Tam Sürümü Görüntüle : Şİİrler (4)
mystical_waynak
10-04-2007, 09:23 PM
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Kuşlar geçiyor, derken
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda
Bir kadının suya değiyor ayakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Serin serin Kapalıçarsı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Los kayıkhaneleriyle bir yalı
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Bir yosma geçiyor kaldırımdan
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Bir şey düşüyor elinden yere
Bir gül olmalı
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vurusundan anlıyorum
İstanbul'u dinliyorum.
mystical_waynak
10-04-2007, 09:24 PM
Üzerime devirip dağ gibi hüzünleri
böyle çekip gitmek var mıydı?
var mıydı böyle bitirmek?
hani söz vermiştik birbirimize
kaç zaman geçti aradan
sen yoksun
sana sığındığım *******
alevleri gökyüzünde
bir kumsal ateşiydi günahları yaktığımız.
ve kan rengi şarapla yıkanmış
bir hasret şimdi göğsümüze taktığımız.
bilirim dönmeyeceksin artık
uzun zaman oldu
belki çoktan unuttun.
adın kaldı soğuk duvarlarında odamın
sigara paketlerinde şiirlerin
resimlerin bana gülen
cüzdanımda saç telin
bir veda o geceden aklımda kalan
kekremsi bir tat
bir med cezir yüreğimde
ben vurgun yemiş bir yaralı
gemiler bana taşır bütün aşk yorgunlarını
sen yoksun....
hayatımın ilkbaharında tanısaydım seni
yasak umutlara ve acılara inat
buruk bir şarap tadında olsaydı sevdamız
yıllandıkça güzelleşen
ve sen şiirler okusaydın *******i
saçlarımı okşarken
ellerimi tutsaydın ansızın
yüreğim eriseydi gözlerinde
yansaydım ateşinden
sen ağlasaydın mutluluktan
ben ölseydim
yalnızca beni sevdiğini bilseydim.
seviyorum deseydin
bir kere söyleseydin
yanmazdım
yanmazdım böyle çekip gitmeseydin....
bir veda o geceden aklımda kalan
bir günah belki yasak
yanımda olsan şimdi hiç konuşmasak
ağlasak bin kere pişman olsak
sonra yine bozsak yeminleri
sarılsak sımsıkı
öylece kalsak...
gittin..
kim bilir kaç deli sevda sığdırdın yüreğine
ışığa üşüşen pervaneler gibi sardılar seni
körkütük aşkların ortasına düştün
yalanların pençesine
belki bir gün bir gece
dar bir vakitte belki
hiç beklemezken seni gelirsin diye
ben hala buradayım
sen yoksun
lanet olsun.
mystical_waynak
10-04-2007, 09:25 PM
BU SiiR SUYA YAZILMISTIR
Bu şiir suya yazılmıştır
Bir hiç kimse için
Hesapsız ve ardından ağlanmadan
Öyle harap öyle yetim bırakılmıştır
Mor dağların kınalı bulutuna
Irmağın köpüğüne
Tarçın ağacının yapraklarına yazılmıştır
Bu şiir düşe yazılmıştır
Yorgun *******in nihayetinde
Yorulmadan kavgadan
İhaneti unutmadan, unutulmadan kayıtlardan
Bir muska gibi takılmıştır yüreğe bu şiir
Her zaman umut edilecek bir şafak kalmıştır
Yine de kalmıştır bir yerinde
Ekmek gibi sıcak
Su gibi aziz bir şeyi insanın
Bu şiir kahra yazılmıştır.
Vurulmuştur duvar dibinde Bekir
Duvarda yarım bıraktığı geleceği memleketin
Duvarda şarkıları, umudu ve kanı
Yani bedeli ettiği üç beş kelimenin
Kardeşi Nihat polis kolejinin ikinci sınıfında
Kız kardeşi Semahat örmecide sürmekdedir
Sefasını hayatın
Sabah ayazı cellat gibi kesmektedir adamı
Bir gazetenin üçüncü sayfasına düşmektedir
İşin hasılası
Kim bilecektir ki duvarın dibinde
Bir gül yaprağı gibi yatan Bekir'i bulmak
Sabah poaçaya çıkan Çankırılı Aliye kısmet olacaktır
Bu şiir hayra yazılmıştır.
Nihat koleji bitirip Polis olacaktır
Semahat örecektir kendi kaderinin ağlarını
Çankırılı Ali ne yapsın
Bekir'i kaldırıp yerden yüreğini soğuk
Poaçalarını sıcak tutacaktır.
Ağlamak kolay, ağlamak zor
Ağlamak yine analara yazılacaktır.
Her Allah'ın günü bahtlarını şivan düşe düşe
Ağlayacaktır analar
Olsun işte
Oğlu Nihat Polis olacaktır
Aslan gibi duracaktır ortada
Semahat bir koca bulacaktır
Bekir'se olmayacaktır evde
Her gece bir yıldız düşen kabrinde
Böyle sessiz yatacaktır.
Bu şiir bahta yazılmıştır
Kırılmıştır kalbi memleketimin
Suyun tadı kırılmıştır
Adamın adamlığı
Ne yazılmışsa doğrudur
Doğrudur Bekir'in duvara yazdıkları
Nihat'ın polisliği doğrudur
Ve Doğrudur Ferdi Tayfur'un yuvasız kuşları
Çankırılı Alinin günahı nedir
Ya Semahat saçını kimin için süpürge etmektedir.
Ve anaları neden her bir güvercin gördüğünde
Bir daha ölmektedir.
Bu şiir umuda yazılmıştır
Yine de sabah gün doğarken üstüne karanlığın
Sevebileceğimiz bir şeyler olacaktır.
Mesela Nihat Polis olacaktır
Semahat nur topu gibi bir oğlun doğuracak
Adını Aslan Bekir koyacaktır.
Bir şeyler olacaktır.
Umut da bizin hanemize bir şivan gibi
Bir çığlık gibi üleşecektir kan revan içinde
Yine de bu şiir
biraz kahra
biraz hayra
biraz suya
biraz bahta
Ama en çok
duvarda şarkısı ve kanı kurumayan Bekir'e yazılmıştır.
mystical_waynak
10-04-2007, 09:25 PM
ufuksuz yollara düştüm
belli yol çok uzun
ve yorgun zaman ötelerde
uzaklaştıkça geçmişten
unutulacak acının sularıyla yıkanmış yüzüm
akacak aczin kirleri hasarlı gözlerimden
mahcubum kendime
yanlışları mayaladığım yüreğime mahcubum
diz çökse masumiyetim
uzar mı affın saçları
öper mi alnımdan itiraflarım
sonrası sökülür mü
soysuz aşklar için kurguladığım
intiharların dikiş izleri ömrümden
uyanır mıyım ıssız bir adanın
bembeyaz köpüklü kıyılarında
rüzgarın okşadığı tenim
ürperir mi yeniden
inanmak istiyorum dalgaların fısıldadığı
suyun billur sesine
hissediyorum
anların zarif parmakları
ipekten düşler örecek serime
ve ben tek tek salacağım omuzlarım üzerine mutlulukları..
mystical_waynak
10-04-2007, 09:25 PM
Bu sabahta gözlerimi ilk açtığımda gülümsedim, güne iyi ve mutlu başlamamın sebebisin, bir şey yapmana gerek bile yok, bunlar senin ruhundan dünyamıza yayılan güzellikler.
Yaşamımız içindeki her ayrıntı, zamanımızı ayırdığımız her insan bir başka kesit gibiyken, yaşamımızda tümüyle bir kesit aslında, her insan üzüldüğünde bir film sona eriyor sanki bu filme geri dönüp bakıldığında kimseyi incitmeden yaşamanın önemi ve güzelliği bir kez daha görülüyor. İnsan geriye baktığında kendi yaptıkları veya yapmadıkları adına gönül huzuru duyabilmeli, herkesin olduğu gibi benimde üzüldüğüm anlarım var ama geriye dönüp baktığımda bu anların senin uğruna yaşanmış olmasını dilerdim, senin için kendimden ve yüreğimden bir şeyleri feda etmek isterdim, senin için yaptığım mücadeleden dolayı huzur duymak isterdim. Ben seni dışarıda tozu dumana katan bir rüzgâr, içimde sessiz bulutlar varken tanıdım, şimdi senin sessiz duruşun nedeniyle pes de etmeyeceğim. Gönlümdeki bu sevgiyi rüzgâra bırakıp uçurmayacağım, beyaz bayraklar gibi boşlukta dalgalandırmayacağım. Yıllarım ve bedenim yorgun ama yüreğim yorgun değil, kendi halinde sade bir yaşantım olsa da içimde seninle başlayan yeni bir hayat var, sevgin var. Korkma yarın için plan yapmıyorum, içimde sevginle mutlulukları, beni oradan oraya uçuran meltem rüzgârlarını yaşarken, dışarıda ise sadece yaşıyorum. Sevdim sevilmedim, yıllarca sevgiden korkarak yaşadım, yüzmeyi bilmediğim için hep kıyıdan seyretmeyi sevdiğim deniz gibi, derinlemesine dalmaktan korktum hep sevgiye. Böyle melankolik kelimelerimden dolayı bu sevginin bana ağır geldiğini de düşünme, kendini saklama benden, ayaklarım yerde seni bekliyorum, elin elime değdiğinde birbirimize aktaracağımız vücut sıcaklıklarımızın tek bir derecede buluşmasını bekliyorum, gelmen veya gelmemen de sorun değil, sen sonsuza dek bekleyeceğim sevdiğimsin.
mystical_waynak
10-04-2007, 09:26 PM
Birkaç günlük sessiz kalışımı farklı yorumlama, bu sessizlikler sevgiye ihanet değil, aşka küskünlük değil, belki sana hiç kavuşamayacağımın hüznü belki yılların yorgunluğu ama içimde olan sevginin rengi hiç solmayacak. Bulunduğum yer zaman hiç önemli değil, zaten hayatımın her anında sen varsın, aynı dün akşam bir restoranda resmi bir iş yemeğindeyken çalan bir telefonda oluşan garip bir olay gibi, yüreğimin sıçraması ve bedenimin hayata geri uyanışı gibi. Sevgi farklı bir kavram, insan her şeyi inkar edebiliyor ama sevdiğini inkar edemiyor, ele veriyor tüm vucudu, benim için de olmazsa olmazdır sevgi, sevgi insanın gözünün ışığıdır. Hayatta sevdiğmiz hoşlandığımız, içimizde farklı yerlere konuşlandırdığımız o kadar çok insan varki, bazen hepsi içinde aynı yerde buluşuruz, kırmamak, üzmemek için ödünler vermeye çalışırız. Ama yüreğimizdeki asıl sevginin kaynağını, güzelliğini ve derinliğini kimsenin zedelemesine de izin vermemeliyiz. Her insanın duyguları ve becerileri aynı oranda değildir, müzik ya da resim yeteneği gibi bazı insanlarda sevme yeteneği de farklıdır. Bence sevebilen insanlar daha kolay mutlu olabiliyor çünkü sevmek çok güzel bir şey, bir insanı hele de seni sevmek daha da güzel. Sana yazdıklarımı, aşkı seninle yoğurup anlattıklarımı birleştirip sevenlerin okumasına sunmak istiyordum, ama yapmayacağım, ben artık sadece yazmak değil yaşamak da istiyorum, başkası yazsın biz okuyalım başkası hayal etsin biz gerçeğe çevirelim istiyorum. Biz diyorum ama sen bana aldırma, sende bilirsin ki insan yalnız bir yolculuğa çıkmıştır aslında, anne, baba, evlat, kardeş, dost ve başka herkes, hiçbiri devamlı değildir, sahiplendiğimiz her şey birgün terk edecektir. Ama gerçek hayatın dışında, yüreğimizde yaşadığımız sevda bizi asla bırakmayacaktır.
mystical_waynak
10-04-2007, 09:27 PM
sevmek kimine göre ölmek demek
ölmek kimine göre sevmek
ama asıl gerçek
ölümüne sevenler asla ölmezler
söylesene hangi kurşun senindi
hala unutmadım ihanetini
kalbimin kıyamet alametini
vereyim de al git emanetini
söylesene hangi kurşun senindi
kalbimi alev alev yakanmı
hala yarasından kanlar akanmı
biraz önce şu sırtımdan çıkanmı
söylesene hangi kurşun senin di
bir senle gelmedim ben bu hale
şu hain aşkların hepsi benimdi
tanıyıpta bulamadınmı hala
söylesene hangi kurşun senin di
hangi kurşun
ne kurşunlar çıktı bilsen bu tenden
ne aldıysan he lali hoş olsun benden
yazıktır davacı olursam senden
söylesene hangi kurşun senindi
gün ve gün öldürüp dirilten mi
akıl alıp çıldırtıp da delirtenmi
al artık şu canımı dedirtenmi
söylesene hangi kurşun senindi
sen benim en beter halimsin artık
nasıl olsa gözümde hainsin artık
gördüğüm en büyük zalimsin artık
söylesene hangi kurşun senindi
arada bi çıkartıpta bakarsın
olur ya boynuna belki kolye yaparsın
hainler gününde onu takarsın
mystical_waynak
10-04-2007, 09:28 PM
KEŞKELER…
Alın yazısıdır dedim, çileyse de sevmek, severmiş insan körü körüne,
Sevmek ümitsiz bir gözyaşı da olsa, aldırmasa da hüzün sensizliğime,
Masumdum hem de sağ yanım kadar, masumdum sol yanım acısa da…
Sevdim ölesiye hem de sensizlik kadar, sevdim, gözlerim kanasa da…
Parmaklıklarının arasındayım aşkının, ayaklarımda okkalarca zincir,
Kelepçelerinin esaretindeyim, birkaç metre karelik sevda hücresinin tam ortasında…
Ben kendi hükmümü kendim vermişim, kalemim kırılmış yokluğundan beridir,
Boğuluyorum, boynumda yağlı urgan, üç bacaklı idam sehpasının tam ortasında…
Yaktım ne varsa, ya da ne yoksa ayaz ve sarhoş bir akşamdı,
Umurumda değildi yaşamak, hür ve özgürdüm, ölümse de ölüm.
İçimden yar kanıyordu, titrek dudaklarımda ılık buğu donuyordu,
Zerre zerre çürüyordum ben ölüyordum bile bile, yar gidiyordu…
Ben seni bir kış a gömmüştüm, balçıktı toprak, bulutlar ağlamaklı.
Duvarlara bile küsmüştüm, dilim kurumuş, saçımda kuraklık vardı
Hazin bir aralık günüydü, gökyüzü ürkek, toprak şaşkın, ben bir başıma,
Keskin bir kabristan ayazında, seni toprağa gömmüştüm, başımda bela...
Keşkelerim bitmedi o günden beridir, akreple yelkovana çatıyorum,
Takvimler geriye neden sarmaz, zamanın durdurulmazlığına sövüyorum.
Hırçınlığım sevdaya değil, sevda kutsal, sevda masum, kalp masum.
İki gözüm yanıyor, gece çorak, dudaklarım kavruk ve sensin tek susuzluğum
Şiirlerim işleseydi aşkımın nakışlarını, ayaklarının bileğine hal hal misali,
Şiirlerim işleseydi, yüreğinin en kılcal damarlarına sevdamı kan misali…
Şimdi şiirlerim naçar, bestelerim öksüz, türkülerim bedbaht, yokluğundan beridir.
Memleket türküleri de dinlemiyorum artık canımı yakıyorlar, gittiğinden beridir,
Memleketimi hatırlatıyorum, içim kanıyor, kim bilir acıtan beklide türkülerimdir.
Aynı bitki örtüsüyle kaplı olmadı ki dağlarımız,
Yeşillikler içinde, küçük bir tepenin, kuytu bir eteğinde değil.
Kurak ve bozkır bir örtünün kundaklarında sarılı bir çocuğum…
Ne mutluluk, ne huzur var D.N.A’m da, yokluğunun coğrafyasındayım,
Ne yangında kifayet, nede su da sır, beni güneş değil ancak aşkın kavurur.
Sol yanımdan gelen, ölümün kuytu köşelerinde.
Son bir kez diyorum, görsem, Sonra keşke diyorum, keşke,
Ya da keşkeler olmasaydı birde, Laf mı şimdi bu, ‘keşke’!
Alnından öpebilmek olsaydı şimdi, sonrasında ölmekse ölmek; keşke…
mystical_waynak
10-04-2007, 09:28 PM
Söylemek istediğim sözler var,
anlatılacak hikayeler anılar, yapmak
istediğim itiraflar...
Gücüm olsaydı da eski suçsuzluğumu
anlatabilseydim sana. Oysa tek haykırış
nefesim kalmadı şimdi. Anlatamasam da,
yüreğime kazımışım onları, soğuk *******e
sarılmışım. Anılarımda esen meltem rüzgarlarıyla
savrulmuşum, yorgun kaldırımları aklıma getirip,
yine uzak yollar başka yerler başka zamanlar
düşlemişim seninle beraber...
Anlatamasam da, acı verse de kopamamışım
senli günlerden. Pişman mıyım?
Asla. Yaptığım hiçbir şeyden pişman olmamayı
öğrendim, yıllar önce. Her ne olursa olsun,
kararlarımın arkasında durmayı...
Ama içimde karşı koyamadığım, yüreğime yayılmasını
engelleyemediğim bir duygu. Özlem...
Bana ne oluyor bilmiyorum. Eski günlerin akışlarıyla
rüzgarları dize getiren, hırçın, karşı konulmaz,
sözünden dönmez, çaresizlik içinde. Korkuyorum...
Çünkü kendime bile itiraf bu hain duygu iliklerime
işliyor ve yüreğim parçalanırcasına özlüyorum.
Nerelerde şimdi giderken içimi dağlayan gurur?
Lanet olsun ki sen beni mahvederken sana karşı
koyamayacak kadar güçsüzdüm. Benliğimi aldın benden
ve benim yaptığım en büyük hata kendimi içimden
fışkıran sevgiye kaptıramamak oldu. Bunun için şimdi
bu kadar çaresizim ve diğer insanlara karşı
böylesine katı...
Ve sana sadece bu satırlarla ulaşabiliyorum göz
yaşlarımla beraber. Artık geri dönüşü yok bunun.
Mucizeleri ise hak etmiyorum...
"Keşke" o geçse yine beraber yürüdüğümüz yollardan
diyorum, "Keşke" demekten nefret ederek. Artık o
eski halim kalmadı hiç. Gözlerimde yanan ışık
çoktan söndü. Eski coşkusu yok yüreğimin.
Bedenim, bu kendinden nefret eden ruhu taşımak
istemiyor....
Sen ne yapıyorsun hiç bilmiyorum. Biliyor olsam
bile karşına çıkacak cesaretim yok. Biliyorum,
şimdi çektiğim ne varsa hepsini hak ettim...
Ve bir itiraf....
Asla göründüğüm kadar güçlü olamadım....
mystical_waynak
10-04-2007, 09:30 PM
İyi değiliz gözlük bak durmadan
kırmaya çalışıyorlar bizi hiç iyi
değiliz iki gözüm, bende can, sende cam
bırakmadılar, daha kırılacak ne varsa bizde,
gözlüğü olmayanlar çok mu acımasız oluyor
ne, çekip alıyorlar seni gözümden, öyle
çok eziliyoruz ki gözlük, sen bensiz kırık,
ben sensiz karanlık, nerde insanlık
bizi bu kadar kırmasalar, di'mi cam
dostum, onlarada birer gözlük alırdık!
Ne güzel gözümün önünde olman yine,
sensiz ne gülüşün tadı var ne de bakışın
sen olmayınca kötülük daha kötü görünüyor
gözüme, yumruklar daha zalim, sözler daha
sert iniyor yüreğime, sensiz bu dünya ,
bomboş görünüyor gözüme, sana gözüm
gibi bakacağım artık senden başkasını görecek
gözüm yok, bizi görmeyenlere
söyleyecek sözüm yok bizi çok kırdılar gözlük,
bizi tuzlabuz, bizi unufak, bizi camçerçeve
kırdılarda bakmadılar bir kez olsun cangözüyle,
şimdi hem cana, hem cama göz diktiler,
hem gözden düştük, hem sözden, bir daha
kırılamayız gözlük, sonumuz olur kırılmak bir daha
parçamızı bulamazlar ikimizin de! Ah ne bakacak
göz, ne görecek gönül bırakdılar bize,
bir güzellik kalsaydı, iki ne dört gözümüzle
titrerdik üstüne, canda içeri olan camdan içeri
derdik demesine de, öyle bakımsız, bakışsız
bıraktılar ki gözümüzü, ne gönlümüzü, ne can
hevese geldi, ne göresi geldi camın,
biz birbirimize iyi bakalım gözlüğüm, canım,
belki onlarda iyi bakalar kendilerine,
gözlüğüm, iki gözüm, kemiğim, bu sözlerimle
umarım kırmamışımdır seni, zira çok incesin
kırılırsın, kırılır arkadaşlığın camdan kalbi de!
mystical_waynak
10-04-2007, 09:31 PM
Dostlar ırmak gibidir
Kiminin suyu az, kiminin çok
Kiminde elleriniz ıslanır yalnızca
Kiminde ruhunuz yıkanır boydan boya
Insanlar vardır üstü nilüferlerle kaplı,
Bulanık bir göl gibi...
Ne kadar ugrassanız görünmez dibi.
Uzaktan görünüsü çekici, aldatıcı
İçine daldıgınızda ne kadar yanıltıcı....
Ne zaman ne gelecegini bilemezsiniz
Sokulmaktan korkarsınız, güvenemezsiniz!
Insanlar vardır derin bır okyanus...
İlk anda ürkütür, korkutur sizi.
Derinliklerinde saklıdır gizi,
Daldıkça anlarsınız, daldıkça tanırsınız
Yanında kendinizi içi bos sanırsınız.
İnsanlar vardır, coskun bir akarsu...
Yaklasmaya gelmez, alır surukler.
Tutunacak yer gostermez beyaz kopukler!
Ne zaman nerede bırakacagı belli olmaz
Bu tip insanla bir omur dolmaz.
İnsanlar vardır sakin akan bir dere...
İnsanı rahatlatır, huzur verir gönüllere.
Yanında olmak baslı basına bır mutluluk.
Sesinde, görüntüsünde tatlı bir durgunluk.
Insanlar vardır çesit çesit, tip tip.
Her biri baska bir karaktere sahip.
Görmeli, incelemeli, dogruyu bulmalı.
Her seyden önemlisi insan, insan olmalı...
İnsanlar vardır; berrak, pırıl pırıl bir deniz.
Bosa gitmez ne kadar güvenseniz.
Dibini görürsünüz her sey meydanda.
Korkmadan dalarsınız, sizi sarar bir anda.
İçi dısı birdir cekinme ondan.
Her sözü içtendir, her davranısı candan...
mystical_waynak
10-04-2007, 09:32 PM
seviyorum seni senden habersiz
hayalimde tutuyorum ellerini
hayalimde geliyorum göz göze
hep bende seni diyeceğin günü bekliyorum
ve o gün gelecek biliyorum
hep uzaktan seyrediyorum seni
en çokta gözlerini
her yere bakıp da
beni göremeyen gözlerini...
oysa sevgimi anlatmak isterdim sana
ne kadar büyük olduğunu
ne kadar özel olduğunu
hani havayı içine çekersin
nefes alırsın yaşamak için
hani kana kana içersin ya suyu
işte öyle birşey...
yaşamak vardı seninle bu hayatı
aynı duyguları hissetmek vardı
akşamdan kalma sohbetleri uzatıp
sabahlamak vardı günlerce
ama yoksun ki...
bekleyeceğim seni
ömrüm yettiği kadar
son nefesimi verene kadar
hatta daha ötesinde bile bekleyeceğim
elbet birgün geleceksin
adını koyamadığım sevdam...
mystical_waynak
10-04-2007, 09:32 PM
Sevdiklerim göçüp gidiyorlar birer birer
Ay geçmiyor ki almayayım gamlı bir haber.
Kalbim zaman zaman bu haberlerle burkulu;
Zihnim düşünceden dağınık, gözlerim dolu.
Kaybetti asrımızda ölüm eski hüznünü,
Lakayd olan mühimsemiyor gamlı bir günü.
Çok şey bilen diyor:'Gidecek her gelen nesil
Ey sade-dil Bu bahsi hayatında böyle bil
Hiç durmadan, hayat öğütür devreden bu çark,
Ölmek sırayladır, sıralanmakta varsa fark.
İlmin derin görüşleri, aklın hükümleri
Doldurmuyor boşalmış olan hisli bir yeri.
mystical_waynak
10-04-2007, 09:33 PM
PALYAÇO
Hayal meyal hatırlarım ben onu
Hafızamdan çıkmaz hala pantolonu
Sivri, upuzun ayakkabıları, şişko göbeğini
Görmüştüm onu bir köy düğünü ile.
.....
İki cambaz bir ipte oynamazmış
Bizim palyaço elinde değneğiyle,
Bir o yönde bir bu yöndeymiş
Sanki gırgıra alıyor bak, hayatıyla.
......
Acılar yüreğinden fışkırsa güler,
Belli, belli bile etmez işi güldürmekmiş
Neyse ki düşmeden denge buldu derler
Şaklabanlık yaparak kazanır, çabalar
.....
Sivri, kocaman kırmızı burnu
Sorun bakalım hayattan ne buldu?
Garibin zavallının son umudu bumuydu!
En zor meslek onunki olmasaydı.
İlhan KORUYUCU.
mystical_waynak
10-04-2007, 09:33 PM
Gülüşünle başlar tüm aşkım
Sana varışım belki mahşer gününe rastlar
Kader bu kavuşamam belki bu hayatta sana
Ne ellerini tutmaya takatim kalır
Nede gözlerine bakmaya zamanım
Zamansız olur bence ölümüm
Sana doyamadan girerim kara toprağa
Ve bedenim çürür yokluğunda
Ama üzülme
Sana söz aşkım
Kabirde böceklere ezberleteceğim güzelliğini
Ve gelirsin diye bir gün
Ahiret kapısında seni bekleyeceğim
mystical_waynak
10-04-2007, 09:34 PM
EĞER
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması
mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
en güzel yerde başlatılsaydı eğer.
Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer.
Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.
Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.
O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiç bir zaman duyulmasaydı eğer.
Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.
Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.
Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de kalp,
göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.
Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.
Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.
Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.
Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.
O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.
O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.
Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.
Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.
Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.
Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.
Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.
Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
kulağına okunacak biri olsaydı eğer.
İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında
bir ayrılık gizlendiğine belki de, kartvizitinde
“Onca ayrılığın birinci dereceden failidir.” denmeseydi eğer.
Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.
Issızlığa teslim olmazdı sahiller, kendi belirsiz sahillerinde
amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.
Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
ya, canım ellerini tutmak isterse…
Evet sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
Kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
Mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa
tanıklık etmiş olmasalardı eğer!!
mystical_waynak
10-04-2007, 09:35 PM
Gözyaşları söylenemeyen sözlerdir… Öylesine akar giderler sessizce… Sessiz akar gözyaşları avaz avaz…
Göz yaşlarım hazinemdir benim..Kimse yokken saymalıyım onları,hiç kimse görmemeli! Öylesine çoklar ki,nasıl saklayacağımı, nerelere sığdıracağımı bilemediğimden, döküp saçıyorum çoğu zaman.....
Gözyaşı insan kalbindeki yağmurdur.
Bu değişik anlamlara çekilebilecek bir yargı. Bazen bereket ve bir ödül!
Bazen ise baş belası kesiliverir. Ne olursa olsun vazgeçilmez ve tıpkı bulutlar gibi kalbimizin de ben burdayım deyişidir gözyaşı !
Damla damla dökülür hayatın kalbine..
Sabahın çiğ taneleri misali.
Kendimi güçsüz hissedecek kadar güçlü olduğumda, gazabımdan kaçan küçük sıvı taneleri…
Dünyadaki canlılardan sadece insan ruhsal nedenlerle ağlar. Aslında gözlerimizdeki gözyaşı sürekli koruma amaçlı olarak salgılanmaktadır. Fakat ağlama ruhsal bir boşalmadır. Bu konuyu ilk inceleyen Darwin'dir. Daha sonra yapılan deneyler sonucu görülmüştür ki soğan doğrarken akan gözyaşlarının kimyasal yapıları farklıdır. Ruhsal gözyaşları daha çok protein içermektedir. Fakat henüz bu farkın nedeni açıklanamamış..
Neden ağlıyorsun diyorsun bana,göz yaşı dökmeye değer mi?
Göz yaşlarımı saklamam için bir neden yok, şu acımasız dünyada var olduğumu anlatan, hissettiğimi hissettiren tek şey onlar.
Bazen bir haykırış olup dışarı yansıyan yanım olurlar. Geçeklerin ne kadar acı ve acımasız olduğunu anlatırlar bana. Korkularım ve kaygılarım olur süzülürler. İçimi açar ve sonra dindirirler beni.
Gözyaşlarım beni sana bağlayan en kuvvetli bağdır. Çünkü onlar beni hayatta tutarlar ve onlar beni mutlu ederler.
Onlar benim hiç bitmeyen sevgililerim. Ben onları senle ne kadar aldattıysam sen beni aldattığında,onlar da beni asla reddetmediler. Sen beni affetmesen de onlar beni affetti.
Yazmak istiyorum Kağıda boşaltmak İçimdeki derdi, tasayı Dizelerimden taşsın Öylesine dökülsün istiyorum Sevgim,özlemim, hasretim Olmuyor ama olmuyor işte
Arzularım kadar coşkun
GÖZYAŞLARIYLA akıtılamayacak kadar engin
Bir sarılmayla giderilemeyecek özlem kadar derin değil
BENİM DİZELERİM …
mystical_waynak
10-04-2007, 09:36 PM
SaÇlarimda Bİr ÇİÇek Kokusu Yazin GetİrdİĞİ
GÖzlerİmde Gelecek Kara KiŞlarin HÜznÜ Var
DÜnyanin Renklerİ Yok Sen GİttİĞİnden Berİ
Heryer Sİyah Beyaz Ve Bİr Yas Var Sen Yoksun Dİye
Nefes Almammi DeĞİŞtİ Yoksa Kalbİmmİ Bİr BaŞka Atiyor
Bİrİ SÖylesİn Bana Ben YaŞiyormuyum
Bakiyormuyum DÜnyaya Sen VarmiŞ Gİbİ
AldiĞim Bu Nefes Benİmmİ
GÜlÜŞÜn GÖzlerİmde Hep Ayni Sahne
GÜlÜŞÜnle YaŞiyordumya Ben
Şİmdİ Hasret KaldiĞim GÜlÜŞÜnÜn Hayalİyle YaŞiyorum Sevgİlİm
Bana ArmaĞan Olan VarliĞini Gerİ Ver
Çikip Gel BİrgÜn AŞkim Dİyerek Eskİsİ Gİbİ
Sariliver Boynuma Yarim KaldiĞin Yerden
Her Çalan Kapinin Izdirabi ,her Çalan Telefon Sesİnde Sen Varsin
Bİrde Hep Senİ Anlatmiyormu Bu Şarkilar
Sensİz Yapamiyorum Mavİ Okyanusum
Bahar GÜlÜŞlÜm ,Şİİr GÖzlÜm
Benİ Ayakta Tutan Senİn Sevgİn Ve KavuŞacaĞimiz GÜnÜn Hayalİ
Hanİ Gİderken SÖz VermİŞtİkya Bİrbİrİmİze
Şİmdİ Bİr Yemİn Gİbİ Sakliyorum Senİ İÇİmde
Bİnlerce Kez SÖz Olsun Senİ Sonsuza Dek SeveceĞİme.....
mystical_waynak
10-04-2007, 09:36 PM
O seni düşünmek yok mu
******* dolusu seni düşünmek
Sarılmak karanlıklara sen diye
Sen diye kucaklamak yorganı okşamak, öpmek
O seni beklemek yok mu
Her gün sabahlara dek uykusuz beklemek
Ahh, ayak sesleri, kapı gıcırtıları bilemezsin
Bir defa yaşamaktır o, bin defa ölmek
O seni özlemek yok mu
Saçlarını, ellerini, dudaklarını özlemek
Uzun uzun gözgöze gelmek seninle
Seninle bir olmak, beraber olmak, sevişmek
O seni gizlemek yok mu
Kuşlardan, çiçeklerden bile kıskanıp gizlemek
Seni saklamak içimde delice, divanece
Öylece yaşamak seni, öylece sevmek
Ve seni kaybetmek yok mu
Bulduktan sonra seni kaybetmek
İşte o beni yakan, yıkan, solduran
Ses versem de duyamazsın artık
Yüreğimde kan, gözlerimde kan, dudaklarımda kan
mystical_waynak
10-04-2007, 09:37 PM
Hayallerle yan yana,mesafelerle uzak”
Bir şiirin ilk mısrası olabilir
Bir şarkının nakaratı
Bir filmin konusu veya bir kitabın son parağrafı…
Yada hayatın arasında birbirine tutunan,
iki sevgili ayrı ayrı...
“Hayallerle yan yana,mesafelerle uzak”
Neresinden bakarsan bak bir ince sızıyı saklar içinde,
Sen bir yanına düşersin gölgenle beraber,diğer yarım dediğin dünyanın bi başka yerine …
Hep eksik yaşarsın hayatın bir kaç rengini,en basitinden sabah uykularını bir düşünsene
Hani şu sevgiliyle aynı güne uyanılan sabah uykularının o güzel rengi varya,
İşte o eksıktır hep,hayatının bu soğuk döneminde..
“Hayallerle yan yana,,mesafelerle uzak”
Neresinden tutarsan tut yorgun bi çaresizliği gizler içerisinde…
Sen takvimlerden fal tutmaktan bıkkın,takvimler sana umut vermekten ırak,
Akreple yelkovan küçük anların takipçisi
Sense kaybolmuşsun çoktan,geçmeyen ayların arasında…
“Hayallerle yan yana,,mesafelerle uzak”
Sayfalara sığmayan şeyleri anlatır aslında belki…
Belki harflerden çok şey beklemeyi,belki de cümlelere iki kat fazla yüklenmeyi gerektirir ki zordur yazmasıda,yaşamasıda...
Aynı yastıkta görülen rüyaların kokusu,Camlardaki iki kişilik buğusu,
Sarılınca birbirinize karışan “işte bu an çok güzel” duygusu …
O kadar çok şey kalır ki bunların arkasında söylenmeyen,ve bazen insanın payına hayattan öyle çok şey eksik düşer..
Ki birikir,
Ki dağ olur,sen gölgesinde kalırsın..
Ve bazen o uzaklar,
Ve bazen o özleyişler öyle yerleşmiş olur ki içine...
Kimbilir belki sonra kapamaya yetmez o açığı hiç bişeyler..
Ve sıkı sıkı sarılmalar...
Ne de uzun uzun kavuşmalar...
Belkide uzak mesafeler arasında,hayaller bile dayanamaz usulca silinirler…
Hayatın başka başka ucunda
İki sevgili ayrı ayrı...
mystical_waynak
10-04-2007, 09:37 PM
Yolumuz bu kadarmış be kahve gözlüm
Artık
Tersine akan bir nehir gibi
Yıkılmış bir şehir gibi
Suya yazılmış bir şiir gibi
Adımı unut
Yalnızlığın boşluğunda
Sensizliğin sonrasında
Bil ki
Beş para etmiyor umut
Etmiyor be kahve gözlüm!
Yalan yanlış
Kırık dökük yaşadık biz bu aşkı
Erken emekli olduk biz bu sevdadan
Biliyorsun
Hep direkten döndü umutlarımız
Hep kendi kalemize attık gollerimizi
Ne acemi bahçıvanmışız meğer ikimiz
Açmadan soldurduk güllerimizi
Açmadan soldurduk be kahve gözlüm!
Bir değirmen taşı gibi ezip gittin umutlarımı
Şimdi yüreğim mutsuzluğun hedef tahtası
Sokaklara sığmıyor bu dev yalnızlığım
Bu cumartesiler;
Çığlık çığlığa şiirlerim seni istiyor bana inat
Gel gör ki;
Son kurşunu yemiş bu sevdaya
Yetmiyor şımarık pişmanlıklar
Yetmiyor be kahve gözlüm!
Bir isyan faslıdır şimdi bu suskunluğum
Hovardaca harcanan mevsimlere
Bu kaçışlara - bu gelgitlere
Ömrümüze kesilmiş biletlere
İsyanımdır - bu acı acı - gülüşüm
Oysa;
Kaç kez sildim seni haritamdan
Kaç kez mil çektim o kahve gözlere
Gel gör ki;
Kendime bile geçmiyor artık sözüm
işte bir kürek mahkumu
İşte bir yürek mahkumu
Kapında yine
Bitmedi bu kara sevda
Bitmiyor be kahve gözlüm!..
mystical_waynak
10-04-2007, 09:38 PM
İstemem sevgili yüzüme gülme
Eğer ki sonunda ağlatacaksan
İstemem sevgilim ümitler verme
Sonunda dünyamı karartacaksan
Ben aşkı ölümsüz bilenlerdenim
Bir ömür boyunca sevenlerdenim
Ellerin ellerime değmesin derim
Eğer ki sonunda bırakacaksan
Gönüle vurulmaz asla bir kilit
Seveni öldürür kırılan bir ümit
Sevgilim yanıma yaklaşmadan git
Eğer ki sonunda
mystical_waynak
10-04-2007, 09:38 PM
Ismarlama sevgiler istemem
Yüreğinden gelmeli o ses
Yaşanası olmalı her şey
Dillenmeli suskunluklar
Çarpmalı dağlardan kopan
Büyük çığlar gibi
Koparmalı hem de
Sen de kalan her ne varsa
Düşlerin olmalı
Sabahın ilk ışıklarında
Yıldızları söndürmeli
Kaderin yolları
Sürüklemeli seni
Bilinmezlerden uzak
Yaşamalısın hem de çok
Yaşanılası ne varsa…
mystical_waynak
10-04-2007, 09:39 PM
Sandallar yosun rengi deniz göğe boyalı
Rüzgar dalgalanıyor bulut dağılmış suya
Bir ağ atılmış sanki mavi yeşil oyalı
Göreni esir eden şehir yatmış pusuya
Sandallar yosun rengi deniz göğe boyalı
Yedi tepe yedi renk düşürmüş ebrusuna
Köpüklü ninnilerle uyuyor kız kulesi
Mehtap pullar yağdırır mavi gelinliğine
Şehir sırrını eser kabarıyor nefesi
Özgürlüğü fısıldar gece serinliğine
Köpüklü ninnilerle uyuyor kız kulesi
Kaçar ince gölgesi suyun derinliğine
Şehzadeler uyansın gün doğuyor saraya
İşte aralanıyor sedef kakmalı kapı
Bir karanfil kokusu yayılıyor odaya
Güneşin nazarından eriyor tütsü kabı
Şehzadeler uyansın gün doğuyor saraya
Çiğ düşmüş bulutların parıldıyor kanadı
Bir rüyasın İstanbul tarihi müjdeleyen
Hayata yol arayan viraneler sendedir
Her akşam gün batımı denize ateş süzen
Su içre susuz yanan divaneler sendedir
Bir rüyasın İstanbul tarihi müjdeleyen
İsmimi sayıklayan efsaneler sendedir
Bab-ı Ali yazdırır aşkın elifbasını
Demlenip koyulaşır sohbet boğaziçinde
Kanlıca’da mayalar çoğalan sevdasını
Mayhoş bir tad bırakır maşuğunun içinde
Bab-ı Ali yazdırır aşkın elifbasını
Kapanır ayağına Çamlıca Tepesi’nde
Bir selam uçurulur Eyyub’un hanesinden
Hüzün bağlar bulutlar çöle yağmur adanır
Ravza’da bican düşen kuşların sinesinden
İstanbul sultanının duası kanatlanır
Bir selam uçurulur Eyyub’un hanesinden
Kum damlatır seraba hasreti dalgalanır
Düşecek mi hayalim bir gün topraklarına
Ey yorgun gölgeleri hayat düşleyen şehir
Siyah-beyaz bir resim uzanır mı bağrına
Hangi aşık başını dizlerinde eritir
Düşecek mi hayalim bir gün topraklarına
Şu alnım yazısını hangi taşa söyletir
Ab-ı hayat da sensin zümrüd-ü anka da sen
Yandığınca dirilen ulu çınar sendedir
Destanlardan derilip arzın kalbine düşen
Gömüldükçe yeşeren fasl-ı bahar sendedir
Ab-hayat da sensin zümrüd-ü anka da sen
Yedi rengin terkibi kutlu seher sendedir
vBulletin® v3.8.11, Copyright ©2000-2025, vBulletin Solutions Inc.