Tam Sürümü Görüntüle : Nurullah Genç
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 02:52 PM
ADIN SENİN
Saçlarına can veren yıldızlar nerde gülüm
Hangi ferman dokundu bakışlarına senin
Belki sahrada değil, şimdi göklerde gülüm
Taşıyor bulutları gözlerinde, nazenin
Senin her kirpiğinde bir dervişin ahı var
Muhteris aynaların eskidiği yerdesin
Yüzünde en çaresiz devlerin günahı var
Zamanı sonsuzluğa bağlayan mahşerdesin
Divan-ı harbe giden yiğitlerin ardında
Kanayan kitaplara gül götüren yağmurum
Hüznü bir tabut gibi buluyorum derdinde
Senin toprağın için çırpınıp ağlıyorum
Memnu bir zerrin kadar edalı ve soylusun
Gamzelerinde nazlı kıvılcımlar gizlenir
Bağbozumunda bile yediveren boylusun
Gün olur ki, kalbinde gözlerin filizlenir
Bu sevda dayanılmaz bir ağıttır zülfünde
Rüzgarın her busesi içimde kurşun olur
Yıldız kayar, ay susar geceye güldüğünde
Dağda çiğdem solarken çölde ceylan vurulur
Ben bu yol ayrımında sensiz olsam ne çıkar
Kahra göçen kuşların kanatlarında kaldın
Ölümün gözyaşları bir gün hicranı yıkar
Tarihe bir sır gibi düşer senin de adın
Nurullah Genç
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 02:52 PM
AH / SÜKÛT-U HAYAL
Ateşiyle pürmelal yandığım sen miydin ah
Dallarına umutla konduğum sen miydin ah
Bir kenarda bırakıp şehla defineleri
Nice bin kez yolumdan döndüğüm sen miydin ah
Göğsümün duvarına işledim hayalini
Her saniye ismini andığım sen miydin ah
Bu hazin kayboluşta, bu gönül sahrasında
Bengisu diye içip kandığım sen miydin ah
Nasıl da kuytulandı yüreğim köşelerde
Tutundukça tahtından indiğim sen miydin ah
Bazen cehenneminde eridiğim yanardağ
Bazen kutuplarında donduğum sen miydin ah
Dağıttı efsunumu saçlarında sünbüller
Ruhuma leyla diye sunduğum sen miydin ah
Nice güller var imiş senden daha kırmızı
Hayatımın tek gülü sandığım sen miydin ah
Nurullah Genç
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 02:53 PM
ANSIZIN-1-
Seni kaybettiğim o günden beri
İçimi dağlıyor hasretin, sızın
Kah gönderiyorsun yalnızlığını
Kah karşıma çıkıyor ansızın
Herhangi bir gecede, dumanlı bir köşeden
Bazen ayın ondördü kadar şehla ve güzel
Bazen bir ejder gibi, bakışları bir kızın
Izdırab şarabıyla ruhumu sarhoş eden
Kil renkli gözlerini buluyorum ansızın
Herhangi bir zamanda muamma bir şarkının
Dalgın nağmelerinde duyuyorum seni
Ağlayan kirpikleri bazen kumral ve kısa
Uçurtmalar taşıyor göklere nefesini
Bazen karanlıkları örtecek kadar uzun
Alevli saçlarında dağılıyor gül ve gün
Kalbimden bir karanfil koparıyor sonsuzun
Savaşta yenik düşen gemiler kadar üzgün
Herhangi bir denizin efsunuyle yeniden
Her şey sanki yeniden başlayacak derinde
Sönerken mutluluğun nazenin kandilleri
Yaralı bir güvercin görürüm ellerinde
Hayalinde bulurum solgun karanfilleri
NURULLAH GENÇ
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 02:53 PM
ARTIK İLGİLENMİYORUM SENİNLE
Bunca yıkılmış dağlar üstüne
Kalbimin kanını buharlaştırdı gözlerin
Oysa kaç güvercin havalanmıştı içimden
Konarak pervazlarına gülüşlerinin
Kaç mermi sıyırmıştı ruhumu
Acımasız yürüyüşlerinin mevzilerinde
Dayanmıştım
Ağlamıştım saatlerce parçalanan düşlerime
Ta ki sevgilim
Kızaran bir gök bulutu
Ölümü
Bir yıldırımla düşürdüğün ana değin
Kalbimin haritasına
Artık ilgilenmiyorum seninle
Demiştin barut kokan kelimelerle
Demiştin de hayat ölü bir bıldırcın gibi
Tutuşup yanmıştı yanan bir tahta içinde
Tarla küllerle dolu, ortasında yumurta
Çatladıkça yeniden doğuruyor kanımdan
Fışkıran harflerle kalbim olan cümleyi:
Ben ancak bir tarih kitabı kadar
İlgileniyorum seninle...
NURULLAH GENÇ
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 02:53 PM
AŞKIM İSYANDIR BENİM
Yanarım; öyle bakma yüzüme yağmur gibi
Dağıt kalbini saran hasret bulutlarını
Damlasın gözlerine sonsuzluk usaresi
Dalgınlık evlerinin en güzel melikesi
Sevemem; tozlu raflar arasına girmeden
Çöllerim kandır benim
Sevemem; karanlığı bir daha devirmeden
Aşkım isyandır benim
Nurullah Genç
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 02:53 PM
AYIN GÜLE SERENADI
l
Ey imtiyazlı güzel, uyan derin uykudan
Hatırla bülbüllerin divane olduğunu
Dün sabah seni görüp çarpılmış gökte güneş
Önce anlayamamış ona ne olduğunu
Gönderince kalbime ışığını bu gece
Bildim bütün aşkların bahane olduğunu
Şimdi ben de garip bir haldeyim, biçareyim
Şaşırdım ayın kime pervane olduğunu
ll
Rüzgarı senin için öpüyor dudaklarım
Bal rengine boyuyor yolları senin için
Dehlizlerin dumanlı, küflü karanlığından
Aydınlığa çekiyor kulları senin için
Misk-ü amber kokuyor çölün kalbinde zaman
Sim-ü zerle süslüyor kumları senin için
Senin için ırmağa karışıyor denizler
Can meyvesi kırıyor dalları senin için
lll
Bülbül yine mey'ustu; vatan virandı gülüm
Uğrunda hayallerim bile yıprandı gülüm
Mecnun dahi Leyla'yı anmaz oldu yürekten
Güzeller güzeliydi; hani sultandı gülüm
Yaşamak, sonsuzluğu tattı avuçlarından
Ölüm tomurcuklandı; kabir uyandı gülüm
Bir kafdağı kalmıştı varlığından bihaber
Seni görünce, o da tutuşup yandı gülüm
Nurullah Genç
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 02:53 PM
AYRILIK ŞARKISI
Gidince, gülün rengi sarardı gözlerimde
Mutluluk dolu dünyam karardı gözlerimde
Gözyaşların yağmurdu, ıslatırdı içimi
O yemyeşil gözlerin bahardı gözlerimde
Yıldız gibi parladı gönlümde gülüşlerin
Duruşun güneşimdi, yanardı gözlerimde
Dudaklarım ismini hecelerdi derinden
Bakışlarım hep seni arardı gözlerimde
Gidince, gülün rengi sarardı gözlerimde
Mutluluk dolu dünyam karardı gözlerimde
Nurullah Genç
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 02:54 PM
BANA ÖZLEMİN KALDI
Ey yıllardır içimde besledigim kanarya
Senin o sulu sepken, yeşil gözlerin varya
Gökleri denizin elinden aldı
Fırtına delirdi; deniz bunaldı
Kızıl tüylü kanatların firakını
Çekti uzaklara resimlerini
Bana özlemin kaldı
Patikalar üstüne yazıverdin adımı
Acımasız,her akşam çiğnedin feryadımı
Ey yıllardır içimde beslediğim kanarya
Senin o sulu sepken gözlerin varya
Sanki bir alev topu, yakar hayallerimi
Her ikindi sonrası ruhumun toprağına
Garip tohumlar gibi atarım ellerini
Sana mahsun bir umut, desem mi bilmiyorum
Sana çılgın bir bulut, desem mi bilmiyorum
Derin bir uçurumda arıyorum kalbini
Ya gel, ya beni unut, desem mi bilmiyorum
Ey yıllardır içimde beslediğim kanarya
Senin o sulu sepken yeşil gözlerin varya
RÜyalarımı çaldı
Sevda ırmağında sular alçaldı
Son bahar uğradı yüreğimize
Sararttı gülleri, yaseminleri
Bana özlemin kaldı
Nurullah Genç
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 02:54 PM
BAŞKA BİR ÖZLEM
Bir şehla bakışın güneş edalım
Deliyor dağ gibi kalkanlarımı
Yitirdim denizin saçına tutkun
Sabahleyin erken kalkanlarımı
Bağrımda büyüdü ömür dikeni
Hürriyet harcadı alkanlarımı
Gecenin karanlık yüzü içinde
Zaman yuttu şimşek çakanlarımı
Hangi rüzgar alıp götürdü, bilmem
Kendini ateşte yakanlarımı
Dostlarımı geri verin uzaklar
Her seher semaya akanlarımı
Nurullah Genç
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 02:54 PM
BENİ YAKIŞINA
O esrarlı yangına bu can nasıl dayandı
Sahile vurdu kalbim su yandı, kum da yandı,
Bir mum gibi eriyip aktı uykusuzluğum
Ölüme baş kaldıran dertli uykum da yandı
Yurdumdan mahrum edip dolaştırdın cem gibi
Ruhumla söndü alev sonra ruhum da yandı
Kül oldu bir yiğidin figanıyla her umut
Bülbülün küllerine konan puhum da yandı
Böylesi bir yangın görmedi Nemrut bile
Kaktüsün gölgesinde nazlı ahım da yandı
Ahımdır zannederdim en belalı kıvılcım
Kirpiğine dokunan kanlı ahım da yandı
Bir damla su ver bana ey çöl, bari sen küsme
Kalmadı hiçbir şeyim bak günahım da yandı
Yenilgiler bir tufan gibi çöktü üstüme
Ülkem yıkıldı heyhat, ordugahım da yandı.
Köleleri her akşam duman kıldı gözlerim
Başıma tac ettiğim padişahım da yandı
İlk defa böylesine tutuştu gökkuşağı
Renklerim siyah oldu ve siyahım da yandı
Ondan başka ne varsa yandı, yandık sen ve ben
Onu göreyim diye kıblegahım da yandı
Nurullah Genç
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 02:54 PM
BİLEYDİM LAYIK OLMADIĞINI
Sen birazı tereddüt
Birazı kan ve gurur
Acılarla beslenen
Bir zakkum çiçeğisin
Oysa hep ışıl ışıl
Hep rengarenk göründün bulutların ardında
Anlayamadım
Yeşil zehir dumanlı gözlerinde
Özlem sadece tufan
Her akşam kefen giydi yüreğim kollarında
Her gece bir giyotin
Rüyalarım hıçkırık,kabuslarım ölümdü
Ellerin beni yavaş yavaş bataklığına
Beni isyana gömdü
Şimdi kopardım urganlarını
Dostluğumda sensiz,düşmanlığımda
Irmak iki yüzlü akar mı sandın
Güneş karanlıktan korkar mı sandın
Git seninle gitsin pişmanlığımda
Bileydim layık olmadığını
Yürürmüydüm yollarında
Nurullah Genç
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 02:55 PM
CAN KUŞUM
Aynalardan sundum gönlümü sana
Ruhum gözlerinin rengine tutsak
Bir gece bir kuş gibi girsem rüyana
Eder misin bana sevdanı yasak?
Hayal, bir pencere, umut, bir ışık
Dünyam bir karanlık kutu gibidir
Sorma, kimin nesi bu deli aşık
Bir bakışın bile muştu gibidir.
Rüzgârı anlayan bilir öteyi
Can kuşum, yüzünü kalbime çevir
Delinsin gecenin, kanlı eteği
Bu bir korku devri, hüzünlü devir..
Uzak bir rüyânın iklimlerinden
Ebedi bir bahar bekliyor gönlüm.
Bir haber verseler bana derinden
Sonsuzluk müjdesi getirse ölüm.
Ruhum, öyle mahzun durma karşımda
Bir gün yıkılacak hicran duvarı
Zaman, bir heyûlâ gibi başımda
Peşime taksa da bir bir yılları.
Ürperti ve hasret içimi oymuş
Gözlerimin rengi, kırmızı şimdi
Doluya tutulmak demek ki, buymuş
Yağmur, damarımda bir sızı şimdi.
Sensiz bir harabe gibi yüreğim
Ne güneş doğuyor üstüme, ne ay
Sen gül ki, yüzüme ben de güleyim
Yüreğim seninle süslü bir saray...
Nurullah GENÇ
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 02:55 PM
ÇİÇEKLER ÜŞÜMESİN
Gönlümün maviliği gitmesin gökyüzünden
Kuşların gülücüğü eksilmesin yüzünden
Kar yağsada bu sessiz vadiye, gün bitmesin
Yapraklar üşüse de , çiçekler üşümesin
Nurullah Genç
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 02:55 PM
DERİNDESİN RÜYA KADAR DERİNDE
Seni bir kilimin nakışlarında
Devlerin şimşekli bakışlarında
Kanı sevgi olan hatıraların
Göklere uzayan yokuşlarında
Bulamaz ayağı prangalılar
Yayını terkederken kırılan bir ok gibi
Doğarken ölen bir çocuk gibi
Çekingen çeşmelerin suyunda eriyen güz
Yorgun patikalarda sevda arayan öksüz
Bulamaz izlerini tilkiler kurt ininde
Yağmur hala murada ermedi teninde
Mağrur bir kıvılcım görünce seni
Başın alıp gitmiş karanlıklara
Mehtabı beklemiş seneler boyu
Yüreğinde duymuş hep o korkuyu
Ardına bakınca gamlı bir akşam
Duymuş tenhalarında çalan şarkıyı
Ceviz sandık bomboş ; kapılar kırık
Senden artakalan mor bir hıçkırık
Okunmamış esrarlı bir öykünün
Memnu satırları gibidir yüzün
Vuslatın eflatun *******inde
Uykusunu kaçırmışsın gündüzün
Oysa ne yerdesin , ne gökyüzünde
Derindesin rüya kadar derinde
NURULLAH GENÇ
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 02:56 PM
GİDERİM
İçimde bir acı fırtına kopar
Bulutlarda şimşek çakar giderim
Bitmeyen arzular yolumu kapar
Çılgın bir sel gibi yıkar giderim
Anlarım eşitten farkını farkın
Yıllar süren ömrü biter merakın
Keder uzak olur; mutluluk yakın
Yorgun kafesimden çıkar giderim
O an, zaman durur, mekan silinir
Sonsuzluğa doğru nefes alınır
Ruhum bir damla su, göğe salınır
Süzüle süzüle akar giderim
Çile denizinin görünür dibi
Alır beni yüreğimin sahibi
Geceyi süsleyen yıldızlar gibi
Ben de, bir meş'ale yakar giderim
Birgün utku için, hicran yerine
Dalmak için hülya bahçelerine
Dostların ıslanmış çehrelerine
Son defa, hasretle bakar giderim
Nurullah Genç
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 02:56 PM
GÖZLER
Sende sevgidir zaman ve Leyla'dır
Kulak ver, tükenmeyen âh ü zârıma, gözler
Ey, dikenli yolları gökyüzüne bağlayan
Bir hayali dilberin çehresinde parlayan
Mehtabım gülümse de kalbimde gül büyüsün
Sen ki, güzel gözlerin belki en büyüğüsün
Güneş gibi, ufkumda doğup da yanan gözler
Ruhumun yağmurunu içip da kanan gözler
Geceye mi çırpınış, gurbete mi bu hasret
Bitmeyen bir susuzluk ve sönmeyen hararet
Ortasında kalmışsın; saçların darmadağın
Gülşenim, yıkılmadan saray gibi otağın
Hayatın donbaharı kuşatmadan rengini
Yitirmeden şu billur ve masmavi engini
Beni al kollarına, uyut sonsuza değin
Yüzümde dalgalansın o simsiyah eteğin
Göreyim elmas gibi parlayan nakışları
Gönlümü çiçek çiçek sırlayan nakışları
Papatya bir simada sana taht kurmuş Allah
Ne olur, üzme beni; çektiğim her derin âh
İçimden bir parçayı koparıp götürüyor
Ve hicrân sis misali, her yanımı bürüyor
Mehtabım, yıldız gibi süsle kâküllerini
Koklayayım kalbimde yeşeren güllerini
Islanmış sinesine çekiver bir baharın
Uyandır şarkısıyla beni, kanaryaların
Duaya kalksın elim, başım şükre uzansın
Sesim dudaklarıma mahpus iken, uyansın
Ve matem kuyusundan çekeyim ellerimi
Toplayayım yerlere düşmüş hayallerimi
Kapkaranlık dünyama bir ışık yakan gözler
Bana, benimmiş gibi, ümitle bakan gözler
Nurullah Genç
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 02:56 PM
GÖZLERİN ÇAĞIRIYOR BENİ
Eflatun sular süzülüyor aynalardan
Damlacıklarında hicranlı yüzün
Ben kapıları aldatıyorum gün be gün
Sen pencereleri
Ben denizlere bakarak martılara yalanlar söylüyorum
Sen gemilere
Sonra liman bilmez korsanlara terk edip
Issız adalara sürüyorsun dizelerimi
Gitmek istiyorum çakıp da kaybolan şimşekler gibi
Gel gör ki, önümde hatıralar mahzeni
Parmak uçlarımda paslı çiviler
Bütün zindanları yıkarak birer birer
Gözlerin çağırıyor beni
Gözlerin en soylu atların koştuğu bir bahar gezegeni
Çeşmelerin bakınca gülümsediği
Irgatların göklere yöneldiği
Latince bilenlerin nergis akşamlarında
Göllere meydan okuyup
Kıyısında şarkılar dinlediği
Tutkular değirmeni
İnciterek aşk kitaplığındaki bütün harfleri
Kirpiklerinde efsane şairlerin mağrur kalemleri
Gözlerin çağırıyor beni
Kaşlarının cilveli bir ahu gibi
Ömrümüze düştüğü günden beri
Köleleri ağlattın ey sevda semenderi
Adı konulmamış yıldızlardan koparak
Vadilerde biriken yalnızlığım
Kalbimi avuçlarına almış
Tutuyor sana doğru
Çölde bir kuyuya mı bırakayım ellerimi
Geceye otağ mı kurayım buzullar ortasında
Ne yapayım bilmiyorum ey acılar bedesteni
Biraz ateş ve hüzün
Biraz köpük ve leylak
Gözlerin çağırıyor beni
Gittim son ışığından bakışlarının
Kırdım kanatlarını bin bir gece masallarında
Zümrüdüanka kuşlarının
Şimdi nasıl da yürüyorum dağlara karşı farkında mısın
Umursamıyorum boğazımda düğümlenen yolları
Bulutları susturuyorsun söylemesinler diye
Turnaların toprağa dökülen eşsiz definelerini
Damıt kalbini kuşkulu yokuşlardan
Kurtul karanlığından fotoğrafların
Her köşede ısırgan edalı kan evleri
Her menzilde leylayı küçümseyen kaktüsler
Ne seni görüyorum hayatın boşluğunda
Ne de son anlarında resmini büyütüyor
Yokluğunla savaşan intihar temrinleri
Gizlenme ardına fesleğenlerin
Bahaneden bıkmıştır bezirganlar, mevsimler
Yüzeyde ve sancılı haykırışlar uğruna
Derinden ve telaşsız bir uyanıştır şiir
Bu yüzden zehre batmış urganlar gül kokulu
Bu yüzden gözlerine ayarlıdır saatler
O öpüp okşadığın yaprak akkorsa şimdi
Kim bilir hangi zaman gönlüme uğramıştır
Kollarına aldığın mutluluk servileri
Bana dokunduğunda sessizce ağlamıştır
Simyası bozulduysa dilimin, kelimeler
Bir volkandan geriye kalan ırmaklar gibi
Bilinmez ki nereden akmıştır yüreğime
Geçerek en azılı köprülerden, duraksız
Varmak için sevdanın tükendiği ülkeye
Duygularına ölüm yüklüyorum ömrümün
Yaklaştığım her sahil tutuyor ellerimi
mor bir yangın, hercai dalgalar, kum taneleri
Çakallar iniyor dağlardan apansız
Ardımsıra gölgeler, gökkuşağı
Rengarenk uçurtmalar gibi kaplıyor göklerimi
Gözlerin çağırıyor beni
Oysa ben hiç görmedim dünyada gözlerini
Takılmadım engellerine nilüfer bakışlarının
Bir ses beklediysem yankılansın diye evrenimde
Kalbinden benim adıma
Sevdalı bir vuruşun özlemiydi süsleyen
Sokaklarımı, şehirlerimi
Gözlerin çağırsa da beni
Çağırmadan kalbin çatlayan gözlerimi
Görmeden ellerinde hangi toprakların yayılıp
Hangi tohumların yeşerdiğini
Tutunmayacağım zamana dilenci gibi
Hala uzaklardan işaret parmağıyla
Gözlerin çağırsa da beni
Gidiyorum; adımlarım yaz kurdu, güz kefeni
Nurullah Genç
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 02:56 PM
GÖZLERİNE YAZILMIŞ BİR DESTAN
Bu şiirde iki göz var
Biri senin; biri onun
Senin o karanlık, küf kokulu
Matem gözlerini terkediyorum
Biliyorum; saçlarının sarısı
Gözlerinin yeşiline karışmış
Biliyorum; sana benzemek için
Melikeler birbiriyle yarışmış
Fosforlu ve derin bakışlarına
Çağlar boyu nice destanlar yazılmış
Oysa ben görülmedik bir lale yaprağına
Gökleri kıskandıran bir destan yazıyorum
Gözlerin değişip kaplasın karanlığı
Bütün ufukları sarsın gözlerin
Gene de hep bende kalsın gözlerin
Kapama gözlerini; karanlıktan korkarım
Atlılar kaybeder yolunu, hasretimin
Posta güvercinleri geri dönmez ülkeme
Yaslı dereler gibi mutsuzluğa akarım
Kapama gözlerini; karanlıktan korkarım
Ateşten ve köpükten sıyırıp ellerimi
Mekanımı gülistan eyleyendir gözerin
İsyanıyla ihtiras ve gerilim yaşayan
Kabil?in ruhunu kan eyleyendir gözlerin
vuslat aşkını Leyla düşürmedi çöllere
Arzı Mecnun?a hicran eyleyendir gözlerin
gözlerinde başladı tarihin macerası
Adem?i Havva?ya ram eyleyendir gözlerin
Kerem dağlar ardında aradı gözlerini
Kamber?i bile viran eyleyendir gözlerin
Ferhat dağları deldi yolunu bulmak için
Sevmeyenleri giryan eyleyendir gözlerin
Suların emzirdiği muamma bir çocuğu
Yedi iklime hakan eyleyendir gözlerin
Gözlerin göklerinde
Her yüzyılın başında
Birer akkor olmuş gözlerin
Çekip çıkarsam da mısralarımı
Ben yalnız gözlerinin şairiyim aslında
Hangi rüzgara verdiysem aşkımı
Beni alıp yangınlara götürdü
Muştu beklediğim bütün yelkenlilerden
Ateş düştü içime
Yüreğimden fışkıran bir ?ah? mıdır gözlerin
Beni benden koparan ?eyvah? mıdır gözlerin
Bu gözler, o aydınlık o güzel gözler değil
Yoksa yalancı mıdır, günah mıdır gözlerin
Ses midir, aynalarda çarpan kulaklarıma
Kürdili hicazkar mı, segah mıdır gözlerin
Arif Bey?i Itri?yi ömür boyu inleten
Nihavend mi, sultan-ı yegah mıdır gözlerin
Kubbesinde yitirdim zaman duygularımı
Akşam mıdır, gece midir, sabah mıdır gözlerin
Ruhumu baştan başa acılarla dokuyan
Beynimi kurşunlayan silah mıdır gözlerin
Her köşede zifiri bir silüet bırakan
Gönül memleketimde seyyah mıdır gözlerin
Renkler avare; sitem başıboş kuytularda
Mavi midir, yeşil mi, siyah mıdır gözlerin
Yoksa yalancımıdır, günah mıdır gözlerin
Nihan kıldı gözlerin bana kapılarını
Oysa ben gözlerinden girerdim yüreğine
Her bakışın bir damla ab-ı zindegan idi
Hicranlı her gülüşün bin yıllık figan idi
İçime, soluşundan sonra koyu renklerin
Birer şirpençe gibi düştü gözbebeklerin
Feryadıma gök bile bigane değil şimdi
Söyle, kurtuluşun mu, harabın mı gözlerin
Gözlerinde mi mehtab; mehtabın mı gözlerin
çağlayanlar bile hararetlidir
Buğday başağının açlığıdır ufuklar
Siperleri aşıklar mı doldurmalıydı
Zalimler mi
Neden böyle hıçkırıklı, umutlar
Beni hangi urganla bağladın gözlerine
Beni hangi ırmağa karıştırdın yeniden
Senden kopamıyorum gözlerin var oldukça
Sensiz yapamıyorum yüzün bahar oldukça
Gözlerine baktıkça duruluyor yüreğim
Ölse de, gözlerinden soruluyor yüreğim
İndirme kirpiğini; tutuşmasın kainat
Nazar kıl; ferahlasın; kavruluyor yüreğim
Sensiz küle dönerek savruluyor yüreğim
Diyorlar ki ağla
Ağla ki dumanı dağılsın yolların
Ağlamayı denizlere bıraktım
Yalnız gözlerindir hayatta kalan
Uğruna adandığım
Mahşeri sularla çevirip dört yanından
Gönlümde sakladığım
Aynalarda arayıp bulamazken günboyu
Gölgesinde konakladığım
Gözlerindir ufkumda dalgalanan
Rüstem?in kanını döktüm yerlere
İstanbul?u kuşattım gözlerin için
Azrail?e koştum siperlerimden
Gözlerine baka baka dirildim
Niçin kızıl kıyamettir gölerin bu gün
Niçin heyelan var eteklerinde
İsrafil?den işaret mi almışsın
Yanaklarında mahşer kalıntısı
Dudaklarında mizan
Bütün gamlı hüdhüdler Belkıs?le döner sana
Yıldızlar vuslat için her gece iner sana
Rengini, gözlerinde kaybolan bilir
Gözlerin uğrak yeridir bestekarların
Şairler hüzne dalar yeşil okyanusunda
Eşiğinde ölümsüz dilenciler
Gözlerin gecenin intiharıdır
Sen gözlerine mahkumsun; gözlerin bana
Ben şiir yazmasam, kim tanır gözlerini
Geçerken yalnızlık sokağından
Hangi demirci indirir parmağına çekici
Hangi berber yanağını keser müşterisinin
Gözlerine bakmasam, doğar mı güneş
Gözlerin boşluğa akan bir ırmak değil
Gözlerin sadece ölmek, yaşamak değil
Gözlerin tükeniş doruklarında
Bulunmayanları aramak değil
Gözerine aşina olduğum günden beri
Ben artık hır gece sesleniyorum
Düşe kalka
Yorgun argın
Derbeder
Yapayalnız
Duruyorum; yanlış anlaşılıyor
Her hücremde bir inkılab
Her gönlümde bir mahitab
Evim harab; ömrüm harab
Ne ay kaldı, ne de mehtab
Gök bulanık; ufuk silik
Gene de mağrur ve dimdik
Yürüyorum; mezarım oluyorsun ansızın
Bu son şiir, o küflü gözlerine yazılan
Bu son mezar kalbimde hicranla kazılan
Senin gamsız gözlerin kahkahalar atarken
Benim gözlerim viran; ağlamaya değer mi
Her cilven bir ıstırab; her nazın kapkaranlık
Yorgun kuraklığında ıslanmaya değer mi
Hiç güzel olur muydun gözlerin olmasaydı
Ateşlere girmeye ve yanmaya değer mi
Bir kevser ırmağında serinlemek dururken
Sellerine karışıp bulanmaya değer mi
Aydınlığın gözleri çağırıyor kalbimi
Zehir bakışlarınla boyanmaya değer mi
Gözlerine bir ömür dayanmaya değer mi
Nurullah Genç
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 02:56 PM
GÜL
Bitir bu işkenceyi , sende artık bana gül
Dokundurma elini pıhtılaşan kana gül
Bahçe boş ;çeşme kuru ; nerde bostancıbaşı
Gelde feryâd ü figân etme bu hüsrâna gül
Yıllarca yatağında uyudum semenderin
Çakallar yuvalandı bizim olan hana gül
Unuttum gökkuşağı altındaki resmini
Nice bühtan ettiler eski bir sultana gül
Kâinat oluk oluk boşalırken içimden
Yağmur damlası bile olamadım sana gül
Uzandığım her hayal tutuşturdu ömrümü
Her yangınla yeni bir yangın düştü cana gül
Ya öldür , yarasalar okşasın cesedimi
Ya da terkedip gitme beni bu isyâna gül
Dinle ki , en ölümcül şarkımı söylüyorum
Darağacı kurdular döndüğüm her yana gül
Nasıl sevişiyorsun kırkayakla , çıyanla
Hani boyun bükmüştün ebedî fermana gül
Meğer bir yanılgının zinciriymiş umudum
Güvenimi yitirdim şimdi her dermana gül.
Nurullah Genç
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 02:56 PM
GÜLDESTE/ SONSUZLUK
Gül zindanı yapsalar vardığım her durağı
Bana bir gül delisi deseler de her akşam
Seninle ışık oldum, yakın ettim ırağı
Benimdir gözlerinden aldığım bu ihtişam
Şimdi bütün çiçekler nakkaşımdır bu yerde
Yapraklarından sızan gözyaşımdır bu yerde
Turuncuydu yüreğim, benekleri kırmızı
Yeşildi bir Hüma-yı Ata'nın şakağında
Ateşin bir baharı taşıyan ince sızı
Cemşide rakib oldu güllerin yaprağında
'Hu' çekiyor içimde Mevlana bir semazen
Lalede imreniyor dertli Hallac'a bazen
Tutundum bir zamanlar Gencine-i Cemal'e
Meğer dibacesiymiş sonsuzluk ülkesinin
Gördüysem yapayalnız nerede bir ters lale
Yandı titreşimleri uğuldayan sesinin
Şafağında büyüyen zambak soldu aniden
Tanyeri 'gül gül' diye güneş oldu yeniden
Levni'yi kollarına alır taze bir bahar
Bir Tac-ı Kayser gibi sokulur sinesine
Onuruna Çırağan kurduğumuz aynalar
Düşer yüzyıllar boyu en karanlık ye'sine
Her hassa, bir merili bahçesine vurulur
Her sultanın tahtına bir prenses kurulur
Bana, ne Dürr-i Yekta, ne Semen Sima gerek
Senden kalan her harfin içinde binlerce bağ
Bağına girmek için küçük bir ima gerek
Seninle güle döner derin vadi, yüce dağ
Bu sevda ılgıt ılgıt çoğaldıkça bedende
Çiçekçiler Başbuğu olurum belki ben de
Dikendi, serfiraza döndü kapında ruhum
Büyüdükçe çiçeğim, yapraklarım kısaldı
Senden önce ardında 'ah' edip avunduğum
Meğer bir malihulya, çaresiz bir masaldı
Ölümsüz vuslatına erdim Bağ-ı Safa'nın
Nağmeleri duyulmaz oldu Gülfer Kalfa'nın
Dantelası çiğdemli yastıklar küf kokuyor
Yenilgiler devrinde tarümar oldu bostan
Göçenler mor kokulu hüzünler bırakıyor
Servilerin dalları yine kırıldı yastan
Bu gönül mevsiminden gitti uzağa giden
Atmak gerek toprağa tohumları yeniden
Kapında pusat koyup gül alan sipahiler
Seccadesi sularda bir dervişe dönüşür
Tahammülü kuşanır, el açıp Me'va diler
Goncanın kirpiğinde nilüferle görüşür
Bir ömür yalnızlığı alsa da kollarına
Gittiği her ülkede gül düşer yollarına
Gözüme gül dumanı çöktü yine bu akşam
Baktığım her noktada yalnız senin güllerin
İçimde gül pınarı aktı yine bu akşam
İrinli dertlerime şifa oldu ellerin
Mecnun ile Leyla'nın buluştuğu yerdeyim
Bu gül yolculuğunda şimdi son seferdeyim
Yanakları gül oya, parmakları gül dalı
Kızlar, delikanlılar baştanbaşa gül oldu
Ayrılık gül tohumu, şiir güle sevdalı
Şair ki, feryadından yana yana kül oldu
Onun çemenzarıdır köşelerde hıçkıran
Nerde bir bulut varsa, gülsuyudur fışkıran
Gül sesleri geliyor; her yer dua ve niyaz
Açtı gök kapısını yerde çiğ taneleri
Adımları parıltı, alınları bembeyaz
Dağılıyor evrene gülün mestaneleri
Sen ki, en büyük GÜL'sün, en çok gülü seversin
Söyle bahçıvanına, bir gül de bana versin
Ulu Tanrı adıyla aldığım her nefeste
Senin için gül açar, kuş olup göğe uçar
Sen ey bahar elçisi, sen ey kutlu güldeste
Senin için cansızlar bile canından geçer
Gölgeler şehrinde gül, kimseye kalmayacak
Öteler şehrinde gül, bir daha solmayacak
NURULLAH GENÇ
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 02:57 PM
GÜLNARE
Ben, yıpranmış sokaklar ortasında avare
Sen, kırgın bir ülkenin süreyyası: Gülnare
Honçalı novroz gelir; bir de siyah ve sarı
Dalgalanır göklerde bir kuşun kanatları
Her nağme, dudağında çarpılmış karanfil
Sana tutkun atlılar şimdi yorgun ve sefil
Göğsünde, kıskandığım bir rüyadır kırmızı
Nerdesin, ey masallar ülkesini son kızı
Dokunmuyorsa kalım o mazlum kitabeye
Ayışığı düşer mi kanlı bir harabeye
Sensiz çöl, ıssızlığın kahrıyla zehirlendi
Yalnız bulutlar değil, vahalarda kirlendi
Mahşeri bir serabın ardından yürüyorum
Gözlerini kaybeden bir kervan görüyorum
Geride, okunmayan silik izler kalıyor
Kaktüs hala toprağı uykuda yakalıyor
Tarihin her sayfası soluyor pare pare
Karasevda burcunu yıkıyorsun, Gülnare
Azerbaycan ufkunda bir divanedir gönül
Böylesi tarümar olmadı belki de gül
Torprak, bir bakışınla kızıl renge büründü
Yıldızlar ülfet için gündüz vakti göründü
Gözlerin binlerce yıl ötesinden yadigar
Nerdesin, ey Bakü?den, Gence?den esen rüzgar
Yaldızlı perçemlerin ıslandıkça uzuyor
Yalnızlık damla damla şakağından sızıyor
Bazen öfke, kavgayı sevenlerin ardında
Mahülya ve hüzün; bazen korku ve sevda
Çiçeklerin yurdunda yalnız senin kokun var
Bazen uzaktan uzak, bazen yakın bir duvar
Karanlığa mahkumdur gökte sensiz, sitare
Ruhumu zevalinle buuşturma, Gülnare
Soluğun ab-ı hayat mıdır; filizlendi kül
Siyah bir lale gibi aynaya düştü kakül
Kırdın yüreğimdeki saatin akrebini
Kuruttun düşlerimin hayal mürekkebini
Hangi ırkağa baksam akıyorsun derinden
Hazar, acılarınla ağlıyor kederinden
Kuduran bir denizde benziyorsun şikare
Görebilseydi seni ejderhalar, Gülnare
Gözlerinden fışkıran yanardağlar sönerdi
O ısırgan bakışlar balmumuna dönerdi
Oysa şimdi su sarhoş; balıklar geldi dile
Dalgalar son bir umut vuruyor sahile
Nahcıvan, hasretinle alevlenen sir çerağ
Seninle firakını unutuyor Karabağ
Göğsünde, kıskandığım bir rüyadır kırmızı
Nerdesin, ey masallar ülkesinin son kızı
Bırakıp gittin beni umarsız bir efkare
Haber gönder, nerdesin, nerdesin ey Gülnare
Nurullah Genç
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 02:57 PM
HAYAL
Şüphenin kaynağı kurusa bir gün
Kurtulsam yalancı vesveselerden
Başlasa ebedi bitmeyen düğün
Gökyüzüne uçsam minarelerden
Işığın geldiği ülkeye doğru
Korkudan, hüzünden, kinden, ölümden
Ruhunu arayan gölgeye doğru
Kaçıversem bütün hadiselerden
Adım adım aşkın yörüngesinde
Yürüsem leylaya meyhanelerden
O'nu bulsam sessizliğin sesinde
Köşklere kavuşsam viranelerden
Güneş doğsa aydınlansa gözlerim
Yüreğimi alsam divânelerden
Büyüse büyüse, yansa gözlerim
Birgün ben de olsanm divânelerden
Nurullah Genç
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 02:58 PM
HAYAL BEKÇİSİ
Beklenmedik bir fırtınaydı gelişin...
Uyandırdın sessizliğimi aysız *******de
Yaralı bir deniz gibi hıçkırdığını
Bir fanus altında sıkışıp kaldığını..
Aşkla kenetlenen kalplerimizin..
Me'yus olduğunu,bunaldığını
Biliyorum,hayal bekçisiyim..
Mehtabı arayan karanlıklarda
Yağmur yakışmıyorsa..
Güvercin gözlerine yakışmıyorsa yağmur
Nasıl açabilirim bulutlara derdimi
Nasıl geçebilirim mayınlı köprülerden..
Sellere karışan ayaklarımla
Yığılıp kalıyor en güzel umutlarım
Vurgun yemiş denizciler misali
Göğsümün katranlı sahillerinde
Zifiri saçlarıyla
İnfazıma ağıt yakan menziller
En salgın boşluğumu akıtıyor üstüme...
Ben mehtabı arayan bir hayal bekçisiyim
Ben sevda sokağının yoksul çiçekçisiyim
Ben kor merdivenlere göklerle tırmanırım
Kızgın güneş altında yemyeşil ıslanırım..
Ben mehtabı arayan bir hayal bekçisiyim..
Ben korsan bir geminin mahzun kürekçisiyim..
Ben yaklaşan saati beklerim odalarda
İhtilaller yaparım gözlerine dalar da.....
NURULLAH GENÇ
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 02:58 PM
HIÇKIRIKLAR
Saatler bitmiyor yapayalnızım
Gülmek istiyorum,gülemiyorum
Sensiz olmak mıdır hep alınyazım
Bilmek istiyorum,bilemiyorum.
Esirgedin nazlı,hilal kaşını
Harap ettin çiçek kokan başını
Yüreğime akan gözüm yaşını
Silmek istiyorum,silemiyorum.
Sanki her şey efsaneydi,masaldı
Ayrılık ruhumu elimden aldı
Gözlerim yollara takılıp kaldı
Gelmek istiyorum,gelemiyorum.
Göğüs germek için acılarıma
Titreyişlerime,sancılarıma
Seni bir kez olsun avuçlarıma
Almak istiyorum,alamıyorum.
Saçılan bir köpük olmak dilinde
Boğulmak saçının ince telinde
Sır gibi sonsuza değin kalbinde
Kalmak istiyorum,kalamıyorum.
Unutuyor beni sırlı gözlerin
İçimde bir yara işliyor derin
Kulakların,dudakların,ellerin
Olmak istiyorum,olamıyorum.
Bölerek uykunu rüyalarına
O kucak dolusu hülyalarına
Gece gündüz uçup aynalarına
Konmak istiyorum,konamıyorum.
Deli gibi aşık olsa da güle
Kim acır çöllerde öten bülbüle
Bir gün alev alev yanıp da küle
Dönmek istiyorum,dönemiyorum.
Hıçkıra hıçkıra ağlamaktansa
Başına karalar bağlamaktansa
Bu yüreği her gün dağlamaktansa
Ölmek istiyorum ölemiyorum.
Nurullah Genç
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 02:58 PM
HİCRAN RÜZGARI
Hicrân rüzgârıyım, işkence seli
Kuşandım sevginin intizârını
Mecnun, yüreğine saldığım deli
Bitmeyen bir aşkın ihtirâsını
Hicrân rüzgârıyım; alevden tahtım
Benliğim hasretle büyüyen bebek
Kerem'i Aslı'nın 'âh'ına yaktım
Kanatlarım ateş saçan kelebek
Hicrân rüzgârıyım; ellerim kanlı
Yağmur oldum, şimşek gibi parladım
Ferhat, dağı yaran bir delikanlı
Emrah'ı Selvi'ye müptelâ kıldım
Nurullah Genç
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 02:58 PM
HİCRANNAME
Aynalarda seni hissediyorum,
Hayal ırmağının çağıltısında
Umutların mecnun parıltısında
Rüyalarda seni hissediyorum...
Ey dost en güzelin nakışındasın,
Nurun karanlığa akışındasın,
Bir denizin şehla bakışındasın
Dalgalarda seni hissediyorum...
Şuledar eyleyip sundun elini,
Tayfuna çevirdin sevda yelini,
Tutuşturdun yüreğimin külünü,
Nevalarda seni hissediyorum...
Yürürken gecenin kalbine doğru,
Gönlümden beynime vuruyor ağrı,
Yalnızlık bir çöldür, ayrılık uğru,
Tenhalarda seni hissediyorum...
Akşamın renginde ay ışıgında,
Bir gül yaprağının kırışığında,
Bulutta, yağmurda, gökkuşağında,
Semalarda seni hissediyorum...
Hüzün gözlerinden ruhuma düşer,
İçim acılarla yoğrulur pişer,
Ey hicran yıldızı ahsen-i beşer,
Dualarda seni hissediyorum.
Nurullah Genç
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 02:59 PM
HÜZÜN
Yıllardır yitirdiğim güneşi arıyorum
Hüznümü kollarımla sımsıkı sarıyorum
Sanki dev bir kasırga emiyor yüreğimi
Yoksa bu derin acı ruhumun gömleğimi
Bu hayal,bu pelerin giyen esrarlı kadın
Uçan kelebeği mi,dudağımda feryadın
Kah görünüp kaybolan, kah konan pencereme
Kah demir yumruk gibi sıkışan hançereme
Nurullah Genç
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 02:59 PM
İKİ GÖZÜM İKİ ÇEŞME
Sen gideli ardında sadece hüzün
Bir de rıhtımların şarkısı kaldı
Senin senden öte bir şeyler olduğunu
Biliyorum, ama akşam oluyor
Ruhumu çöllere bırakıyorum
İki gözüm iki çeşme
Bir sarhoş kurşunla kanatları kırılan
Garip bir serçedir alınganlığım
Biraz kum ve kelebek
Bir de senin için geçtiğin yerlerde damla damla
Yüreğime bulaşan
Toprağın ah ü zar kalıntıları
Hala anlayamadım
Bizi bizden ayıran ısırgan otlarını
Sen orda, bulutların arasında sessizce
Ya da bilmem hangi şehrinde arzın
Garip bir türkünün ardında yürüyorsun
Benimse avuçlarında
Gözlerinden artakalan
Bir kaç yeşil renkli hayal denizi
İki gözüm iki çeşme
Neye yanıyorum, biliyor musun
Birleştiremedik kalplerimizi
NURULLAH GENÇ
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 02:59 PM
KALBİMİN MAHURU
Sen ki, gül bahçesinde kalbimin mâhurusun
Bir de hüzzâm yerine bana nihâvendi sun
O kâbus günlerin matemi unutulsun
Gülümse de ruhumun gözyaşları kurusun
Sen ki, gül bahçesinde kalbimin mâhurusun
Bir de hüzzâm yerine bana nihâvendi sun
Sevdamızı duyunca aynalar coştu bugün
Hayalimde efsunlu yüzün bir hoştu bugün
Seni gören ağaçlar, kuşlar sarhoştu bugün
Söyle niye penceren yine bomboştu bugün
Sen ki, gül bahçesinde kalbimin mâhurusun
Bir de hüzzâm yerine bana nihâvendi sun
Nurullah Genç
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 03:00 PM
KALIR
Hayat su misali süzülüp gider
Vahşi derelerin selinde kalır
Rüyasında gamlı bülbül ''ah'' eder,
Yankısı bir hayal gülünde kalır
Güneş doğar, batar; bir yıldız kayar
Ay hüzne bürünür, karalar giyer
O gün, feryadımı kainat duyar
Ruhum sonsuzluğun ilinde kalır
Gözlerim kararır; biter hevesim
Yokluğun sesinde kısılır sesim
Sevginle yaşayan, coşan nefesim
Siyah saçlarının telinde kalır
Günlerce gezersin hayalim ile
Nihayet varırsın sen de menzile
Kimsenin aklına gelmese bile
Bu sevda tarihin dilinde kalır.
Nurullah Genç
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 03:00 PM
KARANFİL
Beyaz bir buluttan birgün ansızın..
Bir karanfil düştü parmaklarıma.
Gözlerine kuşlar doldu bir kızın
Elleri karıştı ırmaklarıma..
Islak bir yürektir bende karanfil
Ruhum,kokusunun dilencisidir..
Haşim,bu bir alev damlası değil
Büyük yangınların habercisidir..
O kızıl bir deniz bense tenhayım
Onda umut,bende yalnızlık büyür..
Ne dünya sonsuzluk,ne ben dehayım,
İçimde sadece şairler uyur..
Bütün şiirleri söyleyen benim
Bütün çiçeklerin adı Karanfil
Her akşam bir yaprak olur kefenim
Haşim, bu bir alev damlası değil.
Nurullah Genç
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 03:00 PM
KAVUŞMA
Sana geliyorum yalnızlıklardan
Yürüdükçe hicran gülüyor gibi
Yüreğimde dağlar yükseldi kardan
Vuslat, ağır ağır ölüyor gibi
Gözlerim, buzlayan kanatlarıyla
Yorgun umutların peşinde her an
Düşlerim, şahlanan kır atlarıyla
Birer birer kopuyorlar zamandan
Kısalan yolların uzadığını
Kulağıma fısıldıyor her diken
Mehdabına gömdüm hayal çağını
Senden geliyorum sana gelirken
Nurullah Genç
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 03:00 PM
KOPARDIN
Bir hicran çölüne bıraktın beni
Kalbine girdiğim yolu kopardın
Yaydın üzerime yalan gölgeni
Adını andığım dili kopardın
İçimden boşluğa savruldu külüm
Hüznün ateşiyle yandı kakülüm
Yıllardır ruhumda öten bülbülün
Her seher konduğu dalı kopardın
Uzattıkça sana boş ellerimi
Birer birer yıktın hayallerimi
Bilmem, ölü müyüm, yoksa diri mi
Saçımdan sim siyah teli kopardın
Gönlümde aşkınla hergün yeşeren
Göğü yıldız yıldız önüme seren
O güzel, bembeyaz gülü kopardın
Nurullah Genç
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 03:01 PM
NEREDEN BİLECEKSİN
O eski hülyaların sahile vurduğunu
Yakama bir muamma taktığım gün hatırla
Gurbetin mahşerimde bir sıla bulduğunu
Dağlar gibi eriyip aktığım gün hatırla
Nereden bileceksin, şehrin sokaklarında
Kaybolan ışıkların gözlerim olduğunu
Her seher yüreğimde açan karanfillerin
Her akşam ellerimde sararıp solduğunu
Nereden bileceksin
Kim bilir, belki bir gün kapıma geleceksin
Siyah tüylü martılar yorgun pencerelerde
Benimle ağlayacak benimle güleceksin
Göğsümde ızdırabı Deniz fenerlerinin
Hayatımdan fışkıran hüzne gömüleceksin
Her şairin bir gülle bahtiyar olduğunu
Bir sana bir göklere baktığım gün hatırla
Gönlümün kahrın ile ihtiyar olduğunu
Sigaramı sessizce yaktığım gün hatırla
Bilemezsin içimde bir denizdir yaşamak
Sen denizin en uzak noktasında şen şakrak
Ben kırgın dalgalarla avunurum derinde
Gemilere yosunlu mendiller bağlayarak
Nereden bileceksin fesleğen köklerinin
Hercai bulutlardan bıkıp usandığını
Ansızın kayıveren yıldızların ardında
Vuslatı bekleyen bir kalbin yandığını
Nereden bileceksin
Yağmura boyun büken susuz topraklar gibi
Kim bilir belki bir gün kapıma geleceksin
Sinesinde bi-vefa bir sırrı saklar gibi
İnfazına yürüyen ölü tutsaklar gibi
Gözlerinin hicranlı yaşını sileceksin
Tatlı bir rayihanın göklere dolduğunu
Irmaklara karışıp aktığım gün hatırla
Gölgelerin ruhumu görüp kaybolduğunu
Mavi bir şimşek gibi çaktığım gün hatırla
Gülümse ve uzaklaş çünkü anlayamazsın
Bu kopan fırtınayı Yusuf'un yüreğinde
Koyu bir çaresizlik ayinidir yalnızlık
Züleyha'nın menekşe büyüyen gözlerinde
Nereden bileceksin kayalara tutunan
Devlerin birer birer vurulup öldüğünü
Rüyaları süsleyen eşsiz mücevherlerin
Bir dervişi görünce yere döküldüğünü
Nereden bileceksin
Kim bilir belki bir gün kapıma geleceksin
Kollarında rüzgarlı bir deprem karanlığı
Kapı aralığında sessizce gireceksin
Işıldayan bu gönül şahikası önünde
El pençe divan durup sen de eğileceksin
Bülbülün lalezardan neden kovulduğunu
Bu hayal zindanını yıktığım gün hatırla
Balığın susuz kalıp suda boğulduğunu
Acılar evreninden çıktığım gün hatırla
Nurullah Genç
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 03:01 PM
NUYAGEVA
Doruktan uzattıkça mercan bakışlarını
Bazen güneşe bakan gülleri hatırlarım
Yaprakları en ücra yıldız kanatlarından
Ezgiler sağnak sağnak iner dudaklarından
Bazen fosforlu bir gemi belirir ufukta
Köpürür ülkemin siyah koylarında
Aralayıp susamış mekan bulutlarını
Doruktan uzattıkça mercan bakışlarını
Bazen bir kapı açılır rüyalarımda
Sonsuzluk çiçek tozu, dökülür avuçlarıma...
O nasıl maceraydı, o nasıl düştü
Çevresine ihtilal kuzgunları üşüştü.
Ay görünce düzenli ışıyan gözlerini
Hıçkırıklı bir mendil gökten kıyıya düştü
Öyle maktul bir esaret boşaldi ki doğudan
Köleler ata bindi, sultanlar yaya düştü
Nuyageva bir gümüştü, tılsımlı bir gülüştü...
Nurullah Genç
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 03:01 PM
O AKŞAM
Işıklı tellerine takıldı ayaklarım..
Karşımda alev alev duran kirpiklerinin..
Kapattın yüreğimi karanlık evlerine
Bana kim olduğumu soran kirpiklerinin..
O akşam yakamozlar gibiydi bakışların..
Akdeniz gözlerinin damlasıydı o akşam..
Sağnak sağnak boşaldın çorak topraklarıma
Tebessümün göklerin cilasıydı o akşam..
Bir anda kelepçeli buldum ellerimi
Varlığın gurbetimin sılasıydı o akşam
Dağları birer birer devirip sana gelmek
Gönlümün en ateşli duasıydı o akşam..
Sakıncalı saatler yaşadım yollarında..
Yüzün sanki sonsuzluk şuasıydı o akşam..
Aldandım bulutlara uzanan ellerine
Bu sevda ömrümün son sevdasıydı o akşam..
Gülleri,sümbülleri kıskandıran endamın
Merhametsiz derdimin devasıydı o akşam..
Oysa anlayamadım ızdırap olduğununu
İçimde bir heyula,bir serap olduğunu
Her lahza çöktüğünü ve harap olduğunu..
Bilemedim ne deniz ne mehtap olduğunu..
Meğer kalbin kalbimin belasıydı o akşam....
Nurullah Genç
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 03:01 PM
ODASINA
Birgün seni müzeler cavidanı sayarlar
Ruhumu mumyalayıp mahzenine koyarlar
En güzel rüyaları koynunda gördü gülüm
İffetli aynalarda saçını ördü gülüm
Bilmiyor, hayalini duvara astığımı
Volkan gibi konuşup, kan gibi sustuğumu
Hangi köşene koydu oyuncak bebekleri
Ayıları, kuşları, ıslak kelebekleri
Kitaplar okudu mu acılarıma dair
Düşlerine girdi mi kan tüküren bu şair
Şair ki, doludizgin bir yangında bunalan
Kendi ruhundan kopan çığın altında kalan
İçinde ne belalı yolların kıvrandığı
Cinnetlilerin bile O?nu deli sandığı
Bir dünya atlasında vesikalık bir adam
Ardında gölgesiyle kıvrılan puslu idam
Ey nesih yüzlü oda, söyle bana derinden
Birgün bu gam heykeli ölürse kederinden
Gülüme haber salıp çığlıklar atarmısın
Sen de soylu şairi bir pula satar mısın
Nurullah Genç
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 03:01 PM
ÖPÜLÜRDÜ ALNIMIZ
Korkmazdık geceden, silah sesinden,
Sular kirlenmezdi avucumuzda
Uçardık göklerin penceresinden
Yıldız ülkesine, mavi sonsuzda
Gönlümüze henüz gelmemişti güz,
Sevgi sürülürdü ekmeğimize,
Neşeyle evcilik oynardık gündüz
Bereket dolardı evlerimize
Ölümü bilmezdik öldürmeyi de
Yaprak dökmemişti umutlarımız
Gözünü kırpardı gece, aydede
Mehtabı süslerdi bulutlarımız
Toprağın gözleri millenmemişti
Babamız oyuncak derdi mermiler...
Denizler tutuşup küllenmemişti
Balıklara arkadaştı gemiler...
Kurşunlanmaz öpülürdü alnımız
Çiçekler sevginin işaretiydi,
Geçip gitti o mutluluk çağımız,
Ruhumuz kederden elbise giydi...
Nurullah Genç
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 03:02 PM
ÖTEDEN GELEN ŞİİR
O aşk, kalbime çöken ağır bir yüktü Rabbim
O aşk, ruhumun bile belini büktü Rabbim
O bir masal kızıydı, anlamadı dilimden
Kelebekler misali uçup gitti elimden
Yarattığın kıvılcım her şeyi yaktı Rabbim
Kaderim bana yalnız Sen'i bıraktı Rabbim
Görmüyor saatlerin sararıp solduğunu
Bilmiyor mezarımın kendisi olduğunu
Bozkırımda yeşeren gül sızımdır o benim
Göklerime koyduğum yıldızımdır o benim
Hayrandım, kapısından kovduğu ânda bile
Hangi bülbül beddua eder dünyada güle
Orda nefesim soğuk, sesim boğuktu Rabbim
O'na baktığım ânda bile o yoktu Rabbim
Irmak denize aktı; ruhum şimdi Sen'dedir
Hayatta bütün mâna bir parça kefendedir
Âh benim yeryüzünde oyalanan kaderim
Sonsuzluk tezgahında mayalanan kaderim
Tanyerinde ânsızın geceyi yaktı Rabbim
Senden bana akşamsız Seni bıraktı Rabbim
Nurullah Genç
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 03:02 PM
SEN GELİYORSUN
Sen geliyorsun; kuşlar geliyor bahçelerden
Papatya kokusu bir de, sen gelmeden önce
Nasıl tanıyorum bilsen geçtiğin sokakları
Biraz mahmur oluyor bakışları, fersiz, çaresiz
Ölü kelebekler görüyorum sokak köşelerinde
Duvar diplerine bırakılmış acılar
Yorgun ihtiyarlar bir de, gençliğini arayan
Sen tüm sokaklardan geçmişsin meğer
Hangisine baktıysam rengi bembeyaz
Bir dokun bin ah işit pencereden
Bir asker ağlıyor kenarında sessizce
Yavuklusunun adını unutmuş gözlerinde
Ne zaman biteceğini askerliğinin
Nereye gideceğini, kim olduğunu
Aklının karıştığı mahzenlerde
Bir adam izlerine bakıyor delice
Şimdi sen geliyorsun, biliyorum
Hayallerim geliyor, umutlarım, mutluluğum
Hiçbir şeyi görmüyor gözlerim
Gireceğin kapıdan başka
NURULLAH GENÇ
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 03:02 PM
SENİ BENİM KADAR SEVMEYENLER SENİ BENDEN FAZLA SEVEBİLİR Mİ
Seni benim kadar sevecek olan
Başını taşlarda çürütmelidir
Yarasına dikenleri sarmalı
Kalbinde dağları yürütmelidir
Gözleri her sabah başka bir çeşme
Her akşam krater, her gece duman
Gökleri günboyu alevlenirken
Boynunda bir kement olmalı zaman
Yollar düğüm düğüm boğmalı onu
Izdırap sızmalı baktığı yerden
Kaplan tutuşmalı, kurt inlemeli
Saçından bir teli yaktığı yerden
Sana benim kadar tutulmak demek
Vurulmak demektir kartallar gibi
Tâcını, tahtını kaybetse bile
Gülümseyebilmek krallar gibi
Seni benim kadar sevecek olan
Ruhunu kapından kovabilir mi
Seni benim kadar sevemeyenler
Seni benden fazla sevebilir mi
Nurullah Genç
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 03:02 PM
SESSİZLİK
Korkunun parmakları uzandı boğazıma
Parçalandı bir anda ruhumun yelkenleri
Son mutluluk sesleri inince kulağıma
Kapladı her tarafı sessizlik dikenleri
Dört mevsimi bir arada yaşadım ve ürperdim
Oynadım bu çileli oyunda son rolümü
Her adımda bir korkunç âkibeti bekledim
Her adımda seyrettim yeniden öldüğümü
Çaresiz, duyulmaya başladı vuruşları
Gözlerimin önüne serilince yüreğim
Kanatlandı semaya sessizliğin kuşları
Anladım; sessizliğe ben de gömüleceğim
Nurullah Genç
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 03:02 PM
SİTEM
Benden anlamadın şiirden anla
Senin gülüşünle yaşadığımı
Akşamı ettiğim senden kalanla
Sabaha seninle başladığımı
Benden anlamadın şiirden anla
Nurullah Genç
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 03:03 PM
SİYAH GÖZLERİNE BENİ DE GÖTÜR
Daha dokunmadan kurudu irem
Çöllere bir türlü yağamıyorum
Yeni bir koşunun başlangıcında
Biraz deprem sonrası
Biraz şehir hülyası
Bir kalp yangınından geriye kalan
Siyah gözlerine beni de götür
Artık bu yerlere sığamıyorum.
Pembe uçurtmalar yolladığından beri
Sarardı tiryaki menekşeleri
Sonbaharın tozlu kafeslerinde
Sevgi turnaları yakalıyorum
Turnalar gidiyor; ben kalıyorum
Avareyim, asudeyim, yorgunum
Bilmiyorum neden sana vurgunum
Erzurum garında banklar üstünde
Uyku tutmuyor karanlıkları
Yitik düşlerimi kovalıyorum
Gölgeler gidiyor; ben kalıyorum.
Binbir türlü kokuyorsa yaylalar
Siyah gözlerine beni de götür
Baharın koynundan koparıp sana
İpek bir mendile sardığım yüreğimle
Şehzade gülleri gönderiyorum
Umutlar kalıyor; ben gidiyorum.
Bütün yelkenlileri, deniz fenerlerini
Kaptanları sorgulayan
Yanından geçen küheylanların
Korku tufanına yakalandığı
Siyah gözlerine beni de götür
Güneş ülkesinden gelen yiğitler
Benzeri olmayan bir dünya kursun
Cellat, ayrılığın boynunu vursun.
Usul usul intizarı çürüten
Bu hercai diken, bu çılgın arzu
Sürüklüyor imkansız muştuların
Eşiğine gönül vadilerini
Bir ağaçtan düşen yapraklar gibi
Düşüyorum tanyerine
Ya topla yaralı kırlangıçları
Ya da bu vefasız şarkıyı bitir
Özgürlüğe giden tutsaklar gibi
Siyah gözlerine beni de götür.
Nurullah Genç
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 03:03 PM
SÜKUT-U HAYAL
Böyle mi olacaktı türkülerin son hâli
Ezgilerden sorulur küfürlerin vebâli
Ayna kırıldı; hasret divanında gül soldu
Papatya uçarı bir zakkum oldu
Kuğu gölün en susuz noktasında boğuldu
İvedî bir kavgadır tenhâ da ömür
Direniyorum
Direniyorum ki, aşk yenilmesin
Zenginlere, cinayet erbâbına
Böyle mi olacaktı mutluluğun son hâli
Kahkahadan sorulur hıçkırığın vebâli
Bir milat öncesi kalıntı gibi
Zulme açılıyor gizli kapılar
Sanki bütün yüzler çalıntı gibi
Çocuklarda bile kan kokusu var
Hayat bir dramdan alıntı gibi
Tabut kırılıyor; ağlıyor mezar
Aşk elden gidiyor; durmamalıyım
Yosunlu hayaller kurmamalıyım
Ölümün ardına düşüp gün boyu
Kırmızı camlara vurmamalıyım
Böyle mi olacaktı değirmenin son hâli
Bereketten sorulur kuraklığın vebâli
Güya bütün umutlar ülkeme dolacaktı
Güya ülkem göklerin yolunu bulacaktı
Neden hafif tartıyor yüreğimi terâzi
İntizarın mavi dengelerini
Yıkıyor sonunda leylâ
Direnmeliyim
Direnmeliyim ki, aşk yenilmesin
Yoksullara, kürek mahkumlarına
NURULLAH GENÇ
F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 03:03 PM
YALNIZSIN
Bir akşam ışıkların dağlara güldüğünü
Bir akşam bulutların seyre döküldüğünü
Görürsün hasretiyle sabah ezgilerinin
Bir akşam gözlerin ufka dalar pek derin
Kuşlar öter, uçuşur yeşil dallara konar
Umutlar yaprak yaprak alevlenir de yanar
Son mutluluk sesleri dökülür dudaklardan
İnsanlar gölge gibi çekilir sokaklardan
Rüzgar okşamaktayken anne gibi tenini
Gecenin kolları sessizce yakalar seni
Anlarsın gözlerinin dolup boşaldığını
Anlarsın yalnızlığı ve yalnız kaldığını...
Nurullah Genç
vBulletin® v3.8.11, Copyright ©2000-2025, vBulletin Solutions Inc.