Spy_MasteR
07-21-2007, 07:17 PM
Basketbol Milli Takım kaptanı İbrahim Kutluay, Avrupa Şampiyonası için iddialı konuştu.21 Temmuz 2007 09:5912 Dev Adam, İspanya’da düzenlenecek Avrupa Şampiyonası’na madalya hedefiyle hazırlanırken, Kaptan İbrahim Kutluay da iddialı konuştu. Tecrübeli yıldız, başarıya giden yolu da çizdi...
Harika geçen bir Dünya Şampiyonası’ndan sonra Avrupa Şampiyonası bizi bekliyor. Takım olarak beklentilerimiz neler?
Öncelikle şunu söyleyeyim, geçen sene de bu zamanlar burada konuşmuştuk. Takımdaki atmosferin çok iyi olduğunu, kampın çok yararlı geçtiğini, bu kampın bize ilerleyen zamanlarda çok şeyler kazandıracağını söylemiştim. Şu anda daha yeni başlıyoruz. Kampı çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Çünkü geçen sene yarattığımız atmosferi bu sene de sürdürmeliyiz. Sahada mücadele eden, kazanmak için sonuna kadar savaşan ve her kesimden takdir toplayan örnek bir ekip olmalıyız.
Nasıl olmuştu peki bu durum. Kendiliğinden mi gelişti?
Bunun bir çok sebebi var. Geçen sene toplandığımızda Mehmet ve Hidayet’in olmamasından dolayı, bu takımın Dünya Şampiyonası’nda başarılı olamayacağını düşünen çok insan vardı. Onların gelmemelerinden dolayı zayıf kaldığımıza, gruptan bile çıkamayacağımıza inananlar çok fazlaydı. Takımdaki bazı oyuncuların bile şüpheleri vardı. Ama bu durum bizi motive etti. Biz şuna inandık; Biz ancak takım olabilirsek, birbirimize her alanda yardım edebilirsek, müdafada hücumda, gerek saha içinde, gerek dışarıda takım gibi davranabilirsek başarılı olabilirdik. Birbirimizi de hep bu yönde motive ettik. Kağıt üzerinde güçlü olmasak da, savaşan takımla büyük işler başardık. Şimdi daha güçlü bir takıma sahibiz. Ben yüzde yüz inanıyorum ki, bu kadro eğer sahada savaşan ruhunu tekrar ortaya koyarsa, ki koyacaktır, başarılı oluruz. Şimdi Memo ve Hido katıldı. Onlar da hücumda büyük potansiyeller. Onların da aynı anlayışla bizim geçen yıl yarattığımız ruha katılacaklarına inanıyorum ve daha kapasiteli, daha yaratıcı, bu mücadeleyi eden ve aynı zamanda hücumda daha etkili bir takım olacağız.
Anladığım kadarıyla, eksikler bizi daha dayanıklı ve dirençli kılmıştı. Şimdi tam takımız. Bu bir rahatlık yaratır mı?
Rahatlık yaratmaz. Artık geçen yılki Dünya Şampiyonası’ndan sonra herkes bizden Avrupa’da da başarı bekliyor. Bu da sorumluluğumuzu artırıyor. Geçen yıl beklentiler azdı, bu da bizim üzerimizde baskı yaratmadı. Bu bir gerçek. Gruptan çıkmak bile başarı diye nitelendiriyordu, az kalsın yarı finale kalıyorduk altıncı olduk. Hedefler büyüdü artık. Baskı olacak, bu doğal ama o baskıyı kaldıracak oyunculara sahibiz. Aksine bu sorumluluğu hissettiğimiz taktirde daha başarılı olacağımızı düşünüyoruz. Kağıt üzerinde kapasite, yetenek, fiziksel görünüm bakımından Avrupa Şampiyonası’nda hedefe oynayan takımlardan farkımız yok. Madalya almaya aday çok takım var. İspanya, Yunanistan, Litvanya, Fransa, İtalya, Almanya, Rusya, hepsi madalya almaya yakın takımlar. Biz de bu takımlar içine dahiliz. Değişik bir turnuva olacak. Küçük farklar dereceyi belirleyecek
Nedir bu farklar?
Aşağı yukarı herkes denk kadrolara sahip. Yetenekli oyuncular her takımda var. Her takımın kendine özgü bir oyun şekli, sistemi var. Zaten çalışarak, çok antrenman yaparak her takım performansını yansıtacak. Daha çok isteyen, maçı son ana kadar bırakmayan, fizik kondisyon olarak önde olan, birbirine kenetlenmiş takım, kaybettiği gün bile takım gibi kaybeden takımlar başarılı olacaklar. İspanya Dünya Şampiyonu olurken en iyi oyuncusu yokken Yunanistan’ı farklı yendiler. Onlar bu takım olgusunu iyi yaratmışlar. Bir çok yıldız olmasına rağmen takım gibi mücadele ediyorlar. Biz de zaten geçen sene bunu yaratmıştık. Yine tekrarlayacağız. Burası milli takım olduğu için herkesin kendi kariyerinden, özel hayatından fedakarlık yapması gerekiyor. Bu hepimiz için geçerli. Artık bu durumun herkes tarafından idrak edildiğini düşünüyorum. Hepimiz sahada kendi yeteneklerimizi ön plana çıkarmaya kalkarsak, tek başımıza maç kazanmaya çalışırsak başarılı olamayız. Bu hataya defalarca düştük. Ben de düştüm, diğer arkadaşlarım da düştü.
İspanya’da nasıl bir Türkiye izleyecekler?
Her topa atlayacağız, sahada rakibi ısıran savaşan bir takım yaratacağız. Hücumda da kesinlikle yadsınamaz bir gerçek var Mehmet ve Hidayet bizi daha üst seviyeye çekecek. O yüzden sayı potansiyelimiz daha da arttı, opsiyonlarımız fazlalaştı. Daha iyi takım olacağız ama tabii ki çalışma dönemi çok önemli. Hem teknik, hem kondisyon hem paylaşma olarak iyi geçirmemiz gerekiyor. Burada da takımın tecrübeli oyuncularına çok iş düşüyor. Geçen sene iki Litvanya maçını son saniyelerde müdafa yaparak kazandık. Avustralya maçını geriden gelerek kazandık. Bizim o inancımız, mücadelemiz olmasa belki ilk ona giremeyecektik. Altıncı olmamıza rağmen Türkiye’ye döndüğümüzde sanki Dünya Şampiyonu olmuş gibi karşılandık. Bu sadece sahada gösterdiğimiz mücadeleden kaynaklandı. Bizden bunu bekliyor halk. Sporda kaybettiğin gün bile sonuna kadar mücadele etmelisin. Biz de bunu yaptığımız için oynadığımız basketboldan keyif aldık. Kafayı yastığa koyduğun zaman neyi eksik yaptım, keşke şunu yapsaydım demiyorsun. Biliyorsun ki sonuna kadar mücadele etmişsin ama gücün yetmemiş. Bu şampiyonada aynı şekilde mücadele edip daha da başarılı olacağımız inancındaydım.
İspanya ve Yunanistan’dan eksik yönlerimiz neler sana göre?
İspanya hakikaten iyi bir takım. Zaten oynadıkları basketbol yapısıyla, bireysel yeteneklerini sahaya yansıttıkları zaman üst düzey bir takım oluyorlar. Bunu Dünya Şampiyonu olarak gösterdiler. Ama yenilmeyecek bir takım da değil. Yunanistan yetenek olarak daha sınırlı. Takım olarak bir yerlere gelebileceklerinin farkına varmışlar. Ki Avrupa Şampiyonu, Dünya ikincisi oldular. Daha farklı oynuyorlar. Onlar basketbolun daha böyle nasıl oynandığını bilen, rakibi bozan, daha zekice oynayıp zekice fauller yapan, dış oyuncularından dolayı avantajlı olan bir yapıları var. Nasıl diyeyim işin kurdu olmuşlar. Önceden beri hep böyle sertlikle, mücadeleyle yeri geldiği zaman saha içinde pislik yaparak kazanan bir yapıya sahipler. Başarılı da oldular. İki farklı stil İspanya ve Yunanistan. Biz ise çok yetenekli oyunculardan kurulu bir takımız. Son dönemde elde ettiğimiz kaybetmek istemeyen ruhu, potansiyellimizle birleştirirsek, onlardan eksik bir yanımız olduğunu düşünmüyorum. Bana kalırsa biz İtalya’dan, Almanya’dan, Fransa’dan daha iyi takımız. Özverili bir şekilde çalışıp olimpiyat vizesi almak istiyoruz. Bunu yaparsak bir tarih yazacağız. Biz de bu tarihe geçen oyuncular olarak anılmak istiyoruz.
Fanatik / Gökhan German
Harika geçen bir Dünya Şampiyonası’ndan sonra Avrupa Şampiyonası bizi bekliyor. Takım olarak beklentilerimiz neler?
Öncelikle şunu söyleyeyim, geçen sene de bu zamanlar burada konuşmuştuk. Takımdaki atmosferin çok iyi olduğunu, kampın çok yararlı geçtiğini, bu kampın bize ilerleyen zamanlarda çok şeyler kazandıracağını söylemiştim. Şu anda daha yeni başlıyoruz. Kampı çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Çünkü geçen sene yarattığımız atmosferi bu sene de sürdürmeliyiz. Sahada mücadele eden, kazanmak için sonuna kadar savaşan ve her kesimden takdir toplayan örnek bir ekip olmalıyız.
Nasıl olmuştu peki bu durum. Kendiliğinden mi gelişti?
Bunun bir çok sebebi var. Geçen sene toplandığımızda Mehmet ve Hidayet’in olmamasından dolayı, bu takımın Dünya Şampiyonası’nda başarılı olamayacağını düşünen çok insan vardı. Onların gelmemelerinden dolayı zayıf kaldığımıza, gruptan bile çıkamayacağımıza inananlar çok fazlaydı. Takımdaki bazı oyuncuların bile şüpheleri vardı. Ama bu durum bizi motive etti. Biz şuna inandık; Biz ancak takım olabilirsek, birbirimize her alanda yardım edebilirsek, müdafada hücumda, gerek saha içinde, gerek dışarıda takım gibi davranabilirsek başarılı olabilirdik. Birbirimizi de hep bu yönde motive ettik. Kağıt üzerinde güçlü olmasak da, savaşan takımla büyük işler başardık. Şimdi daha güçlü bir takıma sahibiz. Ben yüzde yüz inanıyorum ki, bu kadro eğer sahada savaşan ruhunu tekrar ortaya koyarsa, ki koyacaktır, başarılı oluruz. Şimdi Memo ve Hido katıldı. Onlar da hücumda büyük potansiyeller. Onların da aynı anlayışla bizim geçen yıl yarattığımız ruha katılacaklarına inanıyorum ve daha kapasiteli, daha yaratıcı, bu mücadeleyi eden ve aynı zamanda hücumda daha etkili bir takım olacağız.
Anladığım kadarıyla, eksikler bizi daha dayanıklı ve dirençli kılmıştı. Şimdi tam takımız. Bu bir rahatlık yaratır mı?
Rahatlık yaratmaz. Artık geçen yılki Dünya Şampiyonası’ndan sonra herkes bizden Avrupa’da da başarı bekliyor. Bu da sorumluluğumuzu artırıyor. Geçen yıl beklentiler azdı, bu da bizim üzerimizde baskı yaratmadı. Bu bir gerçek. Gruptan çıkmak bile başarı diye nitelendiriyordu, az kalsın yarı finale kalıyorduk altıncı olduk. Hedefler büyüdü artık. Baskı olacak, bu doğal ama o baskıyı kaldıracak oyunculara sahibiz. Aksine bu sorumluluğu hissettiğimiz taktirde daha başarılı olacağımızı düşünüyoruz. Kağıt üzerinde kapasite, yetenek, fiziksel görünüm bakımından Avrupa Şampiyonası’nda hedefe oynayan takımlardan farkımız yok. Madalya almaya aday çok takım var. İspanya, Yunanistan, Litvanya, Fransa, İtalya, Almanya, Rusya, hepsi madalya almaya yakın takımlar. Biz de bu takımlar içine dahiliz. Değişik bir turnuva olacak. Küçük farklar dereceyi belirleyecek
Nedir bu farklar?
Aşağı yukarı herkes denk kadrolara sahip. Yetenekli oyuncular her takımda var. Her takımın kendine özgü bir oyun şekli, sistemi var. Zaten çalışarak, çok antrenman yaparak her takım performansını yansıtacak. Daha çok isteyen, maçı son ana kadar bırakmayan, fizik kondisyon olarak önde olan, birbirine kenetlenmiş takım, kaybettiği gün bile takım gibi kaybeden takımlar başarılı olacaklar. İspanya Dünya Şampiyonu olurken en iyi oyuncusu yokken Yunanistan’ı farklı yendiler. Onlar bu takım olgusunu iyi yaratmışlar. Bir çok yıldız olmasına rağmen takım gibi mücadele ediyorlar. Biz de zaten geçen sene bunu yaratmıştık. Yine tekrarlayacağız. Burası milli takım olduğu için herkesin kendi kariyerinden, özel hayatından fedakarlık yapması gerekiyor. Bu hepimiz için geçerli. Artık bu durumun herkes tarafından idrak edildiğini düşünüyorum. Hepimiz sahada kendi yeteneklerimizi ön plana çıkarmaya kalkarsak, tek başımıza maç kazanmaya çalışırsak başarılı olamayız. Bu hataya defalarca düştük. Ben de düştüm, diğer arkadaşlarım da düştü.
İspanya’da nasıl bir Türkiye izleyecekler?
Her topa atlayacağız, sahada rakibi ısıran savaşan bir takım yaratacağız. Hücumda da kesinlikle yadsınamaz bir gerçek var Mehmet ve Hidayet bizi daha üst seviyeye çekecek. O yüzden sayı potansiyelimiz daha da arttı, opsiyonlarımız fazlalaştı. Daha iyi takım olacağız ama tabii ki çalışma dönemi çok önemli. Hem teknik, hem kondisyon hem paylaşma olarak iyi geçirmemiz gerekiyor. Burada da takımın tecrübeli oyuncularına çok iş düşüyor. Geçen sene iki Litvanya maçını son saniyelerde müdafa yaparak kazandık. Avustralya maçını geriden gelerek kazandık. Bizim o inancımız, mücadelemiz olmasa belki ilk ona giremeyecektik. Altıncı olmamıza rağmen Türkiye’ye döndüğümüzde sanki Dünya Şampiyonu olmuş gibi karşılandık. Bu sadece sahada gösterdiğimiz mücadeleden kaynaklandı. Bizden bunu bekliyor halk. Sporda kaybettiğin gün bile sonuna kadar mücadele etmelisin. Biz de bunu yaptığımız için oynadığımız basketboldan keyif aldık. Kafayı yastığa koyduğun zaman neyi eksik yaptım, keşke şunu yapsaydım demiyorsun. Biliyorsun ki sonuna kadar mücadele etmişsin ama gücün yetmemiş. Bu şampiyonada aynı şekilde mücadele edip daha da başarılı olacağımız inancındaydım.
İspanya ve Yunanistan’dan eksik yönlerimiz neler sana göre?
İspanya hakikaten iyi bir takım. Zaten oynadıkları basketbol yapısıyla, bireysel yeteneklerini sahaya yansıttıkları zaman üst düzey bir takım oluyorlar. Bunu Dünya Şampiyonu olarak gösterdiler. Ama yenilmeyecek bir takım da değil. Yunanistan yetenek olarak daha sınırlı. Takım olarak bir yerlere gelebileceklerinin farkına varmışlar. Ki Avrupa Şampiyonu, Dünya ikincisi oldular. Daha farklı oynuyorlar. Onlar basketbolun daha böyle nasıl oynandığını bilen, rakibi bozan, daha zekice oynayıp zekice fauller yapan, dış oyuncularından dolayı avantajlı olan bir yapıları var. Nasıl diyeyim işin kurdu olmuşlar. Önceden beri hep böyle sertlikle, mücadeleyle yeri geldiği zaman saha içinde pislik yaparak kazanan bir yapıya sahipler. Başarılı da oldular. İki farklı stil İspanya ve Yunanistan. Biz ise çok yetenekli oyunculardan kurulu bir takımız. Son dönemde elde ettiğimiz kaybetmek istemeyen ruhu, potansiyellimizle birleştirirsek, onlardan eksik bir yanımız olduğunu düşünmüyorum. Bana kalırsa biz İtalya’dan, Almanya’dan, Fransa’dan daha iyi takımız. Özverili bir şekilde çalışıp olimpiyat vizesi almak istiyoruz. Bunu yaparsak bir tarih yazacağız. Biz de bu tarihe geçen oyuncular olarak anılmak istiyoruz.
Fanatik / Gökhan German