PDA

Tam Sürümü Görüntüle : Birkaç korku hikayeleri


F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 05:28 PM
Ben öldüm galiba

Mezbahadan et taşıyan bir tırın sabahın erken saatlerinde yüklenip bir an önce yola çıkması gerekiyormuş. İşe sabahın kör vakti gelen işçiler, tırı yüklemeye başlamışlar. Alelacele işi bitirmişler. Tırın şoförü arkadaki soğuk hava deposunun kapısı kapatılır kapatılmaz yola çıkmış. Ancak son eti çengele takmaya uğraşan işçinin içeride kaldığını kimse farketmemiş. Uyku sersemi olan işçi de başına gelen korkunç şeyi, ancak tır hareket edince farkedebilmiş. Tır hiç durmadan 8 saat yol alacağından, arkadaşları kaybolduğunu farketmezlerse donarak öleceği kesinmiş.

Bir süre duvarları yumruklamış ama sesini duyuramayacağını biliyormuş. Bir süre sonra üşümeye başladığından hareketleri yavaşlamış ve bir kenara çöküp ölümü beklemeye başlamış. Oturup kaçınılmaz sonunu beklemeye başlamış ve cebinden çıkardığı kağıt kaleme yazmaya başlamış. 1. saat: çok üşüyorum; 2. saat: her yerim uyuşuyor; 3. saat: ayaklarımı hissetmiyorum; 4. saat: donarak ölmek istemiyorum, kalemi tutucak gücüm kalmadı, ellerim dondu...

Tır etleri teslim edeceği yere geldiğinde şoförü dondurucunun kapısını açınca içerisinin soğuk olmadığını farketmiş. Sabah yola çıkarken aceleden dondurucuyu çalıştırmadığını hatırlayan şoför, lanetler okurken köşede büzülmüş yatan işçiyi görmüş. Adamın uyuyakaldığını sanan şoför, işçiyi sarstığı halde uyandıramamış.

Polis olaya el koymuş, şoför tutuklanmış. Bir müddet sonra adli tabip raporunda işçinin ölüm nedeni vücut ısısının hızla düşüşü olduğu açıklanınca temize çıkmış. Meğerse talihsiz işçi psikolojikman ölmüşmüş.

F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 05:28 PM
Hayalet Otostopçu

Adamın biri, bi cumartesi gecesi evine dönüyomuş. Birden 15-16 yaşlarında sevimli bi kızın yolun kenarında otostop yaptığını görmüş. Adamın da aynı yaşlarda iki kızı varmış. Hemen arabayı kızın yanına yanaştırmış, “Gece yarısı böyle ıssız bir yerde n’apıyosunuz Allah aşkına? Bu saatte otostop mu yapılır?” demiş. Kız, “Uzun hikaye. Rica etsem beni evime götürür müsünüz? Buraya çok yakın. Bu iyiliğinizi ömür boyu unutmam” diyerek arka koltuğa oturmuş.
Kızın üzerinde cicili bicili, hoş bi elbise varmış. Evinin adresini vermiş. Gerçekten de yakınmış ev. Adam eve vardığında önünde durmuş, “İşte geldik küçük hanım” diyerek arka koltuğa dönmüş ama arkada hiç kimse yokmuş. Gözlerine inanamamış taabi. Hemmen arabasından inip evin kapısını çalmış. Beyaz saçlı, çok yorgun görünen yaşlı bi kadın açmış kapıyı. Adam heyecanla, “Bana inanmayacaksınız ama yoldan küçük bi kız aldım. Bana buranın adresini verdi ama tam geldiğimizde...” Yaşlı kadın adamı susturmuş, “Biliyorum, biliyorum” demiş, “Sonra da ortadan kayboldu di’mi? Bu başımıza ilk defa gelmiyo. Her cumartesi akşamı aynı şey olur...”

Meğer kız bi cumartesi gecesi diskodan dönerken trafik kazası geçirmiş ve oracıkta ölmüş. Şimdi her cumartesi gecesi kazada öldüğü yerden otostop yapıp evine gelmek istiyomuş ama bunu bugüne kadar başaramamış. Kadın bunları anlatırken adamın gözü piyanonun üzerindeki kızın fotoğrafına ilişmiş. Evet, kız aynı kızmış ve üzerinde de aynı elbise varmış.

F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 05:28 PM
Öldüren Saç Modası

1970'lerde, saçları dimdik, yukarıya doğru kalıp gibi yaptırmak moda olmuş. Buna uymak için insanlar saçlarını yaptırıyo, haftalarca da yıkamıyolarmış. Bir liseli kız, okulundaki en yüksek saç yarışmasını kazanmak için saçlarını bu şekilde yaptırmış. Eve dönerken saçları örümcek ağına takılmış ama farketmemiş. Okuldaki yarışmayı kazandıktan sonra saçlarını birkaç hafta yıkamamış. E havasını atacak ya, banyoya kafasına bi torba geçirip giriyomuş.

Bi gün okulda sınav olurken kız aniden, şak diye bayılmış. Hastaneye kaldırmışlar, fakat maalesef kurtaramamışlar. Doktorlar ölüm nedenini anlamak için otopsi yaparken, kızın saçlarını aralayınca morgu binlerce örümcek basmış. Meğerse kızın takıldığı ağdaki örümcek, kafasının içine yumurtlamış ve o örümcekler sonraki birkaç hafta da kızın kafa derisini kemirip beynine girmişler. Bu olaydan sonra Amerika'da, saçlarını öyle havaya doğru yapanlara rastlanmamış

F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 05:28 PM
Bu Nasıl Rüya??

Muğla'nın Milas kazasında orta yaşlı bir adam, bir gece rüya görmekledir. Kendisi ölmüştür. Yıkarlar, kefenlerler ve mezara defnederler. Rüya çok net ve berraktır. Adam mezara konduktan ve üzeri örtüldükten sonra kapkaranlık bir yerde kalır. Bir müddet sonra sağ tarafında bir menfez açılır ve iki kişi girer. Bunlar kendilerini münker ve nekir olduğunu söylerler. Kendisini alıp o menfezden geçirerek geniş bir sahaya, pazar gibi bir yere getirirler.

Bir üzüm tezgahının başına geçirerek karşısından gelen bir zata üzüm satmasını söylerler. Münker ve nekir de kendisinin sağ ve solunda muhafız gibi durarak satışa nezaret ederler. Kendisinin alışverişte cüzi bir haksızlık yaptığını gören münker ve nekir hemen tezgahın başından alarak çok büyük bir kapının yanına getirirler. Kapı kale kapısı gibi çok büyüktür. Kapının yanına gelir gelmez kapı kendiliğinden açılır. Rüya sahibinin o anda gördüğü manzara çok korkunçtur. Müthiş bir yangın ve içerisinde yanan insanlar vardır, insanlar bir taraftan yarmakta, bir taraftan da derileri ve vücutları tazelenmektedir. Yanan insanların çıkardıkları feryatlar dayanılır gibi değildir. Münker ve nekir adamı, meydanın tekrar ortasına getirirler. Kendisine cezanın orda görüldüğü gibi yanarak mı, yoksa bir başka şekilde verilmesini mi istediğini, hangisine razı olduğunu sorarlar. Adam gördüğü o müthiş yangında yanan insanların yanmasındaki cezaya razı olmayıp bir başka cezaya razı olduğunu söylemesi üzerin birdenbire vücudunda binlerce derece bir hararetin baş gösterdiği bütün bir dehşetiyle hisseder. Dayanılmaz bir ızdırap, çekilmesi mümkün olmayan acı ve azap başlamıştır. Avazı çıktığı kadar feryat ve figana başlar. (Bu anda dönelim rüyanın geçtiği adamın evine, adam gerçekten avazı çıktığı kadar bağırmaya başlıyor, vakit gece yarısı, karısı uyanıyor, bitişik odadaki yetişkin iki oğlu uyanıyor. Konu komşu duyup geliyor, adam bağırıyor, yanındakiler uğraşıyorlar, fakat bir türlü uyandıramıyorlar. Bütün uğraşmalar nafile, adam bir türlü uyanamıyor.) Dönelim gene rüya içindeki adamın hararetten yani içerisine düştüğü yangından bütün vücudu fokur fokur kaynıyor ve dayanılmaz bir hal alıyor. Feryatlar dayanılmaz şekilde... Bir müddet sonra münker ve nekir'in müdahalesiyle ceza tatbiki sona erdiriliyor. Ve adama deniliyor ki, "işte gördün ve anladin ki ufak bir hatanın cezası bu. Şimdi seni tekrar, dünyaya iade ediyoruz. Bundan sonra yaşayışını buna göre tanzim et. Bu müsaadeden sonra rüya sahibi uyanır amma, simsiyah olan saçlarıda rüyanın dehşetiyle bembeyaz olur...

F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 05:29 PM
Kafaları Kopmuş İngiltere aniden bastıran sisiyle ünlüdür. Yine sisin yoğun olduğu bir gün kadının biri şehirlerarası bir yolda arabasıyla seyahat ediyormuş. Sabahın erken saatleriymiş. Sis yüzünden pür dikkat ve olabildiğince yavaş gidiyormuş. Derken yolun iki tarafında oldukça garip açıyla park etmiş iki araba görmüş. Önce korkmuş. Ama merakına yenik düşmüş ve arabasını biraz ileride güvenli bir yere çekmiş.

İhtiyatla ilk arabaya yaklaşmış. Her halinde savrularak durduğu belli olan otomobilin görünen bir hasarı yokmuş. Otomobilin etrafında dolaşan kadın şoför mahalinde yan koltuğa doğru yatmış bir adam olduğunu görmüş. Açık pencereden içeri uzanarak, adama seslenmiş. Yanıt alamamış. Bu arada farkında olmadan kapıyı tutunca eline yapışkan bir şey bulaşmış. Alacakaranlıkta eline bulaşan şeyin önce ne olduğunu anlayamamış, ama birden bire jeton düşmüş. Elindeki kanmış.

Panik içinde arabasına koşmuş. Son sürat en yakın yerleşim yerine gidip, polise durumu anlatmış. İngiliz polisi hemen harekete geçmiş. İki arabanın bulunduğu yere vardıklarında, olağanüstü tedbirler alarak arabalara aynı anda iki ekip halinde yaklaşmışlar. Biraz sonra her iki ekip lideri, polis müdürüne arabalarda kafası kopuk birer ceset olduğunu rapor etmişler.

Bir süre sonra cesetlere ait iki kafa bulunmuş. Kafaların her ikisi de darmadağan olmuş vaziyetteymiş. Otomobillerde ise hiç bir hasar yokmuş, cesetlerde başka bir darbe de. Kafalar ise kesici bir aletle kesilmemiş, güçlü biri ya da bir şey tarafından sanki bir serçe kafasıymış gibi çekip kopartılmışa benziyormuş. Polisler bu işin içinden bir türlü çıkamamış. Olaya İngiliz gizli polisi MI5 el koymuş.

MI5'da yeni kurulan seri katil araştırma birimi, olay mahalini didik didik incelemiş. İki gün sonra MI5 karargahına bu esrarengiz olay hakkında bir rapor ulaşmış. Dehşet verici bu olay, aslına basit bir trafik kazasıymış. Raporda olay şöyle anlatılıyormuş. Yoğun sise rağmen hız yapan iki sürücü de bellerine kadar sarkarak yolu daha iyi görmeye çalışıyorlarmış. Karşı yönlerden gelen bu iki otomobildeki sürücüler hızla gelen diğer otomobili çok geç farketmişler. Kafaları birbirine hızla çarpınca, ikisinin de kafası kopmuş....

F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 05:30 PM
Şeytan Yıl 1994 temmuz ayı cumartesi akşamı.. Ben ve kardeşim o akşam yemek yiyorduk ve aniden zil çaldı, kapıyı annem açtı.Kapıda olan kişiler arkadaşlarımdı ve bizi aşağıya çağırıyorlardı saat 10.00'na geliyordu sofradan kalkar kalkmaz aşağıya indik arkadaşlarımızla her gece korkunç hikayeler anlatırdık, (Gece dedim çünkü sabahlara kadar oturur hikayeler anlatır oyun oynardık) her kafadan bir hikaye çıkardı ortaya ama birbirimizi korkutmak için yarış yapardık.O akşam herkez hikayesini anlattıktan sonra oyun oynamaya karar verdik, o zamanlar 11 yaşındaydım ve saklanbaç oynamayı çok seviyordum. Ebe saymaya başladığında herkes yerini almıştı ve bende, tabiki ben o anki olacak olaylardan haberdar değildim, kim bilirdiki şeytanı karşımda göreceğimi neyse konuya geçelim ben yerimde ebenin saymayı bitirmesini bekliyordum ebenin saydığı binanın yan tarafındaydım ebebin sayması bitmediği için sıkıntıya girmiştim o, an arkamı dönmemle dona kalmam bir olmuştu şimdi şeytanla karşıkarşıyaydım o herkesin bildiği gördüğü bir tipten değildi (tabii ki görenler için..) 2 metre boyu,yumruğum kadar iri ve kıpkırmızı gözleri çatal biçiminde uzun asası 2 adet iri buynuzları ve üstünde siyah birşeyi vardı ama ayakları yoktu evet yanlış okumadınız ayakları yoktu adeta uçuyordu o, anda vücudum çözülü vermişti hemen bahçenin ortasındaki kuyunun arkasına saklanmıştım ebe ağladığımı duyunca hemen arkadaşlara haber verdi bu şeytanı yakın arkadaşımda görmüş ve oda çok korkmuştu. (ismini vermeyeceğim.) Ve bu olaylardan sonra her pisliğin yanında cinlerin olduğuna şaitlik ettim. Ertesi sabah şeytanı gördüğüm yere geldik orada bulunan ev bomboştu evin içinde bir el vardı ve sanki el bizi seyrdiyordu önce inanmadık sonrada banyoda gördük ev zemin kattaydı banyonun penceresinden içeri yumurta kartonu attık ve karton geri geldi ve bu olay bi kaç defa gerçekleşti ne zaman oraya gitsek üst kattakilerin kızını yerde baygın buluyorduk ve bu olaydan sonra bişey farkettimki ne zaman korkunç hikayeler anlatsak ozaman kötü şeyler oluyordu ama anlatmayıda seviyorduk. Bu yüzden siz siz olun sakın korkunç şeylerden bahsetmeyin eğer cinlerden bahsedecekseniz kötü varlıklar diye konuşun, bunu sakın unutmayın...

F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 05:30 PM
180 Soru 180 Cevap 180 SORU 180 CEVAP
Olmuyordu...Evet gene istediği neti yapamamıştı.180 soru olmasına rağmen o ancak 90-100 net arasında yapıyordu.Bazıları için bu rakam çok yüksek gelebilirdi ama onun için en az 150 net yapmak gerekliydi.Ya kalan bir ayda yemeden,içmeden soru çözecekti ya da...
O zor olanı seçmek yerine gidip en kolay ve en tehlikeli yolu seçmişti.''EVET EN YÜKSEK NETİ YAPAN ARKADAŞLARINI ÖLDÜRECEKTİ!!! ''Hemen Hazırlıklara başladı.Ya üniversiteyi kazanamazsam diyerek biriktirdiği dersane parasını sniper silah almaya harcadığını annesi bir duysa..İçinden gülümsedi,acaba bir sorun çıkar mı diye düşündü.Ama doğru ya o artık 18 yaşındaydı.İstediğini yapabilirdi.
İçinde nedense bir korku vardı.Dersane birincisi olan A.'nın evinin karşısındaki çatıya çıktı.Kalbi filmlerdeki gibi hızlı atmıyordu.Aksine acaba yaşıyor muyum diyerek kendine çimdik attı.Mermiyi silaha yerleştirdi ve 'BAMM'... İşte yapmıştı. İçinde bir sıcaklık aynı zamanda da bir hüzün vardı,ve hüzün ağır bastırınca gözlerinden yaşlar damladı.Düşündü, eğer aynısını ona bir başkası yapsaydı ne olurdu.Annesini gözlerinin önüne getirdi ve oradan uzaklaştı.
Evet...Bu da bitti diye düşündü.A.'nın ölümünden 1 ay eçmişti ama onu hala kimin öldürdüğü bilinmiyordu.Ve bu da 10.'su dedi,silahını sakladı,yağan kara aldırmadan evine gitti.
Bu da 180.'ci dedi.Artık öyle ağlamalar falan yoktu.İçini ne biraz sıcaklık, ne de biraz da hüzün vardı.Taş gibiydi.Ayrıca kaç aydır dersaneye de gitmemişti.Öyle ya aylardan mayıstı artık.ÖSS'ye ne kalmıştı ki...
Yine odasındaydı,yine elinde o berbat sınav karnesi duruyordu.Ama tek fark,puanının baraj olan 180'in bile altında olmasıydı.Ama nasıl oldu diye düşündü.Halbuki neredeyse herkesi öldürdüm dedi.O anda gözü sniper'ına takıldı.Acaba..?
Ve yine eskisi gibi vücudunu sıcaklık kapladı.Ama bu sefer bildiğiniz sıcaklıklardan değil,yakıcı,kavurucu,ızdırap verici bir sıcaklıktı bu.Etrafına baktı.Etrafını arkadaşları A. ve diğerleri kaplamıştı.Ellerine bir baktı,hepsinde benim silahım var diye düşündü.A. ona yaklaştı:
Birinci soru:Bizi niye öldürdün? dedi.O çok korktu ve bulunduğu yerin cehennem olduğunu unutarak:
Sizi ben öldürmedim,şeytan öldürdü dedi.
A. Bu cevabı beklercesine:
Yanlış, dedi ve demesiyle katilini kafasından vurdu.
Bu kaçıncı bilmiyordu.Etrafındaki heryerden kan fışkırıyordu.Bir başka arkadaşı da aynısını yaptıktan sonra kendisine bir baktı,ama ben bunları böyle düşünmedim ki dedi.
Bu sonuncusu dedi diğer bir arkadaşı.O da katilini kafadan vurduktan sonra baktı.O güçlü katili,'ÖLDÜRÜN BENİ' diye sayıklıyordu.A. öne çıktı ve:
'ALDIN MI 180 SORUNUN CEVABINI' dedi...

F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 05:30 PM
Mezardan Gelen Ses Bir aile anne,baba, bir kız ve erkek bunlar evlerinin yanması sonucu ölmüşler ve hepsini aile olarak yanyana gömmüşler fakat her gece yarısı mezarlıktan ilginç sesler geliyormuş bu orada yaşayan birçok kişi tarafından duyulmuş, sonra içlerinden bir tanesi o seslerin nerden geldiğini anlamak için gece yarısı mezarlığa gitmiş yine başlamış sesler sanki kavga sesleri gibiymiş adam seslerin geldiği yöne gitmiş ve sesler o ailenin mezarından geliyormuş.Sonra mezarı kazıp bakmaya karar vermiş halk mezarı açtıklarında çok ilginç bir manzarayla karşılaşmışlar annenin olması gereken yerde kız,erkek çocuğun olması gereken yerde de baba yatıyormuş herkes şaşırmış bunları yine eski yerlerinde koymuşlar ve mezarı kapatmışlar fakat kavga sesleri bitmek bilmiyormuş tekrar açıp bakmışlar yine aynıymış manzara bu kez düzeltmemeye karar vermişler sadece mezar taşlarının yerlerini değiştirmişler o günden sonra bir daha hiç ses gelmemiş.Oradaki halka göre o sesler o ailenin yaptığı yer kavgasının sesleriymiş...

F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 05:30 PM
Kahverengi Pijamalı Adam Dedem öldükten (daha doğrusu gömüldükten) sonra teyzemler komşularıyla ona kuran okuyorlarmış... Bunu bana teyzem kendi anlattı bu arada, neyse bir komşusu dua okurken karşı koltuğa bakıyormuş, teyzem de bir yandan dua okuyup, bir yandan etrafına bakınıyormuş, ezberindeymiş dualar herkesin neyse, bu komşu dua okurken birden donakalmış... Dudakları kıpırdamıyormuş, kadın koltukta geri geri gidiyormuş ve bembeyaz olmuş... Tabi teyzem duayı bitirip amin dedikten sonra kadının yanına gitmiş ne oldu falan diye sormuş kadında tık yok...
Teyzem kadını dürttüğü anda kadın tekrar eski haline dönüp duayı bitirmiş, amin deyip yüzünü sıvazlamış ve direkman ağlamaya başlamış... Teyzem yine sormuş kadına nooldu diye, kadın yanıtlamış:
"Ben dua okurken birden karşı koltukta kahverengi pijamalı bir adam belirdi, dua okuyordu aynı benim gibi... Sonra sen dokununca kendime geldim ve duayı bitirdim, adam kafasını kaldırdı, baban olduğunu anladım" demiş. Ve devam etmiş:
"Ben yüzümü sıvazladıktan sonra adam kafasını kaldırdı, eminim babandı", demiş. "Gülümsedi, el salladı ve kayboldu, bende kendimi tutamadım demiş"

Neyse ben detayları anlatım, dedem sigara yüzünden damarları tıkandığı için öldü ve diyaliz makinasına bağlı yaşıyordu, son sözleri de "Diyaliz" olmuş zaten... Dedem hastanedeyken bir kahverengi pijama giyiyordu hep ve dua okuyan kadın dedemin hiç ziyaretine gitmedi hastanede, yani bilinçaltı olamaz......

F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 05:31 PM
Işıkları Açmadığın için Memnunmusun İngiltere'de okuyan iki Türk kızı yurttta aynı odada kalıyorlarmış. Bir gece kizlardan biri arkadaşının evine ders çalışmak için gidecekmiş.

Diğer kızla vedalaşıp çıkmış ama daha yurttan 100 metre falan uzaklaşmış ki ders kitaplarından birini unuttuğunu farketmiş. Odaya geri dönmüş tabiyatıyla. Kapıyı açtığında ışıkların kapalı olduğunu görmüş. "Banu yattı heralde" diye düşünüp ayaklarının ucuna basa basa karanlıkta kitabını aramış. Bulamayınca da, "Şimdi kızcağızı rahatsız etmeyim, nasılsa arkadaşımda aynı kitaptan var. İdare ederiz artık" deyip çıkıp gitmiş. Ertesi sabah sınavdan sonra odasına döndüğünde bir de ne görsün! Oda baştan aşağı kan içinde! Arkadaşının vücudu da parçalar halinde oraya buraya dağıtılmış.

Duvarda da (muhtemelen kızın kanıyla yazılmış) bir yazı varmış:
"Aren't you glad, you didn't turn on the lights?"

(Işıkları açmadığın için memnun musun?)...

F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 05:31 PM
Kanlı Gömlek Bu olay, Marmara Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü 1993 yılında bitiren Dilek isimli bi kızın başından geçmiş. (Böyle anlatılıyo, soyadı yok) Dilek bi gün okuldan çıkmış, durakta minibüs bekliyomuş. Yalnız korkunç da yağmur yağıyomuş bu arada. Kızın önüne bi araba yanaşmış. İyi giyimli, temiz yüzlü bi genç, Yanlış anlamayın ne olur. Ben de yakın zamana kadar öğrenciydim. Islanmayın, gelin ben sizi uygun bi yere kadar bırakayım demiş. Dilek kız, başta biraz tereddüt etmiş ama çocuğun iyiniyetine inanmış ve arabaya binmiş. Yolda sohbet filan etmişler. Hoşlanmışlar birbirlerinden. Çocuk, Lütfen izin verin sizi evinize bırakayım. Bakın yağmur da iyice hızlandı demiş, Dilek kabul etmiş taabi. Sohbet iyice koyulaşmış. Kızın evine gelmişler, bu arada telefon değiş tokuşu yapmayı da ihmal etmemişler. Dilek çok etkilenmiş çocuktan. O hafta her telefon çaldığında yüreği hop etmiş, Ay benimki mi arıyo? diye telefona koşmuş. Ama arayan olmamış maalesef. Dilek yüzünü kızartıp çocuğu aramaya karar vermiş, Belki numaramı kaybetmiştir, n'olucak ki ben arasam deyip kandırmış kendini. Telefonu ağlamaklı bi kadın sesi açmış. Meğer teyze, bizim çocuğun annesiymiş ve hıçkıra hıçkıra, oğlunun trafik kazasında öldüğünü söylemiş. Anlattıklarından Dilek anlamış ki, çocuk onu bıraktıktan 5 dakika sonra yapmış kazayı. Keşke eve bıraktırmasaydım. Benim bunun sorumlusu diyerek hemen kendini suçlamaya başlamış. Suçluluk duygusundan kurtulmak için teyzeden adresi almış, En azından başsağlığına gideyim bari diye düşünmüş. Ziyaret ağlamaklı ve de yaslı geçmiş. Ayrılma vakti geldiğinde iyice havaya giren kız, Bana oğlunuzdan bi hatıra verir misiniz? Onu gerçekten çok sevmiştim demiş. Bunun üzerine anne içeriye gitmiş, döndüğünde elinde çocuğun kaza günü üzerinde olan gömlek varmış. Üstelik de hala kanlar içindeymiş gömlek. Dilek çok kötü olmuş, gömleğin niye saklandığı ve niye ona verildiği anlamsızlığına rağmen yine de kadını kıramayıp almış kanlı gömleği. Ama eve gelir gelmez ilk işi gömleği yıkayıp, ütülemek olmuş. Bütün gece gömleğe baka baka, zır zır ağlamış. Sürekli de, Onu ben öldürdüm, onu ben öldürdüm diye tekrar ediyomuş kendi kendine. Artık ağlamaktan bitap düştüğünde gömleği yastığının altına koymuş ve yatmış. Sabah uyandığında kendini daha iyi hissediyomuş. Ama yastığı kaldırdığında bi de görmüş ki gömlek yine kanlar içinde. İnanamamış bu duruma. Heralde dün o kafayla iyi yıkayamadım diyerek yeniden yıkamış gömleği. Ama ertesi sabah da hiç bi değişiklik yokmuş gömlekte, yine kanlar içindeymiş.....

F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 05:31 PM
Cinler Büyükbabam köyde oturduğu için köyde her zaman olan şey ahır veya ağıldır. Bunları da otlatmak için bir çobana ihtiyaç vardır.

Bir gün büyükbabam bir çoban almış yanına çobanda kamburmuş sen bu işi yapamazsın yaparım der demez büyükbabam bunu yanına almış.

Büyükbabam bunu işe aldığının 7.gününde bu çoban rüyasında aynen şimdi anlatacaklarını görmüş..

7 tane CİN bizim evin tam ortasında "ÇARŞAMBADIR ÇARŞAMBA ÇARŞAMBADIR ÇARŞAMBA" diye kendi kendilerine oynuyorlarmış.Bizim çobanda onlarla beraber oyuna katılıp çarşambadır çarşamba diye oynamış cinlerin arasından birisi demişki "Bu bizim sözümüzü dinliyor buna bir iyilik yapalım" demiş.Diğer cinlerde tamam der demez cinlerden biri bu çobanın kamburunu düzeltmiş.Düzeltir düzeltmez Çoban uykudan kan ter içerinde kalkıyor ve birde bakıyor ki kamburu yok çok seviniyor tabi garibanım... kamburu yok oldu ya bunu anlatıyo işte büyükbabama ertesi gece bu çoban tekrar yatağına yatıyor aynı rüyayı tekrar görüyor fakat bu sefer CİNLER o günün perşembe olmasına rağmen yine "ÇARŞAMBADIR ÇARŞAMBA ÇARŞAMBADIR ÇARŞAMBA DİYE oynuyorlarmış çoban yine girmiş aralarına ve aynen şöyle demiş "TAMAM DÜN ÇARŞAMBAYDI AMA BUGÜN PERŞEMBE HADİ PERŞEMBE DİYE OYNAYALIM DEMİŞ" CİNLER HİÇ ORALI BİLE OLMADAN YİNE "ÇARŞAMBADIR ÇARŞAMBA ÇARŞAMBADIR ÇARŞAMBA" diye oynamaya devam etmişler çoban iyice ısrar edince böyle yapalım diye cinlerden biri aniden "ADAMIN YANINA GELMİŞ VE DEMİŞKİ DEMEK SEN BİZİM DEDİĞİMİZİ DEMEZSİN HA AL SANA BİR MAHLUK DEYİP TEKRAR ESKİ HALİNE YANİ KAMBUR HALİNE GETİRMİŞ" tabii sabah kalktığında da aynı eski haline dönmüş bu gerçek bir olay yani arkadaşlar ne bir rivayet ne de bir efsane.....

F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 05:32 PM
Falci Olay 1999 yazında gerçekleşmişti. Ben bu tarihte Erdek'te bir otelin barında çalışıyordum. Bu nedenle *******i geç yattığım için öğlen kalkıyordum. Yine böyle gece geç saatlere kadar çalıştığım bir günün ertesi;öğlen saat 4 gibi kalktım ve her zaman yemek yediğim yer olan otelin karşısındaki büfeye gittim. Orada otelin güvenliklerinden biriyle karşılaştım ve beraberce bir masaya oturduk. Yemeğimizi yerken yanımıza benim arkamdan biri yanaştı ve aynen şu cümleyi söyledi:
-"falına bakmamı ister misin?"
Ben bu lafın bana söylenmediğini düşünerek tostumu yemeğe devam ederken.Sesinden kadın olduğunu anladığım o şahıs aynı soruyu tekrarladı:
-"falına bakmamı ister misin?"
Bunun üzerine dayanamayıp arkamı döndüm. Ben de herkes gibi, döndüğümde o tipik falcı kılığındaki birini göreceğimi sandığımdan hızlı ve sinirli bir dönüş yaptım ki bunun bir diğer nedeni o güne kadar fala inanmıyor olmamdı. Kadınla göz göze geldik ve kadın az önce sorduğu soruyu benim ona herhangi bir şey söylememe fırsat vermeden yineledi:
-"falına bakmamı ister misin?"
Ben de üzerimde neden olduğunu bilmediğim o bir anlık şaşkınlığı atarak hızlı bir şekilde “hayır” diyerek arkamı döndüm .Bunun üzerine yanımdaki güvenlik arkadaşımın kadına "benim falıma bak" dediğini duydum. “Duydum” diyorum çünkü o 3-5 saniye arası sanki yaşanmamış gibi geliyordu. Arkadaşım kolumu tutarak benim de baktırmamı parasını kendisinin vereceğini söyledi. Ben de gayri ihtiyari sanki bunu yapınca rahatlayacakmışım gibi kafamı olur anlamında salladım. İşte tam bu sırada falcı kadın arkadaşıma onun falına bakmayacağını söyledi ve benim yanıma gelerek sanki bir “Rıdvan”(cennetin bekçisi) gibi tepemde dikildi. Bunun üzerine ben de ne istediğini istediğinin para mı olduğunu sordum. Falcı kadın aynen şunları söyledi:
-falına bakıcam!
Ben de sanki bu bir oyunmuşçasına;
"-niye"dedim.
Kadın buz gibi donuk sesiyle
“-çünkü az önce istediğini söyledin” dedi.
Az önce kaynağını bilmediğim o -irkilme sebebim- gibi görünen kadın bana bir anda çekici gelmeye başladı. Ve aklımdan ““neden olmasın ki ne kaybedersin ki zaten”” denen o en tehlikeli düşünce geçti ve falcı kadına “TAMAM” dedim.
Kadın hiç duraksamadan yanıma oturdu ve kafasını yere doğru eğerek bana sağ elimi uzatmamı söyledi. Ben de biraz yaramazlık olsun diye aklımdan sol elimi uzatmak geliyordu ki falcı kadının ağzından beynimdeki tüm kanı donduran şu sözler döküldü.
“Sakın ha yanlış elini uzatmak gibi haylazca bir şey yapma.”
İşte o an kendimi felç olmuş gibi hissettim. Oradan gitmek istiyordum ama mümkün değildi. Ayaklarım sanki yere mıhlanmış gibiydi. Ben bu korkuyla karışık durumda sağ elimi kadına uzattım. Kadın parmaklarımın arasına bir bezden sıktığı sıvıyı sürdü ve sağ elimi sol elimle kapattı. Ve sonra sanki bana acırmışçasına baktı. Ardından elimi açtı ve bir şeyler mırıldanmaya başladı. Bi an sustu ve bana kelimelerine hiç aralık vermeden şunları söyledi:
“Bir kağıt alacaksın ve bu seni büyük bir topluluğun içine sokak, 3 gün içerisinde çok sevdiğin iki insanı kaybedeceksin. Şu an sıkıntıların var ama yarın bunların hepsi sona erecek. Annen çok uzaklardan bir haber alacak. Ve en son söylediği söz ise şuydu 2 abinden büyük olanı küçük olanından daha uzak bir yere gidip sizden ayrılacak.
Olayın hikaye kısmını geçerek size o hafta olan olaylardan bahsedeyim.2 gün sonra üniversite sınav sonuç kağıdım geldi ve ben artık bir kalabalığın içinde olmaya hak kazanmıştım. Bundan bir gün sonra kuzenim intahar ettiği haberini aldık ve aynı gün dayım kalp krizinden öldü. Ortanca abim aniden askere gitmeye karar verdi ve diğer abim de üniversite için Avusturalya'ya gitti. Ben bu olayın üzerinden yaklaşık 3 yada 4 ay sonra tesadüfen tekrar Erdek'e gittim. Aklıma bu kadın geldi ve aramaya karar verdim. ancak tüm aramalarım boşa çıkmıştı ki. Son bir kez uğradığım benzin istasyonundakilere sorarken birisi bana o kadını tanıdığını ancak o kadının yaklaşık 3 sene önce öldüğünü söyledi. Benim o anki halini tarif edemiyeceğim için bu tarifi size bırakıyorum. Daha sonra adama olayı anlattım .Adamın bana inanmamış olduğunu anlasam da kadının yaşadığı yeri bilip bilmediğini sordum. Bana kadının evini tarif edebileceğini söyledi. Ben tarif doğrultusunda eve gittim. Ancak gittim yer bir ev değil harabeydi. Yanmış yıkık dökük içinde şarap içenlerin olduğu yıkıntı bir yerdi. Ben evin içine girdim biraz dolaştım içerde şarap içen insanlara böyle birini görüp görmediklerini sordum. Kimse görmediğini söyledi ben de ümidimi kesmiş evden tam ayrılacağım sırada az önce çıktığım merdivenlerin üstünde kadının benim elimin üstüne sıktığı bezi gördüm. Diyeceksiniz ki aynı bez olduğunu nerden biliyorsun.

ÇÜNKÜ O GÜNDEN SONRA SAĞ ELİMDEKİ KOKU HİÇ ÇIKMADI......

F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 05:32 PM
Gerçekmiş Kurt adam ve vampir hikayesinin aslında İngiltere' den çıktığını biliyor muydunuz. Evet 1970 li yıllarda adamın biri ismi bilinmeyen bir hastalığa kapılmış ve yaşaması için devamlı kan alması lazımmış bunun için de ömrü boyunca hastanede kalmak zorundaymış. Bu olay başına gelen kişi de doktor kendisi üstelik.Neyse adamda yüzünde ve suratında tüylenmeler başlamış ve yukarıdan yan dişlerinin ikisi hastalıktan dolayı kurt köpeklerindeki gibi uzamış artık doktorlar öleceğni söylemişler ve sonunda *******i dışarıya çıkıp insanların evlerine girip ısırıyor ve kanlarını emiyormuş ve bu olay gerçekmiş ve bir çok hikaye buradan yola koyularak uydurulmuş...

F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 05:32 PM
Bir askerin drami Görevli bir mutemet astsubay bankaya gidip taburdaki askerlerin maaşlarını çekmiş. biliyosunuz, askerlere ödenen rakamlar çok düşüktür ama bunlar bir araya gelince hayli yüklü bir meblağ olur. adam bankadan çıktıktan sonra evi yolunun üzerinde olduğundan şoförüne eve uğrayacağını söylemiş. niyeti rahat rahat bi tuvalete girmekmiş adamcağızın. Eve geldiğinde karısının küçük oğluyla banyoda olduğunu görmüş. büyük oğlu da oturma odasında legolarla oynuyomuş. astsubay para çantasını oğlunun yanında bırakıp tuvalete girmiş. ancak geri döndüğünde zavallı adam inanılmaz bir manzarayla karşılaşmış. oğlan çantadaki deste deste paraları cayır cayır yanan sobaya atıyomuş. babasını görünce de sırıtmaya başlamış yaptığının ne menem birşey olduğundan habersiz yumurcak. astsubay hemen çocuğun elinden hızla çekmiş bond çantayı. ama çanta neredeyse boşalmışmış. yaşadığı şokla oğluna hızlı bir tokat aşketmiş astsubay. tokadın şiddetiyle savrulan çocuğun kafası sobanın kenarına çarpmış ve oracıkta ruhunu teslim etmiş. yaptığından bin pişman astsubay küçük oğlunun kalbini dinleyip de atmadığını görünce çılgına dönmüş. o an kemerinden beylik tabancasını çıkarıp bir saniye bile duraklamadan kurşunu kafasına sıkmış. Silah sesini duyan karısı koşarak odaya gelmiş. zavallı kadın oğlunun ve kocasının yerde kanlar içinde yattığını görmüş ve ne yaptığını bilmeden bağırıp-çağırmaya başlamış. o sırada banyoda yıkadığı küçük oğlu gelmiş aklına. hızla banyoya koşmuş ama maalesef oğlunun, küvetin içindeki, suya yüzükoyun paralel vaziyette cesediyle karşılaşmış. birkaç dakika içinde yaşadığı bu zincirleme felaket sonucunda aklını kaçırmış kadın ve hayatının geri kalan bölümünü akıl hastanesinde geçirmiş

F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 05:32 PM
Misafir cinler \" Size anlatmak istiyorum. Çok güzel bir gündü en sevdiğim arkadaşlarımı evime çağırmıştım. Beraber çay içeriz oturup dertleşiriz diye düşünmüştüm. Beklemeye başladım. Tabi boş durmuyordum müzik dinliyor günün keyfini çıkarıyordum. Olacaklardan habersizdim her zamanki ki gibi fondaki müzik her ne kadar hareketlide olsa içimde birşeyler oluyordu. Gündüzdü ama karanlıklar hissediyordum. Kapı çalındığında korkmadım desem yalan olur. Gelenler onlardı arkadaşlarım en sonunda geldiniz diyip eve konuk ettim onları bir kenara oturdular gülüp eğleniriz diye gelmişlerdi ama suskunlardı. Konuşturmak için çok çalıştım ama çabasızdı. İçeceğimiz bir bardak çayın bizi neşelendirebileceğini düşünüp oradan çay getirmek üzere ayrıldım. Garipti çünkü birbirleriyle bile konuşmuyordu. İçimi tarifsiz duygular kapladı neler oluyordu acaba. Yanlarına çaylarla geldiğimde ikisi birden bana öyle bir baktılar ki gözlerinde nefret vardı. Havayı dağıtmak istedim yine sustular. Tam o esnada arkadaşım çayını upuzun tırnaklarıyla karıştırmaya başladı. Tırnaklar gördüğüm an kaynar sular boşandı. Korkuyordum nasıl uzaklaşabilirdim... (Cinler insan kılığına girdiklerinde ya tırnakları uzun olur yada vücutlarının bir bölümü farklı olur) Son çırpınışlarımdı.Kaçmalıydım tam o esnada bugüne kadar sesine sinir olduğum kapı zili bana en güzel şarkılar gibi gelerek çaldı. Müsadenizle diyip kapıya yöneldim sessiz durmaları beni korkutmuştu ama kapıyı açmak son çaremdi. Kapıya yöneldim kapıda abim vardı. Hızla olayı anlattım hadi gidelim çabuk olmalıyız kaçmalıyız dedim içerde cinler var.Nerden anladın dedi. Kısaca önemsemeyerek uzun tırnakları vardı dedim. Abim hızla yüksek sesle tırnaklarını gösterip böylemi dedi. Ve o anda bayılmışım sonra geciken arkadaşlarım geldiğinde beni ayıltılar.

F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 05:33 PM
Gecenİn KaranliĞinda 31 Temmuz 2005 Yiliydi Gece Tek BaŞima Hava Almak İÇİn YÜrÜyÜŞe ÇikmiŞtim.Önce Bİr Ses Duydum Ardindan Bİr Kedİ ÜstÜme Atladi Onu Firlattim Ama PenÇelerİnİ Çok KÖtÜ ÜstÜme BatirmiŞti Acidan Kivraniyordum.kedİyİ HirpalamiŞtim Daha Sonra KaÇip Gİttİ.yÜrÜyÜŞÜme Ürkerek Devam Ettİm.sankİ Takİp Edİlİyordum.arkamdan Bİrİ GeÇmİŞ Gİbİ OlmuŞtu Sankİ Arkami DÖndÜm Ama Kİmse Yoktu.ama Bİr GÖlge GÖrdÜĞÜme Emİndİm Yolda YÜrÜrken Bİr Fisilti Duydum.etrafima Baktim.yİne Kİmse Yoktu.artik YÜrÜmek DeĞİl Evİme Gİtmek İstİyordum.islik Çalmaya BaŞladim Bu İŞİ Yoldayken Çok Kez YapmiŞtim.her Islik ÇaliŞimda Garİp Homurtular Duyuyordum.ben Yoluma Devam Ederken O Sirda İlgİnÇ Bİr Şey Oldu.bİr Laam KapaĞindan ÇiĞlik Seslerİ Gelİyordu.korkmuŞtum Ama BaĞiramadim ÇÜnkÜ Erkek Adam HİÇ Bİr Şeyden Korkmazdi Hem BaĞirsam Bİle Çevrede Kİmse Yoktu Zaten BoŞver Deyİp GeÇtİm.gecenİn KaranliĞinda YÜrÜmeye Devam Edİyordum Ama ÖnÜme Bİr KÖpek Çikti.korkmadim Bu KÇpek Saldirmaz Dİye DÜŞÜndÜm Ama Saldirdi.bana DÖnerek Bİzden Bİrİ Olacaksin Dedİ Hayir BÖyle Şeylere HİÇ İnanmazdim.ama YanliŞ Duymadiysam Öyle Dedİ.benİm BİlmedİĞİm Bİr Şey Vardi O Da ÖlÜ OlduĞum.bu GerÇek Olayi Okumayin ÇÜnkÜ

F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 05:33 PM
Undula Mezarlığındaki Korkunç oLAy Olay geçen yüzyılın başlarında,Basmalkap\'ın ücra bir kasabası olan Undula\'da gerçekleşmiştir.. Undula\'nın bildiğiniz taşra kasabalarından bir farkı yoktur. Halk gündüzleri rutin işleriyle uğraşır.Akşamları herkes evlerine çekilince ortalık sessizleşir. ******* de çok sıkıcıdır.. Kış dişlerini göstermeye başlamıştı,hava rüzgarlı ve yağmurluydu. O gece kasabanın barı tenhaydı. Demircinin kalfası Bot Mandaval,iki genç arkadaşıyla bir köşede oturmuş piyizleniyordu. ordan burdan konuşuyor,ara sıra da gülüşüyorlardı.. Gece ilerledikçe mevzular tükendi,geyik faslı başladı..Gençler cesaret konusuna girmişler,mandıracının oğluyla,kumaşçının tezgahtarı birbirlerine girmişti bile ! O arada Bot,biraz sonra geleceğini söyleyerek kalktı gitti..Az sonra elinde demir bir kazık ve çekiçle döndü.\'\'Bakın!Ben şimdi gidip bu kazığı Bady Badala\'nın mezarına çakıp gelecem!\'\'dedi. Aklınca en cesaretlinin kendisi olduğunu ispat edecekti.. Yaşlı Bady Badala geçen hafta ölmüştü. Bot ona her zaman şakalar yapar, çok kızdırırdı..Undula mezarlığı kasaba dışında,insanların gündüz bile mecbur kalmadıkça geçmedikleri uğursuz saydıkları bir yerdi.. Arkadaşları Bot Mandaval\'ı gitmemesi için caydırmaya çalıştılarsa da fayda etmedi..Bot pardesüsünü giydi,çekiçle kazığı alarak yola çıktı..Yağmur hızla yağıyor,rüzgar ıslık çalarak esiyordu.. Bot mezarlığa yaklaştıkça korkmaya,kalbi küt küt atmaya başlamıştı.Neden bu işe kalkıştım diye kendi kendine kızıp küfrediyordu..Bir an önce şu kazığı çakıp hemen bara dönmekten başka birşey düşünmüyordu.Daha geçen hafta geldiği için mezarın yerini kolayca buldu ve aceleyle kazığı mezara çaktı... Bu arada arkadaşları Bot\'un mezarlığa gidemeyip,yarı yoldan geri döneceğini konuşup gülüşüyorlardı...ama aradan epey zaman geçip te Bot\'un hala gelmemesi üzerine endişelenmeye başladılar. Bot kazığı çaktı ve hemen arkasına dönüp oradan uzaklaşmak istedi ama o ne ,yerinden kıpırdıyamıyordu Bady\'ye yaptığı tatsız şakalar hızla aklından geçti..Bady,Bot\'u sımsıkı tutmuş bırakmıyordu.Bot\'un kalbi patlamalı motor gibi atıyordu,korkudan dönüp arkasına da bakamıyordu.. Şafak söküyordu,bardakilerin merakı had safhaya gelmişti..Erken kalkmış kasabalılarla mezarlığın yolunu tuttular... Kasabalılar önce mezarlıkta kimseyi göremediler ama Bady Badala\'nın mezarına yaklaştıklarında karşılaştıkları manzara korkunçtu..Zavallı Bot Mandaval\'ın gözleri yuvalarından fırlamış,yerde cansız yatıyordu,uzun süre tırmalamaktan toprakta çukurlar oluşmuştu. Evet ,Bot kazığı çakmıştı çakmasına ama aceleden pardesüsünün eteğini de beraber !!!...

F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 05:33 PM
hayatınızın anlamını bilin!!! birgün yolda yürürken o güne kadar farketmediğim bir mezarlık gördüm o anda titrediğimi hissettim ve omzumda soguk bir elin varlığıyla irkildim. Arkamı döndüğümde 60 70 yaşlarında bir adam bana mezarlıkta bir yakınımın olup olmadığını sordu.Bende hayır dedim.Daha sonra emin olup olmadğımı sordu ve ben eminim dedim adam onla birlikte mezarlığa gelmemi istedi ben gerçekten çok korkuyordum olan bitene bir türlü anlam veremiyordum ama adamın dediğini yapmaya karar verdim birlikte çalılıkların arasından geçerek iki mezarın bulundugu bir yere geldik ve o mezarlıklara dikkatle bakınca mezar taşlarından birinde adımın yazılı olduğunu gördüm adama bu olayın bir şaka olup olmadığı sordum ama o bu sorumu ciddiye almayınca bende diğer mezarın kime ait olduğunu sordum. adam boguk bir sesle o benim mezarım dedi ardından beni hatılıyormusun diye sordu. bütün gücümle hafızamı yokladım fakat bu yaşlı adama ait hiç bir bilgim yoktu artık elimin ayagımın tutmadıgını fark ettim ve ona kim oldugunu sordum. yüzüme bakıyor fakat cevap vermiyordu korktum ve kaçmaya çalıştım ama tekrar tekrar o adamın yanına geliyordum kaçamayacagımı anladım ve korkudan bayılmışım gözlerimi açtıgımda hastahanedeydim yanımda annem ve babam vardı onlara buraya nasıl geldiğimi sordum benim bir kazadan son anda kurtulduğumu söylediler yanımda 60 70 yaşlarında bir adamın ölü olarak yattığını gördüm dikkatle bakınca bu adamın mezarlıkta gördüğüm adam oldugunu farkettim bu adamın kim olduğunu sordum bana benim hayatımı son anda kurtaranın bu adam olduğunu ögrendim.ve inanınki bu olay tamamen GERÇEK...

F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 05:35 PM
YaŞ 666 Uyari:18 YaŞindan KÜÇÜkler Okumasin. 6 Hazİran 2006 GÜnÜ Fahrettİn Beyİn YaŞ GÜnÜydÜ.yaŞ GÜnÜ İÇİn BÜtÜn Hazirliklar Yapildi.fahrettİn Bey Eve GelmİŞtİ.yaŞ GÜnÜ YaptiĞimizi GÖrÜnce SevİnmİŞ Gİbİydİ.benİ ÇaĞirdi Aysel Kazandİbİ Verİr Mİsİn Dedİ.bende ŞaŞirdim.kazandİbİ YaptiĞimi Nerden Bİlİyorsunuz Dedİm O Da KonuŞalimmi Dedİ Tamam Dedİm.ben KaÇ YaŞindayim Dİye Sordu.bende 66 Dedİm O Da Emİnmİsİn Dedİ.bende Evet Dedİm O Hayir 666 Dedİ Ben Şakalariniz Çok İyİ Dedİm O Da Şaka DeĞİl Dedİ Ben...ben Dedİ Ve Aynaya Bakti Ama...ama.o Aynada GÖrÜnmedİ Tam BaĞiracakken Benİ Tuttu Şİmdİ Tam Zamani 123456 Dedİ Ben Sonra Yerde Uyandim ÖnÜmde Fahrettİn Bey Vardi.bana RÜyamda Ne GÖrdÜĞÜmÜ Sordu.ama Nerden Bİlİyorsunuz RÜya GÖrdÜĞÜmÜ Dedİm O Da Onu Birak Aynada Nasildim Dedİ Ben KaÇmak İstedİm Ama KaÇamadim Aynaya Bak Dedİ Baktim Ama Aynada Yoktum...

F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 05:36 PM
6 harfli bir gün arkadaşlarla okulda korku hikayeleri anlatıyorduk bir arkadaşım eyer 6 harfliye bir şey söylersem galiba yapar dedi.bende klamayı çalıştırsın dedim neyse zil çaldı öğretmen içeri girdi 1 6-7 saniye sonra klima çalışıyo dedi ben çok korktumm arkadaşım bana baktııı tenefüste sınıftann adım bile atamadım valla gerçek

F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 05:36 PM
üstümü ört baba 17 yaşında bi genç kız aniden ölmüş.Aile perişan olmuş ama neyapsınlar,kızı defnetmişler tabi.Aradan bi kaç gün geçmiş.Baba kızını rüyasında görmüş.Kız sürekli titriyormuş ve \"Çok üşüyorum baba.Yalvarırım üstümü ört\" diyormuş.Adam sabah kaltığında rüya aklına gelince hüngür hüngür ağlamış.\"Gül gibi evladımı kaybettim Rüyama girecek tabi\"diye düşünmüş.Karısının üzülmemesi için de ona bişey söylememiş.Ama ertesi gece,hep aynı rüya:\"ok üşüyorum baba.N\'olur üsütümü ört!\"Baba bi gece yine aynı rüyayı görürken kan ter içinde uyanmış.Dayanamamış,karısının \"Nereye bey bu saatte?\"demesine aldırmadan sokağa fırlayıp soluğu kızının mezarlığında almış.Kıznın mezarına gelince ne görsün?Mezar açık ve bomboş! Adam ne yaptığını bilemez bi haldemezarlık bekçisinin kulübesine yönelmiş.Allah \'ım oan gördüğüne yürek dayanmaz.Bekçi resmen kıza tecavüz ediyomuş!Meğer bu aşşağlık adam her zaman,yeni gömülen ölülere belli bi süre bunu yaparmış

F.S.Mehmet1453
08-19-2007, 05:36 PM
pahalı ev Bir gün adamın teki bir emlakçıya gitmiş ve tepede gördüğü satılık evin fiyatını sormuş.. Emlakçıda \'\'elimde daha güzel ve ucuz evler var.. Üstelik o ev değerinden çok yüksek fiyata satılıyor daha iyi bir ev önersem istemezmisin\'\' demesine rağmen,adam \'\'teşekkür ederim ama o ev küçüklüğümden beri istediğim hayalimdeki ev türü.. Gözlerden uzak olması en önemli etken bugüne kadar hep kalabalık ortamlarda çalıştım çalıştım çalıştım.. Artık bundan sonra biriktirdiğim paramla böyle bir eve sahip olmak ve kalan hayatımı böyle sakin bi yerde geçirmek istiyorum\'\' demiş.Emlakçıda adama \'\' o ev yaşlı bir bayana ait ve ev için çok yüksek fiyat istiyor,hem evin bir çok yeri kırık dökük çatısında büyük hasar var ve bahçeside çalı çırpı içinde sonra pişman olursanız beni suçlamayın,gerekli uyarıyı yaptım\'\' demiş.. Adam merak etmemesini söylemiş ve yaşlı bayana telefon açıp onunla görüşmeye gittiğini söylemesini istemiş. Adam emlakçıdan çıkıp eve gitmiş.. Evin önüne geldiğinde gerçekten emlakçının dediği gibi ev ve bahçesi perişan haldeymiş.. Kapıda yaşlı kadın belirmiş ve adamı eve davet etmiş.. Adam içeri girmiş,eve eskiliği simgeleyen keskin bi koku hakimmiş ve evin içide perişan haldeymiş.. Salonda oturmuşlar ve konuşmaya başlamışlar.. Yaşlı kadın \'\' bu ev 100 yılı aşkın bir ev ve aslında satmayada gönüllü değilim hem fazla konuşmayı ve pazarlığıda sevmem bu ev için 1.000.000 dolar istiyorum\'\' demiş.. Adam büyük bir şaşkınlıkla \'\' Ne ? 1.000.000 dolar mı ? Bu eve bu para ama çok fazla fiyatın bu kadar yüksek olacağını ummuyodum biraz indirim yapsanız yada ödeme planını bir şekilde halletsek olmazmı ? \'\' demiş çaresizce.. Yaşlı kadında \'\' size pazarlık sevmediğimi söyledim 1.000.000 dolar ve peşin demiş..\'\' Adam \'\' lütfen bi kolaylık yapsanız inanın bu aralar nakit olarak sıkışığım ama..\'\' adam sözünü bitirmeden,yaşlı kadın \'\' Lütfen!! O zaman sizi kapıya kadar geçiriyim\'\' demiş.. Adamda terli ve sıkkın halde \'\' OFFF Tamam... İstediğiniz miktarı vericem\'\' demiş.. Kadın gülümseyip oturduğu yerden kalkmış ve memnun bir şekilde \'\' iyi o zaman size soğuk bir limonata getiriyim hem serinleriz hemde içerken sohbet ederiz\'\' demiş.. Mutfakta baya oyalandıktan sonra soğuk limonata getirip adama ikram etmiş yerine oturmuş ve sohbet etmeye başlamışlar.. Yaşlı kadın \'\' o kadar parayı böyle bir eve vermeye neden razı oldunuz öğrenebilirmiyim?\'\' demiş.. Adamda \'\' evet biraz eski olduğu ve baya bi ihtiyacı olduğu belli ama bilmiyorum bu eve çok ısındım.. çocukluğumdan beri hep böyle evde oturmayı istemiştim o yüzden,peki siz neden bu kadar fiyat istediniz evin halini bilip\'\' diye sormuş.. Yaşlı kadında \'\'bu ev bana ölen oğlumu hatırlatıyor,o burda doğdu burda büyüdü ve burda öldü.. Ama günden güne onu özleyip hayaliyle yaşayıp her gün ölmektense evi satmaya karar verdim.. Satmakta istemiyorum aslında ama istediğim parayı veren olursa sizin verdiğiniz kadar insan kolaylıkla herşeyden vazgeçebilir,para insana herşey yaptırır değilmi ?\'\' diye sorup sinsice gülümsemiş.. Adamda şüpheli bir halde \'\' evet.. peki oğlunuza noldu?\'\' diye sormuş.. Yaşlı kadın \'\' oğlum çok iyi bir çocuktu hemde çok.. Sözümden hiç çıkmazdı ama babası ölünce bunalıma girdi ve çok değişti.. Bir gün beni terkedip büyük şehire gitti.. Ondan aldığım tek haber 6-7 ayda bir aldığım mektuplar ve bir miktar paraydı.. Sonra bir gün elinde bir paketle çıka geldi ama başka bir insan olarak.. Ona sarılmaya kalktığımda bile beni itti ve odasına çekildi,birşeylerden kaçıyodu birşeylerden korkuyodu ve saklanmaya ihtiyacı olduğunu söyledi.. Telefonla konuşurken bir gün dinlediğimde elindeki paketin çok önemli olduğunu ve milyonlarca dolar paraya bedel olduğunu bunu hemen elinden çıkarması gerektiğini söyledi.. Bir gece uyurken bir takım sesler duydum,sesler oğlumun odasından geliyordu.. Koşa koşa odasına gittim ve boğuşma sesleri duydum,kapıyı açmaya kalktım ama kapı kilitliydi.. Oğluma seslendiğimde bana anne kaç çabuk ve polise haber ver dedi.. Ve bunlar oğlumun son sözleri oldu ve silah sesi duyuldu..\'\' tedirginlikle dinleyen adam \'\' sonra noldu peki?\'\' diye sordu.. Yaşlı kadın \'\' o anda kapının kilidini kırıp içeri girdiğimde oğlumun yerde yatan cansız bedenini buldum.. Onu vuran camı kırıp kaçmıştı.. Ve her yeri karıştırmıştı,belli ki o paketi arıyodu ama bulamamıştı.. Sonra polis geldiğinde araştırma yaptı ve oğlumun bir notunu buldu.. Paketi sakladığı yeri yazıyodu.. Ve o gün herşeyi planladım ve evi satılığa çıkardım.. Çünkü oğlumu öldüren adam o paketin peşindeydi ve o paketi bulmak için tekrar geri gelip evi fiyatının 10 katı fiyatına bile olsa alacağını biliyordum.. VE SENİN GELMEN İÇİN,SENDEN İNTİKAM ALMAM İÇİN YILLARDIR BEKLEDİM ama sonuçta amacıma ulaştım.. Mezarını kendin kazdın..\'\' demiş adamda o an fenalaşıp \'\' kahretsin!! bana ne verdin sen.. Ahhh başım dönüyor seni pis yaşlı fare\'\' demiş ve başından sular dökülmüş gibi terlemiş ve öylece yere yığılmış,yerde adam can çekişirken yaşlı kadın \'\' Bu bir kızıldereli zehiri eskiler iyi bilir en fazla 10 dk içinde insanı öldürür ve seninde sadece 2-3 dk an kaldı..\'\' demiş ve yaşlı kadın adama büyük bir kin ve gülümsemeyle bakıp kendi zaferini kutlar gibi ölmesini izlemiş..

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:01 PM
2 kere ölmek
Ilginç bir sayfa gerçekten gerilim dolu. Neyse bende sizinle bazi gerçekleri paylasayim.
Ben büyük teyzemi genç yasta kaybettim. daha dogrusu hiç görmedim. Onun hastaligini bilmiyorum ama çaresiz bir hastalikti heralde. neyse ailesi artik ondan umutlarini kesmisler ve ölümünü beklemekten baska birsey ellerinden gelmiyormus. birgün aniden fenalasmis ve bedeni ayaklarindan baslayarak sogumaya ve morarmaya baslamis. Onu rahat döseyi denilen yere yatirmislar ve yüzünü kapatmislar. gelen insanlarda bazen yüzünü açip bakarlarmis. cenaze öldügünden birgün sonra kalkacakmis O gece halam teyzemin yanindan geçerken bir hareketlilik görmüs, tabi inanamamis ilk önce ve ayna getirmis. yüzüne dogru tutmus biraz sonra baktiginda ise ayna buharlanmis. Büyük bir saskinlikla herkesi basina toplamis. az sonra teyzem kendine gelmis. ve anlatmaya baslamis.
Dedigine göre onu iki melek almis ve diger taraf dedigimiz ahirete götürmüsler. cenneti ve cehennemi göstermisler. cennet çok güzel kokular, cehennemden ise çigliklar, yalvarmalar ve igrenç kokular geliyormus. orada bazi kisilerin ahiretteki mekanlarinida göstermisler. Tabi bazilari iyi bazilari kötüymüs. yine söyledigime göre ona 15 gün daha süre vermisler ve gerçekten de 15 gün sonra ölmüs. ve ramazan bayraminin 2 günü tekrar ölmüs.
Aslinda biraz mantikli düsünürsek, kalp krizi geçirmis kalbi durmus daha sonrada tekrar çalismaya baslamis olabilir diye bilimsel açiklamasi olabilir. Ama diger taraf ile ilgili açiklamalari insanin kafasi karisiyor. Öyle degil mi?

F.S.Mehmet1453
08-26-2007, 03:01 PM
Beşikteki Leke
Bu hikayeyi bana kuzenim anlatti. Geçen yaz basindan geçmis ve benim haricimde kimseye anlatamamis, inanmazlar diye…
Halamlar, yani kuzenimin ailesi Ankara’da, Ayranci’da 6 katli bir aprtmanin en üst katindaki dairede yasiyor. Yaz tatili için ailesi
Bodrum’a gitmis ve kuzenim de final sinavlarindan sonra onlara katilacakmis. Evde yalniz kalmaktan korktugu için en yakin kiz arkadasini, benim o zamanlar sevgilim olan Tugçe’yi beraber kalmak için eve davet etmis. Ama Tugçe’nin ailesi karsi çikmis, 2 kiz tek baslarina bir evde kalamazlar diye. O da mecburen katlanmis evde kalmaya ve de sinavlarina çalismaya.
Evdeki 2. yalniz gecesiymis. Erkenden yatagina yatmis ve odasindaki televizyonu da açik birakmis. Reha Muhtar’in sesi kulaklarinda
çinlayarak uykuya dalmis. Bi ara bedeni hafifçe sarsilarak uyanmis ve hemen ardindan gecenin sessizligini yirtan ugursuz ezan sesi ile irkilmis. Gözleri hala kapaliymis. Ezani okuyanin sürekli olarak “Cin, cin el-Allah” dedigini farketmis ve odasinda ufak bir ses duymus, imamin bagirisina karisan… Televizyonun sesidir diye aldiris etmemis ve tekrar uyumaya çalismis, ses tekrarlaninca ve bu sefer ona biraz daha tanidik bir ses olarak
gelince, annesinin sesi sanmis. Evde kendisinden baska kimse olmadigini hatirladigi anda gözlerini açmis ve de kapkaranlik odaya
korku ile bakmis. Sese bir kez daha kulak vermis ve duydugu sey, ufak bir kiz çocugununkini andiran ve arada bir yasli bir kadinin sesine dönüsen, kesik ve kisik fisiltilarmis. O an, sirtindan soguk terler dökülmüs ve odasinda baska bir varligi
hissetmesinin ona verdigi ürperti ile tüyleri diken diken olmus. Yerinden kalkmaya çalimissa da, kipirdayamamis. Çiglik atmis ama kendi sesini duyamamis. Sadece odasindaki o fisiltilar ve mirildanmalar daha da güçlenerek, yüzüne dogru yavas yavas yaklasmis. Artik kalbini saran dehsete ve kendisini felç eden simdiye kadar hiç hissetmedigi kadar güçlü olan bu korkuya dayanamayacagini düsündügü anda çalan kapi zili ile kendine gelmis. Onun çigliklarini duyan komsularinin geldigini düsünerek rahatlamis. Hemen yataktan firlayarak, kapali olan televizyonunun önünden geçip odanin ortasinda bi ara durmus ve karanliga bakakalmis. Olanlara inanamiyormus ve de sadece çok kötü bi kabus gördügünü düsünerek, rahatlamis. Birden, apartmanin içinde kosusturma sesleri duymus. Bu sesler, kafese tikilmis bir hayvanin ordan kurtulmak için delice kosarken çikardigi toynak seslerini andirmis ona. Bu sesler yavas yavas azalmis ve sonunda etraf, huzur dolu bir sessizlige bürünmüs. Tam odasina geri dönecekken, sokak kapisindan gelen siddetli ve inatçi tekme sesleri ile istemeden de olsa kapiya yönelmis. Kapi deliginden bakmis önce, ama apartmanin içi zifiri karanlik imis. Isiga basmis ama kapi önünde kimsecikler yokmus. Komsular gitti heralde diye düsünmüs ve de kapiyi yavasça açmis… Ve gördügü sey, hemen önünde duran ve ona kizgin gözler ile bakan killi bir keçi olmus. Neye ugradigini sasirarak korkuyla yerinden ziplamis ve de basindan asagi kaynar sular dökülerek, o an bilincini kaybederek bayilmis.
Uyandiginda ise yatagindaymis. Odasindaki garip kokuya aldirmayarak, mutfaga gidip, kendine bir kahve yapmak için dogrulmus yataginda. Yatak altindaki terliklerini ararken, kendi kendine gülmüs. Bosu bosuna kortugu için… Terliklerini bulmus, onlari giymek için ayaga kalktigi anda ise, kulaklarini tirmalayan “Onlari GiyMEEEEEEEEEEEE!!!!!!!!!” diye bagiran bir cirtlak ses, onu tekrar bilinçsiz bir uykuya daldirmis, gerisini hatirlamiyor…