaklarımı ısırırken…
sadece yüreğimin sesidir
yankılanan…

defalarca…
gitme der…
defalarca haykırır
sesi bir ölününki kadardır

ama benden başka
duyan olmaz…

sırılsıklam yüreğimle
saatlerce izlerim seni…

bir ölünün gözlerinin takıldığı gibi
takılır gözlerim…

attığın her adım
bir anımı alır götürür
her adımda haykırmak isterim

sen kayboldukça sensizlik…
sonra yalnızlık…
sonra karanlık…

sonra hayalin çalar kapımı
sensizliği de alır götürür

üç kişi kalırız her zamanki gibi
karanlık…
yalnızlık…
ve ben…

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:36 PM
Ayrılmalıyız..!!

Yollarimiz burada ayriliyor
Artik birbirimize iki yabanciyiz
Her ne kadar acıda olsa
Her seyi unutmaliyiz

Her kaderin tesellisi bulunur, uzulme
Insan ne kadar sevse unutabilir
Mevsimler, gelir gecer, yillar gecer
Sen de unutursun bir gun gelir

Hic yasamamiscasina, hic sevmemiscesine
Unutursun o gunlerimizi, *******imizi
O gunlerce ******* Sevişmelerimiz

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:37 PM
Seni BuLup BuLup Kaybediyorum

SENİ BULUP BULUP KAYBEDİYORUMMM!
Gel benim ruhumun gerçek sesi gel!
Yıllardır sönmeyen alevim, korum.!
Gel benim ömrümün hikayesi gel..!
Şiirim, sonsuzum, gerçeğim, zorum.!
Gökle yerin birleştiği kavşakta.!
Seni bulup bulup kaybediyorum..!



İlkin rüzgâr değil sanki nefesti,.!
Bir kez başlayınca estikçe esti....!
Sonra bir upuzun karanlık bastı..!
Sürdü hep aynı düş, hep aynı yorum.!
Şimdi duraklarda her akşam üstü.!
Seni bulup bulup kaybediyorum..!



Yitiksin baharlar, güzeller içinde.!
Resimler, baharlar, sözler içinde..!
Bazen bir iz görüp izler içinde.!
Cevap umuduyla titriyor sorum..!
Sonra en tanıdık yüzler içinde.!
Seni bulup bulup kaybediyorum....!

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:37 PM
O Aşktır Dedilerhttp://www.cakal.net/images/smilies/58.gif(

Her nereye baktıysam senden bir güzellik;
Gördüm. Bu nedir? Dedim. - O aşktır, dediler...
Al yanakta rengarenk açmış türlü çiçek
Derdim. Bu nedir? Dedim. - O aşktır, dediler...

Her nereye baktıysam senden bir güzellik;
Gördüm. Bu nedir? Dedim. - O aşktır, dediler...
Al yanakta rengarenk açmış türlü çiçek
Derdim. Bu nedir? Dedim. - O aşktır, dediler...

Ne yaptıysam uğruna değilim hiç pişman,
Dökülmesin gözyaşın aman canım aman!
Sen gül, eğlen, mutlu ol bana kalsın figan
Erdim. Bu nedir? Dedim. - O aşktır, dediler...
Sevince güzelleşti bu alem sevince,
Bende mevsim sonbahar sense açan gonca,
Gönülden köprü yaptım göz göze gelince
Vardım. Bu nedir? Dedim. - O aşktır, dediler...

Seni ister bu yürek baharı solsa da,
Seninle sendir gönül bir gece kalsa da,
En şahane zamandır son nefes olsa da
Sardım. Bu nedir? Dedim. - O aşktır, dediler...
__________________
ALINTIDIR...

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:37 PM
Senİ BaŞka YaŞiyorum

Seni başka yaşıyorum bugünlerde
İçimde kahrolası nefretim
Öte yanda bakışlarına kilitliyim
Bir martı süzülüyor Boğaziçi'nden
Ben ağlıyorum iki kelimenden
Sen, sabah mısın
Farkın ne doğan güneşten
Bugünlerde başka yaşıyorum seni
Kısık kısık çığlıklarım içimde
Bir türlü seni sevmiyorum diyemiyorum
Kavgalıyım sevdalarla uzun zamandır
Hasretler pişman olacak yakında
Ama hiç sevdadan korkmadım
Acısı hala paramparça
Bugünlerde senden de öte bir şey var duvarlarımda
Engelleyemediğim
Bir düş aklımda
Artık rüzgarlar dağıtıyor asi saçlarımı
Kahvemsi bir yalnızlık gözlerimde
Boş boş bakıyorum bitmez özlemlere
Ben sevdadan hiç korkmadım
O yıllardır büyüttüğüm çocuk içimde
Samimiyetsiz gülüşlerimin ardında
Bir boşvermişlik
Masumiyet var bütün isyanlarımda
Yılmaz zaferlere teslim ettim asil ruhumu
Ben sevdadan hiç korkmadım
Seni bir başka yaşıyorum bugünlerde
Seni sevmekle bir hayli kavgalıyım.....

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:37 PM
konakladığın yüreğe teşekkür ederek

…seni tanımak vardı;
uzun bir beyaz kağıt almalıydım elime,
birde sol elime, kırmızı kalem.
Önce anlatmalıydın sevdiklerini,
Hiç aklımıza sevmediklerin gelmemeliydi!
Beyaz kağıdı kirletmemeliydi!
Karslımısın, Maraşlımı yoksa Sivaslımı..
Bana anlatmalıydın,
Kırmızı kalem nakış nakış işlemeliydi beyaz kağıdı,
Uzun bir yoldan gelmiş olmalıydın, yorgun olmalıydın!
Yüreğimde dinlenmeliydin;
Benim beyaz kağıdı okurken dinlendiğin gibi!
…sonra yeni güne beyaz kağıdı okuyarak başlamalıydın,
konakladığın yüreğe teşekkür ederek

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:37 PM
BELKİ ben sana sevgimi anlatamadım
Belki de sen beni anlamadın
SANA sevgim vardı
Senin bana gösterdiğin
Anlayışından da büyük
Seni anlıyor,
Gece gündüz düşününüyor ve
Deliler gibi seviyordum.
Ama sen yıktın hayatımı
Hoşgörü istedim anlamadın
sevgi dedim sırt döndün
Beni yüzüstü bırakıp gittin
Hemde arkana bakmadan

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:37 PM
bugün en mutlu günüm

bügün en mutlu günüm
çünkü beni sevdiğini duydum
bugün daha bi güzel başladım güne
kuşlara yem verdim
çarşıda yürürken yaşlı bi teyzeye yardım ettim
sonra bir çocuğun gözlerinde baktım hayata
masum,mutlu ve saf
evet mutluydum hemde çok
içim içime sığmıyordu
içimden haykırmak doyasıya yaşamak geliyodu bu anı
gözlerinde kaybolmayı çekiyodu canım
bir melek misali
bütün sevgi yoksunu insanlara
sevgi dağıtmak geliyodu içimden
bugün çok mutluyum
çünkü beni sevdiğini duydum
bende sana söylüyorum
SENİ ÇOK SEVİYORUm...

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:37 PM
gıderken sen

giderken sen
öylece baka kaldım ardından
sana gitme demedim,diyemedim
çaresizliğimdi beni susturan
içimde çığlık fırtınalarıydı kopan
ellerim şimdi boş,gözlerim yaşlı
yüreğim hasretinle eskiyo
yinede hala bi umut var içimde
yüreğimde bi yerde gelicek diyor
ne kadar ıslansada gözlerim
ne kadar yaşlansada yüreğim
ben sana aitim
senden asla vazgeçmeyceğim
ve her zaman bekleyeceğim

hadi gel....

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:37 PM
Hüzün Damlar Kalbine


Arama başka tenlerde beni
Arama başka dudaklarda
Düşme bensizliğin peşine
Sorma sessizliğimi
Bulamazsın arayışlarında
Kana bulanır hayallerin
Çıkmaz sokaklara çıkar gülüşlerin
Zaman bile çarpar yüzüne
Tüm gerçekeleri
Kapına gül bekleme eskisi gibi
Bakışların ziyan olur
Telefona her bakışında
Yalandır baktığın gözler
Yalandır tuttuğun eller
Seninle yaşandı her güzel gün
Seninle bitti
Seninle damladı bu gözden yaşlar
Seninle sel oldu
İsyanlarım sende yeşerdi
Duygularım sende terk etti beni
Yok düşlerin anlamı
Anlamsız varlığının anıları
Kazıdı alkol ruhumdaki seni
Her kadehte bir hançer darbesi

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:38 PM
Yolun Başı

Daha yolun başındasın,
Öyle çok şey göreceksin ki;
Kör olacak gözlerin.

Daha yolun başındasın,
Alnın açık yürüyeceksin kalbime.
Adım adım...
Korkuların peşinden koşacak,
Umutlarını koruyacaksın.
Evet;
Daha yolun başındasın,
Uzattığın el tutulacak,
Güneş içeri girecek gözlerinden.
Yanılacak tedirginliğin...

Daha yolun başındasın,
İçinden okyanuslar akacak,
Kirli düşlerden uzak yaşayacaksın.
Boğulur gibi olacaksın sevgi ırmağında,
Sürükleneceksin hücrelerime...

Daha yolun başındasın,
Dogrulup hayata selam vereceksin,
Tuttuğun takım kazanacak,
Şemsiyeni taşıyacak hayalim,
Yağmura yakalanmayacaksın...

Daha yolun başındasın,
Yıldızlar filizlenecek gözlerinde,
Uzanıp tutacak karanlık ellerini,
Hey! diyeceksin güneşe,
Yak beni...

Daha yolun başındasın
Bitmeyecek üzerinde yürüdüğün zaman,
Saniyeler gözlerinden emir bekleyecek,
Bir baksan göz ucuyla,
Saniyeler üzerinden saatler geçecek...

Aslında;
Yolun başındasın yada sonunda,
Gözlerin kılacak hakimiyeti,
Esaretinde mutlu olacağım,
Koyu yeşil gözlerin;..
Dur! diyecektir saatlere,
Ben daha yeni başlıyacağım...

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:38 PM
Öpüşerek Geçelim Bu Akşam Uçurumdan


Gün dönüyor Nihan!
gün dönüyor
tepeye dikilmiş güneş
düşündürüyor

Bir zamanı paylaştık
soluk soluğa
ya şimdi
her şey
karlı bir cam ardında

Tut tutabilirsen
daha dün yaşadıklarını
çağır getirebilirsen
seni terk eden soluğunu

Gün dönüyor Nihan!
gün dönüyor
mekânı yüklenmiş zaman
bizi de götürüyor

Çiçek büyütmüyorum artık
kuş beslemiyorum
toprak kokusuna yollar
gün eğimine
bir iz daha bırakıyorum
bir iz daha dizlerimle

Gün dönüyor Nihan!
gün dönüyor
yakıp geçen günlerden
teselli bir şelâle
saçların süzülüyor

Gezgin bir siluet gibi
düzensiz yüzüyor bulutlar
tekler yönsüz yürüyor

Kimse
ne kimseyi kurtarabildi
ne geçmişi
kim bilir
belki de aşk değildi bu
cemresiz toprağın tükenişiydi

Alışkanlıklarımı kaldırıyorum
ağır ağır
anıların rafına
anılar... Nihan!
anılar...
hâlâ ellerinin sıcaklığında

Bir kör kurşundur bazen
alıp götüren
bir kör kurşun gibi söz
bir ömrü mezada veren

O doğru bakış
bir beklenti şimdi
bir beklenti
baharın ve düşlerin onikisinden

Belki de budur aşk Nihan!
aşk budur zahir
vurulurken
sevgilinin saçlarını okşayan

Niobe'nin Kızları da
taş olmuş diyorlar
Ana Tanrıça da
duydun mu Nihan!
bir hüzün gibi duruyormuş
elleri
hasretmiş okşanmaya

Yapma öyle Nihan!
çekip durma canımdan
seni senden kurtarmayı
neden düşleyeyim ki

Sen
kendin çık Nihan!
sadece kendinle çık
dilek şartlarda yaşamaktan
gel şimdiki zamana
yoku yaşamasın an
öpüşerek geçelim bu akşam uçurumdan

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:38 PM
Asıyorum

Asıyorum tüm kötülükleri,
Yerin dibindeki,
Acı ipliklerine…
Asıyorum tüm çelişkileri,
Gözlerimin arkasına,
Hiç görmeyeyim diye…
Asıyorum tüm mutlulukları,
Kalbime,
Hep hissedeyim diye…
Ve
Asıyorum gözlerini gözlerime,
Başka yere bakmayım diye

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:38 PM
Gün/Eş`le Uyanış

Yaşlarıma bakarak başarınla coşarken
Sana biten yıllardan hatalar okuyorum
Umutla uğur için ömür boyu koşarken
Çizgilenmiş yüzümde pişmanlık dokuyorum
.
Gözlerimin rengine değişmezdin alemi
Kirpiğimin her teli yazgımızın kalemi
Bulutlanmış ömründe kederlerle çilemi
Yağmur dualarıyla yağdırıp, döküyorum
.
Yorulmadan yürüdün yokuşsuz bir yolundum
Ellerinde açmamış tomurcuk bir gülündüm
Kurumuş toprağında renksiz pınara döndüm
Yığınlanmış dertleri maskeyle yıkıyorum
.
Gecenin bir yarısı karmaşalar içinde,
Kırlangıç hayallerim mevsimlerin göçünde
Sevdiklerim sim olmuş ışıldarken saçımda
Sabahlara Gün/Eş`le uyanık çıkıyorum

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:38 PM
Zaman Gitmek Zamanı


Ömürle ölüm arası
ısmarlanmış yaşamı
özgürce, yargısız
yaşamak kolay mı?
.
Kim bilir
kaç kez şaşırttı
gelincik yaprakları,
çiy tanelerinde
üşüyen gerçekler?
.
Titrek parmaklarda
biriktikçe şiirler,
sen olamayan sende
sussan da neye yarar?
.
Zaman aştıkça seni
yıpranmış bir bedenle,
duvara karşı koymak
daha büyük bir zarar...
.
Bakma kusuruma,
şimdi gitmek zamanı
bağışla sevgili...

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:38 PM
Yorgunum Üzgünüm

Peki ınsan nasıl unutur
Sevda Sevda dıye atan bu yürek
Ne zaman durulur..

Yorgunum..,
Üzgünüm..,

Söz geciremediğim, dön diyemediğim

Aşk dediğim,
Kana kana içdiğim,

Sadece bir yürek,

Yanlızlık omür olmus artık
Bır dost bırde derdım olmus ortak
Iste son sıgaran onuda tek basına yak

Bir yanım Sigaram ,
Bir yanım Dost dediğim Rakı ''m''
Karsımda umut dediğim Son Resim

Çek ıcıne dost Çek
Bu duman ikimizede yeter

Yok olup gıden sevdalara inat

Sat dostum sat

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:38 PM
İmkansızlığın iki tarifi

Bir kafeste özgür kalabilir misin?
Bilmediğin bir sözü söyleyebilir misin?
İmkansızlığın iki tarifi,
Başkasını sen söyler misin?
Benim tarifim çok,
Kendi var, adı yok,
Birine gitmek, birini sevmek,
Of olmuyor işte, adı yok işte…
Bakıyorum ama dokunmaya hakkım değil.
Seviyorum ama söylemeye hakkım değil.
Gök kuşağına yürümek,
Çöl de serap görmek,
Daha umut verici…

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:38 PM
sende hep kendini sev ve hep kendini yaz

Satırlara yazmak

Hayatı, kendini, her şeyi

Satırlara sığdırmak

Aslında çok zordur bunu yapmak

Kendine bile itiraf edemediklerini

Satırlara itiraf etmek

İçini rahatlatmak

Bir an bile olsa rahatça nefes almak

Aslında sevmektir yazmak

Aslında aşık olmaktır yazmak

Aslında kendini sevmektir yazmak



sende hep kendini sev ve hep kendini yaz

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:39 PM
bugünüde bıraktım satırlara

bugünüde bıraktım satırlara
bugünüde koydum satır rafıma
biraz içim acıdı
bir damla yaş geldi gözümden
ama satırlara bıraktım ve geçti
satırlar sırdaşım
satırlar yandasım
satırlar tek tesellim
umutsuzluğu silen
yalan sewdaları barındırmayan
tek eşsizim satırlarım
satımda bugünde ben
satırlarımda bugünde bugünüm
dünüm yarının anım ve her yanım

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:39 PM
satıralara bıraktım herşeyi

satıralara bıraktımtım herşeyi
yalan aşkları
gerçek olan sevdayı
sewen kalpleri
damla damla dökülen gözyaşlarını
herşeyi satırlara bıkrakıyorum
ellerimi koyuyorum koynuma ve başlıyorum izlemeye
satırlarımla konuşmaya dert yakınmaya
sevincimi paylaşmaya
acılarımla ağlayıp ah çekmeye
ahlarımı satırlarla dile getirmeye
yalancı ayrılıkları herşeyi ama herşeyi
satırlara bıkrayorum
ne yaşatırsa ne yaşanmışsa
yansıtmaya
herşeye susup
satırlara bıkrakıyorum
hayatın 5 kelimesinide.....

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:39 PM
çık gözyaşlarımın içinden

git be artık yüreğimden
istemiyor seni hücrelerim
verdiklerin yetiyor canımı acıtmaya
çık umudumun yerinden
çık gözyaşlarımın içinden
git en derinlerimden
yüreğimden
bırak beni bana
beni umutlarıma
beni umutlandırma....

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:39 PM
Onada karısma be

Şu an ne düşündüğüm
Nede söylediklerimin
Bir anlamı var

Bu yürekte
Bu sensizlik de
bir tek sen varsın

Hadi oda olsun bana kâR

Tek bıraktıgın Umut

Onada karısma be

Yar................

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:39 PM
aşka dair

http://www.asksiirleri.net/Flash_dosyalar/gul.jpg (http://www.sevgiliye.com/)


aşka dair
http://www.asksiirleri.net/Flash_dosyalar/hh_fproj1.gif"İki kalp arasında en kısa yol:
Birbirine uzanmış ve zaman zaman
Ancak parmak uçlarıyla değebilen
İki kol.
Merdivenlerin oraya koşuyorum,
Beklemek gövde kazanması zamanın;
Çok erken gelmişim seni bulamıyorum,
Bir şeyin provası yapılıyor sanki.

Kuşlar toplanmış göçüyorlar
Keşke yalnız

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:39 PM
Yine yüreğimde sonbahar (http://www.forum.**********/showthread.php?t=265535)


Yine yüreğimde sonbahar
yaprak dökümü...!
dalından düşen her yaprağa uzun dalışlar
anılar, an'lar...
ve her bir yaprağı özel kılan
özde bıraktığı gülümseme...
kaç defa yaşar bir ömür hazan mevsimini?
ve kaç defa bulur gönül,
gönül eşini...!
galiba hazan mevsiminde bulunanlar
Belki de baharda...
hazan mevsimi de bir bahar
"Sonbahar"
daha sıkı sarılır insan bu zamanda
sevgiye
sevgiliye...
ilkbaharda değil de
sonbaharda daha değerlidir papatya
gibi...
son demde, son papatya!
hani kış mevsiminden önce kırlarda açan
yaban papatya!

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:40 PM
:..........:::.hanİ:::::::::......

Hani gözler yalan söylemezdi
sözler söylese bile
hani güneş hep doğardı
yağmur yağsa bile

hani beni hep sevecektin
ayrılık ölüm olsa bile
hani beraber ölecektik
ayrı düşsek bile

hani birşey ayıramazdı bizi
dünya karşımıza gelse bile
hani hep sevecektik birbirimizi
sonunda ölüm olsa bile

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:40 PM
SöyLeme..


Sokaklarda son buldum önce
Nasilsa buldun beni, bir gecede
Rüzgarlardan sordun sen öyle mi
Nasilsa buldun beni, söyleme

Kizgin bir sehir gibi gözlerin
Anlatmak cok zor bakma yüzüme

Yok artik gitmem lazim firtinalardan önce
Biraz uzun kalmisim ellerinde yüzünde...

Yamurlara saklanip önce
Sana eriyip, yagdim
Gizlice..

Sokaklara döküldüm önce
Nasilsa buldun beni bir gecede
Yamurlardan sordun sen öylemi
Nasilsa buldun beni, söyleme

Cikmaz bir sokak gibi gözlerin
Anlatmak cok zor bakma yüzüme..

Yok artik gitmem lazim firtinalardan önce
Bak artik hep yalnizim, söyleme...

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:40 PM
sahibiyim hüzünlerinin...
bir çiçekli baharda,
uzaklardan türkü sesleri geliyorken
ince ince kulaklarına,
baştan ayağı mutlu olduğun anlarından çok,
hüzünlendiğin zamanlarına
ortak olmak için varım.

herkes bulunur eğlencelerinde,
ve hep gülen yüzler vardır çevrende...
lakin güzel gözlerine
buğu çökmeyegörsün
yavru yüreciğinden yükselen...
dağılır bir duman gibi
insanlar,
ve ben dalarım gecene,
karanlıkta soluğuna ortak olmak için.
hüznünü
suyu emen sünger misali çekip,
gadanı gadam,belalarını belam belleyip te
senin gözyaşlarını,
miskin gözlerimden dökmek için...

gözyaşları ile düşeceğim
ruhunun derinlerine damla damla...
ve dirilteceğim yüreğini aşk şiirleri ile
sen yalnızlıktan tir tir titrerken...

_ALINTI_

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:40 PM
Çamurlar atsaydın az gelirdi kirletmen için

Çamurlar atsaydın az gelirdi kirletmen için,
Bırakıp gitseydin yetmezdi kahretmen için,
En güzel umutlarımı ziyan ettim sırf senin için,
Yanımdasın ama,
artık seni sevmiyorum..
Gönlüme bin kurşun sıktın başka gözlerle,
Hatıraların pas tuttu yalan sözlerinle,
Unutturdun saadeti sineye çektire çektire,
Çiçek dalından bir kere koparmış,
artık seni sevmiyorum..
Düzeni hep bu mudur dünyanın böyle!
Bıkmazdım ama bıktırdın en sonunda benide,
Günler geçti sevgimi öldürdün gönlümde,
Değiştirdin bütün renklerimi,
helal olsun artık seni sevmiyorum..

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:40 PM
Nasıl bir oyundu seninkisi

Seni anlıyamıyorum.,
Nasıl bir oyundu seninkisi.,
Sadece bir anlık duygularımı kaplıydı yüreğin
Yada geçmişin izlerini başkalarında silmek
Acıları dindirmek içinmidir sahte gülüşün
Her defasında açık bir kapı bırakarak
Yüreğimi daha fazla acıtmakmıydı niyetin
Belkide vicdanını rahatlatmaktı
Bana arada uğramaların,
Niye basittir ki bir erkeğin gözünde bir kadın,
Oysa o kadın seviyordur..!!!
Dile getiremesede içten sessizce sevmiştir,
Ve sevgisinden susmuştur
Sırf bu yüzden dir .,
Benim sana böle uzak oluşunu sormayışım
Ve yine yerden yere her vurduğunda
Umursamayışlarında suskunluklarım,
Artık bir ismin bile yok bu yürekte
Anladım ki sevgimi hak edicek kadar da diğilsin,
Vicdanını rahatlatmaya çalışma
Her gelişinde , her arayışında umutlanıyor yüreğim
Artık uzak dur..!!!hayatımdan nefes aldığım her yerden
Bende kaldı sevda sözlerin ,
İçime akan buğulu gözlerin , anıların

YÜREĞİMDEN SENİ ÇIKARTMASI ZOR OLUCAK BİLİYORUM....!!!YENİLDİM VAZGEÇTİM BENİ SEVMENDEN
BİL YETER BEN BİTTİM SENİ BEKLERKEN....
Seni geç anladım ,
geç kalmasaydım uzak tutardım
İlk gün ki gibi kendimi...

GEÇ ANLADIM , GEÇ KALDIM

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:40 PM
Ant olsun ki!

Ant olsun ki doğmaktan hiç vazgeçemeyen güneşe
Ve ant olsun, içimde hiç sönmeden beni yakan ateşe
Yüklendim ben sevdamın tüm acılarını
Saçalarının teli idam sehpamın ipi olsun
AsıldığımA gam yemem kırk bin kere ant olsun


Ki, kudreti elimde olsa Gülşenlerin
Bütün gülleri gözlerine sererim
Bir kere sorsalar yıldızlar
Işıklarını saclarına döksünler
Ve sorsalar gökkuşakları
Gözlerine çöksünler isterim

Ant olsun ki, tarih boyu yürekleri kuşatan aşklara
Ferhat’a Kerem’e mecnun’a
Ant olsun ki, Uğruna Kerem’in yandığı Aslı’ya
Ant olsun ki, Mecnun’u çöllere düşüren Leyla’ya
Ve ant olsun ki hasreti ortaya koyan fermana
Ahirliktir benim sevdam
“Ey ihanet!” Sen beni istediğin kadar ziyan et
Zahirliktir benim sevdam

Ant olsun ki
Ben acımı, gülde dil
Ben hasreti, çölüme gül
Ben sevdamı, yüreğime ödül saymışım…
Kaç kere yanarım ki daha,
Ya da kaç kere ölürüm?
Ant olsun ki!
Ben aşkımı sildiğim gün ölürüm!
Ötesi yok bilesin.
Ötesi yok.

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:40 PM
Gel...

Gidişinle başladı bu yalnızlık,bu hiçlik duygusu..
Belki bir başka bahardın sen,
Belki de imkansızlığın ta kendisiydin.


Bir gözlerin vardı, gözyaşım kaldı
Bir yüreğin vardı, hatıran kaldı
Bir sözlerin vardı, sitemim kaldı
Bir hayat aşkım vardı, gitti yarım kaldı

Herşeyi sende saklıyorum..avuçlarıma sığdırıyorum gecenin karanlığını..
Sen geliyorsun ya aklıma ışığım oluyorsun aniden...

Son bir acım vardı, o da sensiz kaldı
Ah bu canım güllere yandı, sensiz nefes aldı
Yar yalan değildi, bir rüya gibiydi
Bitti yüreğimde acısı kaldı

Gidişinle sessizleşiyor gece..
Yerini kör bir karanlığa bırakıyor.
Yüreğimde bıraktığın hüznün izini sürüyorum çaresiz,ürkek ve üzgün.
Gelsen keşke diyorum,yine gelsen..
Sevmemene bile razıyım..
Sen,yanımda ol yeter..
Gel..Yine de gelmiş olmak için gel..Böyle avuçlarıma sığdırma sensizliği!
Suskunluğun gölgesinde kalmama izin verme.Birşey söyle...
Bilinmezliklere yükleme hasretimi..

Dön; nasıl kimle nerdeysen
Dön; beni biraz sevdiysen
Dön; yüreğimde hasret, çaresiz kaldı.

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:40 PM
Seni Seviyorum

Hani bazen birşeyler söylemek isterya insan,
Kelimeler takılır boğazına.
Bir türlü söyleyemez anlatmak istediklerini,
Oysaki o kadar tekrarlamıştır kendi kendine
Onun sesini duyunca unutursun herşeyi.
Bazen şiirler bazende şarkılar yetişir imdadına,
Yada birşeyler yazarak anlatmak ister insan sevdiğini.
Bazen yıldızlara bakıp onu düşünürsün *******ce,
Onun yüzünü görmek sesini duymak istersin defalarca...
Ve her geçen gün onu bir parça daha özlersin
Ve her geçen gün biraz daha hırslanırsın
O sözleri söylemek için.
İşte bende isterdim o sözleri söylemeyi,
Öyle çok isterdimki gözlerine bakıpta...
SENİ SEVİYORUM demeyi.

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:41 PM
Sen Benimlesin

Eğer senin için gözyaşı döküyorsam,
Bu hâlâ, seni seviyorum demektir.
Ve devamlı seni düşünüyor yanıyorsam,
Özlemlerim ve aşkım, sana sevgilim.
Tutkularım çoğaldıysa, hasretinde,
Bil ki devamlı kalbimde ve seninleyim.
Unuttuğumu sandığımda bile aklımdaysan,
Bu içimde ki sevgi, ölmeyecek demektir.
Devamlı seni yaşıyorsam hayallerimle,
Seni yüreğimden atamıyacağım benimlesin.
Hep seni istiyorsam ilk gün ki gibi,
Ben kendimi sana adamışım sevgim sana.
Bu perişan gönlüm alışamadıysa sensizliğe.
Bir çare arıyor inan senin yoluna.
Üzüntüleri zevk edinip gülmeyi unuttuysam,
Sensiz hayatın hiç tadı yok benim için.
Gözlerimin yaşı kurumadıysa sevdiğim,
Bil ki kapım açık seni beklemekte.
Kurduğumuz hayaller bitti belki sen de.
Ama ben de yaşıyor aşkında sevginde.
Sen benimlesin yaşayacaksın ölümsüzlüğe.
Bir ümit ışığı görsem, o güzel gözlerinde.
Koşup geleceğim geçecek ömrüm seninle.

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:41 PM
Yüreğimin Bavulu

Yüreğimin bavulunu alıp gidiyorum...
Sevsekde çok... olmuyor işte
Aykırı düştük belkide sevdaya
Sorgulamadık hiç bazı şeyleri

Hata bu muydu yoksa?

Şu an yağmur yağıyor
Etraf buram buram toprak kokuyor
Yüreğimin valizine bu kokudan alıyorum
biraz...biraz yağmur damlası
Bu günden anı olsun bana
Susuşlarını da ver...
ne olursun!
Sesin bende hala.
Gidiyorum sevgili...gidiyoruz sevgili
Ayrı yollara, aynı duygularla
Kırık değil kalbim inan...
Yine aynı derinliği görüyorum
Gözlerinde...
Canım...
Öldürme beni tamam mı?
Kalbinde, gözlerinde ve aklında!
Sen hep aynı yerinde kalacaksın
Unutma...
Sana son sözüm,
Ben dualarımda bile seni
istemiştim
Varlığına hep şükür etmiştim
Senden, sevginden gurur duydum
Seni seviyorum
Gidiyorum...
Yüreğimin bavulunda
kokunla...susuşunla ve
gözlerinle gidiyorum
Ve biliyorum...
Seni anlarım, beni anlarsın
Ama ayrılığı Zor anlarız...

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:41 PM
ben bir geceye daha daldim aldim kalemimi elime

ben bir geceye daha daldim aldim kalemimi elime .....
yaziyorum sadece beni yaziyorum sadece kendimi......
duygularim yine kararmis yazilmayi bekliyor.....
kelimeler dökülüyor beyaz sayfalara.....
dolduruyor beyaz sayfalari .....
kimi zaman sessiz sessiz dökülüyor misralar dilimden......
kimi zaman gözyaslari kelimelere eslik ediyor......
kimi zaman yüregim konusuyor kalemimden önce......
iste yüregimin sesi bana yazdiriyor.....
ona kalem olmak kolay degil.......
kimi zaman sayfalar yetmiyor....kalemler tükeniyor.....
ama iste yine .....öyle bir geceye yelken acmisim.....
yüregime söz gecirmesi mümkün olmuyor.....
yine bu akan yaslar yüregimden akiyor......
yüregim yine bir yara aldi .......
yine hüzünlere daldi.....
yine özlemlere verdi kendini......
hergece oldugu gibi .....
yine eslesti hüzünleriyle yüregim......
yine aldi yildizlarida yanina gizlice yaslarda buldu kendini......
yine beyaz sayfalarda buldu kendini......
yine beyaz sayfalarda kayboldu......
yüregim yaniyor yüregim sizliyor......iste....
sayfalara gelde dök bu aciyi.....
kim anlar yüregimdeki yangindan .....
kim yagmur olup söndürür bu yangini ......
yine kendi gözyaslarim söndürür.....bendeki yangini

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:41 PM
Sen zaten bir rüya idin

İçine düştüğüm düş..

Ben seni ...sensiz de sevebiliyorum...
Teninsiz...
Kokunsuz...
Sıcaklığınsız...

Tenini ellemesem...
Seni koklamasam...
Sıcaklığını hissetmesem ne olur ...?

Ben seni ...sensiz de sevebiliyorum...
Gözlerinsiz...
Bedeninsiz...
Ellerinsiz...

Gözlerini görmesem...
Bedenine dokunmasam...
Ellerini tutmasam ne olur...?

Sen zaten bir rüya idin gözüm açıkken gördüğüm...
Bir düş' tün ki ... içinden düştüğüm ...
Yanımda olmasan ne olur ...?

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:41 PM
Seni sevmek yoktan gelen duyguları ayaklandırmak gibi

Seni sevmek yoktan gelen duyguları ayaklandırmak gibi… Yaşanması imkansız ne varsa
Hepsini yaşamış saymak gibi…
Seni sevmek hızlı koşmak
Ve yorulmamak gibi…
Soluklanmaya ihtiyaç duymadan
Mutluluğun doruğuna ulaşmak gibi…
Hiç sevemediğim şeyleri sırf sen diye kovalamak
Ve bundan heyecan duymak…
İşte varlığımın bütün pencereleri
Senin bana gelmenle açıldı…
Şimdi kader seni almaya çalışıyor benden
O soğukluğun eşliğinde
Bırakır mı seni bedenim
Ellerim,yüreğim?
Ölüm kimseye yakışmıyor sevdiğim,
Konduramıyorsun onun soğukluğunu,
Yüzüne bakmaya dahi kıyamadığına!
Bugün biraz daha solgun yüzün
Ama acılarını ardına sakladığın gülüşün hep aynı
“Doktor” dedin,ben kapıdan girerken
”Sakın söyleme ona,artık ağrılarımı dindirin, fişi çekin!” Yakışmaz sana sevdiğim,
O gözlerin kapanmasına nasıl dayanır yüreğim!
Doktor, gözleri dolu baktı gözlerime,
”O'nu kurtaracağım!”
Ümit miydi verdiği,
Yoksa ruhumun acısına eklediği bir yalan mı?
Her ne olursa olsun inandı kalbim olacaklara,
Güçlülüğümün en kuvvetlisini yaşattım sana,
Tek göz yaşı akıtmadım yanında,
Acıların ıstırap oldu bedenime
Ve böyle beş ay geçirdik seninle
Şimdi asıl tedaviyi yaşıyor ruhun,
İyileşen ellerin,ayakların,
Gözlerin,dudakların
Teşekkürlerin en güzelini sunuyor Yaradan'a
Ve tabi ki sözünü bir an olsun terk etmeyen
Minnetlerin en'lerine layık doktoruna!

Sen bunları yaşarken hiç vazgeçmedim ben


Durmadan aynı düşünceyi tekrarladı aklım
Uyurken bile kapanmasına dayanamadığım gözlerinin
Ölümün inanılmazlığını yaşamasına
O kadar çok zamanı vardı ki
“Erken daha!” dedim sana
“Beni bırakman için çok erken”
Her defasında sensizliğe yolculadığım
Ellerinle sildiğin yaşlarım
İlk kez utandı yanında
Hiç unutamam bu anı
Ve dediğin kelimeler
Asla unutulmaya layık değiller
“Merak etme sevdiğim,
Kapanana kadar sana aşkla bakacak gözlerim

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:41 PM
gülüşleri öpüşleri sana vermek için
sabahın gülüşünü gizledim
yıllarca taşıdım o güzelliği
bütün gülüşleri istedim hep
hiç kimseye bırakmamacasına
sabahın gülüşünü sakladım
herkesten gizledim güllerden bile
öpüşmesini istemedim göllerle güllerinn
kalınca bir duvar çektim aralarına
sabahın gülüşünü gizledim
bakmasınlar mutlu olmasınlar diye
perde çektim sabahlara canım
sindirmesinler koklamasınlar diye
sabahın gülüşünü gizledim
hep senin için sakladım gülüşleri
sana vermek için taşıdım onca bakışı
doyasıya gülesin diye
sabahların gülüşlerini sakladım
dans etsin bakışsın oynaşsın seninle
gülüşleri öpüşleri sana vermek için
sakladım sabahları canım...............

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:41 PM
Beni hasretin vurdu

Sendin düşlerimde gördüğüm
Beni hayata bağlayan
Gözlerimi kapadığımda hayaline daldığım
Güzel gözlerin vardı
Baktıkça umutlandığım
Herşeyim sendin benim
Yaşama sebebim aşkım birtanem

Artık yoksun düşlerimde
Umutlarımın tükendiği demdir şu an
Gözyaşlarım yanaklarımdan süzüldü
Kalbim parçalandı sanki
Beni ne hayat ne isimsiz duygular yenemedi
Ama gel gör ki işte hasretine yenildim

Sen gittin bilmediğim uzaklara
Hayat benim için artık durdu
Sanmaki kurşun yarası
Beni hasretin vurdu

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:41 PM
Anla artık anla beni!!!!!
Sana ne kadar değer verdiğimi!!!
Önemini!!yaklaşma bana kokunu içime çekmeme izin verme ve dokunma bana!!!1çünkü bana dokunduğun her saniye içim acıyor anlamıyorsun beni anlamayacaksın da!!!!!!
Ama ne olur ne olur dokunma bana!!!ne olur kokunu içime çekmeme izin verme!!!!umutlar sandalına bindirme beni tamda yeni inmişken!!!!
Ona daha yeni ,yeni güvenmişken yine ve daha yeni parçalarını birleştirmişken yapma bunu kalbime!!!!acı çekiyorum her söylediğin sözle , acı çekiyorum her sarıldığında çünkü sen benim en yakınımsın!!!!!!
Sen hiç bir zaman gerçeği esirgemeyeceğimsin!!!!!
İmkansızımsın!!!dokunma bana ne olur ve kokunu içime çekmeme izin verme!!!!!
Daha fazla yorma kalbimi daha yeni bir koşudan çıkmışken!!!!
İMKANSIZIMSIN!!!!
NE OLUR ORDA KAL!!!!!!!!VE KALBİMİ DAHA FAZLA ACITMA!!!!!!!!
DOKUNMA BANA VE KOKUNU İÇİME ÇEKMEME İZİN VERME!!!!!!!!!
Seni seviyorum!!!
Ve bundan asla vazgeçmicem!!!

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:41 PM
Gözlerimiyse hiç sorma

Akan kan,gözümden damlayan yaşla karışırken,sessizce izliyorum dışardan bu içler acısı kavuşmayı.
Ne tuhaf!!!Oysa kavuşacak olan bizdik,onlar değil...
Unufak oldu yüreğim.Ruhumda dolaşan kasvet yüreğime bulaştı,parçaladı,kanattı...
Söylesene,kan nasıl dursun artık damarlarımda?
Gözlerimiyse hiç sorma...Hançer saplandı onlara,akmasınlar mı?

Yaramda alınyazın var,yaşımdaysa adın...kirlet(n)me

Gidişler yorar sevdiğim,sözler üzer ve anılar...kirlenir
Sen sen ol,sevdiğim ol,kirlet(n)me

Ben akarım,kanarım...değmem sana
Değersem bulanır suyun,değersen kirlenir ruhum.Düşme peşine anılarımın,ağır gelir...
Yokluğunla perçinlenmiş günlerden elde kalan,sadece kahır...
Hele sitemleri,dilimin altında kalan sözcükleri sakın aklıma getirme...Yorulursun dinlerken,acırsın,sende kanarsın,kimbilir belki ağlarsın.
Yapma...gelme hatıraların üstüne,kirletmeyeceğim seni işte!

Son sözler,gidişler,yitirilişler kanatır sevdiğim...
Leke olur kalır,tenimde değdiğin
Aşkın hası kan olur,akıtır göz dediğin

Kandım,kanadım sana...
Ama hep sevdim
Yittim belki,ama sevdim
Gözden ıraktın belki,gönülden öte olmadın hiç
İnatla,olmazı olur yapmaya tutundum
Vuruldum,sustum,kan kustum
Yine kandım,yina kanadım
Ama hep sevdim...

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:42 PM
mahkumsan sonuca: carpildigin sonucundur

Sağlamasi yoktur aşkin
Sevdigin sürece carpansindir
Sayi değerin katlanir
Etkisiz elamandir askin
Eğer platoniksen
Esit değildir tüm esitsizlikler

Varamassin sonuca bir türlü
Ne negatifsindir ne pozitif
Ve sonuçsuzdur tüm sonuçlar
Cevaplar hep çıkmazdadırlar

Inanairsan...!
istedigin sonuc cikar belki
Anlam ifade etmeye baslar
Yazdigin tüm rakamlar
Nekadar uzasa da işlem
Ortak payda aşksa eğer
Reeldir tüm sonuçlar
Umut ettigin sürece birsindir
mahkumsan sonuca: carpildigin sonucundur...

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:42 PM
Bir Pozunda Dağıldı Yürek

Yüreğim kırık şimdi sana
Bir vesikalık pozun ardısıra
Kaç kez istedim vermedin ya
Yüreğim param parça

Bir pozundu yokluğunda sığınağım
Çılgın dalgalardan sonra limanım
Olur diye düşündüğüm..
Meğerse yanıldım

Bir yara bantıyım sanki
Yaralarına sarıp sarmalayıp
İşi bitince çekip çıkartılıp atıldım

Yara bantıda seni hiç tanımadım
Tüm yaralarıma sarmadım
Sadece sevdim
Çılgınlar gibiydim

Bir fotoğrafındı istediğim
Bir ufacık tebessüm
Gözlerinde düşündüğüm
Meğerse aldandım
Şimdi
Derin mavide fırtınalardayım

İstemem de artık
İstemem fotoğrafını
Tekke ,Türbe olsa yüz sürmem
Aşksız bir şehirim şimdi

Belki bir gün güler gerçek sevgi
İçimi dışımı vereceğim bir sevgili
Tutar ellerimi

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:42 PM
İstanbul'a Kar Yağıyordu

Yetmişdokuzun kışıydı
Sertti, soğuktu
İstanbul'a kar yağıyordu
Kömür yanıyordu sobalarda
*******i polisler, bekçiler oluyordu
Bir de biz oluyorduk
Ölümüne üşüyorduk ha,
Yalan yok, polisler de üşüyordu
Onaltı yaşındaydım
Herşeyi bükecek bileğim vardı
Onaltı yaşındaydım
Aslan gibi ortadaydım
Gündüzleri, okulda coğrafya defterimin arkasına
Senin için şiirler
*******i duvarlara ülkemi kurtarmak için
Kahrolsun yazacak kadar adamdım
Onaltı yaşındaydım
Ne senin haberin oluyordu şiirlerimden
Ne de birileri kahroluyordu
Mahalle duvarlarına çiziktirdiğim harflerimden
Onaltı yaşındaydım
Yalan yok
Ben yazmaya böyle başladım
Coğrafya defterim bir eskiciye kurban gitti
Duvarlarına yüreğimi bağırdığım o evler birer birer
Yıkıldı gitti
Şimdi güzel kağıtlara yazıyorum
Kocaman laflar ediyorum
Marşlar biliyordum
Kitaplar okuyordum
Koşarak ve ıslanmadan geçiyordum sulardan
İstanbul'u seviyordum
Seni seviyordum
Dualar öğreniyordum
Meydanlarda toplanıp bağırıyordum
Herkes gibiydim
Herkes kadar cesur
Herkes kadar korkak
Herkes kadar filinta delikanlı
Ve herkes kadar buralı
Yetmişdokuzun kışıydı
Sertti soğuktu
İstanbul'a kar yağıyordu
Ağzımızdan dumanlar çıkıyordu konuşurken
Haliç'in arkasında toplanıyorduk
Gece adamı içine çekiyordu
Biz geceyi içimize çekiyorduk
En güzel ben yazıyordum duvarlara yazıları
Herkes beni seviyordu
En güzel şiirleri de ben yazıyordum oysa
Coğrafya defterimin arkasına
Bunu kimse bilmiyordu
Sizin evin duvarına "kahrolsun" diye yazıyordum
Ve hızla kaçıyordum
Sizin evin duvarına birkez olsun
"Seni seviyorum" diye yazamadım
O zaman duvarlara öyle şeyler yazılmıyordu
Dedim ya
Yetmişdokuzun kışıydı
Sertti soğuktu
İstanbul'a kar yağıyordu



İbrahim Sadri
__________________

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:42 PM
Sen Üstüne Alın... Sen'e Yazdım...

Kurbanlarına ağıtlar yakan he-ce'lerin
iflahımı kanatır
dizgisinini azat, yazgısını berbât etmiş
şiirlerinde.
Okur, suç ortağın olurum!

Kaleminin her mesaîsi
cinaî bir intihar girişimidir;
seri cesetlere şık imzalar atar
sepya mürekkebin!

Haini tam da ihanetinden vuran kalibre
balistiği bile yanıltır, bilirsin...

Güdümlü çağrışımlar düşer yanaklarıma
timsahımın ağlamsı satırlarından.
Kıramam kalemini, kırdırmam!
Sus olmak düşer bana,
git lazımdır,
kal gelir...

Kepenklerini indirip tavanaranın
pusar, yalın bir duvar yazısı olurum:

"Hiçbir zaman öğrenilemez bir intiharın gerçek sebebi..
Herkes biraz kendini suçlar,
kendin hep diğerlerini...
"Evet, sizin kadar ben de istiyorum,
artık noktası konsun,
sırtımdaki kamburu köşeye kadar taşısın biri..
ve bir diğeri
lütfen şu zangocu durdursun!

Sen de artık öldürme!...
Senin günahlarında suçlanıyor kalemim,
senin günahlarında sebep buluyor
uykusuzluğum!
Su-su-yo-rum
Yazıya
ve
aşka...

....

_ALINTI_

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:42 PM
Can Yarım

Seni sevmekten vazgeçmiyorum
Sadece kadere razı oldum
Sevdamı kalbime gömüyorum
Can yarım çok iyi biliyorum
Gözlerin bir ömür boyu gökyüzüm olacak
Saçlarının kokusu baharda esen rüzgarlarla içime dolacak
Ellerin getirecek en güzel rüyaları serpecek *******ime
Bu sevda her daim can yarında olacak...
Seni sevmekten vazgeçmiyorum
Sadece mecburum ve gidiyorum
Bir başka ömrü tamamlayacağım
Kurduğum düşlerin boynu bükük kaldı can yarım
Kocaman bir sevda ağlıyor şu çaresiz halime
Kadere razı oldum
Bir başka kaderi yaşamaya gidiyorum
Bu sevdadan vazgeçmiyorum
Mecburum gidiyorum...
Seni bırakıp gidecek kadar çok seviyorum...

_ALINTI_

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:42 PM
ÇaĞirma Benİ

Yıkılmış viranlardan
Köhnemiş düşüncelerden
Diyar diyar gün sürmelerden
Dönüp ardına ansızın
Çağırma beni

Yokluğun varlığından
Susuzluğun çağlayanından
Açlığın kör tokluğundan
Yutkunup boşluğuna
Çağırma beni

Alın üstüne mor sarandan
Gül yüzünden dem tutandan
Vuslat vuslat diye yanmalardan
Düşüp önüme ansızın
Çağırma beni

Aşk derdinde sürünmelerden
Hasret yangınında tutuşmalardan
Sıyrılıp koynunda uyutmalardan
Yar yar diyip yanına
Çağırma beni

Yıllar yılı naçar aşkından yüreğim
Bir selamına bakar oldu gözlerim
Aşk sayıp gözü aç yangınını
Kanarken çıkmazında bileklerim
Göz süzüp süzüp zayıflığıma
Çağırma beni


"Tam öldün derken doğuşlarında, ben tekrar öldüm varlığında...
Bırak da artık sevdamı; hortlatma..!"


Gülcan Talay

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:42 PM
Ne zaman ayrIlIk saati gelse


En vazgecilmez yerinde yasamIn
Duysak ayak seslerini aksamIn
Ve sokaklardan elayak cekilse
Bir ürperti duyarIm o zaman
Seni cagIran sesi uzaklardan

Ne zaman ayrIlIk saati gelse
Bir gariplik cöker icime birden
Kalan tek anI gibi bir devirden
Durmadan calInIr o gamlI beste
Sanki birde o hazin öykümüzü
Bulutlar aglar kararIr gökyüzü

Ne zaman ayrIlIk saati gelse
Bir caresizligi anlatIr gibi
Birden degisir gözlerinin rengi
Mavi solar koyulasIr yesilse
SarInca ruhunu eski bir hüzün
Ucar gider pembeligi yüzünün

Ne zaman ayrIlIk saati gelse
Uzatsan özlemle dudaklarInI
Tüm agaclar döker yapraklarInI
Ne cicek kalIr ortada ne bahce
Sadece ugultusu o rüzgarIn
Ve bir umut kIrIntIsI:belki yarIn

Ne zaman ayrIlIk saati gelse
Bir fIrtIna cIkmIscasIna büyük
Icimdeki güllerin boynu bükük
Bir zaman kalIrIm öylece
Neden sonra gittigini anlarIm

Icimde güller aglar ben aglar

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:42 PM
Sus biraz...

Duydum şiir yazmış, şair olmuşsun
Önüne çıkanlar, ezilmiş biraz
Şöhrete tez varan, yolu bulmuşsun
Dilin ayarını, tuttursan biraz


Hece dememişsin, aruz dememiş
Bakmışsın tutmamış,serbest denemiş
Yıllarca şairun, seni beklemiş
Dev eserlerine, doyursan biraz


Aşkın en derini senden sorulur
Sitemin beteri, sende bulunur
Olsa olsa ancak, bana olunur
Zannettiğin aşktan,buyursan biraz


Kuşlar ve nebatat,sana benzermiş
Çiçekler diz kırıp, pirimiz dermiş
Bir gülüşün var ya ömre bedelmiş
Oysa senin yüzün, somurtkan biraz


En güzel besteler sana yapılmış
En içli güfteler sana yazılmış
Sanat camiası, görsün nasılmış?
Şöhreti tavana, sert vuran biraz


Beni taşıyamaz, çöker demişsin
Serveti yetişmez, biter demişsin
Ancak eldivenden, öper demişsin
Peşindeyim sanıp, oyalan biraz


Senle son alakam, bil ki bu şiir
Neler çektiğimi, bir Allah bilir
Gidersen git kızım, yenisi gelir
Madem beni yaktın, sende yan biraz


Sanma perişanım, küstükten beri
Al kalemi sende, göster hüneri
Atınca köprüyü dönülmez geri
Şiirlerle konuş, uzaktan biraz,

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:42 PM
Acele Aşk


Daha dün gördüm seni düşümde,
aşık oldum.
Uyandım, yoktun.
Uyumak istedim tekrar,
Olmadı.
Hepsi bu kadarmış demek.
Eh,
mutluluklar dilerim sana,
düşümde gördüğüm,
gördüğümü sandığım,
seni sandığım sana…

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:42 PM
Ne Çok Sevdİm Senİ Oysa...

Ne çok sevdim seni oysa...
Beni hayat oyunun bir perdesinde
Küçük bir figüran olarak görürken sen
Bilmiyordun ,
Sen benim hayatımdın...
Yediğim ekmek , içtiğim su,aldığım nefes ,
Yaşama sebebimdin benim...
Seninle güzeldi görmek ,
Senin sesini işitince güzeldi duymak,
Sana gelirken daha bir önemliydi yürüyebilmek,
Sana dokunamadığım için
Hiç bilmedim ,
Neydi bir tenin sıcaklığını hissetmek?
Ne çok sevdim seni oysa...
Bir yabancı gibi gelip geçerken kapından
Nerden bilecektin sen ,
Yaşarken cehennem azabı çekmek ne demek...
Kor kor yanan yüreğimle ,
Bakışlarından dökülen buz parçaları üzerinden yürüdüm
Sardım sarmaladım gizledim sevdamı
Sen görme , görüp de incitme diye...
Ne çok sevdim seni oysa...
Gel dediğin an , ölüm bir adım ötede ,
Sevda yanı başımdaydı benim için.
Ne sevmemi istedin , ne ölmemi uğrunda..
Oysa sen istemeden seven ben ,
Sevgisizliğinde öldüm ,
Öldüm ama öldürmedim sevdamı...
Ne çok sevdim seni oysa...
Kan gülleri dizdim sana gelen yollara
Dikenlerini ezdim geçtim de
Vazgeçmedim , yüz çevirmedim sevdama...
Candın , kandın , güneştin , ay’ dın ,
Havam , suyum , toprağım ,
Yaşamaya dair ne varsa hepsi sendin..
Yaşatmadın...
Ne çok sevdim seni oysa...

_ALINTI_

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:42 PM
Bana sarf ettigi sözler büyük günah

GIT
GIT!
Yanimda gecirdigin her dakika bize haram!!!
SUS!
Bana sarf ettigi sözler büyük günah!!!
BAKMA!
Gözlerime baktigin herher an büyük bir azap!!!
DOKUNMA!
Elimi tuttugun her dokunus, bir ciglik!!!
AGLAMA!
Gözlerinden akan her yas, bir yangin kalbime!
GÜL!
Gülüsünü seyretmek bensiz mutlu olabildigini görmek,
hem bir sewinc icimde,
hemde yasarken öldügümü seyredebilmek

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:43 PM
Oyuncak kırıkları Kalp kırıkları

Sadece, biraz daha sıkı sarılmak istiyorum…
Kemiklerini kırana kadar, içime sığdırana kadar…
Kalp atışlarımı, ebediyen durdurana kadar
Sadece sarılmak istiyorum,
Bir olana kadar…

Kararmıyor *******, gündüzler de aydınlık sayılmaz,
Ne zaman uykuya tutunsam,
Karışır gündüzüm gecem…
Tek bilmek istediğim bu değil kızıl toprak,
Ufuk çizgisini, silmeyi başarsak,
Tamamen…
Uçabilir miydim?
Gök yere inse,
Ya da yer gök bilinmese…
Bir dudağı yerde,
Bir dudağı gökte mi olurduk?

Mavi gecelikli martılarım vardı ya uykuyla tanışmadan önce,
Buluttan kafeslerde,
Denizden yorganı çekip alev sırtına,
Bir sahilin yanışına, tanık oldu mu hiç ellerindeki kar tanesi?

Sadece,
Sadece biraz daha sıkı sarılmak istiyorum,
İçimdeki nefese…
Alıp, dışıma koymak,
Tanışmak…
Biraz da tartışmak geçmişe dair zaman aralıklarında…

Ağlamak…
Ağlama…
Ağla…

Ruh sahnenin, müdavimini hatırla…

Bir çocuk vardı ya,
Gözleri bahar sevinci,
Minik avuçlarında insan sevgisi…
Biraz kırgın, biraz da meraklı
Hayata dair bildikleri sınırlı,
Çok sınırlı…
Annesi, babası,
Pamuk şekerleri, oyuncak ayısı…
Anneannesinin tavukları…
Ana haber bültenindeki, gözlüklü kadın,
Haber olan yorgun adam…

Kırıkları…
Oyuncak kırıkları
Kalp kırıkları…

Sadece sarılmak,
Biraz daha sıkı sarılmak istiyorum yastığıma,
Rüyasız bir gece, aralamalı kapısını ve içeri usulca girmeliyim…
Kan akmasın ırmaklarımdan,
İrin kokmasın insan nefesleri,
Sesleri…
Çığlık sesleri olmasın…

Sarılmak,
Sadece sarılmak…
Kendime…

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:43 PM
Beynime çakılısın bir resim gibi

Neden sensizlik duygusu hapsediyor beni kapkaranlık odalara
Neyi bekliyorum gelmeyeceğini bilerek umutsuzca
Neden yağmurlar yıkıyor güçsüz yıpranmış bedenimi
Neden yalnızlık savuruyor uzaklara bembeyaz hayallerimi
Ayrılık solduruyor sevgi çiçeklerimi
Beynime çakılısın bir resim gibi
Neden bütün yollarım çıkıyor sana
Neden âşık olamıyorum bir başkasına
Bilemiyorum
Sanma ki ben sensiz yaşıyorum
Bir türlü seni kalbimden silip atamıyorum

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:43 PM
Konusurken suratın nasıldır

Kelimelerini gordugum, cumlelerinden vurgularını tahmin etmeye calıstıgım,
orda olup yazdıklarımı okuduguna, beni anladıgına inandıgım sen.
Konusurken suratın nasıldır, elini oynatır mısın?
Dokunur musun konustugun kisiye? Ya mimiklerin?
Bakamadıgım gozlerinin rengi ne?
Sen de merak ediyor musun yuzumun konusurken ki halini?
Konusurken gozlerine bakarım karsımdakinin, sagır degilim ama
dudak okumayı severim ben.
Bilebilir misin tum bunları?....Sanmıyorum
Peki nedir ikimizi bu denli yakınlastıran?
Gormedigimde ozlettiren seni?
Saatlerce yazıstıgım, gulmekten sandelyeden dusecegimi
hissettigim, hayatımın en gizli yerlerini paylastıgım sen kimsin?
Nedir seni bu denli ozel kılan?
Kelimelerce herkes guzel galiba.
Kelimeler zırh gibi.Kelimeler sıgınak.
Daha kolay ifade edebiliyoruz kendimizi.
Yuzleri gormeyince daha yakın, daha mı insan oluyoruz yoksa?
Sana kelimelerle ulasırken daha mı açık oluyorum?
Kavga ederken kelimeler daha mı aslan kesilmene neden oluyor?
Nedir sana guvenmeme sebep?
Kelimelerin yeterlimi seni hayatıma sokmama, ozlememe...
Seni gordugumde sevinmeme...
Gideceginde ‘gitme’ dedirten, ‘dur daha konusacaklarımız var’
dedirten ne bana?
Gittiginde ekranda kalakalmamı saglayan ne?
Kabullensem sanallıgını, gerçek yasantıma gecirmesem,
gercek anlara sokmasam seni...
Olmuyor, yapamıyorum...Nasıl silebilirim ki seni?
Sevincimi, uzuntumu paylasmak icin sabırsızlandıgım...
Beni sevmenden , benim seni sevmemden nasıl vazgecebilirim?
Kelimelerce herkes guzel...
Gercek ya da sanal...

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:43 PM
Her takvim yaprağını koparışımda biraz daha yaşlanıyor ruhum

Biliyorum artık..
Çaresiz kalıyorum konu seni unutmak olunca..
Böyle zor olduğunu düşünmemiştim..Bu yoktu hesapta...
Her takvim yaprağını koparışımda biraz daha yaşlanıyor ruhum..
Biraz daha umutsuz oluyorum..
Bukadar ağır olmamalıydı bedeli seni sevmenin..
Acıyan gözlere maruz kalmamalıydım..
Olur Olmaz düşüncelerim olmamalıydı..
Gün gelirde yüzümdeki mutluluk maskesi düşecek diye korkuyorum..
Yoruldum artık bu yolda yürümekten..
Aynı hayalleri kurmaktan..
Sende takılı kalmaktan..
Sensiz seni yaşamaktan..
Yoruldum..


Her zorluğa karşı koyabildim..
Her duvarı yıktım ama sende aciz kalıyorum..
Geç kalmış sözler neye yarar ki..
Söylesemde ne değişecek..
Sen mutlu(!) yuvandayken sana bu sözlerim anlamsız gelecek nasılsa.
Varsın benimde hayatım seni özlemekle tükensin..
Varsın yokluğunun acısı içimi yaksın..
Varsın Olsun be Güzelim..
İtirazım olmaz yuvanda mutluysan..

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:43 PM
İhanetinin bedeli bumuydu kadınım

İhanetinin bedeli bumuydu kadınım?
Boş bir masa ve boş bir kadeh...

Hiç sevmedim asLında,dudakLarımın değdiği bedenLeri..
Ellerim sen kokarken...

BiLemedin sen içimdeki voLkanLarı..KâbusLarı mı..
SebepLenme..işte kimsesizim sensizim, pişmanım!kadınım.

İçleniyorum, kadınım!kızıyorum içimdeki Ses`e ve Sana.
Pişmanlıktan bahsederken, yarım kalmış herşeye ve bana..

Kadınım! koLay değiL sızıLarım..Tenim haLa sen kokuyor,sesim haLa titrek..
Ah be kadınım!sevdim seni!Hemde sessizLiğinLe sevdim..

Ben hiç bu denLi seviLmedim kadınım!!Hiç gözyaşıma dokunmadı kimliksizLer..
Aşkın muhasebesini, yapamadım..Sorma neden diye! Sadece sus!
Sevdim kadınım seni..

Oysa ki sen atmıştın AŞK'ın tohumlarını yüreğime..
Yine sen çiğnedin onları filizlenmesin diye..
Tek bir şey sormalı aslında sana..
İhanet kaç zamanlık, ihanet kaç kişilik?..
Ya da neden bu iğrençlik,niye?..
Anlam veremedim ben`e, sen`e..
Ve noktayı koydum yüreğime..

İmzanı attın İHANET'inle.
İzi kaldı yüreğimde..

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:43 PM
Bu puslu gecenin köründe gitme nolur,
Böyle çaresiz, mecalsiz, sensiz bırakıp gitme.
Bak açtım işte yüreğimi sonuna kadar
Döktüm içinde gam, keder, tasa nevarsa
Bi seni bıraktım geriye...
Gitme...Bölesi yetimliğe dayanamam gitme...

Sende başını alıp gitme neolur... ne olur tut ellerimi
Hayatta hiç birşeyim azalmadı senin kadar,
Ve hiç kimseyi özlemedim seni özlediğim kadar
Sende başını alıp gitme ne olur...

Çıkma o beyaz kapıdan gitme...
Aldanma beyazlığına inan ardı kapkara.
Üzerler seni, yorulursun, düşer, kanarsın gitme.
Bilirsin acırsa canın iki kat acırım gitme.
Böle yara bere, bi çare bırakma gitme

Sende başını alıp gitme neolur... ne olur tut ellerimi
Hayatta hiç birşeyim azalmadı senin kadar,
Ve hiç kimseyi özlemedim seni özlediğim kadar
Sende başını alıp gitme ne olur...


Hayat akmaz ki sensiz gitme;
Zaman geçmez ecel bile gelmez gitme.
Yürekse yürek, ömürse ömür al vereyim ama gitme.
Ellerim titrek, yüreğim kavrulur sensiz
Koskoca bi sonsuzluğa itersin beni gitme.

Sende başını alıp gitme neolur... ne olur tut ellerimi
Hayatta hiç birşeyim azalmadı senin kadar,
Ve hiç kimseyi özlemedim seni özlediğim kadar
Sende başını alıp gitme ne olur...

O zaman al şarkılarımızı, şiirlerimizi götür
Ama geri ver bana beni; yiten zamanımı
Hadi ver bana senin için harcadığım ömrümü.
Yapa bilirsen git... Alabildiğine yollar senin...
(Ama yine de gitme nolur)

Sende başını alıp gitme neolur... ne olur tut ellerimi
Hayatta hiç birşeyim azalmadı senin kadar,
Ve hiç kimseyi özlemedim seni özlediğim kadar
Sende başını alıp gitme ne olur...
Ahhh ne olur...

alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:43 PM
bir tebessüm varmı uzak diyarlarda,
gülünü eline alınca dikeninden korkmadan tutabilen,
seviyorum derken,sevilmeyide bilen,
sefayı çekerken cefasındada durabilen..

ölüm olsa yolunda koşabilen
hani mecnuna kavuşmak için engelde durabilen hani
ferhat için dağları delen
varmı???

yok o aşklar dünlerde kaldı
bu dünya vefasızlarla taştı..

şimdi bir sevdayı bulmak.
uzayda nefes almak;
denizde ateş yakmak
karada balıklarla oynamak..
şimdi sevda yalanla yaşamak..


sevda artık olmuş dünyada zulum..
anlamı kalmış birtek gülüm.
oda benim için ölüm...
seni orada bekliyorum cennet gözlümmm...!!!!!!

alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:44 PM
bir sesle irkildim yerimden.
artık benimsin diyordu alamaz seni kimse elimden
korktum ve kaçtım
arkama bakmadan deli gibi koşarcasına
hiç soluk almadan umutsuzca
sonra yoruldum.
dinlenmek istedim,
o an karşıma çıkan çeşme başında.
bir su içeyim dedim
ama nafile çeşmenin suyuda kesilmişti,
neyse nefes alıyorum ya bu bile yeterli,
havada güneşli bir gün,
nefes bile zor alınıyor.
ama ben yenilmemeliydim kaçmalıyımdım
koşarak olmasada yürüyerek aşmalıydım.
azimliyim ben yaparım.
ve devam ettim.
taki o çakıl taşı takılana kadar ayağıma.
düştüm...
yerden kalkamadım ve daldım;;

rüyamda geri dönmüşüm
kovalayanmış benim eğlenmem gülüşüm.
kaçtığım o sevdaymış benim ödülüm.

uyandığım da;
artık dünya çok uzaklarda
ben ahiretin yollarında
ve dünyadaki tek hatıra
o son gördüğüm rüyaaaa......!!!!!!

alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:44 PM
sevgi sustu sen tekrar dinlemeye hazır olana dek!!

ben küçük bir maviydim ellerinde
öyle sanmıştım ya da
sanmak(?) oysa inanmıştım, inandırmıştın
son yenilenilişiydi kalbimin öyle istemiştim
sen de öyle istemiştin ya da öyle söylemiştin
oysa son yenilişiymiş söylemişsin fark etmemişim
son kez mavi aktı göz yaşlarım bu gün seni yeniden görünce
sen gökyüzü kadar maviydin yine
gökyüzü kadar uzaktın...mavi ve uzak...
ama her zaman göyüzü gibi sonsuz olacaksın

susturdun yüreğimin hiç başlamayan çığlıklarını
sana içimdeki seni hiç anlatmamıştım
ama sen bıkmışsın anlatmamdan
sustum şimdi sonsuza dek
sen hiç duymayacaksın hiç anlamayacaksın
hiç söylemeyeceğim
içimdeki sevgi sustu sen tekrar dinlemeye hazır olana dek
belki bu yazıyı okuyunca yeniden dinlersin beni
ama hiç okumayacaksın ki...
biliyorum okumayacaksın bakmayacaksın...

bana hoşça kal demiştin ya
hoş kalamadım...
sensiz hoş olunmuyormuş...

seni her gün gökyüzünün mavisine görüyorum gözyaşlarımla
her gece geri geliyorsun maviye boyadığım duvarlarımdan bana


alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:44 PM
Gamsız Hayat...

Sormayın neden bu durgunluğum…
Görmeden kuytu yaralarımı…
Sormayın neden bu huysuzluğum…
Bilmeden saklı duygularımı…

Uzaklara dalmış, nereye baktığını bilmeden izliyor dört bir yanını…
Seyrediyorum yüzünü, ellerini ve belki de dışa vurulmamış tüm kırgınlıklarını…
Hüzüne kapılmış bedeni…Öyle ki gözlerinden görüyorum yüreğindeki bulutları…

Çok mu dertsiz duruyorum uzaktan bakınca ?
Çok mu kalender sandınız dert anlatmayınca ?

Göz göze geldik aniden…Baktı ve sıcacık güldü…
Biraz korkak, biraz acı yaşlar süzüldü gözlerimden… İçim acıdı diyemedim…
Kala kaldım öylece… Tanımadığım bir yüze ‘yüreği’ kadar yakınım şimdi…
Gözlerinden görüyorum yüreğini…Titriyor içim…

Sanmayın biter bu durgunluğum…
Sarmadan kuytu yaralarımı…
Sanmayın biter bu huysuzluğum…
Açmadan saklı duygularımı…

Belki de tüm duyguları, acıtan gülüşlerinde saklı…Belki de bir bir hapsetti gözyaşlarını yüreğinin en ücra köşesine…Bilmiyorum ! Sadece gözlerinden çekiyorum acısını…Öyle ki ağlamak istiyorum delirircesine…

Çok mu güçsüz duruyorum derdimi paylaşınca ?
Çok mu çaresiz dersiniz dertten ağlayınca ?

Korkuları anlaşılmazlığa dair…Sustukça acıyor her bir yanı…Dökülmüyor gözyaşları da kelimeleri gibi..Öyle ki gözlerinde gizli suskunluğu...

Gamsız hayat, herkese başka sunar garip oyunlarını…
Gamsız hayat, herkese başka kurar kahpe tuzaklarını…
Gamsız hayat, herkese başka sorar geçmi hesaplarını…
Gamsız hayat, herkesi başka yorar görmez gözünün yanı…

Kimbilir, hayatın hangi durağında yitirdi benliğini…
Bilmiyorum…
Hissetmiyorum…
Görmüyorum…
Kapadım gözlerimi…
İçim acıyor …

alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:44 PM
Biliyor musun sevgili?
Seni her düşünmem
Bir gül açtırmalıyken içimde
Bulutlar aşk mavisine,
Rüzgârlar melteme dönmeliyken
Hayalinle şenlenmeliyken yüreğim
Tarifsiz bir fırtına başlıyor nedense içimde
İstanbul ağlıyor benimle
Sen, gözyaşı oluyorsun gözlerimde

İşte o vurgun saatlerimde
Yokluğun işleniyor gözlerime
İşleniyor da…
Ya yorgun düşüyorum
Ya ela mermiler vuruyor beni
Gecenin orta yerinde

En çok bildiğim şey
Haddim olduğu halde
Haddimi aşıyorum
Aşıyorum da,
Ölümü arıyor gözlerim
Sensizlik yüreğime her düştüğünde

İşte o vurgun saatlerimde
Kalem yapışıyor elime
Hüzün bıkıyor mısralara düşmekten
Oysa en iyi sen bilirsin
En çok sevdiğim şeydi gülmek
Ve en çok sevdiğim şeydi
Yaşamı, ilmek, ilmek örmek
Ya, attığım düğümler bozuluyor şimdilerde
Ya da mutluluk denen sihir kayboldu gidişinle
Neşeler yakışmıyor artık dilime
Susuyorum…
Karışıyorum;
Vurgun saatlerimin rengine
Karışıyorum da,
Kimseler bilmiyor,
Kimseler görmüyor hüznümün rengini
Bir hüzün deryasında boğuluyorum her gece…


İhsan TURHAN

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:44 PM
Gel..


Ey düzenbaz dünya!..

Sen anılarımın siyah gölgesi,

Yağmur ol yağ yaralarıma…

Karanlıklarıma güneşlerinle gel…

Kaybettiklerim aldıklarımın terazisinde ağır

Lal toprağıma …

Yağmalamadan aşağılamadan gel..

Zamanın en ketre gecesine kalmadan

Çarmıha germeden umutlarımı,

Elinde taze fidanlarla gel..

Yangın yeri yüreğime ,bir hoş seda Nezih le gel

Gel,

Gülümserken vurgunluğuna,

Güller, karanfil, krizantemlerle gel!..

Kaldırım yosması kadar kanayan yüreğe,

Mutluluğa ak pak duygularla gel...

Gelde ,

Öpüşler gülüşler sonsuz sevişler olsun

Siyahıma beyazlıklarla gel…..

Gel,gel hadi gelsene

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:44 PM
mahkumsan sonuca: carpildigin sonucundur

Sağlamasi yoktur aşkin
Sevdigin sürece carpansindir
Sayi değerin katlanir
Etkisiz elamandir askin
Eğer platoniksen
Esit değildir tüm esitsizlikler

Varamassin sonuca bir türlü
Ne negatifsindir ne pozitif
Ve sonuçsuzdur tüm sonuçlar
Cevaplar hep çıkmazdadırlar

Inanairsan...!
istedigin sonuc cikar belki
Anlam ifade etmeye baslar
Yazdigin tüm rakamlar
Nekadar uzasa da işlem
Ortak payda aşksa eğer
Reeldir tüm sonuçlar
Umut ettigin sürece birsindir
mahkumsan sonuca: carpildigin sonucundur...
__________________

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:44 PM
Bir Pozunda Dağıldı Yürek


Yüreğim kırık şimdi sana
Bir vesikalık pozun ardısıra
Kaç kez istedim vermedin ya
Yüreğim param parça

Bir pozundu yokluğunda sığınağım
Çılgın dalgalardan sonra limanım
Olur diye düşündüğüm..
Meğerse yanıldım

Bir yara bantıyım sanki
Yaralarına sarıp sarmalayıp
İşi bitince çekip çıkartılıp atıldım

Yara bantıda seni hiç tanımadım
Tüm yaralarıma sarmadım
Sadece sevdim
Çılgınlar gibiydim

Bir fotoğrafındı istediğim
Bir ufacık tebessüm
Gözlerinde düşündüğüm
Meğerse aldandım
Şimdi
Derin mavide fırtınalardayım

İstemem de artık
İstemem fotoğrafını
Tekke ,Türbe olsa yüz sürmem
Aşksız bir şehirim şimdi

Belki bir gün güler gerçek sevgi
İçimi dışımı vereceğim bir sevgili
Tutar ellerimi

_ALINTI_

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:44 PM
İstanbul'a Kar Yağıyordu


İstanbul'a Kar Yağıyordu

Yetmişdokuzun kışıydı
Sertti, soğuktu
İstanbul'a kar yağıyordu
Kömür yanıyordu sobalarda
*******i polisler, bekçiler oluyordu
Bir de biz oluyorduk
Ölümüne üşüyorduk ha,
Yalan yok, polisler de üşüyordu
Onaltı yaşındaydım
Herşeyi bükecek bileğim vardı
Onaltı yaşındaydım
Aslan gibi ortadaydım
Gündüzleri, okulda coğrafya defterimin arkasına
Senin için şiirler
*******i duvarlara ülkemi kurtarmak için
Kahrolsun yazacak kadar adamdım
Onaltı yaşındaydım
Ne senin haberin oluyordu şiirlerimden
Ne de birileri kahroluyordu
Mahalle duvarlarına çiziktirdiğim harflerimden
Onaltı yaşındaydım
Yalan yok
Ben yazmaya böyle başladım
Coğrafya defterim bir eskiciye kurban gitti
Duvarlarına yüreğimi bağırdığım o evler birer birer
Yıkıldı gitti
Şimdi güzel kağıtlara yazıyorum
Kocaman laflar ediyorum
Marşlar biliyordum
Kitaplar okuyordum
Koşarak ve ıslanmadan geçiyordum sulardan
İstanbul'u seviyordum
Seni seviyordum
Dualar öğreniyordum
Meydanlarda toplanıp bağırıyordum
Herkes gibiydim
Herkes kadar cesur
Herkes kadar korkak
Herkes kadar filinta delikanlı
Ve herkes kadar buralı
Yetmişdokuzun kışıydı
Sertti soğuktu
İstanbul'a kar yağıyordu
Ağzımızdan dumanlar çıkıyordu konuşurken
Haliç'in arkasında toplanıyorduk
Gece adamı içine çekiyordu
Biz geceyi içimize çekiyorduk
En güzel ben yazıyordum duvarlara yazıları
Herkes beni seviyordu
En güzel şiirleri de ben yazıyordum oysa
Coğrafya defterimin arkasına
Bunu kimse bilmiyordu
Sizin evin duvarına "kahrolsun" diye yazıyordum
Ve hızla kaçıyordum
Sizin evin duvarına birkez olsun
"Seni seviyorum" diye yazamadım
O zaman duvarlara öyle şeyler yazılmıyordu
Dedim ya
Yetmişdokuzun kışıydı
Sertti soğuktu
İstanbul'a kar yağıyordu



İbrahim Sadri
__________________

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:44 PM
Sen Üstüne Alın... Sen'e Yazdım...


Kurbanlarına ağıtlar yakan he-ce'lerin
iflahımı kanatır
dizgisinini azat, yazgısını berbât etmiş
şiirlerinde.
Okur, suç ortağın olurum!

Kaleminin her mesaîsi
cinaî bir intihar girişimidir;
seri cesetlere şık imzalar atar
sepya mürekkebin!

Haini tam da ihanetinden vuran kalibre
balistiği bile yanıltır, bilirsin...

Güdümlü çağrışımlar düşer yanaklarıma
timsahımın ağlamsı satırlarından.
Kıramam kalemini, kırdırmam!
Sus olmak düşer bana,
git lazımdır,
kal gelir...

Kepenklerini indirip tavanaranın
pusar, yalın bir duvar yazısı olurum:

"Hiçbir zaman öğrenilemez bir intiharın gerçek sebebi..
Herkes biraz kendini suçlar,
kendin hep diğerlerini...
"Evet, sizin kadar ben de istiyorum,
artık noktası konsun,
sırtımdaki kamburu köşeye kadar taşısın biri..
ve bir diğeri
lütfen şu zangocu durdursun!

Sen de artık öldürme!...
Senin günahlarında suçlanıyor kalemim,
senin günahlarında sebep buluyor
uykusuzluğum!
Su-su-yo-rum
Yazıya
ve
aşka...

....

_ALINTI_

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:45 PM
Can Yarım

Seni sevmekten vazgeçmiyorum
Sadece kadere razı oldum
Sevdamı kalbime gömüyorum
Can yarım çok iyi biliyorum
Gözlerin bir ömür boyu gökyüzüm olacak
Saçlarının kokusu baharda esen rüzgarlarla içime dolacak
Ellerin getirecek en güzel rüyaları serpecek *******ime
Bu sevda her daim can yarında olacak...
Seni sevmekten vazgeçmiyorum
Sadece mecburum ve gidiyorum
Bir başka ömrü tamamlayacağım
Kurduğum düşlerin boynu bükük kaldı can yarım
Kocaman bir sevda ağlıyor şu çaresiz halime
Kadere razı oldum
Bir başka kaderi yaşamaya gidiyorum
Bu sevdadan vazgeçmiyorum
Mecburum gidiyorum...
Seni bırakıp gidecek kadar çok seviyorum...

_ALINTI_

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:45 PM
ÇaĞirma Benİ


Yıkılmış viranlardan
Köhnemiş düşüncelerden
Diyar diyar gün sürmelerden
Dönüp ardına ansızın
Çağırma beni

Yokluğun varlığından
Susuzluğun çağlayanından
Açlığın kör tokluğundan
Yutkunup boşluğuna
Çağırma beni

Alın üstüne mor sarandan
Gül yüzünden dem tutandan
Vuslat vuslat diye yanmalardan
Düşüp önüme ansızın
Çağırma beni

Aşk derdinde sürünmelerden
Hasret yangınında tutuşmalardan
Sıyrılıp koynunda uyutmalardan
Yar yar diyip yanına
Çağırma beni

Yıllar yılı naçar aşkından yüreğim
Bir selamına bakar oldu gözlerim
Aşk sayıp gözü aç yangınını
Kanarken çıkmazında bileklerim
Göz süzüp süzüp zayıflığıma
Çağırma beni


"Tam öldün derken doğuşlarında, ben tekrar öldüm varlığında...
Bırak da artık sevdamı; hortlatma..!"


Gülcan Talay

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:45 PM
Ne zaman ayrIlIk saati gelse


Ne zaman ayrIlIk saati gelse


En vazgecilmez yerinde yasamIn
Duysak ayak seslerini aksamIn
Ve sokaklardan elayak cekilse
Bir ürperti duyarIm o zaman
Seni cagIran sesi uzaklardan

Ne zaman ayrIlIk saati gelse
Bir gariplik cöker icime birden
Kalan tek anI gibi bir devirden
Durmadan calInIr o gamlI beste
Sanki birde o hazin öykümüzü
Bulutlar aglar kararIr gökyüzü

Ne zaman ayrIlIk saati gelse
Bir caresizligi anlatIr gibi
Birden degisir gözlerinin rengi
Mavi solar koyulasIr yesilse
SarInca ruhunu eski bir hüzün
Ucar gider pembeligi yüzünün

Ne zaman ayrIlIk saati gelse
Uzatsan özlemle dudaklarInI
Tüm agaclar döker yapraklarInI
Ne cicek kalIr ortada ne bahce
Sadece ugultusu o rüzgarIn
Ve bir umut kIrIntIsI:belki yarIn

Ne zaman ayrIlIk saati gelse
Bir fIrtIna cIkmIscasIna büyük
Icimdeki güllerin boynu bükük
Bir zaman kalIrIm öylece
Neden sonra gittigini anlarIm

Icimde güller aglar ben aglar

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:45 PM
Sus biraz...


Duydum şiir yazmış, şair olmuşsun
Önüne çıkanlar, ezilmiş biraz
Şöhrete tez varan, yolu bulmuşsun
Dilin ayarını, tuttursan biraz


Hece dememişsin, aruz dememiş
Bakmışsın tutmamış,serbest denemiş
Yıllarca şairun, seni beklemiş
Dev eserlerine, doyursan biraz


Aşkın en derini senden sorulur
Sitemin beteri, sende bulunur
Olsa olsa ancak, bana olunur
Zannettiğin aşktan,buyursan biraz


Kuşlar ve nebatat,sana benzermiş
Çiçekler diz kırıp, pirimiz dermiş
Bir gülüşün var ya ömre bedelmiş
Oysa senin yüzün, somurtkan biraz


En güzel besteler sana yapılmış
En içli güfteler sana yazılmış
Sanat camiası, görsün nasılmış?
Şöhreti tavana, sert vuran biraz


Beni taşıyamaz, çöker demişsin
Serveti yetişmez, biter demişsin
Ancak eldivenden, öper demişsin
Peşindeyim sanıp, oyalan biraz


Senle son alakam, bil ki bu şiir
Neler çektiğimi, bir Allah bilir
Gidersen git kızım, yenisi gelir
Madem beni yaktın, sende yan biraz


Sanma perişanım, küstükten beri
Al kalemi sende, göster hüneri
Atınca köprüyü dönülmez geri
Şiirlerle konuş, uzaktan biraz,

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:45 PM
Acele Aşk


Daha dün gördüm seni düşümde,
aşık oldum.
Uyandım, yoktun.
Uyumak istedim tekrar,
Olmadı.
Hepsi bu kadarmış demek.
Eh,
mutluluklar dilerim sana,
düşümde gördüğüm,
gördüğümü sandığım,
seni sandığım sana…

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:45 PM
Ne Çok Sevdİm Senİ Oysa...


Ne çok sevdim seni oysa...
Beni hayat oyunun bir perdesinde
Küçük bir figüran olarak görürken sen
Bilmiyordun ,
Sen benim hayatımdın...
Yediğim ekmek , içtiğim su,aldığım nefes ,
Yaşama sebebimdin benim...
Seninle güzeldi görmek ,
Senin sesini işitince güzeldi duymak,
Sana gelirken daha bir önemliydi yürüyebilmek,
Sana dokunamadığım için
Hiç bilmedim ,
Neydi bir tenin sıcaklığını hissetmek?
Ne çok sevdim seni oysa...
Bir yabancı gibi gelip geçerken kapından
Nerden bilecektin sen ,
Yaşarken cehennem azabı çekmek ne demek...
Kor kor yanan yüreğimle ,
Bakışlarından dökülen buz parçaları üzerinden yürüdüm
Sardım sarmaladım gizledim sevdamı
Sen görme , görüp de incitme diye...
Ne çok sevdim seni oysa...
Gel dediğin an , ölüm bir adım ötede ,
Sevda yanı başımdaydı benim için.
Ne sevmemi istedin , ne ölmemi uğrunda..
Oysa sen istemeden seven ben ,
Sevgisizliğinde öldüm ,
Öldüm ama öldürmedim sevdamı...
Ne çok sevdim seni oysa...
Kan gülleri dizdim sana gelen yollara
Dikenlerini ezdim geçtim de
Vazgeçmedim , yüz çevirmedim sevdama...
Candın , kandın , güneştin , ay’ dın ,
Havam , suyum , toprağım ,
Yaşamaya dair ne varsa hepsi sendin..
Yaşatmadın...
Ne çok sevdim seni oysa...

_ALINTI_

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:45 PM
Bana sarf ettigi sözler büyük günah

GIT
GIT!
Yanimda gecirdigin her dakika bize haram!!!
SUS!
Bana sarf ettigi sözler büyük günah!!!
BAKMA!
Gözlerime baktigin herher an büyük bir azap!!!
DOKUNMA!
Elimi tuttugun her dokunus, bir ciglik!!!
AGLAMA!
Gözlerinden akan her yas, bir yangin kalbime!
GÜL!
Gülüsünü seyretmek bensiz mutlu olabildigini görmek,
hem bir sewinc icimde,
hemde yasarken öldügümü seyredebilmek

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:45 PM
Oyuncak kırıkları Kalp kırıkları


Sadece, biraz daha sıkı sarılmak istiyorum…
Kemiklerini kırana kadar, içime sığdırana kadar…
Kalp atışlarımı, ebediyen durdurana kadar
Sadece sarılmak istiyorum,
Bir olana kadar…

Kararmıyor *******, gündüzler de aydınlık sayılmaz,
Ne zaman uykuya tutunsam,
Karışır gündüzüm gecem…
Tek bilmek istediğim bu değil kızıl toprak,
Ufuk çizgisini, silmeyi başarsak,
Tamamen…
Uçabilir miydim?
Gök yere inse,
Ya da yer gök bilinmese…
Bir dudağı yerde,
Bir dudağı gökte mi olurduk?

Mavi gecelikli martılarım vardı ya uykuyla tanışmadan önce,
Buluttan kafeslerde,
Denizden yorganı çekip alev sırtına,
Bir sahilin yanışına, tanık oldu mu hiç ellerindeki kar tanesi?

Sadece,
Sadece biraz daha sıkı sarılmak istiyorum,
İçimdeki nefese…
Alıp, dışıma koymak,
Tanışmak…
Biraz da tartışmak geçmişe dair zaman aralıklarında…

Ağlamak…
Ağlama…
Ağla…

Ruh sahnenin, müdavimini hatırla…

Bir çocuk vardı ya,
Gözleri bahar sevinci,
Minik avuçlarında insan sevgisi…
Biraz kırgın, biraz da meraklı
Hayata dair bildikleri sınırlı,
Çok sınırlı…
Annesi, babası,
Pamuk şekerleri, oyuncak ayısı…
Anneannesinin tavukları…
Ana haber bültenindeki, gözlüklü kadın,
Haber olan yorgun adam…

Kırıkları…
Oyuncak kırıkları
Kalp kırıkları…

Sadece sarılmak,
Biraz daha sıkı sarılmak istiyorum yastığıma,
Rüyasız bir gece, aralamalı kapısını ve içeri usulca girmeliyim…
Kan akmasın ırmaklarımdan,
İrin kokmasın insan nefesleri,
Sesleri…
Çığlık sesleri olmasın…

Sarılmak,
Sadece sarılmak…
Kendime…

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:46 PM
Beynime çakılısın bir resim gibi

Neden sensizlik duygusu hapsediyor beni kapkaranlık odalara
Neyi bekliyorum gelmeyeceğini bilerek umutsuzca
Neden yağmurlar yıkıyor güçsüz yıpranmış bedenimi
Neden yalnızlık savuruyor uzaklara bembeyaz hayallerimi
Ayrılık solduruyor sevgi çiçeklerimi
Beynime çakılısın bir resim gibi
Neden bütün yollarım çıkıyor sana
Neden âşık olamıyorum bir başkasına
Bilemiyorum
Sanma ki ben sensiz yaşıyorum
Bir türlü seni kalbimden silip atamıyorum

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:46 PM
Konusurken suratın nasıldır

Kelimelerini gordugum, cumlelerinden vurgularını tahmin etmeye calıstıgım,
orda olup yazdıklarımı okuduguna, beni anladıgına inandıgım sen.
Konusurken suratın nasıldır, elini oynatır mısın?
Dokunur musun konustugun kisiye? Ya mimiklerin?
Bakamadıgım gozlerinin rengi ne?
Sen de merak ediyor musun yuzumun konusurken ki halini?
Konusurken gozlerine bakarım karsımdakinin, sagır degilim ama
dudak okumayı severim ben.
Bilebilir misin tum bunları?....Sanmıyorum
Peki nedir ikimizi bu denli yakınlastıran?
Gormedigimde ozlettiren seni?
Saatlerce yazıstıgım, gulmekten sandelyeden dusecegimi
hissettigim, hayatımın en gizli yerlerini paylastıgım sen kimsin?
Nedir seni bu denli ozel kılan?
Kelimelerce herkes guzel galiba.
Kelimeler zırh gibi.Kelimeler sıgınak.
Daha kolay ifade edebiliyoruz kendimizi.
Yuzleri gormeyince daha yakın, daha mı insan oluyoruz yoksa?
Sana kelimelerle ulasırken daha mı açık oluyorum?
Kavga ederken kelimeler daha mı aslan kesilmene neden oluyor?
Nedir sana guvenmeme sebep?
Kelimelerin yeterlimi seni hayatıma sokmama, ozlememe...
Seni gordugumde sevinmeme...
Gideceginde ‘gitme’ dedirten, ‘dur daha konusacaklarımız var’
dedirten ne bana?
Gittiginde ekranda kalakalmamı saglayan ne?
Kabullensem sanallıgını, gerçek yasantıma gecirmesem,
gercek anlara sokmasam seni...
Olmuyor, yapamıyorum...Nasıl silebilirim ki seni?
Sevincimi, uzuntumu paylasmak icin sabırsızlandıgım...
Beni sevmenden , benim seni sevmemden nasıl vazgecebilirim?
Kelimelerce herkes guzel...
Gercek ya da sanal...

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:46 PM
Her takvim yaprağını koparışımda biraz daha yaşlanıyor ruhum

Biliyorum artık..
Çaresiz kalıyorum konu seni unutmak olunca..
Böyle zor olduğunu düşünmemiştim..Bu yoktu hesapta...
Her takvim yaprağını koparışımda biraz daha yaşlanıyor ruhum..
Biraz daha umutsuz oluyorum..
Bukadar ağır olmamalıydı bedeli seni sevmenin..
Acıyan gözlere maruz kalmamalıydım..
Olur Olmaz düşüncelerim olmamalıydı..
Gün gelirde yüzümdeki mutluluk maskesi düşecek diye korkuyorum..
Yoruldum artık bu yolda yürümekten..
Aynı hayalleri kurmaktan..
Sende takılı kalmaktan..
Sensiz seni yaşamaktan..
Yoruldum..


Her zorluğa karşı koyabildim..
Her duvarı yıktım ama sende aciz kalıyorum..
Geç kalmış sözler neye yarar ki..
Söylesemde ne değişecek..
Sen mutlu(!) yuvandayken sana bu sözlerim anlamsız gelecek nasılsa.
Varsın benimde hayatım seni özlemekle tükensin..
Varsın yokluğunun acısı içimi yaksın..
Varsın Olsun be Güzelim..
İtirazım olmaz yuvanda mutluysan..

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:47 PM
İhanetinin bedeli bumuydu kadınım


İhanetinin bedeli bumuydu kadınım?
Boş bir masa ve boş bir kadeh...

Hiç sevmedim asLında,dudakLarımın değdiği bedenLeri..
Ellerim sen kokarken...

BiLemedin sen içimdeki voLkanLarı..KâbusLarı mı..
SebepLenme..işte kimsesizim sensizim, pişmanım!kadınım.

İçleniyorum, kadınım!kızıyorum içimdeki Ses`e ve Sana.
Pişmanlıktan bahsederken, yarım kalmış herşeye ve bana..

Kadınım! koLay değiL sızıLarım..Tenim haLa sen kokuyor,sesim haLa titrek..
Ah be kadınım!sevdim seni!Hemde sessizLiğinLe sevdim..

Ben hiç bu denLi seviLmedim kadınım!!Hiç gözyaşıma dokunmadı kimliksizLer..
Aşkın muhasebesini, yapamadım..Sorma neden diye! Sadece sus!
Sevdim kadınım seni..

Oysa ki sen atmıştın AŞK'ın tohumlarını yüreğime..
Yine sen çiğnedin onları filizlenmesin diye..
Tek bir şey sormalı aslında sana..
İhanet kaç zamanlık, ihanet kaç kişilik?..
Ya da neden bu iğrençlik,niye?..
Anlam veremedim ben`e, sen`e..
Ve noktayı koydum yüreğime..

İmzanı attın İHANET'inle.
İzi kaldı yüreğimde..

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:47 PM
Sende gitme...


Bu puslu gecenin köründe gitme nolur,
Böyle çaresiz, mecalsiz, sensiz bırakıp gitme.
Bak açtım işte yüreğimi sonuna kadar
Döktüm içinde gam, keder, tasa nevarsa
Bi seni bıraktım geriye...
Gitme...Bölesi yetimliğe dayanamam gitme...

Sende başını alıp gitme neolur... ne olur tut ellerimi
Hayatta hiç birşeyim azalmadı senin kadar,
Ve hiç kimseyi özlemedim seni özlediğim kadar
Sende başını alıp gitme ne olur...

Çıkma o beyaz kapıdan gitme...
Aldanma beyazlığına inan ardı kapkara.
Üzerler seni, yorulursun, düşer, kanarsın gitme.
Bilirsin acırsa canın iki kat acırım gitme.
Böle yara bere, bi çare bırakma gitme

Sende başını alıp gitme neolur... ne olur tut ellerimi
Hayatta hiç birşeyim azalmadı senin kadar,
Ve hiç kimseyi özlemedim seni özlediğim kadar
Sende başını alıp gitme ne olur...


Hayat akmaz ki sensiz gitme;
Zaman geçmez ecel bile gelmez gitme.
Yürekse yürek, ömürse ömür al vereyim ama gitme.
Ellerim titrek, yüreğim kavrulur sensiz
Koskoca bi sonsuzluğa itersin beni gitme.

Sende başını alıp gitme neolur... ne olur tut ellerimi
Hayatta hiç birşeyim azalmadı senin kadar,
Ve hiç kimseyi özlemedim seni özlediğim kadar
Sende başını alıp gitme ne olur...

O zaman al şarkılarımızı, şiirlerimizi götür
Ama geri ver bana beni; yiten zamanımı
Hadi ver bana senin için harcadığım ömrümü.
Yapa bilirsen git... Alabildiğine yollar senin...
(Ama yine de gitme nolur)

Sende başını alıp gitme neolur... ne olur tut ellerimi
Hayatta hiç birşeyim azalmadı senin kadar,
Ve hiç kimseyi özlemedim seni özlediğim kadar
Sende başını alıp gitme ne olur...
Ahhh ne olur...

alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:47 PM
sevdamın son hali...!!!


bir tebessüm varmı uzak diyarlarda,
gülünü eline alınca dikeninden korkmadan tutabilen,
seviyorum derken,sevilmeyide bilen,
sefayı çekerken cefasındada durabilen..

ölüm olsa yolunda koşabilen
hani mecnuna kavuşmak için engelde durabilen hani
ferhat için dağları delen
varmı???

yok o aşklar dünlerde kaldı
bu dünya vefasızlarla taştı..

şimdi bir sevdayı bulmak.
uzayda nefes almak;
denizde ateş yakmak
karada balıklarla oynamak..
şimdi sevda yalanla yaşamak..


sevda artık olmuş dünyada zulum..
anlamı kalmış birtek gülüm.
oda benim için ölüm...
seni orada bekliyorum cennet gözlümmm...!!!!!!

alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:47 PM
çakıl taşı...!!!!!!



bir sesle irkildim yerimden.
artık benimsin diyordu alamaz seni kimse elimden
korktum ve kaçtım
arkama bakmadan deli gibi koşarcasına
hiç soluk almadan umutsuzca
sonra yoruldum.
dinlenmek istedim,
o an karşıma çıkan çeşme başında.
bir su içeyim dedim
ama nafile çeşmenin suyuda kesilmişti,
neyse nefes alıyorum ya bu bile yeterli,
havada güneşli bir gün,
nefes bile zor alınıyor.
ama ben yenilmemeliydim kaçmalıyımdım
koşarak olmasada yürüyerek aşmalıydım.
azimliyim ben yaparım.
ve devam ettim.
taki o çakıl taşı takılana kadar ayağıma.
düştüm...
yerden kalkamadım ve daldım;;

rüyamda geri dönmüşüm
kovalayanmış benim eğlenmem gülüşüm.
kaçtığım o sevdaymış benim ödülüm.

uyandığım da;
artık dünya çok uzaklarda
ben ahiretin yollarında
ve dünyadaki tek hatıra
o son gördüğüm rüyaaaa......!!!!!!

alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:47 PM
sevgi sustu sen tekrar dinlemeye hazır olana dek!!

ben küçük bir maviydim ellerinde
öyle sanmıştım ya da
sanmak(?) oysa inanmıştım, inandırmıştın
son yenilenilişiydi kalbimin öyle istemiştim
sen de öyle istemiştin ya da öyle söylemiştin
oysa son yenilişiymiş söylemişsin fark etmemişim
son kez mavi aktı göz yaşlarım bu gün seni yeniden görünce
sen gökyüzü kadar maviydin yine
gökyüzü kadar uzaktın...mavi ve uzak...
ama her zaman göyüzü gibi sonsuz olacaksın

susturdun yüreğimin hiç başlamayan çığlıklarını
sana içimdeki seni hiç anlatmamıştım
ama sen bıkmışsın anlatmamdan
sustum şimdi sonsuza dek
sen hiç duymayacaksın hiç anlamayacaksın
hiç söylemeyeceğim
içimdeki sevgi sustu sen tekrar dinlemeye hazır olana dek
belki bu yazıyı okuyunca yeniden dinlersin beni
ama hiç okumayacaksın ki...
biliyorum okumayacaksın bakmayacaksın...

bana hoşça kal demiştin ya
hoş kalamadım...
sensiz hoş olunmuyormuş...

seni her gün gökyüzünün mavisine görüyorum gözyaşlarımla
her gece geri geliyorsun maviye boyadığım duvarlarımdan bana


alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:47 PM
sevgi sustu sen tekrar dinlemeye hazır olana dek!!

ben küçük bir maviydim ellerinde
öyle sanmıştım ya da
sanmak(?) oysa inanmıştım, inandırmıştın
son yenilenilişiydi kalbimin öyle istemiştim
sen de öyle istemiştin ya da öyle söylemiştin
oysa son yenilişiymiş söylemişsin fark etmemişim
son kez mavi aktı göz yaşlarım bu gün seni yeniden görünce
sen gökyüzü kadar maviydin yine
gökyüzü kadar uzaktın...mavi ve uzak...
ama her zaman göyüzü gibi sonsuz olacaksın

susturdun yüreğimin hiç başlamayan çığlıklarını
sana içimdeki seni hiç anlatmamıştım
ama sen bıkmışsın anlatmamdan
sustum şimdi sonsuza dek
sen hiç duymayacaksın hiç anlamayacaksın
hiç söylemeyeceğim
içimdeki sevgi sustu sen tekrar dinlemeye hazır olana dek
belki bu yazıyı okuyunca yeniden dinlersin beni
ama hiç okumayacaksın ki...
biliyorum okumayacaksın bakmayacaksın...

bana hoşça kal demiştin ya
hoş kalamadım...
sensiz hoş olunmuyormuş...

seni her gün gökyüzünün mavisine görüyorum gözyaşlarımla
her gece geri geliyorsun maviye boyadığım duvarlarımdan bana


alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:47 PM
Gamsız Hayat...

Sormayın neden bu durgunluğum…
Görmeden kuytu yaralarımı…
Sormayın neden bu huysuzluğum…
Bilmeden saklı duygularımı…

Uzaklara dalmış, nereye baktığını bilmeden izliyor dört bir yanını…
Seyrediyorum yüzünü, ellerini ve belki de dışa vurulmamış tüm kırgınlıklarını…
Hüzüne kapılmış bedeni…Öyle ki gözlerinden görüyorum yüreğindeki bulutları…

Çok mu dertsiz duruyorum uzaktan bakınca ?
Çok mu kalender sandınız dert anlatmayınca ?

Göz göze geldik aniden…Baktı ve sıcacık güldü…
Biraz korkak, biraz acı yaşlar süzüldü gözlerimden… İçim acıdı diyemedim…
Kala kaldım öylece… Tanımadığım bir yüze ‘yüreği’ kadar yakınım şimdi…
Gözlerinden görüyorum yüreğini…Titriyor içim…

Sanmayın biter bu durgunluğum…
Sarmadan kuytu yaralarımı…
Sanmayın biter bu huysuzluğum…
Açmadan saklı duygularımı…

Belki de tüm duyguları, acıtan gülüşlerinde saklı…Belki de bir bir hapsetti gözyaşlarını yüreğinin en ücra köşesine…Bilmiyorum ! Sadece gözlerinden çekiyorum acısını…Öyle ki ağlamak istiyorum delirircesine…

Çok mu güçsüz duruyorum derdimi paylaşınca ?
Çok mu çaresiz dersiniz dertten ağlayınca ?

Korkuları anlaşılmazlığa dair…Sustukça acıyor her bir yanı…Dökülmüyor gözyaşları da kelimeleri gibi..Öyle ki gözlerinde gizli suskunluğu...

Gamsız hayat, herkese başka sunar garip oyunlarını…
Gamsız hayat, herkese başka kurar kahpe tuzaklarını…
Gamsız hayat, herkese başka sorar geçmi hesaplarını…
Gamsız hayat, herkesi başka yorar görmez gözünün yanı…

Kimbilir, hayatın hangi durağında yitirdi benliğini…
Bilmiyorum…
Hissetmiyorum…
Görmüyorum…
Kapadım gözlerimi…
İçim acıyor …

alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:49 PM
Bir hüzün deryası sensizlik


Biliyor musun sevgili?
Seni her düşünmem
Bir gül açtırmalıyken içimde
Bulutlar aşk mavisine,
Rüzgârlar melteme dönmeliyken
Hayalinle şenlenmeliyken yüreğim
Tarifsiz bir fırtına başlıyor nedense içimde
İstanbul ağlıyor benimle
Sen, gözyaşı oluyorsun gözlerimde

İşte o vurgun saatlerimde
Yokluğun işleniyor gözlerime
İşleniyor da…
Ya yorgun düşüyorum
Ya ela mermiler vuruyor beni
Gecenin orta yerinde

En çok bildiğim şey
Haddim olduğu halde
Haddimi aşıyorum
Aşıyorum da,
Ölümü arıyor gözlerim
Sensizlik yüreğime her düştüğünde

İşte o vurgun saatlerimde
Kalem yapışıyor elime
Hüzün bıkıyor mısralara düşmekten
Oysa en iyi sen bilirsin
En çok sevdiğim şeydi gülmek
Ve en çok sevdiğim şeydi
Yaşamı, ilmek, ilmek örmek
Ya, attığım düğümler bozuluyor şimdilerde
Ya da mutluluk denen sihir kayboldu gidişinle
Neşeler yakışmıyor artık dilime
Susuyorum…
Karışıyorum;
Vurgun saatlerimin rengine
Karışıyorum da,
Kimseler bilmiyor,
Kimseler görmüyor hüznümün rengini
Bir hüzün deryasında boğuluyorum her gece…


İhsan TURHAN

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:49 PM
Hep aynı nakaratta takılı kalıyordu dilimin ucuna


Düşlerimi topladım karanlık caddelerde
Gökyüzünden sessizce yağmur damlaları geliyordu yüzüme
Ellerim cebimde,dilimde beraber söylediğimiz şarkımız
Hep aynı nakaratta takılı kalıyordu dilimin ucuna
Sadece seni seviyorum,hep seni seviyorum...
Söyleyip gidiyordum
Karşıdan elele iki sevgili geliyordu
Başımı çeviyordum,çevirmek zorunda kalıyordum aslında
Aklıma,yüreğime kazıdığım sen
Biraz daha yerleşiyordum ozaman kalbime
Caddenin loş ışıkları
Sal tarafıma saplanan sızıyla devam etmeye çalıştım yoluma
Yolun sonu geldiğinde sana kavuşacağım umudu besliyordum aklımda
Yolar bitti...Sana kavuşamadım...
Düşüncelerim karanlık caddelerin tali sokaklarına gömüldü
İçimdeki senle caddeyi terk ettim
Bu geceyide sensiz tamamladım...

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:49 PM
İçimde ölen serseriden habersiz

Kucağıma oturmuştu bir tatlı hüzün ki

sorma..

Adını dilimden çaldı..

Bakışını gözlerimden..

Mesafeler uzadıkça, hasret daha derinden vuruyordu..

Göz bebeklerimi görüyor musun, göz bebeklerimi?

Sen, sen, sen diye atıyor..



Bekliyor hayat..

Uzağımda bir yerlerde yuvarlanarak..

Ne kadarda neşeli ve heyecanlı..

İçimde ölen serseriden habersiz..

Kımıldayamıyorum batarken sensizlik..

Doğacak günde aynı,

yokluğun..



Denizler aşıyorum..

Saldırıyor üzerime dalgalar..

Varlığını hapsettim gönlüme..

Yokluğunla baş edemiyorum şimdi..

Batıyor tüm gemilerim..

Sahile vuracak halim de yok..



Son defa sarılırken rüzgar kanatlarıma..

Özgürüm, ilk defa..

Toparlayarak düne doğru yarınımı

ve

eğilerek bugünlerin kulağına,

seni fısıldıyorum mutluluğa..




Özlüyorum, içimdesin!

Kana kana içmişim seni bir yudumda ki

Sorma..

Ne ben bilirim gözlerimde gördüğüm seni,

Nede senin aklın erer içimde ki sana..



Uykularımdan topluyorum seni..

Yüreğimden damlıyorsun,

Boşa geçecek tekbir zerreni heba edemem ömrüme..

Yok!

Varlığına deliyim,

Y okluğun, ellerimden öte olsun..

Adınla Doldur kitaplarımı..





Sen gözlerime sığmıyorsun artık

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:50 PM
Olmadi,,,olamadi,,,olamazdi


Birazdan sağnak yağmur yağacak tüm kente
Sel olup gidecek tüm acılar
Biliyorum
Doğaya anlattım seni acımı paylaştım
Göz yaşlarımı yükledim bulutlara ve…….
ayrılığın acısını
Melekler ağladı halime
Doğa isyan etti kalpsizliğine
Kızdı kutsalımdaki tüm sevgiler
Bizden daha çok onu mu sevdin dediler
İnkar etmedim sevdim
Yeniden yazılsa alnıma
yine onu severdim dedim
Sevdim sevgi gibi,can gibi,kan gibi
Taşıdım her zerremde
Olmadı,olamadı,olmazdı dedim
Sevgisi varken hala yürekte taşıyamıyorum
AYRILIĞI
Yükte hafif kaldı sevdan ayrılığın ağır
Anladı halimi bulutlar
Ayrılığın acısını gözyaşlarımı bulutlara yükledim

Sevilay Şahbaz

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:50 PM
''Hep Sen''

Bak yine sen varsın aklımda
Hayallerim,rüyalarım hep sen
Dolaşıyor kanımda nefesin
Sen orda bense ecelin kollarında
Bir hiçim belki sen yokken
Artık bakmıyorum aynalara
Görmüyorum senden kalan anıları
Söylemiyorum aşk şarkılarını martılara
Tek tek topladım kalp kırıklarını
Zaman duruyor öylece geçmek bilmeden
Unutmak da neymiş öğrenemedim ki
İçerken aşk şarabını
Ayrılık yakamı bırakmadı ki

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:50 PM
80 Yillik AŞk

bir hayal oldun gözlerimde,
zar zor hatırladığım.
ufacık bir özlem kaldı yüreğimde,
oysa kocamandı umutlarım.
aklımda kalan tek şey adın bile değil,
sana nefesim diye seslenişim
şimdi görmelisin sevdamı
iki günlük bir heves olmadığını
görmelisin 80 yıllık aşkımı...
evet hayal oldun diyorum,
özlemlerin tükendi
adını bile unuttum diyorum
çünkü 80 yıllık aşk bu
akıl baştan gitti gidecek,
kalp durmak üzere,
yüzümde binbir türlü çizgi
ve buğulanmış gözlerim...
arasıra da olsa hatırlıyor ya seni,
yetmez mi?
yaşadığını bile bilmeden
bu 80 yaşındaki ihtiyar beden...

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:50 PM
Meçhul Değil Sevgililer


Simsiyah gergefine gecenin,
Zümrüt bakışlı baharlar dokurum.
Ilık nefesini hissederken, bir vefasız yaz melteminin,
Solgun bir ay çehresinde meçhul bir güzele vurulurum.
İçimdeki gizem-i sevdayı bahar diye işlerim yamaçlara,
Görürüm gözbebeklerimde seni, baktığım aynalarda.
Bir name gibi fısıldaşır adını, ******* boyu yıldızlar,
Durgun sularda oynaşan yakamozlarda güzel yüzün var.
Seni rüyalarıma katabildiğim her gecenin sabahı,
Gözlerini kamaştırır güneşin, gözümdeki sevinç pırıltısı.
İçimde ki mutluluk çiçek çiçek açarda yanağımda,
Bin bahar dans edebilirim kelebeklerle , bu sevda muştusuyla.

Adını alabilsem dilime, tenin dudaklarıma değecek sanırım..
Öyle yer ettin ki hayallerime buram buram sen kokarım..

Bürürsün beni,bir rüya gibi,yaşarım ama ulaşamam,
Masallarda kaf dağı kadar uzaksın, köhne dünyama belki,
Olsun varlığının atmosferinde 24 saat soluyorken seni,
Hayal değil gerçeksin,meçhul değilsin bana,eyy vefasız sevgili....

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:50 PM
Sevme Benİ


Sevme güzel, sevme beni....
Yapma çiçekler gibi ruhsuz sunacaksan sevgini.
Kalp otağımda engin bir gülşendir sevda iklimi.
Çırılçıplak girmeli, demet demet dermeliyim.
Kırma dikenleri; batsın, kanatsın, gerekirse yüreğimi,
Sevmek cesaret ister,gözü kara sevmeliyim.
Sevda güllerine rengini kanımla vermeliyim....

Sevme güzel, sevme beni....
Çiseleyen bir sevda yaşayacaksak, yaz yağmuru gibi,
Çöl misali kavrulan tenimde tuzdur, aşkın özlemi.
Sağanaklarda erimeli, bahar bahar dirilmeliyim.
Dağıtma başımdan bulutlarını, tunç gibi ezsede hislerimi,
Herdem yağmaz çöllere yağmur, bu asırlık hasret,ıslanmalıyım,
Sevmek çok şeyi göze almaktır, sevda sellerinde boğulmalıyım....

Sevme güzel, sevme beni....
Yas tutan ufkumdan gülümseyeceksen, kış güneşi gibi,
Buzullarımı eritecek beşinci mevsimdir, aşkın kudreti,
Cansuyum olup damarlarıma girmeli, gözyaşınla diriltmelisin,
İsyan etme sevgine, soldursa da yanağında buğselerini,
Cemre gibi düşmeli, kardelen çilesi çekmeli, buzulları eritmelisin.
Sevmek her yüreğin harcı değil,
Sen, önce sevmeyi öğrenmelisin....

( leon66 )_ALINTI_

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:50 PM
AŞk Dedİklerİ Bu Olsa Gerek

gözlerim göremedi senden güzelini
ellerim bir daha kimseye dokunamadı
dudaklarım susuzluğundan çatladı

kalbime esmer hüznü yükleyen sevgilim
senden sonra hayatıma girenler yalandı
sen asi bir rüzgardın beni savuran
bense diğerlerini, hayatımın yalanlarını savurdum sadece
sana olan nefretimi ve sevgimi
onlara yükledim hep
bir sürüydüler ama hepsini toplasam yanıt (sen) olmuyordu
niyeydi peki bütün bunlar
niçin seninle değil de onlarla beraberdim
bu soruyu yıllarca sordum kendime
ama yanıt koskoca bir bilinmezlikti

sonunda buldum doğru yanıtı
asıl yalan olan senmişsin
bir hayal olduğun için sana dokunamıyor
ve seni öpemiyormuşum
yani yıllardır kendimi bir hayalle üzmüşüm

bir hayale ömrünü adamak...
AŞK dedikleri bu olsa gerek !

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:50 PM
Öksüz Yüreğim

ne gelen var ne giden
ben her sabah dükkanı erkenden açıyorum
belki birinin aklına gelirim de uğrar diye
ama nafile
gözlerim kapıda
aklım onda
dalıp gidiyorum uzaklara
aşkım benden de öte
hiçbir yere gidemiyorum
beklemek........
her geçen dakikada yeniden ölüyorum
günler,aylar hatta yıllar geçiyor
sen başkalrının kollarındasın
bense senin sandığım kollara sarılırken
yerde buluyorum öksüz yüreğimi

biliyo musun yüreğim taş bağladı artık
kimsenin yanına sokulmuyor
yeniden öksüz kalmamak için

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:51 PM
Tebessüm edeceğim kelimelerim kırılarak

Kırıldı artık kelimelerim
Üzgün oluyorum bazen
Anlaşılmaz oluyorum
Yarım kalmış sevinç gibi oluyorum
Beklentiler boşuna çıkıyor
Gülleri soluyor zamansız...
Kalpler kırılıyor bilinmeden
Acı veriyor artık yaşamak
Üzülürken sadece üzülüyorum
Senin yükünü ödetemeyecek sevdiklerime
Kırılıyor kelimeler eylülün ardından
Soğukların cebelleşecek zamansız
Üşüyeceğim üzerimde sadece hüzün olacak
Soğuk odalarda resimlerine bakacağım
Tebessüm edeceğim kelimelerim kırılarak...

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:51 PM
Adım gibi,tarihim gibi,yureğim gibi


Adım gibi,tarihim gibi,yureğim gibi...
İsmini isimsiz duvarlara yazıyorum.
Kimsenin bilmediği şarkılarda ağlıyorum.
Tarih yazıyorum alyazmalım tarih...
Sen dağdaki kartalı sevdin
sana güvercin olduğumu nasıl söylerdim.
Sen büyüktün,büyük şehrin insanıydın,
sana büyük kocaman sözler etmem gerekliydi ama hiçbirini edemedim.

Dedimya seni seviyorum seni sevmeme neden olan bişey var,dedimya bilmiyorum...

Sensizliğin bilmecesinceyim,
daha çözmeye çalısıyorum.
Sonbahar geliyor gözlerime bazen dökülüyorum,
döküldükçe rahmet oluyorum susayan sevdalara.
Karanlıklardan soruyorum seni,
aydınlanmaya çalısıyor içimdeki karanlık
sen aydınlandıkça...
Bazen bir türkü söylüyorum taa derinden,
bazen ağlıyorum,
ağladıkça seni çok seviyorum.

Dedim ya seni seviyorum seni sevmeme neden olan birsey var dedimya bilmiyorum...

Hani bir şiirim vardı sana yazdığım.
Ağlamanın zindan olduğu bir ülkede
sen prenses bense prens olacaktım.
Karanlığı yenecektik.
Mapuslar sadece ağlamayı zindan edecekti zindanlarına,
yarınlar olmasada kıracaktık umut sürgününü ayrılık zincirini.
Hatırlarmısın hasret kelebeği!,
hatırlarmısın gözleri mehtaba benzeyen zalim kadın!
Hatırlayamazsın tabi...
Çünkü sen unutmaya sevdalısın!
Bense sana sevdalıyım.
Ben şimdi yorgun bir şair gibi,ben simdi yüregini alın teri ile kazanan bir işçi bedeni gibi yorgun,argın,kimsesiz,sensiz



ve seni seviyorum,seni sevmem neden olan bir şey

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:51 PM
Unut gitsin.

Unut gitsin.
Dünü, bu günü, yaşanmış ne varsa aşka dair,
Sevgiye tutsak ettiğin kalbimi nasıl kanattıysan,
Gözlerimden hayalini nasıl çıkarıp aldıysan,
Ruhumun nefesini, bir sıkımlık ömrümü nasıl yok saydıysan,
Unut gitsin,
Unut ne varsa, her şey bitsin.

Say ki; hiç tanımadık birbirimizi,
Hiç kesişmedi yollarımız hayatın patikasında,
Hiç sevmedik, sevilmedik umutsuzca,
Nefessiz kalana dek,
Hiç koşmadık aşkımızın yokuşunda,
Unut gitsin,
Unut ne varsa.

Say ki; ******* boyu ağlamadık,
Gözlerimizden akan yaşla, kalbimizdeki aşkla,
Hiç beslemedik toprağımızdaki sevgi çiçeklerini,
Ve söküp koparmadık yüreğimizden aşkı,
Salkım saçak açan sevgi bağımızı.
Unut gitsin,
Unut ne varsa.

Onca zaman yollara hiç bakılmamış gibi,
Yürekten gelen mısralar,
Hiç dilde can bulmamış gibi,
Bütün anıları yağlı bir çıra gibi,
Yak ne varsa, dünü, bugünü,
Unut ne varsa,
Unut gitsin.

Beceremedim yüreğimden seni söküp atmayı,
Seni seviyorum demelerini silip atmayı,
Her sabah, güne seninle başlamayı,
Yüreğimde açan sevgi çiçeğimi kurutmayı,
Bari sen beni unut,
Unut ne varsa,
Unut gitsin.

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:51 PM
...... offf offfffff ..........


Yine sensizim bu gece yine çaresizim delice
Yollarda gözlerim sanki geleceksin ya
arada seni özlerim sanki benimsin ya
Seni kırdım affet, drex bu yüreği yok et


Sempatikk seni özlüyorum off gerçekten
Baktım her yere sensiz olduğum mercekten
Damla olur her acı akar tane tane bu gözlerden
Anlaşılıyor dimi seni sevdiğim bak bu sözlerden


Yalansız dolansız sevdim sana aşkım dedim
Gerçeğimdin tek gerçeğim unutamam seni biriciğim
Sen artık beni sevmesende bana geri gelmesende
Ben seni seveceğim... ben seni seveceğim...

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:51 PM
[b]Biliyor musun hala resim çiziyorum [/B


Sensiz olamaya çalışıyorum şu günlerde
Seni dinliyorum şarkılarda
Biliyor musun hala resim çiziyorum
Çizdiklerimin çoğuna senin adını verdim
O olmadan uyuyamadığım küçük bir yastığım var
Yastığa da senin adını koydum
Gördün ya
Ben seninleyim sen benimler olmasan da
Beni unuttuğun şu günlerde
Sensiz olmaya çalışıyorum
Senin verdiğin yarayla hala hayata kalmaya çalışıyorum
Sen gitsen de ben seni bu güne kadar kalbimde taşıyorum
Sensiz olmaya çalışıyorum şu günlerde

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:51 PM
Sus GÖnlÜm!!


Sus gönlüm.Çok dile getirme.Sen dile getirdikçe gönlün daha da coşuyor, daha meraklanıyor ve beklemek daha da zorlaşıyor.

Sus gönlüm.Çok laf etme.Az söyle ki işimiz olgunlaşsın.

Az söyle ki Hakka karşı yanlış kelam çıkmasın.

Sus gönlüm.Bir elif miktarı sus.Az kaldı bahara.Dayan gönlüm.

Denizin içinde meydana gelen görünmeyen dalgalar gibi yüreğin biliyorum.

Beklemekten başka çare olsaydı,seni durdurmazdım...İnan bana... Ama yok.Başka çare yok.

Unutma ki ilaç bile beklemeden tesir etmez, çiçek bile vakti gelmeden önce açmaz...

Sus gönlüm.Bu kışın bahara dönünceye kadar.

Bu gece gündüz oluncaya kadar.Uzak yollar yakınlaşıncaya kadar.

Bu sıkıntının ardından ferahlık gelinceye kadar.

Ve yüzümüz vuslat gözyaşlarıyla ıslanıncaya kadar sus...

Sus gönlüm.Seni senden daha iyi bilen Rabbinin hükmü vuk u buluncaya kadar.

Senin nasibin sana ulaşıncaya kadar,ulaşmayanlarınsa senin nasibin olmadığını anlayana kadar sus...

Sus gönlüm.Onun geleceğini görünceye kadar.

Acının bala dönüştüğünü farkedinceye kadar.

Onun gönlünün senin gönlüne muhabbet düğümüyle bağlandığını görünceye kadar.

Sus gönlüm.Sebepler var edilinceye kadar.

Bahaneler oluşuncaya,birbirimizin nasibi oluncaya kadar sus.

Sus gönlüm.Bütün bu susmalarına karşılık her şeyin hayırlısının olacağına inanarak sus.

Sus gönlüm.Her susuşun bir cevap olsun.Her susuşun,sabrın olsun.

Her susuşun,duan olsun.İçten yakarışının adı olsun,susuşun.

Bekleyişinin.umut edişinin,inancının,sevdiğinin vurgusu olsun,susuşun

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:51 PM
vazgeçiş...!!!

Bir gün senden gidersem eğer üzülme...!

Sevdiysen ki birazda çözebildiysen tabi,

Anla halimi...

Sebebim vardır...

Bu sebep ki beni senden geçirir,

Gerekirse kendimden bile geçirebilir bir sebeptir...

Erdem ki;

İki kişinin mutluluğunu onlarca insanın mutluluğuna değişebilmektir...

Sevdiğim vazgeçmeliyim senden dersem bir gün,

Sakın kötü bilme beni,

Kolay olmayacaktır bu vazgeçiş,

Canımdan can kopacaktır inan,

Bil ki yaşatacağım seni içimde,

Her ne kadar sen beni öldürüp kalbine gömecek olsan bile...

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:52 PM
Seni Sevdim

http://img75.imageshack.us/img75/3738/3131856pv6copyhx1.jpg


Seni sevdim,
Seni birdenbire degil usul usul sevdim.
'Uyandim bir sabah' gibi degil,
Öyle degil nasil yürür özsu dal uçlarina
Ve gün isigi sislerden düssel ovalara...
Seni sevdim...

Artik tek mümkünüm sensin.

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:52 PM
acı..
Engİn Denİzlerde YeŞİl Olsam Solmasam
YÜksek Dag Larda RÜzgar Olsam Dİnmesem
Sahralarda Kutup Olupta Erİmesem
GÖnlÜndekİ AŞk Olup HİÇ Bİtmesem

Ufku GÖrÜnmeyen Yol Olsam Sana KavuŞsam
Yagmurlar Olup YÜregİne Yagsam
Semalarda Ay Olupta *******İne Dogsan
GÖzlerİnde YaŞ Olup HİÇ Akmasam



ÇÖl Lerde Yangin Olup Tek Senİ Yakmasam
GÜllerde Dİken Olup Tek Sana Batmasam
Dİllerde TÜrku Olup Hep Sana Adansam
RÜyalarin OluptagÖzlerİnden HİÇ Çikmasam

Okyanus Olup Kurak Topraklara Aksam
Seyyah Olup Dİyar Dİyar Gezsem
Delİ Akan Nehİr Olsamda Senİ İÇİme Alip Kaybolsam
İÇİn Dekİ Yara Olupta HİÇ Canini Acitmasam

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:53 PM
Haziranda gelsen...


Haziranda gelsen
Beni bırakıp gittiğin zaman…

Güneş kaçmayı bırakmışken gökyüzünden
Sen güneşinin peşinden koşmayı bıraksan
Bana dönsen…
Haziranda gelsen…
Beni bırakıp gittiğin zaman…

Yaz yağmurları toprakla buluşurken
Yağmurlar toprağın kokusuyla büyülenirken
Sen gelsen
Açsan bir kapı bir pencere
Koşsan yollarıma
Bana dönsen…
Haziranda gelsen
Beni bırakıp gittiğin zaman…

Sıcak *******de
Ben sana bir türkü söylesem
Sen duysan…
Biraz ağlasan biraz gülsen
Gözyaşlarını toplasan kahkalarınıda katsan
Bana dönsen…
Haziranda gelsen…
Beni bırakıp gittiğin zaman…

Ben avuçlarımda tutsam haziranı
Haziran avuçlarımdan kayarken
Sen yakalasan
Sen gelmiş olsan
Haziranda…
Beni bırakıp gittiğin zamanda…
Haziran da…!!!

alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:53 PM
Akma dur…
Dokunma tenime
Al şehvetini kaybol kendi karanlığında
Sürüklenmiş sevdamı yokuşa tutma
Dokunma…

Işıkları tutma gözüme
Işığa çıkmaz bu bende ki yürek
Utanır…

Kapa gözlerini…
Görme çıplaklığımı
Bu bende ki yürek çırılçıplak
Karanlığının içinde
Beyazı arama…beni arama…

Sussun yüreğin…
Yüreğime bel bağlamasın
Ben susturdum içimdeki çığlıkları
Sende sustur…

Bir yağmur yağdır…
Serin olsun
Ama dur
Akma tenime…

alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:53 PM
Denizin dalgasına kapılma demiştin
Artık dalgalarının arasındayım
Al savur at bilmediğim yerlere
Köşe bucak yerlere sığdır beni
Yorumsuz aşklarla yaşat beni
Yaşat ki ben seni yaşayayım
Seni ezberleyeyim
Her kareni aklımda bir mıh gibi çakayım
Denizin dalgasına kapılma demiştin…
Çok geç dedin
Ben o dalgalarların arasında can çekişiyorum
Al tut bırakma bu canı
Ellerinin şefkatine alıştır
Yüreğinin sıcaklığında ısıt
Gözlerimi süzüp de geçme
Sanma ki bu gözler yaradır gönlüne
Denizin dalgasına kapılma demiştin ya
Çok geç dedin…
Şimdi denizin derinliklerindeyim
Bir el uzat da
Tut ellerimi…

alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:53 PM
Boşverdim gitmelerini
Umutlarımla yaşamayı öğrendim ben
Kıskanmıyorum mutluluğu artık
Ve de yenilmiyorum mutsuzluğuma

Yastığım da yorganım da umudum oldu...
Güneşin doğuşu batışı
Yağmur yağışı yada kar yağışı
Tomurcuklanan çiçekler
Ağaçlardaki meyveler
Beklediğim sadece bunlar oldu...


Sen... dönmüyorsun gelmiyorsun
Yağmıyorsun...doğmuyorsun ki dünyama
Ne yapayım... boşverdim gitmelerini
Boşverdim beklemeyi...
Tıpkı seni hiç tanımamışım gibi...


alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:54 PM
Sonbaharda ağaçların yapraklarını döktüğü gibi
Döktüm dilimdeki sözcükleri
Hepsi bir haykırış hepsi bir yakarıştı
Sen anlamadın.


Artık
Geride bırakıyorum sana ait olanları
Kelimeri ve şarkıları başkası için söylenmek üzere
Raflara kaldırıyorum
Senin içinde geçtiğin bir sözcük bile olmayacak artık.

Sana dair olanlar söküyorum tek tek
En zorda insanın geçmişini
ve anılarını sökmesiymiş
Anlıyorum

Hep peşinden gelecek bir geçmiş de istemiyorum
Artık geçmişimi de bırakıyorum arkamda
Geriye bakıp daha çok hatırlamak
ve üzülmek istemiyorum

Unutuyorum desem yalan
Unutmuyorum
Şimdilik
Sadece alışıyorum
Alışmak unutmanın başlangıcıymış
Önce alışırsın
Sonrada unutursun
Unuttuğunda da geri dönmesin
Bakmasın bile


Şimdi.
Söyledim sözleri de geri alıyorum
Siliyorum birer birer bütün yazdıklarımı
Karalıyorum adımın yanına yazdığım adını

Senle yaptığım
Doğrularımı ve yanlışlıklarımı ayıklıyorum
Yanlışları koyuyorum bir köşeye
Doğrular zaten benim doğrularım

Bu aşkın bütün hesabını kapatıyorum
Bize dair hiç bir şey yok artık
Ne sen ne ben artık bir şey söylemeyeceğiz
Söylesende ben duymayacağım


Sözcükler anlamını yitirdi artık.
Sana dair söylenecek bütün sözleri tükettim
Kelimeler dilsiz artık
Lal ettim dilimi
Sana bir şey söylemiyorum
Sustum

alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:54 PM
bir gitar sesinde duyuyorum seni
bir martı hafifliğinde hissediyor
bir balık sevdasında seviyorum seni
çok tuhaf
ben seni hiç görmedim ki resimlerin dışında
hiç elim değmedi ki eline
hiç kokunu duymadım ki içimde
çok tuhaf
önce sen bi merhaba dedin çekinerek
sonra ben
bir kıvılcımdı çakan aramızda
senden,benden,bizden habersiz
bizde bilmiyorduk olan biteni
aşk mıydı acaba bu
kelimeler yetersiz kaldı seni anlatmaya
güzellikler solgun yüzünün yanında
kalbini gördükçe sözlerinde
binbir mutluluk doldu kalbime
biraz utangaç ve mağrurdun
gözlerin gün doğumu kadar mükemmel
kalbin derin okyanuslar gibi etkileyiciydi
ta ki gidene kadar
yokluğun bir gün batımı kadar hüzünlüydü
ve inan sevdiceğim
hüznüne bir türlü alışamadım
sensizken hep günbatımında hayatım
hayallerim senden yana
tüm kalbimle herşeyimle dönmeni diliyorum
beklıyorum...

alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:54 PM
Bu Sabah Yastigimda Kokunla Uyandim Yine
Elim Sol Yanima Gitti
Bir Aci Vardi, Nedenini Bilmedigim Birseyler
Eksiklik Iste
Sensizlik Büyük Bir Ihtimal


Kapim Acik Kalmis
Daha Yeni Fark Ettim
Zaten Cok Üsümüstüm Bu Gece
Hayalin Gelmis Olmaliydi
Beni Sensiz Birakamazdin,
Ya da Bana Göre Birakmamaliydin
Belki de Sen Bana Gelmedin, Yine Ben Seni Aramisimdir
Kapiyida Ben Acik Birakmisimdir Bilncalti Iste
Geri Dönecegimi Biliyordum Cünkü Yaninda Kalamayacaktim Yine


Rüyama Girdin Kesin
Elimi Tuttun ve Ben Yine Kandim..Evet
Ellerim Ellerine Kelepcelenmis Gibiydi
Hic Bir Güc Ayiramazdi Bizi BANA GÖRE
Sana Göre Degil Iste
Vakit Dolunca
Yagmur Kesilince
Günese Kapilip Rüzgarla Esmeye Devam Ettin
Ve Yine Bilmiyorum Hangi Gücle Beni Her Seferinde Yaninda Sürüklüyorsun


Yarin Yine Rüyama Girme Olur Mu?
Bu Sefer Kapimi Kilitleyip Yatarim..Söz
Ben Son Rüyamda Sana Kavusuyum Ama Sen Hic Konusma
Bu Sefer Benim Senaryoma Göre Oynayalim
Ben Yönetsem Oyunu?
Masalin Mutlu Bir Sonu Olsun, Lütfen..
Ona Buna Anlatirken Bir Kez Olsun Gülümseyim
Benimde Bir Hikayem Olsun
O Beni Hic Sevmedi Demeyim, Lütfen


alıntı

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:54 PM
Dünyama girme dedim

Dünyama girme dedim,
Uyuyan kalbimi uyandırma dedim,
Sevmemiş,sevilmemiş kalbimi
Sevme,sevmeye alıştırma dedim,

Kalbimdeki buzları eritme dedim,
Eriyen sularda beni boğulmaya terk etme dedim,
Şimdi boğuluyorum, nefes alamıyorum.
İçim daralıyor bulunduğum yere sığmıyorum

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:54 PM
birde verdiğin hüzünler

varlığınla mutlu etmek mi sevmek
mutlu edip sonra gitmekmi sewdalamak
önce sevip sonra sewdalatmak ve sonra gitmek miş
gerçek olan

sen gittin ben bittim
sen umudum
sen umutsuzluğum
sen mutluluğum
sen mutsuzluğum
sen sen iyi olan
sen kötü olanımsın
ama artık
ne sen varsın
ne de varolan ben var

ne ben vardım
ne yeşerttiğin filizler
şimdi sadece ben varım
birde verdiğin hüzünler

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:54 PM
Dudaklarımı parçalarcasına ısırdım dün

Dudaklarımı parçalarcasına ısırdım dün
Sırf sana seslenmesin diye
Sırf sana gülmesin diye
Bıraksam haykıracak seni seviyorum diye
Bıraksam kaçak bir mahkumun
Özgürlüğüne koşması gibi
Koşacak sana

Gözlerimi çıkarırcasına ovuşturdum dün
Sırf senin gülen yüzüne bakmasın diye
Sırf sana gülmesin diye
Bıraksam ardından gelecek
Bıraksam ardından gülecek
Bıraksam bir ananın yavrusunu
kucaklaması gibi
Kucaklayacak gözlerini

Ayaklarım parçalanıncaya kadar yürüdüm dün
Sırf sana gelmesin diye
Sırf ardın sıra koşmasın diye
Bıraksam yoledecek dağları
Nehirleri , ovaları sonra
Bıraksam vuslata eren bir sevdanın
Kavuşmasına gider gibi gelecek sana

Ama yine de beceremedim
Seni aklımdan ,
Seni yüreğimden,
Seni benliğimden atmayı
Başaramıyorum gözlerini
Hafızamdan yok etmeyi..
Ama yine de gelmeyeceğim sevdiğim
Sırf sen mutlu ol diye
Sırf mutluluğu yanımda bulamazsın diye
Atıyorum yüreğimi yangınlara,
Özlemlere,
Ölümlere dahası
Ama yine de beceremedim
Seni unutmayı

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:54 PM
ve sen küçük sevgili Daha başlamadan sınıfta kaldın

Sen benim cehennemimde yanamazdın,
Ağır gelirdim katlanamazdın...
Zaten başrolde de oynayamazdın,
Küçük sevgili yükün olurdum,
ATLATAMAZDIN...
Koşamazdın bu yolda sen,
Daha ilk metrede yolda,
Aşk sınıfının birinci ünitesinde,
Benim anlattığım bu derste,
Daha en baştan sınıfta kalırdın...

Küçük sevgili kıyamazdım sana,
Böyle sabahın altılarında...
Yoramazdım *******in deminde
Sonra, sonra yüreğimden kovalayamazdım,
Kederin olurdum hayatın satır aralarında
Küçük sevgili soluğun yetişmezdi,
Uzun sesli tümceler, imgeler
Başıboş binlerce sözcükler
Peşinden gelir şiirlerim hiç bitmezdi
Bu aşk ne seni, ne de beni keser…

Anlamıştın,
Anladığında yapacağın ötekiler gibiydi,
“Sil” dedin “hayatından birini”
“Kimi?” dedim,
“Beni” dedin
...ve ben de sildim seni
Sildim küçük sevgili...

Aşk kitabının tam ortasındaki cildi
En başındaki girişi
...ve son sayfalarından sildim seni...

Kurutulmuş çiçekleri boşluğa savurdum
Sabahın altılarında fotoğraflarını yaktım
Kuşlara baktım
Toprağa sarıldım,
Ağaçlara takıldım,
Düşen her bir yaprağa
“Küçük Sevgili” yazdım,
Bir bir topladım
...ve bir kibrit çaktım
Yaktım kökünden
Sonra çok sonra boşluğa savurdum,
Küllerin şimdi bir orada bir burada,
Sabahın altılarında,
Sildim aşk karnemden
...ve sen küçük sevgili
Daha başlamadan sınıfta kaldın

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:55 PM
kim kulağına seni seviyorum diye mırıldanıyor

....beni, sabah öperek uyandırır mısın?

...şimdi neredesin,
kim kulağına seni seviyorum diye mırıldanıyor,
gece yatarken ışıkları senmi kapatıyorsun,
yoksa tanımadım birimi var yanında...
...dün sabah işe geciktim,
saat durmuştu, uyandıranda yok
ev sahibi eşin hala gelmedimi Ankara'ya diyor,
bekara ev vermiyorlar
bende senle evli olduğumu söylemiştim.
yaz bitti Ankara da havalarda soğumaya başladı,
di gel...
...gel de sabah seni öperek uyandırayım!
senin istediğin gibi olsun herşey.

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:55 PM
Şiirler yazdım

Şarkılar söyledim sana
Şiirler yazdım.
Verem olacağımı bile bile
İnadına keman çaldım.
Bir sevgi kırıntısıydı tek istediğim senden
Alamadım, alamadım.

Sönük lambaların loşluğunda aradım yüzünü,
Eski gülümseyişlerini aradım,
Bulamadım.
Bir sigaraya bile satabildin beni
Bense içimdeki alevi yükledim çakmağına.
Yine bir motor geldi uzaklardan
Deniz yine turkuaz mavisiydi
Kendi sesimi bile duyamaz oldum yalnızlıktan.

Bir yaprak bile olamadım bu sonbaharda
Işıksız ruhum sallanıyor bir ot gibi rüzgarda.
Bekliyorum; niye, niçin, neden bilmiyorum.
Bekliyorum bu güçsüz ayaklarla.
Son perdesini oynuyorum hayatın.
Bir garip acı süzülüyor bakışlarımdan.
İçimdeki sen ölüyor, sen anlamadan.
Gelmeyeceğini biliyorsam da kendimden saklıyorum.
Son bir kez daha anıyorum seni
Yitip giden umutlarımda.
İkimize dar geldi dünya, onu sana bırakıyorum
Elveda

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:55 PM
...inadına...
lanet olsun sevdim bir defa
çok seviyordum ama affetmem\inadına
çok kırdım beni dönme asla
ölüyorum sensizlikten ama özlemiyorum\inadına

nasılda severdim nasılda
özlemim beni aşardı
sana gelmedi mi yoksa
yaktın beni affetmem \inadına

gözlerimde yaşı görsende
beni sevdiğini söylesende
sende benim gibi kendini kaybetsende
teoride afftemem seni\inadına....

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:55 PM
belki benden geriye kalan bir parça bulursun

geçerken bu parktan etrafına bak
belki benden geriye kalan bir parça bulursun
yerken 400 liraya aldığın simiti
susamının döküldüğü yere bak
belki dökülen gözyaşlarımı bulursun.....

parkta sallanan çocuklar gibi
rüzgar savuruyor küllerimi buradan uzaklara
içerken Mazlum son sigarasını
yere düşen sigaranın küllerine bak
belki benden geriye kalan bir kor bulursun....

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:55 PM
Victor HUGO'dan

Sen hergün köşe başlarında
Yitik urbanla kirli ellerine
Avuç açan sefil insan
İnan yok farkımız birbirimizden
Sen belki tüm yaşamınca dilenecek;
Beklediğin beş kuruşu biri vermezse
Ötekinden isteyeceksin.
Ama ben tüm yaşamım boyunca,
Tek bir kez dilendim
Bir acımasız kalbin sevdasıyla alevlendim
Öylesine boş öylesine açık kaldı ki elim
Yemin ettim bir daha dilenmeyeceğim..

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:55 PM
Herşeyimsin

Sen; benim vazgeçilmezimsin.
******* boyu düşledigim,
Rüyalarımı şiirlerle süsledigim
Su gibi as gibi.
HERŞEYİMSİN !

Sen; benim tek tutuklu yanım.Yillar boyu sürgünlerim.
Içimden söküp atamadıgım mahpuslugum,
Hürriyetim, kana kana içtigim suyum.
HERŞEYİMSİN !

Sen; benim yüregimde hiç bitmeden kanayan,
Bir ömür dermanı bulunmayan.
Içimde her an aradıgım yanım,
Canım, kanım, tek varlığım.
HERŞEYİMSİN !

Sen; Düşlerimin tek sultanı.
Her an yanında olmayı arzuladığım,
Hayattaki en tatlı yanım.
HERŞEYİMSİN !

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:55 PM
senin için söleyeceğim tek şey İYİKİ olacak''

kapatmıştım kalbimin kapılarını
ama sen geldin araladın
bıkmıştım bu zalim yalan hayattan
beni sen hayata bağladın
bilmezdim bir daha bir daha seveceğimi
yine öğrettin bana sevmeyi
yeniden doğdum senle öğrendim yüremeyi
ne olur bırakma ellerimi..
yanlızlıktı sensizken tek yoldaşım
*******se arkadaşım
neredeydin bugüne dek beni bulmadın
oysa ben seni hep aradım
bilmezdim bir daha bir daha seveceğimi
yine öğrettin bana sevmeyi
yeniden doğdum senle öğrendim yüremeyi
ne olur bırakma ellerimi..
''bu güne denk hep gezinip durdum
her yamaçların sonunda hep aynı kelime keşke
yanılgılar içinde büyüdüm
yanlış insanla yanlış yüzler yanlış aşklar
evet kapatmıştım kalbimin kapılarını
ama sonra sen çıktın karşıma
bunu sen kalbime girince anladım
işte yeni bir başlangıç daha
ama bu sefer eminim bu sefer keşke demiycem
yıllar sonra senin için söleyeceğim tek şey İYİKİ olacak''!!

bilmezdim bir daha bir daha seveceğimi
yine öğrettin bana sevmeyi
yeniden doğdum senle öğrendim yüremeyi
ne olur bırakma ellerimi..

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:56 PM
OlaCaGım

OLACAĞIM

Her gece ziyaret edeceğim seni artık,
Rüyalarının kabusu ben olacağım.
Ağlayarak,feryat ederek fırlayacaksın yatağından,
Sana sabahı getirmeyen ben olacağım.
Çocuklara anlattığın masal olacağım.
Korkudan anlatamayacaksın beni.
Bir türlü çözemeyeceksin bende ki esrarı,
Kendini kandırdığın sihir olacağım.
Yüzmek istediğin deniz olacağım.
Azgın dalgalarımla karşıladığımda seni,
Yaklaşamayacak,ürkerek kaçacaksın benden.
Çöl ortasındaki tek pınar olacağım.
Hiçbir zaman ulaşamayacaksın bana.
Gecenin en parlak yıldızı olacağım.
Bir sen göremeyeceksin beni.
Dağlar ardındaki gül bahçesi olacağım.
Çok sevineceksin beni gördüğünde,
Eline alacaksın öpüp,koklayacaksın beni.
Sinsice batıracağım eline dikenimi,
Kirli kanını yere akıtan ben olacağım.
Bazen de bir postacı olacağım.
Gözün yolda pencerede bekleyeceksin beni.
Bense sana hiç uğramayacağım.
Saatlerce bekledikten sonra,
Alelacele fırlayacaksın dışarı,
Meraklı gözlerle sevdiğini arayacaksın,karanlık sokaklarda,
Bir türlü bulamayacaksın onu,
Aramaktan yorulup,perişan olduğunda,
Yine tek dayanağın ben olacağım.
Çok dost olan yalnız olacaksın.
Herkesin derdine çare olacaksın,kendi acılarını dindiremediğinde,
Yaralarını sarması için birini aradığında,
O an dermanın yine ben olacağım.
Gün gelecek öldüğümü duyacaksın,
Kurtuldum diyerek sevineceksin belki de,
Ruhum rahat bırakmayacak seni.
Gözünde canlanan hayal ben olacağım.
Pişmanlık saracak tüm bedenini,vicdanına hesap veremeyeceksin.
Bitsin artık bu ıstırap diye haykıracaksın,fakat sesini kimse duymayacak.
Son çare olarak sende kıyacaksın canına,
Yattığın yeri bir ben bileceğim,
Ve sana bir buket çiçek atan yine ben olacağım.

M

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:56 PM
aştım;
yolları sana doğru geldim
yıktım;
dağları sana doğru koştum..
yaktım;
eski defterleri seni yazdım.
sildim;
yaşamımı seninkiyle tek yaptım...

inandım;
senin her kelimene..
güvendim;
senin her haline...
birleştim;
senin her gününe...
seninleydim;
beni istediğin sürece...

yanıldım;
sende vefasız çıktın...
harcandım;
senle yaşadığım her günde...
yokoldum;
sevgini taşıdığım gönlümle...
öldüm;
kefenimide getir o yalancı gülüşünle....

mutlu ol;
birini daha kandırdın...
dik tut başını;
belkide sıraya başkasınıda taktın...
övün;
olmasada belki namusun arın...

demiştin ya bir zamanlar.......
evet haklısın;;, (((mahşer yakınnnnn....))))

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:56 PM
Gece…
Siyah, soğuk, yalnız…
Bir ses derinden,
‘Korkuyorum ‘…

Sığındı yorganına boylu boyunca…
Önce gözleri, sonra ruhu uyudu…
Derin bir sessizlik …
Bir isyan sonrası yokluk bu sükunet..

Sadece ‘o ‘ karşı koyabilirdi bu suskunluğa…
Ansızın geldi, sessizliği bozan gürültüsü ile…

Şimdi o gece,
Yalnızca, huzur…
Belki de hiç olmadığı kadar sıcak..

Attı yorganını aniden…
Korkularına çığlık oldu kırgınlığı…Ağladı, sustu !
Ve yine ağladı…
Çaresizce haykırdı..
Sus(a)madı !

‘O’ yoktu…

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:56 PM
DUR…!

gittin işte…
sadece,bir ayrılık şiiri kaldı geriye

dudaklarımın dokunmadığı
dudaklarına, bir şiirin
son satırları dokunur belki

belki son bir kez hatırlarsın,
senin için uykuları kaçan
bu yaramaz çocuğu…

kim bilir olmayan hatıralara
bir göz atmak istersin…

hiç söylemediğin adımı
sayıklarsın, bir gece, ansızın

biri vardı dersin…

uzak bir şehrin alaca karanlığında
hayallerini siyaha boyamış biri…

biri vardı…

elinden gelse
yüreğini bir uçurumundan
fırlatacak kadar asi biri…

ne dersin…
becerebilir miyim…

hayat bi kıyakta bana yapar mı?
unutturur mu seni, sensizliği, sessizliği…

susma söylesene…

tam uçurumun kenarından
fırlatacakken bu yüreği,
“DUR” diye haykırır mı biri…

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:56 PM
Gece hasreti ile kaymayı bekleyen bir yıldız çekirdeğinde gördüm gözlerini...
Ürkmüş bir güvercin gibi ,

Kartal bakışlarında masumluğunu,

Yiğittin ve onurluydun....

Sessiz yağmurlardan getirdiğin kara bulutlarını sevdim,

Ve yağmur berraklıgında

Temizliğini..

Çünkü

Yagarken sessiz olabiliyordun,
Bir o kadarda sade....

Dalga saclarında okurken deniz mavisini,
Sevda geleneğinin esiriyken kalbinde;

Yazık olsada hücrelere,

Kara ise gözlerin,

Hayat kadar,
Bir okadarda ışıl ışıl....

SENİ FIRTINALI *******E BIRAKIYORUM, MASUMLUĞUNLA DİNDİR RÜZGARLARIMI,

KAVGAMI ALNINA AL;

VE

GÜZELLİĞİNLE GÖRMEYİ ÖĞRET...

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:56 PM
bizim küçük hanımefendi böyle emrettiler

yalanmış verdiği sözler
zaafındanmış ettiği yeminler
birgün hiç habersiz gitti derinden
herşey unutulur zamanla geçirmiş bitermiş
neymiş ki sevgi onun için
sadece zamanın boş geçmemesi içinmiş
zamanla verdiği sözleri ettiği yeminleri unutacakmış
bizim küçük hanımefendi böyle emrettiler

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:56 PM
Esmer Sabahlar

Esmer Sabahlar

Gecenin esmerliği sabah ışığına düşer.../Aysun'a...

titrek şavklı kör fener
düşler çürüyor
bırak,besleme nadas halimi
aydınlığın kendine

toprak kokuyorum
vakitsiz kırışmış yolum
oysa,kırmızı gelincik zamanı

sadece avuçlarım mı?
tüm bedenim nasır
her tarafım kabuk
mevsimsiz budanmış dallarım

dayanmaz yüreğim
kelepçeli büyütmelerine zamanın
bak,gök yırtılıyor
duyuyor musun?

kesik kesik gözlerimiz
baktığımız göz bizim değil
esmer sabahlar engelimiz
ve
kuşlar ah kuşlar
nerede rengarenk ötüşünüz?

gölgemizi öldürdük arka arkaya
herkesin içinde,aleni
yaldızlı ahşap kutuda şimdi
kulpunda iki yeşil fiyonk

Mehmet Bardakçı
Alaz Dergisi , sayı 1

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:56 PM
harbi sev

açılmış sergiler kurulmuş pazar
beni bıraksanda artık ne yazar
ecel gelir bir gün mezarımı kazar
seveceksen adam gibi sev gerisi bizi bozar

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:56 PM
utanmadan aşka dair şiirleri

yazabilmek ne güzel mutluluğu sevinçleri
kağıda dökebilmek acıları kederleri
yaşatabilmek bütün duyguları hisleri
korkmadan hayata dair şiirleri
yazabilmek ne ne güzel sevgileri beraberlikleri
kağıda dökebilmek ayrılıkları hüzünleri
yaşatabilmek bütün iyi kötü hisleri
utanmadan aşka dair şiirleri

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:56 PM
Sessizce…

tenimde henüz kıvılcım olmuşken
üşüyen yüreğini ısıtmak için
seslenmişken uzaklara
sesimi yuttu içimdeki göller



o yüzden
sessizce kulağına fısıldayacağım sevgili
uçuruma düşmüş cam kırığı gözlerimle
ağlayan sensizliğimi
ve şimdilerde içimde ölü kuşlar biriktirdiğimi
senden kalan sadece acıydı
unutmadığım
ardına düşerse çarmıhtaki yüreğim
bağışlansın deliliğim

sessizce kulağına fısıldayacağım sevgili
giderken seni çok sevdiğimi

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:56 PM
Mavİ Dİlek Yildizlari

sensizliğin derin suskunluğu:
gizemli deniz küskün dalgalar hüzünlü
üzüntüler kürek çeker sularda
siyah tül denizde yakamoz arar gözlerim
ansızın sedef bir ay doğar
bu kadife yumuşak geceye
mavi dilek yıldızları kayar ellerime
gözyaşlarım süzülür
tatlı, tuzlu ve sıcak
avuçlarımı kapatıp
bunca seven yüreğimle
olmayacak bir dilek tutarım
ümitle bakarım ellerime
ama yıldızlar teker teker
birbiri ardından
sessizce kayar giderler
sıcak parmaklarımın arasından
geride sadece ısıları kalır
ne farkeder ki
ay yine doğacak
yine masmavi yıldızlar kayacak
bense bir başka dilek tutacağım
olur ya…
belki kabul olur

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:57 PM
Ben Aşık Olunca

Ben Aşık Olunca

Merak ediyorum.
Nereden çıkardın sana aşık olduğumu?
Ben sana hiç şiir yazmadımki!
Ne alaka deme bana,
Ben aşık olunca önce şiir yazarım...

Biliyorum varsın,
Biliyorum karşımdasın,
Biliyorum söylediğini yaparsın,
Ama banane bunlardan,
Ben aşık olunca önce ağlarım...

Bilmiyorum nedir bu
Sanmıyorum, üç günde aşk olurmu?
Kızma bana, kusura bakma olurmu?
Ben aşık olunca bunu elbette anlarım........

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:57 PM
Yine zalim bir gece,
Terk edilişlerin rıhtımında,
Gözyaşlarımı kabaran gönül dalgalarına,
Yükleyip ayrılıkları yakamozların sırtına,
Aheste, aheste kürek çeker gönül yokluklara.

Bu gidişin anlamı meçhul,
Gözyaşlarınınki sonsuzluk,
Kürekler nereye çeker gönülü bilmem?
Sonu ya yokluk ya sonsuzluk...

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:57 PM
Ya kalplerimiz acaba onlar silebildi mi kalbinden sevgimizi

Bu son ayrılışımız olacak
Ellerimiz bir daha elveda
Diyerek ayrılmayacak
Canımız bir daha bu denli yanmayacak
Sözlerimiz anlamını yitirmeyecek
Gözlerimiz bir daha yalan söylemeyecek
Bir başka kalplerde
Yaşayacağız sevgimizi,
Bir daha asla birlikte
Olamayız Unutma bu son ayrılışımız
Biz hiçbir şeyin değerini bilmedik
Doğru dürüst sevmeyi bile beceremedik
Bir rüyaydı geldi geçti sadece...
Yaşamadığımızı farz et
Gerçek şu ki gönlüm
Şimdiden sana hasret.
Biz bitti dedik ama bitmedi
Ya kalplerimiz acaba onlar silebildi mi kalbinden sevgimizi

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:57 PM
Şarkıları nasıl öldürdüğümü bil istedim

Ben geldim,
Son kez...
Senden vazgeçtiğimi görmen için.
Şarkıları nasıl öldürdüğümü bil istedim,
Elimin asıl sahibine ulaştığını hisset,
Kahrol istedim..
Bu bahar tükenmene müsaitmiş meğer.
Geçkalmışlığın sükuneti buralarda bir yerde olmalı...
Söylesem tesiri yok,
Sussam gönül razı değil,fuzuli..
Şu yaraların dili olsa da konuşsa.

Ben geldim,
Son kez...
Sızın,kızgınlığın..
Keşkelerin darbelerine rağmen
Sıkı sıkı sarıldığın..
Yanlışın,yanılışın.
Böyle vuslat olmaz!
Yürekte koca bir darağcı,
İçimde yapayalnız yalnızlıklar,
Dilde avaz avaz susulan çığlıklar,
Elde avuç dolusu yarım yamalak bi sevda haritası,
Ha birde ruhta fire vermiş dikiş izleri..
Kirli bir sevdanın kara yazısısın üstelik!

Ben geldim,
Son kez...

Ama o şarkı hala aynı tatta acıtıyorsa,
Hala aynı ahlar çırpınıyorsa dilimde,
Ne ilk pişmanlığım,
Nede son şiirim bu sana.
Biraz eksik,
Biraz fazlayım,
Yinede burdayım ...

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:57 PM
Neden gitmeme izin vermiyorsun

Aşkın keskin yanına mı rastlanır hep?

Rastlanır da gidip her defasında kanatılır mı bu yara?..

Nerden çıktın "sen"?
Gidişin neden gelişin kadar sessiz değil?
Neden gidemiyorsun?
Neden gitmeme izin vermiyorsun?...


Tutma ellerimi,üşümüş ellerinle...
Dokunma saçlarıma ,içimi ürpertme...
"gitme" deme titreyen dudaklarınla...
Bakma gözlerime...
Öpme!..
Yapamam ...
Gidemem...

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:57 PM
Kal derim

Ufuklarda uzanan son bir masala takıldı kanatlarım,
Gecenin sadeliğine vuruldu yüreğim,
Parlamasını bilmez,
Bitmiş tükenmişim..
Dur derim durmaz,
Vur derim vurmaz bu zavallı yüreğim.

Kal derim,
Gecenin koyu mavisinde kal derim,
Susmaz, kalmaz, atmaz,
Boşadır takılan kanatlarımdaki yalan umutlarım,
Boşadır kendini bilmez sandığım şu zavallı yüreğim.
Sus derim susmaz,
Vur derim vurmaz....

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:57 PM
Nereye aşkımı itiraf etmişken

Nereye daha yeni sevmişken,
Nereye sevdama umut ekmişken,
Nereye kederlerimi silmişken,
Nereye aşkımı itiraf etmişken…

Gerçek aşkımı sende buldum ben,
Rüyalarımı senle gördüm ben,
Acıları senle unuttum ben,
Nereye hüznümü kalbime gömmüşken…

Nereye aşk şarkıları söyleyen kuşlar,
Nereye sevdamıza hayran bakışlar,
Nereye dilek tuttuğum yıldızlar,
Nereye aşkımıza şahit *******…

Hayat tadını senle bildim ben,
Yalnızlığımı senle sildim ben,
Sonsuz huzura senle erdim ben,
Nereye mutlu yuvama yeni girmişken

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:57 PM
Bir cekiliş vardı

Kucağımda biriktirdiğim kan kristalleri cansuyuna attığım
Sirke tadında gülücüklerim yeleğinin cebine sıkıstırdıgım
Bir ihanet yoktu ,bir kraliyet ve kehanet evet kehanet
Bir cekiliş vardı , kayboluş, kristallerden gelen haykırış...



İlmimden ,kederimden ve nefesimden korkuyor , bir adım atıyorum
Her adımda onceki adımımı silmeli yoketmeli hep
Küfrümü dinleyip; telaffuz edemedigim bir sozcuk girdabı
yolumdan alıp sonsuzluga goturmeliydi hep ,
ama olmadı hiç.. olmadı ..
Cünkü sen gitmeleri sevdin ..

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:57 PM
Kayıp ilanı asılı gamzelerinin gizinde

Kuruyorum soframı ayışığı vurmuş ihanetinin yüzüne
Kayıp ilanı asılı gamzelerinin gizinde..
Göğsümde ise ay vurgunu bir esaret
Nefessiz kalmış seni özlemlerim..
Nefretsiz ..
Soğuk bir yalnızlık kurşunuyla..


Siradışı gecmisler ve kokulu ümitlerle dolu
Karanligin yüzü vurmus yanılgılarıma..
Yarına gitmeyeceğim,
Düşlerimi kaybettim hüzünün ay ışığında
Vakit artık kızıl hüzün..
Kurgulanmaya sığmaz hayaller
Yüreğim bu kederli yolculuğun en mahzun istasyonunda..


Ne bir isyan ne bir dilek,
Yalniz bir yas sensizliğe; gözlerimin icinde,
Bütün kimsesiz kelimelerin ortasında yaralarımla tek başımayım,
Yüzlerce sesin yankısı geçiyor çığlık çığlığa yüreğimden..
Soruyorum duvarlara seni anlamsiz ifadelerle...


Aciyorum kapiyi sessizce duymayan kulaklarla,
Bakiyorum , mukadder yalnızlığa kapanan gözlerle..
Sezlenişler yüklü, hayalerimin kanatlarındaki yüreğim
Yağmur hüzünlerinden intikam alma gücüm kalmadı..
Ama düşlerim hala Şiir; gümüş-mavi çizgili

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:57 PM
bezgin düşler bırakıyorum sana giderken

bezgin düşler bırakıyorum sana giderken
hiç gelmedim say
küflü anılar gibi kaldır
tozlu raflarda sakla yaşanmamış *******imizi
suskularıma inat
yeni bir aşk yarat
ay Tanrı’sı ol benden sonra
Tanrıçalar güneş doğursun sana

Ilgaz’dım başı dumanlı, hırçın
nergizler açardım her bahar
saçlarım sümbül
Rize yeşili bir tutam umut olancası
karanfil katardım sabah çayına
sigaram gül tadı

mahmur sabahlara uyanmadık seninle
vakur ve mağrur oturmadın karşımda
bu muydu aşkın adı?
eksik bir şeyler mi kalmış bu masalda
yoksa biz mi unuttuk yıllar yoruldukça? ...

istersen anma hiç, unut gitsin
iki eli kanda bırak anıları
balta girmemiş orman olsun
kurda kuşa yem et sevmelerimi
o delicesine sevda
unutulmuş bir efsane kalsın
ben toplayıp kırıntılarını yüreğimin
gidiyorum şimdi...
gayrı yeni bir rüyan olsun
her sabah anlat güvercinlere

-alnı al pürçek
yana taramış kakülü
on parmağı kınalı bir gelin
kahve sunar gümüş tepside
nazlı nazlı salınan bir deli gülüş
bir hayal kaldı gidenden geride-

ben yine sürgünüm
hiç bir tapınak almaz içeri
bir kaç damla düşer
göl olur yalnız kalışlarım
heybem rüzgar dolu
güneşli baharlardan kalma
ellerim yıldız
yeni şafaklara gebe

şimdi gidiyorum
yine savaşçı olacağım
gül pembe değil ayrılıklar
sana susmalarımı bıraktım
haykıracak sevmelerimi
unutamıyacaksın biliyorum...

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:57 PM
*******de Feryatlar

*******DE FERYATLAR

*******de yasarim yanlizligimi ,
Gecenin kara, sessiz dostlugunda,
Iclerinde sefer tasi yanlizliklarla,
Sessizlige burunmus tum sokak.

Karanlikda karsi evlerin penceleri,
Geceden korkan evler,
Birbirlerine destek olmak icin,
Omuz omuza vermisler.

Sanki onlar degildi,
Gun boyu elele halay cekenler.
Gece ve karanlik vede sessizlik,
Onlarida etkilemis besbelli.
Onlar ki demir ve beton yiginlari.

Feryat eden yanliz benim yuregim mi?
Kabus gibi bir feryat bu,
Yanliz benim duydugum,
Sessizlikten daha sessiz,
Sonsuza acilmis agizdan,
Duyurulamayan, duyulmayan,
Caresizligin cesaretlendigi feryatlar.

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:57 PM
gün olur giderim ...
bir şiir kalır sadece benden
gün olur hoşça kal demeden kalır tüm anılar yerde
ellerinde ateşten yelkovan kurusu...
gün olur giderim
bana ait hiçbir şey bırakmadan yerde
her şeyiyle duru bir sabaha
yalvar yakar olmadan
siyah beyaz anılardan geriye kalırcasına...
ne kadar yakına gitsem de
izin kalmayacak gibi
giderim....
umurumda olmaz umurunda olmaması..

gitmek ölümden öte
kalırcasına....
mavilerde kalmak bir ömür..
yok olduğun her yerde
deniz ışığında.....
veda etmez hiçbir el
tüm yorgunlukları göze alarak....

gün olur giderim,
elimde yelkovan kurusu
mevsim dışı gülüşler kalır..
yokluğunun her akşamında...

karanlıklarda
varlığının uzak olduğu bir yerde
yavaşça batıyor gün..
zamanı mı dersin şimdi?
giden yok
sende giden çok....

şimdi uzak bir yerden geliyor sesin

gün olur giderim
hiçbir şey söylemeden
kalmasın sızı içinde
gün olur gidersin sende

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:58 PM
Yalnız Bir Opera


Ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda
Yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim
Oysa bilmediğin birşey vardı sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim

İmrendiğin, öfkelendiğin
Kızdığın, ya da kıskandığın diyelim
Yani yaşamışlık sandığın
Geçmişim
Dile dökülmeyenin tenhalığında
Kaçırılan bakışlarda
Gündeliğin başıboş ayrıntılarında
Zaman zaman geri tepip duruyordu.
Ve elbet üzerinde durulmuyordu.
Sense kendini hala hayatımdaki herhangi biri sanıyordun,
Biraz daha fazla sevdiğim, biraz daha önem verdiğim.
Başlangıçta doğruydu belki.
Sıradan bir serüven, rastgele bir ilişki gibi başlayıp,
Günden güne hayatıma yayılan, varlığımı ele geçiren,
Büyüyüp kök salan bir aşka bedellendin.
Ve hala bilmiyordun sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim
Anladığındaysa yapacak tek şey kalmıştı sana
Bütün kazananlar gibi
Terk ettin.

Yaz başıydı gittiğinde, ardından,
Senin için üç lirik parca yazmaya karar vermistim.
Kimsesiz bir yazdı. Yoktun. Kimsesizdim.
Çıkılmış bir yolun ilk durağında bir mevsim bekledim durdum.
Çünkü ben aşkın bütün çağlarından geliyordum.
Sanırım lirik sözcüğü en çok yüzüne yakışıyordu
Yüzündeki kuşkun kedere, gür kirpiklerinin altından
Kısık lambalar gibi ışıyan gözlerine
Çerçevesine sığmayan
Munis, sokulgan, hüzünlü resimlerine
Lirik sözcüğü en çok yüzüne yakışıyordu.

Yaz başıydı gittiğinde. Sersemletici bir rüzgar gibi geçmişti Mayıs.
Seni bir şiire düşündükçe
Kanat gibi, tüy gibi, dokunmak gibi
Ucucu ve yumuşak şeyler geliyordu aklıma.
Önceki şiirlerimde hiç kullanmadığım bu sözcük
Usulca düşüyordu bir kağıt aklığına,
Belkide ilk kez giriyordu yazdıklarıma, hayatıma.
Yaz başıydı gittiğinde. Bir aşkın ilk günleriydi daha.
Aşk mıydı, değil miydi? Bunu o günler kim bilebilirdi?
"Eylül'de aynı yerde ve aynı insan olmamı isteyen" notunu buldum kapımda.
Altına saat:16.00 diye yazmıştın, ve 16.04'tü onu bulduğumda.
Daha o gün anlamalıydım bu ilişkinin yazgısını
Takvim tutmazlığını
Aramızda bir düşman gibi duran zamanı
Daha o gün anlamalıydım
Benim sana erken
Senin bana geç kaldığını.

Gittin. Koca bir yaz girdi aramıza. Yaz ve getirdikleri.
Döndüğünde eksik, noksan bir şeyler başlamıştı.
Sanki yaz, birbirimizi görmediğimiz o üç ay,
Alıp götürmüştü bir şeyleri hayatımızdan, olmamıştı, eksik kalmıstı.
Kırılmış bir şeyi onarır gibi başladık yarım kalmış arkadaşlığımıza.
Adımlarımız tutuk, yüreğimiz çekingen, körler gibi tutunuyor, dilsizler gibi
bakışıyorduk.
Sanki ufacık bir şey olsa birbirimizden kaçacaktık.
Fotoromansız, trüksüz, hilesiz, klişesiz bir beraberlikti bizimki.
Zamanla gözlerimiz açıldı, dilimiz çözüldü güvenle ilerledik birbirimize.
Gittin. Şimdi bir mevsim değil, koca bir hayat girdi aramıza.
Biliyorum ne sen dönebilirsin artık, ne de ben kapıyı açabilirim sana.
Şimdi biz neyiz biliyor musun?
Akıp giden zamana göz kırpan yorgun yıldızlar gibiyiz.
Birbirine uzanamayan
Boşlukta iki yalnız yıldız gibi
Acı çekiyor ve kendimize gömülüyoruz
Bir zaman sonra batık bir aşktan geriye kalan iki enkaz olacağız yalnızca
Kendi denizlerimizde sessiz sedasız boğulacağız
Ne kalacak bizden?
Bir mektup, bir kart, birkaç satır ve benim şu kırık dökük şiirim
Sessizce alacak yerini nesnelerin dünyasında
Ne kalacak geriye savrulmuş günlerimizden
Bizden diyorum, ikimizden
Ne kalacak?

Şimdi biz neyiz biliyor musun?
Yıkıntılar arasında yakınlarını arayan öksüz savaş çocukları gibiyiz.
Umut ve korkunun hiçbir anlam taşımadığı bir dünyada
Bir şey bulduğunda neyi, ne yapacağını bilmeyen çocuklar gibi
Ve elbet biz de bu aşkta büyüyecek
Her şeyi bir başka aşka erteleyeceğiz.

Kış başlıyor sevgilim
Hoşnutsuzluğumun kışı başlıyor
Bir yaz daha geçti hiçbir şey anlamadan
Oysa yapacak ne çok şey vardı
Ve ne kadar az zaman
Kış başlıyor sevgilim
İyi bak kendine
Gözlerindeki usul şefkati
Teslim etme kimseye, hiçbir şeye
Upuzun bir kış başlıyor sevgilim
Ayrılığımızın kışı başlıyor
Giriyoruz kara ve soğuk bir mevsime.

Kitaplara sarılmak, dostlarla konuşmak,
Yazıya oturup sonu gelmeyen cümleler kurmak,
Camdan dışarı bakıp puslu şarkılar mırıldanmak....
Böyle zamanlarda her şey birbirinin yerini alır
Çünkü her şey bir o kadar anlamsızdır
İçimizdeki ıssızlığı dolduramaz hiçbir oyun
Para etmez kendimizi avutmak için bulduğumuz numaralar
Bir aşkı yaşatan ayrıntları nereye saklayacağınızı bilemezsiniz
Çıplak bir yara gibi sızlar paylastığımız anlar,
Eşyalar gözünüzün önünde durur birlikte yarattığınız alışkanlıklar
Korkarsınız sözcüklerden, sessizlikten de; bakamazsınız aynalara,
Çağrışımlarla ödeşemezsiniz.

Dışarda hayat düşmandır size
İçeride odalara sığamazken siz, kendiniz
Bir ayrılığın ilk günleridir daha
Her şey asılı kalmıştır bitkisel bir yalnızlıkta
Gün boyu hiçbir şey yapmadan oturup
Kulak verdiğiniz saat tiktakları
Kaplar tekin olmayan göğümüzü
Geçici bir dinginlik, düzmece bir erinç
Suyu boşalmış bir havuz, fişten çekilmiş bir alet kadar tehlikesiz
Bakınıp dururken duvarlara
Boş bir çuval gibi, çalmayan bir org gibi, plastik bir çicek,
Unutulmuş bir oyuncak, eski bir çerçeve gibi, hani,
Unutsam eşyanın gürültüsünü, nesnelerin dünyasında
Kendime bir yer bulsam, dediğimiz zamanlar gibi
Kendimizin içinden yeni bir kendimiz çıkarmaya zorlandığımız anlar gibi
Yeni bir iklime, yeni bir kente, bir tutkunluk haline, bir trafik kazasına,
Başımıza gelmiş bir felakete, iskenceye çekilmeye, ameliyata alınmaya
Kendimizi hazırlar gibi.

Yani dayanmak ve katlanmak için silkelerken bütün benliğimizi
Ama öyle sessiz baktığımız duvarlar gibi olmaya çalışırken,
Ve kazanmış görünürken derinliğimizi
Ne zaman ki, yeniden canlanır bağışlamasız belleğimizde
Bir anın, yalnızca bir anın bütün bir hayatı kapladığı anlar
O tiktaklar kadar önemsiz kalır şimdi
Hayatımıza verdiğimiz bütün anlamlar
Göremeseniz de, bilirsiniz
Hiç yakın olmamışsınızdır intihara bu kadar.

Bana zamandan söz ediyorlar
Gelip size zamandan söz ederler
Yaraları nasıl sardığından, ya da her şeye nasıl iyi geldiğinden.
Zamanla ilgili bütün atasözleri gündeme gelir yeniden.
Hepsini bilirsiniz zaten, bir işe yaramadığını bildiğiniz gibi.
Dahası onalar da bilirler.
Ama yine de güç verir bazı sözler, sözcükler, öyle düşünürler.
Bittiğine kendini inandırmak, ayrılığın gerçeğine katlanmak, sırtınızdaki
hançeri çıkartmak, Yüreğinizin unuttuğunuz yerleriyle yeniden karşılaşmak
kolay değildir elbet.
Kolay değildir bunlarla baş etmek, uğruna içinizi öldürmek.
Zaman alır.
Zaman alır sizden bunların yükünü
O boşluk dolar elbet, yaralar kabuk bağlar, sızılar diner, açılar dibe
çöker.
Hayatta sevinilecek şeyler yeniden fark edilir.
Bir yerlerden bulunup yeni mutluluklar edinilir.
O boşluk doldu sanırsınız
Oysa o boşluğu dolduran eksilmenizdir.

Gün gelir bir gün
Başka bir mevsim, başka bir takvim, başka bir ilişkide
O eski ağrı
Ansızın geri teper.
Dilerim geri teper.
Yoksa gerçekten bitmissinizdir.

Zamanla yerleşir yaşadıkların, yeniden konumlanır, çoğalır anlamları, önemi
kavranır.
Bir zamanlar anlamadan yaşadığın şey, çok sonra değerini kazanır.
Yokluğu derin ve sürekli bir sızı halini alır.
Oysa yapacak hiçbir şey kalmamıştır artık
Mutluluk geçip gitmiştir yanınızdan
Her şeye iyi gelen zaman sizi kanatır olmuş
Saadeti karşılaştır yaşayan mutsuzlukla
Günlerin dökümünü yap
Benim senden, senin benden habersiz alıp verdiklerini
Kim bilebilir ikimizden başka?
Sözcüklerin ve sessizliklerin yeri iyi ayarlanmış
Bir ilişkiyi, duyguların birliğini,
Bir aşkı beraberlik haline getiren kendiliğindenliği
Yani günlerimiz aydınlıkken kaçırdığımız her şeyi bir düşün
Emek ve aşkla güzelleştirilmiş bir dünya
Şimdi ağır ağır batıyor ve yokluğa karışıyor
Orada olmuş saadeti karşılaştır yaşayan mutsuzlukla
Bunlar da bir işe yaramadıysa
Demek yangından kurtarılacak hiçbir şey kalmamış aramızda.

Bu şiire başladığımda nerde,
Şimdi nerdeyim?
Solgun yollardan geçtim.
Bakışımlı mevsimlerden
İkindi yağmurlarını bekleyen
Yaz sonu hüzünlerinden
Gün günden puslu pencerelere benzeyen gözlerim
Geçti her cağın bitki örtüsünden
Oysa şimdi içimin yıkanmış taşlığından
Bakarken dünyaya
Yangınlarla bayındır kentler gibiyim:
Çicek adlarını ezberlemekten geldim
Eski şarkıları, sarhoşların ve suçluların
Unuttuklarını hatırlamaktan
Uzun uzak yolları tarif etmekten
Haydutluktan ve melankoliden
Giderken ya da dönerken atlanan esiklerden
Duyarlığın gece mekteplerinden geldim
Bütünlemeli çocukluklarıyla geçti
Gençliğimin rüzgara verdiğim yılları
Gökummaların ve içdökmelerin vaktinden geldim.

Bu şiire başladığımda nerde,
Şimdi nerdeyim?
Yaram vardı, bir de sözcükler
Sonra vaat edilmiş topraklar gibi
Sayfalar ve günler
Işık istiyordu yalnızlığım
Kötülükler imparatorluğunda bir tek şiir yazmayı biliyordum
İlerledikçe...Kaybolup gittin bu şiirin derinliklerinde
Aşk ve Acı usul usul eriyen bir kandil gibi söndü daha şiir bitmeden.
Karardı dizeler.
Aşk...Bitti. Soldu şiir.

Büyük bir şaşkınlık kaldı o fırtınalı günlerden
Daha önce de başka şiirlerde konaklamıştım
Ağır sınavlar vermiştim değişen ruh iklimlerinde
Ask yalnız bir operadır, biliyordum:
Operada bir gece uyudum, hiç uyanmadım.
Barbarların seyrettiği trapezlerden geçtim
Her adımda boynumdan bir fular düşüyordu
El kadar gökyüzü mendil kadar ufuk
Birlikte çıkalan yolların yazgısıdır:
Eksiliyorduk
Mataramda tuzlu suyla, oteller kentinden geldim
Her otelde biraz eksilip, biraz artarak
Yani çoğalarak
Tahvil ve senetlerini intiharlarla değiştirenlerin
Birahaneler ve bankalar üzerine kurulu hayatlarında
Ağır ve acı tanıklıklardan
Geçerek geldim. Terli ve kirliydim.
Sonra tımarhanelerde tımar edilen ruhum
Maskeler ve çiçekler biriktiriyordu
Linç edilerek öldürülenlerin hayat hikayelerini de...
Korsan yazıları, kara şiirleri, gizli kitapları
Ve açık hayatları seviyordu.
Buraya gelirken
Uzun uzak yollar için her menzilde at değiştirdim
Atlarla birlikte terledim yolları ve *******i
Ödünç almadım hiç kimseden hicbir şeyi
Çıplak ve sahici yaşayıp çıplak ve sahici ölmek için panayır yerleri...
panayır yerleri...
Ölü kelebekler...
Ölü kelebekler...
Sonra dünyanın bütün sinemalarında bütün filmleri seyrettim.

Adım onların adının yanına yazılmasın diye
Acı çekecek yerlerimi yok etmeden
Acıyla baş etmeyi öğrendim.
Yoksa bu kadar konuşabilir miydim?
İpek yollarında kuzey yıldızı
Aşkın kuzey yıldızı
Sanırsın durduğun yerde
Ya da yol üstündedir
Oysa çocukluktan kalma gökyüzünde hileli zar
Ölü yanardağlar, ölü yıldızlar
Ve toy yaşın bilmediği hesap: ışık hızı.

Aşkın bir yolu vardır
Her yaşta başka türlü geçilen
Aşkın bir yolu vardır
Her yaşta biraz gecikilen
Gökyüzünde yalnız bir yıldız arar gözler
Gözlerim
Aşkın kuzey yıldızıdır bu
Yazları daha iyi görülen
Ben, öteki, bir diğeri ona doğru ilerler
İlerlerim
Zamanla anlarsın bu bir yanılsama
Ölü şairlerin imgelerinden kalma
Sen de değilsin. O da değil
Kuzey yıldızı daha uzakta
Yeniden yollara düşerler
Düşerim
Bir şiir yaşatır her şeyi yaşamın anlamı solduğunda
Ben yoluma devam ederim. Bitmemiş bir şiirin ortasında
Darmadağınık imgeler, sözcükler ve kafiyeler
Yaşamsa yerli yerinde
Yerli yerinde her şey
Şimdi her şey doludizgin ve çoğul
Şimdi her şey kesintisiz ve sürekli bir devrim gibi
Şimdi her şey yeniden
Yüreğim, o eski aşk kalesi
Yepyeni bir mazi yarattı sözcüklerin gücünden
Dönüp ardıma bakıyorum
Yoksun sen
Ey Sanat! Her şeyi hayata dönüştüren

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:58 PM
bir yıl daha bitiyor
İşte bu kadar duru, bu kadar yalın
bu kadar el değmemiş
sıradan bir gerçeği daha kolları bağlı hayatımızın
bir şiire nasıl dahil edilir bir yılın son günleri
her sonda her başlangıçta ve her defasında
alır gibi bir başkasını karşımıza
perdeler çekip, ışıklar söndürüp
oturup yatağın içinde bir başımıza
sorgulamak kendimizi
öğrenmek ikizin anadilini,ikinci belleğimizi
öğrenmek kendimizle hesaplaşmanın buzul ilişkilerini
bu aynaların dehlizlerinde gezinirken görürüz
karanlık günlerimizin kenar süslerini

biterken bir yılın son günleri
biliyoruz takvimler belirlemez değişimin mevsimlerini
gençlik ikindilerini
kargınmış bir çocuktuk büyüdüğümüzden beri


Bir yıl daha bitiyor.
Düşlerim, tasalarım,
yarım kalmış onca şey, her yıl
biraz daha kısalıyor bir öncekinden.
Bana mı öyle geliyor yoksa daha mı
hızlı ilerliyor zaman insan yaşlanırken.

Kırdım mı, incittim mi birilerini?
Kimleri kazandım, yitirdiklerim kimler?
Kendimi yeniledim mi yaşadıklarımda?
Yeniden düşünmeliyim, dostluklarımı, ilişkilerimi.
Çoğalttım mı eksiklerimi?
Gözlerim çocukluk fotoğraflarımda mı kaldı?
Yitirdim mi yoksa masumiyetimi?

Borçlarımı ödedim mi?
Doğru seçtim mi soruların fiillerini?
Tırnaklarım kesilmiş, dişlerim fırçalanmış,
saçlarım taranmış,
giysilerim ütülü, odam düzenli mi?

Ödünç aldığım kitapları geri verdim mi?
Geri verdim mi aldıklarımı;
Aşkları, dostlukları, sevgileri, güvenleri, bağları?
Kitaplara, sayfalara, satırlara borcumu ödedim mi?
Yokladım mı duygularımı
hâlâ sevebiliyor muyum insanları?

Ovmalı gümüşlerimi, bakırlarımı,
cila geçmeli ahşaplarıma.
Ovmalı umutları. Saklı tutmalı gelecek inancını,
yarınları eksik etmemeli ağzımdan
hançer kıvamındaki o karamizah tadını.
Şimdi oturup uzun bir hasretlik mektubu yazmalıyım.
Sonra köşe başından bir demet çiçek alıp
öyle başlamalıyım akşama, yeni bir yıla.
Ama nedense her şeyin tadı dağılıyor ağzımda.
Bir sap çiçek mi taşısam yoksa ağzımın kıyısında?
Aydınlık rengi vursun diye gözlerimdeki buluta.

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:58 PM
Aşk yeniden
Akdenizin tuzu gibi
Aşk yeniden
Rüzgârlı bir akşam vakti
Aşk yeniden
Karanlıkta bir gül açarken


Aşk yeniden
Ürperen sahiller gibi
Aşk yeniden
Kumsalların deliliği
Aşk yeniden
Bir masal gibi gülümserken


Gözlerim doluyor
Aşkımın şiddetinden
Ağlamak istiyorum
Yıldızlar tutuşurken
*******in şehvetinden
Kendimden taşıyorum


Aşk yeniden
Bitti artık bu son derken
Aşk yeniden
Aynı sularda yüzerken
Aşk yeniden
Rüya gibi bir yaz geçerken


Aşk yeniden
Unutulmuş yemin gibi
Aşk yeniden
Hem tanıdık, hem yepyeni
Aşk yeniden
Kendini yarattı kendinden

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:58 PM
Hani erken inerdi karanlık,
Hani yağmur yağardı inceden,
Hani okuldan, işten dönerken,
Işıklar yanardı evlerde,
Eskidendi, çok eskiden.

Hani ay herkese gülümserken,
Mevsimler kimseyi dinlemezken...
Hani çocuklar gibi zaman nedir bilmezken,
Eskidendi, çok eskiden.

Hani hepimiz arkadaşken,
Hani oyunlar tükenmemişken,
Henüz kimse bize ihanet etmemiş,
Biz kimseyi aldatmamışken,
Eskidendi, çok eskiden.

Hani şarkılar bizi bu kadar incitmezken,
Hani körkütük sarhoşken gençliğimizden,
Daha biz kimseye küsmemiş,
Daha kimse ölmemişken,
Eskidendi, çok eskiden.

Şimdi ay usul, yıldızlar eski
Hatıralar gökyüzü gibi gitmiyor üstümüzden
Geçen geçti,
Geçen geçti,
Geceyi söndür kalbim
******* de gençlik gibi eskidendi
Şimdi uykusuzluk vakti

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:58 PM
İstersen hiç başlamasın
Bu hikaye eksik kalsın
Onca yaraların ardından
Yeni bir aşk yaratamazsın

Örselenmiş bir çocukluk
İşte benim bütün hikayem
Kaç sevda geçse de yüreğimden
Bu yıkıntıları onaramazsın

İstersen hiç başlamasın
Geç kalmışız birbirimize
Yanlış kapılarda geçmiş bunca yıl
Dönemeyiz artık ilk gençliğimize
İstersen hiç başlamasın
Söz verelim kendimize

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:58 PM
Ben ne zaman yalnız kaldım, bilmiyorum
Ne tuhaf, vaktim olmazdı
yalnızlığı bunca bilirken
kendimi hiç yalnız sanmazdım
çevremde hep birileri vardı,
ben hep birilerinin yanındaydım
günler belirsiz bir gelecek için neredeyse kendiliğinden hazırlanırdı
aramızda habersiz gidip gelen gündelik armağanlarla
kendi kendini taşıyan bir ırmağın akıntısında hayat
bizi kendi sahillerimize ulaştırırdı
bazı evlerden taşınırdık, bazı insanlar girip çıkardı hayatımıza
bazı mektuplar alırdık, bazı sözler, çiçek selamları
sonraları bazı tanıdıklarımızın ölümleriyle de karşılaştık
elde olmayan nedenle
sudaki halkalar gibi genişleyen
küçük alınganlıklardan büyük dargınlıklara
vazgeçişler, unutuşlar, kayıplar
birbirimizi çok sevdik hep
yıllarla azala azala

şimdi ne zaman yalnız kaldığımı düşünsem,
yalnız olmadığımı kanıtlamak istiyorum kendime
eskiden iki albüme sığdırdığım hayatım,
şimdi sığmıyor eskilenlerle çoğalmış fotograflara
telefonun başına geçiyorum
alt alta dizilmiş onca ad arasında seken ömür parçası
gün ölüyor meşgul numaralarla
şimdi ne zaman yalnız olduğumu düşünsem,
şimdi ne kadar yalnız...
yalnız olduğumu anlamam için beni hiç yalnız bırakmadınız.

Ben ne zaman yalnız kaldım, bilmiyorum
her zaman yalnızdım, bunu biliyorum
büyücü ellerimin kara sanatı yazı
en çok ben onardım dostlukları, en çok benim elim dikiş tuttu
bağışlamasız sanarken kendimi
en çok ben unuttum kalbimin benden sakladıklarını
tığla içeri çektim takılmış kazakların ipini
denenmemiş başlangıçları göze aldım,
hafifletilmiş hasarları, görmezden gelinen enkazı
mutfağı beklemek hep bana kaldı
bir şiirden bir romandan bir filmden çıkıp
her seferinde aydınlık bir inat gibi yeniden karıştım hayata
hiç el değmemiş gibi yeniden konuk geldim
odalarınıza, ruhlarınıza
buraya

eski aşklarım neredesiniz? Hepinizi çok özledim.
Şimdi birdenbire bir köşeden çıkıp bana,
yalnızca, Merhaba, deseniz,
o zamanlar hiç mutlu etmediğiniz kadar mutlu edersiniz,
bir zamanlar bütün ağladıklarımı geri verebilirim size
sağ olun demenk isterim, sağ olun, sağ olun
sanki beni yeniden sevdiniz
ama biliyorum, pis bir yağmur başlıyor, şemsiyem yok yanımda,
yağmurda yürümekten nefret ederken, yürümekte ısrarlıyım gene de
isterseniz, kederdeki bütünlük, diyelim buna
ne kadar ıslansam, o kadar çıkacağım sanki
bir zamanlar çok daha bütün olduğumu sandığım
o yıkanmış zamanlara...

yeni değil keşfine gençlik verilmiş gerçekler
her zaman yalnızdım
kitaplar kadar yalnız
yalnızca yalnızlığımdan gürültücü bir kalabalık yaptım
herkes için farklı aldanışlar kurtarılmış hayatlar yok pahasına

her zaman yalnızdım
yanardağlar kadar yalnız
ey kafiye sevenler,
şimdi beni gökyüzünde bir yıldız sananlar, yanıldınız!

nankörlük etmeyeyim gene de,
yalnızlığımı daha az hissettiğim anlarım oldu yalnız

evimde hep aynı anda çalar telefonla kapı
gene öyle oluyor; hiç yalnız bırakmazlar beni
yalnızlık bilgisiyle çatılmış arkadaşlıkların korunaklı gölgesinde
yalnızlık için çalar telefonlar kapılar
İstersen bana uğra, ya da, Akşama buluşalım, ölmeden yapacak çok
iş var

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:58 PM
Kimdi kimdi kalan
Giden mi suçludur herzaman?
Ne zaman başlar ayrılıklar
Dostluklar biter ne zaman

Her geçen gün bir parça daha
Aldı götürdü bizden
Aynı kalmıyordu hiçbir şey
Değişiyordu herşey
kendiliğinden

Artık çözülmüştü ellerimiz
Artık bölünmüştü yüreğimiz
Birimiz söylemeliydi bunu
Ötekini incitmeden

Kimdi giden kimdi kalan
Aslında giden değil
Kalandır terkeden
Giden de
bu yüzden gitmiştir zaten

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:58 PM
Akdeniz yaraşıyor sana

Akdeniz yaraşıyor sana
Yıldızlar terler ya sen de terliyorsun
Aynı ıslak pırıltı burun kanatlarında
Hiç dinmiyor motorların gürültüsü
Köpekler havlıyor uzaktan
Demin bir çocuk ağladı
Fatmanım cumbadan çarşaf silkiyor yine
Ali dumdum anasına sövüyor saatlerdir
Denizi tokmaklıyor balıkçılar
Bu sesler işte sessizliğini büyüten toprak
O sesinin sardunyalar gibi konuşkan sessizliği
Hayatta yattık dün gece
Üstümüzde meltem
Kekik kokuyor ellerim hala
Senle yatmadım sanki
Dağları dolaştım

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:59 PM
Akis

Sen çaldıkça Teodorakis
Bir mor yağıyor üstüme...
Dudaklarım öpüşmekten mosmor...
Bir putum sanki ilahilerle
denize fırlatılmış
Ve bir deniz yağıyor üstüme
Bakma sen sevgili Teodorakis

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:59 PM
Anı

Ne zaman Mühürdar'a gelirsem Çin'den
Bir güzel susmak geliyor içimden
Bir kız sevmistim gıllıgışlı
Yuvamı yapan bir kırlangıçtı

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:59 PM
Aslandan Al Haberi

Romalılar aslanlara atarlarmış Hıristiyanları.
O Hıristiyanlar ki
Romalılardan daha dürüst, daha düzgün, daha uygar bir
düzene
inanmaktan başka suçları yoktu...
Romalılar oyalamak için işsiz yığınlarını
O zamanın gazetesi
Ve Hürriyet’i olan Coliseum stadyomunda
Aslanlara atarlarmış sen gibi ben gibi
Mehmet Turgut gibi insanları
O Mehmet Turgut ki
İşsiz olmaktan başka suçu yoktu
İşsiz parasız evsiz-barksız

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:59 PM
Aşk Çocuğu

Pencerelerin kenarından
Sarkmış tül perdeleri
Pembe Evin
Uçup uçup yüz sürüyorlar
Karşı tepedeki manastırın selvilerine

Rüzgârla eğilip doğruldukça
Sardunyalar, biberiyeler,
Hiç korkma
Karada ölüm yok oğlum sana bugün

Leylekler daldı birden göğün acentasına
Gidip-gelme almak üzere Güneye hicret
Sen de gel diyorlar kanatlarıyla,
El sallıyorum ben de yattığım yerden
Leyleklere Leylim-Leylim

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:59 PM
Ay Işığı Son Atı

Alnımda bir ağustos böceği
Yapraktan bedenim
Ağaçtan bademim
Bu zincirinden boşanmış poyrazda
Uçuyoruz dolunaya doğru
Yel yepelek yelken kürek
Uçuyoruz ağaçlar evler duvarlar
Uçuyoruz peribacaları

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:59 PM
Yazmak kolay deme bana
Ben o kadar çok şey yazdım ki ‘’Yokluğuna ‘’
O kadar çok sahte kahramanlar yaratım ki
Evet o kadar çok alıştım ki kolaylığa
Şimdi sana susuyorum
Artık çok zor geliyor yazmak .

Hani bir gün gökyüzü olursan
Bulutları maviliğinde saklarsın
Üşürde şimşek çaktırırsın ya
İzin ver yağmurların ıslatsın beni

Hani bir gün sende seversen
Her şeyini sevdiğine verir
Geriye bir tek sen kalırsın ya
İzin ver kulaklarım çınlasın

Hani bir gün sende toprak olursan
Bilirim çiğnenmekten korkarsın
Etrafın yaban otlarıyla çevrilir ya
İzin ver başucundaki gül benimki olsun...

bu hayatı
bu yaşamı
hepimizin zaferi farzet
bazılarımız
bazılarımız kadar
taçlandıramasak da bu yaşam zaferini
sen tadını çıkar
ve her ne olursa olsun
duruşunun keyfine bak
çünkü bu duruş sana çok yakışıyor.

Ayrılıkların Başkenti
ne kadardır susuz
ne kadardır hasret kaldım bize
sadece kuraklığınla değil
kendimle de uğraştayım
üstelik gurbet kadar uzak
koca bir şehir burası
yaşamla savaş üstüne sevda
herkes için zor
neresinden bakarsan bak İstanbul işte
hani bir damlası düşse sevdanın
yıkılır surları sorgusuz
sonra düşünsene kiraz bahçelerini
kurt gibi kemirir her birimizi
senin anlayacağın sadece kuraklığınla değil
sellerinle de dertteyim
üstelik gözlerin kadar uzak
hasretin kadar taşkın bir şehir burası
neresinden bakarsan bak İstanbul işte

ayrılıkların başkenti.

ne dağların heybetiydi anlatmak istediğim
ne de gökyüzünün engin merhameti
uçurtmam hasretine takılı kalmış
babamı başka türlü çizemedim

Bitirip herşeyi gidiyorsun ha
Gidiyorsan hadi uğurlar olsun
Neler yaptığını biliyorsun ha
Gidiyorsan hadi ugurlar olsun…


Kolayca diyorsun „ben gidiyorum“
„Yaşadıklarımızı hep siliyorum“
Demekki gözünde ben bitiyorum
Gidiyorsan hadi uğurlar olsun…


Kalbimi derinden “vur” diyemem ki
Zorlada gönlüme “ gir” diyemem ki
Gideceksen sana “dur” diyemem ki
Gidiyorsan hadi uğurlar olsun…

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:59 PM
Ruhumun meltemi güzel duygular
Ne hoş serinletir sevdanın yeli
Kalbimin vuruşu seni sorgular
Oradan beslenir, sevginin seli…


Ruhumla bedenim sevi kokuyor
Yüreğime sığmaz sevginin gölü
Gözlerim gurbetten sana bakıyor
Sarmış bedenimi yalnızlık çölü…


Karşıma çıkanı sen sanıyorum,
Bu sevda yüzünden deliyim deli...
Gönlümüz iç içe, inanıyorum,
Senden uzaklarda bedenim ölü…

Merhamet ettiğin kıymet verseydi
Gözündeki yaşın ne işi vardı!
Evladım dediğin hürmet bilseydi
Sözündeki taşın ne işi vardı!
* *
Yaradan bedene sende can verdi
Ayrıldı bedenden tenle kan verdi
Büyüdü yeşerdi fidan boy verdi
Peşinde şer başın ne işi vardı!
* *
Yedisinde önlük çanta almışsın
Bir hevesle bin hayale dalmışsın
Geleceği destanlara yaymışsın
Yazında kör kışın ne işi vardı!
* *
Asker edip gününe gün ekledin
O Vatanı sen kapını bekledin
Vatan borcu biter bitmez gel dedin
Dizinde sırdaşın ne işi vardı!
* *
Evlendi el kızı girdi araya
Ne edep ne ahlak sığdı daraya
Yiğidi yiğide verip kiraya
Tuzunda çiğ aşın ne işi vardı!
* *
Derdini derdinle sardım be Ana
Çaresiz kalmışsın bak anlasana
Hiç laf söylenir mi insan olana
Yüzünde yüz yaşın ne işi vardı!

Her kapı eşiğinde
çocuk mezarı diye takıldığınız
45 numara ayakkabılarımla
içinde etleri çürüyen
bir çocuk cesedi taşıdığımı
nasıl da bildiniz

Hiçbir bardakta
dudak payı bırakmadınız bana
bir kaşık sesini
bile çok gördünüz
şekersiz içerek
çaylarınızı

Bakarak yürüdüm oysa balkonlara
göz göze
gelebilmek için
çamaşır ipinin arkasına astığı
iç çamaşırlarının
ıslaklığına sürünerek
kanaryasını güneşe çıkaran
bir kadınla

Yanıma yaklaşıp kibrit istediğinizde
ıssız bir adaya düşen
yalnız adamın
dumanı görülsün diye yaktığı
ateşiydi sizlere
uzattığım

Ve siz
her seferinizde
sigaranızı yaktınız
ama açıktan geçen gemiler gibi
yanınıza beni almadan
gittiniz! ..

- - - DOST BİLDİKLERİM - - -
Doğum günüm olmuş neye yarar ki
Günümü YIL sayar dost bildiklerim!
Kimler düşlerimi hayra yorar ki
Sorunca ŞER sayar dost bildiklerim!
* *
Dostlar dergahına Pazar kurulur
Önce izzet ikram hatır sorulur
Köprüyü geçince çene yorulur
Görünce EL sayar dost bildiklerim!
* *
Ne vardı pazarda bir dostu bulsam
Ne derdim kalırdı ne de bir tasam
Düşen gözyaşımı çöle akıtsam
Taşınca SEL sayar dost bildiklerim!
* *
Ne rüzgar kar eder ne de fırtına
İstersen onları benimle sına
Yapraklar da küstü kendi dalına
Esince YEL sayar dost bildiklerim!
* *
Dostlar meclisinde gönül bulanır
Bir ileri beş geriye yollanır
Sanırsın yürekte sabır sınanır
Satınca PUL sayar dost bildiklerim!
* *
Gönlüm aşk’a geldi çağlayıp coşar
Şelaleye inat tersine akar
Bir yürekte doğdum binleri yakar
Yanınca KÜL sayar dost bildiklerim!
* *
Alaylı gözlerle şimdi bakarım
Kalemimden gözlerine akarım
Aynalara ben mi boyun bükerim
Susunca LAL sayar dost bildiklerim!
Susunca LAL sayar dost bildiklerim..!

Ah basim bu da sana ders olsun!



ben seni seviyordum canimdan cok
sana verdim ask ve sevgi
sana verdim neyim varsa
hani benimle olucaktin zor günümde bile
hani herzaman benimleydin
simdi zor gün sen nerdesin
simdi param pulum kalmadi sen nerdesin

zor günde belli oluyor gercek asklar
zor günde belli oluyor dostlarin
dost bildiklerim simdi nerde
canimdan cok sevdiklerim simdi nerde
güvendigim daglara kar yagdi
dostlarim yüzüme bakmaz oldu
cebimde para varkene göz agrilaridim
simdi uzak giderler benden
ah bassim bu da sana ders olsun
ah basim bu da sana ibret olsun


bana birakin ben hal ederim
düstügüm gibi kalkmasinida bilirim
yalan asklardan
yalan dostlardan
yoruldum
hayat yordu yikti beni
yalan asklar genc yasta katilim oldu
ah basim bu da sana ders olsun
ah basim bu da sana ibret olsun
simdi taniyorum insanlari
simdi taniyorum asklari
simdi herseyi daha iyi anliyorum

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:59 PM
Sana Bir Tanrı Getirdim

--------------------------------------------------------------------------------
Hani o iki kişilik dünyalar bizimdi
Hani sen iyiydin
Halden anlardın
Hani sen git demiyecektin bana
Ve ben herşeye rağmen gelecektim
İçimde bir umut
Ellerimde olgun meyvalar
Dünya nimetleri
Gözlerimde yanıp yanıp sönen bir pırıltı
Ama ne sen gel dedin
Ne de ben gelebildim herşeye rağmen
Aşkımız ayrılıklarla başladı

Deli dolu akan nehirlerden tas tas sular içtik
Öyle ateşlerle doluydu yüreklerimiz öyle tutkundu
Karlı dağların serinliğinde uyurduk *******i
Deniz fenerinin ışığında yıkanırdık
Köpükten bir çalkantıydı içimizde zaman
Ne yana baksak denizdi maviydi ışıktı
Sonra bir çaresizlikti zifir
Akıntıya kapılmış gemiler gibiydik

Bir org çalınır gibi yanıbaşımızda
Öyle kendinden geçmiş öyle başıboş
Öyle derin duygular içindeydik anlatılmaz
Sarhoş rüzgarlara bıraktık kendimizi
Aldığını geri vermez dalgalara
Görmediğimiz ülkeler gördük gün doğusunda
Tatmadığımız yemişlerden tattık günahkar olduk
Alevden bir tasta eridi günler
Bir cehennem ateşiydi aşk içimizde
Hiç sönmeyecekmiş gibi yanıyorduk

Tutsaklığımız nasıl başladı bilinmez
Paslı demir kapılar kapandı üstümüze
Taş duvarlarda kayboldu boğuk seslerimiz
Çaresizliğimizi bize aynalar söyledi inanmadık
Kuşatıldık ansızın kederle ayrılıkla
Aman vermez karanlıklar sardı dört yanımızı
Yalnızlık bir ağrı gibi çöktü başımıza
Uyuduk bir daha uyanamadık

Şimdi bir kutup var sana çeker beni
Bir kutup var senden öteye
Ben onun için böyle ortalıklarda kaldım
Dağ yollarında caddelerde sokaklarda
Onun için bulup bulup yitirdim seni
Hangi kapıyı çaldıysam sen açtın bana
Hangi gözümü yumduysam seni gördüm
Zamandın zamandan öte bir şeydin
Yıllarca bir meşale gibi yandın uzaklarda

Bu manyetik alanda boğulmam senin yüzünden
Bu zincirleri sen vurdun ellerime
Sen getirdin bunca karanlıkları
Al şunu mum yak
Korkuyorum
Bir taş aldım attım denize
Günahlarımdan kurtuldum
Alfabenin yirmisekizinci harfindeyim
Öteye gidemem
İtme beni

Benim de bir insan tarafım vardı
Bakma böyle kötü olduğuma
Benim de dileklerim vardı
Benim de bir beklediğim vardı yaşamaktan
Yeter artık vurma yüzüme çirkinliğimi
Hergün bir kadın ağlar benim yüzümde
Büyük dertler için benim ellerim
Anlamıyor musun
Sen sevildiğin için güzelsin bu kadar
Ben sevilmediğimden böyle çirkinim

Bütün kötü yerlerde ben korkarım
Biliyorum
Bir hayvan leşiyim öleli kırk gün olmuş
Fabrika bacalarında bir kara dumanım
Zehirim akrep kuyruklarında
Kötüyüm sevemediğin kadar
Öyle fenayım
Kapanmış bıçak yaralarında
Bu pis çöp tenekelerinde unut beni
Unut artık
Bayat bir ekmek gibi
Çürümüş bir elma gibi

Sarı badanalı evlerde kazanlar kaynar
Sarı badanalı evlerde günahlar işlenir her gece
Sarı badanalı evlerde ölüler yıkanır
Sarı badanalı evleri sev biraz
Bu evlerde zaman benim akşamlarımdır yitirilmiş
Bu kazanlarda benim gözbebeklerimdir kaynayan
Bu sarılarda benim yüreğim bir ölür bir dirilir
Anladım
Bu dünyada benden başka kimse yok beni anlayan

Tosca' dan bir arya hatırlıyorum şimdi
Sus biraz
Ensemde bir akrep yürüyor
Bırak yürüsün
Sabaha asacaklar beni
Dokunma
Yedi canım vardı ikisi gitsin
Bunca ölümler az gelir bana

Kalbimi yardım
Bir damla kan aktı
Kutuplara kar yağıyordu
Üşüdüm
Failatun vezniyle seni çağırıyorum
Bana imbiklenmiş yeşilliğini getir
Dur gitme
Beş kuruşum vardı kaybettim
Dur gitme
Isırgan otlarından kurtar beni

Deniz analarının gözlerini çaldım
Sana bakmak için
Güneşi üçe böldüm
Al biri senin olsun
Yüzümde beş bıçak yarası var
Bir de sen vur
Barut kokusunu severim
Bir portakalı dilim dilim soy
Acıktım
Tut ki ben yoğum artık yeryüzünde
Tut ki bir marul yaprağıydım
Öldüm

Al şu serçe parmağım sende kalsın.
Ben kötüyüm
Allahsızım
Korkunç çirkinim
Ben seksensekizinci tul dairesiyim
Sağ gözümün üç kirpiğini kestim
Al
Ben lanetlendim

Chopin' in cenaze marşı çalınıyor
Ölüler ayağa kalktı
Görüyor musun
Şu soldan ikinci benim
Senin yüzünden öldüm
Şimdi seni getiriyorlar karanlığıma
Ağlıyorum
Biraz sev beni
Gül biraz
Yaklaş biraz
Seni affediyorum

Kuşkonmaz dallarına astım kendimi
Sedir ağaçlarına gül yapraklarına
Başımı taşlara vurdum
Gözbebeklerimde büyük camlar parçalandı
Tanrısal duygular içindeydim
Bütün tanrısızlığımdan uzakta
Bir kemiklerinin sertliğini aldım
Bir teninin aklığını
Sonra sıcaklığını dudaklarının
Gel bak
sana bir tanrı getirdim
Gel bak
bir tanrı yarattım senden
(Ankara, 1957)

Nǿ ŦΞДЯ™
07-09-2007, 11:59 PM
TABUTUMA DÜŞTÜ KÜLÜM


En hüzünbaz anında yüreğimin,
Yedi damla yaş düştü gözlerimden.
Ve kapayıp gözlerimi,
Buhranların mateminde,
Kaldım firarlara gebe.
Serap olup ta düşmek var mıydı? çöllere.
Oysa,bir deli ırmaktım,
Voltasında rüzgarın.
Bir cıgara ateşinde,
Tütüyordu efkarım.
Şimdi korkudan yana adımlarım ,
Buzdan bir çerçevede bakışlarım.
Hangi yol sana çıkar,
Ben;
Hangi çıkmaz sokaktayım...

Hasretinde,
Karanlık *******e,
Vurdum umarsızca kendimi,
Yarı çıplak,hecelerle kurdum cümlemi.
Her soluk sen oluyordun,
Her bakışta nazarın.
Hiç aklımdan çıkmıyor,
Düşümdeki baharın...
Sen sevdalarımın tek sebebi
Geçmişim geleceğim iki gözüm.
Bir vuslat arzusunda,
Tabutuma düştü külüm...

Bu ne kutsal aşk ki,
Yandıkça yanıyor ciğergahım.
Kızgın yas *******inde,
Göğe yükseliyor ahım.
Hangi yürek dayanır,
Bu onulmaz bekleyişe,
Çare buldu mu? Lokman,
Bu çıldırtan hasrete.
Şimdi;
Aramızda kabir,
Aramızda Azrail,
Sura ne zaman üfler bilinir mi? İsrafil.

Biliyorsun...
Senden gayrı kimseye,
Vermedim muhabbeti.
Senden gayrı kimseyle ,
Etmedim aşk ticareti.
Bak dolu dolu gözlerim,
Dilimde takıldı sözlerim.
Belki;
Galeyana geldi,
Yokluğunda hissiyat,
Hasretindi tüm gücüyle,
Yüzüme vuran tokat...
Kaç demin çırası aşkına sözüm
Kanatsız bir kuşun yüreğine düştü külüm.


Ben kapında kıtmir,
Ben bir garip canım.
Benim kölesi nefsin,
Benim sesi direnişin.
Kaç zamandır dilimde,
Vuslatımdır dedim ölüm.
Otuzumda; Benden önce,
Tabutuma düştü külüm...

ADIMLA NASIL BERABERSEM



hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların
bir dakika bile çıkmıyorsun aklımdan
koşar gibi yürüyüşün
karanlıkta bir ışık gibi aydınlık gülüşün

hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların
uzak uzak yıldızlarla çevrilmiş kainatın
karanlık boşluklarında akıp giderken zaman

adımla nasıl berabersem öylece beraberiz
seninle her saat seninle her dakika seninle her saniye
gönlümüz mutluluğa inanmış olmanın gururuyla rahat
koltuğumuzun altında birer dinamit gibi kellemiz
ve sonra her zaman her ölümlüye
aynı şartlar altında kısmet olmıyan
gerçekleri görmenin aydınlığı alınlarımızda

hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların
sen bana kalbim kadar elim kadar yakınsın

Sessizce


sessiz gidişinde bir şiir saklıydı
gözlerin toprağı kıskandıracak kadar toprak
yerin demir göğün bakır olma ihtimalinin
sıfır olduğu günlerdeydik
biz sana güneş kokulu günler
biriktiriyorduk içinde başrol oynadığın
sen hayaller yazıyordun
sırtın yaslı kıraç topraklardan
içinde bir kilit bir de demir kapı

oysa sahipsiz günlerin
ganimetiydi kirli bir gülücük
bir de yarım kalan buse
şimdi yokluğun da bitmemiş cümleleri
topluyoruz bir bir
paslı dolapların sırdaşı olan
ve yangında ilk kurtarılması gereken sözcüktü aşk
yaşam alanı yangın olan

Azat Ettim…

Azat ettim seni.
Git gidebildiğin kadar…
Kırdım bütün kapılarını,
Söktüm demir parmaklıklarını,
Açtım gönül penceremin kanatlarını…
Uç uçabildiğin kadar.
Dönüp dönüp bakma ardına…
Bilirsin dayanamam bakışlarına.
Hadi git!
Veda busesi koymana gerek yok, alnımın orta yerine.
Git gidebildiğin kadar,
Uç uçabildiğin kadar.
Sen bahara yakışırsın.
Kır çiçeklerinin olduğu yerlere…
Rengarenk kelebek kanatlarına,
Ancak çiğdemler yakışır.
Ben yüce dağ başlarında kar gibiyim,
Kuru bir ağacın kuru dalları,
Ya da sıvasız bir duvar gibiyim.
Mağaralarda saklarım düşlerimi,
Yarasalar yoldaşım,
Akrepler sırdaşım,
Yılanlar arkadaşım…
Sen aldırma benim yağmur bulutlu gözlerime.
Onlar, senden geriye kalan közleri söndürmek için nöbet bekler.

Hadi git dedim.
Boşalt senden yana ne varsa içimde.
Çaktığın çivileri birer birer sök.
Oluk oluk aksa da sevda pınarımın gözyaşları,
Sağanak yağan yağmurlardan say.
Sanki bir ağustos sıcağında düşle kendini,
Yıldız ol gökyüzünde birer birer kay.

Git dedim.
Alabildiğine…
Uçsuz bucaksız okyanusların rıhtımında bekleyenler var seni.
Rotanı bilmeyen bir kaptan gibisin,
Sürükleme arkandan beni.
Boşalt dedim ya içimi,
Yalnız bırak bana gövdemi.
Dostların kaldıracağı bir şeyler olsun.
Sustur artık dilini,
Yum gözlerini,
Bakma öyle ne olursun…

Git artık.
Azat ettim seni.
Gelme bir daha buralara…
Bulamazsın bahar yüzlü kimseyi.
Bizim kıştır mevsimimiz artık.
Beyaz gördüğümüz her şey dağ başlarında kar gibidir.
Ne düşlerimizde, ne hayallerimizde;
Kır alttı prensler, beyaz gelinlikli kızlar göremezsin.
Bir ses bekleriz çığ gibi yuvarlanmak adına,
Bir güneş bekleriz sıcaklığında erimek için,
Bir sıcaklık değdi mi bağrımızın orta yerine;
Su oluruz, kır çiçeklerinin ayak diplerine…

Hadi git.
Azat ettim seni.
Çabuk unutursun…
Önümüz ilkbahar…
Rengarenk çiçekler açar gönül bahçende,
Kelebek kanatlarınla bir oraya bir buraya uçarsın.
Artık özgürsün.
Doyabildiğince yaşa,
Doyabildiğince uç,
Doyabildiğince sev…
Sakın bir daha kapılma kara-kışa.
Şimdi taze sürgün filizler bekliyor seni,
Zaten hiç anlamamıştın beni.

Git dedim.
Alabildiğince, uçabildiğince…
Senden yana bir şey kalmasın geride.
Zemheri soğuklarında donmayasın.
Kırağı düşmesin *******ine,
Menekşeler gibi solmayasın.
Kıyamam senin mahzun duran bakışlarına,
Hadi git.
Allah aşkına…

Savrulup Gittiği

Bir şeyim gibi yakındı onu hiç görmedim
Esmerdi, yapılıp bozulan bir yüzdü
Akıldan yaşanır bir yerlerde
Durgun söğütlerin gölgesinde gizli

Güçsüz yapımızdan gittikçe taşlar
Eksilir ikili düzenlerde
Uzakta bir dağ kurşundan
Yalnızlığın katması beklenirdi

Ürkütülmüş ince iplikleri
Esmerdi, yapılıp bozulan bir yüzdü
Ne saat istenir rüzgar esmesin
O saat olurdu savrulup gittiği

Bendeki kararsızlığı mı soruyorsun dostum.
Bendeki ne bir yalnızlık öyküsü,
Ne de bir hasretlik türküsü.
İçimde dünden kalma hayallerle,
Bocalayıp duran bir sitem sadece.

Kararsızlıklar bütünü dünyada.
Umutsuzluk tarlası rüyada.
Ha battı batacak durgun deryada.
Tek başına kalan bir sitem bu sadece.

Solgundur, bugün burada yarın nerede.
Hep yalnızlıklarladır, işi olmaz neşede.
Dibi delik testi gibi durur bir köşede.
İçi hiç dolmayan bir sitem bu sadece.

Yılların çilesi sarmış sanki üstünü.
O bu dünyanın en berduşu en küskünü.
Nerde be dostum mutlu bir günü.
Yarını olmayan bir sitem bu sadece.

Dokunmaya gelmez hemen kırılır.
Mutluluk varken yalnızlığa sarılır.
Bu kadarı yeter fazlasına darılır.
Gülücüğü kalmayan bir sitem bu sadece.

Nǿ ŦΞДЯ™
07-10-2007, 12:00 AM
Dört bir yanım taş bir duvar
Ne merhamet ne vefa var
Üstelik de sen yoksun yar
Vursalar da akmaz kanım
Hasret dolu her bir yanım
Bu sensizlik yok mu canım
İşte beni öldüren bu!

Ya bir gün biterse bu ızdırabın sonu
Sevginin sonu gelir mi sence
Ya bir gün gelirse naparım o zaman
Ya sen naparsın hiç düşündün mü ?

Ya bir gün biterse bu ızdırabın sonu
Mahşer gününde mi konuşuruz ancak
Belkide o bile olmaz
Sen başkasının ben başkasının olmuşuzdur çoktan !

Ya bir gün biterse bu ızdırabın sonu
Sevgi seli bitermi sence bir gün
Coşkun dereler durulur mu ?
Ya hızla yağan yağmur diner mi sence

Ya bir gün biterse bu ızdırabın sonu
Sararan yaprak yeniden yeşerir mi ?
Kırılan dal yeniden biter mi dal olarak
Solan çiçek yeniden canlanır mı ?

Gökyüzü zifiri karanlıkken,pembe bir dünyada elele bu sevdanın içindeydik senle…
Ve birlikte sonsuz olmaktı temennimiz.
Çocuksu düşlerimiz vardı,sadece ikimizin olduğu…
Zamanda uzun,yaşamda kısa olan bu aşkta;
En güzel sevinçleri,en güzel anıları paylaştık,sevdaya dair çok şey öğrendik. Sevmeyi,gülmeyi ve terk etmeyi öğrettin bana,yaşamın sevince anlam taşıdığını gösterdin…

Sevdim seni !
Can verip yollara düşecek kadar,
Kimsenin gücü yetmeyeceği kadar sevdim.

Uykularımızı paylaştık seninle,bir gece değil *******ce uykusuz kaldık.
Aşkımız için zamansız sevdik birbirimizi,umarsız,çıkarsız,yalansız…
Dünyalara sığmayacak aşkımızı küçük yüreklerimize sığdırdık,
Ayrılıklarımızı yaşanmamış saydık,
Öyle ki hep birlikte olmalıydık.
Sözler verdik birbirimize tutamayacağımızı bile bile…

Sonra ayırdılar bizi;
Kimseler düşünmedi ! seni,beni,sevgimizi.
Sensiz hayat yoktu.
Söz vermiştim sana,sevdama söz…
Yaşayamazdım…bu sevdayı içime gömüp,seni bırakamazdım.
Aldırış etmedim kimseye ayrılmadım senden.
Sonra sen istemedin beni,sevdamın taşıyamayacağı sözler söyledin,bu aşkı hançerledin…sevdiğim ne yapar bile demedin,ama ben bıkmadım…

Şimdi ise ayrılığımızın en karasında kara sevda oldu sevdam.
Sen belki unuttun,ama ben unutmadım,unutamadım.
Yeniden başlamak için çok çabaladım,olmadı,nafile…
Sadece DÜŞLERİMDE KALDI SEVDAM…

Şimdi sen yaşıyorsun,beni öldürdün,yüreğinde bana ait bir iz bile yok.
Hatırla söz vermiştik sevdamıza,yaşadıkça bu aşkla beraber olacağımıza…
Yalanmış oysa…gittin hayatımdan ama sevdan hep benimle.
Bir gün üstümde çimenler bittiğinde bile sevdan yaşıyor olacak.
Beni umut kurşunuyla vurdun ! ama onu öldüremezsin…
Çünkü;sevdaya kurşun işlemez gülüm…

Bir adam var karanlıkta…
Gözleri hep ağlamaklı,yüreği derin bir sevdayla yaralı,
Elinde bitmez kadehi,dilinde isminin hecesi,
Kalbinde bir aşkın acısı…

Bir adam var karanlıkta…
Duyguları iflas etmiş,bir aşk için tükenip bitmiş,
Bir vefasıza bağlanıp,
Uğruna bir ömür tüketmiş…

Bir adam var karanlıkta…
Gecesi günü kararan,umut tomurcukları koparılan,
Ömrü bitse de derdi bitmeyen,
Bir adam var karanlıkta…
KARANLIK BİR ADAM…

Nasıl Olsa Sen Yoksun
Bıraksınlar rüzgar delice essin,
Nasıl olsa sen yoksun peri kızı.
Güneş ister erken ister geç batsın,
Nasıl olsa sen yoksun peri kızı bundan böyle.

Amaan boş ver ne param olsun ne de pulum,
Kırılmış kanadım kolum,
Dikenli de olsa çamurlu da olsa yolum,
Nasıl olsa sen yoksun peri kızı bundan böyle

Sen yoksun ya hayatımda şarkılardan bana ne!
Her şey seninle güzeldi, şiirler de öyle,
Zaten umut yoktu zorladım şansımı bile bile,
Nasıl olsa sen yoksun peri kızı bundan böyle.

Nǿ ŦΞДЯ™
07-10-2007, 12:00 AM
Ne İleri, Ne Geri
Ne ileri, ne geri;
Kimlerin var haberi
Benim sonsuz dünyamdan?
Belki sabahtan beri
Ve belki de akşamdan,
Bakıyorum bir camdan,
Renk renk billur ehramdan,
Haberim yok, rüyamdan,
Ne geri, ne ileri!

İskemle düşmüş, bırak,
Açma, çalsın çıngırak!
Geçen trenlere bak;
Rüyada bir kabartma.
Onlar gidiyor ama,
Kalıyor dumanları.
Tirenler götürüyor,
Kendi gölgelerinden
Kaçışan insanları.
Tirenler götürüyor,
Dağdan dağa sürüyor,
Kendi gölgelerinden,
Başsız gövdelerinden
Kaçışan insanları...
Ve rüzgar üfürüyor,
Geride dumanları.
Ve rüzgar üfürüyor,
Kaynaşan ummanları.

Vaz geç onlardan vaz geç!
İstediğim bu değil;
Ve o değil, şu değil.
Eğil, ruhuma eğil!
Bin hayal içinden geç
Ve benim hülyamı seç!

Bak, şu ağaçlı yola,
Bize doğru geliyor.
Orda üç kız kol kola,
Bize doğru geliyor.
Kömür tozundan ince,
Su gibi şeffaf gece,
Doldurmuş yüzlerini,
Silmiş pürüzlerini.
Kalmamış, Meryem gibi
Yüzlerinde kırışık;
Ve o Bakirem gibi,
Yüzleri birer ışık,
Vücutları bir ahenk.
Öyle hafif ki, onlar,
Elimizi uzatsak,
Havayı kımıldatsak,
Üçü de titreyecek,
Bir ahenk gibi ürkek,
Havada eriyecek.

Başka ses, ayrı biçim,
Ne de istiyor içim,
Kapının kenarına,
Parmaklık duvarına,
Bir genç aşık otursun.
Tel tel sazını kursun,
Karanlıkta başbaşa,
Gömsün başını taşa.
Ve derin, sıcak, uzun
Şarkısını okusun.

Tirenler gitmeseydi.
Yolda gezen kızları,
Rüzgar eritmeseydi.
Döşekler yalnızları,
Dürtmese, itmeseydi.
Şarkılar bitmeseydi.

Bu çözülmez bilmece;
Hep sayı, harf ve hece...
Peçe üstünde peçe...
Böyle aynı noktanın
Üstünde saatlerce,
Benliğime eğilsem,
Sabah, akşam ve gece,
Ortasında odanın,
Karanlıkla çevrilsem,
Bir çözülmez bilmece;
Hep sayı, harf ve hece...
İçinden bu kafanın,
Fani dünyayı silsem.
Dünyalar nice nice;
Yavaşça ölebilsem,
Yeni baştan dirilsem,
Duysam, görsem ve bilsem!
Ne ileri, ne geri,
Ne geri, ne ileri!..

Nǿ ŦΞДЯ™
07-10-2007, 12:00 AM
Yasaklı Saklı



O gün
Kazıyarak yazacağım
Adını...

Bende yasaklı
Bende saklısın
Şimdi!

****Aşkadır Aşıklığım



yağmurlu dağlardan gelmişim ben
susuz topraklara
sevdalı pınarlaradır
özlemi
çorak yüreğimin

susuzluğum bundandır can
sevgiye sevdaya
ve aşkadır aşıklığım

Adı Yok Hüznümün...



Sabah ayazında titreyen hayallerimle
Suya yazılan sözlerimin
Ve ardıma bakmadan gördüğüm
Dünden kalan adımlarımla
Tutkularım pusu kurmuştu ayrılığa
Bu sabah, yalnızlığımla seviştim! ...

Bir gözümde yaş
Bir gözümde aşk...


II

Terk etmiğim umutlarımla
Yarasaların çığlıklarında susmuştum
Ana rahminde solan,
Doğmamış bebeklerden korktum
Bu sabah, kahırlarımla seviştim

Bir gözümde yaş,
Bir gözümde hasret...


III

Yelkovan vurmuş akrebi sol yanından
Ölü zamanlarda boğulmuşum
Dağınık yatakların yalnızlığıyla
Serseri kurşun gibi namlunun ucundayım
Köklerine sarılmışım servinin pervasız
Bu sabah, isyanlarımla seviştim

Bir gözümde yaş,
Bir gözümde nefret...


IV

Pranga geçirilmiş ruhumla
Hücre hapsindeyim karanlığın!
Yağlı urganla asmışlar yüreğimi
Son duadan silinmiş bedensizliğim
Terk edilmişliğim vuslata yazılmış
Bu sabah, ölümle seviştim...

Bir gözümde yaş,
Bir gözümde veda! ...

Nisan Serap Muratoğlu

çAKALLAR

Ne zaman elime bir kalem alsam
Dilime dolanır hep bu çakallar !
Sazımı alıp ta çalmaya kalksam
Telime dolanır hep bu çakallar !
Haykırsam kar etmez,sussam kar etmez,
Unutup ben beni,sızsam kar etmez,
İşleyip mısrama,yazsam kar etmez,
Elime dolanır,hep bu çakallar !
Vazgeçip tuz bassam artık yarama
İsimsize isim,sen hiç arama
Riyakar olandan,yanarım amma
KÜlÜme dolanır,hep bu çakallar !
Yandıkça yÜreğim,şiire aksam,
Savrulan kÜlÜmle ben beni yaksam,
YÜzÜmÜ bir defa,örtmeye kalksam,
TÜlÜme dolanır,hep bu çakallar !
Yaşlı gözlerimle gönÜl bağımda
Dolanıp dururum bu genç çağımda
Elime ne zaman,gÜl aldığımda
GÜlÜme dolanır,hep bu çakallar !
GÜlÜme dolanır,hep bu çakallar !

NAZLI GÜLÜM
--------------------------------------------------------------------------


Ağıt yakmak, yas tutmak, aşka isyandır bugün
Derya-nın balıkları vurduğu andır bugün

Sen şimdi hayallerde her gün pembeleşirsin
Hayal biter gün gelir gerçekle yüzleşirsin
Anlarsın evliliğin aşkı sarmadığını
Bedeninle ruhunun aynı kalmadığını

Yıllarca hayat bulan umut bicandır bugün
Sen de gidiyorsun ya, aşklar yalandır bugün

Duygularım mülteci olmadı hiçbir zaman
Bu öyle bir sevda ki ne kar tutar ne duman
Yüreğim bir intihar gizemiyle kavruldu
Sen mahzenden kaçarken içimde gül vuruldu

Kalbimi parçalayan büyük volkandır bugün
Senin için çırpınan ruhum kurbandır bugün

Dünyamızı bırakıp yeni bir dünya kurdun
Önce beni kalbimden, sonra kendini vurdun
Artık fırak vaktidir biter ebedi destan
Gülün kayboluşuna ağıt yakar gülistan

Yarınım kelepçeli gönlüm zindandır bugün
Toprağı zehirlenmiş yitik fidandır bugün

Ne seni benim kadar seven olacak gülüm
Ne sensiz bir hayatta beni bekleyen ölüm
Gündüzler öc alacak bugün karanlıklardan
Artık yeis günüdür, kan fışkırır dağlardan

Levh-i mahfuzda gizli acı fermandır bugün
Beni sensiz bırakan bir imtihandır bugün

Ne nedamet ateşi sarsa dört bir yanını
Ne lokman hekim gelse çözmeğe dermanını
Mecnun gibi dolaşıp çöllerde bulsan vaha
Melekler feryadını götürür mü Allah’a

Gözlerimde kaybolan bir hatırandır bugün
Güneşi esir eden kara dumandır bugün
Ezanları susturan haçlı bir çandır bugün
Sevda mevsimlerinden artık hazandır bugün
Levh-i mahfuzda gizli acı fermandır bugün
Beni sensiz bırakan bir imtihandır bugün
Yarınım kelepçeli gönlüm zindandır bugün
Toprağı zehirlenmiş yitik fidandır bugün
Kalbimi parçalayan büyük volkandır bugün
Senin için çırpınan ruhum kurbandır bugün
Gözyaşıyla sulanan gönül virandır bugün
Seni benden ayıran hazin devrandır bugün
Yıllarca hayat bulan umut bicandır bugün
Sen de gidiyorsun ya, aşklar yalandır bugün

Ağıt yakmak, yas tutmak, aşka isyandır bugün
Derya-nın balıkları vurduğu andır bugün

Sana Değmez


Yıkılmaz surlarla sarıyordum seni.
Dalgalanmanlar da arıyordum seni
Hangi burçlarda diye sorardım seni
Artık sana bayrak dikmeye değmez.

Hasret oku oldun vermişken sancı.
Aşkımı bin yerden delip verdin acı
Silahsızken vurdun içimdeki ağacı
Artık sana teslim olmaya değmez.

Gözümden çok düştün kalmadı yeri.
Sur kapısına istemem başka müşteri
Beni senden çözdün girmezsin içeri
Artık sana bağlanmaya değmez.

Nǿ ŦΞДЯ™
07-10-2007, 12:00 AM
BOYU SEVERDİK BİRBİRİMİZİ BİZ ANLAMSIZCA ARKADAŞ
******* boyu severdik biz birbirimizi,
Güneş bizi kıskanırdı sabahleyin,
Çünkü ben ancak senle ısınırdım...

******* boyu okşardın benim başımı,
Yastıklar ağlardı bizim için,
Çünkü kucağında uyurdum...

******* boyu ağlardık biz biz için,
Yağmur bize inat şimşekler yağdırırırdı,
Çünkü biz birbirimize ağlardık...

Artık ******* yok,
Yanlızım...
Çünkü sen beni bir kalemde sildin,
Keşke demek zorunda kaldım,
Çünkü hepinizi kaybettim...

Şimdi gine *******deyim,
Bu sefer senin için değil,
Beni sevenler le beraber...

Noldu dost mu kaldık sonunda?
Noldu *******de kayboldun mu?
Noldu gerçek *******in sevgilisini buldun mu?

Ne dersen de artık yokum ben son gecene kadar,
Ne dersen de yokum ben son güneş doğana kadar,
Ne dersen de yokum ben son fırtınalar kopana kadar,
Ne dersen de ben yokum artık yok herşeyin sonuna kadar seni *******in karanlığında bırakıyorum...

Bir zamanlar beni seven sendin ama şimdi sevenim yok sanma!
Beni senin hani bir zamanlar *******de birbirimizi sevdiğimizde vardım şimdi sonsuzluğa adım atmış oldum...

Ben senin için var olmadım ben beni dost bilenler için var oldum!
Senin için var olsaydım eğer,
Ben aşkı bir kalemde silerdim!
Aynı senin beni sildiğin gibi!

Artık yollardan dönüş yok bir kış geçti tekrar geldik,tekrar kıştayız
Artık ateşin yok ben kar tanelerini eskiden ateşimi söndürecek diye biliyordum!
Ama şimdi her tanesinde bir şeker saklı,
O şekerler bana hayatın dersini veriyor...

O şekerler eskiden gözlerindeydi,
Hep beni sev diye bakardı...
Dilediğin oldu ama artık şekerlerini *******e sakılıyorsundur umarım,
Umarım!çünkü onlar gecenin her mum tanesi,eskiden ışık saçardılar ama şimdi ışıkları benimle beraber bitti...

KARANLIK SANA DERS OLDU!

ey benim nazlı ceylanım severim severim kimse bilmez
bir ateş düştüki başa tüterim kimseler bilmez
ey benim nazlı çiçeğim severim severim kimse bilmez
bir ateş düştüki başa tüterim kimseler bilmez

bak şu kalbimin işine saldı sevdayı başıma
gece gündüz aşk ateşi ile yanarım yanarım kimse bilmez

ben aşığım ben aşığım değmeyin dostlar
bugün benim için ötsün kuşlar
ne olur bugün benim için essin rüzgar
otobüslere bugün bilet atmayın parasız götürsün dolmuşlar
bugün,bugün pazar şiirini benim için yazmış olmalı nazım
mutlaka benim için yazmış olmalı
çiçekler benim için açsın,yağmur benim için yağsın
ben aşığım…

varın söyletin hayına girmesin benim kanıma
bir ateş düştüki başa tüterim kimseler bilmez

bak şu kalbimin işine saldı sevdayı başıma
gece gündüz aşk ateşi ile yanarım yanarım kimse bilmez

ben aşığım değmeyin dostlar
bugünde benim için akmasın trafik
benim için ağlamasın hiçbir çocuk
günü geldi ama ödemiycem kiramı
borçlarımı ödemiycem
bu gün ne olduysa oldu seni sevdiğimi anladım
istanbul bile güzel gözüktü gözüme,bizim gözüktü
bir türkü tutturdum gevheriden onu bile güldürdüm halime

bak şu kalbimin işine saldı sevdayı başıma
gece gündüz aşk ateşi ile yanarım yanarım kimse bilmez

Vazgecmeyecegim


Senden hicbir zaman vazgecmeyecegim
Sen benden gecsende
Seni her zaman sevecegim
sen beni sevmesende
sadece seni düsünecegim
ben senin aklina gelmesende
sadece senin icin atacak bu kalbim
sen bunu bilmesende
yalniz senin icin ölecegim
sen benim icin ölmesende

HER AN AKLIMDA ..
HERGUN RUYALARIMDA ..
HAYAL ETTIGIM TEK KISI..
OLUMUNE SEVDIGIM..
HAYATIMIN ANLAMI..
DELI GIBO OZLEDIGIM..
TEK ISTEYIGIM...

!!..SENSIN..!!

SENI COK SEVIYORUM ASKIM..

sensız bır dunyada yasamaktansa
senın yanında hemen ölmeyı
günesın dogusunu sensiz görmektense
senın yanında kor olmayı isterımm

ben senle hayata merhaba dedım
senlede olurum hayata veda ederımm
bana benı bırak deme sakın
benı oldur ama senı asla ama asla

sevmedım deme sakın bılıyorum
ben sıır yazmasınıda bılmıyorm
sadece uygularımı analta bılırım sandım
sana vede butun ınsalara canım bebeyımm

Kimse Bana Aşık Olmasın

Kimse bana aşık olmasın....
Etten ve kemikten biriyim sizler gibi
Sadece düşündüklerimi görür,
Hissettiklerimi yazarım
Kimse bana aşık olmasın....
Sizler gibi soluk alıp veren biriyim
*******i uyuyan, gündüzleri bekçi
Yıldızlardan kopan biriyim gözleri benekli
Kimse bana aşık olması....
Kelebeklerden kıskanmasın kimse beni
Onlar kadar yaşayan,
Yaşadıkça ölen biriyim

Kader, /; işte öyle birşey

hani bir yağmur damlası düşer ya dudaklarına
hani bir anne basar ya bağrına evladını
hani gözyaşların sel olur da durmaz ya
kader, /; işte öyle birşey

****
****

hani uzatırsın elini birden kaybolur
hani gözlerin ufka bakar da kaydolur
hani bedenini yumarsın da pamuk olur
kader, /; işte öyle birşey

hani annen seslenir sana uzaklardan
hani korkar kaçarsın ya tuzaklardan
hani öper gibi sever ya insan
kader, /; işte öyle birşey

hani kelimeler kifayetsiz kalir ya derler
hani bilenler aba altından sopa yerler
hani sevdiğinle yerler gökler inler
kader, /; işte öyle birşey

hani korkarsın ya şimşek çakınca
hani durup düşünürsün ya yüreğine kurt düşünce
hani sessiz durup ta ağlarsın ya kaçınca
kader, /; işte öyle birşey

hani eller kelepçelenir gözler bağlanır
hani seven yürek mahkum olur gün bağlanır
hani diller gardiyan olur dün bağlanır
kader, /; işte öyle bir şey

Nǿ ŦΞДЯ™
07-10-2007, 12:00 AM
Sakın Unutmayın...!!!

OLUR YA UNUTURSAM...

Yırtık pırtık paltolar giymiş iki çocuk kapımı çaldı.
"Eski gazeteniz varmı, bayan?"
Çok işim vardı.
Önce hayır demek istedim,
ama ayaklarına gözüm ilişince sustum.
İkisinin de ayaklarında eski sandalatler vardı
ve ayakları su içindeydi.
"İçeri girin de size kakao yapayım." dedim.
Hiç konuşmuyorlardı.
Islak ayakkabıları halıda iz bırakmıştı.
Kakaonun yanında reçel ekmek de hazırladım onlara,
belki dışarıdaki soğuğu unutturabilir,
azıcık da olsa ısıtabilirdim minikleri.

Onlar şöminenin önünde karınlarını doyururken
ben de mutfağa döndüm
ve yarıda bıraktığım işleri yapmaya koyuldum.
Oturma odasında ki sessizlik dikkatimi çekti.
Bir an kafamı uzattım içeriye
küçük kız elindeki boş fincana bakıyordu.
Erkek çocuğu bana döndü ve
"Bayan, siz zenginmisiniz?" diye sordu.

"Zengin mi? Yo hayır!" diye cevaplarken çocuğu,
gözlerim bir an ayağımdaki eski terliklere kaydı.

Kız elindeki fincanı tabağına dikkatle yerleştirdi
ve "Sizin fincanlarınız ve fincan tabaklarınız takım." dedi.
Sesindeki açlık, karın açlığına benzemiyordu.
Sonra gazetelerini alıp çıktılar dışarıdaki soğuğa.
Teşekkür bile etmemişlerdi, ama buna gerek yoktu.
Teşekkür etmekten daha öte birşey yapmışlardı.
Düz mavi fincanlarım ve fincan tabaklarım takımdı.
Pişirdiğim patateslerin tadına baktım.
Sıcacıktı patatesler.

Başımızı sokacak evimiz vardı.
Bir eşim vardı ve eşimin de bir işi,
bunlar da fincanlarım ve fincan tabaklarım gibi uyum içindeydi.
Sandalyeleri şöminenin önünden kaldırıp, yerlerine yerleştirdim.
Çocukların sandaletlerinin çamur izleri halının üzerindeydi hala.
Silmedim ayak izlerini.
Silmeyeceğim de.

Olur ya; unutuveririm ne denli zengin olduğumu...

Siz sakın unutmayın ne kadar zengin olduğunuzu.
Ben unutmayacağım...

DÖRT KELEBEK


Dört tane kelebek bir gün bir ateş görmüşler.
Bunun nasıl bir şey olduğunu öğrenmek istemişler.

Birinci kelebek ateşe biraz yaklaşmış
ve üzerinin aydınlandığını görmüş.
Arkadaşlarının yanına gelmiş ve:

--Bu ateş aydınlatıcı bir şey!, demiş..

İkinci kelebek bununla yetinmeyerek
daha fazla şey öğrenmek istemiş.
Biraz daha yaklaşmış ve ısındığını hissetmiş…
Demiş ki:

--Aynı zamanda bu ateş ısıtıcı bir şey!

Üçüncü kelebek bununla da yetinmemiş,
Biraz daha biraz daha yaklaşmış.
Bir anda ateşin kanatlarını yaladığını hissetmiş
ve yanmış kanatlarıyla geri dönmüş…
Şöyle demiş:

--Ve bu ateş yakıcı bir şey!

Sonuncu kelebek daha da çok şey öğrenmek istiyormuş.
Biraz yaklaşmış, aydınlandığını görmüş.
Biraz yaklaşmış, ısındığını hissetmiş.
Biraz daha yaklaşmış, ateş kanatlarını kavurmuş.

ve biraz daha yaklaştıktan sonra tamamen yanan kelebek
"poff !" diye ortadan kayboluvermiş...

Ateşin gerçekten ne olduğunu belki bir tek o öğrenmiş
ama geri dönüp söyleyememiş…
Çünkü o kaybolmuş ateş içinde
ve bir şeyi, ancak içinde kaybolan bilebilirmiş!...

Dökeceğim sana ne varsa ne yoksa içimde,
Özlem ateş şimdi gönlümde söndürmeyeceğim..
Gözyaşım aksın sonsuza dek durdurmayacağım!!

Vazgecmeyecegim


Senden hicbir zaman vazgecmeyecegim
Sen benden gecsende
Seni her zaman sevecegim
sen beni sevmesende
sadece seni düsünecegim
ben senin aklina gelmesende
sadece senin icin atacak bu kalbim
sen bunu bilmesende
yalniz senin icin ölecegim
sen benim icin ölmesende

HER AN AKLIMDA ..
HERGUN RUYALARIMDA ..
HAYAL ETTIGIM TEK KISI..
OLUMUNE SEVDIGIM..
HAYATIMIN ANLAMI..
DELI GIBO OZLEDIGIM..
TEK ISTEYIGIM...

!!..SENSIN..!!

SENI COK SEVIYORUM ASKIM..

sensız bır dunyada yasamaktansa
senın yanında hemen ölmeyı
günesın dogusunu sensiz görmektense
senın yanında kor olmayı isterımm

ben senle hayata merhaba dedım
senlede olurum hayata veda ederımm
bana benı bırak deme sakın
benı oldur ama senı asla ama asla

sevmedım deme sakın bılıyorum
ben sıır yazmasınıda bılmıyorm
sadece uygularımı analta bılırım sandım
sana vede butun ınsalara canım bebeyımm

Kimse Bana Aşık Olmasın

Kimse bana aşık olmasın....
Etten ve kemikten biriyim sizler gibi
Sadece düşündüklerimi görür,
Hissettiklerimi yazarım
Kimse bana aşık olmasın....
Sizler gibi soluk alıp veren biriyim
*******i uyuyan, gündüzleri bekçi
Yıldızlardan kopan biriyim gözleri benekli
Kimse bana aşık olması....
Kelebeklerden kıskanmasın kimse beni
Onlar kadar yaşayan,
Yaşadıkça ölen biriyim

Nǿ ŦΞДЯ™
07-10-2007, 12:00 AM
Konuşmadan gözlerinle,
Beni sevdiğini söylesen..
Yüreğime gözlerini,
Ölene dek mühürlesen!!!

Hiç hesapta yoktu,
bakardık gökyüzü umman,
bakardık,
aşktı yaşadığımız bulutlara dek uzanan,

Yakışmıyor cepheyi terk edişin,
mert dayanır,
namert kaçar sevdiğim.
Fazla sürmez hatanı fark edişin,
hasret eken , hüsran biçer sevdiğim...

Ben ağlardım gün batımlarında.
Bir sen bilirsin birde ağaç dalları.
Yapraklar hüznüme koşardı, rüzgar feryadıma,
sen acı bir tütsü olur dolardın yüreğime.

Merhaba anne,
Yine ben geldim.
Merak etme okuldan çıktımda geldim.
Annelerde babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama
Ali "Okula gitmezsem annem çok kızar, merak eder" demişti de
Onun için söylüyorum.
Geçen hafta öğretmen,
Sağ elimde sarımsak, sol elimde soğan dedirte dedirte
Öğretti sağımı solumu.
Ben biliyorum artık anne sağım neresi, solum neresi
Ağrıyan yanımın neresi olduğunu
Şimdi iyi biliyorum anne.
Hani geçen geldiğimde
Şuram acıyor işte şuram demiştim de
Bir türlü söyleyememiştim ya acıyan yanımı anne
Bak şimdi söylüyorum
Şuram işte, Sol yanım çok acıyor anne.
Hem de her gün acıyor anne her gün.
Dün sabah annesi Ayşe'nin saçlarını örmüştü.
Elinden tutup okula getirdi.
Yakası da danteldi.
Zil çalınca öptü, hadi yavrum sınıfa dedi.
Bende ağladım,
Ağladım hiç de utanmadım.
Öğretmen ne oldu dedi.
Düştüm dizim çok acıyor dedim.
Yalan söyledim anne.
Dizim acımıyordu ama sol yanım çok acıyordu anne.
Bugün bende saçım örülsün istedim.
Babam ördü ama onunki gibi olmadı.
Dantel yaka istedim.
Babam "Ben bilmem ki kızım" dedi.
Bari okula sen götür dedim.
"kızım, iş" dedi.
Bende banane dedim, ağladım.
"kızım, ekmek" dedi babam.
Sustum ama okula giderken yine ağladım anne.
Ha bide sol yanım yine çok acıdı anne.
Herkesin çorapları bembeyaz, benimkiler gri gibi.
Zeynep "annem beyazlara renkli çamaşır katmadan yıkıyormuş" dedi.
Babam hepsini birlikte yıkıyor.
Babam çamaşır yıkamasını bilmiyor mu anne?
Uff babam, her gün domates peynir koyuyor beslenmeme.
Üzülmesin diye söylemiyorum ama
Arkadaşlarım her gün kurabiye, börek, pasta getiriyor.
Biliyorum babam pasta yapmasını bilmez anne.
Hava kararıyor, ben gideyim anne.
Babam bilmiyor kaçıp kaçıp sana geldiğimi.
Duyarsa kızmaz ama çok üzülür biliyorum.
Kim bozuyor toprağını,
Çiçeklerini kim koparıyor.
İzin verme anne ne olur toprağına el sürdürme.
Eve gidince aklıma geliyor bide bunun için ağlıyorum anne.
Bak kavanoz yanımda, toprağından bir avuç daha alayım.
Biliyor musun anne her gelişimde aldığım topraklarını
Şu kavanozda biriktirdim.
Üzerine de resmini yapıştırıp başucuma koydum.
Her sabah onu öpüyor kokluyorum.
Kimseye söyleme ama anne
Bazen de konuşuyorum onunla.
Ne yapayım seni çok özlüyorum anne.
Ha unutmadan,
Öğretmen yarın anneyi anlatan bir yazı yazacaksınız dedi.
Ben babama yazdıracağım.
Öğretmen anlarsa çok kızar ama banane kızarsa kızsın.
Ben seni hiç görmedim ki neyi, nasıl anlatacağım anne.
Senin adın geçince sol yanım acıyor anne.
Hiç bir şey yutamıyorum.
Bazen de dayanamayıp ağlıyorum.
Kağıda da böyle yazamam ya anne.
Ben gidiyorum anne,
Toprağını öpeyim, sende rüyama gel beni öp.
Mutlaka gel anne,
Sen rüyama gelmeyince sol yanımın acısıyla uyanıyorum anne.
Sol yanım acıyor anne.
İşte tam şurası,
Sol yanım çok acıyor anne.
Seni çok özledim, Anne çook...

OLUR YA UNUTURSAM...

Yırtık pırtık paltolar giymiş iki çocuk kapımı çaldı.
"Eski gazeteniz varmı, bayan?"
Çok işim vardı.
Önce hayır demek istedim,
ama ayaklarına gözüm ilişince sustum.
İkisinin de ayaklarında eski sandalatler vardı
ve ayakları su içindeydi.
"İçeri girin de size kakao yapayım." dedim.
Hiç konuşmuyorlardı.
Islak ayakkabıları halıda iz bırakmıştı.
Kakaonun yanında reçel ekmek de hazırladım onlara,
belki dışarıdaki soğuğu unutturabilir,
azıcık da olsa ısıtabilirdim minikleri.

Onlar şöminenin önünde karınlarını doyururken
ben de mutfağa döndüm
ve yarıda bıraktığım işleri yapmaya koyuldum.
Oturma odasında ki sessizlik dikkatimi çekti.
Bir an kafamı uzattım içeriye
küçük kız elindeki boş fincana bakıyordu.
Erkek çocuğu bana döndü ve
"Bayan, siz zenginmisiniz?" diye sordu.

"Zengin mi? Yo hayır!" diye cevaplarken çocuğu,
gözlerim bir an ayağımdaki eski terliklere kaydı.

Kız elindeki fincanı tabağına dikkatle yerleştirdi
ve "Sizin fincanlarınız ve fincan tabaklarınız takım." dedi.
Sesindeki açlık, karın açlığına benzemiyordu.
Sonra gazetelerini alıp çıktılar dışarıdaki soğuğa.
Teşekkür bile etmemişlerdi, ama buna gerek yoktu.
Teşekkür etmekten daha öte birşey yapmışlardı.
Düz mavi fincanlarım ve fincan tabaklarım takımdı.
Pişirdiğim patateslerin tadına baktım.
Sıcacıktı patatesler.

Başımızı sokacak evimiz vardı.
Bir eşim vardı ve eşimin de bir işi,
bunlar da fincanlarım ve fincan tabaklarım gibi uyum içindeydi.
Sandalyeleri şöminenin önünden kaldırıp, yerlerine yerleştirdim.
Çocukların sandaletlerinin çamur izleri halının üzerindeydi hala.
Silmedim ayak izlerini.
Silmeyeceğim de.

Olur ya; unutuveririm ne denli zengin olduğumu...

Siz sakın unutmayın ne kadar zengin olduğunuzu.
Ben unutmayacağım...

Yasak sevgilim sevişmek bize yasak
Ağlama ne olur ayıp ağlamak
Yasak sevgilim ellerin bana yasak
Günah öpüşlerin sesin yasak

Çağırma beni ah göndermiyorlar
Aşkı bilmiyorlar aşkı sevmiyorlar sevgi yasak

Yarım sevgilim bölündük sayılara
Artık anılara dönmek yasak
Canım sevgilim sevişmek bize yasak
Ağlama ne olur ayıp ağlamak

Çağırma beni ah göndermiyorlar
Aşkı bilmiyorlar aşkı sevmiyorlar sevgi yasak



Kimse bilmesin istiyorum sana olan aşkımı… Saklasam seni yüreğimin en güzel, en gizli köşesine, kendimce sevsem… El değmeden, göz değmeden, söz değmeden; tertemiz bir aşka sevsem seni, ömür boyu sürse yeni yağmış karlar gibi lekesiz, sessiz, kimsesiz…

Yaklaştırmasam sana sözleri, sesleri, gözleri… Bedeller ödetmesem, ödesem de ödetmesem… Üzmesem seni, üzülsem de üzmesem… Ezdirmesem sevdamı, ezilsem de ezdirmesem…

Çünkü bilmiyorlar sevmeyi… Aşkı bilmiyorlar… Suçlu sayıyorlar birbirine yanan iki yüreği, suçluyorlar… Filmlerde olur sanıyorlar; iki kişilik dünyayı… Bu yaşamda kurdurmuyorlar… Sadece sevmek yeter diyorum.. Yetirmiyorlar…

Sorularla yoruyorlar, yorumluyorlar, değiştirmeye çalışıyorlar… Kendimce yaşamak istediğim ne varsa, alıp kendilerince bir aşka zorluyorlar… Başka renklerle lekeliyorlar Gecemi.. *******imi çalıyorlar…

Seni alıp gizlesem yüreğimde… Gözlerimde… *******imde… Herkesten gizlesem istiyorum…

Gelip buluyorlar… Oyunlarımı bozuyorlar…

Çağırma beni sevgilim…

Göndermiyorlar.

Nǿ ŦΞДЯ™
07-10-2007, 12:01 AM
Bir gece bahar bulutu ağlaya ağlaya diyordu ki:
Bu hayat durmayıp ağlamaktan başka bir şey değildir.
Hızla koşan bir şimşek parıldadı ve dedi:
yanlış düşünüyorsun, hayat bir anlık gülümsemedir.
--------------
Sevgi;
Birini sevmekse,
Aşk;
Onun uğrunda ölmektir.
Sevgili;
Seni bırakıp gitse de,
Yeniden dönebilendir....
-----

Hangi günün gecesidir / yazı kışta kılan bilir
Gün içinde görünmeden / günü suya salan bilir
Dağlar düze iner birden
Aşkı sonsuz kılan bilir / rüzgarla bir olan bilir

Göl göl olur damda biri / çentik atar günlerine
Sel sel akar diğerleri / güneş güler tenlerine
Biri bine döner birden
Yolu yakın kılan bilir / rüzgarla bir olan bilir

Rüzgar çocuk sesleriyle / mavi bir düş kurar gökte
Sözde türkü dalda çiçek / olur açar her yürekte
Gözden perde iner birden
Düşü gerek kılan bilir / rüzgarla bir olan bilir
-
Pardon! Acaba sizi sevebilir miyim?
Üretim değil, üretime nispet, tüketim dünyası bu!
Ne bulursak tüketiyoruz.
Çünkü üretim sağda kalıyor, tüketimin sollayan zevkinin yanında.
Bakınız... Dünya bile içeriğini yavaş yavaş tüketmiyor mu?
Ama asıl tüketilen dünyanın ta kendisi değil mi? Dünya bunun farkında mı peki?
Elbette... Durup durupta doğal afetlerle kafa tutması nedendir dersiniz?
Tabii ki farkında. Bir ev sahibi düşünün. Sizi üzerinde yaşatıyor.
Üstelik verebildiğiniz önemli bir katkıda yok denebilecek kadar az ona!
Tam tersi, onun size bahşettikleriyle geçinmektesiniz.
Buna can mı dayanır? Buna dünya mı dayanır?

İÇİMDEKİ ÖZLEM

Ne çok özledim seni
Ne çok arıyorum seni
İncir altı balık teknemizde
Herkez duydu bir sen duymadın
Acıya hüküm giymiş sevdamın ayak izlerinden
Sokaklarda seni arıyorum
Ne çok özledim seni
Mavinin getirdiği bulutlarda
Gözlerinin yoksunluğunu hissediyorum
Gecenin titrek kanatlarında hüzne çalarken
Deniz mavisi
Ben bi çare
Yanıl ayak dolaşır
Seni ararım
Artık ne gecem ne gündüzüm var
Sensiz sokaklarda dolaşıyorum
KAYBOLURCASINA...

Bulaşmasam sana...
Öyle ara ara bulaşmasam...
..ve sende bir nevi dursan yerinde..
durup durup kanamasan....!!


hayat her gün yeni bir konu gibi başladı..
giriş..gelişme..sonuç..
ne girişler umrumdaydı..
ne gelişmeler..
sonuç hep hüsrandı..bunu bilirim..
bugünde hüsrandı kocaman..
hala yalnızım bak..!
hala bulamadın beni...

Aglamasam

Bir sabah hıçkırıkla uyansan
Pencerelere koşup güneşi arasan
Umudun kenarını kemire kemire
Akşamı alsan odana
Beni ne kadar seversin kim bilir...
Sonbahar olsan, bütün kış sana ısınsam
Yağmur düştüğünde pencereme
Geldiğini anlayıp koşa koşa
Kısa kollu yüreğimle yollara koşsam
Döktüğün yaprakların kuruluğuna aldırmadan
Avuçlarıma alıp yüzüme sürsem
Gözyaşlarımla yaprakların ıslansa
Bu sonbahar gelsen
Gelsen de artık ağlamasam...

Ceyhun YILMAZ

İşte karşımdasın. Başımı kaldırıp sana bakıyorum. Bakışıyoruz. Gözlerinin koyuluğuna vuruluyorum.
Karanlığında apaydınlık oluyorum. İçime serinlik veriyor varlığın.
Gözlerin anlamlı, gözlerin ılık, gözlerin taze, gözlerin gözlerim oluyor, gözlerim gözlerin.
Bakışlarında tüm dünyanın güzelliği okunuyor.
Bana tüm dünyanın güzelliğini verseler senin gözlerinin güzelliğine değişmem.
Gülümsüyorsun. Dudaklarındaki tebessüm tüm yüzüne yansıyor. Gözlerine de tabii.
Bu tebessümle yaşama tekrar doğduğumu hissediyorum.
Susuyoruz bir zaman. Sana bakıyorum, seni görüyorum. Vazgeçiyorum sözcüklerden.
Sözcükler bu anı bozabilir diye korkuyorum. Konuşmuyorum. Seni seyrediyorum.
Senin başını eğip te düşündüğün bir zaman. Düşünceliliğinde seni seyrediyorum.
Geldin, geldin işte. Geldin ve gecemin yalnızlığını böldün. Gecemin güneşi oluverdin...

YAKILACAK ADAM


Bilmeliydim bir sabah çekip gidecegini bilmeliydim
Ve sen daha kirmadan bu askin kalemini
Ben herseye eyvallah deyip
Cekip gitmeliydim bu sehirden

Ben yakilacak adamim bu sehirde
Sana böyle yandigim icin
Ben asilacak adamin bu sehirde
Seni böyle sevdigim icin

Oysa neleri ögretti hayat bana
Sirtimdan vurulmayi
Gülerken aglamayi
Ac susuz yasamayi
Daha neleri ögretti hayat bana
Bir sana yalvarmayi ögrenemedim
Birde seni unutmayi

Ben yakilacak adamim bu sehirde
Sana böyle yandigim icin
Ben asilacak adamin bu sehirde
Seni böyle sevdigim icin

Sen sahte mutluluklarin süslü prensesi
Sen sosyetik barlarin imarik sokak kedisi
Sen mutlulugumun korkak faresi
Sen hep ayni *******in
Sen hep ayni masalarin
Sen hep ayni sarkilarin
Vazgecilmez mezesi

Senin cirit attigin bu sokaklarda
Ne gezer askin vefanin gölgesi
Cek git artik
Burada bitsin
Bu askin hikayesi..

Oysa bir yudum mutlulugun icin
Yollarina bir ömür serdim
Oysa bir gelisin icin
Sokaklarina binlerce sabir ektim

Hasretse hasret, aciysa aci
En kralini cektim
Yalniz vede tektim
Senin bir tas oldugunu nerden bilecektim

Biliyorsun evet biliyorsun
Seni bebekler gibi sevdim
Seni cicekler gibi sevdim
Seni melekler gibi sevdim
Cünkü sen tapilacak kadindin bu devirde

Oysa ben
Sana böyle yandigim icin
Sana böyle kandigim icin
Seni böyle sevdigim icin
Asilacak adamim bu sehirde
Yakilacak adamim bu sehirde

Git artik git , güle güle..



--Ahmet Selcuk İlkan--

Sen uyurken daha hasretinle sabahlarım,
Gelmek için nice zaman bekliyorum yollarını.
Yalnız sabah açılmıyor *******im ise tan a hasret,
Yatamaz oldum o yatakta sen ve ben olmayınca.

Aklımda sen elimde ise kalem düşünüp dururum çaresizce,
Nasıl kahırlara bulanırım bir bilsen sessizce.
Güneş günüme ay ise geceme doğmuyor,
Boyun bükmüş laleler güller solgun açmıyor.

Çarem kalmadı gel de derdime dermen ol,
Sele döndü göz yaşlarım lakin hiç durmayacak.
Ne ana ne baba sevilmiyor senin gibi
Hiç kimsenin yokluğu aranmıyor da sensizlik çekilmiyor.

Yaşamak seninle güzel gülmen ise bir ömre değer,
Ben sende neşeliyim seninle deli dolu sevebilirim.
Seninle hayatı hisseder sensizlikte ise derbeder,
Sensiz yaşam olsa da yıldızlar,sabahlar,çiçekler...


Gel de gör aşkınla geldim ne hallere,
Yandım bir kere söndürmez ne dere nede şelale.
Sen sevgi için doğmuşsun anandan,
Aşk ile bezendirilmiş gelmişsin oradan.

Nasıl vazgeçilir ki senin gibi yardan,
Dünyaları verseler ayrılamam senin gibi candan.
Güller açar yanağında,bal damlar dudağından,
Aşkımızın hasreti kömür gözlerinde yandığından...

Ah melek ruhlum şiirlerimde seni yazmalıyım,
Ama öncesinde Ferhat gibi dağları yırtmalıyım.
Mecnun gibi çöllerde yanmalıyım,
Sonrasında sana aşkımı anlatmalıyım

Nǿ ŦΞДЯ™
07-10-2007, 12:01 AM
GÜLLER AGLAR İÇİMDE
Ne zaman ayrılık saati gelse
En vazgeçilmez yerinde yaşamın
Duysak ayak seslerini akşamın
Ve sokaklardan elayak çekilse
Bir ürpertiyle duyarım o zaman
Seni çağıran sesi uzaklardan

Ne zaman ayrılık saati gelse
Bir gariplik çöker içime birden
Kalan tek anı gibi bir devirden
Durmadan çalınır o gamlı beste
Sanki bilir dem hazin öykümüzü
Bulutlar ağlar, kararır gökyüzü

Ne zaman ayrılık saati gelse
Bir çaresizliğe anlatır gibi
Birden değişir gözlerinin rengi
Mavi solar, koyulaşır yeşilse
Sarınca ruhunu eski bir hüzün
Uçar gider pembeliği yüzünün

Ne zaman ayrılık saati gelse
Uzatsan özlemle dudaklarını
Tüm ağaçlar döker yapraklarını
Ne çiçek kalır ortada, ne bahçe
Sadece uğultusu o rüzgarın
Ve bir umut kırıntısı: Belki yarın

Ne zaman ayrılık saati gelse
Bir fırtına çıkmaşcasına, büyük
İçimdeki güllerin boynu bükük
Bir zaman kalakalırım öylece
Neden sonra gittiğini anlarım
İçimde güller ağlar, ben ağlarım...

Ümit Yaşar Oguzcan

AL SENDE DURSUN

Çok zor gelecek bana bu ayrılık
Bilemem
Yaşayabilirmiyim sensiz bir fiil
Bitmiştir aramızdaki aşk
Ve koymuştur noktayı
Aramızdaki aşka bu şiir.

Bu şiiri sana yazdım ayrılırken
Al sende dursun
Bir şarkımız olmadı söylediğimiz
Bari bir şiirimiz olsun

Bir hayalım vardı senle aşka dair
Başlangıç hemen hemen aynı
Ama sonu bu değil
Bir hayalım vardı aşka dair
Eni konu bir delikanlı sevdası
Ne masaldı
Ne bir sihir...

Uğur Arslan

Bahar değil...
Sonbaharda zaman
Bir sevda sesi var...çok uzaklardan
Tatlı bir hüzün...Buruk bir sevinç
Acı gülümseme dolu o mahzun dudaklardan.

Gün acı...
Gece acı...
Hayat acı belki sen olmayınca
Aşk güzeldir yalnızken bu sessiz akşamlarda
Bahar bile,
Bahar bile hoş değil inan,
Çünkü sonbaharda zaman
Hüzünlü bir gülüş bir haykırıştır kalan
Acı gülümseme dolu o mahzun dudaklardan

Yavru bir kuş,
Kanadı kırılmış azgın rüzgarlardan
Uçup gidecek...
Gelmeyecek bir daha
Kimbilir ; belki kaçıyor
Umarsız,tükenmiş,yokolmuş ümitsiz bakışlardan
Hüzünlü bir gülüş,bir haykırıştır kalan
Acı gülümseme dolu o mahzun dudaklardan

Sakla Yamalarını Kalbim...


ne gül
ne yarın!

gül,
küle karılmış günlerin tortusunda
yarın
vurulmuş yatıyor bugünün avlusunda
sakla yamalarını kalbim

insanlar büyüdükçe günler kısalır
günlerimiz gibi aşklarımız da
yittikleri duraklarda kalırlar
sakla yamalarını kalbim

kendini bıçak gibi ışıyan yeni güne bağışla
yürü arkana bakma ama umursa
bazen anılara en çok yakışan elbise
birkaç damla gözyaşıdır unutma.......

Sen Bana Hep İyi Geliyorsun



ne zaman kendimle baş başa kalsam
senli düşlere dalıyorum
bitmesini hiç istemediğim bir rüya gibi
sen bana hep iyi geliyorsun

ne zaman sıkılsam
seni düşünürüm
ellerinden tutup mor dağlara çıkarım
kar sürerim yüzüne
sevgili için koparılmış kırçiçeği gibi
sen bana hep iyi geliyorsun

ne zaman daralsam
seni düşünürüm
omzuna dayarım başımı
buzlarımı eriten
yanıklarımı serinleten nefes gibi
sen bana hep iyi geliyorsun

ne zaman artsa ağrılarım
seni düşünürüm
anamın titrek sesiyle can demesi
babamın şevkatle okşaması
yaralarıma merhem gibi
sen bana hep iyi geliyorsun

ne zaman özlesem
seni düşünürüm
hayranı olduğum yıldızla resim çektirmek
sevdiğim kişiyle sevişmek gibi
sen bana hep iyi geliyorsun

ne zaman öfkelensem
seni düşünürüm
birbirine geçer dişlerim
kızgınlığıma bebek gülmesi gibi
sen bana hep iyi geliyorsun

ne zaman endişelensem
seni düşünürüm
öldü diye sana koşarken
burnunun bile kanamadığını görmek gibi
sen bana hep iyi geliyorsun

ne zaman kendimle baş başa kalsam
sensiz oluyorum
beni sensiz bırakma
sen bana hep iyi geliyorsun.......

Sence Sevilecekmisin..?


sensizliğim bir akrebin hain gülüşlerinde büyüdü
sabrımın sığ duraklarında kök saldı
sevmiyorum derken biçildi
gidiyorum derken ise savruldu

zaten sen
dokunduğunda zehirlerdin tüm güzelliklerimi
ki ben o zehrin yangınıyla kendimi
en serin mavilerde bile avutamayacağımı bilirdim

………….

uzakta da olsan aşksın(aşkımsın)
yinede sevileceksin
yokluğun gün gibi gerçek
sensizlik canımı alamıyor bir nefeste
e r i t i y o r
yine zamansız düş görüyorum

…………

gel(me) ...

Nǿ ŦΞДЯ™
07-10-2007, 12:01 AM
Ne Zaman “Seni Seviyorum” Desem...


Ne zaman “seni seviyorum” desem,



Kadınsı bir yalnızlık rengine bürünüyor,

Sesimde sığıntı umut heveslerim.

Telvesinde bir akşamın,

Seni arıyor falcı bakışlarıyla hüzün.

Yüreğim kabarıyor,

Yıldızlar karaya vuruyor,

Karanın haberi olmuyor yükünden.

Yudumlarken acıyı kahve, gözlerimden,

Aynalı bir geçmiş ısınıyor şakaklarımda,

Yağmurlar damla damla üşüyor.





Ne zaman “seni seviyorum” desem,



Bu şehir üzerime yürüyor.

Biliyorum ki yanmaktan korkuyor, yakılmaktan.

Kapanmamış sokakların kanlı izlerinde,

Zamanın gölgesi uyanıyor, yüzümün yamalı yerinden.

Her merdiven boşluğundan atıveriyor kendini,

Ne ütü ne de dikiş tutmayan sevdam.

Tırabzanlara takılıp kalıyor olasılıklarım

Ve soruyu işaret ediyor,

Göz göze gelmekten kaçındığım anlamsızlıklar.

Devrildi devrilecek gibi duruyor kaldırımlar üzerime.

Sendelerken yorgun düşlerim,

Tozu kalkıyor bedenimden telaşlarımın.

Sonra, hangi mevsimi giyinsem büyük geliyor.





Ne zaman “seni seviyorum” desem



Yangınlar kilitli kalıyor ay ışığında.

Tebeşir tozu ateşlerine mahkum meydanlarım.

Yanmıyorum, yanılıyorum

Kıvılcım taklidi yapıyor ateş böcekleri

Kanmıyorum, kanıyorum.

İçimden tuttuğum gidişler bir bir gerçek oluyor.

Üfledikçe söndürülmüş mumlara,

Eriyor dudaklarım,

Çok katlı bir pastanın en üst katında.

Yenmiyorum, yeniliyorum.





Ne zaman “seni seviyorum” desem



Gri dumanlar çöküyor ciğerimin başına,

Eteklerimde ise çiçeği burnunda yeşiller.

Çocuk oluyorum, hiç koşulmamış yollarda

Ki kolları rüzgara aşina.

Sonra rüzgarla rüzgar oluyorum.

Dokunduğum yabancı bozkırlarda

Tanıdık, bildik izler bırakıyorum.

İçim içimden taşıyor içimi içime

Ben anlatamıyorum, kimse de anlamıyor.

Bir kurşun daha kiralıyorum silahıma.

Hem katil hem de ceset oluyorum aynı kurşunla.

Yine pişman oluyorum satın almadığıma





Ne zaman “seni seviyorum” desem



Demini almıyor çayım,

Açık ve şekersiz içiyorum, hasretin gibi.

Alışkanlıklarım aklıma geliyor,

Aklım ise alışkanlıklarıma gidiyor

Fakat bir türlü karşılaşamıyorlar nedense!

Eski şarkıların tozunu alırken,

Hep yüreğimi kanatıyorum.

Yorgun nakaratlarda tekrarlanıyor hatalarım.

Özrümü kabahatimden daha pahalıya satmak isterken

Hepsi birden elimde kalıyor.



İşte bu yüzden,



Ne zaman “seni seviyorum” desem



Yanımda olmuyorsun.......

Nǿ ŦΞДЯ™
07-10-2007, 12:01 AM
Bir yıldız yağmuru ıslatır beni.
Düşerken damlalar o gül yüzüne...
Her damla gözyaşı sorarken seni,
Yıldızlar döşerim ayak izine.

Kuruyan dallara gözyaşı yürür...
Yapraklar titreşir yol verir dağlar.
Yıldız kümeleri yere dökülür,
Şehrayine döner karanlık yollar.

Artık ne gam keder ne acı ne dert...
Umutla yeşeren her mevsim bahar.
Ve gün gün ruhlarda büyüyen hasret,
Solgun yürekleri sonsuza boyar

Rıfkı Kaymaz

Küçük bir dünyanin içine gizlenmissin
Sadece hissedebiliyorum seni
Tipki senin beni hissedebildigin gibi
Bazen bütün umutlarimi ,bütün sikintilarimi
Oradan sana söylüyorum
Tipki senin bana söyledigin gibi
Içimizin karanligini bosaltiyoruz bazen
Bazen de iki kelime saklayabiliyoruz
Seni böyle hissetmek, seni böyle sevmek güzel
Bir bakiyorum bir adim geliyor,
Bir bakiyorum kilometrelerce uzaksin
*******i seni düslüyorum yine
Küçük bir makinenin içinden
Biliyorum ayni yerdeyiz ayni seyi dinliyoruz
Hissedebiliyoruz ayni seyi
Elimde sana dair hiçbir sey yok
Sadece yani basim da çalan minik bir radyo
Bilmiyorum su an ne haldesin
Ve de evin neresindesin
Belki salon da koltuga oturmus,
Belki odanda yatagina uzanmis
Ayni seyleri düslüyoruz
Gecenin bizim için hazirladigi güzelligi dinliyoruz
Ben bu gece çok hüzünlendim
Göz yaslarim yanagimda kaldi
Bir ananin acisini paylasti göz yaslarim
Bir sevgilinin siirinde duygulandim
Ama bunlarin hepsinde seni düsledim
Tipki senin beni düsledigin gibi

erkan kültekin

Ters yönde ömrümün
diğer yokuşundayım,
Ters yönde ömrün
en uğursuz kıyılarında
Kim bilir hangi yağmurdan kalan
Bir çiğ damlasıyım,
Kurumuş bir ırmağın
unutulmuş yatağında...

Önceden bir sihirdi o ! Yok oldu !
Bir ışıktı...geldi, gitti, söndü !..

Oysa, sana ebediyen esir gelmiştim
Gerilimden yüreğinin hafifliğini
Özlemiştim,
Beyhude serinliğini.
Sinsice güneşin özenle yaktığı
Şakaklarında sakladığı / yanık
lekelerine özenmiştim !
Yüzündeki sımsıcak kışları sevmiştim
Buharlı camlarımda
Nemli havasını kırık gülüşlerinin
Islak dudaklarında...

Bir sihirdi o...Yok oldu !
Bir ışıktı...geldi, gitti, söndü !

Zincire vurulan ufuklarda
Yırtarken yaşam
sahte güzelliğini,
Ölümsüz şarkılar vardı
Yaşanacak dehşete inat,
Bitimsiz / akıp giden.
Bir tarih sızıyordu
Azınlık yüreğimizden.

Sanki doğuştan biliyorduk
Kaç adım bahar,
Kaç adım ölüm olduğunu,
İliklerimize kadar işleyen
O tarihin dayanılmaz
Soğukluğunu...

Her mevsimin güzelliği
Bizde en güzeldi,
Mayıs’ta o ilkbahar
başka bir bedeldi...
Başka bir bedel !

Cesur değildik belki / ancak
Daha az korkak
Vazgeçmek mi ?.. Asla yoktu
Yolumuz bildik
Azınlığın gerçek yüzünü
O rejimde öğrendik !

O ürperti işte düştü yüreğimize
Tırmanırken tarihin yokuşunu,
Gözlerimize çekilen
demir perdeler
Bir ömre bedeldi,
Bir ömre bedel !

Arkamıza baktığımızda
Mayıs gerçeğinden gelen
Ne bıraktığımız izler
Ne de...alın terimizle beslenen
Toprak görünür,
Her Mayıs’ta o ilkbahar...
Ecdadınla övünür !

SEVGİM SANA EMANET

Şimdi gidiyorum
Yüreğimde gül gibi
Vazgeçemediğim kavgam gibi
Sevdan sana emanet
Elimde şerefim
Bağrıma bastığım umudum gibi
Sevdam sana emanet
Gözlerimde esmer akşamlar gibi
Haykıramadığım acım gibi sevdam
Sana emanet
Koynumda toprak gözlerin gibi
Sarılıp öpemediğim tenin gibi
Sevdam sana emanet
Şimdi gidiyorum
Yüreğim sana emanet

MURAT BASBAYRAK

Özledim Seni

Ayrılık yüreğimi karıncalandırıyor nicedir...
Beynimi uyuşturuyor özlemin...
Çok sık birlikte olmasak bile benimle olduğunu bilmenin bunca yıl
içimi nasıl ısıttığını yeni yeni anlıyorum.
Yokluğun, hatırlandıkça yüreğime saplanan bir sızı olmaktan çıkıp
sürekli bir boşluğa dönüşüyor.
Sabahlara seni okşayarak başlamaları, akşamları her işi bir kenara koyup
seninle baş başa karşılamaları özlüyorum; oynaşmalarımızı,
yürüyüşlerimizi, sevimli haşarılığını, çocuksu küskünlüğünü...
Nasıl da serttin başkalarına karşı beni savunurken; ve ne yumuşak,
bir çift kısık gözle kendini ellerimin okşayışına bırakırken...
Ya da kolyeni çözdüğümde kollarıma atlarken...
Hasta olduğunda, o korkunç kriz *******inde günler,
******* boyu nöbet tuttuk başında... O şen kahkahalarına
yeniden kavuşabilmek için sessiz dualar ederek...
"Atlattı" müjdesini kutlarken yorgun bedenindeki yaraları okşayarak,
doktorun böldü sevincimizi: "Yaşayamaz artık bu evde...
Yüksek binalar ve beton duvarların gri kentinde" dedi,
"O gitmeli... Ve kendine yeni bir hayat çizmeli..."
Bilsen ne zor, gitmen gerektiğini bile bile "Kal" demek sana...
Ne zor, senin için ebedi mutluluğun beni unutmandan geçtiğini bilmek...
Gitmeni asla istemediğim halde, buna mecbur olduğumuzu görmek
ve sana bunları söyleyemeden "Git artık" demek...
"Beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk kavuşacaksın
mutluluğa" demek sana ne zor...
Sesimi, kokumu çekip alıvermek beyninden,
sesin, kokun hala beynimdeyken...
Seni görmemek ve belki yıllar sonra karşılaştığımızda
bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden...
Yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek...
Ve sonra kendi ellerimle bindirip seni yabancı bir arabanın
arka koltuğuna, birlikte güneşlendiğimiz onca yazı,
yan yana titreştiğimiz onca kışı, paylaştığımız bunca acıyı,
onca kahkahayı ve bütün o uzak yeşillikleri katıp yorgun bedeninin yanına,
arkadan pişmanlık gözyaşları dökmek ne zor...
Ne zor hiç tanımadan seni emanet ettiğim bir şoföre "Hızla
uzaklaş buradan ve gidebileceğin kadar uzağa git" demek...
Yokluğunu beklemek, ne zor...
Bunları düşündükçe, şu anda uzaklarda bir yerlerde
üşüdüğünü sezinleyerek panikliyorum. Bütün engelleri aşıp,
terk edilmiş caddeleri, kimsesiz sokakları, yalnız bulvarları arşınlayarak
sana ulaşmak, sessizce başını okşamak, kulağına sevgi sözcükleri fısıldamak
ve yavaşça üzerini örtmek geliyor içimden...
Paylaştığımız bir mazinin, yitirdiğimiz bir geleceğe
dönüşmesinden hicran duyuyorum.
Gizli gizli hüzünlendiğim akşamlardan birinde,
terk etmişlere özgü bir terk edilme korkusunu da
yüreğimin derinliklerinde duyarak sana koşmak,
yaptıklarım ve daha çok da yapamadıklarım için özür dilemek
ve "Dön bebeğim" demek istiyorum:
"Geri dön... Kulüben seni bekliyor..."

Bu Dünya Kimin Dünyası?

Yol üstünde biten çalı,
Bu dünya kimin dünyası?
Ak çiçekli ayva dalı
Bu dünya kimin dünyası?

Gediklerde esen poyraz,
Yaprakları dalda koymaz
Gözler doysa gönül doymaz
Bu dünya kimin dünyası?

Her gün eski her gün yeni
Tükenmez gidip geleni
Canevimden vurdu beni
Bu dünya kimin dünyası?

Kar yağar kaybolur izler
Her nakış binbir sır gizler
Ufuklara dalan gözler
Bu dünya kimin dünyası?

Toprak basar kucağına
Güneş çeker sıcağına
Atar derdin ocağına...
Bu dünya kimin dünyası?


Abdurrahim Karakoç

Nǿ ŦΞДЯ™
07-10-2007, 12:01 AM
RÜZGARLA BİR

Hangi günün gecesidir / yazı kışta kılan bilir
Gün içinde görünmeden / günü suya salan bilir
Dağlar düze iner birden
Aşkı sonsuz kılan bilir / rüzgarla bir olan bilir

Göl göl olur damda biri / çentik atar günlerine
Sel sel akar diğerleri / güneş güler tenlerine
Biri bine döner birden
Yolu yakın kılan bilir / rüzgarla bir olan bilir

Rüzgar çocuk sesleriyle / mavi bir düş kurar gökte
Sözde türkü dalda çiçek / olur açar her yürekte
Gözden perde iner birden
Düşü gerçek kılan bilir / rüzgarla bir olan bilir

YAŞAMAK



engin denizlerin sessiz karanlığında

umut ışığıdır yaşamak

düşleri gerçek yapmak

gökten yıldız çalmak

bağlamak kanayan yarayı

bir sevdalı gözde boğulup

ağlamaktır doyasıya

yaşamak bir kış gecesinde

iliklerine kadar donmaktır

yaşamak o buğulu camlardan

dalgaları izlemektir

gemi güvertesinde yorulup

off! çekmektir derinden

bir dilim ekmek,

bir yudum su

sevipte sevilmemek

sevilipte sevememek

özlemek,yollarını gözlemek

sevgiliye sarılıp öpüp okşamak

başımı omzuna koyup uyumaktır

yaşamak...

İnsan

İnsan
En güzel Ney çalan değil
Ne çaldığını bilen, düşünen insandır
Sınırlarını aşmadan zamanlamanın
Kendi olanaklarından bir şeyler yaratan
Melodisinden gerçek nağmeler sunan insandır

En güzel insan
Cehaletin koyu karanlıklarında bile
Beyninin sesini yüreğinden süzen
Ve yüreğini ellerinde tutan insandır

Sorma bana seni sorma
Anlatamam söyleyemem kimseye
Sen yoktun zaten hayatımda
Hiç olmadınki yanımda..
Kötü günümde yoktun,
İyi günümde de yoktun
Sen hiç yoktun zaten hayatımda..
Gidişin ani oldu zaten
Tıpkı geldiğin gibi ani oldu...
Geldiğine sevinemedimki
Gidişine üzüleyim...
Sen bir anlık hayaldin benim için
Bir anlık güzel bir rüya..
Seninle geçmişi yaşadım bir an
Mutlu oldum çocuklar gibi..
Sonra bir gün hiç acımadan
Mızıkçı çocuklar gibi
Topunu alıp gittin işte...

Biri var biliyorum
İçinde binlerce yaş olan ama hiç ağlamayan
Biri var biliyorum
Gülmeyi çok seven ama hiç gülemeyen.

Biri var biliyorum
Aşkı herkesten çok seven ama aşık olamayan
Biri var biliyorum
Sevmeyi herkesten iyi bilen ama hiç sevmeyen.

Biri var biliyorum
Yalanı hiç sevmeyen ama hayatı yalan olan
Biri var biliyorum
Yaşamayı çok seven ama yaşayamayan.

sahinyenilmez

Arif Ay

Gökyüzü Saatleri

III
bakışından yakaladım seni
duruşundan
su gibi akışından sesinin
ağaçlar kuşlar cümle bulutlar geçti
hüznünden yakaladım seni

saçlarımda eski zaman karıncaları
ve ilk ışıkları çeşmelerin
yüzün yüzüme değer gibi yıldızlar
akşamından yakaladım seni

sevinç mi telaş mı
tahtaya kalkmış çocuk gibiyim karşında

IV
yaz akik bir güldü
yanağında soldu ve bitti
sende mi esti bu rüzgar
savrulur saçların da şimdi
yapraklar tümden nefti

bir düş horozudur güneş
her saat seninle
kurulur masaya bir güzel
ıssızlıklardan ıssızlıklara öter

en tetik yerindesin sabahın
kuşlar uçuruyor bakışların

(Bin Yılın Destanı)

Ahmet Telli

Kalbim Unut Bu Şiiri

Uğuldayan ve hep uğuldayan
Bir orman kadar üşüyorum şimdi
Yanlış rüzgarlar esiyor dallarımda
Yanlış ve zehirli çiçekler açıyor
Kanımda kocaman gözleriyle bir cığlık

Su ve ses kadar beklediğim
Ne kaldı geride,bilmiyorum
Uzanıp uyumak istiyorum gölgeme
Yine sarılmak o kocaman gozlerin
Uğuldayan rüzgarlarına

Bir acıyı yaşarım bi zehirden
Çicekler üretirim kömür karası
Uçurum kadar bir yalnızlık
Yaratırım kendime,atlarım
Anısı yoktur küçük rüzgarların

Yapraklarım yok artık kuşlarım yok
Büsbütün viran oldu dağlarım
Ezberimdeki türküler de savrulup gitti
Ömrümün karşılığı kalmadı sesimde
Sesimde yalnız ormanların gümbürtüsü

Yanlış daha baştan yanlış
Bir şiirdi bu,biliyorum
Ye belki ömrümüzün yakın geçmişi
Bu kadar doğruydu ancak, kimbilir
Kalbim unut bu şiiri

Nǿ ŦΞДЯ™
07-10-2007, 12:02 AM
Ahmet Arslan

Anladım Aşkın Sonunu

İlk önce bakışlarınla tanıştım.
Gözlerindeki parıltıya alıştiı,
ve yalnızlığımı yenmeye çalıştım,
çalistim ama, aramıza koyduğun mesafelere takıldım.

Senin buhranlı *******ime ışık saçmanı ben mi istedim?
İkide bir karşıma çıkmanı, elimi tutmanı ben mi söyledim?
Yoksa gönlümün her an seni anmasını ben mi arzuladım?
Ben yalnız bir kuru ümide, bir sıcak sevgiye sarılmayı diledim.

Bir hasret ki, günden güne vücudumu sarıyor,
sanki kör testereyle kalbim parçalanıyor.
Umudunu yitirmiş ellerim tutunacak dal arıyor.
İdrak içinde bedenim hakka yöneliyor.

Sende bir yıldız gibi kaymışsın ne çıkar?
Sevginin kaynagi o, sevmemeye imkan mı var?
Sahte sevgilere kanarak kalmışım bizar...
Yaradana bir gün dönmemeye çare mi var?

Ömür Hayatı Nasıl Yaşadığındır

Hayat elli-altmış günden ibaret
yaşamışsan yalnız yirmibir gece
ve her gecede bir an süresince
ömür üç-beş hatıradan ibaret

Bu gün de bitti bitecek sessizce
bilmem kaç gece daha tüketince
bir kaç hayır bıraktıysan gerince
yaşam inişin, çıkıştan ibaret

Duyguların feri bir bir sönünce
son günlerin ilk günlere dönünce
uzak yolların sonu görününce
hayat bir kaç iniltiden ibaret

Eğlencenin zevki sona erince
harcadığın yerleri bilmeyince
evladın mirasını bekleyince
ömür boş bir avuntudan ibaret

Dilin bildiğinden fazla deyince
hiçkimse elinden emin değilse
Gözlerin baktığında görmeyince
yaşam küllenmiş alevden ibaret

Engeller sıra sıra belirince
ufukta ümitsizlik görününce
ellerin dermanını yitirince
hayat baki isyanlardan ibaret

Özünle sözün hakta birleşince
için dışına sirayet edince
emaneti yerine getirince
ömür gül bahçelerinden ibaret

Her tad başka damağın lezzetince
her şeye şükür, kulluk değerince
kim sürmüşse bir ömür, izzetince
yaşam sayısız nimetten ibaret

Gerçekler gözönüne serilince
birden ölüm sarhoşluğu gelince
son bir damla yanakta süzülünce
hayat basit bir idrakten ibaret

seni düşünüyorum
sorgusuna kapılıyorum yitik zamanlarımın

seni düşünüyorum
martıların kanat seslerine irkiliyor durgunluğum

seni düşünüyorum
bir dostun sitemi saplanıyor ansızın

seni düşünüyorum
ay ışığı sızıyor geceme

seni düşünüyorum
tutsak mektuplarımın sıcaklığı carpıyor yüzüme

seni düşünüyorum
dağ yücesi
kekik kokusu serpiliyor şiirlerime

seni düşünüyorum
tütün kokuyor özlemin
saat sabahın dördü
seni düşünüyorum
gözlerim buğusunda pencerelerin

seni düşünüyorum
üşüyorum

Seni seviyorum diyebiliyorsam
Bu sende bütün insanlığı ,
Bir anlamda bütün canlı olan herşeyi,
Ve yine sende kendimi seviyorum demektir

Sevgi bir yıldızdır yanıp sönen ,
Masmavi bir düştür gökyüzünde hiç ölmeyen ,
Sevenlerin mumudur sevgi ,
Eriyip de hiç bitmeyen.

Hayatta üç şeyi sevdim; seni, kalbimi, ümit etmeyi...
Seni sevdim, sensin diye, kalbimi sevdim, seni sevdi diye, ümit etmeyi
sevdim, Belki seversin diye

Her akşam seni düşünürüm yıldızlara bakarak
Ama milyonlarca yıldızın yerine seni tercih ederim
Hep kalbimin tek hakimi olarak....

İçim o kadar senle doldu ki...
İnsanlar seni gözbebeklerimde görürler diye bakmaya korkar oldum

Sen dünyaya sürgün bir meleksin
Ve ben seni o kadar çok seveceğimki
Bir daha cennetine dönemeyeceksin

Ne seni unutmak gibi bir çaba var yüreğimde,
Nede aşkımı körükleyen bir rüzgar ,
Ne seni görmeden durabilecek kadar güçlüyüm,
Ne de kaybetmeye dayanacak kalbim var.

Gözlerini kapa kendine bak...
Korkmak...
Her şeyden her dakika
birşeylerden korkarak yaşamak
sevginin sürgüsünü çekerek yaşamak
senin acılarınla yaşamak...

Bırak şimdi tüm kederlerini
bir sokak labasının altına
Yabancı bir çocuk gibi
şehre bak,denize,köprülere
Kendine bak bulabilirsen.

Üşüyorsun...
Teninde ki sevgisizlik seni o kadar üşütüyor ki
kim dokunsa
yaşanmamış hayatlara dokunuyor
Mutsuzsun...
Kalbine vurulan sürgü yüzünden
mutsuzsun...

Gözlerini kapa şimdi,
bir deniz bul
bulabilirsen
kendini bırak
sonra gelen kişilere bak...

Gözlerini kapa kendine bak....

İnsan Olmak Kolay Değil
Durup durup bana sorma
Bunu bilmek olay değil
İnsan doğduk insan ama
İnsan olmak kolay değil

Kalpten başka bir yolu yok
Aşktan başka bir dalı yok
Kitabı yok okulu yok
İnsan olmak kolay değil

YÜreğinde sevgi yoksa
Gözlerinde şefkat yoksa
DÜnyalar da senin olsa
İnsan olmak kolay değil

Neler gördÜk bu dÜnyada
Neler verdik bu uğurda
Sultan olmak kolaydı da
İnsan olmak kolay değil!

* Yaşam Dile Gelince



ÖLÜM
aldırmam ölüme
gelecekmiş bir gün
varsın gelsin
hoş geldin bile derim
ama giderse sevdiğime
and olsun ki,
o ölümü yerle bir ederim


***

AN
adını biz koyduk zamanın
içinde bulunduğun an’a
ister dün de, istersen yarın
eğer bugün dersen
yaşadığını anlarsın...


***

SAFRA
hayata kör bakarsan
karışamazsan özüne
dışına atar seni
safra atan deniz gibi


***

BARIŞ
kavgayı severim
en çok da barışmasını
barışmayacaksak sevdiğim
seninle niye kavga edeyim...


***

ZOR
seni sevdim ben
söylemesi kadar kolay değildi
sevmek seni

Yunus Güzel

Nǿ ŦΞДЯ™
07-10-2007, 12:02 AM
İki Bıçak

İki bıçak seç kendine
Biri yaralamak için
Biri öldürmek
Pusu kur gözleri
Karanlık gölgesine
Biri sevmek için
Biri ihanet
İki yürek seç kendine
Biri yaşamak için
Biri gizlenmek
Bir korkak, bir kaçak, bir firar
Kaç kişisin sen sevdiğim, çocuk

Murathan Mungan

Acı bir hayat.



Bir tek senin aşkın mı aşk?
Sen misin sevda yanığı kaçak
Ben seni sevdim seveli yandım
Yandım,yandım sende söndüm

Hayat bana bir dargın bir barışık
Her günüm senle karma karışık
Çakmak, çakmak gözlerinde ışık
Senin sevdan bende, barut fişek

Ulaşılmayı beklerken ayrılık
İkimizin kaderi olsa gerek
Bana ayrılık yazan felek
Sensizliğini bana giydirecek

Yapma be sevdam ağlama artık
Bu kader senin değil benimdir
Sana gelen bu ayrılık, firak
Bende oluyor acı bir hayat

Alaaddin Uygun

ARIYORUM
*********************
Sonu olumsuzluk ekli

Sözcükler kullanıyorum

Anlatılmamış,söylenmemiş

Düşünülmemiş sözcükleri bulamıyorum

“Hiçbir söz yoktur ki,daha önce söylenmemiş olsun.

Diyen bilgeye inat arıyorum

Bulana dek

Kullanılmış sözcüklerle

Sesleniyorum

Hiç bir yanıt alamıyor

Olumsuzluk içeren sözcüklerle

Kendime sesleniyorum:

Aramadı,sormadı,gelmedi

Ayrılık Ayracı



Bütün ayraçları kaldırdın
Ama unuttuğun bir şey vardı yine de
Çiçekleri sulamadın
Gökyüzü sarardı o zaman
Bulutlar kirlendi
Ve ne kadar az konuşur olduk günboyu
Ve birden ayrımsadık ki
Ayrılık orda başlıyor
Tam da susuşların birbirine eklendiğiyerde
Ezberlenecek hiç bir şey yok bu dünyada
Kirletilmemeiş bir bulut bile yok artık
Böyle diyorsun her yolculuğa çıkışında
Yaşadığım kentte sana benziyor git gide
Ne zaman dönmeyi düşünsem yangın çıkıyor
Ya da erteletiyorum biletimi son anda
..........
..........



Ahmet Telli

Gece Ve Ayrılık Üstüne



Gece yine karanlık yine sensiz
Bu kaçıncı geçen gecemdi sensiz
Yoksun sen ne hayalin ne de bir iz
Böyle bitmemeliydi aşkımız bence

Sen gittin ben bir günde kocadım
Sensiz hiçbir yerde rahat bulmadım
Belki de şimdiden silindi adım
Bilmem sende ağlar mısın her gece

Her ayrılık benim ruhumu yıkar
Sen gidersin ardından canım çıkar
Sanma yıllar geçince şu gönül senden bıkar
Sensiz her an hayat bana işkence

Düşün ben miyim sen misin unutan
Sadece bendim sözlerini tutan
Benden değilse bile Allah’tan utan
Nasıl gideceksin ahrete ölünce

Sen gittin hala kurumadı gözümde yaşım
Sen gittin şimdi başladı gönül savaşım
Sen gitmeyecektin nerdensin yoldaşım
Ben bir kez severim sevince.

Şimdi gidiyorsun, git
Bütün sabahları üşüdüğüm
Bütün gördüğüm senli günlerim,
Onlar da gitsin
İçimde bir şarkı
Gözümde bir ışık kalmıştı herşeye inat
Kapat gözlerimi, sevdiğim anlar da gitsin
Yıldızları da alsana yanına gökyüzünden
Sevdiğimiz şarkıları da
Pencereme konan yusufcukları da
Bana karanlığı bırak
Beni bırak, beni böyle bırak
Böyle ansızın, böyle yakışıksız
Böyle anlamsız, böyle dağınık
Öyle kapıda susuşun
Öyle sarsak, öyle serkeş,
Öyle çerkeş duruşun
Koy beni sensizliğe
Ve otursun içime kül gibi kor yangının.

Şimdi gidiyorsun, git
Hadi git
Hepsi hepsi bir sevda benimkisi, al da git
Hadi kanatma
Hadi yıkma
Hadi dokunma
Zaten ben seni öylesine sevmiştim

Şimdi gidiyorsun, git
Bütün sabahları üşüdüğüm
Bütün gördüğüm senli günlerim,
Onlarda gitsin.
İçimde bir şarkı
Gözümde bir ışık kalmıştı herşeye inat
Kapat gözlerimi, sevdiğim anılar da gitsin


İbrahim Sadri

Yağmur yağardı biz ağlaşırdık
Kaldırımlar boyunca
Bir hüzün vardı sanki aramızda
Susardık ay batınca

Birden yüzün solardı
Birden gözün dolardı
Birden bırakarak ellerimi
Uzun uzun ağlardın

Yalan bu sevdalar
Yalan bu gözyaşları
Yalan bu ayrılıklar yalan
Solan bir çiçekten
Kırılan bir yürekten
Başka ne var elde kalan

Yıllar uzardı mahzunlaşırdık
Hasretin kollarında
Yollar tozardı kavuşamazdık
Dağların yangınında

Birden rüzgar eserdi
Birden efkar basardı
Birden sarsılarak bir dağ gibi
Fırtınalar Koparırdı


Yusuf Hayaloğlu

OLUR
Bir oğlun olur,
bakarsın ,büyütürsün
elin olur...
bir kızın olur,
bakarsın ,büyütürsün
gelin olur..
bir ağaç dikersin,
geride burakılmış,
en büyük eserin olur...
Şanal Öztop

Seni ,sensiz yaşamak
ne demektir biliyormusun
yoksa sen hasretin kucağında,
inleyen mecnunu duyuyormusun...
kaf dağının arkasında olsan bile
kulaklarımda çınlar sesin
şifalı bir ot gibi sarar,
bedenimi ılık nefesin...
ne o ağlıyormusun,
sil gözlerindeki yağmur bulutlarını
bu dünya ağlıyanların değil,
gülenlerin dünyası...
sen hiç duydunmu,
gercekleşen fakir rüyası...
ağlama sil göz yaşlarını,
korkutur beni bu sessizlik..
yaşarken ölmek demektir,
sensizlik...
Şanal Öztop

Nǿ ŦΞДЯ™
07-10-2007, 12:03 AM
uykumun kıvrımlarına gizlenmiş rüyalarım
bir film bobini gibi
hangi gece hangisi gösterime girecek belirsiz
ve ben seyredıyorum sadece
elim kolum dilim bağlı

habersizce çekilmiş
bir fotoğrafım çıkıyor karşıma
sürüngen bakışıyla izlenen bir kuş gibi
panik ve ürkek
ağlayan kendisi olduğu halde
acı çekiyorum demeyi bilmeyen
bir bebek oluyorum
aşağıdan yukarı bakınca
hain sırıtışlara dönüşen gülüşlerin altında

hiç bir hareketim götürmüyor beni
istediğim yere
tam konuşacakken
kan ter içinde kalıyorum
geri dönsün istiyorum uyanıklık
unutuşlar ve kahkahalarla dolu olarak

hayatın enerji deposu
ölümün habercisi
uykularımın kıvrımlarına gizlenmiş
rüyalarda savunmasızım

Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Toprakların en bereketlisini sende surdum,
Senden tattım yemişlerin cümlesini.

Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin!

Desem ki...
İnan bana sevgilim inan,
Evimde senliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgarlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi fark edemezsen,
Rüzgarların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede,
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.



Cahit Sıtkı Tarancı

GİDEN GELMEZ

İşittim ki, benim için ağlıyormuşsun,
Hala adım düşmüyormuş dudaklarından!
Geçenlerde bir yolcudan beni sormuşsun,
Metruk, ıssız bir manastır gibiymiş odan!
Çamlıklarda tek başına geziyormuşsun,
Gözyaşların anıyormuş eski günleri...
Ümidini siyah ufuklarda yormuşsun,
Sanmışsın ki, giden günler gelecek geri!

Artık ela gözlerinin altı çürümüş,
Bahçemdeki kuşlar gibi susmuş kahkahan!
Kalbin bir dal mevsimin hüznü bürümüş...

Akşamları son yolcular geçerken kırdan
Nazarların dalıyormuş, yıllardan beri
Bir seyyahın bekleniyor gibi haberi!


Yusuf Ziya Ortac

BEN HAYATTA EN ÇOK BABAMI SEVDİM

Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpı bacaklarıyla -ha düştü,ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim

Bilmezdi ki oturduğumuz semti
Geldi mi de gidici-hep,hep acele işi!-
Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi
Atlastan bakardım nereye gitti
Öyle öyle ezberledim gurbeti

Sevinçten uçardım hasta oldum mu
40 ı geçerse ateş,çağrırlar İstanbul'a
Bir helalleşmek ister elbet,diğ'mi,oğluyla!
Tifoyken başardım bu aşk oyununu
Ohh dedim,ğögsüne gömdüm burnumu

En son teftişine çıkana değin
Koştururken ardından o uçmaktaki devin
Daha başka tür aşklar,geniş sevdalar için
Açıldı nefesim,fikrim,canevim
Hayatta ben en çok babamı sevdim.

Can YÜCEL

// SENİ ARIYORUM //

Bu sehrin butun sokaklarina sinmis yalnizligim
Sensizligin kosebaslarindayim
Avuclarimda kirik dokuk pismanliklar
Avuntusuz cikmazlara dogru yuruyorum
Butun umutsuzluklarima inat
Yine seni ariyorum

Dudaklarimda bildigin o islik
Sokak lambalarina siginiyorum
Hafifden bir yagmur agliyor benimle
Bir deli ruzgar saclarimda
Yalnizlikdan usuyorum
Bulamiyacagimi bile bile
Yine seni ariyorum

Anlatacak nelerim var bir bilsen
Icimde ihtilaller kopmus
Kendimi surgune verdim
Mutlulugum coktan iflas etmis
Beni savunmak sana dustu
Seni ariyorum

Yarim kalmis siirlerim gibisin
Yasanmamis cocuklugumsun anilarimda
Oylesine eksigim sensiz
Oylesine sahipsiz
Iste butun umutlara havlu attim gidiyorum
Icimde gec kalmisligin caresizligi
Cocuklar gibi agliyorum...
Ve gel gor ki her damla gozyasimda
Yine seni ariyorum.....

AHMET SELCUK ILKAN...

Beni Unutamazsın
***************************
Beni unutamazsın bilirim, beni unutamazsın
Denizin durgunluğu, gözlerimi
Coşkunluğu, saçlarımı hatırlatır
Kulaklarını tırmalar sesim, hayatından silemezsin
Beni unutamazsın bilirim.
Parkın tozlu yollarında yalnız dolaşacaksın
Mutsuz gökyüzünde bir iki yıldız tutacak karanlığına
Delikanlının biri uzanacak ellerine ansızın
Çaresizliğine, yalnızlığına irkileceksin
Ve daha sonra tarakta kalan saçlardan anlayacaksın ihtiyarladığını
Dudaklarının pembeliği solacak
Cilası çıkmış bir mobilya gibi eskiyecek güzelliğin
Kahrolacaksın!
Ve bir gün gelip beni anlayacaksın.
Oysa; vakit çoktan geçmiş olacak
Ama sen yine de sözlerime aldırma
Gözlerin zamansız ıslanmasın
Çünkü artık çocuk değilsin
Güneşin nereden doğduğunu bilirsin
Başka bir İstanbul olmadığını bilirsin
Ve seni nasıl sevdiğimi bilirsin
Ama gitmek istiyorsan yine de sen bilirsin.

Ahmet Selçuk İlkan

Ben Sana Mecburum

ben sana mecburum bilemezsin
adını mıh gibi aklımda tutuyorum
büyüdükçe büyüyor gözlerin
ben sana mecburum bilemezsin
içimi seninle ısıtıyorum

ağaclar sonbahara hazırlanıyor
bu şehir o eski Istanbul mudur
karanlıkta bulutlar parçalanıyor
sokak lambaları birden yanıyor
kaldırımlarda yağmur kokusu
ben sana mecburum sen yoksun

sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
insan bir akşamüstü ansızın yorulur
tutsak ustura ağzında yaşamaktan
kimi zaman ellerini kırar tutkusu
birkaç hayat çıkarır yaşamasından
hangi kapıyı çalsa kimi zaman
arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu

Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor
eski zamanlardan bir cuma çalıyor
durup köşe başında deliksiz dinlesem
sana kullanılmamış bir gök getirsem
haftalar ellerimde ufalanıyor
ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
ben sana mecburum sen yoksun

belki Haziran'da mavi benekli çocuksun
ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
bir şileb sızıyor ıssız gözlerinden
belki Yesilköy'de uçağa biniyorsun
bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
belki korsun kırılmışsın telaş içindesin
kötü rüzgar saçlarını götürüyor

ne vakit bir yaşamak düşünsem
bu kurtlar sofrasında belki zor
ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
ne vakit bir yaşamak düşünsem
sus deyip adınla başlıyorum
içimsıra kımıldıyor gizli denizlerin
hayır başka türlü olmayacak
ben sana mecburum bilemezsin.

Atilla İlhan

Nǿ ŦΞДЯ™
07-10-2007, 12:03 AM
Özlemek

Birden özleyiveriyorsunuz...
Çoktan unuttugunuzu sandiginiz
ya da yalnizca bir kere karsilastiginiz
ve özlemek için yeteri kadar tanimadiginiz birini
bir sabah çilginca özleyerek uyaniyorsunuz.

Rüyalariniz, içinizdeki o gizli,
esrarini ele vermez büyücü,
siz çarsaflarinizin arasinda,
bütün tehlikelerden uzak,
güvenle yattiginizi sandiginiz bir anda,
usulca ruhunuza sokulup,
sizden habersiz oralara yigilmis cephanelikleri
birer birer atesleyiveriyor.
infilaklarla sarsilarak uyaniyorsunuz.
Hayatinizda olmayan birini hayatiniza almak,
ona dokunmak,
onun sesini duymak için kivranirken
buluveriyorsunuz kendinizi...

Özlemek, o yakici istek,
bilinen herseyi ve önem sirasini degistiriveriyor.
Özlediginiz ise çok uzaklarda...
Yaninda olmasini istediginiz halde
yaninizda olmayan bir tek kisi,
yaniniza bile yaklasmadan,
hatta onu özlediginizden
ve onu istediginizden haberdar bile olmadan,
bütün hayati,
bütün görüntüleri eritip
baska kiliklara sokuyor...

Ahmet ALTAN

Türküler bitti
Halaylar durdu
Horonlar durdu
Al damar, mor damar, sah damar sustu
Bahceler put kesildi birer birer
Meyveler salkim sacak tas.
Bir bulut ucardi
Basi bos bedava
Yandi kül oldu.

Hüzün geldi bas köseye kuruldu
Yoruldu yüregim yoruldu.
Agac büyür arkasinda kosamam
Kervan yürür pesi sira düsemem
Yildiz akar ucsam da yetisemem.
Hüzün geldi bas köseye kuruldu.
Yoruldu yüregim yoruldu.

Bedri Rahmi Eyüboglu

Sana Mahkum
*******************
Hayatimi sana bagladim.
Sarkilarda "sen" varsan dinliyorum.
Dudak izin varsa kadehte içerim
Ama yoksa ayak izlerin yollarda
Sokaga bile çikmiyorum.
Eger olacaksan rüyamda
Uyurum...
Yoksan, olmuyorsan
Sabaha kadar uyumuyor
Seni düsünüyorum.
Sigaramda adin yazili
Her nefeste seni içime çekiyorum.
Eger yazmiyorsa adin
Sigara bile içmiyorum.
Saatim seni göstermiyor diye
Ona bile bakmiyorum.
Zaman nasil geçiyor
Sabah nasil oluyor, bilmiyorum
Ama çaresini buldum
Sensiz günes dogmasin diye
Perdeleri açmiyorum.
Her günüm "SANA MAHKUM"
Senden uzakta ama
Seninle yasiyorum...

nerELERdesin

gittiğin günden beri
bekliyorum ümitsizce,
bilmiyorum nerede,kiminlesin şimdi,
ne yapıyorsun bensiz.

belki bizim şarkımızı dinliyorsun
zihninde anılar
yüzünde sıcak bir tebessüm
gülümsüyorsun.

belki çoktan unuttun beni
yüreğinde başka bir sevda
gözlerinde başka biri
mutlusun

belki yalnızsın benim gibi
anılarla yaşatıyorsun benliğini
çaresizsin.

BEN Mİ? EVET...

ben mi? evet...
bir gün çıkıp gidecegim kapıları, evleri, dergileri, hüzünler bırakarak...
bir çiçek merhaba diyecek...
hoş geldin diyecek dağ...
orman gülümseyecek...
anımsayışların, bekleyişlerin, ümitlerin ya da ümitsizliklerin
hırsların, yarışların, tasaların kalktığı yerde
tam anlatının kaldığı yerde başlayacak şiir...
hiç kimseye seslenmeyen, kendi kendine yeten sadece...
kendi mantığı; kendi güzelliği içinde tutarlı...
ama halkın yaşantısı girecektir oraya,çünkü yaşayan büyük
bir şeydir halk...
deniz ve ufuk girecek,karınca yuvaları,gökyüzü,kozalaklar
ve kopuk ve artık hasetsiz bir aşk...
yani sevişmak denizle, koşulsuz, önyargısız, hesapsız...
yani uzanmak ve düşünmek binlerce yıl..
doğan, ölen ve yaşayan şeyleri...
doğumu, ölümü ve yaşamayı
yani dingin ve büyük olan herşeyi anlatmak...
ben mi? evet. çıkıp gidecegim bir gün...
tasasız, gözyaşsız, geride birşey bırakmadan ve birşey beklemeden ilerde...
sadece yağmur sularından pırıl pırıl bir yürek
artık kendi kendinin anlamı ve nedeni olan bir yürekle...
Ataol BEHRAMOĞLU

Allah Kahretsin

Bu boyle surup gitmeyecek biliyorum
Bir sabah bir dilencinin avuclarina birakacagim kalbimi
Kim ne derse desin
Tahammulum kalmadi artik
Biktim seni sensiz yasamaktan
Nasilsa donecegin yok senin
Cildiracagim bu gidisle
Allah kahretsin!..

Durup durup seninle gezdigim yerlerde dolasiyorum
Sanki kosebasindan sen cikacaksin
Sanki duraklarda beni bekliyorsun
Gecen gun birine rastladim ayni sokakta
Saclari sen, gozleri sen, kaslari sen,
Kostum heyecanla pesinden
Ve hayatimda ilk defa
Bir tokat yedim senin yuzunden
Allah kahretsin!..

Dunya atesler icinde
Savaslar almis basini gidiyor
Afrika'da insanlar acliktan oluyor
Bense bu gidisle sensizlikten olecegim
Umurunda mi senin?
Kimbilir hangi cehennemdesin?
Allah kahretsin!..

Hangi masaya otursam
Senin sevdigin ickiyi koyuyorlar onume
Vazomda senin sevdigin cicekler
Ve dudaklarimda hep senin sevdigin sarkilar
Senin dogum gunlerini kutluyorum senden habersiz
Ve her sabah dualar ediyorum mutlulugun icin
Ne yapsam, ne etsem, nereye gitsem
Ecel gibi pesimdesin
Allah kahretsin!..

Iste boyle bir sevda benimkisi
Bu zamanda bu devirde
Haklisin adam olacagim yok benim
En guzeli artik son vermek bu hayata
En korkunc ucurumlardan birakmak kendimi
Ama icimde sen varsin
Ya sana bir sey olursa
Allah kahretsin!..

Ahmet SElçuk İLKAN

BİLSEYDİM
***************

Meydan mi verirdim bu ayriliga?
Bilseydim bu kadar zor oldugunu.
Bilseydim dünyanin böyle karanlik,
Bilseydim bu kadar dar oldugunu.

Dilimden siçrayan bir kivilcimin
Bilseydim bir anda kor oldugunu.
Bilseydim su anki gönül acimin
Senin yoklugundan var oldugunu.

Boyun mu bükmezdim sitem etmene,
Bilseydim sükutun kar oldugunu.
Sebep mi olurdum dargin gitmene,
Bilseydim küsünce sir oldugunu.

Bilseydim yüzümün dört mevsimi güz,
Içimin aglayan nar oldugunu.
Bilseydim odamin dört duvari buz,
Sensiz yatagimin kar oldugunu.

Firsat mi tanirdim bu darginliga
Bilseydim bu kadar zor oldugunu.
Bilseydim zindandan daha karanlik,
Bilseydim hücreden dar oldugunu....

Cemal SAFI

Nǿ ŦΞДЯ™
07-10-2007, 12:03 AM
Alnıma yazgı gülüşün!..

Kim söylerdi sana bunları düşün
Bir beste, bir şarkı, ezgi gülüşün
Hayâller, umutlar önüme düşün
Bu yolda alnıma yazgı gülüşün.

Yıldız gibi gözlerinle bakışın
Bakışınla yüreğimi yakışın
Yanağına gamzeleri takışın
Yine de en güzel sezgi gülüşün...

-acilardir adam eden adami-

Ben ayriliklarin sairi
Yalnizlarin ozaniyim
Sen masallar okurken daha
Ben acilarin
Ben agitlarin yazaniyim
Haklisin aramizda daglar denizler var
Haklisin aramizda ucurumlar
Senin sevdalarin uc gunluk masal
Benim sevdalarim Allah'ina kadar
Elma sekerimi sandin aski?
Ne siirin siir ne sarkin sarki
Hele bir kirilsin felegin carki
İste ben o zaman gorurum seni
Hala "Tahta masalara" yaziyorsam adini
"Ask kitaplarinda" ariyorsam tarifini askin
"Kahir mektuplarinda" yeniden buluyorsam seni
Ve "islak mendillere" siliyorsam gozyaslarimi
"Eyvahlar" cekiyorsam her biten askin ardindan
"Bana sor ayriligi-yalnizligi bana sor" diye haykiriyorsam
Ve "sabahci kahvelerinde" bir cay gibi demliyorsam hasretini
Ve "inadina" ozluyorsam o "cay karasi" gozlerini
Bilki bu seni erkekce sevdigimdendir...
Bu benim ilk aldanisim degil
Bu benim son yikilisim degil
Birak bu sahte gozyaslarini
Birak bu masum bakislarini
Uzulme "benim icin uzulme"
Uzulme bu son icin uzulme
Ben yeterim kendime...
Varsin da bir dag gibi buyusun hasretim icimde
Varsin da her gece bir kemanin tellerinde ezilsin kalbim
Varsin da bir daha degmesin ellerime ellerin
Asla pisman degilim
Hatirla bir adam diyordun hatirla
Omur boyu sevsin beni omur boyu
Iste o deli
Iste o cilgin iste "o adam benim"
Cunku ben
"Aski olumsuz bilenlerdenim"


Ahmet Selçuk İLKAN

Bir Yerden Sonra

Biribiri ardina geliyorsa mutsuzluklar
Keskin bir bicak gibi saplaniyorsa acilar
Kosebaslarini tutmussa umutsuzluklar
Ve ucurumlarda yankilaniyorsa askin son cigliklari
Ayrilik guzeldir

En kalabalik yerlerde buyuyorsa kimsesizligin
Binlerce kahkaya karisiyorsa gozyaslarin
Son civiyi cakiyorsan yorgun sabrina
Daha kirpiklerinde can veriyorsa hayallerin
Ve dilinin ucundaysa en cilgin kufurler
Yalnizlik guzeldir

Guvendigin yureklere karlar yagmissa
Buz tutmussa o simsicak bakislar
Sen yanginlar icinde usuyorsan
Ve zavalliliksa artik o cok sevmek
Boyle bir dunyaya tukurmek
Ve olmek guzeldir...

Bu Sehir Ve Sen

Omrumun en guzel senelerini
Alip da gittiniz bu sehir ve SEN !
Gonlumun en masum umitlerini
Calip da gittiniz bu sehir ve SEN !

Doktugum yaslara aldirmadiniz
Giden gencligime acimadiniz
Dustugum yerlerden kaldirmadiniz
Basipda gittiniz bu sehir ve SEN !

Beni iyi tanir bu kaldirimlar
Bu kuytu koseler bu tas sokaklar
Sizlerden bir omur alacagim var
Calip da gittiniz bu sehir ve SEN !

Baglayip durdunuz hep ellerimi
Delik desik ettiniz seven kalbimi
Icimde dag gibi hayallerimi
Yikip da gittiniz bu sehir ve SEN !

Biriniz sagirdi duvardan bile
Biriniz kalpsizdi taslardan bile
Butun acilari dizip onume
Kacip da gittiniz bu sehir ve SEN !

Kimsesiz yalnizdim kollarinizda
Herseyimi kaybettim yollarinizda
Simdi son bir hesap var aramizda
Vermeden gittiniz bu sehir ve SEN !

Ben yine yasarim icimde yasla
Ya SIZ ! neylersiniz bu ihtirasla
Bir daha donmek mi buraya asla
Icimde bittiniz bu sehir ve SEN !
Kaybolup gittiniz bu sehir ve SEN ! !
Ahmet SElçuk İLKAN

Gozlerin Kal Diyor

Bu nasil ayrilik bu nasil sevda
Gozlerin kal diyor dudaklarin git
Bakisin anahtar sozlerin kilit
Ellerin ac diyor dudaklarin git

Ayrilik donusu olmayan nehir
Yalnizlik yikilmis bombos bir sehir
Kac sevda kul oldu boyle kimbilir
Gozyasin kal diyor dudaklarin git

Gidersem bir daha donmeyecegim
Kalirsam kalbime yenilecegim
Cozemedim seni delirecegim
Gozlerin kal diyor dudaklarin git

Duvardan insin mi resimlerimiz?
Yabanci olsun mu isimlerimiz?
Ya o deli dolu *******imiz
Anilar kal diyor dudaklarin git

Bu roman da biter belki birazdan
Ne asklar yikildi gururdan nazdan
Agliyor besteler yine hicazdan
Sarkilar kal diyor dudaklarin git.

Ahmet Selçuk İLKAN

Sen Ben ve O
-Sonunda ucumuz de kaybettik-

Biliyorum
Sen yine bu aksam o bombos odanda
Onu dusuneceksin
Onu arayacak titrek ellerin
Onu dusleyecek gozlerin
Deli yagmurlar gibi dusecek ozlemin avuclarina
Gelmeyecegini bile bile

Biliyorum....
Sen yine bu aksam o bombos odanda
Onu bekleyeceksin
Dudaklarinda unutamadigin o isim
Yanibasinda yirtamadigin o resim
Ve en pasli bicaklar gibi umutlar yureginde
Donmeyecegini bile bile

Biliyorum
Sen yine bu aksam o bombos odanda
Onu arayacaksin
Hasretin mum gibi gibi eritecek seni
Carpacak yureginde dev boyu bir yalnizlik
Ve batmis bir geminin kaptani gibi bakislarin ufukta
Gormeyecegini bile bile

Biliyorum
Sen yine bu aksam o bombos odanda
Onu anacaksin
Dilinde huzunlu bir sarkinin son satiri
Bir gun gibi yasayip butun yillari
Ozlem nobetine tutulup aglayacaksin
Caresizligini bile bile

Oysa ben
Yine bu aksam bekar odamda
Seni dusunecegim
Seninle dolduracagim yalnizligimi
Sigara dumanlarinda gozlerin yakacak gozlerimi
Kirik kadehler gibi dokulup kalacagim pencerelerden
O zehir sarkilara inat
Yine seni bekleyecegim
Onu sevdigini bile bile

Ahmet Selçuk İLKAN

Her satiri
Mendirege dizili karabataklara benzeyen
Bir mektup birakarak
balikçi koyundan
sisler icinde uzaklasan kayik gibi
bir sabah usulca ayrildin
koynumdan

Bütün yolcularini
Bogaz köprüsünün çaldigi
Araba vapurunun
bos seferleri
gibi yanlizca rüzgâr
gezinir sensiz
yüregimde

Durgun bir sudur aslinda deniz
ki çocuklarin acemi oltalarini denedikleri
kuytu bir iskelenin
tahtalari altina yazidigim
ayrilik siirini okudukca
dalgalanir...


Sunay Akin

Çukur

Bilerek mi yanina
almadin giderken
basinin yastikta
biraktigi
çukuru
Güveniyordum
oysa ben sevgimize
vapur iskelesi
ya da tren istasyonundaki
saatin dogrulugu kadar
Beni senin gibi
bir de annem terketmisti
ki göbegimde durur
onun yoklugundan
bana kalan
çukur


Sunay Akin

Nǿ ŦΞДЯ™
07-10-2007, 12:03 AM
DELİŞMEN YÜREĞİMİN SIZISI

Gelişin gidişin gibi birdenbire oldu
Yüreğim kanatlandı, uçtukça uçtum
Alçaklara konmak haddimize mi?
Başım bulutlarda, açık pencerelerde gözlerim
O bildik balkona inivereceğim...
Demek kırk yıl oldu, ha? Demek kırk yıl oldu?..
Ne seslendin, ne seslendim...
Kader deyip bağrımıza sapladık hançerlerimizi
Sonsuz kanayışlara yatırdık yüreklerimizi.
Tutma, tutma bırak beni
O bildik balkona inivereceğim
Başım bulutlarda, açık pencerelerde gözlerim...
Yıllar önce Veysel'in dediği kulaklarımda:
"Senin yüreğin delik be hoca.. Senin yüreğin delik!"
Bu delik yürekle uzun yıllar yaşadım
İlkbahar çiçeklerini gördükçe yeniden,
Umut yüklü şarkılara başladım.
Yüce dağlara karlar düştükçe,
Nice kuytu köşelerde saklanıp ağladım.
Damar damar kanıma işledi sensizliğim,
Yıllar devrildikçe meleğimi özledim.
Veysel'in dediği kulaklarımda:
"Senin yüreğin delik be hoca.."
"Senin yüreğin delik!"
Bu delik yüreğim ve anılarımla birlikte ben,
O dağ senin, şu dağ benim diye diye
Kaç yol kavşağında durup bekledim
Güne gün, aya ay, yıla yıl ekledim...
Belki dönersin, belki gelirsin diye
Civan ömrümü tükettim.
Mevsimler döndükçe sanki daha da dirileşti papatyalar
Güller soldukça demlendi hatıralar
Şimdi şu benim delik yüreğim,
Özlemden mi, heyecandan mı nedendir?
Yeni baştan sızım sızım kanıyor.
Umuda kilitlenmiş bir yol kavşağında,
Anılarından beslenmiş bir papatya
Yollarımı bekliyor.
Saçlarında aklar,
Saçlarımda aklar...
Demek kırk yıl oldu ha? İnanamıyorum.
Demek koca kırk yıl gelip geçti.
Sensizliğimiz uçuştukça gözlerimizde;
Kafdağlarını aşamayan umutlarımızın yıldırımları,
Hasret kesmiş fırtınalarla birlikte
El ele verip üstümüze geldikçe;
Yüreklerimiz delindi.
Havada bulut mulut yoktu, nerden çıktı bu yağmur?
Anılar kaynaşıyor yüreğimizde
Geçen günlerimizle hesaplaşmak adına;
Islandıkça ıslanıyoruz.
Hayatımızın en zor dönemecinde
Dediğin yolun tam ortasındayız
Sağdan soldan su gibi akıp gidiyor zaman
Peşimizde torunlarımızın elinden tutmuş çocuklarımız
Yeni sevdalara kapılar açıyor...
Zor bir hayatı yaşadık biz, oldukça zor bir hayatı yaşadık
Hasret sularında bandırıla bandırıla
Nice eski yeni aynaların karşısında sergilendik
Gözlerimizde yaralı bir ceylanın hüznü
Ürkek sevdalara bel bağladık...
Ben adam olmam, ben adam olmam
Hala seninle dolu bu delişmen yüreğim
Hala on sekizinde bir gencim
Gözlerim yollarda,
Seni bekliyorum...
Desene be gülüm,
Haydi söylesene be gülüm:
"Saçlarımıza aklar düştü,
Nice mevsimler geçti.
Papatyalar, güller soldu
Uzadıkça uzadı yollar...
Ben seni unutamadım,
Ben seni unutamadım!
Mevsimlik çiçekler gibi solsam da
Genç anılarımın şafağında:
Seninle yaşıyorum.
Seninle yaşıyorum!"
Ah ömrümüz, ah ömrümüz
Birbirine bağlayamadığımız ömrümüz
Gelecek zamanlara damgasını vuracak…
"Belki de bir varmış, bir yokmuş" diye başlayacak
Yeniden, yeniden anlatılacak
Melek ve Şehzade'nin hikayesi…
Destan destan yazılacak
Yaprak yaprak bütün çiçeklere
Seven yüreklere kazınacak
Sevda öykümüz.
Merhaba ömrümün özeti,
Merhaba delişmen yüreğimin sızısı
Öyküm, şiirim her şeyim
Merhaba bahtımın yıldızı
Efsane aşkım!

NEDEN

Neden ağlıyorum biliyormusun

Uyanmak acı veriyor yüzünü görmeyice

Resimler neden çekmecede biliyormusun

Hatıralar acı veriyor beraber yad etmeyince

Ayaklarım beni taşımıyor biliyormusun

Neden yürüyeyim yollar sana gitmeyince

HÜZÜNLER GÜZELİ

YAZ YAĞMURUYDU HAYALLER
TOPRAK ÇEKTİ BİR ANDA
KIŞ GUNESIYDI SEVDIGIM
BATIP GITTI BIR ANDA

BIR TRENDI HAYAT
GECICI BIR YOLCULUK
ASK BIR RUZGARDI
TUTAMADIGIM BIR YAZ GUNU.

SON BAHARDI GOZLERIN
YAPRAK GIBI SARALAN
GUZ GUNESIYDI YUZUN
GOZLERIMI YANDIRAN.

OLEN CESETIMDIR Bil
RUHUM YASAR HER ZAMAN
ATTIGIN HER ADIMDA
IZLERINI SAYMAKDA.

KALP TİPİ CEZAEVİ

Ağlamak istiyorum satırlara sabahları
Gözyaşım mürekkep olsun, doldursun sayfaları
Sayfalar şiirlere boğulsun, şiirler sana
Her kelime seni anlatsın, yaşatsın bana
**** **** ****
Kalemim şahit olsun yüreğim sanık
Cezam müebbet olsun senin gönlüne
Gelecek berrak olsun, geçmiş bulanık
Sevgin sonum olsun, nokta olsun ömrüme
**** ***** ****
Penceremde güneşim ol gözümde ışıltı
Gökyüzünde kalma misafir ol hücremde
Kalbimde haykırış ol, kulağımda fısıltı
Şiirsin sen kağıtta, şarkısın dilimde
**** **** ****
Virgüller ayırmasın seni benden
ÜNLEMlere sor, anlatsın sevgimi
Soru işaretini at bu şiirden
Parantez içinde seviyorum seni

Karanlığa İsyan

Bu böyle olmayacak
Bu,gizem,
Bu karanlık
Bana uymayacak
Benim sevdamda karanlığa yer yok
Şüpheye de
Ben sevdamı;
Gün ışığında isterim
Pırıl,pırıl
Gece şüphe demek
Gece kuşku demek
Hele de üzerine çökmüşse sevdanın
Acabalar sarmışsa etrafını
Bu böyle olmayacak
Böyle bir sevdaysa,
İnan bana uymayacak.
Ben arkama dönmemeli,
Geriye bakmamalıyım
Güvendim,mi tam güvenmeli
Şüpheye yer bırakmamalıyım
Benim olmalı sevdam
Benimle doğmalı
Benimle büyüyüp
Bende son bulmalı
Ben cam gibi şeffafsam
Sende şeffaf olacaksın
Ya tam sevecek
Yada anlımdan vuracaksın

SİYAH GÖZLER

Uzun kirpiklerinin koyu gölgelerinde
Akşamları bekleşen guruba dalabilsem
Bitmeyen rüyaların en tatlı seherinde
O siyah gözlerinle baş başa kalabilsem

Ilık bir buse gibi gece renkli gözlerin
Çevrilse yavaş yavaş, bakışsak derin derin
Bir ilham rüzgarı ile kalbimi serin serin
Sevda çimenlerinde uykuya salabilsem

Bulutsuz ufuklardan siyah ışıklar saçan
Biraz hakikat olan biraz hayale kaçan
Gönül kapılarını anahtarsız da açan
Şiirli gözlerinden bir mana çalabilsem

YALAN MI

Sevmedim desem yalan olur,
Alışkanlık yapmadın desem yalan olur
Bağlanmadım desem hepsi yalan olur
Senle yaşadıklarım boştu desem yalan olur
Çünki sen benim canım oldun inkar etsem yalan olur

Sen yalanlarla doluydun desem gerçek
Seni seviyorum dediğinde yalan olduğu gerçek
Oysa hiçbir mecburiyetin yoktu buda gerçek
Tek sevdiğimsin ve öyle kalıcan buda gerçek

Aramadım ki senden başka birisini
Sormadım ki yalanı gerçeği hangisi
Buldum sarıldım sana
ve benle kalacağını düşünerek sevdim seveceğim
seni yani kimsenin bilmediği BİLEN'i

MAVİ'Yİ SUNDUM SANA...



Yüreğimdeki AŞK'la, MAVİ'yle çıktım bu yola
Bazen sessizliğin sesi, bazen kimsesizliğin kimi oldum bu sevdada
Seni doyasıya yaşamak, bedeninde ve benliğinde kaubolmaktık tek amacım
Kırlangıç kanatlarında dolaşırken diyarlarda
Gözlerimde sen vardın baktığım her yerde, attığım her adımda
Ben seni aradım içimdeki
Ne çok düşlerime, hayallerime yüklerken AŞK'ımı
Geleceğim ellerindeydi düşecek gibi
Her şeye rağmen MAVİ'ydi yolum
Herşeye rağmen umut dolu...

Nǿ ŦΞДЯ™
07-10-2007, 12:03 AM
DOĞMUŞ GİBİYİM

Yeniden doğmuş gibiyim
Yalnızım ama olsun
Bekleyen bulur sevdasını

Yeniden doğmuş gibiyim
Seviyorum halkımı
Duvarlar soğuk,duvarlar kanlı
Yıkmak gerek karanlığı

Yeniden doğmuş gibiyim
Saf temiz beyaz bir bulut gibi
Işıklar sönsün
Güneşim sönmeyecek ki

Yeniden doğmuş gibiyim
Parmaklarım kalın
Ellerim nasırlı ve kirli
Daha seferim bitmedi

Yeniden ,yeniden doğmak için
Gözlerim baktı
Yüreğim gördü
Yeniden doğmak için birileri öldü
Benim ölmem neyi değiştirir ki

Nǿ ŦΞДЯ™
07-10-2007, 12:03 AM
BEN SALLANIRKEN

darağacında sallanırken ben
çıktı ruhum bedenimden
taşınırken omuzlarda kuşlar gibiydim
kanatlarım tahta tabut,en önde resmim yoktu
gerek yoktu,yolum devrim adım deniz
yaşama sarılarak keneplenmiştim
çürüttüm demir parmakları yalnız

ben sallanırken
bir güvercin varmış penceremim önünde
beyaz,uzun damla gözyaşı gibi tek
benim gibi hür olmak için uçacaktı
ecel binmeseydi kanatlarına
zamanı geldi şimdi dalmıştır karanlığa

ben sallanırken
iki arkadaşım daha vardı
yanımda,cesurca sallandık üçümüz
gündüz gibi aydınlıktı yüzümüz
yıllardır soğmadı soğmaz bedenlerimiz

ben sallanırken
bir hayin vardı güldü arkamdan
bakıyordu kanla bulanmış camdan
sandı ki vatanım artık çıplak
daha var benim gibi gönlü ak
takip ediyor milyonlar arkamdan

ben sallanırken
kazılmış toprak
defne gerek yok
yerimde yatan benim sadece vücudum
dışardadır hala benim aziz ruhum
umutla koşuyor yarınlara
özgürlük için doğdum
özgürlük için yaşıyorum

ben sallanırken
koptu ipim boynumda
dimdikdim yere ayağım değdi
ben ölmedim ki yaşıyorum milyonlarda
karanlıktan kurtarmaya geldim ülkemi
çelik halatlarla bağlandım ,ölümsüz yaşama

Nǿ ŦΞДЯ™
07-10-2007, 12:04 AM
Olmadı...

Onu kendimden seviyordum,
O,benden çok seviyordu beni.
Öyle bir dosttu ki,
Ailemi aratmıyordu.
Sır desen sır tutar,
Bir dostun yapabileceği her şeyi yapar.
Kusursuz dost buna demeli,
Ne kandırır seni,ne de dost satar.
Sevgisi eksik olmadı,
Dostluğu,arkadaşlığı günbegün arttı.
Diğer hainlerin yaptıklarının,
Hiç birini yapmadı.
Fedakarlık etti her zaman,
beni mahcup bıraktı,
En kötü günümde yanımdaydı,
Daha doğrusu,kötü gün yaşatmadı.
Ne zaman zorda kalsam,
Hep ona koşardım,
Böyle dost bulunmaz diye,
Kendimle gurur duyardım.
Böyle dost bulunur mu?
Bulunmaz! Daha doğmadı,
Ne yazık ki hayal dünyam,
Öyle biri olmadı...

Yankı Yüzer

Nǿ ŦΞДЯ™
07-10-2007, 12:04 AM
BENİM GENÇLİĞİM

Ak düştü saçıma kadir bilmedim,
Harebeye Döndü bitti gençliğim,
En güzel günümü boşa Geçirdim,
Tarihe Gömüldü, gitti gençliğim
Hakkımdı yaşamak insandan farksız,
Sevgiden Yetimdim gülmekten öksüz,
Kader attı bana tokadı ,haksız,
Ezilmekle geçti benim gençligim,
Hem doğru konuştum hem karşı çıktım ,
En güzel yaşımda canımdan bıktım,
Felegin Çarkına ben, çivimi çaktım,
Pervaneye Döndü benim gençliğim,
Hep iylik Düşündüm hep iylik ektim ,
Bu Gençlik çağımda çok çile çektim,
Kader senin çiçeğin bağrıma diktim,
Almadan Kokunu gitti gençligim ,

Nǿ ŦΞДЯ™
07-10-2007, 12:04 AM
Kovdum Kendimi Yüreğinden

Sevdanın denizlerinde rotasız bir gemiydim.
Sana yolculuğa çıkmadan önce,
Bütün aşklarımı, acılarımı, sevinçlerimi bir kenara koyup,
Azıksız birtek yüreğimle baş koymuştum bu yola.
Yolum uzundu, karmaşıktı ve tehlikeliydi...
Tüm bunları biliyor, bile bile lades dercesine
İstiyordum bu sefere çıkmayı...
Ancak ben sana ulaşmaya çalıştıkça sen kaçıyordun.
Senin yanında olmak, sesini duymak için
Sarfettiğim bu çaba öylesine güzeldi ki...
Bir gün ışığın göründü uzaktan, işte ordaydın!
Arkamda bıraktığım bir nokta olarak kalmış
Sen önümde büyüyordun, gülen gözlerinle beni çağırıyordun...
Önce ellerini tuttum, sonra gözlerine daldım...
Senden aşk dilerken, sen gerçekleri sundun önüme...
Sevdalarımı sorguladın, rüyalarımı benden geri aldın.
Bu fırtınalı denizlerde sana duyduğum ihtiyaç,
Senin yüreğimi tokatlayan sevdan beni isyankar etti...
Düşünemiyordum artık, geri dönülmez bir yola girdiğimi biliyor,
Ancak bu yolda her pahasına yürümeye karar vermiştim.
Kırgınlıklarımızla, hasretimizin koynundaki acıyla,
******* boyu başbaşa kaldık, sorular sorduk kendimize...
Nereden başlarsak orada bitirdik, bir çıkış yolu bulamadık!
Ve sonunda bu denizin sonu görünmüştü...
Daha karaya ayak basmadan, fırtınalar dalgaları çağırdı kükreyerek...
Gücüm kalmamıştı, bilinmez bir yola doğru gittiğimi biliyordum!
Çaresiz kollarımla birkez daha sana ulaşmayı denedim.
Ancak sen duymuyordun, belki de duymak istemiyordun.
Ancak beni görüyordun.
Çaresizlik denizlerinde kayboldum sonra.
Sana sevgiler getirmiştim oysa.
Bu yaşamdan küçücük umutlar derlemiştim yüreğimde...
Onları büyütmüş sana armağam edecektim, olmadı işte...
Ne kadar istesem de senin o kapalı yüreğine girmeyi beceremedim.
Şiirlerim, sevdalarım ve *******imle başbaşa kaldım.
Bir kez daha yenildim aşka... bir kez daha yenildim çok sevmeye...
Şimdilerde gönlümün yelkenlerini toplamaktayım.
Tövbeler ettim, bu denizlere bir daha çıkmamaya...
Bir daha hiçbir yüreğe girmemeye yeminliyim!!..
Seni kendim kovdum, yüreğinden...
Bir daha girmemeye, bir daha sevmemeye söz veriyorum...
Seni sevdiğimi, kurda, kuşa söylüyorum;
Ama asla
Aşk dilemiyorum

Nǿ ŦΞДЯ™
07-10-2007, 12:04 AM
MAZİYİ ANIŞ

Yalnızım yine bu gurbet akşamı garipliğinde.
Seni düşünüyorum...
Kahredici bir his var içimde.
Ufka bakıyorum,
Gün batısı sanki tutuşmuş, kızıla boyanmış bulutlar,
Ve dağlar alev içinde....
Seni düşünüyorum,derin derin..
Dudaklarımda acı bir tebessüm.
Sen yine bütün güzelliğnle karşımda...
Yine gülüyor bana gözlerin...
Seni düşünüyorum,
Mazi devriliyor önümder yaprak, yaprak,
Ve ben seninle değil, hatıranla beraberim ağlayarak...
Seni düşünüyorum,o güzel günler serilmiş önümde.
Sen sevdiğin beyazlar içinde, manalı tebessümün
konca açmış gamzende.
Ekser akşam bu vakit bütün sıcaklığınla kollarımda,
Gezinirdik bu ıssız gurbet yollarında..
Ben saadetten sarhoş,
Yanımda dünyanın en güzel kadını,
Sen ise gözlerinde yaşlarla fısıldardın aşkını..
Heyhat, ne oldu o yeminler, o göz yaşları nerede?
Nerde o çırpınışlar, o binbir vaad nerede?
Görüyorsun ki ben hala eski seven adam,
Sen ise çoktan unutmuş, binbir işveyle yaşıyorsun tasasız..
Her kadın gibi çıktın, sen de oldun vefasız..
Şu en son gecenin son hatırasiyle sarhoşum,
Yine tamamiyle seninle, velhasıl bir hoşum..
Kadehler yine boş, saçların yine perişan..
Bütün şuhluğun üstünde ve gözümüzden silindi gitti cihan...
İşte, ben her akşam böyle, hatıranla ve dalgın,
Yaşarım maziyi içimde.
Ve birdenbire kendime gelince,
Bakarım ki yanımda ne sen varsın, ne de kalmış ufukta
yangın...

Nǿ ŦΞДЯ™
07-10-2007, 12:04 AM
Korkmuyorum

Bana karşılığın yok mu,
Hezimetinden korkmuyorum.
Sözlerin çok mu derin,
Yaralasın,kaçmıyorum.
Çok mu kötüyüm gerçekten,
Sen söyle,inanmıyorum.
Ulaşılmaz mısın?
Sen konuş,sanmıyorum.
'Seni ölüm bıktırır' diyorsun,
İnat değil mi?
Ölümden de korkmuyorum...

Nǿ ŦΞДЯ™
07-10-2007, 12:04 AM
ÇOK ERKEN...

Yoruldum...
Çok yoruldum ve erken yoruldum
Kırıldım...
Çok kırıldım ve erken kırıldım
İnanmak istemedim ama doğruydu,
Yaşamak istemedim ama yaşadım,
Bildim, gördüm, duydum ama konuşamadım ve hala konuşamıyorum...
Çok fazla şey gördüm ve çok erken gördüm
Belki gördüklerim görecekleriminden daha az acı verici,
Belki de gördüklerim göreceklerimin yarısı bile değil
Belki de gördüklerim görceklerimin sonuncusu,
Bilemem, bilemezsin, bilemeyiz....
Dilerim Allah' tan daha fazla kırılmam,
Dilerim daha fazla şaşırmam,
Dilerim daha fazla üzülmem,
Dilerim daha fazla acı çekmem
Dilerim daha fazla kazık yemem,
Ama biliyorum ki bunları dilerken bile yaşayacağım,
Çünkü ben değişmem....
Çünkü ben hala insanlara kendimden fazla değer veriyorum ve vereceğim,
Çünkü ben hala insanlara çok güveniyorum ve güveneceğim,
Çünkü ben paylaşmadan duramayan ben, paylaştıkça pişman olsam da
Paylaştıkça pişman ettirilsem de paylaşıyorum ve paylaşacağım,
Çünkü ben iyi mi kötü mi bilemediğim , bir huyla devam ediyorum hayatıma ve edeceğim
Bu yüzden yine de dilerim ki ;
Rabbim benim karşıma daha fazla acı verecek olay çıkartmasın,
Beni kıracak kişi çıkartmasın,
Olanlar bana yeter, dost bildiklerim bana yeter diyorum...
Ve dilerim ki yeter....

Nǿ ŦΞДЯ™
07-10-2007, 12:04 AM
Alt Tarafı Şiir

Anlamayan alt tarafı şiir diyor,
Keşke alt tarafı şiir olsaydı,
Şiir çıkan yürekleri,
Yaşanan sevdaları,
Çekilen acıları.
Yüreklere gömülen sancıları,
Bazen eli koynunda,
Anaları bacıları
Ahh bir anlayabilsen.
Bülbül gül dikenine konmasaydı
Ferhatlar dağ başında ölmesydi
Keremler aslılalara yanmasaydı
Ve keşke
Keşke bu şiirler olmasaydı

Nǿ ŦΞДЯ™
07-10-2007, 12:04 AM
Ben Varım

Bir akşam gözünde aşk tüterse
Geçmiş günler aklından geçerse
Kalbin bomboş, ümitler biterse
Sen üzülme ben varım
Neler geçti kimbilir başından
Sevgi umdun hep başkalarından
Havada gidenlerin ardından
O giderse ben varım
Zaman durdu sanki
Beklerken seni
Ben bir tek sevgiye bağladım kalbimi..
Ayrılmam istersen hiç yanından
Çağırsan gelirim çok uzaklardan
Eskiden korkardım yalnızlıktan
Korkmam artık sen varsın...............

Nǿ ŦΞДЯ™
07-10-2007, 12:04 AM
SEN VARSIN

Gönül tezgahında şiir dokudum
İplik iplik nakışında sen varsın
Aşk yolunun kanununu okudum
Madde madde yokuşunda sen varsın

Fikir vadisinden bir ırmak geçer
Eğilir selviler suyundan içer
Bağrında ay doğar zambaklar açar
Sessiz sessiz akışında sen varsın

Öz suyusun hayat denen şişenin
Nedenisin keder ile neşenin
Sevda cephesinde şehit düşenin
Donuk donuk bakışında sen varsın

Hep senin renginde görünür bahar
Yaprakta yeşilin gülde kokun var
Yama yama kalbimdeki yaralar
Sıra sıra dikişinde sen varsın

Gidip de yorulma çok uzaklara
Sen; seni gel benim içimde ara...
Umut güneşimin mor bulutlara
Girip girip çıkışında sen varsın

ABDURRAHİM KARAKOÇ

Nǿ ŦΞДЯ™
07-10-2007, 12:04 AM
BANA BİRŞEYLER YOLLA

Bana birşeyler yolla
Yalnızca senden gelen olsun
Birkaç satır
Birkaç söz de olsun
Bana birşeyler yolla
Ama senden olsun..
Tıpkı eskisi gibi
Yazdığın bir mektup olsun
Uzun *******de okuyabileceğim
Bir fotoğrafın olsun
Defalarca öpebileceğim.
Bana birşeyler yolla
Sımsıkı tutabilecegim
Göğsüme bastırıp
Sen diye yanabileceğim
Bana birşeyler yolla
Beni sen diye
Sevindiren
Mutlu eden
Depremlere uğratan
Fırtınalara tutturan
Alev alev yakan
Ağlatan güldüren
Bana birşeyler yolla
İçinde SEN olan
Tıpkı eskisi gibi....

Nǿ ŦΞДЯ™
07-10-2007, 12:04 AM
DENİZ

Keşke diyorum bazen;
Sen hiç gitmeseydin de,
Güneş doğmasa da olurdu..
Yada dünyayı güzel tutmak adına
Sadece seni yaşasaydık...
Umarsızca,hesapsızca. Sonsuzca...
Hatta sen hiç gitmeseydin de,
Güzel olmak zorunda kalmasaydı dünya,
Zaten güzeldi çünkü seninle ve bir daha güzellikler doğurmak için
çabalamasaydı....
Keşke sen olsaydın da için için;içine içine kanayan dünyam;
yaşamanın;insanoğluna bir ceza değil bir ödül olduğunu anlasaydı..
'Hiç sevgilim olmadan öleceğim' dediğin dünyada tek ve sonsuz aşkın ben
olsaydım...

Sendin yosunla karışık lağım kokan kumsalda saatlerce oturmalarım
Ve sendin uykusuz,günlerce duraklarda bekleyişlerim.
Şimdi ise öyle bir bekleyiş verdin ki bana
Geçip giderken gecenin içinden;
Bırakıp gitmek seni silmekti;
Beklemekse senin gitmen...
Ve.... Geleceğim,bekle beni...

Alper Şimşek

Nǿ ŦΞДЯ™
07-10-2007, 12:04 AM
ASLA



Çıldırtan bir bekleyiş

Ne beklediğini bilmeden

Damarımdaki bu kan

Çölde sanki sular gibi

Titriyorken hasretinle

Deprem var yüreğimde

Aşka dair hedefim

Avcı avda av da gizem

Gölgesini bile görmeden

Ateş ettim beynime

Ceylanım avladın beni

Elim sende gönlüm sende

Fütursuz ateşteyim

Yakmaz sandım yanıldım

Yaktı geçti sesin beni

Keşke keşkeler sarmasa

Gençliğimde bulamadım

Son demimde bulsam seni

Bir hafakan sen ve dünyam

Doğumu yoksa bu olan

Bir çiçekte son goncam

Asla soldurmam seni..

Nǿ ŦΞДЯ™
07-10-2007, 12:05 AM
Sabah yeli inceden eserken,
sen güneşi kalbinde yaşa..
olurda üşürsen bir gün,kalbindeki güneşi serbest bırak..
bir fidan ektiysen toprağa,sevginle filizlenmesini bekle..
ne zaman senden çok büyürse,sevgine o kadar ihtiyaç duyacaktır..
içinde bir çocuk yetiştir hayatın güzel yönlerini görebilecek,
hayat yaşandıklarıyla güzeldir..

Nǿ ŦΞДЯ™
07-10-2007, 08:44 AM
ŞEHİRE DÖNÜŞ

Benim doğduğum şehirde akşam olduğu zaman,
Güneş denize düşerdi.
O muhteşem göğün kızıllığında akşam telaşları yaşardık.
Gece olduğunda binbir kemanın o muhteşem bestesini çalan dalagalar ,
Yakamozları ile bir dans ziyafeti sunar,Martılar vokal yapardı.
Bu yüzden denizine olan tutkum.
Sırf bu yüzden dağların arkasında kaybolan güneşte şehrime özlemim.
Göğü karaya keserken yaşadığım kentin bozuk plak gürültüsü gibi sesinde ,
Yıldızların aksini görmediğim için,
Dans eden yakamozların valsini özledim.
Kızıl akşam ,
Yaşanısı tüm umutları sabaha taşıyan gece ,
Doğan güneş ile sabaha merhaba diyen şehir.
Sana geliyorum,
Özlemimi dağlardan ovalardan aşırıp,
Kıyılarına demir atacağım.
Beni ağırlarmısın.

Ercan UZUNOĞLU

Nǿ ŦΞДЯ™
07-10-2007, 08:44 AM
Mümkün olsaydı, seninle aşkı
Bir daha yaşamak isterdim
Mümkün olsaydı, zamanı geriye almak isterdim
Seni yeniden tanımak ve sevebilmek için
Aşkımı yeni baştan yaşamak için.
Mümkün olsaydı sen yeniden geri döndürmeyi isterdim
Sevgini tekrar yeniden kazanmak için
Mümkün olsaydı o zaman, zaman durdurmayı isterdim seni hiç
Kaybetmemek için, Mümkün olsaydı, mezara bile seninle girmek isterdim
Çünkü orada bile sendi ayrı Kalmamak için.
Mümkün olsaydı, bitanem seninle bir tek beden olmak isterdim.
Seviyorum seni
Sen beni sevmesende
Sanki sen beni sevmeyince
Bu gönül seni benden vazmı geçecek
Adı aşk olmayacak mı sana duyduğum hislerin

Seni görmese bu gönül
Sevgisin bir şey mi azalacak
Karşılık vermesen aşkına
Aşkı aşktan sayılmayacak mı?

Gönül bu karşılığı olmadan da sevebilir,
Aşk tek başınada yaşanabilir
Gönül bu görmeden de sevebilir
Hisleriyle, duygularıyla.

Gönül bu hiçbir engel tanımaz
Yaşadığı aşkı kalbinden söküp atamaz
Gönül bu
Bir sevdadır peşinden koştuğu istese de yakalayamaz,
Yakaladıysa da, sevdadır artık onun adı
Siz istemeseniz de o sizin peşinizi bırakmaz.
“ Önemli olan aşkı yakalayabilmek değil, aşkı elimizde tutabilmektir.”