Ömer Ilgaz

[F.S.Mehmet1453]

...Mi Verdin

Neyini seveyim hayat neyini
Bahara açan gonca gül mü verdin
Asur un kalesi yaptın evimi
Parke taş döşeli yol yol mu verdin

Yirmi iken yüze verdin yaşımı
Mermerken toza çevirdin taşımı
Zehir ettin ekmeğimi aşımı
Et süt kaymak yağ ile bal mı verdin

Ilgaz ım çaldırmadın ki sazımı
Çok isterken elden aldın azımı
Karsız kışa çevirdin sen yazımı
Baharda berrak sulu sel mi verdin

[F.S.Mehmet1453]

Acemi

hayatı yaşamayı bilmiyorsun
nedense hiç gülmüyorsun acemi
küçük şeylerden mutlu olmuyorsun
mütevazı olmuyorsun acemi

görmezsin zengindeki sefaleti
ete bulgur katar sen yemezsin eti
onlar dünya iyisidir sen kötü
erdem ile dolmuyorsun acemi

hiç görmedin mi hep onlar çalışır
haram-helal birbirine karışır
sen yat şeytanla melek yarışır
bundan hiç ders almıyorsun acemi

bu yolda acemisin be acemi
ayırma sakın ha iyiyi kemi
boşa atmazlar ki kuşlara yemi
ava saçma salmıyorsun acemi

Ilgaz ım acemisin çok yolun var
yolların çamur dağların kar
sürünün öncüsü oldukça davar
saçın niçin yolmuyorsun acemi

[F.S.Mehmet1453]

Acısız Ölüş İstiyorum

bir yaşam eğlenceli bana özgü
şiirli şarkılı iş istiyorum
silinsin alnımdan bu kara yazgı
bir tatlı söz bir gülüş istiyorum

serin pınarlardan tatlı su içmek
kardan tipiden geceden kaçmak
gül gibi açmak sümbül gibi açmak
bahara yaza geliş istiyorum

o kadar göçtüm diyardan diyara
ellerim ayaklarım yara yara
sorma o kadar çok battım ki zara
mutluluklara dalış istiyorum

bir aşk olmalı yürek titretmeli
kolayca bulmalıyım emeli
bulutsuz masmavi göğe ermeli
sakin acısız ölüş istiyorum

[F.S.Mehmet1453]

Ağaçlı Pembe Çiçekli

bakıyorum göremiyorum
görsem bile duyamıyorum
aklım her neredeyse arasam da bulamıyorum
bir tatil düşlesem
bir yanı hep çalışmak
bir iniş düşünsem
bir yanı dik yokuş
bir yaşam düşlesem
ağaçlıklı pembe çiçekli
bir yaşam yürekli
bir yanı baharsa sere serpe
bir yanı yıkılış bir yanı ölüm
bir sevgili düşlesem
sarmaş dolaş
bir yanı sevda
bir yanı acı
bir yanı ayrılık
bir umut etsem
bir mutluluk dilesem
bir yanı eksik
bir yanı eksik

[F.S.Mehmet1453]

Ağır Başlı Bir Aşk

ne seni pembe dünyalara
alıp götürdü
ne beni sarhoş etti
sadece ıslanan gözler
sızlayan iki yürek
ve içten bir gülümseyiş
içimizden gelen bir sevgi seli
bahar yağmuruyla

[F.S.Mehmet1453]

Ah u Zar

Şems-i pür-nur olsa da dünya istemiyorum
Amber-i aşk dolsa da dünya istemiyorum

Ruz-u aşk nar-ı aşk da olsaydı kışlar bile
Zevk-i ruhumu doldursa da alkışlar bile

İstemem ki bütün sızımı alsa da o yar
Yine de ah-u zar ile ederim intizar

[F.S.Mehmet1453]

Ak

bir ak derken
bin ak düştü saçıma
bu amansız yalnızlık
dokunur içime
bilmem kaçımdan
giriyorum bilmem kaçıma
bir değil on insan sığar ömrüme

[F.S.Mehmet1453]

Aklımda

Birisi var aklımda
Kim diye sorma
Çünkü bunu sen iyi bilirsin...

[F.S.Mehmet1453]

Al Git Bu Sevdayı

al git bu sevdayı yüreğimden
al git dağlara at
saç tane tane
serp topraklara taşlara
yıldızlara denizlere kat
al git bu sevdayı yüreğimden
kopmasın içimde çığlar
al git bu sevdayı
içimde sevinç ağlar
beni ben yapan ne varsa
hepsi yürekte çağlar çağlar

[F.S.Mehmet1453]

Alıkonan

uzaklara gitmek varken
yüregine gömülmek
siziyi beslemek
ben degildim duvarlari ören
ben degildim dagilan
ben miyim simdi
yasamaktan alikonan

[F.S.Mehmet1453]

Alınyazısı

bir sevda bana bir müjde
bir güzellik olsa gerek güzde de
alın yazısı neyse o olur derler
böyle bir teselliyi ne de çok severler
alın yazısı neyse ne
ben yine de dilerim ki
daldırsın huzur alemine
değişsin benimki diye

[F.S.Mehmet1453]

Amansız

bir ak derken
bin ak düştü saçıma
bu amansız yalnızlık
dokunur içime
bilmem kaçımdan
giriyorum bilmem kaçıma
bir değil on insan sığar ömrüme

[F.S.Mehmet1453]

Angarya

şu akan kana bir bak
şu kanayan yaraya
boşuna mı ki bilmem
çekilen şu angarya

[F.S.Mehmet1453]

Anla

yerden göğe kadardı sevincin
sığdıramıyordun kendini
küçücük bir dünyaya
belki de onun için
tepe takla dönmeler
kızıl bir ufka doğru koşarken
korkunç bir geceye varmalar
anla sen değilsin
burada sen
çağ başka çağ
yürek başka yürek
hiçbir şey aynı değil

[F.S.Mehmet1453]

Anlamsız Şiir

imkansıza ol diyemezsin
koparamazsın hiçlikten olmayanı
bir boşluktan bir yaşam çıkaramazsın
sevemezsin kinleri
aşamazsın kendini
yaşatamazsın kesik başları
dolduramazsın damarına
akan kanları.

[F.S.Mehmet1453]

Anlatabilir misin Gülleri?

Bir defa göklerden seyret dünyayı
O zaman anlarsın gerçekleri
Bir odanın içindeyken
İnsan nasıl bilir evin şeklini
Hayalle dolaşamazsın dağları tepeleri
Gözünle görmezsen
Koklamazsan
Hiç anlatabilir misin gülleri
Herkes yaşadığı şeyle kalır
Çileyle
Emekle
Direnişle
Yaşayanlar
Gerçek mutluluğun tadını alır

[F.S.Mehmet1453]

Anlattım Sana

içimde dışımda ne varsa
anlattım sana
bütün sevgilerimi
gizlerimi
neyim varsa
hepsisini sana verdim
anlatmak zor insanlara
başka şeyleri
yemenin-içmenin
yaşamın sevgi uğruna olduğunu
tek sana anlattım ben
neler yaşadığımı
bir sevgi uğruna nelere katlandığımı

[F.S.Mehmet1453]

Artık Şiir Yazılmaz

artık şiir yazılmaz
ışıksızlıktır gider
yalnız sen de değilsin
bozulmuş iken amber

yoza koyun baş olur
ise yola çıkma dur
iyisi kendini vur
hiç değilse ölüm der

[F.S.Mehmet1453]

at

Arabaya koşulmuş at
Dikmiş gözlerini dağlara
Hayalinde hep koşmak
hep yeşil bayırlarda koşmak var
Gece gündüz
Ah
Yelelerinii bir bırakabilse
Hırçın rüzgarın ellerine
O tatlı o sulu çayırlarda otlasa
Neymiş
Rahatmış
Ahır sıcakmış
Hazır yem varmış
Neylesin O bunları
O özgürlüğe aşıkken
Dağları düşlerken
Neymiş
Dağlar kurtlar kaparmış
Olsun
Böyle esir yaşamaktansa
Varsın onu kurtlar yesin
O yeter ki özgür olsun

[F.S.Mehmet1453]

ateist

Bilmediğin gönüllere aşklara girip
Her bilmediğinin peşinden koşup gidip
Sakın herkese güvenip gitme yanına
Gösterir dünyanın dört bucağını sana

Her sakallıya dede mede deme emi
Her hacı denilen gerçek Hacc a gider mi
Sakın boşverme etrafını iyi kolla
Ateist çıkarsa iyi sandığın molla

[F.S.Mehmet1453]

Attın Beni

Güneşin yıktığı *******den
ayın korktuğu gündüzlere
tırmandıkça nefes açan yokuşlardan
yürüdükçe yoran düzlere
attın beni

[F.S.Mehmet1453]

Ayrılıktan Ayrılalı

çok olmadı ki ayrılıktan ayrılalı
Onun için bilmem saadetleri
Gördüğüm tek şey sevdasızlık
İçimdeki buruk duygularla ağlardım
******* karanlığın en karanlığı
Günler bulutluluğun en grisi
Yağmurlar deli yağardı oralarda
çok olmadı ki ayrılıktan ayrılalı
Onun için sevgiyle alına konan o öpücüklerin
Sıcaklığına yabancıyım
Sevgler beni bilmez
Ben de onları
ÇÖpe atılan bir şiir gibi
Yaşadım hep yoklukları
Özledim hep varlıkları
Ama ne olduğunu bilmeden
Özledim özledim ve ağladım

[F.S.Mehmet1453]

Azat

avuçlarımda tuttum sevgiyi
sıcacıktı yumuşacık
sonra bırakıverdim
azat ettim
şimdi ellerimde
soğukluğu var pişmanlığın

[F.S.Mehmet1453]

Aşk Ateşi

Denizler mavidir gök parlak
Toprak da kızıldır bulut ak
Aşk ateşiyle döner dünya
Rüzgarlar söndürdükçe sen yak

[F.S.Mehmet1453]

Aşkın Gözyaşları

Damla damla düşerse yüreğe
Aşkın gözyaşları
Orada aşk yeşerir
Bir aşk doludizgin
Bir aşk ümit dolu
İnsan yüreğine bir kere
Aşkın gözyaşları
İnsan o zaman
Gerçekten ağlarken güler
Göklere kanat açar
Güneşe dokunur
Yıldızlara dokunur
Yerin dibine geçer
Karanlığın kölesi olur
Sevda denen o perinin
Kulu olur delisi olur
18 MART 1996

[F.S.Mehmet1453]

Baharın Tonlarına Benzerdi

baharın tonlarına benzerdi o günlerimiz
demet demet çiçeklerle dolardı ellerimiz
yavru bir serçe gibi çırpınırdı yüreğimiz
başka bir yerde bir aşktaydık sanki o zaman biz

her gün sevgilerden söz ederdik akşama kadar
o zaman yeşildi çimenler yeşildi mor dağlar
andıkça sevgiyi mantar gibi büyür yaralar
yazık ettik boşuna umut geri dönemeyiz

[F.S.Mehmet1453]

Balbal

Her gün bir umudun
Kesiyorsun kafasını
Ve her kelle için
Bir balbal dikiyorsun
Karamsarlığıın abidesine

[F.S.Mehmet1453]

Balkonda

şimdi çay içmek var balkonda
izlemek yoldan geçenleri
demli çayın yanına üzümlü kek
olmazsa börek
izlemeli kaygısızca
başka insanların telaşlarını

[F.S.Mehmet1453]

Bana Çok Bana

elalem eğlencede bana ahlar düşer
güneşsiz renksiz ve sisli sabahlar düşer
yasa hüzne kahırlara tamahlar düşer
bir mutlu an bir gülücük bana çok bana

gözlerim dolar bir boşalır kararsızım
kara kıştayım ayazdayım karsızım
kalbim pır pır bazen umutsuzum yarsızım
aşkın herkese yeri var bana yok bana

[F.S.Mehmet1453]

Bana Yıldız Yağıyor

El yağmur diyor bana yıldız yağıyor
Yer yerinde durmuyor durmadan kayıyor
Aklım başımda belki de yok yerinde
koşuyorum dünya yerinde sayıyor

[F.S.Mehmet1453]

Bazı Şeyler

Bazı şeyler var
Kimseye söylenmiyor
Bu kalp hiç yorulmaz mı
Bir defacık dinlenmiyor
Yaşam uçan bir kuş gibi
Giden günler dönmüyor
Yürek aşık mı aşık
Ateşe atsan yanmıyor
Buza koysan sönmüyor

[F.S.Mehmet1453]

Ben Mutluyum Aslında

Örneğin
-20 derecede sokakta yatmadım
Üşüye üşüye ayakkabı boyamadım
10-11 yaşlarında bir çocukken
Bir kuru ekmek bulamadığım gün de olmadı
Hiç lösemili bir çocuk da olmadım
Ben aslında mutluyum

Örneğin
Yürüyebiliyorum
annemin yardımı olmadan yemeğimi yiyebiliyorum
Konuşabiliyorum
Duyabiliyorum
Ben mutluyum aslında

Düşünebiliyorum
Akıllıyım
Hatalarımın farkına varabiliyorum
İnsanım en önemlisi
Ve insanım doğal olanı
Ve mutluyum aslında

[F.S.Mehmet1453]

Ben Seninle...

hani gülerdin bana
mehtaplı her gecede
denizlerin yakamozları gibi
şimdi neden suskunsun
söyle bana
niye böyle
hüzün var yüzünde
haydi
yine gül de
ben seninle mutlu olayım

[F.S.Mehmet1453]

Beni Anlayan

sensin beni anlayan
sensin beni ağlatan
yüz değil bin yıl bile
beklerim yeter ki
sen ol beni bağlayan

[F.S.Mehmet1453]

Benim mi

Bir söz etmedim deliye
Mürşid olmadım veliye

Tavuğa doğur mu dedim
Gidenlere dur mu dedim

Aka kara karaya ak
Yine benim mi ağlamak

[F.S.Mehmet1453]

Beyaz Beyaz

bölük bölük yaylamızın yolları
beyaz beyaz o nazlının kolları
nasıl da giydin kız sen o alları
ölüm döşeğinde iken nazlı ben

sen benim yarimdin de evvelden
sakınırdım ben seni elden elden
güzeldin bana nergisten gülden
korudum hep seni kışlı yazlı ben

[F.S.Mehmet1453]

Bilinç

bir serçe çırpınır yürekte
kanadı ince bir yaraya değer
saltanatı kuruntular sürmekte
bilinç hüzünlere boyun eğer

[F.S.Mehmet1453]

Bir Ben Bir Ben Daha

Önce duru bir yalnızlık çöker
Başıma ansızın
Akşamın ilk demlerinde
Ben deli gibi saldırırken
Çaresiz anılarıma
Odamın loş köşelerinde
Önce bir ben susan
Sonra bir ben daha bir şeyler mırıldanan
Bir ben bir daha ağlayan
Her şeyimin hata olduğunu yüzüme haykıran
Bir köşede bir ben beni savunan
Sesi cılız çıkan
Onu sustururlar diğerleri
Sonra yalnızlığı unuturum

[F.S.Mehmet1453]

Bir Çocuğum

boynu bükülü bir çocuğum ben
bir soru sordum büyüklerime
soru içinde yanıt yanıt içinde soru
sustular sonsuzluk gibi sustular
kırıldı yüreğim incecik zaten
bilemediler bir çocuğun bilgeliğini
okudum yaşamayı
belki de sonsuzluğu
bir roman gibi okudum
anlattım mutluluğun gizlerini
gönenci verdim büyüklerime
almadılar çiğnediler ayaklar altında
kırıldı yüreğim incecik zaten
boynu bükük bir çocuğum ben
yaşadığımı bile anlamadılar

[F.S.Mehmet1453]

Bir Çocuk Geçti

Bir çocuk geçti şimdi şuradan
Gülümsemesi şiirdi
Ağlaması mutlaka romandır
Yürümesi öyküye benziyordu
Bir çığlık attı
Masal saklıydı sesinde
Sonra şarkısı bozkırdan güneş
Ormanlardan serinlik
Denizlerden turkuaz
Kutuplardan buz mavisi
Taşıyordu şarkısı
Gözlerindeki ışıltı
Annesinin sevisi
Sesinin rengi Yaşama sevinci

[F.S.Mehmet1453]

Bir Yas Kumkuması

dümdüz bir çizgide geçiyor hayat
en küçük kıvrım yok yollarda
bir damla gök
bir katre yeşil
ara ki bulasın gökte tek yıldız
dümdüz bir yol
dümdüz günler
bir molalık gülüşler nerede
aydınlık anlar nerede
geride mi kaldı
çiçeklerle bezeli bükler
turkuaz ışıltılı deniz
şimdi önümüzde
sağımızda
ve de solumuzda
bozkır
bir yas kumkuması
rotamızda balkır balkır balkır...

[F.S.Mehmet1453]

Bir Ölünün Vasiyeti

göçüp gittiğimde
sakın
sakın dokunmayın yatağıma
bir zaman beklesin sahibini
umutsuzluğun ne olduğunu
o da anlasın
sakın dokunmayın
dokunmayın yatağıma
bir zaman yaşasın
o da bensizliği
yalnızlığın soğukluğunu

[F.S.Mehmet1453]

Bizden Dolayı

Sorulan sorulara hemen yanıt verilir
Sanmayın ki bu yer kör cahillerin evidir
Gündüzleriniz burdan yeryüzüne serilir
*******iniz de bizden dolayı mavidir

[F.S.Mehmet1453]

Boynu Eğik

-Şuraya git
-Tamam efendim
-Buraya gel
-Hemen efendim
Efendim efendim
Tabii efendim olur efendim
Efendim efendim
Boyun eğdim
Hep boyun eğdim
Boyun eğdim
Sonunda bir tos vurdum
Bu sefer o boyun eğdi
Hiç doğrulamadı
Caddede
Sokakta
Evde
Hep boynu eğik gezdi

[F.S.Mehmet1453]

Bun

yeşil değil ağaçlar
şu derede açan gül
ne kadar solgun
eser başımda
üşütür korkutur bun

[F.S.Mehmet1453]

Büro

Robot gibi çalışmaktan sıkıldım
Büro denen cehenneme tıkıldım

[F.S.Mehmet1453]

Bütün Sevgiler

Hüzün güneşinden koparamadım seni
Yıldız yıldız gökyüzüne asamadım seni
Yalnızlıklar içinden seçip alamadım seni
Sevdalara daldıramadım seni
Bir rüyaymış meğer bütün sevgiler
Bir rüya alemine vardıramadım seni

[F.S.Mehmet1453]

Çağlar Ötesinden

çağlar ötesinden bir haykırış
bu bendeki inlemeler
bu sevgi sevgiye tutturulan türküler
eski zamanlardan kalma
antik bir vazo gibi
süsledim gönlümü
onun için anlamaz beni
zamane duygusuzları
yemek
içmek
gezmek değil benim işim
benim ömrüm sevgi için
gerçek sevdayı bulmak için
çağlar ötesinden bir sesleniştir
benim konuştuklarım
kalbi bin yerinden vuran
gönülleri boşluk boşluk kanatan
onun için zamane sarhoşları anlamaz beni

[F.S.Mehmet1453]

Cafer in Aşkı

yari dağların ardında
bir dağ köyünde Cafer in
bir umut heybesi sırtında
gönlü hüzünde Cafer in

bir söğüt gölgesinde yaş
akar gözlerinden yavaş
başına vursa da bir taş
ne ki gözünde Cafer in

öyle yapsa çare değil
gönlündeki kare değil
kalbindeki yare değil
ateş özünde cafer in

aklına koymuş bir kere
yazgı yazılmış ki sere
bir sözü vardı ki yare
yanan dilinde Cafer in

almaktı yari aklınca
ağadan izin çıkınca
düğün vakti yakınca
vuslat düşünde Cafer in

yürüdü yarin köyüne
yaklaştı O nun evine
yüreği nasıl devine
soluk döşünde Cafer in

kızı istedi ağadan
baba söyledi yabandan
güvey olur mu çobandan
öfke yüzünde Cafer in

hızla kalktı divandan
gözü dönmüştü de kandan
bir çarptı çıktı kapıdan
aklı yarinde Cafer in

saplandı gönlüne bir ok
kaçıracaktı yolu yok
dağda saklanacak yer çok
kalbi serinde Cafer in

bir gece vaktiydi cafer
aldı yari dağa gider
atlılar önüne iner
korku teninde Cafer in

iki el ateş ederler
kız yanlara sendeler
ikisi nehre düşerler
muradı derinde Cafer in

[F.S.Mehmet1453]

Çelişki

zaman mı geçiyor
yoksa ben miyim kendimden geçen
yıllar mı silinmiş ömrümden
umutlar mı yüreğimden
bir çıkmaz kaosdayım
bir çelişki
bir sallantıdır bitiyor ömür

[F.S.Mehmet1453]

Çiçek Günleri

Mayıs dalı geldi dile
Bir türkü düştü bülbüle
Bir nişan kondu güle
Bahar pazarın açtı gül

Güneş yükseldi sevinçle
Çiğdem çıktı yeni güçle
Haydi gelincik ır söyle
Sana eşlik etsin sümbül

Mavi gökte uçan kuşlar
Çiçek günleri muştular
Şen umutlar uçuştular
Bir düğün yaşıyor gönül

[F.S.Mehmet1453]

Çiçekcik ve Serçecik

pembecik
incecik
bir çiçekcik
gülüyor
büyüyor
minicik
bir serçecik
ötüyor
cik cik cik

[F.S.Mehmet1453]

Çilli Bir Serçe Olurum

Çilli bir serçe olurum
Bir kavak dalına konarım
Toprak damlı bir evin penceresinden
Bir çocuğu seyrederim
Yamalı pantolonun cebinde
Türlü bilyeleri olan
Yüreğinde çocuksu sevinçler
Tozla toprakla oynayan
Meşeli dağlarda çiğdem toplayan
Bir çocuğu seyrederim
Çilli bir serçe olurum
Bir çocuğun hayallerini seyrederim
Film şeridi gibi
Dağlarındaki yaban güllerini
Mor açan deve tabanlarını
Ağlayışlarını
Çaresizliklerini
Çocuksu sevgilerini seyrederim
Çilli bir serçe olurum
Hala çığlığı susmayan
Bir çocuğun mazisini seyrederim

[F.S.Mehmet1453]

Çocuğum

Gün gelecek sen de
Güleceksin çocuğum
En yıkıcı dertleri
Sileceksin çocuğum

[F.S.Mehmet1453]

Çocuklar

onlar kirlenmemiş beyaz kar taneleri
zeytinin en taze en siyah olanı
dağ başında açan taze bir çiçek
bulutsuz bir gökyüzü
pırıl pırıl bir güneş
topraktan kaynayan dumduru kaynak suları
küçük nazik incecik bir fidancık
tan yerinin kızıllıkları
serin bir bahar rüzgarı
minik minik yağan bir yağmur damlası
kan kırmızı lezzetli bir karpuz
ekşi bir erik
mayhoş bir kayısı çağlası
neşeli bir kahkaha
hüzünlü bir gözyaşı
buruk bir bakış
yeni başlayan bir hayat
çocuklar güzel olan her şey

[F.S.Mehmet1453]

Cümlen

yorulsan da gideceksin
uzak yollar boyunca
ta ki can havliyle
duracaksın ancak
bir korkunç çığlık duyunca
orda bitmiştir artık
ömür denen çile
,koydun artık noktayı
cümlen bitmiştir
ışık sönmüştür
sessizlik var
ve de ıssızlık.

[F.S.Mehmet1453]

Çırak

gel konup göçme gönül
burası yaylak değil
oturma sen bayırda
buralar durak değil

öten bülbüle bakma
esen rüzgara çıkma
güler yüzden bıkma
yol kısa hiç ırak değil

ılgaz der içten dıştan
zay olmaz güzel işten
kar olmaz aldanıştan
usta ehil çırak değil

[F.S.Mehmet1453]

Çöp

değersiz bir çöp olsam
kuru bir saman çöpü
hiç düşünmesem
konuşmasam
kuş tüyünde bir nokta
ışık huzmesinde bir pırıltı

bir leke olsam
düşen bir yaprakta
sararan
sonra kararan
bir kum tanesi çöllerde
bir su damlası pırıl pırıl göllerde

[F.S.Mehmet1453]

Deli

bir deli eli havada
sus ey kayıtsızlık
diye bağırıyor
bir deli eli havada
bir yaşam olsun derken
yüreğini bin yerden kırıyor

[F.S.Mehmet1453]

Demedim mi

ömür sana demedim mi
yıllar bir gün biter diye
kader bizi yavaş yavaş
karanlığa iter diye

hayat boşmuş aşklar yalan
mevsim döner olur hazan
hüzün çöker kalbe bazan
ölüm beni seçer diye

bahar gelmez güller olmaz
yollar bizi yare salmaz
toprak bile beni alma
insanoğlu beter diye

[F.S.Mehmet1453]

Demeyeceğim

bu insanlara ne oldu
nerde yanlış yaptık demeyeceğim
attığımız her adım yanlış bir yola doğru
cehennem ateşine atıp kendimizi bilerek
sonra yandım öldüm demek en büyük hata
onun için neden
neden bu yanmalar demeyeceğim
yaşadığım şu koca ömürde anlamaya uğraştım
öyle karmaşık bir dünyadayız ki
her şey bir birine zıt
zıtlıkları çözmeye çalışmayacağım
bu dünyada insan gibi yaşamak öyle imkansız ki
bunun uğruna ölmeye değmez
ruhsuz bir insan gibi yaşayacağım
neden demeyeceğim

[F.S.Mehmet1453]

Denenmek

denemek diyorsun
çok denendim
sınav diyorsun
geçmek diyorsun
ya da kalmak
şaşırma
hepsi de bana vız ve tırıs örneği
konuşma
yalnızca sus
susmak anlatmaktır çoğu zaman
geleceği düşün
ve geçmişi an

[F.S.Mehmet1453]

Dünya Şeytansa

aynı yöne gitmiyor yollar
aynı türkü değil dilimizdeki
bir yaşam
nasıl aldatmaca
nasıl toz duman olur ki
bırak anlatma bu aşk masalını
şimdilerde yalan oldu
yaşamaya dair sevgiler
konuşmak
anlatmak doğruları karanlık *******dir
yalnızlık dediğin aydınlık içimde çöreklendi
oturdu bedenime
ikinci insan diyorsun
sevda diyorsun
sen bilmiyorsun
yalan oldu sevdalar
bir taş neye yarar ki
iki taş neye yarar ki
bütün dünya şeytansa...

[F.S.Mehmet1453]

Düş Olurum

sevgili anneciğim ellerinden öperim
ah göresim geldi çığ gibi oldu özlemim
anne çınarların serin gölgesiydin bana
güneşlerden korudun sen beni yana yana

nasıl ayrı düştüm anne senden anne senden
şimdi ne gülüşler ne de sevgi yok ki günden
her şey monoton hep tatsız tuzsuz güzel değil
beni senden ayrılmak yakar anne el değil

kıymetini bilemedim off çok üzdüm seni
güzelsin annesin beni bağışlarsın beni
öyle olsa bile içim rahat değil ama
sen her zaman mutlu ol sevin annem ağlama

bir gün gelmektir yanına tek dileğim annem
ölmezsem bir seher vakti döneceğim annem
dönmezsem eğer ben gönlün rahat olsun diye
düş olurum gece kalbin huzur dolsun diye

[F.S.Mehmet1453]

Düşlerimde Atatürk

Çiçekler açar hüzünlerim sevince döner
seni görür isem düşlerimde ATATÜRK
Hüzünlerim sonsuzluğun atına biner
Gider dert yok olur gülüşlerimde ATATÜRK

Yıldızlar başka parlar da Yirmi Üç Nisanda
Güneş daha daha ısıtır seni ananda
Okullarda sokaklarda evlerde dağlarda
Sen varsın sen varsın şehirlerimde ATATÜRK

[F.S.Mehmet1453]

E mi...

güneş uyandı
sarıya boyandı
arkadaşım güven
şakama kandı

şaka yaptım sana
küsme e mi bana
gel oynayalım
gel kana kana

körebe körebe
mızıma ebesin ebe
sonra saklambaç
görünmeden kaç

güneş uyudu mu
akşam oldu mu
evimize gidelim
sabah yine gelelim

[F.S.Mehmet1453]

El Aman

el-aman aman ellerden
bize dosttan olsun çare
medet yardım yok güllerden
dikenlerden oldu yare

dert açtık yüze gülene
koştuk bir adım gelene
danıştık da bir bilene
attı bizi zarden zare

güldüremedin yüzümü
ey yar söyledim sözümü
kışa çevirdin yazımı
düşürdün sümbülüm dare

[F.S.Mehmet1453]

Ellerim Konuşur

Dilim söylemez sizin söylediklerinizi
Kulaklarım da duymaz sözlerinizi
Sizin bildiğiniz şekilde değil
Ben ellerimle konuşurum anlayana
Benim duygularım benzemez sizinkine
Sevince içten severim
Gülünce candan
Ben dostsam birilerine
Gönülden bağlanırım
Kopmam onlardan
Nefretim de başkadır sizden
Kirsiz yıllardan kurmuşumdur ömrümü
Ben küfür nedir bilmem
Dost kırmak nedir
Onu da bilmem
Ben safım
Ben katıksızım
Günahsızım
OLsam da duymayan
Ve sizin gibi konuşamayan
Ben de anlatırım her zaman bir şeyler
Konuşurum sizin bilmediklerinizi de
Ve bazan gözlerim anlatır bakışlarıyla
Ellerim konuşur siz anlamasanız da beni
Ben her zaman sizlere bir şeyler SÖYLERİM

[F.S.Mehmet1453]

Eski Sevdalar

bugün geçmiş svedalarımı andım
gözlerimden yaş döküldü ağladım
sanki her günü eskiye bağladım
kördüğüm anılar çözülmüyor

zamane sevdalarının tadı yok
hayal görüyorum her an adı yok
şimdi aşkların anılan yadı yok
tatsız tutsuz bu aşklar yaşanmıyor

eski insanların sevdası başka
yaşanan sevdanın hülyası başka
gördüğüm aşkların rüyası başka
gönül sahte aşklarla avunmuyor

[F.S.Mehmet1453]

ev

yorgun argın gelirsin eve yorgun argın
evdeki çocuk sana baygın
hanım mutfakta
yemeğin ateşi harda
ve karnın guruldamakta
peki çöpleri karıştıranlar
ekmek kırıntılarını atıştıranlar....

[F.S.Mehmet1453]

Eylül Oluyorsun

Elin değdiğinde elime
Eylül oluyorsun
Ben zaten sonbaharım
Uzak yazlara git diyeceğim
Dilim lal
Konuştuğunda sağanak oluyor sözcükler
Bense dalından kopmuş solgun yaprak
Sen beni saracak toprak
Elim eline değdiğinde eylül oluyorsun
Ben zaten sonbahar

[F.S.Mehmet1453]

Fırtınayım

ellere güzel bana kötü ömrü neyleyim
belki nankörüm asiyim ama ben böyleyim
herkes mutlu olsun diye hiç de rol kesemem
fırtınayım ben meltem gibi sakin esemem

[F.S.Mehmet1453]

Gül Dolu Yollarda

sevdaya doğru başladın mı yürümeye
yarı yolda bırakılmaz sen de biliyorsun
bu yolda yürüyeceksin ne olursa olsun
çamur çaylak toz toprak demeden
o zalim sevgiliye kavuşmak için
binbir nazla o kaçacak
kaçacak
bazen göklerde uçan bir kartal olacak
bazen de bir solukta dağlar aşan ceylan
sen ise topal bir bacak kör bir gözle
yürüyeceksin
hatta koşacaksın
o zalim sevgiliye
ondadır dertlerin umarı
ondadır mutlu yüzlerin kaynağı
belki seni alıkoymak için yolundan
güzel maskeli çirkinler saracak etrafını
belki de tufanlar yollarını kesecek
sen durmayacaksın
yılmayacaksın
yürüyeceksin
yürüyeceksin
elinde bir asa tek dayandığın şey
ve varacaksın sonunda sevdanın yurduna
o zalim sevgili içten gülüşle
seni karşılayacak gül dolu yollarda

[F.S.Mehmet1453]

Gül Kokulu Yaz

bakma dostum sen elaleme bakma
kötüye yorarlar güzel sözünü
nağme nağme çağlama türkü yakma
kargalar söyler kırarlar sazını

sen karanfil dikersin onlar çalı
sen ırmaksın onlar ev yıkan seli
onlar fırtınadır sen seher yeli
kışa verir gül kokulu yazını

ağartırlar sakalını saçını
samana toza katarlar çecini
doldururlar hırsızını açını
aşını yerler çalarlar azını

Ilgaz uyan uyan kolla kendini
kapat kapını aştırma bendini
unutma sakın yeminini andını
verme tavuk alsan elin kazını

[F.S.Mehmet1453]

Gülistan-ı Saadet

Bir goncem yok canım gülistan-ı saadette
Ruz-u nur açılsa da olur açılmasa da

Ömr-ü bahtım yetmedi kısa bir güne bile
Dür-ü baht saçılsa da olur saçılmasa da

Ömer dilber sevme yanma aşk-ı yar ile
O serab içilse de olur içilmese de

[F.S.Mehmet1453]

Gülümseyen Şiir

geldi işte
şiirlerin güzeli
yalnız bırakmadı beni
ne güzel bir düştür
gülümseyen şiirle konuşmak
ne şans
bu ne gönenç
ne tatlı bir gündür
şiirle yaşanan zaman

[F.S.Mehmet1453]

Güneşleri getirdim

karış karış tırnağımla
kazıdım toprağımı
damla damla topladım
suladım fidanlarımı
güneşleri getirdim
uzak diyarlardan
ısıttım
yeşerttim
bir çiçek açınca dallarımda
benim içimde
bin türlü çiçek açtı sevinçten
bir gonca solunca
yaban otları sardı
bahçelerimi hüzünden

[F.S.Mehmet1453]

Gölgesiz

yeniden sevmek yeniden dönmek eve
yenilenmek
doruğa doğru tırmanmak
umuda umutlanmak
mutluluğa mutlanmak
gönence kanatlanmak
yaşamaksa eğer amaç
olmalı gökyüzüne yakın
dönmeli yönü güneşe
gölgesiz lekesiz bir gökse gönenç

[F.S.Mehmet1453]

Gönence Doğru

bilemezsin
anlayamazsın
bendeki buy tılsımı
bu acıyı bilemezsin
nelere katlandıysa bu yürek
hep tersini anlattılar bana
yalnızca bendim
sözde en çilesizleri
bir sessiz dumandı yangınların sonrası
onlar göremediler bunu
sezmediler ağıtlarımı
labirentlerde dolaşırken
şaşkın bezgin ben
bendim onlara göre
gönence doğru giden

[F.S.Mehmet1453]

Gönlüm Nefessizdir

Gelip yıldızlar gibi geceme ağsan
kışın kar olup da dağlarıma yağsan
güneşe denk gözlerini gözlerime
mühürlesen yüreğini yüreğime

bahar mevsiminde çiçekler gibi
gönlüme esen getir meltemler gibi
yazlar nasıl güzelse şense pembe mor
sen gelince gönlüm de öyle oluyor

hazan olup bazan hüzünle dolsan da
yine sana vurgunum zorlu olsan da
sakın ha ayrılığı isteme benden
gönlüm nefessizdir ayrılırsa senden

[F.S.Mehmet1453]

Gönül Bir Ağaca Benzer

Gönül bir ağaca benzer sevdalım
Ne zamanlar açar hiç belli olmaz
Gel bu gönlü aşk ile sulayalım
Aşk ile büyürse ömürce solmaz

Pempe pembe çiçekler açar bazen
Yaprak döker hazana döner hemen
Her zaman gideni aratır gelen
Ki her gönül sunulan aşkı almaz

Biter en bayır kötü topraklarda
Bazen kara olur temiz aklarda
Bazen bulur kendini uzaklarda
Mutluluğu bir bulursa bir bulmaz

Onu bir bulduysak yitirmeyelim
Nemi gözümüzde biriktirmeyelim
Ömürü sevdasız bitirmeyelim
Gönül onsuz bir saat bile gülmez

[F.S.Mehmet1453]

Gönül Sazı

seher yelleri eser burcu burcu
senin kokun getirir deliririm
senden bana gelmez name sevdalım
güneşte kalan kar gibi eririm

sevda değil bana dağların ayazı
gel beraber getirelim şu yazı
düzeni bozuk çalmaz gönül sazı
çal sazımı gönül eğlendirelim

sen gelirsen yazı yaban çiçektir
yavan ekmek bana ballı ekmektir
acunda en zor iş sevda çekmektir
gel senin ile bu yükü çekelim

[F.S.Mehmet1453]

Gözlerinden Okursun

Leylak kokulu eserken yeller
Yaz sabahlarında
Esmer tenli insanlar geçer
Yemyeşil buğday tarlalarına
Giden çiçekli patikalardan
Ellerinde nasırlar
Yüreklerinde sevdalar
Gözlerinden okursun
Çilelerini
Sevgilerini
Umutlarını
Güneş kızgın bir örtü örterken yeryüzüne
Bir görsen o insanları
Didinişleri
Emekleri
Yara yara olmuş çalışkan elleri
Sen o güzelim yaz günlerinin tadını çıkarırken
Söğüt gölgelerinde
Bir görsen o insanların yüzlerinin kırışıklarını
Bükük bellerini
Onların vahşi doğaya karşı direnişlerini
Yüreğin cızz eder belki de

[F.S.Mehmet1453]

Hürriyetsiz Olmuyor

boşuna akıtmadık kanımızı
aktı çağladı aktı kıpkırmızı
türkü sustu kırdılar sazımızı
anlat kolay onu yaşamak zor

bir şey düşün aşsız evsiz kalmışsın
öz yurdunda sahipsizsin ıssızsın
bir tutam ateş yok ki ısınasın
ama yurt aşkı özgürlük aşkı kor

ufukta kızıllığı var o şeyin
yaşamın özgürlüğün onda senin
sıcaklığı sarar Cumhuriyetin
hürriyetsiz olmuyor yok olmuyor

bir insan düşün ömrünü ulusun
sevgisine adamış özgür olsun
diye o belki yemedi bir somun
o yüzden Ona gönül hiç doymuyor

[F.S.Mehmet1453]

isanın carmıhı

umutsuzum
hastayım
ne yapsam olmuyor
kuşları görsem de penceremde sevinemiyorum
umutsuzsam ölürüm derdim
bu nasıl karmaşa ölemiyorum
dağlara çıkmazsam
çiçekleri öpmezsem
deliririm derdim
ne delirebiliyorum
ne gülümsemenin tadlarını aklımdan silebiliyorum
balta girmeyen ormanlardan
çöllere düştüm
susuzum umutlara
sevgilere
ne vahalara varabiliyorum
ne de geriye dönebiliyorum
başımda dönen akbabalar
ne dönüyorsunuz başımda
ya beni parçalayın yutun
ya defolun gidin
diyemiyorum
bilemiyorum
ne aklım başımda
ne de deliriyorum
ne yeryüzünden siliniyorum
ne de beliriyorum
İsa nın Çarmıhında durmadan
durmadan geriliyorum

[F.S.Mehmet1453]

Kaçak

şans kuşu uçar uçar herkese
bir kere omzuma konduğu yok
yürek bir kere olsun gülse
ne biçim gönül bu onduğu yok

talih denen şu kaçak nerede
yıllardır buraya döndüğü yok
beklemek beklemek nere kadar
iç sıkıntısının dindiği yok

ah kaderim buysa olmaz olsun
duman tüter ama yandığı yok
öldürür öldürmesine beni
alıcının cana bandığı yok

[F.S.Mehmet1453]

Kalabalıktan Ziyade

Yakından geçer belki mutluluk
anlaması zor bu beklemelerin nedenini
sevmekten çok yalnızlık bozar insanı
kalabalıktan ziyade bir başınalık
çıkar gelir aralıklarla odalara

[F.S.Mehmet1453]

Kalbimi Yalnızlığa Bağla

utanıyorsan eğer ağlamaktan
yağmurlu bir günde ağla aşkım
korkuyorsan şiirleri yakmaktan
gönlünün yangınıyla dağla aşkım

özlüyor isen benden başkasını
tak boynuma ayrılık halkasını
düşünme gidişinin arkasını
kalbimi yalnızlığa bağla aşkım

[F.S.Mehmet1453]

Kan Tükürten

kan tükürten hayata karşı bu direncimiz
ölsek de san kalır kadir bilir dillerde
yağmazsa yağmasın bulutlardan sevincimiz
belki çiy gibi durur umudumuz güllerde

yığılsın üstümüze sancılar dağlar gibi
bırak kalsın yürek bir güler bir ağlar gibi
çekilecek çileler bizden yana çağlar gibi
akıp duruyor dertler tahammül yok ellerde

ne yapalım söndürmüşlerse ateşimizi
onlar kadar suçluyuz yitirdik eşimizi
herkes anladı da gidiş gelişimizi
sevinirler yenilgiye sesi dinlerler de

[F.S.Mehmet1453]

kapı

sıkıldıysanız bu dünyadan
işte kapı güle güle
ama o kapıdan çıkıp gitmek zor diyorsanız
buyrun hayata
buyrun çileye
buyrun hüzne
buyrun eğlenceye
buyrun karmaşaya
ve buyrun vs vs...

[F.S.Mehmet1453]

Kara Benizli *******

Yıldızlara uzanmak nasıl imkansızsa
Sana da ulaşmak o kadar zormuş
Demek ki
Boşuna o yolları aşıp gelmişim
Öz yurdumu bıraktım ben senin için
Dünyanın bütün güzelliklerinden vazgeçtim
Ben senin uğruna
En güzel şeyimi verdim sana
Gençliğimi hediye ettim
Deli dolu duygularımı uğrunda harcadım
Gözyaşlarımı sana döktüm
Gözlerime deli bir boşluk yerleştirdim
Senin için
Deli gibi dolandım durdum
Kara benizli *******de
Sevdasızlığın sokaklarında
Oysa
Sana ulaşmak güneşi tutmak kadar imkansızmış
Yedirenkli çiçek gibi masalmış
Ölümden kurtulmak gibi bir şeymiş

[F.S.Mehmet1453]

Kardeş

Yaşım beş bir insan geldi evimize
elleri yumuk
gözleri yumuk
süt içmeyi bilir
yemek yemeyi bilmez
ekmeği bile ısıramaz
yürümeyi bile bilmez

yaşım yirmi beş bir insan geldi evimize
elleri yumruk
gözleri faltaşı
tarlanın kötüsü ona düşmüş sözde
benim tarlama göz koymuş
ekmeği yiyemeyen kardeş
hakkımı yiyor
yürümeyi bilmeyen kardeş
üzerime yürüyor

[F.S.Mehmet1453]

Kargalar Ülkesi

her şeyi silip süpüren
güneş yerine sislerle örtülü
kargalar ülkesindeyim
leş yiyiciler diyarındayım
ne minicik serçeler öter
ne de bülbül ağlar güler
çirkinlikler sarmış ufukları
kaçmanın yolunu hiç arama
bir kargalar ülkesi ki
pisliklerden geçilmez yollar
leşleri üleşmek bütün iş

[F.S.Mehmet1453]

Kavaklar

sizin tek derdiniz
saçlarınızı rüzgâra verip
savurarak endam göstermek
kavaklar
bir de bana sorun
derdi bana sorun

[F.S.Mehmet1453]

Kendine Has

ne verdilerse aldık
ne verdilerse aldık
kendimize özgü olamadık
ne istedilerse verdik
ne istedilerse verdik
oysa biz yürek derdik
sevda derdik
uslanmak bilmez
kendine has bir direnmeyle yaşamayı öğrenirdik
kendine has bir sevgi ve saygıyla otantik olmayı becerirdik
biz en eski çağlardan kalma sevgililerdik

[F.S.Mehmet1453]

Keza

ben yoktum malum
sen yoktun keza
o yoktu
ve Tanrı istedi
kainat oluştu
ve iyi ile kötü birbirine karıştı

[F.S.Mehmet1453]

Korku Çanları

kalmak gerilerde
tadına varamamak iyi olmaların
her seher korku çanları
çınlarken odanda
yalnızlığa kanat açmak
sessizliği duyumsamak
yaşamak bu değil

[F.S.Mehmet1453]

Leylak Kokulu Sevdalar

öğrenemedi hayatı yolu
meğer yitirmiş yolunu
en köşedeki aşklar için
rastgele harcamış azını bolunu

ılık akşam üstleri dolunaya
leylak kokulu sevdalara dalmış
galiba yalnız ineceği son durak
ağlar gibi gözleri başlamış puslanmaya
zaman hızla geçerken aşklara bakakalmış

[F.S.Mehmet1453]

Martıların Kanadındaki Deniz

geçiyor günler son hızla
ve geçiyor
martıların kanadındakı denizi görmeden
ve batıyor güneş
penceremize düşmeden ışıklar
akşam...
uyanmadan içimizdeki pırıltılar
kapanıyor yüreğimize akşam

[F.S.Mehmet1453]

Masal

niye bu sessizlik vurdum duymazlık
söyleyin neden savaşlar haksızlıklar
hani barış hani insanlık hakları
her yerde ezilen insanlar
siyah beyaz masum çocuklar
bombalarla yıkılan şehirler
köyler
can çekişen çiçekler
denizleri dolduruyor akan gözyaşları
yürekleri parçalıyor
alınlardan sızan kanlar
hani yapılan her şey güzel bir hayat içindi
hani örümcekli beyinler temizlenmişti kötülük ağlarından
demek ki anlatılan her şey bir masalmış
koskoca bir yalanmış
hayır
hayır
artık anlatmayın
inanmak benim için yok artık
yüzyılların gerisinde kalmış
o kokuşmuş masallarınızı
anlatmayın artık bana
kahrolsun sessiz kalan yürekler
mahvolsun bu yamyamlığa dur demeyenler

[F.S.Mehmet1453]

Mazi Denen Yolcu

meğer rüya imiş o tatlı günler
ilk kez ayrılmak evden koşmak sınıfa
meğer aranınca bulunmazmış dünler
anlamazmış yürek çalışmazmış buna kafa
rengi solmuş fotograflarda şimdi dostlar

sessizce ağlar gibi anınca maziyi
ilkbahar yeli okşar sanki tenimi
nerde şimdi nerde o acemi günleri
aşk nedir bilmeden titrek yüreğimiz
nasıl heyecanla çarpardı aşk için

öyküsü masallardan destanlardan kalma
gizemli bir parça taşır o tatlı günlerin
rengi zümrüt çimenler yakup renkli kirazlar
el değmeden uçup gitti çocukluk ilk gençlik
titrek bir sesle seslenirdi matematik öğretmeni
musikili bir makamla yankılanırdı sesi
elbet gelir bir daha bu günler
ne de olsa yaşlı değildik otururduk tahta sıralarda

oysa tren gidermiş bir daha dönmezmiş
kururmuş solarmış geleceğe dair umutlar
umursamazca kaygısızca yaşanmış ve bitmiş zaman
lüle lüle kıvrım kıvrım olmuş yollar ve üstelik çukur çukur çamurlu
uğurlamışız bir kere mazi denen yolcuyu beklemek beklemek boşyere

[F.S.Mehmet1453]

Mutluluğun Saçları

yıldız yıldız parladım
güneş güneş yandım
ışık saçtım etrafıma
ısıttım kışlardan baharlara
yazlara erdirdim dünyayı
ben ömrümü sevdaların en güzeline adayınca
mehtap mehtap *******im sihirlendi
büyülendi
kıskıvrak yakalayınca
mutluluğu saçlarından
pembe pembe açıldı yüreğim
huzur renkli günlere

[F.S.Mehmet1453]

Müjde

buluttan bir damla
düşerken yere
ağaçlar çiçekler
uyanırken düşe
coşkuyla akarken
şu şirin dere
bahardan bir müjde
getirir bana

[F.S.Mehmet1453]

Ne Demeli

bu nasıl bir yaşamak
acından yırtınmak varken
belki herkes mutlu değil
ama ne demeli
gece küluplerinde
barlarda
tepinip kendini dağıtanlara

[F.S.Mehmet1453]

Nisanlarım

bir sis çöktü dağlarıma
soğuk rüzgarlar geldi baharlarıma
güneşli günleri beklerken
karlar yağdı nisanlarıma
çiçeklerim goncayken soldu
filizlerim yandı kavruldu
şimdi ben nasıl güleceğim
hep yüreciğime keder doldu
bir zamanlar gönlümde
hüzünden eser yoktu
mahveden tipiler
durmadan başımda eser oldu

[F.S.Mehmet1453]

Notalarda Hüzün

Sevdanın hasını aradım
Popta arabeskte cazdaymış
Sandım ki buldum aşk muradım
Meğer gerçek aşklar sazdaymış

Her nağmede başka hıçkırık
Notalarda hüzün kalp kırık
Şarkılar hem küs hem barışık
Duygular özdeymiş azdaymış

Bir ud sesi duysam ağlarım
Bağlamada yeşerir bağlarım
Sislere karışır dağlarım
Türküler kışdaymış yazdaymış

Anlatsam anlasam şiirde
Notalarda son da ilkler de
Aşkı bulurum nağmelerde
Sevgi gülmelerde nazdaymış

[F.S.Mehmet1453]

okula destan

Dinleyin ağalar dinleyin beyler
Size anlatayım dinleyin beni
Her yerde beni gülerken görenler
Aldanmayın a sezinleyin beni

Okula edebiyata takıldım
Yürüdüm de uçuruma atıldım
Gönlüm seve seve şiire verdim
Ne hale düştüm ben izleyin beni

Mefailün Müstefilün Failün
Der iken aklımı kaçırdım bütün
Yazlarım kış oldu gece oldu gün
Aldanma sanma sencileyin beni

Beni inletti Halk Edebiyatı
Sevdim çirkefi kovdum iltifatı
Köle oldum da verdim saltanatı
Akılsızım iyi belleyin beni

Öğren sen dediler Dil Tarihini
Öğren Sone Nevai gazelini
Seç derken kasidenin güzelini
Yitirdim kendimi ünleyin beni

Çok yazı yazmışız saydım bitmedi
Kiril Göktürkçe aklım da yetmedi
Yine akılsızlık benden gitmedi
Neyim aşk için siz söyleyin beni

Heves mi benim ki bilemiyorum
Bu aşkı yürekten silemiyorum
Yine başka şey dileyemiyorum
Şahit olun siz delilleyin beni

[F.S.Mehmet1453]

Oraya mı Döndü

bir zaman pembeydi yanakların yar
soldu benizin sarıya mı döndü
karaya mı benzemiş akların yar
gün geçti ömrün yarıya mı döndü

giyerdin o yeşilleri alları
o dudağından süzerdin balları
dizerdin hep saçına gülleri
şimdi güllerin kuruya mı döndü

gözlerin elası yok olmuş gitmiş
saçının akı yaşına yaş katmış
felek seni ölüm yoluna atmış
bundan sonra yolun oraya mı döndü

[F.S.Mehmet1453]

Orkestra

Siz o pis gürültülerin orkestrası
Öttürün
Öttürün ıslıklarınızı
Nasılsa bir gün susacaksınız
Susturulacaksınız
Bir gün mutlaka
Ruhları okşayan
Nağmelerin ahenkli sesleri
Yükselecek
İşte o zaman
Baharın sonsuzluğunu anlatacak şarkılar

[F.S.Mehmet1453]

Paralı Bir sevgiliye Gitti

yaşamak gönlünce yaşamak gönençlerle
bir avuntu sadece bir yalanmış
aşk dediğin sevgi dediğin
zengin sofralarından artanlarmış
arama boş yere arama saadeti
paralı bir sevgiliye gitti o
güneşli mevsimleri bekleme azizim
yakıp yıkan bir kasırgayla bitti o
çile hüzün ve kahırlar
gerçek bir sermayedir sana verilen
kırlardaki açan taze çiçekler değil
avuçlarını kanatan dikenlerdir derilen
o yaşadığım sandığın güzel günler
düş kırıntılarının gölgesidir
dost sandığın insanların o hali
seninle alay edip sana gülmesidir
yıllarca tekrarlanan acılardan bıkmadın
hala bıkmadın
senin sevgiyle çileyle kurduğun yuvayı
dağıtanları bir kere bile kırmadın
hep severdin hep can-ı gönülden
bir hata için bin özür dilerdin
yine de zehir buldunsundukları kaseden
binbir akrep çıktı verdikleri buseden
sonsuz acılara sarılan yine sen
arama boş yere arama saadeti
paralı bir sevgiliye gitti o

[F.S.Mehmet1453]

Pare Pare

şu sılanın dağlarına duman çökmüş
gönlüm gibi pare pare parelenmiş
aşk denen güzel şey her şeyden büyükmüş
yürek bir yarin uğruna yarelenmiş

yola düşmüş diyar diyar dolaşıyor
her gün gurbet yolunda çile yaşıyor
sevda o güzel şey bana yakışıyor
sevda gönlümün içine perçinlenmiş

bir gün ona kavuşma hayali bende
bir özlemi uyandırıyor kalbimde
beş kuruş param olmasa da cebimde
sevda benim için büyük servettenmiş

[F.S.Mehmet1453]

Pencere

pencere
gökyüzüne bak bir kere
pencereden
dağılır çil yavrusu gibi
karabasanlar
incitmeden
aç kanatlarını pencerenin
dolsun ciğerlerine
mutluluk ve neşe
bu dünyadan gitmeden
aç pencereni
güneş ışığına
ay ışığına
yıldızlara
dolsun odanın içine
yaşamak

[F.S.Mehmet1453]

Put

gökyüzünde uçan bir bulut gibiydin
vuslatın o ilk demlerinde
bir başkalık vardı her şeyinde
gözlerin ayrı bir derin bakıyordu
sesin derinden yakıyordu
ama sevinçli
ama sevda dolusu
ama berrak
ama coşkulu
ellerin titriyordu tutarken ellerimi
yanakların kızarmıştı mutluluktan
ve sevdadan
bense durgun denizler gibiydim
suskundum
ağlamaklıydım
sevinçten mi ağlamaklı
put gibiydim
hareketsizdim
mutlu muydum hüzünlü mü
belli değil
ruhsuz mu
ya da bir türlü inanamaz biri miydim
bunun bir düş olmadığına.

[F.S.Mehmet1453]

Rastgele Yarış

deli gönül daha daha çok toydu
bilmedi de rastgele yarıştı
tozlu yolları hep aşıp çıkınca
düze tuhaflaştı aklı karıştı

derinden solukları duyulurken
bir bir kararsızlığa soyunurken
kaoslara da teni dokunurken
gerçek sevdayı buldu ve şaştı

dünyada gerçekten sevda var mıydı
içine az kişi almış dar mıydı
inanmadı başındaki kar mıydı
birden bire yüzyıl ihtiyarlaştı

tersine kendisini genç hissetti
kapkara boşluklar onu terketti
oh kıvranmalar savrulmalar bitti
ruh durgunluğuna doğru aştı

şimdi engin göklerde bir kuş idi
onu temizleyen nurdan duş idi
gördüğü sanki bir hayal bir düş idi
ah rüyalar gerçekler ile sarıştı

[F.S.Mehmet1453]

Rayiha

bir gülü koklar gibi
sevdim ben seni
incitmeden kırmadan
sense akşam sefası gibi
açtın gün batımında
ve soldun sabaha
ne renk kaldı ışıldayan
ne de bir rayiha

[F.S.Mehmet1453]

Rüya vü Serab

Ah Ah düştüm derd-i cana

Ahım çıkar asumana

Gözüm yaşı benzer kana

Baharım döndü hazana

Kurumadı gitti çeşmim

keder-i derde hep hışmım

boğazıma kadar taştım

Izdırapla doldu destim

Biçareyim ya Rab ya Rab

Zülf-i siyahım tar-u-mar

Gördüğüm rüya-vü-serab

Dil-i kalbim inler zar zar

[F.S.Mehmet1453]

Rüzgar Sesiyle Uyumak

bu kadar acı yeter demeksin sen
kuru dalların yeşermesi
baharın sere serpe açılması demeksin sen
düş görürken gerçek sandığım şeylersin
ne zaman gerçeklerden kaçtıysam
hep sana sığımdım ben
gizlice buluşmak sevgiliyle
suya değdirmek ayakları
rüzgarın sesiyle uyumak gibi bir şeysin sen
elsin bana doyumlara uzanan
ayaksın düşlere yollanan
gözsün bana
yüreksin yiğitçe
yılgınlık bilmeyen
yaşamak adına inleyen

[F.S.Mehmet1453]

Sahnede

ağaç durma diyorum renklere bürün
yılanlar ayağa kalkın maymun sürün
konuşanlar sussun dilleri tutulsun
ötenler böğürenler sahnede görün

[F.S.Mehmet1453]

Sana Geliyorum İstanbul

bulut bulut kanat açıp
düş görür gibi uçarak
sana geliyorum İstanbul
aç bana yeşil kucağını

gözlerine mavileri sür
senin aşığın olduğumu bil
yüreğimdeki sevdalarla
sana geliyorum İstanbul

bütün gördüğüm rüyalar sen
hayallerimin yedi tepeli güzel şehri
sen beni sevsen de sevmesen de
hasretinle yanıyor yanıyorum
umutsuz aşıklar gibi şansımı deniyorum
sana geliyorum İstanbul

[F.S.Mehmet1453]

Savaşa Geldim

Döndüm dolaştım başa geldim
Kuru yerde idim yaşa geldim
Bana miskinlik yaraşmaz idi
Kanım kaynadı şavaşa geldim

[F.S.Mehmet1453]

sen

ulaşılmaz bir yolun ucunda
kaybolmuş bir yurt gbiydin
ya da zifiri karanlıkta
görünmeyen
sadece orda olduğu hissedilen
bir şeydin sen
hele hele sana sahip olmak
imkansızdı benim için
şimdi sen avuçlarımdasın
yağmur damlaları gibi
aşk gibi
sevgi gibi
sıcacık bir şeysin
bense durdurdum bütün zamanları
unuttum başka tutkuları
sonsuzlukta uçuyorum
seninle
senin için yaşıyorum

[F.S.Mehmet1453]

Sen Nesin Kimsin

sen nesin kimsin
yalnız *******de aranan
sürekli özlenen şiirler yazılan
hüzünlü sevda *******inin görünmez konuğu
bazen çok uzaklarda
bazen en yakındasın

sen nesin kimsin
gün olur masallarda gizemli bir perisin
hikayelerde heyecanla anlatılan
hep yerinde olmak istediğim
o insanlarsın sen

sen nesin kimsin
uğruna canlar verilen ulaşılmaz sevgilisin
vuslatın en son demisin
ayrılığın ilk dakikası
son saniyelerisin

sen nesin kimsin
bedene girince anlam veren cansın
sen hayatsın hayatsın

[F.S.Mehmet1453]

Sen ve Ben

sen
sen
sen sevdasızsın
sen güneşe yağmura susamışsın
ben
ben
ben sevdasızım
ben baharsızım
ben güneşe yağmura susamışım
sen ve ben
sen ve ben
sen ve ben
birbirimizin sevdası
sen ve ben
birbirimizin baharı
sen ve ben
birbirimizin güneşi yağmuru
susuzluğumuza çareyiz
sen ve ben birbirimiz içiniz

[F.S.Mehmet1453]

sen Ölürsün Sen Yaşarsın

düşüncemden daha ileriye
ruhuma hücremin çekirdeğine
bedenimin her yerine
nakış nakış işledim seni
ayrılmak şöyle dursun
bir an bile yaşamamak seninle
solumamak seni mümkün değil
duyumsamamak algılamamak
ölümden öte sonsuz bir hiçlik
boğuk ışıksız renksiz kör bir acun
nasıl sensiz yaşayacağım
senden nereye kaçacağım
sen kuşatmışken her yeri
her molekülü
duyduğum dinlediğim
bildiğim bilmediğim
sevdiğim sevmediğim
her yerde her şeyde
yoklukta hiçlikte varlıkta
ne varsa veya yoksa
hepsinde sen varsın sen
gülersin sen ağlarsın
sen konuşur sen susarsın
sen ölürsün sen yaşarsın

[F.S.Mehmet1453]

Sence Annem

Senin gözünde hep çocuktum annem
Sence ağarmazdı saçlarım
Ağlamazdı gözlerim yalnızlığımda
Kara sevdaya tutulmazdım
Tutkulara bağlanmazdım sence annem
Ayaklarım gül dolu yoldan başka yerlerde yürümezdi
Dudaklarım gülümsemekten başka bir şey bilmezdi
Boyum hep bacak kadardı hiç uzamayacaktı
Sakallarım çıkmayacaktı
Annem gözlerimde hep o çocuksu pırıltılar açacaktı
Açacaktı
Ama solmayacaktı annem
Asla solmayacaktı sence
Ne yazık ki
İkimiz de aldandık
Ne senin o sevecenliğin kaldı yılların ardından
Ne benim gamsız çocukluğum
Senin eline gözü yaşlı umutların olmadığı yorgunluk verdi
O insafsız yıllar
Ve bana deli bir serserilik
Ve de garip bir suskunluk.

[F.S.Mehmet1453]

Seni Sevmek Tutkusu

derinlerden gelen bir ses bu
antik çağlardan uzanan bir el
tutmakla tutamamak arası bir duygu
Tıpkı yoklukla varlık arasında kalmak gibi
seni sevmek
seni sevmek tutkusu
belki de gerçek sevda budur
belki de her şey yalandır

[F.S.Mehmet1453]

Sensizliğe...

ekmeğim yok
suyum yok sen yoksan yanımda
en acısı hasretlerin bu
neden katlanıyorum bunlara
sen olmayınca
çiçekler renksizleşiyor
gökyüzünün mavisi yok oluyor
öyleyse ne diye katlanıyorum sensizliğe
bahar yağmurlarının çamurlarına batamıyorum
çimenler ıslatmıyor ayaklarımı
dağ yelleri serinletemiyor
ak bulutlar gölgelendiremiyor
sensiz yanıyorum
yanıyorum
sözde sana kavuştuğum gün
felaketlere sarılırmışım
görmüyorlar felaketlere kenetli olduğumu
duymuyorlar feryatlarımı
sensizliğin acılarını hissetmiyorlar
çünkü onlar sevmiyorlar
sevdayı bilmiyorlar
öyleyse
neden
neden katlanıyorum sensizliğe
hiç bir şey anlamıyorum

[F.S.Mehmet1453]

Serenad

Ah bülbüllerin şarkıları susmuş
Kargalar söylüyor serenadları

[F.S.Mehmet1453]

Sevda Yalan

beni sevmezdin
dalga geçerdin
aşksız yüreklerden boşluk biçerdin
sevda yalan umut yokluktur derdin
ama yine sevgi bahçelerine uğramazlık etmezdim

[F.S.Mehmet1453]

Sevdanın Sesi Ünler Gibi

bahara başlayan ağaçlar gibi
pembe pembe açan tomurcuklar gibi
bir sevinç getir bana bana gel
uzan gökyüzünden pencereme
bir güneş gibi ışıklar getir evime
seninle yaşama sevinci duyayım
baharın gelişine şakıyan bülbülün
feryadı ya da açılışı gülün
gel de hüzünler dağılsın gitsin
kış bitince geçip giden soğuk günler gibi
sen gelince sevdanın sesi ünler gibi
gel bana koyunların kuzulara geldiği gibi
ne olur gel aşkımız gönlünün bildiği gibi
sensiz olunca günlerim yıllarım
yıldızsız soğuk boğuk *******e benzer
inan ki seni beklemek umutlanmak
bir değil beş değil bin yıla değer
sen gelmezsen anlamsızlığıma ağlarım
adsızlığıma yarımlığıma ağlarım
unutma sen varsan yanımda
ben en insan en sevgiliyim
sen gel ki bana sen gel yeter ki
artık yaşadığımı kendimi bileyim

[F.S.Mehmet1453]

Sevgi Mahrumu

Sevgi mahrumu insanlarız
Biz gülmekten çok ağlarız
Sevmekten çok nefrete bağlanmışız
Gülmek yasak
Sevinmek yasak
Yaşamak aksak ritimlerde
Yaşamak renksiz
Sevda yoksulu insanlarız
Yaşamak yok
Ölmek serbest bize

[F.S.Mehmet1453]

sirin

sen zengin bir beyin kızısın ben köylüyüm fakir halkım
ben kuru çalıyım otum sense üzümsün salkım salkım
başkasına gönül verir isen işte en büyük korkum
sakın başkasına yabana ele güne gitme Şirin
beni aşksızlığın çöllerine dağlarına atma Şirin

ben dağları deliyorum su getirmeye ayağına
söğüt gölgesinde balları değdirirken dudağına
Amasyanın yalçın yalçın kayalarına sarp dağına
bütün gücümle vurdum vurdum kayalarına kazma Şirin
alnıma ölüm gibi soğuk umutsuzluk yazma Şirin

yüreğime umarsız sızı koydun o gözlerin ile
İçime binbir çeşit umut ektin o sözlerin ile
ben de yaşar mıyım acaba seninle yazların ile
dağlarıma kar yağmasın olmasın ha kış Şirin
aşkımı reddetme yüreğime bağışla alkış Şirin

demesinler aman Şirin bir başkasına vardı diye
Şirin zaten sana değil Ferhat bir beye yardı diye
Nasıl da umutluydum gönlün gönlüme akardı diye
Duyar isem benden vazgeçip yada gittiğini Şirin
Anlarım o anda güzel ömrümün bittiğini Şirin

belki de sevdiğim kara haberin gelir deliririm
aşkımız yoksa eğer her boş yalan iyi bilirim
sen olmazsan ki sen direnmek anlamsız olur ölürüm
ayazda solan kırmızı güller gibi solarım Şirin
hiçliğin pınarının yokluğu ile dolarım Şirin

dağlar delinip sular çağıldayıp şehre indi mi
ecelim adımı anıp yaşam fırtınası dindi mi
atarım kazmayı geçip altına keserim kendimi
gel mezarıma damlalarla ıslat toprağımı Şirin
fidan olurum biterim koparma yaprağımı Şirin

[F.S.Mehmet1453]

Süklüm Püklüm

1 gibi
Gururlu
Ayaktayken
Bilseydim
2 gibi
Süklüm büklüm olacağımı
Buralara ayak basmazdım

[F.S.Mehmet1453]

Sürmelim

yaz olur da çayır çimen kabarır
çay coşar dere ırmağına varır
seni görünce benizim sararır
yaktı beni beni sevdan sürmelim

gece olunca nerde buluşalım
yıldızlar altında aşka yanalım
güz günü düğün edip kavuşalım
kış gelmeden kar yağmadan sürmelim

vermezse seni baban gel geceden
dağdan yollardan aşalım niceden
zalim baban yolumuzu kesmeden
kaçalım güneş doğmadan sürmelim

[F.S.Mehmet1453]

Sürülür

Ne zaman tavana dikip gözlerimi düşünsem
Bir can sıkıntısı dolar kalbime
İşte sevinç adına söylenen
Bütün sözcükler
Sürülür dilimden
Ne zaman uzansam yatağıma
Ve dalsam umutsuzluk denizine
Yaşamak adına
Söylenmiş bütün şiirler
Sürülür gönlümden

[F.S.Mehmet1453]

Sütliman

sütliman denizlerde yüzüyorum
ellerimde suların ıslaklığı
ve güneş ışıkları
güneşe bakıyorum
ve güneşin dalgalarla oynayışına
meltemin serinliği
dokunuyor tenime
yaşamanın mutluluğuna
doruğuna ulaşıyorum

[F.S.Mehmet1453]

Tango

benim kıvırcık sevgilim
savur savur eteğini
karaca gözlüm algülüm
söyle beni sevdiğini

bir tango söyle geçmişten
beter et beni içmişten
yürek sana yol açmışken
göster aşkı bildiğini

bir tango yürek sızısı
bir tango aşkın yazısı
sevda bulur ise bizi
bilmez insan öldüğünü

[F.S.Mehmet1453]

Tayfa

böyle giderse bu gemi
nereye varır
dümeni bozuk gemi
kaptandan bihaber
rotayı çizmiş tayfa
sormaz ki
yolculuk nere
götürüyor
soğuk
ıssız
güneşsiz bir yere

[F.S.Mehmet1453]

Tepe Takla Şiir

ben mi tepe takla oldum
bu dünya mı ters
benim aklım hiçbir şeye ermiyor
güzele çirkin diyorlar çirkine şahane
onların beyni mi durdu
yoksa işlerine mi böyle geliyor
zeki insanlar geri zekalı oldu
akıllı insanlar aptal
zırdeli insanlar başa geçti
kara cahil insanlar oldu bilgin
bu dünya tersine döndü
artık hiç düzelmez sanırım
en öğünülecek işi yaptığımda
yerin dibine geçer utanırım

[F.S.Mehmet1453]

Terelelli

içimden aniden bir hüzün geçer
aniden başlar huzurlar sevinçler
aniden kaplar yüreğimi kederler
söyleyin a dostlar söyleyin

terelelli hop hop terelelli
uslu muyum a dost yoksa deli
uçtu gitti ellerimden aşkım
yapmalı başkasını sevmeli

aşk mı yaşasam yoksa keder mi
yoksa aşk zulümden beter mi
bu bendeki saksı mı yoksa ser mi
söyleyin a dostlar söyleyin

terelelli hop hop terelelli
uslu muyum a dost yoksa deli
uçtu gitti ellerimden aşkım
yapmalı başkasını sevmeli

[F.S.Mehmet1453]

Toprağımı Altın Tozla Karın

O Gün gelir dostlar ben de elbette ölürüm
Ne duyarım sesinizi ne sizi görürüm
Kel sırma saçlı kör badem gözlüdür ölünce
Ölmüştür bil bir kimse herkes kıymet bilince

Ben gidince el üstünde tutun hiç farketmez
Ah methedin ağıtlar yakın yerine gitmez
On günlük yol anlık olur yolculuk bitince
Ruh yükselir ten solar ömür sona yetince

İster atlas ister kaputa ölümü sarın
İsterseniz toprağımı altın tozla karın
Gam üstüne gam verdiniz hemen de gülünce
Elimden aldınız azcık mutluluk bulunca

Sizden hiç istemedim yeter ki uzak durun
Yok dağları yarattınız Kaf Dağı nda burun
Anlarsınız ettiğinizi can alınınca
Özürler kabul etmem yanıma gelinince

[F.S.Mehmet1453]

Turnalarım

bir uçtan bir uca da uçup giden turnalar
şu sılanın eline durup bakar mısınız
yürekleri yanar yola bakar mı analar
selam söylesem anama atar mısınız

söylemeyin bayramı yaslı geçirdi diye
yüreğine de ağulu oklar girdi diye
sonunda gaddar felek murada erdi diye
söyler de acısına acı katar mısınız

durun turnalarım durun merhamet eyleyin
anamı kırmayın güzel sözleri söyleyin
sakın ha O na ağladığımı da demeyin
yoksa anamın yüreğini yakar mısınız

[F.S.Mehmet1453]

Türkçe Güzel

bir ceylan bir karaca çağıl çağıl
bir pınarın başında ürktükçe güzel
bir gül dikenli olunca kuşlar ağaçlarda
çimenlerde öttükçe güzel

bir çocuk oynadıkça koştukça sevindikçe
sevildikçe güldükçe güzel
sözler sözcükler sözler söyleşiler
söyleşmeler türkçe güzel

[F.S.Mehmet1453]

Türkülerden Aldım Sevdayı

bülbülün çığlığı duyulurdu bazen
bazen de güller açardı seherde
ya da bad-ı sabalar eserdi
konaklara güneş düşerdi sabahlarda
yeşil bağa girerdi sevdalı biri
yarini görürdü hayalinde
bir buruk nağme geçerdi gönlünden
uykusuz bir geceden sonra
gelmeyen sevgiliye sitemler okunurdu

yollar uzar gider de bitmezdi
biterse de bir gurbet ocağında biterdi
kayalıkta bir kuş olurdu
bir hüzünlü öterdi
bi neşeli
turnalar uçarken sılaya doğru
selamlar gönderilirdi sevdalıya
an olur bahçeye çağrılırdı yar
hakikatlısı gelirdi bu sevda çağrısına
güller koklanırdı
sümbüller koklanırdı
zaman zaman asker yolu beklenirdi
gün güne eklenirdi sabırla
mendillere güller işlenirdi
sevdiceğin adı yazılırdı
bazen dertler çekilemeyecek kadar ağır gelirdi
yeminler verilirdi
ölünce kemikler söylesin aşkı diye
korkusuzca ateşler saçılırdı
teslim olunmazdı hemen
yürekler çatal olurdu
korkmazdı her şeyden öyle
zaman olur ölüm çareydi herşeye
ölüm kurtuluştu sevdadan
öyle saf öyle güzel türkülerde
işte sevdanın bin türlüsü

ben türkülerden aldım sevdayı
bir ömür vermemecesine

[F.S.Mehmet1453]

Umuda Yalvarış

Nasıl, gidiyor musun yoksa?
Bizi nasıl bırakırsın böyle ortalarda?
Sen gidersen biz ölürüz.
Gitme!
Sen gidersen kim söyleyecek bize o güzel bahar türkülerini?
Sensin tayları kırlarda koşturan.
Sensin minik kuzuları yeşil çayırlara götüren.
Güneş seninle doğar, yıldız seninle kayar.
Gitme umut, gidersen biz ölürüz.
Ölmesek de yaşamak bir kör kuyudur artık bize.
Yaşamak kutup *******ine benzer.
Sen gidersen kim öğretecek bize sabahları sevinçle kalkmayı?
Çocuklar nasıl büyüyecek?
Kimler o kır şarkılarını haykıracak?
Gitme!
Hem gidersen sen ölürsün.
Sen de bizsiz olamazsın.
Ne istersen verelim:
Horoz şekerimizi, pamuk helvamızı, oyunlarımızı, güzel resimlerimizi, boya kalemlerimizi, yıldızlı pekiyilerimizi...
Bak gitmezsen seni de alırız oyunlarımıza.
Seni de götürürüz deredeki balıklara bakmağa.
Sen de dinlersin rüzgarın sesini.
Sen de büyürsün bizimle.
Sen de koca adam olursun.
Ne olur kal bizimle.

[F.S.Mehmet1453]

Umutça

sen beni ben olsaydın anlardın
ve o şekilde çocuksu bir gülümseyişle
çocuksu bir yürekle severdin
ne yumuşak ne ince bir yüreğin
çok derin çok umutca gözlerin
sevdayla kavrulmuş sıcacık ellerin var derdin
sevgi dolusu şarkılar söylerdin
sen ancak ben olsaydın
benimle gülümserdin benimle hüzünlenirdin
acımasız sevgisizlere karşı
çırpınan bir yüreğin çırpınışlarını sezinlerdin
yalnızlığımı yaşardın benimle
yaşayabildiğim her günümü doldurduğumu sevginle
anlardın ve belki de ağlardın
sakın üzülme duyduğunda öldüğümü
sen ben olmayınca anlayamazsın
niçin toprağıma döndüğümü
ben ancak sevgim uğruna ölürüm
uğraşma anlayamazsın
çünkü sen ancak ben olunca
anlarsın niçin toprağa düştüğümü

[F.S.Mehmet1453]

Uyur Düş

Seni düşünür darmadağın
Uyur düş görür ağlamaklı
Uyanır sersemliği sen
Konuşur sen sen
Susar sen sen
Görür sen sen
Duyar sen sen

[F.S.Mehmet1453]

Uyusam Derinlerde

bir yanda okyanuslar
ve masmavi suları varken
ben esirim camların arkasında
kumsaldan koşup
suların kollarına bırakmak
isterken kendimi
doya doya içmek varken dumduru sulardan
neden bir damla su verirler bana
neden bırakmazlar beni
okyanusların koynuna
bıraksalar uyusam derinlerde
düşleri yaşasam düşleri
bir günlük de olsa
gerçek mutlulukları tatsam
ne yazık tutsağım camlarda
bağırsam da
çağırsam da
yalvarsam da
boş hep boş
bir kere takılmışım ağlara
atmışlar beni akvaryuma
düşlerimi öldürüp de
renksiz bir kuru dünyaya
bırakmışlar beni

[F.S.Mehmet1453]

Uyuz

kustum içimde ne varsa
çirkinlikten
sevgisiszlikten yana
sürdüm dilimden
yalan olan her sözü
dosdoğru bir dünya kurdum
işte bu yüzden
bana deli dedi insanlar
sana mı düştü
kirlerden arıtmak dünyayı
sana mı düştü
sevgiyi çirkefliklerden
çekip çıkarmak dediler
salla başı al maaşı
derin derin düşünmektense
uyuz olan yerini kaşı...

[F.S.Mehmet1453]

Varoluşa Doğru

Yağmuru gördün mü
karı sevdin mi
ayazın varoluşa doğru
emek emek bir yol olduğunu sezdin mi
insanın duygu olduğunu öğrendin

[F.S.Mehmet1453]

Ve Yürek

ve ıslansın saçlar
ve dansetsin beden
ve yürek ürpererek
ve gözler büyülenerek
ve büyüsün aşklar

[F.S.Mehmet1453]

Ya...

Ya tamam de artık şimdiden dur zaman
Ya hızla geç acıma be ömrümüzden
Sen misin sevinçlerimize dadanan
umutları da alırsın sürümüzden

Ya canımızı al git hemen azrail
Ya bırak yeter sonsuzca yaşayalım
Yürek yaşamaya mecburdur sanma bil
Ya ölelim ha ya baştan başlayalım

[F.S.Mehmet1453]

Yağmur Türküsünü Söylerken

Aslında sen değildin özlediğim
Yalnızlıkla başbaşayken
Belki sevgi yüklü akşam üstleri
Belki mahmur bir sabahtı
Öylece duraksayarak kalakalmak
Sabaha açan bir çiçeğe şaşırıp
Yağmur türküsünü söylerken
Ilık bir örtüye sarınmak
Camdaki buğuya resim yapmak
Aslında sen değildin özlediğim

[F.S.Mehmet1453]

Yağmur Yağacak

yağmur yağacak
güller açacak
benim sevgilim
bana kalacak

yağmur yağmadan
güller açmadan
gel sevgilim gel
bahar geçmeden

[F.S.Mehmet1453]

Yakamoz Gibi

Deniz gibi ışıltılı
Ve Gök kadar uzak...
O Şiir ki,
Belki bir kum pırıltısında gelir.
Belki de yakamoz gibi çakar gözlerinde
Ve yiter gider...

[F.S.Mehmet1453]

Yalnızlık

yalnızlık uzaklardan doğduğun yere gelmek gibi
yalnızlık sevgi gibi
sıcak ekmek gibi
bazen çekilmez olsa da
gizlere kulaç atmak gibi
insanlardan kaçış
insanlığa yaklaşmak
kuytulara saklanmak
yaşamaya akmak
gölgelere kaçmak
ışığa bakmak
yalnızlık serin ******* gibi
bir aşk öyküsünü heceler gibi
engin denizler
serin yüceler gibi
yalnızlık bazen yaşamın ta kendisi

[F.S.Mehmet1453]

Yalnızlık Çiçeği

Gün tepelerden aşıp giderken
Kara bir yalnızlık çiçeği açar
Benim gurbetimde
Acı bir rüzgar eserken titrerim
Ağlarım ben gurbetimin akşamlarında
Kapımı kimse çalmaz
Dost bir selam bile gelmez
Gözlerimde bilinmez bir yar hayali
Gitmez sabaha kadar
Gurbetimin baharı işte böyledir
Böyle hüzünlü
Her gün güneş tepelerden aşıp giderken
Kara bir yalnızlık çiçeği açar
Benim gurbetimde
Ama her gün açar

[F.S.Mehmet1453]

Yarınlar Bizim

yarınlar bizim olacak çocuklar
yürüdüğümüz yollar çetin olsa bile
kuytu bir han köşesinde düş göremesek de
anne diyemesek de baba diyemesek de
yüz yerimizden yara alsak da
kahraman bir er gibi
yarını göremeden
göçeriz belki uçarız sonsuzluğa
belki de amansız fırtınalar
sürükler bizi atar tar u mar eder
olsun yarınlar bizim çocuklar

[F.S.Mehmet1453]

Yarınsızlığın Azraili

dikenli bir tel ağa
Takılan bir kuşun çığlığında
Ümitler ölür
Gözlerinden geçen hayaller
Çarelerden dem vurmaz
Yarınsızlığın azraili bekler
Karanlığın başlangıcını
Üşür yıldızsız *******in koynunda
Ağlar aysızlığa
Ayrılığın ayak sesleri
Kanatır yüreciğini
Güneşsiz sabahların elleri
Dokununca tüylerine
Ürpertiler doldurur minicik bedenini
Ölür bahar çiçekleri
Ölür *******in ışığı
Ölür yaşamanın doyumsuzluğu
Ölür minik kuş
Gelince yanına yarınsızlığın azraili

[F.S.Mehmet1453]

yasanacak olan

küçük bir hikayeydi yaşanacak olan
Bir küçük nefesti
Sıcaklıktı
Serinlikti
Çiçekti
Böcekti
Bahardı
Yağmurdu
Küçük bir hikayeydi yaşanacak olan
Bir selam candan
Bir sözcüktü
Sevgiyle can bulan
Dostluktu
Sevgiydi
Aşktı
Sevdaydı

[F.S.Mehmet1453]

Yaşamak

Yollar sonsuza giden yılandır
Geçmişte ne varsa yalandır
Yaşamak ne geçmiş ne gelecek
Yaşamak yaşanılan andır

[F.S.Mehmet1453]

Yaşamak Bir Boşluktur

yaşamak...
kıyılarda gölgelerde hiçliktir
bahar çiçeklerini sevdirmeden ellerine
yaşamak bir boşluktur
dağların rüzgarıyla teni sarmaş dolaş etmeden
patikalardan
dağ yollarından
yazların yurduna gitmeden
yaşamak karakışın esiridir
ne çare beklemek
beklemek
beklemek hep bir umutla
bin umutsuzlukla yine beklemek

[F.S.Mehmet1453]

Yaşamak Geliyor İçimden

yaşamak geliyor içimden
tertemiz masmavi bir gölü görmek gibi
yaşamak geliyor içimden
bağırmak istiyorum
bütün sevgileri duyurmak istiyorum
bütün sevgilileri sevmek istiyorum
içimden geliyor
yaşamak içimden geliyor

[F.S.Mehmet1453]

Yaşanacak Olan

küçük bir hikayeydi yaşanacak olan
Bir küçük nefesti
Sıcaklıktı
Serinlikti
Çiçekti
Böcekti
Bahardı
Yağmurdu
Küçük bir hikayeydi yaşanacak olan
Bir selam candan
Bir sözcüktü
Sevgiyle can bulan
Dostluktu
Sevgiydi
Aşktı
Sevdaydı

[F.S.Mehmet1453]

yok...yok

boşa akar gider zaman
doldurmaya mecalim yok
seller gibi akar yaşım
durdurmaya bir halim yok

güneş batar akşam olur
yazım tez geçer kış durur
goncalarım solar kurur
ah bir gülüm yok gülüm yok

iyi düşünsem gelir kötü
katır çıkar alsam atı
gidemem çekerler seti
ah bir yolum yok bir yolum yok

sevinmek yok mu hep elem
ne sevinem nasıl gülem
desem bırakın da ölem
ah bir ölüm yok bir ölüm yok

[F.S.Mehmet1453]

Yoksulluk edebiyatı

yoksulluk konuşturmaz
susturur şen dilleri
menzile yanaştırmaz
kapatır düz yolları

geceyi gündüz eder
ömürler olur heder
sofraya gelir keder
yedirmez ki balları

bir yar sevse el alır
bir ev yapsa sel alır
zengin düz düz yol alır
yoksula dağ belleri

yoksul diyemez derdini
getiremez ardını
dinleyemez kendini
çare ölüm halleri

[F.S.Mehmet1453]

Yosma

derelerde
tepelerde
dolanırdım anlamsızca
sonbaharda yaprakları kovalarken
hüzün rüzgarlarının koynunda üşürdüm
karla
borayla
gün geçirirdim
aşksızlığa yanardım
üşürdüm yalnızlıktan
sonra baharla birlikte
çıktı geldi aşk
edalı
işveli bir yosma
bir gülüşle
bir sevda sözüyle
çiçeğe durdu duygular
bahar yağmuru boşandı
güneşi doğdurdu ufuktan
nazlı bir bakışla
doruklara uçtu gönlüm

[F.S.Mehmet1453]

Yürek Yakışlı Yarim

Yürek yakışlı yarim
Reyhan kokuşlu yarim
Sevda nakışlı yarim
Keklik sekişli yarim

Eller kınalı yarim
Seni analı yarim
Aşka yanalı yarim
Yürek yaralı yarim

Bir bana baksa yarim
Yüreğe aksa yarim
Sevdan ki yoksa yarim
Nefretin oksa yarim

Bana at o okları
Öldürsün beni ilkleri
Girsin ruha çokları
Gezdim sanam bükleri

[F.S.Mehmet1453]

İşte O Benim

Nereye gidersen git farketmez
Her yerde beni görürsün
Diyelim bir büyük şehirdesin
Kalabalık bir caddenin köşesine
Oturmuş ağlayan
Şaşkın gözlerle etrafa bakan
Birine rastlarsan
İşte o benim

Gün gelir dağbaşına çokarsın
Coşkun eser rüzgar oralarda
Bilirsin
Özgür olur oralarda bütün kuşlar
Bütün mahluklar mutludur orada
Yavruarını neşeyle
Sevgiyle doyuran bir karacayı görüp de
Sevgiyle bakarsan ona
İşte o benim

Köylere elbette bir gün yolun düşer
O insanları seyredersin
Bir yol kenarına oturup
Nasıl da toprağı kazarlar tırnaklarıyla
Emekle
Sevgiyle
Çileyle
Ekerler
Sonra gözleri gibi bakarlar ona
Bir ayaz geldi mi
Her tarafa yaslar çöker
Tersi olur da ürünlerini kaldırırlarsa
Harman zamanı
Gözlerdeki pırıltıları mutlaka görürsün
İşte o benim

Bir gece vaktinde yıldızları seyredersen
Bütün yıldızlar
Ve ay parlıyorsa
Ama küçük bir yıldız
Uzak bir köşede sönükse yalnızsa
Kimse yanına yaklaşmıyorsa
İşte o benim

[F.S.Mehmet1453]

Zehirli Zakkumlar

kristal bir aynada görüntüymüş
yaşanan bu aşk
kırıldık
paramparça olduk
dağıldık
döküldük
şimdi yıldızlar kadar uzakta
ve parça parça anılarımız
ve biz düş kırıklığının sarhoşluğunda
konuşuyoruz odamızın boş duvarlarıyla
aşkımıza açan çiçekleri gül sandık
oysa onlar zehirli zakkumlarmış
öldürdük bilmeden olanca sevgileri
sevda bahçelerine koşuyoruz derken
yalnızlığın uçurumlarına düşmüşüz

[F.S.Mehmet1453]

Zülfü siyahım Tar u Mar

Ah Ah düştüm derd-i cana

Ahım çıkar asumana

Gözüm yaşı benzer kana

Baharım döndü hazana



Kurumadı gitti çeşmim

keder-i derde hep hışmım

boğazıma kadar taştım

Izdırapla doldu destim



Biçareyim ya Rab ya Rab

Zülfü siyahım tar-u-mar

Gördüğüm rüya-vü-serab

Dil-i kalbim inler zar zar

[F.S.Mehmet1453]

Ölü Dönmesi

beklemek sonsuz bir uçurum gibi
düşer düşer de sona varamazsın
sonsuz bir mutluluktur bulmak dibi
ne kadar çabalasan bulamazsın

beklemek ölü dönmesine benzer
onlar gittiler bir yere gelmezler
an geçtikçe öbür uca giderler
iz bulamazsın haber alamazsın

beklemek ızdırabın vatanıdır
her gün çıldırma dönüm noktasıdır
muştunun gelmemesinin yasıdır
bir ömür ağlamadan duramazsın

[F.S.Mehmet1453]

Ölümü Kara Deliklere Attım

Ağdım berrak ve mavi göğe
Ve erdim umut saçan güneşe
Bir zaman gezdim gümüş renkli bulutlarda
Sonra ağladım
Gözümden döküldü yağmur gibi nur renkli sevgiler
Altımda huzur dolu sonsuzluk denizi
Üstümde güneş sarısı gönenç dolusu gök
Ölümü kara deliklere attım
Bir daha dönmeyecek
Yaşamakla
Umutla
Huzurla
İlgili ne varsa hepsi yanımda

[F.S.Mehmet1453]

Öngörüsüz sevdalar

Öngörüsüz sevdalar
Muhakkak beladır
Eğersen boyun
Ruhunu sarmalar

Ilık akşam üstleri
Leylak kokulu
Gizli bir edayla
Aşk çıkagelir
Zavallı bir serçe gibi çarpar yüreğin

[F.S.Mehmet1453]

Ötelere Kaçmak

Beden tutsak bir durakta
Yürek göklerde uçmakta
Dünya yıkılsa toz olsa
us ötelere kaçmakta

[F.S.Mehmet1453]

Özgürlüğün Tadı

haince saldıran bir bıçak yarasında
yeşerdi bu sevda
parçalayan bir bomba öğretti
bir anlık nefeslenmelerde sevmeyi bize
bir geçede kurulan pusu
anlattı yaşamak türküsünü
karanlık odalarda
aydınlık şarkılar söylendiğinde anladık
özgürlüğün tadını

[F.S.Mehmet1453]

Özgürlük

yeni kanatlanan bir kuştu özgürlük ellerinde
sert rüzgara karşı korudun onu koynunda
bir terkediliş daha evet bir terkediliş
sen de anladın zehir kokladığını sonunda
bu ölüm bu yok oluş değil diriliş
uçup da gökyüzüne fırladığında sen
onun geri dönüp omzuna konacağını sandın değil mi
kör olmuş gözlerin düş görmüşsün onu severken
yüreğini dağlayan seni üzen bu acı dil mi
hayır ölüm kuşanmış oklar yüreğine saplanan
bu anlamsız koşuşturma bu sancılar bitsin
yaşamak gülmek sevmek sevda ne varsa yalan
bu acunda mutlu olan sadece kendini kandıran
insanlar kendinizi iyi birşeyler sanıyorsunuz
oysa özgürlük olmazsa her şey yokluktur
siz acunu güzel bir cennet diye tanıyorsunuz
tam tersine cehennemde yaşıyorsunuz

[F.S.Mehmet1453]

Şairden Bozma

boynumda bir tasma
nereye çekseler
oraya giderim
bir esirim şairden bozma
ne söyleseler onu yazarım
ne yazarlarsa onu söylerim

[F.S.Mehmet1453]

Şaki

Büluğa giren çocuk
Trene binme gülüm
Dağda dolaşan kolluk
O şaki ben değilim

[F.S.Mehmet1453]

Şiirlerimde...

ellerinin içindeki o sıcak dostluğu
aşkı versen bana
ben köknarların serin gölgeliklerini
anlatan bir şiir yazarım
yağmur damlasını
çiçeklerin renklerini anlatırım şiirlerimde
Bana gönlünün gizini açsan
bir hüzün anında
ben öyle bir şiir yazarım ki
güneşin kızıla boyadığı akşam bulutlarını
çoban yıldızını
seni senin sevgini anlatırım şiirlerimde

[F.S.Mehmet1453]

Şişman

Bedenin büyüdü
Duyguların cüce
Göbeğin şişti
Düşüncen sustu iyice
Sen ye iç
Şişmanla
Yıkarlar elbet tenini
Yüreğinden akan kanla