Giriş

Tam Sürümü Görüntüle : Şükrü Özmen


PirincBurgeR
08-17-2007, 07:28 PM
Adın En Tanıdık Soluktur Nefes Boruma

Lazım değil boynuma elinin değmediği ip
Yaklaş, getir bana yangılarımı
Şenlensin gönlümün savaşçı yanı
Eksenim değilse kalbinin çapı
Dünlensin yarına ait bütün algıları
Lazım değil boynuma kokunun sinmediği ip

Adın nefes boruma en tanıdık soluktur
Ciğerime doluyor resmin,tütüne binip
Yokluğun tanıdık değil anatomime
Lokma lokma yuttuğum sıcaklığınla
Adın en tanıdık soluktur nefes boruma

Lâl olsun dillerim başkasını anarsa
Yemin değil söz değil kalbimin duygusu bu
Harflerle başladığım her yazın
Şiire dönüşmezdi yoksa
Lâl olsun dillerim başkasını anarsa

Sıkıcı değildir senin darlığın
İçimi yıkayan bir ferahlık o
Gittiysen de geleceksin rüyama
Kora kor yanacağım od’una
Sıkıcı değil ki senin darlığın

Ummanlara diş biletir gidişinin soğuk sayhası
Yokluğun gönlümün gıcırdayan yanıdır
Eksiğim yarımım boşum sensiz ben
Ayaktaysam ölmemişsem yokluğunu solumaktan
Ummanlara diş bilerim ondandır




14 Mart 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:28 PM
Ağla-Anla, Anla-Ağla

Ağlamak, anlamaktır
Anlamak
Sadece ağlamaktır.
Ezgisiz yüreklerin
Paslı, köhne duvarlarında
Sade ve sadece
Tuzlu notalar yankılanabilir
Gelmiş geçmiş tüm bestelerin
İlk notası gözyaşıdır çünkü
Sevinçlerin, hasretlerin
Hüzünlerin, vuslatların
İlk durağı,
İlk düş çizgisi,
İlk fırtınası,
İlk isyanı,
Bir damla gözyaşıdır
Bir damla tuzlu su
Söndürebilir ancak
Yedi kat sıcak ateşleri

Yani denilirki:
Anlamak, ağlamaktır aslında
Ve ağlamak
Herşeyi anlamaktır...



Eylül 1997

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:28 PM
Ağrıya Yaklaştıkça...

Deniz üşüdü
Aklımın gergin sorularıyla
Üç atımlık dalgaları
Yarasa sesine karıştırdı yosunlar

Gece ağladı
Anlamamaktan sesin sihrini
Uslanmaz bir şarkıyı
Kaya kıpırtısıyla öcüme saldı gelin/lik

Rüzgar yalan söyledi
Sonbahara ve akşamüstlerine/sakin
Yemyeşil düzeni sarartıp
Koydu kafesini bedeninin içine

Ağrı yaklaştı ağır ağır
Sevi'nin kıt kanaat yeterine
Öyle ki gözleri aydan yuvarlak
Cesedi ölümden tam bağımsız

Deniz üşüdü
Ağrı yaklaştı
Gece ağladı
Rüzgar yalan söyledi...



5 Nisan 2007

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:29 PM
Ah Bilenmesi

Yüzünde güzlük anılarıyla
Ve
Leşsever bir unutkanlıkla
Karakışı dolabına kaldırır
Geçmişine buzdan sünger çeken nineler
Yazı bitirip
Sarartınca çimenleri eylül
Aynalara muhtaç gezinmesi başlayınca
Rüyanın
Dar algılı geniş avlularda
Sıkılınca dünya güneşin cilvesinden
Nineler
Dolaplarına koşar
Uygun adım ve hep bir ayak
Selamı alınmamış bir yaprak
Uçup düşüp kara toprağın karnına
Kenarsız işlemeleri yarım kalınca
Dik rüyalarla sertleşen kızların
Nineler
Emir almış gibi tanrıdan
Azadlık verirler
Lavanta kokulu kışlarına
Eskiyen cumartesileri
Yeni şubatlara iliştirir
Takvimin uzaklara savuran şiddeti
Bumerang kaderi mi demeli
Öğleden sonraların kekik kokulu ayniliğine
Yola düşenlerin kulağına fısıldanan her şarkıya
Levazımat cümlesinden bir ihtiyatla
Yaklaşırken nineler
Nereden çıkar nasıl bulunur
Geceye lanete cinlere dehşet salan
Bu kahır
Elverişsiz bir bina kuytuluğundan
Yarım akıl üç peri sızar
Ninelerin buruşmuş memelerinden
Emzirir ergenlerin
Serin olmayan ıslak rüyalarını
Güze güneş sunakları adamasaymış keşke
Dolabın küflenen karanlığına merdiven dayayıp
İnseymiş toprağın en sıcak yerlerine
Belki böylece
Lağımlara içimsiz sular salan yerleri anlayabilirdi
Desensiz bir çizimden
Lokmalarla öğütülecek kadar
Tapılası sertliği

Ah kışı başının altına bir destek tahtası yapan ikilem
Erozyonsuz beklemek yok
Köküne tutunmadan zamanın
Ormanı kurtaramayacak asla
Kelebek mezarlığı kasvetli toprak

Düne güne yarına
Düşer aşkın hârına
Olumsuzda ölüm var
Geliyorsa kârına

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:30 PM
Aidiyet

Mensubiyetim
Kendime kurduğum
Gülağacından darağacım
benim
Sen benim
Dalgın bir zamanımda
Benim olmuş olmalısın
Okadar salaksınki
Kendimi sana ait
Sana mensup
Hissetmiyorum.

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:30 PM
Akışkan Resim

Benim akışkan bir resmim var artık
Siyahım beyazla kirletilmiş
Hayatım ölümle anlamlandırılmış
En afili pozumu verip zamanın gözlerine
Kaskatı bir dondurulmuşluk
Bir akış tatili olarak
Benim akışkan bir resmim var artık

Yaz günlerinin tenime sunduğu ıslaklıktan
Daha akışkan
Hafiflemiş her mısranın açtığı arktan akan
Akışkan ve oldukça
Yapışkan bir resmim



20 Haziran 2007

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:30 PM
Akla Karşı TEZatlar l

Soyulmuş.......................

Mezar soyucular kadar
Dürüst olmalı en azından
Mezar kazıcılar da
Leşten kazanmanın bilincine varmalı
Erdem nutukları atmamalılar
Farkları günün iki ayrı renginde
Çalışıyor olmalarıdır çünkü sadece


Büyümüş........................

Gül koklama çağına gelmiş
Her çocuk öğrenmeli midir
Sarının tutkuya karşılık geldiğini
Yoksa anlamı beyninde ütüleyip
Holding koltuğunda büyümeye aday
Rahat bir kıça mı sahip olmalı


Kırışmış..........................

Kırışık bir örtü neyi gizleyemezki
Hatları esrarlayan kapatıcı yanıyla,
Neye benzediği bilinmesin isteniyorsa eğer
Gecenin yağmura yakışması dolunayda
Üzerine bulutlardan
Kırışık bir örtü sermek kâfi


Uyumuş..........................

Bekleyen bir kadını gece yarısı
Uyandırmak kadar tehlikeli
Bir başka görev varsa
İpince heceler yedekleyip
Kalas cesametli bir şiir
Yazmak olsa gerektir...


Bitmemiş.......................

...
...
...





24 Şubat 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:30 PM
Akmaktan Emir / AK

Resmimi ters çevir
Yeşil bir fona yansıt

Ak ve ak
Şırılda ruhumun uçurumunda
Rehnettiğin bu kalbi
Getirdim yine kollarına

Ak ve ak
Kuş sesi doldur anılarıma
Yavaş değil hızlı değil
Bedeninin adeti nasılsa öyle

Ak ve ak
Bir sanrı değil ellerimden suyuna değen ısı
Bir yanılgı değil akşam
Bir hazan resmi değil
Karşında yaprak döken bu çınar



22 Nisan 2007 / 07:56

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:31 PM
Akşam Ahestesi

Herkesin yok saydığı
Yorgun bir akşamın ahestesiyim
Yeni düşler deriyorum
Ateşin harmanından

Çocuk gözlerinden
Yar sitemlerine
Ajans haberlerinden
Dernek toplantılarına değin
Bir yığın ateşin toplanıp
İçime orman yangınları bıraktığı
Yorgun durgun kederli
Bir akşamın ahestesiyim

Kimsenin umuru yok
Umur'u olan bir palyaçodan gayrı
Yetişemiyor hiç bir el
Ruhumda büyüyen ağacın
Zehirli meyvesine

Delirmek hakkı elimde duruyor
Uzaklardan başka uzaklara göçen
Seyyar bir kalbin
Hediyesi olarak

Büyüttüğüm her ırmak
Taşıp kalbimi boğmasa
Yeşerttiğim her aşk
Vurmasa zaman balyozunu
Derin kayalıklarıma
Loş serin sahil düşlerim
Yaralanmadan çıkardı belki
Mavi koylara

Bu yüzden ve sadece bundan işte
Rehin alınmış hayatım
Belli belirsiz yalanlarımın
Nefretle kustuğu bir ekşilik olarak
Akıyor akşamın soğuk duvarından

Bu sebepten ve
Sadece bundan işte
Kimsenin görmediği
Ve herkesin yok saydığı
Dalgın durgun kederli
Bir akşamın ahestesiyim...



2 Şubat 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:31 PM
Alaturka Rapsody

Hiç deniz görmedim
Ömrüm,
Kara kalelerin burçlarında
Düşmanlar beklemekle geçti
Mızrağımı sivriltmekten
Nakışlar dökemedim
Kılıncımın üstüne
Geldikçe üstüme gökyüzü
Ben
Gecenin rahmine kaçardım
...
Hep alaturkaydı
Sevda sözlerim
Basit yani
Asri pencereden
Devrik cümleler kurmayı
Öğrendiğim gün
Savaş
Sorgulanabilirlik kazandı
Beynimde
Ve güzel savaşları
Kötü şiirlere sattım
Sırf Mephisto'mun
Gönlü olsun diye
...
Senide sırf bu yüzden
Sevmiyorum artık
Ruhumu arsız fareler
Kemirmesin diye
Sana
Alaturka sevda sözleri
Söyleyemiyorum diye
Evet sadece bu yüzden
Sevmiyorum artık seni
...
Kılıcım kırıldı işte
Denizi gördüğümde
Elimden düştüğü yerde
Yazık ne kadarda zarifmiş
Oysa ben
Bütün demir kalpleri
Onunla sökmeyi tasarlıyordum
Yerlerinden
...
Karşımda gittikçe büyüyen
İbrişim düğümleri
İskender'i ne çok özlüyorum
Şimdi bilseniz
...
Belki çiçekler çizseydim
Mızrağımın üstüne
Şiirler yazsaydım
Göğsüne boydan boya
Mesela şöyle ÖZEL bir şiir:
'Elbet bir hinlik vardır
Seni sevişimde eyy
Kanıma çakıllar karıştıran İSYAN'
...
Seni;
Beni;
Mızrağıma şiirler yazmaktan
Alıkoyduğun için
Sevmiyorum işte
...
Denizi gördüm evet
Ama sadece o kadar
Demirden kalpler
Denizle onarılmazki...


Ağustos 2002

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:31 PM
Anam Ağlar

Dağları hüznüne sütre eyleyip
Ağlarsa anam ağlar
Ömrünü ömrüme katre eyleyip
Ağlarsa anam ağlar

Devirip zulmün putunu
Alır cennetin katını
Yüreğimin katunu
Ağlarsa anam ağlar



Şubat 2004

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:31 PM
Anarşist

Aldatıldın yağmurlu günlerde
Boyalı camların gri karanlığında
Beynine dikine
Ruhuna enine
Kalbine her yönden
Oklar sokuldu
Sen sokulmaya çalıştıkça
Göğün..mavi yırtınışına
Bulutlarla kestiler yolunu
Tekellümcü katiller
Bir eşkıya sevemedin ağız tadıyla
Bir küfre giremedin lanete ram olarak
Bir kızı öpemedin sert ve ıslak
Korkak karabasanlar kesti yolunu

Yolun engellerden arındığında
Lezzetle yolun çoktan ayrılmış
Ve sen savrulmuştun
Onaycılığa

Aşkın sınırlarla çevrili bir ülke
Kalbin kan pompalayan
Koroner bir mesele
Ruhun çağırılabilir bir ölü gölgesi
Olduğu gibi
Müfredat yanılgılarıyla
Kriminal bir meseleye
Döndürdün yüreğini
Aşkın ruhun yazgının
Savaşın şiirin
Bayraklaşan her ölünün ardından
Ne gelirse ve nerden
Sormayı öğretti
Sorgulamayı vurulduğunda
Yarandan sızan kanda
Al-ak yuvarlar değil
Savaşın tarihi yazıyormuş
Bunu görmeni sağlayan şair
Bunu bilmeni isteyen partizanlar
Devrimciler mücahidler
Dağ birlikleri
Çeçenler
Zapatistler
Che
Moro gerillaları
Ve benzeri eşkıya duruşlar

Anarşist
Resimde düzen görse
Bağıran anarşist
Ne yapıldı kalbine
Sevgiliye buseler
Sunmanı engelleyen bu öfke
Nerden düştü yüreğine
Kudurt denizlerini
Yalasın bırak sahilleri
Sevgilinin memelerini ısırırcasına
Aşkı köz eyle
Yak ruhunu steril ateşlerde

Che çeçen devrim demeden
Kalbinin nişangahına yerleştiren
Bu duvar ustası
Yarım akıl
Hiç fikir bela muallimleri
Ruhun kaçamayacağı tek sığınak



10 Aralık 2006

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:32 PM
Apocalyptica

Donuk temmuzlar ekiyorum
Takvimin terazisiz eskiliğine
Çarçabuk geçsin üstümden ikindiler
Geyikler gibi avlanmıyor çünkü
Gözlerime bulaşan yırtık sonbahar

Korkuya tayfadır
Lodosta terleyen insan
İncir çekirdeğindedir tünelin ucu

Ellerimi enseme bağlayıp
Uzansam yeşillere
Seyretsem mavileri
Bu eylemim ile ne kadar
Durultulabilir ki leylaklar
Bilgelerin bilgisinden fırlayan
Zemberek mi benim beynim
Eğrisiz odun arayıcılarının
Doğru çubuklarımı kalbim
Takırtısıyla bronşitimi uyandıran
Bu kerpiç duvar
Kirece durmuş maarif takvimler
Saatte giz avlayan yelkovan
Ne yaparlar ne yapılabilir ki
Korodan yayılan kokuyu
Kaptırmamak için ayaza

Eyy! ..
Yuvarlak parlaklığında
Gözlerime zulmeden
Bir eşkıya saklayan gezegen
İfrit olmak zor değil
Karıncanın kan grubunu bile bilen
Sarsak bilgiçliğine
Sezar da geçti üstünden
Ve dahi Achilles
Kime öldü ardı sıra
Yanağından gül terleyen sevgili

Çarçabuk geçsin gitsin
Üstümden ikindiler
Ki ben
Akşamın duvarından atlayıp
Gecenin bahçesine
Şiir çalmaya gideceğim
Ham koruk demeden
Belime kadar girip
Fidelerin ahenkli toplantısına
Yeryüzü yüzünden girdiğim
Onca günahı tövbeleyeceğim
Bir istavroz çıkarıp
Bir oruç açarak

Ve sen ey! ..
Cenabet cürmümü
Yellerle gezdiren iklim
Cellat bul bana
Kestir başımı
Ağırlığı alınsın
Beynimden kanın….




21 Şubat 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:32 PM
Ara Taksim (Ay Makamı)

Neden
İçime şavkır
Bu ay
Bu gece
Resmini çocuklara çizdirdiğim
Bir grilik
Bir saplantı gibi

Yaz neden yakıyor
Talan edilmiş viraneleri

Ve ben asla
Lokmamdan ayırmadım seni yâr
Kokunu izbelerimden ayrı tutmadım
Ne uyku bölebilir sevdamı
Ne dost
Ne düşman
Vakitler ölsün
Seyrine seyranına
Yıldız içir ay yedir
Fezaya çevir kafesimi
Gel
Yüzümden incinen anılarımı der
Sesimden hüznün boğukluğunu

Ey! ..
Ki tüm ünlemlerimin
Üç noktayla bitişi sözlerin

Vay! ..
Ki bütün hüzzamların
Rasta dönüşü gözlerin

Hây! ...
Ki her şeye galip
Mağluba şefkat O’nda

Ay! ...
Ki içime içime
Şavkır bu gece





31 Mayıs 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:32 PM
Aramis

hüznün çocuklarıyız onulmaz biçimlerde

kalbimize bağıran büyük canavarlar elinde

hoşnutsuz yüreğimiz acıya aç melale müptela

izini sürelim yolun, acinin ormani büyütür insanı





Eylül 2006

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:32 PM
Aşk Acıtır İçimi

Resimlerde bir şey yok
Eski günleri anlatacak
Kırık izlerden başka
Merhamet kalmadı artık
Kanadı kırık kuşlara
Ah rezil devr-i alem
Yok mu senin insafın
Lafı burada kendi yok
Adı güzel ‘Güzel’in
Adı malum kendi meçhul
Bir iklime hasret şimdi
Torunlarının devri
Anka sofrada kebap
Yusuf yine kuyuda
Tüttürür sevdasını
Yanık türküleriyle
Zöhre’nin kandırdığı
Maluma ilam olmaz
Aşk acıtır içimi


MAYIS 2005

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:32 PM
Aşkın Kılcalları

Şarabın tadını bilmiyor olmam
Engel midir
Kendimi esritmeme
Belaya atlamama
Sefaya cefaya değmez mi tenim
Ucuz mu erkeklik bukadar

Beni
Baygın hastaların
damaryolu saysınlar
******* boyu dolaşayım
Açılıp kapanayım
Dolup boşalayım
İndirip kaldırayım
Esaslı bir
fizyolojik ajan olmaya yatkınım

Sen
Lanet bir gecede rüyalarınla
pinekleyedur
Ben gezeceğim kılcallarında
cesedinde can saklayan evrenin
Şarabın tadını bilmeyen ağzıma
Kanın bütün erkekliğini doldurarak
Yavaş ve hızlı
Hızlı ve durgun
Zehrime katık yaptığım her lokma
Tıkanık bir hıza atmasa kalbi
Akışkan kayganlığının sanrısı
Yapışmasa lôr torbası uzvuna aşkın
Sahteliğin tercihsiz zararsızlığı
Yormasa saçlarımın yosun kokusunu
Engellerdim gecenin sabaha
diri çıkmasını
Ağzıma tanıdık tatlar bıraksaydın eğer
Bir de şarabın kızıl keşmekeşini
Zaferli savaşımın
Mağlup ordusu olurdun
Kana binip gezemezdim o vakit
Aşkın kılcallarında...





20 Mart 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:32 PM
Atlılar hayATLILAR

Bileyip öfkeyi karanlığın zevalinde
Savaşa koşan atlılar
Elleri kandan kırmızı
Gözleri gökten yüce

Zor zenaat değil kavga
Kargılarınızın aydınlattığı gecede
Tanrının keskinleştirdiği kılıçlarsınız
Dünyanın çürük yerlerini kesmeye
Elemsiz kalemsiz şiirler döktürüyorsunuz
Meydanın kırmızısına
Şefaat bekler bir yanınız da yok
Yukarıdan yandan arkadan

Gelen ölür kalan ölür
Yürümeli oysa
Hep yürümeli atlarınız
Karanlığın dizginsiz cesaretine
Vahşetin dipsiz karanlığıyla
Sabra mahal yok
Gözyaşına batırıp çıkarmak yeter
Anılarınızın kirlenen urbasını

Sevdayı yoklayıp geçtiğiniz bu bahar
Size sunar nasılsa
Kahramanlar olarak ölmenin
Kanlı madalyasını



21 Mayıs 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:32 PM
Ay'ın Gece Mavisiyle Dansı

Göze alıyorum
Ayın gece mavisinde
Dansıyla
Aynı saatlerde ölmeyi
Rüyalarım
Bir el bombasının
Üstüne atlayıp
Yoldaşlarımın yüzüne
Dağılıyor
Gök gövdemi
Kanlı bir şehit gömleğine
Benzetiyor olmalı
Yoksa niye yağdırsın
Onca belayı
Bağsız yanlışlarım vardı
Ki semirtiyordum onları
Leziz şehvetimle
Yoldaşlar, arkadaşlar
Ve geride bıraktığım
Tüm harami saltanatlar
Rüzgarın getirdiği
Kum tanesiyle geri gelip
Çarpıyorlar yüzüme
Ateş alnımda
Gizil bir komplonun
Gizemi kadar
Sıkılgan duruyor
Hançeremde hançerler
Gözyaşları, gençlik acıları ve
Aşk ağrısı
Pişmanlıklarımdan bir binit yaptım
Eşkıya ülkesine gitmeye
Su, beni beğenmiyor olmalı
Toprak bana tenezzülsüz
Bir kader cıvıltısı olsa gerek
Ömrümün aynasında
Seyrettiğim hayalet
Rüyalarım bakire bir toprağı
Avuçluyor
Şedit bir hazla
Kara yağlar dökülüyor
Ekranımın üstüne
'Bu yüzden buğuludur
Kıyısında yaşamayı seyrettiğim
Pencerem'
Bu kadar kolay olmamalıydı oysa
Göğün emsalsiz lacivertliğine
Yazacağım şarkılar

Göze alıyorum işte
Ay'ın gece mavisinde
Dansıyla
Aynı saatlerde ölmeyi
Tetiksiz bir parmak büyüttüm
Adına 'Kaleşnikof' deselerde
Gizemsiz rüyalarım oluyor
Arkasında bayat fonlar
Radyoda arabesk
Ekranda Arap çığlıklar
Ruhunun karanlığına
Beyaz adam olanların
Öğreneceği çok şey olabilir
Bele sarılmış bir T.N.T.'den
İntihar silahıyla vurulabilir ancak
Puştlar, puşt doğanlar

Ötesi mavi bir
Sevda düzeneği
Mor dağların ardından
Çağlaya, çağıldaya
Akan yüreğim
Ötesi ölümse
Ölüme gülümse


Nisan 2003

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:32 PM
Ay Aydınlık Gün Kara

Sefilim yalnızım emsiz bî ilaç
Çaresiz devasız hastayım şimdi
Ruhum denizlerde tenim sana aç
Hilesiz riyasız yastayım şimdi

Geceyi seyredip şi’rini yazsam
Elimle beynimden fikrini kazsam
Hayattan vazgeçip oyunu bozsam
Yine akıldayım us’tayım şimdi

Endişem yok kokun tene can ekler
Sitemim yok sesin cana kan ekler
Lâkinim yok çünkün kana ten ekler
Şekline girdiğim tastayım şimdi

Eyvah demem asla yandığım için
İçip şarabını kandığım için
Aşkı bir yanılgı sandığım için
Lâl oldu dillerim sustayım şimdi

Sesin kulağımda cıvıldıyorken
Hasretin içimde kımıldıyorken
Mehtap yüreğimde ışıldıyorken
Buluta saklandım pustayım şimdi

Ellerin elimde zaman yarışta
Nefesim darlanır her bir vuruşta
Elem de keder de iki kuruşta
Hasretlik çekmekte ustayım şimdi



2 Haziran 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:33 PM
AY KARANLIK HECELERİ l

Çatlak dudaklarım toprak olurdu
Ömrüme çağlayan sel olmasaydın
Aklımı şüpheden çöl kavururdu
Ruhuma üfleyen yel olmasaydın

Tellenir efkârım tütün içimi
Anılar aklımda yakar içimi
Unuturdum kafiyeyi biçimi
Şi’rime gerilen tül olmasaydın

Ahirim sen olsan sonram gam değil
Aşkınla pişirdim kalbim ham değil
Kokun yoksa eğer uykum tam değil
Uykuya rüyaya mal olmasaydın



2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:33 PM
AY KARANLIK HECELERİ lll

Zordur yokluğuna alışmak senin
Ahımı duyunca hoşça kal deme
İşin mi meçhule karışmak senin
Ruhunu yorunca hoşça kal deme

Zamanı eğriltip yazgıyı yorma
Aklını sivriltip kalbimi vurma
Ölmüşü diriltip hesabın sorma
Sevdamız ölünce, hoşçakal deme

Ezginle dağılır kalbimin pusu
Sesinle gelir hep şiirin hası
Gönlünle unuttum çileyi yası
Birazcık gülünce, hoşçakal deme



2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:33 PM
AY KARANLIK HECELERİ lV

Kelepçe vuruldu fikrime çağda
Derdime ağlayan eşi ararım
Kederde neşede gamda tasada
Güğsüme yaslanan başı ararım

Zindandan çıkacak yol bana nerde
Kokusu esriten gül bana nerde
Yaramı saracak el bana nerde
Bağrıma bastığım taşı ararım

Zamanı eyvaha vurduğum yalan
Kavganın göbeği olduğum yalan
Sesini öldürüp duyduğum yalan
Yerlere serdiğin leşi ararım

Tozlandı kelimem gitti sözlerim
Ağlaya inleye bitti gözlerim
Şiirim nerde hüznü özlerim
Gözümde bir damla yaşı ararım



2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:33 PM
Ayan-Beyan Ziyan...

İkliminde bir ömür
Yanıp tükenmek kolay
Sen beni var etmeden
Beni vasıl etmeden
Ruhumu öteye aç
Derdimi ziyan eyle

Aşkınla nar eyleyip
As beni çarmıhlara
Yüreğimi kavurup
En şedit ızdırapla
Hakir edip gönlümü
Cezamı beyan eyle

Sevgili ey sevgili
Kat gölgeni cesedime
Kabul et niyazımı
Kulak ver inlememe
Ya çek perdelerini
Ya cemalin ayan eyle



Aralık 2004

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:33 PM
Ayaz

Gündelik şarkılara indirgenemez
İçimin aydınlık sabahları
Kelimesiz kararlılıklarla
Yaftalanan bir soğukluğa
Terkedilemez
Kuşlara sunduğum
Civa cıvıltısı

Hadi gelsin kar soğuğu
Isıtsın ellerimin caniliğini
Yakmak; başka bir baharın
Çiçek kuşanmış telaşı

Donduran sesler duyulsun
Gecenin siren gürültüsünden

Ne ki
Kalbimi ayazlatan
Bu yangı'ya ket vurur

Ne ki
Aydınlatır
Hüznün karanlık haritasını

O bulacak
Köpüklerinden
Lambanın cinini de

Tek dilek...
Biri bitsin.



26 Aralık 2006

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:33 PM
Baba Ölüm, Çocuk Ölüm

Su çağıltıda,
Gönül melalde...
Kimbilir hangi diyarda
Kaç derece ateşle
Kaç çocuk ölür.
Bilinir bazı yerlerde
Çocuklara ateş edildiği de.
Elleri karıncalanır bir militanın
Epeydir tetik çekmemiş
Parmakları kaşınır

Gökyüzüne bir su berraklığı ile
Bakabilmektir, der dedesi çocuğa...
Yinede apoletsiz bir hayatı seçemez
Marifetsiz çocuklar.
Ve yine su çağıldar
Ve yine gönle melal dolar
Ve yine karıncalanır
Militanın parmağı

Ama hayat
Bir su berraklığıyla
Bakar gökyüzüne
Gelinciklerin arasında
Bir gelincik gezinir
Harareti alınmış bir çocuğun
Gönlüne dirlik
Ruhuna ferahlık
Kalbine ipekler salar.
Boşver hayat bir gemi
Yürüt onu diyen şairin
Hayatını yürütür
Gece zebanileri
Dolu alıp boş verirler

Sarardı gökyüzüne bakan adam
Gözlerine kıraç tarlalar gibi
Ve gözlerine gök ekinler kadar
Güvenirdi çünkü
Bu hiç bir şey mağarası gök
Şu her şey denizi gök
Ateşini hangisi düşürecek
Bu ağlayan çocuğun? ...

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:34 PM
Balık Boşluğu

Boğazımdan göğsüme
Bir harfin kayganlığıyla
İnen tedirginlik
Yalandır gırtlağımda
Bir nefesin yeşillendiği
Meşhur mavilere
Kadavra parçaları atan
Meçhul bir periyim aslında
Dökme saçlardan sobalarda ısıtılmış
Buğulu bir telaşa giydirilmiştir
Pullarımın parlaklığı
Ahengim sorguya açık
Hüznüm yargıya
Hiç kimse emin değil
dürüstlüğümden
Denizi yakamozlayan
ben değilmiyim oysa
Güneşi kandırıp
Dalgaların koynuna sokan
Ben değilmiyim
Hiç kimse aldırmaz beyazlığıma
Lekeli bir şüpheyle yaklaşılır
Berraklığıma
Öyleyse mercanlar arasında
Kokuşmama gerek yok
Köpük serüvenlerine atılmalıyım
Pazarlar pazarında hemen şu anda
Üç otuz bedele satılmalıyım
Şöhretim büyüsün ki
Yalnızlara mut katsın
Aydınlık bahçelerim
O zaman ellerimi
İnkara yeltenilemez
Bir taş katılığına bürüyeyim
Geri dönülmez yollara
Yola gelmez bir inatla sapayım
Ki
Akşam alacalarının gadrinden
Payıma mavi düşmesin




18 Ocak 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:34 PM
Bayram Bağrımda Yaram

Sabah alacasındadır gözyaşlarım
Kanlı bir bayramın sabah alacasında
Hüzne bulanışım sadece bundan
Kanlı bir bayramın sabahından
Dertsizden bahtsızdan
Kedersizden değil
Sadece bayramın sabahından
Aşka kesen yüreğimde kor varsa
Yanıyorsa ellerim hasretin ısısıyla
İşte bundan
Bayramın sabahından

Evsiz yurtsuz yolcular bile artık
Girdi kendi yataklarının
Sıcak sarıcılığına
Yollar bitti
Bitmez sanılırdı oysaki

İşte bayram
Diktatörsüz geldi UZAK lara
Asılan sakallı adam bile
Şimdi benden rahattır
Ölümün ılık
Mezarın soğuk yatağında

Ey gözlerimi yıkayan
Her bayram sabahında
Yatıştır biraz olsun karanlığımı
Uyandır kalbimi
Hüznün deliksiz uykusundan
Bayramım olmadı hiçbir bayram
Bari bir sonrakinde
Küçük bir tebessüm bulaştır yüzüme

Hasretin yarası kanıyor içime doğru
Çatlamak üzre kalbim mesafelerden
Uzak bir tuzak yine
Ve yine bir geceydi bu sabahın annesi
Yağlayan oydu urganları
Asan oydu
Kesen o
Şair yüreğimi şerha şerha

Yasak yok rehin yok
Anısız kalmaya ahdetmiş ruhuma
Uçmaya kararlı
Konmaya ayarlı
Bayram ağlayıcısı ruhuma
Kilit yok
Zencir yok

Sokaklara çıktı artık insanlar
Soğuk sisli bir sabahın içinden
Yürüyorlar Allah'a doğru
Sıcak bir çorba
Kaynamaktadır arkalarında
Ki dönüp tapınmalardan
Dolduracaklar içlerine
Aşkla ısıtılmış yemişleri
Benim gecem bitmemiş
Bayramım gelmemiş
Nesine gerek neyine gerek
Yılda birkez tapanların
Yürüyorlar
Sadece yürüyorlar
Geriye dönmek
Geriye eve çorbaya dönmek için
Yürüyorlar Allah'a

'Vurulmuş bir geyiktir şimdi gözlerim
İçimin ormanı bir yangın yeri'



31 Aralık 2006

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:34 PM
Bayramlarda Hüzünlenir Melekler

Benim gözlerim
Oldukça aşinadır hep
Bayram sabahlarına
Hüzünsüzden bahtsıza doğru
Keşmekeş bir yolculukta
Onlar ile devam ettim
Yoluma.
Çünkü:
Güzaf kelimeler yetmiyor
Bayram sabahlarında
Kalbimi puslandıran
O tuzsuz kederi anlatmaya
Ne yapılabilirki başka
Ya el öpüp çekilmeli hayattan
Ya da bayramda
Bayramca ağlanılmalı
Hüznü kazıyıp
Neşe çıkarmak piyangosu
Yalnız bayramda çekiliyor
Al biletini
Başla ağlamaya
Bütün hasretlerin
O, ince hastalık yapan
Kahir mikrobu
İçimize akmaya başladığında
Bizi, gözlerden ırak
Neşelendiriyor oysa
Dünya
Ve işte dünya
Tıkına tıkına
Dolmaya hazır midelerin
Saltanatına başlamanın
Bayramını yapıyor
Küçükler,
Kemiksizler,
Doğanlar
Ölenler
Fersizler
Günahkarlar
Ve
İşte dünya
Bayramını yapıyor
Parça tesirsiz olsun bombamız
‘Lütfeeeğaan’
Diye dua(!) ederek



Kasım 2003

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:34 PM
Ben Dünyanın Şaşkın Bakan Gözüyüm

Ben dünyanın şaşkın bakan gözüyüm
Anlamam gökyüzü neden kaçar
Gecenin rahmine...

Neden ölür analar
Çocukların gözlerindeki pırıltı için
Nedir adanmışlıkları

Heykeller nasıl üşümez karda kışta
Bronz cisimlerine konan
Kuşlardanda mı kapmazlar ayazı

Kimdir cesetleri külleyip
Çekmecelerde saklayan tuhaf sarıklı adam
Tanzim edilebilir mi ölümün yangısı

Çöllerde dullar oluşturan amcalar
Nasıl girer acaba koynuna avratlarının
Ceset soğuğunu çıkarıp üzerlerinden

Ben dünyanın hayret eden kızıyım
Bekâretim yağmalanır
Tankla tavşan avlayanlar tarafından

Ben kelâm tapınağında bir anlam kitabıyım
Tefsir olunur bana şairin vahyi
Şiir bana esirdir/Ben O'nun kölesiyim



23 Mart 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:34 PM
Beş Benzemez

1. Sinek Vale

Hüznile sevda geçiyor
Ömrümün kıyılarından
Resimsiz düşlerimi bölerek
Yelkovan saplı baltalarla
Asılı kalıyor
Tüm ceninler
Tüm döllenmemiş
Meşru rahimlere

2. Kupa Papaz

İnme iniyor
*******i bu şehre
Kedileri fare yemiyor
Yürekleri
Katransı zehirler kaplıyor
Gece olunca
Ötesiz metalı rüyalar
Dürtüyor
Rahattan şişmiş kıçlarımızı
Koymayıp almak mahareti
Esnetiyor
Kalplaşan zihnimizi
Gece, bu şehirde her zaman
Fahişelik yapıyor
Giriyor koynumuza
Fasılasız kasılmalarıyla
İki bacak arasından

3.Karo As

Biz
Piç çocuklarıyız
Kente uzaklardan gelen
Mahmur yolcuların
Tutulup zehirsiz ama tuzlu
Saçlarımızdan
Atılacağımız yakındır
Okyanusa nazır
Bir sarı sahilden
Maviliklere
Kapatmaz piçliğimizi
Batıklar balıklar
Öyle aşina
Ve serin yerlerimizde
Saklıyoruz ölümü
Eyersiz atlara
Binersek eğer
Korkmayın gelen biziz
Elimizde piçliğin
Şanlı sancağı

4.Maça Kız

Gece şehre
Lapa lapa melek yağıyor
Çıkartıyor üzerinden dünya
Eski, kirli esvaplarını
Beyaz, temiz ve settar
Bir maske giydiriyor
Betondan günahlarımızın
Gri suratlarına

5.Kupa Kız

Deniz aşırı kalabalık
Denizaşırı gelen
Yolcularından dolayı
Islak, ılık ve kafiyesiz
Bir geceye giriliyor.
Haziranda
Bahardan boşalmış
Döller gibi yaz
Sıcak yavşaklığını
Öneriyor bize sadece
Gevşe ve rahatla
Gevşe ve rahatla
Gevşe
Sıkılmış yumruklar
Can sıkıyor her zaman
Bizse ölebilirdik belki
Cendereden
Esirgeyen koruyan
Direnmenin adıyla
Başlamasak
Her soğan ekmeğe
Kendi kendimize
Sıkabildiğimiz tek şeyimiz
Canımızdan başka
Göndere bayrak gibi
Asılı yumruklarımız
Hasılı yumruklarımız! ..



Aralık 2003

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:34 PM
Beş Dörtlük (Gitti)

Dağınık çileyim aşk tezgahında
Doku ilmek ilmek ör beni sevdam
Sızlarım kanarım ol çarmıhında
Derdin ne hallere kor beni sevdam

Divâne gezerim alemi hergün
Derdin dertlerime çare mi hergün
Delirttim çıldırttım kalemi hergün
Lügâti ağlattım gör beni sevdam

Elimden gelmiyor sana darılmak
Rengimi soldurur gamla karılmak
Tek dileğim vasl'ın ile durulmak
Aşkından caydırmak zor beni sevdam

Ehline veririm aşkın hasını
Ki silip parlatsın kalbin pasını
Alsın gam kederi hüznün yasını
Elinde yüreğim yor beni sevdam

Hasret boş çıkardı gözyaşlarımı
Vuslata bağlattım telaşlarımı
Erit nâr-ı aşkla kalp taşlarımı
Eyle ateşinle kor beni sevdam



3 Mart 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:35 PM
Beş...

BİR/ gitti, gelirmi bilinmez
İKİ/lenen yollara doğru
ÜÇ/gen şiirler peşinde koşan şair
DÖRT/lükten başka birşey bulmaz
BEŞ/ para etmez zekanın küpünde


5 Aralık 2006

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:35 PM
Beyaz Giyen Periler

Göklerden yerlere
İnen melek gölgesi
Zamanın tandırında pişirir aklı
Kalemler çaresiz şiir zavallı
Bacalardan tüten çamur sevdası
Oyuyor safderûn bir aymazlıkla
Kendirlerle sarılı garip ovayı
Kediler sarılar taşlarla kaplı
Garâbet konağı şu civar başı
Sarıya beyaz giydiren efsun
Beyazda sarıyı yıkayan şehir
Aşka yol veriyor yakamozsuzluk
Geceye ay katıyor hülyalı dalış

Bacalardan perilerin geliyor oluşu
Çıldırtsa da şairin eksik mısralarını
Yetmiyor anlatmaya yetişemiyor
Kendini serçelere neden sunar
Güneşin sabah mahmurluğu
Bir ardıçkuşu neden küflenir
Serinliğin iksirsiz zaafiyetinde

Neden boşalır kalbe
Seller gibi bir hüzün
Niye ki akla düşen fir'âk ateşi

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:35 PM
eyaz Ülke

Eskidi kuşların o son şarkılarıda
Gönlüme hicran sunan
Bir sevgili gibiydi
Geçti gitti sonbahar
Ülkem şimdi bembeyaz.

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:35 PM
Bırak Yansın

Usül erkan görmeden dağdan şehre inenin
İnce hesap bilmeden riyazete girenin
Cesedi adam bilip ona kıymet verenin
Yuh olsun ervahına bırak yansın mahşerde

İnsana insan gerek bunu böyle bilmeyen
Rüyasız mahluklara gece gündüz sövmeyen
Nefsini adam edip ardından sürümeyen
Yuh olsun ervahına bırak yansın mahşerde

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:35 PM
Bir Kente Marşlarla Girmek

Ey külahı ters giydirilmiş
Gençliğim
Ruhunu çalıyor
İşte şu anda
Tarifsiz tafralarıyla
Zaman
Eyvah ki vah o halde
Güvertelerdeki sandıksız yolcular
Atılmalı denize
İksirsiz dualarıyla birlikte
Ya Rab!
Sonumuzu hayreyle...

Eskiyor elimde
Fizan’a kadar
Taşıyacağımı sandığım
Gittikçe ağırlaşan
Hazine sandığım
Ağırlaşıyor gece
Üstüme çökerken
Le le yar
Li li yar
Bir türkü koşup
Derinliklere
Ya Rab!
Aklımızı hıfzeyle...

La’l oluyor işte idrakim
Aynalar aynalar
Her bir yerimde
Açılıyor kapattıkça
Bakmaya kıyışamadığım
Kirli yerlerim
Ya Rab!
Ayb’ımızı setreyle...

Deminsiz,sonralar
Dünlü, dinsizler
Dinli, dünsüzler
Yanlı, yönsüzler
Canlı, kansızlar
Kanlı, cansızlar
Yetim, öksüzler
Bekliyor mu hala
Geçit resminde
Tebessümlerimizle
Geçeceğimiz zannıyla
Gönlü arsızlar,
Ömrü yarsızlar,
Kadim hırsızlar
Bekliyor mu?

Ey külahı ters giydirilmiş
Gençliğim
Ruhunu çalıyor
Kuduz yarasalar
İşte şu anda
Marşlarla giriyorsan
Eğer bir kente
Öyle gir ki
Çıkışın
Depremlerle olsun

Ya Rab!
Gönlümüzü göl eyle...



Şubat 2004

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:35 PM
Bir Yanlışın Götürdüğü Dört Doğru

birinci doğru...

gece örtmeye kâdir mi balçık hüzne bulanık
esrarlı cinayetimi
kadınlar umurum değil
yalnızlık telaşım değil
günün canı akşamın cehennemine...

ikinci doğru...

sanrılarını şiirleyen kalp yoksunu şair
güleç yüzünü aya çeviren çirkin yüzün çirkefi
vakitleri karartan müsekkin gece
sayılı zamanlardan kaçma girişimi ruhumun
hangi şarkıyla açıklanabilir şimdi
karanlığın şahitlik ettiği bu cinayet

üçüncü doğru...

zafer çığlıklarıyla üstüme gelen ordu
gel de göstereyim sana dünyanın örekesini
mağmadan başlayıp atmosferden çıkarayım
lök kalbinin dumanını
neye yarar sabahın teskinsiz bir irkilmeyle gelişi artık

dördüncü doğru...

şeytana günah listesi sunacak kadar kibirliyim
deminden dumanından efkarından öteyim aşkın
gizemi öfkeye yendirdim kasten
esini yosuna buladım bilerek
sesimi karartan cenklerden çıkıp
sözünün cehenneminde yanmaya geldim

yanlış...

bulmacalar beynimde sessiz sular gibi durgun
zindanımın anahtarı şairin cebinde
tövbeler ediyorum büyük tövbeler
aşkın cehenneminden korkuma
istiğfar kabul etmez bir tanrıya düşmüşüm
yaktı...




26 Mayıs 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:35 PM
Bitmezse Güz Biter Gözlerim

Yalnız ay ışığı aydınlatabilir
Tenimde tutuşan ezgileri
Över durur hüznümü
Ay’lığından kalma
Eski alışkanlıkla
Oysa benim
Yürüyüşler tertipleyen
Bayraklar sallayıp
Marşlar haykıran
Bir keskinliğim var
Yitik,gömülü olsa da
Diri tutar rüyalara karşı
Gözlerimin perdelerini

Benim lal ama cıvıltılı bir kalbim,
Su gibi durgun bir hüznüm,
Dünyayı tanımaktan yorgun,
Şiirim var.
Kelimelerimin takati kesilse de
Celladın harmanisinde
İçimde beslediğim bir sövgü var
Benim şarkım,
Benim atımlarım,
Savaşım,
Aşkım,
Coşkum,
Soğan-ekmek gibi direnişim,
Göndere bayraklar çeken,
Sıkılmış yumruklarım,
Haziran’sız Eylül’üm
Terazisiz dengem var…

Ay ay’lığından kalma bir alışkanlıkla
Pudralıyor yüzümün çopurluklarını
Esrarlı bir cinayet mahalli süsü veriyor
Gözlerimin akına
Tüm dünya orda vurulmuş
Tebeşirle hattı çizilmiş gibi
Kusursuz bir cinayet işlenmiş
Saçlarımda
Katil,maktul,suçlu,suç
Eğilip girer
Bir mabedin kapısından

Yemliyor zaman ay ışığıyla
Tufan sonrasını andıran
Hatıratımı
Tarihçemde küçük suçlar
Kırbamda şerbet dolu
Benim çünkü
Lal ama cıvıltılı bir kalbim
Su gibi durgun bir hüznüm var

Bitmezse güz
Biter gözlerim
Yaprakların
Sarı salınışlarına
Ağlamaktan...





20 Kasım 2006

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:36 PM
Boş Bakışlar Günahkârı

Kesik parmağımdan akan bir damla kanda
Yıkıyorum cesaretin beyaz saltanatını
Korkuya kaptırdığım aşkın sızısını geçirmese de
Öfkenin sükûtunu aceleyle duymaya çalışmam
Dindirmese de akçıl kuşlarımın çığlığını

Dilini yarama bandıran vampir
Şeklini bozuyor acılarımın
Yanyana dizilmiş geçmiş şarkılar
Islatıyor ritmimin rengarenk dokusunu
Emsin istiyorum kılcallarıma kadar
İçime yeni sözler yumurtlayan kurbağa
Dünyayı bir ışık saltanatı zannetmeme değsin
Gülüşüyle resmimi ışıldatan ferahlık
Kara kirli bir kimyaya deney olamıyorsam
Bir ağaç resmi olayım bari
Ağacı hiç görmemiş
Kör bir ressamın tuvalinde

İşte
İş gücüm düşer diye sildiğim rengimin
Kağıtta bıraktığı ısrarcı leke
Çekip uzatıyor kulaklarımı
Midasın kuyusuna kadar
Yerle bir oluyor
Yaz günlerinden kalan unutulmuşluğum

Beni boş bakışların vebali diye yazacaklar
Dünyanın günah defterine
Çırpınışlarım sevaba sayılmayacak
Sol yanı çökük bir kambur olarak
Çook çok geç gireceğim cennete
Galiba....




23 Şubat 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:36 PM
Bukleyi Beklerken

Demiri
Isısıyla eriten
Geçmiş zaman kurtları
Lalelendirip öce salmayın
Hasretin kıpırtısını

Temiz duru siyahsız
Esinli yosunsuz kudret
Üfle
Uçana kadar
Kulağımızdan zar

Pir-û pak pembeler süründükçe
Kalemin karındaşı akkağıt
İlerledikçe bahar günleri
Ruhu basan bir sıkıntıyla
Ekle yazgıyı
Tozsuz döşemenin sağ yanına
Bekle gelsin yine
Her zaman gelen

Bak aklı parlattıkça
Yansıyan ışığa bak
Sezginin yarasası
Nasıl da ölüyor
Bu karanlık aydınlıktan

Zaman
Dudaklarından sızan kana batırıyor
Eşyanın cesedini

Bekle gelsin
Bekle ki gelsin
Bukleli kız
Sessiz suyun içinden



18 Nisan 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:36 PM
Orda, bir camekan ötede
Bedenimin atisi
Ben hala çekiyorum
İştahlı nefeslerle
Kanıma nikotini
Bu ne zalim densizlik
Bu ne manasız çile
Ölüm
Korkutmuyor muydu oysa
Kendinden
Fişek yemiş köpekler gibi
Tıknefes bir nöbette
Daraltıyor dünya
Mükemmel anatomimi
Kusursuz bir çelişki
Aklımda bundan kalan
Allah doğru söylüyor
Gerisi komple yalan…


EYLÜL 2005

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:36 PM
Canlı Bomba

Ölüm bizi kucakla
Sar sarmala
Öp yanağımızdan
Direnişsiz yaşam
Senmiydin gelen
Defol başımızdan


2002

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:37 PM
Coğrafyama Sınırlar Çekilemez

Sabaha saklanacak bir serinlik bulmalıyım
Gövdemi aşkın cehenneminden korumaya

Yıldızlara soru sormaya cesaret etmeliyim artık
Cesedimi heykel taşından heykele döndürmek için

Bir düş çaresizliğinden bakmalıyım
Rüzgarı caddelerinde konuklayan bu kente

Zamana endişeler ekleyip beklemekten caymalıyım
İmza altına almak için yasadışı ruhumu

Yönetilen bir film olmaktan çıkmalıyım
Şiirin sezgisine uçurmak için yaşamakları...



24 Ocak 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:37 PM
Cumartesi Anatomisi

Uykumu ebabiller taşlayabilir
Serin sofalarında yatmazsam
Sahil kulübelerinin

Rüyamı şairler yıkayabilir
Derin damlalarımla
Oymazsam şiirlerini

Karanlık kalemimi saklayabilir
Nefretle bulanık acı tatları
Kağıdın rahmine dökmesin diye

Sigaram boş yere küllenebilir
Ciğerime dolmadan
Tütsüsüyle hayalimi fonlandırmaya

İçimde deli taylar oynaşabilir
Ruhumda kurak tarlalar
Bitmesin diye

Sefiller sadakamı reddedebilir
Dalaşmaktan yorgun,eve döndüğüm
Alaca bir akşamüstünde

Çocukluğum çalınabilir
Kolluk güçleri tarafından
Cıvıltısı tehdit sayıldığından

Şiddetim zavallılara kıyaslanabilir
Sütten ağzı yanmış
Melekler tarafından

Tenimi darağacı üfletebilir
Dünyanın çizgisiz dudaklarından
Zamanın çürümüş ciğerlerine

Hüznümü bir çocuk anlayabilir
Daha düşmediği ana rahminden
Ömrüme bin ömür katarcasına

Korkumu karabasanlar yadsıyabilir
Nefretle giriyor oluşumdan
Dehlizlerin karanlığına

Zindanlar ışıkla yırtılabilir
Vedasız ayrılıklara girgin
Yürüyen karaltılarla

Zamanlar zemine oturabilir
Belkiler çünküye devrildiğinde

Ölünmez bin ömür yaşanabilir
Sonsuz'un bir noktalık arazisinde...




6 Aralık 2007/Cumartesi

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:37 PM
Cüce

Beni kıyı köşe arayan
Şu uğursuz cüceye
Göstermeliyim artık
İçimin cehennemini
Yadsınmış laneti
Cebinde taşıyan
Erkek duruşlu
Bir kadından
Ismarladığım hüznü
Vermeliyim ellerine

Beni köşe bucak arayan
Şu lanetli cüceye
Serin sevdalarımı
Kavi kahırlarımı
Mavi giymiş umutlarımı
İçimin loş kekre sisli sıcaklığını
Göstermeliyim ki
Vazgeçsin
Kederi yüzümün çizgilerine
Gömmeye çalışmaktan

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:37 PM
Çanaklar Çömlekler Irmak ve Köprü

Korkuyor nefesini bırakmaktan
Kafiyesiz bir hırıltıyla inleyen yıldız
Demekki korkulmalıymış
İnadına parlamaktan

Gergin şeyler geçiyor ayın üzerinden
Toz kaldıran ufalayan bir hızla
Ama görünmüyor kolayından
Parçalara ayıran diklenmesi uzağın

Esrarlı yangınlar çıkıyor
Ormanın iğneli derinlerinde
Yemişleri yemiş işte aç kurtlar
Dumana dekor düşüyor bu dramdan

Şakacı kuşlar inliyor ovada
Aç köpeklere söver gibi neşeyle
Nicedir sormazlardı oysa
Tepeleri tutan nedir yamaçları kıran ne

Kabaca kusuyor dalgın zemheri
Kutsal kaselerin durduğu rafa
Soğuk ve hacimli bir şehir
Yenilenirken zümrüt yeşiliyle

Sandal sefasında boşalıyor
Yardımsız şekilsiz ruhsuz ışıltı
Güneşle eşleşip içeri sızan
Çanaklar çömlekler ırmak ve köprü

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:37 PM
Çıkıcı Gam

SOL ANAHTARI...

Seçilen sevilenmidir hep
Rüzgar uçurduğu her yaprağı severmi
Kuşlar kar aralıklarında ölmeyi
Anneler ağlamayı seçerde hep
Severlermi acaba bunu yapmayı

DO...

Senfonik bir gürültüyü andıran sokak
Ardına yamalanmış binbir vesvese ile
Akan akan kan göllerine
Gözlüklerinin arkasında
Tebessümler biriktiren insanlar
Nedendir efsununa tabii çareler bulunamayışı
Kendini fesleğenden uzaklaştıran kadınların
Hani yüksek evlerin camekânlarından
Sokağı dinleyen çocukların arzusu
İşte gelinmez diye gidilen her yolculuğun
Kentte patlattığı bombaya koşan uzmanlar
Yaralıyor ellerini erken baharın

RE...

İçine kuşlar kaçan her zindan
Aydınlanır sanılırdı halbuki
Yeknesak loşluğunu ışıldatır gibi gelse de
Mücrimin hakkı varsa
Eza ettiği anlamdan dolayı
Dargın ikindi ışıklarına gerek yok
Kuş sesi yeter ona

Mİ...

Kirpiklerinden savaşlar sağılan taylar
İçip canilerin meydana göllenen kanını
Sağrısını dirilten
Büyüten endamını
Gözlerinin kıvrımında hüznü konuklayıp
Ayaklarıyla
Dünyayı endişeden koruyan taylar

FA...

Ses kesik
İçimin aksi yok hiçbir yamaçta
Bağırıp bağırıp duyamayanım
Sabahın kıyısında yemlerim âh-u zârımı
Gitmek bir çırpıda gelmeye ayarlı olmasa
Meraksız bakışları altında
Mor çiçekli uçurum bitkilerinin
Uzanmak işten değil
Ötenin sıcağına

SOL...

Gözyaşıyla saldırılan hüzün kalesi
Ne As'ı kaldı elimin ne de valesi
Bulutlara sormalı nedir çaresi
Beklerken ruhumu üşütmemenin

LA...

Reddetmekle temizlenebilen
Bir kaleyi andırır insanın ruhu
Pisi reddet,pâk doluşsun içine
Denklem basit ve fakat
İnsan matematik sevmiyor işte

Sİ...

İpince kumaşlardan arıtılabilir
Arsızların kenevir kokan huzuru
Anlam anılarında
Bir gençlik rüyası ereksiyonundan
Daha değerli değildir
Ve filtrelenmelidir onların müreffeh cesetleri
Kokusuna kış gelmeden
Boğazına kadar güle batmış mevsimin

DO...

Dolunaya yazılmalı birşeyler
Hecesini çalıp çocuğuna ad yapan
Hırsız bile olsa şair
Yazmalı dolunaya şiirler
O mehtabı biriktirip
Ceninler üstü teninde
Sunuyorsa
Rakı-balık feylesoflarına
Yazılmalı dolunaya hatırlatılmalı
Işığa elçi olduğu halde
Işık sahibi gibi davranmasının
Yanlışlığı anlatılmalı





2 Mart 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:37 PM
Çiy

Bekle
Gül yaprağında
Çiy damlası gibi
Eyyub'a sabrı öğretir gibi
Gelirim
Solmaz gül
Çatlamaz sabır
Gelirim
Gözlerinin krallığına...



1 Ocak 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:38 PM
Çöl

Gece
Başımda ışıksız bir sıcaklık
Alıyor bütün gizemini
Şiirin
Ağlamaya bozuyor
Hemen bütün mısralarımı
Gece başımda ışıksız
Bir sıcaklık
Garip dualar peşindeyim
Şöyle riyasız
İhtiyarlamış bir ruhum var
Aynada gördüm.İnandım.
Tabii yalan değilse gördüklerim
Ve tabii
Ayna da yalan değilse
Gece
Başımda dumansız ateşler
Sırtımda
Sarısız bir çöl yüklü
Akreplere mezar bir gece
Aydınlıksız bir ateş yanıyor
Sırtımdaki sarısı alınmış
Çölde
Dengesiz denkler yüklendiğimden beri
Silah, çok garip geliyor
Savaşmayı sanat bilen
Nasırsız, nazenin ellerime
Ki, kumdan silahlarda gördüm
Yapamasam dahi
İşte sırtımda
Sarısız, kumsuz bir çöl varken
İçeride yuvarlanıyorken
Atardamar içinde kan
Erkeksem
Yapsamya hadi
İşte dalga
İşte duruluş
Yoktur bu ciyfe dünyada
Şehadet gibi vuruluş
Yine gece
Alnımda
Işıksız bir sıcaklık
Sırtımda sarısı çalınmış
Çöller
Taklamakan gibi
Gobi gibi
Sina gibi

Ateş
Işıksız bir ateş
O'na mahsus onu yakmak
Söndür Allah'ım içimin
Pırıltısız alevlerini
Nurunla aydınlat ruhumu
Pencereme gün doğsun
Alan sensin, veren sen


Mayıs 2003

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:38 PM
Çölden Mâmûl Kederim

Senin sessizliğindir göğsümde çağıldayan
Ey suyunda esir kaldığım ırmak
Vakitli vakitsiz yeşeren çilem
Aynaları kıran zamana, asi öfkem
Lâl dilim, hazin hikâyem
Darağacından her kaçışım iki rekât
Uzaklaşmam hayata ip mesafesi
Rüzgârdan kumdan çölden mamûl kederim
Gözümde yaş kurumadan önce
Ufalanmadan tenim aşkın cenderesinde
Nerden gelirsen gel nasıl gelirsen gel




9 Mayıs 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:39 PM
Çözülme

Çözüldü hüznümün düğmeleri
Çırçıplak bir sıcaklıkla
Girecek koynuna
Yanan bekleyişlerin
Sevabına sevmiş olmanın
Günahına batık
Ensesi güneşe ve dağlara teğet
Soluklar aldıracak
Mesaiye geç kalanların
Sabah bültenlerinin
Tahvilat piçlerinin
Hemen bir adım önünde
Yongasında sabah telaşının
Kitap tezgahlarının
Dirilten ferahlığına
Kusmadan cehaletini
Yürüyüp yangın yeri plazalara
Kırık yırtık bir hazana
Mısra sıkacak namlusundan

Çözüldü gözümün sahte bağları
Dupduru bir kız kulesi resmi karşımda
Sepetin dibindeki yılandan artık haberim var
Rapunzelin sabrını bile ıslatır
Denizin mavi tuzlu maisi
Çıldırmış bir kıyama kıyıyor akşam
ve balıkların bu suçta
Kılçık kadar payı yok
Dingin bir enginliğe sürülüyor
Gecenin resimleri
-ki en güzel resmidir
gece bu gökyüzünün-
Dalgın sardunyalarla avunuyoruz
Tel kokusu
Boğazımızda pasa durmuş enkaz
Rüyalarla okşanıyor
Yağmurla durultuluyoruz
Yakamozla bağışlanıyor
Tüm esrarlı suçlarımız

Çözüldü aklımın sorunsalları
Ben gittim
Kıyıdaki yalnız kadına
Sorun-salları.........




12 Ocak 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:40 PM
Çözülmez Düğümlerin İskenderi

Aydınlıktan kovulur
Yoldan çıkmış esirler
Kelepçeler bilekte
Ömür gibi çürürken
Çünküsüz izahlara
Meyleder çünkü
Hüznü filmlere hapsetmiş
Köle tüccarları
Zamanın aksak ritmi
Kapıp koyvermezse
Sabahın dinginliğini
Ardıçlardan dakikalar sağmaya
Hiç gerek kalmaz
Çözmeye yetmez
Akrebin gücü çünkü
Karartılmış gizlerin
O serin saltanatını

Düğümler ekliyor
İçimin İskender'i içime
Boş beleş hükümdarlığına
Bir kısa an daha
Katmak adına
Uzatmak niyetinde
Kellelerden mamul tahtında
Kıçını şişirerek
Oturma süresini

Otursun varsın
Uzlaşmaz kılsın
Savaşlarla kanla bekleyişle
Mesafeler ve
Rüyasız uykularla hırpalanan
Gece mesailerini

Madem ki hüzünle sarmalanmıyor
Kadim kavimlere imrenen yalnızlığımız
O zaman buyursun otursun
Herkes istediği yere...........

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:40 PM
Ruhumu çalabilirdi her an
Herkese galip
Sinsi yarasalar
Sen,
Billur bir kase içinde
Göğsüne bastırıp
Saklamasaydın.

Kedersiz gülüşlerimi uzatan
Bu boşluk
Senin kılıcınla dolacak
Girdapsız zamanların
Neşeli piçliği
Seninle son bulacak

Tüm piçlere babasın
Kral senin soyundan


Şubat 2006

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:40 PM
D'artagnan II

Demiştim ya
Girdapsız zamanların neşeli piçliği
Seninle son bulacak diye geçen
Bildim son buldu
Artık girdaplı zamanlarımın
Hüzünlüğü hiçliği başladı
Bu bir babalıktır
Yerinde yalnız oturan bir adamı
Kaldırıp fırlatmaktır uzağa
Böylece zamana açtığım
Savaşıda kaybetmiş oluyorum
Akşamları büyüyen molalar
Azalıyor gitgide
Göğsün işlevsiz bir kasedir artık
Kalpten kara lekeler çıkaracak ecza yok
Onun paslanmış cidarında
İttir beni sonu yok savaşlara
Çünkü savaşmakla anlamlanır ancak
Bir muhalifin elleri
Ya da
Gökte kanlı bayraklar gibi
Sıkılı yumruklarla


Tüm piçler artık mutlu
Kral tahtına döndü...

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:40 PM
D'artagnan III

Sen bilinmez yangınlarını
Keşfetmekle marifetli kral
Nasıl uzun bir gölge bıraktın
İçimin avlusunda
Sen aşkı hesaplara gömmüş
Şiir yiyen canavar
Piçlerden kesmediğin umudu
Aşktan neden kestin
Elinde kılıcın
Terliyor avuçların
Ece senin git ve al
Yoldaşların ardında
Bilmesen bunu
Yada bilsen
Eylemsizliğin nasıl kanatıyor prensesini
Aramis kahrediyor
Taşlarla yoldaş Atos
Haydi davran DARTANYAN
Aşka uyandır kalbinin derin uykularını

Kral insin tahtından
Aşktır gerçek hükümdar.




Kasım 2006

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:40 PM
Dalgın DURGUN Kederli

Ben kendimi hüznü bilir sanırdım
Durgun azapları görmeden önce
Tanımsız tarifsiz gözsüz kedere
Aşina bilirdim azalarımı

Azalarla çekilmiş bir azabım
Herhangi bir acım yok
Bundan nüksediyor olmalı
Ara ara kan gözlerime

Perdeler çekiyordum kalın perdeler
Hayatla şiirimin orta yerine
Attığım hiçbir nutuk küçültmez şimdi
Sonsuzluğa karşı ihanetimi

Atılmalı evet sonuna kadar
Elsiz fersiz yapmacık
Kalbimin çürükleri
Dolan nedir ki bu boşluğa

Gecenin mirası bir sabah mı hep
Sabahsız ******* yaşamadım hiç
Ruhumsa yenilmedi asla
Dünyanın eşkıya duruşlarına
BİTTİ

Yenildim hüsran oldum
Malumat bana azap
Gölgem düşmanım oldu
Aklımın kırışıklıklarını açan
Dalgın DURGUN kederli
Bir hayalet mi olacaktı
Karşımda duruyor küstah edasıyla
Belanın en belası keder anlarım
Atlamazdım asla ben o kuyuya
O beni çekmeseydi karanlığına
-Nerdeydin gel bakalım sert adam
Alalım kalbinin demir tozlarını
Bizde bu iş için en mahir mıknatıs var-

Git
Zaman
Ellerine güzel bir kına yaksın
Ki biz şehre girerken
Sancak sende olacak
Güzeller güzeli bir kuşatma
Senin ellerinde
Anlamlanacak

Direndik savaştık
Ve işte aldık kenti de
O zaman ne bu hüzün kalplerimizde
Aldığımız bir kent ise
Verdiğimiz nedir
İsyanın ateşine



19 Ekim 2006

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:40 PM
Dayan Diren Şiirlen

İtiraz edilebilir mi
Günahın ölümle kesilmesine
Aşkın yeşeren bilinci
Nefretin istiğfar makamı
Ölümle

Ah! ..
Renkleri bir ton açan yağmurları
Gömleğine düğmelemiş saydamlık
Ah! ..
Şiiri kaftanında bir yama sayan katılık

Efkârın dibine doğru giden
Derin yolun yolcusu
Yol yorgunu uykuda.Derin
Kelepçesiz saatleri esreden
Zümrüt yeşili bir ahenkle

Karşı konulabilir mi
Karşılıksız ölmenin günahsızlığına

Yelpazenin farkından hayata yaklaşan izah
Var mı çaren
Dudakları aşktan yanana
Su veren elin çatlağına

Ey! ..
Kulede resimlerle avunan bilge
Kaç mağara aydınlatabilir ki
Sendeki arkaik malûmat
Fildişi
Kulağında Selimî bir küpe
Yorulmaz mı durulmaz mı
İnce ince kıyılıp savrulmaz mı
Samandan sanrıların

Dudakların çatlaksa
Rüya yangınından kalma hasarla
Fillere kin unutturan tebessümün
Yetişmiyorsa ölümün âsâsını kırmaya
Ayan beyan yenilen
Diren
Dayan
Şiirlen…

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:41 PM
De

Bulutlar yağmura meyyal
Gökler sağanağa muhtaç
Gözlerimde...

Sema karanlık
Ve girift
Yüreğimde

İncecik notalar
Hüznüme değip
Epritir hayatımı
Ki tüm güzellikler
Elinde olmalıydı
Şu küçük kızın
Şiirde...

Yeryüzü elem girintileri
Ve yeryüzü
Sevinç çıkıntıları yapar
Duyguların fırtınasından
Gönlümde...

Okyanuslar Med
Ve okyanuslar Cezir
Gelir vurur
Gider durur
Dalgalar
Darağacı gölgesindeki
Ruhumda...

Kuşlar
Bahara serenatlar sunarken
Tetiktedir yaz
Ve güz
Bekler kendi zamanını
Kaderini bekeleyen
İçimde...


2001

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:41 PM
Deniz Tuzu

Öldür aklının şeytanlarını
Yarama deniz tuzu basma sevdiğim

Kaldır aradan mesafeleri
Hüznüme hançeri sokma sevdiğim.

Aşkının ateşi yaksın ruhumu
Tek siteminle yakma sevdiğim

Geleceğim her gel dediğinde
Yeterki kalbimden çıkma sevdiğim



19 Aralık 2006

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:41 PM
Derd-i Derûn

Yamaları sökülsün
Rengime giydirilen
Bu deli gömleğinin
Açılsın sefaleti bir bir
Görünmeyen yerlerimin

Meğer yangın sonraları
Hep kül ve duman olmazmış
Meğer kapatılan yerlerim
Havalanmalıymış hep
Derd-i derûnuma dokunmalıymış
Sebeb-i hayatım
Nazenin elleriyle
Mülk sahibi bu diyarın
Desteksiz tahtında
Bir ömür oturmamalıymış

Eyvah ki vah
Sesinin goncası
İçimin ormanına açılan
Nergis soğukluğu
Serden geçen serim hey
Yeşilim
Maviye karşı

Mağlubum aşka.........




31 Ocak 2007

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:41 PM
Derkenar

Kalbim;
Bir ortaçağ aşkının
Şuleleriyle doludur.
Geçen zaman
Dirlik eklemişsede,
Yeniden yazılan hayatıma.
Ve hasretler girsede,
En eski halleriyle rüyama
Ellerim;
Rüzgarın vicdanına
Terkedilemeyecek kadar
Diridir! ..
Bir dünya gözlerimde
Hep canlı
Bir yürek hep atar nabzımda
Eksilmemiş vuruşların
Ve yokluğunda kahrolunan
Çün yokluğu azap olan
Bir ER'in hüznü ruhumda.
Yıldızların gadrına uğrar bakışlarım
Yıldızlar:
Ki çoktandır parlamaz
Gözlerimin ufkunda
Şiir bile yıldızlaşabilir
Ellerimin atımında

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:41 PM
Desk

Resmine bakıyor cennetin
Kalemsiz kırılgan gözleriyle
Tohumsuz pür perişan aklı
Zikrediyor
Kara karıncayı hakkıyla bileni
Taun belası değil
Aşkın en onulmaz
En eczasız yarası
İşte bu...
Gözlerinden ruhlar geçiyor
Taşlayan EBABİL'in



Haziran/2004

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:41 PM
Ürperişim

Yaz henüz başlamışken
Kıpırtılı hikayesini yazmaya

Gece serinliği mi
Öğlen kavuruculuğu mu
İkindi tenhalığı mı
Bilinmez

İçime sabahlar açtıran cıvıltı
Bu kadran dönüşüyle geldi
Kovanıma bal dolduran bu arı
Zindanımı çiçekleyen bu nefes

Aydınlığım bundandır
Yücelişim bu yüzden
Ve kutsal bir meşale gibi parlayışım
Dehlizlerin karanlığında

Ellerimi ikircikli telaşlardan koruyan
Bu yangı
Nefesimi rengine bulayan
Bu boya
Doğdu
Geldi
İçimin cinnet provaları
Sahnelenmeden az önce
Kanyondan
Mor çiçekli dikenden
Boşluktan koparıp kalbimi
Kırlara
İşte oraya
Papatyaların yanıbaşına fideledi
Doğdu doğurdu ömrümü

Anneden çıkan annem
Yarim
Yarenim
Sevdam…



4 Haziran 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:41 PM
Dokuz

Sahilindeyim yanık türkülerin
Eşyaya ket vuruyor
Ruhumun alazları
Devrik taburelere ağıtlar yaktığım
Dar gölgesinde uyumak
Rüyalara dalmak için yırtındığım
Bir anı denizi
Önümde dupduru uzanmış
Bana bakir balıklarının
Marifetlerini seyrettiriyor

Ah bu haşere zaman
Nasıl kaşındırıyor anılarımı
Nereden buluyor
Coşkumu hüzne dönüştürdüğüm kavgada
Kullandığım kılıcı
Gövdesinde esrar
Teninde giz'ler taşıyan
Bu kervanı neden boşaltıyor
Damarlarıma
Ki onların güçsüz aciz çeperleri
Kararıp ayinlerle
Çatlamaya yüz tutmuşken

Yok işte duyulmuyor
Devrik taburelere
Yazdığım şiirler...



1 Aralık 2006

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:41 PM
Dost'a l

Sen ölürsen dostum
Adı dünyaya hüzünle kazınmış
Anılarım ölür
Hayata sımsıkı sarılışlarım
Yeni baştan başlama arzularım
Ve anlamlarımın kördüğümü gönlüm
Ölür

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:42 PM
Dost'a ll

Ölüm
Taze bahar çiçeklerini
Kıskandıracak güzellikte
Buluyor kendini
Senin gözlerinde

İkindi gölgeleri gibi
Upuzun düşüyorsun
Hayatın ışığına

Alacakaranlıkta tertemiz hayaletler
Oluyor başucunda

Ve tertemiz rüyalarında
Bakirelerin
Senin gözlerin oluyor.

Ergenler sivilceli yüzleriyle
Sevmedikleri kızları
Rüyalarında düzerken,
Sevgilisinin ellerine
Dokunmaya kıyamıyor
Marifetsiz çocuklar
Senin düşlerinde

Sen kendini
Uçurumlara
Kalkansız yalnızlıklara
Düşlere
Annelerin gözyaşlarına
Babaların katı şefkatlerine
Ve terkedilen sevgililerin
İç burkulmalarına bırak

Beni burda bırak
Yalnızlık gözlerimin yoldaşı olur
Ruhumsa hep aynı istikamette
İşte ölüm
Senin ellerinde
Ter-ü taze kır çiçeklerinin
Nazenin yalnızlığına dönüşüyor
Kırıyor işte benim belimi
Ölmek değil
Ölümün düşüncesi
Beni sana
Beni dünyaya
Beni Allah'a
Açıklayacak hiçbir şeyim yok
Şu birkaç dizeden başka:

Birden bire boşalan yolların ortasındayım
Hedefler hep çok çook kolay olmuştur.
Nereye
Nereye
Nereye
Gideyim...



Temmuz 2002

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:42 PM
Dost'a lll

Ömrümün
En yakışıklı hatırası sensin
Kapanıp ağlamalarımız boyunca
******* ve ******* boyunca
Elleri çiçeklenmiş gençliğimin
En elle tutulur
Unutulmazı sensin

Ufka dalıp gitmek
Hayali cihan değer
Devletler gibi
Bakmak dünyaya
Sivri yanlarımız
Muhalif bakışlarımız
Gayr-ı fıtri otomobillere
Ömrümün
En adam hatırası sensin

Aynalarda ben başka
Karşımda sen hep aynı
Ömrümün
En naçar hatırası sensin
Sensin çıkmazlarda
Kadınların aydınlandığı şarkı

Bilirsin
Hep korku dolu bakarım ben
Denizin o geniş karnına
Sınırsız gök aramalarım
Sonunda
Ufuksuz bir mahpus şehre
Düştü günbatımı
O sığ ve büyük
Irmağın kıyısında
Karşımda gözlerin
Güvercin kanatlarına anlamlar yüklüyor
Ömrümün
En girift hatırası sensin

Kadınlar
Ve işte kadınlar
Senin en büyük bilinmezin
Korkun ve kederin

Kadınlar ah kadınlar
Akreplerin aydınlattığı kadınlar
Yüreğime kıpırtılar katan
Beni ölünmez uçurumlardan atan
Kadınlar
Seni birtek onlar bilecek
Ana yürekleriyle...

Evet oğlum
Sen benim ömrümün
En derin hatırasısın.

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:42 PM
Dost'a lV

Semaları yeryüzüne indirdik
Hasretlere aşık olduk seninle
Yangınlara buzdan urba giydirdik
Yandık; yanmalara yandık seninle...

Şişmişti ayaklarım yazdı sıcaktı
Tepelere altından bir güneş çıktı
Doyurdukça karnımı ruhum acıktı
Bulduk; bulduğumuzu sandık seninle...

Ellerim yüzümü kapatıyordu
Akşam ovaları saratıyordu
O mana ruhumu daraltıyordu
Uçtuk; yücelere konduk seninle

Ruhumda tenimin ağırlığı var
Ruhumda cesedin sağırlığı var
Ötelerden bir sesin çağırdığı var
Uyduk; çağrılara kandık seninle...

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:42 PM
Dost'tan

Sen ölürsen
Toprağının kokusu
Şiir ülkemi sarmadan
Gitmem mezarından

Sen ölürsen
Bayrağı bulutlar olan
Gönül ülkemizden çıkmam

Ben ölürsem
O zaman
Sen ölürsün



DOST............




27 Kasım 2006

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:42 PM
Dosyalar Mühürler

Bir iklimsiz kar yağar
Ömrün yamaçlarına
Çarmıhlarda tükenen
İmanın bu son nefesi
Beyaz kuşlar getirir
En soylu muştuları
Ki en güzel resmidir
Gece bu gökyüzünün

Şimdi ellerinde karbulutları
Çıkıp gelir gülen çocuk
Ve şimdi gider
Hayatın katı fotoğrafları
Dosyalar yüreğini acıtıyor
Deli bir tayın
Sen çırçıplak beynin
Görünmeyen başınla
Ellerinde bir demet mühür
Dolaşır nem ararsın
Ömrün tenhalarında

Mayıs 1999

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:42 PM
Dört Dörtlük

Ben bir göçebeydim dünya yurdunda
Seslendin eğledin kal ettin beni
Unuttum ölümü karşı durdun da
Aşkınla bir garip hâl ettin beni

Dünyayla barıştım senin uğruna
Zamanla yarıştım senin uğruna
Devlerle dalaştım senin uğruna
Ürkektim korkaktım Zal ettin beni

Esritip düşleri yoluma saldın
Uykuma kastettin rüyama daldın
Lisânıma sızdın şi'rimi çaldın
Bülbüldüm gülşende lâl ettin beni

Hasretinle yandım tüttü dumanım
Ah-û zarla geçti hayli zamanım
Vuslatındır benim elim amanım
Sonsuzluğa giden yol ettin beni




4 Nisan 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:42 PM
Dua

Allah
Allah
Allah'ım
Beni bana bırakma
Beni senden uzaklaştırma
Dolmayı bekleyen boşlukta
Işığa muhtaç loşlukta
Gözlerimi yollarda bırakma

Keder benden uzaklaşma
Ateş beni bırakma
Yanmak,
Kalmak demek oldu benim için
Sönmek,
Ölmek anlamında
Yanayım yangınlar boyu
Buralarda yanayım
Ordaki yangınları kaldıramaz
Benim ruhum
İtilmişlerin
Cezaya kalmışların yangını
Beni bitirir

Beni bana bırakma
Beni senden uzaklaştırma
Dünyada yak beni
Sonsuz serinlik
Ve ferahlık istiyorum
Oralarda..


Temmuz 2002

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:42 PM
Dua (Kum Fırtınasına)

Sahibim,
Derdime
Dermanım,
Hasretim,
Hicranım,
Vuslatım,
Allah'ım:
Kalbimin kılçıklarını
Bağdat'lı çocuklara
Ayıklattır
Taşlaşmış yerlerimi
Seksenlik ninelere
Pervanesinde Apachi'nin
Bir ömrün en güzel
Madalyası var
Dedeler onu istiyor
Ver Allah'ım ver
Selli, kumlu, ateşli
Yağmurlar, rüzgarlar ver
Yoksa nereye gömebilir
Babalar çocuklarını
Anneler hepten ölürde
Sen bilirsin Allah'ım
Bizede öğret
Kumdan nasıl
Silah yapılacağını...


Nisan 2003

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:42 PM
Duvarlar

Duvarlar
Eskiyen ışıkları
Göğsünün matlığında eriten
İnkar edilmez yeşili
Karşı konulmaz maviyi
Cürmü sorulmaz beyazı
Kenarsız donukluğuyla
Tüm rengi içine çeken
Duvarlar




1 Mayıs 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:43 PM
Dünden Gördüm Yarını

Siyahı bilmeden beyaza doydum
Seslerden renklerden alma beni yar
Dereyi görmeden denizi duydum
Aklımdan fikrimden çalma beni yar

Lûgatıma böyle dipten dolmasan
Özüm sözüm eksik kalır olmasan
Şimdiler demine döner kalmasan
Güfteden besteden alma beni yar

Şiir süsü verme batır kalemi
Feryadım tutmadan arş-ı alemi
Hasretin ondurmaz iken bahçemi
Vuslat bağlarından yolma beni yar

Bin taneye böldüm aşkın narını
Nârımla erittim gönül karını
Bugün dünse dünden gördüm yarını
İfrit suallere salma beni yar


31 Mayıs 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:43 PM
Eeeyyy...

Ey gül! ..
Dikenlerin her şafak,
Türkülenmiş gönlüme
Mızrak acısıyla batar
Ve kenarlarda
Ve kuytularında şehrin
Ve varoşlarında
Dertli anaların
Böğrüne akar yaprakların.

Ey Gül! ..
Sen gittin gideli
Ellerimizde geçmiş zaman
Fotoları
Dillerimiz MUNTAKİM'e
Duada
Ve körpe filizler
Senin kokundan mayalanır.

Ey Gül! ...
Baharlara sitemler sunar
Acılı şairler.
Mutedil isyanlarda
Zünnar kuşanmış bir yıldız
Ve gözlere gelmiş sevdamız
Sen ki kemiklerini yedirme
Böceklere

Ey Gül! ..
Ey tahta atlara kefensiz binen!
Urganların çocuğu
Ellerimizde sicimsiz denkler
Yüreklerimiz DAR'ın gölgesinde
Ve biz GÜN'ü bekleriz
Elimiz yüreğimizde

Ve Ey Gül! ..
Sende bilirsin ki
DOKUZ ayda doğar
Her bebek.

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:43 PM
Efkâra Güfteler Az

Ak üstüme doğru ak
Serinliğini denizden çalan
Büyük ve soğuk ırmak
Sancısı kardan gebe perişanımı
Yıka akarsuyunnan
Taşları seyrek bir sahanlığa
Toz düşleri ekleyen yeşilimi
Sarıdan uzak düşür
Götür kalelerin içine
Gevşek ve ılık bir efkara savur
İçimin depremi kırmadan
Göğsümün enkazını.........




10 Şubat 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:43 PM
Elf-i Şehr

Saçlarımda sapsarı
Zehirli bir sonbahar
Binicisiz dizginsiz
Gemsiz koşuyor
İçimde atlar
Kadir mi Arefe mi?
Bayram mı bu hülasa
Ellerimde kıpkızıl
Soysuzların kanı var
Nitekim netice mi?
Nasılların içinde
Buruyor deli cellat
Sihrimi yeryüzüyle
Dünyayı göğsünün kıllarına
Gömmüş düşünen adam
Yemiş bitirmiş işte
Elinde kalan hazan
Kafiyede kafiye
Bıktırdı döngü artık
Yaşamakta bir şey yok
Göğsüme süngü artık...



Kasım 2004

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:44 PM
Emboli

kanın isyanını bir vurkaçla sınaması
kalbin akışkanlığa alışık rahatlığını
tıkaması hayatın pıhtılaştırdığı kanın
ölüm ölüm tıkanıklıktan
ölüm ölüm sıkışıklıktan
ölüm ölüm gündelik sözlerimiz arasına aldığımız
kaba ve narin
yavaş ve hızlı
atımlı ve atımsız
hepsini bir anda olabilme marifetiyle dolu
ölüm ölüm.. başkasının ölümü
sebebi anlaşılmasa ölürmüşüz gibi
çırpındığımıza sebep
emboli



9 Aralık 2007

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:44 PM
Esmeralda l

aşkın şeytanı
gel al benden bir ömür istediğin firuzeyi
al götür
getirmeden kalbimin anahtarını
al götür ruhumu
iskele sancak direklerine bağlayarak
salla limanlarda
işte budur de
işte bu
şiirini satın aldığım şair bu
aşk bedeline…

bağır şeytan bağır
beni kendime çağır
proloter bir ölümü benimsemiştim hep
kurgusal asil bir idamdı aradığım
devrimci bir intihar belki
diplomatik bir meseleyi çözse yetecekti
ölümümden artakalanlar
aşkın hüznüne dair şiirler okuyup
ağlamaktan başka bir adanışım yoktu
Esmeralda yeşil elbisesiyle
ruhumun katedralleri önünde dansetmeden önce
ruhum yıkanmadan önceki kirliliğine uzak
temiz bir ölüm düşlüyor şimdi
şöyle ağır arızalı bir ölüm
eteklerine yapışıp ölesim var aşkımın güz sarısının
sen ne büyük yalanlar öldürmüştün halbuki
meydanlarda kayalıklarda
hayatı,aşkı, öfkeyi,hüznü
nasıl imbiklerden süzerek kaçırmıştın kalbine
bir kör kambur olmak dışında
hiçbir şeye sahip değilsin artık

Esmeralda’nın ruhunun yalazında...





Kasım 2006

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:44 PM
Esmeralda ll

Neticesiz nasıllar birikir
Nitekimli nedenlerde
Takati yok geometrinin
Hüznün sarkacını anlatmaya
Kadranına dokunmaya aşkın
Zamanın piç sularının yıkadığı telaşı
Saçlarıma bitiştiren ıssızlığımı
Açıklayamaz
Hendesenin o soğuk
Cetvele mahkum zekası

Büyük bir taşlıktır
Üzerinde kelam tüketilesi meydanım
Ruhumun katedral soğukluğuna
Yeşil düşler yamayan hararet
Esmeralda!
Güzel ruh
Şeytan dolanıyor dilime
Adını sayıkladığımda
Melekler saçılıyor içime
Taşlığı raksladığında

Bastığın yer mühürleniyorsa
Bunda taşın suçu yok
Geçtiğin yer büyüleniyorsa
Bunda sihrin hiçi yok

Ruhum aşkla şiirleniyorsa
Bunda kalbin haç'ı yok...



5 Aralık 2006

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:44 PM
Esmeralda lll

Teni rüzgarıyla okşayan mesele
Taşlara coşku sunar içten duruşun
Çanlar rahipler desise ve küf
Çıkar aklından Quasimodo'nun
Aklı çıkar çünkü
Notre Dame'ın avlusunda
Yasadışı bir intizamı savunan dansıyla
Başkaldıran asi güzeli görünce
Esmeralda ahh Esmeralda
Ne zaman çıkacaksın
Görkemli sarayları andıran duruşunla
Kamburun karşısına
Yeşil kadifelerle zincirlediğin
Bu kör tutsağı
Ne zaman salacaksın
Kalbinin düzlüklerine

Esmeralda! ..
Güzel yüz
Esmeralda! ..
Güzel ruh

Delme deldirme
Kör kamburun kalbini
Aşkı sırtlamaktan nasırlaşan sırtına
Vurma ağır yükleri
Çanlarla çalkalanan akşamları
Yarasına sarıp
Bekleyen bekleyen bekleyen
Kalabalıklar yalnızı
Quasimodo'nun...



25 Şubat 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:44 PM
Esre

esreledim tutsakları boynuma..
lakin ipe gelmez sapları kalın..
ipince yaşarttıkları sızılarıyla..
çok yakışık aldılar alnımın çatında..




1 Nisan 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:45 PM
Eşkali Belirsiz

Eşkali belirsiz bende sevdânın
Sendeleyen seslerin
Yorgun kırçıl izi bile yok
İçimin külhânında

Oysa ben bir yanardağ idim
Boğazımda aşk lâvı



4 Nisan 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:45 PM
Eşkenar Şiirgen

.
..
...
Eski
Yırtık
Yıpranmış
Bir resimdir
Artık gözlerim
Dünyayı anlamaktan çok
Seyrediyorlar sadece.Kırıldı
Küçüğü,büyüten; uzağı yakın
Gösteren merceklerimin hepsi
Üçgen şiirler peşindeyim
Ruhsuz kafiyeleri olan
Benim artık gözlerim
Bir resimdir
Yıpranmış
Yırtık
Eski
...
..
.

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:45 PM
Fısıltı

Alıyor gövdemin tuzsuzluğunu
Notasız şarkılarıyla
Bohem bir imgeye
Savuruyor gökyüzümü
Elsiz kolsuz avuçsuz
Serazad boşluklara ittiriyor
Fısıltı
Mezarsız ölüler geziniyor
Onun aksinde
Çapraşıp kuytularda
Yeminsiz dualara
Asıyor ergenliğimi

Hesabı ödenmeliyse
Kasılmaların
Yangını söndürülmez kılan
Bu fısıltı ödesin...


5 Aralık 2006

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:45 PM
Gazete

Ebeveynlerde en az çocuklar kadar
Yaşamı sınamak ister
Boşa gitmesin diye
Habersiz semtlerde parçalanmışlıkları

Hedef provasız bir takla atmak
Çekirge misali zıplamak değilse de
Kimse farketmeden bir kez olsun
Yapmak isterler bunu...




3 Ocak 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:45 PM
Gece Hüzne Devrilince

Bütün intikamlarımı erteledim
Gül kokan zamanlara
Gelincik kızılında sevdalar yaşayacak
Devrim geçti çoktan
Şimdi akkağıtlarına sinekli *******in
Yavşak şiirler yazma vaktim
Hüzün beni terkettiğinde
Loş kıyılarında akşamdı sonbaharın
Gitti derin
Gitti serin maviliklere
Yeryüzü hüznüme mesken iken
Kağıttan bir gemiyim şimdi
Ruhsuz kahkahalar zifirinde
Dehlizlerinde geziniyorum
Zamansız zindanların
Soruyor
Kemikleri göz göre göre eriyen adamlar
Vakit gece mi? Yoksa ne?
Bilmem ben böyle cevapları
Nasıl nasırlaşmışsa kalbim
Oysa ben bütün cevapları
Damarlarımda gezer sanıyordum
Yüreğim tufanında sorguların
Yangındayım yanıyorum
Tüm hüzünler erteledi
Bana olan intikamlarını
Gül kokacak zamanlara...



Temmuz 2004

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:45 PM
Gecenin Uzayan Kirpikleri

Uzamış yine gecenin kirpikleri
Saati aksinden suya düşürür
Suya düşürür planlarını
Sevişmek kastıyla dönüşülen yaratığın
Hüzne gergef edilmiş
Her serin yaz gecesi
Ömrün sensiz saatlerine
Aksimden yüzüne akseden öfke
Zulmüm
Umudun sesini kıstırır
Öldürür şen şafakları
Mora boyayan şiddetim

Ey dünden kalma ikirciğim benim
Yarına kahrımı kaydır göğsünden

Ben ki
Zêr değilim
Zor değil bana
Kaçmak sanatı
Kovulanın peşinde
Kaygan kovukların içinde

Her şey peşimde
Herkes peşimde
Artık bir yarenim yok

Senin rengindir sade aklımda
*******i enine boyuna
Tartıp biçtiğim
Samanyoluna kör bakışımdır
Sesinin kuytusu
Işığın caniye dönüştüğü
Her akşamda


28 Temmuz 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:45 PM
Geceye Dargın Değilim

Sebepsiz değil
Kuytularda kokladığım bu gizem
Evveli savaş
Ahiri savaş
Bâtını yara
Zâhiri telaş
Yok saymakla yok olmayan
Geçmişim
Varsaymakla mümkün kılınabilir
Yasım
Ağlamam sebepsiz değil
Yorgunluğumun bir anlamı var
Geceye karşı

Geceye karşı değilim
Geceye dargın değilim
Suskun bir akşam üstünden başka
Görülecek bir hesabım da yok onunla
O değil zaten zonklatan şakaklarımı
O değil dünyayı talanıma sebep

Neyse aklıma kızıl akınlar tertipleyip
Pusuyu puslandıran bekleyişimi
Tutuşturan her neyse
Lokman'dan şifa umarcasına
Aşkın giyotinine boynumu uzatmama
Sebep olan da odur
O yıkım
Aklımı hayrete boyayan sarı




9 Mayıs 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:45 PM
Geç Kalınmışlığa Methiye

Suretsiz düşler şavkır
Ömrün aynalarınada
Şimdi vakit son bulur
Yengeç kıskaçlarında

Lahzaları soluyan
Dev bir ciğerdir zaman
Eller ısırgan otu
Yürek Naristanın başkenti

Küller yalaza durur
Rüzgarın karşısında
Seller hep aynı debide
Kudurur ve susar

Eller ısırgan otu
Kaşır tüm tarihini
İnsanlığın
Yamalı bir bohçadan
Bir mızrak çıkar
Gelir saplanır
Kalbe

Ve yalnız
Dev ciğerler seyreder
Resimsiz düşlerini ısırganın
Ömrün aynalarında


1997

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:45 PM
Gel Beyânı

Toparlan sevdiğim kalk gel yanıma
Baharı solduran güz bana yeter
Dirliğini boşalt donan kanıma
Gel hadi istersen üz bana yeter

Demirden damlalar kanar yaşımda
Alıcı akbaba döner başımda
Eşim de sen oldun arkadaşımda
Sohbetin kelâmın söz bana yeter

Sıkılırmı yürek yâr siteminden
Muhabbet faslından sevgi deminden
Gönlümü toparla hasret ceminden
Öldürdüm bedeni öz bana yeter

Işığı doğrulttun zifir geceme
Periler doluştu ölmüş heceme
Sorulmaz bilinmez şu bilmeceme
Cevap ver.Tılsımı çöz bana yeter

Sevdiğim maralım körpe fidanım
Gözümde yaşımsın başta dumanım
Sevincim coşkumsun bazen figânım
Seyreyle halimi göz bana yeter

Gecemi aydınlat âhım sendedir
Esirim kalbine vâhım sendedir
Vezirim yenildi şâhım sendedir
Savur küllerimi köz bana yeter

Yüreğimi koyma sakın ayaza
Gel artık bahtımı döndür beyaza
Nevbaharda gel sen olmadı yaza
Ruhumun içinde gez bana yeter

Devirdim putunu zulümün senle
Kışkırdı kokusu gülümün senle
Ömrüm senle geçsin ölümüm senle
Bu ince manayı çöz bana yeter

Aklımı bıraktım sözlerinde ben
Eridim tükendim gözlerinde ben
Yanarım tüterim közlerinde ben
Kalbimin taşını ez bana yeter



23 Mart 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:45 PM
Gerek Şart

Ahımı rüyaya giydireyimde
Rüyalarım gerçek olmasın yalnız
Hüznümü hayata bindireyimde
Gitsin yarı yolda kalmasın yalnız

Aksimi gördüğüm aynalar yalan
Hayıra yorduğum rüyalar yalan
Gerçektir sandığım dünyalar yalan
Ruhum Arasatta solmasın yalnız

Elverir hüznüme içtiğim tütün
Parçayı anlatmaz gördüğüm bütün
Gelmez hiç fikrine idraki küt'ün
Kalbime şeytanlar dolmasın yalnız



Şubat 2007

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:46 PM
Gez-Güz-Arpacık

Zemheriye güç yetiremeden
Geçip gidecek mi mevsim-i gül

Yalın zorbalık

Sarıya acıkan zaman
Nice el edip durur
Kasasız kertesine atlasın

Yalın bekleyiş

Tümü tarif etmeyen yarım
Parçayı anlamayan bütün
Sese aşina,yola yabancı
Kara teslim,iklime soğuk
Kibirsiz kara kederli yağma
Dolaşımsız paspal ve ucuz
Reddiyeleri umursamaz
Tek hipotez
Kendini kusmuk gören telaş
Yazı yargılayıp
Güzün koca kıllı sertliğine oturtan aşk
Desensizlikten donuk Akdeniz
Yağmurdan cıvımış gökyüzü
Suyla hapsedilmiş
Dilimizi batırdığımız suyla
Mora maviye yeşile çakılmış kazık

Derecesiz ateşlerde yanan teftiş telaşı
Kontrolleri yapılmış bir sızıya
yaslayıp sırtını
Leşine parmak attıran genel kadınlar
Düzene intizam abazanları tarafından
İçleri yoğun sularla yıkanan genel kadimler
Loşseverliğini esmer bir akşama kaptıran ayaz
Bahçeden elma ağacından müteessir
Kediye yaprak ölüsüne
Dal çıplaklığına yatkın yakınlıkta
Hayatsız kalmış rengi
Sığınak korkusunun
Dillemeye devam
emmeye devam özünü
Boşaltılmalı boydan boya
Başını boyun bağıyla örten
Mavi fonlar önünde
Ve sesiyle dalgaların
Anı donduran “şlak” sesiyle bir de
Göze giren filmografisi yârin

Evvel zaman masallarıyla kandırılan
her münkir
Sonradan anlayabilir
kesretin kehanetini
Damgası mumu mührü yoksa da
Resmi kayıtlara geçmemişse de
aynanın zorbalığı
Dinlemeli mi dinlememeli mi
Demin sonra bugün dün denklemini

Kafası kara batan karınca
Yenilgiyi kabul et ve
Ver cırcıra bekâretini
Zeminler örtülsün
Yıkanmamış her bir afetin üstüne
Ki loşluğumuza
devam filmi çekilebilsin artık
Kadrajı kırlardan yarlara çevirebilsin
Küçük kelimeleri yöneten şair

Bana büyük
Büsbüyük
Terbiyesiz ve kibirli
Zorlayıcı ve sabırsız
Azaltılmamış ve çok
Çok
Çok
Çok büyük bir kaç mısra yeter sanırım
Ölüm yeter zulüm yeter güz yeter
Derinliğime derinliğine sokulan bıçak yeter

Ölüm yeter
Güz yeter
Sen içimde
Gez yeter




20 Mart 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:46 PM
Giderken...

Giderken kalbime bir yıldız düşür
Efkarımı bağla ışıltısına
Salonlar beklemekten yorulmaz ama
İçinden kapılar aç kollarıma
Karasevdam hüznümü kurşunlayanım
Yamaçları kırdırdın
Dalgalara düşman oldu şiirim
Yollar yollar hep yollar
Uzaklar yakınlar ve yine yollar
Nedir ruhumun uyanamadığı
Bu deliksiz hasret uykusu
Çırpınıp gözlerinin okyanusunda
Kurtulmak istemeden tek bir dakika
Boğulsaydım yeşillerinin dalgalarında
Endişesiz neşesiz derinliksiz
Bir kabus gibi
Çökmeye hazırlanıyor üstüme dünya

Giderken kalbime bir yıldız kaydır
Ruhumu aydınlat hemen dönerek
Tufanlar dalgalar boran fırtına
Denize set vursaydı
Atmasaydı seni benden uzağa
Atsaydı bir tokat gibi yüzümün orta yerine

Giderken içime bir lanet düşür
Haksız çıkar bütün tezlerimi
Düşür ki sevmeyeyim seni bukadar
Düşür ki kurtar yaştan gözlerimi
Beklemek salonlarda sana
Ağlamak mısralarda bana yazgılı
Sesinin uçurumundan bağlandığım hayata
Savaş ilan ediyorum işte
Anlaşmayı bozan o
O, beni durultanı alıp uzağa atan
İçine dışına zoruna kolayına

Giderken içime
Bir damla deniz tuzu ver
Gözyaşıma yetecek kadar
Yarama bastığım tuzlarda bitti
Bitmesin gözlerim ağlamaklardan
Hayat bu döngüsüyle yordukça beni
Ben seni onun içinde bırakıp
Yaklaşacağım ölüme
Rengine kandığım kanyon çiçeklerini
Fırlatıp dünyanın o pis yüzüne
Yeşerteceğim gemilerin dumanında
Çağırıp çağırıp getiremediğim
Ölümü...............



28 Şubat 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:46 PM
Gök Ova

Sergisi açıldı gök saraylarının
Endişesiz melekler yokluyor
Varlığın direncini
Artık kırık zamanlar yok
Leyla yorgun Mecnun yok
Darağacından seyredilen manzara
Uzak düşler ekiyor ruhun tarlalarına
Rivayet odur ki kuşlardan
GÖK güneşli olacak OVA aydınlık
Umursayacağız artık denizin cıvıltısını
Ne zaman görsek güneşli GÖKün aydınlattığı OVAyı




29 Ocak 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:46 PM
Gölge Oyunu

Gölgelerde medet var
Karganmış suretlerden öte
İleri hep ileri
Bir takvimsiz zamana
Ruhum bu yolculuktan
Hiç geri gelmeyecek
Oysa sen
Ne sakinsin böyle
Ne kadar müşkülpesent
Upuzun yataklarda
Müreffeh bir zihin
Endamsız ama düzgün cesedinle
Uzun
Upuzun yatıyorsun
Kalbinde şairler yok
Ruhunda ressamlar
Resimsiz
Gölgesiz
Şiirsiz
Bir hayata hapis
Sahi sen
Niye ölmüyorsun ki?
Nefesi bırakıp da …



EYLÜL 2005

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:46 PM
Gözlerin İçin (atışma)

Elimde aşkının şiir kurşunu
Yüreğin silahı,aşkın kokusu
Her savaşın en son yolcusu
Olmaya razıyım gözlerin için.............E

Savaşlar yarışlar bitsin seninle
Derin haykırışlar bitsin seninle
Bütün yakarışlar bitsin seninle
Ölmeye razıyım gözlerin için.............Q

Tenindir ruhumun tatlı tutkusu
Sesinin rengidir aşkın coşkusu
Derdime devadır kalbin buğusu
Ölmeye razıyım gözlerin için.............E

Sesin aşkın rengi deva derdime
Tenin ipeklerden şifa tenime
Kalbinin tılsımı beni kendime
Getirsin.Razıyım gözlerin için...........Q

Sevdanın rengidir hüznün sarısı
Baharın ahengi,güzün sancısı
Bülbülü del’eder gülün sanrısı
Yanmaya razıyım gözlerin için..........E

Güz sarısı bir anlam eker ruhuma
Gönlün kızıl güller diker ruhuma
Aşkın sancağını çeker ruhuma
Uçmaya razıyım gözlerin için............Q

Saçların gelincik, ipek dokusu
Ellerin minicik pamuk lokumu
Duruşun ceylan sülün duruşu
Solmaya razıyım gül tenin için..........E

Ellerin elimde serçe yavrusu
Gözlerin yeşilin en buğulusu
Hasretin kalbimin büyük korkusu
Yanmaya razıyım gözlerin için..........Q

Gülüşün açtırır gülü goncayı
Bakışın daldırır eri meydanı
Nazındır öldüren ahı cihanı
Ölmeye razıyım ahların için...............E

Çileye talibim aşk dergâhında
Fikrinle dirildim,gönlüm ahında
Derman et derdini nazargâhında
Solmaya razıyım gözlerin için...........Q

Şairim derim ki huzur bendedir
Cihandır dergahım yolum sendedir
Kalbi ile görmeyen yanlış yerdedir
Kalbine razıyım sözlerin için.............E

Muhalifim sensiz açan güllere
Aşina değilim yaban ellere
Adım düşse şu alemde dillere
Gülmeye razıyım gözlerin için..........Q



18 Mart 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:46 PM
Gül-Yel-El-Yol-Sel

Ateşe bir gül değdi
Taştı serin suları
Derin ırmakların

Yangına bir yel değdi
Yalazlandı korları
Cehennem tomruklarının

Gönlüme bir el değdi
Utandı bütün
Nafile mısralarım

Geceye bir yol değdi
Apardı hüznünü
Bütün azalarımın

Yüzüme bir sel değdi
Ağladım



Ocak 2004

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:46 PM
Gülüşüm Bayram Benim

Gürültülü şarkılar dinleyip
Bir gazetenin
Nasılsa boş kalmış yerine
Şiir yazıp
Gülüp
Dünyayı seviyorum
Gülüyorum
Anneler günüm bugün
Daha fazla özlüyorum yârimi
O günde bu gün olsun o zaman
Dostumu aramalıyım birazdan
Şekerli birşeyler yiyeyim ki
Aklıma bayram gelsin

Güldüm
Gülüşümle
Bayram sunuldu bana



21 Şubat 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:46 PM
Gündüz Düşü

Hüznü,
Gecenin geç
Saatlerine kurmayı
Bırakıyorum işte şu saat
Güpegündüz şiirler patlasın
Gönlüm bitmez gebeliğini
Doğursun artık diye.

Yüzyıl çeker belki
Gecenin ağaran saçlarıyla
Aramdaki mesafe
Kopkoyu *******in
Haritasını
İşte şu kayan yıldızın
Gözlerinden çıkarıyorum.

Kopkoyu ağaçlar hayal ediyorum
Dallarında adamlar sallanan
Göğsüm biçare eczalardan
Şifayab olmayacak kadar
Hırlamaya devamda.

Keskinim
Hayata çekilmiş bir kılıç gibi
Artık görmüyorum
Antik devirlerin
Akıllı adamlarını
Ve hiç umurumda değil
Artık
Mitolojik hikayeler de

Varsa yoksa savaş
Varsa yoksa ölüm
Varsa yoksa intikam
Varsa da
Yoksa da

Hikmetsiz hakimiyetsiz
Bir piçin peşindeyim kıyasıya
Kıyasıya kovalıyorum
Ömrün kırık zamanlarını, kıyasıya
Kıyasıya kıyıyorum
Şafakların canına

İşte bıraktım şuan
Şu saat
Hüznü gecenin geçlerine
Kurmayı

Bıraktım.
Ve
Patladı şiir...


Eylül 2002

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:47 PM
Güz Girer Kapıdan

Rüzgar elinde bir demet hüzünle
Çıkageldi gittiği yerden
Tomurcuksuz bir bahar
Geldi geçti ömrün kıyılarından

Bir yaz gecesiydi
Ve bir sabır imtihanının
Çetrefil sorusuydu yıldızlar
Gözbebeklerine
Dünyayı yüklemiş atlılar
Koşar durur damarlarımda
Evler, yaşarmış gözlere sığınak
Yüzler evlerin içinde
Yaz gecesi sesidir belki
Böylesine serin
Tırmalayıp durur duyularımızı

Zaman
Kirpiklerinden geçmiş gibidir
Bir Yusufcuğun
Öylesine mahsun ve kederli
Gelip geçti
Tomurcuksuz bir bahar
Ömrün kıyılarından...


2000

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:47 PM
Güz Sarısı İçimi Boyamadan Önce

Güz sarısı içimi boyamadan önce
Servi düşü göğsümü yoklamadan önce
Kılıcın kabzanın gürzün hatrına
Vazgeçtiğim her savaşın hatrına
Kalemin kağıdı katli başlamadan
Öfke ısısıyla aklımı haşlamadan
Anla sonsuz düşümü ağaç kokuşlu sevda
Güz sarısı içimi boyamadan önce

Uzan yanıbaşıma kör deme kambur deme
Lûtfet sesinden katre hor deme sağır deme



Yaz 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:47 PM
Güzel Atlar

Güzel atlar
Ey...
Güzel atlar
Seyreltin başımın
Başdöndüren hızını
Yağmura bu kadar yüz vermeseydi
Eğer sonbahar
Karlayamayacaktı belki kış
Vasıl ruhları

Güzel atlar
Ey...
Güzel atlar
Azaltın ömrümün yeknesaklığını
Yeminlere sarılmış bir sıcaklıkla
Sarınabilirken yâr üşümüşlüğü
Korkulara avans vermesin
Ceset yiyen canavar

Güzel atlar
Ey...
Güzel atlar
Sağaltın sisli puslu endişelerimi
Tomurcukları tokmakla ezen yeryüzü
Kesif kokusuna katmadan
Sabahın billur aydınlığını
Uyandırın beni aşkın ılık rüyalarına

Güzel atlar/ Ey.../Güzel atlar



9 Şubat 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:47 PM
Hasret

Hasret içimdeki bir yanardağdır
Yakar patladığı zamanlar beni
Hasret ki bu dağın coştuğu çağdır
Boğar çıkardığı dumanlar beni

Miftahsız pranga ayaklarımda
Daim zonklamadır şakaklarımda
Zulmünün karanlık sokaklarında
Kurtarmaz ettiğim amanlar beni

Hasret bir ağacın gölgesindedir
Ötüşen kuşların hoş sesindedir
Sevgilinin en son busesindedir
Vuslatta tanımaz ormanlar beni

O bir zalimdir ki nemruttan zalim
Bağırsam dinlemez, anlamaz halim
Yirmidört saatte yirmidört talim
Yaptırır hüzünle harmanlar beni

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:47 PM
Hasretim Sana

Eyleme etme gel esmer lisânım
Dağılmaz bir siste,hasretim sana
Şairim dediysem bende insanım
Benden şiir iste,hasretim sana

Ben seni gül diye koklamadım mı
Sırrını kalbimde saklamadım mı
Aşkımla ruhunu yoklamadım mı
Şi'rim şimdi hasta,hasretim sana

Sılayı gurbete karıştırdıysam
Geceyi gündüzle yarıştırdıysam
Gözümü yaş ile barıştırdıysam
Hepsini gör işte,hasretim sana

Lavları fışkırır içimde hüznün
Gözlerim resminde içimde hüznün
Lâl-û şarâp gibi içim'de hüznün
Yüreğim o pusta,hasretim sana

İsyana az kaldı bekle hele dur
Ben öldüm dedikçe biraz daha vur
Önüme diktiğin bir aşılmaz sûr
Kederim mahpusta,hasretim sana

Sevdiğim bu sana açık beyândır
Halim ele gizli sana âyandır
Kolaysa hasrete beni dayandır
Dinle bir yol sus'ta,hasretim sana

Mücrimim cezamı ver hadi yarim
Aşıkım kalbimi gör hadi yarim
Diyardan diyara sür hadi yarim
Asi gönül yasta,hasretim sana




27 Mart 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:47 PM
Hayın

Yıkasın ruhumu peri kızları
Sabah serçeleri ötmeden önce
Kalbim kararmadan ve haşlanmadan
Öfkenin kazanında
Gelecekse gelsin altın tepsileriyle
Girizgahsız bir kitabı açıyor gibi
Sessiz derinden
Gelecekse gelsin kandilsiz meleklerim
Ardıma bakmadan kaçıyorum
Bir dağın esrarlı gürültüsünden
Beynime dayanmış laf-ı güzaflar
Aklımı hançerler mana-i mefhum
Kalbi kırık çocukların cesetlerini
Yedirdim beş paralık fahişelere
İsyanı sükutla atlatmak gibi
Eski bir başarısızlığım var
Sakindir
Suları mavi mayınlara döndüren
Adamın bakışları
Kel kör yapayalnız bir hükümranlıkla
Hakim olmak gibi
Sükunetle toprağa

Toprak ey onulmaz kederim!
Göğsündeki çiçekleri
Kurşuna dönüştürdüm
Biyolojik bir ihanetle gireceğim koynuna
Varmısın?
Benimle yatarmısın?



Eylül 2006

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:47 PM
Hey ON Dörtlük ON Dörtlük (Geldim Gördüm Yenildim)

1...
Kalemi çıldırttım yine bu gece
Nefsime yenildim aşkına geldim
Kazarsam çıkarmı aynı bilmece
Kastettim uykuya uykuna geldim

2...
Rüyayı yordurdum ak sakallara
Geçmişi gördürdüm telve fallara
Yine adın ile düştüm yollara
Mesafeyi yordum yurduna geldim

3...
Güze kızdım yaz baharı bulmadım
Bağlar bozdum asmaları yolmadım
İçtim şarabını sarhoş olmadım
Başı dik alnı ak bağına geldim

4...
Dağlarda kar kaplı yollar hep açık
Resimler örtülü anlam apaçık
Dizinin dibinde duru apaçık
Hasreti dindirme çağına geldim

5...
Gitme dedim dinlemedin ahımı
Piyonlara mat ettirdin şahımı
Veziri olduğum padişahımı
Öldürdüm.Gönlünün tahtına geldim

6...
Kurt kuzuyu yemiş ise ne çare
Kuzu kurda yemiş ise ne çare
Sevdiğim gel demiş ise ne çare
Uydum çağrılara ahdına geldim

7...
Ay geceden çıkmaz oldu içimde
Periler gezindi bin bir biçimde
Sen olmasan ben aslında hiçim de
Ayarttım aklımı bahtına geldim

8...
Nefesim tıkandı esen yellerde
Mısralarım aktı gitti sellerde
Bıraktın ruhumu mahsun hallerde
Gurbetine düştüm sılana geldim

9...
Öfkemi savurdum ruh harmanında
Zamanı akladım yar fermanında
Aklımı zorladım âh devranında
Doğruya kastettim yalana geldim

10...
Heves ettim sana şiir yazmaya
Sen devam et mezarımı kazmaya
Aşkı bulmak için kalbin kazmaya,
Ahdettim.İçini talana geldim.




14 Şubat 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:48 PM
Hicret

Kederi saçlarından sürükleyip
Getirip çöle atan kahır
Lezzetsiz bir üzüm tanesine
Bin asma feda eden aptallık
Geriye dönüş yok zamanın iplerinden
Arkaya bakanların gözpınarlarından
Su içer şeytanın çocukları
Tozlar sisler sıcaklık
Sallantılı bulantılı bir hicret olsada
Geride hurma bahçeleri kalsada
Gider gidecek olan gideceği yere
Arkasına bakmadan bir yol
Bir yola düşmenin ferahlığıyla

Dostun dizinde uyumakmı
Sevgiliyi dizlerinde uyutmakmı
Yolcuların yılanlardan çaldığı esinti
Kanatları ağlara bulanan kuşlara
Öpücükler sunmalı öyleyse
Çok durmamalı
Yola çıkmalı o zaman...




24 Ocak 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:48 PM
Hüzne Tavsiyeler

Beni toprak gibi sar!
Ey baygın benizli,
Dökük derili lacivertliğiyle
Gözlerimi iğrendiren hüzün
Beni toprak gibi sar!

Yağmuru güneşe mezar eyle!
Akşam aralıkları ve meşe gölgelerinde
Şemsiyesiz bir ruh gibi
Islat kirpiklerimi
Ey lanetli şatoların kekre havası
Loş aydınlığı hüzün
Yağmuru güneşe mezar eyle!

Ez iğne yapraklı ağaçları!
Kuşlar dallarında yeni gelmiş bahara
Serenatlar sunarken
Ey ellerimi serinliğiyle kirleten
Ey yüzüme çiseler bırakan hüzün
Ez iğne yapraklı ağaçları!

Beni küstür beyaz elma çiçeklerine!
Eklemli ayrılıklar sun hücrelerime
Ve yıldır beni ıslak toprağın kokusundan
Ey geri kalmış göktaşlarının
Başıboş yıldızların deli değneği hüzün
Beni küstür beyaz elma çiçeklerine!

Karat *******imi kalın perdenle!
Yıldızları, ayı, samanyolunu
Uzak eyle eyleyebildiğince
Ey kemiksi tatları
Itır lezzetinde sunan hilebaz hüzün
Karat *******imi kalın perdenle!

Gel sesimi boğ dağ yamaçlarında!
Nefessiz dualar sun yeşilliklere
Derdi bal kıvamında yedir bana
Ey dertleri derman
Dermanı dert eyleyen riyakar hüzün
Gel sesimi boğ dağ yamaçlarında!




2002

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:48 PM
Hüznümün Başköşesi

Yüreğine ok yemiş bir kartal ağlıyor
Hüznümün başköşesinde
Öyle sessiz ve hülyalı
Dipsiz göklere mi?
Sınırsız uçmalara mı?
Bellisiz belirsiz
Ağlıyor ve deliyor
Aklımın kuştüyünden yapılma
O rahat yorganını
Onca yol gitmiş
Geri gelmeksiz
Ellerine nasırlardan
Nakışlar dökmüş
Tırmanıp tırmanıp
Düştüğü kayalardan
Ağlıyor sarsarcasına
Dünyanın dengelerini
Ağlıyor
Ağlatıyor anamı...


Eylül 2003

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:48 PM
Hüznümün Güz Sarısı

Güz bitmeden yetişmeli bu şiir
Hüznümü çalakalem beyazlıklara
Anlattıramam
Suvardığım tüm çatlakları için
Ruhumun
Sarı bir hüzün kalemi tutturmalıyım
Ellerime acilen

Güz! Ah aşufte sevgilim
Yaman dürtüyorsun
Kılıcını böğrüme
Gitmeden,bıraktıklarının
Kırıntılarıyla doyurmalısın
Efsunsuz şairliğimi

Dekorun,hüznüme güz sarısı
Anlamlar fısıldarken
Kalbimde yangınlar kundaklayıp
Öyle kolay kaçamazsın
Karın beyazlığına



3 Aralık 2006

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:48 PM
Hüznün Öpülmedik Yerini Bırakmam

Uyandı yeryüzüm
Mahmur bir yeşilliğin koynunda
Havada aksak bir bahar
Yüzümde aşkın bin hali
Suları yere çeken aymazlık
Geceyi heba etti
Kambur bir yaslanışla

Kokuyor efil efil
İçime ömürler dolduran hayat
Kokuyor kokluyorum
Perdelerin ardı giz
Hüznün öpülmedik yerini bırakmam artık

Tadı akıntılı bir ırmağa çalıyor
Sevdanın artık bu sabah
İpekler kuşandı ellerim bu doğru
Yenilendi gözlerim
Sabahtan sabaha kadar
İlikledim aşkı göğsüme
Terim aktı incecik
Zar atmaktan değil
Emek vermekten aşka

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:48 PM
Ilık Geceye Notlar

Yağmur yağmalıydı
Ruhların karanlık caddelerine
Doludizgin seller götürmeliydi
Kırık dökük hatıraları
Yalanlar zaman tanımaz
Gözler ağlamak için
Hiçbir fırsatı kaçırmazken
Gece
Rüyaların üstünde
Ve gece
Yıldızların altında
En ılık buseleriyle ürpertirken
Kasılmış bedenleri
Yağmur yağmalıydı
Kararmış caddelerine
Karanlık ruhların

Bahar
Hiç böylesine ağlatır mıydı önceden
Bir mısranın delici
Bir notanın yakıcı
Bir hayatın yabancı
Ve bir siyahın uzakta oluşunun
Nasıl bir katkısı bulunabilirdi
Ağlamalara
Çekilen sular
Dipdiri umutlar
Hayata böyle bağlar mıydı insanları
Bilinmezliklerin
Suç dosyasını kabartan taammütler
Kelimelerden yapılmış
Oklar mıydı acaba
Bir çiçek olsaydı ellerimde
Ezgin yapraklarıyla
Zamansız açmış bir çiçek
Yapacağını yaptı yine
Çiçeksiz geldi bahar
Yüreklere atacak bunca direnci
Böyle kıpırtıları
Bir güneş gülümsemesi ve
Bulutları kovulmuş
Bir gökyüzü ile verebilen
Bahar
Neden çiçeksiz geldi ki
Şairlerden yüz bulamadı
Delişmen çocuklar,liseli aşıklar
Ve gamsızlar için gelen
Çiçeksiz ve renksiz bahar
Gelirken ellerinde bir demet
Karanfil olsaydı ya

Gece...
Efil efil sevdalar eser
Ilık, kuru, münasebetsiz bedeninde
Dirençli sert adamlar
Ağlamak için
Geceyi çekerler üzerlerine
Üstüne resimler çizilir kılıçlarla
Tarihin meydan savaşlarında
Gece...
Örter siyah güzelliğiyle
Tüm olumsuzlukları
Gece...
Örter beyaz betliğiyle
Çirkin adamların
Tıraşsız yüzlerini

“VE GECENİN GÜMÜŞ LİFLERDEN İŞLENMİŞ OLUŞU
BAHAR GELDİĞİNDE RUHU HAFİFLETİR....................”




Şubat 1997

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:49 PM
İbn-i Vertigo

Babam öpermiydi beni
Mezarıma koyarken
Gelincikler bitsin diye göğsümde
Topraklar serpermiydi
Cesedimin üstüne
Öyle ya ben en çok
Gelinciği severdim çiçeklerden
Babam;
Hayat beni üşütürken
Daralan nefesiyle
Ellerimi hohlayan Babam;
Seni senin için ağlayacak kadar
Çok seviyorum.
Babam
Hayalimdeki babalığım

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:49 PM
İd-Ego-Süper...! ...

Ben
Kendimi
Hiç yakmadım
Budur yangınım
Ben
Kendime
Hiç sormadım
Budur cehaletim
Ben
Kendime
Hiç kızmadım
Budur eksiğim
Ben
Kendime
Hiç bakmadım
Budur erdemim
Ben
Kendimi
Hiç yormadım
Budur yorgunluğum
Ben
Kendimden
Hiç bıkmadım
Budur 'Ben' dediğim...

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:49 PM
İkindi

Kırıktır gölgeleri
Hayali emziren
İkindilerin
Savaş var gibi
Yorgun yüzünde
Mavi tenhalıklara
Kaybettirir gözlerini
Ne uzaktır o ölmeye
Saçları hep taralı

Siyaha gebe
Akşamlar
Lanetli bebekler
Doğmasın diye
Yıldızlara vermiş
Bekaretini
Ölmekse şu hayatta
Beceremediği
Tek şeydir belkide

Terletir şair iskeletlerini
Sırılsıklam bir gece
Eski bir nev bahardır
Gözlerini karartan
Doğar uykulu gözlerin üstüne
Apansız bir tan
Ölüm en çok
Ona yakışır

İşte sabah
Kurbağaların hüznünden belli
Öteye giden gemilerin
Dumanlarından birde
Başlatıyor işte
Yüzünde hüzünler yüklü
Kuşların mesaisini

Zaman başlıyor
Yarış başlıyor
Kavga başlıyor
İşte sabah
Ölüm başlıyor


Ocak 2003

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:49 PM
İlginç Yağmurlar

İlgiç yağmurlar yağıyor içime
Tuhaf depremlerin
Hemen ardından
Gövdemde gökyüzünün
Dipsiz maviliğini soluyor
Anka kuşları
Ve mezarlık böcekleri

İlginç yağmurlar yağıyor içime
Zambak kokularına karışıyor
Cesedimin küfleri
Yağmurlar yağıyor içime çok ilginç
Dışımda sızım sızım bir sızı
Gözlerinden tanıyorum artık
O küçük kızı
Leşini getirip atan
Akbabalara bile agucuk yapan
O esmer kızı
Yağmurlar ilginçtir içime yağıyor
Ruhum ıslanıyor parasızlıktan

İlginç yağmurlar yağıyor içime
Çook ilginç
Hayat perileri fahişe
Donkişotu pezevenk kılıyor
Ve tenhalarda
Irzına geçiliyor Mecnun'un
Leyla'nın gözleri önünde
Evet ne diyorduk üstad
Kendiliğinden zuhur mu?
Boşver
O şimdi Ölmüş bir ideolocya
Çıkart artık şu
İdealist ceketleri üstünden
Urbalılar devri değil yaşanan
Parayla kiralayıp
Şehvetimizi söndürdüğümüz
Fahişeler bile
Şimdi bizden daha
İdealist.
Değilmi ya?

İlginç çocuklar peydahlanıyor
Çok ilginç
Bizim devrimiz geçeli çok olmuş üstad
O; elleriyle
Demir kalpleri gıdıklayan
Çocuklar değiliz artık.
Kaldık işte burada
Trensiz istasyonlarda
Bekleyenler olarak
İçimizi en çok ısıtan
Gelmeyecek trenlerdir bizim
Bir düdük sesi yetecek
Aniden gebermemize

Vuslat iğrenç mi dedin?
Artık o bir tramvay
Bir gelir geçerki
Med-Cezirde yok hızı
Hasret peri masallarının
En has konusu oldu

Nisan'a kadar geldi ömürler
Ellerinde günleri solduran
Yeni nişancılar lazım artık
Ellerinde gülleri solduracak
Sniperlar
Filistin'e ve Bosna'ya
Tek atışta akıtılmalı hayat
Boylu boyunca bir ırmak gibi

İlginç çook çok ilginç yağmurlar
Yağıyor içime.
Ruhlar yükseklere çekilip
Cesetlerin düzüşmesini
Seyre dalmışken
Bu yağmurlar nedir ki
Olurmu böyle romantik esintiler
Şimdi şehvet zamanı
Cesetler düzüşüyor.

2002

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:51 PM
İnject

Ey düşlerime
İklimler katan yalnızlık
Nefesin kanatıyor
İçimin kalabalığını
Derdime dert ekliyor
Hüzünle elele
Çekip gidişin



Temmuz/2004

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:51 PM
İns-ü Cam

Bütün karmaşasıyla insan atılıyor
Ruhumun pir-ü pak caddelerine
Dolaşıyor eşkiya duruşuyla kös kös
Kalbimi çırçıplak hüzünlere
Korkulara yalnızlıklara kaptırarak
Bir bir yıkılıyor
Aklımın derinliksiz duvarları
Karşımda üstüste duran yığınları
Gördükten hemen sonra
Beni bir ses sahibi kılmaya yetmeyecek
Bu asılsız kederler
Geçirmeye yetmez kalbağrılarımı
Yetersiz yakarışlarım
Kokun öyle yakında
Cam kafesler içinde
Eteğine yapışıp
Yeşil yalnızlar kafilesine karışmam için
Pişmanlıklarımdan yapılmış
Bir balyoz yetecek
Ne-bi'an çıkıyorsun aklımdan
Ne-bi'an geliyorsun aklıma
Uzat ellerini
Kurtar NEBİ
Aşığınım biliyorsun...

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:51 PM
İşte Buna Ağlanır...

Tenimde yırtık leşleri serili
Kavrulmuş hayaletlerin
Sona
En sonraya bırakılmış gibi titrek
Beyazlığını kafama dank ettiren
Yeşillik
Kel kör yapayalnız
Ve ağlamaklı,
Sivri burunlu
Ve acıklı
Kesiştirdiği duvara irin sıkan
Merhamet
Annelerin mirası olacak
Karşı kıyıda kalanlara eziyet

Zor
Zordan zor
Yamalı hayalleri
Renksiz fonlara yerleştirmek
Sabitim sabitsin sabit
Satarım batarsın
Yutarsan alırım
Her belayı acilen
Defol git diyorum dinlemiyor
Üstüme geliyor gece gece
Jinekolojik sanrıların yâr
Sarart sarart nereye kadar
Karart karart sonunu bilme

Ağlıyorsam kederden değil
Beliğine bel bağladığımın
Nâr-ı aşkından hiç değil
Veda etmeliydim
Kuşların bön bakışlarına
Edemedim
Efkârım ondan

Tıkırtılar geliyor iç odadan
Lağım kokulu bir nazariye
Yazılıyor olmalı
Ekranın günahkâr beyazlığına
İşte buna ağlanır...




14 Mart 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:51 PM
Kadavra

Kestirdim güneşe
Aklımın uzayan sakallarını
Devamsız karanlıklarda uyuyan
Paçavralar gibi
Kerhen girdiğim günahlarımın
Saçlarını tarattım yağmura

Hesapsızlık hesapları yapan aydınlık
Hor görüyor
Ruhumun yeşile meylini
Maviye çalsın istiyor olmalı
Duvarlarımın rengi
Zorla şiirliyor
Kafiyeliyor zorla
Kalbimin tufanını

Yapmasın bunu bana
Yormasın ahengini kadavramın
Bağbozumuna vurmasın asmalarımı
Ekşitmesin şarabımı
Eyy.. güneş
Eyy.. onulmaz sevgilim
Söyle aydınlığına
Tutturmasın beni dünyaya…



17 Kasım 2006

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:51 PM
Kanyon

Kanyonların gözlerinden devşirdim ölümü
Dipsiz derinliklere türküler koştum
Duysun çıksın gelsin
Kıyısında dimdik
Bir intihar anıtı olan cesedimi
Yuvarlasın
Sarı,hüzünlü derinliklere
Hemen arkamda
Bahar resimleri
Papatyalı kır kadrajları olsa da
Benim bir uçurum kıyısındaki
Dik ve abidevi duruşumu
Aydınlatmaya yetmezdi hiçbir bahar hayali
Sesini papatyalayarak
Ruhuma bağıran
O hayalet olmasa
Beni kendi küstürülmüş
İntihar kurgularımdan çekip
Ovalandıramazdı hiçbir hüzün şarkısı
Korku telaş endişe
Fişek yemiş itler gibi acılanma
Kanyonun kıyısında anıtsal duruşumu
Tazeleyen yangınım
Bir sesle sönecek
Bir nefesle susacakmış
Akla gelir
Ruha gelmez ihtimal

Nefessiz dualar sunuyorum yeşilliklere
Otların siteminden korkarak
Çiçeklerin üstüme gelmesinden acılı
Bu bahar kadrajında
Çılgınca kovaladığım hayal
Beni bir ses sahibi kıldı
Aşkın onulmaz yangınıyla




15 Kasım 2006

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:51 PM
Kar'ın Ateşi Var

Ateş:
Unuttuğum bir ihtimal olarak
Hep var.

Sabah:
Göklerden yeryüzüne
Yeni ve bembeyaz
Bir ülke indirilmiş
İşte bu ülkeye uyanmak
Nakavt eder
Hayatın sıkıcı tekdüzeliğini.

İşte ateş
Hayatı karamsar fotoğraflardan
Ve çirkef anılardan koruyan
Ve işte kar:
Ruhları hayata
Onulmaz bir ateşle
Bağlayan

Hey dünya:
Senin bilmecelerini
Çöze çöze öleceğim
Ne güzel.

Ateş:
Hep var olan ama unutulan
Bir ihtimal.

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:51 PM
Kar l

Gece şehre
Lapa lapa melek yağıyor
Çıkartıyor üzerinden dünya
Eski,kirli esvaplarını
Beyaz,temiz ve settar
Bir maske giydiriliyor
Betondan günahlarımızın
Gri suratlarına



Ocak 2004

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:51 PM
Kar ll

Kar
Ateşsiz zamanlara sekte
Kesintisiz hasrete uzatma
Yollara pranga vuruluşu
Gökler tarafından
Vuslata tehir
Hasrete eklem

Kar
Ey güzel beyaz
Olmadı bu son marifetin
Yapmamalı
Kalbimi yarmamalı
Yoluma kelepçe
Vurmamalıydın...



13 Ocak 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:52 PM
Kar lll

Öpüyor
Karanlığın sıkıntısını
Karın
O endamsız
Ama cesur
O yağmacı
Ama ferah
Beyazlığı....

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:52 PM
Karanlığı Boğdum

İçimde ölüm duygusu
Gözümde yeşillikler
Azrail'in nefesi
Ense kökümdeİ

Ve ben
Işık mezarlığı geceyi
Deştim karnından kör bir bıçakla
Dinlemedim hırıltılarını karanlığın
İlk ışıklarla iyice ölene kadar
Sun'i ışıkların anlamsızlaştığı
Silindiği bir çağda
Bir katil vicdanıyla
Çıktım sokaklarına ıssız gezegenimin
Ben
Gece katili adam
Karanlığı boğdum
Bir nefes dumanla

İçimde ölüm duygusu
Gözümde yeşillikler
Azrail'in nefesi
Ense kökümdeİ

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:52 PM
Karmaşa

Eylül süpürdü işte hüznü kendinden
Kadim zamanlardan beri adeti budur
Bunda
Benim sesimin bir kırıntı kadar dahli yok
Kara terkedip günahlarını
Yağmurları temize çeken ben değilim
Bana sormasın yargıcılar
Gecenin neden taylar gibi
Hüzne boşaldığını
Sormasın şiirin hesabını
Akl-ı evvel ruhu sonra adamlar
Eylülse Eylül
Karsa kar
Yok benim gözlerimdeki sürgünün
Bu karmaşada imzası
Güz günlerinin tenime sunduğu aşkı
Savaşla izah edebilecek kadar
Günahsızdır kalbimin derinleri
Eylül
Aşkı kendinden menkul
Bir mevsim olmak suçunu
Çıkarsın önce kendi üstünden
Sonra verebilirim ben hesabımı
Aklıma katranlar giydirip
Neden tüye buladığım
Bu sorguda çıkar ortaya
Gövdemde kabaran aşkı
Tırnaklayıp kedere dönüştürmemin cezası da
Bu oturum sırasında verilebilir

Neden,nasıl,ne için,nerede?
Sorular ruhumu yakmadan önce
Keyifli bir idam öncesi tasarlıyorum kendime
Şöyle sigara dumanıyla
Puslandırılıp efsunlanmış
Bir darağacı görüntüsü gibi mesela

Ama ölmem
Ölmemem gerek
Eylülün süpürdüğü aşkı
Nereye sakladığını görmeden

Diplomatik bir ölümdü kurguladığım
Kendi hakkımda
Dünyanın dengelerine bir teması bulunan
Proleter ya da şehit bir ölüm tasarlamıştım
Eğer zaman
Acımasız çocuğu Eylülle
Senaryolarımı baştan sona değiştirmeseydi
Diplomatik bir ölümdü evet
Sonum hakkında kararım
Bir savaşın ortasında
Dünyaya çekilmiş bir kılıç gibi
Ölmekti tasarladığım

Ama ölmem artık
Ölmemem gerek
Eylülün benden süpürdüğü aşkı
Nereye sakladığını
Öğrenmeden...

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:52 PM
Kendini Kemiriyor Kemiklerim

Kapkara rüzgarlara gebeyim
Öfke ve şiddet
Kudurtuyor tüm arzularımı
Elimde gagası henüz kemikleşmemiş
Bir civciv cesedi
Metropol fahişelerinin leşlerinden
Bir kale yaptım
İçinde gözlerimi
Kılıktan kılığa sokan
Cüceler var
Kendini kemiriyor kemiklerim
Falçatam kana bulandı
O zırzop yalnızlıklarım sırasında
Hiç istemezdim aslında
Filizlenmiş çiçekleri öldürmeyi
Ama o **** yokmu
Kanıma zehirden şerbetler damlatan
O ****
Beni; kendi küstürülmüş hayatımdan alıp
Leylak ve gelinciklerin ırzına geçmeye
O püskürtüyor

Savaşlar sırasında
Ölüp giden çocuklara
Ve sıtmadan
Koleradan
Belki yalnızca ateşten ölen
Hüznün, sevincin umudun
Çocuklarına
Onlara acımayı unuttum
Yalnız kabaca kusmak geliyor içimden
Zehirli leşlerinin üstüne
Kırlangıç kanatlarına
Bakasım yok
Gelincik göbeğindeki asil siyaha
Anlamlar yüklemiyorum çoktandır
Sade ve sadece
Kapkara tufanları bekliyorum

O zırzop yalnızlıklarım sırasında
Kendini kemiriyor kemiklerim...


Temmuz 2002

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:52 PM
Kendini Şehir Zanneden Kent Züppesi

Erbab-ı istihkakın dilediği beladır
Sorular sorulan iğreti kabir
Cevazsız cevaplar uçurulabilir
Şehrin koleratif varoşlarına
Kendirlerle kavileştirilmiş
Asbes borulardan
Bir şehir eğer
Kokusuna yağmur yağdırmıyorsa
Sokaklarının cinnetini
Kedilerin bağırışına indirgemiyorsa
Eğer
Meydanları lezzetsiz rüyalardan uyandığında
Güvercinlerini yemleyecek
Hiç kimse bulunmuyorsa
Bırak depremlerle uçsun
Büyüsüz karaltısı
Denizden yükselen o ağır buğu
Caddelere basmakalıp intizamları dışında
Bir ezgi düşürmüyorsa
Ufkun kızarıklığı parmaklamıyorsa
O şehrin nemsiz rahatlığını
Bırak yangınlarda yansın
Kendini şehir sanan
O mavi kent züppesi......

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:52 PM
Kış Bahçesi

Yarıda bırakıp ürpermeleri
Gitme rüyanın imitasyonuna
Kal ve kaldır cesaretimi ayağa
Bileylensin akkağıt üstünde keskinliğim
Dehşetini aynadan kokladığım bu âraz
Yenilenir gidersen
Dur bırakma kendini
Kapama gözlerini
Yasta yabanda çiçeklenen eşyama
Doğmaz mı güneşler sen uyumasan
Geriye dönülmez mi yorgunluklardan
Sabahın ilk ışığıyla

Dön küçükten büyüğe
Yavrudan anaya gel
Uykudan esrar kapan gözlerin
Açılsın gözümün sahnelerinde
Yurtsuz kelebekler meskûn bulunsun artık
İçinin geniş bahçelerinde
Sedâyı sesine alıştır gitme
Devâyı derdime karıştır gitme
Belâyı sükûnla barıştır gitme
Cefâyı kokunla yarıştır gitme
Ölmezsin ya bu gece uyumasan




17 Mart 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:52 PM
Korku ve Kaşıntı

Denizin dehşetinden korkmak zamanı
Yüzünü yazlık salgılardan aşırıp
Rengini sele veren şu kudurgan
Denizin
Dehşetinden
Korkmak
Zamanı

Elleri esmer bir kaşıntıya teslim
Zor zahmet yatılmış uykuları
Şarapnelle parçalayıp
Sesi tene can kılmanın zamanı
Elleri
Esmer
Bir
Kaşıntıya
Teslim

Verilmiş her sözün kırmızıya döndüğü
Alınmış her bir kelepçenin
Ruha zifos bulaştırdığı
Açık seçikliğin zamanı
Verilmiş
Her
Sözün
Kırmızıya
Döndüğü

Ahı derin bir kahrı sulamanın zamanı
Yeşilin en öz suyuyla
Kemendi içinde mahpus köleyi
Büyütmenin zamanı azadlık düşüyle
Ahı derin
Bir kahrı
Sulamanın
Zamanı



5 Mayıs 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:52 PM
Kötü Şiirler l

Büyük loşluklar uyanıyor
Gecenin hazin kuşlarında
Yetmezliğin yamalı bohçası
Açılıyor rüyalara
Birdaha
Hep bir daha
Girgin geniş tenhalıklarda
Melal doluyor durmaksızın
Gözlerine
Yetim kırlangıçların
Geceyi çalan hırsız
Kılıfını unutmuş
Sabahın seyrek sahanlığında

Ey kuşlar
Ve geceye eklemlenen şarkılar
Anlatın varla yok arası loşlukları
Köpeksiz kedisiz cansız sokaklara
Dinletin beyazla siyahın
Kargılanışını meydanlarda

Gece kuşlara vermezse bekaretini
Kötü şiirlerimle
Ben geçerim ırzına....



11 Aralık 2006

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:52 PM
Kötü Şiirler ll

Yalnız kuşlar şikayet ediyor
Gecenin itici sarplığından

Ardına yağmurlar yedekleyen
Yusufcuklar istisna
Şarkıların kulağına fısıldadığı
İntizamsız bir güneşi
Arzuluyor olsada
Loşluktan karanlığı ayırabilir
Yusufcuk

Gece kuşlara yüz vermiyorsa
Şeytanlıkla sarkıtılmış
İpleri yüzündendir
Kesinkes

Kesin kesecek yıldızlar
Ayla işbirliğine girip
Bu fahişe gecenin
Pis kokan soluğunu...



28 Aralık 2006

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:52 PM
Kötü Şiirler lll

Rengine uçurtmalar bağladığım gökyüzü
Şimşek şiddetlerinden koru göğsümü

İklimlere hastalık bağışlayan bulutlar
Sınayın hasrete düçar olan kalbimin ısısını

Kanatları aya değen deniz kuşları
Bağırın kederimi yaralı balıklara

Nefesim ciğerime söyle azıtsın kanımı
Dünyanın eşkıya duruşlarına karşı

Melekler yazın deftere unutulmasın
Gideceğim yere bir cennet borcum olacak

Terletsin yediğim herbir lokma beni
İçtiğim meyler, sular yaksın dilimi



31 Ocak 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:53 PM
Kulağımda Küpeler.. Fısıltılardan

Fasılasız bir devran
Dönüyor ruhun anılarında
Delilsiz deliliklerle kapatılır
Kalbin tenha delikleri
Çünkü yaşamak
Ağrısı sırtımıza
Törenle giydirilmiş bir kasılmadır
İskelet kokuşmuşluğunu yiyen
Mezar böceklerinden öte
Bir hayvan
Tayin edilmiş içimize
Mührünü basmış
Resmi mevkuteye
İmzalanmış bile çoktan
'Acı çekmek ruhu hafifletir' dilekçesi
Nadirattandır tellallığımız
Öteye saçılmış
Beriye kaçılmış
Suskunluğumuz
Sükunetle girilir çünkü
Bir ehramın gri acılığına

Sergilenmezse biter aklımız
Fotoğraflarda...

Şiiri ters çeviririz
Zeka çıkar
Hayatın lacivert bilmecelerinden
Kaynatıp katreleri kapatırız
Kalbin tenha deliklerini...




26 Aralık 2006

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:53 PM
Kuş Öldü

Öldüyse de kuş
Bu onun
Kalmayacağı anlamına gelmez
Kalır çünkü her ölüden ardında
Bir şeyler muhakkak
Leştir anıdır korkudur
Kalır kara perçemlerin izbesinde
Bir gençlik

Seni
Ellerime ikizsiz bir mavilik olarak sundular
Çakılları büyük makinelerde kıran adamlar
Ki
Akıllarında somun ekmekten gayrısı yok
Kalpleri bal düşünde
Zordur onlar için
ve hatta imkan dahilinde değildir
Seslerini şarkılara içirmek
Ortalama bir değer
Bir istatistik verisi olmak bile
Onlara yeter
Saçlarının ıtır koktuğu yok
Ucuz şarapların rüyasıyla yıkanır uykuları

Seni
Bahar şarkıları olarak kayda geçirdi
İçimin göçmen kuşları
Saçların rüyama fon
Kokun korkusuzca burnumda

Öldüyse de kuş
Bu
Ondan geriye
Bir cıvıltı kalmaz
Demek değildir...

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:53 PM
Lahit

Lisanın mecali yok
Aklın gizlerini sulamaya
Lahitlerin serin bağrında
Saklanamaz ölülüğüm/çünkü
Uzak yeraltılarla kırılır gönlüm...



21.Ocak 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:53 PM
Lâl

İçimde gizli komploların aydınlattığı
Gececil kuşlar besliyorum
Kimse bilmez neden
Ölümü kalbime bir rehin yaptığımı
Ezilmiş bir kardanadam ölüsünü
Itırlayarak karıncalıyorum
Göğsümün depremlerini
Kaşırım zaman zaman
Gözlerimi tufanlarla
Yaşından damıttığım eczaya
Bin ömürlük öpüşler sararak.
Ruhumu tanımaktan yorgun saçlarım
Gözlerim biteviye kanlıdır
Damarlarıma giren Eylül kalleşi
Kanımı süzüp azaba çevirse de
Dokunamıyor dokunamaz asla
Yangınımın merkezine
Aşkı kalbime kurşun gibi döken EL
Secdecileriyle yıkar alnımı
Bir kağıdı değerli
Bir kalemi anlamlı kılan
Bir şiirdir her zaman diyerek
Şiire tapan bir kafire dönüşmesin diye
Alnımın çatını melekleriyle yıkar
Aşkı kalbime kurşun gibi döken EL

Zamanlar zamanlar
Neye girmiş, kimden çıkmış
Belirsiz bıçaklar gibi
Doğruyor bütün okşamalarımı
Lal idrakten artakalan kırıntıları
Toplayıp yiyen
Bir şairden başka bir şey bırakmıyor
Kalbin karalarını çıkarmaya görevli

Zamanlar zamanlar
Ah bu zamanlar
Kelimelerim biterse
Ateş beni harmanlar……….


Kasım 2006

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:53 PM
Lanetle Kekrelenmiş Sular

Sürgit bir enkaza dönüşür kalbim
Aklımın alaca kayalıklarında
Sesimi söndürmeye kıyışamayan
Bir aydınlık taraçalar ufalanışımı
Heyhat huzursuzluklarım
Vay ki lanetle kekrelenmiş sularım
Esrarımı kolpalayan şapka tavşanı
Gider gelmez koltukaltıma
Nisanı çıkarabilirse zaman koynundan
Kendini bir üst makama
Dilekçe diye sunabilecek

Direnişe devam
Hüzne kaygıya
Şiire yazgıya
Soğana bulgura
Büyüye devam
Dedikçe itirazlar
Umurundamı
Sahillere mısra döken
Müsrif şairin

Büyüsün gözleri uçurumların
Görmeyi diledikleri şair kayıpsa
Gersin gergefini şu hatırasız çocuk
Kartalların buluttan yuvalarına

Yasal endişeler barınacaksa
Beyne sıkılsın kurşun
Meşru rahimlere akarsa döller
Yaşamak dediğin ötede dursun...




22 Aralık 2006

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:53 PM
Lemyelîdvelemyûled

beni hangi acının balçığıyla kardın eyy
semâyı aklıma deli gömleği niyetine
ne vakit giydirdin
nasıl oldu aniden ellerimin kızarmış leşe dönmesi
sondu bu senfoni güya
başsız sonsuz değildi faraza

olgun bir cesedim şimdi ahesteyim
seyr-ü seferim belirsiz
bu ummanda divaneyim
maviye sattıysam ruhumu
yeşile kaçmak için
kulübeye razıyım
bir anlık serin uyku için

sakar bir deniz kabuklusu değilim
bilirim gidilecek yeri gitmediysem de
görülmeye zamanlanmış görüntüleri
görmek değil koklamaktır hünerim
sevi'ye senâ aşka metih düzerim
şaşmadan yolları üç vakte kadar
gelmeyi de bilirim krallıklara

ben sırattan geçerken
kara bir ev sarmalar
içimin düğümlerini
dengeye en muhtaç zamanım bu mu ah
bu mu koç boynuzundan madalyam
bırakmıyorsan ellerimi bırakma
bileyim yâr olduğunu

defalarca kuruladım saçlarımdan
seğiren gençliğimi ıslatan yağmurları
soğuyup soğuyup sıcacık yataklara
tövbelere sarınıp da
girdim binlerce kere

hay dedim hayat buldum
hû dedim duruldum

lemyelid
velemyûled




12 Mayıs 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:53 PM
Mephisto

Gönlümü ısırıyor
Karanlık bilmecelerin
Arza kin tutan
Bir kalem buldum
Senin dipsularında

Kalbimi lain bir zevkle sıkan
Bembeyaz sayfalarda
Gözlerime kan gösteren
Sensin

Senin eserin
Bu yıkık dökük
Şair cesedi
Ağlamaklı şiirlerini
Sen fısıldadın
Onun kulağına

Varlığın inkarıma bağlı
İşte yırttım perdeyi
Gel ve konuş benimle
İmansız züppelerin
O korkak cesaretiyle
Çağırıyorum seni
Gel bölüşelim
Kozumuzu
Yada
Közümüzü

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:53 PM
Merhamet Gözyaşlarıma

Ey benim
Ağlamakla güzelleşen gözlerim
Senmisin bu aynadan yansıyan

Ey benim
Ağlamakla anlayan kalbim
Senmisin içimi aşkla sıkıştıran

Ey benim
Ağlamakla otalanmayan yaram
Senmisin kanayan kavlayan acıyan

Ey benim
Ağlamakla geçmeyen hüznüm
Senmisin ağlamayı öğreten şiirime

Ey benim
Ağlamakla bulacağım Allah'ım
Merhamet merhamet gözyaşlarıma..



1 Ocak 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:53 PM
Momento Mori

Mavi kedi
Bölme düşlerimi
Akşam hüzünleriyle

Sarartıp gençliğimi
Ömrümün en kesif
Yolculuğuna çıkıyorum ben

Dellendirme
Kınında küfle yatan
Düşsüz günlerimi

Duvarlara vura vura
Büyüttüm ben acılarımı
Neyim?
Nesin?
Nedir bu
Kararsız yalnızlık?

Bahçeden hayatıma
Enkaz gibi düşen elma.....



Aralık 2005

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:54 PM
Nisan'a Gerekçe

Şiire yağıyor yağmur
Nisana...
Yağmur altında
ıslanıyorsa dizeler
Artık bir gerekçe kalmamıştır
Nisana...

Gövdeme yağıyor yağmur
Ağlama...
Kesişirse bir gün yollar
Ötede
Artık bir gerkçe vardır
İnsana...

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:54 PM
Olmazlanmalar

İlklerden sonlara yollar bulunmaz
Yanlardan yönlere sonlar sorulmaz
Deminde sonrada dünde aranmaz
Ruhumu ayartan yalnızlığın telaşı

Eskiden yeniye yine varılmaz
Bozuktur kadranda akrep yorulmaz
Ölümde ecelde canda karılmaz
Kalbimdeki putların ekşi çamuru

Ortası kıyısı berisi olmaz
Çaresi devası emi bulunmaz
Gecede gündüzde tanda sayılmaz
Yüreğime çektiğim yıldız laneti...



22 Ocak 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:54 PM
One l

Yolumun şimdi
Bir gözü mavi
Diğeri toprak
Bir yanı suyla acı
Ötesi ırak

Uykuya boyadığım
Rüyaya bezediğim
Her sitem bana
Bir adanıştan artakalan
Sesler fısıldar

Zaten bir sanrı değil midir
Yaşamak boydan boya
Mümkün giydirilmiş
Bir imkansızlık değil mi
Elimize su diye değen
Yüzümüze ay ışığı diye çarpan
Hayat

Öçlerini
Bir sabahın
Kıpkızıl erkenine erteleyenler
Nasıl huzursuz bir denkleme dönüşürse
Benim aşırılmış gençliğim de
Neresinden tutarsa
Orasından koparır artık
Karanlığın zifir kahpeliğini

İçimin şimdi
Bir gözü mavi göl
Diğeri kahverengi bir kedi
Işığa ışığa ve ışığa
Gider bedenim
Güneşe ve
Nezredilmiş aydınlığa

Bazı büyüklüklere
Küçük nazarlarla yaklaşmaktansa
Bütün küçüklüklere
Büyük mezarlar kazarak
Işığa doğuya ve güneşe
Gider seslerim

Kabına sığmaz artık
Gecede durduğu gibi durmaz
Yıldızlar
Evreni parçalayıp yırtarcasına
Koşup saplanırlar
Suskun küskün kalbime

Ki benim kalbim şimdi
Bir gözü mavi
Diğeri kahverengi
Bir kedidir...



7 Haziran 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:54 PM
One ll

Elimin gölgesinden döküldü
Bu yaza benzemeyen yaz yazısı
Kavurmayan
Müşfik bir güneşi
Perdeleyen
Elimin gölgesinden

Dağ
Bir nehre ne kadar benzemiyorsa
Artık o kadar diktir
Yeşilden maviye
Oradan ak kağıtların
Noktasız yerlerine
Akıyorken hüznün çağlayanı
Elimin gölgesinden dökülüyorken
Şiir

Bana akşamüstlerinin günahını
Sabahtan çıkaracak
Bir tapınak lazım
Kabartılmış düşlerin beje boyadığı
Serin ve küflü
Ama bir o kadar hüzünsüz
Bir o kadar da soğuk ve efsunsuz
Suretlerden si’retlerden öte
Ağlayarak girip
Daha çok ağlayarak çıkacağım
Bir tapınak
Lazım bana

Eğer bir bazı şeyleri anlasaydım
Zamandan eşyadan ve küf kokusundan
Zafersiz seferler tertiplemiş olsaydım
Akşamın cesur loşluğuna
Otobüslerde biteviye akan
Yolcuların kalbinden geçenlerin
Esamesi okunmazdı şimdi

Dört yanı suyla çevrili
Biraz korkak
Bir o kadar da cesur iman
Nelere kadir
Nerelere gider
Eşyanın gri aydınlığında

Gözenekleri günahkar salgılarla tıkanık
Ağzı mayışık tadlara alışık
Gözleri yeşile doygun
Bir göçer olmasaydım
Akşamın zavallı ışığını
Gölgelemeseydim elimle
Sana
Daha çok şiirler yazacaktım
Neyse
Yaz bitmedi daha
Yazarım...




11 Haziran 2007

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:54 PM
Ortadoğulu

Meleksiz bir hayatı
Seçen martılar
Köprü altlarında
Tiner çeken çocuklar gibi
Uzanıp böğrüne öğlenin
Bir tutam hüzün
Koparıp atıyorlar
Körfeze
Bize düşen
Bu yangından
Kül, duman ve hatıralar değil
İsli bir günde
Yaşadığımız sadece
Aşktır bizim
Gelir gider
Hüznün beyaz yelkovanı
Bizde saat hep
Ateşe ayarlı
Tüm alarmlarımız
Yanmaya kuruludur
Adımız 'uzak' diye yazılır
Bombaların üstüne
Ve bir bayram tebriği
Kazınır çeliğin üstüne
İğrenç mi iğrenç

Biz ki
Bilmeyiz sevmekten
Başka marifet
Tek suçumuz
Kindar masalarda
Dindar postlarda
Nasıl oturulur
Bilmeyişimizdir
Aşkı böğrümüze
Kurşun gibi döken
Bir el var
Koyacak olanda odur
Dertlerimizi
Tarih kitaplarında

Biz ki
Zalim kumandanların
Botları altında ezilmekten
Ölmekle değil
Sevmekle çıkanlarız
Garip gelir aşkımız
Etki-tepki itlerine
Aşk bir etkidir çünkü
Buralarda
Hiç bir tepkiyi
Gerektirmeyen


Şubat 2003

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:54 PM
Ozanın Transı

Şiir döndür başımı
Beni burdan alda git
Lanet olsun çarkına
İçimi kemiren it

Yetiş nikotin yetiş
Kanım zehirden mahrum
Kalamaz vazifeni yap
Bitsin artık bu fetiş

Kalem yanıma gel
Beni buradan al ve git
Şiirin ülkesine
Taşıtım olsun
Çoşkun bir sel

Trans geldi ozana
Yanarım bunu yazana.

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:54 PM
Öfke

Nerede?
Dağlara denk düşen
İçimizi ısıtan
Ruhumuza dinginlik
Kalbimize aydınlık veren
Hayatı anlamlandıran
Başakları yatmaktan
Mazlumları korkmaktan
Zalimi titreten
Dağlara boyun eğdiren
Yamaçları kıran
Öfke...?

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:55 PM
Ölüm ve Güller

Boşalır içime
Seller gibi bir hüzün
Ağlasam
Yüreğim gidecek
Akıntıya kapılıp
Gözlerim kaldırmayacak
Bu selin debisini

Eski zamanlardan beridir
İçimde durgun rüyalar halinde
Dalgın şairler yürüyor
Duyamam aşk için
Ölüm ve güller için söylediklerini
Ağlıyorlar oysa
Aşk,ölüm ve güller için
Mendillerini bile ben veriyorum
Dolaşıp nem arıyorlar
İçimin buğulu bulvarlarında
Dolaşıp kışkırtıyorlar beni hayata
Eziyorlar yüreğimin
Kaldırım taşlarını
Ezsinler zaten
İstemem onların
Ağlamaklı şiirlerini
Dolaşıp ezsinler yeterki
Kalbimin
Taşlaşan yerlerini



Kasım 2003

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:55 PM
Önüm Arkam Sağım Solum Deniz // Ya da ADA

Denize doğru yürü
Akıntılı telaşını boşalt sulara
Hangi hengâm tutuyor saçlarını
Tuzla ömrünü kokmasın

Denizi arkana al/ yürü
Geç üstümden git
Ötesi UZAK bir adım
Hududa gelmez diyara

Denizi sağına al/ yürü
Sağlaması sağlam bir aşkla
Kulağında rıhtım sesleri
Martı düşü ruhunda

Denizi soluna al/ yürü
Solsun solukların adımlarınla
Hızla gaspet tohumu/ ek içinin tarlasına
Hızla büyüt meyveni/ bırak deniz suyuna


Denize bak kısık gözlerle
Uygunsuz adımlarla bak/ yürü
Ney sesi düşsün susuzluğuna
Neyzen düşsün ardına




2 Haziran 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:55 PM
Parmaklarım Aşkın Tetiğinde

Gece
Bana ençok yakışan elbisemdir.
Hele sıcak *******.
Tuhaf pembelikler belirir
Gözkapaklarımda.

Bu yüzden olmalı
Dünyaya
Çekilmiş bir kılıç gibi
Bakışım
Evet sadece bu yüzden
Ağlatıyor beni
Çocuğunu mezara
Öperek koyan babalar.

Değilmi ki ellerim
Piminde bir bombanın
Parmaklarım aşkın tetiğinde...

2002

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:55 PM
Penceremde Güz Resimleri

Penceremden biteviye akan
Güz resimleri
Kalbimi hüznün kazanına yuvarlayan
Bu demirden yolculuk
Karıncalanan yerlerim ah
Ah kaşınan gençliğim
Şarkıların kesiyor oluşu
Şiirin önünü
Evet bütün bunlar
Bir akşam yalnızlığının kuşlara
Öğretemeyeceği erdemler
Ka(y) nayan yaraları
Fokurdayan azapları
Anlatmaya yeterli değilse de
Lekesiz bir ılıklık sunar
İnsanın tarihine
Ki bu tarih;
Kalp,kaba,tasnifsiz
Ruh yoksunu kelimelerden
Yazılmış gibi durmasa
Tünel karanlığında bile
Anlamlandırabilirdi flu bir şiiri

Ey başaklarla otalanmış kederim!
Ey toprağa karşı kışkırtılan gençliğim!
Ey aklımın karıncaları!
Bırakın
İçime hüzünbaz yolculuklar salmayı
Vazgeçin kederimi raylandırmaktan

Penceremden biteviye akan
Güz resimleri
Tünellerle kesilen aydınlığım eyy! ..
Beni durdurmaya yeltenmesin sakın
Yortu günleri.
Kaçak,kırık,müsrif bir güneşe
Akıtmasın sellerimi

Karartısız gölgeler gibi içimde
Güzün yalnızlaşmış sihri var
Mataralar dolusu yağmur içmeye
Ne gölgemin
Ne aklımın
Mecali var
Yalnız bir adımlık mesafeleri
Korkusuz geçmeye ayarlı saatlerim...



18 Kasım 2006

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:55 PM
pERİBOT

Uçup kanatlarında sağır bir hüthütün
Geceye mi düşmeli
Yalan haber mi taşımalı yoksa
Lalelerden goncalara
Duyuramadıktan sonra
Neye yarayacak
Karakış beyaza çalmış
Sandallar sandalyelenmiş
Irmak akmış kazların altından
Bunlar haber değeri olmayan
Vakay-ı âdiye mi
Hüthüt duyamıyorsa da
Bir insan kulağına fısıldanamaz mı
Darıdan nasıl haber alır kuşlar
Meraka değmez mi
Lalelerden güllere
Irmaklardan çöllere
Tanışlardan ellere
Giden feribot perisi
Duymaz mı elleri ikirciklenir
Kalanın kaldığı darda

Siyah gölgesi
Koyu siyah gecenin
Yanan kanan solan
Yalan yalan yalan
Her şey yalan




14 Mart 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:55 PM
Piccasso

1.
Cismimi yokluyor
Ateş kamalar
Ağzımda bin yıllık
Islıklarla
Hayata bu kadar
Kör bakıyorum işte
Beynimde güvercinler
2.
Seni
Bildik yakınmalarımdan
Önce de tanıyordum
Gözlerime katranlar
Tüysüz hüzünler bırakan
Öfke...
3.
Resmini yapıyorum
Kaldıraçsız bir iskeletin
Tenin nemli buğusundan
Burnuma giren
İhanetin ko(r) kusu
Satılmış kaldırımlarda
Alınan bir kadındır
Artık gözlerin
4.
Yoksul bir evin içinde
Nadide bir Piccasso
Gibi saçların
Dökük sararmışlığına inat
Öfkeyle parlıyor
Alnının şafağında
Ki bu yüzden
Rezil yalanların
Dokunmuyor kulaklara
Görmez çünkü
Hiçbir insanın gözü
Yoksul bir evde
Nadide bir Picasso'dan
Başka şey
Farelerin hükümdarlığına
Dokundurtmuyor çünkü
Açlığına bebelerin
Allah seni kahretsin
PİÇcasso
5.
İktidarsız bir güneş
Parlıyor güya
Başakların üstüne
Pişermi, pişirirmi
Bilinmiyor
Sual olunmaz çünkü
Güneşin iktidarından
Mukadderat işte
...

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:56 PM
Platoni Sıcak Kucağından Bıraktı Eklemsiz Giz'i

Güzden yaza
Soğuktan sıcağa
Hüzünden kut'a
Katedralin loşluğundan
Taşlığın ışığına doğru
Kentler deviren yolculuğum

Bitti beklemeler
Tüm kuşların cıvıltılarını
Geceye devirip
Hasretin hesabını ödemek vakti

Hastalıklı bir yalıtkana
Dönüşen şiir
Kabından taşmaya
Üstünü yırtmaya
Mezar taşını kırmaya
Başlar birazdan

Esmeralda güzel ruh
Kalbinin billur pırıltılarıyla
Aydınlansın bu ılık sahil *******i
Yer gök iter
Aralanır sevdamız
Gülüşünün serin açıcılığında



20 Aralık 2006

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:56 PM
Prospektus

Beni gözlerimden gökyüzüne kelepçele
Ey ardına bin yıllık susuşları yüklenmiş savaş
Kimliksiz geçkalmışlığımı örter belki bu esaret
Beni ellerimden sağdığım süte batır
Şimdi alkışlanayım şimdi sövüleyim
Berrak gökyüzüne hayran
Dokunaksız yolcular tarafından
Gelmemeli ayın sancıları sabahın serinliğine
Yarattığı her kuş
Tanrıyı anarak ölüyorsa da
Gelmemeli cıvıltısı serçenin
Odamın ışıltısız soğukluğuna
Küf duman ve şiir artıkları basmış
Yoğun nemli ve kirli
Döşemesine keder döşenmiş odamın

Beni saçlarımdan dökülen
Tellerin azizliğine bırak
Yangısı aşktan menkul kadavra
Değersiz artçıların korkusu bile
Yenileyemez konforumun sade raksını

Sarısın beyazsın ve fakat
Esmer bir adın var kalbime çiziktirilmiş
Öfkeyle kanırtsan da kalemini
Acımıyor
Adını tarifi saydım çünkü kalbimin
Yeterince öldürmüyor şeytani kıyasların
Benim yasaksever intizamsız ruhumu
Darbeler vuruyor ikindi bana

Darbeler vuruyor ikindi bana
Balyozu sözlerinden tevarüs
Şiddetim kuduruyor cismine yaklaşınca
Hüznüm karıncalanıyor akşama vardığım zaman
Beni yorgun ve serin uykulardan deren sen miydin
Taş odalardan ve şarap kırmızısından çalan sen miydin
Ey kıvrılmış hüznümü ütüleyip şık salonlara ittiren isim

Adın esmer bir yangıdır artık
Günler ve *******ce sayıkladığım
Zavallılığım geçmez mümkünü yok
Beyazlığının içine bir damla keder akıtmadan
Şahikasına tırmanmadan
Beşparmakların

Elimle yüzüme çizdiğim pusula
Beni bağla yemeninin haresine
Ne ben ölüyorum kurtuluyorum
Ne çare bulunuyor varoluşun sıkıntısına

Beni yüreğimden lanete zincirle
Ki görmüş olayım izbe kahrını

Düzeldi beynimin eğrilikleri
Düz satıh
Kara leke kutusu endam
Ve aynadan yıldızları aksettiren efkâr
Gözlerimi saldı zamanın sarkacına

Zalime aman dedim
Bekledim
İndirmedi kılıncını
İndirdi boynumun orta yerine




22 Mart 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:56 PM
Q..e..

Gözlerime doluşan zerdali yeşilliği
Nefessiz bırakıyor
Atlastan yalnızlığımı
Ahenksiz bir gökyüzü resmi
Can buluyor
Yelkovanın ucunda

Zaman kendi kıstığı ateşle
Haşlıyor hayatımın çiğliklerini
Zindana dönen mahkum
Efil efil ağlatırken manayı
Yollar yola çıkmalar
Uçmakla konmak arası
Tedbirsizlikler yalıyor
Ruhun esmerliğini

Yineden yeni
Yeniden yine
Fışkırıp çıkan hüzün
Ellerimi ağlatıyor
Gözlerime dokunmadan




19 Aralık 2006

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:56 PM
Q..l..

Hasarsız bir anısı bulunmayacak
Kalbimin
Arkaik kazılar sırasında
Hüzne bulanmış eski yeni aşklar
Adanışlar aldanışlar ağlayışlar
Kırık dökük çatlak
Konacak camekanlara

Güze güvenip yazdığım her hece
Ağır bir balyoz olup
İnmese kalbimin orta yerine
Kavi kraterler gibi
Dimdik fütursuz hasarsız kalabilirdi
Yaşamak alışkanlığım

Ah yaşamak
Yaşamak alışkanlığı
Depremleriyle kırıyor
Kalbimin faylarını
Üzeri alınmamış hasret hesapları
Ay sohbetleri geceyle
Dünyaya sövmek lanetiyle
Omuzlanışı acının
Bütün bunlar
İhtilal planları kuruyorlar
İçinde
Gün yanması
Ay tortusu
Ah bilenmesi
Bulunan kalbimin
Kalıntılarına karşı

Ay'la vedalaşma zamanı
Geceyle hüzünle ve yağmurlarla

Aklile buluşup
Gergin bir diplomasiye dönüşen
Bu yangını harlamadan gece
Ay'a iyi ******* dileyip
Çekilmeli huzurdan...



30 Kasım 2006

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:56 PM
Quasimodo l

buradayım gecenin ortasında
uyuyan sükunetinin saçlarına bir gül taktım
seyrediyorum yüzünde hüznün haritasını
kalbini gömüp hatırasız zamanlara
silme sildirme şekilsiz bir
kamburu sevmekle yücelttiğin bu aşkı
zamanın tellerine takılıp kalan
esnaf bir alınganlıkla
kör olan gözlerime dokun

Ah Şeytan!
Ah izin ver bana
Bir kerecik dolaştırayım parmaklarımı
Esmeralda'nın saçlarında....

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:56 PM
Quasimodo ll

Çanlarla tırmalanmış
Arka sokakların gözleri
Sabah yalnızlıklarına
Yetişmez çınlayışlar
Sarartılmış bir gize
Eklemlenmezse hece
İdam kaçılmaz yazgı
Katedralin önünde

Yeminler yadsıyor artık
Karanlığın savurgan esrarını
Alıştı kemiksiz karartılara
Kaldırımın laneti
Ey kambur
Çek gözlerini artık avludan
Yeşil elbisesiyle
Raksı örseleyen dilber
Girdi sağlam kalan gözünden
Bin ömür kalmak için
Geziniyor kalbinin
Sakin sahillerinde

Ruhun aşkla şiirleniyorsa
Bunda senin haçın yok


5 Aralık 2006

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:56 PM
Quasimodo lll

Asıl iplere zangoç
Bilgeliğin boynuna geçmeden
Çanlarının kemendi
Asıl inlet meydanı
Sussun taşlık ve avlu
Sussun artık Notre Dam

Gören gözün aydınlığa bakarken
Bakan gözün karanlığı görüyor
Senin ellerin
Ve hep ıslak parmakların
Uykusuz ve sarımtırak salgılarla
Boyadığın *******de
Encamı yitik eşyaya dokunuyor

Asıl iplere zangoç
Aşkın kemendi boğmadan
Sabırlı bekleyişini
Asıl inlet meydanı
Sussun Esmeralda
Yıkılsın
Ömrüne duvar çeken katedral

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:56 PM
Rakı Sürülmüş Yaralarım

Kapı açık
Kül yalaz
Ses ince
Sızı sağlam
Kar küflü
Zar düşeş
Ahh derin
Ağrı yanık
Sezgi zayıf
Emek boşa
Vuslat bahara
Aşk kırık
Lal dil
Duvar yüksek
Uzun yol
Razı gönül
Gençlik cıvıltılı
Umut canlı
Nefes taze
Zehir keskin
Yumruk katı
İnat kavi
Kalp yorgun

Kadeh kırık
Rakı buruk
Gök ova...




22 Ocak 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:56 PM
Referans

Ben
Siyah bir karıncanın gözlerinden
Çalıyorum bütün şiirlerimi
Simsiyah bir gecede
Siyah bir mağarada
bir siyah taşın üstündeki
Simsiyah bir karıncanın gözlerinden.



Temmuz 2002

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:56 PM
Saaat. tım

Zaman
Dipsiz fahişeliklere
Sürüklüyor bizi
Üç otuz bedellere
Sattığımız
Bedenlerimiz değil
Sadece
Geçmiş ve gelecek
Arzularımız
Davamızın ihanete
Uğradığı anlar
Ki işte bizim
Tecavüz edilmiş
Bir rahibeden
Farkımız kalmıyor
O zaman
Gece,
Kuşlar,
Melekler,
Saat kadranları,
Tiktaklar; artırmıyor asla
Geri zekalı zevklerimizi
Bir çocuğun
Annesiyle
Aynı tabutu
Paylaşması kadar.


Nisan 2003

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:56 PM
Sabite

Islattı bütün kelimelerimi
Geceleyin melek kanatlarından
Ansızın inen yağmur
Ölüm kol geziyor
Ortada savaş yok oysa

Hırpaladı bütün iyi niyetlerimi
Hırpani kılıklı cüceler
Devlerin şatosuna gidiyordum güya
Zulüm aman vermiyor
Firavun gebermişti oysa

Garipsedi bütün korkularımı
Hani şu bildik yakınmalar
Elde bendim dilde ben
Rahat bana batmıyor
Döşeğimde çiviler var oysa

Uyuttu herkesi Allah
Bir bana kayraladı açık gözleri

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:57 PM
Sağanak

Güneşi kuşlar karşılar
Ense kökünde bir cıvıltı belirir
İhtiyar dünyanın
Ellerime akar
Bir dişsiz dedenin
Kemiksiz düşleri

Baharı eline alıp
Öyle çıkar kovuktan kuzu
Gözlerimde bir dilberin
Sağanağı patlar
Yağmur
Umut diye yağar gönlüme

Uzak bir tuzaktır
Sabahları gezegende
Urganları yağlamış
Vefasız mesafeler
Gözlerimde
Bir dilberin sağanağı patlar

Gerçek olur dedenin
Kemiksiz düşleri


1998

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:57 PM
Sahi(l)

Ey sabahın kuşları
Ve yalnız yatan
Mahrumiyetim ey
Öncesiz bakışlardan
Ruha dalan
Sonrasız yeşillikler
Uykuyu anlamlandıran
Beyaz sarılış
Yedeğine güneş almış
Yalnızlığım ey
Dinletin bana aheste
Kalbin şarkılarını
Söyleyin anlatın açıklayın
Gecenin gündüze mağlubiyetini
Nedir ki alaca seherlerde
Dürten bu ferahlık
Anlatsın biri bana
Dolup dolup boşalan ne
Ne var gümrah kıyılara
Tedbirle yaklaşacak

Tenha sahillerde
Durgun rüyalarım var
Dolgun anılarımla kolkola

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:57 PM
Sarı

Sararmış sükunetin hemen ardında
Patlamaya hazır bir erdem mi var
Lakinsiz cümleler kurmayayımda
Kalbim ellerinde okşanadursun

Yalnızlıklarımın tere batmış gayreti
Dursun senin alacakaranlığında
Lakinsiz cümleler kurmayayımda
Ellerim kalbini okşayadursun



Eylül 2006

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:57 PM
Seferi

Seferiyim...
Her namazım iki rekât
Her yanılgım hoşgörüye muhatap
Dağlardan göllerden
Martılardan güllerden geçerim
Kapatılır eksik yanlarım
Günahım affedilir hep
Ne de olsa
Seferiyim...

Fiyakalı otomobillerden
Kötü kokulu otobüslere kadar
Her dönen düzeneğin
Üzerinde döner yanlışlarım
Ki doğruyu da götürmez bu sefer
Ne de olsa
Seferiyim...

Kırkikindi diye niyet getirip
Yağmura yıl yedirdim
Aşka ömür içirdim
Tuhaftır yine affedildim
Sebebi belli zaten
Ne de olsa
Seferiyim...



13 Haziran 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:57 PM
Sen, Seni, Sana, Senden vs...

Bir bahar gecesi
Kuş sesi ve
Berrak toprak
Eklemsiz bir umut
Kesintisiz bir hasret
Yüreğimde kıpırtısız
Melal
Doludizgin arzular
Delişmen arayışlar
Ve hayal
Bir bahar gecesi
Kuş sesi
Ve sen...


2000

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:57 PM
Sepya Bir Resme Dönerken Yüzün

Dev adımlarla yürüyor hüzün
Uygun adımlarla
Ruhun sakin zarafetini bozarak
Kovulmuş bir lanete
Boşaltarak aklın sızılarını

Dev adımlarla yürüyor hüzün
Nefesini ödünç almış yağmur griliğinden
Sesi çağlayanlardan miras gibi
Yürüyor uygun bir boşluğa
Adımını denk getiriyor
Sevincin kırsal alanlarına
Zehir bir gece başlatır ancak
Bu devasa ilerleyiş
Ötesi
Doğmamış çocuğa biçilen don
Uzamış bir tekliğe
Şaşı bakıp çiftleştiren
Adı yalan sanı yalan
Kalbe nasılsa sızmış bu cin
Marşlar söyleyip içinden korkuyu siliyor
O yüzden uygun ve dev adımlarla
Yürüyor hüzün
Derinliğin kâğıt kalesine

Şahıssız şiirler fısıldıyor
Zamansız takvimler yırtıyor
Yelkovan sokuluyor akrep tarafından
Bu yüzden
Dev adımlarla yürüyor hüzün
Sepya bir resme dönerken yüzün


20 Haziran 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:57 PM
Sessiz Sular

Gel sırrını yeşillere giydirdiğim
Öksüzlük
Kanayan ömrüme yayılan
Orman ferahlığı
Varsan gel
Al beni zindanımdan/götür sessiz sulara




29 Ocak 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:57 PM
Sevgilim Deniz

Kör bir takırtıdır hayat
Kof bir sessizlik
Bihayat ölü bir sudur
Yalnızlık
Kıvrılan derelere özenen
Çiğ bir deniz
Kendi büyüklüğünden
Ne de çok şey kaybetmiş

Sevgilim deniz!

Sevgilim deniz!
Hayat senin üstüne
Dereler sana doğru
Med-Cezir senin için
Hayaller sende sonlu
Bırak küçük bir dere
Erisin münbit göğsünde
Hatta BİN dere...

Nisan/1997

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:58 PM
Sevi'ye Senâ

Derdim ince sızım yârim yârenim
Sensiz bir tek rüya yok bana artık
Sen benim şifamsın ben de çarenim
Hasretin saplanan ok bana artık

Dönüşüm yok artık yazgım seninle
Ruhuma çizdiğim çizgim seninle
Şiirim seninle ezgim seninle
Fir'ak düşü bile yok bana artık

Savaşlardan kaçtım geldim yanına
Sohbetine sözüne hâl beyânına
At beni yanayım aşk külhanına
Sensizlik cezası çok bana artık

Sarhoşum meyinden közüm narından
Haberim yok günden dünden yarından
Teninin terinin gül-i zârından
Gel de burcu burcu kok bana artık

Ağıdım dinmedi üç gün gidince
Felek bana kötü oyun edince
Yangınım sönmedi dört gün üç gece
Serinlik ferahlık yok bana artık

Gittin yüreğimi zincire vurdun
Sel ettin yaşımı KARŞIda durdun
Diyardan diyara beni savurdun
Vuslat ışığını yak bana artık

Irmağı taşırdım kelâmın ile
Zamanı şaşırdım selâmın ile
Aklımı düşürdüm elemin ile
İbret nazarıyla bak bana artık

Zehrine bandırdım âzâlarımı
Günahıma saydım ezâlarımı
Tam tekmil çektim ben cezalarımı
Yar! Koynuna girmek hak bana artık



21 Mayıs 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:58 PM
Somon Yolculuğu

Sayfayı çevir
Işıkları söndür
Pencereyi aç
Kalbim havalansın

Yeryüzüne depremler düşürür
Sesinin sükuneti
İzmaritlere duman ağrısı çektirir
Ellerinin gerginliği

Somon yolculuğum
Uzaklara ve
Dipsiz sessizliğe doğru
Tersine ve
Hep akıntıya doğru
Aç ayılara
Taşkın şelalelere aldırmadan
Düzensiz bir resme
İntizam verir gibi
Tersine ve
Ve akıntıya doğru

Bir somon yolculuğudur
Savaşsız geçen vakitlerde
Dünyanın uyandığı uyku

Ey billur sızıntıları
Yüksek gök krallığının
Ey namahrem kayalıkları
Enkaz mağdurluğuna çeviren anlam
Yükseltin suları taşlıklarda

Sabra yorgan bulmak zorsa da
Üşütmesin ömrü siyahlar
Üstü açık dalınmış
Rehine uykularda....



25 Ocak 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:58 PM
Süreksiz Bir Sürek Avı

Terli bir lisandır
Gözümün duyduğu
Yabancı bir dildendir
Kulağıma çalınan resim
Elinde yıldız demetleriyle
Köşesinde oturan karanlıktan
Aldığım
Zihnimde an’lık ürperişler tozlatan
Kavlak kanamalı
Bir ortayaz söylencesi
Bu dokunduğum

Bilmem kaçıncı sürek avıdır
Eylüle varmadan
Bu
Hece vurmaya kalkıştığım


20 Temmuz 2007

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:58 PM
Tan

Siyah beyaz arası
Pembe bir ateş
Cıvıltı, melal, duman
Göklerde.

Bir sabah ansızın
Gülçerileri dolacak
Ellerimin atımına
Görmeden bakan göz
Güneşli bir sabahı
Bakmadan görür
Hasreti ellerine destelemiş
Bir peri.
Bir iksir sunar
Hayatın nemli taraflarına
İçip kurtulunur
Yoksa ölünür

Siyah beyaz arası
Bir pembe ateş
Yakar, melal dolu gökyüzünü
Bir sabah
Herşey olan cıvıltı
Önemsiz bir ayrıntı olur
Şiirin yokuşunda
Ya senin ellerin
Ne zaman değecek
Hayatın alevden dudağına...

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:58 PM
Telli Dolap

Nehirler akıyor içimden
Derinden
Salkım salkım
hüzünler
Telli dolapta gizlenmiş
Yalnızlıklar
Avuç içinde
Soluğuna kurban gitmiş
*******
İpi çekilesi zamanlar
Zümrütünde
Hayalinin
Sesine
Tutunsam
Alıp
Çeksen
Kendimden
Cam kırığı
Zindan saatlerden


sd.........

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:58 PM
Tıkırtılar Nefesler

Tıkırtılar nefesler
İçime sûlh sükûn
Dışıma derin soluklar verdiren
Beyanı baygın saatlerde
Zamanı arşınlayan sessizlik
Derinime diplenen mısralarla
Heceyi karışlayan şairin
Beni heyecansız zulmetten
Kora kesmiş demir aydınlığına
İten nefesleri

Ey gökyüzünü
Siyah bir çadırla örten sanat
Yetir artık yıldızları
Kıvamı bala çalsın
Sözüme karanlıkla kelepçe vuran
Mesafenin tanrısı
Yaklaş ve yokla ahirini sevdanın
Kederi gömleğime leke yapan
Bu döngü
Yokla ve yaklaş ahirine sevdanın



30 Nisan 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:58 PM
Türkü Dinle Mani Söyle...

Leyli leyli ley
Kâhhar saatler
Zorba yelkovan
Arzulanmaz yadsınmaz
Zevahire zarar veren tanrılar
Alışık olunmayan zaman hey…

Dik duruşun encamı
Kabarıp kalaylanıp sihre dönüştükçe
Aktıkça tarazlanmış rahmine zavallılığın
Yetkin kılındıkça işkilli kaşıntılar
Heyulalar çıkıp tepinir
Siyah atların yelesinde

Çağırınca gelmeyen
Gitmeyen kovmayınca
Tapmalara doyulmaz
Donuk renkleri sakin sularına çeken
Bu inattan tanrının kayrasına
İnayetine sığınmış kelimeler

Zefiran kokusu irin cemaatinin
Ağrısı yoktan miras bir zarfa sıkışmış
Sebebi kardan mahrum beyazlık
Ay geceye yakışmasa bu denli
Zıpkın saplanmış bir heceye dönüşmezdi belki
Alınlarda yangılar
Tortusu zemheriye kalırdı
Kafes içinde kedinin

Kule sakini hey
Leyli leyli ley
Türkü dinle bir zaman
Mani söyle haylice




7 Nisan 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:58 PM
Uyusun

Uyusun ömrüm sabahın kıyısında
Renkli rüyalara varsın onun
Yeşilden aynaları
Korkulu bir geceden sarkan yorgunluğu
Kuşkulu uykulara içirsin ömrüm

Zehirsiz kalabalıklardan
Şiirime sızan billur damla
Eklemsiz ayrılıklardan
Hüznü arşınlayan bahar
Sesi sese
Rengi renge
Teni tene
Benzeten eflâtun kahır
Sal benim ayrıcalıksız yanlarımı
Irmağın yosun tutmuş kıyısına
Rengim
Ahengim
Ömrümün nakışçısı
İşle içimi
İşle içime

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:59 PM
Uyuyuş

Uyuyorsun...
Sığ suların berrak pırıltılarıyla
Dupduru, uyuyorsun
Korkusuz rüyaların var biliyorum
Gönlün henüz gönül değil
Ruhun daha nefs değil

Uyuyorsun...
Gözlerinde pembe filtreler
Olduğunu düşündürüyor
Yarım yamalak hülyaların
Kirsiz rüyaların var, görüyorum
Suçun suça bulaşmamış daha
Sözlerin yalana

Uyuyorsun...
Artık titrek mum ışıklarında
Geceye, aşka ve hatıralara
(S) övgüler düzmeyeceğim
Sen böyle uyuyorsunya
Dünya sallanmayacak
Kalbimin faylarında

Uyuyorsun...
Bana cenneti anlatıyor uyuyuşun
Melekler özenle kanat geriyor
Muhteşem rüyalarına
Ufukta kaybolan gemiler gibi
Dağılıyor yüzünde
Hüznün tüm türevleri

Uyuyorsun...
Gecenin ruhunda
Ve bir beyaz yatakta
Uyuyorsun...
Bütün derin uykularımdan
Uyandırırcasına beni
Uyuyorsun...
Susuşlarımın işte budur sebebi! ...



Eylül 2003

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:59 PM
Ümm'ül Vertigo

Sen, ezilmiş güllerle bir olup
Hayatı çizgi çizgi gülümseten manam
Sen göklerde ve rüyalarda,
Ömrümü gergef gergef işleyen anam

Ellerine gül dolduramadım
Gözlerine yaş doldurduğum kadar
Sana denizler dolusu ağlamak
Sana gökleri yaracak kadar sevmek
Ne çok yakışıyor.
Anam dertlenişlerimin nesnesi
Acılarımın ünlemi anam
Oooy anam.

Ağlatır beni sendeki mana
Cennet ayağının altında
Beni karnına geri al ANA...

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:59 PM
Üzgünüm Ölmedi

Üzgünüm
Hayatı karnından bıçakladığım için
Ne yapmalıydı bilmem
Nasıl savuşturmalıydı
İnsafsız saldırılarını
Gelmeyecekti ama üstüme bu kadar
Üzgünüm
Ve fakat masumumda
Bir kaşları karayla
Çözülmez sırlarıyla
Sırlı libaslarıyla
Çok yordu beynimi çook
Zevk suları saldı içime
Ben ki pırıl pırıl
Bir bahçeye çevirirken onu
Bıçakladım ölmedi
Üzgünüm



Mart 2006

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:59 PM
Var

İrkiliyor
Kınından çıkarken
Rüyamın kanlı kılıcı
Ses,ışık,renk yok
Firuzelerin getirdiği
Hayattan başka
Nesi vardı
Hülyalı dalışların
Ki şimdi
Böylesi kılıksız düşleri
Giydiriyor aklıma
Yapayalnız hayalet

Eksik vuruş
Yan yatış

Gece
Rengarenk bir çağrıyla
Yağıyor
Şiirimin üstüne
Gece
İncecik yağmurlar yağıyor
Şiirimin üstüne
Canhıraş çığlıklarla
Ama yine de
Renk yok
Resim yok
Şekil yok
Ses yok
Yalnız “O” var...



Mart 2004

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:59 PM
Vertigo

Beyaza çalardı gözlerim
Akrep kıskacını kapattığında,
Vursun aklımı işte apaçık
Sorular, cevaplar ve işte perde
Kalbimi rehneden yarasaların
Sessizliğine ram kulaklarım
Gelmeli üstüme evet gelmeli
Gecenin en hırçın süvarileri
Uçurmalı uçurumsuz düşlerimi
Durgun, yorgun ve ıslak
Bir yalazla yakmalı gece
Köhneyip küfe duran
Nasırsız ellerimi
Hani ki yeryüzüne
Pusatsız bir savaşa gelmişcesine
Dalıyorum dalgın dalgıçlar gibi
Zamanın karanlık sularına

Dönüyor dönüyor
Gelip sırtıma çıkıyor gelincik kırmızılar
Ol dedin oldum daha ne
Öl desen ölürüm bana ne
Verip sinemi telli pullu rüzgara
Ruhumu ezdirip temaşalara
Gel desen gelirim hanene
Bıraksın yakamı artık varoluş
Dünya bu zaten toptan kayboluş

Eritsem gölgemi
Akrep kıskaçlarında
Yelkovan en kadim düşmanım olur
Kadranda dönüyor bütün hikaye
Şiir orda aşk orda
Orda bütün mesele
Kaybolan zamanlar bütün hazzıyla
Geçse de ırzına kelimelerin

Yeryüzü bir mesken hüznüme benim
Geçmezsem tükürsün yüzüme benim


Ekim 2006

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:59 PM
Yâd'a Düşen Od'a Düşer

Çıkarırken akşam kalbinin kuytularından
Siren sesleriyle boğulmuş gizli elmasını
Neye nerden bindirilmiş bilinmez
Maviden mora yeşilden siyaha giden
Bu bitmez yolculuğun yolcusu
İçinde kuşlar açan bir bahar
Dışına sarı cinayetler biriktiren güze
Nasıl döner kim döndürür bilinmez

Elbet toparlanır vadilerde periler
Mutlak korunur gözleri ışıltılardan
Yalnız ay sonrasına sanrılar ekmeye
Karar verir ecinniler ilkakşamlarda
Yüzüne tüllenen bir iklimi çeken yeğnilik
Ağırlaşır üstüne beyaz çökerken
Derisi göle çalınmış yoğurtlardan ak
Kokusu bir kente tazelik veren
Pürendam pürtelaş pürneşe bir zâr
Yekinir üstüne aybasmalarının

Kızıl bir yağmura terkedilirmi
İçi tıka basa mısra dolu bu heybe
Akıla gelir acaba ruha gelirmi
Yakından uzağa göçen iskelet

Lekesiz bir vuslata tanım bu hece
Eklemsiz bir gize konuk bu gece

Yâd'a düşen od'a düşer
Gün kararır o da düşer




10 Şubat 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:59 PM
Yasımı Yasladığım

Notalar
Koyu bulutların yağmur aralıklarından
Dünyaya eskimez bir kederi sızdıran
İncecik sızıları kabartıp
Leş kokuşmuşluğu kadar eskiten
Notalar
Alır mıydı hissizliğini
Duvar yazılarının
Geceye gerekçe diye sunulan
Her bir ürperti
Dinlenemez bir sessizliği
Kulaklarda patlatan çığlık mıydı

Acılı kadınlar korosu
Yalnız anneler matinesinde
Dalgın dingin şarkılarını sarkıtıyorken
Hüznün koynuna
Coşkulu devler geçiyorken
Bîçare gönlünden karaltıların
Kadınlar
Elleri yakamozlarda
Ağıtları tepelere tırmandıran âhlarıyla
Çocukları ve yârlarıyla
*******i ve adetten kesilmeleriyle
Bu kadar mı yakışılır dünyaya
Bu kadar mı derin anlaşılır
Zamanın gözlerindeki ışıltı

Ey şarkılara kölelik bağışlayan dizge
Sarıp sarmala âhını çaputlara
Giz’le karılmış çamurdan mâmul
Her putu yedirdi aşk bize
Olan olsun
Biten gider denilemez
Denilmemeli
Önümüzde dupduru
Şarkılar buğulatan annemiz
Selamı alınmamış her tanıdığın
İçindeki burkuntuya dönmez mi sonra
Değilmi ki arızasıdır aşk
Çocuk kalplerinin
Onursuz bakışlara terk edilemez
Değilmi ki şarkılar yol alır
Herkesin damar coğrafyasında
Gelsin yiyelim o vakit
Kara pancurların ardında
Lanetli bir mutfakta pişen
Aşk putunu
Helvadan…
Dağılır böylece belki
Kim bilir
Yasımı yasladığım kayayı
Kahrıyla parçalayan efkâr…




15 Mart 2007

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:59 PM
Yeraltı-Göküstü

Bende, seni pişman etmeyecek
Herhangi bir şey yok
Sen güneşlerle taranıyor
Ruhunu kızgın ateşlerde
Arıtıyorsun
Ben gecenin maviliğini
Üstüme zırh edip
Savaşlara girme sevdasındayım
Ay'dan sürmeler çek gözlerine
Katıksız baharlar sun derinlere
Yeryüzü
Gökyüzü
Yeraltı
Göküstü
Gibi temcidler peşindeyim ben
Bende, seni pişman etmeyecek
Hiçbir şey yok...



Temmuz 2003

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:59 PM
YirmiüçNisan

Yürüyün çocuklar
Çizgilere basmadan
Dosyalar, rozetler ve protokol yok
Sizin içinizde
Yürüyün
Dağınık adımlarla
Yürüyün
Ölümdür yürünülmeyen...

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 07:59 PM
Yollar Boyu Yalnızlık

Issız anlamlar çıkarıyorum
Sokakların çığlık çığlığa bilmecesinden
Traktörler, otomobiller ve cinnet
Gibi anlamlar.
Yaşadıkça yalnızlaşan ciğerlerim
Evet nikotine çok alıştılar.

Bellidir o zaman
Sebeb-i ölümleri,
Kanatları tomurcuklanmış kuşların
Elleri zamana karışmış kaplumbağanın
Kıpkızıl kana bulanmış gelinciklerin
Ve
Göğsünde bulutlardan yaralar olan
Kartalların

Dünya
İşte o eski
İşte o kadim
Alışkanlığımız.
Uğruna dişlerine sunulduğumuz
Leşseverler meskeni
Artık okadar sevimli değil
Yollar boyu yalnızlara

Sokaklar kadar sağır
Bir geçit resmi
Ölümün kıyısında

Temmuz 2002

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 08:00 PM
Yusuf ya da İbrahim

Hayatım, ellerinde ilmek ilmek oyaydı.
Bir seninki safi renk gerisi hep boyaydı.

Vasıtasız kalbime girenler hep yayaydı.
Alıp Rabb'im şu ömrüm seninkine koyaydı.

Sendin elim amanım hırsız beni soyaydı.
Nasıl bulup anlatsam duyan yalan sayaydı.

Zalimlere dur demek senin ile kolaydı
Tek duraydı yüreğim seninkisi olaydı.

HAYATIM ELLERİNDE İLMEK İLMEK OYAYDI.
BİR SENİNKİ SAFİ RENK GERİSİ HEP BOYAYDI.



14 Nisan 2006

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 08:00 PM
Zamandan Işığa Geçiş Tüneli

Zamandan ışığa geçiş tüneli
Yıldızdan yapılma
Uzun
Ve fakat
Aydınlık dehliz
Sereserpe hicranla
Başıboş hüzünle
Eyersiz atlarla
Soyunuk geçilecek
Tünel

Cinleri yok kuytularında
İnleri yok
Bakıp görmeyenlerin
Soyut değil düş değil
Yarış değil
Savaş bu
Erkeksi gibi biraz
Lakin hayli kadın da
Bir çok çocuğa aynı anda gebe
Rahmini şişlemekten
Kanı çekilir kenara

PirincBurgeR
08-17-2007, 08:00 PM
Zamansız Bir İdam

zamansız bir idam şimdi gözlerim
kalbimin delişmen vuruşlarında
haddini bilmeyen bir kuş gibi
serçeyken özenen ankalığa
uçar vurur dağlara
düşer durur karanlığa
düz bir hattır
senin gözlerin
benim içime
hiç bakmadı ki
kalpsiz bir gülüşle
soframa gelen
manalar ruhumu
hiç yakmadı ki
endamsız çiçekler
gibi kalbime
ateşten okunu
hiç sokmadıki

PirincBurgeR
08-17-2007, 08:00 PM
Zamansız Ölümlere Gerekçe

Zamansız oluyor bazı ölümler
Hepsi tamda zamanında olsa bile
Aslında
Olumsuz ölüyor bazı zamanlar
Gerekçe bulamıyorum
Yaşadıklarıma...


Mayıs 2003

Şükrü Özmen

PirincBurgeR
08-17-2007, 08:01 PM
Şükrü Özmen'e Değerli Şiirleri icin TeşekkürLeR

Bu Konuda Burada Bitmiştir

SelametLe...!!