PDA

Tam Sürümü Görüntüle : Sennur Sezer


F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 11:31 PM
AKŞAM TÜRKÜSÜ

Kimse öldüremez bu boşunalık duygusunu
Soğan doğra kıyma koy ateşi kıs
Ateşi kıs pirinçler diri kalsın
Salçalı pilavlar votkalar kahkahalar

Ödemez arkadaşsızlığımı
Zor günler yaşadım
Utanmam anmaktan
Çirkindim yoksuldum arkadaşsızdım
Kocaman sözler iri göğüsler hantallıktı simgem
Utanmam
Ama akşamları
Bu boşunalık duygusu kapıyı çalmadan
Usulca ilişiverir yanıma
Çocuğu giydir parklara çık
İşten dönenleri gözle
Köfte güzel olmuş saçın yakışmış
Orhan ağbi ölmüş... Artık yazmıyor musun?
Kirazlar aldandı
Ben aldanmadım
Ayşeyi büyüttüm
Büyüttüm öfkemi... arkadaşsızlığı
Çirkinliği
Hadi saçlarını kes ninniler söyle:
Kızımın da adı Ayşe
Yiğit atılır ateşe
Bu ışık böyle büyüsün
İş düşmez bir gün güneşe
Hadi çamaşırları yıka ölülere ağla
Ninni söyle:
Kızımın da adı Bengi
Dünyaya saldığım türkü
Sular aktıkça durulur
Bozuk yapılar yıkılır
Çürür sarı yaprak gibi

Hadi kendini yen hadi kendini

F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 11:31 PM
AY SONU KUŞLARI

Güzelliği çarmıha gerdik kaz kanatlarında
Kuğu boyunlarında kaskatı

Kurşun yarası gözlere
Bölük-pörçük bir cam örttük

Göl kıyıları serin ve ıslak
Islak gagalı ördekler ve çirkin ayakları
Güzelliği dinletir kanat-kanat
Kanar duvarlarda ördek sorguçları
Serinledik

Av sonu kuşları salon salon
Ki belki bir lokma et bir aça
Aça aça kanatlarını bir kuğu çirkin
Çirkine adanmış milyonla mumya

Sonra
Ölü kuşlara kanat

F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 11:31 PM
BAŞKALARININ ESKİSİNİ GİYENİN ŞARKI

Satın alınmış düşleri, bıkıp fırlattığınızda
Ardınıza bakmayın
Oradayım.
Ayışığında bir öpüşme düşü,
Eskitilmiş bir kadife bluz, sim işlemeli
Ve yenilenen balayı, dantel askılı
Yaramaz işime... ben üşüyorum.
Sıcacık bir şey gereken
Düşlerime.

Yarım bırakılmış çorba,
Geri çevrilmiş biftek ve "ihanet" yabancı bana
İnce topukları yaz takunyalarınızın.
Bana kalın, yıkanmayan dayanıklı
Akrabalar kadar tanıdık bir şey gerek
Rengi de, rengi de olmalı elbet
Yıpranmışlığımı örten.

Dokunduğumda çocukluğumu düşündüren
Gençliğim gibi sırrı açıklanmaz
Kumaşlar satılmaz çarşılarınızda.
Ağrılarıma göre tasarlanmadı giysilerinizin boyu.
Bir korkuyu tanırsınız yalnız.
yaşlanmak ve bırakılmak.
ben de çeşidi var,
Ama bitişmiyor sizinkilerle,
Sevgiden doğuyor çoğu.

Paramın yettiği bu tezgâhta
Satılan eksileriniz
Ellerim değdikçe soluk alıyor
Eskiyen siz misiniz?

F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 11:31 PM
ÇOCUĞUN SÖYLEDİĞİ

Bir çocuk "HAYIR" dediğinde
Göğe bakın
Kuşlar uçuşuyor mu
Yoksa bir uçak mı yaklaşan
Kuşkulu

Uyku mu karşı koyduğu
Yoksa kararan ekran
Bir gülüşün ölümü
Kırılışı mı bir oyuncağın

Büyür çocuk
İnsan
Hayır

F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 11:31 PM
DURMADAN

Beni sevmekten utanıyor
Elleriyle örtüyor yüzünü
Yol ortalarında istasyonlarda
Her çıtırtı bir adam oluyor

Beni sevmekten utanıyor
Oysa şimdi tüfekler kan-kına
Arpacık gez göz
Madrid'e uzanıyor
Ve pirinç kokan ellerine Han'ın
Pirinç saçlı Li'ye
Hedef Çin

Niçin ekmek yediğimiz eller çeker tetiği
Altın halkalar taktığımız
Tanrının önüne çıkmadan ilk arıttığımız
Çeker tetiği

Beni sevmekten utanıyor
Elleriyle örtüyor yüzünü

F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 11:32 PM
DİRENÇ DOĞURAN KADINA

Tırnaklarını etine geçir bağırma
Isır kanat dudaklarını parçala
Bırakma yaşamayı bırakma umudu
Daha çok yok sabaha

Yorulur gövdene inen sancılar
Acılar bakır
Beklemeyi bil
Başkaldırır gövden başkaldırır
Susar

Önce öleceğim sanacaksın
Direnmen bitsin diye uğraşacak sancın
Gitgide sıklaşacak kamçılar
Sessiz ağlayacaksın

Unutacaksın başın nerde nerde ayakların
Bin kollu bir boşluk beyninde
Dünyadan uzaksın

Kim duyar sesini haykırsan
Gücünü tüketme
Dayan bir sınav bu
G ü l ü m s e

F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 11:32 PM
HERGELE ŞİİRLER

I

Sen ki övünürsün kadınlara egemenliğinle
Söyle
Nedir eldeğmemişlik ve ne zaman biter
Ve neden daha kolay bir fahişeyi şaşırtmak
Yaşlı bir bakireyi hoşnut etmekten
Söyle
Nasıl altedilir eldeğmemişlik
O ulaşılmaz noktada
Yeniden yeniden ürerken

Sen ki övünürsün
Gövden ve sertliğinle
Bir bulutu elegeçirdin mi
Ve gökkuşağını doladın mı beline...
Söyle
Bir kızı nasıl ayırırsın bir anadan
Göğüslerine dokunmadan

Gövdenden kurtulmaktır sevişmek
Düşlerinden sıyrılmak
Yeni bir etle kuşanmak yaşamayı
Ellerini kamaştırır etin
Eğilirsin
Ve bezgin boşalırsın yatağına
Kendine kapalı ırmak

Sen ki övünürsün kadınlara egemenliğinle
Usanmadın mı sarılmaktan gölgene
Söyle.

II

Yanılıyorsunuz sayın şair yanılıyorsunuz
Söz konusu kadınlar olduğunda
Diyelim çok seviyorsunuz, seviliyorsunuz
Sevdalısınız hatta
Yine de tanımıyorsunuz sevdalınızı
- Sizin bildiğiniz bir içbaygınlığı
Sevda değil diyebilirim de
Neyse... -
Bilmiyorsunuz çünkü
Nedir ormanla benzeştiren
Ve ayıran bir kadını

Haklısınız
Adımlayıp yıllar yılı bir sokağı
Taşlarını bilmemek olası
Ama bir kadın
Nasıl çağrıştırır sokakları

Yaklaştıkça uzaklaşan
O koku, renk
Ve gökyüzünü yitirmiş gibi
Başdönmesi
Girdikçe içine, daldıkça, derinleştikçe
Ya da kendine çektikçe
Aldığını kendi kılan
Orman nasıl ayrılır bir kadından

Severken öldürmek kuşkusu
Ve anasını kıskanmak tüm dünyadan
Yüreğinize çarpan
Ah bir kadından doğmasaydınız keşke...

Söyleyin nasıl ayırırsınız bir taşı öteki çakıldan

F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 11:32 PM
KADININ AKŞAM DUASI

Durmadan dağılır oda
Küflü bir ıslaklık dolaplarda
- Aşkı düşün aşkı, dayan -
Işıldayan sabun köpüğü

- Öyle yakınımda ki seçilmiyor
Yaşamanın çizgileri
Saçlarıma değmeden geçiyor
Camlarda kalıyor izi

- Bir çayevinde olmalı şimdi
Şiirler okumalı akşam serinliğinde
Uzaktan uzağa toprak kokusu -
Bulaşık kalsın
Soğudu su, yağlar dondu
Çorba pişmeli

- Yüreğine akşamla çökeni
Sokaklar uzaklaştıramaz
Uyanırsın yanında yabancı biri
Aşkı kimseler kurtaramaz

Öyle yakınımda ki seçilmiyor
Yaşamanın çizgileri

F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 11:32 PM
KİRLENMİŞ KAĞITLAR

Bilir misin bekleme salonlarını küçük istasyonların?
Akşam saatleri, uzak İstanbul'a, Ankara'ya,
Dünya'ya birden iner karanlık. Ve üstüne sinmiş is
kokusuyla, hep geç kalırsın artık.

Uykusunu alamamış beden, acımış yağ ve
tanımadığın bir koku ortalıkta. Belli ki çoktan gelip
gitmiş posta. Ve ışık ışık geçen hızlı tren durmaz
bu aralıkta. Geç geldin.

Bir söylentiyle büyütülür herkes: "Gündönümü
şenliklerin ateşleri sönmeden geri döner
zemheri. Tipiye karışır erkenci çağla, çiğdem...
Savrulur erik çiçekleri. "Boy atamayan ahlat
yineler: "Geri döner zemheri..."
Ve tadını kalın kabuklar ardına saklar...

Kadınlar, ki yoklukları farkedilir olsa olsa. Kadınlar,
bir yazma, bir renk, bir devinim... Karıncalar kadar
olağan... Payları karıncalar kadar hayatta.
Göçerler, trenleri tanımadan. Selvisiz ve söğütsüz
bir ıssızda, katar katar gece taşları.

Bekleme salonları. Ucuz tütün, mektup torbası ve
bir öykü: cılız ışığıyla. Susuz ve ışıksız köylerin
kapısı. Dünyayı bir durak sayanlara, örnek:
"Budur payına düşen. Bekle..."
Ve gökte gecikmiş bir turna katarı.

Bilir misin bekleme salonlarını?

II

Gül desem gocunur musun, her gördüğüm çiçeğe.
Her dikeni gül saysam... Böyle kıraçlar varmış,
dinledim: Gül diye adlandırırmış her rengi,
Ve gül kokarmış ortalık. Sonra sevdanın
ulaşmadığı kuytularda, karasevda olmuş her
tanışıklık.

Ah, dilini anlamadığım kalabalık...

Suçludur erken açan ve erken geçen çiçek
Rüzgâra sinen koku. Yaban diye adlanır
utangaçlık. Hırsızlık yasak ama yağma helâl.
Kirletilmiş düşler, parçalanmış yürek...
Gülün morardığında menekşe sayıldığı...
Gülün tanınmadığı gerçek...

Ah, sesime sağır yalnızlık...

Güzle ballanacak dikenleri tanı. Dil buran
meyvelerden sakın... Ağuludur terle, kanla
sulanmayan ürün. Eldeğmemiş bahçe,
görülmemiş düş hayretmez.

Ey adım uydurduğum koşu... Yorulmaz aşk...
Yetinmez aşkınlık.

F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 11:32 PM
NOTLAR V

Bir ırmak adını taşıyan kız
Zonklayan o yıldızla
Ufkun ucunda
Soruyor bana:
- Uyumadın mı daha!

Batıyor kirpiklerim
Kapandıkça
Işıklar bir bir
Yüreğimin sesi kulaklarımda
- Uyumadın mı daha!

Bir dize borçluyum
Tek bir dize
Temmuz sıcağına
Karşı koyanlara
Ölümün serinliğiyle:
Tek silahıydı hayatı
Yaşamak için silahını fırlattı.

Bir yıldız zonkluyor hâlâ
Adı ırmak bir kızın anısıyla

F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 11:32 PM
SESİMİ ARIYORUM

Bir ses arıyorum
Yeni bir şiire başlamak için
Bir doğum çığlığı gibi kaçınılmaz
Çocuğun ilk ağlayışınca güzel
Bir ses.
Çünkü yüreklerimiz
Acılarla şişe şişe nasırlaştı
Kızgın demirlere değen ellerimiz
Su toplayıp kabarır, nasırlaşır
Ateşe ve demire dayanır
Yüreklerimiz acıyla dövüle dövüle
Çelikleşti.
Yalnız orda, ta dipte küçük bir çekirdek
Gözyaşı gibi titriyor mavisiyle havanın.
Kız çocuklarının perçemleriyle oğlanların afacanlığı
Kaynatıveriyor o damlayı.

Bir ses arıyorum
Yeni bir şarkı için
Çocukların ilk sözcüğü gibi umutla,
Sevinçle duyulacak bir ses,
Çünkü umutsuzluk yasaktır
Don vuran ağaç sürgün verecek,
Kaya çatlayacak, tohum yeşerecektir.
Ama susmaktan sesimi yitirdim
Nasırlaştı dilim.

Elim ateşten korkmuyor,
Ülkemin bütün kadınları gibi tırnaklarım küt
Ateşten sıcak bir tencereyi yanmadan alabilirim
Köz basarım yüreğime.
Yüreğim nasırlarıyla umudu koruyor,
Bir küçük ışıltıyla baharı bekleyen
Çekirdek ateşten korkmuyor.

F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 11:33 PM
SUS

Sus
Kaldır at şu yıpranmış sözcükleri
Ellerimde ellerinle büyüsün düşündüklerin
İlk yaratıldığın güne dön

Sus
Ne bulduk iki yüzlülüğünde seslerin
Sus büyüsün bu derinlik
Büyüsün öğreneceklerin

Sus
Bu gürültü yıkacak evreni günün biri
Sus tükeniyoruz soluk soluğa
Buğu gibi

F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 11:33 PM
YAZ ORTASINDA ÜŞÜMEK

Kar durdu
Yaslı bir köylü yüzüyle
Bezgin ve dinç
Doya doya gülmemişliğin dinçliği belki bu
Belki hep borçlu olmanın

Kar durdu
Bir çocuğun ilk kımıltısı gibi
Beklemede bıraktı sessizliği
Gün -o hep buruşturup attığımız- gün
Üstünde yarım bir söz
Işıltıya durdu: Sev...
Kar durdu

Durdu saatleri kuşkunun
Karın üstünde yarım bir ayak izi
Bir silik söz: Belki... yarın

F.S.Mehmet1453
08-18-2007, 11:33 PM
YORGUN ÇİNGENE

Esmer elleri var sevdalımın
Uzun kirpikleri kaygılı ıslak
Saçları yüzüme değer uykumda
Soluğu derimde ürperir korkak

Esmer elleri var sevdalımın
Yorgun elleri var sevda şaşkını
Gülüşü kinini seven bir bıçak
Yaşamak yanılmak ölmek bıkkını

Yorgunsam bezginsem çaresizsem
Onu düşünürüm üzgün ve kırgın
Türkülerle avunması gibi
Yorgun bir çingene açlığının