Giriş

Tam Sürümü Görüntüle : fIKralar


GhencThurk
10-01-2007, 11:18 PM
Dünyanın Sonu
Günün birinde Bill Clinton, Fidel Castro ve Bill Gates kendilerini tanrının yanında bulmuşlar. Tanrı bunlara dönmüş " Sizi buraya çağırdım çünkü 2000 yılında kıyametin kopacağını cemaatlerinize haber vermenizi istiyorum" demiş. Daha ne olduğunu anlayamadan bi de bakmışlar ki evlerindeler...
Clinton, hemen ülkenin bütün televizyonlarına haber vermiş ve canlı yayına çıkmış. " Sayın vatandaşlarım, size bir iyi bir de kötü haberim var. İyi olanı, In god we trust harbi harbi var. Yani bunca zaman boşuna inanmadınız. Kötü olan ise 2000 yılında kıyamet kopacak...
" Kastro'da boş durmamış hemen insanlarının karşısına geçmiş. " Yoldaşlar üzgünüm ama size iki kötü haberim var. Birincisi, bunca zaman kendimizi kandırmısız, tanrı gerçekten de varmış! İkincisi ise daha kötü, daha tanrıya inanamadan hepimiz öleceğiz, çünkü 2000 yılında kıyamet kopuyor.
" Bu arada Gates'de bütün kurmaylarını toplamış havadis veriyor. "Baylar size iki iyi haberim var. Birincisi, tanrı beni dünyanın en önemli üç kişisinden biri olarak görüyor. İkincisi ise artık "year2000" problemini çözmemize gerek kalmadı..."

GhencThurk
10-01-2007, 11:18 PM
Sen ne işe yaradın
Bektaşi ile hacı osmanlı zamanında ramazanda içki içerken yakalanırlar. Kadı yaptıklarının cezasının ne olduğunu bilip bilmediklerini sorar bunlara. Hacı af diler şeytana uyduk kadı efendi der ve hacı ya idam cezası verir. Bektaşiye sıra gelir ve derki ben Kadı efendi ben gayri-müslümün bana oruç farz değil der. Kadı Bektaşiyi serbest bırakır.Bektaşi kadıya sorar kadı efendi ben de şeadet getirsem müslüman olsam arkadaşımı da bağışlar mısın? Kadı efendi düşünür gavuru müslüman yapmanın ona sağlayacağı sevabı hesap eder ve hacıyıda affeder. Kadının huzurundan ayrıldıktan sonra hoca şaşırararak bekaşiye sorar; Sen ne biçim adamsın be bir dinli oluyon bir dinsiz, sende iman yokmu bire münafık deyip azarlar. Bektaşimizde gavur oldum kendimi , müslüman oldum seni kurtardım. Peki sen ne işe yaradın?

GhencThurk
10-01-2007, 11:18 PM
Kafir

Neyzen Tevfik sivri dilliliği ve içmesiyle bilinen bir sofuymuş.Yine herzamanki mekanında arkadaşlarıyla içiyormuş Oradan geçmekte olan katı dindar bir başka sofu arkadaşı Neyzen'i görmüş.Söylene söylene yanına gelmiş ve şöyle demiş:
-Ah Neyzen! iyi adamsın hoş adamsında, bbirde şu kafiri içmesen
Neyzen sofuya bıyık altından gülerek:
-Sen hiç merak etme aziz dostum. Ben bu kafiri önce ehli müslim yapıyorum, sonra içiyorum

GhencThurk
10-01-2007, 11:19 PM
Güzel için oruç bozulurmu ?

Bektaşiye bir gün sormuşlar...
Gelse bir dilberi ahu
Olsa savmı ramazan
Dilber-i ahumu efdaldir ,
yoksa savmı ramazan mı?
Bektaşi cevap verir:
Fırsatı fevketme zinhar...
Sür sefasın dilberin
Olur kazası savmın
Olmaz kazası dilberin....

GhencThurk
10-01-2007, 11:19 PM
Suç sende değil

Bektaşiler gene bir akşam iciyorlarmis. Havada sıcakmı sıcak yazın en sıcak ayı. Ekinlerin suya ihtiyaci var. İçerlerken arkadan birisi seslenmiş '' hocam ne olacak bizim tarlalarımızın hali? bizim için yağmur duasına çıksanda bize bereket yağdırsan''. demiş. Bektaşi ''tamam yarın içmeyelimde yağmur duasına çıkalım''demiş. sabahleyin erkenden bektaşi önde cemaati arkada giderken tarlaların yanına gelmişler. Bektaşi baslamış dua etmeye. Tam duanın ortasında''Allah'im bu tarla benim ''demiş duaya devam etmiş. Neyse duayı bitirdikten sonra herkes evlerine dağılmış. Bektaşininde arsası tam yolun yanındaymış yani çok kıymetliymiş. Bektaşide evine dönmüş. Akşam bir yağmur baslamış, ortalığı sel götüruyor durdurak bilmiyor. Bektaşinin arsasını sel almış götürmüş. Sabahleyin bektaşi yağmurun sevinciyle koşa koşa geliyor birde bakıyorki arsa yok!!! Bektaşi çok sinirlenmiş ellerini havaya kaldırmış ''Yok Allahm suç sende değil, sana o arsanın yerini söyleyen pezevenkte''demiş.

GhencThurk
10-01-2007, 11:19 PM
Sen en iyisini bilirsin

Nasrettin hoca bir gün köyden şehre giderken yorulmuş tarlanın kenarındaki Ceviz ağacının altında dinleneyim demiş.Şöyle bir etrafına bakınıp ağacın altına uzanmış. Ve şöyle düşünmüş.Ey Allah'ım gücüne sual olmaz amma,incecik kabak sapında kocaman kabak var, koskocaman ağaçta küçücük ceviz var, bu nasıl iş deyip uykuya dalmış.Ağaçtan bir ceviz hocanın kafasına düşüvermiş.Ve kafada ceviz büyüklüğünde bir şiş olmuş. Hoca hiddetle uyanmış ve Yarabbi sen en iyisini bilirsin demiş. Simdi o kabak ağaçta olsaydı benim halim ne olurdu.

GhencThurk
10-01-2007, 11:19 PM
Vaaz

Papazın biri vaaz verecekmiş ama çok heyecanlanıyormuş. Gitmiş baş papaza, papaz efendi ben vaaz vereceyim ama çok heyecanlanıyorum demiş.Papaz,o zaman git biraz şarap iç heyecanın geçer demiş. Adam,şarabı içmiş sonrada vaazı vermiş. Vaazdan sonra gitmiş papaza,demiş nasıldı papaz efendi beğendiniz mi? Papaz , "Güzeldi yavrum ama bazı hataların var."
1)Merdivenden yürüyerek ineceksin tırabzandan kaymayacaksın.
2)Duaların sonunda oleeeey değil, Amin diyeceksin.
3)En önemlisi de İsa Tanrı'nın oğlu sütçünün çocuğu değil.

GhencThurk
10-01-2007, 11:19 PM
Cehennem

Dört samimi arkadaş aynı arabada yolculuk ederken trafik kazasında ölürler. Azrail "Türk cehennemine mi yoksa avrupa cehennemine mi gitmek istersiniz?" diye sorar. "Fark nedir?" diye sorarlar. Azrail "Avrupa cehenneminde her gün bir kepçe Türk cehenneminde her gün bir kova bok yersiniz" der. Üç tanesi "biz Türk doğduk, Türk ölürüz" der. Bir tanesi ise uyanıktır, Avrupa cehennemini seçer. Ve aradan epey zaman geçer avrupa cehennemindeki adam artık kepçe kepçe yemekten bıkmıştır, arkadaşlarının durumunu merak eder, hallerini görmek için ziyarete gider. Oysa onlar şen şakrak gülerek karşılarlar onu. Dayanamaz sorar: "Ben bir kepçesini hazmedemezken siz her gün bir kova bok yiyip nasıl bu kadar neşeli olursunuz?" "Oğlum oğlum" derler "Burası Türk cehennemi, bir gün bok olur kova olmaz bir gün kova olur bok olmaz, 3 aydır bir bok yediğimiz yok!"

GhencThurk
10-01-2007, 11:20 PM
Yalansa

Abartıcı bir kişi olarak tanınan hattat İzzet Efendi bir dostuna:
- Dün gece sabaha kadar oturdum, bir Kurr’an yazıp bitirdim, demiş.
Az sonra dostu söze girmiş :
- Geçen Ramazan’da Kandilli’ye, bir iftaar yemeğine gidiyordum. Boğaziçi’nde öyle bir fırtına çıktı ki... Dalgalar bindiğim kayığı sahildeki minarelerin şerefelerine kadar çıkardı. Kayık dalgalar arasında sallanırken iftar oldu, toplar atıldı. Ben de sigaramı kandillerden yakıp orucumu bozdum.
Mustafa İzzet Efendi bağırmış :
-Yalan !..
-Yalansa, senin dün gece yazdığın Kur’ann-ı Kerim çarpsın.

GhencThurk
10-01-2007, 11:20 PM
Elimden Geleni Yaptım

Kasabanın birinde kilisede pazar ayini sırasında kilisenin içinde olduğu kasabayı su basar. Sular kiliseye doğru ilerlemeye başlar.Herkes panik içinde koşuştururken Papaz'ın yerinde durduğunu gören insanlar Papaz'a gelmelerini söylerler.
Papaz onu Tanrı'nın koruyacağını söyler.
O anda sular yükselmeye başlar.Sular kiliseye girer.Rahip canını kurtarmak için 2. kata çıkar.Bir yandan da Papaz'a kaçmasını söyler.Papaz inadını devam ettirir.Sular 2. kata çıktığında pencerenin önünden bir kayık geçer.İçinde halktan bazı kişiler vardır.Papaz'a gelmesini söylerler ama Papaz yine inadını sürdürür.
'Tanrı beni korur'der.Sular çatıya çıktığında yine bir kayık geçer ve yine halktan bazıları kayığın içindedir Papaz'a gelmesini söylerler ama Papaz 'Tanrı beni korur'demeye devam eder.Sular çatıyıda aşınca Papaz çatıdaki direğe tutunur.Bu sefer tepeden bir helikopter geçer. İçinde yine halktan bazı kişiler vardır.Papaz'a gelmesini söylerler.Papaz yine
'Tanrı beni korur.'der. Ve ölür.
Tanrı'! nın huzuruna çıkar.Tanrıya 'Ben sana darıldım Tanrım. Ben senin huzurunda yıllarca çalıştım,sen beni öldürdün.'der.
Tanrı da 'asıl sen kendini öldürdün.Senin için 2 kayık 1 helikopter gönderdim daha ne yapayım.'der

GhencThurk
10-01-2007, 11:20 PM
ORUÇ

Ataist bir adam bir gün ormanda geziyor ve etrafındaki güzelliklere bakıyormuş 'Evrim ne güzellikler yaratıyor!diye düşünüp mest oluyormuş birden arkasında kocaman bir ayı belirmiş ve onu kovalamaya başlamış Adam bütün gücüyle kaçıyormuş ama her arkasına bakışında ayının daha olduğunu farkediyormuş. Dakikalarca süren bir kaçışın sonunda adamın ayağı yerdeki bir dala takılmış, ayı adamın üzerine atlamış, pençesini kaldırmış, Tam vurmaya hazırlanırken adam "ALLAHIM! diye bağırmış. bir anda zaman durmuş ayı donmuş, ormandaki nehir bile akmaz olmuş bir anda orman karramış ve gökyüzünden bir ışık hüzmesi adamın üzerine parlamış. Çok derinden gelen ilahi bir ses adama;
"Yıllarca bana inanmadın,yaratılışı kozmik bir kazaya bağladın, sana bu durumda yardım etmemi mi istiyorsun? Seni sevgili bir kulum mu saymalıyım?"demiş.
Adam untanç içinde: Biliyorum bunca yıldan sonra dindar biri olmayı istemem haksızlık, ama belki AYIYI DİNDAR yapabilirmisin." demiş
SES: peki " diye karşılık vermiş ve ışık kaybolmuş.Nehir tekrakmaya baslamış herşey eski haline dönmüş. Ayı pençesini indirmiş, iki pençesinide göge doğru çevirmiş, ve konuşmaya başlamış;
"ALLAHIM,senin rızkınla orucumu açıyorum, Hamdolsun bana verdiğin nimetlere...

GhencThurk
10-01-2007, 11:20 PM
BEN DE PEDERİM AMA

Bildiğiniz gibi bazı hristiyanlar papazlara 'Father-Peder-Baba' derler. Komünist rejim zamanında Rusya'dan zar zor kaçıp New York'a yeni gelen Salamon, metro'da bir papazın yanına oturmuş. O güne kadar hiç papaz görmediği için de sormuş
'Af edersiniz efendim, sizin gömleğinizin yakası neden ters?'
Papaz 'Çünkü ben bir pederim' demiş.
Salamon 'Ben de bir babayım ama gömleğimin yakası ters değil.
Neden siz yakanızı ters takıyorsunuz?' diye yine sormuş.
Papaz biraz düşünmüş ve 'Beyim ben bir çok insanın pederiyim' demiş.
Salamon 'Benim de çok çocuğum var. Tam dört kızım ve dört oğlum var. Ama yakam ters değil' diye cevap vermiş.
Papaz 'Ben yüzlerce, binlerce hatta milyonlarca insanın babasıyım' deyince Salamon gülmüş ve
'Beyim' demiş 'Ben sizin yerinizde olsam yakamı ters takacağıma pantalonumu ters giyerdim'

GhencThurk
10-01-2007, 11:20 PM
MANASTIR HAYATI

Bir manastırda yaşayan üç rahibe oturmuş dedikodu yapıyorlarmış.
Birincisi 'Kızlar' demiş 'Geçen gün baş papazın odasını temizlerken bir sürü **** mecmuası buldum'.
Diğerleri 'Peki ne yaptın?' diye sorunca ilk rahibe 'Hiiç' demiş ne yapacağım hepsini çöpe attım'
İkinci rahibe anlatmaya başlamış 'Bende bir ay önce baş papaz efendinin odasını temizliyordum bir sürü pr********tif buldum'
İlk rahibe sormuş 'Peki sen pr*******tif ne yaptın? Attın her halde'
İkinci rahibe 'Yok canım' demiş 'Hiç üşenmedim tek tek hepsini iğne ile deldim ve tekrar paketlerine koydum'
Bunu duyan üçüncü rahibe düşmüş bayılmış..

GhencThurk
10-01-2007, 11:22 PM
BİTSİN BU DAVA

Bektaşi'nin birine konuk gelecekmiş. Bektasi konuğu nasıl ağırlar... Elde yok, ayakta yok.. Mahçup olmak da istemiyor... Komşusu Yahudi'nin bir sürü keçisi varmış...Onlardan birini çaktırmadan alıp kesiyor... Ama çaktırmadığını sanan kendisi... Yahudi, ağacın arkasından gözlermiş durumu... Diyor ki kendi kendine, "Kadıya gitsem.. Kadı Müslüman, o Müslüman, ben Yahudi… Davayı kazanamam. Hadi kazandım, Bektaşi'nin nesi var ki, ondan alıp bana versin... Biz artık Allah'ın huzurunda hesaplaşırız... Yıllar geçiyor. Yahudi, Allah'ın huzurunda davacı oluyor, Bektaşi'den... Mahkeme kuruluyor..
Allah :
-Sen Yahudi kulumun keçisini kesmişsin, diyor Bektaşi'ye...
-Kesmedim, diyor Bektaşi...
-Ben gözlerimle gördum diyor, Yahudi.. -Allahım, diyor Bektaşi... Bir mahkemedee bir adam hem şahit, hem davacı olamaz.
-Haklısın ama, diyor, Allah Ben her şeyii görürüm. Ben de gördüm, kestiğini...
-Allahım, diyor Bektaşi...Aynı mahkemedee, hem şahit, hem hakim olunmaz...
-Gene haklısın, diyor Allah... O zaman ggetirin keçiyi ona soralım...
-Ne!... diyor Bektaşi... Keçi burada mı??...Ver onu o zaman bu Yahudi'ye...Bitsin bu dava..

GhencThurk
10-01-2007, 11:23 PM
Alacaklı

İstanbulun eski devirlerinde azınlıktan bir tüccar Jacob Efendi; nasıl olduysa müslüman bir tüccardan borç alır ve bir türlü ödemez. Haftaya, yok öbür haftaya derken bizimkini oyalayıp durur, sonunda bizimki Jacob Efendinin kapıya dayanır borcunu ödemesini ister. Öderdin ödemezdin derken bizimkinin kafası bozulur açık pencereden uzatır Jacobun kafayı dışari, geçer arkaya başlar bi güzel düzmeye.
O sırada pencereden öğle namazı için salına salına camiye giden imami gören Jacob efendi eli yüzü kan ter içinde, telaşla bağırır imama
-İmam efendiiiii, acele edesin be bre, ööğle namazi vakti geçmek uzeredir. Okuyasin hemen su ezani.
İmam kaldırır kafayı pencereden kafası görünen Jacob Efendiye seslenir.
- Yahu Jacob Efendi, sana ne bizim ezan vaktinden. Müslüman olmadığına göre sana ne ezan vaktinden ?
Jacob efendi zar zor cevap verir:
-Öyle demeyesin be imam efendi, bizim dee vardir icimizde bir parcacik muslumanlik !!!

GhencThurk
10-01-2007, 11:23 PM
KENDİNDE OLMAYANI

Bektaşi, camide namazdan sonra dua etmiş :
-Ey ulu Tanrım, bana bir rakı parası verr!
Yanında namazını bitiren softa da, ellerini kaldırmış :
-Rabbim, bana iman ver!
İki duayı da işiten hoca, Bektaşiye :
-Bak, herkes ne isitiyor Tanrı'dan, sen rakı parası. Utanmıyor musun?, demiş
. Bektaşi usulca :
-Ne yapalım hoca efendi, herkes kendisinnde olmayanı ister, demiş.

GhencThurk
10-01-2007, 11:23 PM
Peşin Namaz

Bektaşi ile bir hoca birlikte yola çıkmışlar, bir süre sonra hoca :
-Namaz saati! demiş, başlamış kılmaya....
Rekat üstüne rekat, selam üstüne selam... Bektaşinin beklemekten canı sıkılmış, hoca namazı bitirince sormuş :
-Yahu bu ne uzun namaz böyle?
-Kazaya kalmış namazlarım vardı, onları eda eyledim!
Bektaşi :
-Eh ben de bir namaz kılayım! demiş ve bbaşlamış namaza...
Ama ne namaz, bitmiyor, sonunda hoca dayanamamış :
-Erenler, senin namaz da uzun sürdü!
> -Önümüzdeki haftanın namazını kıldım! Hoca şaşırmış :
-Yahu olur mu böyle şey?
Bektaşi gülmüş :
-Yukarıdaki senin veresiyeni kabul ediyoor da, benim peşinimi niye kabul etmesin?

GhencThurk
10-01-2007, 11:23 PM
Trafik

Papazın biri bisiklet kullanırken polis bunu durdurmuş.
-Ehliyet ve ruhsat lütfen
papaz -ehliyetim yok ama cebimde incilim, sağ omuzumda isa, sol omuzumda iyi melek var demiş.
polis -hem ehliyetin yok hemde bisiklete üç kişi biniyorsun demiş

GhencThurk
10-01-2007, 11:23 PM
Dedem uzun yaşadı

Küçük afacan elinde bir kutu şekerle parka gitmiş, bir banka oturmuş; etrafa bakınırken şekerleri ardarda ağzına atıyormuş. Yanındaki bankta oturan yaşlı adam çocuğa bakmış bakmış ve "evladım.." demiş, "şeker güzeldir ama çok yemek zararlıdır. hem dişlerin çürür, hem yüzünde sivilce çıkar, hem de şişmanlarsın.." Çocuk bunun üzerine adama dönmüş: "Benim dedem 107 yaşına kadar yaşadı..." Adam "Yaa.." demiş.. "Yani deden de mi çok şeker yerdi?" "Hayır, her şeye burnunu sokmazdı!"

GhencThurk
10-01-2007, 11:23 PM
Demirel ve Ecevit

Masal bu ya, Demirel ölmüs, öbür dünyaya gidince kendisine ceza olarak çok çok çirkin bir kadin vermisler ve bu dünyada hayatini bununla geçireceksin demisler. O da kaderine boyun egmis. Ama birde gezerken ne görsün, karsida Ecevit yaninda Demi Moore'la beraber degil mi?. Çok sinirlenmis ve Seytana çikip bunun bir haksizlik oldugunu söylemis. Seytanda ' Eh ! ne yapalim senin cezan böyle, Ecevit'e gelince o da
Demi Moore'in cezasi

GhencThurk
10-01-2007, 11:24 PM
Akillanma

Temel on sekizlik oğlunu evlendiriyor.
Çok erken değil mi diye soranlara,
- Simdi evlensin, sonra akli paşina celir, o zaman da evlentiremem, diyor.

GhencThurk
10-01-2007, 11:24 PM
Motorcu

Serçenin biri, bi bahar günü dalgın dalgın uçuyomuş. Bir anda farketmiş ki, bir yolun üstünde uçuyor ve karşıdan da motorsikletli bir adam geliyor. Her ikisi de çarpışmayı engellemek için ellerinden geleni yapmışlar ama nafile, serçe çotaaank diye kaska çarpıp düşmüş. Motorcu hemen atlamış motordan koşmuş serçenin yanına. Serçe baygın yatıyor, kıyamamış, bırakamamış yolda, almış getirmiş eve. Eskiden kalma bir de kafesi var evde. Koymus az biraz su, biraz da ekmek, serçeyi de koyup kafesin içine vurmuş kafayı yatmış. Bizim serçe bi müddet sonra ayılmaya başlamış. Daha tam seçemiyor ortalığı, hafif bulanıklık var yani. Bir bakmış parmaklık, ekmek, su falan var bulunduğu yerde. Birden telaşlanmış. "Anaaa...". demis, "motorcuyu öldürmüşüz be !"

GhencThurk
10-01-2007, 11:24 PM
Mühendis

Bir papaz, bir sarhoş ve bir mühendis giyotinle ölüm cezasına çarptırılmışlardır. Sıra öncelikle papazdadır. İnfaz memuru papaza sorar : "İnfaz edilirken yukarı mi aşağı mi bakmayı tercih edersin?" Papaz cevap verir : "Yukarı bakmak isterim. En azından ölürken yüzüm tanrıya dönük olur." Papazin isteği yerine getirilir, giyotin bıçağı havaya kaldırılır ve bırakılır. Bıçağın hızı kesilir kesilir ve tam papazin boynuna santimetreler kala duruverir. Bu tanrıdan bir işaret olarak görülür ve papaz serbest bırakılır. Sıra sarhoşa gelmiştir. Bir umutla sarhoş da yukarı dönük olmak istediğini söyler. Ayni şekilde giyotin bıçağı tam sarhoşun boynuna yaklaşmışken yavaşlar ve durur. Bu da tanrının bir işareti olarak kabul edilir ve sarhoş da serbest bırakılır. En son sıra mühendistedir. Mühendis de yukarı dönük infaz edilmek istediğini belirtir. Tam bıçak havaya kalkmışken mühendis bağırır : "Durun bir dakika, bıçaktaki sorunun nerede olduğunu anladım.

GhencThurk
10-01-2007, 11:24 PM
Fotoğraf

Temel bir is için bir fabrikaya başvurmuş.
Fabrika da 12 tane vesikalık fotoğraf istemiş.
Temel kara kara düşünmeye başlamış, 'vesikalık fotoğrafı nasıl çektirecem ben simdi' diye.
Durumu Idris'e açıklamış. O da demiş ki:
- üzülme Temel, geniş bi arazide bi çukur kazarız, sen sadece vesikalık kısmın gözükecek şekilde çukura girersin, ben de senin resmini dedemden kalma yadigarla çekerim, demiş.
Temel kabul etmiş ve yer ve zamanı ayarlamışlar.
Buluşma vaktinden önce Temel Buluşma yerine gidip 12 tane kuyu kazmış.
Idris gelince şaşırmış:
- Yahu Temel, niye 12 kuyu kazdin ki, demiş, ben zaten 12 tane fotoğraf makinesi getirmiştim.

GhencThurk
10-01-2007, 11:27 PM
Feminist

Feministler toplanip bir karar almislar. Demisler ki: Gidip kocamiza diyecegiz ki, "Bundan sonra kendi bulasigini, çamasirini kendin yikacaksin. Ben artik karismayacagim."
Neyse orada bizi Türk bir kadin da varmis tabii. Karari sirtlamis memlekete dönmüs. Aradan 6 ay geçince yeni bir toplanti yapmislar. Baskanlari alinan en son kararin uygulama sonuçlarin sormus.
Alman Kadin: Gider gitmez karari hemen kocama bildirdim. Bundan sonra kendi bulasigini kendin yikayakcaksin. Ben hiç karismayacagim dedim. Bir gün birsey göremedim. Ikinci birsey göremedim. Üçüncü gün bir de baktim ki bulasigi yikamaya baslamis.
Fransiz Kadin:Gider gitmez karari hemen kocama bildirdim. Bundan sonra kendi bulasigini kendin yikayakcaksin. Ben hiç karismayacagim dedim. Bir gün birsey göremedim. Ikinci birsey göremedim. Üçüncü gün bir de baktim ki bulasigi yikamaya baslamis.
Sonra sira bizim Türk kadina gelmis: Aldigimiz karar icabi gidip kocama bundan sonra bulasigi benim yikamayacagimi, o devrin bittigini, bundan sonra kendisinin yikamasi gerektigini söyledim. Bir gün birsey göremedim. Ikinci bir sey göremedim. Üçüncü sol gözüm açilmaya baslayinca bir de baktim ki dag gibi bulasik beni bekliyor.

GhencThurk
10-01-2007, 11:27 PM
Toyota
Bir Fransiz, bir Italyan ve de klasik olarak bir Türk avrupada trenle seyahat etme karari vermisler. Neyse trenin birinin kompartimanina girmisler. Bir de ne görsünler. Bir Japon, yaninda da tas gibi bir hatun oturuyor. Bizimkiler de tam karsilarina oturmuslar. Baslamislar Japon'u çekistirmeye. Italyan "maymun gibi Japon tas gibi hatunu götürüyor" demis ve "ben simdi hatunu ayarlarim" demis. "Önce Japon'u halletmek lazim" demis Fransiz. Italyan disari çikarken Japon'a seslenmis. Bir iki dakika sonra disaridan pata küte sesler duyulmus. Kompartimanin kapisini Italyan açmis, yüzü gözü kan içerisinde, bir gözü sismis falan filan. Bizimkiler sormus ne oldu diye. Italyan "tam herife girecektim, ne oldugunu anlamadim" demis. Japon da gelmis, selam vererek yerine oturmus. Italyan sormus, "ya kardes sen ne yaptin öyle ya", diye. Japon da "bizim oralarda çok kullanilan bir yöntem var demis", onu uyguladim. "Ne biçim yöntem bu" diye sormuslar. Japon da "Oshidonun Koshidosu" demis. Fransiz bu olaya çok kizmis. "Benim arkadasima bu yapilir mi" ulen demis. Fransiz Japon'u disari çagirmis. Yine bir iki dakika sonra disaridan pata küte sesler duyulmus. Fransiz içeri bir girmis, yüzü gözü dagilmis, iki üç disi kirilmis. Bizimkiler sormus ne oldu diye. Fransiz da " abi herife tam girecektim, dünyam karardi" demis. Japon girmis, selam vermis yerine oturmus. Fransiz " birader ne biçim bir yöntem bu yahu?" diye sormus. Japon da bizim orada çok ünlü baska bir yöntem daha var demis. "Moshidonun Koshidosu" demis. Hepsi sasirmis. Bizim Türk içinden "iki tane dev gibi herif dayak yedi, ama ne etcez Türklüge bok sürdürmücez, dayak yersek biz de yeriz" demis. Bizimki disari çikarken Japon'a da seslenmis. Disari çikar çikmaz "küüüt" diye bir ses duyulmus. Italyan'la Fransiz içeride sasirmis. Bir bakmislar Japon içeri girmis, kafasi yarilmis, yüzü gözü kan içinde. Sormuslar Japon'a ne oldu diye. Japon da hiç bir sey anlamadigini söylemis. Hemen arkasindan Türk girmis. Japon "ne oldu ya, hiç bir sey anlamadim, ne yaptin" diye sormus. Bizim Türk de "sizin oralarda çok kullanilan bir yöntem" demis. Japon sasirmis."Ne bu ya" demis. Bizimkide elindekini göstermis: "Toyota'nin Krikosu"

GhencThurk
10-01-2007, 11:27 PM
Yasakl
Bir grup ingiliz,amerikan ve Türk gemiyle yolculuk ediyorlarmis.Birden siddetli bir firtina kopmus.Geminin batacagini anlayan kaptan hemen yolculara kosup gemiyi bosaltmalarini istemis.Fakat kimse buna inanmayarak kendini denize atmayi kabul etmemis.
Bir süre sonra bütün yolcularin ölüm tehlikesiyle karsi karsiya oldugunu gören kaptan hemen bir tayfasini çagirmis. "Git bir de sen dene onlari gemiden atlamaya ikna etmeyi" demis.Tayfa gitmis ve kisa bir süre sonra geri dönmüs.Kaptan merakla sormus:
-Eee,noldu?
-Hepsi atladilar efendim.
Kaptan çok sasirmis:
-Nasil olur,daha demin killarini bile kipirdatmamislardi.Ne dedin onlara?
-Çok kolay.Ingilizlere "Sizin gibi soylu insanlar batmak üzere olan bir gemide olmamalilar" dedim.
Amerikalilara deniz suyunun insan vücudu için çok faydali oldugunu söyledim.
-Peki ya Türklere ne dedin?
-Onlara da "Denize girmek yasak! " dedim.

GhencThurk
10-01-2007, 11:27 PM
Havaya Uçtu
Bir Alman bir Fransiz birde Temel bir guzergahi hava yolu ile katetmek zorundalar.. Almanya semalarindayken Alman "bizim buralarin patatesi cok meshurdur.. Bizde de adettir" diyip elindeki patatesi camdan assagi atar.. Fransadan gecerken de Fransiz "bizim buralarinda sarabi meshurdur.. bizde de adettir" diyip sarap sisesini assagi firlatir.. Karadenizden geçtikleri sirada Temel dinamiti çikarir.. Ateslemek üzereyken digerleri ziplar.. "Napiyorsun arkadasim delirdin mi?" dediklerinde Temelde bizim buralarinda madeni meshurdur kardesim" diyerek elindeki dinamiti atesleyip assagi sallar.. Ayni güzergahi karayolu ile gitmek zorunda olan adamlarimiz Almanyadan geçerken yol kenarinda aglayan bir çocuk görürler.. kafasi bantlidir..Alman iner arabadan:
-Noldu evladim neden agliyorsun
-Amca geçen burda dikilirken kafama patates düstü kafam yarildi ühühühü diyerek aglar..Alman'in kalbi sizlamaktadir..
-Ah canim kiyamam al bu parayi git kendine gazoz gofret filan al..
Fransadan geçerken yine yol kenarinda aglayan bir çocuk.. Fakat bunun kafa bantli kol alçida.. Fransiz iner..
-Neden agliyorsun evladim..
-Gecen burda dikilirken üstüme sarap sisesi düstü amca canim çok acidi..der..Suçluluk içersindeki Fransiz parayi uzatir..
-Git kendine bisiler al.. aglama lütfen..
Neyse en son durak Trabzon.. ve yol kenarinda yerde tepinen bir çocuk.. Kahkaya bogulmus gülmekten kivraniyor..Temel iner asagiya..
-Noldi la ne tepineysun ?
-Ahahaha amcacum geçen su karsiki köye dogru bi osurdum havaya uçti daaaa ahahhah !

GhencThurk
10-01-2007, 11:38 PM
ADAMI GÖZÜMÜN ÖNÜNE GETİRİRİM
Arkadaşı Karadenizliye sormuş:
-Yalnızken kendi kendine konuşma huyun var mıdır?
-Ben kendi kendime konumam, demiş karadenizli.Adamı gözümün önüne getiririm, öyle konuşurum.

GhencThurk
10-01-2007, 11:38 PM
AĞAÇLARADAN GÖREMİYORUM
Temelle Dursun ormanda yürüyorlar.Bir ara Temel Dursuna sesleniyor :
-Dursun ormanın güzelliğine bak.
Dursun:
-Ağaçlardan göremiyorumki.

GhencThurk
10-01-2007, 11:38 PM
AKŞAM SERİNLİĞİNDE
Bir mecliste konuşulurken,
Amerikalı :
-Biz Mars'a gideceğiz, demiş.
Alman :
-Biz yakıtsız giden otomobil üreteceğiz, demiş.
Fransız :
-Atom bombasını etkisiz hale getirecek projelerimiz var, demiş.
Bizim Karadenizli de onlardan geri kalmamak için :
-Biz de güneşe gideceğiz, demiş.
-Güneşe gidemezsiniz, demişler. Güneş yakar.
Karadenizli gülümsemiş :
-O kadar da enayi değiliz, tabi, demiş. Akşam serinliğinde gideceğiz.

GhencThurk
10-01-2007, 11:38 PM
ALERJİ
Temel, Cemal'e :
-Fadime'nin kürke alerjisi var.
-Nerden pileysun?
-Ne zaman kürk giymiş pi avrat cörse hastalanayı.

GhencThurk
10-01-2007, 11:39 PM
ANLAMLI ANLAMLI
Karadenizlinin biri hemşerisine anlatıyor :
-Dün belediye otobüsüne bindim; yan koltuktaki adam bilet almamışım gibi bana anlamlı anlamlı baktı.
-Sen ne yaptın?
-Bende bilet almışım gibi anlamlı anlamlı ona baktım.

GhencThurk
10-01-2007, 11:39 PM
ARABAM DIŞARIDA
Temel kırtasiye'ye girmiş, tezgahtara :
-Pana pir roman lazum, demiş.
Kırtasiye tezgahtarı sormuş :
-Efendim agır mı olsun hafif mi?
Temel :
-Farketmez, nasul olsa arabam dısarudadur.

GhencThurk
10-01-2007, 11:39 PM
ARİTMETİK
Aritmetik öğretmeni Temel öğrencilerinden şikayet ediyormuş :
-Derste peş kere peş kaç ediy, diye sorayrum, kırk cevapı alayrum.Halbuki peş kere peş yirmi peş, pilemedun otuz

GhencThurk
10-01-2007, 11:39 PM
ARKADAŞIN OLDUĞUM İÇİN Mİ?
Adamın biri karadenizli arkadaşına "eşek" demiş.
Karadenizli sormuş :
-Eşek olduğum için mi arkadaşınım; yoksa arkadaşın olduğum için mi eşeğim?

GhencThurk
10-01-2007, 11:39 PM
ASLAN
Temel hayvanat bahçesinde gezerken açık bulduğu bir kafesten içeri dalmış.
-Hoop, dur ne yapıyorsun, orası aslan kafesi, diye bağırışmışlar.Temel geri dönmüş,
-Sankim aslanınızı yedük.

GhencThurk
10-01-2007, 11:48 PM
AT YARIŞI
At yarışına merak saran Temel bir gün hipordroma gider. Yalnız önünde delicesine bir o yana bir bu yana koşan atlara akıl erdiremez ve dayanamayarak yanındakine sorar.
-Hah hemşerim bu atlar ne deli gibi koşup duruyor.
Adam da :
-1. olana ikramiye var da ondan, der.
Temel de cevap vererek :
-Hah 1. olana para varda ötekiler niye koşup duruyor.

GhencThurk
10-01-2007, 11:48 PM
ATTA GİDECEĞİZ
Azrail Temel'in canını almak için gelmişti. Temel hemen bir çare buldu. İsaret parmağını ağzına sokup, ağuk guğuk sesleri de çıkararak bebek taklıdı yaptı. Azrail durumu anlamış ve Temel'in oyununu bozmamış, gitmiş. Ertesi ve daha ertesi günü Temel yine aynı numarayı yapmış ve kurtulmuş. Hatta daha ileri giderek kendisine birde emzik bile almış. Azrail yine gelmiş, Temel hemen yerde emeklemeye baslamış. Azrail Temel'e :
-Temel gel attaaaa gideceğiz.

GhencThurk
10-01-2007, 11:48 PM
AYAĞIMI DENİZE SOKUP
Temel her gün köyden evine gidince paçaları ıslak gidiyormuş. Bir gün köylünün biri sormuş :
-Ya Temel neden senin paçaların hep ıslak?
Temel akıllı ya :
-Deniz kenarına gittiğim zaman bir sigara içiyorum sonra bu sigarayı denize atıyorum. Ondan sonra söndüğünden emin olmak için ayağımı denize sokup tekrar söndürüyorum.

GhencThurk
10-01-2007, 11:48 PM
AYAKKABI
Temel işe girmek için sözlü sınava giriyor.Çok heyecanlı, bir önceki adaya soruyor :
-Ne sorayiler?
-Ayakkabı.
Temel'in sırası geliyor, bilsin diye kolay soruyorlar :
-Dört ayaklıdır, miyav miyav der.
Temel soruyor :
-Bağcıkli midur?

GhencThurk
10-01-2007, 11:48 PM
AYNI YAŞTA TEĞİL MİDUR?
Temel yaşlanmış ve sol ayağı devamlı ağrımaya başlamıştır. Ağrılara dayanamayan Temel günün birinde doktora gitmiş :
-Eyi çünler toktor pey.
-Buyrun size nasıl yardımcı olabilirim.
-Pir şiçayetum vardur.
-Anlatın sizi dinliyorum.
-Haçan pubenim sol ayağım tevamli olarak ağrımaktadır.
Temeli kısa bir süre inceleyen doktor teşhisini koyar.
-Efendim sizin sorununuz yaşlılıktan meydana gelmektedir. Yani ayağınızda romatizma vardır. Doktorun bu teşhisini duyan Temel :
-Ula toktor pey madem öyle diyeysunuz ama penum sağ ayağım hiç ağrımıyor o da öbür ayağımla aynı yaşta teğil midur.?????

GhencThurk
10-01-2007, 11:49 PM
BANA GÜVENMEYİN
Gazetede şöyle bir ilan çıkmış : "Bir müdür aranıyor.Yüksek tahsilli, İngilizce ve Fransızca bilen, askerliğini yapmış, 30 yaşından gün almamış, boyu 1.85'den yukarı ve bekar olması gerekir...
Temel başvurmuş :
-Ben demiş, yüksek tahsil şöyle dursun ilk mektebi bile zor biturdum.İnciluzce de Firansizca da bilmeyrum.Yaşım 45'den yukarı, boyum 1.67...
-Eeee, demişler.Ne demek istiyorsun?
Temel gayet ciddi :
-Bu ilanı verduğunuz müdürlük işi var ya, ha bu iş için bana güvenmiyesunuz demeye geldim...

GhencThurk
10-01-2007, 11:49 PM
BAŞLARINA BİRŞEY GELMİŞ Mİ?
Temel askerdeymiş. Teröristlerin köprünün altına gelip pusu kuracakları haberini almışlar. Temelin bölüğüde teröristlere operasyon düzenlemek için köprüde pusuya yatmışlar. Bir saat olmuş gelen giden yok, iki saat olmuş yok, beş saat olmuş yok. Temel komutanın yanına giderek :
-Komutanım gidip bakıyım başlarına birşey gelmiş olmasın, demiş.

GhencThurk
10-01-2007, 11:49 PM
BENDE BAŞARILI BİR ERKEĞİM
Karadeniz'in erkekleri köy ve kasabalarda genelde önden giderler. Hanımları da bir kaç adım geriden onları takip ederdi. Trabzon'a gelen Musa Ağacık (Star Gazetesi köşe yazarlarından) önden giden adamı görünce dayanamaz durdurarak sorar :
-Beyefendi, sana demokrasi ve hak adına bir soru soracağım.
-Buyur sor?
-Şu geriden gelen teyze hanımınız mı?
-Evet, ne olmuş?
-Demokrasi ve hak adına sen bu vaziyetten utanmıyor musun? Sen önde hanımın arkada.
-Niye utanayım ki? Her başarılı erkeğin arkasında bir hanım yok mudur?
-Vaaar!
-Eeee!Bende başarılı bir erkeğim.

GhencThurk
10-01-2007, 11:52 PM
BENDE TUTULDUM
Doktor Temel hastasına sorar :
-Verdiğim ilaçlar iyi geldi mu?
Hasta :
-Neden sordun?
Temel :
-Aynı hastaluğa pende tutildum da ondan.

GhencThurk
10-01-2007, 11:53 PM
BEN ZATEN 8 FOTOĞRAF MAKİNESİ GETİRMİŞTİM
Temel'in vesikalık fotoğraf çektirmesi gerekir.Arkadaşı Dursun Temel'e :
-Sen şuraya bir çukur kaz ben fotoğraf makinesini alıp geliyorum, demiş.Bir süre sonra Dursun gelmiş bir de bakmış ki Temel 8 adet çukur kazmış.Dursun şaşırmış.
-Niye 8 tane çukur kazdın deyince.
Temel :
-8 adet fotoğraf çekmeyecekmiyiz.İşte onun için demiş.
Dursun ise :
-Hiç gerek yoktu.Ben zaten 8 tane fotoğraf makinesi getirmiştim, demiş.

GhencThurk
10-01-2007, 11:53 PM
BEYAZ AT BENİM
Temel ile Dursun iki tane at almışlar. Fakat devamlı karıştırıyorlarmış. Hangisi kimin atı belli değil. O yüzden Temel'in aklına parlak bir fikir gelmiş ve atın bir tanesinin kuyruğunu kesmiş. Dursun'un ona inat o da diğer atın kuyruğunu kesmiş. Temel bu sefer atın bir tanesine boya ile işaret koymus. Dursun'da ona inat aynı yere aynı boya ile diğer ata işaret koymuş. Bakmış ki böyle de olmuyor. Temel Dursun'a :
-Ha Tursun bak bu böyle olmayacak Beyaz at benimki, siyah at da seninki olsun, demiş.

GhencThurk
10-01-2007, 11:53 PM
BIYIK
Lazistan'ı gezmekte olan turist :
-Allah Allah, burada herkesin bıyığı var, demiş.
Temel, burnuna dikkat çekerek :
-Piz önemli ve değerli şeylerin altini çizeruz.

GhencThurk
10-01-2007, 11:54 PM
BİR KUZUDA EVDE
Bir inşaata amele alınacaktır. Alınacak elemanları kalfa Cemal'in seçmesi istenir. Adaylar kalabalıktır. Bu durumda Cemal sınav yapmaya karar verir.
-Pize 1 kisi lazımdur. Pu nedenle sizu imtihan edeceğum. Bir ara gözü Temel'e ilişir. Burnundan tanımıştır. Hemşehrisini işe almak ister. Önce Temeli sınava alır ve sorar.
-Hemşerum söyle baa bakalum.. Sana 3 kuzu verdum, sonra 2 kuzu daha verdum kaç kuzu oldi?
-6 tane oldi. Cemal biraz bozulur ama çaktırmaz.
-Tabi bu soru biraz zor oldu piraz taha kolayini sorayum.
-Sana 2 kuzu verdum, sonra 1 tane taha verdum kaç kuzi oldi ?
-Tört kuzi oldi. Cemal sinirlenir, Ama hemsehrisinide işe almak ister.
-Peçi 1 kuzi verdim, sonra bir kuzi taha verdum kaç etti ?
-Üç etti. Bunun üzerine Cemal iki tokat çakar ve tekrar sorar.
-Pir kuzi verdum, kaç kuzin oldi?
-İçi tane. Cemal iyice sinirlenir ve Temeli iyice döver.
-Ulan hemşeru teyup işe almak istedum, sende tam salakmişsun. Ula sağa pir kuzi vermişsem pir kuzin olur anladun mi?
-Olir mi, der Temel.
-Penum evde bir kuzi de kendumin var.

GhencThurk
10-01-2007, 11:54 PM
BİR ŞANS DAHA VER
Öğretmen Temele kafayı takmış.İlla sınıfta bırakacakmış çocuğu diye millet dedikodu yapmış.Öğretmende halkın önünde Temeli sınav yapmaya karar vermiş.Stadta millet toplanmış.Ve öğretmen megafonla Temele sormuş :
-Yedi kere yedi kaçtır?
-Kırk tokuz demiş, Temel.
Bir saniye sonra staddakiler ayağa kalkıp hep bir ağızdan :
-Pi sanş taha ver, pi sanş taha ver, diye bağırmışlar.

GhencThurk
10-01-2007, 11:54 PM
BİSİKLET
Trabzonla Rize arasında bir zamanlar gümrük varmış. Temel hergün bisiklet ve önünde bir kum torbasıyla gümrükten geçermiş. Bir gün Gümrük Memuru bu durumdan kuşkulanmış. Temel'e :
-Dur. Ne geçiriyorsun gümrükten, demiş. Temel :
-Kum, demiş. Memur kum torbasına elini sokmuş karıştırmış gerçekten sadece kum varmış torbada. Bu olaydan sonra Temel yıllarca gümrükten bisikletle önünde kum torbası olduğu halde geçmiş. Yıllar sonra Trabzonda bir kahvede Temelle Gümrük Memuru karşılaşmış.
Gümrük Memuru :
-Ula Temel artık emekli oldum sana birşey yapamam gerçekten ne geçiriyordun gümrükten?, demiş.
Temel :
-Bisiklet, demiş

GhencThurk
10-01-2007, 11:54 PM
BİZ NE DEDİK
Temel bir gün hakimin karşısına çıkartılır.
Hakim Temel'e sorar :
-Evladim senin adın ne bakim?
Temel :
-Adım "Temel", fakat "Z" si yok.
Hakim biran düşünür ve Temel'e dönerek der :
-Evladım, "Temel"de "Z" yok ki!
Temel hemen cevabı yapıştırır :
-Eeeee, biz ne deduk hakim bey?

GhencThurk
10-01-2007, 11:54 PM
BMW
Temel BMW almış ve on saatte Trabzon'a varmış. Dönüşte, BMW ile geri geleceğim karşılayın diye İstanbul'a telgraf çekmiş. Temel 40 saat sonra varmış, merakla sebebi sorulunca :
-Pu BMW'lerin ileri pes vitesi, ceride ise sadece pi vitesi var.

GhencThurk
10-01-2007, 11:55 PM
HALİNE ŞÜKRET
Dursun, çok feci bir trafik kazası geçirir... Koma halinde hastaneye kaldırırlar. Tedavi olurken kendine gelir. Yatağında bakar ki bir kolu yok... Hepten morali bozulur, asabileşir. Bir taraftan da hastaneyi birbirine katar:
-Ben tek kolla nasıl yaşarım şimdi!
Diye bağırıp çağırır. Kendini hastanenin penceresinden atıp intihar edeceğini söyler. Doktorlar başına toplanır, bakarlar Dursun ciddi, başlarlar nasihata:
-Bak evladım, insan tek kolla da yaşayabilir, ölmediğine şükretsene. Sonra beterin beteri var. Geçen yıl Temel de kaza geçirdi. Onun iki kolunu birden kesmek zorunda kalmıştık... Ama o senin gibi bağırıp, hastaneyi birbirine katmadı. Şimdi de gül gibi yaşayıp gidiyor. İnanmazsan git de bak.
Dursun, bir an sakinleşir, gider yukarı mahallede Temel'i bulur. Bir de bakar ki, Temel'in hakikaten iki kolu kesik ama, Temel bahçede kıvır kıvır oynuyor, hem de nasıl oynuyor...
Bizim Dursun'un kafası karışır ve hayretle Temel'e yaklaşır:
-Ula Temel, eyi ki seni gördüm, yoksa hayatum gideyidi. Ula bizim bi kolumuz kesildi diye intihar edeceğidum. Ama senin, iki koli kesik vaziyette, hem de bi dansöz gibi oynamana karşı teselli oldum... Şu dünyanın haline bak, benum tek kolum kesildi diye intihar edecek kadar beyinsuzum, sense iki koli yok göbek ataysun... Derken, Bizim Temel patlar:
-Ula sen manyak misun, ne göbek atmasi. Sırtım fena halde kaşuniyi... Patlayrum.

GhencThurk
10-01-2007, 11:55 PM
SAY
Bizim küçük Temel, Okuldan bir türlü mezun olamıyor. En sonunda öğretmen:
-Oğlum seni imtihan edeceğim. Bilirsen seni mezun edeceğim.
Temel sevinir, sözlüye kalkar... Hoca:
-Söyle bakayım Temel, İngiltere'yle Fransa kaç kez savaştılar?
Küçük Temel:
-Alti defa savaştiler öğretmenum.
Hoca:
-Aferin sana Temel, tebrik ederum, der.
Küçük Temel, mezun oldum sevinciyle hocaya bakarken, hoca:
-Peki say bakalım, demez mi?
Küçük Temel:
-Bir... İki... Üç... Dört... Beş... Alti.

GhencThurk
10-01-2007, 11:55 PM
TEMEL'İN OĞLU
Temel'in oğlu küçük Temel, okula gittiğinde öğretmeni sorar:
-Temel, baban nasıl iyi mi?
Küçük Temel:
-Öğretmenum, babam dün akşam banyo küvetine girdi, uyudi kaldi oriya...
Öğretmen şaşkın:
-Uyudu mu? Desene sular evi bastı, ev mahvoldu...
Küçük Temel sakin:
-Yooo öğretmenum öyle olmadi, çünki babam ağzı açuk uyur...

GhencThurk
10-01-2007, 11:55 PM
BAŞKA ÇİMSE YOK Mİ?
Temel, bir gün tarlasından eve dönmektedir. Karadeniz bölgesinin sarp arazisindeki patikada ilerlerken, birden ayağı kayar ve yüzlerce metre derinlikteki uçuruma yuvarlanır. Can havliyle, uçurumdaki bir ağacın dalına tutunur. Aşağıya bakar, metrelerce derinlikte ve dibinde de sivri kayalar. Belki duyan olur da kurtarmaya gelir diye avazı çıktığı kadar bağırır:
-Çimse yok miiii!
Bir kaç kere daha bağırır. Sonunda, ta yukarılardan, gökten bir ses duyar:
-Ey kulum Temel! Düşüp ölsen ne var ki? Seni cennetime koyarım. Eğer emirlerimi yaptıysan, yasaklarımdan kaçındıysan, kul hakkı yemediysen hiç korkma!
Temel şöyle bi düşünür, emirlerden hemen hiçbirini yapmamış, yasakların neredeyse tamamını yapmış, kul hakkı desen sadece Fadime'nin hakkını ödeyemez. Başını kaldırıp, tekrar bağırır:
-Başka çimse yok miiii!

GhencThurk
10-01-2007, 11:55 PM
FADİME'DEN E-POSTA...
Şubat ayının soğuk günlerinde, ikisi de Amerika'nın değişik bölgelerinde, ayrı ayrı iş gezilerinde olan Dursun'la karısı, Florida'da buluşup yaz sıcaklarının yaşandığı bu bölgede, bir kaç gün geçirmeye karar verirler.
Eşi, Dursun'dan önce gider Florida'ya ve ertesi gün için Dursun'a da yer ayırttıktan sonra, ona bir e-posta gönderir. Fakat mesaj, adreste bir harfi yanlış yazdığı için, Dursun yerine, bir gün önce karısı ölen Temel'e gider. Yaşı da epeyce ilerlemiş bulunan Temel, bilgisayar ekranında mesajı okuyunca, korkunç bir çığlık atar ve düşüp bayılır. Zaten çok üzgün olan Temel'in bu çığlığı üzerine ev halkı odaya dolar ve herkes yerde yatan Temel'e yardım için koşuşturmaya başlar.
Temel, bir süre sonra kendine gelir ve niçin çığlık attığını soranlara, bilgisayar ekranını gösterir:
"Sevgili Kocacığım,
Bugün, buraya ulaşır ulaşmaz, önce yarın senin gelişinle ilgili tüm işlemleri tamamladım, sonra da bana ayrılan yerime yerleştim. Burası gerçekten de dedikleri gibi çok sıcak... Seni dört gözle bekliyorum..." (Karın)

GhencThurk
10-01-2007, 11:56 PM
VERGİ
Bizim Temel uluslararası ekonomi toplantısına katılır... Devletin topladığı vergi dağılımını tartışırlar... Konuşmacılardan biri Amerikalı, biri Avrupalı, biri de Temel.. Ortaya bir fikir atılır... Halktan toplanan vergiler nasıl dağılım yapılacak. Amerikan vatandaşı söz alır:
-Bizim Amerika’da önce yere bir çizgi çizeriz ve sonra topladığımız vergileri havaya atarız... Çizginin soluna düşen paraları halka hizmet olarak geri veririz, sağ tarafta kalan devlete kalır, yatırım yaparız...
Derken Avrupalı söz alır ve:
- Bizim Avrupa’da başka ama ona benzer bir uygulama yaparız... Önce yere bir daire çizeriz... Halktan toplanan vergileri havaya atarız. Dairenin dışında kalan halka hizmet olarak geri döner, dairenin içine düşenleri devlet harcamalarına kullanırız...
Sıra bizim Temel’e gelir ve başlar anlatmaya:
-Ula uşaklar ne güzel anlattunuz. Keşke bizda sizun çirkefluklerunuzi değil da habu çalışkanluğunuzi alsak... İnanun bizum öyle bir uygulamamız yok... Bizde daha kısa oluyi... Bi kere öyle yere çizgi çizmezuk... Bizde hükümet halktan toplar vergileri... Atar havaya. Yere düşenleri kendilerine harcama yaparlar... Havaya kalanlar halka hizmet olarak geri döner...

GhencThurk
10-01-2007, 11:56 PM
GEÇİM ÇARESİ
Siyasiler boş yere kavga ederse ekonomi de vatandaşa kalır... Temel, Dursun ve İdris’in parasızlıkları canlarına tak eder. Bir taraftan işsizlik bir taraftan geleceği kapkara bir siyaset... Ekonomi ve enflasyonu bırakan siyasiler devamlı kavga ederler...
Bunlar da oturur geleceğimizi, yani ekonomi, işsizlik nasıl çözülür onu tartışırlar. İdris söz alır:
- Uşaklar ben en hızlı kalkunmanun yolini buldum... Bi uçak filosu yolliyalum. New York’i bombaliyalum... Sora da Amerika bize atom atar. Teslim oluruk. Sora da Japonya gibi çikaruk ortaya aha zengin oldun...
Dursun atılır:
- Ula daha kolayi varken öyle niye edeyruk... En iyisi Amerika’ya savaş ilan edelum Beşinci Filo oriya çıkarma yapar... Savaşı kaybederuk... Ardından Almanya gibi ortaya çikaruk aha zenginsun. Sonunda Temel atılır, kafasını kaşır ve:
- Ula uşaklar ya savaşi biz kazanursak, oni hiç hesap etmedunuz...

GhencThurk
10-01-2007, 11:56 PM
MÜTEAHHİT TEMEL
Bizim Temel, Amerikalı ve İngiliz’le telefon direği dikme ihalesine girmiş. Müdür şöyle bir öneri getirmiş:
-Hepiniz aynı teklifi verdiniz ama bizim için sürat önemli. Bir yarışma yapalım, kim daha çok direk dikerse ihaleyi o alacak...
Üçüne de 5 saat süre ve yeterince direk verilmiş. Amerikalı 40, İngiliz 50, Temel de sadece 4 direk dikmiş. Müdür kızmış:
-Nasıl olur, bak diğerleri bir sürü direk dikmiş...
-Mudür bey siz onların diktuğu direkleri görmedunuz... Nerdeyse tamami dişarda...

GhencThurk
10-01-2007, 11:56 PM
KAPLUMBAĞA TEMEL
Dört kaplumbağa, pikniğe çıkmaya karar vermiş. Erzakları hazırlayıp; bir yıl, iki yıl, beş, on yıl derken, otuz yıl sonra piknik yerine varmışlar. Gazozları, yiyecekleri, herşeyi ortaya çıkarmışlar. Bir bakmışlar gazoz açacağı yok. Tek çözüm, birinin eve gidip açacağı alıp gelmesi. Görev, içlerinde en küçük kaplumbağa olan Temel'e düşmüş. Genç kaplumbağa:
-Ben gelene kadar buradaki yiyeceklere dokunmazsanız giderim...
Diğerleri bunu kabul etmiş. Temel, yola çıkmış; bir,iki, on, yirmi yıl geçmiş. Bu arada, yaşlı kaplumbağalardan biri fenalaşmış. Arkadaşları ne yapsa faydasız, son bir dileği olup olmadığını sormuşlar:
-Gerçi genç kaplumbağaya söz verdik ama, şuradaki sarmalardan bir tanesini yesem olur mu?...
-Elbette...
Diyerek, sarmalardan birini vermişler. Tam ağzına atacağı sırada, genç Temel, çalıların arasından fırlamış:
-Gitmiyorum işte, gitmiyorum...

GhencThurk
10-01-2007, 11:56 PM
YILAN TEMEL
Yılan Temel, arkadaşı yılana sormuş:
-Haçan, biz zehirli yilan miyuk?
-Heee, n'oldu ki?
-Dilimi ısırdum da...

GhencThurk
10-01-2007, 11:56 PM
FADİME FEMİNİST OLURSA
Dünya Feministler Kongresinde konuşmacılar görüş belirtmektedir. Amerikalı bir hanım şöyle der:
-Ben iyi bir şirketin genel müdürüyüm. Artık alışveriş yapmaktan bıktım. Kocama "bundan sonra alışverişleri sen yap" dedim. Baktım, birinci gün oralı olmadı, ikinci gün oralı olmadı, üçüncü gün yaptı...
Alman konuşmacı:
-Ben iyi bir şirkette üst düzey yöneticiyim. Bir gün kocama "ben artık bulaşıkla ilgilenmekten bıktım, biraz da sen yıka" dedim. Birinci gün yapmadı, ikinci gün yapmadı, baktım üçüncü gün yapmış...
Fadime kürsüye çıkmış:
-Ben kendimi bildim bileli temizlikçiyim. Geçen gün Temel'e "ben artık çamaşır yıkamaktan mahvoldum, biraz da sen yıka" dedim. Birinci gün göremedim, ikinci gün göremedim, üçüncü gün gözüm yavaş yavaş görmeye başladı...

GhencThurk
10-01-2007, 11:57 PM
KIZARTMA
Bizim Temel karakolda başkomiserdir. Bir gün bir kadın gelir:
- Komiser bey komiser bey! Kocama tavuklu bezelye yapacaktım ... Ben onu haşlayana kadar kocamı markete bezelye almaya gönderdim. Gidiş o gidiş gelmedi... Ben ne yapacağım?
Komiser Temel kadına hiç bakmadan:
- En eyisi siz o tavuğu kizartma yapin.

GhencThurk
10-01-2007, 11:57 PM
BEN NE YAPIYORUM?
Bizim Temel’le Dursun Almanya’da bir gün arabayla gezmeye çıkarlar... Tabii otobandan giderken alışmışlar burda suratli gitmeye. Dursun tahrik eder:
- Ula bas kaza nerdeyse at arabasi bize yetişecek.
Temel bu durur mu. Hız sınırını çoktan aşmıştır. Birden yoldan çıkıp yokuştan aşağı ağaçların arasına paldur küldür giderken Dursun atılır:
- Ula ne oldi eyi giderken birden sallanmaya başladuk.
Temel heyecanla:
- Ula Dursun, sorma önüme bi köpek çikti...
Dursun:
- Ula uşağum ezseydun oni da geçseydun...
Temel:
- Ula ben neye uğraşıyorum zannedeysun...

GhencThurk
10-01-2007, 11:57 PM
SAĞIR KİM?
Temel doktora gitmiş:
- Doktor bey, Bizum Fadime sağır herhalde, sorularima cevap vermeyi...
- Karınızın sağırlık derecesini ölçelim. Siz bir soru sorun, duymaz ise beş adım yaklaşıp soruyu tekrarlayın. Ne kadar mesafede duyuyor bilelim.
Temel, deneme yapmak için eve gittiğinde Fadime'yi yemek yaparken bulmuş:
- Karıcuğum bugün yemekte ne var?
Ses yok... Beş adım yaklaşıp bir daha sormuş. Çıt yok... Bir beş adım daha yaklaşıp yine sormuş:
- Kiz Fadime saa diyrum, yemekte ne var?
- Bak Temel, dördüncü kez söyliyrum, yemekte hamsili pilav var...

GhencThurk
10-01-2007, 11:57 PM
NEYE BASIYOR?
Temel, kahvehanede arkadaşlarına av maceralarını anlatmaktadır:
- Geçenlerde ormana ava gittum. Birden bi ayi ile karşulaştum. Tüfeği atıp kaçmağa başladum. O da beni kovalamaya başladi. Tam ayinun nefesini ensemde hissettuğum anda ayi kayup yere düşti. Bu durumu fırsat bilip arayi açmağa çaliştum. Ama ayi gene peşima düşti. Gene tam nefesini ensemde hissettuğum anda ayi tekrar kayup yere düşti. Ben tekrar arayi açmağa çalıştum.
O arada Dursun, dayanamayarak sorar:
- Ula Temel, çok cesaretli adamsun. Ben senun yerinde olsam, altuma ederdum.
Temel atılmış:
- Ula sen ayinun neye basup kayduğunu zannedeysun?

GhencThurk
10-01-2007, 11:58 PM
KİMİNLE EVLİ?
Mahkemede hakim, Temel'e sormuş:
- Kiminle evlisin?
- Bizum kariylan!
Hakim sinirlenmiş:
- E, herhalde, sen hiç erkekle evlenen duydun mu?
- Duydum tabi, nasil duymadum!..
- Kimmiş?
- Bizum kari.

GhencThurk
10-01-2007, 11:58 PM
HERKES BİLİYOR
Temel, Paris'te bir dükkâna girmiş. Bakmış, dükkânın bir köşesinde harika bir papağan... Hayran hayran seyrederken, dükkân sahibi yanına gelip, "Bu harika bir kuştur, karşısına geçene bakar ve ona nasıl birisi olduğunu söyler" demiş. Temel, papağanın karşısına geçer geçmez, kuş "Sen aptalsın" demiş. Temel, papağanı satın almak istemiş, ancak adam satılık olmadığını söylemiş. Bunun üzerine Temel, papağanın yumurtalarından rica etmiş. Adam, "yarın gelin verelim" demiş. Ertesi gün gittiğinde Temel'e üç tane yumurta vermiş. Temel derhal Trabzon'a dönmüş, eş-dost, akraba, komşu kim varsa toplamış ve papağanın özelliklerini anlattıktan sonra, gururla yumurtaları göstermiş ve hep birlikte yumurtaları kuluçkaya yatırmışlar. Bir süre sonra, yumurtalardan birisi çatlamış ve içinden normal bir tavuk civcivi çıkmış. Bir anlam verememişler. Fakat, ikincisinden bir bıldırcın, üçüncüden de keklik çıkınca, Temel'in tepesi atmış. Uçağa atladığı gibi varmış Paris'e, dükkânı bulmuş, dalmış içeriye... Papağan, Temeli görür görmez, "Sen salaksın" demiş. Temel daha da kızmış ve "Ula baa bak" demiş, "benum salak olduğumi burda bi sen bileyisun, ama senun o..... olduğuni Tirabizonda cümle âlem bilıyi".

GhencThurk
10-01-2007, 11:58 PM
NESİ VAR?
Temel, eczane açar. İlk müşterisi gelir:
-Bana bir sinek ilacı verir misiniz?
Temel:
-Tabii, sineğunuzun nesi var?

GhencThurk
10-01-2007, 11:59 PM
TEMEL DENEY YAPINCA

Cenevre Tarim Konferansi'nda katilimcilarin her biri yaptiklari calismalari ve sonucta gerceklestirdiklerini verim artisini anlatiyormus. Sira Temel'e gelince,
-Kuru fasülyeye gül asiladuk, demis. -Peki, punu niye yaptiniz?
-Yellenince gül kokayi.

GhencThurk
10-01-2007, 11:59 PM
BİZ BUNU İSTEMEDİK Kİ

Iki boyaci olan Temel (kisa boylu) ile Idris (uzun boylu), bir bayrak diregi boyama isini almislar. Bu is icin ne kadar boya alacaklarini hesaplamak icin diregi olcmeye calismislar. Capini olcmek kolay olmus ama yuksekligi?? Onu olcmek icin Temel Idris'in omuzlarina cikmis ama diregin tam tepesine ulasamamis. Idris;
'Ben senden uzun boyluyum. Bir de ben deneyim' deyip Temel'in omuzlarina cikmis ama gene ayni sonuc... Oturup ne yapacaklarini dusunurken yanlarina iri-yari bir adam yaklasip ne yaptiklarini sormus. Temel'le Idris sorunu anlattiktan sonra, adam diregi yerden guc bela sokup yere yatirmis. Boyunu olcup tekrar yerine diktikten sonra yoluna devam etmis. Gittikten sonra Idris'le Temel bakisip gulusmusler:
'Aptal herife bak! Biz ona yuksekligini sorduk o bize uzunlugunu verdi.'

GhencThurk
10-01-2007, 11:59 PM
TEMEL MODAYA UYARSA

Bizim temel bi yerden duymus, es degistirme moda diye!
- Ula Dursun demis.. 'Es degistirmek pek bi modaymis, hadi bu gece biz de degistirelim...'
'Tamam demis Dursun...'
O gece Temel'lerin yatak odasi:
-'Ula Dursun, bizim karilar su anda ne yapiyor acaba?'

GhencThurk
10-01-2007, 11:59 PM
PROPAGANDA

Temel secimlerde aday olmus, buyuk kalabaliga karsi konusma yapacak, hazirlanmis, kursuye cikmis. Cebindeki kagidi aramis bulamamis. Bunun uzerine secmenlere seyle seslenmis:
- Sevgili hemsehrularim, puraya celirkeen neler soyleyecegimu pir Allah pir de pen pileydum, simdi ise sadece Allah piliy.

GhencThurk
10-01-2007, 11:59 PM
BU YENİ

Temel bogazda tekneyle turist gezdiriyo bigun bi amerikaliyi aliyor basliyolar gezmeye..(sahildeki yer isimleri uydurma..) turist falanca sarayi goruyor 'bu ne kadar zamanda yapilmis diyor'
temelde:
5 yilda diye cevap veriyor...-yazik bizde olsa 1 yil..
biraz sonra filan camiyi goruyo 'bu nekadar zamanda yapilmis' diye soruyor..
temelde:
'2 yil diye cevap veriyor.
turist:
- yazik be bizde olsa 3 ay da biter diyor.
Temel uyuz oluyo duruma.. biraz sonra bi tarihi yapi daha goruyolar..gene soruyor turist..
temel:
-2 ay diyor.
adam gene:
-yazik be bizde olsa 1 haftada biter,diyor.
Temel iyice killaniyor.tam o sirada bogaz koprusunun altina geliyor.. adam yukariyi gostererek bu kopru ne kadar zamanda yapildi diyor..
Temel saskin saskin bakislarla kafayi kaldirip..
-hangisi ? bumu? bu dun burda yoktu yaaa..

GhencThurk
10-01-2007, 11:59 PM
TEMEL HIZ AYARINDA

Temel Amerika'ya gitmis. Orada araba kullanirken yandaki yazilari okumaya baslamis.
'Speed Limit 80'
Temel hizini 80'e ayarlamis.
'Speed Limit 60'
Temel hizini 60'e ayarlamis.
'Speed Limit 40'
Temel hizini 40'a ayarlamis.
'Speed Limit 20'
Temel hizini 20'ye getirmis.
Bu arada da iyice sinirlenmis. Daha sonra bir tabela daha gormus.
'WELCOME TO SPEED LİMİT

GhencThurk
10-02-2007, 12:00 AM
TEMEL VE KÖPEĞİ

Temel ve köpeği Karabaş trene binerler.Aynı kompartmandaki yolculardan biri Temel'e:
-Köpeğinize dikkat edin lütfen,şu anda kocaman bir pirenin vücudumda dolaştığını hissediyorum.
Temel gayet sakin:
-Uy karabaşum dikkat edesun,bu adamda ppire vardur,sana ta geçebulur.

GhencThurk
10-02-2007, 12:00 AM
İNANMAZSIN

Kadinin biri evindeki dolaptan sikayetciymis. Çunku yoldan otobus gecince ses cikartiyormus. Dolabini yaptirmak icin kocasina soylemeden bir tamirci cagirmis tamirci eve gelmis ve dolabi neresinden ses ciktigini anlamak icin dolabin icine girmis ve otobusun gecmesini beklemis. Tamirci dolaptayken eve kadinin kocasi girmis ve dolaptan bir sey almak icin dolabi acmis bi bakmis icerde bir adam. SormuŞ ne isin var burada diye adamda soyle cevap vermis:
- valla abi otobus bekliyorum desem inaanmassin....

GhencThurk
10-02-2007, 12:00 AM
UNUTKAN TEMEL

Temelde aşırı bir unutkanlık başlamış.Bu rahatsızlığı sebebiyle doktora gitmiş.Doktor Temel'e nesi olduğunu sormuş.
Temel:
-son günlerde çok unutkan oldum herşeyi çok çabuk unutuyorum demiş.
Doktor:
-hımm peki ne zamandan beri bu durum var?
Temel:
- ne durumu doktor bey?

GhencThurk
10-02-2007, 12:00 AM
AYAKLARI UZUN

Temel yeni yaptığı ahırına hayvanları yerleştiriyormuş. Fakat sıra develere geldiğinde, develerin kapıdan geçemediğini anlamış. Başlamış kapının üst kısmını parçalamaya. Ordan geçen biri.
adam -Birader napıyon sen?
temel:
-Ula devenin boyni çok uzun , kapıyu uzatayrum
adam:
-Ulan salak kapının girişindeki toprağı biraz kazsana..
temel:
-Salak sensin da, devenin boynu uzun ayakları değul !!!

GhencThurk
10-02-2007, 12:00 AM
HOCAM TEMELE BİR ŞANS DAHA VER

35 yasini deviren Temel hala ilkokul diplomasini alamamistir. Ayni ogretmen de ona hala sans vermekte ama faydasi olmamaktadir. Trabzon ahalisi artik hocaya kizmaktadir. Bunun uzerine hoca Avni Aker,de kamuya acik son bir sinav daha yapmaya karar verir. Gun gelir ve sinav baslar. Hoca sorar:-2 kere 2 ne eder.
Temel dusunur dusunur ve ....5 der. Stadtan bir ugultu yukselir.
- Oglum heyecenlanma iyi dusun.Temel:
... 3 der. Stadtan daha yuksek bir ugultu yukselir.
- Oglum sana son bir sans daha veriyorum. Heyecanlanma iyi dusun.Temel:
-'4!'
Stadtan:
'HOCA TEMELE BİR ŞANS DAHA VER, HOCA TEMELE BİR ŞANS DAHA VER!....!

GhencThurk
10-02-2007, 12:00 AM
SIRDAŞ

Ülkeler arasında bir ``sır tutabilme´´ yarışması düzenlenmiş. Bu yarışmaya Temel de katılmış. Temel'e, bir Amerikan'a ve bir İngiliz'e birer sır vermişler.
Amerika'lıya işkence yapmaya başlamışlar, üç günden fazla dayanamamış, sırrını söylemiş.
İngiliz'e işkence yapmaya başlamışlar, bir iki hafta sonra o da söylemiş sırrını.
Sıra Temel'e gelmiş; günler haftalar geçmiş ama nafile. Söylememiş sırrını ve kazanmış yarışmayı.
Birkaç dakika sonra Temel başlamış kafasını duvara vurmaya:
HATURLA ONİ DA,HATURLA ONİ...

GhencThurk
10-02-2007, 12:02 AM
Kitapçıda

Adam kitabevinden içeri girdi, tezgahta duran gence sordu :
-Sizde "Kadinlara Karsi Zafer Kazanan Erkek" romanı varmı? Tezgahtar
eliyle az ötesini işaret etti :
-Var efendim, orada masal kitapları bölümünde bulabilirsiniz.

GhencThurk
10-02-2007, 12:02 AM
İletişim

Kari koca muthis kavga etmisler ve kusmusler bakmislar olcak gibi
deyil ve birbirlerine notlar yazarak anlasmaya karar vermisler.Bir gun
adam bir is gorusmesi yapmis ve sabah 8.30 da ise gitmesi gerek
komidinin uzerine bir not yazip koymus "sabah beni saat 8.00 de"
kaldir ertesi gun olmus adam bir kalkmis saat 10.00 muthis sinirle
firlamis yatakdan ve basuncunda bir not " saat 8.00 kalk""

GhencThurk
10-02-2007, 12:02 AM
Doktor

Uzun ve yorucu bir ask ve sevisme seansindan sonra doktor az otesinde
uyuklayan hastasina bakarken birden cok fena halde sucluluk duygusuna
kapilmis. Panikler gibi olunca icini rahatlatmak icin kendi kendine
soylenmeye baslamis "sakin ol Howard sakin ol... O kadar da dert etme
kendine.. Bu dunyada hastasiyla sevisen ilk ve tek doktor sen degilsin..
Pek cok doktor yapmistir bunu.. Tam o sirada kalbinin derinliklerinden
gelen vicdaninin sesini duymus.
"Ama Howard sen veterinersin..."

GhencThurk
10-02-2007, 12:02 AM
Neyle çalıyorum?

Gecenin bir vakti genelevin kapısı yıkılacak gibi çalınıyormuş...güm güm
güm. fahişelerden biri sinirle kapıyı açmış ve karşısında iki koluda
olmayan adamı görünce sormuş.
- noluyor ne biçim kapı çalmak o öyle demiş adam
- çabuk bana bir karı ver acilen demiş
Bunun üzerine kadın
- Sen bu halinle kadını napıcan neyine güveniyorsun diye sorunca
Adam:
- Bir saattir kapıyı neyle çalıyorum sanıyorsun demiş

GhencThurk
10-02-2007, 12:03 AM
BİTSİN BU DAVA

Bektaşi'nin birine konuk gelecekmiş. Bektasi konuğu nasıl ağırlar... Elde yok, ayakta yok.. Mahçup olmak da istemiyor... Komşusu Yahudi'nin bir sürü keçisi varmış...Onlardan birini çaktırmadan alıp kesiyor... Ama çaktırmadığını sanan kendisi... Yahudi, ağacın arkasından gözlermiş durumu... Diyor ki kendi kendine, "Kadıya gitsem.. Kadı Müslüman, o Müslüman, ben Yahudi… Davayı kazanamam. Hadi kazandım, Bektaşi'nin nesi var ki, ondan alıp bana versin... Biz artık Allah'ın huzurunda hesaplaşırız... Yıllar geçiyor. Yahudi, Allah'ın huzurunda davacı oluyor, Bektaşi'den... Mahkeme kuruluyor..
Allah :
-Sen Yahudi kulumun keçisini kesmişsin, diyor Bektaşi'ye...
-Kesmedim, diyor Bektaşi...
-Ben gözlerimle gördum diyor, Yahudi..
-Allahım, diyor Bektaşi... Bir mahkemede bir adam hem şahit, hem davacı olamaz.
-Haklısın ama, diyor, Allah Ben her şeyi görürüm. Ben de gördüm, kestiğini...
-Allahım, diyor Bektaşi...Aynı mahkemede, hem şahit, hem hakim olunmaz...
-Gene haklısın, diyor Allah... O zaman getirin keçiyi ona soralım...
-Ne!... diyor Bektaşi... Keçi burada mı?...Ver onu o zaman bu Yahudi'ye...Bitsin bu dava..

GhencThurk
10-02-2007, 12:03 AM
Alacaklı

İstanbulun eski devirlerinde azınlıktan bir tüccar Jacob Efendi; nasıl olduysa müslüman bir tüccardan borç alır ve bir türlü ödemez. Haftaya, yok öbür haftaya derken bizimkini oyalayıp durur, sonunda bizimki Jacob Efendinin kapıya dayanır borcunu ödemesini ister. Öderdin ödemezdin derken bizimkinin kafası bozulur açık pencereden uzatır Jacobun kafayı dışari, geçer arkaya başlar bi güzel düzmeye.
O sırada pencereden öğle namazı için salına salına camiye giden imami gören Jacob efendi eli yüzü kan ter içinde, telaşla bağırır imama
-İmam efendiiiii, acele edesin be bre, öğle namazi vakti geçmek uzeredir. Okuyasin hemen su ezani.
İmam kaldırır kafayı pencereden kafası görünen Jacob Efendiye seslenir.
- Yahu Jacob Efendi, sana ne bizim ezan vaktinden. Müslüman olmadığına göre sana ne ezan vaktinden ?
Jacob efendi zar zor cevap verir:
-Öyle demeyesin be imam efendi, bizim de vardir icimizde bir parcacik muslumanlik !!!

GhencThurk
10-02-2007, 12:04 AM
KENDİNDE OLMAYANI

Bektaşi, camide namazdan sonra dua etmiş :
-Ey ulu Tanrım, bana bir rakı parası ver!
Yanında namazını bitiren softa da, ellerini kaldırmış :
-Rabbim, bana iman ver!
İki duayı da işiten hoca, Bektaşiye :
-Bak, herkes ne isitiyor Tanrı'dan, sen rakı parası. Utanmıyor musun?, demiş
. Bektaşi usulca :
-Ne yapalım hoca efendi, herkes kendisinde olmayanı ister, demiş.

GhencThurk
10-02-2007, 12:04 AM
Peşin Namaz

Bektaşi ile bir hoca birlikte yola çıkmışlar, bir süre sonra hoca :
-Namaz saati! demiş, başlamış kılmaya...
Rekat üstüne rekat, selam üstüne selam... Bektaşinin beklemekten canı sıkılmış, hoca namazı bitirince sormuş :
-Yahu bu ne uzun namaz böyle?
-Kazaya kalmış namazlarım vardı, onları eda eyledim!
Bektaşi :
-Eh ben de bir namaz kılayım! demiş ve başlamış namaza...
Ama ne namaz, bitmiyor, sonunda hoca dayanamamış :
-Erenler, senin namaz da uzun sürdü!
-Önümüzdeki haftanın namazını kıldım!
Hoca şaşırmış :
-Yahu olur mu böyle şey?
Bektaşi gülmüş :
-Yukarıdaki senin veresiyeni kabul ediyor da, benim peşinimi niye kabul etmesin?

GhencThurk
10-02-2007, 12:04 AM
Trafik

Papazın biri bisiklet kullanırken polis bunu durdurmuş.
-Ehliyet ve ruhsat lütfen
papaz -ehliyetim yok ama cebimde incilim, sağ omuzumda isa, sol omuzumda iyi melek var demiş.
polis -hem ehliyetin yok hemde bisiklete üç kişi biniyorsun demiş

GhencThurk
10-02-2007, 12:04 AM
NE KOYSAYDIK?

Vitrinde bir saat varmış, saat tamir ettirmek isteyen biri gelmis.
- Burasi sünnetçi, saat tamiri yapmiyoruz, demisler.
- Peki vitrine neden saat koydunuz?
- Ne koysaydik birader?

GhencThurk
10-02-2007, 12:04 AM
POMPA

Adam bogulmus. itfayenin pompasi agzina dayamislar devamli
çekiyorlar.Yosunlar denizanalari falan geliyor. Oradan geçmekte olan ve
pompadan anlayan bir adamcagiz uyarmis
- Poposunu denizden çikarmazsaniz pompa yanacak

GhencThurk
10-02-2007, 12:04 AM
ANNELER HERŞEYİ BİLİR

Hasan annesini aksam yemeğine davet etmiş. Yemek sırasında anne hep Hasan’ın ev arkadasının ne kadar cekici oldugunu dusunmeden edememis. Yemek boyunca ogluyla kız arasında neler oldugu konusunda meraktan çıldırıyormuş. Bunu farkeden Hasan ‘Anneciğim Ayse ile aramızda inan hicbir sey yok. Biz sadece ev arkadasıyız’ demis.Bir hafta kadar sonra Ayse Hasan’a sormus:
‘ Annenin yemege geldigi geceden beri çorba kepçesini bir türlü bulamıyorum. Nerde oldugu konusunda bir fikrin var mı? Sence annen almış olabilir mi?’
Hasan cevap vermis ‘Aldığını sanmıyorum ama bir e-mail gönderip ona sorayım’ ve annesine şöyle yazmıs:
‘Annecigim, sana aldın demiyorum, almadın da demiyorum ama gercek şu ki bize yemege geldiginden beri çorba kepçesi kayıp’
Bir kac saat sonra annesinden soyle bir e-mail gelmis:
‘ Sevgili oğlum, sana Ayse ile yatıyorsun ya da yatmıyorsun demiyorum. Ama gercek su ki eger o kendi yatagında uyuyor olsaydı simdiye kadar corba kepcesini coktan bulmus olmalıydı

GhencThurk
10-02-2007, 12:05 AM
DEĞİŞMEYEN ŞEY

Genc cocuk babasına ‘ Baba Afrika’nın bazı yerlerinde erkegin evlenene kadar karısını tanımadıgı dogru mu?’
‘Evet ama oglum bu her ulkede boyle.'

GhencThurk
10-02-2007, 12:05 AM
AKILLICA

Kadın adama ‘ Siz üçüncü kocama ne kadar benziyorsunuz.’
Adam ‘Yaa! Kac kez evlendiniz?’
Kadın ‘İki’

GhencThurk
10-02-2007, 12:05 AM
MELEK

Birici adam gururla ‘ Benim karım bir melek’
İkinci adam ‘ Şanslısın benimki hala yasıyor.’