Giriş

Tam Sürümü Görüntüle : Ask ve Sevgı Sıırlerı-5


UseLanMaz
08-25-2007, 01:45 PM
Söyleyemedim


Seni sevdiğimi kimseye söylemedim

Saatlerce kaldırımlarda tur attığımı

Şehrin üzerime çöktüğünü

Koca şehrin yorganımda yattığını

Seni sevdiğimi kimseye söylemedim

Sabahlar bitirmedi *******imi

Akşamlar getirmedi

Doğmayan güneşim sendin

Düşmeyen ateşim

Şakaklarıma yağarcasına

Güvendiğim dağlara kar yağdı


Seni sevdiğimi kimseye söylemedim

Kalabalıklara attım kendimi

Kim, nereden bilecekmiş ki?!


Seni sevdiğimi kimseye söylemedim

Gölgeye sığmadım

Gölgem sığmadı

Gün gelir söylerim sandım

Güneş doğmadı

Rüyalarıma girseydin keşke

Olmadı işte olmadı


Seni sevdiğimi kimseye söylemedim

İçin için ağladığımı görmediler

Yalnızlık yorgunuydum

Ne elimi tutan oldu

Ne halime yanan

Görmedim duymadım neler dediler

Hiç biri senin yerini tutmadılar

Senin gibi sevmediler


Seni sevdiğimi kimseye söylemedim

Mevsimlere yıllara inat

Üstümden çığ gibi geçti zaman

Çiçekler açtı, yapraklar döktü

Göçmen kuşlar havalandı yüreğimde

Bana mısın demedim


Seni sevdiğimi kimseye söylemedim

Dalıp gittim üçsüz bucaksız göklere

Sanki ufuktan gelecekmişsin gibi

Şişelere mektup koydum

Dalgalardan dilek tuttum

Bildin, bileceksin gibi


Seni sevdiğimi kimseye söylemedim

Var mıydın yok muydun bilmiyorum

Bu ne biçim tutku Allah'ım

Hani bir yürek yansa bir gemi dolusu yürek

Yürek dayanmaz, dayansa

Hani sevenleri korur

Hani bir liman olurdun


Seni sevdiğimi sana söylemedim

Kimselere söylemedim seni sevdiğimi

Şehri baştan başa dolaştım

Yüreğimi baştan başa

Dere tepe düz gittim

Kendi kendime ağladım

Ağladığımı kimseye söylemedim

Kendimden sakladım seni sevdiğimi

Rüzgara, buluta söyledim

Yokluğunda yandım

Sigara gibi

Ateş kırkbir

Yanık üç

Duman oldum

Duman oldun

Benim oldun

Dumanını ciğerime üfledim

Seni sevdim işte

Daha ne olsun

Seni sevdim

Seni sevdiğimi kimseye söylemedim



Seni

Özlemenin Kitabını

Yazabilirim


Seni özlemenin

Ne demek olduğunu sor bana,

Yetmiş iki dilde anlatabilirim

Kitabını yazabilirim sayfalarca.

Yalnızlığın rezilliğini

Kokuşmuşluğunu

Ve çıplaklığını da.

Ama hiç kimse

Kavuşmanın güzelliğini

Sormasın bana / anlatamam.

Ben sana hiç kavuşmadım ki!


Bilmiyorum

Dudakların nasıldır.

Sıcak mı ateş topu kadar,

Yoksa soğuk mu

Buza kesmiş bir bardak su gibi?

Kıvrımlarına,

Kırmızı karanfiller mi tutunmuş,

Küle gizlenmiş kor mu var?

Tenime değdiğinde dudakların

Cemre mi düşer bedenime,

Mızrap değen bir saz teli gibi

Titrer mi yüreğim bilmiyorum.

Ben hiç dudaklarına dokunmadım ki!


Bir kadını sardığında kolların,

Ürkek ceylânlar

Nasıl kurtulur tuzağından?

Dolu yemiş yaprak gibi

Nasıl titrer bir yürek?

Ellerin nasıl okşar bir bedeni,

Goncalar

Nasıl güle döner sıcaklığınla / bilmiyorum.

Hiç sana sarılıp yatmadım ki!


Kısacası:

Tatmadım kavuşmayı / anlatamam.

Ama,

Seni özlemenin kitabını yazabilirim.

Anlatabilirim daldaki kuşa / topraktaki solucana.

Yokluğunda yıllardır

Özlemine dayanmayı öğrendim

Yokluğuna katlanmayı

Aşağılık avunmayı öğrendim nasılsa

Ustası oldum beklemenin

Tükenmek pahasına.


Ama hiç kimse / kavuşmayı,

İki derenin birbirine karışıp

Sarmaş dolaş aktığı yatağın yorgunluğunu

Sormasın bana ,anlatamam.

Çünkü seninle ben,

Ayrı kaynaktan doğmuş

Sularında hasretleri taşıyan

Başka denizlere koşan iki ırmağız.

Birbirimize uzak topraklarda tüketirken yılları

Aynamızda ayrı gökleri yansıtırız.

İşte onun için

İki dere nasıl karışır birbirine

Nasıl sığar iki nehir bir yatağa /bilmiyorum.

Seninle

Hiç aynı yatakta coşmadım ki!


Sen bana /yalnızca

Ve sadece

Kahpe sensizliği sor

Rezil beklemeyi , özlemeyi sor.

Tanrı şahidimdir

Kurda kuşa

Dağa taşa bile anlatabilirim.

Demem o ki uzaktaki yakınım:

Vuslatlara yabancıyım,

Ama,

Seni özlemenin kitabını yazabilirim.



Susuyorum


artik derin derin nasilda konusmak istiyorum oysa ,


saatlerce susmadan konusmak istiyorum, tüm biriktirdiklerimi


en basindan baslayip sonuna kadar anlatmak istiyorum


anlatman yetmez, anlasilmakta istiyorum



Bir el istiyorum basimda ...


Saclarima dokunsun istiyorum tüm bedenimden söküp alsin yalnizligimi tilsimiyla ,


bir el istiyorum dokunsun saclarima yumusacik alsin tüm donukluklari usulca



Bir göz istiyorum gözlerimde...


Anlamsiz bakan gözlerimin icini görsün, hala arkalarda kalmis isik hüzmelerinin


icine dalsin cikarsin tüm umutlarimi eski sandigin icinden acsinda isigi ile umut


olsun yolarima , yolum olsun yordamim olsun istiyorum



Biz omuz istiyorum


Basimi yaslayip uzun uzun aglayabilecegim , yillardir biriktirdigim hüzün tanelerini


tek tek döke bilecegim bir omuz istiyorum


Ona yaslaninca herseyi unutmak istiyorum, sicacik olmak icimi huzur kaplasin


istiyorum, hic konusmadan saatlerce orada kalmak , hic konusmadan


anlasabilmek istiyorum.



Biliyorum ne cok sey istiyorum,


bunlarin sadece puslu bir hayal oldugunu da biliyorum.


Ben hüzünlerimi geri istiyorum