Giriş

Tam Sürümü Görüntüle : Gül Yazganarıkan


Shekil
08-21-2007, 04:15 PM
Ve Kendini Bıkmadan Bağışlayışla*

Uzun bir yürüyüş aslında her günümüz,
...............................................Der ken
ve şu sinsi ömrün bir yerinde yaklaşıyorum,
yaklaşıyoruz belki de en çok kendimize
Sorgu odasına çekiliyor yüreğimiz.
İçimizde bıçaklı, toplu, mermili bir savaş başlıyor,
Yüreğimiz ve beynimiz göğüs göğüse,
İnsan azıcık nefes almak istiyor, bir ağaç kovuğu, bir söğüt dalı
Bir pınar başı uzanmak istiyor dilediğince...Geçmişine ve geleceğine...
Bir uçurtmanın seyri gibi gençliğimiz,
Ve bir yelkenli gibi düşlerimiz açılıyor denize...
Ve tuttuklarımız ellerimizle,
Gözlerimizle değdiklerimiz,
Dokunanlar tenimize, içimize, selimize,
Her biri kalıyor bir uçurum dibinde....

Ve yürüyoruz,
omuz omuza olsak da sırtımızda bir aba gibi yalnızlığımız
Görmek istediklerini görüyor gözlerimiz,
ve yalnızca duymak istediklerini söylüyor belki de sözlerimiz
Severken, aşık olurken aslında kendi siluetimizi arıyoruz karşıda ki kişi de
Kendimiz yapmaya çalışıyor benliğimiz, aslında yalnızca bir ayna belki de istediğimiz...

Ah bu yüreklerimiz ve ah şu kaybettiklerimiz kazandıklarımız, doymayı bilmeden yaşadıklarımız...
Aç belki hiç doymayan duygularımız, kıymet bilmeyen edalarımız.
Yorgunuz, yorulmuşuz iç savaşlarımızdan, dış düşmanlarımızdan...
daha dün dost olduklarımız ve hançerleyenler bizi arkamızdan...
Yol uzun, yol tümsekli, yol dik, gün gün gece gideriz belki, sis çöker şu dağın ardından, kar yağar kayar ayaklarımız üşür ellerimiz ve en çok yüreğimiz,
güneşi de görürüz yol sonlanmadan....
Düşe kalka, güle ağlaya belki sorarız kendimize, içimize, yanımızdakine.... Aşk ve mutluluk acaba nerde... Daha çok mu...
Yolun yarısı geçmiştir oysa......
ARAYIŞLA....
VE KENDİNİ BIKMADAN BAĞIŞLAYIŞLA...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:15 PM
Adsız pArmak

Nedir ki?
Adsız parmağa takılan
bir halka
Aşk onu efsunlamamışsa...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:15 PM
Affet Beni,,,

Sen gözüme vuran nur’um
Aşkım, canım biricik oğlum
Sana söyleyeceğim sözler var
İçim öyle dolu şimdi
Bir yanda yere dökülmüş yıldızlar
Bir yanda güneş
Ama inan gökyüzünde gördüklerinden
Çok çok farklılar...

Ben hiç üzmek istemedim seni
Yarım kalsın istemedim bir yanın
Senin gözlerin içindi, gülen yüzün içindi
Ekmek banıp ta yediğim ağılarım...

Gözlerin damlalarda boğulduğunda
Anlıyordum mutsuzluğunu
Ve daha derin yaşıyordum umutsuzluğumu
Bir sen vardın yüreğimde kocaman
Bir de zehrini akıtan o kara yılan....

Doğrusu anlatmak zor yüreğimdekileri
Gerçi o küçük kalbin hissediyor gizlerimi
O yumuşak ellerini ayırmak istiyorlar ellerimden
Sensiz yaşayamam ki ölürüm, ölürüm ben...

İçim yanıyor bebeğim, içim kavruluyor
Senin gül yüzün için dilime kemik bağlanıyor...
Susuyorum
Oğulcuğum artık gücüm de kalmıyor...
Yoruluyorum...
Bıkıyorum senden başka her şeyden
Seni de alırlarsa elimden
Affet beni, yaşamayacağım ben...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:15 PM
Ağlarsın ve Ağlar Tezene

Bu kaçıncı şiir sana yazdığım.
Bağlamanın tellerine takılan kaçıncı türküsün kimbilir...
Bir kanun oluyorsun,çaldıkça çalıyorsun
Eski bir dost gibi Ansızın karşıma çıkıyorsun
Meğer bir ben değilmişim seni yazan....
Kaç kişinin yakmışsın canını, görüyorsun...

Aldanmışlığım, yanılmışlığım, yalnızlığım Çalınan...
Aldanmışlığımız aşka kanmışlığımız mı şu keman
Ve şu ağlatan sözler ve işitiyor musun, hepsi sen gibiler... ve ben gibiler....
Kimi çekip gitmişler senin gibi,
Kimileri hasreti büyütmekteler,
Kara bir yılan gibi büyür o gece olunca
Dolandıkça dolanır insanın boynuna,
Ne kadehler ne şu kanun ne de şu keman
Ne şarkılar ne türküler ne şiirler yetmez olur...
Yokluğun sonu gelmez olur...
Azaltmazlar acını ezgiler, hasretin içinde isyanın olur,
Çırılçıplak kalırsın, gözlerin utançlarından soyunur
ve ellerin, kendi ellerinle kalbini yerlere atasın gelir
Kaç bela okursun kaderine, ve en ağır küfürleri savurursun kendine
her tele vurduğunda ağlarsın ve ağlar tezene
Ama anlatamazsın...
Ne kelimeler ne şarkılar ne şiirler
Yazdıkça yazamazsın...
çıkarıp yerinden mühür gibi basasın gelir yüreğini
bir leş gibi kalır avuçlarında yapamazsın
ve ağlarsın her şarkıda
ve her şiirde
ve her türküde
ağlarsın...
kanun ağlar, keman ağlar, tezene ağlar
sen ağlarsın...
ve anlarsın....
aslında anlatamazsın...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:16 PM
Alaca Bir Yalnızlığı Dökecek Hüznüme

Şimdi kıyım saatleri aşkın
Ağ atmakta içimdeki denize balıkçılar
Çırpınarak ölmekte umutlarım
Poyraz alıp dalgaları sığlarıma gizlediğim
İzlerini siliyor hoyratça
Sevda martıların dudaklarında
Çığlık çığlık
Gürültülü çırpınışları çarpıyor içime
Sessizlik ben de alabildiğine
Tutuk dilim hiç olmadığı kadar daha önce

Şimdi kıyım saatleri aşkın
Kokuşmuş sevdalara inat
Acısın canım...
Güneş düştü düşecek denize
Karanlık ötelerden kızıl boyaları çekerek gözlerine
Alaca bir yalnızlığı dökecek hüznüme...

Kokuşmuş sevdalara inat
Acısın canım...
Hüznü bıraksın gözlerin ellerime geceden önce
kıymayacağım sana
umutlarım balıkçıların ellerinde
ölmüşler çoktan
seni gömdüm kumların dibine
vermeyeceğim
ver yokluğunu
mercanlara gizleyeceğim
acısın canım kokuşmuş sevdalara inat
acıdıkça daha çok daha çok seveceğim...
acele et şimdi
hüznü bıraksın gözlerin ellerime
Güneş düştü düşecek denize
Karanlık ötelerden kızıl boyaları çekerek gözlerine
Alaca bir yalnızlığı dökecek hüznüme...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:16 PM
Albatros

Hırçın aşkları suya bıraktım
Ve kendimi de...
Sırt üstü yatmaktayım şimdi
Okyanusun üstünde...

Ortasındayım sonsuz gibi görünen bir maviliğin
Albatroslar ansızın gelip konuyor yüreğime
Kilitli kapılarımı açmak ister gibi gözleri
Dalmak istiyorlar gizlerime
Sonra
Kızgın bir gölge vuruyor yüzlerine

Kıyıda gözetleyenler var beni biliyorum
Göz kırpıp dalıyorum suyun dibine....
Gün batımında üzgün dönüyorlar
ellerinde fenerle

Sırt üstü yatmaktayım şimdi
Okyanusun üstünde
Uçuyor albatroslar üstümde
Ve gözetleyen gözler sessizce
Aşk, aramak için değil ki yeryüzünde
Siz güneşlenirken dinginliğinizde
Bir albatros tüyü gibi düşer o üstünüze...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:16 PM
Alıp Götüreceğim Seni,,

Aradığı benim gözlerinin,
Özlediğiyim ellerinin.
Bir nehir gibi akıp gidiyorum önünden
Kuru bir meşe ağacına yaslanmışsın...
Seyrediyorsun beni
Taş atıyorsun arada oturduğun yerden
Üstümde sekiyorlar önce
Damlalar sıçrıyor aniden
Kızmıyorum sana,
Hırsın buna sebep
Akıyorum ya, durmuyorum ya,,,
Canımı yakıyorsun aklınca...
Oysa yakınıma gelsen,
Ayaklarını uzatsan,
Tenine değeceğim, aktıkça sana geleceğim...
Oysa ellerini versen, dolacağım avuçlarına
Ve dudakların içecek, karışıp gideceğim damarlarına
Uzatsan o güzel yüzünü
Göreceksin kendini
Kendi aksin vuracak şakaklarına
Anlayacaksın ben de ben olduğunu
Kuru bir meşe ağacına yaslanmışsın seyrediyorsun beni
Taş atıyorsun arada oturduğun yerden
Kalk artık, yaslandığın ağaç kurumuş çoktan
Yaşlanıyorsun aşkım, mutsuz, hiç yoktan...
Soyun üstüne düşen o kuru yaprakları
Silkelen,
bırak saçlarına tutunmuş örümcek ağlarını
Derinlere dalma zamanı şimdi
Gel, bırak bana kendini
Akarken, alıp götüreceğim seni...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:16 PM
Anılarımdan Hamide ve Babam

En güzeliydi köyünün Hamide...
Saç örgüleri değerdi
Yazmasının altından ince beline
Çam ormanlarının ortasına kurulmuştu köyleri
İşte o çam ağaçlarının rengindeydi gözleri...

Beş kız kardeştiler
Dedem hamideyle kesmişti erkekten ümidini
En büyük ecileri hediye yapınca ikinci evliliği
Dedeme vermişti ilk evliliğinden olan Metin’i
Çobanlık yapardı
Bazen yatağı ıslatırdı...
Hep üzgün, hep sessizdi...
küçüktüm ama anlardım
Bakışlarında gözyaşı gizlenirdi...
En acısı da Annesine bile bile...
Teyze derdi...

Dört beş yaşlarındaydım
Babam askerdi...
İzne geldiği günlerde
Ayaklarım yerden kesilirdi
O gidince ne çay içtiği bardakları yıkatırdım
Ne de attırırdım sigara izmaritlerini
Saklardım....
Burcu burcu babam kokardı hepsi...

Hamide helkelerle oluktan su getirdiğinde
Saklanırdım kapı önüne
Ödü patlardı cinlerden, perilerden
Yaşayanların kötülüğünden korkmak yerine...
Bilseydi insanların şeytanlığını
O zamanlar korkmazdı böyle belki de...
Elektrik yoktu köyde
Gaz lambası yakardı dedem
Arada korkardım lüksün alevinden...

En çok anneannemin yaptığı çörekleri severdim
Çay kaşıklarının sesi gelirdi uyuduğum odaya
Ve dedemin kucağında otururdum sofraya
O küçük köy evinin prensesi bendim...
Metin ağabeyimi zorla kaldırırdılar yataktan
Bazen ayakları şişerdi dayaktan
Dedemden nefret ederdim o an
Korkardım, saklanırdım Metin ağabeyimin feryatlarından
Kızardım teyzeme, İçim acırdı çocuk kalbimle
Hiç unutmadım hiç, anne dememişti hiç teyzeme
Benim gibi, yabancı gibi,
Teyze derdi teyze...

Köyün küçük bir okulu vardı derme çatma
Hemen yanındaki evde otururdu imam Hayrullah amca
Namaza giderdi dedem bayramlarda
Yanında da metin ağabeyim
Yırtık lastikler ayaklarında....

Bir gece çok ateşlendim... Kara kıştı...
Çamların dallarına karlar yığılmıştı...
Doktor yoktu köyde...
Süvariler geliyordu üstüme
Uzaktan babamı görüyordum
Atlılar geliyor baba diye sayıklıyordum...
Dedem gecenin bir yarısı yola çıkmış o gece
bir elinde Tüfek, bir elinde heybe
Sabaha inmiş kasabaya
Ertesi gün uyandığımda
İlaçlarım, simitlerim bir de kırmızı sarı boyalı beşiğim
Dedem gülümsüyordu bana...
Ve gece rüyamda gördüğüm babam
O da gelmişti....
Sayıklamalarımı mı duymuştu acaba....

Başka çocukları görüyordum o yokken
babaları dizlerinin dibinde
çıkarıyordum sakladığım çay bardaklarını
ve söndürdüğü sigaraları
ya da anneme yazdığı mektupları alıyordum elime
babam mektubu kapatırken
ellerini küle batırıyordu
zarfta parmak izleri kalıyordu...
kokluyordum... Babamın parmak izleri işte...
işte diyordum....
kendine has bir kokusu vardı babamın
en çok o koku yanımda olunca şımarırdım...
tutardım elini sıkı sıkı
harmana dolanırdım...
en güzel giysilerimi giydirirdi annem
çocuklara bakarak, babama sarılırdım...
gelişlerinin arası bir ömür gibi gelirdi bana...
Babam ne zaman beni gizlice öpüyorsa
Anlardım gideceğini
Sarılırdım bacaklarına
O sabahta babam gizlice kokladı beni
Uyandım...
Gelmişti ayrılık saati anladım...
Kahvaltıdan sonra hamide benimle oynuyordu..
Hiç yapmazdı oysa, biliyordum babam gidiyordu...
Fırladım evden, çığlıklarımla köy inliyordu
Babam arabaya binmişti
Beni görünce inmek istedi
Annem tuttu beni
Kurtuldum ellerinden
Arabanın önüne attım kendimi
Uzunca yattım yere
Kalkmıyordum
Böylece gitmez sanıyordum...
Babam çıktı arabadan
Sarıldı, sarıldı, öptü öptü...
Okşadı saçlarımı
Sonra aldı beni dedem
Sımsıkıydı kolları
Babam el sallıyordu işte arabadan
Ağlıyordu araba hızla geçerken yanımızdan...
Herkes ağlamıştı feryatlarıma
Hatta köyün delisi Ali amca, o bile...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:16 PM
Anlat

Anlayabilsem seni,
Anlatabilsen bana,
Senin için neyim,
Gizli bir sevgili miyim?
Her dem özlenen miyim?
Dokunuşlarında istek
Bakışlarında sıcaklık,
Ellerindeki telaş sahi mi?
Yoksa bir heves miyim?

İçinde boşlukta, küçük bir noktada
Derinden bir giz miyim?
Yüreğinden başlayıp,
Teninde gezer miyim?
Ah anlayabilsem seni.
Anlatabilsen bana,
Islak öpüşleri düşündüğünde,
Tek bir gül gördüğünde,
O güzel dudaklarda,
Bitmeyen istek miyim?

Suskun dudakların, öpmediği zaman,
Durgun ellerin, dokunmadığı zaman,
Ah yangınım, baş ağrım, uykusuzluğum,
Deli düşüncem,
Bir cümle dökülsün ateş dudaklarından,
Bir kelimeyi dillendirsin sesin, içinden, uzaklardan.
Korkusuz, hesapsız, yalansız olsun...
Neyse o olsun...
Gel al avuçlarına beni,
Sessizce olmasın gelişin,
Gürültümüz karışsın rüzgara,
Ateşlenen tenimiz kor olup, düşsün karlara,
Bu derin sessizlik bitsin,
Gözlerin konuşsa da,
Dudakların söylesin...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:16 PM
AşK pİNTilerİ

Bilir misin
yağlı yürekleri
Senin gibi
Bir aşk şişkinliği oturur sözlerine
Ayrılık leş gibi siner nefeslerine....

Bilir misin
doygun ruhları
Alırlar senin gibi en güzel yılları
Gül diye verirler zehirli zakkumları
Kanlıdır elleri ve kandır kadehlerinde şarapları

Bilir misin söyle
bilir misin?
aşk döverleri
Senin gibi
Almaya, sevilmeye alışıktır yürekleri
Bir dilenci gibi beklersin
Aşk dolu *******i
Acıyarak bakar çoğu kez gözleri...
Mutludur kendince gönülleri
Aşkı tadamadan yaşar senin gibi
AŞK PİNTİLERİ...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:17 PM
Aşk Sonra Vurur

Ben ne Venedik’te bir Gondolum,
Ne de Roma da bir aşk çeşmesi
Senin aradığın sanırım bir yaz hevesi,
Prag’da bir cafe’de bir gönül eğlencesi...

Benden kalelerimi istiyorsun....
Zaptettin sanıyorsun belki de hisar uçlarını
Hint okyanusunda bir sandal gibi,
Akıntıya bıraktım umutlarımı,

Bekleyişim sen değilsin, değilsin Alp’lerde aradığım...
Tarumar değil ordularım,
Henüz başladı aslında,
Senin aşkla savaşın...

Yıkılan kulelerim, kalbime saplanan top mermilerin yok...
Ben en çok öldüğümde, en çok dirilenim...
Ben senin o minik heveslerin içinde...
Sağır eden bir sesle aşk marşları söylerim...
Sen uyumaktasın...
Savaşın ortasında, Rüyaya dalmaktasın...
Kalbine saplandığında, barut kokulu kurşun...
Sen korkusuz korkak,
Kaybetmiş olacaksın...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:17 PM
Aşk Takılırdı Çatalıma

Suskunum artık,
Öylesine durgun...
Ne oturduğum yerden
Kalkıyorum,
Ne yediğimi topluyorum...
Görse gözlerin halimi,
Aynalardan kaçıyorum...

Geçmiş benden,
Biliyorum...
Sevincim takılmış ayaklarına
Giderken,
Teninde kalmış nefesim de...
Öylesine boğuluyorum..

Sabah mı, akşam mı anlamıyorum...
Perdeler hep kapalı
Sigaranın dumanı doluyor içime senin yerine
Çektikçe çekiyorum...

Yer neresi, gök neresi, yaşadım mı ben seni,
Yaşadık mı?
Sevdik mi?
Seviştik mi?
Ayırdın işte bizi...
Deli gibi geziyorum...

En güzel yıllarımdı kollarında geçen,
Aşk içerdim, aşk dinlerdim,
Çatalıma aşk takılırdı seninleyken,
Şarap suya dönerdi, su şarap olurdu bazen...
Hayat seninle güzeldi...
Kadehler boş, yemeğin tadı tuzu yok şimdi...
Gittin gitmesine, bilmez miyim?
Sen gittin de,
Aşkın hiç bitmedi o beni terketmedi...
Kör bir hançer elinde...
Hasretin geziniyor içimde...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:18 PM
Aşk Tanem

Umursamazım, damlasız gözyaşım,
aşk tanem, kördüğüm olmuş damarım,
dağlanan tenim,
alamadığım nefesim,
yarın yok, aşk tanem,
yok yarınlar
gün varsa bugün işte,
bak sereserpe yatıyor güneşte...

Ezip geçtiğin ben değilim aşk tanem,
ben değilim savurganlığın,
zaman, kayıp giden ayakların altından,
gençliğin çekildikçe damarlarından.

aşk bir tay gibi coşmuyorsa bağrında,
çarpan yürek değildir aslında
Yürek deli olmalı aşk tanem,
hücrelerine doldukça kan,
iliklerine kadar aşkk yazmalı,

Hayat tekrarsız aşk tanem,
Değer her nefese, her dem...
Tutunamaz toprağa
gül korksa dikeninden,

ömür dediğin bir yaz esintisi,
bir çiğ tanesi,
bir yaprak, bir diken
korkacak kadar uzun değil aşk tanem,
Bak gün doğdu bile....
SENSİZ...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:19 PM
AŞK ve Arı

Ellerinde çam ormanlarının kokularıyla gel
Yüklen bulutları
Omuzlarına
Kollarının alabildiğince mavilik getir gökyüzünden
Dudaklarında daha önce hiç söylenmemiş sözlerin ağırlığı bir yandan
Bir yandan kavuşma telaşıyla gel...

Tüm varlığını topla geçmişten, geride bıraktığın tüm izleri getir bana
Göz yaşlarımızı dolduralım seninle kadehlere,
çoğaldıkça azalır acılarımız yudumlarımızda..
ne kadar kir yapışmışsa bedenine derini yüzercesine sıyır hepsini
yeni doğmuş bir bebeğin ilk nefesindeki acısı gibi...
dökelim derilerimizi, soyalım birbirimizi
ölecek olsak bile kelebek gibi ölelim en güzel renkli beneklerin külleriyle
yazalım tüm şiirlerimizi ve tüm şarkılarımızı...
Bilirsin tırtılları,
o külleri bekler uçmak için, sürünürken ağaca yalnızlıkları...

hiç aşık olmadığın kadar, hiç sevmediğin kadar sev şimdi
bir kartalın kanatları altında titreyen minik bir serçeyim ben...
sonbahar gibi soyacağım seni geldiğin vakit,
sararmış tüm yapraklarını üfleyeceğim üzerinden
en sıcak nefesimle dolacağım damarlarına
yaşamadığın başka bir bahar olacak mevsimlerden...
tüm tomurcuklarına dokunacağım güneş olup,
ve ılık bir yağmur olup akacağım iliklerinden
çiylerim tutunacak kirpiklerinden...

Ellerinde çam ormanlarını getir bana gelirken
Bahar çiçeklerini konduracağım dikenlerine
Ve hiç bilmediğin renkte çiçekler olacak,
Dökülecek dikenler
daha batamadan parmaklarına
Arı hep aynı ağaçtan hep aynı çiçekten yapacak balını,
Doğa sarhoş olurken, değişecek bildiği tüm doğruları.
Kış yok, sonbahar yok sana, bana...
Öyle bir bahar ki yalnızca sen bileceksin
Ve yalnızca ben bileceğim...
Biz bilmediğimiz bir mevsimi yaşarken,
Gerçekleriyle dönüyor olacak evren
Caddeye vuracak gölgemiz karlar üstümüze düşerken..
Ama avuçlarımızda o çam ağaçlarının dikensiz çiçekleri olacak...
Kimse göremeyecek kaynaşmış gözeneklerimiz petek petek
Ve o arı bal yapıyor olacak terimizden
Ta ki ölünceye dek sen ya da ben...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:19 PM
Aşk(TREN)

Biriktiriyorum her şeyi
Atamıyorum
Şu elimde tuttuklarım
Tren bileti
Kaçırmıştım vaktinde pek çok seferi....

Kiminde erkenden gara götürdü ayaklarım
Seferi bile yoktu belki aşkın
Bekledim sesini vagonların
Henüz üzerinden ışık bile geçmemişti rayların

Kimin de gecikmiştim çoktan
Bir iki yere uğramıştım hiç yoktan
Ve yetiştiğimde gara
Karşılardı beni trenden geriye kalan
Gri bir duman

Bıktım gecikmişliğimden,
Ve vakitsizliğimden
Yer ayırttım bugün gelecek seferden
Arada trenler geçiyormuş şehrimden
Aşka giden...
Belki de kaçırmama sebeptir
Bir başka binen
Belki....
Bu tren
Gitmez bu kez
Beni de götürmeden....

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:19 PM
Aşkı Bilen Bir Ressam

Git sende, karış dünüme benim.
Fazlaca kaldın yanımda.
Yüküm ağırdır,
Yollarım dik, yollarım çıkmaz...
Yok benden başka benim bir şeyim....

Vereyim sana kendimi istersen,
Tükenmişliğin içinden,
Palette boya kalmamış siyahtan başka
Fırça taş kesmiş, kim bilir kaç zaman geçti üstünden
Tuale hiç değmeden...
Unutulmuş bir resim gördüğün
Fırlat at artık beni elinden...

Daha çok karışıyorum şimdi, darbelerinle
Alışık değilim fırçanın sert çizgilerine
Yumuşak dokunuşlarla başlamıştı bu resim,
Aşkın renkleriyle bezenmekti o zaman tek hevesim...

At beni ne olur en yüksekten, bütün gücünle
Boşluğa savur beni,
Arkana bile bakma, ardından kapa pencereni
Üzerim çamur olsun artık,
Hatlarım, yüzüm, gözüm görünmesin....
Kalın örtüler ört üzerime ya da
Sat beni üç beş kuruşa bir eskici dükkanına
Belki aşkı bilen bir elde
Canlanır her darbede tekrar o ilk hevesim...
Ancak aşkı bilen bir ressamla tamamlanır bu resim...
At beni...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:19 PM
Ay Kalem

Senin düğünün,
Gül bugün, eğlen...
Şeytandır allah bilir
Sana şahitlik eden...

Ne *******e yazdık aşkı seninle,
Yıldızlardı tüm harfler
Ay elimizde kalemdi...
Karanlığın koynunda
Bize bizi çizerdi...

Kendimden sakınırdım,
Öpüp koklarken seni,
Nasıl sıkı sarardım, hatırla bedenini,
Üşürsün bensiz diye her gidişinde ben..
Duaları gönderdim, meleklerdi getiren...

Sen yıldızları döktün bir gün gökyüzünden
Ayrılık yazıyordu ay o aşk kaleminden
Şeytan girmişti bir kere kanına
Dualar karıştılar, yürek ahlarına...

Yüreğimde;
Acı yüklü vagonlarıyla kara bir tren! ! !
Gittiğinden beri vazgeçti seferinden...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:20 PM
Ayna Dedi ki!

Ellerime krem sürdüm bu sabah,
Saçımı taradım,
Biraz ruj biraz allık
Hiç de fena olmadım...

Bırakmışım kendimi,
Senden sonra anladım.
Küsmüşüm, darılmışım hayata
Duyulmuyor duvarların ardından
O eski çılgın kahkaha

Eziyetler etmişim kendi ellerimle,
Kendime,
Uyumuş kalmışım işte...
Ellerime krem sürdüm bu sabah uyanınca...
Çizgiler derinleşmiş uyku gibi
Yoksulluğum bir sendin oysa ki
Kendimi de kaybetmişim senin ardından...

Ayna, bu sabah
Acımasız bir tokat vurdu bana,
Bak dedi kendine! Uyan da bir bak şu haline
Ona niye kızıyorsun böyle! ! !
Sendin kendini terk eden; ONDAN ÖNCE....

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:20 PM
Bağrımda Tekmelerin

Eksilmek nedir bilmezsin,
Eksilmezsin hiç,
Ana rahmine düşmüş bir döl gibi
Yüreğime düşmüşsün
Öyle büyütüyorum seni,

Gözyaşlarımla besleniyor gibisin...
Acıdıkça yüreğim hızlanır bağrımda tekmelerin
Yine de çıkmaz sesim
Dertlenmem sana, dertlenemem,
Hani nasıl ana gururlanır tekmeden
Canımı yaksan da vazgeçemem ki senden...

Zor öyle zor ki seni sensiz büyütmek,
Yüreğimde kıvranırken
Bir bebek gibi habersizsin ettiğinden,
Doğumun bile bir zamanı varken....
Sen hiç doğamayacaksın benden...
Yine de dertlenmem,
Hangi ana dertlenir ki bebeğinden.
Senin de yok farkın gözümde
Doğmamış, doğamamış nice bebekten...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:20 PM
BaHAr BİtmeDEN

Bir gün çalacak kapıyı
Gizemli kokular tutunacak saçlarına
Ve ellerinde kızıl bir ateş
Düşecek koynuma

Bir gün çalacak kapıyı
Ansızın
Apansız yakalayacak bacaklarımdan
Teslim alacak beni kuytularımdan
Ve teslim olacağım yarını sormadan...

Bir gün çalacak kapıyı
Güneş doğarken
Batarken belki
Hissediyorum nefesini
Ağacı üflemiş az önce
Tomurcuk dalların hepsi
Rüzgar olup vuracak yüzüme yüreğime
Açtığım gibi dolacak
Akacak içime
Aşk yavaş yavaş
Tohumlarını dikecek her hücreme
Hissediyorum ayak seslerini
Yakıcı nefesini
Acıtırken mutlu eden ellerini
Az zaman sonra
Baştan çıkaracak yüreğimi
Titreyecek ruhum gezdikçe bedenimi
Biraz hüzün biraz zevk
Yoğuracak acıtacak etlerimi
kuruyan tüm dallarımı
Çiçekle bezeyecek
Ve bir böcek
Çiçekle sevişecek...
Aşk yavaş yavaş
Tenime işleyecek...
Bahar bitmeden
Belki bugün belki yarın
Çıktı yola
Gelecek...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:20 PM
Ben Sana Kurban Olurum

Büyüyorsun,
öyle hızlı,
Geçiyor zaman...
Bilmiyorsun...
A benim küçüğüm,
Canımın can damlası,
Hayatımın yoldaşı
Gözümün bebeği oğlum
Ben sana kurban olurum....

Sen de olmasan yaşar mıyım sanıyorsun...
Evimin minicik direği, sen beni dik tutuyorsun...
Bakma zaman zaman ağladığıma,
İçimden gelmez oğlum isyan yaradana...
Seni verdi ya bana
Binlerce şükür karışır sen uyurken koynuna...

Korkarım oğlum, korkarım
Sana bağlı şu fani canım,
Sana ya tüm çabalarım.
Beklemem senden karşılık
Canının sağlığıdır benim varlığım...

Gururum, onurum, zenginliğimsin...
Allah seninle nice günler göstersin...
O anne diyen dillerin var ya
Bir ömre değil
Bin ömre de bedelsin...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:20 PM
Besbelli

Besbelli

Ne güzel gözlerin var,
Bakmayı bilmiyorsun,
Gördüğün benim ama,
İnkarla geziyorsun...

Ellerin yumuşak, ellerin sıcak,
Tutmayı bilmiyorsun...
Uzatınca elimi,
Sanki buz kesiyorsun...

Sesin en güzel çalgıların, resitali gönlümde,
Dinledikçe ümitle,
Akordu bozuyorsun...
Ben sana koştukça içimdeki özlemle
Rüzgar gibi tenimden kayıp da geçiyorsun...

Besbelli görmüyor gözlerin,
Baktığı yeri,
Besbelli yüreğin nasır,
Elini neylemeli
Besbelli kaçak yarim,
sesin de güzel ama,
ısıtmıyor, sözlerin,
üşütüyor kalbimi...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:20 PM
BiLEsin

Bir isim ver bana
Ne dilersen o olsun
Yık beni istersen
canın sağ olsun

Asılmışsa yüzüm
Kes başımı yerinden
Acıtırsa sözüm
vur alnımın çatından

Bir şömine ol istersen
al İçine yak beni
Gülerim küle dönüp
Isıtırken tenini

Dile ki gözüm
Dile ki yerine gelsin
Ellerin değil iki
İki de ben de bilesin....
Katarsam canımı canına
Olur mu ki dersin
Çamurum ellerinde
Çamurum kurumam
bilesin! ...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:21 PM
biLmEM KaÇ deLikANlıYA EŞ

Küçük bir erkek o
Daha yaşı beş
Öyle bir yüreği var ki
Bilmem kaç delikanlıya eş...

Pamuk elleri okşar yanaklarımı,
Siler ağladığımda gözyaşlarımı,
Her sözü bir düğüm olur boğazıma,
Küsmem, darılamam oğlum ben sana..
Kızarım kendime,
An gelir yetemediğim de olur elbette
Elden ne gelir oğul
İnsanım nihayet ben de...

Sensin varım yoğum,
Bir gün ayrı kalsak
Uykuyu unuturum...
Aç mısın oğul, tok musun?
Uyuttular mı seni çoktan kınalı kuzum...
Neler gelir aklıma sen yokken yanımda...
Belki de uyumadın belki korktun yatakta....
Razıyım her haline yanımda ol da...

Diyorsun ya “anneciğim ben yokken ağladın mı” diye
“Ağlamadım oğlum yattım erken” diyorum ben de...
“gördüm zaten” diyorsun...
“Görünmezlik kremi sürdüm onun için görmüyorsun...”
“Gitmedim ki anneciğim” diyor da kandırıyorsun....
Ben sana ölmez miyim,
Senin o kocaman kalbine gömülmez miyim...
Çabuk gel oğlum, hemen gel, uyuma oralarda
Yaramazlık da yap, tutamasınlar seni ayrı odalarda
“anneme gideceğim” de...
anneme...
iki gün de olsa dayanmıyor yüreğim sensizliğe....
yüreğin bilmem kaç delikanlıya olsa da eş,
sen daha beş yaşındasın oğlumm... beş....

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:21 PM
Bİr FaSIl AkşAMı iSteR GöNlüM

Bir fasıl akşamı ister gönlüm bilir misin
Bir fasıl akşamında seni ister
İçmek isterim yudum yudum gözlerini
Bir kadehe dolarız bakıştıkça
Sözlerimiz susar, konuşan gözlerimizdir şarkılarda...

Dalıp giderim seninle,
Köhne bir meyhane de
Ahşap bir masa isterim en kuytu köşede
Örtü de lazım değil üstüne
Bir mum yansın, gözbebeklerine düşsün aksi de...
Ellerin o güçlü ellerin sıksın ellerimi avuçlarında
Bir sözden daha çok şey söyler bilirim
Bir sözden daha değerlidir sıcaklığı ellerinin

Tüm şairler şiirlerini bize yazmış gibi,
Ve tüm şarkıların bizedir bestesi
Sen beni hissedersin her şarkı da ben de seni...
Ben sana hesapsız, sorgusuz vermişim kendimi
Sanma ki sarhoşum, içki dediğin nedir ki
Sensin başımı böyle döndüren
Bitmeyen bir sarhoşluk hissettiğim
Geçtiği her yeri yakıyor şimdi ellerin
Ve ben belki de bir ömre bedel en güzel gecedeyim
Senin gözlerin senin ellerin benim cennetim...
geçerse sarhoşluğun,
CEHENNEM ateşi gibi yakar bil ki hasretin...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:21 PM
Bir Gece Benim Olsun Ömrünüzden

Bir gece benim olsun ömrünüzden.
Bir gece
Sadece siz ve ben
Sadece bir gece...

Sabahtan başlasın sizinle günümüz...
Ellerimle çay yapayım size...
Yanında allah ne verdiyse...
Kahve seversiniz biliyorum...
Nasıl içersiniz, şekerli, sade?

Sonra uzanırız isterseniz,
Elimizde kahvemiz,
Gazeteleri okurken bir yandan,
Bedenime yaklaşır, yavaş yavaş bedeniniz...

Tüm gün seyredalarım gözlerinizi,
Denize vuran yakamoz gibi
Arada bir öpücük kondurup dudaklarınıza
Kızarırsa yüzüm saklarım kendimi omuzlarınıza...

Gece yavaş yavaş çökmeye başlar şehrin üstüne
İçimde ne zamandır dinmeyen bir alevle
Sokulurum nefesinize
Ruhunuz ruhum olur,
Gözler görmez ne sizi ne de beni
Aramızda sizinle yakıcı bir sır olur...

Gecenin koynunda yanarız ardından söneriz sizinle,
İçtiğiniz puronun kokusu da siner evin her yerine...
Güneşin ilk ışığı vurunca teninize
Karışıp gidin yine kendi gününüze...

Bir gece benim olsun ömrünüzden,
Sadece bir gece,
Siz ve ben...
O Bir gece ruhum tutunca teninizden,
Siz daha ne ******* gelirsiniz yeniden...
Büyülü bir ipek gibi sararım aşkla ruhunuzu ben...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:21 PM
Bir Gün Batımına Yetiş Hiç Olmazsa

Her sabah açıyorum güne bakan çiçekleri gibi
Bir ümit bir coşku ha birazdan ha şimdi
Derken akşam oluyor,
Alıp başını gidiyor güneş
Küskün, kırgın,
Utancından kızarıyor yüzü
Sen gelmiyorsun...
Her sabah ben açıyorum
Akşam olup da batarken güneş
Ben de öyle batıyorum...
Bir gün batımına yetiş hiç olmazsa
Şöyle uzaktan da olsa
O güneş
doğar da, batar da...
Ben onunla bir olamam
Ömrüm o kadar yok benim...
Ümitsiz bir ümitle güne tutunamam...
Bir gün batımına yetiş hiç olmazsa,
Kızarıyor güneş bile utancından
Gelmediğin her gün batımında
Ağlamak kalıyor bana, geceye düşen ay ışığında...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:21 PM
Bir iz/Yaşam

Sevilmeli yaşam
Anlar değil mi çentik atan içimize
Yarın gelecek, gecenin perdesi aralanınca
Bugüne kaç sevgi sığdırdın? kaç yüreğe dokundun?
Kaç kişi gülerek baktı gözlerine?
Verdin mi hakkını tüketiyor olduğun anların
Verdin mi sence?

Sevilmeli yaşam
Dostların yürekleri olmalı ellerimizde
Ve ısıtmalı sözlerimiz, gözlerimiz
Sert rüzgarlar üşüttükçe...
Avuçlarımızda sıcacık elleri olmalı sevdiklerimizin
Geçmeli parmaklarımız birbirine
etlerimiz kaynamalı pişmeli
sevgi harlı ateşlere bırakmalı yüreklerimizi, sevdikçe.

Sevilmeli insan
Kusurlarına ipek şallar kapatırken ellerimiz
Güzelliklerinin düğmeleri açılmalı sessizce...
İzler olmalı gözlerimizde
Senden, benden,
küçük bir nakış kalmalı
anlardan içimizde..

sevilmeli hayat,
doyumsuz ruhlarımız, doyar mı sence?
Ellerimizle tuttuklarımız, dostlarımız, aşklarımız,
Üst kata yeni taşınmış delikanlımız
Yan tarafta oturan ayyaşımız
Günahlarımız,
An gelir şeytanlaşır arzularımız
Ama insanız...
Sevmek mi yoksa sevilmek mi amacımız?
Giderken yalnızlığımızla sona doğru
Birilerinde kalmalı aşkımız, sözlerimiz,
Acıtmışlığımız, sevgilerimiz
Yüreğimizin sesi vurmalı kulak çınılarına sonsuz uykuya geçerken biz...
Bir iz anıyor olmalı bizi sessiz sessiz....
Bir iz kalmalı aşktan, sevgiden, dostluktan
Bir iz
bir tebessüm kenarını oturmalı siluetimiz...
Yüreklere değip geçmeli bitmeden nefesimiz...
ölüm yok sevdikçe bize..
ölümsüzse sevdiklerimiz
ölmeyecek yüreklere değdikçe nefesimiz...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:22 PM
Bir SIRRI Saklar Gibi

Sesini içiyor kulaklarım
Duru bir su tadında damla damla
Sözcüklerinin altında derin anlamlar aramaktayım
Belki bir giz saklanmıştır damağına
Dilinin ucunda bir tek senin bildiğin bir çıkın
Açılmamak için sıkı sıkı tutunmuştur dudaklarına

Bir kırıntısını alıp söyleyemediklerinin
Bir heceye gizlersin, bir vurguya sevgini...
En tatlı halidir aşkın o en gizli hali
Dudakların tuttuğu kelimelerin aksi düşer gözlerine
Saklarsın bakışlarını bir sırrı saklar gibi...

İçindeki çocuk haylaz bir gülümseyişle yerleşir gözbebeklerine
Yıllar öncesine götürür seni.
Anlam yüklemeyi unuttuğun kelimeler bir uçurtma kuyruğuna takılır
Vururken yüzüne kekik kokulu bahar yeli...

Yürek üstüne giydiği gömleklerin açmaya başlar tek tek düğmelerini
Bir tango dansıdır başlayan içinde bir kelimede gizlidir müziğin tüm nağmeleri...
İçinden bir parçan kopup gider senden, takılır saçlarının bir tutamı da parmaklarına
Sen izlersin öteden
Eğilmiştir çoktan başın omuzlarına
Yıldızlar baksan düşecek sanki avuçlarına
Güneş şakaklarından doğmuş gibi vurur ışığı bakışlarına
Bilir misiniz kelimelerin gücünü, tutunuyorsa aşkın dudaklarına
Umutlu bir şafak öncesi yüzyıllık karanlığı yırtarcasına
Bir ışık huzmesi aşkı bırakıp gider avuçlarına....

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:22 PM
Bir TOPAK Beyaz UMUT

Bir topak umuttun bembeyaz
Tepenin en yükseğinde
Elimde sen, yerler buz, içimde yaz
Üşüdükçe yanar avuçlarım
erirsin olursun ayaz

Avuçladım seni umuttun bembeyaz
Sonra Uzandım
Yuvarlandım
Dondukça uyudum
Dondukça yandım...

Bir gürültü koptu en tepeden
Böyle gürlerken seni hiç görmedim ben...
Üstüme üstüme geliyordun
Geldikçe büyüyordun
Oysa bir topak umuttun bembeyaz
Yakaladın beni topuklarımdan
Yeri çekip aldın ayağımın altından
Kocaman olduk sandım
Yanıldım
Bembeyazdın nasıl birden karardın
Donuyorum dondukça yanıyorum...
Avuçladım seni son gücümle
Tükendi nefesim siyahtı renginde....
Oysa bir topak beyaz umuttun elimde...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:22 PM
Bir Umut Yak

Bir umut yak,
Çokça yakın, azca uzak
Karanlık tutuşsun, en zifiri yerinden
koşarken yalınayak...
Gözlerin çıplak
Ellerin hoyrat
Sözlerin çokça cesur, azca korkak
Bir umut yak
Nefesin geçsin, ürperirken için
Tenimi dokuyarak....
Hasrete inat, yer bulut, gök toprak
Dudaklarında kavuşmak olsun
Azca kuru, çokça ıslak...
Çiyler aksın parmaklarından
Özlemi soluyarak...
Bir umut yak
En zifiri yerinden tutuştur karanlığı
Kaçarken yalınayak
Kıyamet geliyorum dese bile haykırarak
Aşk ölüme değil, Ölüm aşka tutsak...
..............Kavuşursak

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:22 PM
Boğulup Gidiyor Kendiliğinden

Kendi çığlığında kaybolur mu insan
Ben kayboluyorum
Çığlıklarımda.
Nefesim boğuyor beni
Tutunamıyorum kahrolası hayata
Ayak uyduramıyorum
Ne gelene, ne de geride kalana

Gidenler gitti geçmiş ola,
Yerine gelenler de sinmiyor canıma
Kapılamıyorum, aşk rüzgarına
Tek bir tavırla yeniyi de katıyorum
Eskiler kervanına....

Boyacı küpü değil ki aşk dediğin,
Durup durup düşeyim...
Şu kısa ömrümü kaç aşkla öldüreyim...
Yine sen düşüyorsun aklıma,
Yine sen sinsice giriyorsun kanıma,
Her yeni gelen, dolduramıyor sonsuz boşluğunu,
Enginliğinde mavinin, kıyıya vururken sen,
Boğulup gidiyor kendiliğinden...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:23 PM
Bölünmüş Şehir

Mevsimlerden bu mevsimdi
Ayrıldığımız vakit,
Kimi çiçekler ölmüştü çoktan,
menekşeler hüzün yüklenmişti yapraklarına
Bir ağırlığı taşırcasına boyunlarını bükmüşlerdi rüzgara..
Mayısa tutunuyordu güller,
aşk doluyordu tomurcuklarına
Sen dudaklarının tüm suskunluğuna rağmen
Bakışlarınla esiyordun üstüme
Buz kırıklarıydı nefesin,
bir fısıltı olup değiyordu kulaklarıma
Çatık kaşlarına asmıştın cesedimi
Bakıyordum gözlerine,
kirpiklerine tutunup inmek ister gibi
Tetiğe basmıştı parmakların çoktan
Uzun bir yol yarılırcasına ortasından
İki karşı kıyıda kaldık....
Büyük bir uçurumdu aramızdaki,
Ayrılık bir yılan olup doğruldu yattığı yerden
Bir an da sarmaşıklar, dikenler bitiyor gibi derinlerinden
O kadar uzundu ki boyları
Gök bile ayrıldı o gece orta yerinden....
Bir şehri böldük aslında senle
şehrin en uzaklarını seçtim kendime
Kalanını verdim son kez tuttuğum ellerine
ayaklarına ayırdım en güzel yolları
seni bana getirirlerdi eskiden, son kez dinledim
yürüdükçe seni benden götüren adımları
kan rengine boyadım beni çevreleyen tüm duvarları
Kuş cıvıltıları yoktu şimdi yaşadığım yerde,
daha önce hiç görmediğim ağaçlar büyüdüler dört yanımda
siyah kaktüs dalları batıyordu ayaklarıma
ısırgan otları dolanıyordu yürüdükçe bacaklarıma

senin olmadığın tarafında şehrin
güneş hiç doğmadı, hiç, bilemezsin...
*******i yıldızsız bir karanlığa açıldı
göğün kapıları
o yüzden olacak hiç kurumadı yanaklarımda ıslaklık
tek çağlayanıydı şehrin sensizlikle coşan göz pınarları
yüreğimde yaşamak adına ne varsa alıp götürüyordu akarken
geçtiğim yollara koca bir geçmiş dökülürken,
bir sel kapıyordu senli zamanları...
öpüyordum seni suya eğilerek
dudaklarım değince yüzün dalga dalga yayılıyordu...
kayboluyordun...
Senin şehrini merak ediyordum,
çiçekleri kimbilir ne kadar büyümüştür ben yokken
Gök yine öyle masmavi mi?
bir deniz var sanki üstünde bulutları yüzdüren....
Gelmek istiyordum,
Gözlerin bazı ******* beni çağırıyordu
Oysa biliyordum
geçemeyeceğim kadar büyüktü uçurum
ve aşamazdın yalnız, o hırçın sarmaşıkları
Sınıra kadar geliyordum kimi zaman
Korkup geri dönüyordum...
Belki diyordum, belki
Ansızın tutar elimi
Sınıra kadar geliyorum şimdi
yakınsın görüyorum seni
Gözlerin beni bekle diyor utanarak
Bir pişmanlığı bin parçaya ayırarak bakıyorsun..
Bakışlarınla dev sarmaşıkları yakıyorsun...
Karşı kıyıya geçeceğim, senin şehrine
O büyük uçurum kapanacak şimdi kendi kendine
Gök birleşecek sarmaşıklar öldükçe
Ve sen tutacaksın elimi
Ve o kara yılan, bir daha ayıramayacak şehrimi...
Aynı gök olacak soluduğumuz yine
Ve aynı yolda yürüyecek ayaklarımız eskisi gibi...

(ikiye bölünmüş şehir şiirini değiştirdim... değişiklikten dolayı özür dilerim... Bu şiir yeni hali) sevgilerimle...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:23 PM
Bu Gece

Karanlık çöktü
Şehrin üstüne
Sensizim,
Bensizim.
Gayrı yok ötesi
Her nefes azap
Her nefes zehir ciğerime,
Sabaha ya çıkarım,
Ya ölürüm bu gece...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:23 PM
Bu Gece Gitme Ne Olur

Kal bu gece yanımda,
Öyle masumca,
Ellerin elime değmese de olur
Bu gece gitme ne olur...

Kal bu gece yanımda.
Gitme
Susarım ben, susarım
İçimdeki sesler onlar da susar istersen...
Dinlemem yüreğimi,
Ellerin elime değmese de olur
Bu gece gitme ne olur...

Sokulur yatarım kıyıcığında nefesinin
Sırtını da dön istersen
Ne çıkar uyurken biraz seyretsem
Varlığını yanımda, canımda hissetsem
Kal bu gece
Ellerin elime değmese de olur
Bu gece gitme ne olur...
Gitme
Esirgeme varlığını bu gece benden
Gidersen bil ki! bu gece son olur, öyle ki sonum olur...
Gitme ne olur...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:23 PM
Bu Saatte

Beni çağıran bir şey var sende...
Bilmediğim, bilmediğin
Bir giz, bir büyü, tılsımsı garip bir his
Gözlerin uzak bir yıldız tozu *******ime
Yangınlarıma serpilirsin bilmeden
An gelir sağanak, an gelir sessiz...


Çıplak düşlerim, saklanır geceye
Duvarların rengi değişir...
Aniden bir nefes ürpertir yüreğimi
Örtüler çekilir üstümden
Yatağım yokluğun olur,
varlığın nerede kiminle sevişir?

Ağlayamaz gözlerim, içim kadar...
Bir plak uğultuyla karışık çalmaya başlar,
Yıkıntılar ağır gelir omuzlarıma
En çok bu saatte, hep bu saatte
Vurur ayrılıklar...
Göğe bakamam, aralayıp perdeyi
Birden okur yazar olur yıldızlar
“Hüzün”yazar bir kaçı
seni çizerler bir başka köşede
ellerinde fırçalar...

Gözlerimi kaparım, sımsıkı
Boğmak isterim başka bir karanlıkla
yokluğunun karanlığını,
Yüreğim bir kibrit çakar o an
Yavaş yavaş yaklaştığını duyarım
Karanlığım kızıllaşır önce,
Gözlerin gelip bulur beni, gizlendiğim yerden
Sessizce ağlarım...
En çok bu saatte, hep bu saatte
Vurur gözlerin,
Ve yine bu saatlerde,
Arsız bir saldırgana dönüşür özlemin...
Oysa sen kim bilir nerede? ?
kimbilir kimin teninde gezinmektesin?

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:23 PM
Bul Beni

Belirsiz bir bekleyiş
Hangi şehir,
Hangi mevsim
Bilmediğim bir yerde yürümektesin...

Rüzgara bırak kendini,
Nisan kokularına sor beni
Kiraz ağaçları çiçek çiçek
Bahar getirecek seni,
Biraz yorgun, biraz ürkek...

Hangi şehri solumaktasın,
Hangi göğe dalıyor gözlerin
Şehrimin caddelerinde aradım seni
Leylaklar henüz yeni bitmekte buralarda
******* hala biraz serin

Bu bahar gel bul beni
Umulmadık bir zamanda
düşsün adımların sokağıma
gül kokularını tut ellerinle
aşkı ansızın giydir üstüme
yokluğunda nasıl üşüdüğümü anlatacağım geldiğinde,
bu bahar gel bul beni ne olur
günler geçmekte
tutamıyorum ellerimle zamanı
üzülüyorum sensiz geçtikçe....

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:24 PM
Buzulsu bir Soğukluk

Kış soğuğu tutunan gözlerime
Ne sıcak bakışların eritir sarkıtlarımı
Ne ılık nefesin artık
Buzulsu bir soğukluk oturdu çoktan hücrelerime...

Bir keman çalıyorum şimdi senden uzak
Sana yakın bilmediğin bir yerde...
Tüm yarım kalmış notaların ezikliği çaldığım
Kırgın bir tını şimdi rüzgara bıraktığım...

Başlayamayan sözlerim vardı hiç bilmediğin.
Yazılmamış şiirlerim
Fısıltıların sessizlikte gürleştiği saatlere saklıydı gizlerim
Bir sürme gibi çekecektim gözlerine...
Buzulsu bir soğukluk oturdu çoktan hücrelerime..
Yalancı baharmış kirpiklerine tutunan çiçekler
Dün gece aniden ölüverdiler...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:24 PM
Bülbül ve Baykuş

Eskiden başka güzeldi kahve,
Şarap daha kırmızıydı
Güneş böyle yapışmazdı üstüme
Kuşların sesini işitirdim...
Çiçeklere toprak olurdu bağrım...
Ben miyim değişen Tadı mı değişti hayatın?

Bu kadar mı insafsız olur adına aşk dediğin,
Aşk şöyle dursun merhametin yok senin,
Gözyaşıma karışıp aktın gittin içimden
Ne istersin içtiğim bir yudumluk kahveden
Kuşları da susturmuşsun işte,
Sabah aldım haberi pencerede baykuştan
“Sesleri yok nicedir haber var mı kuşlardan”
Çattı kaşlarını “gittiler” dedi...
Ne de olsa onlar aşk şarkısı söylerdi...
Hayat kopmuş dalından gidişinle...
Belli ki yazık ölmüşüm ben de...
Yaşanacak yer gerek bana şimdi seninle...
Uzak olsun senden
Bir haberin gelir de yine öldürürsün sen...
Baykuş yeter bana, Bülbül seninle kalsın...
Sevdiğin her kadında beni anacaksın...
Bülbül'ün baykuşa döndüğü yerde
Ağlayacaksın...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:24 PM
Büyümesen BüyümeSEN olmaz mı

Büyümesen, büyüme sen olmaz mı
Ellerimde tutmak istiyorum seni
Dünya öyle kötü ki
Acıtırlar canını, üzerler canımı
Büyümesen, büyüme sen olmaz mı?

Yumak ellerine hiç kötülük değmedi hiç,
Gözlerin nasıl da huzur dolu
Sözlerinde sümbüller açıyor,
A oğul,
Saçların bir tutam cennet
Tut elimi oğul, yumuşacık
Büyümesen, büyüme sen ne olur?

Kirletecekler diye ödüm kopuyor,
Üzecekler seni
Biraz da suç benim
Fazla korudum, çok, çok verdim sevgimi
Hep sevgi isteyeceksin, hep
Yanlış mı öğrettim oğul
O dünyanın en az rastlanır şeyi...
Kolay sözcük gibi geliyor kulağa
Seni seviyorum, seni seviyorum...
Kiminin içi boş, söylendiği gibi asılır havaya
Büyümesen, büyüme sen ne olur?
Dilediğince veririm gerçek sevgiyi....

Uyu oğlum, uyu yanımda uyu
Yanı başımda
Zaman nasıl da hızlı geçiyor
Hiç istemiyorum, inadına büyüyorsun karşımda
Bir gün ayrılacağız...
Bir gün gideceksin...
Büyümesen, büyüme sen olmaz mı?
Tat, tuz yok oğul dünyanın ekmeğinde aşında...

Ömrüm uzuyor bir yandan “annişim” dediğinde
Bir yandan kısalıyor, eskilerin dar geldiğinde
Büyümesen, büyüme sen olmaz mı
Biliyorum a oğul...
Bir iki fotograf,
birkaç kırık oyuncak
kalacak ellerimde günün birinde...

Büyümesen oğul, büyüme sen,
O çocuk, hep olsun gözlerinde
Benim oğluşum, kalsın içinde
Kaç yıl sonra olursa olsun...
Hep tutacağım ellerini kırışık ellerimle
Yumak yumak....

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:25 PM
Cancağızı/Bengi Suyunu

Avcı otlarını biçme zamanı şimdi
Son kez akacak ağılar köklerinden
Bir bayıra ağacak umutlar
Bengi suyu gökten düşerken

Aldangıçlarına düşmeden yürüyeceğim,
Gün dikilirken
Bir çağıltı sesi duyulacak içimden
Bir ağartı yok olup gidecek kendiliğinden

Bulacağım bu gayyadan çıkınca onu
Cancağızı, bengi suyunu
Bulamaç olacak yüreklerimiz aniden
Sımsıkı avuçlayıp ellerini
Bir çıkrıkta eğireceğim aşkı yeniden...
Yok...yok.... düş değil anlattıklarım! ! !
Düş gücü değil.... SAHİDEN....

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:26 PM
Cennet Kokusu

Yalan oğul yalan bütün sevgiler, aşklar,
Gün gelip düşman olur en deli aşıklar.
Dalgalı bir deniz gibidir önceleri yürek,
Fırtınaya yakalanmış Sal gibi sendeleyerek,
Limana yaklaşır yavaş yavaş,
Ben diyeyim hayal! sen de gerçek…

Rüya mıdır, kabus mudur bitmiştir nihayet!
Aşk dediğin işte bu, bir yalandan ibaret…
Tek bir aşk vardır geriye kalan,
Onda ne riya, ne de yalan
Sana adanmış bir can.
Yaşamak acı olur yanında yoksan…
Seninle var olmuştur.
O ki ana yüreğidir. Kor kor yanan
Sonsuz aşka mekan

Gökyüzünde Tanrı vardır tapılan,
Yeryüzünde evlattır, bu duyguyu yaşatan…
Cennet kokusu nasıldır bilir misin oğul,
İşte o senin kokun,
Cenneti yeryüzüne taşıyan…
Cehennem! !
Cehennem ise, senin yokluğundur.



3 EYLÜL 2003 ÇARŞAMBA
10.55

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:27 PM
Cennet Kokusu

Yalan oğul yalan bütün sevgiler, aşklar,
Gün gelip düşman olur en deli aşıklar.
Dalgalı bir deniz gibidir önceleri yürek,
Fırtınaya yakalanmış Sal gibi sendeleyerek,
Limana yaklaşır yavaş yavaş,
Ben diyeyim hayal! sen de gerçek…

Rüya mıdır, kabus mudur bitmiştir nihayet!
Aşk dediğin işte bu, bir yalandan ibaret…
Tek bir aşk vardır geriye kalan,
Onda ne riya, ne de yalan
Sana adanmış bir can.
Yaşamak acı olur yanında yoksan…
Seninle var olmuştur.
O ki ana yüreğidir. Kor kor yanan
Sonsuz aşka mekan

Gökyüzünde Tanrı vardır tapılan,
Yeryüzünde evlattır, bu duyguyu yaşatan…
Cennet kokusu nasıldır bilir misin oğul,
İşte o senin kokun,
Cenneti yeryüzüne taşıyan…
Cehennem! !
Cehennem ise, senin yokluğundur.



3 EYLÜL 2003 ÇARŞAMBA
10.55

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:28 PM
Çiçek Özlerine Gizlenip

Bahar aylarıydı
Çiçek özlerine gizlenip
Soluduğumda içime dolduğun zaman...
Belki nisandı yağmur yağmur
Okşayıp geçişin dudaklarımdan...

Öyle derindi ki gözlerin korkardım
Yok oluşumun resmini çizerdi gözbebeklerin
Kısardın bakışlarını değince gözlerime
Dokunsan ancak bu kadar yakardın...

Nefesimi gizlerdim senden, içime çekerken seni
İçimdeki sessiz çığlığın boğazını sıkardım..
Tutardım kendimi, tutardım...
Oysa görsen içimi
alev nehirleri bir şelaleden düşer gibi
Soğuyarak ayaklarımdan akardın...

Ellerimiz yerli yersiz kaçardı birbirine
Çekingen dokunuşlara susamışlık bahane
Sıyırıp geçerdin parmaklarımı bir bıçak gibi
Ruhum soyunup bedenini tekrar giyinirdi,
An olamayacak o küçük dokunuşa bile yüreğim yenilirdi...

Gözlerimi gözlerinle sevişirken yakaladığımda
Ben hep susardım...
Sen giydirmeye başlardın beni,
Bir telaş takılırdı sesinin o okşayan rengine
Kimse görmezdi çıplaklığımızı
Sen bilirdin, ben anlardım yaşadığımızı....

Bahar aylarıydı
Çiçek özlerine gizlenip
Soluduğumda içime dolduğun zaman...
Belki nisandı yağmur yağmur
Okşayıp geçişin dudaklarımdan...
Kaç bahar geçti anımsamıyorum şimdi
Ama hiç unutmadım gözlerinle seviştiğimi....

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:28 PM
Dağ*Tepe*GÖLGE

Sevince, düşer göz kapaklarım benim
Mahsun
Korkular sarıp ısıtır ellerimi
Bilmem ki anların değerini
Yarınların peçeleri ürkütür beni
Kirpiklerim sıkı sıkı tutmaya çalışır uykuyu
Ama o tutunarak iner bir iki damla suyu...
Alıştım kendime,
aşkın tütsüsü ağır gelir şimdi nefesime
Hazır içimde söndürmüşken
Erken mi, geç mi olduğunu bilmediğim bir vakitte DOKUNMA kilitlerime...
Yakma içimdeki tütsüleri sevecen gözlerinle...
Sen yükseklerinde ne olduğunu bilmediğim dağ! ! !
Bense bir tepecik
Olur mu sence...
Bir tepecik tutabilir mi seni
Elleriyle...
Sen, bulutlarla sevişirken tan vaktinde
zirvenin sonsuzluğu vuruyor,
kayboluyorum üstüme vuran gölgende...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:29 PM
Damlalar....

Adımların hiç yolunu kaybetti mi ıssız bir sokakta
Senden ayrılıp yürüdüğü oldu mu bacaklarının
Yüreğin bir köşe başında durdu mu?
Ruhunun bedenine yük geldiği oldu mu hiç...

Gözlerin hiç sağanak yağmurlara tutuldu mu aniden
Bir anda herkes çekilmiş gibi yeryüzünden
İnce bir buza basar gibi oldun mu,
İrkildin mi nefes alıp verirken...

Yol kenarlarında yalnız ağaçlar vardır...
Etrafları alabildiğine bozkır
Yanından geçerken hiç ona benzettiğin oldu mu kendini
O yalnız ağaç gibi bir başına
Onu yerinden sökmek gelmedi mi hiç içinden
Bir ormana dikmek yeniden...
Ya da gecenin bir yarısı uykunu kaybedip
Gökte aradığın oldu mu?
Yıldızların birbirine uzaklığı
Öyle uzaktan, yarı solgun parlaklığı
Hiç içine dokundu mu?

Hiç yağmur yağarken pencereye düşen damlalara daldı mı gözlerin
Hangi iki damla birleşecek ve akacak çoğalırken
Ve hangisi kuruyup gidecek tek başına, güneş vururken...
Bilemeyecek hiç bütünleşmeyi
O donup kalacak işte, diğerleri çoğaldıkça akarken...

Sen hiç böyle oldun mu?
Ayaklarının altından yer çekildi mi?
Ya da yanaklarındaki damlalar birleşti mi
Durmaksızın...
Sen donup kalırken çoğalarak aktı mı gözyaşların
Pencereye vuran yağmur damlaları gibi işte
Onlar gibi
Tek başına kalan damlaların
Doğacak güneşi oldu mu parmakların...
Sen hiç böyle oldun mu?
Söyle oldun mu?

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:29 PM
Dayanama Ne Olur

Yaz akşamları geldi gelecek bir zaman sonra
Deniz yalayarak geçecek çıplak ayaklarını
Rüzgar bir öpücük bırakacak saçlarına
Ilık bir su damlası tutunur mu bilmem yanaklarına
Gözlerin bensiz, ellerin suskun,
Nasıl doğuracaksın güneşi sabahlarına,
İçtiğin bir bardak suya vuracak yüzüm ansızın
Hüzünlü bir sözün çınlayışı vurur mu bilmem kulaklarına
Yüreğinin bir yanı başka bir gökyüzü olacak
Hiç görmediğin kadar karanlık bir gece,
ne yıldızlar ışıtacak ne ay vuracak gözlerine
Kimsenin görmediği şimşekler çakacak içinde,
kimbilir kaç yıldırım düşecek ellerine...
tenini yakarken, içini üşüten garip bir ayazdır ayrılık,
tüm varlığıyla başka bir kimliği giydirecek yüzüne...
Dudaklarındaki tebessüm tanıdık gelse de,
geçmişteki senden bir gamzelik kırıntı olacak sende sadece
Yine de gözlerin suskun bir ayrılık olacak o vakit
Ayaklarına değen ılık denize inat, gözlerin soğuyacak, bir tuhaf dalga olup istemeden vuracağım gözlerine, unutulmaya inat, hiç bilmediğin kadar hoyrat...
İstemem seni acıtmayı, ne beni sensiz, ne seni bensiz yaşatmayı...
Bu yüzden, işte bu yüzden
Bir yaz akşamında yenilmeni isterim bana, deniz çıplak ayaklarını yalarken
Bir yaz akşamında yenilmeni isterim yüreğine
Ve bir öpücük kondurmak gamzelerine..
Dayanabilir misin bilmem, dayanama ne olur bensizliğe
Bir yaz akşamına beraber düşelim,
Yıldırımlar düşmeden ellerimize...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:29 PM
Deniz Üstü Yol Sana Kavuşmak

Deniz üstü yol sana kavuşmak
Dipsiz kuyuda çığlık atmak nefes nefese
Havaya asabilmek bir toprak parçasını
Ve bulutu indirmek yeryüzüne...
tükenmeyen umut sana kavuşmak
anlatılması güç bir bekleyiş,
Gece güneşin doğması demek
Ya da meyve vermesi
Kara kışta kiraz ağaçlarının
Ve yıldızların yağması demek avuçlarına
Bir saksı da doğabileceğine inanmak dolunayın...

İmkansızlık sana kavuşmak
Aniden yürümesi yeni doğan bebeğin
Ve konuşması ölü bir bedenin
Öyle bir şey işte
Rengarenk olması gibi gecenin
Pembe, mor, yeşil ve kırmızı damlaların yağması gibi
Yağmurda
Ölümsüzlük sırrı gizli sanki dudaklarında
Öyle bir şey işte
Anlaşılmaz ve asla yaşanılmaz..
Bir hayal
Görülmemiş bir düş bu güne kadar
Hiç uyunmamış bir uyku
Ve hiç uyanılmamış bir sabah
Ölene kadar...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:29 PM
DoĞURdum SeNİ

Doğurdum seni
Karanlıktı gece
Bir yıldız tuttu ellerimi
Asıldım tüm gücümle...
Kan boşalıyordu gözlerimden
ve çekildin damarlarımdan

hiç istemedim hiç
yürek bağı kopmasın dedim canımdan
böyle canımı yakmasan,
böyle ateşe vermeseydin keşke
her gece ürpertiydin içimde
hoyratça geziyordun,
eziyordun yüreğimi, eziyordun
bırakmadın ki başka çare
sözlerin eli bıçaklı bir orduydu
aç bir köpek gibiydi ihanetlerin
bin parça oluyordum
bir parça bile kalmıyordum.
Ele karışmıştı çoktan ismin
El olmuştun...
Azrail seni giyinmiş gibi üstüne
Bin kere ölüyordum
yoksa doğurur muydum ben seni
SÖYLE doğurur muydum?

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:30 PM
Dudaklarım Tutuyor Seni

Ağlıyorum,
Kendimi seviyorum böyle ağlarken...
Kendimle kalmışım
İçimi döküyorum işte...
Benden başka kim kalmış ki
Şu serseri alemde...
Hafifliyorum her damlada,
Her damla sen olup okşayarak iniyor yanaklarımı,
sonra
dudaklarım tutuyor seni...
Boynuma kadar iniyorsun bazen...
Yavaşlıyorsun tenimde,
Ardından gözeneklerim hapsediyor seni içinde...
Kendimi seviyorum böyle ağlarken...
Az şey mi ben de ben oluyorsun...
Her damlada can verip, yine doğuyorsun...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:30 PM
Dün Gittim Ben

Sustu gözlerim artık,
Konuşmazlar seninle...
Sözlerim, onlar da bitmiş.
Ben
Gittim
Dün gittim Ben,
Bugün gittim.
Gittiğinden beri, gitmekteydim..
Bilemedim geleceğini,
Bu dikeni bıraktım...
Senin Gül’ün yerine...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:30 PM
Dünü YARIN Yarını BUGÜN

Yok canım,
yok gülüm yok
Koşanı yakalamaya çalışır gibi halin
Yürümeyi bile daha öğrenmedin
Emekleyerek ne kadar gideceksin...

Yok canım
yok gülüm yok
Yanlış zamanlarda yanlış arayışlarda yüreciğin
Fırtınaya şemsiye açmaktasın
Elinde bir çıngırak ağlamaktasın....

Kışın ortasında papatya arıyorsun kırlarda,
Yaz gelince kaymak istiyorsun karlarda
Gerçek aşkı istiyorsun yalan olmuş dünyada
Yok canım
yok gülüm yok...
oyalıyorsun kendini yalanlarınla,

Zaman duruyor mu istediğin zaman
Akan su vazgeçiyor mu çağlamaktan
Yağmur sen istiyorsun diye mi yağıyor
Nedir istediğin dik kafalı hayattan
O seni dinlemez gülüm dinlemez
Sen ne dersen de, her seven sevilmez...
Gel vazgeç bu sevdadan
Vazgeç gökteki yıldıza salıncak kurmaktan
Yok gülüm yok
çocuk gibisin
Rüyayı gerçeğe çevirmek ister gibi
boş bir hayale gönül vermişsin...
İmkansızı istiyorsun,
en imkansızı bekliyorsun hayattan...
Hadi başla o zaman
Dünü, yarın, yarını bugün yapabilir misin?
gözünden akan yaşı bile durduramazken
kaderi nasıl değiştirirsin...
gel vazgeç, vazgeçmelisin...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:30 PM
Düş Sokağında

Yalnız seni getirir düşler,
Düş sokağında sevişiriz, düş sokağında kaynarız seninle...
Düş sokağı yanar, yangın yangın...
Düşlerim sen olur her gece,
Ve ben düşerim...
Bacaklarım götürmez beni geleceğe
Seninle,
Ayaklarım bilmez yürümek nedir...
Kaybolur gidersin düşlerimden...
Gözlerin düşlerim olur,
Dudaklarında uyur dudaklarım düşlerimde,
O dudakların,
Ateş toplarından yakıcı sözleriyle
Dağladıkça tenimi
Düşlerimde düşersin gözümden....
Sen düştükçe ben düşerim...
Ve ben yine düşlerim seni...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:31 PM
Elimde Siyah Bir Şal Kalıyor Ardından

Solgun akşamların ayazında
Kalabalık şehrin en kalabalığında
Yalnızım ben...
Üstüme üstüme geliyor yaşam
Çığlık çığlığa bağırıyor gök kubbe
Ve yer kayıyor ayaklarımın altından...

Yaşanmıyor kahrolası akşamlar,
Koyulaşan gecenin karanlığında
Onca açtığın yara kabuk bağladığında
Unutuyorum ettiğin kötülükleri
yüreğime açtığın oyuklardan
sessizce giriyorum içeri...
derinlere en derinlere iniyorum....
öyle karanlık öyle ürkütücü bir sessizlik
dönülmesi zor bir sensizlikte
kayboluyorum...

örümcek ağları sarkıyor bir yandan
bir yanda buzul çağını hatırlatan
sarkıtlar tutunmuş damarlarıma
donmuş kalmış göz yaşlarım,
kendi ayazında....
bir ateş yakıyorum gözlerinden
sönüyorlar az sonra...
unutmuşum rengini gözlerinin,
bir ateş daha yakıyorum öpüşlerinden
biraz olsun ısınıyorum...
az sonra sönüyor, üşüyorum işte yine
son bir ateş daha yakıyorum ihanetlerinden, yalanlarından
alevler sarıyor, boyunu aşar görsen, boyumu aşıyor
alevler
koyu bir grilik kaplıyor sonra ansızın, boğucu bir kara duman
siyah bir şal gibi sarıyor yokluğun
ağlayamıyorum....
Sessizce çıkıyorum yüreğime açtığın oyuklardan
Sessizliğinde gecenin
Sessizce boğuluyorum...
Elimde siyah bir şal kalıyor ardından...
Uyanıyorum...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:31 PM
Ellerimiz,,, Ne Güzeldi...

Ellerimiz ne güzeldi,
Parmaklarımız sarmaş dolaş gezerdi...
Avuçlarında sıktıkça ellerimi
Hissederdim yüreğimde
anlatmak istediğini,
derin derin nefes alırdın
öyle iç çeker gibi
en güzel gülüşünle gülerdin,
ve en güzel öpüşünle okşardın tenimi
en sıcağımdın,
en özlediğim,
en sevdiğim
en çok bildiğimdin o zaman
kendimi bilir gibi...
hiç bilmemişim oysa...
bilememişim seni,
gideceğini bilsem sever miydim seni...
......................................severdim yine
bilmezden gelirdim gideceğini
ellerini görünce şimdi
aklıma geldi
ellerimiz ne güzeldi...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:31 PM
Ellerini Getir Ellerini

Ellerini getir bana geçmiş zamanlardan
Hani güneşin yağmura, yağmurun güneşe
Bulandığı parmaklarından
Ellerini getir...
Koyu sancılarıma, kızıl yaralarıma dokun
Daha önce hiç dokunmadığın kadar,

Ellerini getir bana buruşmuş zamanlardan
İzleri silinecek tenimizden ayrılığın
Öptükçe, akacak dudaklarından
Hiç gelmediğin kadar gel şimdi
Sevilmediğin kadar sevileceksin
Ne kalmışsa üstünde benden bence
Sıyırıp atacağım kuytularından...

Sana seni fısıldayarak uyanacağım sabahlara
Ve sana sokularak ışıyacağım karanlıklara
Her yerim sen olacak, her yerin ben
Dayanamayacak yüreklerimiz anlık ayrılıklara
Ellerini getir bana buruşmuş zamanlardan
Hani güneşin yağmura, yağmurun güneşe
Bulandığı parmaklarından
Ellerini getir...
Koyu sancılarıma, kızıl yaralarıma süreceğim...
Sana beni, bana seni, hiç sevmediğimiz kadar
Sevdireceğim...
Ellerini getir ellerini....

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:31 PM
Eskisi Gibi/Sahileşecekler...

Pılını pırtını topladın o sabah giderken
Pusluydun,
Gözlerine düşüyordu hüzün
Som aşk diye yaşamadık mı gün ve gün
Şavkıydı yüzüme vuran yüzünün

Şimdi seyyah yüreğin savruk
Sapağında kaldım ellerinin,
Pekişen ama eksik bir şeyler var yokluğunda
Sabahları yüzümde geceden kalma bir ürperti saklanıyor,
Kokunu da koy demiştim bavuluna...
Almamışsın...
Sinmişsin üstüme
Elime, ayağıma,
Her sabah tavaf ediyor beni nefesin
Geceye gizlenip giriyor koynuma...

Baharı yaşıyor şehir bugünlerde gönlünce
Görsen! ! !
Ben tutuşturuyorum ağaçları köklerinden
Çiçekleri yoluyorum, korkutuyorum kuşları
Kızdırıyorum en çok da böcekleri ve o neşeli arıları
Sen yoksun ya! ! ! Kovuyorum baharı
Pencereleri açmıyorum içeri girecek diye
Bu sene kızgınım yokluğunu anlamayan şu coşkulu mevsime
Gerçek değil gördüğüm çiçekler,
Ve aslında yaşamıyor bu böcekler...
Sen yanımda olsan, gitmemiş olsan
Sahileşecekler
Eskisi gibi...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:31 PM
Felaketim Oluyor Her Gelişin

Ya tut ellerimi, ya bırak
Değilim ellerinde oyuncak
ya çık git dünyamdan Ya sev beni,
Dönme artık ne olur geri...

“Hayır”lar tükeniyor, seni görünce
Bir sözün, bir bakışın eritiyor sessizce
Bırakıyorum kendimi ellerine,
Çıkarıp havalara, çalıyorsun yüreğime
Ardından yerlere...

Bitmiyor eziyetlerin ve o linç edici sözlerin
Gideceksen durma git elbet diner özlemim
Görmesin artık gözlerini gözlerim...

Tekrar örüyorum her gidişinle yıktığın duvarları
Tövbeler ve feryatlar karışıyor, yürek harçlarına,
Onurum dikleniyor, gururum yeminler ettiriyor..
Sonra sen çıkıp geliyorsun, ne onur ne gurur ne duvar tanıyorsun...
Felaketim oluyor her gelişin ve ölümüm oluyor her gidişin...
Anlamıyorsun...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:31 PM
GeCE yaNIĞI

Anlamı daralıyor hayatın
Gece boğuklaşarak yavaş yavaş
Çöküyor omuzlarıma
Boşladı beni aşk kaç bahar geçti
Bir ağrı gibi oturuyor yokluğu şakaklarıma

Bir buğu gibi pencereye vuruyor geçmiş
Buluntu yaşanmışlıkları çiziyorum
Parmaklarımla
Çıkın ediyorum sözlerini
Çınlayışı sesinin vurdukça kulaklarıma

Çirkefçe çiseliyorsun gözlerimden
Debelenip duruyorum karanlığımda
Döküntü aşklar döllenmesin yüreğimde diye
Kaç kilit vurdum kapılarıma...

Gece yanığısın sen
Derinliği depreşen
Göğsümde açılan
Bir gizli yamasın....
Bitmez bu kanayış
Bin yama yapsam bile
Kanıksamıyor yüreğim söküyor yine
Gidişin ruh göçü bedenimden
yokluğun paslı bir hançer
Döndür ne olur beni kendime
Sen de dön gel...
Oluk oluk akıyor ömrüm
Zaman sürtük
zaman yosma
Yapışmış saçlarıma hasretin
Sürüklüyor uçurumlara
Bir sen şahdamarım, bir sen
Ah bir çıkıp gelsen
Şerbet olur döktüğüm gözyaşları
Bir sıcak şarap olur, bağrıma
Tutmuyor artık göğsüm yama...
Gel karış yine...
Gece yanığına...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:31 PM
Gece/Şehir/Ben

Önce güneşi yuttu,
Günü vurdu göbek çukurundan
Sonra peşi sıra bulutlar
Gözleri dehşet doluydu
Toz olup yağdı yıldızlar...

Karanlık bir orman uğultusu
Sokaklar...
Kurt ulumaları yalnızlığımı
vuruyor yüzüme gölge olup duvarlar..
Ayrılık uyandı uykusundan...
Soyundukça soyuluyor yaralar...

Yarasa çığlıkları kulaklarım
Sokak lambası ürkekçe titriyor karanlığımdan
O da sönmek istiyor
Geçerken yanından...

Şehrin her karışı ıslak gözyaşımdan
Her köşe başı uçurum
Çiyanlar sokuyor ayaklarımdan
Derin çukurlar açmış yokluğun
Tuzaklar çığlık çığlık derinleşiyor
Bir şey tutup çekiyor beni kolumdan....
Geceye düşüp kalıyor bir ceset
Ölü bir beden yığılıyor
Umutsuz yarınından...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:31 PM
Geçiyor Olacak

Süreceğim seni bu topraklardan,
Çetin bir savaş olacak
Ordularım seni yenecek elbet
Taş üstünde taş kalmayacak....

Süreceğim seni,
Ardına bakmadan kaçacaksın,
Sözlerini de vereceğim ateşe,
Gözlerini de vuracağım tam ortasından
Tek bir iz, tek bir nefes
ve bir yalandan ibaret olacaksın...

Öyle kara ki gözüm korkmuyorum senden
Yüzleşeceğim o onursuz yokluğunla
Kalleş kurşunların işlemeyecek bağrıma
Çelik bir yelek gibi giyeceğim ihanetlerini üstüme
Ve vuracağım seni gülüyorken yüzüne...

Süreceğim öyle bir gidişin olacak ki....
Yalpalacak bacakların,
İçime kurduğun o hasret köyünü de tutuşturacağım
Tutuşacak sana dair ne varsa,
Alev alev yanacak hatıralarım
Ve alev alev yanacak bağrım
Ağlamayacağım sen giderken...
Süreceğim seni toprağımdan
Silip atacağım ne var ne yok, yakıp yıkacağım, savuracağım rüzgarın kollarına
Bu topraklarda esir olarak bile duramayacaksın sen...
Sürgün sevdaların en ağır işkencelerine sürüyorum seni ben
Şafak karanlığı parçalarken göğsünden,
Geçiyor olacak deli bir sevda gökyüzünden...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:32 PM
Gel Seni Giyineyim

Öyle çıplağım sana
öyle savunmasızım
Sen kalın örtülerin ardından
Göz kırpmaktasın...
ne kadar çıplaksam ben
O kadar giyiniksin sen
Kapamalısın önce gözlerini,
Soyunmalısın...
Dokunmalısın, dilediğince,
Ağlamalısın indirmelisin göğü yerlere
Ben soyundum sana...
Sıyrıldım utancımdan,
İşte ellerindeyim...
Çıkar at korkunu da
Gel seni giyineyim...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:32 PM
Gelincikler...

Davullar çaldı evlerinin önünde
Halaylar çekildi o gece
Askere gidiyordu Mehmet
Hakkari Yüksekova’ya
Yetim kalmıştı küçük yaşta
İki kız kardeşi vardı
bir de yaşlı anası Fatma
Köyün bir okulu vardı derme çatma
Ancak beşinci sınıfa kadar okuyabildi
çobanlık yapardı, dağda bayırda
Arada şehre inerdi Mehmet
Sıvacılık yapardı elinde mala...

Gözleri dolu doluydu o gece,
Kızkardeşi Nurten ağlıyordu sessizce
Nurgül içine kapanıktı,
Kolay akıtamazdı gözyaşlarını
Anasının beti benzi atmıştı...
Davul sesleri gümbür gümbür yüreğinde
Geçmişe gitti, dalarken gözleri halay mendiline...
Oğlu Mehmet’in doğumunu hatırladı
İlk adımını, “ana” diye korkuyla ilk haykırışını
Gizlice tülbentine sildi gözyaşını...
Babası da görseydi Mehmet’lerini
Bu katmerli acı hafiflerdi belki...
Bir yumru büyüdü içinde
Bir şeyler çözülüyor gibi dizinde...

Sımsıkı sarıldı evladına, Mehmedine
İçine akan gözyaşı konuşturmuyordu
Mehmet anladı anasının bakışlarından
Fatma Kadının içi cayır cayır yanıyordu
Eğildi kulağına
“ana” dedi.. “üzülme, ” hakkını helal et”
şehit düşersem bile gözyaşı dökme”
İyi bak, nurgül’e nurten’e...
Ve son kez baktı gözlerine, tüm bir geçmişi bir bakışa sığdırır gibi
Ardından hızlıca bindi trene....

Anası Mehmedin ardından yığıldı banklara
Acı bir feryatla inliyordu tren
Son vagonu da, veda ederken gara
Karardı gece, karardı...
Günlerce ağladı Fatma Kadın,
Ciğeri sızlıyordu...
Ne yemek yiyor, ne uyuyordu...
Oğlu, Mehmet’i,
çok severdi ayranlı aşı
Taze soğan, lavaşı
O gittiğinden beri yiyemiyordu...

Yüksekova’da Bir sınır karakoluna gitmişti Mehmet,
Sarp dağlar, göz alabildiğine ayrılık fısıldıyordu...
Bazen anasının yüzü düşüyordu ufka
Ne yapıyorlardı acaba
Ya kimsenin bilmediği, anasına bile söyleyemediği
Gülizar... Ya o özlüyor muydu acaba...
Bir daha görebilecek miydi gülizarın kara gözlerini
Son gece gelememişti gülizar asker uğurlamasına
Dedikodudan korkmuştu...
Erkenden başını döşeğine koymuştu
Ağlamıştı,
uğurlayamamıştı bile ilk aşkını....

Günler hep böyle geçti onlar için...
Derken mektubu geldi Mehmet’in
Anası elleri titreyerek açtı
Nurgül’e uzattı mektubu
Kelimeler hece hece kimbilir kaç kez okundu...
Burnunda tütüyordu anası, bacısı...
Laf arasında sormuştu gülizarı
Selam yazmıştı, ilk kez o gün anladı anası
İyiydi Mehmet, “çok özledim anam” diyordu mektubunda
Geleceğini yazmıştı kurban bayramında....

Anasının içi biraz olsun rahatlamıştı...
Gülizara da haber yollamıştı...
Nurten götürmüştü abisinin selamını
Gülizar, Mehmedine sarılır gibi Nurtene sarılmıştı...
Yanakları al al...

Ramazan ayı geldi derken...
Her geçen gün Mehmet’in gelmesi yaklaşıyordu...
Anası oturup pencere önüne
Hayale dalıyordu...

O sabah........
Ahhhh o sabah....
Kara sabah
Lanet sabah
Anası içi yanarak kalktı yatağından
Mehmet”i o gece hiç gitmemişti rüyasından
Bir gelincik tarlasını kazıyordu...
Gelincikler kırmızı bir su gibi ayaklarından akıyordu....
Dualar etti içi yanarak...
Ah keşke mümkün olsaydı oğlundan bir haber almak....
Aradan kaç saat geçti bilinmez
Dalmıştı Fatma Kadın oturduğu yerde...
İrkildi hızla çalan ahşap kapının sesiyle
Bir ateş düştü içine...
Bir ateş....

Ayakları hızla kapıya doğru götürdü onu...
Kim o diye seslendi
Kapıda ki ses “Ana Mehmet’in arkadaşıyız” dedi...
Fatma Kadın kapıyı açtı...
Askerler, Mehmetler,
Sustular...
Sustular...
Mehmet nerede diyecek oldu Fatma Kadın
Bir jip daha geldi kapıya
Komutanları indi düşük omzuyla...
Fatma ana o an anladı içindeki bu garip hissi,
Oğlum, Mehmedim diye inletti gelincikleri
Mehmetler girdi koluna
Mehmetler.....
Ana dediler... Şehitler Ölmez...
Mehmetler ölmez...
Konu komşu Fatma kadının acı çığlıklarıyla inliyordu şimdi
Mehmetin gezdiği dağlar ağlıyordu...
Gülizar yere bıraktı kendini
Çığlıklar yüreğini dağlıyordu...
Fatma Kadının Mehmedi, bin parça olup düşmüştü
Gelincik olup saçılmıştı, kahpe ellerin mayın koyduğu toprağa,
Ateşler düşmüştü Fatma kadının bağrına
Mermiler sıkılmıştı, Nurgül’e, Nurten’e, Gülizar’a
Mehmeti kavuşmuştu babasına
Bir demet gelincik gibi
Ölmemişti Mehmet,
Uzanmıştı bir gelincik tarlasına....
Mehmetler, gelincikler...
Hiçbiri ölmediler...
Ölmediler...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:33 PM
Gezinmekte Aşk

Ölüm nedir ki,
Er geç gelecek olan.
Günü belli değil
Bilen var mı ne zaman...

Düşün ki biliyorsun o günü,
Düşün ki işliyor zaman...
Geriye döndükçe akrep ve yelkovan
Ne götürürsün ki yanında
Dünyadır yine dünya da kalan...

Götür beni de desem alabilir misin yanına,
Gitme kal desem? kalabilir misin hayatta,
Kalırsın en saklı kuytumda,
Bir hayalden ibarettir yaşanan..
Ne gören olur yüzünü, ne sesini duyan...

Olsun, varsın öyle olsun...
Sen her yeni nefeste, nefessin
Her yeni çiçekte çiçek...
Yeni sevdalarda, yeniden dirilirsin...
Gün gelir bir çalgının tellerinde söylenirsin...
Gün gelir dudaklarda dillenirsin...
Sen aşksın...
Ferman dinlemezsin...
Var oldukça kıvrak dünya
Benden ona, ondan bana, candan cana gezinirsin...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:33 PM
Gidip de Geleni Yok Gülüm Bee! ! !

Unutulmaz yüreğine işlediysen bir kere,
Unutulmaz a canım. Unutulmaz be
Ilgıt ılgıt bir rüzgar olur,
Yüreğinde kor olur da
Ölemezsin bile...

Öyle keskin bir bıçak olur ki sevda
Sıkıysa uyu hele, kapa gözlerini,
Nerdee..
Ne uyku, ne yemek, ne içmek
Canından geçersin de, ondan geçemezsin yine...

Kuru bir bataklığa döner yüreğin a canım.
Bir kış gününde kuş uçmaz kervan geçmez karlı bir dağa döner...
Kurtlar iner gece olunca, uluyarak gönlüne,
Korkarsın, sinersin yine kendi içine...
Isıtırsın kendini, kendi ellerinle...

Yüzün güler mi a canım, gülmez be
Gülse de acı olur tebessüm,
Oturursun bir aynanın önüne,
Sayarsın çizgileri, koparırsın akları,
Yağarsın yağmur gibi kendi kurak iklimine...

Sen sen değilsindir yabancılaşırsın kendine,
Ve yabancıdır aşklar sevdalar dokunuşlar tenine,
Bir bilinmez zamandır ve dönülmez bir yoldur artık vardığın
Dönemezsin a canım, dönemezsin dününe...
Varacağın yer de bir tek sen kalırsın yine seninle...
Bilinmez bir sondur sonrası gidip de geleni yok gülüm bee! ! !
Yaşamayı yaşatmayı bildinse Ölmeyen bir sevda kalır senden geriye,

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:33 PM
Gittin/Sustum

Derin bir boşluk, derinlerde seziyorum.
İçimi dağlayan bir garip his,
Kimsesizlik,
Özlem,
Ağlamak istiyorum,
Ne kadar da doluydu içim sevgiyle oysa, kollarındayken
Gittin!
Öylece bırakıp gittin!
Kısacık anlar mıydı bana ayrılan ömründen?
İçimde başlattığın yangını dindirmeden,
Beni bölerek gittin.
Dün gibi gittin, geçmiş bir ömür gibi
Gittin!
Öylece bırakıp gittin beni...
Nefesimi götürdün giderken,
Parçalandım, kırılıp döküldüm yürürken.
Dudaklarımda hala ıslaklığın varken
Ve
Ellerinden kalan yanık izleri tenimdeyken, gittin
Yine kayboldun, o kalabalık şehrin yollarında, kayboldun.
Neden kendini de almadın içimden?
Sökmedin kokunu tenimden?
Gittin!
Dudağıma dizilen bir yığın sözcük vardı oysa!
Bütün bir gök, yıldızlarıyla toprağa değmiş gibiydim, kollarında.
Sözcükler büyüyü bozacak gibi,
dudaklarını dudaklarımdan koparacak gibi,
Sustum...
Öylece seyrettim gözlerini,
Özgür bıraktım gözlerimi.
Benim yerime, anlatsınlar sana beni
Ama sen!
Gittin!
Aşk iki saate sığar mı zannettin?
Bir öpüş, bir dokunuş yeter mi?
güneşin dünyayı öpmesi gibi
Dudaklarımda izini bırakarak gittin.
Oysa ben yıldızları toprağa değdiğinde sevmiştim.


2004

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:34 PM
Gök YOLU/İSTerSEN

Bir gök yolu ışıl ışıl üstümde
Az öte de dolunay
Gökte varaklı bir süsleme...
Siyaha inat, geceye inat yıldızlar
Her birinde bir başka gülümseme

Dem zamanını vuruyor saat
Beni çağırır gibi
bir inilti çarpıyor göğüs kafesine
yokluğunda dipsizleşiyor gece...
bir bağlamanın telleri gibi damarlarım
tezene olup vuruyorsun yüreğime
kaç güfte çıkardın benden
kaç hasret türküsü yazdın hücrelerime
gece olunca geliyor ilham
bir kanun, bir keman, bin çalgı oluyorum ellerinde...
hevesin geçiyor az sonra
atıyorsun beni ısırgan otlarına
dağlanıyorum, yanıyorum gece olunca
kara bir kılıf geçiriyorsun üstüme
yalnızlıktan dikilmiş dikişleri de...

yosunlar sarkıyor göz pınarlarımdan
küflenmiş ellerim, ayaklarım
paslı yüreğim
geniş değil mezhebim
zehirli bir sarmaşık da olsan
yine de seni yeşertmekteyim
ecel beşiğine yatırıyorsun beni
uyu diyorsun kapatıyorum gözlerimi...
ama eğer....................! ! ! !
İSTERSEN;
Yeni bir beste yap benden,
hasrete inat, gidişine inat, sevincim tutunsun gök yoluna
ak köpüklü dalgalar vursun yosunlu göz pınarlarıma
kavuşmuşluğumuzun
yankısı vursun dolunaya
......................................istersen...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:34 PM
Görülmedi Tarihimde

Sizi diledim dün gece saat 12’yi geçe
Secdeye koydum başımı
Saatlerce
Tutulup kaldım öyle
Bir kez daha, bir kez daha yalvardım
Sessiz bir çığlık karıştı gökyüzüne,
İçtendi dileklerim
koptukça yüreğimden size dair hislerim
dağlanır gibi acıdı etlerim...

Sizi diledim dün gece saat gece yarısını geçe,
Uyuyordu konu komşu
Sokak lambasının bile ışığı sönüyordu
Rüzgar uğuldamaya korkuyordu
Ben uyumadım
Uyuyamadım
Diz üstü oturdum yatakta
Saatlerce asılı kaldı ellerim
göğün en karanlığında
Ne bir ağrı ne bir sızı
Yine de olmadı kollarımda

Sığındım gecenin gölgesine,
Gözyaşlarım takılıp kaldı kirpiğime...
Tutunup yokluğunuzun dikenli tellerine
Sizi nasıl sevdiğimi fısıldadım meleklere
Sizi dilendim dün gece saat gece yarısını geçe,
Öyle sessiz bir çığlık
Öyle içli bir yakarış görülmedi tarihimde...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:34 PM
Göz Olalım Yüzünde

İki yıldız...........
“Göz olalım yüzünde” demişler....
Güneş doğmadan inmişler.
Ay ayaklanmış,
Fırlamış yatağından
“Ne oluyor yıldızlar kimmiş sabaha doğan”?
Öğrenince geleceğini
Tenine katmış ay da kendini
Güneşi kaldırmışlar...
Vaktinden önce
biraz kızmış “uyandırmayın beni” demiş edepsizce
ay eğilmiş kulağına güneşin,
geleceğini söylemiş dili döndüğünce
bir avuç koparmış göğsünden
“yüzüne yerleştirin bunu gidince”....
“kamaşsın gözler onu görünce”....
bulutlar da ellerine ayaklarına katmışlar hamurlarını
içine de baharı, nisan yağmurlarını
küçük bedenine kocaman bir yürek sığmış
onur, gurur, sevgi, şefkat, vicdan, duygu
birbirine tutunmuş....
yaradan özenmiş sana, yaratırken
evlat ki cennet kokusundan esinlenen
onurun en büyüğü
her şeyim
Daha ne diler yaratandan yüreğim
Sen varsın ya....
CAN’sın ya....
Göçsem de ömrün bittiği yerde
Islanmasın kirpiklerin bir kere bile...
Ben her yerdeyim...
Ay tenlim, güneş yüzlüm
YÜREĞİNDEYİM
İÇİNDEKİ SESTEYİM...
Helal dir sana sütüm,
Helaldir emeğim
Helaldir ekmeğim
Yeter ki gülsün, yıldız gözlerin...
Hakkımı helal ettim bin kere helal
Milyon kere helal bebeğim...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:34 PM
Gülüm

Yalnızlığın gölgesi vurunca duvarlara,
Sağanağında kalıyorum acıların,
Tutunmak için çırpınsam da hayale,
Elimi uzatıp tutamıyorum...

Bir yanımdan coşkun sular akıyor,
Bir yanım, uçsuz çöllerde onu arıyor,
Yüzüm çoğu zaman gülse de dostlara
İçimde bir yara var, kanadıkça kanıyor...

Sorgular bitmiyor, ağ örmüş beynimde,
Ellerin ah aşkım, söyle hangi ellerde,
Belki şimdi bilmediğim bir yerde,
Beni de sevecek, beni arıyor...

El açıp dua ediyorum yüce rabbime,
Bazen de ağlıyorum, ömürden gidene,
Kimseye güvenme gülüm desem de,
Ümitsiz olmuyor, yalan alemde...

Dünya uymuş bir kere şeytana sanki...
Aşk, sevgi yok gülüm inan ki...
Diller çok şey dese de sanma ki!
Gözler de asıl gerçek yatıyor...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:34 PM
Güzel Gözlü Şehir İSTANBUL

Güzel bir kadın gibi,
Uzanmış sere serpe
Avrupa’dan Asya’ya vuruyor nefesi de...
Mavi gözlü bir şehirsin sen...
Yeryüzünde yok gözlerinin eşi de...

Çılgına dönmüşler gözlerin uğruna
Çılgına...
Ne sultanlar, ne krallar girmek için koynuna
Akıtmış ne kanları,
El süren olamamış o güzelim gerdana
Gelmemiş evlatların nice kahpe oyuna...

Güzel bir kadın gibisin,
Yıllanmış şarap gibi...
Tenin bambaşka, kokun bir başka senin,
Her yanın ayrı bir aşk, adın şiir, adın şarkı
Adın istanbul senin...

Ah benim mavi gözlü dilberim,
Aşk şehrim,
Bolluğum, bereketim,
Anlat geçmişini çocuklarına,
Savaşları, aşkları, doğurduğun kadınları,
Büyüttüğün erkekleri,
Gerdanına takılan ziynetleri.
Çırağan’ı, dolmabahçeyi,
Elmas ışıltılı kapalıçarşıyı,
Aşkın kalbi kız kulesini
ve tarihin ruhu
Ayasofya’yı....
Tut elimden narin parmaklarınla
Götür beni Sultan Ahmet meydanına...
Şükretmek istiyorum bugün yaradana
dualarım kanatlanıp uçacak;
Ulu Atatürk’e Fatih Sultan’a

Doğurgan, cefakar, nazlı kadınım benim...
Yatır beni bir sahil kenarına
Ah, uyanmak seninle şafak yırtarken karanlığı,
O deniz kokun, o mavi gözlerinle, o büyülü nefesinle
Uyanmak.
Şarkılar yazmak istiyorum sana,
Ve şiirler okumak istiyorum,
Esinti ol vur bugün dudaklarıma
Martılar takılsın bırak,
Bırak
Takılsın saçlarına....



Hey güneş, akşamı bekliyorsun akşamı,
Yavaş yavaş yaklaşacaksın kadınıma
sokulacaksın bir kızıl renginde İSTANBUL”uma


kadınım, namusum, İSTANBUL’um
dokunmak isteyen olursa sana!
durma! ! !
haber sal martılara
Ben Fatihin torunuyum, Ata’nın çocuğuyum...
adın İSTANBUL senin...
sana dokundurur muyum?
Bir avuç toprak olup serilsen de üstüme,
ruhum ayaklanır, tutsak ettirmez seni
el değdirmez kahpece o güzelim tenine...
İSTANBUL hadi tutun kızıl ateşe,
Sarıl güneşe...
ÖZGÜRCE....

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:36 PM
Hasret Kokuyorsun

Hasret kokuyorsun,
Gözlerin hasret fısıldıyor...
Ellerin sabırsız, ellerin telaş içinde,
Söyle hadi, hasretim seni ne tutuyor...

“Kadınım” diyorsun bir yandan,
Öbür yandan kaçıyor,
Bir elin okşarken saçımı,
Diğer elin çekiyor...

Sevişler bittiği yerde senle tekrar başlıyor....
Kelepçe olmuş tutkular,
Korkuları bağlıyor...
Bıraktım ben kendimi,
Bana dair ne varsa, seninle azalıyor...
Sen çoğalmaktasın...
Bir hükümsün boynumda,
Umut senin koynunda,
Benden bir iz arıyor...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:37 PM
Hayata Bakış

Bir bebeksin şimdi, büyüyeceksin
Mayası aşktan, unu sevgiden, canı candan gelen
Farkında bile değilsin dünyanın bebek
Öğreneceksin yavaş yavaş, acıyarak kimi zaman canın,
Kimi zaman gülerek.

Gözlerini açtığın, sonsuz bir boşluk gibi şimdi sana
Hayal edemeyeceğin neler var bir bilsen hayatta
Sevgiler, aşklar, acılar, mutluluklar yaşanır
Güneş doğar, ay batar, ay doğar gün kaybolduğunda
Dünyanın düzeni düzensizlik aldanma güneşe ve aya

Öğreneceksin sen de günü geldiğinde,
Bağrıma bastığım,
Sevgiyle büyüttüğüm küçük meleğim,
yaşama nedenim,
Öğreneceksin acımayı, acıtmayı
Tanımak zordur küçük bebek gerçek hayatı
Başka başka yolcular çıkacaktır önüne,
Kiminin yüreğinde ayazlı gece
Kimileri garip bir bilmece

Çözmeye çalışma her gizi kendince
Yüreğinin sesini dinle,
İçinde yalnızca sevgiyi büyüt
Kalbinden çıkan sevgi
Yayılsın tüm çevrene
Her ne olursa olsun üzülme
Feda olsun dünya
Senin o bal rengi gözlerine

20.AĞUSTOS 2002 SALI 10.18

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:37 PM
Her Ayrılık Ayrılık Değildir Sevgili

Ötelediğimiz kavuşmak şimdi
Ansızın olsun istemiyoruz mu ne?
Her ayrılık, ayrılık değildir sevgili
Bir kor yanmaya başlar yeniden bittiği yerde

Yan yana geldiğimiz anlar,
Geçmişin yanında ne kadar az
Ve yoğunlaşmış duygular,
geçmişte olmadığı kadar
Başlangıçlarını hatırlıyorum da,
Unuttuğumu sandığım tüm detaylar,
aşkı savuşturmalar, içimi acıtmaz sandığım
hani birbirimizi okuduğumuz bakışmalar...
Aynen şimdi baktığın gibi bakardın o zamanlar...
Her ayrılık, ayrılık değildir sevgili
Gün geçtikçe öğretir ne kadar sevdiğini ve sevildiğini....

Gidişlerinde, kapıdan çıkınca bir uçurumdan düşecek gibi bakıyorsun
Ya da bir daha geldiğinde beni bulamayacakmışsın gibi
içindeki çatışmalardan sekip gözlerine düşen ateş parçalarını saklayamıyorsun...
Ben de öyleyim, senden ne bir fazla, ne bir eksiğim...
Aslında eksiğim, tek eksikliğim gidişlerin, anlıyor musun?
Her ayrılık, ayrılık değildir sevgili....
Bu kez belki de aşk değil, AYRILIK YENİLDİ...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:37 PM
Her Bitişte

Bitti sözlerin işte
Ben demiştim
Biter
Bıçak açmaz olur
Konuşan dudakları
Karşında görürsün
Elini uzatsan dokunursun belki de
Göz görmez aradaki uçurumları
Onca yakınlığın içinde
Bir tek yürek atar iki ayrı bedende
Ardından koparsın
İkiye bölünür tek yürek
Biri sende biri gidende...
Öyle yavaş olur, öyle hızlı olur anlamazsın
Sonunda
İki yabancı kalır
Her bölünüşte
Ve her bitişte...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:37 PM
Hiç Gelmeyecek Gibiydi Gidişi

Yok kokulu bahara
Açılmış pencereler
Çiçeğin özü
Başlamış emzirmeye
Doygunluğa erişmiş
Bir bir böcekler....

Uğur böceği eteğinden
Tutarken çiçeği
Kararsız senin gibi
Gitmek de değil sanki istediği

Çengi dansı başlamış kırlarda
Rengarenk giyinmiş hepsi
Kırmızı, mor, sarı çiçeğin elbisesi,
Rüzgar elinde bir keman,
konduruyor her birine şevkle aşk busesi...

Dönmüş gelmiş, bahar
Hiç gelmeyecek gibiydi gidişi
Örümcek ellerine almış ağını
Dokuyor saçak altı evini

Cıvıltısı sağır ediyor kulaklarımı
Bu coşkunun,
Bükmüşüm boynumu
ak biraz
dorukların tepesi
çaresiz bekliyor kar
birazdan ağlatacak güneşi

bu şenliği severdim bilirsin,
leylakların lilası, papatyanın beyazı
düşerdi yüreğime
çiyli bir koku çökerdi nefesime
bu bahar boynum önümde,
hiçbir kıpırtı yok bende...
ne tomurcuklarım doğurmaya hazır çiçeklerini
ne de dallarım bekliyor uğur böceklerini
sensizim...
bahar gelmiş,
hiç gelmeyecek gibiydi gidişi
Senin gibiydi...
Döndü geldi, görsen nasıl mutlular şimdi! ! !
Ama Sen yoksun...
Ben nasılım biliyor musun?
Düşünsene; ................
tüm ağaçların çiçek açtığı
kırların çengi danslarıyla coştuğu,
gelin böceklerinin çim yataklarda seviştiği,
aşk mevsiminde;
Kuru kupkuru,
ince,
kırılmış dalları yerde
bir ağaç gibi....
Tutunmaya çalışıyor köklerim...
Derin bir iç çekiş oturup yüreğime
Bekle diyor.... bekle.....! ! !
Belki seneye,
kutlarsın baharı sende...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:37 PM
Hiçsin Sen

Sokaklar insan seli,
Birbirine karışıyor kadını erkeği,
Kazılmış binlerce mezar,
ve sayısız dua okunan
Ve ardından rüzgarın sesi.
Kadınlar doğurmakta bir yerde,
Her açılan rahimde bir bebeğin nefesi
Ve yine ardından rüzgarın sesi,
Bir ana, süt kokuyor memesi
Kucağında bebesi, büyütmekte zaman
Yutmakta..... ve de....
seni beni herkesi.
Ölüm feryatları, acı çığlıkları ve mutluluk gözyaşları
Yaşam hamuruna katık bunların hepsi...
Dün, bugün, yarın....... ömrün aşktır belki de doğarken ilk hevesi,
Sen, sen böbürlenen insancık,
küçük bir kum tanesi,
Belki bir su zerresi.
Büyüklüğün benim,
Benim seni yücelten,
Sevdayı bırakınca elimden
Şu sonsuzlukta koca bir hiçsin sen...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:37 PM
Hikaye

Herşey bir aşkla başladı küçüğüm,
Sana giden bir yolda
Karşılaştık babanla,

Yüreğimiz bizi sana kadar getirdi sonunda,
İki ayrı yoldan gelmiştik oysa,
iki ayrı bebek doğmuştu,
Gün gelip aşık olacaklarından habersizce
İki ayrı hayat geçmişti,
Ben biz olmadan önce,

Senin kaderin bizim dünyaya göz açışımızla başladı aslında
Daha o günden senin için de yer ayrıldı hayatta
Adı bile konmamış, hayali bile kurulamamıştı o yıllarda
Bunca yolu senin için geldik
Aşkın gücüyle sahip olduk en değerli varlığa

Senin için de biri doğdu bilmediğimiz bir yer de
Belki de doğmaya hazırlanıyordur şu günlerde,
Gözleriniz buluşacak o büyük gün gelince,
Birbirinizin ismini heceleyecek kalp atışlarınız sessizce,
Kimi zaman içini acıtacak hislerin,
An gelecek göklerdeki bulutlar gibi sislenecek gözlerin,
Onun mutluluğu senin mutluluğun olacak,
Siz güldükçe güneş yeniden doğacak,
Elleriniz birleşince sevgiyle,
Gece gündüze, bilinen bilinmeyene karışacak,
Bir nehre akan iki ayrı şelale gibi
Yüreğiniz birbirine akacak.
Küçüğüm benim,
İşte bu aşkınızdan
Yeni bir aşk doğacak,
Senin gibi…
Aşkların en güzeli,
Hayatta ayrılan yerini alacak….
Benim minik canımdan
Yeni bir CAN olacak.

13 MART 2003 PERŞEMBE 15.12

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:37 PM
İç Çekiş/Kahpece

Her iç çekiş ayrılıktır biraz
Ve biraz hüzündür
İçine sığdıramadığın kadar büyük gelir yaşadıkların
İç çekişlerinde gizlidir dokunup kaçan yüzler tenine
Ya da dokunup kaçtıkların, başka bir güne....
kemikleşmiş hüzünlere takılır nefesin geçerken boğazından
ne almak mümkündür nefesini ne de geri vermek
ne geçmişe dönmek ne geleceğe gülmek...
tüm gizlerinin,
kırık dökük yaralarının,
yarım yamalak anılarının
çırpınmasından başka bir şey değildir...
Her iç çekiş ayrılıktır biraz,
Çaresizliğin zamansız sesidir...
Çıkın ettiğin ne varsa, derleyip toplayıp
Dağılmasıdır ansızın yüreğine
Suyun üstünde taşı sektirmek gibi
Dalga dalga vurmasıdır seni sen yapan geçmişinin tüm benliğine

Her iç çekiş anımsamaktır biraz,
Silinmeye yüz tutmuş anıların üzerinden geçmektir...
Bir nefeste...
Ve her iç çekişte tazelenir yaşadıkların
Kahpe bir oyundur belki de...
Yalnızca, aşktır hatırladıkların
Kötü, çirkin sahneler boğulmuştur çoktan
En haklı olduğun anları bile unutursun
Haklı çıkarmak adına aşkı hiç yoktan....
Acıtırsın canını kendi kendine
Oysa...............
İç çekişlerin ne geçmişe döndürür seni
Ne de gönderir geleceğine...
Kahpe bir oyundur
Sinsi bir çığlıktır,
Çaresizliktir sadece....

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:37 PM
İHtiLAL olma İHtiMaLİ

Ne ihtilallere baş kaldırmıştı
Postal sesleri bir çığlık gibi rüzgara karışmıştı.
Ne ihtilaller yaşanmıştı yüreğinde
Ne ihtilaller ki tarihine kazınmıştı...
Ama gözleri başkaydı,
Tüm ihtilallerin ihtilal olma ihtimali bile kalmamıştı....
Gözleri en ihtilaldi...
Yönetimi yüreğinin gözlerindeydi...

Bir işkence girdabında bedeni kıvranırdı,
İktidarı elinden aniden alınmıştı.
maviyi geçilmez kılan dikenli teller gibi
kirpiğine asılmıştı..
Bir ihtilaldi gözleri,
Tüm ihtilallerin ihtilal olma ihtimali bile kalmamıştı...

Güle oynaya vermişti yönetimi avuçlarına
Teslim etmişti bedenini, tenine çarpan okyanusa
Zevklerin hücresine kelepçeliydi elleri ayakları
İnleten ruhuydu kayalıkları,

Bir ihtilaldi gözleri
Ani bir devrilişti,
Aşk dört bir yandan bağlamıştı gerçeği
Gül kokusu saklıyordu omzunda apoletleri
Aşka yenik bir yüreğin son gülümsemesi
Hıçkırığı okşar gibiydi yanaklarında gamzesi
Direnecek gücü yoktu yüreğinin,
Her hücresi birine bağlanmıştı saç tellerinin
Öyle bir ihtilaldi ki varlığı,
.............
AŞKIN postal sesleriyle uyandım sandığı
Diğer tüm ihtilallerin, ihtilal olma ihtimali bile kalmamıştı...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:38 PM
İlkgüze Kadar/Arayıp Bulacaklar

Kuşların kanatlarına
çengelledim dileklerimi
tüylerine işledim
adının ilk harflerini
kırlangıçlar, güvercinler
uçtu avuçlarımdan
arayıp bulacaklar bu bahar seni...

seni anlattım uzun uzun
geceye boyanırken gün
baykuşlar bile dinledi beni
gülleri sevdiğini söyledim
ve laleleri
başı boş kırlarda dolanır dedim
bahara koyuverir kendini
arılar duydular sesimi
yanaştılar bize
biz de bakalım dediler
çiçek özlerine

her yere haber saldım...
senin için...
ağaçlar rüzgarla eğilip birbirine
adını söylüyorlar gizlice
ben seni anlatıyorum gördüğüm her böceğe...
yangınım artıyor yokluğunda
yağmuru getiriyor bulutlar kollarında
ıslanıyorum...
ılık ılık akıyor tenime damlalar
sen sanıyorum...
söz verdiler, çiçekler, böcekler,
arılar, kırlangıçlar
ve hatta martılar...
Arayıp bulacaklar seni
İlkgüz’e kadar...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:38 PM
İsmin Yok-ŞEHİTSİN Sen

Nerden başlasam anlatmaya bilmem ki
Uzun zaman oldu sen gideli...
kapadığında gözlerini sene bindokuzyüz kaç bilmem
İsmin yok, bildiğim tek şey şehitsin sen...
Kahpece, onursuzca deldi bağrını kurşun,
Patlayan bombalarda dağıldı bedenin
boncuk boncuk kırmızıydı gözeneklerinde terin.
kaç mayında can verdin, yüreğinde sevdiklerin.
Anan,bacın,evladın ve yüzünü belki de hiç görmemiş kundakta bebeğin...
kavuşmak ümidiyle tutuştuğun kadının, sevgilin...
Dağlandı yüreklerimiz, dağlandık hepimiz parçalandıkça bedenin...

Daha ne sevdalar yaşayacaktı gencecik kanı deli yüreğin,
Ne günlerini görecekti daha gözü yaşlı anacığın,kadının,sevgilin...
Vatan sağ olsun derken bilir misin kaç kere öldü sevenlerin...
Kaç ana resminle uyudu kimbilir *******ce
Ve kaç baba içine akıttı yaşını öyle derin öyle sessizce
Kaç küçük çocuk sen gideli baba kokusuna hasret
Ve
Yüzünde yokluğunun verdiği mahsunluk içinde büyütüyor savaşa kahpeliğe nefreti gözlerinde...
Kaç yüreğe yuva gibi sıcak geliyor özlem kokan mezarın ve toprağında yeşerttiğin fidanın
Kaç ana sana dokunur gibi okşuyor başını, senden geriye kalan o küçük yadigarın...
Sen cennetin bir yerinde yarım kalan sevdaların, kavuşamadığın aşkların gölgesinde
Bekleşir sevdiklerin kavuşacak elbet ellerin hepimiz geleceğiz günün birinde...
Şimdi ferah tut yüreğini kapa o güzel gözlerini....
Gözün ardında kalmış gibi olmasın
Elbet alınır bir gün kahpece kurşun sıkan ellerden intikamın...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:38 PM
İstanbulum

Seni özledim,
Yaşamadığım, yaşayamadığım seni,
Alıp kendini gittiğin günden beri
Kaldırımlarını, sokaklarını bilmediğim
O şehri bile sever oldum.
İstanbul denince sen! Adını İstanbul koydum.

Benziyorsun işte, tıpkı İstanbul gibi
Boğaza bakınca tepelerden sen gibi
Mağrur-çekici
Gözlerin bir fasıl akşamında yudumladığım rakı
Bense sanki yolunu kaybetmiş bir martı
Üzerinde kanat çırpıyorum.
Öyle başım dönmüş ki aşkından,
Bulunca şaşıyorum
Bir saçak altında, kokunu içime çekerek seyredalıyorum.
İstanbul’um benim.
Benziyorsun işte
Tıpkı İstanbul gibi, seni seviyorum.
Seninle kaybolmak istiyorum.
Sarhoş olmak
Bir gün batımında gelip de göğsüne konmak
Avuçlarının içindeki küçük bir martı gibi senin olmak...

2 HAZİRAN 2004 ÇARŞAMBA SAAT 16.00

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:38 PM
İyi ki Geldin

Minik bir yolcu çıktı yola
Çok önceleri,
Keşfetti keşfetmesi gerekenleri
Dünyaya bir geliş nedeni vardı belki
Büyüdü,

Kimi zaman sevdi, sevildi.
Üzünçleri, yaş olup aktı,
Sislendi çoğu zaman deniz gözleri,
Her sis, zift gibi çöktü yüreğine
Ne bir ay ışığı, ne deli bir dalga
Vurmadı deniz mavi gözlerine

Her yeni sabah, yine yeni bir gece,
Senden önce,
Varoluş nedenim Sendin belki de
Sanaymış meğer yolculuğum,
Adını aşk zannettiğim mutsuzluklarım
Birlikteyken bile yaşadığım yalnızlıklarım
Sevgiye tutunmak için nafile çırpınışlarım
Ve yıldızsız, ıssız akşamlarım

İyi ki geldin
Denize vuran yakamoz gibi, gelişin,
Hala parlıyorsa bebeğim deniz gözlerim,
Bil ki senin aksindir, ben nicedir kör karanlık geceyim.


12 şubat 2004 Perşembe

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:39 PM
Kaç Hayatımdan

Kaç hayatımdan,
Hızlandır adımlarını
Ben yükü acı dolu bir kervan
Sen çıplak bir tay, yetişemem sana
Yetişemem.
Sen durma vakit varken hızlan...

Ne asi rüzgarlar vurur benim yüzüme,
Ne bir yandan kavrulurken güneşte,
Gecenin bir yarısı, ne de üşürüm kor bir ateşte...
Ağır yüklerim benim.
Taşıyamazsın.
Gün doğuyor.
Uzaktan, kızıllık yırtılıyor.
Uyan
Yolcu yolunda gerek
Ben dert yüklü bir kervan
Sen çıplak bir taysın...
Vakit çok geç olmadan
Yola çıkmalısın...
Belki bozkırın ardından
Yaylaya ulaşırsın
Hızlandır adımlarını durma dörtnala koş şimdi
Şu ucu bucağı olmayan bozkırda, fırtına olmalısın
Tozu dumanı kat birbirine...
Unutma
Neşeli taylar yaşıyordur bir yerde...
Onları bulmalısın...
Kendin gibi...
Ben de belki bir gün azaltıp yüklerimi
Gelir de bir yer de bulurum seni...
Belki...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:39 PM
Kaldırım Taşlarına

Eskimiş bir beste çalınırken
Şehrimin üstünde
Kaldırım taşlarına döşedim seni
Binlerce milyonlarca adım
Ezdi geçti tenini...

Yağmur olup sızdım oyuklardan
Gökten karları düşürttüm üstüne,
Birkaç iyi adam ellerinde kürekle
Kürediler hepsini...

Fısıldadım yoldan geçenlerin kulaklarına
Şeytanca
Çöpleri dedim atın yerlere
Baksana çöp kutusu kaç adım ötende...
Dinledi zavallılar beni
Hatta arada tükürdü de birkaç kişi

Köpekler kediler en gözden ırak köşelerinde
Yediler yemekleri
Bir iki balık kılçığı bir de kaburga kemiği
Güneş vurunca üstüne artıkların
Koktu leş gibi
Geçerken burunlarını kapadılar sanki sen kokar gibi...

En kötü adamlara ezdirdim.
En haylaz çocuklara
En güzel kadınlar bastı üstüne
Sivri topuklarıyla
Tüm bunlar olurken ben oturuyordum bir parkta
Yalnızdım...
Sinmiştim kendime...
Yine de geçmedi kinim içimde
Karanlık, bir peçe gibi düşünce şehrime
Tek tek söktüm kaldırım taşlarını ellerimle...
attım kirli bir suya gizlice
Bir tek gözlerine kıyamadım
Bahçe duvarına koydum gözlerini
Hani şu senin çiçekler ektiğin kapı girişi
Gelip geçerken görüyorum şimdi...
Havalar günlük güneşlik
yağmur da yağmadı kaç zamandır üstelik;
Ama gözlerin;
Yosun tuttular bir iki aydır,
düşünüyorum da şimdi...
Belki de ağlıyorlar gizli gizli...
Benim gibi....

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:39 PM
Kalmam, Beklemeden Giderim

Ne yaman bir zamandayım bilemezsin
Doruklarım kar, doruklarım buz...
Yamaçlarımda nicedir ot bitmez olmuş..
Ne bir dost, ne bir göçmen kuş
Terk-i diyar etmiş gönlümü,
Duyulan bir benim sesim, bir de baykuş...

Gömülmüşüm kendi yokluğuma,
Fakirliğime, sana olan açlığıma,
Gelen de fazla kalmıyor,
Yürekte kıtlık oldukça,
Bir bir karışıyor hepsi göç yollarıma...

Ben de durmam artık, giderim
Alırım yalnızlığımı bir şal gibi omuzlarıma,
kurursa bağrım, çatlarsa dudağım
gözyaşımı da içerim....
ben de giderim...
gidenler yol gösterici olur.
Hele biraz erisin, şu kar şu buz.
Ben de alırım yüreğimi
giderim...
Bu yamaçlarda ot bitmez olmuş...
Sıcak bir ovaya göç ederim...
Ben de durmam olmadığın yerde
Şu kıtlıkta, şu yoklukta,
Söker bırakırım yüreğimi düşmezse ardıma
Onu da bırakır giderim...
kanmam artık yalancı bahara,...
Kalmam
Beklemeden Giderim...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:39 PM
Katlanır Gühahların

******* gizler gözyaşlarımı,
Nasıl gizliyorsa karanlık Seni ve günahlarını
Göremezsin aldanışlarını,
Duymazsın yalvarışlarımı
******* gizler beni
Sığındım gecenin gölgesine Tuttum ellerini.
Görmesin kimse zayıflığımı
Özlemimi
Sana olan hasretimi
Bir gece görsün...
Kalın bir örtü olup uzansın üstümüze
Yok olup gideyim ellerinde
Ve yok olup gidelim gecenin dehlizlerinde
Hayalin ve ben
*******de biz oluruz yeniden...
Bölündükçe uyku gecenin bir yerinden
Tenime karışır tuzun yağmur olur yağarsın gözlerimden...
gecenin karanlığına gizlenir gözyaşlarım,
ve gecenin koynunda katlanır günahların,

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:39 PM
Kehribar Gözlüm

Seni sana bırakacak gün gelip zaman
Beni de bana
Gün gelecek büyüyecek rüzgar olup uçacaksın avuçlarımdan
Döndükçe akrep ve yelkovan Aramıza girecek belki ayrılık
ayıracak bizi yollar, şehirler o an.

Elimi tutan o minik ellerin,
Kimbilir hangi elle bütünleşecek, sevgiyle,
O minik ayakların mı götürecek seni bilmediğim yerlere
Kehribar gözlerinle bize elveda derken,
Merhaba diyeceksin başka gözlere,
Çok uzak gibi görünse de bebeğim,
İnan bana sanki dün ben de bebektim.
Bir sabah uyandım, bir baktım ki anneyim.
Bir sabah, yine bir sabah, yeni bir sabah
Bir bakacağım ki sen yoksun.
İşte o gün ağlayacağım,
Karşımda duran delikanlıyı
hep bebek sanacağım.
Nerede olursan ol,
Aldığın her nefeste, Her kalp atışında,
Ben orda olacağım.
Gün gelip dursa da yorgun yüreğim,
Senin kalbinde, içinde ki sevgi de
Aşık olduğun güzelde,
Beni andığın her an yavrucuğum,
Uzaklarda değil, ben sen de kalacağım,
Sen de ben de.

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:39 PM
KıRINtı

Öğütülmüş zamanların arta kalan
Bir yerlerinde
Bir kırıntı kadar da olsa
Yok muyum sen de...

Esrik bir sevda türküsünün tek bir dizesinde
İçinin hiç keşfedilmemiş bir köşesinde
Ne bileyim! hani minicik bir çizik gibi
Bir iz de bırakamadım mı sende...

Bir toplu iğne başı kadar da olsa
Olmalı bir sızı vardır mutlaka
Bana ait
Takılmıştır yüreğinin bir köşesine
Mavi bir damla belki de
Kurumuştur yürek çeperlerinde...

Büyük bir yangındık ya hani biz
Sen beni tutuşturdukça
Tutuşurduk ikimiz...
Nasıl olurda kalmaz sen de
yangından bir iz....
kör kütük aşıktık biz...
iyi bak içine,
bir anı hiç değilse
işte....................
ilk günümüzde ilk gecemizde
öpüyorsun
üstelik kapalı gözlerin de....

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:40 PM
Kim olduğunu hiç bilmeden ve en çok bilerek....

Aşk sana seslenmekten bıkmayacağım,
Senin aslında ne olduğunu hiç bilmeden
bedenim ayrılıncaya dek nefesimden
Sana sesleneceğim..
Bilmediğim bir yerde, bilmediğim bir zaman diliminde,
bilmediğim birileri yaşıyor olacak seni.
ve sen onları da terkedeceksin doğan gereği....

Aşk sana sesleneceğim...
Seni en çok tanıyarak ve en az bilerek
bir yerde işte bu, bu aşk diyeceğim...

unutmadım senin
yüreğimde çok sesli bir orkestranın tınılarıyla çınladığını
ve dimağımı bir bakışa, bir söze, bir sevişe nasıl bağladığını...

Aşk sana geleceğim...
Beni beklemediğini bilerek ve sana gelirken bir yandan
seni bekleyerek...
dokundukça çoğaltacağım seni,
bir bebek gibi büyüteceğim..
Senin gücün bilirim ki eşit kılar herkesi...
ve yine senin gücünle yakar güneş battığı yerden geceyi...
Sen seversin aniden tüm gerçekleri değiştirmeyi...

Aşk, yok olmandan bu yana
gerçekler acıtıyor içimi
yakıyor....
ama üşüyorum da aynı zamanda,
mutluluk,..............
bakınca aynaya vurmuyor....

Bulacağım seni
ve sana sarılacağım
kim olduğunu hiç bilmeyeceğim
kim olduğunu en çok ben bileceğim...
gel yerleş yüreğime
sana söz, gitmek istersen
'kal' demeyeceğim...
Ne verirsen onunla yetineceğim...
doya doya...
Bir kez daha yaşamak istiyorum şimdi seni...
sonra, sen gidince; adını değiştireceğim..
AŞK demeyeceğim sana o vakit
ANI diyeceğim...
Canımı acıtma diye...
gülüp de geçeceğim...
kim olduğunu hiç bilmeyeceğim, ne olduğunu da
seni olduğun gibi, öylece, yine bekleyeceğim...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:40 PM
Kimdi O Kimdi?

Kimdi
Gördüğüm gözlerinde
Tanımadığım bir yabancı
Ağırsıyordu beni sözlerinde...
Bilmediğim bir bakıştı
İklimi değişmişti bedeninin
Kırağılar oturmuştu saç tellerine
Soğuktu buzdu ellerin...

Kimdi
Gördüğüm dudaklarında
Yabancılaştırdı beni
En çok bildiğimi sandığım sana
Başım döndü, bilemezsin
Bir yandan yanıyordum, üşürken
Ama yabancıydın, hissedemedin...

Kimdi işgal eden gözlerini
O bilmediğim eşgal
Yordu beni, hissizdi,
Sanki tenimde gezen o değildi...
Başka bambaşka biriydi
O değildi, dudaklarımın bıkamadığımı
O değildi kokusuna doyamadığım
Başka bambaşka biriydi
Gözlerindeydi
Kimdi o bilmediğim, kimdi?
ölürken ben gözlerindeydi...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:40 PM
Kurşun-Çingene Kadın

Tanışıklığımız eski
Bir tavan arası yıllanmışlığının
Kokusu sinmiş üstümüze
Ne zamandı al rengi alevlerin
Tutuşmuşluğu
Yıldırımların peşpeşe yüreğimize vurmuşluğu

O zaman da aynıydı rengi gözlerinin
Sisli İstanbul sabahlarıydı çok zaman
Güneş okşardı gözlerini hafifçe sokulup
Kirpik aralarından
Bir çingene kurşun dökerdi o vakit gözlerinde
Her bir parçası yüreğimde
Saplanırdın içime
Kapardın gözlerini
Uzanırdık
Bir değişim nefes nefese
Sen ben kalmazdı yeryüzünde
Güneş su olup akardı tenimizde...

Şimdi bir göçük altında kalmış bakışların
Kim bilir nerede kurşun döken o çingene kadın
Oysa tanışıklığımız eski
İçimde erimeye hazır kurşunlar ta o günlerden kalma
Kapa gözlerini
duyuyor musun
çingene kadının ayak seslerini....

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:40 PM
Kül*****ve ÇIĞLIK*****

Ben de terkettim beni senden sonra
Yaktım kendimi
Yaktım
Senden kalan son korla
Tutuşturdum eteklerimi
Saçlarımı
Kirpiklerimi

Önceleri bekledim su serinliğinde gelişini
Bir damlan yeterdi
Bir damla
Söndürürdü ateşi
Küllerim çığlık çığlık büyüdü önce...
bir damla dokunuşken beklediğim
sözlerin ayazı vurdu yüzüme...
rüzgara karıştı küllerin de...
Biriktiremedim göz yaşlarımı
Ve çığlıklarımı
Acının sesini tutamazsın ki elinde...

Hani belki olmuştur seninde
Kaçmıştır uykun gecenin bir yerinde
Bir çığlık değip geçmiştir kulağına
Belki bir çocuk sesinde
Ya da rüzgar, uğultu eşliğinde
Vurmuştur pencerene
Ürpermiştir için
Yalnızlığında ve karanlığında gecenin
Kendi nefesin korkutmuştur seni
Bir yumru bir anda boğazında
Kül rengi...
Bendim aslında ürperten seni...
O sıra tutuşturmuştum kendimi...
.............................................Anlam adın ki....

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:40 PM
Maske

Salına salına dolaşıyorum belki ama
Bir de sor bana
Kimse görmüyor ya içimi
Kandırıyorum aklımca
Gelip geçeni...

Görsen burnum bir karış havada
Asmışım suratımı
Küçük dağları ben yarattım diyerek bakıyorum
Karşımdaki adama...

Ne nemrut kadın diyordur içinden,
Ve ne kadar da emin kendinden...
Görmüyor ya içimi
Haklı ne bilsin yüreğimi
Ne bilsin kırılganlığımı, korkaklığımı
Kendimi kendime sakladığımı...

Oysa ne yangınları dindirdim ben yüreğimde
Ve ne yangınları dirilttim küllerinden
Dünya dar geldi yüreğime de
Yine de hep güldüm ben...
Boynumu bükmüyorum ya her şeye rağmen
Korkuyorum ya hepinizden, kaçıyorum ya
Aman! ! ! ! Yine de öyle bilsin o
ve öyle bil sen...
İnanıncaya kadar gözlerine
bu maskeyle dolaşırım ben...
İçinizden biri belki inandırır beni yeniden...
Güvenirim, bakarsın bir an da severim.
İşte o zaman düşer maske yüzümden...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:40 PM
Merdiven-Düşersem?

Anlatsam mı seni kendime bilmiyorum
Bakıp da görmesem mi yüzünü, gözlerini
Bakışların derinlerine gömülme isteği niye şimdi
Anlamak isterken korkar mı insan sevgiden?
Aşka tam dokunacakken yenilmişlikleri kavrar mı insanı belinden
Dur gitme der gibi...
Bir basamak önünde miyim yoksa?
Çıkmalı mıyım merdivenleri?
Oysa düşmüştüm tutarken aşkın ellerini
Dökülmüştü yüreğim basamaklara
Korkuyorum
Korkuyorum şimdi...
Kalbimin atışı, sesimin rengi,
İçimde bir ses, onun da başka rengi...
Bu çarpıntı sessiz bir ritim tutuyor...
Yenileceksin der gibi....
Yenilmeli miyim sana,
Ya da yenildiğim sen misin?
Yoksa ben mi?

Bahar şaka mı yapıyor bana?
İçimdeki bu koku, şu tomurcuk
Nisan ayları böyle midir hep?
Söyle! ! !
Bir esinti çarpıyor mu senin de yüzüne!
Sessiz bir ritim tutuyor mu çarpıntıların
Yoksa başka bir baharda mısın?
Söyle içimi titreten ses!
Gözüme vuran gölge
Söyle! ! !
Senin de bir korku yok mu içinde?
Korkuyorum
Ya düşersem, ya yine kayarsa Ayaklarım,
Sevince seni kırılırsa yine diz kapaklarım

Belimi kavrayan yenilmişliğim, tutamıyor musun beni?
Vur durma yüzüme hadi, vur kendini bir tokat gibi,
Yoksa tutup ellerini aşkın yine düşeceğim! !
Senin de yoksa bu mu? yenilmek mi yine istediğin...
Yalnızlığım! ! ! ! düşersem tut beni...
Sanırım çıkacağım merdivenleri....

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:41 PM
Mevsim*ÖLESİM var***

Gözlerin değiyor gözlerime
Ne güzel eskisi gibi
Ölesim var biliyor musun bu gece
Hemen şimdi
Alıp başımı gidesim var bu şehirden
Çalasım var şu serseri kalbimi yerlere
Söküp yerinden

Az zaman kaldı gideceksin
Bizi yine bize terkedeceksin
Gözlerin nasıl özlem yüklü
Yağdı yağacak bir bulut gibi
Kirpiğine bir buğu çöktü...

Ölesim var biliyor musun şimdi
Katliam yapmak geliyor içimden
Şeytana uyasım var,
Vurasım var kendimi
Geçesim var yaşanacak günlerden

Boynunu büküp de çıkıyorsun ya şu evden
Yalnızız biz
Eksiğiz
Bir sızı oturuyor içime
Ayak seslerin uzaklaşırken...

Baharın coşkusu bile yok gözümde sensiz
O da öyle görsen
Mutsuz, hırçın, keyifsiz
Kimi zaman ağlıyorum sessiz...
Bal gözleri uykuyu solurken...

Bizi bıraktın bize, gittin kendince
Ayakların seni götürürken
Kalıyor yüreğin içimde
Biliyorum özlediğini, sevdiğini
Hatta eskisinden çok belki
Dilersen dön
Hazır bahar da geldi...
Mevsim çiçek mevsimi...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:41 PM
Nar Kokulu Kadınım

Nasıl sevmem ki seni,
Büyüsün sen, gülümsün,
Ruhumda yaz esintisi,
Bitmeyen bir ömürsün...

Gözlerin birer damla,
Okyanuslar ötesi,
Ruhun ayaz, ruhun yaz
Aşk hanımefendisi,

Yoncam, bağım, bahçem,
Ben sana bağlanmışım,
Takılıp gönül teline, hep orada kalmışım.
Güfteci sen, besteci sen,
Ne dilersen çal, içinde çalgıyım ben...

Kışım, yazım, baharım,
solgun gülüm,
Öksüz çiğdemim,
Ben seni nasıl sevmem
Sen ki burcu burcu aşksın...
Sen ki göğün en derinini, okyanusun gizini
Gözlerine almışsın...
Kavurur bakışların, değmeye görsün...
Sana böyle bir aşkla bakan her kim olursa! ! ! !
İsterim ki ölümü gözlerinde görsün...
Sen nar kokulu kadınım,
Bir benim ömrümsün...
Sen benim, solgun gülümsün...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:41 PM
Ne AŞK Ne Ben Ne de Sen

Tutunduğun ve tutulduğun
Yalnızca kendinsin..
Tutundukların bir saç teli inceliğinde
Ayaklarını kesince yerden kalıverir elinde..
Tutuldukların, yanılgıları yüreğinin
Kırık bir aynanın yansımaları,
Bir seyir defterinin limon suyuyla yazılmış yazıları
Diliniz aynı olsa da yüreğiniz değil aynı,
Sen bir kadın, o bir erkek
Sen bir erkek, o bir kadın
Kim demiş bir elmanın yarıları
Oysa farklı algılarınız, düşleriniz, sevgiye direnişleriniz...
Oysa birimiz elmaysak, belki üzüm, belki nar diğerimiz...
Belki nahoş lezzetiniz, belki ekşi, ya da bayacak kadar tatlı...
Ama olsun insanız hepimiz.... şart mı bir elma olmak, ikiye ayrılmak
Aşk farklı bir ağaç, bir dalında büyürken elmalar, diğer dalında ekşili narlar...
Bir dalı baharken belki, diğer dallarına tutulur karlar...
Belki çürür, kurur ağacın bir dalı diğer yanında belki çağla zamanı...
Aşk karmaşık bir durum ve karmaşık erkeğin ve kadının algıları
Aşk,kadın, erkek, meyve derken unuttum işte..
Ne diyordum ben!
Kısaca......................................... ... ..
Anlaşılır gibi değiliz, NE AŞK, ne ben, ne de sen....

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:41 PM
O Koku

Dağınık zamanlarda
Harcadık aşkı
Hesapsız
Şimdi ellerimizde
Bir avuç anı
Feryatsız...

Kapatırdık gözlerimizi
Kısraklar dolu dizgin geçerdi içimizden
Çağıldayanlara vururdu gölgesi
Tutuşurdu yeleleri kendiliğinden...

Uçurum olurdu gece
Bir boşlukta kaybolurduk aniden
Yapışırdı çıplak tenimize alev
Güneş doğmazdı utanırdı güneşliğinden....

Her iki elin tılsımdı senin,
Çöl sıcağında, bahar yelinin
Kumların arasında bir kardelenin
Büyüsü vururdu nefesine...

Çiyler akardı parmaklarından ılık ılık
Yapışırdı yüreğin sımsıkı yüreğime
Bir esinti olurdu kokun,
Bergamottu biraz, biraz leylak,
Çekerdim seni,
dolardın hücrelerime
Ne zaman düşse gözlerin gözlerime
O koku.....
bir kamçı olur iner göğsüme...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:41 PM
Offf Aşkkk

Canımın canı, gözüm, elim, ayağım,
Kalp çarpıntım, ince sızım,
Seni aramaktayım, seni ya...

Kimbilir ne yapmaktasın,
Belki yürüyorsundur yolun birinde,
Ya da duruyorsundur, başın önünde,
Bilmiyorsun ki bir bekleyen var seni...
Kader bu biliyorum, bekletiyor bak bizi...

Gönül diyor ki sabret
Az kaldı hadi gayret....
Ömür gitmez mi, gidiyor elbet
Nerdesin a canım,
Bir bekleyen var seni...

Adın bilmiyorum ki sana sesleneyim,
Neredesin kim bilir yakınına geleyim...
Al yatır dizlerinde, yorgunum dinleneyim...
Sıkıldım saklambaçtan, kime dertleneyim..
Offff... aşk gel hadi.
Kızmak üzereyim...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:42 PM
Oğul

Küçüksün oğul küçüksün anlamazsın ki beni
Bilemezsin ana yüreğinde neler neler gizli
Kirpiklerinden kayıp giden her damla gözyaşı
Yüreğime düşen yıldırım gibi, acıtır canımı

Yüzünde olunca gülücükler içimde dalgalanır deniz
Mutluluğun mutluluğum olur,
Sende kaybolmuşsa gülücüklerden iz,
Söner gökyüzündeki tüm yıldızlar
******* uzar, gün doğmaz olur.

Umutsun sen, geleceğe uzanan yol gibisin,
Sana her sarıldığımda kalbime dolan sıcaklık,
Aşktan da öte ne varsa işte o sensin.
Sonu olmayan sevgide oğul, yüreğimde gizlisin.

Ömrüm senin olsun oğul
Mutluluğum, sevincim, senin olsun.
Hüzünlerin, benim olsun oğul,
Acılar senden ırak olsun.

Sen hep yağmurlar gibi duru kal oğul,
Çorak kalmasın bulut kokan yüreğin,
Güneş gözlerin sönmesin oğul,
Kışı yaşatmasın, Yaşatamasın sana sevgini verdiklerin

Doğa nasıl yeniliyorsa kendini
Sen de yeniden çiçeklen bahar gibi
Mevsimlerden kışa getirmişse zaman seni
Yılma oğul uzat başını göğe asi bir kardelen gibi

Mutlu Kal oğul,
Gün gelip biz hayatından gitsek de
Sen var ol, akıp giden zamanın varlığı gibi
Yüreğinin derinliklerine bak oğul
Kendi gözlerine, ellerine, dudaklarına bak
Özlersen gün gelip babanı ve anneni aynaya bak oğul,
Kalbindeki sevgiye bak,
İşte orada bulursun bizi.

19 AĞUSTOS 2002 PAZARTESİ SAAT 16 48

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:42 PM
Öksüzsevindiren

Öyle bir an geliyor ki
Derinleşiyorsunuz içimde...
Kandilli küfürler gizlenirken dilimde
Adını koyamadığım bir özlem
öksüzsevindiren arıyor gözlerinizde....

o gözleriniz, bir kez değmişti gözlerime
şaşkındınız,
sorguluydu bakışlarınız
yüreğim göğüs kafesimi parçalamıştı o an
belki de anladınız...

aşığım size, hem de deli gibi...
hiç tanımadan, hiç dokunmadan teninize
nakkaş olup içime işledim sizi...

isminiz dilimin ucunda,
dimağımda gizli şimdi yazılarınız
aramızda kör duman var sizinle
kara çalı olmuş korkularınız
Bir sahra da kaybolsun istiyorsunuz belki
Sığ aşklarınız...
Duyumsamaktan ürküyor sıcaklığımı dudaklarınız
Sürgülü elleriniz ayaklarınız...
Bir gün ansızın çıkacağım yolunuza
Söz verdim dudaklarıma
Belki eylül belki nisan ayında....
Öpeceğim sizi...
Çözülecek ellerinizden ayaklarınızdan sürgüler
teniniz alev alev
Mührümü kondurup dudaklarınıza
gideceğim...
kara çalıları biçeceksiniz gidince ben
gözlerim bölecek uykularınızı her gece
dirhem dirhem
Ve bekliyor olacaksınız siz de
bir öksüzsevindiren....

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:42 PM
Ölü Ellerinden Farksızdı Rengi

Gözlerini böyle görmemiştim hiç
Kırılgandılar
Zerre zerre cam kırıklarıydılar...
Gecenin geç bir saatiydi beni uyandırdığında
Dudakları titriyordu kendi soğukluğunda...

Tuttum ellerini
Ölü ellerinden farksızdı rengi
Cansızdı parmakları
Görmese gözlerim yaşadığını
Elinin soğukluğu ellerimi öldüğüne inandırırdı...

Gözlerinin altını cam kırıkları mı kesmişti
Zerreleri akarken yanaklarından
Ya şu titreyen dudaklarından
Ne söyleyecekti
İçindeki yıkımları mı?
Aldanmışlığını mı?
Yoksa bitmeyen yanılmışlığını mı?
Saati kim bilir ne zaman nerede durmuştu
Zaman onu kendine çektikçe o hep geriye
geriye gidiyordu...


Gözlerinin içine baktım...
Saatlerce...
Hıçkırıklarına asılı kaldı kulaklarım
Ve titreyen dudaklarına dokundum...
Yavaşça aynaya sokuldum...
Sus dedim sus...
Saat geç oldu...
Uyanacak....
Seni böyle görünce ağlayacak....
Cam kırıklarını topladı yanaklarından parmaklarıyla
Sessizce son kez baktı gözlerime giderken
Yorulmuşluğun sesi vuruyordu söylenmeyen sözlerinden
hiç kalkmadan uyumak ister gibiydi
güneş doğarken....

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:42 PM
ÖlÜmE DeĞeR gibi

Rengi yok sevdanın
Yorgun sabahları doğururken gece
Kara çarşaf giyinmiş gibi
Örtünür yürek
tesettür vaktidir o vakit yürekte...

bin çeşit peçe takmış kadınlar,
yalan gülümseyişler,
bilinçli aldanışlar.
Bir tespihin taşlarını sayar gibi
Aşklarını sayar ellerinde deyyuslar...

Aşkın sevdanın adı da tarih
Kendi de bir varmış bir yokmuş
Bir eski masal
Çatlatır göbeğini şair
yalanda gerçeği arar..

Bu muydu aşk? Acı mıydı?
Sızı mıydı bir buseyle oynaşan?
Bir çift güzel göz müydü?
Gözbebeğine yansıyan...

Bu muydu aşk?
Soluğu kesilmiş iki nefes miydi?
Karanlığa gizlenmiş
Anlık bir heves miydi?

Neydi aşk?
Tenine değmek miydi?
Ölüme değer gibi,
Sevmek miydi?
Neydi? AŞK neydi?

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:42 PM
Ölümsüz müsün?

Gün gelecek, gül yüzlüm, güleceksin üzülme
Gün gelecek, dikenler batmayacak tenine,
Ağlamaklısın kirpiklerin ıslak mı yine,
Ölümsüz müsün ki bu gam, bu keder niye,

Ölümsüz mü ki evren, telaş içindesin...
Kaç yazı bitirdin, kaç kışı eskittin.
Daha dün, kucakta gezmekteydin...
Daha an geçmedi ki üstünden,
Sen ne güzel gülerdin...

Acılar, üzüntüler, geçmiyor mu sanırsın...
Aşka inanmışsan daha çok aldanırsın...
Büyüdüm diyorsun da, farkına varmaz mısın...
Adem, Havva kalmış mı yaşadığın bugüne..

Ömür bak nasıl geçti, hala uyumaktasın...
Gerçekle, hayali niye bir tutmaktasın...
Umudun yitirirsen, yarına varamazsın...
Varacağın yer yine ölümsüzlük değil mi?

Ah canım benim, yarını anlat bana,
Şafak yırtarken göğü, nerede olacaksın...
Belki yine uykunda aşka koşacaksın...
Uyanınca tuttuğun boş bir rüya değil mi?
Yırtılan gök nerede, bak karanlık değil mi?

Sonsuzluğu arama yok gül yüzlüm, ölüm var...
Acılarla kıvranma inan doğan bir gün var...
Mutluluğa aldanma onun da bir sonu var...
Senden geriye kalan iki satır değil mi?

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:42 PM
Ömrüm Eksiliyorsun

Ömrüm uçuyorsun elimden
Tutmak ne mümkün
Gün geçmiyor ki üstünden
Eksiliyorsun...
Eksiliyorum...

Geldimdi daha dün,
Yaşadım mı bugün.
Yarına Allah Kerim
Bakarsın severim...
Ömrüm oyun ediyorsun...
Dağılmışım ben yerlere
Toplamadan gidiyorsun...

Aşk var sende, sevgi var, duygu var
İnanmıyorsun bana
Bende deli yürek var...
Eksiliyorsun ömrüm,
Eksiltiyorsun...
Çizgilerin nakış nakış tenime işliyorsun...
Kar olup yağıyorsun tepelerime,
Aşk olup fısıldıyorsun çeperlerime
Acı olup çöküyorsun, *******ime
Benden beni götürüyorsun...
Eksildikçe günlerim
Sen acıyla gülüyorsun...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:43 PM
Salkım Ağaçları

Salkım ağaçlarını döver rüzgar
Bulutlar kapatırken gözlerini güneşin
Yaprak mı çekti ellerini dalından
Yoksa dal mı vazgeçen yaprağından

Akşam yelinde cam kırıkları sözler
Işıldamakta
Alagüne saklanmış salkım ağaçları
Aldırmazdı rüzgara aşk, daha dün
Cam kırıkları mı kesen yaprağı
Soyunuyor salkım ağacı
Yavaş, solgun
Yapraklarda sessiz bir teslimiyet
Düşüyor gölgesine
bir ömür tutunduğunun
Biraz kırgın halleri,
Yüzleri çokça yorgun...
O muydu terk eden solacağını bile bile
Yoksa dallar mı istemeyen keyfince
Kim terketti kim önce,
Yaprak solacak
Üşüyecek ağaç
Ne fark eder ki
Dönüş olmayacak..

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:43 PM
Sana Baharı Anlatmayacağım Artık

Sana baharı anlatmayacağım artık
Ne ağaçları bürüyen çiçekleri duyacaksın benden
Ne de katre olmuş çiyleri
Düşünmeni de istemem gücendiğimi
Kemikleşen yokluğuna
Alıştım belki de az buçuk
Kelimelerimin çoğu bekleşiyor şimdi bir kovukta
Alev rengi sözlerim de ıslandı Nisan yağmurlarında...
Güneşin ihtişamına bile aldanmıyorlar şimdi
Beklemiyorlar da çıkagelmeni...

Göçebe yüreğin belki bu bahar şehrime uğrar sanmıştım...
Ondandı baharı dilime dolamışlığım,
Kırlangıç fırtınaları başlamadan gelmeliydin...
Üzüldüğüm yokluğun değil, aşka aldanmışlığım...

Dedim ya, sana baharı anlatmayacağım artık
Ağaçlara tutunan çiçekler de toplanıyorlar yavaş yavaş
Kırlardan hüzünlü uğultular yükseliyor, ölüyor çoğu
Çoğu hızla değişiyor...
Hasat zamanına kadar yazmayacağım sana
Şiirlere yazacak kelimelerim,ıslak, kırılgan
Bekleme artık alev rengi sözleri dudaklarımdan
Dökülmeyecekler...
Söz verdim yazacağım şiirlere
Kelimeler de seni giyinmeyecekler...
Hasat olduğu vakit ben yeni tohumlar atacağım içime
Yeşermek için baharı bekleyecekler...
Kırlangıç fırtınalarından önce yetişecekler....

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:43 PM
Senden Sonra Uyanışlarım

Dili yok, mühürlü dudakları
Gözleri keşke kokulu söndü sönecek bir mum kendi karanlığında
Yandıkça kirpiklerine akıyor ayrılık, soğuyarak donuyor bakışlarında
Birkaç kırık sözcüğün fısıltılarını dinliyor
Susarken bir çığlık yükseliyor, sessizlik sağır da edermiş
Yeni öğreniyor...
İçinde can çekişen umutların ayak seslerini duyumsuyorum
Sığınak arıyorlar hayatta kalmak adına
Ve karartma günleri
Aşk saklanıyor kanlı sokakların kuytularına...
Ayrılık tutmuş köşe başlarını yüreğinin,
Acı diriliyor yavaş ve derin...
içindeki mevzilerini yakarcasına terkedilmişliğinin
Bir sigara yakıyor, alevin aksi düşüyor bakışlarına,
Gözlerindeki yaşlar alazlanıyor....
Birden tutuşuyor gecenin sessizliğinde,
Kıvılcımlar ateş alıyor saçlarında
Küller bile yanıyor avuçlarında,
Aşk saklanıyor kanlı sokaklarının kuytularında....
Uzaktan seyrediyorum, dokunmaya korkarak tenine
Sonra neden aniden dokunuyorum....
İrkiliyorum soğukluğundan ve
Uyanıyorum soğukluğumdan
Bir mum yakıyorum karanlığına
Açıyorum perdeleri
Nefesim vuruyor soğuk pencereye
Buğulara düşüyor gözlerin
Sana benzetiyorum geceyi en çok
O da senin gibi karanlık, senin gibi var yok arası
Yokluğun nasıl tutmuşsa içimdeki sokakları
Gece de tutmuş rüyaları
Kabusların uğrak yeri uykularım
Ve uğultulu bir ölüm senden sonra uyanışlarım....

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:45 PM
Senin ki Olsa Olsa Hayvanca Sevişmektir....

Yazık
Tükenmiş sevdalar
Yazık ki o en yüce duygu aşk
günübirlik sevişmelerin üzerine çengellenmiş
yalancı dokunuşlar şimdi
duygusuzca arsızca köhnemiş kirletilmiş aşkın rengi
bir yatakta kalmış sevda
unutulmuş günün ilk ışığıyla
o iki ten, sevgiyle işlenmemiş
aç hayvanların güdüleri sanki ruhlarına sinivermiş...
sevişmek midir aşk?
Dokunmak mıdır yalnızca
Bencilce
Akıp gitmek midir O soluktan o soluğa...
Aşkı da tanımıyor ruhları ve irin şu dolaşan damarlarında
boş bir nefes leş kokan ağızlarında...
Aşk bir nefesse,
Tutmaktır nefesini içinde,
Bir bakışa bağlamaktır her hücreni
Ve bir sözcüğe vurulmaktır...
Akmaktır aşk bir dokunuşa, akarken ağlamaktır. Ağlayabilmektir..
Aşk bir örtüye tutunmuş zevkten daha çok
acıyı zevkle içmektir....
senin ki aşk değil, olsa olsa hayvanca sevişmektir....

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:45 PM
Seninle

Kollarındayım, öpüyorsun beni,
Kokluyorsun
Öyle bir çekiyorsun ki içine
Bir beden oluyoruz seninle...

Özlemişsin, özlemişim
Yanıp tutuşmaktayız....
Gözlerin gözlerim,
Dudakların, dudaklarım
Yüreğin, yüreğim
Nefesin, nefesim olmuş

Bitmeyen sevişlerin,
Sonsuz okşamalarında ruhumuz...
Ayrılığın açtığı, derin yaralar var göğsümüzde
Kurumuş kanlar tenimizde,
Okşadıkça ellerimiz sevgiyle
Ne kan ne yara kalıyor bedenimizde,
Bir rüyanın koynunda seninleyim yine
Her gece,
Senin oluyorum...
Her gece
Benim oluyorsun...
Her sabah
Rüya kabus oluyor,
Kahrolası sabahlar,
Sen girince koynuma
İnsafsızca doğuyor.
Rüyamı çekip alıyor elimden...
Ertesi gece yine seninim ben...
Yine benimsin
Rüya da olsa
Gel...
Gelmelisin...
Yaralar içindeyim, kanlar içindeyim.
Oysa gece
Ne kan ne yara kalmıştı bedenimizde...
Seviştikçe...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:46 PM
Seviyorum Seni...

Seviyorum seni
Hep ellerimi tutuyorsun,
Sıkı sıkı...
Gece körleşmeye başlıyor
Zifiri oluyor gökyüzü
Sen saçlarımı okşuyorsun
Tüm bedenim ürperiyor biliyor musun?

Seviyorum seni,
Konuşmuyorsun ama, alıştım sessizliğine
En çok aynaya bakarken görüyorum seni
Bağdaş kurup oturuyorsun gözlerime...
O alaylı gülümsemen nasıl da vuruyor yüzüne
Ağlıyorsam tutup ellerimi yanaklarıma götürüyorsun..
Gözyaşlarımı ellerimle sildiriyorsun...

Seviyorum seni, bir yandan kızarken sana
An gelip acımasız bir cellat kesiliyorsun...
Sonra aşklarımı çarpıyorsun tokat gibi yüzüme
Bak hepsi gitti bir ben kaldım diyorsun...

Sen ben gibisin şimdi...
Ben de sen gibiyim...
Kaynaştık iyice
sen et, ben kemiğim...
YALNIZLIĞIM! ! !
Sen benimlesin...
Ben de hep seninleyim...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:46 PM
SiZ 3

Bir deli sevda belki de
Bilmediğiniz çılgın bir sevgi
Baksanız göreceksiniz beni
Neler neler yapıyorum gelip de size
Görmüyorsunuz aylardır
Bilmiyorsunuz nasıl sevildiğinizi de...

Dokunuyorum kaşlarınıza
Saçlarınıza
Her gece sizin eve geliyorum
Nasıl yorgun görünüyor gözleriniz
Bir bakıyorum kravat kalmış boynunuzda
Pantolon bile ayağınızda
Öylece uzanmışsınız yatağınıza
Boynunuz ağrıyacak diye korkuyorum
Sokulup yanınıza hafifçe düzeltiyorum...

Okuduğunuz kitapları karıştırıyorum siz uyurken,
oturup koltuğunuza yazdıklarınızı da bakıyorum
Seyrediyorum siz nefes alıp verirken
Her gece geliyorum bıkmadan, her gece
Dayanamayıp öpüyorum dudaklarınızı sessizce
Örtüyorum üstünüzü açtığınız zaman
Bazen telefon çalıyor kalkıyorsunuz.
Bir kadınsa arayan
Ruhum çıkıp gidiyor ayaklarımdan

Her gece dokunuyorum size,
Her gece ruhum dolaşıyor yaşadığınız o evde,
Seviyorum sizi hissettirmeden
Güneş, “hadi artık” diyor, “vakti geldi”,
“Uyanacak şimdi! ”
Uzatıyor elini pencereden
Işığı tutunca ellerimden
Ayrılıyorum sizden
“Üzülme” diyor ağlarken,
“Akşama batarken ben”
“Hazırlan sen de”, “ay ışığı getirecek seni yeniden...”
ağlıyorum boyun eğiyorum çaresiz,
“Bir gün” diyorum güneşe “bir gün”
“Gitmeyeceğim yanından”
“Sen geldiğinde öpüyor olacak dudaklarımdan”
“Üstelik uyumuyor olacak
Uyuyamayacak...
Ne sen ne ay ışığı
Ayıramayacak...”

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:47 PM
Size Can Çekişiyorum

Aynı şehirdeyiz sizinle,
Aynı kaldımları eziyor ağırlığımız,
Efendim, çıldırtıyor beni endamınız,
Dimdik her tavrınız,
Heykel kesiliyor insan karşınızda,
Hele konuşmaya başladığınızda,

Adınızı duyunca, çarpıntı başlar içimde
Yüreğim çılgın gibi yırtarak bedenimi
Düşüyor ellerime
Can çekişiyor çaresiz, kalıyor yine bende...

Nasıl kızıyorum size bilemezsiniz...
Hırsımdan, aşkımdan bir habersiniz.
Sanki çelik bir yelek giyerek üzerinize
Aşktan kaçırıyor, ruhunu bedeniniz...

Kaç şiir yazdım gözlerinize,
Ve o hiç tutmadığım ellerinize,
Aşkımı söylemek imkansız olsa bile
Gözlerim fısıldar belki o taş yüreğinize

Ben de derin düşünceler sevişmekte sizinle,
Ne demiş Halil CİBRAN
Düşünce üzerine; “rengi solsa bakracı kaybolsa bile
Şarabın tadı kalır elbette içinizde”

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:47 PM
Son Şiir

Bu son şiir yazdığım,
Belki de veda
Kelimelerim boğuluyor
Bir kırgınlık ellerimde
Ayaklarımda...

Bu son şiir yazdığım
Belki de veda
Şiirler de aramayın beni
Bulutlara söz verdim dün gece
Bekliyorlar gitmemi....

Bu son şiir yazdığım
Belki de veda
Attığım son imza yüreğine
Ve son bir donuk damla şimdi
Düştü düşecek hazır gözlerimde...

Bu son şiir yazdığım
Koca bir hayat bırakıyorum sana
En çok istediğin yokluğumsa eğer
Yok olacağım gün batımında
Bu son şiir
Dün kopardım henüz dolduramadığım sayfaları
Bitti sözlerim
Umutları yaktım
Dünleri aldım, yarınları dilediğince sana bıraktım...
Bu son şiir
Her şeyden bu gece ayrılacağım
Şiirle...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:47 PM
Sus Beni Sus

Ben sustum
Sen de sus
Ne olur tembihle gözlerini
Onlar da sussunlar
Kirpiklerini çek etlerimden
Değme gözbebeğime
Yorgunum ben

Ellerim ürkek benim suskun
Dokunursan konuşur biliyorum
Çekme öyle kokumu içine
Verirsin geri bir nefes gibi korkuyorum

Sus beni, estirme deli deli
Belki bahar yeli yalancıdır
Erkendir belki
Dokunma tomurcuklarıma
Vaktinde açsın çiçekleri

Sus.... gözlerin de sussun...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:47 PM
Susarım Seni...

Konuştukça sen takılırsın sözlerime,
Susarım seni, söylemem kendime
Ses olup çıkmasan da dudaklarımdan
İçimde çağıldadığını duyarım..
En derin uykudan uyandırır gibi
Hayta bir ses uyandırır yüreğimi...

Uyurum seni,
uyudukça uykuyu çeker alırsın üstümden,
açık gözlerim düşer geceye
yanaklarıma tutunan damlacıklarda büyür gözlerin
bir balçık sarmalar ayaklarımı
boğularak geçerim içinden....

yürürüm seni en yalnız sokağında hayatın,
bir karartı döner köşeden
bakarım yanıma,
gitmişsin...
meltem olup koşarım karartının peşinden...

Yaşarım seni hiç yaşanmamış zamanın birinde
Ağırsayarak geçerim yokluğun pençesinden
Uzakta uzakta bir yerde
Çınılarına takılırım aşk sözlerinin
Sussam da söylerim seni içimden....
Sussan da dinlerim.
dün bugünmüş gibi,
bugün yarınmış gibi
Taşırım sözlerini sessiz
derinden....

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:48 PM
Şair SENSİN***ŞİİR gibi****

Hep ben yazıyor gibiyim seni
Vuruyor gölgen kağıda
Sanma ki benim şair
Şair sensin aslında...

Bir kurşun kalem
Ellerinde
Ucu biraz kırık
Kopmuş silgisi de...

Sen tutuyorsun onu
Anlıyorum
Farkında değilsin
Şairlik benim neyime
Val lahi şair sensin...

Yoksa ben
Olmasan sen
Ne diyeceğim,
Neyi çizeceğim ki dizelere
Bunca kavurmasan yüreğimi
Sızlatmasan burnumun direğini
Özletmesen ellerini
Kokusuna hasret bırakmasan saçlarının
Ne anlamı olur ki hayatın
Ot gibi olur, tadı mı olur be! ! !
Beter bir zaman olur
Ucu hiç açılmamış bir kurşun kalem
Ne işe yarar ki
Ya da kalemi tutmasa biri
Ne yazar söyle?
Şairlik benim neyime
Bir kalem gibi
Dişledikçe sen tepemi
Bir acıyla inliyorum ben de....
Şiir gibi...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:48 PM
Şarapsı-Anlıyor musun?

Arkların yönünü çevirdim yüreğime
Ak içime şimdi dilediğince...
Göl yapacağım seni
Gözlerine Vuracak Sarmaşıkların gölgesi
Asmalar çevreleyecek her yerini
salkım salkım
Üzümler dudaklarında
Ve bir sarhoşluk bakışlarında
Şarapsı... anlıyor musun?

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:48 PM
Şiir/Ben..

Şiir; ben
Bitmeyen hüzünleri
Sana yükledim
Kırık dökük kelimelerim
Ve yüreğim
Nasıl burgu burgu
Anlıyor musun?

Şiir; ben
Seni süslemek isterdim
Aşkla
Dolu dizgin dizelerine
Vursun isterdim
Güneşli yaz sabahları kelimelerim
Anlıyor musun?

Şiir; ben
Seni mi yazıyorum,
Sen mi beni yazıyorsun?
Bilemiyorum
Anlıyor musun?

Şiir; ben
Basamıyorum yere,
Gücümün tükendiği yerde
Dizelerine tutunuyorum
Yüküm çok ağır biliyorum...
Anlıyor musun?

Şiir; ben
Bir gün gidersem,
Ve dönmezsem,
Çok uzaklarda olsam da
Duyarım...
Kelimelerine değen gözlerden
Anlarım...
Ve seslerden ruhumu okşayarak
Yalınayak koşar bana duygularım...
Uzağa en uzağa gelip bulurlar beni....

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:48 PM
Şiirlerim de Öyle Acizler Yokluğunda

Yolun yolumdur,
Acın, acı’m...
Sevincin, kanattır ruhuma,
Yokluğun yokluktur...

Tüm denizleri ucuca eklesem
Yokluğun etmez...
Uçurumları üst üste koysam
O uçurumlar ki, yokluğunu tarife yetmez...

Dümdüz bir ovanın ortasında,
Yalnız bir ağaç görsem
O ben olurum...
Rüzgar vurdukça dallarına
Kendime dokunurum...
Üşürüm...
Bir çöl ortasında
Sensiz kum fırtınasında
O ben olurum...
Savunmasız savrulurum...
Gözlerim görmez benim,
Dilim söylemez senden başka
Kul ne kadar acizce, yüce rabbin yanında,
Şiirlerim de öyle acizler yokluğunda....

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:48 PM
Tepesini Dişliyormuşum! ! !

Seni anlatmaya çalışıyorum şiirle,
Olmuyor
Kalem de bir durgunluk ki sorma
“Yaz” diyorum “durma”
Cıh! ! ! ... yazmıyor...

inatlaşıyor benimle aklı sıra,
sıkılmış benden yorulmuş,
durulmuş kalem
kelimeler yetmeyince anlatmaya
canileşiyormuşum
tepesini dişliyor muşum,
hiç farkında değilim biliyor musun
kaç kere yakmışım canını
yine de yazamamışım aşkımı
eskiden böyle değilmişim ben

Kağıtta yüz buldu tabi kalemden
O da başladı hemen
Sen düşünce aklıma
Bir bir dökülüyormuş içim üstüne,
Hırçınlığımdan kazıyormuşum derisini
Kalemle ikisi düşman gibi
Yakıyormuşum canını
Sensizliğin verdiği tüm sitemi
Kusuyor muşum yüzüne
Araları açılmış sonunda kalemle
Dert yandılar bugün,
benden senden
Sen yanımdayken,
koynundayken
Yakmıyormuşum kalemin canını
Kazımıyormuş ellerim canice kağıdı...
Ne güzel anlaşıyorlarmış
Sevişirlermiş saatlerce
Kağıda, “ipeğim” dermiş kalem
Mutluymuş kağıt halinden
kalem üstünde gezinirken...
Eskiden seninleyken...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:48 PM
Unuttur Terkedilmişliğimi

Isıt içimi, hiç olmazsa bugün ısıt beni,
Bir söz, bir bakış, bir gül
Öyle muhtacım ki...
Al çıkar beni yalnızlığın koynundan
daha sıkı kavra bedenimi Ondan
Yoruldu başım koluma dayanmaktan
Bir omuz, sıcacık bir omuz ol bana,
Bırak ağlayayım bugün hiç olmazsa
Ve sen sev beni, ağladıkça
Bir gün için de olsa unuttur bana Sevgisizliğimi,
unuttur kimsesizliğimi
Öyle sev ki öyle sar ki beni
Unuttur terkedilmişliğimi.
Ve terketmişliğini...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:49 PM
Uyanın Öldünüz mü Beee! ! !

uyanın ne olur
uyanın birlikte uyanalım bugün
hepimiz
sen de uyan sen de...
aç o gözlerini de bir bak şöyle
kendine, ona, bana hadi bak hepimize...
neden duygularınız, duygularımız öğütülürken içimizde
ve yok olurken onurumuz, aşklarımız
söyleyin nedir bu vurdumduymazlığımız....
köşe başında aç işte o çocuk
yanında şu boyacı belki kazanmıştır bugün bir ekmek parası...
kopmuşuz birbirimizden
öyle rezil, öyle pişkin öyle kemiksiz dillerimiz.
Merdiven altına kaldırmış çoktan merhametini kimilerimiz...
Çürümüş sandıklarda kanaviçelerin arasına gizlenmiş sevgilerimiz...
Analar bırakmış çocuklarını, satmış babaları elleriyle evlatlarını
Ne oluyor bize doğramış yine üç kuruş için rahminden koptuğunu anasını,
Öfkemiz aşmış boyumuzu, soyumuzu...
Unutmuşuz dostluğu, aşkı, sevdayı, çıkmışız insanlıktan çoğumuz...
Para, ün, şöhret kara bir çalı gibi dolanmış ayaklarımıza
Bencilliğimiz, utançlarımız, yalanlarımız tutunmuş köşe başlarına
Şeytan bağlamış elimizi ayağımızı kara bir yazmayla,
Nasıl da bakıyor gözlerimize alayla....
Umursamaz, utanmaz olmuş yüreklerimiz...
Yok yok insanlığı soyunuyor kimilerimiz...
Uyanın ne olur, kabusu bitirmek için...
Uykuya dalanı geri döndürmek için...
Aşk, sevda, dostluk, iyilik, merhamet, doğruluk ölüyor ellerimizde
Ne oluyor bana, sana, ne oluyor bize
Uyanın ne olur
Öldünüz mü beee! ! ! !

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:49 PM
Vazgeçtim Senden

Vazgeçtim senden....
Vazgeçtim...
İstemem artık ellerini
İstemem...
Öpmem ben o dudakları
Yemin olsun...
Yanıp tutuşsam da hasretinle
Dokunmam...
Anmam artık adını
Tutamazsam sözümü,
Aldığım bir nefes bin kere
haram olsun...

Vazgeçtim senden...
Vazgeçtim...
İnanmam sözlerine,
Ve o yalan oynaşan gözlerine,
Gönlüm bağlanmaz senin
Zehirli gönül tellerine...
Vazgeçtim...
Vazgeçtim senden...
Bil ki bozarsam bu yemini ben
Koynuma senden önce giren
Ölüm olsun....

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:49 PM
yA bİR yAPrak Ya bİR nEFEs

Bir ağaç olsam mı acaba evinizin önünde...
Dallarım yatak odanızın penceresinde...
Açtığınızda perdeyi ilk ışıkla
Gözleriniz yapraklarıma değse...

Uzayınca kollarım budasanız beni
Böylelikle dokunurdunuz tenime
Rüzgar okşadıkça varlığımı
Bir şarkı olup fısıldardım sizi size...
Yazın sıcağında gölgem de düşer çıplak teninize
Baharda koklardınız çiçeklerimi,
Kışın bir avuç kara karışırdım da
eridikçe kar avuçlarınızda
kıymık olup batardım parmaklarınıza

Mevsim bu durur mu durduğu yer de...
Sonbahar da gelir elbette
İşte o zaman açınca pencerenizi
Rüzgar yatağınıza kadar getirirdi beni...
hiç olmazsa yaprak olup girerdim koynunuza...
Biliyor musunuz
o ağaç bile daha şanslı galiba,
Siz böyle kaçın benden,
ya bir yaprak
ya bir nefes ya da bir GÜL’e karışıp
gireceğim bir gün gönül pencerenizden...
sonra keseceğim yatak odanıza uzanan tüm dalları,
olur ya biri daha
yaprak olur da
girer aramıza
sonbaharda...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:49 PM
Ya sen? Sen Beni! ! !

Ben seni sevmiş miydim,
O sen miydin?
Damarlarımda dolaşan,
Alev alev yakardı parmakların
Pişerdi etlerim de
Yine de kaynaşırdı kemiklerim seninle...

Ben seni sevmiş miydim?
O Sen miydin?
Yağlı urganlarla boynuma doladığım,
Sevgili azrailim, alın yazım, celladım,
Durma al canımı,
Azrail sensen eğer.
Ölüm seninle gelsin...
Sana değer....

Yine de ölmeden önce,
Ben seni sevmiş miydim?
Ya sen! , Sen beni?

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:49 PM
Yağmur

Yağmur var Ankara’da
Hava gri,
Rüzgar alabildiğine hırçın,
Ağacın, çiçekle aşkı ıslandı...
Sırılsıklam,
Bulutlar indirdiler biriken ne varsa yeryüzüne
Ben gibi..

Yağmur var Ankara’da
Hava mağrur, hava çılgın
Bir güneş, bir yağmur.
Alabildiğine grilik önce, sonra bir ışık,
Ve bir aşk sarhoşluğu bulutlarda
Toprakla bütünleşmenin verdiği doyum.
Ben gibi...

İçim yağmurlu, fırtınalı,
Ankara gibiyim.
Griyim,
Yağmurla birleşti toprak.
Kavuştular işte...
Güneş açtı.
Ben de şimdi yağmurunu bekleyen
Toprak gibiyim.
Sonra! ! !
Sıra güneşte...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:49 PM
YaKAMOZ nEYSE

Tütsüydü aşk
Büyülü bir dilimdi zamanda
Umut
mistik bir kokuydu
Koynunda..

Uzardı sevişmeler bakışlarda
Dalga dalga döverdi deniz kayalıkları
Yakamoz şahitti,
Ay aşka gelirdi seviştikçe
Denize düşerdi...

Dingin bir zenginlikti dokunuşlar
Ve azgın bir kısraktı çırpınışlar
Yürek atışları depremdi...
Yıldızlar çarpışırdı gökte
Alev alev ellerine düşerdi...

Tütsüydü aşk
Nefesinde nefesti
Şahitti yakamoz,
Ay aşka gelirdi seviştikçe
Denize düşerdi...
Ay denizin üstünde
Durur mu söyle
Umut işte...
Yakamoz neyse
Aşk ta öyle...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:49 PM
Yelkenli

Bir öpüş kondur dudağıma,
Sıcacık, içten
Nefesin okşayıp geçsin
İliklerimden...

Bir öpüş kondur dudağıma,
Gözlerin kapalıyken
Hiçbir kadını öpmemiş gibi ol daha önce
Silinsin tüm dokunuşlar hücrelerinden...

Duru bir su damlası serinliği
Takılsın dudak kıvrımlarıma
Bir pınar gibi akıyor olsun gözeneklerinden
Çözülsün bağları dizlerinin
Damarlarım sarmaşık gibi yüreğini sararken


Bir geceye sığdırma beni
Güneş karanlığı saçlarından yakalayıp sürüklerken
Sürükle sen de beni
Nereye gidersen tut ellerimden

Pek çok mevsim kovalayacak birbirini önceki gibi
Bir sabah bahar gibi tomurcuklanırken
Bir öğle vakti belki sararacak yapraklar dökülecek içinden
Beyaz bir kar uzanacak üstüne
Üşüyeceksin gözlerim bulut kokarken
Yaz gelmeyecek gibi bakma bana o zaman
Ya da sıcağına çek beni hiç utanmadan
Başka bir memleket ol, iklimi ılık, iklimi papatya kokan
Dağıt bulutları gözlerimden,
Dudakların tutunca dudaklarımdan

Bir öpüş kondur dudağıma
İyice düşün ama
Yüreğinde, kaçamak saatleriyse bir yelkenlinin
Bir göl, bir deniz, bir okyanus değil
Bilmediğin başka bir su evreniyim...
Söyle içindeki yelkenliye,
“Dönemeyebilirim”.

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:50 PM
Yeni Bir İklim Yeşerecek Seninle

Boyun eğdim nihayet egemenliğine
Yenik düştüm,
Suyumu, göğümü,toprağımı
ne istersen sundum ellerine
Bu coğrafya senin alabildiğince
Hazların en büyüğü hissetmek seni
Ağırlığınca ez, ayakların ezdikçe
Lavlarım bir ırmak, bir ateş ordusu, bir çatlak arıyor çıkmak için tenimde....

Dingin bir sevda türküsü çalınıyor şelalelerimde
Mercan adaları yükseliyor denizlerimde
İrili ufaklı adacıklar dalgalarla sevişiyor gecenin sessizliğinde....
Nicedir kuraktı bu coğrafya, uyumaktaydı kadınları ve çocukları
Kuşları unutmuştu kanat çırpmayı,
Gök yere bakıyordu. Yer göğe kinliydi susuzdu derelerin yatakları
Ne kadar zaman geçti kimbilir üstünden
Bu coğrafyada siliniyordu aşkın dokunuşları
Gelişin bir milat şimdi, bir çağın sonlanması,
Unutulmuş bir coğrafya da,umutların toprağa tutunması
Salınarak gez, dimdik, onurlu, gururlu
Hangi esaret, hangi sömürge ve nasıl bir yenilme ki
Mutlu eder soyunu,
Sen yenilgilerin en onurlusu ve bitmeyen savaşların sonuncusu!
Bekleme
geçmişten kalan ne gelirse önüne, ver hepsini ateşe
Bu coğrafya da yeni bir iklim yeşerecek,
şimdi hemen
seninle...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:50 PM
Yenilmiştir Çoktan AŞK Bile...

Arama bulamazsın ne beni ne de seni,
Farzet ki bir rüyaydı sevgi
Bir ışıktı gözbebeğimize değdi.
Bir damlaydı saçlarına tutunmuş
Ve ardından güneşe boyun eğdi...

Ayrılık kokuyor bu şehrin havası
Öyle ki kasvetli,
Kimi evlerin ışıkları yanıyor öyle parlak öyle canlı
Kimi evlerde derin bir sessizlik sanki
Belli ki sen gibi ben gibi
Yaklaşmış ayrılık saati...

Kaç çatının altında mutludur aşıklar kimbilir...
El ele, diz dize söylenen bir şarkıdır belki de bir şiir
Ya da bir doğum sevincidir,
Gece uykuya zaman kalmadan, aşka yenilir...

Kaç çatı gebedir ayrılığa,
Suskundur sözler, kin doludur o güzel gözler
Büyü bozulmuştur kimbilir ne zaman
Çalınan eski bir şarkıdır aşktan kalan...
Bir yanda eşyalardır toplanan
Ürkekleşir gözler,
Diz kapakların kırılır tam ortadan,
Ağır bir koku siner üstüne
Bir hüzün.....ve acı, bir damga gibi vurulur göğsüne
Kapanır kapılar....
Ve yürek de kapanır kendi içine...
Belki diğeri de senin gibi düşer peşine...
geçmiştir dün, bitmiştir kaç bugün de...
acımasızdır zaman
hele geciktinse,
yenilmiştir çoktan AŞK BİLE...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:50 PM
Yıldızların yüzü Kızarıyor

Seni öyle kolay çiziyor ki yüreğim,
Ezberlemişim her zerreni,
Gece olunca
Gülen gözlerin, gözlerim oluyor
Kapatıyorum gözlerimi...
Ellerimde bir sıcaklık
Hani avuçların kanıyor gibi...
Saçlarımda geziyor dudakların
Yüzüne takılıyorlar tutam tutam
Kokladığını duyuyorum beni
Fısıltıların su olup akıyor kulaklarıma,
Bir peri kanat takıyor bir yandan omuzlarıma
Hani uçmak gibi...
Yer çekmeye korkuyor bizi
Yıldızların yüzü kızarıyor,
Bir kaçı en kuytulardan kayıyorlar başka yıldızlara doğru
Aşk çağırıyor...
Ay dünyanın başka bir yerinde düşecek deniz arıyor
O saatlerde
Yalnızlığına kızgın belki de,
çekiyor denizi olanca gücüyle kendine
Dalgalar kıyıya vuruyor...
Birden gözlerime akıyor bulutlar,
Gök gürültüsünde kayboluyor fısıltılar
Duyamıyorum...
Saçlarım tutam tutam düğüm oluyor
Hızla düşüyorum, bir bakıyorum peri ellerinde kanatlar
Başka yerlere uçuyor, bilmediğim yerlere
Yüreğim sıçrıyor,
Cam kırıklarına dönüyorsun...
Kum gibi dağılıyor zerrelerin
Tükeniyor hayalin bile, bir zaman sonra
Ya sen, sen hiç tükenmeyecek misin?
Ya da gün gelip yeniden
Yıldızların yüzü kızaracak mı aniden
Ama GERÇEKTEN
Hani ay düşecek deniz ararken
Sen ve ben...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:51 PM
YiTik Zamanların/yİTİK ÇocUKLARI

Büyüdük yitik zamanlarda
İstemeden
Dudaklarda küçük bir tebessüm kaldı
Dünümüzden

Uçurtmalarımız oldu göğe süzdüğümüz
Misketlerimiz oldu kaybettiğimiz
Diz kapaklarımızda kabuklu yaralar oldu
El değdirmek istemediğimiz...

Arkadaşlarımız vardı köşedeki evde
Görmeden edemediğimiz
Ve belki sevmediklerimiz vardı
Hemen üstümüzde
Ayağına çelmeler geçirdiğimiz

Kirliydi ayağımız, ellerimiz mis gibi...
Birazı toz, birazı da sevinçlerin teriydi..
İp atlarken rengimiz kırmızıya dönerdi...
Yaşam bizim için, biraz top, biraz bebek
Yakalanmadan eve geç girebilmekti....

Offff...............

Yitik çocuklarız, öğütülmüşüz, büyütülmüşüz
Kirimiz değişmiş, temiz gibi ellerimiz, ayaklarımız
Yüreklerimiz acıtılmış, bükülmüş,
İçimize nefes gibi dolmuş pasaklarımız
Bir an gelip tebessüme salıncak kursa da anılarımız
Anlamaya başlamışız çoktan,
Hiç anlamadığımız annemiz ve babamız
Onları andırıyor duygularımız
Doğuyor bizler gibi, doğuruyoruz
Ağlıyor, oynuyor, gülüyor
Ve büyüyor.........
Yitecek çocuklarımız...
Biz gibi....

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:51 PM
Yokluğunda Öldüm

Ben ölmezdim de,
Senin gözlerin vurdu beni,
Bilemedim nasıl vuruldum,
Bir gözlerin oldum, gözlerim sen oldun
Bilemedim nasıl vuruldum,

Ben ölmezdim de,
Senin sözlerin vurdu beni,
En zehirli yılanların,
Karadulların, zehrine eşti sözlerin,
Felçliydim, dilsizdim, yatalaktım,
Sana öyle tutsaktım,

Ben ölmezdim de,
Yokluğun öldürdü beni,
Ne gözlerinin açtığı yaralar,
Ne felç eden sözlerin,
Gidişin var ya ardına bakmadan,
Vefasız gidişin,
Adım adım, gittin...
Yavaş yavaş
Adım adım öldüm,
Belki dönersin diye
Kaç kez dirildim, kaç kez gömüldüm...
Dönmedin,
Ben ölmezdim dönseydin...
Yokluğun öldürdü beni...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:51 PM
yOkSUN

Bezgin bulutlar
Üşüştü
Yoksun!
Şehrin üstü
Gri mi gri,
Güneşe perde düştü,

Tanımadığım yüzlerce insan
Yüzümde görünmez bir örtü
Simsiyah
Kapkara
Yoksun!

Kararıyor şehir,
Üşüyor kaldırımlar
Ellerim mor,
nedensiz, hissiz,
İlerliyorum ağır ağır
Akşamı doğuruyor zaman
ve bir sancı saplanıyor yüreğime
Yoksun
Ölüyor şehir! ! !
Koca bir şehir ölü...
Mevsim ayrılık!
Kirpiklerim bile sızlıyor,
bir yıldırım gibi düşüyor sözlerin
savaşın ortasında yalnız bir çocuk gözlerim
ürkek, çaresiz
yoksun
esir düştü şehrim
acıya tutsak yalancı gülüşlerim
sokağa düşen şu gölgem bile
yalnızlık fısıldıyor...
YOKSUN! ....

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:51 PM
Yürek Ağrım

şarabın tadı senin yanında,
ekmek de öyle...
uyku desen sensiz derin firarda
yürek ağrım, böyle ömür geçer mi

her şarkı sensin,
her çalgı ben...
şiirler sensin,
okuyan ben...
gelme ihtimalin varsa
daha bir gün önceden
yüreğim ellerimde çırpınır dururum ben...

seni soyunurum,
seni giyinirim,
el açıp dualarda seni dilenirim...
yürek ağrım seni ben
başımda gezdiririm,
yeter ki bir ah çekip,
gözlerinde dinlensem...

Gül Yazganarıkan

Shekil
08-21-2007, 04:52 PM
Zakkum ve Gül

Kokladım seni
Çektim içime,
Gül tadıydı dolan gönlüme
Birazdan anladım ki
Tadından
Gül değil zakkum açmış bağrından

sen uslanmazsın
Önce okşar ellerin
Ardı sıra kaçarsın
Bir bakarım alev olmuş
İçin için yakarsın...
Yanıyorum gel desem
Üste odun atarsın...

Zevk alır dudakların
Sır dolu sözcüklerden,
Göz göze gelmekten çocuk gibi korkarsın
Bedenimiz gelince boşluksuz bir araya
Hırçın çağlayan gibi
Maviliğe akarsın...

Gül Yazganarıkan