Giriş

Tam Sürümü Görüntüle : Güneşin Kızı


вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:43 PM
Güneşin Kızı


Bir damla bereketi dilenen çöl gibi
İçimdeki hasretinin kuraklığı...
Yüreğimi gömmüyorum kara toprağa
Sensizliğe inat
Her seraba gözlerini soruyorum
Her alevi sen diye kana kana içiyorum
Mevsimlerin kucağında gülüşlerini gözetliyorum
Bir sabah dönecek misin Güneşin Kızı ?

Rüzgarda savrulan yaprak gibi
Yüreğimde gidişin dağınıklığı...
Sevdamı vermiyorum hoyrat rüzgara
Üşüten ayazlara inat
Her kaldırıma sen diye düşüyorum
Sen tutacaksın diye
Bedenimi ipsiz uçurumlara salıyorum
Karanlığın koynunda seni bekliyorum
Bir gece dönecek misin Zühre yıldızı ?

Yıldızını kaybetmiş gece gibi
Gözlerimde yokluğunun acısı...
Umutlarımı kapatmıyorum karanlığa
Buzdan yangınlara inat
Her güneşte varlığını diliyorum
Her gölgede yüzümü aydınlığa çeviriyorum
Mutluluğun sağanağında gözlerini bekliyorum
Yağmur sonrası
Gökkuşağınla dönecek misin Güneşin kızı ?

Tomurcukları mevsimsiz kuruyan bahar gibi
Yüreğimdeki ayrılığının sancısı
Pes etmiyorum onca zorluğa
Gözyaşına inat
Her kuru dala gözlerindeki ışığı seriyorum
Her açan tomurcuğa gülücüklerini giydiriyorum
Baharın koynunda içime nefesini çekiyorum
Gülen gözlerinle
Bir gece dönecek misin Zühre Yıldızı ?

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:43 PM
İyi Kalpli Günahkar

İyi kalpli günahkar
Kanaatkar ve şakacı bir gece lambası gibisin...
Yanıyorsun sevişmelerin en koyusunda,
Sönüyorsun binlerce bilmeceyle.
Dışarıda mağrur, gizemli, yasakçı...
İçeride sevecen, başıboş, ahlaksız.
İyi kalpli günahkarları
Aydınlatan bir gece lambası gibisin...
Kendi yangınına aşık...

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:43 PM
İdam Sehpası

Akıl almaz hayaller almış gidiyor başını
İçimde bir korku sevsem seni sanki vuracaklar beni
Sevsem seni sanki ayağıma prangalar çekilecek
Sevdam beni delirten sevdam..
Seni sevmek benim için yaşamaktır.
Sensizliğin kabustur
İdam sehpasıdır sensizliğim..

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:44 PM
Su I

Bir hamam ki, arınma gayesinden şaheser;
Arınmışları yeri, Cennette nurlu kevser.

**********************************
Oranda

Yüzümde hüzünden gölgeler varsa,
O hüzün yüzündendir olsa olsa.
Bilmiyorum, bu yaşamın çoğu yaşanmamışsa,
Yaşanmadığı okunur, şimdi, daldımsa.

Özledikçe yalnız durup-susup baktımsa,
Sorulacakken nedeni nasıl sormadımsa.

Geldiğini umudumda umudla umdumsa,
Geleceğini görüyor-biliyordum anlattımsa.

O geçip-gitti ora'sına, ben görmedim, baktıysa.
Derim ki şimdi, bir daha gelse de, sorsa.

Sözümle, yüzümle, gözümle dedim, duysa.
Bense buramda onu bekledim oysa.

Yüzümde hüzünden gölgeler kaldıysa,
İçimde örülen duvardan düşmüştür, çatladıysa

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:44 PM
Kıskanır



Seni o kadar çok seviyorum ki,
Bu sevgimi gören herkes kıskanır…
Leyla seni, Mecnun beni,
Herkes ama herkes aşkımızı,
Sevgimizi, mutluluğumuzu kıskanır…
Dağları delen Kerem,
Şirin uğruna can veren Ferhat,
Aşkımızın büyüklüğünü, yüceliğini,
Bizim sevgimizi kıskanır…
Sevgimizi görenler,
Bizi ayırmaya cesaret edemez,
Aşkımızı bozmanın günahını,
Hiç kimse çekemez…
Bu yüzden ecel bile bize,
Dokunmaz, bizi ayırmaz,
Ayrılmamızı isteyenler,
Sevgimizin kutsallığını kıskanır…

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:44 PM
Daha Tanımıyorsun Beni




Daha tanımıyorsun beni
Zamanla anlatırım sana kendimi
İyiliğim güzeldir benim
Kim görmüş kötülüğümü
Bunu hep derim
Niyetini bileyim
İnan bana gerisi hiç önemli değil
Beni satanı ben bedavaya veririm
Beni tanıyanlar bilir
Öyle kötü bir yanım vardır ki
Dilerim hiç görmeyesin
Dostluğum kadar düşmanlığımda derindir benim.

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:44 PM
Özledim Seni


Hep kahverengi gözlerini özlüyorum
Her kadında seni anımsıyor,
Her kelimede ismini dudaklarımda ıslatıyorum
Nerde bir tebessüm güneşle süzülse avuçlarıma
Hep senin gülüşlerin sanıyorum.
Bu kadar özlemek olur mu diye sorma bana .
Özlemlerinde delice yandığım
Sevgine kana kana susadığım
Kalbime ismini ölümsüz kazıdığım
Canımdan bir candın sen...

Sırtımdaki yangın alevi düşlerimle,
Fırtınalara inat denizlere koşuyorum.
Her gece karanlığı sen sanıyor,
Her fırtınayı sen diye yüreğime alıyorum.
Nerde bir yıldız düşse karanlığıma;
Sen diye yollara koyuluyorum...
Bu kadar sevmek olur mu diye sorma bana
Yüreğimin gözyaşlarını bıraktığım,
Mavinin gülümseyen deniz kızıydın sen...
Karanlıklarda gözlerinde aydınlandığım,
Dupduru suların aynasında yıkanmış yıldızdın sen..

Uyandırdım hasretinde sabahlayan gözlerimi.
Her açan çiçeği sen sanıyor,
Her arsız dikeni gülüşün biliyorum.
Mutluluk haritasından adımı silip
Yollara sürüyorum pusulasız yüreğimi.
Bu kadar beklemek olur mu diye sorma bana.
Sen, mutluluk diyarlarını bilen tek seyyahtın.
Yüreğimdeki susuz çiğdemlerin
Bir gün güneşe kavuşacağı
Bahar sabahıydın sen..

Yüreğimi mürekkep ,
Gülüşlerimi kağıt bilip
Baharları sevginle karşılamak için
Kahverengi gözlerinle seni bekliyorum.

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:44 PM
Suskun

Belki sen,
Belki de ben yalnız.
Hem de yalanların en büyüğü
Korkuların en gizemine sığınmış,
Kirlenmiş bir beyaz gibi.

Güneşi sen küstürdün,
Belki güneş bize küstü
Gecenin karanlığına sığınmış,
İki dilsiz sevdalı gibi.

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:44 PM
Pembe Hayat


Mavi maviydi gökyüzü.
Pembemi pembeydi hayat.
Rüzgar gibi geçti,
Geçen neydi!
Gençliğimmiydi o giden?
Çocuktuk bir zamanlar,
Şimdi büyüdük,büyümekten birşeyler umarak.
Geçmişten kalan miras neydi?
Anılarmıydı arta kalan...
Ne geri dönebilirim
Ne fazla ileri gidebilirim.
Değişen dünya,
Birde insanlar!
Ya geriye kalanlar!
Yine dünya ve yeni insanlar..!

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:45 PM
Kime Sorarsan Sor



Nasıl sevmişim eğer bilmek istersen
kara çarşafla gezen *******e sor
ümidim akarken bozuk para gibi
duam tutar diyen şu dilenciye sor.

Dörtnala girdabında her gün döndürsen
yağmurda sel selde kumlar kumlarda ben
içimde yağmaktasın görmesen de sen
ustura gibi keskin yağmurlara sor.

En güzel çağım seni anmakla geçti
gitgide beyazlandı saçların teli
bir yanım kor bir yanım eridi bitti
yatırlarda diktiğim tüm mumlara sor.

Kar yağar rüzgar eser güneş yakarmış
galaksideki duran yıldızlara sor
yerküreyi taşıyan hamal bilirmiş
bu yürek ağırlaştı yaşayana sor.

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:45 PM
Uzak Bir Yurt Köşesinde Dağıstan'ın






Kesif duman kaplamış her yanı
Ve önünde dumanların zalim bir ordu.

Nereden gelip, nereye gidiyorlar?
Kalmıyor ardında mutluluk ve huzur!

Bu koskoca orduyu sordu, garip bir çoban,
“Çarın ordusu”dur dedi askerlerden biri.

“Be hey anlayışsız, şu muhteşem görüntü,
olabilirmi ki sizin şu yoksul dağlarınızın? ”

“İşte fark elinde, basit bir tahta parçası
ve bizde toplar, tüfekler, tuğlar! ”

“Biz de ucu parlayan süngüler, sizde
çıplak nasırlı eller, bre anlayışsız! ”

Çoban sessizce geri geri çekildi,
İlk kez görüyordu böyle kalabalık.

Amma sıyıramadı kendini onlardan,
Zalim bir Kazak yumruğuyla yıkıldı yere!


Ortalık karışmıştı bir anda,
Genç dağlı zıpkın gibi, kalkmıştı düştüğü yerden.

Kazak ise ne olduğunu anlayamadan,
Süngülerinin pırıltısında can vermişti.

Süngülerden daha zalim kamalar vardı,
Zulalarında o sakin ve yoksul dağlıların.

Kanlar içinde bir çuval gibi yere yığıldı Kazak,
Onu ne ordusunun büyüklüğü, ne Çar,
Ne de kutsadığı İsa kurtarabilmişti!


Onlarca asker üşüştü bir dağlının üzerine,
İnce kemikli, ince yapılı bir çoban,
Demek ki dalına basıldığında
Müthiş bir savaşçıya soyunabilirdi!

Komutan “hayır! ” diye bağırdı bir an,
“Durun! Onu canlı istiyorum! ”

Kızgın kalabalıklar bir an durdular,
Nefesler tutuldu ve kan içindeki dağlı,
Yerden, tozlar içindeki kalpağını aldı,
Sallanarak ayağa kalktı, sendeliyordu,
Sonra kumandanın bir fiskesiyle,
Yeniden tozlu yola düştü.

Dağlarda ve yabanda dolaşmaktan,
Pırıltısı yitik deri çizmelerinin tabanını kumandan,
Yoksulun karnı üzerine bastırdı.

Dağlı acıyla kıvrandı, yine de ses çıkartmadı,
Buralarda acı duyulsada belli edilmez
Ve yiğitlerin kanına dokunan
Onursuzca ölmektir.

Her memleketin farklı bir geleneği,
Ayrı bir kanunu vardır, doğaldır.

Dağlarda herşeyin üstündedir şeref
Ve dağlı karakteri; her türlü zorluğa karşı,
Dayanma, sabır ve yürekliliktir.

Sonra küstah bir bakış fırlatır,
Çizmenin zorba sahibine.

Bir de Dargice bir sövgü patlatır
Ve söylenir gırtlaksı sesler çıkararak.

İnsafa mı geldi ne kumandan?
Çeker ayaklarını, döner çevirmenine:
“Ne diyor şu çulsuz! ”

“Vahşi hayvanlar ancak,
Aklıyla göremediğinden işini,
Tırmalar ayaklarıyla! ”

Bu hakaretten sonra ne yapar bir kumandan?
Ölüm değilmi dir bunun yanıtı?
“Yaşşa sağlam adam şu kumandan!
En iyi dağlı, ölü bir dağlıdır zaten! ”

Uzak bir yurt köşesinde Dağıstan’ın,
Garip çoban bilgisizliğin kurbanı,
İlk ve son kez tanıdı düşmanını,
Uzak bir yurt köşesinde Dağıstan’ın!

Çoğu, bir kez gördü belki de işgal ordularını,
Küçücük halklar, boyundan büyük işler!

Binyediyüzlerde Dağıstan,
Gelişmemişliğinin ve örgütlenmemişliğinin,
Kurbanı Dağıstan!

Köylülüğünün, doğa sertliğinin kurbanı,
Kendi güncesinin kahramanı,
Kendi sınırlarının sırlarında Dağıstan!

Bil ki kendinle yaşamak yetseydi,
Şu kibirli ve haris insanlığa,
Bugün sen derin nefesle,
Yakıyordun ciğerini,
Dağıstan oksijeniyle!

Binyediyüzlerde göz açmamış Dağıstan,
Sağını solunu bellememiş belli ki.

Kendi yağında kavrulmak
Ve kendi külünde ısınmak,
Uzamak tutunmadan hiç bir şeye!

Ah sırnaşık sarmaşıklar!
Nefret ve illet ile bakar sana Dağlılar!
Sen tutunarak ve yapışarak,
İhanetle nemalanmış bir hain!

Klavuz belli ki yakınlarda bir köylerden,
Buruşuk yüzünde kiri yüreğinin,
Kimbilir kaç rubleye sattı
Kardeşlerinin atak, delişmen kanını?

Arkaya doğru uzanan bir yılan gibi,
Ordu geçiyor, yoksul damlardan
Ve yanmış ekinlerin önünden,
Yılanın yüz ifadesinde bir “Goliot” edası.

Şimdi kavruk teniyle dağlının cansız bedeni,
O tozlu köy yollarında boylu boyunca yatıyor!
Ve avuçlarında sımsıkı tuttuğu,
Bir gümüş haç saklı, Kazak askerin!

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:45 PM
Affet Beni

Acı çektim, keder süzdüm,
Sensiz yazda da güzdüm,
İstemeden seni üzdüm,
Bilemedim, affet beni.

Yüreğimi sanma bir taş,
Yaktı sevdâ denen ataş,
İndi de gözlerinden yaş,
Silemedim, affet beni.

Bilmem ki; nasıl söylesem,
Yoksa sükût mu eylesem?
Aşar gelirdim istesem,
Gelemedim, affet beni.

Lâyıksın köşke-saraya,
Unut beni git oraya,
Gelemeyiz bir araya,
Diyemedim, affet beni.

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:45 PM
Kafiye



Anladım ki yalnızım bu sokakta
Bu rüyada tek başıma
Adı üstünde hayaldi bendeki
Oda sende kaldı
Gözyaşımdasın şimdi
Ağlayıp yanağımda mı kurutsam seni
Yoksa içim atıp boğsam mı kendimi.

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:45 PM
Ellerin Vitrinin Dışında Nasıl da Sıcak

-Beyza’ya-

Ellerinden utanıyorsun.
Benim umutlu olmaktan utandığım gibi...
Gösterişli bir vitrin gibisin.
Ağladığını bir tek sen biliyorsun
Ağladıkca daha da ışıldıyor sahipsiz güzelliğin.
Bense hep yoldayım. Evim hiç olmadı. Kaçıyorum...
Sahipsiz güzelliğin verdiği acıdan kaçıyorum.
Kaçmaktan kaçıyorum.
Hiçbir şey istemiyorum.
Belki utandığın ellerini sadece...
Ellerin vitrinin dışında, nasıl da masum sıcak.
Alışmamışım mutlu olmaya ben,
Ellerini vitrine koyup, kendimden kaçıyorum

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:45 PM
Yalnızın Durumları-XIX

Yalnız'ın adı okunduğunda
Okulda ya da yaşamda
Kimse
"Burda"
diyemez..
Ama
Yok da..

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:45 PM
Aşk Bıçak Sırtı Gibidir





Bir merdiven çizdim düşümde
İlk basamağına hayatı,
Diğerlerine hayallerimi dizdim.
İlkinden diğerlerine çıkış
Ne kadar kolay olsa da,
Her seferinde başa döndüm...

Neydi hayallerim?
Sırılsıklam aşık olmak mı?
Ölesiye sevdalanmak mı?
Yoksa sevda adamı olmak mı?
Her birine umutlarla saldırdım
Gördüm ki her defasında sonuç,
İlk basamağa dönüş oluyordu.

Aşk, bıçak sırtı gibidir...
Ne etsen kanar bir tarafın.
Her defasında bu kez tamam desen de,
Yüreğin benliğine ,
Gururun mantığına yenik düşer.

Aşk, bıçak sırtı gibidir...
Avuçlarında hala sıcaklığı
Ve gözlerinden ayrılmayan gözleri
Kalsa da yüreğinde,
Sana düşen kendi yoluna dönmektir.

Aşk, bıçak sırtı gibidir...
Her gece mehtaba çıksan ,
Dönülmez akşamın ufuklarında dolaşsan
Ve gönlün sarhoş olsa da
Yıldızların altında;
İlk basamak seni bekliyor olacak
Her defasın da...


Çıkmaya çalıştığım her basamak
Yüreğimin gizli odalarını
Bir bir Sahraya çevirdi.
Bunu anladığımda bir de baktım ki
Aşk hala bıçak sırtında ve
Kanadıkça kanıyorum...






" Rüzgar sildi yüreğimi, yağmurun günahı ne? "

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:46 PM
Cenk’e Haiz




Savaşın orta yerindeki gencecik bedenler
Düşerken birer birer
Gözü arkada sevgilileri bırakarak geldiler.

Ellerinin üzerlerine serpilen şu mezar toprağını
Evvelden emerek, toprağa nişanlı yazgıları ve yanlızlıklarıyla geldiler.

Parmaklarındaki yüzüklere kazılı isimleri
Arkalarından bakan yaşlı gözleri
Birer birer, üzüm tarlalarına asarak geldiler.

Özlem olup kavganın tozlu bahçesinde
Cenk’e haiz hırsı gerdiler
Can verip, kartalın vahşi pençesinde
Cümle alem hısmına sır-î serdiler.

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:46 PM
Adak Yaptığım Hüznüm

kaybolacak hüznüm bir gün bu dağlarda
sözüm şu ki arkamdan ağıt yakacak kadınlara
ben neden cenge tutuşmuştum
çürümüş zamanla
öğretin kuşlara aşk derdiyle avunanlara

söylediğim antika türküleri saydıkca,
sayıları tükettim
tükenmedim rüzgar törpüledikce
taze ümitlerimi
şiirim dedim can versin ağıtlarınıza.

Şen kızlardan dinlediğim
truvaya aşık adamın köhne hikayesine
şimdi de dağlarda sadalarca rastlamak ne kötü
bakışlarıyla türküleri altın yaldızlı yapan adamın
sömürüşü yamalı urbalı sevgilileri
ne kötü
yavrusunu yüreğine saran ananın yanında
kutsanmış ezgilere feda edilen anaları görmek

ölüm gecesinde mutluydu dedem,
ölüpte gidince
yaş bilmeyen gözlerim sel oldu dedi ninem

uysal kasırgalara yaktığım
türkülerden beni azad edin
kapanmış yaraları depreştirmemi hoş görün
tabiblerin yaşamaz dediklerini
kara bulutlarda saklayışımı da
şanlı suları zafer fermanlarını yakışımıda

olacaksa af'sız kalacak tek şeyim
bir gün bu dağlarda kaybolacak hüznüm.

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:46 PM
Adsız Kadın

Dinliyor sarmaşık gülleri
Dalgın mı dalgın
Eritiyor yüreği demirleri
Telefonun ucunda ağlayan kadın
Kristal bir bardak yüreği
İçinde bin bir yangın
Kırılmaya meyilli
Gözleri yaşlı adsız kadın

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:46 PM
Anadolu Sevgisi

Sen bizim dağları bilmezsin gülüm,
Hele boz dumanlar çekilsin de gör
Her haftası bayram, her günü düğün;
Hele yaylalara çıkılsın da gör

Bilmezsin ovalar nasıldır bizde;
Kağnılar yollarda yoncalar dizde...
Saydıklarım damla değil denizde,
Hele bir ekinler ekilsin de gör

Görmedin sen bizim mavi sulari,
Karlar eriyince kırar yuları...
Köpük olur beyaz, sel olur sarı;
Hele taştan taşa dökülsün de gör

Sen bizim köyler görmedin ki hiç..
Yolları toz, çamur, evleri kerpiç
O kirli kabukta, o en temiz iç;
Hele bir yakından bakılsın da gör

Anlamaz bilmezsin sen bizim halkı;
Sevgiyi bulasın yakına gel ki..
Kalıplar gerçeği göstermez belki,
Gönül perdeleri sökülsün de gör

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:46 PM
Senin İçin Ağlamak

Ne zaman aglamaya çalışsam
göz yaşlarımda
sevgiyle mutluluk arasındaki
acıyı düşünüpte öğle aglıyorum…
Ne zaman aglamaya çalışsam
şu elimdeki kalemin
yazmak isteyipte yazamadıklarını
anlatmak isteyipte anlatamadıgı duyğuları
düşünüpte ağlıyorum…
Ne zaman aglamaya çalışsam
en çok seninle geçırdigim
güzel günlerin hatrına
ne aglamayı nede gülmeyi hatırlıyorum…
o anda aglamaya çalışsam bile!...
Ne zaman aglamaya çalışsam
aglamak için aglıyorum
o anda senden başkası bahane
aglayıp düşünüyorum sadece
düşündükçe yeniden aglıyorum…!
Ve her zaman ki gibi devamlı aglıyorum
Senden başkası bahane bana…

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:46 PM
Ağlamayı Yasakladım Gözlerime




Sakin kırılma sevdiğim sözlerime
Lanet ediyorum her gün kaderime
Kavuşamadım bir turlu meleğime
Ağlamayı yasakladım gözlerime

Allah’ım can ver dizlerime
Kavuşmalıyım artık sevdiğime
Cesaret kat cesaretime
Ağlamayı yasakladım gözlerime.

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:46 PM
Kelebek Dokunuşu



Dertsiz tasasız bir ömür geçirdim diyemem
Kimi zaman korkarak yaşamaya cesaret edemediğim
Duygularımdan gem almış nefessiz ab-ı hayatım
Hep karıncalar dolaştı durdu beynimde
Doğum günlerimi hiç sormayın zaten
İki dilim kek üstünde üflenmek üzere duran
Belki de geçmiş yıllarımı söndürüp atmak için
Bile bile kendimi erittiğim mum parçası
Yaşam dediğin hep gelgitlere mahkum,
Sahte ve kördüğüm alıntılar değil midir ?
İşte bu sahtelikte dahi
Milyarların içindeki tek gerçeklik benim
Sade ve yalın sırf senin için
Artık geriye bakmadan umarsızca
Doğum günümü değiştiriyorum
Yas tutmalarım, matemsi ağıtlarım
Çoktan geçmişime göç ettiler
Kuşluk vakti gördüğüm rüyanın
Bana sarıldığın anda
Ne kadar gerçek ne kadar sen olduğunu anladım
Bakışlarında gizleyerek izlediğim
Bir dokunuştur en derinimde hissettiğim
Adını söylemeye korksam da
Bir gün bozulur mu büyüsü diye
KELEBEK DOKUNUŞU dur
Bakışlarından süzülen kalbime.

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:46 PM
Aşkın Sırrı




Ademe secde ettinse, uzak değil yakındasın
Mürşide biat ettinse, elestünün farkındasın.

Nuh nebiyi düşündünse, tufan görmüş ummandasın
Ehl-i Beyte yüz sürdünse, sultan ile sultandasın.

Nefis putunu kırdınsa, İbrahim’le divandasın
Benlik arından geçtinse, İsmail’le kurbandasın.

Sabır yolunu seçtinse, Yusuf ile zindandasın
Eyüp sırrını bildinse, her dertliye dermandasın.

Kendi Tur’una çıktınsa, Musa ile Sina’dasın
Ali’ye turab oldunsa, Fatime’yle Mina’dasın.

Davut’a sapan oldunsa, Filistin’de devrandasın
Gerçeğe agâh oldunsa, İsa ile seyrandasın.

Ahmediyeti çözdünse,aşk denilen fermandasın
Ebül Ervah’ı gördünse, Muhammed’le Kuran dasın.

Tehvid nurunu bildinse, Lâ’da değil İlla’dasın
Sırrın o aşka halidse, Allah ile Allah’tasın.

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:46 PM
Methiye-6



Beni benden alıp sana getiren
Güzel gözlerindir cana yetiren
Seni senden alıp bana getiren
Şirin sözlerindir cana yetiren

Şirin sözlerindir cana yetiren
Aşk bağında gonca gülü bitiren
Karanlık geceden güne yetiren
Sevda rüzgârıdır hasret bitiren

Sevda rüzgârıdır hasret bitiren
Umut yolarıdır dosta yetiren
Engin’ in gönlünde gamı bitiren
Kuşun kanadıdır sana yetiren.

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:46 PM
O Toprak (Karadere köyü )

beni tanır...
o toprakta, anılar saklıdır...
rüyalarıma girer, otu taşı ayrı ayrı...
Ad....ilinden kay..ya doğru
Emirdağ’dan salındın mı, geç çark deresini
Çınarlık gelir...
Sonra kız pınarı..için açılır...
dibine boyunca uzanmışımdır.
koca çınar ağacı vardı...dibi beni tanır...

Göbekçi çeşmesi,suyunu içmedim mi uzanarak,
Türbe bayırından geçen kuşun,
Suyunda serinlediğim , açma deresi..
yüzen balığının acısı vardır,
Kestane bayırında kış gecesi
Gübrelenen çulluk, beni tanır....

Ah ne tatlı, bostanlarda ellerimle oyduğum,
Har tarlasında, sulu özlü karpuz...
Biz büyüdük, rahmetler olsun...
Bal akar,berber amcanın, kirazından,
ismail amcanın şeftalisinden mahrumuz..
Sakara başında pişirdiğim mısır....
Çeyrekli bayırından, gel de şimdi sıyrıl...

İnek otlattım düzünde bayırında...
korucu iken Tıyka kamçıladı..
Türbe altı çayırında....
derede yüzerken yakalandık..
İpsiz Recep rahat bırakmadı..

Azman bayırında, sığırlarımı saldığım
Yollara düşüp izmarit aradığım,
Geçen arabalara "gazete" diye bağırdığım
O toprak beni tanır..

Dostan yana gönlüm dertli,
Büyüdükçe insan..içindeki çocuğu kirletiyor belki...
Meğer yalanmış,.hep dost olmazmış,
yüzüne gülen..
yıllar var ki ,yok arayan gelen...
Menfaate esir,duygular arkadaşlıktan yana..
Acaba özlem yok mu haykıracak,
yoksulda olsa sevgi vardı, sımsıcak....
mahallenin fırını yandı mı ,beklerdik,
peynirli pidesini Hüsniye yengenin
Arap kapmazsa elimizden..afiyetle yerdik...
su ,çeşme kurnasından kana kana
Kış geldi mi, naylon torbadan kayak...
çocukluğumu geri verin bana"
Ya plastik kayrıkomla yada yalın ayak..

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:47 PM
Aslında Hayat

Aslında hayat
İnançla verilen eyvallahın
Işıl ışıl yanan eyvahıdır.

Aslında hayat
Erkekleşmiş saç tohumunun
Dişileşmiş ağarmasıdır.

Aslında hayat
Pembe beyaz çiçeğini açan mart ayının
Mayıs ayındaki kırmızı lekeleridir.

Aslında hayat
Bach”ın notalarında gezinirken
Beynindeki tası delmeye çalışan tuşların
Birbirine ulaşma kaşıntılarıdır .

Aslında hayat
Ağızda çiğnenen markalı sakızın usaresinin
Midede uğradığı sukut-u hayalidir .

Aslında hayat
Birin , milyarlara sıçrayışındaki hamlenin
Cebirini ,kimyasının bozulmadan akıllıca yaşamaktır.

Aslında hayat
Vücudun otuz altı buçukluk normal ateşinde
yüreğinin ceylan gözler karşısında
kaynama noktasını yaşamaktır.

Aslında hayat
Kaybetmekten korktuklarının icmalinde
Sıralama yapabilme cesaretindir .

Aslında hayat,
Gönül tarlanda açan , son sandığın çiçeğin
İkinci , üçüncü şahıslardan gizlenme anlaşılmazlığıdır.

Aslında hayat ,
Bittiğini gördüğün aşkının
Ayrılık rüzgarlarındaki fırtınalarını yaşamandır.

Aslında hayat
Son durağım dediğin kahverengi toprağın
bozkırdaki şafak kızıllığıdır.

Aslında hayat ,
Ülkenin mapushanelerinden gardiyan gözetiminde
emanet maviliklere savurduğun
ıslah edilmemiş intikam külleridir .

Aslında hayat ,
Bir balıkçının oltasının ucuna taktığı bilimsel yemin
Av , avcı , aracı üçgeninde kar taneleri dolaşımıdır .

Aslında hayat ,
Çözümü zor görünen denklemlerin denksizliğinde
Onaylanabilen bir denkliği yakalamanın beyin oyunlarıdır.

Aslında hayat
Yaşamaktan korktuğun , yaşlı ölümün
Sendeki genç doğumudur.

Aslında hayat
Sevgililer gününde aldığın kırmızı şarabı
Duvarlarla paylaşmandır.

Aslında hayat ,
Sebze meyve saklanan dolaplarda
Çoraplarını bulmandır .

Aslında hayat ,
Çiçeğin özünde göremediğimiz renktir.

Aslında hayat ,
En güzel meyveleri yetiştirdiğimiz anda
Özünü yaşamaktan korktuğumuz bağbozumudur.

Aslında hayat ,
Tenin içinde hergün katlettiğimiz anka kuşunun
Tenin dışında küllerinden kendini yaratma gayretidir .

Aslında hayat ,
Emmeye doyamadığımız üretkenin memelerini
kör kuyular gibi köreltmekdir .

Aslında hayat ,
Güneşini görmemeye çalıştığımız gündüzlerimizin
karanlığındaki kesik kesik tekil ışıklardır.

Aslında hayat ,
Aşk ve umut ikizlerinin
Dışımızda oluşan yaşantımıza döktüğü lavralardır.

Aslında hayat ,
Bir kirpinin dikenlerinin altında yatan
Yaşamaya dair yürek çarpıntılarıdır .

Aslında hayat ,
Loş ışık altında beynimizin çizdiği ütopik çizgilerin
aydınlıkta görülen farklı kalınlıklarıdır .

Aslında hayat ,
Yarattığımız bir sürecin şafağındaki yuvasından,
bize uzattığı gül dalının uzunluğudur .

Aslında hayat ,
Bir yaşın , ardındaki yaşa emeklemesidir .

Aslında hayat ,
Karanlığın sakladığı özelliklerin ,
Aydınlığın kümesindeki özelliklere katılımının
doğum sancılarıdır .

Aslında hayat ,
Önem vermeden bir sonraki günü görmek için
Koparttığımız takvim yaprağının püf noktasıdır .

Aslında hayat ,
Kendi mastürbasyonumuzla sancısız doğurduğumuz
rutubet yarasalarıdır .

Aslında hayat ,
Üzerine konmayı ihmal ettiğimiz keyif tünekleridir.

Aslında hayat ,
Çözmeyi , başkalarına bıraktığımız bulmacalarımızın
Ortaya çıkmayan gizemli kelimenin sözlükteki adıdır.

Aslında hayat ,
Fail-i meçhul cinayetlerimizin yargılanmayan arsızlığının
ipuçlarıdır.

Aslında hayat ,
Yaşamın en dinç ayının ,
Son zamanlarına fırlatılan nurudur ...

Aslında hayat,
Tırnak uçlarına yakalanan kuşun kurtuluş çırpıntılarıdır.

Aslında hayat ,
Kendimizi , kazanmaya hazırladığımız şans numaralarının
Kaybetmeye hazır olmadığımız şans numaralarıyla flörtüdür.

Aslında hayat ,
Kendimizi arayacağımız /bulacağımız yeri gösteren
kullanımı en kolay detektördür.

Aslında hayat ,
Yüreğimizin sıcaklığının ,
İhtiraslarla kaybettiğimiz hararetidir .

Aslında hayat ,
Bize verilen en güzel isimin ,
Erdemle taçlandıracağımız soyadıdır .

Aslında hayat ,
Sayı doğrusunda , sonsuza uzanan bizlerin ,
Çığlık çığlığa azalttığı senleri , benleriyizdir .

Aslında hayat ,
Zorlukların merdanesinde kolaylıkla açılan
Yarınların inceliğinin yufka kalınlığıdır .

Aslında hayat ,
Dünyanın herhangi bir yerinde yaşamanın
Bedelini ödediğimiz çekirge sıçrayışlarıdır .

Aslında hayat ,
Bir başak sapındaki üçüncü sıçramada
Kırk ayağa yakalanan yengecin yıldız falıdır .

Aslında hayat ,
Tenimize zamansız düşen yağmur damlalarının
Yapraklar üzerindeki efsunlu yeşilliğidir .

Aslında hayat ,
Cebimizdeki metal paraların yarı çapıdır.

Aslında hayat ,
Rakımı belirsiz istemlerimizin ,
Karşımıza ne zaman çıkacağının belirsizliğidir .

Aslında hayat ,
Karaborsada biletini aldığımız pembe filimin
Akborsa perdesinde seyrettiğimiz zifiri karanlığıdır .

Aslında hayat ,
Millerce öteden çizdiğimiz denizin
Bir türlü tutturamadığımız mat lacivertliğidir .

Aslında hayat ,
Yapmakla , yapmamak arasına sıkıştırdığımız
Taşımaya zorunlu olduğumuz görünmeyen ağırlıktır.

Aslında hayat
Pişmanca sürdürülen bir yaşantının
Pişman olunmayacak bir yaşama kare kare aktarımıdır.

Aslında hayat ,
Aşk apartmanının zemin etüdünü ,
Ayrılık depreminden önce yapmaktır .

Aslında hayat ,
Soluk soluğa yaşanan tesadüfleri ,
Bir maceranın kalp atışlarının yoğun temposunda Karşılamaktır.

Aslında hayat ,
Bir yavrunun anasının memesini emerken
Meme ucunda o yavrunun geleceğini hesaplamaktır .

Aslında hayat ,
Birkaç tane baldırı çıplak(!) militanın attığı adımlarda
Milim milim dünyayı zorlamasının
Gönüllü katlandığı işkencelerdir.

Aslında hayat ,
Yorgun birleşmelerin ardından gelen uykularda
Bir çift bedenin özgürlüğe sere serpe fırlatılışıdır .

Aslında hayat ,
Geç gelen mutluluğun mahremiyetinin
Üçüncü şahıslardan saklanmasıdır .

Aslında hayat ,
Aşkın odak noktasında durup , sevgiliye hoşçakalı
Gözleriyle söyleyebilmesidir .

Aslında hayat ,
Kitabın içinde yazılı yazısızlıktır.

Aslında hayat ,
Rafta duran albenili vazonun eğretiliğidir.

Aslında hayat ,
Malzeme bolluğunda yaşadığımız malzemesizliktir.

Aslında hayat ,
Masörsüz masajın yavaşlığında gevşemedir .

Aslında hayat ,
Beklenen evet depreminin , hayır şiddetidir .

Aslında hayat ,
Senin olmayan savaşın , havasına sıktığın kurşundur.

Aslında hayat ,
Yaşamımızın bir bardak suyuna düşürülen bir damlasının
dudakları ıslatan son damlasıdır.
Aslında hayat, Gece yarısı bombalamalarının latin demokratikliğinin
tarzancasıdır .

Aslında hayat ,
Ortadoğu kanamalarının hürriyet meydanındaki mitingidir.

Aslında hayat ,
Zor kabullenmelerin silahı ile donatılmış isyanlardır .

Aslında hayat ,
Ortadoğu evine pencereden atılan bebe katlinin
demokrasi (!)bombasıdır.

Aslında hayat ,
Çocuklarımızın ve sevdamızın göğeren başak uçlarında
yetersizliğin boğazımıza takılan allerjisidir .

Aslında hayat ,
Her türlü dönekliğin ruhuna okunan aldırma gönüldür.

Aslında hayat ,
Neyi arıyorsan , özlüyorsan ,sorguluyorsan O”dur.

Aslında hayat ,
Viskideki patatesin ,rakıdaki anosanın ,şaraptaki üzümün,
biradaki arpanın ABeCesidir.

Aslında hayat ,
Gerçekteki düşün , canına can katımıdır .

Aslında hayat ,
Bir nefesin bir nefese verdiği ; milyon ,milyar cesarettir .

Aslında hayat ,
Bir kurşun kalemin kurşunlara karşı çizdiği net çizgilerdir.

Aslında hayat ,
Yaşarken yedi , ölürken onüç rakamının ortalaması
on üzerinden on mudur ?

Aslında hayat ,
Bir gaz çıkarımının karambolünde , kirlettiğin donunu
aleni kendin yıkamandır.

Aslında hayat ,
Yavrularını yiyen nankör kedidir .

Aslında hayat ,
Can üniformasının üzerindeki apoletlerdir .

Aslında hayat ,
Her beden ve beyinin mezarının
baş ucundaki mezar taşlarının ,
sonradan yazılan ifade tercihinin
yıllar sonraki mantığıdır ...

Aslında hayat ,
Yazın güneşte , kışın ayazda kuruttuğu
hazan yapraklarıdır .

Aslında hayat ,
Gönül masasında rakseden oryantalın
yalancı oynamalarıdır.

Aslında hayat ,
Bir hayat şiirinin dinlenmesi için açılan
korkak telefon çaldırmalarında
Telefonu meşgule düşürmektir .

VE ASLINDA HAYAT ,
SENDEKİ BİR ÖLÜMÜN BENİ YARATAN DOĞUMUDUR .

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:50 PM
İstanbul Bildiğin Gibi II





II
İstanbul bildiğin gibi;
'Boğaz' maviliğine mavi,
Dalgalar hürlüğüne hür...
Gemiler hasret götürür.
Gemiler memnun halinden.
Yolculuk böyle, her giden
Bir şarkı yerleştirir,
Solan dudaklarına:
'Yolculuk var yarına,
Sevenler diyarına.'

Yalnız mahzun benim gönlüm.
Dilimde aynı makamlar,
Aynı plaklar kahvede;
Aşk, ıstırap, gurbet, ölüm...
Ve bir iki yeni mısra
Tutturmuş söyler boyuna:
'Dalım, yaprağım, çiçeğim.
Seni sevdim, seveceğim.'

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:50 PM
Sevgi Bombardımanı


-Yerel bir dünyalı kadından evrensel kimliğimle
Bir sevgi bombardımanı yağsın isteğim-

Sınırsız evrenin her köşesine
Savaşan dünyanın barış kokan nefesine
Bir sevgi bombardımanı yağsın istediğim
Gök kubbeden yeryüzüne sicim gibi
Bardaktan boşanırcasına
Bir sevgi bombardımanı yağsın istediğim.

Tüm dinlerden, ırklardan, mezheplerden
İnsanlığa sevgi bombardımanı yağsın istediğim.

-Afganistan bombalanırken-

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:50 PM
Çocuksu







hep böyle cocuksu mu bakar gözlerin
hep böyle içinde uzak bir isik mi yanar
bakışlarında beni dinlediren bir sey var
kıyısındaymis gibi en sakin denizlerin

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:50 PM
Yalnızın Hüzünlü Dolanışları



Sahilde kayıkların hüzünlü bekleyişleri
Açılmak için engin denizlere
Dalgaların arasında gitmek
Uçarcasına hiç bıkmadan yarışmak yunuslarla;
Sahilde kayıkların hüzünlü bekleyiişleri.

Gökyüzünde ayın hüzünlü bakışları
Ortak olmak için terkedilmişlere
Konuşmak, muhabbet etmek
Sabaha, güneş mesaisine gelene dek
Gökyüzünde ayın hüzünlü bakışları.

Bulutlar arasından güneşin hüzünlü doğuşları
Güç vermek için dermansızlara,
Isıtmak, bütün dünyayı sıcacık tutmak
Beraberce eğlenmek kuşlarla
Bulutlar arasından güneşin hüzünlü doğuşları.

Ormanda ağaçların hüzünlü dinleyişleri
Mahvolmamak için her çıtırdıda rüzgarda
Sakin, özgür bir şeklilde göğe uzanmak
Yaklayacakmışçasına şakalaşmak bulutlarla
Ormanda ağaçların hüzünlü bekleyişleri.

Sokakta yalnızın hüzünlü dolanışları
Rastlamak umuduyla eski dostlara,
Mutluymuşcasına ordan burdan konuşmak
Rahatlayacakmış gibi;
Hiç gidilmeycek yalnızlıklara,
Sokakta yalnızın hüzünlü dolanışları...

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:50 PM
Yetmiyor Sevdiğim






Neyi geri verirsen ver
Borcun kapanmıyor
Evet resimlerimi geri verdin ama
Eski beni geri getirmiyor
Kendini alırken
Bizi vermelerin neden
Sensiz anlamı yok o resimlerin
Git kime istersen ver.

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:50 PM
Ah Ayasofya’m


Bir hain hıçkırık boğazlara takılan,
İki damla gözyaşı yanaklardan dökülen,
ah Ayasofya,ateşsiz cayır cayır yakılan,
ah Ayasofyam.

Gittikçe sönüyor gözlerin feri,
şuursuz davranınca birkaç serseri,
ah Ayasofya oldun yangın yeri,
ah Ayasofya.

Bilmem ki ben,bu nasıl yara,
gelemez miyiz biz hiç zora?
Ah Ayasofya,attık seni yara,
ah Ayasofya.

Vurdular kilidi kapına nedensiz,
terk ettiler seni hayatta cansız,
ah Ayasofya,istiyorlar olasın dinsiz,
ah Ayasofya.

Uyan kardeş, aman olma yavaş,
ne mermi var atılan,ne er,ne çavuş,
ey ceddin nesli,bu nasıl savaş,
uyan.

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:50 PM
Geç

Yazık ki çok geç olacak...
Benim yüreğimi bir sevda sarmış,
Senin gönlünü
Başkası kaplamış olacak
O gün
Saçlarımız beyazlamış
Kim bilir belki de
Kalplerimiz katılaşmış olacak.

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:50 PM
Senle Ben





Özlediğim sendin,
Yıllardır beklediğim..
Şimdiye kadar sen neredeydin…
Ellerim buz tutmuş yıllarca
Şimdi onlar senin

Tut ama sakın bırakma!
Korkma, hala zaman varken
Beni yaşamaktan..
Seni yeniden doğuracağım
Benimle yoğurup karıştıracağım
Senin diğer yarın olacağım
Aşkım;

Gözlerimde uyuturum seni
Kalbimde büyütürüm..
İçimde yaşatırım seni
Çıkmak istemezsin..
Dünyam olursun benim
Ayın olurum karanlık gecende
Aydınlatırım seni
Dönerim etrafında yıllarca
Bir ışık ver yeter bana..
Kölen olurum,cariyen olurum..
Her güne damgamı vururum
Sıkılmazsın hiç..
Uzak değilim sana yıldızlar kadar

O yıldızlar avucunda
İster savur rüzgara ister bahara.
Yanar ateşim parlar mavi
Söndürme bendeki bu ışığı
Görmelisin senin için nasıl deli gibi yandığımı.

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:51 PM
Sana Ait Olmak

sana olan aşkım
hep akan bir su
sende benim gibimisin söyle!!!
aklımda senden başka birşey yok bugünlerde
sadece senin aşkın avutur beni
unutturur bana bütün dertleri
şefkatli kollarınla sar beni bu gece
istediğim aslında çok değil, istediğim aslında çok değil
sadece senin olmak istedim sadece sana ait olmak
aşk denen duyguyu yeniden keşfettim
sadece senin olmak istedim ,sadece senin olmak istedim!!!

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:51 PM
Ah Hayatımın Neşesi



Tökezleyen bir çıkmazın en tümsek derinliğindeyim,
Bu çıkmaza bir çıkış,bir hayat köşesi...
Bunalımın göbeğinde,sorunlarla boğuşan dar boğazım,
Dar boğaza tek çarem,birtanem,hayatımın neşesi...

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:51 PM
Paydos Vakti



Yine bir akşam daha oldu
Birazdan Ay çıkacak gökyüzünde
Onun peşi sıra da yıldızlar
Yıldızlar doğacak göğün her
yanında
Yüzlercesi hattâ binlercesi binbir parlaklıkta
Hepside sinema salonunda yerlerine oturan
seyirciler gibi yerleşecekler gökyüzündeki
boş koltuklara
Pırıl pırıl parıldayacaklar
gökte pırlanta kolyeler misâli
Aralarında koyu bir sohbete başlayacaklar
bir bir
Bir uğultudur kaplayacak her yeri bir anda
Daldıkça dalacaklar sohbete geveze
yıldızlar
Kahkaha sesleri öbek öbek yükselecek
uzayın derinliklerine doğru
Konuşmaktan sıkıldıkları
vakit şarkılar söyleyecekler
hep berâber neşeyle, mutlulukla
Kardeşlik ve barış temalı
şarkılar çınlatacak göğü
Kolkola girip sağ sola salınacaklar
hacı yatmazlar gibi
ellerinde ışıklarıyla
yıldızlar hep birlikte
Konserlerdeki insanların çakmak ateşiyle
yaptıkları şekilde âdetâ onları
taklit edercesine
Mehtâbı da yanlarına çağıracaklar
ama o gelmek istemeyecek bir oyun bozan
çocuk edâsıyla omuz silkerek
Sabaha karşı yorgunluktan bitkin
düşecek
yıldızlar hep birden
Güneş usulca alev alev yanan kor yüzünü
doğudan gösterdiğinde sabahın
mahmurluğunda
yıldızlar çoktan terk etmiş olacak
yerlerini
gündüzün ışıyan
aydınlığına
Artık paydos vaktidir bir sonraki eğlenceye
kadar
Artık paydos vaktidir yeni bir buluşmaya
kadar.

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:51 PM
Sen Varsın

Ne yürüdüğüm yol aynı,
Ne gezdiğim yerler,
Ne sevdiğim kişiler,
Ne de...başka şeyler
Herşey bambaşka artık.
Nedeni nedir bilmem?
Sorsam bile her akşam yatmadan önce,
Cevap hep aynı oluyor...
Eski günlerimi özler oldum
Sadece sen varsın şimdiden...

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:51 PM
Yokluğun

Ve gittin
Döner diye beklediğim
Ama dönmeyenimsin
Adına sevda dediğim çiçeğim soldu
Kan kustu ağladı
Sevgiyi iki yudumluk kadehlere gödü
Haykırışlarını en sevdiğin şarkıların nakaratlarına
Yalvarışlarını gecenin en parlak yıldızına
Ve her gecen anın donunda alışamadım yokluğuna...

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:51 PM
Yabancı Gibi


Eski bir resim gibi sarardı duygularım
Sarılacak neyim vardı ki
Tüm yaşanmışlar tüm anılar silinmişti
Öylece bakakaldım gidişine ardından
Ben yabancın mıyım söyle
Neden sırtını dönersin sevgime
İçerim cız etti inan sultan
Bir bakışın yeterdi oysa candan
Gözlerime kara bulutları indirdin
Farkında mısın gönlümü katlettin
Yaradılışımdan olsa gerek
Bu kadar kalpten olmaya
Bu kadar duygusal olmaya hakkım bile yok
Seni sensiz yaşayıp
Yine seni uzaktan seviyorum
Bu beni deli etmez de
Yabancı gibi gidişin yok mu yanımdan
Bu çok koyuyor be sultan
Farkında mısın bilmiyorum ama
Hislerin belki de böyleydi
Yalnızlık kuşlarına mahkum ettin beni
İçinden tren geçen istasyonda bekleyen
Hüzünlü bir yabancı gibi.

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:51 PM
Sorgu Odaları

üstüme çevrilen her projektör ışığı sensin
sorgu odalarında
ve benden alabildikleri her cevap sen...
suç işlemişim
hayır!
inan ki aşkından daha tehlikeli hiçbir şey çıkmadı ceplerimden...

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:51 PM
Biliyor musun?

Düşler dökülür...
Düşler üşüşür...
Düşler doluşur kulaklarıma gülüşlerinden...

Üstüme yağan düşler ile
Başıma üşüşen düşler ile
Ve içime doluşan düşler ile serpilirim ben,
Bahara dokunmuş bir filiz gibi...

Biliyor musun?
Denizler bile düşlerimin rengidir...
Dalgalar, gülüşlerindir yani düşlerimin üzerinde oynaşan!

Biliyor musun?
Düşler saçılır başıma gülüşlerinden...
Ve düşlere savrulur başım
Tırmanıp gülüşlerine...

Dinlenen bir nefes gibi yayılır kumsalıma,
köpüklü dalgaların...
Bunlar; düşlerimin üzerinde oynaşan
Gülüşlerindir ya, hani adına “dalga” denen...

Biliyor musun?
Bütün bu denizler, düşlerimin rengidir
Ve işte sen o yüzden
Kendini seyreder gibi olursun baktığında denizlere.
O yüzden gözlerini lacivert sanırsın...
Saçlarını mavi...
Hatta canını, camgöbeği...
Canının göbeği bunun için köpürür düşlerimin ortasında!

Biliyor musun?
Düşler üşüşür başıma gülüşlerinden.
Masmavi düşler...
Ve buseleri çağıran dişler gibi sıralı düşler...

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:51 PM
Dar


Bahar geldi yine, bir hoş bu gönlüm
Aşkların elinden ser hoş bu gönlüm
Hasretin dumanı tüter de tüter
Gurbet ellerinde bir kor bu gönlüm.

Umut ki dağlarda karı eritir
Dost bağında gonca güller yetirir
Zaman oldu gayrı, yeter de yeter
Gurbet ellerinde bir dar bu gönlüm.

Her günün umudu güneşle gider
Hasretler yol olur, gözlerde yiter
Ayrılık acısı biter de biter
Gurbet ellerinde bir zor bu gönlüm.

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:51 PM
Ağlıyorum Aslında

Ağlamıyorum mu dedim sana
Yok be sevgili;
Ben bir gidişine ağladım
Evet.. Ağladım,
Hep sensizliğe yandım
Her sessizlik arasında,
Her karanlığın ortasında,
Bir de sensizlik baş ucumda
Kayboldum aralarda..
Hep gidişini düşünüyorum
Ve hiç unutamıyorum
Bir defa sarılamadan
O güzel gözlerine
Bir kere bakamadan,
Gittin..
Seninle olmak varken,
Bu korkunç karanlıkta
Sensizim..
Ağlıyorum aslında..

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:52 PM
Artık Ayrılık Vakti

bakışların düşer
hüzünler dökülür yere
bir kiraz çiçeği
koparılır dalından
dal incinir
gözyaşı olur

buğulanır gözlerim
beyazlarım kirlenir
mavim solar
ruhumun ucuna
bir akbaba konar

artık ayrılık vakti

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:52 PM
Yağmur Kaçağı

elimden tut yoksa düşeceğim
yoksa bir bir yıldızlar düşecek
eğer şairsem beni tanırsan
yağmurdan korktuğumu bilirsen
gözlerim aklına gelirse
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek yoksa beni

*******i bir çarpıntı duyarsan
telâş telâş yağmurdan kaçıyorum
Sarayburnu'ndan geçiyorum
akşamsa eylül'se ıslanmışsam
beni görsen belki anlayamazsın
içlenir gizli gizli ağlarsın
eğer ben yalnızsam yanılmışsam
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek yoksa beni

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:52 PM
Yokluğunda

Hanidir yoksun bilirim;
Bilirim,yaşarım sancısını yokluğunun..
Susmak acı verir,
Beklemek zor!
Beklenen yüreğinde can verir dirilir..
Yokluğunda dolar içime sensizliğin zehiri.
Çaresizliğimin değneği odur,
Odur yalnızlığımın ebesi..
-Bir gülün dikenin de kıvranır dururum-
Ne sıcak bir tebessüm
Ne de biraz gözyaşı,olamaz avuntum..

Düşünmek yakıcı sehvet!
Bir tümör gibi yerleşmiş beynime yokluğun..

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:52 PM
Biteviye

Bir başımayım,
gece çökmüş üstüme
bütün hüznüyle.
Saat kaç kim bilir?
bilmiyorum...
Türküler dinliyorum
içinde dolu dolu sevdalar,
bir de ayrılıklar.
Şiirler okuyorum
deli yüreklerin feryatları
dökülmüş beyitlere.
Bir nefes çekiyorum cıgaramdan
savruluyor dumanı
bir deli rüzgara tutsak
kendi başına,
sorup danışmadan
deli gönlüm gibi...

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:52 PM
Gökkuşağı Olur Düşüncelerim




'Sevmek dokunmaktır.'
Desmond Morris.

Bu gurbet akşamında
Yalnızlık bir şal gibi
Yüreğimi sararınca,
Yürekte demlenen sevgiyi
Körükler aşkın alevi.

O zaman,
Gökkuşağı olur düşüncelerim
Turna boyluma varır.
Gözlerim coşan, taşan
Sıcacık bir ırmak olur.
Girdap olurum o an
İçime çekerim
Yârin karanfil kokusunu.

Dudaklarım volkan olur,
Ellerim yangın yeri
Dokunmak ne kelime
İpek iple nakış nakış işler gibi
Öpüp, okşar, koklarım tenini.
Budur aşkımızın tuzu biberi.

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:52 PM
Sen Varsın

ellerimde yavru kuş gibi sıcaklığın
parmak uçlarım dahi sen varsın
sabahlarım seninle başlayıp
seninle biter
sana uzanır karanlıkta hep düşünceler
sen kalbimin en ücra köşesinde bile varsın

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:52 PM
Aşk Tuzağı

Aşk tuzağı zorlu olur dediler
Gülümsedim geçtim, önem vermedim
Sevdâ dağı karlı olur dediler
Her yanımı tipi sarmış görmedim.

Tutuldum, düşürdü ne hâle beni?
Eyledi kendine kul, köle beni
Mahkum etti zorlu emele beni
Aşk içinde aşklar varmış görmedim.

Kör edermiş meğer sevda gözleri
Silinmezmiş aşkın kâlpten izleri
Hem gözü bürürmüş hem de sözleri
Aşk hep gönülde kışlarmış görmedim.

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:52 PM
Sevdim Seni Bir Kere

durgun sular gibiyim sel olupta akamam
ben yanmışım birkere,kimseleri yakamam
taş olmuş bu yüreğim alan olmaz satamam
sevdim seni birkere başkasına bakamam.

sakın sanma seni öyle terkettiğimi
biliyorsun kendimi ateşe ittiğimi
kim demiş bu büyük aşkın bittiğini
sevdim seni birkere ateşlere atamam

vermem bu canımı seni son kez görmeden
mutluluk şevkat sevgi nedir bilmeden
çok özledim sevgilim dururmuyum gelmeden
sevdim seni birkere,kimseyle paylaşamam...

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:52 PM
Duvar

Mühendisi sen oldun,
taşeronu ise ben.
Projeyi sen yaptın,
başkasına varıpta,
nikahını kıyarken.

Duvarın temelini,
kader ağıyla attık.
Gece ile gündüzü,
yoğurup tuğla yaptık.

Su yerine gözyaşları,
harcına yılları kattık.
Yıkılması mümkün değil,
bu duvarı biz yaptık.

Sen orada,ben burada,
aramızda bu duvar var.
Sıvasına bir baksana,
hasret dolu,acılar var.

Üstünde ki boyası,
toz pembe düşlerimiz.
Silik duran resimlerse,
mazide kalan günlerimiz.

Aramızda uçurumlar,
aşılması güç bir duvar.
Karşımdasın benim ama,
artık kâlbinde,başkası var

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:53 PM
Bizim Sevdamız Kara Değil

Ne seni bir bahar günü tanıdım
Ne de sana bir görüşte aşık oldum
Matematikçinin sorduğu denklemlerde tanıdık
Ya da edebiyatçının şiirlerinde .
Ne bir türkümüz vardı
Ne de beraberce söylediğimiz bir şarkımız
Beraberce söylediğimiz tek bir şeyimiz vardı
O da Mehmet Akif’ten kalma bir istiklal marşımız
Adının baş harfini sıralara yazıyorum
Sonra kimse bilmesin anlamasın diye
Nesli tükenmiş bir hayvan çiziyorum baş harfinden sonra
Ne seni benden alıp götüren
50 NC bir okul taşıtı vardı
Ne de beraberce bindiğimiz bir halk otobüsü
Aslında sevdamız gayri resmi de değildi
Bizi ayıran ne asık suratlı bir peder
Ne de tüm sevdalara son veren
Her zaman kötü bilinen vesikalı kaderdi
Duyguları duvarlarına taşmış olan
Bir orta öğretim okulunun verdiği
M.E.B tasdikli ayrılık fermanıydı

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:53 PM
Şiirli Ev

Şiirlerden bir ev yaptım ikimize
Kızıl renkli kiremit saçlarına dokunduğumda
Pınarlar akar yüreğimde ve özlemlerimde
O göz pencerene baktığımda
Kışın yanan soba gibi olur yüreğim
Yanan yüreğimizin sıcaklığı sanki kutuplar eriyiverecek
Ayaklarımızın altında

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:53 PM
Sen Vardın Ve Şimdi Yoksun



Sen vardın

Sen vardın benimle
Gündüzümde gecemde
Sen vardın düşümde
Hayalimde ümidimde

Sen vardın içimde
Kalbimde sevgimde
Sen vardın gözlerimde
Özlemimde hasretim de

Sen vardın çiçeklerde
Lalelerde güllerde
Sen vardın yüreğimde
Tenimde bedenimde

Sen vardın dilimde
Kelimelerde sözlerde
Sen vardın kaderimde
Aşımda ekmeğimde

Şimdi yoksun

Şimdi yoksun bende
Ne gündüzümde ne gecemde
Şimdi yoksun düşümde
Ne hayalimde ne ümidimde

Şimdi yoksun içimde
Ne kalbimde ne sevgimde
Şimdi yoksun gözlerimde
Ne özleminde ne hasretinde

Şimdi yoksun çiçeklerde
Ne lalede ne gülde
Şimdi yoksun yüreğimde
Ne tenimde ne bedenimde

Şimdi yoksun dilimde
Ne kelimelerimde ne sözlerimde
Şimdi yoksun kaderimde
Ne aşımda ne ekmeğimde.

вσυя∂¢αη
10-01-2007, 02:53 PM
Kayan Her Yıldızda Seni Dinliyordum Ayşem

Hasret kokan bir bahar akşamıydı.
Ay ışığı yüzümü aydınlatırken,yıldızlar çakıl taşları gibi dizilmişti gökyüzüne
ooff çekiyordum kendimce.Avutuyordum kalbimi
ama adım gibi emindim..
Seninde gözlerin o yıldızlardaydı bu gece
ve o yüzden bu gece bir başka güzeldi onlar..
Üstelik aynı şeyleri düşündüğümüzü de iyi biliyordum.
Benim tek bir farkım vardı senden,
Ben kayan her yıldızda seni diliyordum AYŞEM...

Kötü sesimle şarkılar söylerken kuşlar bile kaçmıştı yanımdan,
gözlerim buğulu camlar gibiydi,sildikçe tekrar nemleniyordu...
Halimi görseydin acırdın Ayşem.
Beni bir tek yıldızlar anlıyordu,bir tek onlar dinliyordu.
Sanki hepsi birer sevdalıydı.
Zamanında çok sevmişler ve kavuşamadıkları için bu hale gelmişlerdi.
Şimdi de sevenlere kıyak geçiyorlardı..
Çünkü ben Yunus Emre misali söylediğim şiirleri sırf sende onları dinliyorsun diye
haykırıyordum gökyüzüne..
ve senden tek farkım vardı benim ben kayan her yıldızda seni diliyordum AYŞEM...

Zaman herşeye inat su gibiydi yine,
akreple yelkovan hiç yorulmadılar bu kovalamacadan.
Çiçekler yine açtı baharda,
kışın bacalardan yine duman tüttü.
Herkes birşeyler için çabalıyordu.
Aslında herkes kendi hayatının başrol oyuncusuydu
ve herkes mutlaka hergün tanrıdan birşeyler diliyordu..
Ama benim herkesten tek bir farkım vardı,
BEN SENİ DİLİYORDUM AYŞEM....

mystical_waynak
10-03-2007, 07:12 PM
emeğine sağlık kardeş çok güzel konu !

rüzgarın kızı
10-06-2007, 04:20 AM
güneşin kızını merakla okudum....bende rüzgarın kızı olarak....ellerine,yüreğine sağlık...