[мα∂ℓιηє]
09-29-2007, 10:32 AM
Metehan Demir'in analizi..
* anlaşma burada, anlaşmamak anlamında kullanılmıştır.
Ankara’da üç gündür Kuzey Irak’ta PKK ile mücadele anlamında sınır ötesi operasyonun kapılarını açacak bir görüşme komedisi yaşanıyor. Türkiye’nin olanca iyi niyetine rağmen, Irak ise ABD’nin Türkiye’yi oyalama, zamandan çalma uyutma taktiğinin gereklerini yerine getiriyor. Son bir yılda yaşadıklarımıza bugün bir yenisi eklendi. Türkiye ve Irak sınır ötesi maddesi içermeyen bir terörle mücadele anlaşması imzaladı. Böylelikle anlaşma Türk kamuoyu için "sinir ötesi" bir hal aldı.
Artık Türkiye’nin bildiği bir gerçeğin tüm dünya tarafından kabul edilmesi gerekiyor. O da terörle mücadelede ana eksenin Washington’ın samimiyetinden geçtiği… Onun haricinde terörle mücadele koordinatörlüğü, ‘biz Türkiye’yi çok seviyoruz, PKK’ya karşı yanındayız’ açıklamaları, ikili müzakere tiyatroları ve buna benzer anlaşmama üzerine anlaşmalar, vakit kaybından başka hiçbir şey değil. Bu anlaşma bir kere daha sınır ötesinin ötelenmesidir.
Anlaşma olsa bile, imzayı atan Irak hükümeti yetkililerinin Barzani ve Talabani’nin Kürt gruplarına ne derecede söz geçireceği, ABD’nin Türkiye’nin sınır ötesi operasyonuna ne derece samimi destek vereceği karşımızda bekleyen ana sorular olarak durmaktadır.
Sonuç olarak Türkiye’nin sabrı taştığında Birleşmiş Milletler ve hukuktan doğan haklarını koruma adına gereken en sert adımı atacağı konusunda izleyeceği politikalar bundan sonra daha büyük önem taşıyacak. Çünkü artık Irak ve Amerika’nın Türkiye’ye karşı tiyatroya dönen samimiyetsizlikler sürecinde başka oynayabilecekleri rol ve Türkiye’den alabilecekleri zaman kalmadı.
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ’un verdiği sinyaldeki gibi Türkiye belki bu uğurda istediği her neticeyi alamaz ama ABD başta olmak üzere bölgede “ “Büyük Ağabeylerin” göze alamayacağı tahribatlara yol açabilir.
* anlaşma burada, anlaşmamak anlamında kullanılmıştır.
Ankara’da üç gündür Kuzey Irak’ta PKK ile mücadele anlamında sınır ötesi operasyonun kapılarını açacak bir görüşme komedisi yaşanıyor. Türkiye’nin olanca iyi niyetine rağmen, Irak ise ABD’nin Türkiye’yi oyalama, zamandan çalma uyutma taktiğinin gereklerini yerine getiriyor. Son bir yılda yaşadıklarımıza bugün bir yenisi eklendi. Türkiye ve Irak sınır ötesi maddesi içermeyen bir terörle mücadele anlaşması imzaladı. Böylelikle anlaşma Türk kamuoyu için "sinir ötesi" bir hal aldı.
Artık Türkiye’nin bildiği bir gerçeğin tüm dünya tarafından kabul edilmesi gerekiyor. O da terörle mücadelede ana eksenin Washington’ın samimiyetinden geçtiği… Onun haricinde terörle mücadele koordinatörlüğü, ‘biz Türkiye’yi çok seviyoruz, PKK’ya karşı yanındayız’ açıklamaları, ikili müzakere tiyatroları ve buna benzer anlaşmama üzerine anlaşmalar, vakit kaybından başka hiçbir şey değil. Bu anlaşma bir kere daha sınır ötesinin ötelenmesidir.
Anlaşma olsa bile, imzayı atan Irak hükümeti yetkililerinin Barzani ve Talabani’nin Kürt gruplarına ne derecede söz geçireceği, ABD’nin Türkiye’nin sınır ötesi operasyonuna ne derece samimi destek vereceği karşımızda bekleyen ana sorular olarak durmaktadır.
Sonuç olarak Türkiye’nin sabrı taştığında Birleşmiş Milletler ve hukuktan doğan haklarını koruma adına gereken en sert adımı atacağı konusunda izleyeceği politikalar bundan sonra daha büyük önem taşıyacak. Çünkü artık Irak ve Amerika’nın Türkiye’ye karşı tiyatroya dönen samimiyetsizlikler sürecinde başka oynayabilecekleri rol ve Türkiye’den alabilecekleri zaman kalmadı.
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ’un verdiği sinyaldeki gibi Türkiye belki bu uğurda istediği her neticeyi alamaz ama ABD başta olmak üzere bölgede “ “Büyük Ağabeylerin” göze alamayacağı tahribatlara yol açabilir.