Tam Sürümü Görüntüle : Refik Durbaş
F.S.Mehmet1453
08-09-2007, 02:26 PM
Ağıtlar
Gözleri bir umudu, bir dalgınlığı yaşıyor
Ağzında kalabalık bir öpüşme ormanı
-Kalbindeki katiyyen ben değilim
Yüzünde küçük inzal kuşları.
F.S.Mehmet1453
08-09-2007, 02:26 PM
Anıt
Halkın ulusu, rüzgârın kardeşiydi onlar
ateşin övündüğü üç alınteri nebisi
bir şafak vakti zulmün dehlizinde
yiğitlik anıtı süsledi bedenleri
Biri engin denizlerle arkadaş
biri inancın cömert efendisi
biri sabrın korkusuz aslanıydı
onurun mescidi şimdi cesetleri
Halkın ulusu, rüzgârın kardeşiydi onlar
ölüme taviz vermedi hiç biri
F.S.Mehmet1453
08-09-2007, 02:26 PM
Barış Koyun Çocukların Adını
Oyunu sever bütün çocuklar
birdirbir, uzun eşek, körebe
bu yüzden anlamı aynıdır, değişmez
oyun sözcüğünün halkların dilinde
(Oyun koyun çocukların adını)
Savaşa karşıdır bütün çocuklar
kışın: kar altında her sabah
tükenip erise de solgun nefesi
yazın: göğsü sırmalı fabrikalarda
çarkları döndürse de yoksul alevi
savaşa karşıdır bütün çocuklar
nice ölümlerden geçmişlerdir
nice rüzgarlar içmişlerdir
gelincik tarlası çocuklar
(Emek koyun çocukların adını)
Gökyüzünün penceresinden şimdi
bir kuş havalansa
kanat çırpışlarında
hayatın yağmalanmış sevinci
- Kuş uçar rüzgar kalır
(Sevinç koyun çocukların adını)
Uzay denizlerinde şimdi
bir balık ağlasa
gözyaşı billurlarında
yüz bin umut kıvılcımı
- Alev uçar nazar kalır
(Umut koyun çocukların adını)
Çocuk bahçelerinde şimdi
bir çiçek açsa
hüzün sevince dönüşür
sevinç çiçeğe
- Ölüm uçar çocuklar kalır
(Mutluluk koyun çocukların adını)
Barıştan yanadır bütün çocuklar
sabah: kuşatılmış bir toplama kampında
ayrılığın tetiğini okşasa da elleri
akşam: yıldızların mor orağıyla
sessizliği devşirse de yetim öksüz sesi
barıştan yanadır bütün çocuklar
nice çığlık emmişlerdir
nice korku gezmişlerdir
yürekten hisli sevmişlerdir
güvercin harmanı çocuklar
(Devrim koyun çocukların adını)
Barışı sever bütün çocuklar
beştaş, saklambaç, elim sende
bu yüzden anlamı aynıdır, değişmez
barış sözcüğünün halkların dilinde
(Barış koyun çocukların adını)
F.S.Mehmet1453
08-09-2007, 02:26 PM
Bin Kuş Ayışığında
Şimdi senin soluğunda akşam
çiçekler ve sular kadar yalnızım
bir o kadar da esmer saçların
bin kuş esiyor sanki ayışığından
F.S.Mehmet1453
08-09-2007, 02:26 PM
Çırak Aranıyor
Elim sanata düşer usta
Dilim küfre, yüreğim acıya
Ölüm hep bana
Bana mı düşer usta?
Sevda ne yana düşer usta
Hicran ne yana
Yalnızlık hep bana
Bana mı düşer usta?
Gurbet ne yana düşer usta
Sıla ne yana
Hasret hep bana
Bana mı düşer usta?
F.S.Mehmet1453
08-09-2007, 02:27 PM
Gül Yağsın Ufkumuza
Ufka gül yağdığı akşam
yüzleri ucuz
sevdası ezberinde
kiralık evler gibi serin
turfanda kadınlar da sevdi
Ufka gül yağdığı akşam
ölüme ve ayrılığa cesur
esrara dayanıklı
masraf makbuzu kullanmayan
az şekerli kadınlar da sevdi
Ufka gül yağdığı akşam
aynalara abone
kalçalarından gayrı her şeyi helal
çocuk bitmez tarlasını sürdüğü
vadesi dolmuş, kadınlar da sevdi
Ufka gül yağdığı akşam
Herkesten uzakta şimdi
F.S.Mehmet1453
08-09-2007, 02:27 PM
Gündem
Bu gece uyumasak da olur, hadi sevinci tazele
sevdayı tazele emzirsin yıllardır pas tutmuş yalnızlığımı
sevsen de sevmesen de son elvedasıdır bu ömrümüzün
koy dursun öylece elin elimin, dilin dilimin içinde
bu gece uyumasak da olur, şimdi sevişelim sevgilim
aşkımızın ve çılgınlık ve sevişmek hala gündemde.
F.S.Mehmet1453
08-09-2007, 02:27 PM
Hücremde Ayışığı
Sesimi sesinin üstüne koyma
kara gecede, karanlıkta, acılı
yüreğimde yeşerdiyse de alevi ölümün
kan boğmadı daha korkuyu
kırılmadı kin ve öfkenin fidanı
Sesini sesimin üstüne koyma
ağzımda prangası tutuklu rüzgâr
Yanlış arama ölümden başka
kurşuna dizilen resimlerde
acıyla örülmüşse cesetler
ve ağlıyorsa hücremde ayışığı
üzgün değilim, hüzünlü asla
Yanlış arama ölümden başka
sırtımda falakası tutuklu rüzgâr
Yüreğimde mezarlar açma artık
kazıdım hücremin duvarına çünkü
zamanı kucaklayan öfkemi
acıdan üretilen sesimi
gençliği damıtılmış günlerimi
Yüreğimde mezarlar açma artık
elimde kırbaçları tutuklu rüzgâr
Çıplak taş, demir kapı, sessizlik
korkuyu mu bekliyor o nöbetçi
niçin hiç konuşmuyor yıldızlar
şafak söktüyse nerde kar filizleri
uyusam uyansam her yerde bahar
Çıplak taş, demir kapı, sessizlik
sesimde zincirleri tutuklu rüzgâr
Tek değilim artık, çoğaldım ölüme
deli rüzgâr, çıplak suyun rahminde
artık ne hücrem, ne yalnızlık
eskisi gibi düşmanım
ama hâlâ yanıyor yüreğimde işkence
Tek değilim artık, çoğaldım ölüme
yüzümde kelepçesi tutuklu rüzgâr
-Söyle kim hak kazandı ölüme
F.S.Mehmet1453
08-09-2007, 02:27 PM
Kampana
Gün dogmadan açiyorum dükkani
kuşlar uykuda daha, agaçlar uykuda, yüregim uykuda
agzimda akşamdan kalma kiyak bir cigara
kulagimda elektrik zilleri, sirenler
-Usta çayi demledim, bakir tavinda
Bingöl'den geleli dört yil
fincan kadar bir dükkan
isligini giy
ortaligi süpür
tezgahi düzenle
En tiz çan bakir, kalay ve fosfattan dökülür
fil kadar çanlar dökmüş ustam
biri Galata'daki büyük kilisenin avlusunda
biri bizim orda Güllübag istasyonunda kampana
biri Fatih-Harbiye tramvayinda
biri solgun bir feslegen gibi duruyor ustamin çocukluk anilarinda
(En çok bu cani seviyorum nedense)
Her gün ögle paydosunda bu cani anlatiyor ustam
askerden daha yeni gelmiş o zaman
bileginde bir dögme ki hala durur
bir mavi ejderha, sular içinde, kollari arasinda bir kadin
gövdesi ejderha, başi ayni insan sureti
askerliginden kalan tek hatira
o zaman elektrik nerde, sirenler nerde
iş gani, parada bereket, gücü kuvveti yerinde
körüge bastikça, örse vurdukça genişliyor dükkan
sanki Kizilirmak'tir, tarihi şanli Toroslar, sanki Haymana ovasi
sinirsiz boşlugunda bir güz sabahinin
Bir günde dökermiş fil kadar çani derler
Şimdiyse küsmüş bakira, kalaya, fosfata, kömüre
çekice, egeye, tuza, keskiye, örse, ekmege
işil işil bir sevince, alinterindeki rüzgara
seste yansiyan cevhere
öfkeye
Şimdiyse yirtik bir resim gibi raflarin rutubetli kokusunda
Bingöl'den geleli dört yil
çekicin sapi kirik
ustanin gönlü
sanirsin çan degil döktügü bir küskünlügün izdüşümü
Tuvalet penceresinin karşisi koca bir han
çogu terzi, konfeksiyoncu, ütücü bir sürü kiz
ne zaman pencereden baksam saçlarini tariyor biri
hafifçe dizleri açilmiş birinin, yüzünde bir dalginlik esintisi
bana mi bakiyor içimdeki suya mi düşüyor agzinin gölgesi
biri sürfüle mi, tegel mi ne, elinde igneler, iplikler, yüksükler
soluk bir çay bardagina damliyor alinteri
usulca bir cigara yakiyorum
gözbebegimde Cemil kalecilerin korkulu rüyasi, her maçta üç çeken
gözbebeginde Türkan Şoray, Fatma Girik, Arzu Okey
en çok da Gökben bir şarkida:
"Ben dün gece bir rüyada
Yaşiyordum sanki
Dansettim kollarinda
Genç kizlar dolandi
Saginda solunda
Sen ise beni seçtin
Cennete döndü dünya"
Bir cigara, bir cigara daha
zülfünü okşayip işareti çakiyor hemen
"Akşam sekizde, otobüs duraginda ama ablami ekersem"
ve patliyor birden agzindaki ciklet
Ustam çok kiziyor böyle sik sik tuvalete gitmeme
bu yaşta cigara, cigerlerin zift tutacak, ben askerken
öksürügü geliyor derinlerden
Bingöl'den geleli dört yil
dişleri aşinmiş egenin, tutmuyor kerpeten
aşinmiş yüregimdeki uluzgar
sanirsin çan degil döktügüm bir özlemin izdüşümü
En tiz çan bakir, kalay ve fosfattan dökülür
fil kadar çanlar dökmek istiyorum
hiç olmazsa bizim orda Güllübag istasyonunda kampana kadar
ama hep ayni kömür yaniyor ocakta
hep ayni öksürük, ayni ses ustamin puslu anilarinda
hep ayni öksürük, ayni ses ustamin puslu anilarinda
sanki hiç Fener - Beşiktaş maçina gitmemiş
hiç film görmemiş Türkan Şoray'li, Ayhan Işik'li, Arzu Okey'li
hiç aglamamiş Orhan Gencebay'i, Selahattin Cesur'u dinlerken
(Akşam Orhan Gencebay'in "Dertler Benim Olsun"
pilagini alayim
bir de resmini aynanin kenarina asmak için)
Hiç sevgilisi de olmamiş galiba bir otobüs duraginda bekleyen
En tiz çan bakir, kalay ve fosfattan dökülür
davara tak daglardan daglara ulaşsin sesi
paytona tak şeneltsin yollari sesi
arabaya tak hele bir de yaninda mavi boncuklar olursa
trene tak bir gurbetten bir gurbete dolaşsin sesi
ama hep ayni cevher süzülüyor alinterimden
ayni uluzgar çekicin suyunda, alevin yalazinda, pazularimda
Fincan kadar bir dükkan
ocagi yak
madeni hazirla
ateşi körükle
baglanmiş bir kez nasibim, zor zanaat
vuruyorum vuruyorum vurdukça büyüyor avuçlarimda nasir
daha yeni terlemiş biyiklarim
büyüyor kollarimda sapina sevgilimin adini kazidigim çekiç
vurdukça büyüyor sabir ve küçülüyor nedense sefertasimda lokma
Bingöl'den geleli dört yil
-Usta çayi demledim, kalay tavinda
Bingöl'den geleli dört yil
telsiz duvaksiz bir külüstür ocak
körügü pas tutmuş bir usta
sanirsin çan degil döktügü bir yanginin izdüşümü
Gün batarken kapiyorum dükkani
F.S.Mehmet1453
08-09-2007, 02:28 PM
Karanlıkta
Işığı söndür. hadi yanıma uzan
seninle eskiyorum hadi uzan
gün çoğalırken yüzümüzle
bir roman kahramanını yaşıyaraktan
hadi uzan biraz sevişelim
hadi uzan
gece ıslak ve su kadar dalgındır
açılırken koyu bir derinliğe pencerem
çünkü herkesin içinde hep aynı saksafon
ölümden kollarını taşıyaraktan
yürür eskiyen sıkıntısını
sen korkma. alışkanlıktır gittiğimiz bizim
hadi uzan biraz öpüşelim
hadi uzan
işte evimiz, aydınlığa çıkıyoruz
yolumuzun bittiği bir akşam korusunda
artık her şey uzanmaktır sevgi nerde
hadi uzan biraz ölelim
hadi uzan
F.S.Mehmet1453
08-09-2007, 02:28 PM
Karşılama
Anılardan yontulmuş yüze değil
bir felakete adadım kendimi
deneyerek sesimi yeni bir ölüde, her gün
sabahla, baharın geldiğini
resimlerde yaşayan ikindileri
akşamın yalnızlığa düşürdüğü kafiyeyi
kılıçla kesilen yatsıları
mavi kuş zindanlarını
ve sıkıntıyı adlandıran *******i müjdeledim.
O, yüreğinde uzun hüzünler besledi.
Oysa acılar çoğalmış, dağlar uyumuştu
karanlığın kollarında şehir uyumuştu
denizin derinliğinde söken şafak
yüzündeki dalgınlık
ağzındaki ince harfler uyumuştu
Fala mı inanırdım artık, kelimelere mi
su terazilerine ölü tüccarlarına
geceye ve gündüze mi?
O gitti. Bir sevdaya yasladı kendini
Ben kaldım. Yalnızlıkla karşıladım her şeyi.
F.S.Mehmet1453
08-09-2007, 02:29 PM
Kimse Hatırlamıyor
Kimse hatırlamıyor adımı
Bahar gelmiş. Balkonlar serin
Annelerin çocuk ambarı balkonlar serin
su dalgın değil. Bademler açmış
- Sahi kaç yıldır yalnızım ben
Çiçekler çürümüş saçlarımda
Bembeyaz uzun kuşlar da uçmuş fotoğraflarımdan
Bulutlar da
Yüreğimde karanfillerden damıtılmış bir yas
Yaşıyor muyum acaba?
F.S.Mehmet1453
08-09-2007, 02:29 PM
Kuşlar da Ölür
Her sabah böyle ağlar mı Üsküdar
yoksul karanlığında kuşların
aşkın ve umudun bir de acının
rüzgarıyla uçarken bulutlar
Herkesten çok kendime yabancı
yaşadığımdan bir hayli yanlışsam
kim süzer gözlerimden ışığı
ölümü yüreğimde avlamışsam
Çalınsa da inancın alınteri
sessizlikle boğulsa da sesim
şafaklar yazacaktır kimliğini
ufkumu kuşatan denizlerin
Sabah olsun giderim, sen kalırsın
kalır seninle, binlerce kuş cesedi
içimde sönmeyen o diri yangın
ve sessizliği özetlemek hüneri
Aydınlığımdan damlarken umutlar
zulmün ve kederin bir de acının
hâlâ barınağıysa yalnızlığın
artık her sabah ağlasın Üsküdar
F.S.Mehmet1453
08-09-2007, 02:29 PM
Majüskül Bir Kadın Yüzüne
Eski yazma kitaplarda aranan
saçları kadifeli ipek bir kadın
gittiği her yeri bir majüskül sanarak
yüzünün bir yanını yazlık sinemalara
bir yanını bekâr adamlara uyduruyor
Sokak sesli eskürbacı mı bu kadın
el kadar bir tiren taşıyor koynunda
ki onu herkes soyguncu bilmektedir
vampir diye yazıldığı kitaplarda
bir sansarla evlendiği de söyleniyor
İçinde aşkın hurda bisikleti
nereye gitse bir harf uçuyor yüzünden
tenha ve gizli takvimlerde
şimdi yapma bir gül kalmıştır elinde
tahta atıyla geçtiği günlerden
F.S.Mehmet1453
08-09-2007, 02:30 PM
Menzil
Onlar ki aydınlık üzre
ecel toprağına
umut
ektiler. Ay dolandı vay deli gönlüm
Ölüm şaşırdı menzilini
Onlar ki karanlık üzre
korku mazgalına
zulüm
serdiler. Ay dolandı vay deli gönlüm
Ölüm şaşırdı menzilini
Onlar ki cehennem üzre
yürekten
cennet
süzdüler. Ay dolandı vay deli gönlüm
Ölüm şaşırdı menzilini
F.S.Mehmet1453
08-09-2007, 02:30 PM
Özeti
Kuşların dilini öğrettin bana
çiçeklerin dilini
özlemlerin, eylüllerin, gurbetlerin
akarsuların ve zamanın
ateşi sönmeyen zamansızlığın bir de
Rüzgârın koynunda gündüzün
erguvan burcundan *******in
Bir bunun için mi sevmedim seni?
Yalnız ve yalnızca sürgünlerde
nice karasevdaların müebbetinde
çığlıkla çılgınlığım arasında bir
her zaman unutmak isterdim seni
her zaman hatırlamak bir de
Sonsuz beyazlığında iklimlerin
çırılçıplak lekesiz kentlerin
Bunun için de mi sevmedim seni?
Soruları yanıtlanmış aldanışlar adına
yanıtları belirsiz alışkanlıklar adına
yazlar ve kışlar, elvedalar adına
bir daha bir daha kavuşmalar adına
anılarını taşıyan her şey adına
Yolunu şaşırmış gitmelerin
korkunç ve güzel gelmelerin
Nasıl ve niçin mi sevmedim seni?
F.S.Mehmet1453
08-09-2007, 02:30 PM
Özlem
Sesimi biriktirmiyorum artık ağlama
ne kadar gelişmiş olsa da acı üretimi
yüzbinlerce kuş uçurdum hüzünden arınmış
sen ki zehirlerini soydun sevdanın ve zamanın
sesimi biriktirmiyorum artık ağlama
kalbimde özlemi yok imkansız baharların
F.S.Mehmet1453
08-09-2007, 02:30 PM
Pusula
Annemin öldüğü yaşı çoktan geçtim
suyun vefası ve acılar
-bir de gökyüzü
çocuklarım olsa da
Babamın öldüğü yaştayım artık
gurbeti sıla, sılası hicran
bir de yalnızlık
arkadaşım olsa da
Rüzgârlar yazsın aşkımı
Ama gönlüm hâlâ
oğlumun âşık olduğu yaşta
-sevdanın pusulası
anılarım olsa da
İki güvercin ey ömrüm
yılların omuzuna tünemiş
biri hayat, öteki ölüm
yaşadığım olsa da
Biri Refik, öteki Durbaş aslında
F.S.Mehmet1453
08-09-2007, 02:31 PM
Söz
Yazılsam ayrılığın menziline
söz nereye uçar
yalnızlık nereye sensiz
nereye acılar
Nereye uçar gökyüzü
ses nereye uçar
öyle sevmişim ki seni
ölüm nereye bensiz
F.S.Mehmet1453
08-09-2007, 02:31 PM
Tezgâhtar Kızlar
Sabahı onlar uyandırır
çıplak yüzlerinin ufkundan
eksik yaşanmış bir rüyadan
gün doğar karanlığı kalır
Erkenden açılır dükkân
sevda ile yalnızlıktan başka
dizilir uykusuz tezgâha
ince tül, gamlı ruj ve hazan
Mevsimlik ders programları
ucuzluk, damping, tek fiyattır
sattıkları ipek pazen değil
harcanmış gençlik yıllarıdır
Günlerce raflarda kalayım
çürürse sevdanın kumaşı
aşkımı yaşatmaya yeter
tezgâhtar kızların rüzgârı
Sabahı onlar uyandırır
alınterinden, aşktan önce
bitmeden başlar gece
akşam, onlarla kararır
F.S.Mehmet1453
08-09-2007, 02:32 PM
Tuzak
Nefretin adresini mi soruyorsun
cinnet yağmurunda kimsesiz kuşlardan
rüzgarı çalınmış yalnızlığımı mı
sevdanın adresini mi soruyorsun
ayrılığı mavi, hüznü beyaz uçan
Yüzüne ay doğmakta. Seviyorum seni
Sensin çılgınlığımın zalim kaynağı
elemin aşktan damıtılmış alevi
taşarken yüzünden hicranın ırmağı
zulmetin vahasını mı arıyorsun
bakışı gül sesi, gülüşü yaz açan
Yüzünde ay doğmakta. Seviyorum seni
Fırtınası çalınmış işte umudun
gençliğimin şafağı da haczedilmiş
acının ve aşkın tarihini yazmadan
su menzilinde akşam mı avlıyorsun
ikindisi kumral, baharı az olan
Yüzüne ay doğmakta. Seviyorum seni
Çile kuşatılmaz demedim mi sana
nur heykeli, gün avcısı, ay alevi
yüzü bereketli sevdalar tuzağı
kalbimin adresini mi soruyorsun
soyadı hüzünlü, adı naz anılan
Yüzüne ay doğmakta. Seviyorum seni
F.S.Mehmet1453
08-09-2007, 02:32 PM
Vur
Buğdayın, petrolün ve alınterin
yabancı ırmaklara akıyorsa
su dursa bile sen durma
alnından kaderini çalanı vur
Ağzından alınmış olsa da sözün
can, yüreğinden damıtılsa da
-acılar kardeşindir senin
kan sussa bile sen susma
hayından zalımdan doğanı vur
gönülden doğan acıyı vurma
F.S.Mehmet1453
08-09-2007, 02:32 PM
Yaz
Kan fışkırıyor topraktan. Yaz geldi
dağlara. Pınarlarım kurudu.
Yüzümde karanfiller kurudu.
Günler uzun, şehvetim bereketli
Karanlığımın tarihi artık yok. Başımda
aydınlığı tazelenmiş günlerin rüzgârı
Yaz geldi. Kalbim
bembeyaz yüzünde kızların
ve uzun ince bacakları arasında
bir kuş tufanı şimdi
F.S.Mehmet1453
08-09-2007, 02:32 PM
Yaz Alfabesi
kaç yaz çocuktum ben
kasabalı bir yolu gittikçe
kahraman dostum nazik ay
bir rozet gibi göğü süslerdi
bir katalog yapıp göğün alfabesini
sık ağaçlı bir koruya indirirdi
ve avcılar demli çaylarını
ceplerinin elli iki kağıtlarını
bir kirlik yeri gizlemeden
yürürlerdi
bense saz göllerden geçerdim
kartal kanadı yüzümde
canı bir otobüs plakası
ve kumarda kaybettiğim
yıldızlar olurdu gökyüzünde
bir kuş öterdi ay ışığından
bir tavşanı hedef bilip geceye
F.S.Mehmet1453
08-09-2007, 02:33 PM
Yıldönümü
Küçücük odamda karanlığın dizine koyup başımı
canını canıma kattığım günleri düşündüm bu akşam
yalnızlığın gözlerinden öpüp saçlarını okşadım rüzgarın
sevdamızın dudaklarından sevinci emdim bir de hüznü ve ayrılığı
küçücük odamda karanlığın dizine koyup başımı
düşündüm bu akşam, meğer ne çok hisli sevmiştim ben seni
F.S.Mehmet1453
08-09-2007, 02:33 PM
Zamanı
Her sabah bu musibet sis
demirden yol kavşakları
dur durabilirsen her akşam
bir tuhaf ölüm ilanları
kitap adları: yakılmış çiçek adları
yakılmış har kokusu yağmurun
bir denizden bir yüze çıkma zamanı
(Dizlerine koyup başımı uyusaydım
çok mu geç seni anlamaların zamanı)
Yaşa yaşayabilirsen her sabah
dalları budanmış bu aşkı
genç zamanları ölü romanları
bir şiirden bir sesi çalma zamanı
her akşam: adını sen koy bu rüzgarın
yüzüne değer değmez uçan rüzgarın
hüzünler filizini budama zamanı
(Ellerinin kuytusunda saklardım yüzümü
çok mu geç seni sevmelerin zamanı)
Çürürse çürüsün gün alev tükensin
su uyumuştur gider akşama kalırım
uyanmışımdır gelir sevdana kalırım
ne derse ölüm meydana kalırım
ne derse bir ses bir sessizliğe
bir tuhaf yalnızlığın tadı
gidersin bırakılmışlığa kalırım
(Özledim özledim acılar zamanı
çok mu geç seni ölmeler zamanı)
son
vBulletin® v3.8.11, Copyright ©2000-2025, vBulletin Solutions Inc.