Giriş

Tam Sürümü Görüntüle : Hayata Senle...


PirincBurgeR
08-21-2007, 12:13 AM
yüreğinde vedalar saklı umudumun sana hasret gecede...

bir dalga boyu yetecek silmeye kuma yazılanları. herşey kumdan zaten düşüncemdeki. bir damla suda, bir kucak dalgada, en ufak adımında, bitecek herşey.

ne olur olduğun yerde dur...
ya da çizgilerimi belirgenliştir...

yüreğinde işkenceler saklı umudumun sana hasret gecede...

bir salıncağa zincirlenmiş bedeni sevdamın. sana yetiştim sanıyorum her salınıştı. neyin yargısı bu? sana uzanacakken, kıracaklar zincirimi biliyorum. yerle bir olur aşk uzanamadığı yerde. toplayamazsın kırıkları. kıramazsın zincirleri. ben sana gelecekken, zincirlerini kıracaklar sevdamın...

düşmeyeyim, izin verme!


ne olur olduğun yerde durma...
tut beni...
ya da
zincirlerimi kırmasınlar sana varacakken...

içerisinde sözler saklı umudumun sana hasret gecede...

adım adım yaklaştıkça, aslında uzaklaşsanda, denizin en ben koktuğu yerde beni beklediğini biliyorum. yollar sana ırak, çareler çaresiz olsa da, sana yangınım ben.

iliklerimde aşk(ını) yaşıyorum...


biliyorum
boş değilsin,
beni seviyorsun...

kurulmuş tüm tuzaklara rağmen, nasip bildik biz birbirimizi... kırıldığım yerde düşlerimle, gerçeğime tutunuyorum şimdi senle...

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:13 AM
Aşk...incitir (sebebi(m) sensin...)
Yok yok,sen değilsin acıt(y)an,bizzat benim.Kendi halim,birbaşımalığım ve ben,yalnızca ben...

(Sevmem zamansızdı.Acımak,tam da zamanını buldu...)

Gülüşlerim öksüz,yetim...kimsesiz işte.(herşeyim(miy)din)
Oysa kendime yeterdim ben eskiden.
Tek başıma yapardım kahvaltımı,çıkardım dışarı,gez-dolaş...Yalnız uyurdum *******i,yatak dar bile gelirdi...Hep tektim,hep bendim. Ya şimdi...?
(tammışım gibi...eksikmişim,nerden bileyim...)

Biletsiz yolcuydun içimdeki seferde,ve ben sevmezdim eksiği olanları,eksiği bi bilet dahi olsa...
İşte herşey aşk kitabına uyuyordu...Zamansızdı,bir andaydı,eksiği-fazlası önemsizdi,tek gereken sevgiydi...


Bir kadın ve bir adam...
Kadın mağrurdu,adam güvenilir (mi?)
Kadın korkaktı,adam alabildiğine cesur
Ve kadın kan(a)dı,adam kadının gözyaşına takılıkaldı...ilelebet!

Acı dile geldi,sustu(m)
Yetmedi,kan kustu(m)
Oysa kadın yemin etmişti,bir daha sevmeyecekti
Sırf aşk kitabı doğrulansın diye,yolcu biletsiz olsa bile,eksik bir sevdayı yalnızlığa tercih etti(m)...

Ve aşk incitti...(pişman değilim)

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:13 AM
Görememek nasıl bir şeydi?
___________

"Dokunduğun herşeyin neye benzediğini, rengini bilememek, duyduğun seslerin sahibini süzememek ve en kötüsü de sevdiğin onlarca kişiyi görememek.."

Sen, gözlerinle sevemedin hiç kimseyi!

Doğduğun dün gibi(!) kundakta kamaştırıyor gülüşün gözleri...
Gün geçtikçe büyüyorsun, ama dünyan ufacık...
Yan apartmanında ki arkadaşınla, aynı okulun merdivenlerini tırmanamıyorsun..
Bahçede ki ceviz ağacının dallarından asla düşmedin sen!
İlk aşkının gözlerine doya doya bakamadın..
Hatta sen, sokak lambasının altında sevişen kedileri de göremiyorsun..

"Hiç birimiz gibi aydınlık değil dünyan, ben ne kadar karartmaya çalışıyorsam, sende o kadar aydınlatmaya çabalıyorsun!"

"Seni gördükçe..

Seni yaşadıkça..

Senden haberim oldukça..

Ben kendi karanlık aydınlığımdan nefret ediyorum, biliyor musun?"

Affet(!) olamadım senin gibi...
- Bir daha gördüğünde, yüzümü hatırlamayacak kadar karanlıktı güneşin!


(Arkandan kalabalığa karışıp, kayboldum sanma, düşme diye dakikalarca izledim)..
Göreceklerini görmüş biri olarak içimden..
- "Gözlerimi de al", diyebildim..


"Asla karşılaşmayacaksın benimle...
Çünkü sen tanımazsın beni...
Ben ise utanırım gözlerinden..."
_______________


Pembe bir hayal getireceğim bir gün sıcacık gözlerine..

Gözümden dökülen sözcükleri topla!..

Ellerime bıraktığın sıcaklığı kokluyorum karanlıkta!..

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:14 AM
Gidiyor musun diye sorma bana. Gönderen sensin. Ne terk etmeyi istedim seni, ne de daha yaşamadığımız bu aşkı toprağa gömmeyi. Senin kadar öfkeliyim bende, senin kadar endişeli..

Bir dokunuşunla bin kenti yıkacak güç verirdin bana, ama inandıramadım seni. Sen sorgularken beni kafanda, ben gözlerinin içine bakıyordum kuşkuyla. Bir tek sözün bağlardı beni sana, oysa sen hep susmanın koynunda.

Aşkın içine bir kez girdi mi kuşku, teslim alır bedenleri de. Sütten çıkmış ak kaşık değildim ama yalanı sokmadım iki kişilik dünyamıza...O dünya ki, minicik bir odada şekillendi. Nasıl da güzeldi... Zaten varsın diye her şey güzeldi ama sen buna da inanmadın.

Ah bu sorular... Yaşamak varken sevdayı delice, niye boğarız sorularla? Nasıl ikna edebilirdim seni? Ben “aşk” dedikçe sen “dur” dedin. Ben “seninleyim” dedikçe sen “hayır” dedin. Zaten az konuşan sen, olumsuz ne kadar sözcük varsa bulup çıkardın ortaya. Ben bir şey diyemedim...Ne kadar zarar vermişim sana meğer... Nasıl değiştirmişim seni... Oysa hiç böyle düşünmemiştim. Kimseye zarar vermek istemem ben. Kimseyi olduğundan farklı hale getirmek istemem. Ama öyle oldu işte... Demek ki gitmelerin zamanı işte... Çocukluğuna sığınır atlatırsın bu acıyı. Ne konuşmalarımız kalır aklında ne sevda sözlerimiz. “Rahat değilim” diyordun ya, rahat ol artık. Gülüşlerini saklaman için bir neden kalmadı. Tedirginliğinin sebebi de kalktı ortadan.

Gidişim yürekten değil, zorunluluktan. Sanma ki bu toy sevdayı başka kimliklere taşırım. Sanma ki benden sakladığın gülüşlerini yalancı yüzlerde ararım. Seni de götürürüm yüreğimde. Yokluğunu taşırım.

Bulup bulup kaybettim seni... Ne yazık ki toz duman edemedim kuşkularını, ne yazık ki kalamadın bana. Gidişimin kokusu kalacak kapının eşiğinde. Kokladıkça bizi bir yanlışa mahkum ettiğini anlayacaksın.

Ne çok tanığımız var ayrılığımıza...

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:15 AM
Gözyaşı(m) zamanıdır gece...
Oluk oluk akar ...akar da kimseler görmez.Görseler de farketmez,kimseler teselli vermez,veremez...

Ben gönüllüyüm bu aşka,heyhat!!!
Tanımam üstüne bu aşkın...Acısı nasıl da yorar,nasıl kanatır için için,nasıl boğar yalnızlıklar iyi bilirim.zaten aşkın bunca güçlü,bunca ayakta,bunca büyük bi sevdaysa,acısını nasıl olurda küçümseyebilirsin...
Aşk terkedince izi kalmaz mı sanırsın?
Hem acı çekmeye gönüllüysen,aşk ne yapsın...

Gidişine meydan okuyan gözlerim,
Hâlâ suskun...
Ve akan her damlada,senden bi parça daha kaybettiğini bildiğinden
Hep üzgün...

Sol yanımda kırmızı bir leke,
Kanar durur...
Atsan atılmaz satsan satılmaz bir sevda
İçimde yol olur...
Ne bu kan,ne bu yol senin için
Hükümsüzdür bundan böyle gitmelerim
Sana dairliğimide tükettin
Bir izlerin kaldı,çok derin
Sevgim bunca ç(y)okken sana,sen de elbet tükenirsin...

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:15 AM
Özlemine düştüğüm dipnotların bile dibi tuttu bu dipsizlikte..
Köşemde koğuş ağası edasıyla oturmuş yalnızlığıma tespih sallıyorum..
Bir çift lafın belini kıracak birilerini arıyor gözlerim, bulamıyor..
Benim kelimelerimin hepsi ezelden kırık, çıkamadan dudaklarımdan dişlerimin arasında un ufak..
Bu yüzden değil mi cam kırıkları gibi saplanışı içime..
Senin haykırışların hiç mi saplanmaz yüreğime?

Gözlerinin ayazından düşen bir buz sarkacı…
Yaralarımın kanıtı bundan yok..
Bir gülümseyişinle eriyip gider cinayet aleti..
Katilimin ellerinde kalır kanım..
Göz yaşlarımla ben yıkarım, kendim aklarım seni..
Üstlenirim suçunu..
Mahkumiyetim bitmez ve tespihimde “ya sabır”…

Zamanı oyalayacak çok hikaye var bende….Mesela...!

Bir plastik top olsam, dolansam çocukların ayaklarında, savrulsam toz toprak içinde ve şiddetli bir tekmeyle giriversem camından içeri. Bir bıçak alıp böler misin ortadan ikiye yoksa evinin bir köşesinde unutulur muyum? Çocukluğunu hatırlatır belki çamurlu ellerim. Yıkayıp paklar mısın? Bayram çocuğu sevinciyle sığınsam ellerine, okşar mısın saçlarımı yoksa bir şekerle savar mısın başından? Bayram şenliğim olsun gözlerinin ışığı, küskün bulutlar geçmesin hiç..Yağmur d-insin....

Tuttum hayallerimin kolundan çevirip çevirip duruyorum..
Rengim solmuş, şeffaflaşıyorum gittikçe..
Sığınacak bir köşe arıyorum, köşeleri tüketişim geliyor aklıma..
Biliyorum mutluluk benim elimde, ellerimse sende..

Büyüdükçe gözümde, bana gelişlerin küçülüyor git gide..
Gözlerimin kaçıncı yarısındasın?
Hangi kaldırıma taş olsam da kenarına yaslandığım yol sana çıksa..
Öyle büyük ki bu şehir kaybediyorum ayak izlerini…

Gel inletme beni bu sağır gecede..
Ayak ucumdan sokul yanıma..
Bir satırlık yatağımda italik yatalım seninle..
Sen bana sarıl, ben gölgene; altını çizelim gecenin..
Sabaha yeni bir hikaye olarak uyanalım..
Sonra ben yazayım hikayemizi sayfalar dolusu..
Oturup yakayım şehrin ortasında, gece aydınlansın..
Şehre pus inince ….

Sus……
Dinle bak ne anlatıyor şehrin hengamesi..
Kendini dinle..
Kendini solu saçlarımın arasından geçen rüzgarda..
Bu şehrin sen oluşuna şahit ol..
Ve BENİ ÖZLE…...

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:15 AM
"Gidişlerinin ardında yıkık birer kainat bırakanlara..."

Yüzün vardı önceleri,bakılmaya ve tebessüme değer...
Yüzün vardı önceleri,dokunulmaya kıyıla-mayası...

Kah bir şarkıydın,kah şiirimin satırlarında hecelerim...
Kah bir gözyaşıydın,kah ansızın gönlümde sevincim....
.
.
"Ayrılık" deseydin, giderdim..
Durmazdım karşında anlamsız ve manasız..
Anlamı olmalı kalmanın..
Demedin oysa...
Ve koşar adım terk ettin..
Durdum,kımıldamadım hiçbir yere..

Dur oldum...
Sus oldum...
Pus oldum....

Ama gitmedim...!
Gidemedim gittiğin yerlerden...
.
.
.
Çok aradım...

Hiç bir şarkının nakaratında..
Hiç bir şiirin satırında..
Gece indiğinde hiç bir sokak lambasının altında..
Gün doğduğunda bu kente..
Hiç bir kaldırım taşında yoktu izin....

"Dur"madım senden sonraları,ben de duramadım..
Bir ceket,bir gömlek terk ettim bu kenti..
Sonraları da aramadım..
Bırakıp gitmenin tadını tattım..
Bakmadan dönüpte arkama..

Durmadan...
Acımadan...
Yanmadan....
.
.
Hangi şairin şiirisin sen?
Hangi kalemin kara mürekkebi ?
Hiç bir renge sığdıramazken ben seni..
Anlamlar kaybolup..
Renkler solarken gözlerinin baktığı yerde..
Hangi şair sığdırdı seni Gidişin Kara Rengine?...

Sonsuz bir kainatı az bulurken ben sana..
Avuçlarının kokusunda kaybolurken mekan..
Ben,Yanındayken bile gebe kalırken özlemine..
Hangi "yalancı" sığdırdı seni Gidişin Kara Rengine?....
.
.
Duyduğum ne bir nota sesi...
Ne de bir kemanın melodisi...

Kala "kaldım" içimde..
Fark ettin mi ?
Sen sustun..
"Ben anlamlarımı yitirdim susuşlarında..."

Şimdi firariyim..
Bir o kadar da hasret...
Nefesimde gizlenen kokuna..
Ve
Bilmediğim bir kentte..
İzini bıraktığın kaldırım taşlarına...
.
.
.
Beni "soyup" gittiğin gün gibiyim..
Öylesine yalın ve çıplak..
İki dudak arasından çıkıpta..
Dünyaya sığmayan nikotin gibiyim...

Şimdi..
Söyle bana celladı olayım...
Söyle...
Hangi kendini bilmez mahluk..
Seni mahkum etti "Gidişin Kara Rengine?"...

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:15 AM
Dokunsam...bir nefes uzağımdaydı
Zaten asıl uçurum,kalplerimiz arasındaydı
Ben bunu anlamak için çok geç kaldım...

Aşkın gözünün kör olduğunu cümle aleme göstermeye çalışmışım
Herkes görmüş,herkes anlamış,herkes uyarmış...
Meğer ben umursamamışım,
Meğer ben sana ne çok aşıkmışım...

Kalbin pırpır eder durur
Saniyeler akıp gider,anlamazsın
Öyle bir telaş...

Herşey tozpembe,pürüzsüz
Sen daha güzelsindir artık,o zaten senin prensin
Öyle bir düş...

Ve birden biter tüm güzellik
Çöker içine tarifsiz bir acı,tarifsiz bir sancı
Öyle bir düğüm...

Takılıverir boğazına...Yutkunursun,gideremezsin.
Dinmek bilmez bir sızıdır artık içindeki,kapanmaz bir yaradır...Etraftaki tüm yabancı sesleri susturursun
Bakınırken öylesine,kimse senin mutluluk rolü yaptığını anlayamadan daha
Göz göre göre,aşkından öle öle...boğulursun

Aşkın bir tarafı yitik kalmıştır yine
Zaman geçer...farkedersin;
Kalbinin yarısı yok olmuş bile...!

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:15 AM
sen bekle...
gidiyorum ben!

buraları geçtiği yollar bilmiyorum. bilsem adres verirdim sana. bilsem elinden tutar getirirdim.

bilmiyorum işte...

küs bugünler dünlere yenik düşüyor. ve yarınlar da bugünlere karışıyor ben senin vazgeçişini beklerken. oysa sen bekliyorsun geçtiği patikanın bu olduğunu bilmeden.

hiç ağlama!

yıllar çürürken eteklerimizde, yaşanmamışlıklar biriktirdik biz hayallerden. ben sana senden medet umarken, sen hala bekle. yanında biri yitip giderken.

gözlerim artık seçemiyorum renkleri. hayır ya! anlatma o hikayeyi. bak siyah işte düşün ötesindeki herşey. gökkuşağı en çok siyahtanmış da kaf dağının arkasına saklana çömlekte beyaz umutlar varmış. aynaya baktığımda bile siyah beyaz bir fotoğraf var sadece.

hayır!

dokunma bana!

sarılası kollarına ihtiyacım (Ç)yok senin.

sen bekle!
belki... belki gelir...

neyse.
bana ne gelenden gidenden!

evet... ağlıyorum...
ama sen anlamıyorsun sarılası kollarına ihtiyacım var senin...

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:15 AM
etrafı ceset kokuları sarmışken ölümden bahsetmek hakkım değildi. zaten bu verilmiş bi hak değildi. lakin beni yolda bırakıyor tuttuğum dümen işte.

düşünceye saplandık kara bir gecede, yetemedi ışıklar dağıtmaya karanlığı gecede.

batıyorum...

beni ağlatan çocuksu sebepleri özlüyorum,
şimdiki bahaneler o kadar ağır ki!

susuyorum... olmuyor; başımı ağrıtıyor sessizlik.
konuşuyorum... olmuyor; çığlıkları boğuyor sesimi.

ne olurdu gitmeseydin biraz. varsın yansaydı elinde biletler. varsın sana ait herşeyi götürseydi vagonlar. ne olurdu az daha bana kalsaydın.

aynı odada saatlerce uğraştık birbirimize sesimizi duyurabilmek için,
ben senden bahsediyormuşum,
sen başkasından...
anlamıyormuşuz neden anlaşamadığımızı.

ve
sen
bana rağmen gidince...

yetemedi melekler yüzümde tebessümlere...

çaresiz yokluğuna üşüyoruz *******i,
üşüşüyor yarasalar pencerelerime...

çığlık

çığlık

çığlık çığlık karanlıklar...

düşünüyoruz,
sen yokken sana yakın biçimde...

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:16 AM
miş li geçmiş zamanlarda bile görülmeyecek türdendi yazdıkların. ama ne var ki okumayı öğrenmiştim bir hata ile. çocukluğumdan yiteli de yıllar geçtiği için, "aşk"ın "mutlulukla" eş anlamlı olduğuna inanmıyordum. eş anlamlıyla zıt anlamlının eş anlamlı olması gibi birşey olması olurdu bu. neyse, şiir=acı yazacağım sana...

bir adam, bir de kadın var şiirde..
bir sen, bir de ben yokum...

uzun saçların tellerine yazılmış bir öyküydü,
elleri kadının saçlarında dolaşırdı adamın...
o zaman kadın gözlerini adama çevirirdi.
silahsız bir cesurluk vardı bakışlarında aşka dair.
elleri hep kadının saçlarındaydı adamın,
ama kadın varlıkla özlüyordu adamı...
aşk gibi.

şimdilerde böyle değil tabi!

neyse...

sana ait şeyleri
bize ait olmadan yazmak zor oluyor.
acaba bu yitişirimizden mi?

zamanı,
bizi,
varlığı,
birşeyleri bizden yani...

nerde kalmıştım,
aşk gibi bakıyordu kadın...
bir emanet almıştı yüreğine,
narin,
hassas,
ürkek...
bu yüzden dikkatliydi....

bir başkasında görmüştü kadın bu emaneti,
çok yakışmış demişti.
ve almıştı kendine,
hayır hayır isteyerek olmamıştı bu alışveriş.
saçlarında bir el,
gözlerinde aşk vardı!

herhangi bir anda yitirmekten korktuğu...


belki de yalandı...

öylesine bir sancıydı!

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:16 AM
-git!
-...

-git hadi, daha fazlasını kaldırabileceğimi aklım almıyor...

-belki ya da keşke...

-sus!

karanlık bir dünya seni görmeye yetmiyor. kafi gelmiyor umut diye serptiğim tohumlar. can çekişmeleri, çığlıklar, karabasanlar... öyle çok şey var ki. bu yüzden, anladım! varlıkla yokluk bir yerden sonra farketmiyor.

git hadi, daha fazlasını kaldırabileceğimi aklım almıyor...

ben gidemem... yapamam ki, beceremem ki, adım atsam, yüreğim düşmez ki yollara. hem hem verilmiş sözler var aramızda. inanılası yalanlarımz var, benim gerçek sandığım. her şeye rağmen ısrarım var. benim hala senim var... gitmeyeyim.

gönderme beni esaretinden, ne olur azad etme sevdamı...

ayaklarımın üzerinde durmaya çalışacağım biraz. biliyorum yaşlanmış ruhumu taşıyamıyorum tek başıma. biliyorum, ayaklarım uzaklara gidemiyor.imkansız olsa da anla, yetmiyor dünya bana. içimde virüslü hücreler var. birşeyler beni kemiriyor. ben, ben ne kadar özlesem de olamıyorum artık hayatla... ne olur sen de git! ve sana ulaşmama izin verme. aklından çıkayım artık...

ben...

seni biliyorum... hala sen bana eşitken, nasıl bir denklem olduk da böyle, benden sen çımıyor. ben deme, ben diye başladığın cümleleri artık kaldıramıyorum...


sen beni seviyorsun... ben
sen bana eşitsin...ben
sen benle varsın..ben
sen benim şairim...ben
sen benim denizim...ben
sen sen sen...benbenben

uyanmayalım diye dualar ettiğimiz rüya mı bitti, karabasanlar yaşamın ta kendisi mi? bilmiyorum... ama bu yokluk, bu yitirişler beni çok yoruyor...

oysa bir düş'tün sen içimde...
nasıl oldu da düştün!

kalksan ve dirilsen içimde... ama boş ama imkansız biliyorum.. kaderimi ben yazsaydım seni hapserdim içimde. şimdilerde sadece, varlığının verdiği mutluluk içimde, yokluğunun verdiği hüzünle, sana türküler söylüyorum...


sus...

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:16 AM
sana hapsoluşumun yüzüncü yılındayım
sen hala bir çocuk olduğumu düşünüp,
ninniler fısıldıyorsun yüreğime rüyalarımda...

uykulu bedenim
küs sana!

güneşin doğmayacağını bile bile uyuttun beni avuçlarında.
damla damla aşk yetmedi doyurmaya aç ruhumu.

kırgın dünyam,
uzak sana!,_nefes kadar yakınken_

aldattım seni!

evet aldattım!

yüzsüzüm ve dürüstüm
aldatıldığını yüreğine haykıracak kadar hem de...
oysa sen yanı başındayken bile,
gelmemi beklerdin.

özleyerek,
kaybederek,
aşık gibi severdin...

bense;

aldattım seni!

evet aldattım!

bir gece vakti, uyandım rüyalarımdan. hayır hayır
ben rüyaya hasretm! _kavustu onlar_
uymadığını farkettim tutsaklığının serseri benliğime

az serseri,
az şımarık,
az çocuk...

aldattım seni,

evet aldattım..

işine gelmedi diye buruşturup yakma satırları,
anla artık aramızda koca bir yalnızlık var!

yalnızlığımla başbaşa,
senden ırak _nefes kadar yakınken sana_
yarınlarıma sakladığım bir ayrılık var,
bir aldatış,

bir yalnızlık var. _yalnızlığım_

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:16 AM
Koştum...
Delicesine,yetişircesine,
Dişimi tırnağıma takıp,tüm engelleri aşıp,sana gelircesine
Sana koştum...
Oysa taşlar bile durup durup önüme çıkıyordu.Her köşede biri ket vurmak için beni bekliyordu.
İnanırmısın...rüzgar bile esmiyordu!

Koştum...
Sonuç?...yok
Sebep?...hiç bilinmedi
Zaten aşk delilik değil miydi?

Bunca sene yanlış mı öğretildim?
Gözünü karartıp saçma bi cesaret katmaktı hayata,durup dururken gülmekti,ağlamaktı,sabahlara kadar uyur-uyanır dolanmak evin içinde,her şarkıdan satırlar ezberlemek,uygun sözleri benimsemek...ve bitmez sanmak herşeyi,gitmez sanmak sevdiğini...

Yine de koştum...
Dur desem ne farkederdi?
Gitmezmiydi?
Gözleri birdaha bedenimin herhangi ücra bir köşesine değmezmiydi?
Peki bu aldatış,onca gözyaşıma değer miydi?

Ardınsıra takılıkaldı gözlerim
Çekemedim önce..
Alışık değildim vedasız gidişlere
Dağıldım,parçalandım hücrelerime
Yaş döktüm,kan döktüm gözlerimden...içimden!
Neye,kime hiç düşünmeden
Belki ben sana hiç koşmadım
Belki ben sana hiç ağlamadım
Ne bileyim...
Belki sen bana hiç aşık olmadın
Sen giderken bir elvedaya razıyken
Artık tüm gelişlerine yabancıyım...

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:17 AM
Gittiğinde, hiç düşünmemiştim onu özleyeceğimi!

Sevda yarıda kalmış meğer..
Sonbahara emanet edilmiş güvercinler..
Yerden yere düşmüş gururum..
Adını ,bahara saklanan bir yaprağa vermişim..
Suyunu tüketmiş ben görmeden.

____________

"Kuş tüyü ruhum ağırlaşıyor..
Çekemiyorum bir ben daha..
Tek sillede atıyorum seni üzerimden..
Bir daha gelme düşlerime..
Gülüşlerime..
Hüzünlerime.."

- Bu gidişinin kaçıncı günü?
_____________

Mayıs'ın ilk günü, kapımı açtığımda karşımda bulmalıyım seni.. Senden asla almadığım;
Ama bende hep varolan bir tek gülü emanet etmeliyim ellerine..
Sonra atlamalısın boynuma ellerini..
En sevdiğin ve en sevdiğim yerinden..
Isıtmalısın yeniden..

Sen sol yanımı seversin sevgili..
Tamda şah damarımın geçtiği yeri..

...Önce geldi,sonra gitti ama hep benimleydi..
Karmaşıktı, herkezin anlayacağı dilden değildi...

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:17 AM
anlatamadım kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerde susma zamanı geldiğini
ve bu yüzden sandın ki bir veda valsidir çalan.
en narin andır yaşadığın,
gitsen ölürsün,
gitmeden de yaşanmıyor...

anlatılmayanları anlamaya çalışmak,
yordu s(b)eni...
dalgaları bile dinleseydin yetecekti oysa.
kırık bir kürekle yola çıkmış kayıkçı kadar değildi inancın,
az çaba sarfetsen,
ben konuşmadan duyardın ya,
canın sıkkın,
vaktin dardı muhakkak!


yağdı üzerime en acısı yalnızlıkların,
ağırdı...
çöktüm birden anlamaksızın haldan...
yağdı üzerime en acısı yalnızlıkların,
acıydı senden kalan...
ağırdı!


anlatamadım kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerde susma zamanı geldiğini
konuşması zor,
içimde yanan kor varlığın sevgili...

ve taşıtmaya çalıştığın yük,
yüreğime ağır...
bünyem zayıf,
nabzım zor hissediliyor...

kırık bir kürekle yola çıkmış kayıkçı, kadar değildi inancın

gerek kalmadın bana zaten,
******* sancılı,
sabahlar ırak,
yine ateşim çıkmış,
yüreğime ağırsın...
bünyem zayıf,
nabzım zor hissediliyor...

yokluğuna alışamayan biçare, can çekişiyor...

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:17 AM
ağlama sevgili
beceremedim doyurmayı seni benle,
gitmek gerçekten gerekliydi...

üzülme sevgili,
vedaları da vardır baharların,
yaprak dökümünü yaşarsın istemesen de...

vazgeçmek için zamansızız belki de. ama yetemediği yerde, gitmelidir sevgili....


saçlarımı kestirmek hiç aklımdan geçmezdi. demek ki birşeyler olmuş bana ki senin kıyamadıklarına kıyar olmuşum. aynaya bakamayacağım bu geceden sonra. saçlarımı taramayacağım. senin dokunmaya kıyamadığına başkaları kıydı sevgili.


bu yüzden seni sevdiğimi sanmama rağmen gitmeliyim sevgili. vadesi dolmuş günlerimizin sana güldüğüm, öldüğüm sana.

düşünme sevgili,
düşünülmeyi haketseydim,
yanında olurdum...

ve

vesi yok ki... gittim, kıydım zamansız. hangi bahanenin ardına sığınabilirim ki şimdi.

değmezim hiçbirşeye!

yalnızlığın adil değil...
ama benim ki adil sanırsam ki...

ben seçtim!

yok oluşumun tarihçesinde, bana eşlik etmiyor çok zamandır varlığın. bu yüzden küstüm sevgili, seni sevemeyişime inat, varlığımın hazzını yüreğime yasakladım.

artık seni koyamadığım düşencem de, ben de yokum.
çünkü sensiz; yakan bir korum...

belki de hepsinden öte, yalnızlığını kör kuyulara haykıran, dolunayın şahit olduğu, bir hayalet ruhum.

hala hayattayım belki de,
peki sen; varlığımdan haberdar mısın?

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:17 AM
"Hiç sevmedim kimseyi senin kadar
Yüreğim yanmadı hiç bu kadar"

Bir el bazen neleri ayakta tutabiliyor hiç düşündünüz mü ve neleri yıkabiliyor tek başına ? Bir eli tutmak bir insanı hayata bağlamakla eş değerde olabiliyorsa eğer bunun adı aşktır. Böyle bir eli tutmak hayatı bulmaktır belki de....

Hiç sevmedim seni sevdiğim kadar dersin birine ve sonra onun arkasına dönüp gitmesini izlemek ne zordur. Bir eliyle hayata bağlamak bir eliyle o verdiği hayatı geri almak gibi...

Bazen mecburu ayrılıklar mecburi acılar yaratır. Bile bile kapıyı aralık bırakırsın ve tüm yalnızlığın ve hüznün içeri dolmasına izin verirsin. Buna rağmen aklının bir köşesinde sonsuzluk vardır. Bitmedik , bitemez , bitmeyecek... Bir ömrü bir aşka adamaktır bu belki ve elbette yürek ister ayrıysan. Dönüş yolları geçilemeyecek kadar darsa bile bir umut koyup sol yanına beklersin hayatının ışığının o derin karanlıktan gelmesini.

Zaman geçtikçe göremez olursun hiçbir şeyi gözlerinin buğusundan ve kalbinin karanlığından... Beklemek zordur eğer beklenen kalbinden çok uzakta ise...

http://img464.imageshack.us/img464/3884/63ypts7.jpg

"Çok yalnızım, seninle bir yarım...
Eğer elindeyse ne olur çal kapımı,
Eğer yüreğindeysem ne olur sil göz yaşımı.."


Bir hayatı kaybetmek bir elin sıcaklığını kaybetmekle eş değerse işte bu aşktır. Böyle bir eli kaybetmek ölmeden ölmektir. Ruhunu o sıcaklığa terk edersin o el senden uzaklaşırken.

Ruhsuz bir beden ölmekten beterdir...

Ne kadar umut edersen et korkular rahat bırakmaz aklını ve umudunu köreltir sonsuz telaşların o bekleyişte. İsyanın yükselir bastıramazsın çektiğin yalnızlığın en acımasız yanı canını yakmaya başlayınca.

Tanrıya yalvarırsın son bir şans diye gerçekleşmeyeceğini bildiğin halde.

Umudun ve benliğin avuçlarının arasından akıp gider. Ruhsuz, umutsuz ve benliksiz kalırsın bir başına. Zaman acımasızlaşır ağladıkça.

"Gel... Korkuyorum... Nefes alamıyorum. Eğer hala dudaklarında ismim varsa gel... Sıcaklığın olmadan tutunamıyorum..."

Hatanın üstüne hata ekleyerek yaşıyoruz. Bile bile kaçırdık belki de o treni. Beklemek için çok geç , vazgeçmek içinse çok erken.

Bir ömre bedelse bile geç kalınmış bir mutluluktan vazgeçmiyorum. Verilen sözler unutulmamalı, ben unutmadım...

"Eğer elindeyse ne olur çal kapımı,
Eğer yüreğindeysem ne olur sil gözyaşımı..."

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:17 AM
tutup, tutunamadık birbirimize. ben seni anlamadım, sen beni anlamadın... anlaşamadık. olumsuz da olsa, -biz-li yüklemler kuralabiliyor hala. hiç gerek yokken. ben... artık seni düşlemiyorum" bil istedim... acıtır bilmek bazen...

sevgili,
düşlerin ucu bucağı yoktu,
değil mi?

haklıymışsın...

pembe gökyüzünün altında, mavi panjurlu, fiyonklu, eflatun perdeli yazlık evimizde; ilk olarak umuttan barış yemiştik. ev, denize bakıyordu ve sen ucunda iğne olmayan oltanla, sadece balıkların karnını doyuruyordun. bu balıkçılık değil de, balıkçılık oyunuydu.

ne çok oyun oynardık...

pembe gökyüzünden, yağmurlar yağardı. aşktı yağan üzerimize, yağmurda koşardık, ıslandıkça daha çok aşık olurduk. daha çk aşık oldukça, daha çk yağmur yağardı. bu yağan yağmur değil de yağmurculuk oyunuydu.

ne çok ıslanırdık...

pembe gökyüzünde martılar havalanırdı. biz güvercin beklerdik oysa evrene sevgi postalam için. olsundu, martılar da anlatırdı. her martının ağzına bir kağıt sıkıştırırdık. kağıda sev kardeşim yazardık. bu bir iletişim değildi de, iletişim oyunuydu.

ne çok yazardık...


ve birden,
günlerden hüzün,
aylardan veda iken,
gökyüzü karaya abandı...
pembe gökyüzüne siyahla boyamadık sevgili.
bu ne benim düşüm, ne senin düşündüğündü...

üzerimize hüzün yağdı.
benim gözlerim morardı,
bedenim yüreğime dardı.

gitmeyi ne sen seçtin,
ne ben sevdim sevgili.

birden deniz dalgalandı... balıklar, oltayatakıldı.panjurlar yıkıldı. fiyonklar çözüldü. yemek yandı. nasıl, neyin acısı bu sevgili?

en acısı da ne biliyor musun sevgili, demeyi unuttuğum sana,

senli düşlerim artık, mezardaydı...
bilmem kaç sat geçti,
takvim ne yıldı...

düşlerimi gömdüm,
bilmem hak mıydı?

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:17 AM
gözlerinde günseşi gördüm,
güneşin rengiydi gözlerin...

seni ne çok sevdiğimi anlatamamanın çaresizliğinde,
sessizliğindeyim.
sözcükler anlatmaya yetmediği için, susuyorum...

bu suskunluk,
bu sevda farklı...
ben, ben sana sonsuzluk kadar çokken,
biliyorum... biliyorum yüreğinde bir nokta bile değilim. ama bu beni acıtmıyor. aşk iki kişilik olsa da, tek soluğum ben.

defalarca karşılaşmışlığımız yok senle. bir kere nasıl olduysa sesini duymuş, o günden sonra sana yazar olmuştum. fonda güzel şarkılar eşliğinde. herkese anlattım seni. bakışınla titrettiğin yüreğimin çarpıntısı, ben seni anlattıkça, taa uzaklardan duyulur oldu. düzenli bir ritimde; hep "sen", "sen", "sen"... dedi içim. keşke adını da öğrenseydim de baş harfinden sen çıkan şiirler yazsaydım.

neyse...
ne diyordum?
galiba yine yok belli birşey dediğim.
evet hatırladım, ben seni seviyordum ve bunu anlatmaya çalışıyordum dünyamdakilere.

o sırada senin ne yaptığını da biliyorum tabi. ve bunun benim için hiç önemi yok. sevda, yazılı anlaşmalara benzemez çünkü. ben seni seviyorsam, senin de beni sevme zorunluluğun yoktur. seni sevmek bana başlı başına çokluktur...

o şarkı çıktı yine: birşey var aramızda...

bizim aramızda birşey yok... olmasın da. ama sen varlığına karışma.


gözlerinde günseşi gördüm,
güneşin gözleriydi gözlerin...

paylaşılmamışlıklara rağmen, seni sevmek, güneşe yakın olmaktı... sanki güneşin kuruttuğu topraklardan, can verdiği yapraktan haberi var mıydı?


gözlerinde günseşi gördüm,
güneşin gözleriydi gözlerin...

benim gözlerimse, sadece yosun kokardı... ve sen denizi sevmezdin. sevme zaten... ben güneşi seveceğim, sen de denizi şartı, yazgımızda yoktu.

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:17 AM
Geçerdi hep, gözün bıraktığı iz..
Dokunduğu yer..
Kurşunun aktığı irin..
Acı sözün...
Geçer sandım...

Geçerdi, saklı kalmış güzün..
Uzaklığının kırmızı kokusu..
Derinlere inmiş bekleyişlerde ki iz..
Siste ki, belirsizlik korkusu..
Geçer giderdi...


Geçerdi hep, üzerime sinen hüzün...
Sessizliğinin, yakıcı tortusu...
Öksüzlüğün, azlığı..
Açmaya yüz tutmuş goncada ki ateş..

Geçer sandım...

Geçerdi, yağmurun taşıdığı yük..
Eser giderdi, yanlızlık kokusu..
Silinirdi bunca zaman rüyalarıma giren yüzün...
Bedenime yapışıp kalan bu rutubetin..

Geçer giderdi..
Geçer giderdi hep...
Bu defa yapıştı kaldı...

Ellerimi yakarken kanatan ayazın..
Boğazımda düğümlenen mor sevdan..
Söner sandım kalbime akıttığın ateş..


Geçer gider sandım yüreğimde ki, parmak izin...

Kaldı...

Bizim hikayemiz bir varmış bir yokmuşla başladı..
Bir vardın ama..Yoksun işte..

Yok

Romanları yırtıp..Destanları parçalayıp..
Hikayemizi oluşturduk ama..
Yarım kaldı..

Gökten üç elma düştüğünde yoktun..
Oysa masal kahramanı olarak orada olman gerekirdi..

Yanımda
Of bu hikayenin kahramanı, bitmeden nereye gider ki..

Giderken hoşça kal demedin....Bende güle güle demedim..
Gitmeyecekmişsin gibi..

Ya da –daha kötüsü-
Hiç olmamışsın gibi...

Ve

Hikayemiz bitti…

Geç oldu biliyorum..Ama anladım..
Kimse giderken götürmüyor sevgileri yanında..
Yanılgılarımı yüzüme vurmayın, İçimdeki çocuğun masal saatine denk geldi aşk...anladım dedim ya ..Daha fazla SORMAYIN..

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:18 AM
Karanlıkta yürüyen benim ve bunlar benim düşüncelerim...

Yüreğimin cesedi gözyaşlarımla gidiyor sonsuza zamansızca ebediyen ....

Aklımı kaybettim benliğimin içinde nereye sıkıştını bilmeden..

Anlamsızca aramak belkide neyi aradığını bile bilmemek yada bilmezlikten gelmek..

Yokluk böyle kaybettiriyor olsa gerek benliğimi, zaman bazen beni şaşırtsada,duyduklarım gördüklerim sadece karanlık aydınlıkta gördüğüm bu...

Karanlık neyin sebebi?Neyden yadigar sürüklenen cesedime .

Anlayamazsın asla anlamıyacaksın...Düşüncelerim beni kullanmadan bir gün geçmicekmi..

Sen benim yüregimden başka ne alabilirsinki ...
Sen hangi değerlerinden bahsediyosun..

Ben senin istediğin beni kaybettim bulamıyorum mutlumusun..

Şuursuz benliğim şimdi gülebiliyomusun ?

Sevgi olmadan sahte dünyanda neyi bekliyodunki niye için acıyor..

Sonum buydu sen ne tahmin ediyodun?

Şimdi içim boş acımıyor hiç bi şekilde..Ben ben olmaktan çok, herkes oldum sayende..Herşeye karıştı yüreğimin aciz cesedi ..


Anlayamazsın...Asla anlayamıcaksın ve sen olmayan ama oldunu sandığımız zaman artık yoksun ...

Var olsan da yoksun..seni düşünen kim varolduğunu sanan hiç bir şey yok..

Karanlık ve içi boş ben dışında...

Ben kaçarım, ben gizlenir ve susarım sana karşı. Asla anlayamazsın beni ve dünyamı SEN!!

Düştüm ellerinden dikenli teller arasına..
Düşümün adı sendin oysaki....
Düşün ki ne çok acıdı yüreğim...



_________________
sus düştüğüm dudakların ...
şarap tadında gözlerin hiç gülmüyor..
kimbilir
belki sebebi benim
sana olan düşkünlüğüm
belki bir şairin seni yeterince anlatamamasıdır ..

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:18 AM
Kendimi kandırmaktan yoruldum...Hep senin haklı olduğun yalanına tutunmak artık zor geliyor bana.

''Ben yanlış anladım...Hayır,sen öyle yapmak istemedin.
Tamam,suçlu bendim.Sen haklısın,sen suçsuzsun,sen masumsun.
sen...sen...sen...''

Ya ben...!
Her yanlışının ardından doğrularını arayan,onlarla avunan ben,kendini haksız bulup kahrolan,kendini *******e vuran ben...
Ama yinede nerdeyse bundan mutluluk duyan gene ben.Tekrar tekrar aynı acıyla yanan,her acıyla birkez daha aşık olan hep ben...

Bunları yazması kolay da,taşıması öyle kolay değil.Her babayiğidin,her aşığım diyenin çekeceği dert değil...
İşte ben bu cesaretle,bu koskoca sensizliği yenmeye çalışıyorum...Gözlerimden öteyken bile özlerken tenini,gönlümden öte atıyorum tüm hislerimi...

Eskiden...
Verdiğin acıya bile razıydım.O ; ayrı bir haz,ayrı bir paylaşımdı.İçimde kıpır kıpır bir umut vardı.
Zaman zaman aklımı karıştırıp hayallerime oturttuğum sen,sonra hiçbirşey olmamış gibi davranıp sessizce ama ardında derin sancılar bırakarak yokediyordun herşeyi...
Biliyor musun...gitmelerine bile alışmıştım artık!

Şimdi...
Dayanamaz oldum bu yürek sancılarına,artık kaldıramıyor bedenim,senin uğruna olsada...
Senin uğruna ama senden habersiz,ama sensiz...Senin hayallerin başkayken,hayallerimin bir parçası yapamıyorum artık seni...

Güçsüz de...yapamadı,pes etti de...yoruldu,gitti de...
İnan son kez dayıyorum başımı omzuna,
İnan son kez bakıyorum böyle içten sana,
Ve inan son kez ağlıyorum uğruna... __________________

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:18 AM
Nasıl özlemektir ki bu, aynadaki gözlerimde bile senin gözlerini görüyorum...

Mevsim ne olursa olsun, her sağanak yağmurda, sana koşuyorum ben, yalın ayak bir çocuk masumluğunda...

Yüreğime sığmayan aşkını, beynim almıyor!...Geçen bunca zamana rağmen, içimde küllenmeyen aşkın!!! Seni görsem, seni duysam, bunca özleminle hasretinle doluyken, olduğum yere düşer bayılırım herhalde!...

Sen bilirsin yüreğimin kumdan kalelerini!!! Güçlü gözüken ama bir o kadar da duygusal yürek kalelerim...

Özgürlük diye satır satır bağırırken, ömrümün en büyük esaretini senin aşkınla giyinmişim üzerime!!! Hasretin çekilecek dert değil, Sevgiliiiiiiiiii!!!...

Rüzgarlar kokunu getiriyor burnuma, hasret kilitliyor kalp kapılarımı...

Dağ tepesinde kekik kokusu, gün ortasında yağmurla gelen toprak kokusu, *******i parmaklarıma sinmiş sigara kokusu oluyor kokun!!!

Hasretin beyaz sayfalardaki mürekkep izi, gözümden akıp ağzıma gelen gözyaşlarımın tuzlu tadı oluyor!...

Sen geliyorsun rüyalarıma, EŞKİYA URBALARINLA...

Hasretin düşüyor, en yıldızsız gecedeki dolunayın gözlerine... Sesin geliyor kulaklarımaa... Gecenin en sessizliğinde, yüreğimi delip geçen bir mermiye benzeyen sesin...

Kulağıma gelen senin sesin mi yoksa, hasretinle yüreğimde kopan fırtınaların sesi mi, inan bilmiyorum!!!

Gözlerini görüyorum, gözbebeklerimde... Hasretinle baştan ayağı sen olmuş hallerimde!

Hani olmaz ya, olsun istiyorum!!! Çık gel, istiyorum!!!

ONCA ACIYI, ONCA SIZIYI, BU ANI GÖRMEK İÇİN YAŞADIN DEMENİ İSTİYORUM!!!...

Ansızın öyle bir gel ki, hasretinle deli olmadan, seni gördüğüm an delireyim istiyorum!...

DELİRMEMİN BİLE SENLİ BİR SEBEBİ OLSUN İSTİYORUM!...

Anladın mı, SENLİ BİR SEBEBİ...

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:18 AM
Eski fotoğraflardan çıkma bir düşsün gözümün önünde
Git desem,kaybol sonsuza dek desem...öleceğim ben
Sana dair korkularım hep bu yüzden...

Açtım çekmecemi,dağıttım dört bir yana.Seni aradım aslında...
Bir fotoğraf yeter dedim.Yırtık,eski ama bir tanesi unutmuş olayım
Yakmamış olayım!!!

Yüzünün tüm hatları belirsin gözbebeklerimde...

Ve şimdi elimde,yakılması unutulmuş bir fotoğraf.Titriyor bedenim boydan boya.Oysa alttarafı bir kağıt parçası,üzerindeyse...neyse

Biraz bükülmüş,çatlak çatlak olmuş kenarları yüreğim misali...
Seni öyle görünce,soluğum kesildi önce.
Yıpranmıştı kağıdın,kenarların kıvrık ve gözlerin...benden öte
Yüreğim üşüdü,irkildim önce.

Gözlerin ardına atma beni...

Sana gel derken böylesini kastetmemiştim oysa
Geleceksen gülüşünle,ellerinle,gözlerinle gel
Yüreğinle gel... __________________

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:18 AM
incinecek hal kalmadı bende,
sana sadece bir tavsiye;

vedalar soğuk olur, sıkı giyin!

üşüyorum...

duracağım burada
gidişini seyredeceğim
kıpırtısız, sakin gibi görüneceğim
kavgasız olacak, fırtınasız olacak
saçma sapan olacak
organlarım birbirine vuracak
arkandan sessiz bakacağım
ben yine salağı oynayacağım...

hayalleri taştan bir sevdaydı bizimkisi. kırılmazdı. yağmura kara dayanıklıydı. çığ olup düşerdi de kendine zarar vermezdi. kopmazdı. gidişler dönüşlere gebeydi de, hep acıtırdı her el sallayış. özlemler acıydı. yürek dabırsızdı. her dönüş, doğuştu aslında yeniden. ölüp ölüp dirilmek gibi değil de, erince doğmaktı.

ama

önce hayaller öldü! (cenaze meydanda kaldı, ulu orta)

gönlüme bir kor düşer
gitme öyle zamansız
önce hayaller biter
yanar külsüz dumansız

acıyorum... ya da acıyorlar... elimde kalanları sayamıyorum. nasıl sayabilirim. ateş altında heryerim... dokunulamıyorum, onarılamıyorum, dona kaldım yanarken. sadece acıyorum, acınılıyorum... demişler inanmış, ağlayışları geçer sanmıştım. bir maddeyim... bedenim var senden kalan. benden götürdüklerini isteyemiyorum. sen giderken sen olsaydın, benden gitmezdin. sen olmadın belki de hiç!

bilmiyorum sensizliği...


baharlar hiç gelmez
mevsim hep kış olur
günlerime güneş doğmaz
hislerim uyur


takvimleri kopardım attım sen giderken. saatleri kırdım... zaman!dan söz edilmesini istemiyorum artık... kış! soğuk işte. herkese olduğu gibi... derlerdi hep de inanmazdım, vedalar soğuk olur, sıkı giyin!

ben bahardan kalmayım...
sana yangındım, ama sensiz üşüyorum... ve uyuyorum... hala!


dilimden hiç düşmez
adın hasret olur
yüreğimde sızı dinmez
gülmek güç olur

acı işte. hangi hecesinden tutarsan tut bu böyle. ne sancım diner, ne ağrım. sattım 3 kuruşa gülüşlerimi... bak gamze gamze dolmuyor yüzüm. bak acı! bak yaş! bak soğuk!

bakma... anlamayacak kadar uzağız artık. haa soğuk. demişlerdi zaten... ama yapacak birşeyim yoktu. sonunu bile bile lades dedim ben... mahkumdu!


ayrılıklar yara açar yara üstüne
yağmur ağlar sensizliğe iç çekişime
sensiz olmaz bu yerlerde dünya dar olur
eğer gidersen bu aşka çok yazık olur

gittin... yükelmin öznesi mühim değil aslında. gidildi. onarılmaz yaralarımız var artık. susuz tokluk arıyoruz belki de. yazık oldu mu? bilmem... olur mu?

sadece üşüdüğümü hissediyorum...

vedalar soğuk olurmuş, ben yolculuklara senle çıkmaya alışkındım oysa...

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:18 AM
Değme yarama,kanar...durduramazsın

Akan kan,gözümden damlayan yaşla karışırken,sessizce izliyorum dışardan bu içler acısı kavuşmayı.
Ne tuhaf!!!Oysa kavuşacak olan bizdik,onlar değil...
Unufak oldu yüreğim.Ruhumda dolaşan kasvet yüreğime bulaştı,parçaladı,kanattı...
Söylesene,kan nasıl dursun artık damarlarımda?
Gözlerimiyse hiç sorma...Hançer saplandı onlara,akmasınlar mı?

Yaramda alınyazın var,yaşımdaysa adın...kirlet(n)me

Gidişler yorar sevdiğim,sözler üzer ve anılar...kirlenir
Sen sen ol,sevdiğim ol,kirlet(n)me

Ben akarım,kanarım...değmem sana
Değersem bulanır suyun,değersen kirlenir ruhum.Düşme peşine anılarımın,ağır gelir...Yokluğunla perçinlenmiş günlerden elde kalan,sadece kahır...
Hele sitemleri,dilimin altında kalan sözcükleri sakın aklıma getirme...Yorulursun dinlerken,acırsın,sende kanarsın,kimbilir belki ağlarsın.
Yapma...gelme hatıraların üstüne,kirletmeyeceğim seni işte!

Son sözler,gidişler,yitirilişler kanatır sevdiğim...
Leke olur kalır,tenimde değdiğin
Aşkın hası kan olur,akıtır göz dediğin

Kandım,kanadım sana...
Ama hep sevdim
Yittim belki,ama sevdim
Gözden ıraktın belki,gönülden öte olmadın hiç
İnatla,olmazı olur yapmaya tutundum
Vuruldum,sustum,kan kustum
Yine kandım,yine kanadım
Ama hep sevdim..

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:19 AM
…Sanirim sarsildim…

…Kirildim…

…Aci çekiyorum belki…

…Belki…

…Sadece eskiyorum…

…Galiba üzgünüm…

…Bir parça yalniz…

…Ve tahminimce canim yaniyor…

…Umarim iyi olacak hersey…

…Arzum daha iyi günler görmek…

…Istegim bu…

…Belki sıkılıyorum…

…Ama sanirim ben sarsildim…

…Çok kirildim…

…Zor düzelecek herhalde…

…Sanirim biliyorum…

…Sadece eskiyorum…

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:19 AM
sessizsin

habersizsin

bir dalga gibi ince ince kıyıyorsun hayatımı

bedenin senin olsun diyorum çoğu kez

üstündekiler

altındakiler

umutsuz gülüş kırıntıları

başkalarına laik gördüğün bütün anları

belki bir gün

adını bildiğin

sokak ızgaraları çıkar karşına

küçüldükçe

doldukça

aklına yer ettikçe düşünceler

fark ettikçe

belki anarsın adımı

unutmak istemeyerek

kırıklar arasında toplayama çalışırsın birer birer

kan süzülürken parmak uçlarından

yo sana kıyamam

hele ben kanarken

sana bulaşamam

sadece bil

ürkek bir hayalet avuçların arasında __________________

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:19 AM
Kısa bir mola vermek istiyorum, izin verir misin hayat...

Acıyan yerlerimle kelimelere sığınma vakti şimdi,
Uzak şehirler arıyorum yüreğimin yabancı olduğu.
Keşfetmediğim, görmediğim, bilmediğim bir yer olmalı...
Hatırlatmamalı seni bana...

Demek ki deniz olmamalı....

Vedalaşmamalıyız seninle,
Sana bu iyiliği yapmamalıyım!


İlk kez nefretin eşiğindeyim, ama...

Senden vazgeçemem... Bilir herkes...

Acıyan yerlerimle düşlere sığınma vakti şimdi,
ne olur yakmayın ışıkları, ben herşeyi çizerim düşlerimle...
Neden yine yabancılaştım?
Bu senin suçun...

Herkes kendi ipini çeker,
Herkes kendi akıtır gözyaşını,
Ama...

Sen ben yok aramızda... Bilir herkes...

Senden ricalarımı anlatmam zor sana... Ne olur çok görme bana hayatı. Ne olur dokunma... Acıtma... Gülümsememi sever en çok, bari ağlatma...


Kısa bir mola vermek istiyorum, izin verir misin hayat...
gerçekler sancı yapıyor, az bir düş alıp döneceğim!

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:19 AM
"Ey ayrılık; sen nasıl bişeysin ki bütün aşklara hakimsin, aklım almıyor. Acaba bikere olsun aşkta kazanabilmek için Sana mı Aşık olmak gerek?.."

Demek ki böyle başlıyormuş ayrılıklar!

Garip bir sıkıntı çörekleniyormuş içine..
Nefesin daralıyormuş..
Ağlamak geliyormuş içinden..
Bir yanın < Hadi ağla > derken..
Diğer yanın < Sakın ! > diyormuş kızarcasına..

Bir sigara yakılıyormuş pencere önünde..
Gecenin siyahına bakılıyormuş..
Yüreğinin daha siyah olduğu fark ediliyormuş sonra..
Ellerin titriyormuş sigaranın külünü pencere parmaklıklarından dışarıya savururken..
Sözde duman gözüne kaçıyormuş da bir-iki damla yaş süzülüyormuş.. Kendine yalan söylemeleri başlıyormuş insanın o an..
Ama itiraf edemiyormuş..
Sonra bitiyormuş sigara..
Pencereden aşağı bırakılıyor ve karanlıkta gözden kayboluşu seyrediliyormuş..

Ayakların direniyormuş, titreyerek de olsa..
Ağır adımlarla mutfağa kadar taşıyormuş bedenini..
Bir bardak demli çayın yanında, bir sigara daha yakılıyormuş..
El ele çekilen resimler alınıyormuş, şiirler ve hediyeler..
Hepsi mutfak masasının üzerinde duran eski radyonun yanına bırakılıyormuş..
Az sonra olacaklardan ürkerek Ağır ağır oturuluyormuş sandalyeye.. Önce sigaralar yakılıyormuş, sonra yadigar radyo açılıyormuş..
Ağlamak isteniyormuş ama ağlanamıyormuş..
Her melodi bir sancı..
Her nota bir hançer misali saplanıyormuş..
Kanaması durdurulamayan yüreklere..

<Gayet güzel yaşarım> deniyormuş önce..
Acınası bir gülümseme ile…


Aptalca gülümsemeler devam ederken yüzünde..ŞAH-MAT!

Evet, Kaybettim diyormuş yüreğin..
İsyanın en tepelere ulaşıyormuş…

Nedeeeeeeeeeenn! diye haykırıyormuş insan..

Semada yankılanıyormuş sesin, melekler ağlıyormuş,şehir susuyormuş..
Uzaklardan dalga sesleri geliyormuş..
Kıyılar ağlıyor, tane tane kum parçacıklarını denize akıtıyormuş gözyaşları yerine..
Sular sürüklüyormuş her şeyi..
Tüm değerler kayboluyormuş, insanlar ölüyormuş nazarında…
Bulutlar ağlıyormuş, her damla binlerce ton ağırlığında düşüyormuş yüreğine..
Su hızlanıp boğazına yükseliyormuş, boyunu aşıyormuş sonra..
Sahilden eser kalmıyormuş,son bir nefes kalmıyormuş…

Koskoca dünya yok oluyormuş..
Ardından ölünüyormuş YAR!

Demek ayrılıklar böyle oluyormuş…!

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:19 AM
Gecenin sıcağı emip, serin serin üflediği bir saatte;gözlerimi dikmişim gökyüzüne yine seni düşünüyorum..Düşünüyorum o halde varsın..Hep olduğun yerde, içimin en sakınılanındasın..."

Kıpırtısız...
Dingin...
gözlerinle gülümserken...
Kıpırdama sakın... ( Hafızama aldım bile)
.
.

"Saklıyorum seni bi yerlere, bekle biraz..Tam, acılarına merhem olduğumu söylerken çektiğim fotoğrafının yanına koyuyorum.. Gözlerinin yeşili… İki farklı tonu nasıl da güzel..Biri güneş vurmuş gibi parıltılı taze bir fidan ve diğeri puslanmış bir akşam üzerinde olgun bir koca çınar..."

Yaslandığım...
Dinlendiğim...
Kendime dillendiğim...
Yapraklarını dökme sakın... (Dilekler bağladım bile dallarına)
.
.
"Bize dair...Umut yüklü, henüz yitmemiş….Defter aralarında sakladığım kurumuş gül gibi saklıyorum seni içimin sayfalarında..Kimseler bilmesin demiştin, sakınıyorum..En büyük hazinem oluyorsun çocuk aklıma..Hırsızlardan sakınmak için kilitli tutuyorum dudaklarımı.. Sana susuyorum..

Lal olup bize “sus” uyorum..Bir gülüşünle su veriyorsun gönlüme..."

Bulut olup...
Çisil çisil elerine yağıyorum...
Sonra şımarık küçük sevgilin oluyorum...
Sımsıkı sarıl, bırakma sakın... ( Kokunu çektim bile içime)
.
.
"Narkoz almış gibi uykuya hazırım şimdi,sen kokulu rüyalara…Yarı baygın, yarı ölü halimdir sana en yakın olduğum zaman..Elimi uzatsam değecek kadar, gözlerimi yummam yeter..İşte buradasın..Kolların bana açılmış..Uçurtmamsın sevdaya doğru ayaklarımı yerden kesen..."

Savruluyorum...
Rüzgar kirpiklerimle sevişiyor...
İçim çekiliyor...
Takılıp gerçeklere, durma sakın... (Ben çoktan düştüm bile yüreğine)
.
.
"Zamansız oldu, biliyorum..Hatta biraz da geç..Akıl edemedim, düşüşleri..Ben alışkınım uçurum kenarlarına, rüyalarımda çok atladım boşluğa, süzülüp parmak uçlarımda konuverdim sevdaya..."

Ben gerçeğe hiç böyle çakılmadım...
Bilemedim...
Uyandım...
Mahmurum ve hala aşık... ( Acıtmadım ya seni……)!
...

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:20 AM
10

seni çok özleyeceğim

9

tamam anlıyorum

8

bari birşey söyle

7

hiç mi?

6

üzülmeyecek misin?

5

peki...

4

elbette anlıyorum

3

ama

2

bitirmeme izin ver

1

Düşlere emanetsin...


bitirlmemiş şiirlerim,
anlamsız mısralım,
yaktığım mektuplarım...

ve

vesairelerim...

özle beni! benle...

uzaklara gidişlerim,
terkedemeyişlerim,
yüreğimde çarpıntı...

ve yitirilmişliğim...

düşle beni... benle!

ben giderken arkamda,
arka bahçelerim kalır... hece hece gelirim *******e,
çiçek çiçek açarım... bahardan anlatarım yeşile kaçan, yosunumsu hevesle...

yaşa beni... senle!


aklımdasın... aklım sende! herşeyi biliyorum aramızda olmayan...

bakma çaresiz göründüğüme... neleri yükledi bu omuzlar. kırıklarından neler doğurdu...

geleceksen eğer; sadece şunu de:

bekle...

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:20 AM
Havada;
Keskin bir ayrılık kokusu
Gözlerimde;
Aşktan arta kalan bi buğu
Yüreğimde ise;
Belki yalnızlığın yorgunluğu,belki öylesine bir korku
Yok yok,
Basbayağı sensizlik işte bu...


Biliyorum,yaralıy(d)ım...
Sensiz nasıl nefes alabildim tekrar,nasıl hayata tutundum,nasıl hayallerime sığınıp da,kalbimdeki koca boşluğu doldurdum...inan,hâlâ çok iyi hatırlıyorum.Hiç unutmayayım,geçirdiğim azap *******ini tekrar yaşamayayım diye aklımdan bir ''an''ını bile çıkarmıyorum.

Burası artık bana ait değil
Bu kalp...benim sevdiğim değil!
Ellerin...
Kokusu değişmiş,üzerine el değmiş
Yüreğine nazar değmiş!
Meraklanma...
Gözüm arkada kalmadı
Söndü içime ateş
Biliyorum...
Dönüş yok bu kez...!

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:20 AM
Sen benim sevgimi değil, ben sana sevgimi harcadım sevgilim!
Ben seni öyle sevdim üstüne alınma sebebi sen değildin. Seni ben sevmek istedim diye sevdim! Sevmek için seni seçtim, pişman da değilim!

Ben sende, sen dâhil kimsenin göremediklerini sevdim, sakladıklarını, gizlediklerini sevdim. Ben senin sevilmeye değer bulmadığın taraflarını sevdim. Çirkinliklerini, kötülüklerini, çekilmezliklerini, bencilliğini, kinini, nefretini sevdim.

Ben senin gün aşırı başka birine dönüşmeni izlemeyi sevdim. Başka bir adama her dönüştüğünde başka bir kadın olmaya soyunup, seni bambaşka ama yine sınırsızca sevmeyi sevdim.

Ben sendeki doyumsuzluğu sevdim. Arsız çocuklar gibi “beni daha çok sev” demeni, gezdirirken parmaklarımı saçlarında, kıvrılıp, kucağımda uykuya dalmanı ve en çok da yüzünde beliren o tarifsiz masumiyeti sevdim.

Bir kâbusun orta yerinde sırılsıklam uyanıp, yüklenip korkularını, tek söz etmeden çarpıp, kapıyı gitmeni sevdim!

Gece yarıları tavana diktiğin gözlerine vakitsiz yerleşen kederi ve bir de dudak kenarlarına sinen o içsel devinimlerini görmeyeyim diye pencere kenarlarında dikilip, uyumamı beklemeni ve en çok da uyuduğumu sanıp, arka odada gizli gizli akıttığın gözyaşlarını sevdim!

Hiçbir şeyden mutlu olamayacak portresi çizerken sen, ben seni mutlu edebilme ihtimalini sevdim!

“Sıkıldım artık senden!” derken bile, yanımdan bir adım öteye gidemeyişini sevdim.

Sen ağız dolusu küfürler ederken bana, suskunluğa sığındığımda sabrımdan usanıp, çıldırıp, önüne geleni devirip, kırmanı sevdim! Hırsını alamayıp, kalbimi kırdığındaysa sarhoş olana dek içmek için dışarı çıkıp, sabaha karşı yatmadığım uykumdan beni kaldırmanı, sahil boyu tek kelime etmeden saatlerce el ele yürümelerimizi sevdim!

Şefkatim ağır geldiğinde kabadayılığa soyunmanı sevdim. Yersiz kıskançlıklarınla ve kuruntularınla zehir ettiğin *******i bile sevdim.

Üstünde başka kadınların kokularıyla ve zafer sandığın tek gecelik kaçamaklarının vicdan azabıyla kapıma dikildiğinde seni içeri alıp, sonsuz bir merhametle sana sarıldığımda gözbebeklerinde beliren o çocuksu şaşkınlıklarını sevdim!

İçinde yanan ihanet ateşinin sıcaklığına dayanamadığında, benim de seni aldattığım yalanına kendini inandırmak için çırpındığında, vakitsiz beni sorgulamanı sevdim, en çok da aslında doğru olmaması için, içinden dualar ederken bana inanmayan gözlerle bakmanı sevdim.

Seni bıkmadan, usanmadan böylesine fütursuzca sevebildiğim için, sana olan sevgimden, tükenmek bilmeyen sabrımdan, merhametimden ve şefkatimden nefret etmeni bile sevdim!

Ben senin çevrendeki tüm o kalabalığa rağmen içini kaplayan kimsesizliğini, sahiplenmek isteğiyle yanıp, tutuştuğum sahipsizliğini, paylaşmaktan korktuğun yalnızlığını sevdim.

En çok da arınmaya çalıştıkça çoğalan günahlarını, bana duyduğun o yapay kini, apansız hortlayan, saklamaya çalıştıkça eline yüzüne bulaşan o başıboş kederini sevdim.

Ben senin beni başka kadınlarda arayışını sevdim. Bazen beni kıskandırmak, bazen kendini kandırmak için başka kadınlara gidişini, kazanmak için gittiğin uzaklardan yaralarını sarmam için yine bana dönüşünü, yalnız onlara değil, bana ve en çok da kendine yenildiğinin farkındalığında arınmak için bana sığınmanı sevdim.

Ben senin çocuksu inatlarını sevdim. Bazen neyi savunduğunu bile unutarak saçmaladığına aymanı, sana “haklısın canım” derken aslında içten içe ve sessizce haksız olduğunu kabullendiğini gizlemeni sevdim.

Ben seni şahitsiz sevdim, seni tutanaksız, belgesiz sevdim. Kafanı karıştırdı, korkuttu seni bu sevgi oysa çok basitti her şey; ben seni sevmek istedim diye sevdim!

Beni sevip, sevmemen umurumda bile değildi, ben seni sevmeyi sevdim, ben seni böyle sevebilmeyi sevdim! Ben seni hem senin yerine hem benim yerime sevdim! Ben seni her gün her gece hep başka türlü sevdim.

Benim seni sevdiğim gibi başka birinin seni sevemeyeceğini ve bunun şimdilik farkında olmadığını bilerek sevdim sevgilim! Günün birinde belki benim sevdiğim kadar başka bir kadın daha sevecek seni ama kimse benim sevdiğim gibi sevemeyecek ne yazık ki, bu da benden sana kalacak kara bir lanet sevgilim!

Sen benim sevgimi değil, ben sana sevgimi harcadım sevgilim!

Ben seni öyle sevdim üstüne alınma sebebi sen değildin. Seni ben sevmek istedim diye sevdim! Sevmek için seni seçtim, pişman da değilim!
Seni sevmem için varlığına ihtiyacım yok çünkü ben seni sana rağmen sevdim!

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:20 AM
Bir mısra çekiyorum hayatımdan. Faili meçhul bir kaybın, tüm sokakları dumana boğduğu sürgün gibi duruyor yüzümün kanayan yanı...

Güneşi saklayan dağların arkasında beklediğimi, benzerimden benzerime dadandığımı görüyorum artık. Hayattan çalarak eksiliyorum en çok da. Yaralarım derinden geliyor, yüzüm gözüm kan içinde. Günlerdir içimde biriken sessizlik vuruyor gecenin ayarını. Gecem nemli, gündüzüm kayıp. Bazen bir ses, bazen kimsesiz bir darbe topluyor eksilen gülüşlerim... Yarım yamalak söyleniyorum hep, ayağıma dolanıyor umutlar, dalga dalga çığlık oluyorum, gözümün penceresinden birbirine karışan cümlelerin kilidiyle oynuyorum, sokulmaya korkuyorum. Asılı kaldım benliğime, aralıksız akan zamanın en titrek nefesinden çiğ gibi akşamlar düşüyor...

Bakışım ondan mı ürkek?

Ayaklarımdaki nasır bağlamış yalnızlığım mı ağrıtıyor yoksa yarınlarımı, bilmiyorum artık.

Neye uzansam şimdi az ötede. Silkinmek korkusu bir yandan vuruyor, durulmamış kavgalarım diğer yandan; ben izlerimi barındıran patlamış dudaklarıma bakıyorum. Kanayan ezgiler dağlara dönüyor, en sevdiğim çiçekleri çürütmüşler, hükmüm sessizce kendisini yağmalıyor.
Islağım, sıfatsızım, çizik çizik karaya dolanmış cümleler geçiyor önümden.
Karanlık bir kentim... Duvarlarda bensiz sözler tutuyorum. Gözünün ekranında tanımadığı bir numara gibi duruyorum hayatın... Kaç gece geçti gerçekten, hece hece karanlığımı buluyorum.


Kaç gece?
Ölüyorum be, belki anlasilirim diye uğraşmaktan kime ne?
Dudaklarım mor, saçım dökük,
Yolumdaki taşlardan bana ne?
Düşlerim doğurgan, sahipsiz öksüzlüğümden geceye ne,
gündüz kalk git hadi; kanayan gözümün tuzağından sana ne?

Kırk harami düş arasındayım şimdi, ağzımda ekşi bir tat. Gerçekten, neye tutunmaya çalışıyorum ki? Kurşun geçirmez gökyüzünden yırtık fotoğraflar düşüyor, iniltili bir kan damlası gibi kızartıyor yüzümü, aşk ölüm gibi akıyor...

Aşk, ölüm gibi tutuklatan şey.
Bir parça ekmek, üç beş zeytin ve sert bir yataktan daha fazlasını istemeyen duygu...

Tek başına yalnızlığı, kırılmışlığı, kararsızlığı, yatışmış bir acıyı, sessizlikleri, dilsiz, ürkek uslandırılmış bir coşkuyu, hiç durmadan anlatan türkü. Aşk. Gitgide daha zor. Öyküsüz. Taraf tutmak. Aşk. Birkaç kadeh içtikten sonraki elim sende oyunu. Uygunsuz bir zamanda aranılan, belki de ucuz yorumlar...
Aradığı ve bir ikincisi olmayan yükseliş gibi... Anlamlarını bilmediği, diline söyletemediği, yalnızca sonsuz bir kutsallık taşıyan, cezaları çağrıştıran ölüm gibi...

Ona bakıyorsun bazen. Maskeli yüzlere gizlenmiş, inceltilerek doruğuna akan saldırılar kadar tuhaf. Başında yüzünü gizleyecek şekilde bir şapka, nefesleri tek tek koparıp, ağır ağır çiğnemeye çalışan ölüm gibi. Aşk... Her şeyin eskimişliği. Sıra dışı hiçbir şey yaşanmıyor, ve sonra bayatlamış bir güne döner gibi yarına sürünüyorsun. Aşk. Kan kırmızısına boyalı tırnaklarıyla, tam kalbinin ortasında güller kazıyan, siyah, uzun giysili ölüm. Aşk. İçinin bir yerlerinde, umutsuzca, kımıldayarak, pencerenin önüne konulsa da, solmaya inanmış çiçek gibi... Aşk. Sıkıştırılmış plastik kokulu gözbebeği. acitmak, susmak, aşk. Ölüm. Son düşünce. Hazırlanmadan, çağrısız. Aşk. Acı sözler. Öç almak belki de.


Aşk, ölüme iliştirilen nefes gibi sanki.

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:20 AM
bazen,

yıkılasım geliyor...

tüm borçlarımı alasım senden,
tüm senden olanları veresim...


neresinden başlamalı seni yok edişin içimde.
sadece tükeniyorum
seni sayarken her türlü biçimde...



git_Sen,
kaybol_Sa(e)n,
eri_sen,
bit_sen , bir şekilde...

canını acıttığı yerde çekmeli kabloları elektrikten,
yorduğu yerde vazgeçmeli (mi?) devam etmekten,
acıttığı yerde bırakmalı,(mı?)
uzadığı yerde koparmalı...(mı?)

kanattığı yerde,
merhem olmalı kendine!

toplanmalı dağıldığı yerden.
inceldiği yerden kopmamalı,
onarılmalı.
onarmalı.

hadi;
git,
eri,
kaybol,
bit, bir şekilde...

öde tüm borçlarını...

kim kefil olmuştu bu yüreğinin sesine.
yüreğim mi?

aldanmışım...

borçlarını ödemeye niyetin yokmuş. benmişim alacaklısı da vereceklisi de tüm hayatların. oysa giden gitmiş, ses yok, karanlık bir şehirde, tüm borçları unutup, yaşamalı bir şekilde.

aramızdaki sözleşmeyi aşkımın hatrına yok sayıyorum...

senindir; bedelini ödemediğin yüreğim alacaklı değil yüreğinden, kanadın kırık düşlerim beklemeyecek baharı senden, kara kışlar senden sıcaklık beklemiyor, açlığım sana doyuralası değil... susuzluğum kanmayı beklemiyor sana herhangi bir anda. yalnızlığım ses olmanı beklemiyor. adım, adına yaraşmak istemiyor artık. ben denince, sen de akla gel istemiyor aklım. çift kişilk değil nevresimlerim, kahve takımlarım, koltuklarım. odam seni aramıyor. doluydu senle hayat, yokluğunsa inan anlamsız kılmıyor. bu kadın sana hasret kalan yarınları için, senden medet ummuyor...

Tek yandığım; büyüttüğüm çocukluğum, kırdığım oyuncaklarım. hayat oyuncak gelin damatlarla daha güzel yaşanıyor...

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:20 AM
yok olasım geldi biraz
yok,
çok geldi!

sensizlik çok geldi bana,
ne bir ses,
ne nefes
galiba yalnızım(sensiz)...

biliyor musun,
sessizlik başımı ağrıtır benim.

biliyorum,
ses omak zor gelir sana.


bütün ayrılıklar eş anlamlıymış.
bunu biri daha söylemişti yıllar önce de kabul etmemiştim.

(sensizliğe yenilmemeliydim oysa, yaşaman bile bir umut aslında. sensizlikte daraltmışım pencereleri galiba. camlar kırılmış, kırıklar gözüme batmış, görememiş de olabilirim. ama yok yine de ayrılıklar eş anlamlı galiba. sen yok, o yok, onlar yok... yok oluşun şekli önemli değil yokluk yokluktur! inanıyor muyum yazdıklarıma? galiba hayır... sen varsın ama yoksun...)

ve yokluğa inat, gecenin bir köründe;


sen olasım geldi biraz,
yok,
çok geldi!


Ama sen yokken şehirde bilemedim nasıl olsam,
Sen gibi giyinsem,
Kokundan sürünsem,
Sarkını söylesem,
Uzun adımlarla yürüsem olur mu ki?
Ama beni kim saracak?

biliyor musun,
sessizlik başımı ağrıtıyor benim.

sen olasım geldi biraz,
yok,
çok geldi!

neden acaba?
işte,
sana_____(yokluğa) inat!

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:20 AM
Kırmızı şarap değil; narkoz gibi bir sevda damlıyor, şeffaf bir şarap kadehi olmuş dudaklarından! Ve narkoz gibi bir ihanet sunuyorsun bu gece bana… “10’a kadar say sevgilim” diyorsun; derin derin nefes al…

bir:


Yeni bir metresle, eski bir aşka başlar gibi uyanıyorum artık her sabah ve duman duman gözlerimin önünden acı dolu bir karmaşa akıp gidiyor… Gözlerimden fışkıran hiddet ve öfke sanki bir katile saplanan pis bakışlar gibi saplanıyor içime!


iki:


Tek sıra dizilmiş de Eros’un pegasuslara binmiş süvarileri, uçlarına gözyaşından barutlar sürülmüş kan okları atar aşıkların gözbebeklerine…


Sokaklarda cirit atan huzursuzluk aşıkların avuçlarını kör bir jilet gibi kesmekte… İlikleri inim inim titreten gecenin matemi kim bilir daha kaç intihara gebe?


Haykırıyorum gece gece kudurmuş varlığına! Bırak bari İstanbul tanık olsun damarlarıma zerk ettiğin ızdıraba!


üç:


Bak, şu acının her açısını derece derece tavaf etmiş avuçlarıma bak! Şu hasretten tenime silinmez mürekkeplerle kazınan kedere bak! Şimdi hangi âlim yapar suskunluğumun tabirini?!

Gözbebeklerimden tebdil-i kıyafet dolaşan bir kıyamet olup süzülen şu mısralar, hangi kavmin günahıdır? Hangi cesur peygamber üstlenir uyarmayı artık, sesimde cirit atan kâfir zümreyi?!


dört:


Avuçlarımdaki acıya bak! Şimdi ben, nereye dökeyim bu acıyı? Hangi okyanusa boşaltsam, taşıyabilir bu sancıyı? Hangi yıldız şaşırmaz yörüngesini? Hangi kara delik çekebilir avuçlarımdaki kahrı?! Şimdi ben bu acıyı nereye dökeyim, nereye saçayım, gözbebeklerimin hazine arazilerine durmadan gecekondu mahalleleri kuran bu mafyavari kederi?


beş:

Gözlerimden fışkıran renkli dumanların önünde acılar sanki resmi geçit yapıyor… Öyle bir bakıyorsun ki; sanki gökyüzünde yeni bir yıldız doğuyor…


Kime baksam, sana benziyor! Öyle kötü bakıyorum ki insanlara kimin yüzüne baksam, beni deli sanıyor!


altı:


Yitirdim yüzünü ilmek ilmek… Önce anılar yitti birer birer sonra da kırık dökük sözcükler… Üç noktalar yitti sonra, yitti gitti,yitirilen uygarlıklar gibi şiirler…



yedi:

Gözbebeklerine çöreklenen yalan, sana Havva’dan, Havva’ya Âzâzil’den miras! Bakışlarında gün geçtikçe, gayri meşru bir çocuk gibi büyüyor ihanet!


sekiz:


Peri perdeleri ile örtüp yarım bırakılmış şiirlerin üstünü, içimde çıkarttığın tüm yangınları gözbebeklerimde söndürüyorum!


dokuz:


Kiramen Katibin meleklerim bile ilk kez şahit oluyorlar böyle bir çıldırışa! Parçalanıyor her an biraz daha sızlaya sızlaya Cahiliye Devri putları gibi, içime zamansız çöreklenen yalancı serseri!



on:


Ve şimdi bir küfür olup sızıveriyor adın dudaklarımdan sokaklara! Sabah erken uyanan insanlar, ilk kez tanık oluyorlar bir şairin intiharına!


Durma! Biraz daha ölüm ver bana, biraz daha intihar koy meze tabağıma! Yetmiyor kanıma karıştırdığın narkoz bu ihanete katlanmaya… __________________

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:21 AM
Gözlerimden yaş misali düşüşünü seyrediyorum öylece
Nasıl süzüldüysen içime,aynı şekilde gidiyorsun işte...sessizce

Ne değiştirebilir şimdiden sonra bu kaderi?
Sen mi?
Güldürme beni...Her gidişinde dünyamı bir hiçe çeviren,görmezden gelen hüsranımı...ve uğruna nice ağıtlar yaktığım,nice şiirler yazdığım,adını kalbime kazıdığım...
Sen...?
N'olur güldürme beni haline...

Gelirsen diner sandığım yalnızlık durulmuyor
Meğer kendimeymiş yalnızlığım,ağır geliyor...

Yaralarım onarılmaz artık.Aşkından kurtuldum ya,illa bir iz yapışacak yakama.Çek gölgeni peşimden,inan sensiz daha mutluyum ben...
En acı anlar boğazımda düğüm işte.Ne kadar yutkunsamda,hazmedemiyorum onca kırılmışlığı.Sendeki ise;sadece vicdan rahatsızlığı...

Hiç beklemediğin anda;
vuracağım kalbinin orta yerinden ta...

Aniden gelişin gibi,
Ve gidişin gibi,
Hatta tekrar tekrar dönüşün gibi olacak herşey.
Tüm acılarımı yakıp küllerini göndereceğim sana.
İbret-i âlem olsun diye,çektiklerimi,beni biraz olsun anla diye,bir daha dönme diye!!!

Gün oldu,devran döndü
Sen niyetlendin bu kez sevdama
Gel bakalım kapıma
Hâlâ açan bir ben var mı ardında?

Üzgünüm...Seni tekrar sevemeyecek kadar ruhsuzum artık
Bu kez de sen anla!!!

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:21 AM
Sana yüreğimi bırakıyorum...

Seni Sevmek sucunu isledigim icin. Ardima bakmaya korkar oldu gözlerim..

Gönlüm binbir hatiranin etegine yapismis ve ve ellerim yitirdigim sicak ellerini ariyor...

Biliyor musun yarim? Hayat zamanla elele vermis. Herseyi ve herkesi unutmak mümkün belki. Ama gel gör ki kardeslikte, kalleslikte unutulmuyor. iste bu yüzdendir yarim hafif acilar konusabilir ama derin acilar dilsizdir vicdansizim.

Gözlerim yasa, günlerim kedere coktan alisti. Hayat irmaginin dudaginda bir nefes gibi ömrümüz. Dürüstler gitti yarim, dürüstlük bitti. Dört yanimiz ihanet. Ben gözyaslarimla suladigim hasretimi haykiramiyorum yarim.

Bu yüzden sana.....

Gidenin gelmedigi bu dünya elinde dile gelmeyen hasretler ve hic yoktan kalbe düsen hüzünler birakiyorum.....

Bugün sana....

Sana Yüregimi birakiyorum sevdigim, hak etmedigin yüregimi..

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:21 AM
Üç noktalı bir sevda büyüttüm sol yanımda
Bitimsiz olsun diye...
Pamuklara sardım sarmaladım
Kol kanat gerdim
Yetemedim...
Aşka iki kişi gerekmiş...bilemedim!

Aşkın karanlık tarafı hep senden yanaydı
Oysa sana beyazlar yakışırdı
Beyazlara bulansak tepeden tırnağa...
Hiç siyahlık kalmazsa,eksilirmiş sevda
Aşk tek renkten ibaret değilmiş...göremedim!

Mevsim başladığı yere dönmüş,kimin umrunda
Hezeyan dile gelmiş artık...duysana
Sormadan,sorgulamadan,atmadan ateşlere kendini
Öyle hesapsız,öyşe çıkarsız
Gelemedin değil mi?
Gönül yorgun beklemekten,suskun
Gönül hep tutkun...
Nefesini duyarken hâlâ bu şehirde,
Aşkın yüzünü yere eğip...gidemedim!

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:22 AM
Tozlu raflarda kalmış bir sevda bizimkisi
Onca zaman sonra raflara neden baktın ki?
Tozumu üflemesen,gözünü yaşartmazdım ki...

Sensiz soluğum kesilirken,ellerim yüreğimde,aklımda hayalin,gün ışıyana kadar
(ki aydınlanmak bilmezdi *******) bir ses bekledim senden uzunca bir süre...

Hiç ses çıkmadı...benimse eski halimden eser kalmadı

Önceden rüyalarımda bile benimle olasın diye dualar ederken;
açılınca gözkapaklarım aklıma gelirsin diye,suretin belirir gözbebeklerimde diye,ölesiye bir korku sardı benliğimi şimdilerde...

Ne sandın...
Sebebimdin,söylemiştim
İnanmadın,
Sen beni hiç tanımadın...

Sebebi olduğun herşeyi yerlebir ettim.Burkarken içimi bu hissizliğin,ayakta kalmak için çok çabaladım.Çelmelerine takılmadan yürümek öyle zor oldu ki...
Önce esen rüzgârla yalpaladım,eve kapandım...Kitapları karıştırdım,her sayfa aralığında fotoğraflarınla karşılaştım.İnan,kitap bile okumadım...Arkadaşlarını görmezlikten geldim,o günleri yaşanmamış bildim.
Ama hiç unutmadım terkedişini...Unutursam affederim seni diye korktum.Ve o gidiş sahnesini aklımda hep canlı tuttum...

Şimdi durma
Çevir sırtını,git yine
Tıpkı geçenki gibi,yokmuşum gibi...
Tanıdık gelir bu gidişinKi alıştım vedalara...
Yaş bile dökmüyorum yollara
Ki haketmiyorsun bu defa...
Sevdim...hiç inkâr etmedim
Zamana yenik düştü sevda...

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:22 AM
.... yoksun.... --- Kaç kez güneşle ay yer değiştirdi gidişinden bu yana saymadım. Ben seni kovalıyorum aylardır, günler günleri kovalamış çok mu? Daha ne yıllar kovalanacak kimbilir...

--- Sarfettiğin sözler geliyor aklıma, aklımda sözlerin atlıkarınca... Sesini duyduğumdan bu yana kulaklarım
başka sözlere kapalı, duyamıyorum, sen 'iyi *******' demediğin geceden beri uyuyamıyorum. Ben sana düşüm ol dedim, kabusum oldun, göz kapaklarımın altından söküp atamıyorum.

--- Acaba sen de beni düşünüyor musun? Hiç özlüyor musun? sorasım var sana bir sürü şeyi bir karşıma çıksan. Bütün sorularımdan tasarruf yapıp biriktiriyorum.

--- Tam aşık olmak üzereyim diyorum, sen geliyorsun yine aklıma, bütün sonuçsuzluklarıma sebepsin. Ne kadar suçlusun bir bilsen, tıpkı çekip gittiğin gibi hayatımdan içimi de terketsen...

--- Bak yine karıştırdın bugün beni sabah sabah... Ben şimdi bugünü nasıl bitiririm? Tam da haftasonuna ramak kala yaptığın reva mı bana? yine bir haftasonu değil miydi bırakıp gittiğin, daha geldiğini anlamamıştım oysa ki...

--- Bütün duygularım sana biçilmiş kaftan. Üstünde ne de güzel dururdu, sen ilk provada kaçmasaydın eğer...

--- Yine şarkılar dinliyorum bak senin için seçtiğim 'ah yalan dünya' bütün gerçeklerimden öte, en güzel
yalanımdın, ne güzel de kandırdın.. Hadi yine kandır beni, her söylediğine inanasım var. Senin için son derece yıkılasım var...

Bir daha hiç olmayacaksın gibi geliyor bana.. Bak tam 9 ay 10 gün oldu, içimdeki aşk hasret doğurdu.
Baba oldun ne mutlu sana ! Hadi gel yüreğimi yetim bırakma...

--- Gelmesen de, bir selam göndersen arada. Avunsam senden düşen kırıntılarla... Razı gelsem sıkışık zamanlardaki kocaman sevdana.. Sev beni, sev beni lütfen...

--- En kara büyücülere düşürsem yolumu... Okutup, üfletsem, üstüne bir de şarkı söylesem... Yine de olmaz mı yar? bu şarkı da armağan olsun benden sana, hadi yine iyisin... Sen bana bir nakarat bile bırakmadın giderken, bak ben sana şarkılar armağan ediyorum hala...

--- ..... yoksun.... Ben yine hayalinle perişan... Beni de şair yaptın ya, helal olsun sana, arabesk oldum yine, bütün alaturka makamlarım arka planda...

--- Saat sensizliği çook geçe artık... Dönülmez sabahın tan yerindeyim...

.............yoksun.....................

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:22 AM
Cümlelerim daha çok devrilmeye başladı son zamanlarda.. .

Daha hızlı çöker oldu, karanlık tozlu... Akşamlarına...
Ve daha çabuk tükenmeye başladı her şey..

Daha bir donuklaştı bakışlarım..
Daha ağır ilerliyor artik Sensiz her saat...

Sonsuz her dakika...

Ve bırakmak vazgeçemediklerimi...
Daha derinlere inebiliyorum..

Artik nefesimi daha uzun tutarken,
Ve daha sert vuruyorum dibe..

Çığlıklarımı daha az yutarken...
Daha da sessizleşiyorum gecen her günde...

Daha da hissizleşiyorum..

Her daha çok Sensizleştiğimi fark ettiğimde...
Ve gecen her gün biraz daha az Sen kokuyorum.

Artik yasamak daha zor, biraz daha kutsanmış her geceyi ve olum biraz daha yakin.. Bulamadıkça aynalarda, Sende kalan beni...

Sokup atamadıkça içimden bende bıraktığın Seni...

Artik bilerek bekliyorum her henüz gelmeyişini....

Ve daha açık seçik görüyorum gelmemeye daha fazla gecikişini...
Ve daha çok seviyorum Seni, Seni sevmeyi, Seni çok sevmeyi, Seni daha çok sevmeyi.

Artik daha çok korkuyorum hırpalamaya başka duraklarda bulduğum gölgeni.
Ve sonunda yastığıma dağıtıp rüyalarıma hapsettim Seni.
Hayalin daha canlı simdi ve gözlerin daha nemli.
Daha dayanılmaz artik Seni Sensiz sevmek.
Ve daha imkânsız cebimde kalan son Seni bozdurmak, ismini tekrar tekrar susmak...

Kokunu her uyanınca unutmak...

Ve ben artik daha pervasız ve Sen daha insafsız...
Ve ben daha yalnız... Sen daha duyarsız.
Ve ben daha umarsız... Daha savunmasız.. . Daha dermansız.
Ve Sensiz her şey daha tuzsuz tatsız ve her yer daha ıssız daha bucaksız.

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:23 AM
Bitti sanmıştım, unuttum demiştim, ömrümün geri kalanını sensiz geçirebileceğim fikrine bile kendimi inandırmıştım!... En büyük yalan, insanın kendine söylediği yalanmış geç anladım. Kaleminden çıkan birkaç cümleyle gözlerimin karşılaşması, yüreğimin seni yeniden hissetmesi, beynimin içine kazınan kare kare resimlerin ve kalabalıklar arasında yaşadığım başıboş dalıp gitmelerim!...

Seninle yaşadığı bir günü, tüm geçmişine ve geleceğine denk tutan bir ruhu, mahşere kadar taşımak zor gelecek biliyor musun?...

Öyle ya bir yağmur da, bir göl kenarında, gözlerinden içtim yağmur ve gece kadar yoğun şarabı ben!... Gece senin derinliğindir ben de, yağmur benim yüreğimin sağanakları...

Aklıma düşmeye gör, en fırtınalı denizde yolunu kaybeden en acımasız dalga olur bakışlarım... Dalgalarımın kayalıklarla buluştuğu an çıkan sesleri duymanı hiç istemem! Canı çok acıyan bir deniz ağlıyor dersin eminim... Seni özledim, anlıyor musun, özledim!!!

Gördüğüm her kuşun kanadına gözlerimi koyuyorum, bulunduğun diyarlara gelirler de seni görürüm diye...

Sana " yar" diyorum, " yaralarım" kanıyor...
Sana "yara" diyorum, tüm sözlerimin öznesi oluyor
" yar' a"...

Yara giden yolda kocaman bir yaram var!!!

Ne diyeyim, yara yardansa akan kanım değil, onun için gözümü bile kırpmadan verebileceğim canımdır!!!...

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:23 AM
Uzaktan eser rüzgâr uğul uğul...
Ve kokun gelir ansızın burnuma,titrerim!
Dön arkana,bir bak...hâlâ bıraktığın gibi zemheri(n)deyim...


Bakışların eskimeden tenimde,yüreğim kelebek kanadındayken,ölmeden gün bitiminde,gel desem...gelir misin?

Gelmezsin...
Beni bırakırsın bibaşıma..
Bu ayaz *******de üşümüşüm,gözyaşım donmuş gözümde..
İçimdeki tek sıcaklık sana dair,bize dair umutlarmış...sanane

İlgilenmezsin...
Kimler kalmış geride...
Tek başına yol alırken aklına bile düşmez.
Elinden neleri almışsın,yerine nasıl acılar bırakmışsın...
Gözünü sabahları ''sen'' diye açmış,sense kimbilir kaçıncı uykunda...


Oysa yalnızlık boynumu büker benim...
Çocukca sevdi seni bu deli yüreğim
Zaten ince hesaplara hiç değmedim...değemedim


Hasretliği,dile gelmezliği,uykusuzluğu...
Hiçbirşeyi düşünmeden...
Sadece ateşler içine düşürüverdim yüreğimi usulca..
Yandı,kavruldu,kısıldı kuytusunda...
Sen alevlenmeden heder etsende küllerimi...hep masum kaldı


Sen...
İçimin susmayan sesi
Sessiz çığlığımda,hâlâ benimlesin
Ve ellerin...
Onlar olmadan üşüyor bu kırılgan yüreğim....

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:23 AM
söylenenler ve söyletenleri boşver,
beni duy...

hücremde,
köşelerdeyim...
esirim,
zindanındayım...

kütüphanemde sevdiğim kitaplar var,
okudukça çizik atıyorum duvarlarıma,
duvarlarım güzelleşiyor,
gel bir bak,
neler okumuşum, ne kadar büyümüşüm attığım çiziklerde...

camın kenarında bir çiçek var,
tohumunu bir güvercinin gagasıyla bıraktığı...
kokunla büyüttüm onu...

en köşede çığlıklarım var...
kapının ardında kalan köşede,
sen yokken çığlıklarım beni boğuyor,
kapıyı açtığın ardında,
demir yüzüne çarpacak çığlıklarımın,
susacaklar.
susacağım.
susadım sana...

bir köşede yüreğimin sesi var,
ilk onu duyacaksın zindanına girince.
susma duyunca!
anlat bana!


yer kalmasın karanlığa,
korkuya...
beni koyduğun zindanda...


gelip koysana yüreğini
ahh, en kırık yanıma...

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:23 AM
Dünya olanca hızıyla dönüyor... Umurunda bile değilim... Toprağımı yadırgıyorum buralarda. Kanıksanmış, kabule yaltaklanmış yaşamlar hakettiği küfrü yiyor benden. Acil durumlarda kırılabilecek camekanlar olmadı hayatımda. Yüzümde serseri mayın izi. Topalladığında dudağın, anlamalıydım beni sevmediğini...

Yoksunluğumun bilmem kaçıncı günü bugün. Senden ıradıkça korkunun eli ensemde... Dışarısı ayaz. Ruhum kırağıya çalıyor, kendi adımını unutmuş, kendi yerinden kovulmuş sanki.

Günün yamacına çıktım soluksuz, zirvesinde siyahı gördüm. Fısıldadığımda adını, bedenimden düştüm! Gerçeğin yansıması hayaline vurduğunda sesini yüreğime sermiştin çoktan. Üstüme çöken bu sessizliğin; gülümseyişinin sonuna rast geldiğini bilmeliydim.

Karnımda kıpırdanan bir hayata döndüm yüzümü. Sancısını mavi sandım, güldüm... Mutlu olduğunda gözlerime akan maviydi teninin rengi, unutmadım gülüm...

Sana çarptığında ruhum çoktan ölmüştüm. Oysa öpüşünle sarılmalıydı yaram. Elimi tutmayı başarabilseydin eğer, tuttuğunda dirilebilseydim.

Ölgün ruh nasıl sevilirdi ki aşkın oynak kokusu burnunda tüterken? Yakarıya kilitlenmiş dişlerimi gıcırdatırken sus dedin; Sus-tum...

Bende kaldıkça çoğalan bir ıssızlık gibi yazdıklarım. Şimdi onu sana verme zamanı. Okuduğunda bu günlüğüne, bir günlüğüne, beni unuttuğunu hatırlaman için.

Bilerek yaşadığın yazgına ağıtlar yakma! Askıda kalmış sevda sözlerimin; sonuna koşan rüzgara konuşan yapraklarda titrediğini düşün! Düşündüğünde gülümse! Gülümsediğinde sus!

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:23 AM
hep sonrasını düşündük,planlanmışı yaşadık
kurgulanmışı yaşattık...
heyacanı geride bıraktık.
süprizlere ender rastlar olduk.
sonunu bilmediğiniz yollara çıkmadık.
dalmadık hiçbir zaman bir tünelin karanlığına.
korktuk bilmediğimiz gelecekten...
korkularımızda boğuluyorduk,
rotayı belirlemeden çıkmadağımız,
kendimizi demirlediğimiz dünyamızda.
bile bile lades olduğumuzda bile


şaşırır gibi yaptık ortaya çıkan sonuca.
kendimizle yüzleşemedik bile,
hiç çıkarmadağımız maskemizle aynanın karşısında.
isteksiz gülücükler dağıttık.
soğuk ellerimizle el sıkıştık.
samimiyetleri kullandığımızda oldu,
çıkar için samimi olduklarımızda.
sahte ilişkiler içinde yuvarlanan çakıl taşlarıydık,

aslında ne kadar da yalnızdık...

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:23 AM
Sana güzel bir yaz günü gelmiştim.
Karlı bir sabahta gidiyorum.
Beş mevsim yaşamışız beraber
Beş mevsim bir "iç denizi" karartmaya yetti.

İşte böyle sevgili...
Biz artık seninle haritada iki küçük su lekesi...
Hiçbir nehir kavuşturamaz bizi."

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:23 AM
Ben son sözümü ayrılık gününde söyliyiceğim sana..
Belki yarı pişmanlığım ,yarı sitemimle..
Gerek kalmayacak ne vedaya ne yalana..
Son kez bakacağım gözlerine,yaşlı gözlerimle..
Hani ne kalmış elimizde diyeceğim..
Ne kalmış yaşadıklarımızdan..
Düşüncelerimle daralıp başabaşa kalacağım..
Bir ben faydalanacağım avuntularımızdan..
Son kez beni yanağımdan öp diyeceğim..
Derken ellerine bir damla yaş düşüreceğim..
Ağlayan yalnız yüreğim değil der gibi....


Size dokunan birinin içinizdeki bütün ölü duyguları diriltmesi gibi..
"Kelebeklendi" diye adlandırdığınız bütün o aptal hissetmelikler..
Canınızın yanacağını bile bile kendi canınızdan vazgeçebiliyorsanız..
Aşk gerçekten aptallık mı?

Bütün masallardan nefret edeceğim o sabahı..
Beni hiç sevmemiş birinin sırtına yaslanarak bekliyorum...
Bana sadece dokunarak neler yaptırabileceğinden haberi yoksa o zavallının..
O zaman bütün mutlu sonlu masallarda ölecek bahtsız prensesim ben...
Parmak izlerinde kaybolduğumu görmüyor musun?
Bütün anılarım,benliğim ve sensizliğim senin olsun...

Tenin tenime düğüm atar bir çılgınlıkla bağlanmıyorsa...
Yere bastığım hayat umurumda bile değil........

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:24 AM
birşeylere ulaşmak için, birilerinden vazgeçmem gerekse; sadece kendimden vazgeçerdim. huyumdur, seçemem... sadece gitmeyi becerebilirim...

yaz geldi... üşüyor musun hala? eridi mi karlar yüreğinde, güneş sana da doğdu mu? giyindin mi en güzel yazlıklarını? sabah yürüyüşünün ardından, iki kulaç attın mı denize? paylaştın mı simidini aç martılarla? limanda oltasını sallayan balıkçıya rasgele dedin mi? köy ekemeğinin üzerine krem peyniri sürüp, verdin mi boyacı çocuklara?

...


cevap yok


...

niye sustun? unuttun mu gittiğin yerlerde konuşmayı? dillerini mi mühürlediler?


...


cevap yok


...

birşeylere ulaşmak için, birilerinden vazgeçmem gerekse; sadece kendimden vazgeçerdim. huyumdur, seçemem... sadece gitmeyi becerebilirim...

yıllar sonra, haziranın sıcaklığıyla birlikte, yasak olmasına rağmen, kucağıma kedimi alıp, atladım otobüse. gittik... gittik... uzadı yollar, mesafeler sana yaklaştıkça. hani feribotlar vardı ya, ona bindik bence yıl, zaman diliminde 2saat sonra. düşündüm? sana ulaşamayacağımı bile bile nereye bu yolculuk... cevabını veremedğim soruları sormayacağım bundan sonra. böylece ikimizin de yüreği ağrımayacak.
otobüsten insem mi, inmesem mi? kim eşlik edecek bana denize(sana) karşı çay içerken? kedim__
indim. sımsıkı sarıldım kediye. bir kolumda kedi, bir elimde çay... öyle bir dalgayla karşılaştık ki, sendeledi feribot. kediye öyle bi sarılmışım, öyle bi sıkmışım ki, mavvvvvvvv diye sıçradı. sen? sen ben sarıldıkça, sarardın...
yok olamayacak, otobüse dönüyorum... zaten az kaldı, birazdan karaya ineceğiz._____karaya indik____ çok şükür bitti, sensiz çekilmiyormuş deniz(sen)

otobüsüm hızını artırdı, otobandaymışız. ya yanına gelirsem? korkuyor muyum? hayır... peki kedi ne olacak o zaman, keşke yanıma almasaydım... yine çok sıktım... "mavvv" diye irkildi. yolculuk bitti galiba, hani otobüse binmiştim ya. neresi burası?
boyacı çocuklar, balıkçılar, köy ekmeğinin kokusu, simitçi, ... yitirildi mi bu güzel ülke.

birşeylere ulaşmak için, birilerinden vazgeçmem gerekse; sadece kendimden vazgeçerdim. huyumdur, seçemem... sadece gitmeyi becerebilirim...

sana ulaşmam gerek,
sana ulaşırken geçmem gerek herkesten.
yoksun ve yaşamıyorum seni.
çoksun ve sığamıyorum senli sensizliklere...

keşke o kadar uzak olmasaydı çıktığın yolculuk. _keşke demekten nefret eden ben, niye böyle dedim ki şimdi? çaresizim... kelime oyununa gerek yok, çare ben değilim... gittin... sen de seçmemiştin ki gitmeyi. sana ulaşmam için bişeylerden vazgeçmek gerekiyorsa, bak ben kendimden vazgeçtim!!! artık gelebilir miyim?

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:24 AM
Şimdi ne desem de rastık kavgaların dile gelse, yatağına kokumu bırakıp giderken ne çok şey alacağım nefesinden.
Teninde var olan yaşamın basamaklarını ezberlemek istiyorum sevgili, olur da bir gün bırakıp gidersen, olur da bir gün nefesim nefesinden uzak kalırsa, bilki toza toprağa seslenecek sesim, seni seviyorum.

seni seviyorum, çünkü sevmek için her şey var sende. Seni seviyorum, çünkü anlamlar buluyorum sende yudumlarken en masum nefesi. Seni seviyorum, çünkü sevdikçe biliyorum mavinin deniz, kırmızının gülde daha da güzel olduğunu. Seni seviyorum, çünkü sen kokuyorum... Seni seviyorum, çünkü seviliyorum…

Mahremi kilitli bir yan var içimde, dudaklarının tazeliğini bana veren, dilindeki aşkı bana kusan sebepler var içimde, sen varsın, sesin var, damağına akan dudaklarım var…
seni seviyorum
öptüğün dudaklarımdan iniyor sesim, dinle,
sana söyleniyor bütün hayatlar, sana akıyor yağmurlar
ben ben değilim, ben sendeyim
sen bana verene kadar
sen beni bir sokak köşesine bırakıp gidişini gözlerime kazıyana kadar…
Ama o gün gelene kadar seni koklayacağım dağların eteğinde
seni bileceğim göremediğim yerlerde senin de olduğunun
ağlayacaksak bileceğim biz için yanıyor bu ateş
ağlayacaksak bileceğim, sana akıyor bu nefes
ağlayacaksak bileceğim, yalnızca senden bana doğacak güneş...

"-sen hayatımsın"

yok sevgili, hayat nedir
hayat ellerinde masum bir çocuk sesidir
ben sana tanrı gibi bakar oldum sen geleli
sana tapar gibiyim
sanadır secdedeki dua yüklü cümleler
sanadır sevgili, sanadır bir nefes yüklü günahla ölmeler
seni seviyorum
hepsi bu

sendendir bu
aşka yüz tutan tenindendir
seni sevmelerdir sana seni söylemeler…

nehir olup sana gelmek istiyorum
serçe kanadında uyumak
ömrümün en vahşi bakireliğinde sana sarılmak istiyorum
sen olmak istiyorum belki de
seninle olmak…

Ne bileyim sevgili,
seni seviyorum ya, dilime takılıdır adın
seni seviyorum ya, sanadır kahırlı yalnızlıkta başkaldırışım
seni seviyorum ya sevgili,
yalnızca sanadır
senindir bu yürek…
anla sevgili,
anla
ve sadece sarıl bana

dilindeki tipiye tutuldum, al beni göğsündeki en korunaklı yere...

-"oradasın
en kuytusunda"

özlemek nicedir seni sorar bana
özlenir olmuş sesin
nefesin
gözlerin
hasret olmuş yaban gülüm, göğümdeki kanat çırpan güzelliğin...

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:24 AM
Giderken kıydığın gözlerime şimdi sahip çıkan var,
Ellerimi ömür boyu bırakmayacak,
Değerini bilemesemde beni saracak,
Hasretini, bana mutluluklar sunarak unutturan,
Giderken güldüğün yaşlarımı,
Şimdilerde düşünmeden silen var,
Gözlerimden gözlerini bir an sakınmayan,
Aşkını saymasamda benden aşkını esirgemeyecek,
Aşkı bana sundukça sana olan kinimi besleyen,
Aşka kıymamı engelleyen,
Beni her acıya alıştıran,
Kaprisli hayatım var...

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:24 AM
Bu şehirden uzaklaşmakta çözüm değilmiş senden kopmaya..
çözüm değilmiş alıp başını gitmeler..
ne kadar gittim işte,bitti desemde yalanmış..
çare değilmiş,kendi gölgemden bile saklanmalar..

isyan etmenin bi faydası yokmuş..
sadece yıpratmakmış kendini daha fazla kaçmak..
uzaklaşmak bi yalanmış..
hikayenin orta yerinde yollara vurmak kendini,
uyanmamam gereken bi rüyadan ansızın,ateşler içinde kalkmakmış..
elini tutamamak,
zindanda yaşlanmakmış..
kimsesiz..
sessiz..
sensiz..

yaşanmazmış nefesini hisettmeden dudaklarımda,
hisettmezsem ellerinin dokunduğu yüreğimi dayanamazmışım..
yapamazmışım...

*******e vurarak kendimi,
içerek kaybedene dek kendimi,
ve ölerek her bi yudumda hayalini görerek..

yok yaşanmazmış!

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:25 AM
sonu olmayan yolculuklara çıkmamalı insan. derin denizlere dalmalı ama... boğulmalı siz boğulmayın sakın

sonu olmayan düşleri kurmamalı insan. bi yerlerde umutları hep olmalı ama... aldanmalı siz aldanmayın sakın


ölmeyi dilememeli insan *******i gözlerini yarsız yumarken... gerektiğinde boynunu kesebilmeli ama... ölmelisiz ölmeyin sakın


gözyaşlarının sınırı olmalı ya, benim yok işte. maskeli balolara çıkarım her daim. başımda polayannanın şapkası, ayağımda sindrelladan aldığım papuçlar. ahhh!!! hain kurt, niye yolumu şaşırttın demiyorm. kızmıyorum zehirli elmayı bana veren cadıya. ben yemesem başkası yiyecekti nasılsa. keşke bu baloda prens olmasaydı. işte o zaman ağlamazdım yarsızlıklara. işte o zaman gelişini gözlemezdim...

sonsuz yağmurlara avuçlarımı açtım
çatlamış ellerim ıslansın diye,
damarlarıma yüreğimi astım
yaşları güneşle kurusun diye...

ben artık________(...)
ben artık________(...)
ben artık________(...)
ben artık bilmiyorum hangi yolun düzlüğe çıkacağını... ben artık, ben artık sadece nefes almak istiyor(d)um. daha uzun yollarım vardı...

istemedim...
inanmadılar ama sevilmeyi istemedim ben. sadece kendim olayım dedim. seni değil beni çaldılar...
dayanamıyorumm...
bu son___________sonum(dur)
sakın ha ağlama halime!!!

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:25 AM
Papatyalar...

Hani yıllarca baş ucuma gün gelir de biri bırakır diye uykumun en sessiz gülümseyişinde beklediğim, kokusuna hasret kaldığım düş örgülerim... Hiçbir papatyayı içimden geldiği gibi koklayamadım ben. Nefesimi kesen, keskin bir şey saklanmıştı sanki içine, elime ne zaman uzatılsa...
Doyamadım...

Gece yırtılan bir kağıdın can çekişen yerinden kopuyor sanki...
Adın...
Adına yasladığın kendince yürüyüşün...
Köprünün karşı tarafında bekleyen buğulu bakışların...

Sen...

Sana ne desem de, bu tarifsizliği dindirebilsem içimde bilmiyorum. Bazen lanet olası parmaklarım yokuşa sürüyor her şeyi. Ruhumda beliren cümleler dökülmüyor inceden... Müziğe yüklüyorum, ışığı söndürüyorum, belki bir mum yakıyorum; ama nafile... Hiçbir şey saklanan kelimeleri yerlerinden çıkarmama izin vermiyor sevdiğim...

Yanı başında tüketmek vardı ya dillenmeyen yanımı, onun da üstesinden gelemiyorum... Yollar teker teker örüyor senli özlemleri de, ben sana böyle kilometrelerin kucağında dalıp gidiyorum...
Bak işte yine sızlanıyor kirpiklerimin ucunda tatlı bir damla... Dudaklarım küçük bir çocuk gibi büzülüyor... Zeytin dalı içime akıyor...Ara sıra çıkıp harflerin dizgisinden sana bakıyorum... Sonsuzluğa aktığım adamın uzaktan da olsa kıvrımlarına terk ediyorum bakışlarımı...
Öyle çekmişim ki içime seni, sanki hiç yaşamadım koskoca taşıdığım bir ömrü...

Ne yangın, ne sel, ne de deprem sancısı özlemin adı... Özlemin sokakları ne de genişmiş... Her adımda bambaşka bir köşe başından canhıraş sana koşuyorum. Bu ne bitmez bir susuzlukmuş. İçimdekini ancak seninleyken çözebiliyorum...

Huzurun dama taşları siyah ve beyaz sevdiğim... Konukluğumun süresi yok sana... De ki bir an, de ki bir dakika de ki bir ömür...
Sana biçtiğim geleceğin süresi yok... Ben seni avuçalrımın arasına sıkıca kapattım... Küçük ellerimde kocaman bir yüreğe ömür verdim, ömür oldum...

Şimdi ellerim, o küçük kızın henüz sesi duyulamayan yalnızlığında. Bir gün onun da bakışları dolduracak göz bebeklerimizi. Evimizin odalarında minicik adımları dolaşacak rengârenk elbiselerin içinde. Halının üzerinde karışacak üçümüzün tenleri birbirine, ve biz en güzel öyküyü fısıldayacağız kulaklarına zeytin dalı eşliğinde...

Duyuyor musun...?

" Özlemime yol olan, bu dar sokakları içimden çekip alan bakışlarını sakla sevdiğim... O sıcaklık halâ koynumda, ki bir sana açılır dolunayın düşeyazdığı sayfalar"

O papatya kokusu var ya, işte o bu aşkın içinde saklamış kokusunu...
İlk defa içimde kokuyor, tam da ellerinin yüreğime değdiği yerde!...

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:25 AM
kaybolmuş zamanlarda,
yaşamaya çalışmak ne zor seni...
zaman tuzak, zaman aç,
çaldılar seni!!!

bakakaldım öyle,
bedenim vurulmuş zincire,
yüreğimi atmışlar zindana,
sana yazan ellerimi fareler kemirmiş...

hala ağlıyorum...
artık yaş değil,
savaş akıyor gözlerimden!!!
alacağım seni...
ben kazanacağım!!!

isyanlardayım,
indirmeyeceğim bayraklarımı,
ömrümü istiyorum,
rüyalarımı, sevdalarımı!!!
çok mu?

boğuluyorum... bana geri verin çaldıklarınızı benden! biraz umut olsun, biraz düş olsun, tamam acı da olsun, tamam hüzün de!!! ama yar da olsun... kime ne ettim de ben böyle oldum?

ahhhhhhhhhhh,
kuruyorum...
donuyorum...
çürüyorum...
ama ölemiyorum!!!

açım!!! bir parça umut verin ne olur, hayır!!! dilenmiyorum, sadece, sadece, ben sadece... yine ne saçmalıyorum... yoksun işte. daha niye uzatıyorum?

hala ağlıyorum...
artık yaş değil,
savaş akıyor gözlerimden!!!


bak artık konuşamıyorum da, sana konuşan sözlerimi, çığlıklar
susturuyor. duysan da, gelebilsen de, sevebilsen de, bakma yüzüme. artık o şirin yüze melekler ağlıyor. gamzem solmuş, gözlerim mor halkalara doymuş, kalbim çarpıyor. ömrünün baharında ürkek bir yürek,

hala ağlıyor...
artık yaş değil,
savaş akıyor gözlerinden!!!

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:25 AM
bilmek zor gelir bazen insana,
duymak, görmek, hissetmekten kaçarsın...

gel, yaşayacaklarımız var(dı).

oysa sessiz bir çığlık olur aşk yalnızlığında,
duvar örtü, yorgan yar, kapı gıcırtısı ses olur...

duy, paylaşacağımız bir yalnılık var(dı).

derin bir çukurun önünden geçerken, ayağın sendeler,
düşersin, kaybolursun... sonsuz karanlığında...

uzat, elinden tutasım var(dı),
düştüğüm çukur, yüreğine mi dar(dı).

yollar bitmez, yollar uzun, umut ırakken,
bırakın peşimi kırgınlıklarım... tutunma artık yar yüreğinden...

bu gece ansızın kaçasım var(dı).lakin tam kaçarken ben içerinden, düşlerim kaydı...
bir düş'tük kırıldık ve onarılamadık kırgınlıklarımızda...

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:25 AM
Herkes kaptırmış,koşturmaya hayat içinde..

Ben de dahil,koş babam koş..nereye varacaksak?

Gün gelip de bir soluk kesiliverince nefes borumuzdan,bunca senenin uzun sandığımız varlığı yok olup gidiverecek,sadece bir kaç saniyede!

Belki bir hasta yatağında,ertesi güne uyanamadan ve tabii ki farkında olmadan uçup gidicez öte aleme..

Niye mi söyledim tüm bunları,

Takılıp kaldığımız düşüncelerden sıyrılıp da,aslında herşeyin an'da olup bittiğini farkettiğim için!

Sen farkındamısın peki?..


Sen,neresindesin şu an’ın?

Ben mi..dilim bir karış dışarda,kafam ise çok ötelerde,belkide sende,belkide bir iskelenin üstünde,dalga seslerinde,bugün harici her yerde!

İplerimi oynatıp duruyor ordan oraya hayatımın rejisörü her kimse!..kolum bir aşağı bir yukarı sallanırken,nedir bu halim diye bile sorasım yok!

Ve hayır,o ipler benim!

Hatta iplerim yok...özgürüm ben...hayat beni değil,ben hayatı ödünç aldım artık

Yaşanan her hayatın içinde olan ben’im,

Her adım gidilmemiş zirvede,her akan gözyaşında,her kavgada,her heyecanda,her gülüşte,her hüzünde,acıda ben varım..

Karar verdim ben hayatı ödünç aldım...
Peki Sen,neresindesin şu an’ın?


Bir ufacık umut kırıntısı peşi sıra yüreğim..
Atıp kendini denizlere yakamozlara yaren olmak istiyor..
Hangi rüzgara yalvarsam al beni diye
Bir başka fırtına ardına sürüklüyor..
Yorgunluğun adı olmuş hayat denen bilmece..
Her sorunun ardında sen her cevabın sonunda sen var..

Ama Sebebini sormadım bugün yaşama sebebimin,

"Sen değilsin" onu anlamalıydım...


Akışına bıraktım zamanı umarsızca,

Akıp gitti yine sensiz.. Bu defa yokluğunu umursamadım..

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:25 AM
gelişinle yeni doğan bi bebek gibi yepyeni bi dünyaya gözlerimi
açtım...
ağlayarak...adeti bozmadım...acılara merhaba dercesine...
yüreğime umut yerine aşkın koyuldu...
umudu bile tanımadan aşkını tanıdım...
umutlarımı şimdiden çöpe atarcasına...
gelişine sevinmeme rağmen isyanlar dolu acıların ilk sesiydi ilk çığlıklarım...

gelişinle yeni doğan bi bebek gibi yepyeni bi dünyaya gözlerimi
açtım...
kulağıma ismim yerine aşkın üflendi...
ben ismimi bile duyamadan aşkını duydum...
acların sesine kulak verircesine...
gelişine sevinmeme rağmen bi köşede sesini gizleyen sesli acıların ilk tınıydı duyduklarım...

gelişinle yeni doğan bi bebek gibi yepyeni bi dünyaya gözlerimi
açtım...
bedenime kundağım yerine aşkın sarıldı...
tenime anne eli bile değmeden aşkın değdi...
acıların dokunuşlarını hissedercesine...
gelişine sevinememe rağmen tendeki "CaN"ın alevlerinin ilk kıvılcımlarıydı dokunuşların...

gelişinle yeni doğan bi bebek gibi yepyeni bi dünyaya gözlerimi
açtım...
omuzuma nazar boncuğum yerine aşkın takıldı...
nazarlardan korunağım bile aşkın oldu...
acılara savunasızlığını bilircesine...
gelişine sevinememe rağmen savunmasız kalan yüreğimin ilk korumasızlığıydı taşıdığım...

Oysaki gelişinle yepyeni acılara gözlerimi açtım ben...
Doğdum sanarken "ÖLÜM"e yaklaştım....
AŞK değil ACI imiş geç anladım...geç anladım...

PirincBurgeR
08-21-2007, 12:25 AM
I
Neydin sen… Nasıl tohum olup yerleştin içime, bilemiyorum… Günbegün besleyenin bendim, şimdi gölgende üşüyorum…

Öyle çok üşümüşüm ki gölgende, hiç bir tendeki terin tuzu yetmiyor artık, buz tutmuş derin yalnızlığımı çözmeye…

Anımsıyorum da…
Düşlerimde bile üşü(r)düm hemen her gece ben… Düşlerime beş kala
düşerdim çocukken…
Hala üşüyorum ve durmadan düşüyorum, oysa öyle çok büyüdüm ki ben…

Alıştım ama…
Önce dudaklarımın çatlaklarına, sonra çatlak kış akşamlarına… İklim ne olursa olsun yüzü donuk hayaletten bozma insanlara…

Cirit attıkları şehirlerde çırılçıplak nasıl yaşanır, ıssız sokaklarında yalın ayak nasıl yürünür biliyorum artık…
Ah… Azalan saçlarımı ve çoğalan sızılarımı ıslatan yağmurları sevmeyi bile öğrendim zamanla…

Dipsiz kuyularda kaybolduğum, yitik aşklarımın suyunda boğulduğum oldu, hayat öpücüğünü kendim koyduğum oldu dudaklarıma…
Arsız bir iştahla yediğim can simitlerimin susamları ağzımda duruyor bak hala…

Boş ver şimdi sen bunları!...
Parladığım oldu…
Söndüğüm oldu…
Kör düğümlendiğim oldu…
Geldiğinden beri hayatima bakiyorum da...
O günden beri bana bir şeyler oldu…

II

Neydin sen… Nasıl zehir olup aktın içime, bilemiyorum… Kanıma karıştı zehrin bir kere, damarlarımdan bir türlü atamıyorum…

Öyle çok bulaştı ki zehrin içime, artık zehrin kanımda değil de, kanım zehrinde…

Anımsıyorum da…
Uykumda bile hep kaçar(d)ım karanlık basınca ben… Bastıkça damarıma insafsızlar, inadına koşardım çocukken…
Hala kaçıyorum ve durmadan koşuyorum, oysa öyle çok yoruldum ki ben…

Alıştım ama…
Öncesiz korkularımı sargısız yaralarıma bastığımda duyduğum acıya… Yargısız infazlarımla baş başa kalmaya alıştım kendi kurduğum tuzaklarda…
Ah… Kokusuna aldanıp daldığım gül bahçelerinden, korkuyla dağılıp çıkmalara bile alıştım zamanla…

Tenimi zımparalayan kaldırımlara amansız sarıldığım oldu, çizgilerime basmayın diye namussuzlara yalvardığım oldu…
Bedenime işledi izi kaldırım taşlarının, onlar ki artık benim bir parçam oldu…

Boş ver şimdi sen bunları!...
Sustuğum oldu…
Kustuğum oldu…
İçip içip sızdığım oldu…
Geldiğinden beri hayatima bakiyorum da...
O günden beri bana bir şeyler oldu…

III

Neydin sen… Nasıl çocuk gibi kandım sihrine, bilemiyorum… Defalarca kardım oysa iskambil kâğıtlarını, yine de hep ben yeniliyorum…

Öyle çok zafer kazandın ki sen, yetim yenilgilere kucak açmak bana düştü mecburen…

Anımsıyorum da…
Eskiden de hile yapmayı bilmezdim ben… Öpüp, koklayıp yitirdiklerimi, elim boş, dizlerimde kan izleriyle eve dönerdim çocukken…
Hala var dizlerimde kan izlerim ve hala hilesizim, oysa öyle çok yitirdim ki ben…

Alıştım ama…
Sınırsız kalabalıklar içinde dingin yalnızlıklarımla sarmaş dolaş yatmaya… Gece yarılarında, sonu olmayan sürgün yolculuklara bavul hazırlamalara…
Ah… Su birikintilerinde karşılaşmaktan korktuğum yüzümle yüzleşmeyi bile öğrendim zamanla…

İsimsiz yabancılara seslendiğim, duyan olur diye ürperdiğim oldu… Düştüğüm yollarda düşünüp, yarı yolda pes ettiğim oldu…


Boş ver şimdi sen bunları!...
Kestikçe çoğalan cesetlerim,
Ettikçe bozulan yeminlerim oldu
Geldiğinden beri hayatima bakiyorum da...
O günden beri bana bir şeyler oldu…

IV

Neydin sen, bilemiyordum… Bilmek lanetler mi beni diye düşündüm de dün gece, artık sormuyorum…
Yasak ettiğim gözyaşlarımı doldurup derinliğime, bu gece sana boğulmaya soyunuyorum!

V

Lanet olsun!
yapamıyorum!

rockstar
08-21-2007, 09:11 AM
bayada varmış.hepside güzeller sağol.

PirincBurgeR
08-21-2007, 04:52 PM
Ehuehehe:D daha 600 tane var :D

PirincBurgeR
08-21-2007, 04:54 PM
Bir sır vereyim mi sana…

Bekle…

Harflerimi güçsüzleştirip geliyorum yanına..
Güçsüzleşsinler ki duymasın senden başka kimse
ve
Anlatamasın benden başkası…

Çok mu merak ediyorsun ne diyeceğim,öyle kulak kesilmiş bekliyorsun sesimi..
Ne söyleyecek acaba?
Acaba nereden başlayacak beni sevmeyeler mi dolaşıyor beyninde?..

Bencil sende….

Tamam kızma hadi..

Pşşşttt…
Sana bir sır vereyim mi?…

Bekle…

Harflerimi havalardan toplamalıyım önce,
Gidişinin ardından pek bir dağıldılar,
Gidişinin ardından pek bir konuştular ya..
Seslerini kısayım önce..

Bekle dedim..

Harflerimi güçsüzleştirip geliyorum yanına..
Güçsüzleşsinler ki duymasın senden başka kimse
ve
Anlatamasın benden başkası…


Ne çok sevmiştim değil mi seni,
Ve ne çok sevmiştin beni..

PeH..
Palavraları bırak da dinle beni..
Bir kere de olsa sus..
Sus Allah aşkına..
Bak bir sır vereceğim sana..
Harflerimi güçsüzleştirdikten sonra…

Belki de katlederim daha sonra onları ,bir daha yazamasınlar diye sana…

Pşşttt..
Sana bir sır vereyim mi?

Bekle…

Hayatımın huzuruydun ya hani,en büyük huzursuzluğum oldun şimdi..
İçtiğim sigara gibi işledin ya hani ciğerlerime sebepsiz ve nedensiz öksürükler dayadın ya boğazıma…

Tamam patlama..
Söylüyorum,söyleyeceğim..
Biraz daha güçsüzleşsinler..

Kimse duymasın senden başka…

Güçsüzleşsinler ki kimse kullanamasın benden başka..
Ve sonra da katletmesi,kan kırmızıya boyamak kolay olsun tüm kelimeler…

Hani mizli hayallerle dolaşıyorduk ya gökyüzünde, her sigara da biraz daha işliyordun ya içime..

Pştt..
Dağılma hemen…
Bekle…
Hem bir sır vereyim mi sana sevgili…

Ben ..
Evet ben sigarayı bıraktım…
Tıpkı senin gibi…

Not:şimdi katli vacip oldu kelimelerim..
Senli cümleler kurmamaları için asla…

Bir sır vereyim mi sana…

Bekle…

Harflerimi güçsüzleştirip geliyorum yanına..
Güçsüzleşsinler ki duymasın senden başka kimse,ve anlatamasın benden başkası…

Yada boş ver..
Ben dikeyim harflerin çıktığı dilimi, o da yetmez tamamen kapatayım çenemi…

PirincBurgeR
08-21-2007, 04:54 PM
S£sini Duyuyorum RüyaLarımda GözL£rimi Kamaştırıyor Işığın.. Rüzgar S€n Gibi Dokunuyor Bana

B€n Doğuyorum

Duymak İst€dikL€rimi SöyL€miyorsun.. Hiç Dokunmuyorsun Bana..
S€n Gibi Bir Şimş€k Çakıyor
Tam Kalbim€ Düşüyor YıLdırımı

Ben Gidiyorum... __________________

PirincBurgeR
08-21-2007, 04:54 PM
Bir yaşamı avuçlarına alıp gecenin sessizliğinde kaybolmak sarhoş bakışlarla... Kimin adını savursam boşluğa hep bir harf gelip takılır yüreğime... Susmuyor alfabenin başındaki harf de; sonundaki harf de... Araya kaynayanları saymaya gücüm yetmez...


Balkondaydım....
Az önce...
Azalarak...

Hangi günlüğün kapağını açsam rüzgar esip geliyor bugünüme...
Dışarda hain bir yaz kavurmaktan uzak..
Düşler yangın yerindeyken, düşsüzlük almış başını gidiyor...
Sayıklayan bir bedenin, hiçbir sese yetişemeyen görüntüsü salınıyor karanlıkta...

Şehir içine alıyor ...
Şehir içime akıyor...

PirincBurgeR
08-21-2007, 04:55 PM
Başlıkların anlamlı ezgisinde yürüyorum. Her durak bir sonu anlattı öykülerimde. Durağa yaklaştıkça başımı yasladığım pencereden ayrılmak istemedim hiç. İnadımı durduran bir başkasının " Duracak" yazısını gözlerime işlemesi oldu.

İndim...

Nefesime karışan ağır şehir kokusu.. Yüreğime dokunan "işte bu son şarkı", az sonra kepenklerini indirecek kalbin diyen sesin yankısıyla...

Adını ne koyuyorlardı yaşadıklarımızın? Çizgi ötesinde yürürken, bana hangi masalı anlatıyordu kelimeleri...? Adımlarımın ihanete karıştığı, sorgu *******inde bağırarak uyandığım kaç yaşamım olmuştu benim ve ben hangi yaşam çıkmazında, sırılsıklam ayıkladığım bir yağmurun kollarına umursamadan bırakmıştım zift karası yokluğunu?

Anımsamıyorum...

Günlerdir parmak uçlarıma dokunup kaçan haylaz kelimeler saklı düşlerimde. Düğümler büyüyor... Sen her gelişinle bir ilmek daha atıyorsun kış uykuma... Sıçrayarak uyanıyorum sensizlikte...


Söyle hangi yolun başındasın?

PirincBurgeR
08-21-2007, 04:55 PM
Kim derdi ki;
karşı kaldırımdan yansıyan bakışların
bir akşam üstü ansızın,
ılık bir rüzgarla
düşecek gözlerime...

PirincBurgeR
08-21-2007, 04:55 PM
Sus…
Konuşma daha fazla, konuşup bir bir yıkma yüreğimdeki yerini…
Gidişinin ardından hala iyi yönlerini saklarken kalan parçaları yüreğimin,onları da yangınına atma sebepsiz…

Seni bırakalı çok oldu farkında değil misin sevdiğim?
Çoktan seni sensiz yaşamayı tercih etti yüreğim…
Seni sensiz yaşayıp,nedensiz kırıklıkların önüne geçti bedenim…

Yarısını alıp giderken ruhumun sen aldırmaksızın bana; ve ben sebepsiz izlerken ardında bıraktığın kandan izleriMi…

Offf….

Belki evet belki gelmeyi planlarken onları takip edip peşin sıra, farkında değildim bana bıraktığın yarım ruhumla oturup baş başa kalmaya karar verişimin çok olduğuna…

Sen alıp giderken kanayan yüreğimi, ben sessiz çığlıklarını duyarak martıların, oturdum dalgalara karşı Beşiktaş sahilinde oysa…

Oysa sen..
Sen geleceğimi sanmıştın değil mi?
Ben de…
Biliyor musun ben de öyle sanmıştım oysa…

Ne yazık…
Yanılmışım…
…Ve…
Yanılmışsın…
Ah, ne yazık bize…

Ne çok istemiştim oysa tamamlamayı seni ve ne çok istemiştim tamamlamanı beni…

Korkaklığımı..
İçimdeki minik kedi ürkekliğini..
Çocuk gözyaşlarımı…

Hepsini ama hepsini almıştı oysa varlığın…
Dünyanın en cesaretli kadınıydım oysa tuttuğunda elimi…

Ve sen elimi tuttuğun anda bulutların üzerinde kuruyorduk evimizi birlikte…
Bilmiyordum oysa o evi yıkıp gideceğini…
Bilmiyordum istediğin tek şeyin…..
Neyse…

Konuşturma beni…
Sen de konuşma Allah aşkına…
Konuşup da bir bir yıkma yüreğimde sana dair kalan son iyi şeyleri...

Ah yazık…
Çok yazık…

Korkaklığımı yok ederken , korkularına yenik düşeceğini fark edemedim affet…
Affet bilemedim saklanacağını koltuk aralarına…
Bilseydim..
Bilseydim, üzerime yüklediğin cesareti emanet ederdim sana…
Seni çıkarırdım bulunduğun yerden inan…
Ben alışığım ya oralara, sen durma diye ben dönerdim yine korkak,ben yatardım soğuk betona…
Ben biliyorum ya orada yaşamasını,sen bilmezsin nerede ne yapacağını..

Mizli hayaller kurmaya başladığında sen, ben hala inşallah’larda dolaşıyordum sebepsiz…
Ve benim inşallahlarım asardı senin yüzünü,tüm gülümsemeleri çalardı sanki gözlerinden…
Kırılırdın bana…
İnşallahları mizli hayallere dönüştürürdüm kırılmayasın diye…

Ama bilmiyordum;seni kırmaktan korkan benliğimin,senin tarafından lime lime edilip yollara savrulacağını…
Bilmezdim kırma beni diye bakan gözlerinin, avını gözleyen kaplan gibi saldıracağı anı beklediğini…

Ah sevdiğim bilmezdim;birgün, senin aslında taktığın maskeyi fark edipte bir başıma çaresiz kalakalacağımı…

Of…

Dedim ya sana, konuşturma beni…
Sen de konuşma asla…
SuS…
Duyuyor musun beni?
SuS…
Allah aşkına sus…

Sus..
Daha fazla konuşma,konuşturma beni daha fazla…
Konuşup bir bir yıkma yüreğimdeki yerini inadına…
Konuşturup, kalan son iyi şeylerini de attırma yüreğimdeki yangına sebepsiz…

Dedim ya sevdiğim;
Sen alıp giderken kanayan yüreğimi,ben sessiz çığlıklarını duyarak martıların ve eşlik ederken yağan yağmurla onlara….
Sadece durdum ve gidişini izledim nedensiz, haykırırken sahilde çığlık çığlığa…

Oysa sen…
Sen geleceğimi sanmıştın değil mi?
En azından izleyip kan izlerimi, ellerindeki yarım ruhumu almamı beklemiştin gözlerin yolda…
Ben de …
Biliyor musun ben de öyle sanmıştım oysa…


Ah yazık…
Çok yazık…
YaNıLMıŞıM..
…Ve…
YaNıLMıŞSıN…
Yazık…
……..
…………..
………………

Hala bekleme yazmamı,yazdıkça bendeki yarım_ı da fırlatmak istiyor bedenim…
Susuyorum biraz olsun güzellik kalsın diye…
Sen de sus..
Sus…Biraz olsun iyi hatırlan diye…
SuS….

PirincBurgeR
08-21-2007, 04:55 PM
En dip,en izbe köşeye bıraktım mektubu.

Oku,ama okuyama diye belki de.

Uzun yolculuklarda,rüyalarda ya da düşlerde sen olurdun ya yanımda,artık olma.

Kağıtla kalem buluştuğunda yanaşırdın ya yamaçlarıma,artık yanaşma.

Her kırıldığında can parçacıklarımı toplar,birleştirir;sakat,hastalıklı can(ım)ı oluştururdun ya,artık yaşama.

Özlemini şişelerde bulduğum o *******de,sarhoşluğun kenarından kurtarırdın ya beni,artık bırak.Sarhoş kalacağım.

Bir adım yaklaşırken,üç beş adımının ızdırabını çekerdim ya seslenmeden.Susardın hani.Artık konuş,dilediğince.

Yanında uzanırken başka bir isim fısıldardın ya inceden.Kâbusum olurdun o *******.Uykusuzluğum olurdun. Artık uykum olsan.. Ya da sen dur,sen "sen" ol,karışma uykularıma..
Başka kulaklarda uğuldasın başka isimler.Umrum bile olma.

Soğuk iklimlere düşerdim bazı bazı sana sarıldığımda.Ölüm gibi,yalnızlık gibi,buzz gibi.Artık üşüme.Üşütme beni..

Saat onbir'i on geçe nefesim kesilirdi.Sen keserdin.Heyecan ya da korku.İkisi de olurdun.
Artık söyle son cümleni.En sonuncusu olsun. Ciğerlerimi bana bırak,benimle kalsın...
Sensiz de nefese ihtiyacım var..

Severdin ya beni.Çok severdin.
Aşkın acı'lığında buldum ya mutluluğu.
Olsun,yine severdim seni.Sevi......

Bakma bana öyle,acımtrak sevdim seni...
Acıttıklarınla.
Canımı acıttıkça.

Bakma öyle, mazoşist sevdaya yüklendim birden,ama mazoşist değilim yâr.

Evet,aynaya bakamıyorum şimdi.
Kendini sevdirdin.
Can yakmalarını sevdim.

Severdin ya beni.
Çok severdin.
Özlerdim ya seni,çok.Yaz günü üşür gibi.
Elimin titremesi gibi.
Aradaki yol(lanma)ları saniyede aşar gibi.
Eriyik halde buldum her seferinde özlemini,ruhum yapışık olurdu. Hâlâ yapışık.

Özlerdin sen de "çok özledim" derdin,bıkmadan.

Nasıl sevdim seni.
Anlatmak istemeyecek kadar. O kadar seviyorum seni.

Öyle severdin ki beni.
Karanlıkta gözyaşımın tadına bakmaya fırsat verecek kadar.
Tuzdan boğulduğum ******* olurdu hani
Olsun,tuzu sevdim ben
Sen sevdirdin.

Nasıl severdin beni?
Yalnızlıktan öldürecek kadar,susacak kadar saatlerce
Deli edecek kadar


Nasıl sevdin beni?

Ömrüme bir 'sen' daha katacak kadar
Bilmeyecek kadar diğer sen'leri taşıyamazdım.
Olsun,diğer sen'lerle de yaşamayı öğrendim.

Sen olmayan sen'lerle sen de yok ol artık.

Böyle sevdin beni..Artık sevme.

Beni sevdiğin gibi sev onu da.

En uzaklara git,görmeyeceğim kuytulara ya da ben dolanayım kuytularda;artık yanımda olma.


Unutma. Beni sevdiğin gibi sev onu da.. Öyle acılı.

Beni sevdiğin gibi.


Oku ya da okuma,beni sevdiğin gibi sev onu da.

PirincBurgeR
08-21-2007, 04:55 PM
Sonsuz Kaçışlarımda,
Apansız Kaybedişler Biriktiriyorum...
Her Bir Ayazınla Birlikte,
Sensizliği İçime Daha Çok İşliyorum...
Kilitli Kalmış Kapılar Ardında,Minik Bir Kız Çocuğu Ağlıyor...
Sessiz Çığlıklarını,Haykırışlarını...
Yüreğimin Her Adımında Duyuyorum...
Orada...
Terk Edilmiş,Bir Başına...
Ne Kırmızı Kurdeleleri Var Başında,
Ne De O En Çok Sevdiği Bebeği Var Minicik Ellerinde...
Beyazın Siyahlığına Hapsedilmiş Bir Duvarın Silik Gölgesine Kazınmış Minik Bedeni...
Elleri Yüzünde...
Ellerinde O Işıksız Karanlığa İnat,Pırıl Pırıl Parlayan İnci Taneleri...
Korkuyorum,
O Küçücük Bedenine Sığmış Kocaman Kırgınlığına Yaklaşmaya...
Korkuyorum,
Ufak Ellerinin Ardındaki O Güzel Yüzün Kanamış,Solmuş Ve Başlamadan Bitmiş Halini Görmeye...
Susuyorum...
Ve Hiçe Sayıyorum...
Her Mevsim'le İçimde Daha Çok Acıyan Küçük Kızın Sessiz Çaresizliklerini...
Hep Söyledim Ya;
''Sensizlikten Geriye Kalan Hiçbirşey Yok Bende'' Diye...
Giderken Demiştim Ya,
''Söyleyecek Tüm Kelimelerimi Yitirdim Artık...
Upuzun Bir Sessizliğe Mahkum Elvedan''...
Diye...
Kahretsin Ki;
Yanılmışım...
Senden Geriye Kalan,Sensizliğine Mahkum Ettiğim;
Küçük Bir Kız Çocuğu Var İçimde...
Beklediği Yerdeki Limanına,Asla Dönmeyeceğine Bir Türlü İnandıramadığım Bir Gemide,
Bir Yolcusu Var Onun...
İzin Versem Eğer,Belkide Aç-Susuz,Gündüzsüz-Gecesiz Bir Halde,Kendine Rağmen,O'na Rağmen,
Bekleyecek Olan...
Güzel Yüzünden,Minicik Ellerinden Hergün Sessizce Akıp Giden Kendisi Gibi Yağmur Taneleri Var Onun...
O'nsuzluğun Günlerini Ve *******ini Sayan Vazgeçilmiş Elleri...
Düşlerinin,Bekleyişlerinin Arasında Kırılmış Bir Cam Misali,Ne Kadar Yapıştırılırsa O Kadar Yitirilmişliğinin İzlerini Taşıyacak Olan Bir Aynası...
Yolcunun Küçük Kıza Hediyesi...
Kenarlarının Renk Cümbüşüne,Yaldızlı İşlemelerine İnat,Paramparça Ortada Kalakalmış Kırık Cam Taneleri Var Artık Onun...
O'nun Yerine Miras Bıraktığı Boşluğuyla Birlikte,Sildiği Kanamış Hayal Kırgınlıkları,Unutmuş Ve Unutulmuş Sözleri,Kızgınlıkları,İsyanları...
Ve Simsiyah Bir Gururu Var Onun...
Ne Zaman,Ona Bunu Hatırlıyor Olsam,
''Aşkımı,Gururuma Mahkum Edemem...
Gururumun Zincirlerini O'nun Yokluğuna Saramam Ki''...
Diyerek Feryat Eden İnatçı Bir Kız Çocuğu...
Kazandığını Unutup,Kaybettiğini Hatırlayan Minik Bir Kız...
Son Hayal Kanamalarına Rağmen,
Sensizliğinde,
Sana Ait;Boyundan Büyük Özlemler Biriktiren Minik Bir Kız...
Bir Yolcusu Var Onun...
Yağmurlar Arasında Yokluğuna Azad Edilmiş Bir Gemide Gün Be Gün Ondan Daha Çok Uzaklaşan Ve Kopan,
Minik Bedeninin Ve Yüreğinin Kabına Sığdıramadığı Kadar Sensizliği Var Onun...
Bir Türlü Yitip Gittiğine İnanamayan Gözleri...
Ninnilerle Uyutamadığım Uykusuz Ve Duraksız...
Sadece Sana Prangalar Giymiş *******i...
Sen Ve Sensizlikle Başlayan Harcanmış Bir Ömrü...
Dedim Ya,Meğerse Nasıl Da Yanılmışım...
Nasılda Farkedememişim ''Ben Giderken'' İçimdeki Minik Kızın Sana Doğru İlk Adımlarını...
Kaybettiğim Bir Ömürden,
Bir İsimden Bana Kalan Tek Hatıra O...
Senden Ve Sensizlikten Sonra,
İkimize Ait Tek Şey O...
Ve Tükettiğimi Sandığım İçin...
Çekip Gittiğim Hecelerim...
İçinde ''Sen'',''Ben'' Ve ''Biz''Le Başlayan Cümlelerim...
Dedim Ya,
Meğerse Bitmemiş Hala Sessiz Seslerimi Örtünmüş Hikayemiz...
Hala,
Buradalar İşte...
Hala,
Sana Harcadığı Ömrünün Mürekkebi İçin,
Elimi Acıtmaya Devam Ediyor Kalemim...
Bunları Bana Yazdıran Ne O Gemi...
Ne De Sen...
Mürekkebimin Yağmurlu Islaklığının Sebebi...
İçimde Hiçbirzaman Susturamadığım,Minik Yürekli Tesellin.

PirincBurgeR
08-21-2007, 04:55 PM
Kayboluyorum...
Gel de kurtar ya...
Düşüyorum...
Düşüyorum uçurumlardan sebepsiz...
Sebepsiz bir gözyaşı donuyor yanağımda,ben çığlık çığlığa bağırıyorum.
........
.............
Kanatlarım nerede?
Umutlarım..
Umutlarımı uzatın bana...
...........
..................

Bir çift kanadım vardı umutlarımla yaptığım,yangınınla küle döndü sevdiğim...

...
...........

Gel de kurtar yar,kayboluyorum...
......
..........

Gözlerim aramakta gözlerini...
Cesedim uçurumun dibinde yatmakta..
Binlerce akbaba cesedimin etrafında...
Savunmasız ruhum ağlamakta..
Yar..
Ah yar gelde kurtar...
Yüreğim seni aramakta,akbabaların ortasında...
..........

Ah yar gelde kurtar akbabalar yaklaşmakta...
miz_li hayallerim(iz)yok olmakta...
Ben_li hayallerim çoktan dökülmüş yollara...
Çoktan kaybolmuşlar karanlıklarda...
Bizi tutamadın,beni tut yalvarırım...
Ah yar..
Tut ki benli sensizliklerde yaşayayım sebepsiz ağlayışlarda son bulayım...
Tut ki düşmeyeyim..
Tut ki kaybolmayayım karanlıklarda...
......
..........

Yar..
Gel de kurtar sebepszi..
Duy sesimi...
Karanlıklardan uzat elini..
Al korkularımı,kov akbabaları...
Ben bulamıyorum kendimi..

PirincBurgeR
08-21-2007, 04:55 PM
Kim bilirki ne kadar zamandır sana hasret gözlerim..

Her bakışımda hayaller görüyordum, nereye baksam anlamsız bir siluet karşıma çıkıyor. Tanıyorum fakat, adını koyamıyorum...

Hatırımda geçmişe dair birkaç iz var...

Tanımak istiyorum o silueti... Nedir bu hayatımı bu kadar değiştiren şey? Unut(a)madığım siluet yine karşımda... Sessiz ve sakince bana bakıyor... Daha önce göremediklerimi de görmeye başlıyorum... Ağır ve derin bir nefes çekiyorum ve ileri doğru bir adım...

Bir adım daha...

Ve tekrar, ve tekrar...

Adım atıyorum fakat mesafe hep aynı... Koşmaya başlıyorum ama silueti hep aynı mesafeden görüyorum...

Düşlerimizde düşlediklerimizi, kendi düş gücümüzle istediğimiz düşünce çerçevesine sıkıştırabiliyoruz. Ama takıldığımız yerlerde var ki bunlar çok özel...

Mesela seçim şansları;

Seçimler...

-Ben hüzündüm beni sen seçtin.

Benim seçim şansım olmadı.. Düşündükçe daha da derinlere dalıyorum. Eski evim(iz)..

Her sabah beni işe uğurlarken aynı sahne oluşurdu... Sen benden önce kalkardın, tam yatak odamızın karşı tarafındaki mutfakta kahvaltı hazırlanırkende ben uyanırdım.. Nedense her sabah odamdan çıkarken kapıda seninle karşılaşırdım. Karşı taraftaki mutfak kapısında duran siluetinle..

Yavaş yavaş uyanıyorum.. Ve kulağımda sakin bir fısıltı;

-Günaydın bitanem.

Yavaş yavaş anlıyorum. Aslında biz seninle hiç ayrılmadık.. Küçük bir tatil oynuydu. Bir süreliğine uzak düşmüştük ama ayrılmamıştık... Zaten birbirimizi nasıl bırakabilirdik ki?

Siluet... Hâlâ gözlerimin önünde...

" Yaşlı Taş Yürekli Çocuk "

PirincBurgeR
08-21-2007, 04:55 PM
Gizli bir imzasın, belkide okunmamış bir mektup hayatımda....

Bak, Bakta gör ki; Açılmamış Zarfında Ne Çok Hüzün Biriktirmiş Bu Gönül...


Aşkların En Yücesi,Sevdiğim,
Biliyorum Zor Olcak Sil Baştan Yeni Umutlara Yeni Sevdalara Yelken Açmak. Başarıcam, Gözün Arkada Kalmasın Başarıcam...

Sana Verdiğim Sözleri Bir Bir Tutucam, Üzülmicem Hiç, Akıtmıcam Gözyaşlarımı Ardından... Sen Ölmedin ki Sadece Bittin, Gittin...

Yokluğunu Bahane Edip İçkide İçmicem Artık, Çünkü Ben Seni İçkime Meze Yapamayacak Kadar Sevdim...
Deniz Gözlüm, Bebeğim, Meleğim Ben Senin Beni Sevişini Sevdim, Sevgimin Karşılığını Alışımı Sevdim, Tıpkı Senin Gibi Çıkarsız.........

PirincBurgeR
08-21-2007, 04:56 PM
Seni intihar ettim içimde...

Varlığının yükü kaldırılamayacak kadardı güçsüzlüğüme.
Sen doğdun, yine yeniden;

ve ben

Seni intihar ettim yaşatamadıklarım adına...

Düşününce telafuz ediyor ruhum yaklaşıp yakınlaşıyor sebeb-i nefesine,
Kırıyor nefis denen illeti
Uzanıyor elleri...
Ben senin içindim onca zaman,
Lakin...

Anlatamamak vardı ya,
İşte o:

-zordu.
-yordu.
-kordu.


Tuhaf bilmeceleri olan bir bilinmezlik,

-döndü.
-dolaştı.
-sordu.

Ne yaparsın sen sebeb-i nefes, gayelerden yitip gidince?
Ne yaparsın gözdeki yaş ille de yere düşünce?
Ne yaparsın çaresizliğine ve darlığına?

Ben sadece,
Dilim, elim ermedi
Ve...

Seni intihar ettim içimde...

Kırıl bana...
Ben susturmayı başaramadım seni.
Söv bana...
Dilin neye ererse...

Gitmeliyim.
Zamansız bir vakitte ayrılıyorum ülkenden.
Enginlik denizdeymiş, ben acizane kelam edendim...
Çağır lazım olunca.
Ama anla, ben beceremedim yaşamayı ve

Seni intihar ettim içimde...


Sen öldürüldün sanırken,
yanılma...
seni intihar ederken ölen benim en zifiri şekilde.

Bu bir itiraf,
Bu bir kaçış,
Veda...

PirincBurgeR
08-21-2007, 04:56 PM
Hey Yar! ölesim var yine bu gece,
Herşeyi bırakıp toprak altına giresim...
Bundardır zannımca tütünümden en derinleri çekişim...

Ölesim var Yar!
Yüreğimde çizili resmin ama ellerim sensizliğin soğukluğunda,gözlerim görmeyen gözlerinin ağlamasında...

Ölesim var Yar!
Sensiz kalışın çaresizliğine yanasım...
Seni hatırlatan *******e haykırışım...
Seni bilipte bilinmemezliğime isyanım var...

Ölesim var Yar!
Canan değil Can olduğumu duyasım...
Bütün aşk namelerine Seni yazasım...
Mutluluğu senle tadasım var..

Ölesim var Yar!
Bu ruhu bu candan çıkarasım,gömesim...
Bu geceyi sensizliğin son gecesi yapasım...
Bu yüreği senle bırakıp başım alıp gidesim var...

Ölesim var Yar!
Duymazmısın yavaşlayan yürek atışımı?!
Ölesim var Yar Ölesim var...

PirincBurgeR
08-21-2007, 04:56 PM
Gece usul usul kanıma işlerken denizin kokusu tüm ciğerlerimi parçalıyor, yorgun dudaklarım öpüşmekten yana değiller, kaç dudak öptüm? kaç el'e gel ama yine git dedim fikrimce kalabalık...

Gece karanlık, yaprak dökümü gibiydi. kendimi sokağın başında buldum uyuya kalmışım zaman epeyce ilerlemiş aylar geçmiş,üşümüşüm ellerim çatlamış gözlerim buğulanmış gücüm kalmamış.

Saatler geri alınmış,ritmi bozuk sesim çıkmıyor, rüzgar çarptı kalabalık ruhuma, birden irkildim
manasız sorular takıldı aklıma, cevaplayamıyordum kendime, bir oyun biterken diğeri başlıyordu, birazdan fırtına kopacaktı.

"O giderken sen baktın mı arkana? usul usul ahmak ıslatan gölgelere düşmedim mi hiç? tertemiz hayallerimi bir sandığa koyup çok uzaklara gitmek istedim mi? süslenmiş gelinliğim ile kaybolan günlere ağladığım hiç oldu mu?"

Kalabalıklaşıyordum gittikce, bir taraftan gidene söz veriyordum bir taraftanda tüm sözlerimi bozuyordum,ecnebi gibiydim geceye. Topraklar bildiğim renkte değillerdi bu gece, tonları iç içe girmiş gibiydiler, aslında hepsi benim suçum idi. Tüm ceza bana verilmeliydi, çünkü ben tüm dünyayı kandırmıştım sözlerimi tutamatıp sarhoş olmuştum sessizliğe...

Sırtımda bir ağrı, birisi beni arkamdan vurmuş olmalıydı? kimdi acaba? beni sevmezmiydi? sevilemiyecek kadar kötümüydüm? ellerimde tuhaf bir koku vardı biraz erkekce biraz ise baharatların isyanı gibi, gidenin kokusumu sinmişti üstüme yoksa tüm bedel biçtiklerimin karışımımıydı? kulağımın arkasında bir ıslaklık var idi, dudak sıcaklığına benzeyen, giden mi öpmüştü beni?

Kimse yokmu bu karmaşık durumdan beni çıkaracak
-Ses yok..

Sokak lambası söndü şimdi, ışıksız kaldım, tüm bildiklerim karardı, yarın olmalıydı artık.. ömürümü verdiğim yarın.Yarınlara gideni sığdırdığım, birgün belki tekrar görürüm diye kendimi avuttuğum o mavilik, belki de kendimi yıllar boyunca kandırış içerisinde hayatta tutunacağım, iki yolun kesişmeyeceğini bile bile...

Gidenin arsız yüzünü göremedim,günlerce,aylarca ve yıllarca beklediğim şu an içinmiydi? yapma hayat yapma.. bu kadarı fazla değilmiydi bahtıma, bu kadar özlem bünyeme çok değilmiydi?

...
Bu duyguları yaşadığım devran çok uzaklarda şimdi,ne feryat etsem duyamaz beni ezalarım,sırtımdaki yara,kullağımdaki buse,gözlerimdeki buğ senden yadigar kaldı.
Belki giden de benim gibi aynı boşluklara bakıyordur, milyonlarca insan arasından giden insan.. gizli gizli seviliyorsun diyemedim sırtına, yakıştıramadım bu tümceyi sırtına, ben yüzüne ağlayan gözlerim ile söylemek isterdim. vakitsiz konuştum say...

Sen giderken ben baktım mı arkana?

-Evet.

PirincBurgeR
08-21-2007, 04:57 PM
Uçurum gözlerin, beni düşürecek gibi bakıyorsun...
belki de az sonra düşeceğim yosunlaşmış gözlerinde, bilincim şuan kapalı,ulaşılamıyor tüm değerlere...


Yine o kahrolası şarkı,sanki içerimi yokluyor gibi, illa ki

-Burdayım
dedittirecek...

Ne çok omuzun ıslanmış gözyaşlarımla, oturdum bak yine aynı sandalyeme, parmaklarım her defasında sana çalıyor tüm değersiz halin ile, bak.. uzaklara yol aldım yine, her sensizlik bir gün daha yok etti beleğimi. Bak.. sessizim yine,suçlu sitemkar halim ile...


Bak.. saatler ilerliyor durmadan, ısrarla eylül kapımı çalıyor..


Kaç zaman oldu sen gideli?
Sen gideli kaç zaman devrildi eksik kalam yanım ile, tüm yarım kalan yanlarımı sarmalayıp duruyorum.
Bak.. ağlıyorum aylar sonrası. Bak.. bitmiyor içerimdeki mâtem.

Bu gece aynı türküyü tuturuyorum, ardı arkası gelmeyen mazimi yokluyorum


" Yaredir sineye eski sevgili
Eski sevgili, eski günler
Hayatta baksana takmıyor kimseyi
Hiçbir şey diritmez artık geçmişi
Yaredir yine de..."


Gölgelerin eksildi ensemden, çıldıracak gibiyim...
Yastığım yorganım senle hayallerimi geri istiyorlar, nafile...

Gelmez hiçbir şey geri.

PirincBurgeR
08-21-2007, 04:57 PM
Vakitsiz araya girme refleksinin hemen ardından, koyu bir sessizlikle buluşuyor dizeler...

Saatleri deviren sesin işte sona eriyor...
Bundan böyle sabahlarımı sen çalacaksın...

Ard arda sıraladığım soruların cevapsız kalacağı taa başından belliydi. Oysa bu sabah o durakta bekleyeceğini ummuştum. Umuda kurulunca düşler, vazgeçmek mümkün olmuyor işte.
Şöyle bir baktım da ne çok şey beklemişim senden. Konuşturmak uğruna, bıkmadan usanmadan sana gidebilecek yolları aramışım...
Sende bir büyük suskunluk, bende arlanmaz bir yürek, yol almışız iki mevsimin kollarında...

" - ahh ten çeker yine göz yaşlarımı...silemem de..."
" - Öyle."

Kısa kısa, inceden ve hissettirmeden süzüldün odama.
İtilmiş hisler yumağında doğurdum ben seni..
Öyküler kısaldıkça ben sessizliğe, kendi içime; sense aralıklı gidiş dönüşlerle sağlaması yapılan bir yokluğa karışıp durdun..Çıkarmayı denedim...Yapamadım...


" - Anlaşılan yine çok yoğunsun."
" - ..."

Bir pencere ne zaman kapanır???

PirincBurgeR
08-21-2007, 04:57 PM
Merhaba...
Diyeli ne kadar zaman oldu hatırlamıyorum artık...
Zamanı karşıma alıp,uzun uzun hesaplaşmalardan vazgeçtim çoktan...
Vazgeçeli ne kadar ömrüm oldu...
İnan ki,
Onu da hatırlamıyorum...
Farkında mısın?
Başlayan cümlelerimde dahi bir türlü başlayamayan bir bitiş var...
Kalemim ne kadar masum görebiliyor musun?
Ve...
Ne kadar kendi içine hapsediyor yüreğimdeki sesleri?
Halbuki,
Ben hiç durmaksızın susmak istiyorum...
Kalemim artık daha fazla sana harcamak istemiyor tüm ömrünün mürekkebini...
Hiç istemiyorum aslında,notaların o nakaratlarında ansızın sensizliği delip geçen ve karşımda duran o seni...
Bazen,
İyiki'Lerimde buluyorum seni...
Bazen,
Keşke'Lerimde duyuyorum ismini...
Sensizliğin bile bir dengesi yok...
Tıpkı ta kendin gibi...
Bir zaman aralığında,
Dumanlı ve gri bir resim var aklımda...
Bir yol...
Üzerinden tanımadığım yüzlere sahip,beyhude çoğunlukta kişinin geçtiği...
Bir yol...
Aklımda varmak isteğim yere ulaşmaktan başka hiçbirşey ummadığım...
Bir yol...
Akıp geçerken o anlamsız kalabalığın içinden,
Aniden...
Bir saniyelik bir acı hissediyorum omzumda...
Acının selam verdiği yöne dönüyorum bir refleks aniliğinde...
Ve SEN...
Evet...Karşımda duran sen...
O anda zamanı durduran sen...
Sana bakıyorum...
Sıradan bir yüze bakar gibi...
Bakışlarım ciddi...
Hatta sinirli...
Omzumdaki acının varisi...
Ve...
Herşey bir omzun acısında çoğalıyor ve tükeniyor...
Tek acıyan benim omzum değil...
Biliyorum...
Yollarımız bir omuz sızısında birleşiyor...
Kaderimiz günlerimizi bir saniyelik omuz ağrısında geçiriyor...
Ve zaman...
Herşeyi sinsice va apansızca planlayan zaman,
Birbirimizi,birbirimizde savrukça harcayıp...
Tüketiyor...
Bir göz kıpırtısında ölüyoruz...
An,
Durduğu yerden başlamaya başlıyor...
Beyhude kalabalık yürümeye devam ediyor...
Ben bu tarafa adımımı atıyorum...
Sense,
Kahretsin ki o tarafa...
Birbirimizin hayatının içinden bir duraklık omuz acısıyla geçip gidiyoruz...
O acının hesabını birbirimize tek gün bile sormadan...
Yaş***** tek bir adımda,giriyor ve çıkıyorum...
Yaşamıma tek bir adımda,giriyor ve çıkıyorsun...
Sanki,birbirimizi hiç tanımıyormuşçasına...
Ben hala yürüyorum o yolda...
Senin de yürüdüğünü bilerek...
Aramızda,her saniye uzayan ve birbirimizden kopup giden bir ben'e ve sen'e sahip olduğumuzu bilerek...
Geride bırakmış olduğum yolcunun,ardımdan bakıp ya da bakmamış olduğunu hiç bilmeyerek...
O resimden arta kalan hiçbirşey yok bende...
Hala acısını ve sızısını dindiremediğim,
Bir omuz ağrısından...
Bir de...
Bir türlü tüketemediğim,
Sensizlikten başka...

PirincBurgeR
08-21-2007, 04:57 PM
Kötürüm yaralardan savsaklanmış bir başkaldırının anlamsızca yuvalandığı, geceden kalma bir besteyim... Dilime mesken tutulan mabedin sol ayak ucunda izbe bir ses...

Bağırmaaaaaa dedim sana kaç defa. Çığlıklarımdan sökülüyorsun ve içime hapsoluyorsun...

Zorlama sancıyla kilitlenmiş his parçacıklarının rendeyle çıkarılmış en ince parçasıyım.. Sesimi duy-ura-mayacak kadar küçüğüm.. Kim bilir hangi oyunun yarım kalmışlığından sıçradım en sevdiğin salatanın içine..

Parmaklarını yemesen de en az koca bir kaseyi silip süpürecek kadar iştahlıydı doğurgan sevdan... Tek celsede hücrelerine değerdi ırak gülümsemeler..
Tutardın... Tutar ve bir mevsim rengi kaçan soluğuna değdirip ısıtırdın... Oysa yalnız kuyudaki karanlık kaçışın anlamını bilemeyecek kadar yoksuldu hazinen... Bir tek hain kanatların gölgesinden kurtulamadığın anlarda cana kast ederdi sesindeki hırıldayış... Böyle zamanlarda bolca öksürürdün. Şöyle dolu dolu içini kanatacak kadar...

Salatanın rengârenkliğine aldanmış olamazsın. Al rengi bakışların seni aldatmasına izin vermeyeli çok zaman geçti ne de olsa. Kendini yere vurduğun zamanlardı, anımsarsın. Yıl hesabı yapmayacağım. Sen nasıl olsa o hikayenin baş kahramanıydın..
Henüz damarlarından boşalan kan değilim. Bir gün o soğuk katmanlarda dolaşırken sen, bir gece yarısında ansızın kalkıp seni terk edişimin cezasını nasıl çektiğimi kirpiklerinin düşmesine izin vermeden çizeceğim dudaklarına. Hala unutmamışım ne tuhaf. Bir tek dudaklarımdaki kanı taşırdın yüreğine nefes nefese... Acılardan arta kalan tek şey belki de kahrolası anımsamalar... Gökyüzünün ortak olduğu göz ucu cilveleşmeler..
Yağmurun sarkacı hep aynı yere doğru...

Uzak dur benden... Bu evin kapılarını teker teker çarpmandan nefret ediyorum.. Sanki hep aynı şarkı çalıyor ellerinin ucunda... Yeter, kes artık dolanmayı...ve sussss


Ne olduğu belirsiz sızlanmaların karelendiği, eklem yerlerinin çıtır çıtır ettiği, beyin hücrelerimin ayarsızlığına rastlayan bitap bir bedenim... Az önce kitabı bırakıp kaçan delinin sayfaları arasından sızan ışık, gözlerimden akıp gidiyor...




***


Dalgalar bu yaz çakıl taşlarını boyunlarına alıyor... Deniz masalları, uzak diyarların sarhoş bakışlı çaresizliğinde bir durak ötesine devriliyor...
Uyandığımda yastık içi boşluğuna rastlamadım... Oysa saatlerdir uyuduğumu sanıyordum..
Bahçenin kapısından süzülen mor ışık, süpürgesini aynamdan gözlerime doğru hedef alıyor...
Yan(ıl)sımalar...
Biliyorum o kutuyu hep sileceksin bakışlarımdan...
Yitene kadar...

PirincBurgeR
08-21-2007, 04:57 PM
Bata çıka çamurlara,aldırmadan yalınayaklığıma,atıldım yittiğin denizlere...
Gözlerim mi görmez olmuştu seni,yoksa gerçekten gitmiş miydin denizaşırı başka başka şehirlere?
Ayırt edemedim ilk düştüğümde...

Dalgalara kafa tuttum,attım kulaçları bedenim boyu...Ufuktaki sen miydin?

Sana sarhoşluğumla yuttum suları,boğazımı yaktığını hiç önemsemeden.Asıl yanan sol yanımken,asıl yutkunduğum yalnız *******den kalma iç çekişlerimken...tek önemsediğimdin

Göz alabildiğine mavilikler içinde,tepemde uçuşan martılar,gün ışığı alnıma vururken,
Sular ardında bıraktığın köpüklere tam da yetişmişken ben...
Vurgun yedim en zayıf yerimden!!!

Kaç deniz ötedeydin,kaç mil uzaklıkta...Kim bilir bakarken kaybolduğum gözlerin şimdi hangi maviye dalmakta...

Sularını aşmaya mecalim kalmamış,tıkanıp kalmışım orta yerinde maviliklerin
Kimse kurtarmaya bile gelmemiş...

Aylar önce götürmüş seni bu derinlikler,
Bense kulaçlar önce yitirmişim nefesimi...
Gözlerin deniz,yüreğin derinmiş meğer
Nicedir renkten saymıyorum maviyi,anlamsız sen yoksan eğer...

PirincBurgeR
08-21-2007, 04:58 PM
Seni sevmek,ayın geceyi sevmesi gibi içten..
Ay geceden vazgeçemiyorsa ben nasıl geçerim senden..

...

Severken ayrılığın acısını tatmıştım,o gece ay doğmadığı anda..
Bırakıp giderken beni sormak neye yarar suçlu hangimiz diye?
Gitmek mi yoksa kalmak mı zor demenin anlamı ne?
Sonunda varsa bi giden ve kalan..
"Ayrılık" acısının Namı duyulur ardından..


"Unut diyorsun bana.. "unutmam".."

Unutmak isteseydim adını kumlara yazardım..
Rüzgarın ardı sıra silinsin gitsin diye ..
Ben seni sevdim ve kalbime yazdım..
Hiç bir kuvvet söküp atamasın diye..
Yanağımdaki tuzun tadını sen gidince ilk defa tattım..
Nasıl da acımsı,nasıl da sıcak...
Giderken "elveda" daki nesefin gibi..

Biliyor musun zamansız sevdiceğim..
Yağmurda ağlıyorum,kimsecikler bana acıyarak bakmasın diye..
Biliyor musun yalan sevdam..
Yağmur yağarken ağlıyorum göz yaşlarım saklansın diye..


"Unutursun diyorsun bana.. "unutamam".."

Belki hissedersin diye gece resmini öptüm..
Hani olur da dönmek istersin diye..
Sebepsiz yaşlar döküyorum,sebepsiz gözlerimden..
Hani olur da pişman olursun diye..


Belki zamanla adını silerim yüreğimden..
Belki zamanla göz yaşım akmaz olur gözlerimden..
Belki zamanla tatlı rüyamdan uyanırım uykumdan..
Belki zamanla " seni sevdiğim " için özür dilerim senden..

"Unutmalısın diyorsun bana.."unutmalıyım evet.."

Sebepsizce ve sessizce çekip gittin ya hayatımdan...
Gözlerin gözlerimle buluşmak isterse bir gün..
Ellerinde yüreğimle bana gelirsen bir gün..
Ve bir gün pişmanım dersen titrek bir sesle..
Bil ki artık ağlamıyorum..
Bil ki gece ay artık senin için doğmuyor..
Bil ki sensiz artık üşümüyorum..
Ve bil ki ben artık senle olan " ben " değilim..

"Unutacaksın diyorsun bana.." sen bilirsin.."

Ben yolumu almış gidiyorum hayatın dikenli yollarında..
Dikenlerin her batışında "ah " ediyor canım tatlı bir tonla..
Biliyor musun??...
Canım artık hiç acımıyor...!

PirincBurgeR
08-21-2007, 04:58 PM
Acı bir tek senden gelecekse kabulümdür. Anlamsız hiçbir acıya tepki vermiyor kalemim.
Dört köşe bir tabela saplanıyor içime heybetli bir acıyla. Kabulümdür… senin ben harici varışlarının başlangıç durağı...

Yanlış duraktayım…

Hayat biçimimse eğer yazmak; alfabenin sonundan başlıyorum, başına vardığımda bitirmek için anlamları. 29 harfe gerek bile yok, içinden seçtiğim 6 harf yetiyor hayatımın anlamını özetlemeye. Tek bir kelimeye sığdırabiliyorum ben koskoca hayatı. sen sığdırabilir misin usuna, sana yüklediğim anlamları?

Tam ortasındayım alfabenin…

Kelimelerden ölüm yapışıyor kalemime... Kabullenmiyorum, tanımıyorum ki; o da bir gün beni tanımasın. Halbuki soluduğum havada nefesime ne kadar da yakınmış. Tutuyorum şimdi nefesimi….

Boğulmaların en kalın boğumundayım…


Çözemiyorum düğümünü hayatın. Kabul ediyorum hayat olması gerektiği gibi değil olduğu gibi… “gibi”ler ağırlaşmaya başladı omzumda. Yine sana yaslanıyorum.

Devriliyorum sevdanın en şaşalı devrine…


İçimin isyanları şehrimi toza dumana katarken, sınırlarımdan katarlar geçiyor sabır yüklü. Zamana yeniliyorum, teslim edip tacımı çekiliyorum bol yağmur düşen şehirlere. Dalgın zamanlarda vurgunlar yiyorum. Durgun,vurgun ve mecburi suskun…

Susmaların bam telindeyim…

Dilek mumları yakıyorum her gece kibritsiz. Çok söylenen ama kibirsiz bir sevda benim ki; kendine yetebilen, gölgelerden sen yaratabilen... Eğri doğrularım var; her kıvrımı sana çıkan...
Kıvrımların en keskin uçurumlarındayım. Düşsem de acımam artık..

Acı bir tek senden gelecekse kabulümdür.. Anlamsız hiçbir acıya tepki vermiyor bedenim….

İçtenlikle sarıldığım özlemin kollarındayım.

Ve yine ince ince sızlıyorum ….

PirincBurgeR
08-21-2007, 04:58 PM
Yüreğim bir ayraç misali takıldı bakışlarının arasına.
Günlerden hangi cumartesiydi veya pazardı inan hatırlamıyorum. Anlamsız olduğum, sıkıldığım, boş boş etrafa bakındığım anlardan birinde avuç içlerimin arasına aldım sesini ve seni aradım.

Yolculuklar neden daima alfabenin sonuna doğru başlar ki?

İşte benimkisi de böyle bir yolculuktu. İlkin loş bir karanlıkta “merhaba” dediğim, sonrasında da adresini bilmediğim bir kapı aralığında söylediğim bir merhaba…

Yüzünde küçücük çocukların kırılgan ifadesiyle aralık bir bakışta tutulmuştum gözlerine. Benim kadar derin bakıyordun. Öyle zamana borcun yoktu diğerleri gibi. Göz kapaklarımın ağırlaştığını hissettirene kadar, içime doğru bakıyordun. İçim ne de çok ezildi gözlerimi kaçırdığım, başımı öne eğdiğim ve hatta ilk defa tenime dokunduğun zaman.
Söylesem hangi izi taşırsın bedeninde benden kalan ve kim bilir hatırlar mısın sırılsıklam bedenine dokunduğum anda sana söylediklerimi?

Canımdan çektiğin adını benim için saklar mısın?

Saçlarım darmadağınık…
Oysa daha bu sabah senin için hazırlanmıştı her şey.
Telefon defterine baktım, bir daha ve bir daha ve son bir defa. Seni aramak için sebepler yaratmaktan yorulan beynim sonunda uykuya verdi kendini. Aklım ve sen uykuya daldık.

On altıncı boyuttaydık seninle. Buraya kadar gelmemize izin veren ikinci boyuttu. Sayende arada geçen zamanları algılama fırsatım bile olmamıştı. Çünkü her şey çok hızlı olmuştu.

Oturdum… Elimdeki fincanda gittikçe soğuyan bir çayın ve vücuduna yavaş yavaş yayılan alkolün, az sonra bitecek hüznü yerleşmişti bakışlarımızın arasına.

Sanırım ben, bir tek seni alamadım o bakışların isimsiz randevularına.

Yapamadım…

O resmin üzerime düşen gölgesinden sıyrılamadım.

Hiç bilmeyecekti…
Duymayacaktı...
Yine kaldığı yerden alacaktı ellerini ellerine. Ama ben yine de yapamadım.

Mevsim sancıları yine her zamanki gibi gri şehrin sokaklarında içimi acıtıyor. Eksiliyorum senden içeri, sana doğru. Hiç kendine boğulur mu insan? Mahkemede hem sanık hem tanık olur mu? Erteler mi arzunun dolaştığı bakışları gözlerinden?
Terk eder mi o kırılgan titreyişi?

Anlaşılmayacak biliyorum. Yine de seni satır aralarına gizliyorum, kimse bilmeden, kimse duymadan.
Doğanın çam kokulu düşlerine emanet ediyorum o akşamı da. Işığın yerini küçücük ışıltılar almıştı hani.
Neredeyse sana (d)okunacaktım..

Dedim ya günlerden hangi cumartesiydi ve belki hangi pazar, hatırlamıyorum. Artık ne önemi var ki!?
Şimdi sana söyleyemediklerimi alıp yanıma gidiyorum.
Arkamdan bakar mısın yoksa gelir misin düşünmek istemiyorum ve yine her zamanki ve hiç bilmediğin gibi “sana” yalan söylüyorum.

Canımdan çektiğin adını benim için saklar mısın?

PirincBurgeR
08-21-2007, 04:58 PM
G€L€m€m
Yüreqim Çiç€ksiz
Kurak ßir Toprak ߀d€nİm


ÇağırMa ߀ni
S€wdaYa DayanAmam



Diz Çökm€ Önümd€ ßir Daha
G€rç€kLiğin€ İNANMAM

PirincBurgeR
08-21-2007, 04:58 PM
Bir eylül sabahı soluyor hücrem
İçimdeki hüznün rengi vurmuş kente;
Kent soğuk, kent sessiz...


Bir hayatın tozlu sayfaları içimi acıtan.
Ceplerimde kırık gece masalları duruyor,
Öksüzlüğümü avutuyor sonbahar.
Ne yana baksam sen oluyorum,
Parmaklarımı kanatıyor kirli duvarlar.
Kuşlar yuvalarından terk ediyor beni,
Bir sarsıntı geçiriyor yüreğim,sen şiddetinde...


Ellerime kar diye yokluğun yağıyor,
Aşk sorgusunda yüreğim can çekişiyor.
Yüzümde sensizliğin izleri,
Ayaklarımın altında bir yığın cam kırığı...


İçimden sökülen her kelime,
tekrar dönüp içime batıyor.
Ve her seferinde sana isabet ediyor.
Bir zindan karanlığı şimdi *******im,
Duvarlara sinmiş gözlerinin rengi...
Saatleri infaza çekiyor gelmeyişin,
Yavaş yavaş gidiyor benden hayat;
Damarlarımdan çekiliyor içimdeki sen !
Bense düşüyorum hiçlik ötesi bir hayata,
Kanıyorum sana , sende aşkı buluyorum
Hem de ayrılığa çarpa çarpa...

Suskunlukta sesler daha çok acıtıyormuş,
Bu yüzden senden harf harf kaçışım.
Yalnızlığıma esir düşüyorsun,
Bense kayboluyorum cümlelerinde.
Ve susuyorum sana ,avaz avaz susuyorum.
Sende birikiyor içimin tüm sökülenleri
Ben dipsiz bir kuyu oluyorum.
Biriktiriyorum her harfimde seni...


Şimdi yokluğa düşüyor zaman,
Ben bir adımda düşüyorum senden.
Kuytularıma sokulma ,bırak bana uçurumlarımı,
Kalemimden azat et beni,
Herkes konuştuğunu yazar,bense sustuklarımı...!!!!

PirincBurgeR
08-21-2007, 04:58 PM
Sen gelmeden önce diye başlayan binlerce cümle geçiyor aklımdan... Sen gelmeden önce ben daha bir bendim.

Sen gelmeden kurallarım, yasaklarım vardı. En güçlüsüydüm hayatımın. Bir monitöre saatlerce boş boş bakamazdım mesela. Şarkılarım vardı sensiz söylediğim, sesim sadece benimdi. Daha bir umutluydum ya da daha bir boştu herşey. Çözemedim.

Sonra sen geldin, ne oldum, neyim oldun çözemedim. Ben çözmeye çalıştıkça sen daha çok geldin. Ne sana sığınabildim ne kendime sığabildim.

Tek başıma taşırken bütün yüklemleri, öznelerimi kaybetmişim sen gelince anladım,
Bütün roller benimdi, hayata oynuyordum, sınırım, çekincem yoktu...
Ezberlemiştim ben aşkı senden önce...

Sen geldin ezberlerim karıştı...

Repliklerimi unuttum, susuyorum, doğaçlama da yapamıyorum artık.

Tek kişilik dev bir oyununun son perdesi, söz bitti...

Yaralarım kanıyor, her kanayan yerden bağıra bağıra umut doğuruyorum. Daha çok acıyor yaralar umut doğarken. Olsun diyorum umudum var artık...

Varsın acısın...

Sonra aklıma geliyor bir sokak ötede oluşum sana ve senin bana gelmeyişin...

Aklından geçenleri sorguluyorum kendime...
Hak vermek istiyorum çünkü hayatına rağmen bana dönüşüne ve hak vermek istiyorum vazgeçemediklerine....

Belki de seni temize çıkarıyorum ruhumda, adın aşk olsun diye...

Yine de Hoşçakal Zamansız

PirincBurgeR
08-21-2007, 04:58 PM
Neyin hesabını veriyorum ki ben?
Kazandıklarımın mı,kaybettiklerimin mi?
Ben kazanamadım,hep kaybettim..
Elimi uzattım hayallerimi yakalamak istercesine..
Ben istedikçe onlar kaçtı...
Ben uzandıkça onlar yıldız gibi kaydı...

...

Uzaktin bana sen...
Gözlerinin büyüsünü göremeyecek kadar…
Yürek çarpıntını duyamayacak kadar..
Ellerinin sıcaklığında ısınamayacak kadar..

Tam da yakalamışken gözlerindeki beni…
Tam da yakalamışken yüreğindeki ateşi…
Tam da yakalamışken sığınacağım ellerini..
Gecenin karanlığında yutkunarak boğuldu düşlerim..…

“Ayrılık” denen buruk bir sancı saplandı yüreğime..
Vuslatın bu kadar ömür harcadığını bilseydim eğer..
Ömrümden ömür verip çıkmazdım karşına…
“Elveda” derken kaçırdığın gözlerine..
Titreyen ellerine ve sesine muhtaç olmazdım bu kadar..


Ardında bıraktığın "ben",benliğimden bi haber..
Nereye çarpsam "ah"ımın sesi yankılanır..
Lanet ederim senli gecen anlarıma...
Tek hecede bitiririm yüreğimdeki sen ateşini..
“Ah “ ile çakarım bir çırpıda kibriti..
Kıvılcımlarım boğar; seni ve beni yazan hikayeyi..

...

Benim yazdığım senaryonun baş rol oyuncusu hep sen..
Sahnenin ardındaki görünmeyen kahraman hep ben..
Sen ve ben bir hikayeye sığamadık…
Perde kapandı,film bitti…

PirincBurgeR
08-21-2007, 05:00 PM
Süre gelen zaman, akıp giden şehirler, üzerime geliyorlar..
Fikrim kollarında ölmek...
Nutkum susmak...
Gözlerim ise ağlamaktan yana...

Sabahları hiç olarak kalktım yatağımdan..
Aşk yoktu yüreğimde artık,sadece yatağımdaki gözyaşlarım kalmıştı..
İmkansızdı herşey artık..
Çıkmaz sokağa girmiştik uzun yolculuktan sonra..
Dönemezdik...
Göremezdik...
Gülemezdik...
Ve tekrar sevemezdik...


İmkansız aşktı bu..
Ağlamak imkansızdı..
Gülmek imkansız..
Tekrar aşık olmak imkansızdı...

Belki başka birini severiz diyerek avuttuk birbirimizi..
Severek çoğalmayı denedik..
Sevdik sonunda..
Fakat imkansızı sevdiğimiz kadar sevemedik nicelerini...

Ellerimiz kavuşamayacak diye oturup şiir yazdık birbirimize..
Tarihi geçmiş zamanlara küfür ederdik..
Sonra ayrılık dört bir taraftan saldırıverdi bize..
Biz yenilirdik, savaşı kaybederdik..

"Okyanuslar ağladı, güneş ağladı,yağmur ağladı gece ağladı bu ayrılığa..
-Ve biz ağladık imkansızlığa..."

Sabah olurdu,güneş doğardı yüzümüze..
Biz kıyamet sanardık günü..
Yan yana gelemezdik bir türlü..
Uzaktan severdik tenimizi..
Gece olur ağlardık..


"Sabahları neşe ile kalkmak, güleç yüzümüze seslenmek imkansız...
Randevu saatine geç kalmak imkansızdı bizim aşkımızda..

Saç telimize duygular yüklerdik..
Seviyor,sevmiyor derdik birbirimize..
Bilirdik imkansızı,ses çıkarmazdık yeni ufuklara..
Ağzımız kururdu,öpüşürdük saf su ile..
Sanardık ki Dudaklarımız birbirine değdi...
Kandırırdık kendimizi öylece...


Kusardık,isyan ederdik sessizliğe..
Dayanamaz,arardık tanıdık kokuları..
Zaman ilerler biz sesimize hasret kalırdık imkansızlıkta..
Doyamadığımız tenden vazgeçip sese muhtaç olurduk..
İmkansızdık başlı başına ...

Koşan bir rüzgar olup savrulurduk..
Bir o tarafa,bir de bu tarafa..
Göremezdik gözyaşlarımızı..
Çünkü biz hep imkansızdık bu hayatta..

PirincBurgeR
08-21-2007, 05:01 PM
Boğulmaların en kalın boğumundayım…
Devriliyorum sevdanın en şaşalı devrine…
İçimin isyanları şehrimi toza dumana katarken, sınırlarımdan katarlar geçiyor sabır yüklü. Zamana yeniliyorum, teslim edip tacımı çekiliyorum bol yağmur düşen şehirlere. Dalgın zamanlarda vurgunlar yiyorum. Durgun,vurgun ve mecburi suskun…

Susmaların bam telindeyim…

Dilek mumları yakıyorum her gece kibritsiz. Çok söylenen ama kibirsiz bir sevda benim ki; kendine yetebilen, gölgelerden sen yaratabilen... Eğri doğrularım var; her kıvrımı sana çıkan...
Kıvrımların en keskin uçurumlarındayım. Düşsem de acımam artık..

Acı bir tek senden gelecekse kabulümdür.. Anlamsız hiçbir acıya tepki vermiyor bedenim….

İçtenlikle sarıldığım özlemin kollarındayım.

Ve yine ince ince sızlıyorum ….


aman yarabbim keLimeLer kifayetsiz kaLdı yine...bogazıma oturdu dügümLer ...düşünceLerimi anLatan mısraLar

PirincBurgeR
08-21-2007, 05:01 PM
Yaşamak;
Gönlünde kök salmak
Gözlerinde parıldamak
Kollarında can bulmaktır
En kuytu duygularda bile
Seni dile getirmektir yaşamak...

Yaşamak;
Henüz kurulamayan aşk cümlelerinde
Özne yapmaktır ismini.

PirincBurgeR
08-21-2007, 05:02 PM
Yanına yaklaşsam bir kıyamet kopardı,
gülsem ağlardın
yitik bir sahneydi.
çakıl taşı idim ben, sen ise kocaman bir deniz
dokunamazdım sana hep bir uzak idin
yoksul, ve eksiktim
dokunamazdım, yanacağım diye korkardım
fırtına kopardı korkardım senden birşeyler eksilecek diye
günleri kovalardı, güneş yakomozuna ağlardı
Çünkü hiç göremezdi onu
deniz görmezdi tüm yaşananları,
o kendini dalgalara bırakmış serzenişte idi.

Zamanlar terketmeye gam vururken
serinlerdi tüm köprü altları
Ağlardım
sen bilmezdin
tetikleyen *******de üşürdüm,kururdum
sen bilmezdin.

Ağlardı benle ile beraber sessizlik
kumlara gömülü olan bedenimi bir tek kum taneleri görürdü
onlarda ses etmezdi
bu hüzüne...

Sonra...
Bitti

"Zor Oldu
Ama
Bitti.

biterken biz!
bende
yitik,
gittim
bittim!"



Bitti.
Tüm sensizlikle can çekişen yanlarım Gitti
Bitti...
Zor oldu ama bitti.


Olmadı işte,
sevişmelerim hep eksik kaldı
yoksundum
zordu ama bitti işte, bitti{m}


Ölen her parçam ile tekrardan doğmaya kalktım
beceremedim!
çünkü
sensiz idim
sonra...
bittin yer edindiğin yerde
sen biterken durdum ben

PirincBurgeR
08-21-2007, 05:03 PM
gidiyordun
ve elimden gözlerimi kapamaktan başka
hiç bir şey gelmiyordu,
seni çok seviyordum
bir de kalbim acıyordu,

aklına koymuştun besbelli
olmayacaktın bir daha, gidiyordun...
bu düşünce kalbimi felç ediyordu...
içimde ki milyonlarca ateş yanıp yanıp sönüyordu
karanlıkta kalacağımı bile bile
gidiyordun
elimden açık mavi hayaller kurduğum dünyama
kırmızı çalmaktan başka birşey gelmiyordu.

Gözlerin yalan konuşuyordu,
Ellerin sıcacık
Sen gidiyordun,
ve elimden dizlerimi göğsüme çekip
yetimler gibi oturmaktan başka
hiç bir şey gelmiyordu....

sen gidiyordun
sen beni düşünmüyordun
ben üşüyordum
kal! diyen derinlerde saklanmış yeşillerle
gözlerim yaşlı
ellerim titriyordu
merhamet etmiyordun...

yetimler gibi bir zavallıyı ezip geçmeyi kahramanlık sayarak
gökleri yer, yerleri gök yaparak
tozu dumana katıp
ben hariç herşeyi koynuna alarak
sevdiğim adam
nereye gidiyorsun?

PirincBurgeR
08-21-2007, 05:03 PM
seni seviyorum… SeNi SeViYoRuM... SENİ SEVİYORUM...



masamda ki kum saati seni hatırlatıyor
düşen her kum tanesi yokluğunda döktüğüm gözyaşımda olsa
gökyüzünden kayan her yıldızı ellerimle tutuyorum
yeter ki senin dileklerin kabul olsun ve mutlu ol diye
sen mutluysan bende mutluyum üzüm gözlüm
yıldızları sevdiğim gibi…
seni seviyorum… SeNi SeViYoRuM... SENİ SEVİYORUM


bir telaş sardı yüreğimi
oyun oynamayı seven çocuklar misali
kendi ellerimle sana kağıttan gemiler yapıyorum
adını “aşk gemisi” koydum
gözbebeklerinde yüzdürüyorum
kahverengi gözlerinde hayatı mavi görmeyi seviyorum
maviyi sevdiğim gibi…
seni seviyorum… SeNi SeViYoRuM... SENİ SEVİYORUM


her yağmur yağdığında
kendimi bu şehrin sokaklarına atıyorum
şemsiyemi asla almam yanıma
her gün ıslanan sokak çocuklarına havam olmasın diye
onların şemsiyesi benim ellerimdir…
yeter ki onların saç telleri ıslanmasın, çocuk gülüşleri solmasın…
onların gözlerine bakınca gülüşün gelir aklıma
yüreğinin altında aşk’tan sırılsıklam olmak en güzel duygu
yağmurları sevdiğim gibi…
seni seviyorum… SeNi SeViYoRuM... SENİ SEVİYORUM


çocukluğumda;
bir tepeye çıkıp uçurtma uçurtmayı çok severdim
uçurtmamın ipini asla uzun bırakmazdım
gökyüzünde tellere takılmasın diye
uçsun ama yakınımda uçsun yeterdi bana
sen benim çocukluğumda ki uçurtmam gibisin
yüreğimin tepesine oturttum seni
istediğin yerde ol ama yüreğimden uzaklaşma
uçurtmaları sevdiğim gibi…
seni seviyorum… SeNi SeViYoRuM... SENİ SEVİYORUM


yedi tepeli İstanbul daha bir güzel
seni gördüğüm zaman…
bir tepesinde değil her tepesinde sen varsın
o yüzden daha çok seviyorum İstanbul’u
denizi daha mavi, yeşili daha yeşil
seni özlediğim zaman…
İstanbul’u sevdiğim gibi…
seni seviyorum… SeNi SeViYoRuM... SENİ SEVİYORUM


ben babamın ilk göz ağrısıyım
ilk kollarının arasına aldığı, canından bir parçasıyım
ben babasına hayran, babasına aşık bir karakızım
göz rengin, gülüşün, bakışın, kendi halinde olman
saçlarında ki aklar bile aynı babam..
sen benim ölümsüz sevdam, ilk göz ağrımsın
babamı sevdiğim gibi…
seni seviyorum… SeNi SeViYoRuM... SENİ SEVİYORUM


seni seviyorum…. Yavaş yavaş ilerleyen aşk (bebek)
SeNi SeViYoRuM... inişli çıkışlı aşk (hayat)
SENİ SEVİYORUM… artık söyleyecek sözüm kalmadı (yüreğim)

PirincBurgeR
08-21-2007, 05:03 PM
Derin Derin Çekiyorum İstanbul'u Yalnızlığıma,
Sararan Bütün Mevsimler de Olduğu Gibi
Yada Solduğu Gibi Sevinçlerin Kifayetsizliği.

Hazan Dediğin Savrulmaktır Aslında
Hissiz Bir Melodinin Karasuların da...

Ne Anlatsa Şarkılar, Gözlerini Anlatır Senin
Kara Günlerin, Kara Hikayaleride Vardır Şarkılar da
Ama Biz Yabancı Oldukça Kendimize
Solar Bütün Baharlar,
Ve Tabi Sevgilerimiz de...

Yağmursuz Şehirlerde Hapsolmuş Hatıralar
Yağmurlarımı Çalan Sevgiliyi Ararlar...

Zincirleyip Hatıraları Yüreğime,
Sancısıyla Yaşarım Mevsimleri
Sen Felaketim Olursun, Felaketler Eşliğin de.

Bir Şiire Gözyaşı Düşüyorsa,
O Şiir Ağlamanın Ta Kendisidir Aslında.

Karşılığı Yok Çektiğimiz Acılarında
Karşılıksız Sevmeler İçinde Yaşamaktayız
Yaşamın Hissiz, Dengesiz Anıların da,
Bir Yalnızlık İçinde Kaybolmaktayız...

Yüreğimi Bütün Yıldızlara Açmış Bekliyorum
Seni Solan Bir Çiçeğin Derinliğinde Saklıyorum...

Gel Diye Soluyorum,
Dizelerin Sonbaharın da
Arıyorum Seni;
Bu Şehrin Yangınların da
Arıyorum;
Aşkın Bütün Anlamların da.

Gözlerine Düşercesine
Umudu Deşercesine Yitiyorum Yalnızlıklar da...

Biliyorum;
Her Bekleyiş Bir Sabrın İfadesidir
Anlıyorum;
Soluduğum Sevdanın Son Nefesidir...

Kimi Yarım Kalmış, Kimi Yardan Yaralı
Kimi Zaman İçinde Yiter, Hicranı Soralı...

Sonra Kahır Çoğalır, Zaman Zaten Perişan
Sensiz Bir Sabaha Uyanırım,
Umarsız Düşlerimle,
Şiirdir Yüreğim de Yanan...

Kendi Fikrine de Sığmaz İnsan, Kimi Zaman
Kendi Fikri Zamana Sığmadan...
............. Söyle;
............................ ' Kaç Adımda Varılır, Gözlerinin Uçurumuna '

PirincBurgeR
08-21-2007, 05:03 PM
Ayrılığın tam öncesi
Bir adım öncesi
Ne kadar varsan,
Bir adım sonrası
O kadar ayrılık...

Tam ortada
Soğuk bir çizgi gibi duruyor,
Şu an..!
Ben yine de git istiyorum artık;
Beni, bana verdiklerini düşünmeden
Kendini alıp da git istiyorum.
Bir an önce o acıyı hissetmek
Yine o akşamlarda ki
Gidişlerinde olduğu gibi
Kafeste serçe gibi
Çarpmak istiyorum,
Odanın duvarlarına kanatlarımı...

Gece daha çok uzun
Ne kadar kalırsan
Yokluğun o kadar büyüyecek
Biliyorum...!
Hadi kendini al,
Gecemden al, ve git
Bundan başka yol olmadığını bilmek,
Ayrılığın kendisinden de çok,
Acı veriyor bana
*Ayrılığı da al ve git*...!!!

PirincBurgeR
08-21-2007, 05:03 PM
sığ sularda yüyorum sana doğru
kıyı hiç bu kadar uzak
tuz hiç bu kadar yakmamıştı gözlerimi


sen ...


şimdi ...


umut muştusu baharlar gelene kadar beni bekleme
istersen
affetme...
çünkü; yoruldum yâr....
seni artık ne ben kaldırabilirim
ne de şehrimde kaldırımlar ....

PirincBurgeR
08-21-2007, 05:05 PM
Yine mi dönüyorum hüzünlü saatlere? Oysa geceye beş kala
çağırışlarını duymuştum. Belki sensindir diye bir umut kapladı içimi.
Nafile, sana uzanan bütün yollar kapalı...öğrendim, evet geç de olsa
öğrendim bunu. Çok geç olsa da...

Uzaklardan bir ses olmak istedi bir dostum, uzaklardan bir el...
Üşüme diye. Olamadı, olamazdı, yokluğun her şeyden daha soğuktu.
Yokluğun soğuk, yokluğun buz gibi...

Hani; öyle üşürsün ki, artık hiç bir şey hissetmez uzuvların,
uyuşur kalır da manasız bir donukluğun çizgileri oluşur, ardından
bir kabuk içindeki parçalanmayı döker, ezip de geçer tüm bedenini,
acısı en derinden gelir de yakar her yerini...

İşte ben de öyle üşüdüm gece yarısını beş geçe...
Manasız buluyorum sanki artık her şeyi.

Sevgi deseler sadece bir iç çekebilirim,
sonra gülüp geçerim gibi geliyor.

Aşkı sorsalar, aynı dili mi konuşuyoruz diye
anlamsızca bakabilirim gözlerine...

Anlatın derim durmayın, bırakın tüm şiirleri, şarkıları, masalları...

Dokunabilir miyim aşka, dokunabilir miyim ellerimle diye sorarım,
geçer mi üşümesi yüreğimin, geçer mi üşümesi içimin...

Aşk dediğiniz şey gelince ansızın, anlar mı beni aşkla gelen,
beni ben oldugum için mi, kendi var ettigi için mi ister...
Varolanlara, benden kalanlara hoş geldin mi der,
yoksa bir iki zaman sonra herkes gibi o da mı çekip gider...

Bakışlarım dondu sanki, yüreğim donunca. Nasıl da manasız
bakıyorum etrafa. Görmesin istiyorum hiç kimse gözlerimi,
görmesin hiç kimse hüzün tanelerimi...

Susuyorum artık derin derin. Nasıl da konuşmak istiyorum oysa.
Saatlerce susmadan konuşmak istiyorum. Tüm biriktirdiklerimi
en başından başlayıp sonuna kadar anlatmak istiyorum.
Anlatmak yetmez biliyorum, anlaşılmak da istiyorum...

Bir el istiyorum başımda...
Saçlarıma dokunsun istiyorum, tüm bedenimden söküp alsın
yalnızlığımı tılsımıyla... Bir el istiyorum dokunsun saçlarıma
yumuşacık ve alsın tüm donuklukları usulca.

Bir göz istiyorum gözlerimde...
Anlamsız bakan gözlerimin içini görsün, hala arkalarda kalmış
ışık huzmelerinin içine dalsın, çıkarsın tüm umutlarımı
eski sandığın içinden, açsın da ışığı ile umut olsun yollarıma,
yolum olsun yordamım olsun istiyorum...

Bir omuz istiyorum...
Başımı yaslayıp uzun uzun ağlayabileceğim. Yıllardır biriktirdiğim
hüzün tanelerini tek tek dökebileceğim bir omuz istiyorum.
Ona yaslanınca her şeyi unutmak istiyorum, sıcacık olmak...
İçimi huzur kaplasın istiyorum, hiç konuşmadan saatlerce
orada kalmak, hiç konuşmadan anlaşılabilmek istiyorum...

Biliyorum, ne de çok sey istiyorum...
Bunların sadece puslu bir hayal olduğunu da biliyorum.

Seni bende var edişimi, aslında sadece bende olduğunu,
aslında sadece bir hayal olduğunu çok iyi biliyorum.

Ama yine de seni çok özlüyorum,
yine de çok üşüyorum, ve yine de seni istiyorum...

Ben, hüzünlerime geri dönüyorum...

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:10 AM
Çengelli İgne Taşıyorum Bugünlerde KaLbimde..!
Hani ucu, girdiği kilit yerinden biraz kısa olur da, ikide bir de acılır ve hiç kapanmaz ya? işte ondan...

Sivri ve kımıldadıkça kalbe batan,benliği hareket ettiren cinsten...

Hiçbir yere atamıyor, yok sayamıyorum. Çengelli bir iğne gibi iğnelendi kalbime ve ben bu delik kalple yaşıyorum sanki...

Delik kalbimin, yüreğimin en ücra köşelerine kadar hissediyorum boşluğu, yokluğu...

Aynı uykuyu uyumak istiyorum aslında onunla...
Aynı anda aynı yatakta beraber uyumak değil kastettiğim. Ayrı coğrafyalarda da olsak, ayrı mekanlarda da bulunsak aynı uykuyu uyumak, aynı rüyayı görmek...Göz bebekleriyle, beynin arasında gidip gelmek, kalbindeki uykuya dalmak istiyorum.

Ve uyandığımda keşke gerçek olsa diyorum...

Bana bıraktığı aşk gibi yarım yaşıyorum şu günlerde herşeyi...

Başlayıp da bitiremediğim yazılarım, sonuna kadar gelip de okuyamadığım kitaplarım, dalgın dalgın yürüdügüm yollarım, son kelimesini bir türlü söylemediğim cümlelerim var.

Her şeyi aşkımız gibi paramparça yaşıyorum. Sanki bütün dünyam, dudağımdaki yarım bir öpücüğün tadında artık...

Saçmalıyorum, saçma sapan cevaplar veriyorum. Acı veren o gerçeği, kimselerle paylaşmadıkça da sevdiklerim korkuyor benden.

Duvar oluyorum bir anda...
Aşamadığım, kimselerin aşmasına izin vermediğim bir duvar!

Ne onu yaşabiliyorum, ne de sevdiklerimle mutlu olabiliyorum.

Hiçbir çözümü olmayan matematik problemi gibi, cevabı olmayan bir soru gibi beynimi kemiren acıtıcı bir duygu bu...

Acı çektikçe mi yazı yazıyorum, yazdıkça mı acı çekiyorum bilmiyorum.

Bunca acıya rağmen hala niye mi seviyorum?

O gidince yalnız kalmayacağımı biliyorum, ama onsuz kalabalıklardan daha büyük bir yalnızlık olamayacağının da farkındayım.....

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:11 AM
Yok Eden "SeN" İdin...Yok Olan "BeN"...

Neydi yeniden bu kalemi yeniden elime aldıran, herkesten köşe bucak sakladığım, kendime bile itiraf edemediğim duygularımı buraya dökmeme sebep olan şey neydi... Neyse sebebinin ne önemi var... Yazıyorum işte...

Günler, haftalar, aylar geçti.. Yıllar geçti gidişinin ardından. Gidşinle beraber her şey değişti benimle beraber... VArlığınla sahip olduğum ve varlığınla büyüttüğüm o sonu gelmeyecek sandığım ümitlerim de gitti seninle beraber.KEşke gitmekle kalmayıp ölen o umutlarımla beraber sen de ölebilseydin yüreğimde. Hani insanın ancak ölmesiyle beraber yok olan değerleri vardır ya, sen de öyleymişsin meğer de ben bunu hep inkar edermişim...

"Sevgilim" derdin hatırlar mısın bana sarılırken,öperken... Yanımdayken güvende hissederdin kendini. Hayat sendin, can sendin, ömür sendin... Seninle başlamıştı varlığım seninle devam edecekti. Hesaba katmamıştım ki bu varlığın gidişinle sona ereceğini...

Sen varken böyle acımasız değildim.. Bağırmak, haykırmak için yer aramazdım.. Mutluydum yanında, her şeydin, hayattın, neşeydin, mutluluk sendin...

Sen varken böyle sıradan değildi dünya.. Seninle beraber ayrı bir anlam kazanırdı her şey.... Her şeyin ayrı bi lezzeti vardı benim için. Tat sendin...

Sen varken zamanın bir anlamı vardı, bir değeri vardı gözümde.. Zaman seninle değerlenirdi.Her anını yüreğime doldurarak yaşardım senle geçen bütün saniyeleri.Zaman sendin, zamanı anlamlı kılan sendin...

Sen varken aşk vardı.. Farklı bir boyut kazanırdı sıradan olan şeyler. Sen vardın ya yanımda dünya umrumda değildi. Dünyamdın sen benim, varlığım sendin...

Sen varken sevgi vardı.. Sevmeyi öğretirdik sevmek nedir bilmeyen gönüllere... Yürek sendin...

Sen varken her şey kolaydı.. Zor olan tek bir şey yoktu. Çünkü bilirdim yanımda benim "KADINIMIN" olduğunu..Her an güvendeydim, onun için her şeyle ve herkesle savaşmaya hazırdım. Başkalarına zor gelen bana sıradan gelirdi. Savaş sendin, güç sendin...

Sen varken edilen dualar vardı..hepsi seninle başlayıp seninle biten... Hepsi yürekten gelen..Göklere uzattığım ellerim sendin...

Sen varken gece olmazdı.. Günüm hep aydınlıktı.. Her şeyin ayrı bir ışığı vardı. Işığım sendin...

Sen varken tek mevsim yaşanırdı dünyamda... Her güzel şeyin başlangıcı olan ilkbahar.. Zaman salisesine milyonlarca anlam katarak ilerlerdi de, bir an olsun ne gündüzüm gece olurdu; ne de ilkbaharım sonbahar...

Sen yoksun... yine tek mevsimde yaşanıyor günler.. Gidişinle başlattığın sonbahar şimdi yerini karanlık kışlara bıraktı...

Sen yoksun... tek vakit yaşanıyor günler... Her yer karanlık, her yer hüzünlü. Her yer yorgun ve umutsuz...

Sen yoksun ya, aşk yok, sevgi yok, ümit yok, dua yok... Sana çıkan tüm yollar kapalı, zerre kadar ümit yok...

Sen yoksun ya ben de yokum!!! Seninle beraber başlayan varlığım, seninle beraber devam edemedi güzellikleri ve mutlulukları yaşamaya.. Gözlerinde bulduğum hayat yerini soğuk cehennemlere bıraktı...
Kara yazım, gidişinle beraber yok ettin her şeyi.....

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:11 AM
..:: Gitme, ßedeLi neySe öDerim ::..


Bir duygunun esiri aklım sadece delicesine yaşamak var seni seninle..
özgürlüğün pençesinde kıvranırken düşüncelerim hep sen varsın düşüncelerimde
sen gözlerimdeki hayal bakışlarımdaki tutarsızlık sen gecem sen gündüzüm gibisin
bir yolun başındaki kararsızlığım başlamak istediğim
ama bir o kadar da korktuğum bir yol..
seni istiyorum ******* boyu karşımda korkmadan dokunmak için sana
içimdeki yangınların ötesinde sarılmak hiç bırakmamacasına

git!! git artık sen bana çok gibisin.
kahvemin kokusuna sinme.
aynada seni görmek istemiyorum.
sesini de al git başımdan.
*******de seni istemiyorum.
Yok hayırr gitmee...gidersen yıkılır bu gönül seni ister.
sarhoş bir edayla bakarken başkalarına.
yoo gitme herşeyim senin olsun sen bende kal lütfen.
beni bırakırsan paramparça olur dünyam..
kurduğum sırça köşk yıkılır hayallerimle birlikte.
ama hayır git.
.git ki sana alışmışlığım son bulsun
.artık kokunu burnumda hissetmek ve bununla yaşamak istemiyorum.
aldığım havaya seni sığdırmak, yediğim ekmeğe sen gibi bakmak istemiyorum.
Al anılarını da çek git benden.
Git----me gitme. gidersen yok bedenim ben yokum canımda can gibisin, senin gitmen benim yok olmam demek.
GİTME BEDELİ NEYSE BEN YİNE ÖDERİM!!!..

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:11 AM
...Beklemek Eskisi Kadar Kolaymı?...

Bir ölüyü suçlamak kadar anlamsız şimdi sana seslenişim..
Üstüme üstüme geliyor hiçbirşey..
Anlatmadan..anlatamadan..Anlayamadan hiçbirşeyi..Senki uzak iklimlerin avazı çıktığı kadar suskun sevdası...
Senki bir "Yağmur masalının" kahramanı..
Desemki

" Kalbim ağrıyor.."

.....

Zaman mı geç kalıyor..Yoksa sen mi geç kalır oldun artık zamana...
Duymak istemezsin ama bitmişlik ve panik var duygularımda..
Ve beklemek...
Eskisi kadar kolay değil..
Eskisi kadar güçlü değilim ben..



"Milyonlarca damlanın altında boğulur gibiyim....."

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:11 AM
Git Diyorsun Git...

" Ellerinden sunulmuş ayrılık,
Kendince bana verilmiş bir ödülse;
Senin kollarında ölmek,
Bana verebileceğin en güzel hediyedir.."

Zamanı durdurup
Git diyorsun , git...
Neden,
Neden gitmeliydim...
Kelimelerin alev alev,
Sanki yanardağları içirmişsin yüreğine.
Gözlerin bir cellat gibi acımasız,
Bakışların bir o kadar anlamsızdı.
Nefesin kan kokuyordu,
Sanki kör bıçakları giyinmişsin üzerine..

Heybeme yalnızlığı doldurup
Git diyorsun, git...
Nereye,
Sensiz yüreğimi nereye gömmeliydim ?
Aşka ödenmiş tövbelerin yarım yamalak,
Ayrılık kelimelerin bir o kadar çıplak...
Gözlerin, bir fırtına kadar hırçın,
Sesin, bir o kadar kırgın...
Git diyorsun, git....

Tek kelime bile etmeden,
Yalnızlığa gömüyorsun beni.
Ve sonra üzerime geceyi devirip
Karanlığın içinde kayboluyorsun..
Ayrılığınla yüreğimi ezip
Ardına bakmadan gidiyorsun...

Git diyorsun, git...
Sancılar giriyor hücrelerime.
Çicek diye öptüğüm baharlardan,
Günahkâr kurşunlar yağıyor
Sipersiz yüreğime.
Yığılıyorum olduğum yere.
Kanıyorum içten ice..
Son kez hayata tutunmak için
Bulutların eteklerini ararken
Arsız yangınlar sarılıyor dizlerime..

Git diyorsun, git..
Oysa ben " sana" ölüyordum.
Göğsümden boşalan kanlar
Kırık kaldırım taşlarına sarılıyor.
Ruhum kanatlanırken gökyüzüne,
Yalnızlığın iki yüzlü toprağında
Terkedilmiş yüreğim tek başına
Uçurumlara yaslanıp kan ağlıyor....

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:11 AM
http://img132.imageshack.us/img132/8867/seher12prgm6.jpg

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:11 AM
http://img153.imageshack.us/img153/6891/928886everhurtspic4ffux6ql9.gif

Kıyılarımızın boş kumlarında yağmur altında dolaşmayı düşledikçe biz,
Ne kadar istemesek de, inkar etsek de, bir gün her şey geçip gidecekti işte.
Bir sevdanın ruletini çevirdikçe kanadı yüreğimiz, koptu birbirinden ellerimiz
Bedenimizdeki aşk telaşıyla, yüreğimizdeki kıyım ateşlerine attık kendimizi..

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:11 AM
http://img142.imageshack.us/img142/1080/manga9ad3.gif

Ne kötüdür insanın
aklı ile yüreği
arasında sıkışıp kalması.
ne kötüdür;
insanın an kadar yakın
bir asır kadar uzak olması...
ve bilir misin;
ne kötüdür insanın
bildiğini anlatamamsı.
''ben''deyip susması,
''sen'' deyip ağlamaklı olması....

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:14 AM
http://img135.imageshack.us/img135/2797/000al0279aw8xaim3.jpg

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:14 AM
http://img279.imageshack.us/img279/9337/31kq.jpg

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:14 AM
http://img221.imageshack.us/img221/1639/collage52iz8.jpg

Sanki gözümü kapatsam gideceksin,kaybolacaksın!
Sabaha kadar gözümü kırpmadım, bırakıp beni gidersin diye...
Oysa söz vermiştin! Beni bırakmayacaktın!
Susma zamanı,
Susmak bazen içerde bir yerde
Kanamaya başladığı zaman acıyı usulca örtüveriyor.
Ne kadar vaktimiz varsa sevgiye,sevmeye o kadarına razı olduk.
Belkide aşkı aşk yapan bitimli olması!
Simdi geriye baktığımda,yaşadıklarım beni ben yapmış
"Ben" olma maceramı sevdim.
Her şeye rağmen üstelik!
AYRILIK...
Defalarca giyip prova yaptığımız bu giysi üzerimizde hiç iyi durmadı!


Aşk Bize Çok Yakışmıştı..

http://img179.imageshack.us/img179/3354/bilemezssin1be8.jpg

Göremedim bakarken Seni, Ya da görmeyi istemedim.
Kapattım sana tüm kapılarımı...Olamazdı
Bekleyenim var geride, Seninse önünde özgürlüğün
Üzerlerine basıp tırmanamazdım, sana doğru
Sonrasında bakamazdım kimseye, eski ben olarak
Olmazdı....Gereken görmemekti seni, karşımda olsanda
Hissetmemeye çalışmaktı içimdeki sızıyı
Derindeki acıyı yok saymaktı, farketmemekti...
Nefes alamadığımı belli etmemekti...

Yok sayamadığımı farkettiğim an bu hissi;
Aynaları bile kaldırdım etrafımdan,
Kendi kendimle yüzleşmemek, kızdığım Ben'i görmemek;
Aynada gördüğüm aksimde,
Aslında Seni gördüğümü inkar edebilmek için....
Üzerine attığım külleri hiçe sayıp sönmeyen,
Daha da alevlenen duygularımı yok saymak için

Şuan, ardından enzor olanı kaldı bana,
Kendi kendime itiraf edemediğim
Görmesi kolay bir düş, yaşaması zor bir keder.
Kördüğüm, korateş,
Eskiden olmazmış gibi gelen,şimdiyse içine düştüğüm bir alev.
Aslında öylesine özlemişim ki yanmayı
Seneler sonra...
Sevebildiğimi öğrenmek , hissetmek
Şimdiyse...
Geç öğrenmişliğin verdiği,isyanıma dur diyebilmek.

http://img179.imageshack.us/img179/3514/mrrqw5.jpg

Ben artık SEN diye baslayan siirleri sevmiyorum..
Bu satırlar sana;
Yakıp yıktıkların, Kanatıp bıraktıkların için.
Bu satırlar sana:
Bir avuç kırıntı sevgilerin,Yetersizliğini yüzüme fırlattığın için.
Bu satırlar sana;
Öğrettiklerin için...Yaşattıkların için.

BEN GiDiNCE SEN BiTECEKSiN...

YA HEP,YA HİÇ....
Beynimden atamam biliyorum ama....
Yüreğimden söküp atacağım bu gidişle
Ve bu gidişle kulağım kapalı olacak sesine,
Ne de gözlerimde sen olacaksın.
Kış uykusuna yatıracağım tüm anıları;
Sana ait ne varsa....
Sabrım tükenecek birgün,
Ve sonunda isyan edip,
Şöyle haykıracağım sana;
Ben'de ben'i tüketmeden gel...
Öylesine arama beni,
Öylesine gelme bana;
GELECEKSEN ADAM GİBİ GEL...

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:14 AM
http://img354.imageshack.us/img354/3025/lay85058ul0.jpg

Bugünlerde aklımdan ne geçiyor biliyor musun?


_bilemeyeceksin gelmeden._

unutmadan;

Buralarda yasaklanmış aşklar...
Yine sen yoksun!

Bir dağın yamacındaydı yolunu bilmediğim varlığın,
Ay güneşin hasretiyle yakarken geceyi,
Ben hep geceye hasrettim
Seni göreceğim rüyalar için...

Bir kadının yalnızlığına yazılırken tüm şiirler,
Kadın düşlerine sarılırdı da adamdan kimse bahsetmezdi.
Oysa sen “aklımdasın” sır gibi sırça köşkünle...
yazıyorum sana b(s)enden...
Dağlara duman olurken tüttüğün sigaran,
Bana haber sal oralardan...
Di’li geçmiş zamanların iletişiminde...

_bizim buraların dağları da
Ve dağlara duman ol izmaritlerim de yok.
Bir prenses sadeliğinde düşlerimle
Yine onun büyüsüyle haber(düşler) salıyorum sana._

korkarken özgürlüğünün asaleti düşlerin hevesinden,
çekinirken uzatmaya elini varlığın,
bir kor düşüyor içime bihabersizliğinden...
bil...

Geleceğini bilmediğim günlerin biri hatırına
Cümleler biriktiriyorum Lehçemin alışkın, dilimin uzak olduğu...
Yok, çekiniyorum söylemeye...

Düşlerin gerçek olduğu düşlerimde seveceğim seni...

adı yok sevdama var olmayan düşlerimden yolladığım sızıdır...

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:14 AM
her şeyi yeniden başlattın şimdi.
kendi kusmuğumda boğulana kadar seni çıkarasım var aslında içimden.
lakin tüm tuzlu sularda senin kokun var.
parmaklarımda senin tadın.
tetikleyecek hiç bir şeyim kalmadı senden başka ...

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:14 AM
http://img51.imageshack.us/img51/769/ask246bg.jpg

Sen sandım tüm gölgeleri
Tüm şarkılarda sendin vokal ben ise hüzünlü keman
Sırtım dönük baktım giden otobüslere
Ağladığımı yemin ederim hissettirmedim kimseye
Seni hala sevdiğimi sana bile söylemedim
Şiirleri tanık yapmassak eğer

Sonra korktum senden sen olan gölgelerden
ne çok sevmişdim değilmi bizi
Ne çok sevdim.. __________________

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:15 AM
Hiç Doğmamış Bir Günün Kaderinde Bekler ''Aşk''…
Kıyısına Henüz Ulaşmamış Gece Mavisi Hırçın Bir Dalgada…

Yüreğimin Avlusunda Islak Bir Taşın Üzerinde Yazılıdır ''Aşk''…
Bitmiş Sözlerime ''Sen''in Adınla Başlamak Ve Hiç ''Sus''mamayı Öğrenmektir Elinde Ve Avucunda O’na Dair Her Ne Varsa…

Yüreğime Dokunduğun Ellerinle,Kara Kalem Bir ''Ben''i Rengarek Bir ''Sen''le Boyamaktır ''Aşk''…
Sesi Duyulmamış İki Kelimede,Dört Mevsim Birden Biriktirmek Ve Her Saniyeyi Yazmaktır Tarihimize Baştan Başa…

Hiç Edilmemiş Yeminlerde,
Bir Kadının ''Gidişinde'' Ve Bir Adamın ''Kalışında''dır
''Aşk''…
Eflatun Rengi Bir Mum Işığında,Gölgemi Gölgene Çalmaktır Usulca…

''Tek'' Bir Yıldız Tutmaktır Gecenin Koynundan…
Ve…
Sadece ''O''nun Işığına Muhtaç Yaşayacak Olmayı Bilmektir Bir Ömür Boyunca…

''Git…'' Desem Bile,Geriye Kalandır ''Aşk''…
Ve…
Savaşmaktır Sadece ''O''nun İçin…
Kan Ve Revan…

Bir Milad Yolunda,’’Zaman’’a Yenilmeden Beklemek Ve Sonunda ''Vuslat''ı Yazmaktır Hiç Tükenmeyecek Bir Kalemin Ucuna…
Kendimden Daha Az Ve Senden Daha Çok Bir ''Sevda''ya Sahip Olmaktır…

''Aşk'',
''Siyah''ı ''Beyaz''a Katar…
''Beyaz''ı İse ''Siyah''a…
Bir Kadının ''BeyazSiyah'' Dizelerinde Üç Noktalık…
Bir ''Sen''Le Gizli Kalmış Bir Hikayedir…
''Aşk''.

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:15 AM
Katli vacip cümleler kurmaya başladığımda anladım oyunundan atıldığımı..

Yer yer yağışlıydı içimdeki hava, yer yer parçalı bulutlu.
Zaman hızlandırıyordu kanımın akışını,
Ve aynı zaman,
Zamanı durduruyordu..

Garip bir tutukluk hafif bir uyuşma,
Sessiz kalıyordum bir süre,
Bir süre sonra çığlık çığlığa hıçkırık..

Alt kattaki komşum şikayet ediyordu,
Kapat muslukları,
Tavan akıyor…
Oysa ben göz yaşlarımı akıtıyordum,
Musluk niyetine gözlerimden..

Bir süre, uzun bir süre sonra,
Başa dönüyordu her şey,
Sanki hiç bir kelimemden cümle olmamış gibi,
Bütün kelimelerim büyük bir ağacın dallarına asılı kalmış gibi,
Boğazıma düğümlenmiş bir kaç harfimden yeni kelimeler oluşturmaya çalışıyorum,
Küfürlü çıkıyor cümlelerim,
Yutuyorum.


Katli vacip cümleler kurmaya başladığımda anladım oyunundan atıldığımı..



Bir kukla yanakları kırmızı,
Kandan yaşlarla ıslanmış,
İzi kalmış.

İpler senin elinde hadi oynat,
İstediğin her rolü ver ona,
En imkansız aşk filmlerinde oynat,
Sonra korku filmlerinde ilk ölü yap.

İpler senin elinde,
Çekiştir sağını solunu,
Parmakların iz bıraksın yıpranmış bedeninde,
Eskidi de..
Kes iplerini,
Bir yenisini al..


Katli vacip cümleler kurmaya başladığımda anladım oyunundan atıldığımı..



Şimdi zaman seni çoktan geçmiş,
Akreple ile yelkovan yorgun..

Şimdi zaman sensizliğin ertesi,
Gecikmiş özürler düşüyor ağzından,
İfadesiz özürler..

Şimdi zaman, yeni bir başlangıç…
Sensiz…


Ve sen...


Katli(n) vacip cümleler kurmaya başladığımda anladıN oyunuMdan atıldığıNı..

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:15 AM
http://img143.imageshack.us/img143/443/adszwf0.png

Parmakların geldi aklıma,
Ne ilginç değil mi sevgili?
Gözlerin değil..
Ya da..
Ya da ne bileyim dudakların,kokun gelmedi de
Sadece parmakların,parmakların sadece…

Gecenin bir vaktindeyim şimdi,
Zaman önemli mi?
Karanlık,
Zifiri karanlık sadece…

Ve o karanlıkta aklıma gelen,
Gözlerin değil…
Evet sevgili,
Baktın mı içimi eriten gözlerin değil de,
Sadece ve sadece parmakların…

İlginç,
İlginç öyle değil mi?

Saçlarımın uçlarında hissediyorum yarattığın ürpertiyi,
Her dokunuşunda akıp giden zaman geliyor aklıma…

Parmakların…
Her dokunuşunda bana,yüreğimin titremesi…

Offf…
Özledim seni,bilemezsin sevgili..
Özlemim akıyor yanaklarımdan şimdi.
Özledim,
Özledim seni…
Offf…

Parmakların,parmakların geldi aklıma sevgili..

Parmakların…
Ve…
Her dokunuşunda bana yüreğimin titremesi…

Utangaç bir çocuğun ardına saklanan ben,
O utangaç çocuğun saçlarına dayanamayan sen…
Ah sen..
Yüreğimi titreten…

Gecenin bir vaktindeyim şimdi,
Zaman önemli mi?
Uyuyamıyorum işte, kapatamıyorum gözlerimi…
Karanlık…
Zifiri karanlıkta ağlıyor yüreğim sevgili..

Korkularım…
Sensiz,çıkıyorlar bir bir…
Ardı ardına…
Acımasızca , kanatırcasına çıkıyorlar ortaya.
Parmaklarını arıyorum korkularımın arasında…
Parmaklarını…
Saçlarıma dokunduğu anda yok eden korkularımı…
Yüreğimi titreten belki,
Belki gözlerimi kapatmamı sağlayan korkusuz,
Mutlu eden beni…

Utangaç çocuğun ortaya çıkmasını sağlayan,
Ve..
O utangaç çocuğa sabaha kadar masallar anlatan…


Parmakların sevdiğim,
Parmakların geldi aklıma…
Ne ilginç değil mi?
Gözlerin değil..
Ya da…
Ya da ne bileyim dudakların,kokun değil de
Sadece parmakların,
Parmakların geldi aklıma…


Not:Karanlıkta kaldım çaresiz.
Hadi, gel..
Gel sevgili.
Su perisini anlat bana bu sefer…
Karanlık dinmeden gel..

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:15 AM
Ay Batırdım Bugün Penceremde...
Sessiz Islıklarla Çağırdım Çaresizleri...

Birer Birer Düşer Aklıma,Bir ''Yağmur'' Tanesi...
Kıvılcım Misali Yavaş Yavaş Yakmaya Başlar Yaşadığım Şehri...

Ardından Binbir Gece Masallarına Sahne Olur Gözlerim...
Gözlerimde,Üstünü Örttüğüm Gece Mavileri...

Yapayalnız Bir Adam Dolaşır Sokağımda...
Adımları,Geceyi Gölgeler...
Adımları,Özlemi Perçinler...

Hicran Olur Yatağında Siyahlar Ve Maviler...
Hicran Olur Sessizliğe Çaldığı Ucu Yanık Ümitler...

Bir Defada Aralar Ölüm Kapını...
Son Bir Işıkla Sararsın Yalnızlığını Ve İçine Zapt Ettiğin Çığlıkları...

Siyah,Beyaz'a Döner...
Zaman,An'a...
Aşk,İpi Kopmaya Yüz Tutmuş Bir Salıncağa...

Uykular Gelip Çalmaz Bir Türlü Kapımı Ve Çalmaz Ayrılık Giderken ''O'' Miladı...
Saatler Susar,Yalnızlık Haykırır...
Akşamlar,Yalnızlığı Kıyıma Vuran Sensizliğe Taşır...

İki Kent Gelir Aklıma...
Ve Gitmek Bilmez Yalnızlığımda Yaşayan Sensizlik Boyunca...

Bir Sözün Doğar Ufkuma...
Aldatıcı Bir Gülüşle Girer Odama Turuncuları...
Usulca Sarmaya Çalışır Yitirdiğim Yarımı...
Ve Fısıldar Kulağıma,Adımı Anışını...

Tek Başıma Yürümeye Çalışırım Bir Uçurumun Sonuna...
Boşluğuna Dolarım Bir Kaderin Ellerini...
Terkedişlerimi Savurur O Kadının Özlemleri...

Ellerimde Yıllanan Ve Yokluğunu Tüketmeye Gün Sayan O Kadının Heceleri...
Mürekkebinin Mutlak Elvedası;
''Artık Bırak Beni...''

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:15 AM
Öyle durma, canım yanıyor, bakmıyorsun ki göresin yüreğim kanıyor. Öyle durma; ya eylül gibi dol hayatıma yaşayayım seni ya çık gözlerimden akşam güneşi gibi uğurlayayım.

Öyle bakma gözlerinden gözlerime yıkılmaz köprüler kuruluyor. Ya dur ebediyyen ya kay yıldızlar gibi derin bir iç çekiş gibi, damarlarımdan dikenli teller geçirilmiş gibi git hayatımdan.

Git git git.....

Senli günleri yakıyorum soğuk odamda görmüyor musun? Anlamıyor musun? Yosun tutmuş saahillerin birinde kör bıçaklarla kazıdım senli yanlarımı. Deniz tuzu bastım yaralarıma inlemiyorsam, böyle yüzüm donuksa, ağlamıyorsam sevgiyi ipe çektiğimden umut kestiğimden aşk denen şeyin variyetinden.

Git.

Kendini de yanına almayı unutma.

Penceremde durma, aksini düşürme odama, sokağıma şehrime. Onulmaz yaralar açıyor yara üstüne...
__________________

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:16 AM
Bu bir talepnamedir. Ahan bu yanağımda asılı damlanın içine yazılmıştır. Hava sıcak, en az acılarımız kadar sıcak. Ha kurudu ha kuruyacak. Biliyorum ki bu da diğerleri gibi buhar olup askıda kaybolacak evrende bir acı ninni gibi yankılanacak kendi halince. Kimsecikler duymayacak.

Ben aslında işte bu denizin, şu dalgaların ve her med-cezirde kendinden bir şeyler eksilten kıyıların yalancısıyım. Bir şeyler eksiliyor içimden her görüşümde. Yıldırımlar düşüyor sol kaburgalarımın altına. Tövbeler ediyorum her bakışından sonra görmemeye bakmamaya. Bozulan yıkılan tövbeler, bir daha asla dedirten yangınlar çıkartıyom içimde. Ne vakit ki zahirinde hayatın yıldırımları çekene kadar gözlerinden gözlerime. Ne olur bakma öyle.

Bir gün gideceksin büsbütün. Aklım gidecek, canım gidecek dudağımda sana hazırlanış bercesteler son bulacak.

Sahi sen; hangi yalanımın kaynağısın, hangi acımın son durağı ve hangi talebin arzısın gerçekten var mısın.?

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:16 AM
http://img220.imageshack.us/img220/9065/amomentwithyoucd7.jpg

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:16 AM
Pusulamda karargahı çoktan belirlenmiş bir şehir...
******* maviye kaçıyor da; isyanımdan söz geçiremiyorum an'a...
Avuçlarımda eskiden kalma bir renk...
Aşk ki;yalnızca şehirden şehire kaçtığımda tutulurdu...
Şimdiyse yalnızca tedavülden kalkmış bozuk bir para gibi
bu yalnızlık ve belki bu aşk..
Ne yana vursam içi boş, anlamsız bir gürültü...

Hayır... değil sözcüklerden damlayan küskün bir kız...
Öz'e dayandım düşmem düşlerden, bilirim...

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:16 AM
http://img142.imageshack.us/img142/8744/prettydreamsfs9.jpg

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:16 AM
Söylenen tüm sözler, yazılan bütün yazılar sana dair.

Yapılan bütün besteler senin için, dinlediğim bütün şarkılarda hep sen varsın. Ve bütün bu ağaçlar, bu deniz, bu rüzgar,
bu yağmur senin için...

Bir teselli ver
Kırılan gururuma
Bir tebessüm et,
Unutursun zamanla

Sana ait ya bütün yaşadığım güzellikler, bütün çirkinliklerse senin güzelliğinin onayı için. Bu koca evren, evrende
her ne varsa senin için. Bu deniz kenarı, kayalara vuran dalgalar ve aşık olduğum yosun kokusunda bile hala sen varsın...

Yine dalmışım
Aynada yüzüm ağlar
Yine dalmışım
Elimde fotoğraflar

Diğer tüm insanlar senin için nefes alıyorlar, sadece senin için kendilerine verilen rolleri oynuyorlar bu dünyada.
Kırmızı ışıkta mendil satan çocuk da bıçağı bileyen amca da balkonda halı yıkayan teyze de ana kahramanı sen olan bir
romandaki kahramanlar sadece.

Yine aylardan Kasım
Sanki sende kaldı bir yarım
Her nefesim her anım
Sanadır Can'ım......

İstediklerine sahip olduğunda yüzünde oluşan gülümseme yaşama nedenim, olmadığında gözündeki yaş ise benim,
akıyorum damla damla... Anlasana...

Yine aylardan Kasım
Sanki sende kaldı bir yarım......

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:16 AM
http://img140.imageshack.us/img140/773/goodbyestep3ip9.jpg

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:16 AM
Soğuk rüzgarlara doğru çıplak yürüyüşler yapıyorum uzun zamandır...
En vefalı yarim yine yanıbaşımda..

"Yalnızlık.."

...

Kapımın önünden geçen insanlar,çocuklar var..
Senden esirgediğim ne kadar "seni seviyorum" varsa defalarca kez söylüyorum onlara..
Hepsine "seni seviyorum" diyorum..

Hey!adam seni seviyorum.
Oradaki?senide seviyorum...
Senide..Ve senide..
Sanki nekadar çok söylersem o kadar çok kendimi sana affettirebilirmişim gibi..

Ne acı..

Hiçbirini duymuyorsun..

Sonra ansızın bir "yağmur" oluyorum...
Adına sevda diyorlar...
Bir rüzgarsın diyor diğeri...
Başımı döndürüyorsun...
Peşimden bağırıyor bir diğeri...
"Dur! nereye gidiyorsun?!"...
Onlar bir sese sığdırıyorlarda beni...
Bir sen sığdıramıyorsun küçücük bedenine...

Ey sana dair yazılan onca yazı,şiirler..
Ey karşında aciz kalan kelimelerim..
Hiçbiriniz anlatamadınız onun yokluğunun acısını..
Susmak istiyorum artık...
susmak ve sadece susmak...

...

Kolumda mavi bir bileklik..
Her adımda kanatıyor bileğimi...
Soranlara "hatıra"diyorum..
"Bu nasıl hatıra?" ..
"Canını acıtıyor çıkarmıyorsun?"
Diyorlar..Ve ben..
Gene SUSUYORUM...

...

Hergündoğumu yüzüm sararıyor..
Bilinki..
Yürüyemiyorum..
Konuşamıyorum..
sadece Susuyorum..

Bir damla gözyaşı akıtmadım yıllarca..
Sustum..
Nasıl Birikmişler içimde..
Şimdi..
SUSTURAMIYORUM...

Susturduğum çığlıklarımla hesaplaşmalarım var..
Geçip giden yılların hesabını vermeye çalışıyorum kendime..
Boş odalara sığmayan takvim yapraklarının?
Nasıl verilirki hesabı?

Canım can çekişiyor yar...
Kabına sığmıyor artık..
Çekip uzaklara gitmek istiyor..
Susa susa,Konuşmadan
Birazda kırılganlıkla ...

Adımlarımı hızlı atıyorum..
Peşim sıra gölgemden kaçarcasına..
Sendeki Beni verir misin bana?

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:17 AM
http://img243.imageshack.us/img243/2294/0168yaeg3yg8.jpg

Çok eskiye dayanıyor,yüreğimin isyanla merhabası…
İçimi ısıtan tebessümünü severim derdim,şimdi nefesinin ayazına da koşulsuz razı…

Bütünleşmeye çalıştım umutlarla..
Telafisiz parçam,çıplak çabalarım boşuna…
Anladım senin yokluğunu..
Ne tattığım hevesler mavi,ne de tuttuğum eller haz…

Tesellinin uç noktasında sallanırken bedenim..
Sendeleyişimin sırtını sıvazlıyor "ayrılık",katliamın sıcaklığıyla…
Tarifine temas edecek tükenişimin Kanadı kırık..
Hüsran tadında uçurumun kenarında dikilmek bayatladı artık…

"Parmaklarımın ucuna dahi basarken...
Sensizliğin yankısı tüm duvarlarımda gözükara eylemlerde geziyor bilesin…"

Offflar etrafımda pervane,dilimin her zerresini işgal etmiş sualler..
Kuruşu kuruşuna hesaplamaktan usandım acabaları…
Yüreğimin bakışlarının kanatlanmasıdır aşk..
Kaç kapıyı aralarsan arala,elbet bir kıyıda saklambaç oynuyor…


Yine de gelsen,künyesine barış yazardım inan kurtuluşun..
Davetsiz duraklamazdı,yüreğime işleyen her kurşun…

Buralar emanet duruyor gittiğinden beri..
Üstüme Çökecek gibi volta atıyor yıldızlar …
Saat ilerledi,ümitlerim yerinde sayıyor..
Ya,bel ki,hani,olabilir,ya da… nidaları zihnimde sendeliyor…
Yağmur başlarsa şimdi,kızmışsa nispetine gözlerimin..
Feryadım engel olamıyor ki kalemimin direnişine..
Serseri bir kız olamadım üstümde güzel durmuyor..
Aşıklığın efendiliğiyle elsiz tutunuyorum dünyaya..
Şarkılar sıkıldı telaffuzumdan..
Tekrar tekrar başa sarıyorum notalar harap…

Yeter şimdilik..!
Nasılsa farkı yok,beş dakika öncesi veya üç saat sonrasının..
Görüşmek üzere..
Yorgun bedenimin ağırlığını misafir etmiş..
Davetsiz de dokunsam yüreğine,her seferinde sabır göstermiş kalemim…
İyi bak kendine,yolun açık olsun aşkların en güzeli... __________________

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:17 AM
http://img181.imageshack.us/img181/9234/justlikeheavenzq7.jpg

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:17 AM
Ayrılığı ben çağırmadım..
Adını bile söylemedim..
Sakındım dilimden...
Uğramadım yanına hiç boş sokakların..
Görmezden geldim hep yaklaşan yokluğunu...
Ne zaman adımların uzaklaşsa..
Kapattım gözlerimi..
Gitmiyor Dedim..
İnledim..
Gitmez dedim..
Gidemez dedim..
Gittin..
Ben bittim..


Tamda ellerimiz kilitlenmişti...
Ayıramaz dedim Bu fırtınalar...

Bitmez dedim gece...
Sabahlardan korkum yoktu..

Gözlerinde doğarken her sabah güneş..
Ben bir yaş daha gençleşirdim...

Ne zaman ki uğurladım seni...
Bilmeden kendimi de yolcu ettim peşinden...

Ve sabahlardan korkum var artık...
Yokluğuna doğarken her sabah güneş...

Ben bir yaş daha yaşlanıyorum..
Asırlar geçmiş sanki...

Asırlık bir hüznün ağırlığı var gözlerimde..

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:17 AM
http://img86.imageshack.us/img86/7051/ylnzlk4ozaq9vx0.jpg

Damla damla birikti karanlıklar,bitimsiz oldu sonra...Çıkmaya çalıştım bu dipsiz kuyudan.Tutundum yanlara,çekmeye çabaladım kendimi yukarıya
Yapamadım...

Daha düşüşüme anlam veremiyorum,burdan nasıl çıkarım?

Çarpıp çıktığın kapı aralığında tutsaktım en son...Mevsim değişti sandım,meğer sana üşümüşüm.Sonra efkar bastı evi,dağıttım biraz ortalığı...Baktım yalnızlık boyumu aşmış,bende anılarla vedalaştım.

Her vedada ölür mü bi' parçası insanın?
Ölürmüş...

Mevsimlerde hazandı ama yapraklar düşmemişti daha.
Ellerimde bir terkediş,mıhlandım sokağa...
Buruk bir gidiş duruyordu orta yerde ve ben kabullenmiyordum.

Koşar adım geçtim ışıkl caddelerden,sokağının dönemecine kadar soluk bile almadım sana gelirken.Kapıyı açınca gördüm seni
-belki görmesem daha iyiydi-
Gidiyorum diyordu gözlern ve ben durduramıyordum bakışlarını...

Mevsim sana ayazdı,rüzgar birbirine kattı ortalığı...
Uğultusu sağır etti kulakları,bense duymuyordum kendi çığlığımı haykırmaktan
Sen duyuyor musun?

Yerlebir oldu eşyalar,hepsi birer birer attı kendini yere.Benim gibi...
Engel olmak istemedim gidişine hiç,benim korkum kendime...

Debeleniyor aramızda ayrılık kal diye,ben onu çekiyorum yolundan...

Kendime bavulunda yer ararken yakalıyorum beni,ve utanıyorum
Firar saatlerime saklanıyorum sonra,usulca alıkoyuyorum bedenimi ayaklar altından...
Tek kelime etmesende anlaşılır sözlerin.Bir eksiliş oluyorsun ses etmeden ömrümden...
Hadi vedalaş kendinle içimde
Bir güle güle yok mu bana
Y(Ç)ok mu?

Yaprak misali düştüysem başaşağı,
Ve tutunamadıysam
Hatta ağladıysam bir yandan
Gücüm yettiğince bir hevesle kaldırdıysam başımı
Son seslenişiydi bu nefesimin,
Sana dairliğimin son perdesiydi...

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:17 AM
http://img86.imageshack.us/img86/4263/shyangelgirlpz5.jpg

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:17 AM
..Şiir değil bu..
Yazgı..

Bir isim bulacaksan şayet,
Bu ateşin adı..

...
Birazdan,
Acı bir çığlık yayılacak kulaklarına
İstanbul Boğazı'na dökeceğim gözyaşlarımı..
Bir buse konacak çok uzaklardan,
Nisan rüzgarlarıyla..... dudaklarına..
Sensizliği paylaşamadığımı hayrıkaracaklar sana,
Sevgi değil bu,
...ateşin adı..
Hiç değilse şimdi
..gözlerin dolmalı!!..

Beni benden aldığından beri
Sen'i aşan bir Sen var içimde..
..bilmiyorsun..
Hangi yıldıza bıraktım gözlerini..
Ve..
Hangi kelimeyi doladım dilime..
..seninle dolu sensizlikte..
Tutku değil bu ateşin adı
Hiç değilse şimdi dilin
..adımı anmalı!!..

Latif bir türkü konduruyorum,
Güvercin kanatlarına..
Dillerin dokunamadığı,
Ve..
Sesinden yüreğime inen
Asil yağmurlar kadar..
.......ulaşamadıkları..

Adını anmanın bedelini ödemeye gidiyorum!..
Aşk değil bu yangının adı,
Hiç değilse şimdi
......yüreğin sızlamalı!!..

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:18 AM
http://img341.imageshack.us/img341/7752/strongernc6.jpg

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:18 AM
http://img160.imageshack.us/img160/964/sadheartxgo1.jpg



Sen bu mektubu aslında sana yazdığımı hiç bilmeden okuyacaksın ve yine dağınık bir masadan yazacağım. Ben senin bunu okurken parmağınla yanağına dokunduğunu, gözlerini hafifçe kıstığını, parmaklarını saçların arasında gezdirdiğini göremeyeceğim.

yanlızım...
kendimi yanlız hissediyorum ki bu yanlızlıktan da kötü. benim yanlızlığımı ve kendimi yanlız hissetmemin yanlızlıktanda kötü olduğunu anlayacak benden başka kimse yok, ve sende yoksun...

Aralarında dolaştığım kalabalıklar içinde benim yanlızlığımı gören ve kendimi yanlız hissetmemin yanlızlıktanda kötü olduğunu bilen bir tek ben varım, bir tek ben...

Kırılgan bir köprüden sana doğru yürüyorum. sana ulaşamazsam, sesim ve kelimelerim sana değmezse ve sen bana bir daha bakmazsan, işte o zaman sonsuz, sensiz ve sessiz bir yapayanlızlığa düşeceğim.

Beni tut. Beni herşeye rağmen tut. Adı gidiştir çünkü bu mektubun.

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:18 AM
http://img256.imageshack.us/img256/3226/nureysabekleyisun2.jpg

Bir gün seni düşünerek son nefesimi verdiğimde, bunu bir üstünde dolaşan bulutlar bir de ayağını bastığın toprak bilecek. Bir tek onlar anlayacak halimden, bir tek onlar bi­lecek kadri kıymetimi, bir tek onlar dostluk edecek bana uzun uykumda...

Hiç iyileşemeyecek kalp yaralarımla sarıldığı m bembe­yaz kefenim, benim acılarım içim sargı bezi olurken, ağrı­larıma merhem olacak toprağın ve nefessiz kalan bedeni­me can verecek gökyüzün hep birden şahitlik yapacaklar seni ne kadar çok sevdiğime.

Gökyüzü kuşları dolaştıracak, toprak çiçekler bitirecek üzerimizde. Kuşların ve çiçeklerin şarkılarıyla hasretim di­le gelecek nice ömürler boyunca.

Eğer bir gün gezinirken güzel yüzünle sokaklarda, gelir de tatlı bir rüzgâr, dünyanın en tatlı güzel gözlerine, dün­yanın en tatlı yanaklarına bir öpücük kondurursa bil ki bendendir. Sana hasret gitmiş dudaklarımın hüzünlü öz­lem şarkılarına dayanamamış bulutların ve toprağın ricası­na gelmiş bir rüzgârdan en riyasız, en içten, en yalnız ve en ölümlü öpücüğüdür o.

Dünyanın tüm âşıklarından neşet etmiş ne kadar öpü­cük varsa, işte o zaman derin bir ah ederler halime. Tüm âşıklar mezarlarından bir titremeyle sarsılır, tüm kavuşmuş sevenler mutluluklarına pişman olup, en içten dualarla ya­karırlar rablerine. Tüm mutluluklarını bağışlamak isterler; senin o güzel dudaklarının bir öpüşüne.

Ne çare ki, bedbaht ömrümün son sayfası da karalan­mış, acıların alfabesiyle doldurulmuş ömür defterim mah­şere kadar açılmamak üzere kapanmıştır. Lakin kapanma­dan giden, sana bakmaya doyamadan giden gözlerim, me­zarda da olsa hep seni gözler...

İmkânsızlığını bile bile bir meleğin elinden tutup gelip, son bir sözünü söylemeni beklemem ne kadar beyhude ol­sa da, bilsen ne büyük bir hasrettir ki, ölümlü bedenimi son uykusuna bir türlü bırakmaz.

Nice ******* gördüm, nice sabahlar; lakin toprağın karanlık bağrında gecemi gündüzümü ayırt edemeden seni beklerken bir bakarsın, sen ellerinde boynu bükük iki çiçekle gelirsin. Adım sanım unutulsun diye ismimi bile yazdırmadığım mezar taşımı öpüp toprağımı okşar, bulutumu göz­lersin. iki damla gözyaşı döküp beni ne kadar çok sevdiğini söylersin. Uzun uzun anlatırsın bana; mahcup ve kaçamak bakan gözlerimizle bakarak güç bela can verebildiğimiz üç beş kelimeyi konuşurken ne kadar mutlu olduğunu. Söy­lediğin her sözün sonunda bağıra bağıra seni seviyorum demek istediğini söylersin. Gelip nefessiz kalana kadar öp­mek istediğini. Ve ben de seslenirim sana aşağıdan: Tıpkı benim gibi...

Ah sevgili... Gelip geçen ömre kurban edilmiş nice bü­yük bir sevgiydi bizimkisi. Zorlu dağların zirvelerinde bin­lerce kilometrelik beyazlığın ortasında açıveren kardelen gibiydi. Ya da milyonlarca kilometrekarelik bir çölün orta­sındaki minik bir vaha. Ne karları eritebilirdik, ne de çölü yeşile çevirebilirdik.

Olsun. Her şey için müteşekkirim sana. yaratıcının içime gizlediği şifreyi bulduran sevgine, hiç öpemediğim yüzünü, hiç tutamadığım ellerine. Seninle iki yabancı gibi geçen günlerin güzelliğine.

Bil ki, şimdi üzerimde uçan bulutlar, altımda uzanmış toprak ve alfabemden sana sunduğum harfler yokluğunu a­ratmıyor bana. Çünkü neyim varsa, sensin.

Neye baksam sensin, neye dokunsam sen...

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:18 AM
Ben Giderken;
Söylenmemiş,söylenememiş tüm o adı saklı sözcüklerimi de bana katarak çıkmıştım yola...
Giderken...En derinlerde bir yerden,sana olan elvedalarımın son sesini duyuyordum...Çünkü biliyordum...
Yalnız olmayacaktım bu en son elvedamda...Ya ben gidecektim olmayan varlığından...Ya da sen yokluğumun yokluğuna terk edecektin beni...
Biliyorsun...
Defalarca tekrar yazdık birbirimizin kaderini...
Defalarca birbirimizi yürüttük uçurumlarımıza doğru...
Hiçbir zaman tek ve karanlık dönmemiştik oradan...
Hiçbir zaman bir diğerinin o uçurumdan bir meçhule doğru,ellerimizden kopup gitmesine izin vermemiştik...
Hiçbir zaman birbirimizin katili olmamıştık...
Her veda'nın ardına,birer ''yeniden'' sıkıştırmayı başarmıştık...Her veda yarası,zaman merhemiyle iyice ovalandıktan sonra,özlemle sarıyordu kendini...
Özlem ise her defasında birbirimizi ''yeniden'' kanatmaktan başka hiçbir işe yaramıyordu ki...
Her ''yeniden''le birlikte,o kabuk tutmuş eski yaralar,kendini yeni ve eskisinden daha da derinleşmiş yaralarıma ve izlerine bırakıyordu...Ve sen yaramı kanatıp,derinleştirdikçe buz gibi bir rüzgar esiyordu yüreğime doğru...Ayazlar kaplıyordu gittikçe derinleşen yaramı...
Ve o ayazlar,
Senin bir türlü ısıtıp,çözemediğin o buzdan olma çiğlere dönüşüyordu....
Ben Giderken;
Canımın içini ta derinden üşüten o ayazlardan kaçtım...
Ben Giderken;
Canını benim canımı acıttığı gibi acıtan birisi olarak ''önce'' gitmek istedim...
Ben Giderken;
Sanma ki sen de terk etmemiştin aslında beni...
Ben Giderken;
Bir sen yoktun artık bende...
Ve o sen eğer yoksa bende...
Bil ki;artık bende yoktum sende...
Ben Giderken;
Katilin olduğumu biliyordum...
Tıpkı,senin de benim katilim olduğunu bildiğim gibi...
''Ben Seni Sevdim...Sensizliğini De Severim...
Çünkü...
Ben ''Sen''Le Başlayan Herşeyi Sevdim...''
Demiştin...
Ben sensizliği hiçbir zaman sevmedim...Tıpkı...Sen'Le başlayan hiçbirşeyi artık sevmediğim gibi...
Varlığın acıtıyordu...Varlığın tüketiyordu seni ve beni...
Yokluğun...Gururlu avuntularımda saklıyor kendini...
Yokluğun...Bitmez tükenmez nakaratlarıyla,o kadının şarkılarında ağlıyor içimde şimdi...
''Birbirimizde Son Damlamıza Kadar Bitmeden...
Asla...Vazgeçemeyiz...''
Demiştin...
''Birimiz Diğerini Unutmadan....
Asla...Unutamayız...''
Demiştin...
Ben senden çoktan vazgeçtim...Ben seni artık hatırlamıyorum...
Diyemiyorum...
Çünkü,sebebini biliyorum...
Ben Giderken;
Yokluğunun varlığını getirmişim yanımda...Şimdi o yokluğunun varlığı...
Bir türlü,
Gerçekten...
''Gitmeme'' Ve ''Bitmene''...
İzin vermiyor hala...
Ben Giderken;
Yokluğunun varlığının gölgesi düşüyor sinsice ruhuma ve sol yanıma...
Ben Giderken...
Hiçbirşeyi ''sensizlikle'' başlatamıyorum hala...
Ben Giderken.

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:18 AM
duruyorum...

gözlerim gömleğimin düğmesine ilişiyor
kırık düğme
tırnaklarımdan biri yok
sol elim kıpkırmızı
yanmış

üstümden geçiyor sokak
geçmişimi satıyorum alan yok
mahalle üstüme üstüme geliyor
sığınacak yürek kalıyor
sokak yanıyor
mahalle ağlıyor


şü
yo
rum
bir avuç umut deyip düşüyorum
ayazı bile kızıl ömrümün
ellerinde bırakıyorum gözlerimi
gözlerim beyaz güneş


ü ş ü y o r u m
bir avuç sevgi deyip üşüyorum
üşüdükçe düşüyorum
düştükçe ölüyorum

"ölecek biri aranıyorken bütün takvimlerde , ölen ben oluyordum her cümle bitişinde"

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:18 AM
http://img309.imageshack.us/img309/7171/dreamsfortearskl0.jpg

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:18 AM
Kadrajların dışına çıkmıştım, biraz hava alıp tekrar kadraja gireceğim, şu aralar yana devrilmiş zamana küsüm...
Papatya yığınını ayaklarıma sermedin biliyorum, yıldızlardan taç yapmadın,bir tek gözlerini verdin bana belki de onlarda yalandı.

Süprizler yapmıyordun adımımın orta yerine, gökleri bilmiyordun,türküleri seslendirmiyordun sadece bilindik şarkıları hissetiriyordun bana ama ben yine de seviyordum seni...

Gece olurdu üstümü örtmüyordun,sabahları uyandırmıyor, ellerime dokunmuyordun, ben yine de seviyordum son sigaram gibi, sen bilmiyordun *******i gündüzlere aşık olduğunu...


Kuşlar uçardı ben kuşlara haber salardım,çabuk gelsin bahar diye, sen duymazdın ...
Yalnızdım tren raylarında, düşerdim taşlara, ezilecek iken beni kenara iten sen yoktun, ama ben yine de severdim seni.

Eski dönemlere inerdi ruhum, çocukluğum sirkelenirdi ayak altlarına düşerdi parçalarım, sen eğilip almazdın benliğimi, yine de severdim tüm varoşların sokaklarında...


Melekler ağlardı halime, sen susardın şehrime, çekip giderdin, terkederdin şehrimi,üzülür birşeyler diyemezdim sana.

Topraklar ağlardı, ben ağlardım, sen görmezdin gözyaşlarımızı, sırtını dayardın gölgelere, büyük büyük adımlar atar yine giderdin, kalırdım yanlızlıkta...

İntihar ederdi bilindik aşk masalları,toz pembe güller sıkılırdı bizden, biz hiç sıkılmazdık yabancılıktan.... Sen olmadık yerlerde, yüzünü çevirirdin yüzüme, ben bahar geldi diye sevinirken, aldatırdın gülüşümü ben ağlar sen gülerdin...

Beklerdim seni,sen gelmezdin ben yine de severdim seni

Sen severmiydin beni? kocaman sevgisizlik içinde......

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:19 AM
http://img143.imageshack.us/img143/5640/vazgecmekxx1uy1.jpg

Git şimdi...
Bit...
Anlamsızlıklar lehçesi bu.

Anlatamıyorum!

Yutkunarak yutmaya çalıştım kelimeleri. Zaten seni tanımlamaya çalıştıkça, tanımsızlaşıyorum.

Git şimdi...
Çoğal...
Yaz soğuğu bu...

Üşüyorum!

Yollara çıkarak varmaya çalıştım sana. Lakin... Karıştı rotam, dümenim kırıldı. Varamadım.


Git şimdi...
Eksil...
Matematik bu...

Yanlışım var!

Ellerimde yarım kalmış mutluluklar... Çarpacaktım senle, bölmüşüm. İşlem hatası var.


Git şimdi...
Anlamaya çalış...
Ben... Yaşamayı...

Beceremiyorum...


Gençlik nedir? Düşünsene bir. Biyolajik çerçevedeki gençlikte, çabuk harcamışım gülümseyişlerimi. Çizgiler birikmiş göz çevremde yaşanmışlıklara şahit. Kim bilir, ben belki de, kurbanım sadece! Ebe seçilmişim hayatın içinde, gün yüzüme gülünce de becerememişim gülmeyi. Bu yüzden;


Git şimdi...
Sorularını bana sorma...
Gözlerime bakma. Hani erşeyi anlatırya, lisan olur ya gözlerim
içimdeki sana,
bakma...

Esirgiyorum beni senden

Git hadi ama kalma...

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:19 AM
http://img142.imageshack.us/img142/5064/mylifelogo7cdkm9sb3rx3.gif

Gecenin bir yarısı.
Yalnızlık başucumda yine...Yine bir sessizlik hakim herşeye...Yine bir sensizlik hakim geceme...


Sensizlik...
Ve...
Sessizlik...


Gürültünün orta göbeğinde ve kocaman bir sessiliğin içinde debeleniyorum şimdi...

Hatıralarla birlikte karşıma çıkan görüntülerin oluşturduğu bir gürültü hakim etrafıma ve artık sensiz oluşumu hatırlatan bir sessizliğe gömülü yüreğim çaresiz...


Hatıralar...
Sen..
Sen ve ben...
Biz...


Hasretimin son damlası da akmak üzere artık gözlerimden...
Özlemim içinde saklı, sevgim.. Yüreğim ve yüreğimdeki yerin...
Herşey...
Sana ait olan herşey , o küçücük damlanın içinde akmak istemekte şimdi, nedensiz gitmeler peşinde hepsi...


Off...



Havaya bakmalıyım..
Ve o...
Son gözyaşım yıldızlar gibi asılı kalmalı gözpınarımda...
Esir olmalı,esir kalmalı yüreğimin ortasında...


Gecenin bir yarısı...
Yalnızlık başucumda yine... Ve bir sessizlik hakim herşeye...
Gözlerim havada...Gözlerim yıldızlarda...

Bir yıldız kaysa şimdi...
Kaysa ve bir dilek kopsa içimden...
Taa derinimden bir sen çıksa mesela..

O gece tuttuğun dilek yada..Hani aklından geçirdiğin sabahlarken birlikte Beşiktaş'ta...
Mesela o geçse şimdi aklımdan ve geçtiği anda bir yıldız kaysa ,gecenin karanlığında kaybolsa...
O yıldızla birlikte esir olsa son damla..
Akmasa..
Akamasa...

Özlemim,sevgim,yüreğim ve yüreğimdeki sen benim olsa...


Şimdi yar..




Şimdi bir yıldız kaysa,
dilimden sadece Haziran Sekiz çıksa..
Yüreğimde bir sen oluşsa..


Gecenin bir yarısı..
Yine bir SeNSiZliK hüküm sürmekte geceme SeSSiZCe...


Hangi mevsimde gelmişti esintin? / Ah yar.. / Zulmü ne zaman başlamıştı aşkın? / İsteksiz sevmelere alışmışken yüreğim / Rahatsız gülücükler saklanmışken bedenime... / Ah yar / Ne zaman başladı bir nehir gibi akışın ruhuma?...
Sessizliğin ortasında dolaşırken, saklanmaya çabalayan ruhumla / Esintiler arasında kayboluyordum usulca. / Kaçmaktan yorulmuş bedenim ağlarken yavaşça / inatçı ruhunla nasıl araladın kapılarımı yar? / Zulmün' Evet zulmün ne zaman başlamıştı yar, konuşsana..

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:19 AM
http://www.navichat.com/aworlds_media/ibase_1/00/00/14/00001455_000.jpg

Sessiz sessiz geleceğim, sana doğru yol alacak ruhum.Adımlarımı dikkatli atmak zorundayım farkındayım, farkındayım senden başkası duymamalı beni…
Ve bilmemeli sana geldiğimi…
Yağmur başlar başlamaz geliyorum sevgili…Her damlada biraz daha yaklaşacağım sana ve her gök gürültüsünde korkan yüreğim daha fazla hissedecek yüreğini.Korkularımı yok etmek için çıkıyorum yola…
Sevdamı sakladım ardıma , gölge yaptım huzuru yol almaktayım sana doğru…

Bekle sevgili
Az kaldı yağmurun başlamasına
Az kaldı hissediyorum
Bekle
Yeter ki bekle
Her yağmurda yollarda bulacaksın beni…

Sessizliğin içinde bir tını yakala benden gelen,Sessiz sessiz dinle beni..,Senden başka kimse bilmesin geldiğimi…Senden başka kimse beklemesin beni.

Yağmurlarda aç pencereni
İçeri dolayım ,her damlada tamamlanıp sana sarılayım…

Şşştt…

Sessiz aç pencereni. Duymasın kimsecikler.Duyup ta kesmesinler nefesimi,duyup ta kapatmasınlar tüm yollarımı sana gelen…
Ve sana gelen beni yok etmesinler…



Bekle sevgili
Az kaldı yağmurun başlamasına
Az kaldı hissediyorum
Bekle
Yeter ki bekle
Her yağmurda yollarda bulacaksın beni…

Sessiz sessiz geleceğim, sana doğru yol alacak ruhum.Adımlarımı dikkatli atmak zorundayım farkındayım, farkındayım senden başkası duymamalı beni…
Ve bilmemeli sana geldiğimi…


Not:Bir su damlasının içinden çıkacağım bir anda..
Beklemede kal sevgili..

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:19 AM
http://images.quizilla.com/I/ichigohatsumaru/1079575351_ures021011.jpg

Yokluğunun Boşluğuna Kelimeler İliştirdim Usulca...Bir Kara Gölge Misali Peşimsıra Bana Ulaşsın Diye...
Benden Giderse,Kendini Asla Bir Daha Bulamayacağı Sokaklarda...
Elvedamda Yağan Nisan Yağmurlarına Aldırmadan,Ruhumda Solan Güllerinin Kırmızılığında Kanadım Ben...
''Şarkılar Seni Söyler...Dillerde Name Adın...''
Ve Şarkılar Tuttum İkimize...Dillerde Name...
Ümitler Yoldum Sensizlikte...Ve Bir Papatya Ömrünce...
Yalanlar Ve Boş İyiki'Ler Sövdüm Kendime...''İyiki'Lerim'' Hasta Olduktan Sonra,''Keşke'Lerimin'' Ölmesinin Ne Anlamı Vardı Ki...?
Hercai Bir Menekşeye Benzettim Kendimi...Her Mevsimde Açan Ve Hep ''O'' Sona Doğan...
Nereden Nereye Savrulduğumu Bilmediğim Zifirikaranlıklarda,Sen Kokan Gecenin Penceresinde,Sensizliği Süzen Gözlerimin Işığıyla Buluştum Hep...
Aramızdaki Dipsiz Uçurumları,Kurak Ve Çorak Toprakları Yıldızlara Benzettim Ben...Mesafelerine Yenilmiş Olmasalar Yitip Gidecek Olan Yıldızlara...Karanlığın İçinde Bencilce Sadece Kendini Aydınlatan Işıklara...
Gittiğim ''An'a'' Düşman Yüreğimle Hiç Konuşmadan Kucaklaştım...Hem De Öylesine Sıkı Sarıldım Ki...Her An Nefessiz Kaldım...
Dudaklarımın Kenarında Kesik Ve Galip Bir Edada,İnce Belli Bir Bardakta Demledim Ve İçtim Seni...
''Hüzün'' Kelimesinin Uçsuz Bucaksız Griliğine Adadım Kendimi...
Bozuk Bir Plak Misali Döndü Ve Dolaştı Aklımda İzlerin...Her Defasında Seni Heceledim...
Med-Cezir'Lere Hüküm Giydirdim Ruhumu...
Ve Tek Celsede Bir Kez Daha Vazgeçtim Yeminlerimden...
''Sevmediğin'' Şeyleri ''Severek'' Yapar Oldum...
Üşüdüm...
Hem De Çok Üşüdüm...Sen Sevmezsin Diye İçime Aldım Çiğleri...Ve Daha Çok Sevdim Üşümeyi...
Kayboldum Ummuduğum Dağların Beyazlığında...
Ve Hiç Ağlamadım Senden Sonra...
Yolun Başında Buluverdim Yine Kendimi...Sanki Hiç Başlamamış,Koşmamış,Terlememiş,Susamamış,Yorulma mı ş Ve Bitmemiş Gibi...
İlmek İlmek Kendi Ellerimle Ördüm Yalnızlığımı...Sensizliğe Sardım Kalanları...
Ve ''Kalanlar'' Hep ''Gidenlere'' Mahkum Biliyorum...
Ve Bu Yüzden Artık Sensizlikten Gitmiyorum...

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:19 AM
http://x7e.xanga.com/ee2b512a3503234477094/z23858487.jpg


Üzerimde ayrılırken verdiğin hırkan var sevdiğim…Uzun süre geçmesine rağmen hala sen kokuyor, hala senden izler taşıyor üzerinde...Hala seni hissediyorum giydiğim zaman ve hala eskiyi hatırlatıyor bana üşürken verdiğin bu hırka...
Hatırlıyorum da otobüse binip veda etmeden önce üşüyorum diye vermiştin bana...Halbuki üşüyenin bedenim değil yüreğim olduğunu fark edememiştin...Ve ben ilk o zaman anlamıştım aslında bir gün tamamen kopacağımızı, ben o an anlamıştım aslında kalbindeki beni iyice küçülttüğünü ve yerime başka birini yerleştirdiğini..Bunlara rağmen üstelemedim; sevdamıza bu lekeyi yakıştıramadım ilkim... Şoför otobüsü çalıştırdığında, gözlerine baktım son kez doya doya, bir daha bakamayacağımı bildiğim ela gözlerine sevdiğimi söyledim seni... Sonra sarıldık birbirimize deli gibi, sende hatırlarsın o dakikaları bilirim...Alnımdan öptün beni ve çok yakında ziyaretime geleceğini söyleyip bindin, bizi birbirimizden ayırmayı başaran otobüse... Koltuğuna oturduğun vakit otobüsün, gerçekten gittiğini anlamıştın sende... Sende engel olamamıştın göz yaşlarına... Fark ettirmeden silmeye çalıştın ama; ben fark ettim gözünden süzülen damlaları...Sen gizlemeye çalışırken nemli gözlerini bense artık son kez pencereden gördüğüm sana gitme diyemiyor, sadece ağlıyordum... Üzerimdeki hırkaya sarılmıştım sıkı sıkı belki gitmezsin ümidiyle...Sen üşüdün iyice git işaretleri yapıyordun elinle... Yine anlamamıştın yüreğimi işte, yine üşüyenin ben değil yarım kalan ruhum olduğunu fark edememiştin... Derken otobüs hareket etti ve ben el salladım sana gene kavuşma ümidiyle beraber... Sen gözyaşını sildin, gülümsedin el sallarken bana... Mutlu görünmeye çalışıyordun çünkü biliyordun... Biliyordun ki sen mutlu olursan ben de mutlu olurdum... Bu yüzden gülümsüyordun el sallarken bana... Ben kalbimi elime alıp üfledim sana doğru... Sen aldın, öptün ve yüreğinin yanına koydun... Sonra otobüs hareket etti ve uzaklaştı ağır ağır ayrılıklar kokan İzmir garajından... Ben peronda kalakaldım öylece... Seni geçirmeye gelen herkes gitmişti... Ben kalmıştım... Yerimden kıpırdayamıyor, belki yolda iner dönersin diye ümit ediyordum... Ama döndüğünde ilk kızacak kişinin ben olduğumu da biliyordum...Bu yüzden sen o otobüsten inmeyecek ve gözünde biriken damlalarla beraber merhaba diyecektin seni bekleyen geleceğine... Yüreğimi yanında götürerek, beni arkanda yapayalnız bırakarak yeni bir hayata adım atacaktın sevdiğim... İşte ben tüm bunları düşünerek gelmeyeceğini bildiğim halde ayrılamıyordum perondan... Otobüslerin biri geliyor biri gidiyordu...Ve ben hala üzerimdeki hırkana sarılıp sıkı sıkı, ağlayarak duruyordum öylece... Sen gitmiştin...Hayallerim gitmişti... Diğer yarım sonsuza kadar gitmişti biliyordum....
Eve döndüğümde sana sürekli mesaj çekmeye başladım... Sırf yalnız olmadığını anla diye... Sırf yüreğimin yanında olduğunu bil diye....Gecenin geç saatlerinde uykuya dalabildim yaşlı gözlerle..
Uyandığımda biraz toparlayabilmiştim kendimi ama uyanıp ta seni göremeyince gene yandı içim... Gene yaşardı gözlerim...Derken telefon çaldı, baktım büyük bir umutla..Evet sendin arayan,varmıştın gideceğin yere..Ama ağlıyordun..Bir çocuk gibi ağlıyordun ve bu yüzden konuşamıyordun sevdiğim..Ben ağlamaktan şişmiş gözlerimi ovuşturarak….
'Ağlama gözbebeğim dayanamam...Kıyamam ağlama ne olur..Yüreğimi yangın yerine çevirme ağlama..'
Dedim ümitsizce.. Sen…
'O zaman sende ağlama.'
Dedin iç çekerek... Yol boyunca fotoğrafıma baktığını anlattın... Neden gitmek zorunda kalmıştın ki sanki ve ben neden zorlamıştım seni bu kadar... Hesap soruyordun şimdi bana, ağlamana engel olamadan... Ben sessizce seni dinliyordum... Sonra sen sustun ben başladım konuşmaya..Önce koca bir iç çektim derinden..
'Doğuda...Oralarda o kadar çok çocuk muhtaç ki sana... Hepsi senin bilgine ihtiyaç duyarken ve büyümek isterken bilinçlice...Ben sadece kendim için, sadece ikimiz için, sadece sevdamız için onları hiçe sayamazdım... İşte bu yüzden izin verdim aşkım...Bu yüzden dayanıyorum sensizliğe... Ve biliyorum bir gün sende anlayacak ve affedeceksin beni...Çünkü biliyorum sende en az benim kadar seviyorsun, sende en az benim kadar bağlısın aşkımıza...'
Sözlerim üzerine kesildi hıçkırıkların,
'haklısın.'
Dedin kendin bile inanmayarak...Ve o günkü konuşmamızı sonlandırdın sevgi sözcükleriyle...
Daha sonraki konuşmalarımızda, daha şen geliyordu sesin ve ben mutlu oluyordum bu duruma... Ama garip bir şekilde korkuyordum... Bir şeylerin ters gideceğini hissediyordum ve bunun olması korkutuyordu beni... Tamamen sensiz kalmak yıkardı beni biliyordum...Bu yüzden korkuyordum sensizlikten... Tüm bunlara rağmense düşünmemeye çalışıyor ve sana hiçbir şey aksettirmiyordum...Ta ki sen telefon açıp ta…
'Başkasını seviyorum.'
Diyene kadar kandırdım kendimi... Ben hiçbir şey söyleyemedim bu sözüne karşılık...
'Senin üzülmeni istemiyorum.'
Diyerek devam ettin sen; ama bunun içinde bir çaba sarf etmedin ve üzdün...Yaktın... Yıktın beni iki dakikalık telefon konuşmamızda...
'Beş sene boyunca yaşattığın tüm güzellikler için teşekkür ederim.Hayatımda senin kadar iyi birini tanımamıştım, şimdi tanıdım.ödeyemediğim hakkını helal et.'
Dedin ve… 'Ama şunu da bil seni hiç affetmedim.' Diyerek kapattın telefonu... Şaşırdım..Birden bire nasılda değişmiştin anlayamadım.. Telefon kulağımda kalakaldım... Ahizeden sadece meşgul sesi geliyordu... Sen çoktan gitmiştin...
Telefonu kapattım, bana verdiğin hırkaya sarıldım yine sıkı sıkı... Gene ümit ettim belki ararsın, şaka yaptığını söylersin diye... Ama aramadın, şaka da yapmamıştın üstelik... Gitmiştin sonunda işte... Yolların ayırdığı yüreklerimizi, kırıcı kelimelerinle tamamen ayırmıştın ve ben geride kalan anılarla baş başa kalmıştım.... Otobüse binerken verdiğim yüreğimi de iade etmemiş, bırakmıştın çaresiz... Kalmıştım bir başıma, sıkı sıkı sarıldığım ve üşümeyeyim diye verdiğin hırkanla....

sen gidince buralardan sessizce
buralar gitmiş peşinden gizlice
bazen bir his yada bakış
tenin hala tenimde
dünümdün düşüm oldun
kurtar beni....

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:20 AM
http://img156.imageshack.us/img156/7499/adszif1.png

Sonbahar rüzgarları esmekte yüreğimde…
Çığlık çığlığa göç etmekte kuşlar…
Tıpkı ben gibi,
Çığlık çığlığa..
…Ve…
Tıpkı sen gibi…
Göç Yolunda…

Bir bir katlediyorum umutlarımı şimdi…
Sana dair her şeyi savuruyorum esen rüzgarla beraber denizin maviliğine…
Sana..
Bana..
Bize ait ne varsa flulaşıyor zihnimde ağır ağır ve sessizce…
Yüreğimden damlayan ve benliğimi sarmalayan kan kızılı kaplıyor her şeyi…

Göç etmekte olan kuşlar çığlık çığlığa haykırıyor içimdeki fırtınada…

Ben…
Onlara eşlik etmekte sessiz sedasız…
Sen bırakıp gitmekte başka gönüllere umursamazlar içinde…

Gitme diyememekte dilim…

Ölmekte bir bir umutlarım…

Git…
Git..
Allah aşkına GiT(me)…

Gitme…
Görmüyor musun?..
Kan kızılı yapışmakta ruhuma çıkmamacasına…
Dur..
GiT(me)…
DuR…


Tarih..Bugün…

İstanbul’da yağmur var..
YaĞMuR…
PeH..
Kimin umurunda…
Yüreğim her daim YaĞMuRLaRDa…

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:20 AM
http://img97.imageshack.us/img97/1090/yorganb4tqqe0.jpg

Şimdi git
Zaman çığlıklanırken
Yoksul sarılmalar bırak ardında

Şimdi git
Gece kanarken
Yarık aksak yaşanmışlıklar kuşan
Söndür tüm ışıkları

___ve
______şimdi
_____________git

Kuşatılmış sokakların çirkin suratlarını sal üzerime
Ulan kırılsın düşler
Sevda kuytulansın
Ben direnirim hayata
Sen git

Çatılmış kaşlar salarım gecenin kalbine
Buğulu camlar ardından tebessümler yolla
Bakma ardına
Kör bakışlar sarsada gözlerimi
Dur demem daha

Şimdi git
Cellat bıçağı boynumda kırılsın
Irmaklar durulsun

Şimdi git
Yürek namlusunda kurşun yorulsun


İsyan dokurum haykırışlarıma
Susarım sonra

Ellerim kanasın
Ben direnirim hayata
Sen git...

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:20 AM
http://img124.imageshack.us/img124/1536/654arav5.jpg

bakışların kuytulanıyorken yüreğimde
düşlerim düşer gecenin koynundan

düş (le)mek acı / yokluklar tenhasında...

en baştan harlanmış yangınlarım var
üşümüşlüğünde yüreğimin

talan görmüş şehirlerim / mağlup...

kırılgan adımlar atıyorum
parçalanmış topuklar inadına

sen gidiyorsun...

ben susuyorum....

küsüyorum her anına gençliğimin
yumruklar sınıyorum sonra
sensizliğin duvarlarında

tutsak düşmüş çığlıklarım var
feryadında ömrümün

karanlıklarda (d)üşüyorum
yangın yeri sokaklar inadına

sen gidiyorsun...

kan kusuyorum...

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:20 AM
http://files.myopera.com/her_dead_love/albums/3282/bloodrose.jpg

Aklın uçurumunda sürüklenirken düşler
İnce – uzun
Yol meçhul
Yürek sırılsıklam her yağmurda
Girdap ortasında
Esir düşer ya ruh
Depreşirken zaman
Böyle paramparça olmazdım
Ellerimi tutsaydın


Bezgin kuytular kuşanmışım yokluğuna
Uykusuzluğa mahkum gece
Geceye mahkum hayat
Karanlıkta kalmazdım
Ellerimi tutsaydın


Yankısı sökülmüş dağ doruklarının
Kıvrım ırmak yangın yeri
Cehennem
Korku
Böyle deli yanmazdım
Ellerimi tutsaydın
Suskunluk takınmazdım
Ellerimi tutsaydın

İntihar kuşanmazdım
Ellerimi tutsaydın...

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:20 AM
http://files.myopera.com/her_dead_love/albums/3282/Reticulated_rose.jpg

Ne büyürsün ne ölürsün yanıpta köz olursan aşk ile...

Bir deli sevdaydı yaşamanın varlığı
Bir hayın boşluk doldu ellerime
Bir hayın kuytu kalabalık oldu yokluğuna

Tek kişilik bir oyundu kuşandığım
Tek kişilik üşüme uğultusu
En derin nefesinde kayboldum cigaranın
Rüzgarın en keskin yanına sırt verdim o gece
Ve resimleri artık siyah beyaz anıların
Yaşanmışlıkların arefesinde hüküm giyerken düşler
Öylece yalınayak kaldım o gece
Hayat yolunda adımlarım kırılgan

düştüm…

Aşkı Veysel ' de sonlandırdığını sandı dünya
Veysel in gören yüreğinde boğulmuştu aşk
Ben o aşkı yoğurdum karanlığın orta yerinde
Kan kızılı gözyaşlarımla suladım
Hançerlenmiş yalnızlıkların sarhoşluğunda

Çocuksu yanımı avuçlarıma aldım
Çocukça tebessümlere saldım dudağımı o gece
Çatlayan dudaklarımı rüzgara verdim
Üzerime yağdı şehir uğultuları
Yol kenarı yeşilliğiydi içimde ki burukluk
İki adım sonrası tüneldi
İki adım sonrası karanlık
Işıkları sönmüş bir İstanbul dokundu bedenime
Hoyrat bir sızı gibi
Apansız yakalandım
Yokluğuna o gece
Parçalanmış bir çift adım dolandı ayaklarıma

düştüm…

Düştüm
Kuytu yanına sevdanın
Düştüm
Hayatın ellerinden

Yüreğime değmeden gözlerin

Düştüm...

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:21 AM
http://nin.karelia.ru/smal/alone.jpg

adımladığın sokakların kanamasıydı
ellerimde depreşen
ayağının dokunuşu sızlatıyordu
oysa sen bilmiyordun
ne çok merakına düşer yüreğim
ne çok adın takılır
ayazına gençliğimin

cellat tutsağı bir geceydi
o sessiz sedasız konuşmanın artığı
bir yanda yanık bir yüz suretinde istanbul
bir yanda gidişinin buz kesmişliği
yorgun bir haykırış ağzımı dolduran

yenilgi kisvesinde kahır

bir uzak diyardı
yıllar geçirdiğim tenha
hep yabancı yüzler
ardımda yabancı izler

kuytularda susuşum
aynalarda küsüşüm

yokluğundan...

talan olan her şehir benim
şehir şehir talan olan benim
savaş mağlubu

düşlerde can çekişir gece
gecenin kuytusunda can verir düşler
boğulmuş bir şafak uzaktan el eder

gün doğumu sancısında uykusuzluğum...

zemheride yanışım
ağulardan kanışım

yokluğundan...

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:21 AM
http://f.nau.co.il/upload/122004/IsraBlog/82332/misc/1167770....jpg

...tüm ışıklarını söndürdüm gözlerimde şehrin!

Siyahını çekmiştim üç-beş nöbetlerinin karşı kıyıya, hemen hemen her gece yaparım bunu. Günü teslim ettikçe düne, pembeleri solar çocukluğumun. Dibinde kırılganlıklarıyla birikir, yalnızlığımın cam askerleri.

Asılı kalır gözlerim yıldızlara... kaydıkça bilirim ki, izinde yaldızlanıp dağılır bir çaresizin daha sessiz harfleri.

Büyüdükçe, beyaz düşler bıraktı içimdeki çocuk. Açıldıkça saçlarının örgüsü, kör düğüm oldu heveslerim. Tüm inandıklarım soluksuz!

Kalpten yağmur damlaları ve isminle gökkuşağını çizmiştim beyaz kağıtlara! Toprağa düştükçe ıslak renkleri, şiirler açardı yüreğimin arka bahçesinde.... rengarenk olurdu yaşam.

Oysa şimdi !

Katili oldum papatyaların. Her yaprağında ayrılığın kan izleri kirletti mavi düş tarlamı. Sular çekildi gözlerimden. Sere serpe ölü çiçekler.

Teninin ateşine daldırıp kirpiklerimi, resmini çizerdim kızıl dokunuşlarının. Sen mi yanardın bende, yoksa ben mi kül olurdum teninde bilmiyorum. Renkleri yoktu bedenlerin, duvardaki sevişmelerde.

Öğrendim ki, renk körüymüş aşk!

ne hayalleri beyaz,
düşleri pembe..
ne umutları mavi,
huzuru yeşil!
arzuları da kırmızı değilmiş ki!
beyazda başlayıp siyahta bitermiş aşk...
belki de bu yüzdendir,
anılardaki fotoğrafların çabuk solması...

Babamın kucağında oturduğum zamanlar ne olduğunu bilmediğim her şeye – “baba mu ne? mu ne? mu? mu? ...” ve hangi rengi sorarlarsa sorsunlar, hepsine – “layvicert” derdim. layvicert saçlı kız, layvicert ayakkabı, layvicert elma şekeri... tadını aldıkça kızardı dilim, ayaklarım tozlandı, layvicert saçlarını boyadım bebeklerimin banyo dolabındaki çamaşır suyuyla ve... bakıyorum da bilmediğim ne kadar az şey kalmış yaşanmışlıklarda.

Renkler, bana bakın! büyüyorum siz iç içe girdikçe... alacanızda yine de tutunuyorum hayata.

Sezen’in sarı odalarında hüzün şarkılarını yakıyorum mum diplerinde... seni düşünüyorum, yine özledim!... yine, yine, yine!

Sen ki sakıncalı sevdam, sen ki yasaklım. Büyümemin en ağır cezasısın belki de,... razıyım. Sus!
Çocuk ol yanımda, çığlıklarım zaten senden de, benden de büyük. Haykırmayacağım adını. Dokuz boğum yutkunarak koklamalıyım tenindeki yasak çiçekleri ve uyumalıyım.

...uyumalıyım da,
Kaçıncı uykusuzluğumdayım, bilmiyorum!

Karanlık, eflatun şalını çıkarmaya başladı el ele dolaştığımız sahilde. Ardın sıra kırılan ışıkları topladı ellerim gümüş tepsiye. Yaldız yaldız yalnızlık, yıldız yıldızdı gece... ve bittim.

Siyahla beyazın farkı olmadığı saatlerde, kırmızı kostümünü çıkarıp aşkın, efkarımı tütsülemek için yaktım karanlığı. Eski bir tangonun ritmiyle, dört duvarın dipsiz köşelerinde ağını örüyorum yalnızlığın... An ile anılar arasında, her defasında, bir öncekini unutup başka sözler yazıyorum bu müziklere.... aşk şarkılarım, şiirlerim ve suskun hayalin kaldı bende.
Mülteci kampındaki ölümle özgürlük arası çizgide sıkışandan farkım yok aslında. Çizgiyi geçerse ölüm, geçersem sensizlik... kalırsa işkence, kalırsam da sensizlik. İkisi de ölüm be... yokluğun ölüm.


...uzak ülkelerde olmak isterdim şimdi, hiç bilmediğim insanlar arasında, avazım çıktığı kadar bağırmak seni sevdiğimi... kimsenin anlamadığı dilde. Sonra hırsız bir rüzgar yürütmeli sesimi, sabaha karşı pencerenden içeri bırakmalı... unuttuğun ninnileri mırıldanmalıyım sana güneşin sızlayan ışığında. Bugün göğsümde uyanır mısın? saçlarımdan toplar mısın yıldızları ?

Ne çok şey sığdırdım ismine. Ne çok sevda, özlem ve onca kavga. Her şey sensin aslında. Ah bu şehir, bu sahil... her parmağının dokunuşu dipsiz kuyular açar da atar beni maviye. Saçlarımın dalgasında havalanır beyaz kelebekler. Tut, tut ki bahar sende kalsın, ben sende.

Sabaha çıkıyorum düşlerin yorgun renkleriyle. Yine yarım kalmış şiirler var yarına, yine sen dolu yaprakları dökecek zaman. Birikeceksin bende.

Karanlık gibi sarsam seni. Serilsem, sarılsam, sevişsem dizelerle, öyle bir şiir yazsam ki, hani o herkesin yazıp da yetmediği seni seviyorum’lar var ya, o bile şaşırsın. O kadar çok kullandık ki aslında, ondan mı yetmiyor sanki?

Kirpik altındaki kimsesiz sahillere bırakıyorum yaşlarımı. Esen onca mavisin bende, onca umut. Ah! bir de çıkmaza gitmese yollar. Hani akan suların toplansa coğrafyamın bakir kuyularında... konuşamıyorum!

Yorgunum!

Tüm sesleri kesildi, sesini kulağımda hissettiğimde.
Bak! bir geldin arapsaçına döndü düşlerim. Ben alışkın değilim ki -seni seviyorum- diyen adamların gerçekliğine! Sen gerçeğimsin! belki de burada yanıltıyor beni aşk.

Hafıza kaydımda ne varsa sildim, kim varsa zaten kendini sildi gittiğinde. Şimdi kaydını tutuyorum öpüşlerinin ve fısıldadığın şiirlerin. Söndürdün şehrin tüm ışıklarını, göz kapaklarımda! ...İşte şimdi yanımdasın. Bak, çekilirken gece, portakal çiçekleri koktu güneş. Duyuyor musun?


Renklerim, düşlerim yorgun
Beyazdan çaldım gecemi
Söylesene, senin ismin ne renkti?..
tüm ışıklarını söndürdüm gözlerimde şehrin!

...Karanlıktayım.

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:22 AM
http://www.tabut.net/xx/elzs1.gif

Gelmez’sen gitmeliyim
Gitmezsem taşacak sularım karanlığa
Ya senden
Ya kendinden geçecek bir dönemin kahramanları
Senin kadınların gözyaşlarını tutsun gözbebeklerinde
Ben gitmeliyim doya doya ağlamak için sana
Beklerken otuz dokuz saatlik dönüşleri
Tedirgin düşlerde aslında gözlerine yandığımı
Rengini bile söyleyemezken
Anladığını sandığını ummalı ve yalanlamalıyım… Ve susmalıyım artık

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:22 AM
http://img50.imageshack.us/img50/2502/x1pxzz39wvdry5dvccxrytzy8wcwtocjsdunxvzv18k8urbxql bxymd9.gif

Düşlerin gerçeğe, gerçeklerinse düşe dönüştüğü bir yaşam özlüyorum. Yaşamaktan bunalmıyorum, bunalımı yaşayıp, bunu kendime ait bir yaşam biçimine dönüştürüyorum.

Sanırım bütün sorunum özlemekle ilgili. Keşke "yaşlanmaya başladım, o yüzden geçmişi özlüyorum" diyebilseydim. Zerre kadar özlemiyorum geçmişi. Geçmişe dair ne varsa silindi hafızamdan. Ben geleceği özlüyorum. Belki de hiç yaşayamayacağım geleceğime dair özlemlerim. Asıl sorunda burdan başlıyor zaten. Geleceğin olmayacağını biliyorum. Olmayanı, olma ihtimali bulunmayanı özlüyorum. İşte bu özlem koyuyor insana...

Beni koyup gitme
Ne olursun
Durduğun yerde dur..
Kendini martılarla bir tutma
Senin kanatların yok
Düşersin, yorulursun
Beni koyup gitme
Ne olursun...

Duvarda gölgeler ve o görüntülerle çarpışmak yoruyor. İnsanlar gerçek değil artık, mekanlar gerçek değil. Belki de o yüzden sevmiyorum ana caddeleri, ışıltılı alışveriş merkezlerini, konforlu mini sinama salonlarını. Flimlerin değeri düşüyor oralarda, filmler hırpalanyor. Ruhumuz bütün "sakıncalı" kareleri sansürlüyor, makaslıyor, yalnızlaştırıyor. Sansürlü, makaslı, yalnız bir yaşam bu benim yaşadığım ve yalnızım işte yine...

Şaşırmıyorum aslında, böyle olacağını çok öncesinden biliyordum. "Boş durmadım, savaştım. Savaştım ama yenildim. Yenildim ama ezilmedim" diye kandırmayacağım kendimi. İşte itiraf ediyorum; ezile ezile, hırpalana hırpalana yenildim. Yenildim işte ötesi yok..

Bir deniz kıyısında otur
Gemiler sensiz gitsin bırak
Herkes gibi yaşasana sen
İşine gücüne baksana
Evlenirsin çocuğun olur
Sonun kötüye varacak
Beni koyup koyup gitme
Ne olursun...

İşte bu yüzden korkuyorum ana caddelerden. Deniz kenarlarını seviyorum, salaş meyhaneleri seviyorum. Issız ve bana ait olan yerleri seviyorum. Televizyonu değil ama o televizyonun altındaki dolapta bulunan anılarımı seviyorum. Her açtığımda o dolapta bulunan anılarımın anlatacakları var bana çünkü. O salaş dediğim meyhanenin de öyle, kayalara vuran dalgalarında ne çok anlatacağı şey var. Bunlar dışında herşeyin sadece görüntüsü var oysa.

Elimi tutuyorlar ayağımı
Yetişemiyorum ardından
Hevesim olsa param olmuyor
Param olsa hevesim...
Yaptıklarını affettim
Seninle gelemiyeceğim yine de
Beni koyup koyup gitme
Ne olursun...

Bunun için ve sadece kendimi korumak için kaçıyorum herşeyden. Kaçarak yaşıyorum. İçime kapanmıyorum, düpedüz içime kapaklanıyorum. Böylece korunuyorum hayattan. Bedenimse ruhumun zırhı sadece...

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:23 AM
http://img104.imageshack.us/img104/7554/sirene20blessee0ginz7lh6.jpg

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:23 AM
Yüreğime “iyilik yağmurları” yağdırmayı bırakalı çok oldu...
Mevsim artık hüzün çıkmazında…

Şimdi acılar biriktiriyorum, kaçak yüreklerin yıkım çalışmalarında... Dokuz şiddetindeki depremler bile destekleyemiyor kayıp giden yüzünün -ihanetinin- anılardan silinmeme çabalarına…

Hiç anlatamadığımı ve anlayamadığımı sandın; oysa her sessizliğim yaşama dair ve bize dair bir hüznü barındırıyordu, anlamak isteseydin yüreğini açıp!..

Gözlerime hiçbir zaman yalan konuşturmayı beceremedim, yüreğimin aynasıydı onlar, olduğu gibi yansıttılardı hislerimi…

Hiçbir zaman yere eğmedim yada eğdiremedim bakışlarımı...

Sana bir kez olsun yalan bakmadım..

Yalan konuşturamadım yüreğimi..
yada yalan şarkılar söyletemedim...

Gözlerim artık suskun…
Birisiyle aynı dili konuşmuyorsan, susacaksın!...
Sana karşı duygularım sözlerden nice olduğu için susmaya karar verdim!..
Artık susuyorum!..

Bak gördün mü? Sende benim “vazgeçilmezim” olamadın!..
Kendimi artık şiirlerle, sözcüklerle, imgelerle korumaya aldım…

Sen gittiğin yerde kal!..
Riyakar düşlerinle!..
Artık ihanetinin izi var suskunluğumda...
ve
Değişmeyecek artık bu sonsuz sürgünlüğümün eski yasası...

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:23 AM
http://img178.imageshack.us/img178/375/sevlmekqc0.gif

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:23 AM
http://img231.imageshack.us/img231/3048/1116300678ask831fizh8.jpg

Tadında bırak yalnızlığı bu gece
yığıldığın bulutlardan kalk doğrul
unut cinayetlerini karanlıkların
yola koyul
düşlerinden alev alev ısınsın için
bırak yaralarını sarmaya çalışmayı
ellerimden tut

doğrul
yağmuru dinle sessizce
serinliğin yankısını yüreğinde duy
sarıl
sımsıkı sarıl
zamanı değil şimdi
kendini kandırmanın kokumu içine çek düşlerinden
seviyorsan beni
unut...

içinden heyecanlı bir dilek tut
beni dile yıldızlar kaydığı zaman
denizlerden çığlıklar duyduğun zaman
adımı söyle
kağıt bir geminin kıvrımlarından kurtul
koş

bu sokakların ıslaklığında
pencerenden yakalayıver mutluluğu
yakasından
doğrul
bir şarkı söyle

içinde yalnızlık olmayan
bir papatyayı kokla
bırak sızlanmayı artık
ne olur
uykusuzluklarından uyan bu gece
başını yastığına koy

hayaller kur
çıkmazlarda boğulma
doğrul
içinden heyecanlı bir dilek tut
benim olmayan
beni seviyorsan
unut...

tadında bırak yalnızlığı bu gece
yoksa canını acıtacak bu yağmur
bırak üşümüşlüğünü

aldırma
umudu kovala pencerenden uzanıp
ellerimden tut
doğrul
kes şimdi ağlamayı

zamanı değil
ben ne son gidenim
ne de ilk
ben ne son yolculuğum
ne de ilk
bırak uçumlardan ölümler yazmayı
kalk yığıldığın bulutlardan

doğrul
seviyorsan beni
unut...

ben son masalın değilim
son katilin değilim senin
bırak karanlıklarda güneşi aramayı
içten içe azdırma dalgalarını bu gece
yalnızlığını tadında bırak
doğrul
düşünme yüreğindeki kırıklıklarını
içinden heyecanlı bir dilek tut

benim olmayan
sarıl
sımsıkı sarıl
papatyayı kokla
ellerimden tut
beni eğer seviyorsan
ne olur
unut...

yoksa
canını acıtacak bu yağmur
yoksa canım acıyacak
canının yangınında...

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:23 AM
http://img237.imageshack.us/img237/5646/1152181102300lw1.jpg

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:24 AM
http://img77.imageshack.us/img77/7031/melek2kc2.gif

Bana bıraktığın aşk gibi yarım yaşıyorum her şeyi. Başlayıp da bitiremediğim yazılarım, sonuna kadar gelip de okuyamadığım kitaplarım, son sözlerini duyamadığım şarkılarım var. Her şeyi aşkımız gibi paramparça yaşıyorum.Bütün dünyam dudağımdaki yarım bir öpücüğün tadında artık...

Adını koyamadığım yakınlıklarım, bütün sırlarımı dökemediğim ilişkilerim var. Son kelimesini bir türlü söylemediğim cümleler kuruyorum. Ayın hiç aydınlatmadığı bir gecede, bir güzelliği imkansız bir aşka dönüştürüyorum. Seni söylediğimde herkesi her şeyi kaybetmekten korkuyorum. Söylemediğim son kelimesi adın hep oluyor cümlelerimin. Bir günahımı Allah’tan saklar gibi, bir sırra bütün ruhumla teslim olur gibi susuyorum, sıra sana gelince...

Saçmalıyorum, saçma sapan şeyler yaşıyorum. Acı veren o gerçeği, seni, kimselerle paylaşmadıkça da sevdiklerim korkuyor benden. Adın bir duvar oluyor hayatımda. Aşamadığım, kimselerin aşmasına izin vermediğim bir duvar gibi duruyorsun önümde. Elim bir başka elin sıcaklığını hissedeceği anda, araya giriyorsun çarpıyorum sana. Kalbim ne zaman başka bir güzelliğe kapısını açmaya kalksa, huysuz bir bebek gibi paramparça ediyorsun her şeyi.

Yüzüme adın çarpıyor, yüzüme yazdıklarım, yüzüme yaşadıklarımız, şarkılarımız, şiirlerimiz çarpıyor, gelip evime bir zamanlar başını koyduğun yastıkta sessizce ağlıyorum. Omuzlarımdaki -artık tek kişilik bir sırra- dönüşen adın daha da kamburlaştırıyor beni. Ne seni yaşabiliyorum, ne de sevdiklerimle mutlu olabiliyorum.

Hiçbir çözümü olmayan matematik problemi gibi, cevabı olmayan bir soru gibi beynimi kemiriyorsun....
Yavaş yavaş, sessiz çığlıklarla bağıra bağıra eriyorum bitiyorum.
Biliyorum....

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:25 AM
http://img104.imageshack.us/img104/1408/unutupll0hitv7cu0kn5.gif

karamsar bir çocuk ya da adsız bir yiğit korkusudur
*******i kaybolurken ışıklar
içime süzülen yalnızlığın gölgesi.
anlamlara sığdırıp sevgiyi,
kaçamak bir firarın yakalanma anında
ya da
söyleyecekken sevgini
düşmek en anlamsız yerinde hayattan
ve intihar süsüdür
acının gözlerde bıraktığı
hiçbir kapanmada bitmeyen karanlık...
sevgiyse ölüm, düşmek sana
ölmekse doğuma en çok yakışan renkte
kan kırmızı, içemediğim bir karmaşa...

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:25 AM
http://img127.imageshack.us/img127/8149/kleopatra81shesgotthebluesbynemophotospm4ny0fg5.jp g

Nefesim kesildi, düğümlendi kelimeler...

Yavaş yavaş sindirince olayı anladım...Aldatılmışım!!!

Bir an hiç farkında olmadan bir damla yaş süzüldü gözlerimden. Kalbim çoktan anlamıştı da beynim fark edememişti olanı. Tüm yaşananlar bir film gibi geçti... Peki ben neden hiç göremedim bu üçüncü kişiyi???

Duygular biriktikçe yaşanan acılar daha da acıtırmış insanın kalbini. Şimdi hatırladığım tüm mutlulukların sonunda bir hüzün var tıpkı acı anlarım gibi. Oysa neydi değişen? Ben aynı ben, karşımdaki aynı yüz...
Galiba bana bakan gözleri benim değildi artık!!!İnsanlar ne yaşarlarsa yaşasınlar hiçbir önemi yokmuş; Anladım!!!
Bir hatayla tüm doğrular silinirmiş; Öğrendim!!!
Hiçbir zaman hiç kimseye güvenilmezmiş; Farkına vardım!!!
Eee... Bunları öğrendim de ne geçti elime? Sadece bir ömür içimde taşıyacağım bir hüzün ve kırgınlık kaldı bana o kadar! Her acı geçermiş (öyle bilirdim) ama bu acı hiç geçmeyecek...Yemin Ederim!!!

Bir kapı var orada daracık. İçinden geçsen geçemezsin, karşısında dursan dayanamazsın, öteki tarafa geçsen yapamazsın. Şimdi ben de öyleyim işte. Affettim desem bedenim geçse yüreğim geçer mi o kapıdan??? Karşısında dursam dayanabilir miyim o gözlere??? Hadi geçtim diyelim rahat bırakır mı içini kemiren o garip duygu???

Yok...Çıkış Yok!!!

Anladım... Ben şimdi geçtim o kapıdan!!! Geçtim de sanırım bir kalbim kaldı dışarıda. Bağırıyor, kızıyor bana!!! "Kendine acımıyorsan bana acı" diyor! "Kanıyorum!" diyor! Bir yandan da okşanmak hoşuna gidiyor; ama başka kalpleri de öyle okşadığını düşündükçe yine başlıyor kanamaya, bağırmaya...

Bazen de kızıyorum kendime "Madem ki geçtin bu kapıdan, göze aldın ölmeyi, niye bu şikayet?" diyorum!!! "Madem ki şikayet edeceksin bırak, acı çektirme kendine uzaktan sev!" diyorum; olmuyor! Onsuz bir an bile nefes alamıyorum!!! "Ama o sensiz nefes aldı ya, o seni hiç düşündü mü?" diyor kalbim. Ağlamaya başlıyorum... "Çok uzattın ama affettim işte sus!!!!!" Eğer son bir şans vermeseydim ne olurdu? O zaman daha mı mutlu olurdum acaba, bilmiyorum.

Öyle ya da böyle...Çoook Seviyorum!!! Üzüntüm aldatılmak değil, verdiğinin karşılığını almamak!!! Önemlisi de onu bir başkasıyla paylaşmak!!!
Ona aşığım hem de deliler gibi! Evet bazen geri çekilmek istiyorum bu aşktan, alıp başımı gitmek, onu da kendi yalnızlığıyla bırakmak istiyorum!!! Olmuyor, yapamıyorum, öleceğimi hissediyorum!!! Her şey tamam da ''Keşke'' olmasaydı, ''Keşke'' herkesin sandığı kadar gerçek, yalansız ve saf sevseydi beni!!! ''Keşke'' ona bu kadar bağlıyken bu kadar incitmeseydi beni!!! Belki o zaman şu an gem vurduğum çoğu duyguyu yaşatabilirdim ona...
''Keşke'' bu kadar zaman bir benim kalbimi okşasaydı!!! Bir benim yüreğime konsaydı!!! "Keşke"lerle yaşanmaz ama ''keşke'' beni aldatmasaydı!!!
Çünkü ben hiç başka yüreklere konmadım....

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:26 AM
http://img166.imageshack.us/img166/9122/1223lo0jrba8.gif

Bir gün duyamazsan sesimi *******inde
Bilirsin ki veda edemem sevdiklerime
Sessizlikte bir vedadır sevgi dolu kalplere
Bir gece doğmazsa yıldızım *******ine
Kayıp düştüğümü de göremezsin bekleme
Geldiği gibi sessiz gitmelidir o yine
Sevgi pişmanlık duymamak değil midir?
Dolduysa yüreğim sevginle ne mutlu o günlere
Anıları yeter bir ömür boyu gönlüme
Sende dert etme kendine
Sevdi beni delicesine biliyordum de…
Sadece bir yıldızdı gökyüzünde
Bazen daha yakın bazen daha uzaktan
Seyrederdi beni sevgisiyle
Günü geldiğinde gidecekti
Ve gitti de…....

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:26 AM
http://img333.imageshack.us/img333/1630/1m4jv8ym0eg3ls.gif

Yer yok...
Mekan önemsiz...
Zaman sıfır...

Bana şah damarımdan daha yakın olana sığınarak
Hala acının acemisiyim ve hala sensizliğe bakamaz gözlerim...

Kaybolmuyorsun...
Bitmiyorsun...
Çoğalmıyorsun...
Eksilmiyorsun...

Çıkmaz bir vuslata sürüklenen yüreğimde sen yanıyorsun!

Bu gün kelimelerin tutsaklığına yer yok yüreğimde;ister anla, ister es geç ve vur sensizliği yalnızlığıma. Çiğne kalabalığımı, tıkansın yürüyüşlerimi ve duyma ayak seslerimi gidişinin ardından.

Gittin, durdum.
Duydum, sustum.
Konuştun, kırıldım.
geldin, yıkıldım.

susturduğum sabır taşı bu gün dillendi.
Ah, zaman!...
Nereden sürgülendiğini bir bilsem.Derdim ne seninle, ne de sensizliğe...Sürülsem kendimden ve benliğim el seluleti gibi yansısa aynalardan.Ve hırçın bir fırtına sonunda durulsa içim.

Seni düşünmedeim,
Yalan!
Seni beklemedim,
Yalan!
Seni hiç önemsemedim,
Koca bir yalan!...

Böyle düşünmemiştim hiç.Ne seni, ne kendimi ve ne de bu vakitsizliği.Akrep sancılanmayacaktı zamanda ve akrep umursamaz dönecekti kolumda.

Denizine açtım gözlerimi.
Varlığın ne zaman süzüldü içime
Zamansızlığındaki çokluğun ve yalnızlığımdaki azlığın...
Neden bu kadar zorsun

Uzaklarda dolanışım varlığına duyumsadığım ihtiyaçtan ve senden bana arta kalan, durgun anlarımın yalnızlığına...

Söylemediğim
Ve
Söyleyemeyeceğim
Sadece iki kelimeyle.....

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:27 AM
http://img125.imageshack.us/img125/6284/1cvgb5wo9pp.gif


Uçurum kenarlarından çiçek toplayan cesaretimi sen kırdın,
Sen tükettin umutlarımı..
Yüreğime kara çalı gibi sen soktun kuşkuları
ve şimdi kendinle gururlanabilirsin benim gibi birini yıktığın için…

Delifişek duygularımı yolda bıraktım.
Kökünden kestirdim saçlarımı, bir perukçuya sattım.
Anasını satacağım dünyanın yarından tezi yok.
Bütün duvarlara “Uğrunda ölünecek Aşk yoktur” diye yazıp, altına imzamı koyacağım.

Bir labirentim içinde yolunu arayan fareler gibiyim,
Evet yanlış anlamadın fareler gibiyim.
Ama zekiyim, hareketliyim ve gözlerim açıldı. Yolumu Bulacağım…
O yolun sonunda bana açılan kapıları bile görebiliyorum.
Varsın dökülen bir avuç deniz suyu olsun gözlerimden,
Varsın yıllarımın sana ait olan kısmı heba olsun.
Yeniden de sevebilir insan, hayat yeniden üretir güzellikleri.
Bende bu yürek varken biterken bile, herşeye yeniden başlayabilirim.
Ben mahşere kadar sevebileceğim birini arıyorum.
Annenden sonra en yakın dostun bendim. Dert ortağın, sevgilin, hayata açılan kapın…

Sen kendine yan.
Anıların duvarına yaslanırken, geç kalmış bir haykırışın sesini duy.
Çünkü biliyorum ki, bir süre sonra ben senin hıçkırıklarını duyacağım.
Çünkü biliyorum ki, yokluğum ağır ağır hissettirecek kendisini.
Çünkü sende biliyorsun ki, benim gibi kimseler sevemez seni !! __________________

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:27 AM
http://img118.imageshack.us/img118/7803/wwwantolojicom4417629459ba.gif


Sen yokken, seni bekledim sessizce... Seni bekleyebildiğime şükrettim ve yaşadığım dünyada senin gibi ay parçalarının da olduğunu görebildiğime...

Sen yokken, binbir şiir dizesi geçti aklımdan, hiçbirini sana yakıştıramadım, yazmadım... Burnuma ıtırlı çiçek kokuları doldu dört bir yandan her seni hatırlayışımda. Usumdaki sesini dingin ırmakların akışıyla karıştırdım, uyudum...

Sen yokken.....

Şu an dışarda yağmur yağıyor ve pencereme vuran her yağmur damlası senin yokluğunu haykırıyor kapital harflerle suratıma suratıma...

Gökyüzündeki bulutlardan kendime göre bir kalp şekli çıkartıp, içine ikimizin adının baş harflerini ekliyorum kapattığım gözlerimle sen yokken.

Dinlediğim her şarkının ilk notası sen oluyorsun yokluğunda. Elimi attığım tüm kitapların kapağında senin silüetin...

...Ve ben her seferinde daha çok, daha çok, daha çok hissediyorum yokluğunu inadına.

Sen yokken, ben hala seni sevmeye devam ediyorum...


Yoğun iş temposunun arasında bile zihnimi dolduruyorsun yokluğunda.

Şu an ne yaptığın değil, yanımda olsaydın ne yapardın sorusu mesgul ediyor en çok da... Acaba ben çalışırken sessizce sokulup arkamdan bir öpücük kondurur muydun saçlarımın arasına? Ya da kendi ellerinle yaptığın bol köpüklü Türk kahvesini karşılıklı içmemiz için elimden tutup kaldrır mıydın masa başından? Peki ya şimdi çalmaya başlayan slow parçayla dans eder miydik?

Şimdi yanımda olsan, gözlerinin içine dalıp dalıp gider miydim ya da kendi kendine mırıldanmaya başladığın tınıların yumuşaklığına?..

Sen yokken seni düşünüyorum en çok her zaman olduğu gibi.. Ve sen yokken yokluğunu avutuyorum seni her daim var eden hayallerimle...

Sen yokken; seni yaşatıyorum içimde, en az senin varlığın kadar canlı bir şekilde...


Günün ilk ışıklarını soluyorum senin yokluğunla birlikte. Alabildiğince çekiyorum ciğerlerime ve kalbim tüm bedenime yayıyor yokluğunda seni... Elime dokunuyorum ellerini hissetmek için, dilimi dudaklarımda gezdiriyorum dudaklarının yerine ve sevgi sözcükleri mırıldanıyorum senin dilinden sevgiyi dinlemeye...

Günışığım oluyorsun, dünden gelip yarınımı aydınlatıyorsun. Seninle ağlamak bile mutluluk veriyor döktüğümüz gözyaşları birbirine karışacak kadar yakın dururken seninle ve sen yokken.

Sen yokken elimin altında duran herhangi bir kitabın herhangi bir sayfasından herhangi bir kelime seçiyorum; hep mutluluk, hep güzellik, hep aşk... çıkıyor şansımıza.

İyi ki varsın... ve iyi ki yoksun ki bunları düşündürüyorsun bana yokluğunla...

İyi ki...


Ayaklarımın pedalına yetişmediği üç tekerlekli bir bisikletle oyaladım senin yokluğunda sana muhtaç çocuk yüreğimi. Kırlara çıkıp bağırdım avazım çıktığı kadar adını tekrar tekrar ve dört ana yöne dönerek. Uçurtmamın kuyruğuna asıp uçurdum gözlerimi en uzağa bakabilmek için seni beklerken...

Çıkmaz sokakların gölgelerinde avuttum yokluğunun ayak seslerini. İçimden geçirdiğim her şarkının içine koydum adını, çoğaltıp çoğaltıp dağıttım şehrin en işlek caddesinde sevdadan ve senden habersizlere...

...Sonra çalan bir telefonla sesini duyabilme ihtimali yok ediyor yokluğunu bir kaç saniye de olsa. Sonra... Tekrar hayallerimde varlığından daha canlı var etmeye devam ediyorum yokluğunda seni sen yokken.


En çok olman gereken zamandı yokluğunu en çok hissettirdiğin zaman...

Tam da olması gerektiği gibi. Düşman bildiğim mızraklardan savunurken yüreğimi, sevgi oymalı hancerinin ucunda sallandırdın canımı.

Senin yokluğunda kalbimden dökülen şarap rengi kanlar kurumuş gül yaprakları çizdi eryüzüne. Her yaprakta adının bir harfi vardı. Her harfinde canımın bir parçası daha karıstı toprağa.

Sen yokken, senle yaşadığım güzellikler geçti aklımdan en son. Bu güzellikler için zaten, sen hep özeldin.

Sen yokken, her gece bir başka kadehte şaraba yatırıp avutacağım özlemimi.

Şerefe!...

Geçici bir ayrılık rüzgarıyla farklı yönlere savrulacağız bir süre...

Ben, yine sen yokken diye yazacağım ama bu kez kimse duymayacak, görmeyecek. Sen yokken, kavuşmaya yol olsun diye yokluğunun uçurumlarına döktüğüm kelimeleri bir tek ben okuyacağım kurşunkalemin birinci hamur kağıt üzerindeki sürtünme sesi eşliğinde.

Sen yokken... yokluğundan çok, yokluğunun bile güzelliğini paylaşamamak yakacak en kor ateşiyle içimi.

Ve sen yokken ben yine seviyor olacağım seni sen bilsen de bilmesende.

Dün olduğu gibi ve her gün olacağı gibi...


Sen yokken hiç aglamadım yokluguna...
Eger sen dokunmayacaksan damlalarına
Ne gerek var ki gözyaşlarına...


Sen yokken yağmurlar yıkıyor yüreğimin ücra köşelerini. Gözlerim küçülüyor dünyayı sensiz görmemek için. Akreple yelkovanın gürültülü arkadaşlığında tüketiyorum senin yokluğunu, her an var olabileceğin umuduyla....

Sen yokken, anlamsız kalıyorum!..

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:28 AM
http://img290.imageshack.us/img290/1983/balkvekz6kmgj4.gif

An...

Uçkun mafsallardan geçeli çok oldu.

Şimdi küllerimi içiyorum bir kırlangıç masalında...

Ketum sızınçlı bir iç çekişin amadesiyim aslında.

Kanayanlardan sağalan dertten gayrısı değil.

Beş kamyon kömürle gittim harlarıma,

körükler, üfürüğü yalancı büyücülere döndü.

Dönmeden duruyorum etrafında, durmadan dönüyorum.

Soluğundaki tada evhamlanıyorum, başka bildiklerim yalan!

Bir usancın kıyısında boğuluyorum sonra,

bütün günahları boynuma alıyorum.

Ve cebime yamalı ellerini döküyorum, boğazlardan birine.

Ben tozlaşıyorum,

Tozlaştıkça, zerrelerimin her birine gözlerini asmak için.

Ben... 'an'lamlanıyorum,

yokluğu, bir çakıl taşını andıran gözbebeklerinin cehenneminde...

Evvel zaman içinde ezellenmeyen kuşkularımı,

bir boşluktan 'çığ'lıyorum şimdi.

Develerin yankısı olmasa, niyetim yoktu 'fi'lik tarihlerimden uyanmaya.

Gece erken olmadı bugün şehrin camlaşan yapraklarında.

Ham tadı, kılıfsız uykularımda yorgan boyu.

Ben seni adımlıyorum, otuz dört karış gelen aklımın saflığında.

Gözlerim, yaslandı bir dağın duman kokulu reyhanına.

Kilometrelerin hesabını yapamıyor artık.

Boynuma kamçılanan bu ağrılı bekleyişe dayanacak gücüm kalmadı.

Kaç sen olmuştu benden gideli?

Kaç gün ölmüştü varlığından neşesiz?

Sedir ağaçlarından bozma bir kederde,

kollarını düğüm etmiş bir yılgınlığın çetelesi kazınıyor serçe seslerine.

İçime çöreklenen sessizliğe, kılımı kıpırdatmadan oturan bir boşluğum.

Yanlarıma dayanacak dayanaklarım yok!

Kent sabahlarının esaretine ağzımı uyandırmadan,

bakışlarımdan ayamıyorum naylon ayna akislerini.

Baktığım ben değilim.

Karşımda susan, koca bir günahın gevezeliği... Aldırmıyorum...

Seni bir 'an...' kadar arıyorum...

Kalburlardan elenecek vakitlerim bitmedi,

turabından damlayan yokuşluğa can yaralayalı beri.

Çitlerimden atlatmaya kalktığım *******in fiyakasız duruşu canımı yağmalıyor.

Sevdiğim, alnıma bıraktığın yangından kimseyi haberdar etmedim...

Buzul çağlarından kalma ellerim,

avuçlarına öykünmekten, sağır bulvar öksüzlüğüne büründü.

'Deniz'lerinin çapağından içmedi gözlerim nicedir,

vişne çürüğü yalnızlığımın efkarını.

Yoksun...canıma kibrit çakıyorum, parmaklarım kanıyor...

Işıklarım sönük, perdelerim inik.

Bir cıngar mahiyetli edeplerimle, sargın yollara düşüyorum şimdi.

Ucunda 'sen' olan kaç diyar varsa, düşünmeden düşerdim yoluna yayan yapıldak, biliyorsun.

Enteresan bir 'hayal kırıklığıydı aşk', eşgalinde bir türlü göremediğim.

Hayal kırıkları, aşk mıydı gerçekten?

Yoksa palavra mıydı, bir soytarının saat 12'yi vurduğunda uydurduğu.

Her şey balkabağına dönüşebilirdi zamanla, anladım.

Hiçbir şey beklememenin, bir bekleyiş olduğunu...

Seni bir 'an...' kadar özlüyorum...

Ergen yalnızlıklara alışabilirim, bu koyu-saf hezeyanlarla.

Bu utanmaz çıplaklıkların başdöndürücü sahteliği, ağustos sıcağında geçti başıma.

Kayısı kokuları emanetine aldırmadan gitti.

Bir dağınık gazeli bekliyorum şimdi.

Sen olmadan, yalnızlığın bile adı yok...

Kollarına sarılmadan, alemlerin boşluğunu daha iyi kavrıyorum,

'An'lıyorum, alnıma bulaşan uçlarını düşlerinin.

'An'layarak yaklaşıyorum intiharların dipsiz eşiğine.

Ve yaşayacağım bütün alemleri,

İlk günkü gibi

Sana kurban ediyorum...

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:32 AM
http://img106.imageshack.us/img106/227/x1pcjqddvowrlyvikgdyvlqxkxftqyz9qsswaio2owbqqiompg 8fgod7.gif

Suskun çağırmalarına, andlar yazıyorum.Ağıdımı özgür bırak.Gideceksen öyle git...

Sen giderken ağlamalıyım.Dökmeliyim berraklığını düşlerimin.Alın aklığım, karalar bağlamalı, sen giderken ben, kalmamalıyım.Öyle öylece susarak.Feryatlarımı bulmamalıyım, sen günlerimden, saklandıkları yerden çıkarıp ağzımın en çığlık yerine asmalıyım.
Sen giderken ben acımalıyım. Dermansız kalıp, düşmemeliyim.
Sen giderken bir tufana kapılmalıyım. Savrulmalıyım. Ağarmamalıyım. Kararmalıyım. Sen giderken kan akmalıyım ırmak boylarında.
Sen giderken öksüz kalmalıyım, yetim kalmalıyım, lal olmalıyım.
Sen giderken, ben kalmamalıyım...

Gideceksen öyle git, beni götürme.Benden ne kaldıysa senden geriye, bırak onunla senin kalıntıların, senin alıntıların, senin hatıralarınla yaşamaya nasıl yaşanacaksa öyle kalayım...

Sen giderken ben, avaz avaz büyütmeliyim seni, en çığlık yanlarımla.
Sen giderken bombalar düşmeli göğümden kentime.Bir ihtilale kalkmalı yürek.Sen giderken oturmamalı daim koşmalıyım. Senden kaçmalıyım.Seni beklemekten uzaklaşmalıyım. Seni öyle öylece giderken çok sevmeliyim.sen giderken, gündüzleri yakmalı, *******i söndürmeliyim.Üşümeliyim.Yorgansız,yastıksız bir kerpiç yürek üstüne sermeliyim, sensizliğimi...

Sen giderken şehrin gürültüleri arasında kaybolup, kimliksiz, kimsesiz kalmalıyım,Hükümsüz olmalıyım gazete manşetlerinde.Geçememeli adım herhangi bir otobüs garında, yolcu peronlarında.Sen giderken adım yanlızlığa yazılmalı, uyak düşmeli kimsesizler yurduna...

Sen giderken ben, seni öylece izlemeliyim.Acıyarak, koca bir kalabalığı yok sayarak.gözlerimde ki ışığı Âma sanarak, inanarak körlüğüme öylece izlemeliyim.Sen giderken ben, ne kalmalı ne gitmeli, öylece bıraktığın gibi, böylece betimsiz düşler gibi düşmeliyim.
Sen giderken ben, tüm çığlıklarımı, avaz avaz susarak, ağzımın en feryat yerine koyarak susmamalıyım...

Sen giderken ben, karanfilleri ezmeliyim.Yırtmalıyım tüm müsveddeleri göğsümün kıllarıyla.Seni özlememeliyim.Yorgun lehçeli kelimeler boğazlamalı dilimi.Eskitmemeli seni, her an acımalıyım.Daha bir sarılmalı sol yanıma, daha bir inanmalıyım sana...

Sen giderken masallar uyanmalı, gerçekler yalan olmalı.sen giderken ben tünellere girmeliyim.Çıkışını bilmediğim labirentlere kaybolmalıyım.
Yitirmeliyim.Kendimi en sığ sularda boğdurmalıyım.gömülmeliyim her boş mezara, ölmemeliyim.

Sen giderken ben tövbelerimi bozmalıyım.Sen giderken ben ateşin en kor halinde yanmalıyım.Cennet diye cehennem kapılarını aşındırmalıyım.

Sen giderken, pusatsız, savunmasız, kalkansız kalmalıyım.Alışmamalıyım.:Bağımlılıklarımı çözmeliyim.
Bırakmalıyım kendimi, gidişinin uçurum rengine...
Sen giderken ben, öyle öylece kalmamalıyım.
Sen giderken...

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:33 AM
http://img232.imageshack.us/img232/2964/guullws6.gif

Git..
Hayır! bu defa vedalaşmak yok
Zaten bu vedaların sonu yok.
Al hatıraları yanına paşa paşa git...
Ayrılıklar kavuşmalara gebeymiş
İstemem Kalsın...
Ayrılıkları da kavuşmaları da tak peşine
Çek Git..

Herşeyin bir sırası vardı değil mi?
İşte gitmeninn tam zamanı şimdi.
Yapışmadan ah'larım yakana
Dönüpte bakmadan arkana
Git..

Delikanlıydın ya !..
Koy masaya yüreğini..
Efeler gibi
Çek git

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:33 AM
http://img127.imageshack.us/img127/5871/x1pxzz39wvfgx03ae8lssavng8ng9uce6.gif

Adım adım bitiyor hayat.

Her yaşananın bir anlamı olmalı,anlamsız şeyler yapma.

Bırak bencilliği,hissiz bakışlar ve soğuk dudaklarında...

İşte , işte o gün öldürdüm ,seni ve sana olan sevgimi.

Hala bir kararsızlık ve ikilemler var ya da anlamı olmayan bir duygu.

Ben seni sensiz sevmişim, hatırlanmaya ihtiyacım olduğunu hiç hatırlamadın.

Artık içimdeki mutsuzluk olacak mutluluğum ve inadına mutlu olacağım.

Kendimi seçeceğim, sadeleşeceğim.

Uyandım , pençeliyorum dünyayı...

Gözlerimi açmaya çalışıyorum.

Seni bedenimde, ruhumda, hissediyorum.

Fakat ! soğuk, çok soğuk...

İçe atılamayacak kadar bunalıma sebebiyet verdin. Anladım ki biz bitmişiz...

Oysa senin için,senin için neler feda ettim neleri sildim, o kadar çok sevmiştim ki gurur duvarlarımı yıktım.

Yaralanmaktan bıktım.

Seninleyken öyle çok kasırgalarla mücadelelerde bulundum ki, simdi yaralı yüreğimin hafif esen rüzgarda bile savunacak gücü kalmadı.

Fırtınalar dinsin istiyorum. Sevecen , masum bir bakış istediğim gibi sevmek, sevilmek istiyorum.

Rezil bir yaşam , sahte aşkların ortasında kaybolmuşsun.

Onlardan biri olmayacağım. bir su damlası gibi topraklara karışır giderim, ama asla senin avuçlarında oynattığın oyuncağın olmam.

Daha fazla eğilmeyeceğim, kaybolup gideceğim...

Seni çok seviyorum,Ben hep seni düşünüyorum deyişlerinde oyunlarının bir parçasıydı.

Sen beni değil,seni nasıl deli gibi sevdiğimi görmeyi sevdin.

Senin için yaptığım mücadeleleri seyrettin.

Katlandığım zorlukları az bulup yeni oyunlar çıkardın.

Egolarını , zaaflarını tatmin etmek adına bana bunu neden yaptın.

Şimdi ..Nedensiz bir kayboluş, kopkoyu bir karanlıkta hasretlere karış git...

Yokluğun beni deli etsin, dağıtsın, İyisiyle ,kötüsüyle beni bana bırak.

Yokluğunda boğulup kahrolayım, Yoruldum seni sevmekten ...içimi acıtıyorsun git...

Seni ilk tanıdığım zamanlarda sensiz mutlu olacağımı hiç düşünmemiştim.

Artık yeni bir bahar, yeni bir yolun yolcusuyum...

Yani seni tanımadan önceki ben olmam için, artık sensizliğe ihtiyacım var. Şimdi hiç arkana bile bakmadan beni bana bırak ve git...

Çık dünyamdan Git...Git...

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:33 AM
http://img115.imageshack.us/img115/1071/arzukn5.gif

Her şey neden değişti ki sanki? Gökkuşağından sevdamız vardı.

******* özleminle büyütse de hüznü, hatırlıyorum da hüzün:

kestane gözlerinde buğulu bir şarkıyı anımsatırdı. Böylesine,

kırık dökük beklemeye alışmamıştım. Saate baktım. Seni gösteriyordu.

Gelmedin...

Yalnızca anımsadım o akşam. Yalnızca, yalnızlığımı anımsadım.

İki baharlık sevdaydı aklımda kalan. Yağmur yağıyor muydu? Hatırlamıyorum.

Zaman yüreğime zehirli bir yılan gibi akıyordu...

Hıçkırıklara boğulan sesin kalmış kulaklarımda. Gül kurusu dudakları

gitmişlerdi. Odada sönmüş sigara kokusu, ellerimde yitirilmişlikler...

Akşamın başladığı yeri griye boyamış bir ufuk vardı. Keşke dünleri tutsaydım.


Tutamadım...

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:33 AM
http://img176.imageshack.us/img176/7089/ug05e5851he6.gif

Öyle çıkmaz sokaktıki yaşadığım “kapı” gibi çıktın karşıma....Nefes aldım..Aldıkça sevdim seninle nefes almayı..Islanmayı..Sevmeyi..

Hayatımda en zor anlarımda sığındığım limanlar özeldir benim için..Bir başkadır..

Başkasın....

Bilsinlerki..Ve Ne derlerse desinler..Anlamasınlar..

"Ömrümün her anı ellerimi açıp yüreğimden dualar edeceğim sana.
Adını "Kurtuluş " bilmeyi öğrettiğin için yüreğime.."

Şimdi canımı acıtıyorlar..Sarılıyorum buz ekranıma seni arıyorum..
Yoksun biliyorum ya yinede deli gibi seni arıyorum..
Aramak ve özlediğim yerde seni bulmanın tadını özledim.

Anlamasınlar.. Ve Ne derlerse desinler..

Seni çok özledi bu yürek…

Gidişinle
Sönen ateşler altında kaldı umudum..
Acılarım dağbaşlarına sürüldü..
Seni götüren arabanın tekeri
Altında kaldı gözyaşlarım..... __________________

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:33 AM
http://img346.imageshack.us/img346/197/glamour28qc4.gif

Varlığın, yokluğuna özdeş şimdi…
Yazıyorum birkaç dakika ağlamışlığın ve gözyaşının üstüne…

Sen bulanıklaşsan da, gözüm hep ufuktaki yalnız haberciyi gördü… Buğulanmış cama çarparken yağmur damlaları, ben çizdim bir kâlp içine iki bedeni…
Zamanın bilmem hangi köşesindeydik hatırlamıyorum. İşime gelmeyen buluşmalardan kaçmadım sen varsın diye… Çam diplerinde petunyaları kuruturken ellerimizde, sen bana SENİ SEVİYORUM derken bile bakamıyordum gözlerine. Utancımdan … alışık olmadığımdan belki … belki de o öpülesi dudaklarından ayıramam dudaklarımı diye, korkumdan.. Farkına varamadım gerçeklerin.. Gözlerine saklanmış hainliği sezseydim eğer; … eğer, denizlerden çaldığın dalganın, bir mühür gibi yüreğime leke yapacağını çözebilseydim, mayasız öperdim seni.. Özüm’süz …

Güzel kelimeler istiyordum senden … Ay ışıklarıyla yıkanmış, okuyunca en çirkin anlarımın anlamlaştığı, okuyunca dokunduğun gözlerimin mızmızlaştığı …

Kulağımın arkasına fısıldanmış güzel kelimeler biriktirmiştim ben sana oysa… terk edip gitmeseydin ansızın; duyacaktın … Ben çırpınırken bir kaşık suyun derinliğinde boğulmamak için, sen görünce beni böyle çaresiz, beni böyle çırılçıplak; tutup çıkarırsın diye uzatmıştım ellerimi..Sen, biraz yukardan ifrit dolu yüreğinle bakıp gülmüştün hâlime.Oysa ben susmanı bekliyordum.. birde ıslak bedenimi sarmanı… bir “NEYİN VAR SENİN” e öyle ihtiyaç duymuştum ki o an; anlatmak istedim, ama sen … yoktun..!

Hatırladın mı?
Saçlarım; senin bildiğin kadar sıradan değil artık..
Gözlerime durulmayı öğrettim..
Dudaklarıma kilit vurdum konuşmasın diye..
Yüreğimdeki seni her gece zindana attım bensizliğin acısını, sensizliğin acısını çektiğim gibi çek diye! !

Gitme Sevgili!
Sokak aralarında yitirdiğim aklımı geri ver bana.. yüreğim yüreğinde.. Böyle kuru bir beden ne işe yarar sensiz.. Ya dünümü ver, yada hakkımı! çok mu arzu ettiklerim?
Hayatının kısa film akropollerinde hiç mi karem yok? Senaryoda figüran olarak ölmek istemiyorum.. al beni de gözlerine…

Gözünle gördüğün her seksiyonda bir sahtekârlık, her parselinde acı ve göz yaşı… Güzel kelimelerinden duymak istiyordum bir ikindi çayı ertesinde.. Dudaklarından dökülmedikten sonra, adıma yazılan mektupların ne albenisi var ki?

Cebimde kimsenin göremediği bir öfke saklı sevdiğim… Çıkardığımda dağ dayanmaz ki gönlün dayansın? Ben, kaybolmuşluğun sefasını sürerken, sen, bensizliğin nedametini çekiyorsun… Hissediyorum bunu…Ne ektin ki biçesin?

Beni arıyorsan;
Yokum! !
Sisle çevirdiğin bu evren, artık benim olmadığı kadar, seninde değil! !
Zaman hızla akıp gidiyor..
Yıllar sonra bugün, bakıp da halime gülmeyeceğim… Gözlerime durulmayı öğrettim…
Dudaklarım, dudaklarında güneşe selam çakmayacak artık..
Mertçe, namusluca çekip gideceğim gözlerinin önünden;
Arkasına bile bakmadan…

Dur! !
Yaklaşma…
Yollarına toz olduğum sevgili! !
Dudak büktüğüm gidişine…
Yüz eskittiğim zamanla..
Ey Yüreğimi yüreğine bir kez olsun konuk edemediğim sevgili! ! !
Dokunma ellerime..
O eller ki, zamanın bir köşesinde, okul kaçışlarının heyecanıyla atan kâlpleri bir bedene dolduran; sonra Tek can ile kenetlenip kaderin vahametini inadıyla kıran eller…

Git..
Varlığın, yokluğuna özdeş şimdi…
Yazıyorum birkaç dakika ağlamışlığın ve gözyaşının üstüne ...

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:33 AM
http://img147.imageshack.us/img147/6401/4ul8.gif

Bir sonbahar gecesine daha yenik düşüyorum bu şehirde. Ruhumu teslim ediyorum bu mevsime.

Derler ya; sonbahar ayrılıkların mevsimidir diye, inanmazdım..! saçmalık derdim. İnsan ayrıldı mı her mevsim ayrılır.. meğer kendimi kandırmışım sadece. Sonbahar ayrılıkların mevsimiymiş gerçekten de.. ayrılığın canı en çok acıttığı mevsim… Ve ben sana yine bir sonbahar günü aşık olmuştum. Doğum günümdü bu mevsim. Aşk günümdü. Seni içimin en güzel yerine koyduğum günümdü. Ağaçlar yıpranır, sararıyorken ben ışık saçıyordum her yana delice.

Ve yine senin benden gittiğin mevsimdi sonbahar.. ölüm günümdü artık. Sonbahara ait hatırladığım tek şey ayrılıkla ödüllendirilmiş bir aşktı sadece.. acıya, ızdıraba, mutsuzluğa mahkum edilmiş bir hayattı. Gözyaşını sessiz, kimsesiz karanlığa saklamaktı. İnsanlardan, her şeyden kaçıp kendini yalnızlığa mahkum etmekti.

Şimdi bir sonbahar gecesini daha yaşıyorum bu kimsesiz zavallı bedende. Oda yorulmuş, tükenmiş artık karşı çıkmaktan hayata. İsyanlara atmaktan kendini. Son damlaya gelmiş artık. Ağaçta düşecek olan son dala.

Ve bu mevsimde artık dayanamaz oldu bana. Bu bedene. Bu kendini bilmez benliğe. Git diyor artık. Gidebildiğin yere kadar git. Benim mevsimimin olmadığı yerlere git. Sıcağa git. Soğuğa git. Ama git. Göndermiş bu mevsim beni acı sonsuzluğa. Bedenimi kendine mahkum etmiş, ruhumu yollamış amansız bir gözyaşı yokuşuna. Kendi mevsiminin olmadı derinliklere.

Ve o ruh kaybolmuştur artık sonsuz karanlıkta. Beklide gökyüzünün en mavi köşesindedir. Sonbaharın olmadığı gökyüzü mavisinde.

Seslenir ordan buradaki esir bedenine…

‘’dayan bedenim dayan, dayan yarına inan. Gün gelir acılar ezberlenir. İyileşir zamanla yaran.’’

Ve kaybolup gitmiştir artık kendi maviliğinde…

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:33 AM
http://img434.imageshack.us/img434/4125/bolhinhasdesabao0jg8.gif

anlamsızlığım mıydı
yoksa kendimle olan ilişkim miydi beni garip yapan?
sözcüklere verdiğim değer anlatsada bazı şeyleri...
yine insan bazen yüreğini dökemiyor satırlara...
ben miydim ağır gelen kendime
yoksa sen miydin yüreğimde ki fazlalık???
bozmuştu bir şey vücudumun dengesini
emindim
kendimi yeniemek ve ruhuma huzur buldurmak için
iki seçeneğim vardı önümde
ya kırılmasını göze alacak ve gözümü kırpmadan
gelecektim yanına ağırlığı hiç ellemeden
kendi kalbimi çıkarıp sana vermeye ...
yada alıp kalbini yüreğimden ...
haince, rezilce, kendimden tiksinerek belkide
ama sessizce gömecektim bir ağaç dibine ...
korktum... evet çok korktum
kalbimi kırmaktan korktum ,elimde taşımaktan korktum
üzgünüm... ama yapamazdım
kalbini aldım ve gömdüm derinliklere ...

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:34 AM
http://img129.imageshack.us/img129/9781/lrmbt7.gif

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:34 AM
http://img395.imageshack.us/img395/8687/p5tb2.gif

Yavaş ve ağırdan yaklaşıyor işte Kasım…
Yağmurlarla birlikte geliyorum diyor bağıra çağıra;sessiz çığlıklarımı duymadan ve görmeden yanağıma süzülen damlaları…
Hala inatla esiyor rüzgar; içimdeki fırtınayı fark etmiyor..
Belki de fark ediyor ama umursamıyor…
Onun tenime işlerken benim umursamadığım gibi sebepsiz…

Yine aylardan Kasım diye başlıyordu değil mi şarkı?
Hüzünlü bir ayrılığın ardından yazılmıştı ve ortak oluyordu bize, duygularımıza tercümanlık yapıyordu biz sessiz sedasız düşünürken ayrılacağı zamanı bedenlerimizin….

Ne komik…
O zaman sadece bedenlerimiz ayrılacak sanıyorduk ve odaklanmış bekliyorduk Kasım’ın gelmesini,yüreklerimiz titrek sarılmışken birbirine…

Tahmin edemiyorduk ruhlarımızın o zamana kadar çoktan kopabileceğini…Aklımıza getirmiyorduk bir gün gerçekten biteceğimizi…


Oysa Kasım çalmadan kapımızı, hüzün ansızın girdi açık unuttuğumuz pencere aralığından sessizce… Sebepsiz bir ayrılığın ardından dökülürken gözyaşlarım; camın buğusuna çizdiğimiz umutlar silindi hoyratça bir el tarafından…

En kötüsü ise canımken el olmandı sevdiğim…
Birlikte çizdiğimiz umutlarımızı umursamadan silişindi şüphesiz…
Kalbimi kazıyıp kanatmandı durup dururken belki de…
Ama ne olursa olsun gidişindi..
Beni yarım…
Beni sensiz, bırakışındı en dokunan kalbime…

Oysa aylardan Kasım olmamıştı daha…
Olamamıştı…

Yine de inadına yaşamaya çalışıyordu kazıdığın,kanattığın hatta ellerinle acımadan koparttığın yüreğim…
İnadına sevdanı saklıyordu bedenim ruhumda…
Ve inadına ellerinde de olsa, senin için atıyordu kalbim,acısı işlese de benliğime….
Liğme liğme yollara dökülse de bedenim..
İnadına…
Senin için sensizlikte atıyordu yüreğim…

Ve ben hala korkuyordum Kasım’ın gelmesinden…
Ve ben hala istemiyordum yaklaşmasını zamanın…
Korkuyordum…
Hala çok korkuyordum…

Sebepsiz değildi oysa korkularım…
Oysa hala yer yer isyanlardaydı yüreğim …

Evet ayrıydık belki seninle,evet yarım saatlik bir uzaklıktayken bana gelemiyordum yanına…
Göremiyordum yüzünü belki ama aynı şehirde nefes almak bile yetiyordu ruhuma…
Geçtiğim yollardan senin geçebilme ihtimalin gülümsetiyordu yüzümü,yüreğimi ısıtıyordu gözlerini görebilme hayali…
Hani diyordum her seferinde; hala aynı yerlerden bakabilme ihtimalimiz var yıldızlara ve belki aynı yerde aynı dilekleri dileme şansımız, kim bilir?

Hala aynı şehirde nefes alabiliyorduk hiç yoktan ve ben bunu düşünerek daha güçlü yürüyordum İstanbul sokaklarında…

Sebepsiz değildi korkularım …
Senin gidişinle yok olacaktı tüm ihtimaller ve şehirlerarası bir otobüsün buğulu camında bir hoşçakal ile noktalanacaktı her şey…

Aylardan Kasım olacaktı o otobüse bindiğinde..Bedenlerimiz tamamen ayrılacaktı gidişinle…

Şimdi hüzün her yanımı kaplamışken ve pencere camındaki buğu silinirken ben korkmaktayım Kasım’dan…
Gelecek ayrılıktan….
Sensizliğin içinde iyice sensiz kalmaktan korkmakta yüreğim çaresiz…

Ve Kasım, yağmurlarla birlikte geliyorum demekte bağıra çağıra;sessiz çığlıklarımı duymadan ve görmeden yanağıma süzülen damlaları…

Ve ruhlarımız çoktan ayrılmıştı…
Benim ruhum bakakalmıştı ardından sen çekip gittiğinde yanımdan…


Oysa aylardan Kasım gelmemişti bile daha ve o gelmeden veda etmişti gözlerimiz birbirine…
Korktuğumuz,korktuğum ay yaklaşmamıştı bile oysa, sen umursamadan yol alırken uzaklara…


Gidişini Kasım’a bağlamak en büyük aptallıktı o an anladım ben…

Ama inatla korkmaya devam ettim Kasım’dan…

Sebep yine aynı ve tekti…

Sebep sadece gidişindi…

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:34 AM
İstanbul'a yagmur yağıyor..
Damlalar çığlık çığlığa savruluyor etrafa..
VE ben Yürürken Islak sokağında şehrimin..
Eziyorum yaşları,anılara basar gibi..
Yere düşen her damlanın yüreğinde sen olduğunu bilmeden...

"Her fırtınanın Bir yağmuru ve peşi sıra gelen gözyaşları vardır,Yeter ki sen üzülme..."

İstanbul'un ıslak sokakları ve nemli kalbimi kurutacak Yeniden doğan güneşi olacak..
Yüreğimi yaksada bu sıcaklık,Kavursada ciğerimdeki yangını..
Bil ki o gun...!
Ellerinde kül olmuşumdur "ayrılığın"...
Avucunda sıkıp savursanda küllerimi etrafa...
Sakın sen uzulme,değmesin ıslaklıklar yüreğine..
Böyle mi gider bilmiyorum bundan sonra...
Ama erimekteyim,tükenmekteyim gün be gün..
İstanbul'a baş kaldırırcasına..
Karşıma diktikçe anıları bu şehir..
Sendeliyorum,titriyorum ve git gide bitiyorum..

Korkuyorum ...
Sensiz ve sessiz *******imde sırdaş olmayacaksın diye..
Seninle başladığım bu fimde rolsüz kalacağım diye..

Her gece odamın kapısı açık bırakıyorum..
Belki eşiğine kokulu nefesini bırakırsın diye..
Kitabım baş ucumda uykusuzluğuma gülümsüyor..
Seni bekliyorum karanlığa sığınarak..
Camımdan sızan bir damla Işıkla...


Korkum, uçurumun eşiğinde olmam değil...
Dayanılmaz olan aslında,yokluğunun resmine bakmak...
Gözlerin gözlerime tuzak kuruyor...
Gözlerini kaçırdıkça gözlerimden...
Çok görme bana,saklı kalsın bendeki sen..
Bilmesin hiç kimse şah damarımın yolunun senden geçtiğini..
Bir beklenti sanma bu bekleyişimi...
Tek umut kaldı bende;düşünden düşmeden önce..
Ya sen tutarsın son anımda ellerimden..
Ya da parçalanan sadece bedenim olur gözlerinde..
Aşkınsa herzaman ki gibi yüreğimde,ben se hayallerimin eğişinde..

Bu gece İstanbul çok ağlıyor..
Ben ağlıyorum...
Anılarım ağlıyor...
Yüreğimse kanadıkça kanıyor...
Yağmursa yaşlarımızı inadına saklıyor...
Ve yere düşen her damlanın yüreğinde sen olduğunu bilmeden..
Ben yine yalnız yürüyorum...
Üstüne basa basa anıların...

Seni daha da sevmek diye birşey varken...
Nedendir bu gidiş...

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:34 AM
Bana Seni Yazdiran Yarim Kalmisligindir..

Bu gece yoklugunun dökümünü yapiyorum. Aylar önce sensizlige yazdigim siiri okudum, bir de dün gece yazdigimi... Hiç fark yok... Neden azalmiyorsun bende? Neden gidisin dün gibi? Neden sana yazdigim her yazi, hep ayni yerde tikaniyor?

Ben bugüne kadar kimseyi yoklugunda bu kadar önemsemedim
Kimseyi yoklugunda bu kadar özlemedim...
ve suna emin ol; hiç kimse, yok'ken bu kadar sevilmedi...

Benim karsima "ask" diye bu sonucu çikaran, yarim kalmis'liktan baska bir sey degil, bunun farkindayim..Ama iyi ama kötü, bitmeli her hikaye!
Sen bitmedin.
Bitmeyensin..

Ayriligin adini koyamadik sevgilim.
Iste bu yüzden kopamadik birbirimizden bir türlü..
Ben yarim kalan ve adi konmayan hiç birseyi unutmam...unutamam..... içimde sizisi kalir.
Ya hersey yasanacagi yere kadar yasanip sona ermeli ya da
ayrilik sözkonusu oldugunda bir daha kimsenin çiti çikmamali!
Biz bunu basaramadik, ayrilamadik!
Sen yasanip da bitseydin eger hatrima gelmezdin.
Seni bu kadar yazilasi yapan, yarim kalmisligindir..
O gecenin sabahinda, ayriligin aklina nerden geldigini biliyorum...
Anlamistin benim soyut' a tutkun oldugumu...
O yüzden gittin kim bilir...
Sevilmek için, güzel hatirlanmak için, kayiplara karismayi tercih ettin...

oysa bu o kadar zor bir sey degildi sevgili...
Farkli bir dokunus,agizdan çikan ve bugüne kadar kullanilmamis bir söz yeterdi zamani durdurmaya.....
Ben, asktan söz açildiginda zamani durduramayan kimseyi sevemedim...
Ondandir belki de varliginda sevemedigim insanlari, yoklugunda düslemek....
Belki de onandir, yanindaylen yüreginin gurbetine düstügüm bir sevgiliyi, silasinda özlemek..
Yoklugun hiç de adil degil...
beni yok ediyor, seni var ediyor sevdigim..
Evet seviyorum seni varligina ragmen!
Üç mevsim degisti bu sehirde ama ben varliginla-yoklugunun tezatini çözemedim...
seni yasamak istemiyorum! ....
öyle bir sen yarattim ki sen yokken, yasanildigi an yitirir anlamini...
sen yokken yarattigim sen, yasakladi sana dokunmami...
Sana düsman bir sen var içimde....
seni senle savastiryorum, olan bana oluyor...
Uzun zaman önce bir yerden duymustum bu sözü:
"HANI RUHLARIMIZ ÖPÜSÜR YA? BASKASINDAYKEN SÖZLERİMİZ..."
su an varliginla yoklugunun tezatini bu sekilde tanimliyorum, seni senle savastirirken maglup olan yüregime...

Varligindaki seni, yoklugundaki sen kadar sevemezdim...
"Keske sen yanimda oslaydin,keske bir seyler yapip da seninle zamani durdursaydik" diye hayiflanmiyorum artik.....
Her ne kadar adi konmasa da bir kopusun, her ne
kadar vazgeçmeyi beceremesek de, ayrilik ihtiyaçtandi bu hikayede....

Yazik! son sözü zaman söyleyecek...
Yazik! bu sefer hayatin acimasiz akisina biraktik aski...
Ben senden kalan ayriliga bile yas tutamiyorum adam gibi!
Bunu engelleyen senin varligin...
iste bu kadar güzeldir senin yoklugun...
iste bu kadar ayrilgina üzülmemi engelliyor varligin...
VARLIGININ CANI CEHENNEME, YOKLUGUNU ALMA BARI.....

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:34 AM
http://img200.imageshack.us/img200/7122/bugnum6ht4.jpg

Üşüyorum..üşüyor gece..
üşüdükçe uzuyor,
uzadıkça acıtıyor,
acıttıkça susuyor,
sustukça sis kaplıyor bedenimi


Sessizlikler ülkesinde âmâ bir düş..
Yarımsallıklarda gizlenmiş,
Sessizliklerde boğulmuş,
Kelimelerde yolunu kaybetmiş bir düş…üş


Anlatamadıklarım kaldı
Satır aralarında
Oysa..
Ben ile başlayıp sen’den geçip biz’e ulaşan
cümleler kurabilme ihtimali ile
cebimde biriktirdiğim kelimelerim vardı benim.
Ama,
Söyleyebildiklerimden çok(tu) her zaman, söyleyemediklerim; işte bu yüzden kelimelerimin arası açılıyor(du)!..


Biz…
Bir şarkı yazmak istiyorduk ki…
İstemek yetmedi

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:34 AM
http://img134.imageshack.us/img134/5679/ande01tz3.jpg

Ağlama,
Gidince bitmez...

Ağlama,
Ölünce de bitmez...

Ağlama,
Mesafeler çürütmez...

Ağlama,
Sesine ses değil yandığın nefes...



(D)ip_te,
(S)on_da... Yeter artık, bir yere kadar!

Sana yazmakla bitmiyor ya;
bitmeli...

Adın silinmeliyor ya lehçemden;
silmeli...

Dağıldı inciler gerdanımdan,
Elin olsa toplasa beni.
Gelmeyeceksen eğer,
Akıl bilip,
Yürek idrak etmeli.


Tutunup sen sandıklarıma belki uzaklara gitmeli,
Yaşamak dediklerini denemeli bir de!

Kurtulmalı (D)ipten!
İp çekilecekse bile,
Bir benim elim değmeli!
Yerim Dipse,
Bu sana da rahat vermemeli...

Ağlamam ben nefesine yandığıma köz bile değilsem!

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:35 AM
http://img242.imageshack.us/img242/9228/dneceksinyeszver7odpg7.jpg

Aldanışlarıma dair suskunluğum...
Konuşursam eğer,
Eğer çıkarsa ağzımdan sancılı kelimelerim
Kaldırabilir mi bunca ağırlığı aciz yüreğin?

Yaşattıklarını hiç bilmemelisin,için elvermemeli
Duymaya cesaretin olmamalı belki...
Belki de beni bir daha görmemelisin
Böylesi daha iyi...

Ne zaman başladı bu sessizlik?
Benimkisi senin suskunluğunun taklidi galiba...
Ya da yine seni bahane ediyorum yalnızlığıma

Oysa ben baştan beri yalnızım
Bir kaç yaşanmamışlığın dışında,
Seninle ilgisi yok yıkıntılarımın...

Suçlusunu arıyorum kabahatlerimin,sonuç aşka varıyor çoğu zaman
Ama yağma yok;
Aşk kapatmıyor tüm günahlarını...
Boynu bükük duruşumla yâd ediyorum senden arta kalan yarınlarımı

Ne kadarım kaldı ayakta,nasıl bir çöküştü başlangıcı böylesi güzel bir baharda...

Anlamıyorum...
Yine sığındım yalnızlığıma;
Susuyorum içten içe...bize __________________

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:35 AM
http://img82.imageshack.us/img82/979/yitirdimvf2.jpg

Şimdi vazgeçtim senden..

Bütün hücrelerime yerleşen sevgini büyük bir azimle attım içimden..

Artık ne sevgim var ne nefretim sana..!Sevin..!

Yolunun ıraklığı değildi sebep, kilometrelerinde üzerine hiç birşey atma.!Kabullenmesi zor oldu ama sonunda idrak ettim Sevmiyosun beni.!Sevme..!hiçkimseye yapmadığım şeyi yaptım sana..Yalvardım..!
Ama gururunun çoğu değerinden büyük olduğunu bugün anladım..Izdırap dolu *******ime son veriyorum işte..Sevin..!
Evet Vazgeçtim Senden..! doğru anladın..!

O kadar tarumar ki şimdi hücrelerim, öylesine çökük gözlerle bakıyorum ki hayata... tarifini bile anlatamam sanırım.
şimdi unutacağımı bilsem çoktan gömerdim seni bir kaç heceye,
ya da bilsem acı çekmeyeceğimi nice yerlerde aldatır, nice ******* gülümserdim alabildiğine...

Dedim ya; yolunun ıraklığı değildi sebep...senin uzaklığındı her seferde,gelişlerime gidişlerinle karşılık vermendi.
Sıcaktaydı herkes ben üşüyordum oysa, tutmuyordun ellerimden.
Her çalan telefonda umutluydum, çarpıyordu yüreğim...
Her kapattığın telefonda yıkılıyordum, dizlerim tutmuyordu. döküyordum acımı ağır sancılarla hecelere...
yapma diyordun sadece... yapma.... yaptırma diyordum o zaman...


Şimdi yine karşı karşıyayız.. beni hep sen terk ederdin *******i...
yatağa girdiğinde bambaşka bir dünya olurdu ve Himmet yoktu o dünyada... *******i terk ederdin beni... sonra geri dönerdim sabahları.
şimdi ben gidiyorum senden... suç atma hiç birşeye, suç atma hiç kimseye...

ve

Şimdi vazgeçtim ben senden...

durma git...

git değer verdiğin gururuna dilerim mutlu eder seni...

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:35 AM
http://img467.imageshack.us/img467/7393/gulyeni2fr6cn4la5xw.gif

Gittin...
Ben, arkandan sadece baktım.
Oysa; söyleyecek o kadar çok şeyim vardı ki...
"Gidersen iyiye dair ne varsa içimde yitireceğim hepsini.
Gidersen sönecek içimdeki ateş
ve bir daha hiç kimse yakamayacak.
Gidersen karanlığa mahkum edeceksin günlerimi
O karanlıkta yolumu kaybedeceğim" diyecektim sana.
Konuşamadım...

Gittin...
Gidişini görmemek için gözlerimi kapattım
Öylesine acıdı ki içim, tutup koparsalardı kolumu
bacağımı bu kadar acı duymazdım.
Acım yaş olup akmalıydı gözlerimden.
Ağlayamadım...

Gittin...
Seni delicesine bir tutkuyla seviyordum oysa
Tutkum seninle olmaktı, tutkum teninde erimek,
tutkum hayatı seninle sadece paylaşmaktı.
Anlatamadım...

Gittin...
Gidişini önlemek için tutmak vardı ellerinden
Ellerim değil miydi her dokunuşumda seni ürperten?
Ürperdin yine biliyorum.
Bir kez dokunsam, bir kez tutsam ellerini
Gitmek için biriktirdiğin bütün cesaretin kaybolurdu.
Tutamadım.

Gittin...
Bir yıkım gibiydi gidişin
Sen adım adım uzaklaşırken benden
Çöküp kaldı bedenim olduğu yere
Nice terk edişlere dayanan yürek bu kez yenilmişti
Bu kadar zayıf değildim ben kalkmalıydım.
Kalkamadım...



Gittin...
Oysa geldiğin gün gideceğini biliyordum
Hazırdım gidişine,
Kaçak zamanları yaşıyorduk
Zaman bitecek ve sen gidecektin
Bense, gidişinin ertesi günü
Hayatıma kaldığım yerden yeniden başlayacaktım.
Başlayamadım...


Gittin...
Bir şey söyledin mi giderken?
"Kal" dememi istedin mi?
Son bir kez "seni seviyorum" dedin mi?
"Bekle beni döneceğim" diye umut verdin mi?
Beynim öylesine uğulduyordu ki.
Duyamadım...

Gittin...
Nereye gittiğin önemli değildi
Binlerce kilometre uzakta da olsan,
iki metre ötemde de fark etmiyordu.
Artık yoktun ve asıl bu düşünce beni felç ediyordu.
Kurtulmalıydım senden,
bu yokluk duygusundan kurtulmalıydım.
Kurtulamadım...

Gittin...
Unutulanların arasına katılmalıydım
Anıları bir sandığa koyup
hayatı bir yerinden yakalamalıydım.
Bu aşk noktalanmalıydı, bu sevdadan vazgeçmeliydim.
Yapamadım...

Gittin...
Bir okyanusun ortasında
tek küreği kaybolmuş sandalda
Dev dalgalarla boğuşan bir denizciyim şimdi.
Bil ki; sevmekten vazgeçmedim seni,
Bil ki; seninle birlikte sevdanı da taşıyacağım yüreğimde,
Bil ki; seni Unutamadım...

Biliyorum aslında sen hiç bir zaman gelmedin bana.
Duymuyorsun!
Gitme diyorum sana, gitme!
Çığlıklarım boğuluyor gecenin karanlığında.
Gece korkunç, gece sessiz, gece yalnız...
Sesim kısılıyor
Gidisin bitişi olacak yüreğimdeki heyecanın,
Gidisin sönüşü olacak gözlerimdeki ateşin.
Beni, yüreğimdeki sevgiyi,
Gözlerimdeki bitmek bilmeyen umudu unuttun!
Ama ne olur bunu unutma.
Gidisin dindiremez bu fırtınayı.
Bir fırtınanın uğultusuyla sesleniyorum sana;
Gitme....

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:35 AM
http://img155.imageshack.us/img155/9218/nedenyar0at.gif

Kırık dökük sesini toparla artık.
Gözyaşların yüreğime damlıyor.
Dağlanıyorum acınla...
Hep gülüşler asılıydı doyamadağım yüzünde. Lütfen izin ver, anılarıma saklayacağım,
hatta baş köşesine oturtacağım bu günden kalan gülüşün olsun.
Yakışmıyor sana hüzün...

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:35 AM
http://img508.imageshack.us/img508/8058/hayalibirsehirsenhicyalst5.jpg

Kefene sarılmış duyguların cehenneminden bir kor yakıyor içimi,
Her umut çocukluğa aç,
Varsa boş bir döşek,
Az yüreğime aç!

Koca bir sonsuzluk,
Koca bir onsuzluk,
Koca bir susuzluk,

Çokluk? nerede?

Yokluk? nereye kadar?


Yeni anlamlar katabilmek için imkansızlıklara,
Çöpe attığım kelimelerİm-anlamlarım var.
Çareyi soğuk duvarlarda arayışlarım...
Alıştırmaya çalışıyorum ruhsuzluğu ruhsuzluğuma...

Hangi hecelerle telafuz edilir aşk?
Benim seslerimde koca bir yalnızlık var?


peki sen, hiç yalnızlığa birşeyler anlattın mı?

Sus bence...

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:35 AM
http://img85.imageshack.us/img85/931/yagmurrrrrce9jh1bn4lj0kx4.gif

Gözlerimi kapattım yokluğumda var olan kendimin üstüne. Çığlığımda taşıdım ellerime sığmayan bensizliği, kızıl sancıların içdökümünde.
Rüzgar saçlı bir yalnızlıkta yandım. Nehirler geçti içimden, içim nehirlerden geçti; talan edilirken Züleyha´sına aşk düşen bağışlanmış mısralar. Ve şimdi kalbimde adı konulmamış bir süveydanın ölüm günahları. Ve tufanları avuçlayan ömrümde Nuh´un ayak izleri.

Adıma küstüm...

İsimsizliğimin ölgün kentlerinde vurulup duruyorum, sana hep altı susuş kala.

Hadi konuşsana!

Susma gözlerime öyle derin derin.

Kimsesizliğimin kimliğine suret olmayacak mısın yoksa? Aynalarda göremediğim hükümsüz yüzümü, yüzüne kabul etmeyecek misin? Bak el pençe divan durdum aşkın önünde, beni biraz daha susarak acıtacak mısın sesimi?

Biliyorsun, rengi mahpus aşkımın mahşere and içen gözleridir sensizlik. Ey boğazıma kadar battığım yağmur, hadi al beni! Gözbebeklerinde yıldızlar eriten gece, hadi boğ beni!

´´YAĞMUR GECEDEN AL BENİ´´.

Ey Aşk! Güzellik bile sana meftun değil mi? Düşlerimden başka bir hüzünde yaktım mı en meczup tebessümleri?

Bilsen, çöle kesmiş tenha bir gökyüzü indi geceme. İçine kan bulaşan tekinsiz uykulara uyudum. Kurak bir intihar düştü şairliğin yazgısına, yığıldım kaldım ´´bana inmeye korkan SEN uçurumlarında´´.

Sevdiğim!

Acıya düşen içine, içine düşen acıya, tufanıma, rüzgarlığıma yenik geldim. Tutma ellerimi düşeceksin yoksa.

Duru bir gülüş anında saklısın sen, an gibi. Altı harflik susuşun kıyamet ağrısı dilimde. ´Aşk bitti, yüzümü buldum´ diyenlerin içten pazarlıklı yalnızlıklarına inat, içimin suretisin.

Ellerin yasadışı sevdalarda ıslanan heyula sensizliğim. Gözlerin gül yaprağında kanayışım. Çek gözlerini alnımdan. Yazgıma dokunuyorsun!

Benden saklanabileceğim bir İstanbul var mı gözlerinde? Susmaya dair tekmil suskuları ´´ konuş/sana ´´ dediğinde bozar mı gülüşü yırtılmış kelimeler?

Ey Aşk!

Kara kalemlerin aşkına!

Ten hummalı saçlarında boğulmalarım yetmediyse bil ki; kahrolası bu denizler az gelir ağlayışlarıma. Sen hüzün divanında acının aşkı, aşkın acısı. İşte eşiğindeyim! Aşkın mahrem cinnetlerine sunma beni sevdiğim. Azalırım.

Ey Aşk! Kalk ayağa ve ağla tutuşuncaya dek!
Çünkü anlamını gizleyemiyorum aşktan..

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:35 AM
http://img168.imageshack.us/img168/3237/d45cm9po5.jpg

Yokuş aşağı bir yolda, yolun eğimine bırakmış kendimi ilerlerken, Eylül hüznüyle üşüyor yüreğim ve git gide solan bir maviye benziyor hayat...

Kısa ve öz bir bildirge son sayfada...
Bildiren kimliği, bilgilendirmiş sayıyor kendini...
Ve bilgilenmiş farzediyor bildirilen kimliği...

Yan yana düşmüş ve sahipsiz bir kaç kelime, boş bir sayfanın iki satırında ince bir sızı gibi asılı dururken, sessiz bir film gibi akıp gidiyor hayat, sahneler arasındaki kopukluk anlaşılamadan...

Kaç kelime içimize hapsedilmiş sorulara yanıt olabilir ki?

İnadına bir çözümsüzlükle, faili meçhul bir cinayet dosyası gibi tozlu raflara kaldırıldığında aşk; iğreti kalıyoruz...

Muhatabı olmayan her söz kadar anlamını yitiriyor ve şahitsiz kalıyor hayat...
Yakamızı bırakmayan bir eksiklik duygusu...
Hiç bir yere not düşülmüyor artık hiç bir söz...

Yaşamaktan daha zorlu bir sınav yokken, hangi not belirler, tekrarı olmayan bu sınavdaki başarıyı?

Barikatlar kurulsa da yollar üstüne, ölümün ölümsüzlüğüne uzanıyor bütün yollar...
Bir siper ardına saklanıyor kaçak yolcu...
Baştan sona yazılamıyor hiç bir masal...
Her masal biraz eksik ve biraz yarım...
Bir yıldız kayıyor...
Bir kahraman eksiliyor masalımızdan...
Ve her ölüm, kendi ölümsüzlüğünün destanını yazıyor...

.....

Bir avuç hayal, nafile umutlar gibi akıp gitti hayatımızdan...
Parça ve bölüktü...
Kırık bir aynaya bakar gibi baktık...
İnandık ona da, her yalan gibi...
Kırılma noktasını çoktan aşmıştık...
Vazgeçilmiş ve tuz-buzken her şey ...
Daha fazla kırılamazdık...

Hangi düşten daha gerçektik?

Yaralarımız kadar emin olduk geçmişin gerçekliğinden...
En çok anımsadığımız, en derin yarayı bırakandı...
Her ulaşılamayan kadar sevdik ulaşılmayanımızı...
Ve sonra anladık ki;
Bir gölge oyunuydu aslında hayat...
Düşlediklerimiz düşlediğimiz kadar var oldular...
İzin verdiğimiz kadar yaralayabildiler...
Daha ötesine güçleri yetmezdi...
........

Susuz bir yazın kuruttuğu, solan bir bahçede, en coşkulu yeşilin izlerini ararken gözlerim, inadına güzün kokusu siniyor üstüme üstüme...

PirincBurgeR
08-22-2007, 09:36 AM
http://img230.imageshack.us/img230/1144/1152177518210yi9.jpg

Sönmüş ışıkları şehrimin, Kim ki bekçi bu karanlıklara?

Darlıklar genişletiyor dağınıklığımı, daraldığımı hissediyorum yokluğun çoğaldıkça...


Farklı bir suluetim ben,
Gün doğdukça izleri belirgenleşir yaralarımın.
Güneşe ramak kala çığ düşer düşüme, senden.


Tebessüm edilesidir yüreğimdeki sen,
Sende yokluğumun anlamsızlığından anlamlar kazanırken ben,
Şairi olmadığın duyguların şiirini dinlerim _rüyalarımdaki_ senden...

Çiçeklerini vazolarım topladığın bahçemden,
Kokun siler odamı oysa ki sadece bir yoklukken sen,
Görünmezliğinden mi, imkansızlığından mı bilmem ki neden?
Sana gelirim adım adım, yol yol,

Yol iz bilmezken ben...
Seni bilirim oysa!


Yaktım ışıklarını şehrimin, yokluğuna inat!

Avunayım!

Avutayım!


Ne de olsa,
Kendi yazdığım hikayem, yokluğuna aşina,
Düşümse varlığına...


Darlıklar genişletiyor dağınıklığımı, daraldığımı hissediyorum yokluğun çoğaldıkça...