Tam Sürümü Görüntüle : Mustafa Engin Karatay
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:12 PM
Acırım Şimdi
Üstümde yılların ezikliği var
Vefâsız, dünyâmı etti bana dar
Çektiğim çileler kaldı sâde kâr
Çürüyen gençliğe acırım şimdi...
Yüzüme gülüşü, yalanmış meğer
Koynumda besledim, yılanmış meğer
Zehrini kusmaya dolanmış meğer
Boşuna sevgiye acırım şimdi...
Kahretti, hayâta küstürdü beni
İçime kapattı, susturdu beni
Her şeyden bezdirdi, pusturdu beni
Kaybolan benliğe acırım şimdi...
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:12 PM
Anlamaz Mısın?
Eğer ki, taa yürekten sevmediysem ben seni,
Nâmerd olayım gülüm; tükür, yûhâla beni!
Bu can uğruna fedâ, yemînliyim bir kere! ..
Sen olmadıktan sonra, neyleyim bu bedeni?
Daha duymayan varsa, duysunlar bu andımı! ..
Bilmem ki, senin için kimse böyle yandı mı?
Hem Mecnûn'a, Ferhat'a, ibret olsun bu sevgi! ..
Kerem hâlimi görüp, acabâ utandı mı?
Vücûdum cayır-cayır, olmuş alev yumağı
Zihnim, havsalam kaynar, fokurdatır dîmağı
Anla ki; perişânım, nâ-çârım, giriftârım
Fîrâkın susuzluğu, kurutuyor damağı...
Aşk kelâmı mecâzî, sensin girdabın adı
Her nefes senin için, senle var âh'ın tadı
İşitenler titredi, görenler acır oldu
Senden gayrı bilesin, cümle âlem anladı! ..
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:12 PM
Annem
Besledin, büyüttün, kol-kanat gerdin
Ömründen kıymetli, zamanlar verdin
Her zaman ben oldum, en büyük derdin
Üstümde emeğin, büyüktür annem
Cennet ayağına, Hakk'tan serilmiş
Böyle güzel rütbe, sana verilmiş
Anaya isyânkâr, evlâd yerilmiş
Üstümde emeğin, büyüktür annem
Uykuyu terkettin, ben uyanınca
Başımda bekledin, hastalanınca
Gözyaşı akıttın, canım yanınca
Üstümde emeğin, büyüktür annem
Cennet ayağına, Hakk'tan serilmiş
Böyle güzel rütbe, sana verilmiş
Anaya isyânkâr, evlâd yerilmiş
Üstümde emeğin, büyüktür annem
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:13 PM
Aşk
Aşk denilen bu illet; ne kânun, kural tanır,
Ne hüküm fermân dinler; ne arlanır, utanır...
Dâvetsiz kapı çalar; zannetme ki usanır! ..
Girdimi bir gönüle, nasıl yakar kavurur
Perme-perişân eder, küller gibi savurur
*Önüne geçmek* diye, deyim icâd bulmamış
Bir tutulan, bir daha aslâ iflâh olmamış
Göster! Hangi filinta, sâm-u zebûn solmamış?
Yağız delikanlı mı, yiğit mi, demez vurur
Şâh'a pençe taktımı, tâc-ı saltanât kurur
Çökmesin bir yüreğe; inletir, süründürür
Velî'yi deli eyler, Kırk hâle büründürür
Tanınmaz mecâl verir, yek-pervâne döndürür
Ne şeref, izzet kalır; ne de bırakır gurûr
Deldirir ferhât gibi, önünde dağ mı durur?
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:13 PM
Bahtsız
Gün yüzü görmeyişim; sayılmaz pek de tuhaf
Ebede dek tâlihim, yâver gitmekten muaf
*Zâten doğarken bahtımdan yemişim tekmeyi,
Kahrın rütbelisini, üstlenmişim çekmeyi*
Hâkim müebbed yazmış tek celsede cezâmı;
Temyîz, fesih imkânsız; değiştirmez kazâmı
Kazırlarken Künyem'i levhâlara, çelikten
Yolumu geçirmişler, iplik geçmez delikten
İrâdem tâ özünden yüzüztü yere mıhlı
Firâsetim zincirli, basîretim çarmıhlı
Sonuç:
--Mahrûmluklar içinde, tek kulvarlı bir yarış
--Sonu programlanmış, başından belli varış...
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:13 PM
Belli Değil
Yokluğundan dem vurup,
Yine hasretinle cedelleştiğim, gecenin üstüme çöktüğü bir ân
Zifiri karanlıklarda neyi ariyorsa gözlerim? ..
Ciğerlerimi kavuran,
Sînemi parçalayan bu illet
Çürüttü artik beni Hümeyrâ
Fakat yüreğim,
Neden hâlâ bedenimi ayakta tutmaya ısrâr ediyor? ..
Oysa bu güne kadar;
İstenilmediğim yeri ânında terkeden ben
Yüzüme kapatılan kapılari bir daha tıkırdatmayan ben
Arşınladığım yollara sed çekildiğinde,
Aslâ ikinci bir kez aşındırmayan ben
Ne oldu da böyle oldum Hümeyrâ? ..
Hayâlin gözümün önünden şerit olup aktığı vakit
Azgın Okyanus Dalgaları'nın, Med-Cezir kabartısıyla,
Geçit vermez kayalıkları dövdüğü gibi
Hamle yapıp, sıçrayıp dokunmak istiyorum hayâline
Bakışlarınsa artik îmâlı
Tabutluktan süzüyorsun gözlerimi
Çekil git karşımdan desem olmuyor
Ne seni kovabiliyorum
Ne gözlerimi bakışlarından alabiliyorum
İlk göz göze geldigimiz günü hatırlar mısın bilmem?
İşte o tılsım
Alamıyorum kendimi senden Hümeyrâ
Alamıyorum...
Aşk denilen bu iksîri;
Sevgi hamuruyla
Kara Sevdâ çamuruyla
Gözlerimden akan yaşlardaki acı sularla
Sabâhı beklediğim *******de,
Dipsiz bir kuyunun derinliklerinde,
Gün ışığı görmemiş ızdırâbımla yoğurmuşum Hümeyrâ! ..
Sızılarım, iniltilerim,
Lokmân'in devâ bulabileceği türden değil...
Tebâbet ilminde çâresi yok bunun
Aklın tartacağı bir yük değil bu Hümeyrâ
Mantik orjinli hendese hesâplarının çözeceği cinsten hiç değil...
Adına dert desem, dert değil
Sen değil, ben değil
Ya sen ya da ben değil
Sensizliğe isyân da değil
Ben mi sendeyim, sen mi bendesin?
Neyin ne olduğu belli değil...
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:13 PM
Ben Geldim
Dönüp dolaşıp yine, bak ben geldim kapına!
Biraz ürkek, çekingen; yapıştım kulp sapına
Kim O, diye hiç sorma! Ben, bildiğin serseri
Hem mahcûb, hem de arsız, döndüm bir daha geri
Bilsen ki, pişmânlığım ne mertebede şu an;
Beslemezdin hakkımda, şüphe dolu sû-i zann
*****
Aylar var ki; avâre, şaşkın, dolaştım durdum
Girdâblarda benliği, meçhûllere savurdum
Bir ümid belirtisi, ışık; uzak noktada
Taktı peşine beni; o önde, ben arkada
Ha bu gün, belki yarın; erişmek bahâsına
Günleri nezîr ettim, umutlar hülyâsına
Fakat, kapandı yollar; beyhûdeymiş güzergâh
Kabûl etmedi beni, o şatafatlı dergâh
Yazık oldu mesâim, boşunaymış tüm gayret
Ne kadar ahmakmışım, ettim kendime hayret...
*****
Geldiğim yöne doğru, gözlerimi çevirdim
Şöyle süzdüm, düşündüm; Kaç Bin Fersâh devirdim?
Varmış olduğum mevkî, topu topu esâret
Bir geri adım için, gerek Milyon cesâret
Tekrar katetmek çok zor, bu kadar uzun yolu
Bu yolda mahcûbiyyet, bu yolda gurûr dolu
-Dedim; hisleri bırak! Mantığını duy, dinle!
Her şeyden evvel şimdi; barış kendin, kendinle!
Karınca`nın mîsâli, uzaksa da mesâfe,
Gün gelir de aşılır, zuhûr eder izâfe
*****
Yaradan`a sığınıp; Bismillah, attım adım
Hem yürüdüm sessizce, olanlara ağladım
Bir taraftan yürürken, kendimle hesâplaştım
Cevâb yok, yorum yok, yok; haddimi çoktan aştım
Bilmecenin çözümü, 'NEDÂMET' tek kelime
Affet, affet, bağışla; âh dolandı dilime
Sayıkladım ha bire; mekânsız, yurtsuz, yersiz
Çâreyi sende buldum, yine senden habersiz
Nihâyet vardım sana, dayandım eşiğine,
Al beni, yatır beni; merhâmet beşiğine...
Sen olmayanı teptim, gurûrları da deldim
Bu son dönüşüm sana, aç kapıyı ben geldim!
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:13 PM
Ben Neyim?
Neyi andırıyorum, bu bir merâk konusu...
Dertlerin mübtelâsı, suskunluk Okyanusu
Çekmek ile yükümlü, tescillenmiş tapusu
Pâdişâh fermânıyla, tellâlların kurbânı
Dalkavuklar ağzıyla, sâbitleşen husbânı...
Konuşmaya hakkım yok, hem bu çok büyük ayıp
Ben de insanım dersem, ederim zarar, kayıp
Kabûl etmem gerekir, kendimi şerli sayıp
Hep ucuza satılan, insanlık pazarında
Evet sâdece hiçim, herkesin nazarında...
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:14 PM
Beni Kaybettin
Yollarıma gül serip, atlas kumaş döşesen,
Sana tenezzül edip, döneceğimi sanma!
Bülbülâne vird ile, hep İsmim'i söylesen,
Geçti artık, istemem; bir daha sakın anma!
Gündüzleri düşünde, gece rüyânda görsen,
Hayâlleri gerçeğe, karıştırıp da kanma!
En ufak kıvılcımı, ısrârla körüklesen,
Duman tütmez ateşte, boşa kavrulup yanma!
Yırtık bir resim bulup; hani, bana benzetsen,
Yanılmıştır gözlerin, ben değilim; inanma!
Uzaktan, derinlerden, kısık nidâ işitsen,
Benden ses-sedâ çıkmaz; ümîdlenip, aldanma!
Bunlar hep belirtisi; kaybını bilebilsen...
Otur da hâline yan; bağır, ağla, utanma!
Oysa çoktan kaybettin, keşke anlayabilsen...
Hiç bir şey yokmuş gibi, şaşkın şaşkın davranma!
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:14 PM
Bilâl
Sokakta bir Türk genci, boynunda yıldız-hilâl
Yaklaştım, sual ettim, meğer ismi de Bilâl
Dazlak yapmış kafayı, kulağında bir küpe
Bir de keçi sakalı, tamamlamış o tipe
Zincir, köstek, bilmem ne; boynunda hepsi tasma
Ceketinde halkalar, çılbırlar basma basma
Kıçına yapıştırmış, blucin denen bir don
Dizlerinde delik var, paçalar yırtık sidon
On santim topukları, ayağında pabucun,
Nonoş gibi, rengârenk, çekmiş üstüne mâcun
-Dedim; bu ne vaz'iyyet, yakıştı mı hiç sana?
Alaylı bir bakışla, ne dese iyi bana?
-Va'az, nasihât etme, bırak bu ayakları!
-Ben veririm kendime, özgürlüğü, hakları
Tabi dedim içimden, senin hiç bir suçun yok
Baban olacak godoş, bunda hatâlıdır çok
Her tarafın Türk olsa, senin cürmün ne kadar?
Allah, Kitap yoksunu, tam Şeytan`a kafadar
Zamânında terbiyen, köklü gelmemiş belli
Şimdi netîce açık, görünüyor besbelli
Yazık ki hem çok yazık, bir de yazık İsmin'e
Habeş'den hiç benzerlik, aksetmemiş cismine
Bilâl, Ahmed, Hüseyin, niceleri var daha...
Âilede kopukluk, çocuk gâfil Allah'a...
Müslüman geçinenler, bizim işimiz çok zor!
Sütü bozuk bir nesil, kanıma dokunuyor...
İpsiz, sapsız zübbeler, salınmışlar çayıra
Bu gidişât çok fenâ, benzemiyor hayıra
Çok yakında Hasan'lar, şaşmayın Hans olunca! ..
İş işten geçer sonra, belâ bizi bulunca...
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:14 PM
Bitecek Elbet
Neden böyle perişân, neden böyle nâ-çârsın?
Sıkıntıyı görünce, hemen tüyüp kaçarsın...
Biraz yürekli olsan, bil ki dehşet saçarsın
Izdırâb dolu günler, bir gün bitecek elbet...
Yapayalnız kalınca, bükülüverdi belin
Çek önüne bendini, arsızca coşan selin!
Nedir bu pısırıklık, tutar ayağın elin
Vîrân olmuş hânende, ocak tütecek elbet...
Akbabalar üşüşmüş, ha canlısın, ha ceset
Kartalca baksın gözün, sana kim dedi pes et?
Kılavuzun kendin ol, kargaları ört-bas et!
Bu bahçenin bağında, bülbül ötecek elbet...
Tufayı görüp sindin, şu surata bak hele!..
Âfet yemiş gibisin, andırırsın zelzele
Bu mu sendeki mertlik, dayanamazsın yele...
Uluttuğun çakallar, ine girecek elbet...
Âh vâh etme boşuna, bir şeye çâre değil...
Dirâyetini göster, kim emir verdi eğil?
Şecaatli tavırla, ürksün karşında cehil
Borusu çalanların, hükmü geçecek elbet...
Köroğluysan boynunu, Bolu Bey'i bükemez...
İfrit dâhi uğraşsa, o sihrini ekemez...
Ocağına inciri, kat'iyyetle dikemez...
Seyreyle bak o zaman, himmet gelecek elbet...
Senden meded bekleyen, kimler var şöyle düşün!..
Sırası değil şimdi, gafletin ve cümbüşün
Gâye âşikâr iken, ya senin nedir düşün?
Kararan bu bahtının, özü gülecek elbet...
Râm ol da buyruklara, bırak artık yalpayı!
Sözde hareketinle, sezdirirsin kolpayı
Dürüst alır taksimde, dâimâ aslan payı
Bu sâyede insanlar, Hakk'ı bilecek elbet...
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:14 PM
Bu Dar Sokakta
Bir gece yığılıp kalırım belki
Karanlık, ıp-ıssız, bu dar sokakta
Son birkaç nefesi, alırım belki
Yaşamdan anlamsız, bu dar sokakta
Ne, sen yetişirsin o son ânıma,
Ne, dost sandıklarım gelir yanıma
Azrâil noktayı koyar canıma
İsimsiz, tanımsız, bu dar sokakta
Bakılır mâzime, çile görülür
Kahırla kapanan, defter dürülür
Üstüme bir ölüm kaydı sürülür
Bitimsiz, hitâmsız, bu dar sokakta...
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:14 PM
Bu Gece
Ne olur,
Bu gece bâri, beni kendime bırak!
Girme artık hayâllerime!
Bir kor gibi düşme yüreğime!
Bu gece olsun çalma kapımı!
Sessizlik istiyorum
Sensizlik istiyorum
Sükûnet istiyorum...
Hem ben yemîn ettim,
Seni düşünmek istemiyorum...
Tadını çıkar hayâtın,
Keyfine bak!..
Ne olur sanki;
Bir defâcık gözlerimin önüne gelmesen...
Bırak da bu gece tâzelenmesin hâtırâlar,
Anılar seni hatırlatmasın!..
Bu gece okunmasın şiirlerimiz,
Şarkılar senden bahsetmesin!..
Silinsin hâfızamdan,
Hasret, özlemek, hüzün, yanmak, kavrulmak kelimeleri...
Ne olur,
Bu gece...
Sâdece bu gece...
Zayıf tarafımdan yakalıyorsun beni...
Yeter;
Gülücükler dağıtma karşımda!
Sakla parlayan gözlerini!
Dön sırtını da,
Görmeyeyim o yüzünü!..
Her gece,
Fırtınalı ummânlarda, azgın dalgalarla boğuşuyorum
Bırak, bu gece bâri süt-limân olsun deryâlar...
Bırak da,
Seherlerde öten Bülbüller'le İki kelâm hasb-ı hâl edeyim
Girme aramıza!..
Güneş sensiz doğsun,
Çiçekler sensiz açsın!..
Ne olursun;
Bir gece...
Sâdece bir tek gece...
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:15 PM
Bu, Ne Dinmez Fırtına?
Zamânın akışına, ayak uydurmak zormuş
Hebâ olan ömrümde, zihnimi, kalbim yormuş
Bir vicdân yoksununa, vicdânım neler sormuş? ..
Şimdi her şey nâfile, tahribâtlar onulmaz
Uymayan kalıplara, hür insâfım konulmaz
Zamânlamam mı yanlış, geliş-varış yönümde?
Efkâr adlı denizi, geçemedim önümde
Sâdece bir tek sabâh, olur muyum günümde?
Keşmekeş deryâsında, bu ne dinmez fırtına?
Ne giriftler yüklenmiş, bir çârenin sırtına...
Tuhaflıklar var ama, aceb sâde bende mi?
Kolsuz entârimizde, İki kol bir yende mi?
Mahkûmluk rûhumda mı, can taşıyan tende mi?
Kavîleşmiş, devrilmez; sille ile yıkılmaz! ..
Ecel kapımı çalsa; yok, içinden çıkılmaz! ..
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:15 PM
Canım Mısın?
Gözlerinde tebessüm, bana bir hâl ediyor
Sevdâ dolu sözlerin, çok hoşuma gidiyor
Yüreğimin ipini, tatlı dilin yediyor
Ben senin mübtelânım, sen benim canım mısın?
İşlemişsin içime, yakıp da kavurmuşsun
Samyeli gibi esip, aşkınla savurmuşsun
Etkili bakışınla, gözlerimden vurmuşsun
Dolaşıp sıcak akan, damarda kanım mısın?
Mehtâb da dolaşırken, seyrettiğim yıldızım
Ummânlarda görünen, efsâne deniz-kızım
Derde dü-çâr olup da, çektiğim tatlı sızım
Hayâlimi süsleyen, özlenen yanım mısın?
MECNÛN'dan çok yanmışım, belki olurum verem
İbret olur bu sevgi, gölgede kalır KEREM
FERHÂT dağları delmiş, ya benim eksik nerem?
KAMBER'i imrendiren, övülen şânım mısın?
Nerde beste yaptıysam, hâlâ hâtırân yaşar
İlhâmım'ın boyutu, değme aşkları aşar
Kalemim elimdeyken, kalbim coşup da taşar
İsmin söylenen yerde, canlanan anım mısın?
Bu iksîr-i kevn ile, bulalım derde devâ
Muhabbet Rızâ için, olamaz bunda hevâ
Yâr ol bana Ukbâ'da, bendeki gâm-ı cevâ
Uçmağım'da Sultânım, sâlihâ hanım mısın?
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:15 PM
Çek Elini Sînemden!
Çek elini sînemden, yeter artık vicdânsız!
Tükenmeyen zamânın, arlanmaz payandası!
Kezzâb döktün umûda, çürüdü şimşir direk
Taştan da olsa tartmaz, bu yükü Binbir yürek
Kusmaya doymadın mı; zehrini be Engerek!
Yılanlara şâh olsan, akrepler tutar yası
Yakınlığın zamânsız, sokuşların ap-ânsız...
Çöreklendin yoluma, senden kurtuluş yok mu?
Hep sana takılıyor, fîrâr teşebbüslerim
Sinmişlik duygusunu mağlûb edip yensem de,
Hıncımla tekrar tekrar toparlanıp dönsem de,
Kene gibi kandasın! Gölge gibi ensemde...
İşkence kıskacında nâra atar hislerim
Nerdesin ey Kıyâmet, o kutlu kopuş yok mu?
Bırak beni kendime, çık mâsum düşlerimden!
Sana âit ne varsa, götür berâberinde!
Ölümsüz vakitlerde, candan can çekişlerin
Sakız etti bağrımı, ısırdıkça dişlerin
Kan rengini bastırır, o kıpkızıl şişlerin
Kurtulursam pençenden eğer günün birinde;
Uçarım sevincimden, ağlarım hünerimden...
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:15 PM
Çözümsüz Miras
Zekâ özürlü müyüm, aklımdan mı var zorum?
Anlatmaya yetmiyor; ne izâhât, ne yorum
Düşün, düşün hep aynı, cevâb bulmuyor sorum
Beyni yememek için, Eyyûb Sabrı gerekli
Târihler kayda geçmiş, Bu Tipler'i sürekli
İnsanım gûyâ ben de; etten, kemikten, kandan
Görünürde hâl böyle; önden, arkadan, yandan
Ama buna îtirâz, can içindeki candan
Çıkmayan bir sokağın; yolcusuyum, ne çâre?
Mecbûrî yalpalarla, yürüyorum âvâre...
Bir Milyon'da Bir Tâne, anlayan da yok hani
Gerçi şaşarım zâten, gösterilse de yâni
İdrâkler mühürlenmiş, keşif seyrine mânî
Kırk Katır'ın yükünü, çekiyorsa Tek Pire
Demek ki bu uğurda, Yavşaklar verdi fire
Kimden aldım bilmem ki, bu çözümsüz mîrâsi?
Gurûb kızıllığında, Tan Yeri ihtirâsı
Sînemi mesken tutmuş; Üç metelik kirâsı
Dalmışım, kurtulamam, kör kuyunun dibine
Devâm'ı doldurmuşlar, Akrepler'in cebine...
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:15 PM
Doktor Hanım
Geç karşıma otur da, n`olur dinle derdimi! ..
Bir sıkıntı bürüdü, içimi Doktor Hanım...
Sevdiğim bu gün bâri, bir haber gönderdi mi?
Bak darlandım iyice, sanki çıkacak canım...
Bu odanın içine tıkılıp mahsûr kaldım
Ne gelen var, ne giden; ümîdi mi kestiler?
Üst-üste On gün geçti, inan hepten bunaldım!
Hadi, yârim dargınsa; dostlar da mı küstüler?
Bu sabah ne umutla, yatağımdan fırladım
Telefon yine suskun; kapı dersen çalmadı
Lâ havle söyleyerek, son sabrımı zorladım
Rabbim`den gayri artık, hiç mi kimsem kalmadı?
Amânsız derde düştüm, sen bâri tesellî ver!
Eriyorum gün be gün, üste gönül yarası
Uzakta Cânânım`a, bir de sen haber gönder!
Musallâya varmadan, her hâl; son yer burası
Bu beyaz elbiseyi, niye giydim ki böyle?
Artık vakit tamam mı; geriye dönüş yok mu?
Ne kadar ömrüm kaldı, çekinme haydi söyle!
Dört Ay mı, Altı Ay mı; yoksa onlar da çok mu?
Şu masanın üstünde, kâğıt-kalem olacak
Ben diyeyim, sen de yaz; davran, zaman geçmeden! ..
Fenâlaştım iyice, İki gözüm dolacak
Yetiştir Nâlânım`a; henüz tezken, göçmeden...
Amman her şeyden evvel; yaz yürekten selâmı!
Merhâmete gelir de, belki anlar hâlimi
Ondan sonra da aktar, keder dolu kelâmı!
Anlasın, bellesin ki; tükettim mecâlimi...
Olur da geldiğinde, ölmüş olursam şâyet;
Bu cansız bedenime, son bir kere dokunsun! ..
Bekliyorum Ukbâ`da kendisini nihâyet,
Alenî arz-ı hâlim, aynen böyle okunsun! ..
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:16 PM
Dostum
Dostum, şöyle karşıma geç!
Sana içimi dökmek istiyorum...
Bu güne kadar, hiç duymadığın şeyler anlatmak istiyorum...
Bilmem ki, beni dinleme zahmetinde bulunur musun?
Yoksa,
Yoksa kaşlarını büzüp, suratını mı asarsın?
Hani insana dar günde,
Sıkıntılı anlarda dost lâzım olur derler ya;
İşte öyle bir günün gecesindeyim...
Sabah olmuyor bir türlü
Geçmiyor şu vakit...
Dakikalar içine, Asırlar sığmış sanki
Geçmiyor, geçmiyor...
Derdim çok be dostum,
Nereden başlasam ki?
Hangi birini anlatayım?
Hangisine öncelik vereyim?
Ooff, ooff, yanmışım ben yaa...
Bir zamanlar, gözbebekleri parlayan
Onlar'a baktığımda Dünyâ'yı unutturan
Hayâtımın akışı içerisindeki her Sâniye'yi,
Rûhumun taa derinliklerine işleyen
Geçen günlerde tat dersen tat,
Haz dersen haz,
Lezzet dersen lezzet,
Aşk dersen aşk, yaşatan
Duygulu şiirlerimde; kâğıdımın nakşı, süsü olan
İçimdeki yangınları,
Her gün eskisinden daha fazla alevlendiren
O hoş tebessümünde,
Ilık bûsesinde,
Sıcacık nefesinde, yüreğimi âdetâ eriten
Beni sevmenin doruğuna eriştiren
Dünyâ, Âlem birleşse, kopmama sözü veren
Vefâsızlık örneği sergilemeyeceğine dâir yeminler eden
Bundan büyük aşk olmaz diyen
Beni, şimdiki ben yapan
O sevgilim var ya;
O, beni terketti, gitti dostum...
Gitti...
Ardına bakma zahmetinde bile bulunmadan gitti...
Gitti, hosçakal dâhi demeden
Gitti, gözleri yaşarmadan
Gitti, hiç eziklik duymadan
Gitti, güzel günleri hatırlamadan
Gitti diyorum dostum, gitti...
Aahh vefâsız, aahh insafsız...
Yıkılmışım be dostum...
Gayrı, bu kadar acıyla yaşanmaz!
Bu derde tahammül olmaz!
Bu yük kaldırılmaz! ..
İşte dostum, anlıyor musun şimdi?
*******in niye geçmediğini?
Niye sabah olmadığını?
Niye gündüzlerin dâhi, kapkara zindan olduğunu?
Niye Dakîkalar içerisinde, Asırlar yaşadığımı?
***
Haa bu günlerde, bir de Cânân var dostum;
Sevmemeye yemîn ederken,
Sanki inadına beni sev dercesine
Parmaklarıyla kalbimi kavrayıp, yerinden sökercesine
Yaralıyım, yanmışım, duymaz...
Dinlemez...
İçime umulmadık kıpırtılar veren sesini hançer yapıp
Artık delinmedik yer kalmayan bağrıma
Defârca saplarcasına
Ve, artık ben varım hayâtında dercesine
Bir Cânân var...
Gel gör kim, anlamaz hâlimden dostum
Ben ne yapayım dostum, ne yapayım?
Bunca Yıldır, sırlarımı paylaşan
Ekmeği bir, aşı bir arkadasım değil misin?
Söylesene şimdi bana bir çâre! ..
Susma öyle, konuş!
Hani nerde aşk?
Nerede sevmek?
Kim anlıyor sevildiğini?
Kim anlıyor, ölümüne sevdiğimi?
O zaman,
Ya sevmek, aşk yalan
Ya da suç...
Ama bunun adı ne olursa olsun
Ben yine seviyorum, ölene dek seveceğim dostum...
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:16 PM
Eşref Saatim
Eşref saatim geldi, dokunmayın hiç bana!..
Özümde öz belirdi, bunda tılsımlı mânâ
Yine efkâr gemisi, demir attı limana
Akrep'le Yelkovan'ın, arasındaki âna
Bu öyle bir ukde ki, mârifet ister çözmek
Deryâ içre olup da, deryâ dışında yüzmek
Kaç kişinin kaçına, nasibdir bunu sezmek?
Enginlerde rehbersiz, o yolu bulup gezmek...
Benzersiz kalınınca, keşifde keşif artar
Ne arşınla ölçülür, ne de terâzi tartar
Her atılan adımda, kâşif bir perde yırtar
Vukûfun te'siriyle, o bir nidâdır: kurtar!..
Cesâret gerektirir, böyle yükü yüklenmek
Bu yükün hamalına, yakışmaz büyüklenmek
Vezîri rezîl eyler, gurûrlanıp diklenmek
Bundaki asıl murâd, seleflere eklenmek...
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:16 PM
Gel!
Gel; ne olursun, içimde umûdum tükenmeden!
Gel; bak bu kahrım beni, mağlûb edip yenmeden!
Gel diyorum, gel artık; son bulsun ızdırâbım!
Gel de yüzler süreyim; kıblegâhım, mihrâbım! ..
Gel; işlemez saatler, yine çarkında dönsün!
Gel; kov Zebâniler'i, cahîm yalaza sönsün!
Gel ki, gör Meftûnun'u; hele bir bak hâline!
Gel, târif bul, anlam ver; tanınmaz mecâline!
Gel; kızıla boyandı, eflâtun erguvanlar! ..
Gel, iklimler değişsin; bekliyor bahçivânlar! ..
Gel; Yurdum'dan göç etti, turnalar katar katar! ..
Gel! Gelmezsen ki eğer; Ülkem, Saltanât batar! ..
Gel; Ebrehe saldırdı, Gönül Sarayım'a bil!
Gel, kurtar istilâdan, dâvet eder Ebâbil! ..
***Örümcekler, yuva yaptı hülyâlara; gelsene!
***Gelincikler, gri aktı rüyâlara; gelsene!
***Bed akrepler, zehir kattı devâlara; gelsene!
***Baş Melekler, ağıt yaktı fezâlara; gelsene! ..
***Gel!
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:16 PM
Güle Hakâret
Sana gülüm derdim hep, çok yanılmışım meğer;
Gül'e hakâret oldu, sana verdiğim değer...
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:17 PM
Gülüm Seni Arıyorum
Seherlerde esen yelde
Karlı dağdan gelen selde
Hasret kokan yaban elde
Gülüm seni arıyorum
Güneş'in her batışında
Ay'ın ışık katışında
Sabah şafak atışında
Gülüm seni arıyorum
Masallarda, şiirlerde
Mısrâlarda, dizelerde
Adın'ın yazdığı yerde
Gülüm seni arıyorum
Zambak, menekşe, sümbülde
Gülistânda açan gülde
Hüzünle öten bülbülde
Gülüm seni arıyorum
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:17 PM
Gönül Yarası
Uzakta, erişilmeze yanıp sevdâlanmışım
Mükemmelin peşinde, tutuşup gâmlanmışım
Gâye-i maksûduma, kalben evhâmlanmışım
Belli ki kapanmıyor, bende gönül yarası
Ararım uzaklarda, yitirdiğim dermânı
İletmek mümkün değil, bu buyruğu fermânı
Sözün tesiri için, yeğleyemem nermânı
Böyle izhâr eyliyor, bende gönül yarası
Tâ yürekten vurgunum, hayâlimi süslerim
Vuslat adlı kelâma, ümîdimi beslerim
Uzaklara daldıkça, alevlenir hislerim
Bir fâsıla vermiyor, bende gönül yarası
Aşk oduyla yanmışım, olacak mı söndüren?
Levh-i Mahfûz'da yazgı, var mı bahtı döndüren?
Bir tek 'O' olacaktır, bu sancıyı dindiren
Neden hafiflemiyor, bende gönül yarası?
Bir suyken rahme geçtim, sonra Dünyâ'ya geldim
Bülûğa erip sevdim, nice güzeller bildim
Lâkin O'nun uğruna, hepsini birden sildim
Şimdi illâ 'O' diyor, bende gönül yarası
Haftalar aylar böyle, kovalar birbirini
Görmüş müdür *******, bu sevdâ'dan Pîri'ni?
Müsâvî kılar ismim, dertlerin en Mîri'ni
Rasûl bile kullanmış, 'Hümeyrâ' tâbirini
Kuvvetli bir rüzgâr da, esip demez yerini...
Bu hasret bitsin diyor, bende gönül yarası...
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:17 PM
Gözler
Tükenince umutlar, birden hüzünler basar
Derinlerde ne arar; sessizce dalan gözler?
Suskunluğu yüzünden, fazlaca gördü hasar
Bir hayâlin ardından, bakıp da kalan gözler
Kesişince bakışlar, hep o bilinen yerde
Devâ bulmak güçleşir, teşhîs konulmaz derde
Hummânın kasvetiyle, yine çekilir perde
Gördüğünden bî-haber, görmeyen yalan gözler
Aczini saklasa da, sâbit yönün mahkûmu
Bir türlü belirmeyen, ümîdlerin mahrûmu
Çâresizlik içinde, çârelerin mahmûmu
İmkânsızın peşine, hülyâlar salan gözler
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:17 PM
Gözlerin
Her şey senin gözlerinle başladı sevgili,
Zamâna bırakılmış bir yaraydı benimkisi
En umumaz ânında nüksetti,
Şâir'in tecellîsi...
Hani diyor ya;
*İçinden zamân geçmeyen yaralar da var.*
Varmış sevgili, varmış! ..
Bir Hüthüt'ün tüneğinde boğumlar;
Bir ötümlük lahzâlar, meğer Asırlar'mış...
Yaralar ki,
Zülfikâr Kılıçları'na kın
Bıçağın sırtını, yüzünden keskin yapan bileyi
Yaralar ki,
Her şey delip geçmiş hedefi
Vahşî'nin Mızrağı,
Giyom Tell'in hürriyet umûdu,
Yusuf'u gören gözlerin kestiği eller...
Fakat,
Sâdece zamân geçmemiş içinden,
Bir de saplanan gözlerin...
Her şey senin gözlerinle başladı sevgili,
Devâyı bekleyen bir yaraydı benimkisi
En onulmaz tahribâtların üstesinden gelirken,
Bu gülle de neyin nesi?
Bil ki en şiddetlisi,
O balmumu gözlerinin sillesi! ..
Kulaklarımda arı uğultusu,
Şimşekler çakıyor beynimde,
Yıldızlar dolanıyor gözlerimde
Var mıyım, yok muyum?
Transparan görünümlü varlığım,
Sevgili;
Senin merhâmetine kaldı bahtiyârlığım! ..
Şimdi gel!
Bana, beni anlat!
Oysa,
Birikmişti akreplerin kustuğu zehirlerde cerehât
İçimde yıllanmış yaraların nötronlarına,
Kıvılcım fırlat!
Lâ-mekân oluşumun, yapısı mı gözlerin?
Zamânda kayboluşumun, kapısı mı gözlerin?
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:18 PM
Kayıp - Sanık
Ben, beni aradım hayli zamandır;
Nerede kayboldum çıkmadı bilen...
Çoğaldı etrâfta, ne de yamandır;
Bir meczûb mîsâli hâlime gülen...
Gözlerim kaç gece kaldı uyanık
Atmayan şafaklar yegâne tanık
Ve ben; ben, îdâmı istenen sanık;
Urgansız, sehpâsız, her sabah ölen...
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:18 PM
Kırkların Duâsı
(Bu bir rüyâ değildir!)
Uykumun ortasında, sayhâ ile uyandım
Gâibden nidâ geldi, kalk! Fırla döşeğinden!
Ürpertiyle işittim; kan-terlere boyandım
Nûr yumağı süzüldü, kapının eşiğinden...
Titreme sardı birden;
.............................Dedim:
........................................-Mahvoldum, yandım...
Fer gitti gözlerimden, şeklim kaskatı oldu
Rengi uçtu benzimin, isfirâr üzre soldu
Kuşattı bir sessizlik, hükmetti her tarafa
Korkudan bakamadım, göz ucuyla etrâfa
Tüylerim diken diken, kalbim güp-güp vuruyor
Kapı aralığında, sanki gölge duruyor
Pür-dikkat bekliyorum; aceb ne ola şimdi?
Bir yandan da merâkım; sesin sâhibi kimdi?
Hayâlimde, Bin türlü düşünceler oluştu
Beynime hücûm edip, hepsi orda buluştu...
İkinci bir komutla geldi yeni bir emir;
Buzdağının içinde, kestim âdetâ demir...
-Düş peşime! Tâkib et! Kalk bakalım yerinden!
-Üstündeki örtüyü, at çabuk üzerinden!
Peri kızı şekline, bir nûrânî bürünmüş
Ne hoş koktu ortalık; anber tozu sürünmüş
Tütsülüyor etrâfı, sağ elinde buhûr var
Altı-Yedi renk dizdi, buhûrdaki dumanlar
Gözlerimin ucuyla, iliştim ki yüzüne;
Siyah sürmeler çekmiş, gökmâvisi gözüne
Sol elinde âsâsı, zebercet işlemeli
Zümrüt gibi parlıyor, ona ne demeli?
Kaldırdı sağa doğru, işâret etti yönü;
Tüm mekânlar kayboldu, yol oluverdi önü
Yürüdük yavaş yavaş, istikâmet üzere
Gidiyoruz birlikte, bilinmeyen bir yere...
O kadar yoldan sonra, nereye varsak heyhât?
Dâr-ül Bekâ eyleyen; önümde, Kırkbir Zevât
Kabristân'a gelmişiz daha Türkçe'si yâni,
İrkildim birdenbire, görüverince ânî...
Bir grup kalabalık, mezârlığın başında
Biri sohbet hâlinde, çün musallâ taşında
Durakladı ve baktı; dikkatle süzdü beni,
-Muştulu haber için getirdik bizler, seni...
-Mahzûn olma! Üzülme! Arkandayız biz senin,
-Kırklar, bundan böyle bil; oldu duâ edenin! ..
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:18 PM
Kıskansın! ..
Sultânım, aşkım; hele, otur şöyle yanıma!
Harâret bastı birden, tazyik geldi kanıma
Sevdâ dolu sözlerin, canlar katsın canıma! ..
Sevdiğini fısılda, bütün diller kıskansın! ..
Öyle bir bûse ver ki; ateş mîsâli yaksın!
Yüreğimin yağları; erisin, tümden aksın!
Gözlerinden şimşekler, odaklanıp da çaksın!
Boynuma doladığın, kollar - eller kıskansın! ..
Dertlerimin devâsı, Bir Çift Yeşil Gözün'de
İksirin muhtevâsı, Ay Parçası Yüzün'de
Mest edici sarhoşluk, Misk-i Anber Özün'de
Yaydığın Râyihân'dan, kokan güller kıskansın! ..
Altın tozu saçları; çöz, çöz de bağrıma sal!
Yaslanıp dizlerime, saatlerce öyle kal!
Bakışını ayırma, akışımı seyre dal!
Şu coşkulu hâlimi, sular - seller kıskansın! ..
Züleyhâ'yı imrendir, destânlar bizi yazsın! ..
Aslı, Leylâ kahrından, tırnakla mezâr kazsın!
Rüzgârımız dinmesin, fırtına gibi azsın!
Kaf Dağı'nın ardında, esen yeller kıskansın! ..
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:18 PM
Muhadder Cânânım *akrostiş*
(M) elce-î'sin firâktaki gönlümün ey dilber-i necîbe!
(U) rûc etmek bu sevdâda üstümüze vecîbe!
(H) ilye, hilm, mütemâdiyyen vasfın bu mu hep canım?
(A) llah için arzedeyim, sana kaynıyor kanım
(D) ilim hep Zikr-i Mânevî'den sonra söyler ismini
(D) âimi nûrlar gark eylesin, o münevver cismini! ..
(E) deb, hayâ odaklanmış hilkatinde güzelim
(R) ahmet Deryâsı'nda inşaallah biz de yüzelim! ..
(C) elb ettin; ne yapabilirim, hatâ bende mi?
(Â) cizim, kaybettim kendimi, acep sende mi?
(N) evnihâl Matlûbum, tutkunum derinden sana
(Â) kibet hayr olsun inşaallah hüzünlü cana! ..
(N) â-dân dilberlere mîsâlsin, âhu sümbülüm
(I) ssız illerde Mahbûbu'na şakıyan bülbülüm
(M) isk saçma benden gayrısına, reyhâne gülüm! ..
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:18 PM
Müslümân Evlâdı
Ey Müslümân evlâdı, senin bir kimliğin var
Yırtma hayâ perdeni; koru, zînetindir ar! ..
Düşün şöyle güzelce, neyi taklid edersin?
Koşturup dolu dizgin, hangi yöne gidersin?
Allı pullu bu zevkler, boyamasın gözünü!
Hepsi bir gün bitici, belle işin özünü! ..
Tatlı görünür sana, bir kaç günlük eğlence
Sonucunda bir kârın, oluşacak mı sence?
Benzeme gâfillere, bu zümreden sayılma!
Her gördüğün güzele, iç çekip de bayılma!
Sev dürüstçe birini, buna engel olan yok
Aç gözlülük yaparsan, bulacağın zarar çok
Huzûr vardır helâlde, meyletme hiç harâma!
Kaçırırsın keyfini, mâcerâ da arama!
Sokaklarda sürtenin, neş'esi çok mu fazla?
Belâyı buluyorlar, gittikleri bu gazla
Yosmalar, fırlamalar, ahlâkını bozmasın! ..
Mîsâl ol etrâfına, millet hepten azmasın! ..
Unutma; her hatânın, ceremesi çekilir
Yârın evlâdın azıp, tam karşına dikilir
İster misin onlar da, kurda kuşa yem olsun?
Hayâtın bahârında, tüm ümidleri solsun?
Nasıl Anan-Bacın'a, istemiyorsan kem söz,
Kimsenin nâmusuna, dikme sakın sen de göz! ..
Efendice olursan, bilki dâim faydana...
Emînlikte hep yazdır, nasîbini paydana! ..
Bilir misin Rehberin, Muhammed-ül Emîn'di...
Her kes güveniyordu, sadâkati yemîndi...
Sen O'nun Ümmeti'ysen, bağlılığını göster!
Sana can veren Allah, en başta bunu ister...
O Peygamber Kılavuz, Gönüllere Şifâ'dır...
Sünneti'ne uyman da, vazîfeyi îfâdır...
Boşver hayât geçici, sınırsız lezzeti seç!
Doyumsuzlar uğruna, tadımlık olandan geç!
Hûri-Gılmânlar hazır, hakedeni bekliyor...
İşlenen her sevâba, Mevlâ yeni ekliyor...
Orda bir düğün var ki, görülmemiş mîsâli
Kim arzulamaz ki, böyle tatlı vîsâli?
Hayâli bile güzel, anlatmaya söz yetmez...
Şeb-i Ârûz esrârı, kimin hoşuna gitmez?
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:18 PM
N Olur Bağışla Beni
Hep isyânla geçirdim, vaktimi bunca zamân
Ne cürümler işledim, mel'ânetim pek yaman
Geldim, kapına durdum, dilenirim el-amân
Çok mahcûbum Yâ Rabbî, n'olur bağışla beni...
Söylenecek sözüm yok, varmaz ki buna dilim
Kabahâtlerim büyük, su götürmez bir milim
Karşında boyun büktüm, kaldırıp iki elim
Çok pişmânım Yâ Rabbî, n'olur bağışla beni...
Aczimi unutup da, Zâtın'ı hiçe saydım
Emrin'e aldırmayıp, dâim Nehyin'e kaydım
Nâdimim ama şimdi, günâhlarımdan caydım
Tevbekârım Yâ Rabbî, n'olur bağışla beni...
Mağlûb oldum nefsime, isteklerine kandım
Üç günlük hayât zevki, hiç bitmeyecek sandım
Boşa geçen günlere, bir âh çekip de yandım
Çok üzgünüm Yâ Rabbî, n'olur bağışla beni...
Âsî, dîvâneymişim; Buyrukların'a karşı
Yazık, aldattı beni, Dünyâ denilen çarşı
Gözümden akan yaşa, şâhid tuttum bak Arş'ı
Çok mahzûnum Yâ Rabbî, n'olur bağışla beni...
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:19 PM
Nesin Sen?
Karlı dağdan kopup gelen sel misin?
Poyrazlardan esip gelen yel misin?
Rüyâlarda gördüğüm güzel misin?
Söyle bana dilber, kimsin, nesin sen?
Şu düştüğüm derde çâre misin sen?
Gökte aradığım melek misin ki?
İçimde tuttuğum dilek misin ki?
Arzulanan tebessümlü gülüş mü?
Efsânevi masallarda cümbüş mü?
Yoksa bir gün, gerçekleşecek düş mü?
Bir söylesen, târif etsen, nesin sen?
Yürekleri yakan yâre misin sen?
Gökte aradığım melek misin ki?
İçimde tuttuğum dilek misin ki?
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:19 PM
O Ne Çehre-i Âfet (gazel)
*Hayâtımın en önemli ve en mutlu günüydü bu gün.
Yasaksız, günâhsız, sen benimdin! *
O ne çehre-i âfet kim, bırakır gönlü derde
Uçuyor aklım başımdan, O'nu gördügüm yerde
Bu işvebâz Âşüfte'nin doyulmuyor seyrine,
Cem' olmuş hem endâmına, bir o kadar hüner de...
Hele karşıma geçti mi; şakıyor bülbül gibi,
Aslâ incitmiyor heyhât, mahâretli perverde
Sanki Cennet'ten mi gelmiş, yamân dil-hurrem peri
Bal sürülmüş dudağına belli, Havz-ı Kevser'de
Baş döndüren râyihâsı, Firdevs'in Gülü müdür?
Sarhoş ediyor insanı, koklamak bir seferde
Ya o kondurduğu bûse, titretir vücûdumu
Tenden ayırır canımı; rûh nerde, beden nerde? ..
Bahşişi olmalı evet, Yaradan'ın bu bana;
Kabûl gördü duâlarım, dileklerim seherde...
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:19 PM
Rûhumu Mahkûm Ettin
Sen, vefâsız sevgili; yürekte çıban başı
İhânet sultasının, mahâretli nakkaşı
Dertler hengâmesinde, Adın; Kıdem Savaşı
Ne kadar diş bileyip, toplasam da cesâret;
Sonu hep mağlûbiyyet, hep vehminde esâret...
Feleğimi şaşırdım; bir büktün ki belimi,
Kerâmetler yetmiyor, döndürmüyor dilimi...
Hep zifiri karanlık, sanki zamân dilimi
Alnımdaki damganın; misli var mı? .. Bilinmez...
Yıllar tek-tek tükense, Asırlar'dan silinmez! ..
Bir yer bulsam kendime, kaçardım ya dörtnala
Azgın Okyanuslar'da, kürek çekerdim sala
Sensiz kopan tûfanda, tutunurdum bir dala
Ne bıraktın ki bende; bana, ben denilecek?
Mahkûm ettiğin rûhum, kahrına yenilecek! ..
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:19 PM
Sen
Sen, hayat verdin bana buhrânlı günlerimde...
Yeşerttin bir anda gönül bahçemi
Köhne mekânlarda ki sünepe gibiydim
Birden bire getirdin kendime beni...
Heyecânım sönmüştü âdetâ, hayâta küsmüştüm
Burâm burâm, ilmek ilmek, sevdâ dokudun
Kıpraşmaz melül bakışlarım gâyesiz idi
Çimen görmüş tay gibi parladı gözlerim...
Aldığım darbelerle, bir daha aslâ, der iken...
Pek bir şey kaybetmediğimi anladım
Meğer aradığım çok yakınımda imiş
Sadece tehîr olunmuş, bir müddet mutluluk
Ona da uzanmak artık çok yakın...
Her şeyi içime atmaya başladığım bir anda
Bir bilsen ihyâ ettin, bir çift söz ile...
Şimdi kenetlenmişim artık sana
Seni düşünmek, en büyük lezzetim
Kâğıdıma sıra oldun, kalemime mürekkeb
Seni sevdiğimi yazabiliyorum çekinmeden
Haykırabiliyorum sevdâmı her kese
Bestelere konu oldun hep dilimdesin
Hayır, aslında sen taa kalbimdesin
Belki o da hayır, sen benimlesin...
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:20 PM
Sen, İçimde Bin Yıllık Ukde
Ardımda bıraktım, bir yığın uykusuz *******
Dakîkalar'da İsmin, Sâniyeler heceler
Seni hatırlatır teker teker
Alıp götürür beni benden,
Yine o meçhûle çeker...
Bu kaçıncı kayboluşum biliyor musun gözlerinde?
Bu kaçıncı yalın ayak, baş açık dolanışım sahrâlarda?
Hayâlinin peşinden koşup,
Bu kaçıncı meydân okuyuşum, Asırlık Sevgiler'e?
Sanki Târih Sâhifeleri'ni tekrar yazdım;
Kaç sefer aştım Kaf Dağı'nı...
Kaç sefer ibretle parmak ısırttım Leylâ'ya, Mecnûn'a...
Belkıs'ın Sarayı'na konuk oldum...
Kaç sefer teptim Züleyhâ'yı elimin tersiyle...
Dolaştım Buhârâ'yı, Semerkant'ı, Horasan'ı, Türkistan'ı...
Sonra çaldı Endülüs'te gitarlar,
Kurtuba'da, Gırnata'da, Adın'a yaptığım besteler okundu...
Ve, sen;
İçimde Bin Yıllık Ukde...
Ve, sen;
Yeryüzü'nde görülmemiş efsâne...
Bir te'sirli bakışının tahakkümüne giren Asırlar'dan döndüğümde,
Yine sana bilendim, yine sana şartlandım...
İnzivâya çekildim Tibet Manastırları'nda
Ay ışığı görmeyen *******de,
Kandildeki katranları mürekkep yaptım divitime
Ilık nefesine hükmettim;
En sert fırtınadan daha keskin kasırga oldu
Emrettim;
Esip getirdi ayağıma Orhun Anıtları'nı
Gözyaşlarımla yıkayıp sildim Kitâbeler'i
Ve,
Seni nakşettim anıt taşına
Seni yazdım
Sildim aşk adına ne kadar kânun varsa,
Hepsini tek tek yeniden ben yazdım
Çün ki;
Sensiz bir efsâneye, sensiz bir aşka dayanamazdım...
Senin için tekrar aşkın kânununu yazdım
Ben yazdım...
Ben...
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:20 PM
Seni Arıyorum
Aldım elime kalem, yazıyorum bir şeyler
Bakalım bu duygular, bu hâller bana neyler?
Kalbe hüzün katıp da, derdim çekilmez eyler
Özlediğim sevdâmı, ben seni arıyorum
Gazete-mecmuâda, şiir köşelerinde
Bir çift gözün okuyup, coşup neş'elerinde
Sonra çatık kaşların, tüm endîşelerinde
Hasretle bekleyip de, ben seni arıyorum
Hüzünlü bestelerde, uzaklara dalıp da
Hicrânlı yüreğimi, gâm kedere salıp da
Tebessümün ardından, öyle baka kalıp da
Büküp boynumu birden, ben seni arıyorum
Bir umut benimkisi, belki gelirsin diye
Muhtâcım güller gibi, bir damlacık sevgiye
Karşıma çıkar isen, al benliğim hediye
Göster o dîdarını, ben seni arıyorum
Bilirim sen de beni, arıyorsun yıllardır
Elbet senin de bir çift, diyecek sözün vardır
Sanma benden başkası, sana vefâlı yârdır
Bak işte buradayım, ben seni arıyorum
Ümidlerin tükenip, bir bir düştüyse suya
Sal o zaman kendini, bende ki bu duyguya
Gerçekleşir inanki, görüp durduğun rüyâ
Yeter gizlenme artık, ben seni arıyorum
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:22 PM
Seni Düşündüm
Bu gün seni düşünüp, daldım yine derine
Hüzün tahtını kurdu, mutluluğun yerine
Yıllar geçti peşpeşe, senden hâlâ haber yok
Beyhûde, rastlanmıyor, nedense benzerine...
Unutmak kolay olsa, bunu herkes yapardı
Avunmak çâre ise, gönül bir pay kapardı
Silinmez izler mevcûd, yüreğime nakşolmuş
Öyle olmamış olsa, belki çoktan kopardı...
Raftan aldım usulca, albümü karıştırdım
Hayâlinin ardından, düşümü yarıştırdım
Çatmışsın kaşlarını, içli, küskün, bakışlar
Yine senden habersiz, kalpleri barıştırdım...
Mor menekşe elinde, ilk sayfada ki resmin
O'nun hemen üstünde, yaldızlı yazan ismin
Hâtırâlar vuruyor, çekemiyorum artık
Kim bilir nerelerde, özlettirdiğin cismin?..
Son yazdığın mektubu, tuttum, aldım elime
Okumayı istedim, ondan bir kaç kelime
Olmadı, yapamadım, yutkundum da yutkundum
Prangalar vuruldu, sanki bir an dilime...
Orta sayfada bir gül, kurumuş Yıllar önce
Dayanamıyor artık, sızlatan bu dirence
Hâlinden memnun değil, mahzûn, boynu da bükük
Besbelli ki acıyor, bana, benden çok, bence...
Ellerimin içine, koydum şöyle başımı
Tutamadım, koyverdim, gözlerimden yaşımı
Daha ne kadar sürer, yokluğunla dostluğum?
Kendimi unutturdun, adım sabır taşı mı?
Veremediğim yüksük, son sayfada duruyor
Sanki o da kederli, sâhibini soruyor
Hıçkırıklarım artıp, yığılıyorum yere
Taşan göz pınarlarım, zannetme ki kuruyor!..
Kanepeye yaslanıp, hüngür-hüngür ağladım
Erkekler ağlamazmış, seller gibi çağladım
Verem olurcasına, ciğerimi dağladım
Yokluğunda varlığın, zâten tek avunduğum
Bir gün dönersin diye, yine ümid bağladım...
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:22 PM
Seni Seviyorum
Sen, benim aşkım olduğun günden beri
Ben hayatımı sana endekslemişim
Sen, vazgeçilmez tutkum olduğun günden beri
Yaşam gâyesini sana bağlamışım
Kaptırdım kendimi fenâ bir şekilde
İçimdeki coşkuların, duyguların esiri olmuşum
Seni düşünmek mi diyorsun?
Güldürme!..
Acaba aklımdan çıkarıyor muyum?
Dalıyorum öyle derinlere
Şaşkınlık denilen kelimeyle arkadaş olmuşum
Sükûnet, yaa işte o sükûnet
Varlığınla erişebilecegim bir hal olsa gerek...
Kalbe önlenemez çarpıntı veren, hasret ve özlem
Bir de yüzümdeki acı tebessüm
Mırıldanıyorum sessizce
İki dudağımdan dökülen iki kelime
Seni seviyorum...
Çoğu zaman haykırmak istiyorum bunu
Lâkin olmuyor...
Duyuramıyorum kimselere
Gülüm, nâzenin yârim...
Çün ki sen yoksun yanımda
Ama olsun
En azından içimde kopan fırtınalara
Fâsıla bulmayan şiddetli kasırgalara
Kucak açıp, yüklenen kâğıdım var önümde
Bir de sırdaşım, özümün tercümânı kalemim
Âh bir bilsen;
Sensiz geçen dakikalarda, saatlerde, günlerde
Neler yazıyoruz kalemimle...
Ne hayâller kuruyoruz kavuşmak uğruna
Tabi sen bunların hepsinden habersizsin
Yalnız şu var ki;
Bence kalemimi dâhi kıskanır dereceye getiriyor bu duygu yükü
Bazen de üzüyor kanaatimce
Ve her şeye rağmen, o şaşmaz gerçek çıkıyor ortaya
Gönlümün sultânı, biliyor musun?
Ben var ya ben,
Seni çok seviyorum be gülüm...
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:22 PM
Sensiz Avunmuyor Yüreğim
Hangi yüze bakarsam, sensin karşımda sanki;
Bütün tebessümlerde seni görür gibiyim...
Takıldım peşlerine, gölge oldum inan ki;
Her biri bir kılavuz, sana yürür gibiyim...
Biliyorum, sen yoksun varacağım yerlerde;
Benimkisi aslında, boşa çekilen kürek...
Ne var ki; arıyorum, soruyorum her yerde;
Avunmuyor be gülüm başka türlü bu yürek...
Sen dolmuşsun içime, kıskıvrak çemberleyip;
Özüme işlemişsin, kuşatarak sarmışsın
Hûri gelse; bağrıma basamam ki, yâr deyip! ..
Anladım ki; Dünyâ'da, bana tek sen yârmışsın...
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:22 PM
Sensizlik Çekilmiyor
Yine aklıma düştün, yine özlemin sardı
Efkârım yüreğimden, sanki parça kopardı
Izdırâbım kesilmez, yok ki arkası ardı
Bu ayrılık acısı, kalbime fenâ batar
Sensizlik denen belâ, çekilmiyor be gülüm
Ne menem işkencedir, ne tahammülsüz zulüm
Bu târifsiz kahroluş, bil ki bana bir ölüm
Şu geçmeyen *******, hüznüme hüzün katar
Yavaş yavaş eriyip, bitiyorum gün be gün
Çâresizlik yıkıyor, mahvediyor büsbütün
Sensiz geçen hayâta, oldum temellî küskün
Her yazdığım mısrânın, altında hicrân yatar
Bir candan gülüşüne, muhtâcım ki öyle çok
Sana yanmışlığımı, inan anlayanım yok
Şiirler bile artık, inleten sözlere tok
Hâlâ kâğıda inâd, kalemim keder satar
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:22 PM
Sensizlik Saplantısı
Düşlerimde hep aynı çığlık, hep aynı siren,
Hep o aynı tahakküm, gelip zihnime giren
Bir türlü vuramazken hissiyâtıma fren,
Kalbime emrediyor mantığım; illâ diren! ..
SENSİZLİK saplantısı, havsalamı kemiren...
Damarlarımda kanım, kaynıyor fokur fokur
Her nefes ciğerime, hasret olgusu dokur
Dilim durup, döndürüp, SENSİZLİK ritmi okur...
Nedir, seni sürekli hatırıma getiren?
Nedir, bendeki beni, içten içe bitiren?
Derinlerde bir güç var; beni, sana itiren
Efkâr cenderesinde, oldum aklı yitiren
SENSİZLİK saplantısı, havsalamı kemiren...
Ne oturup beklerken, bu hendekler atlanır;
Ne bir umut belirir, ne bu sızı tatlanır
Sabrım, daha ne kadar SENSİZLİĞE katlanır?
Bak, zamân mefhûmunu, kaç Asır var deviren;
Bir sihirli değnekle, yok mu bahtı çeviren?
Ne hâlime acıyıp, var çâremi bildiren,
Ne, gözü pek bir cellâd, çıkar beni öldüren
SENSİZLİK saplantısı, havsalamı kemiren...
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:23 PM
Sevemem! ..
Âvârelik alnımızın yazısı değil ya gerçi,
Ama şimdi sıfatımız olmuş...
Beni sırtımdan vuruşunun,
Ânî bir şekilde, hiç bir açıklama yapmadan terkedişinin,
Yüreğimdeki tahribâtının eseri, meyvesi olmuş...
Yokluğunun acısı değil ki bu
Hasret ve özlem hiç değil
Düpedüz satılmışlık acısı...
Dolaştım bu akşam İstanbul'u;
Ne Sâhil'deki Fasıl tat verdi,
Ne Sultanahmet'deki Nargile
Yine aynı çiçekçi çocuk geldi
Fakat bu sefer elindeki güller dâhi küskündü
Uzattım elimi bir Tomurcuk Gonca seçmek için,
Sanki yüreğime saplanan bir Hançer vardı
Gözyaşlarım aktı tomurcuğun üstüne...
Sonra götürdüm, Meydan'da ilk konuştuğumuz yere bıraktım
Âdetâ mezar üstüne bırakılan çiçekler gibi...
Ayasofya'da bir hüzün
Sultanahmet küskün
Sanki İstanbul mâtem tutuyordu...
Tahammüllerimi alt-üst edercesine zorlayan acına dayanamadım
Bir şeyler beni sürüklüyordu Ayvansaray Sırtları'na
Yürüdüm, yürüdüm, yürüdüm...
Başıboş
Sessiz
Sensiz
Orada da canlandı bütün hâtırâlarım
Bu nasıl ızdırâb?
Bu neyin belâsı?
Ne yaptım ki ben, revâ gördün bütün bunları?
Beyazıt Meydanı'nda İki âşık gördüm, çaylarını yudumluyorlardı
Onları seyre daldım
İçimi çektim
Artık nefesim ciğerlerime batıyordu
Katlanması ne zormuş meğer
Çöktüm yere
Saçlarımı yerinden sökercesine yolmak istedim
Fakat ne çâre?
Neyi geri getirir ki?
Neyi? ..
Oysa, Zülfün'deki bir teli Dünyâlar'dan kıskanırdım
Bir tebessümün için, ölüme meydân okurdum
Uğruna her şeyimi fedâ etmedim mi?
O parlayan gözlerin, içimdeki alevlerin kıvılcımı değil miydi?
Yüzlerce dilber bir araya gelse,
Titrek sesindeki bir çift söz kadar coşturabiliyor muydu beni?
Nasıl yapabildin ki bunu bana?
Nasıl?
Nasıl? ..
Şimdi İstanbul mahzûn
Ben dertli
Tertemiz aşkım kederli
Yüreğim tartamıyor acıları
İnsâfım, vicdânım heder oldu
Sevemem artık kimseyi, seni sevdiğim kadar! ..
Hattâ seni bile sevemem, seni sevdiğim kadar! ..
Sevemem! ..
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:23 PM
Sevgiliye
Ufkumdan perdeleri çekilen zamânın ardında,
Olimpos Zirveleri'nde doldurmak üzereyken mîâdını;
Kaybolmuş aşkların mahzenlerinde,
Unutulmaya yüz tutmuş,
Tozlanmış dökümanların arasından çıkardım Adın'ı...
Bir Alaturka Saat'in tepesine tünemiş Zümrüd-ü Anka,
Saat başı vird hâlinde yâdını
O yemyeşil gözlerini anlatmaya çalışan,
Hangi nota, hangi şiir, hangi destân;
Hezîmetle bitirmemiş ki maksâdını?
Sen,
Pontus Ülkesi'nin,
Rum'luğuna sâdık kalmamış, Peygamber hitâplı Kadın'ı;
Târih silecek mi,
Kaya gibi dişlerimde iz bırakmış, dudaklarının tadını? ! ..
*** Daha Belkıs tüylü topuklarıyla yaslanmıyorken Tahtı'na,
*** Sangarios Efsânesi, yazılmamış mıydı senin bahtına?
Say ki;
Alnın duvak görmemişken,
Gizemli Sunaklar'da,
Perili Konaklar'da
Benimle yatmadın! ..
Say ki;
Meryem gibi istisnâsın, bir kez bile tatmadın
Say ki;
Cüneyd gibi seccâdeni gönül ırmağıma hiç atmadın,
Say ki;
Edhem gibi tâcını, tahtını, bir ânlık vuslâtıma satmadın
Say ki;
Kader çizgisini, semtime uğratmadın;
Kırılır Kalem, çıkar yollar Bezm-i Elest'e,
Hiç mi hesâba katmadın?
Oysa,
Kaldır başını da seyret Levh-i Mahfûz'u,
Benimle birlikte Adın! ..
Ellerini, akd-i nikâh için duâlara da mı kaldırmadın?
Yoksa,
Sen, benim hiç bir şeyim de mi olmadın?
Eyy Masallar Ülkesi'nin Sultânı Kadın! ..
*** Daha dîvâneye döndürmemişken âşıkların kim kaçını,
*** Daha Râhipler kırmamışken senin için Haç'ını,
*** Parmaklarım kavramamış mıydı altın tozu saçını?
En müstahkem ümidsizlik kapılarının arkasına,
Bir daha hiç görünmemek üzere saklanmış olsan da,
Karşına yine ben çıkacağım!
Son Brandenburg kalıntılılarını da,
Yeni bir Ekim İhtilâli ile,
Müfreze vâveylâlarının üzerine yıkacağım!
Zannetme ki;
Ferhât gibi dağın ardını görmeden bıkacağım!
Kıskansın Memphis'in mumyaları!
Kıskansın Ramses!
Kelpetenler açmamacasına avurtlarımı sıkacağım!
Bir Yûsuf kurtulmaya görsün Kreuzberg Zindânları'ndan;
Züleyhâ'ya inâd,
Azîz'e inâd,
Binlerce Yûsuf'u zindâna tıkacağım!
Hele zangırdasın Wedding Katedrali;
Ay ışığı görmeyen *******de,
Glockeleri'nin doruklarına çıkacağım!
*** Daha Şehidlik'de okunmazken Fâtihâ, bir tâze Rûh'a;
*** Âlem-i Ervâh'ta künyelenmemiş miydik cümle Gürûh'a?
*** Daha?
*** Dahası yok!
*** Dikildi gözleri Havârîler'in, Beyt-i Makdîs'de çarmıha;
*** Son vuruş, o son vuruş da balyozumdan olacak mıha! ..
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:23 PM
Sevmemişcesine
Gözlerime bakıp da ağlama artık n'olur
Takdîr-i Îlâhî böyleymiş
Yazımız yazıldığında bizim
Ayrılık da varmış Kaderimiz'de
Bunun suçlusu ne benim, ne de sen
Çok gördüler bize bir yudum mutluluğu
Yâr etmediler bizi birbirimize...
Ağlama!..
Sus ne olursun!..
Parçalama yüreğimi!..
Göm kalbinin derinliklerine tüm hâtırâları!..
Bir varmış, bir yokmuş say!..
Hem sen değil miydin, aşk kavuşamayanlar içindir diyen?
Sen değil miydin, hasret sevgiyi arttırır diyen?
Bizi bu hâle düşürenler, murâdına erdi sonunda
Şimdi kına yaksınlar artık!..
Öldürdüler zâhirde aşkımızı
Helvalar dağıtsınlar!..
Kavlimiz bu Dünyâ için değildi sâdece biliyorsun
Her şeyden ziyâde, sonsuz mutluluk için sevdik birbirimizi
Ve, mutlu olacağımız tek yer orası
Üzülme!..
Ayrılık değil aslında bu
Belki bedenlerimizin sâhibi başkaları olacak
Ama kalplerimiz birbirine âit...
Şimdi o sonsuz mutluluk ânına kadar sus!
Ağlama sakın!..
Gözlerime bakıp da ağlama artık n'olur...
Gidiyorum şimdi;
Sen hayâtımda hiç yokmuşçasına
Seni hiç tanımamışçasına
Gözlerine hiç bakmamışçasına
Gülücüklerini keyifle seyretmemişçesine
Seni sevmemişçesine gidiyorum...
Ağlama artık ne olur...
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:23 PM
Sırtımdan Vurdu
Allahım, Ya Rabbim, sırtımdan vurdu
Sen gördün, her zaman bahâne buldu
İyilik yapsam da, hep unutuldu
Çekilmez dertlerin adresi miyim?
Sabrettim, yalvardım, dinletemedim
Pişmânlık hissini öğretemedim
Bir sevgi sözünü söyletemedim
Çözülmez hallerin şifresi miyim?
Vefâsız, insafsız, çekip de gitti
Hor gördü, hakaret edip de gitti
Nefret duygusunu ekip de gitti
Karanlık gecenin zühresi miyim?
Sabrettim, yalvardım, dinletemedim
Pişmanlık hissini öğretemedim
Bir sevgi sözünü söyletemedim
Çözülmez hallerin şifresi miyim?
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:23 PM
Unutursam
Ey sevgili,
Bir gün gelir de;
Unutursam gözlerinin rengini,
Al hançeri, vur sîneme!
Vur ki;
İbret olayım cümle Âlem'e! ..
Bir gün gelir,
Dilim telaffuz etmez de unutursa Adın'ı,
Bedduâ oku, lânet oku!
Rabbim;
Zehir etsin yaşamanın tadını! ...
Ey sevgili,
Bir gün gelir de;
Aşkın silinirse yüreğimden,
Geç karşıma, seyret;
Parçalar koptugunu ciğerimden! ..
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:24 PM
Vahim Âkibet
Vâkıâ urgun yemiş, heyhât sîne-i millet
İftirâs addi içre, münâfî, şedîd illet
İğdâb ile mücerreb, ba'di cûş ile zillet
Hakedilmiş âkibet, bu ahvâlin tâbiri...
Nerde müstemi' üznân, beliğ, âyân velvele
İktifâ eylemedi, çün evvelki zelzele
İmtizâcen uyuşmuş, neylesin ki kel, kele?
Nâ-çâr zümer-i gâfil, korkutamaz câbiri...
Can-hırâş eziyyete, bulunmazsa isâre,
Civanmerdlik, yiğitlik, bir lüzûmsuz ibâre
Çok yakında alınır, bu in'âm-ı iâre
Her şeyin olsa bile, olmaz bunun sâbiri...
İftâh eyle ayneyni, vazîfendir peyveste! ...
Peşrev zamânı değil, yapıldı çoktan beste
Sebâtla müdâvim ol, can mevcûdken kafeste...
İzin kalsın göçmeden, bu Dünyâ'nın âbiri...
Murabbâ kimesneler, jâje-i kelâmdaysa,
Nasârâ kabûl görüp, el-pençe selâmdaysa,
Ham sofî misilleme, âşikâr melâmdaysa,
Engin der ki yakındır, Kâinât'ın dâbiri...
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:24 PM
Yağmur Bekleyen Çöl Gibiyim
Ben, yağmur bekleyen bir çöl gibiyim;
Öylesine yangınım ki sana,
Öylesine susuz...
Hasret güneşi vurdukça bağrıma;
Kaç serâp belirdi gövdemde,
Saymadım...
Kaç Mecnûn, dolaştı beni arşınlayıp da;
Nice Bin Leylâ, hayâlinde peydâhlayıp da...
Kaç Leylâ gördüm oysa,
Aymadım...
Tüketen umûdunu üzerimde, hüsrânla gitti;
Vecd ile başlayan Asır'lık hülyâlar bitti...
Isrârla yeni bir Leylâ bekledim,
Caymadım! ..
Gelmedin; kavruldu kum tânelerim, renkleri soldu...
Gelmedin; vâhâlarım, böğrümden fışkıran kanla doldu...
Gelmeyişin çarpı gelmeyişin kadar susuzum,
Aldığım her nefes kadar yağmursuzum...
Öylesine yangınım ki sana,
Öylesine hasret...
Ben, yağmur bekleyen bir çöl gibiyim...
*****
Ben, rüzgâr bekleyen bir kül gibiyim;
Öylesine muhtâcım ki sana,
Öylesine mahkûm...
Hasret ateşi değdikçe bağrıma;
Kaç yangın söndürdüm gövdemde,
Saymadım...
Kaç alev eritti sînemi deldi,
Fersâh fersâh duman göğe yükseldi...
Kapkara dumanlar gördüm oysa,
Aymadım...
Ne ümidle esti samyeli, tutuşmadı ocağım
Fırtına istilâlarına, mezâr oldu kucağım...
Sâdece seheryeli bekledim,
Caymadım! ..
Gelmedin; is bağladı, kömür oldu közlerim...
Gelmedin; ağlamaktan kanla doldu gözlerim...
Gelmeyişin, âşığında zehir kusan bir yara
Bahtım gibi, çârem esîr, esmeyecek rüzgâra...
Öylesine muhtacım ki sana,
Öylesine mahkûm...
Ben, rüzgâr bekleyen bir kül gibiyim...
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:25 PM
Yana Yana Ararsın
Bir gün gelir de beni, yana yana ararsın...
Eşten, dosttan, herkesten, haberimi sorarsın...
Ve-lâkin nâfiledir, boşa çaba yorarsın...
Geçmiş olur iş işten, pişmânlık fayda etmez...
Bir kerecik görmeye, belki de can atarsın...
Düşünde, hayâlinde, çok dilekler tutarsın...
Hüzünlü *******e, gözyaşını katarsın...
Zindân gibi günlerin, ardı-arkası bitmez...
Keşke; dersin içinden, hem de eyvâh çekersin...
Izdırâb bahçesine, gâm çiçeği ekersin...
Umutların kesilir, nâdim, boyun bükersin...
İşte o bed manzara, hiç de hoşuna gitmez...
Mâzide kalan günler, gözlerinden süzülür...
Yüzünde neş'e kalmaz, kemân kaşın büzülür...
Dizlerinin dermânı, amânsızca çözülür...
O kaskatı yüreğin, bunu tartmaya yetmez...
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:25 PM
Yara
Bayramlar dizildi, geçti sırayla
Değişti nöbetler, sıtma-sârayla
İnledim, sızlandım hep bu yarayla
Eridim kahrımdan, mumlara döndüm
Rüzgârda savrulan kumlara döndüm
Devrilen Mevsimler, ağıtlar yaktı
Kışlarım, Bahar'a ümîdsiz baktı
Biri, diğerine enkaz bıraktı
Baykuşlar tüneyen, damlara döndüm
Azrâil görmeyen sâmlara döndüm
Yaylıma tutuldum kederle, gâmla
Uyudum sancıyla, uyandım kam'la
Kan doldu yüreğe hep damla damla! ..
Güneş'i doğmayan tanlara döndüm
Vîrâne, harâbe hanlara döndüm
Dağdayûş İfrit'tir, mislime nedret
Bir nefes içinde, Bin tâne nefret
Ya sus, Eyyûb gibi sâdece sabret;
Ya da İblîs gibi, ha bire küfret!
Arınmaz, pâklanmaz rânlara döndüm
Kızıl çanak dolu kanlara döndüm...
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:25 PM
Yârime Bir Haller Olmuş...
Yıkıldı gönlümün sarayı yine
Ceylanım dikenli söz söyler olmuş
Bu yükü taşımaz bendeki sîne
Yârime acâib bir haller olmuş
İnsafı bırakmış, kenara atmış
Sevgiye nefreti, öfkeyi katmış
Kibâr kelâm defterini kapatmış
Cânânım beni hasım beller olmuş
Parlamaz bebeği artık gözünün
Her biri kîn dolu gelir sözünün
Hepsi sanki, teşhîri mi özünün?
Ağzında ısıran, bed-diller olmuş
Mânâlı, mânâlı, sinsi bakışı
Kanlı düşmân gibi tavır takışı
En ufak hatâyı başa kakışı
O'nu benden çalan yâd-eller olmuş
Belli ki unutmuş güzel günleri
Aratır mâziyi, mutlu dünleri
Doğuştan üstlendim, ben hüzünleri
Gül bahçem kurumuş ve çöller olmuş
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:25 PM
Yazamıyorum
Bir zamanlar sevgilim, bizim aşkımız vardı
Şimdi tükendi birden, güzel günlerin ardı
Aşk sâde bende kaldı, üstüme hüzün sardı
Her şeye rağmen yine, sana kızamıyorum...
Acılarla bezeyip, nasıl da çekip gittin?
Aşkım sürse de sana, benim gözümde bittin
Beni sensiz kalmaya, mahrûmiyyete ittin
Şu perişân hâlimi, hâlâ bozamıyorum...
Her yerde hâtırân var, kolay kolay silinmez
Anlatmış olduklarım, yaşanmadan bilinmez
Bir insanın yüreği, bu kadar da dilinmez
Sana ağır sözüm var, lâkin yazamıyorum...
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:25 PM
Yeter Ki Gel! ..
Eğer ki unutmadıysan Adım'ı;
Duyduğun zaman âniden,
İsmim sende hâlâ bir heyecân uyandırıyorsa
Düşlerinde o güzel günler yoğunlasıyorsa
İçindeki kıpırtılar, çarpıntılar hızlanıyorsa
Hani, ya da belki kaabilinden ümid beliriyorsa
Kalbinin derinliklerinde,
Bir şeylerin eksikliğini, burukluğunu hissediyorsan
Pişmânlık duygusu sarıyorsa büsbütün
Gözlerindeki o parlaklığın yerini,
İki damla gözyaşı alıyorsa
Kahroluyorsan, utanıyorsan,
Üzülme sakın!
Şafakla birlikte koş gel! ..
Ben yine oradayım
Aynı yerde...
Sen yeter ki gel...
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:26 PM
İlim *şematik*
Zulüm.............Âbâd.............Kılmaz........A slâ................Zâlimi
Âbâd..............Eyler..............İlim......... ....Utandırmaz....Âlimi
Kılmaz............İlim.................Rüsvây..... .Sürdür............Ta'limi
Aslâ...............Utandırmaz...Sürdür........Vas f-ı..............Sâlimi
Zâlimi............Âlimi..............Ta'limi...... ..Sâlimi.............Hâlimi
Tut................Bilgeler.........Buyruğunu...Za rar...............Etmezsin
Bilgeler........Nasihâtını.....Alıp..............C ürme.............Gitmezsin
Buyruğunu...Alıp...............Pîrin.............O d'a.................Tütmezsin
Zarar...........Cürme, .........Od'a............Girme..............Yetmez sin
Etmezsin....Gitmezsin.....Tütmezsin....Yetmezsin.. .....Bitmezsin
Okumakla....Nûrlanır........Yol, ..............Körelir............Cehil
Nûrlanır, ......Ziyâdan........Eyler............Neş'et...... ......Te'hil
Yol................Eyler.............Yolcusunu...S ırlara.............Ehil
Körelir..........Neş'et..........Sırlara.........V aramaz.........Bahil
Cehil............Te'hil............Ehil........... ...Bahil...............Vehil
Ârif...............Mutlak...........İlimle........ .....Görür............Cemâli
Mutlak..........Hazînede.....Gizli...............E srâr.............Kemâli
İlimle............Gizli..............Keşf-i............Mütebeyyin...Şemâli
Görür...........Esrâr............Mütebeyyin..Cihet te...........Şimâli
Cemâli........Kemâli.........Şemâli..........Şimâl i.............Îmâli
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:26 PM
İlticâ
Yâ Rabbî, dokunmasın hiç kimseye zarârım
Hem kendime, hem mahlûkuna olsun yarârım
Sana mültecîyim, bu en samîmi karârım
Mevlâm, verilen sözümden asla caydırma...
Herkesi eyle, benden daha samîmi kulun
Nâs içinde hükmü kalksın, şöhret, para, pulun
Muhabbetli gönüllerde, kıymeti vardır çulun
Ayağımı sabit eyle, bir an bile kaydırma...
Âhir ömrüm, bundan böyle yolunadır fedâ
Yârenim, can yoldaşım, küsüp etse de vedâ
Abdullâh'ım, ısrarlıyım, bu bende kat'î sedâ
Taâtimi boşlayıp da, şu nefsimi baydırma...
Takvimde bu gün Pazar, günlerden Yedi Kasım
Geçen ömre tutarım, âh edip şimdi yasım
Seviyorum herkesi, olsa da çoğu hasım
Yeter ki rezîl etme, esrârımı yaydırma...
Çok günâhlar işledim, yine utandırmadın
Şükürler olsun Rabbim, Sen'den usandırmadın
Harama uçkur açıp, cürme uzandırmadın
Rûz-i Mahşer'de beni, sakın pişmân aydırma...
Son nefeste Dünyâ'dan, iffetimle göçeyim
Sırat'ın üzerinden, sualsizce geçeyim
Cemâlin'i görüp de, aşk badesin içeyim
Hatâmı gizli eyle, şâhidlere saydırma...
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:26 PM
İstanbul
(İ)ki Kıt'a arası, Belde-i Tayyib, inc(İ)
(İ)çinde barındırır, hem çirkef hem sevinc(İ)
(İ)steyene Eyyûb var, isteyene kör cinc(İ)
(İ)skânında meskûna, yine de olmaz kinc(İ)
(S)anki emir mi almış; ezil, horlan, fakat su(S)!
(S)en ki koca İslâmbol, sislerin ardına pu(S)!
(S)ivastopol'da değil, böğründe geziyor Ru(S)
(S)en, Fâtih'in Mîrâsı; yeter, dök içini ku(S)!
(T)ârihlere karışmış, kalyonlardaki san'â(T)
(T)aşlatmışsın nâmerde, ne kol belli, ne kana(T)...
(T)ek elden hücûm eder, sana bütün Kâinâ(T)
(T)ükenmene az kaldı, etmeyecek misin inâ(T)?
(A)kşemseddin hüzünlü; çırpınır, düşmüş dar(A)
(A)yasofya bir leke, taa alnında kap-kar(A)
(Â)ini Piskopos'un, yaralardan da yar(A)
(Â)kibetin çok mu hoş, sığar mı, Şeref-Ar'(A)?
(N)erdedir Âlimlerin, Eb-Ced'le müjde seze(N)?
(N)erde şânlı akıncı, mehterânla pür geze(N)?
(N)erde İsmin'den korkup; tâcından tahttan beze(N)?
(N)erde o ihtişâmın, Cihân titretip eze(N)?
(B)aştan başa olmuşsun, şimdi köhne ve harâ(B)
(B)erdûşlar tellâkvâri, boy abdestin de şarâ(B)
(B)elâğât yoksunları, sarf hâlindeler i'râ(B)
(B)âri İstanbul'uma, Sen yardim eyle Yâ Râb(B)...
(U)luz develer yırtmış, avded uğruna çul(U)
(U)zletgâhta görmesin, Kırk tâne piç, bir dul(U)!..
(U)yluğa yapıştırır; tutar, damgalı pul(U)...
(U)şak eder kendine, en îtibârlı Kul'(U)...
(L)ânet müstehâk değil, ardında durur Eze(L)
(L)üzûmunu gör hele, senin yerin çok öze(L)!..
(L)evh'e tebşîr yazılmış, bak Adın'a ne güze(L)
(L)ütfa mazhâr dilersen, okunmaz aslâ gaze(L)!..
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:26 PM
İstiyor
Yalnızlık istiyor yüreğim
Sessizlik, suskunluk istiyor...
Başını bilmediği ve sonunu kestiremediği bir duyguda...
Ve, etkisinden kurtulmak istiyor...
Uçsuz - bucaksız enginlerde
Sessiz - sedâsız ummânlarda
Muhteşem bir tayfunla,
Te'sirli anaforla
Alabora olmak istiyor...
Çatlamış, yarılmış, susuz kalmış topraklarda
Güneş'ten aldığı alevleri bağrına basan
Tek damla yağmur düşmemiş çöllerde
Kavrulmak istiyor...
Zifiri karanlıklarda
Sabahı olmayan *******de
Ve sır tutan, kuşatan *******de
Bulutlar ardına gizlenmiş
Zühre'yi istiyor...
Muhteşem barajların direncinde
Çağlayanların, şelâlelerin coşkusunda
Vâdilerin, ovaların uzantısında
Başı dumanlı dağların zirvesinde
O'nu istiyor...
Sâdece O'nu istiyor...
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:26 PM
Öküzler
Davarlar çıktığında Kurt avına,
Miğfer'i süngüyü taktı Öküzler
Nesebsiz Katır'ın Ejder tavına,
Şaşkın kalakalıp, baktı Öküzler
Hayret-i mu'cîb ya görülmemiş iş,
El-pençe dîvânda bu boyun eğiş
Siyam da biledi Aslanlar'a diş
Esas duruş selâmı çaktı Öküzler
Çaylaklar Ummân'da suyu kuruttu
Saksağan epeyce Balina tuttu
Karga, iştâhından Üç tâne yuttu
Deryâ'da küpeşte yaktı Öküzler
Tâcını tahtını bıraktı Filler
Pâdişâh Maymun'dur! Söyledi diller
Tilkiler raksetti, çalındı ziller
İmrenip, iç çekip, aktı Öküzler...
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:27 PM
Ölüm Gelirse
Hey gidi mağrûr Engin (insan), çok mu fazla sevâbın?
Bu gün kabre koysalar, hazır mıdır cevâbın?
Nasıl kalmıyor ise, dalında bâkî yaprak
Senin de âkibetin, dönüşün yine toprak
Günâhın oluk oluk, akarken oldu nehir
Hiç aklına gelmez mi, Azrâil etmez tehir
Ömrün sonu ne zaman, değilsin bunda âgâh
Bir bakmışsın âniden, can çıkıvermiş nâgâh
Şimdi canını versen, hayır amelin var mı?
Yoksa işlediklerin, sana utanç ve ar mı?
Mazlûmların âhını, yüklenme sen sırtına
Hesâbı çetin olur, koparırlar fırtına
Orada gülmez olur, büzülür kemân kaşlar
Nedâmet hissi ile, eğilir öne başlar
Kibirlenme boşuna, sıfatın yoktur ismet
Kat'iyyetle mükâfat, olmaz umduğun kısmet
Dünyâ'da yolun eğer, uğrar ise harâma,
Helâkın için artık, başka sebeb arama!..
Biraz hoş amelinle, bu kadar çok avunma!
Günâh-ı Kebâir'e, bulamazsın savunma
Uygunsuz işler ile, dolarsa ömr-ü zamân
Rûhu teslîm edince, fayda vermez ki amân
Sefâda cülüs etme, kaybedersin tahtını
Kendin hazırlayıp da, karartırsın bahtını
Dünyâ'da gidişâtın, sâde eğlenip coşmak
Nerde isyân mevcûdsa, ondan tarafa koşmak
Dinlediğin terennüm, şarkı, türkü ve sazdır
Hakk'tan belâ gelirse, bilki bu sana azdır!..
Yaşarken olmadıysan, ağır başlı ve uslu
Sekerât-ı mevtinde, sonun olur kâbuslu
Terâzi kurulup da, Büyük Cezâ Günü'nde
Korkarım geleceksin, başın eğik önünde
Hesâba gelir iken, sakın ola sürünme!..
Feryâd fîgân edip de, halden hâle bürünme!..
Fânîyi çok sevmişsin, sanmışsın taht-ı sedîr
Aklını başına al, söyle yaptığın nedir?
Sanma seven dostların, ardından çeker sancı
Giden yolcu olursun, Onlar da kalır hancı
Henüz her şey bitmedi, bak halâ yaşıyorsun
En büyük nîmet olan, Îmân'ı taşıyorsun...
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:27 PM
Özledim
Seni ben öyle sevdim, öyle sevdim ki
Gönlüme sultân edip, canım dedim ki
Bir tatlı gülüşüne, fedadır canım
Fırlayacak yüreğim, kaynıyor kanım
Uzakta ne ararsın, yerindir yanım
Özledim o sesini, özledim gözlerini
Özledim nefesini, özledim sözlerini
Günler birbir geçiyor, böyle sırayla
Sînem hep kavruluyor, derin yarayla
Çâresiz bir haldeyim, seni beklerim
Hüzünlü *******i, buna eklerim
Yanımda görebilmektir dileklerim
Özledim o sesini, özledim gözlerini
Özledim nefesini, özledim sözlerini
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:27 PM
Şiir-şair
Şiir denilen terim, îcâd olmuş bir vakit
İlhâm adlı meleke, buna sermâye, nakit
Sözler birer bilmece, mânâlar sened, akit...
Şâirin mârifeti, mısrâları dizdirmek...
Sırlar, evet o sırlar; gizli hazînesinde
Ne fırtınalar kopar, muhteşem sînesinde
Görünülenden öte, görür âinesinde...
Erbâbının işidir, bu tılsımı çözdürmek...
Varılmaz uç noktalar, âniden olur yakın
Emir alan duygular, topluca eder akın
Önüne de geçilmez, dinlemez aman, sakın...
Bilenin vazîfesi, bilmeyene sezdirmek...
Öyle bir heyecân ki, vecdi nefesler keser
Yedi İklim birleşse, itirâz yeli eser
Dışta gülüş bahâne, iç bünyesinde küser...
Maksâdı tebessümde, kemân kaşı büzdürmek
Lodos Rüzgârları'yla, akıl karaya vurur
Çıkıp azgın dalganın, nasıl önünde durur?
Beklenmedik ateşle, muazzam deryâ kurur...
İşte o an gemiyi, tek katrede yüzdürmek...
F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 06:27 PM
Şiirlerde Aradım Seni
Bu gece yine karıştırdım Şiir Kitabımı
Sana yazdığım şiirleri tek-tek okudum
Şiirlerde aradım seni...
Andım, hatırladım, şiirlerde kalan günleri...
Kimi zaman gözlerin ilhâm olmuş
Kimi zaman sözlerin
Kimi ******* geçmemiş
Kimi zaman heyecânın doruğuna ermişim
Ve resmin, evet resmin yine aynı yerinde
Nasıl da gülücükler dağıtıyorsun
Nasıl da ışık saçıyorsun kararan bahtıma
Aslında sen, hâlâ benimlesin...
Damarlarımda dolaşıyorsun...
Sonra düşündüm birden;
Sana olan aşkımı, Yüzbinler okuyor Kitap'tan
Aşkımsın...
Her kesin dilindesin...
Ama, yanımda yoksun...
Okumaya devâm ediyorum
Şiirler neler anlatıyor, bir bilsen...
Seni çok sevmişim ben yaa...
Çok sevmişim çook...
Derken gözüme ilişen iki sıra;
'Gülüm, Nâzenîn Yârim, vurgunum yaa ben sana...'
'Sana mısrâlar dizmek, can katıyor bu cana...'
Evet, can katıyorsun...
Canımdan da içeri, canım oluyorsun...
Şimdi bütün bunlardan habersizsin
Unuttun belki de seni ne kadar sevdiğimi
Sildin belki de tüm hâtırâları
Belki de başka birini buldun...
Ama yok;
Unutamazsın beni sen yaa
Unutmamalısın...
Benim tanıdığım sen, bu kadar vefâsız olamazsın!..
Hani sen benim gülümdün?..
Mahşer'e dek sürecek tutkumdun?..
Ne yapayım?
Böyle avutuyorum işte kendimi...
İstesen de, istemesen de...
Unutamıyorum, unutulmuyorsun...
Unutulmayacaksın!..
Yüzbinler, bir gün Milyonlar olacak!..
Okunacaksın satır-satır!..
İçileceksin yudum-yudum!..
İstesen de, istemesen de, seviliyorsun...
Sevileceksin!..
vBulletin® v3.8.11, Copyright ©2000-2025, vBulletin Solutions Inc.