jockeя
08-13-2007, 06:40 PM
Çarmıhın mıhları İstanbul'da
İstanbul efsanelerle gerçeklerin, dünle bugünün bir araya geldiği bir şehir. Her karışında ilginç bir özelliğiyle karşılaşmamak mümkün değil. Tutku filmiyle gündeme gelen çarmıhın, her gün önünden onbinlerce kişinin geçtiği Çemberlitaş’ın altında olduğunu kaç kişi biliyor? Hazreti İsa’nın (a.s) Hıristiyan inancına göre çarmıha gerilişini anlatan Tutku filmi, vizyona girmesiyle birlikte tartışmaları da beraberinde getirdi.
Film üzerindeki tartışmalar devam ededursun söz konusu çarmıhın pek yakınımızda, İstanbulluların her gün gelip geçtikleri bir yolun üzerinde olduğunu çoğu kimse bilmez.
Çar—mıh, kelime olarak dört mıh yani dört çivi anlamına geliyor. Eski dönemde Roma’da suçlular can çekişerek ölmeleri için çapraz ya da haç şeklinde çakılmış iki kalasa el ve ayaklarından çivilenerek asılırlar; asılı oldukları yerde açlıktan veya gerilen vücutlarıyla nefes alamadıkları için can verirlerdi. Bu, çok eziyetli ve aşağılayıcı bir ölüm biçimiydi.
Hz. İsa, dinini tebliği sırasında Musevilerin hışmına uğramıştı. Başkâhin Kayafa’nın teşebbüsüyle toplanan cemiyette Hz. İsa’nın kendileri için zararlı olduğuna karar verildi. On iki havariden Yahuda İskariyot, başkâhine gidip otuz gümüş karşılığında Hz. İsa'nın yakalanmasına yardımcı olacağını vaad etti. Hz. İsa yakalandı, Başkâhin Kayafa ve Sanhedrin tarafından sorguya çekildi. Mesih olduğunu belirtmesi üzerine öldürülmesine karar verildi. Bu konuda Roma Valisi Pilatus’tan izin istendi. Pilatius, baskılar üzerine ölüm cezasını onayladı. Sonunda Hz. İsa, çarmıha gerildi. İdam edildiği yere gömüldü ama birkaç gün sonra mezarının boş olduğu, kendisinin göğe yükseldiği görüldü.
Hıristiyan kaynakları çarmıh hadisesini böyle nakleder. Kur’an’a göre ise Hz. İsa hiçbir zaman çarmıha gerilmedi: “(Kalblerinin mühürlenmesinin diğer bir sebebi de İsa’yı) inkâr etmeleri ve Meryem’e büyük bir iftirada bulunmalarıdır. Bir de ‘Biz Allah’ın peygamberi Meryem oğlu İsa Mesih’i öldürdük’ demeleridir. Oysa onu ne öldürdüler, ne de astılar. Fakat öldürdükleri kimse, onlara İsa gibi gösterildi. Onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, ondan yana tam bir kuşku içindedirler. O hususta bir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Onu kesinlikle öldürmediler. Fakat Allah onu kendisine yükseltmiştir. Allah, azizdir, hikmet sahibidir.” (Nisa / 157—158)
Bu âyette de belirtildiği gibi İsa Aleyhisselâm göğe kaldırılmış, o sırada bir başka şahıs kendisine benzetilerek idam edilmişti. Bazı kaynaklara göre bu şahıs Hz. İsa’yı Yahudilere ve Romalılara gösteren Yahuda İskaryot’tu. Tam ele vereceği sırada Hz. İsa’nın suretine büründürülmüş ve onun yerine işkence ile can vermişti. Bazıları ise idam edilenin haçı taşımakla görevlendirilen Kirinuslu Simur olduğunu söyler.
Her kim olursa olsun ortada bir çarmıha gerilme hadisesi vardı. Bu çarmıh da Kudüs’te hatıra olarak saklanmaktaydı; ta ki İmparatoriçe Helena şehri ziyaret edene kadar.
İstanbul efsanelerle gerçeklerin, dünle bugünün bir araya geldiği bir şehir. Her karışında ilginç bir özelliğiyle karşılaşmamak mümkün değil. Tutku filmiyle gündeme gelen çarmıhın, her gün önünden onbinlerce kişinin geçtiği Çemberlitaş’ın altında olduğunu kaç kişi biliyor? Hazreti İsa’nın (a.s) Hıristiyan inancına göre çarmıha gerilişini anlatan Tutku filmi, vizyona girmesiyle birlikte tartışmaları da beraberinde getirdi.
Film üzerindeki tartışmalar devam ededursun söz konusu çarmıhın pek yakınımızda, İstanbulluların her gün gelip geçtikleri bir yolun üzerinde olduğunu çoğu kimse bilmez.
Çar—mıh, kelime olarak dört mıh yani dört çivi anlamına geliyor. Eski dönemde Roma’da suçlular can çekişerek ölmeleri için çapraz ya da haç şeklinde çakılmış iki kalasa el ve ayaklarından çivilenerek asılırlar; asılı oldukları yerde açlıktan veya gerilen vücutlarıyla nefes alamadıkları için can verirlerdi. Bu, çok eziyetli ve aşağılayıcı bir ölüm biçimiydi.
Hz. İsa, dinini tebliği sırasında Musevilerin hışmına uğramıştı. Başkâhin Kayafa’nın teşebbüsüyle toplanan cemiyette Hz. İsa’nın kendileri için zararlı olduğuna karar verildi. On iki havariden Yahuda İskariyot, başkâhine gidip otuz gümüş karşılığında Hz. İsa'nın yakalanmasına yardımcı olacağını vaad etti. Hz. İsa yakalandı, Başkâhin Kayafa ve Sanhedrin tarafından sorguya çekildi. Mesih olduğunu belirtmesi üzerine öldürülmesine karar verildi. Bu konuda Roma Valisi Pilatus’tan izin istendi. Pilatius, baskılar üzerine ölüm cezasını onayladı. Sonunda Hz. İsa, çarmıha gerildi. İdam edildiği yere gömüldü ama birkaç gün sonra mezarının boş olduğu, kendisinin göğe yükseldiği görüldü.
Hıristiyan kaynakları çarmıh hadisesini böyle nakleder. Kur’an’a göre ise Hz. İsa hiçbir zaman çarmıha gerilmedi: “(Kalblerinin mühürlenmesinin diğer bir sebebi de İsa’yı) inkâr etmeleri ve Meryem’e büyük bir iftirada bulunmalarıdır. Bir de ‘Biz Allah’ın peygamberi Meryem oğlu İsa Mesih’i öldürdük’ demeleridir. Oysa onu ne öldürdüler, ne de astılar. Fakat öldürdükleri kimse, onlara İsa gibi gösterildi. Onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, ondan yana tam bir kuşku içindedirler. O hususta bir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Onu kesinlikle öldürmediler. Fakat Allah onu kendisine yükseltmiştir. Allah, azizdir, hikmet sahibidir.” (Nisa / 157—158)
Bu âyette de belirtildiği gibi İsa Aleyhisselâm göğe kaldırılmış, o sırada bir başka şahıs kendisine benzetilerek idam edilmişti. Bazı kaynaklara göre bu şahıs Hz. İsa’yı Yahudilere ve Romalılara gösteren Yahuda İskaryot’tu. Tam ele vereceği sırada Hz. İsa’nın suretine büründürülmüş ve onun yerine işkence ile can vermişti. Bazıları ise idam edilenin haçı taşımakla görevlendirilen Kirinuslu Simur olduğunu söyler.
Her kim olursa olsun ortada bir çarmıha gerilme hadisesi vardı. Bu çarmıh da Kudüs’te hatıra olarak saklanmaktaydı; ta ki İmparatoriçe Helena şehri ziyaret edene kadar.