jockeя
08-20-2007, 04:15 PM
Düşüngücü ; çok anlamlı kendinde devinsel,devindirsel enerjiyi en yüksek oranda taşıyan olgu. Varolmanın özünde "varoluş özden önce gelir"de de işaretlendiği gibi gelecek istemleri kristalizesi var. Her dönem olduğu gibi ,yine kurulmuş bir dünya ve işte içindeyiz.
Neyin sorusu bu denemenin de konusu olacak.Konu açılımlanırken "düşüngücü"ndeki "düşün"le de hesaplaşacağız. Gelecek oluşturulurken günle zorunlu ilişkisinde varlık buldu düşler. Nıetzsche'nin "gücü istemesi" uygarlıkların da karakterleri olduğundan hareketle,içinde yaşadığımız dünya ve nereye yönelmeliyiz sorularının da kapı açıcılarından biri olacak.
İÇİNDE YAŞADIĞIMIZ DÜNYA
Ekoloji kendi başına bir başlık olduğu için bir kaç işaretleme yapacağım yalnızca.
Ozon tabakasında incelme.
Soğuk su akıntısının ortadan kalkma riski,zayıflamışlığı.
Antartika da kopan buzullar ,erimeyle okyanusa katılan tuzsuz su.
Nükleer enerji her yanımıza saçılmış durumda ; Kazım Koyuncu'yu verdik Çernobil faciası için ve beraberinde nicelerini. Nükleer enerji o kadar kolay bırakmıyor peşimizi büyük tv antenlerinden alıyoruz,cep telefonumuzdan,engellenimi az billgisayar ekranlarımızdan. Sonra da aydınım ,uzmanım diyenler tv lerde konuşuyorlar nükleer enerji santralleri kurmalıyız diyerek. Gerekçeleri yok değil ; kömürümüz ,barajımız,petrolümüz ,doğal gazımız yetmez diyerek. Neyse cahil diyelim bordan haberleri yok,gölgedeki enerjiden de . Şimdilik bu kadar Don Kişot'un devleri yani yeldeğirmenleri hala karşımızda.Zayıfladıklarını görmek zorundayız bu da bilgi ile oluyor. Nükleer silahlar girmeyelim deyil mi bu konuya "insanlık "dünyayı sevdiği üstünde yaşayanları eşit,kendinden gördüğü için üretti bu "gülleri". İki tane de ciddi hediyesi var Hiroşima ve Nagazaki şehirlerine. Çocuklar,bebekler öldü "insan hakları "çok önemli ve en yüce değerleri.
Machıavellı prens'inin düşü her an gerçekleşmekte"devletin devamı için her yol mübahtır"ı devlet kar değişimiyle dimdik ayakta.
Dünyanın en büyük ve en yüksek kar elde eden sektörü ,silah sektörü diyemediğim için ,üzgün olmalımıyım sizce? Kozmetik ,yüzde ellisini geçeri savaş sanayine aktarım yapar ,birlikte çalışırlar. Madem ki büyük sektör kozmetik, bu sektörü elinde tutanlar ,makyaj yapmasını iyi biliyor olmak zorundalar. "Demokrasi" ve "insan hakları" adına bir ülkenin kendi adına karar verme hakkı ellerinden alınır.Başlarında bulunan kişi de asılır.
İnsan hakları ve demokrasi oyununun büyük parçalarından biri de Afrika 'dır.Afrika da bulunan bir çok ülkede aids ve onun kadar güçlü virüslerle bir çok vatandaşını toprağa verir. bazı ülkelerde virüs oranı yüzde ellidir. O ülkeler kendilerine ekonomi ve eğitim anlamda yetmedikleri için ,batı ellerinden tutar özgür iradelerine saygı gereği-bu kuralı da "iyinin ve kötünün ötesinde"nden alırlar- nüfuslarını azaltırlar;kendi kendilerine yetsinler diye.
Yazdıkları bilim ve yazdıkları tarih ciddi hesaplaşılması gereken nenler olarak duruyor karşımda. Güvenmek adında ki kavram ve olgu anlamını çoktan yitirdi,araştırmak ve değerlendirmek anlamlı olan kavramlar
Düşün anlamı üzerinde bana,daha doğrusu bize ,kullandığımız için hiçbirimize ait değil.Düşümüze dönmek zorundayız. Düşleriyle yeterince hesaplaşmadıysak tekrar dönmeye hazır durumunda da olmak zorundayız.
Neyin sorusu bu denemenin de konusu olacak.Konu açılımlanırken "düşüngücü"ndeki "düşün"le de hesaplaşacağız. Gelecek oluşturulurken günle zorunlu ilişkisinde varlık buldu düşler. Nıetzsche'nin "gücü istemesi" uygarlıkların da karakterleri olduğundan hareketle,içinde yaşadığımız dünya ve nereye yönelmeliyiz sorularının da kapı açıcılarından biri olacak.
İÇİNDE YAŞADIĞIMIZ DÜNYA
Ekoloji kendi başına bir başlık olduğu için bir kaç işaretleme yapacağım yalnızca.
Ozon tabakasında incelme.
Soğuk su akıntısının ortadan kalkma riski,zayıflamışlığı.
Antartika da kopan buzullar ,erimeyle okyanusa katılan tuzsuz su.
Nükleer enerji her yanımıza saçılmış durumda ; Kazım Koyuncu'yu verdik Çernobil faciası için ve beraberinde nicelerini. Nükleer enerji o kadar kolay bırakmıyor peşimizi büyük tv antenlerinden alıyoruz,cep telefonumuzdan,engellenimi az billgisayar ekranlarımızdan. Sonra da aydınım ,uzmanım diyenler tv lerde konuşuyorlar nükleer enerji santralleri kurmalıyız diyerek. Gerekçeleri yok değil ; kömürümüz ,barajımız,petrolümüz ,doğal gazımız yetmez diyerek. Neyse cahil diyelim bordan haberleri yok,gölgedeki enerjiden de . Şimdilik bu kadar Don Kişot'un devleri yani yeldeğirmenleri hala karşımızda.Zayıfladıklarını görmek zorundayız bu da bilgi ile oluyor. Nükleer silahlar girmeyelim deyil mi bu konuya "insanlık "dünyayı sevdiği üstünde yaşayanları eşit,kendinden gördüğü için üretti bu "gülleri". İki tane de ciddi hediyesi var Hiroşima ve Nagazaki şehirlerine. Çocuklar,bebekler öldü "insan hakları "çok önemli ve en yüce değerleri.
Machıavellı prens'inin düşü her an gerçekleşmekte"devletin devamı için her yol mübahtır"ı devlet kar değişimiyle dimdik ayakta.
Dünyanın en büyük ve en yüksek kar elde eden sektörü ,silah sektörü diyemediğim için ,üzgün olmalımıyım sizce? Kozmetik ,yüzde ellisini geçeri savaş sanayine aktarım yapar ,birlikte çalışırlar. Madem ki büyük sektör kozmetik, bu sektörü elinde tutanlar ,makyaj yapmasını iyi biliyor olmak zorundalar. "Demokrasi" ve "insan hakları" adına bir ülkenin kendi adına karar verme hakkı ellerinden alınır.Başlarında bulunan kişi de asılır.
İnsan hakları ve demokrasi oyununun büyük parçalarından biri de Afrika 'dır.Afrika da bulunan bir çok ülkede aids ve onun kadar güçlü virüslerle bir çok vatandaşını toprağa verir. bazı ülkelerde virüs oranı yüzde ellidir. O ülkeler kendilerine ekonomi ve eğitim anlamda yetmedikleri için ,batı ellerinden tutar özgür iradelerine saygı gereği-bu kuralı da "iyinin ve kötünün ötesinde"nden alırlar- nüfuslarını azaltırlar;kendi kendilerine yetsinler diye.
Yazdıkları bilim ve yazdıkları tarih ciddi hesaplaşılması gereken nenler olarak duruyor karşımda. Güvenmek adında ki kavram ve olgu anlamını çoktan yitirdi,araştırmak ve değerlendirmek anlamlı olan kavramlar
Düşün anlamı üzerinde bana,daha doğrusu bize ,kullandığımız için hiçbirimize ait değil.Düşümüze dönmek zorundayız. Düşleriyle yeterince hesaplaşmadıysak tekrar dönmeye hazır durumunda da olmak zorundayız.