jockeя
10-14-2007, 11:20 PM
Evime geliyorum. Kapımın kilidini açtım. Anahtarı çevirirken inceleyeceğim yeni bir yapıtın altından nasıl kalkacağımı düşünüyordum. Odama girdim. Camı kapalı tuttuğumdan bilgisayarımın kasasının yol açtığı sıcaklık yüzüme vurdu. 6 adet fan, güçlü bir pc ve kapalı bir oda. Her zamanki sakinlikle anahtarımı karışık duran masama fırlattım. Bir sürü fatura, belge, dergi, bilimum pil, kalem ve disk çeşidiyle göz göze geldim ve diğer masamın, bilgisayarımın üzerinde duran PC'me baktım. Herşey normal görünüyordu. Modem ışıkları flip flopluyor, hdd ışığı çılgın gibi yanıyordu. Hala devam eden indirmelerin işareti. İnceleyeceğim oyun GTR2 idi. Dolayısıyla gözüm hemen yatağımın kenarındaki Sidewinder ForceFeedback Wheel'e gitti. Onunla öyle çok kapışmalar yapmıştım ki. Sahneler gözümün önünde çok hızlı bir slide show şeklinde aktı. Kafa kafaya girilen finish düzlükleri, son turda atılan spinler, yan masada kendi direksonunu sallayan arkadaşa ettiğim laflar, online yarışlar. Artık zamanı gelmişti. Yeni bir oyun, yeni bir öğrenim süreci, yeni heyecan ve yeni tat.
Oyunu yükledim, gayet hızlı bir şekilde ve hışımla. Bu arada kahvenin suyu da kaynıyordu hani. Hemen masamın üstündekileri bir kol savurmasıyla diğer masaya sürükledim
(ya da fırlattım). Direksiyonu masaya monte ettim. Uzun bir yolculuktan sonra eve gelmiştim, direksiyonu daha da uzun bir süredir kullanmamıştım. Tozluydu. Tozunu elimle sıyırdım ve bir kaç hareketle elimide temizledim. Oyunu açtım. Oyunun grafik motoruyla yapılmış, yarış görüntülerinden oluşan bir dizi video beni karşıladı. Biraz izledikten sonra sıkıldım ve geçtim. Ne de olsa zaten oyunu oynamayacak mıydım?
Menü gayet anlaşılır ve sade. Oyunun kapsadığı tüm modları görebiliyoruz. Sürücü okulu, alıştırma, şampiyona, haftasonu yarışı (yarışını yap ve git modu yani), 24 saat yarışları ve multiplayer seçeneği. Menünün alt kısmında direk özellikler sekmesi dağıtılmış bir şekilde kontroller, grafikler, oynanış sekmelerine gidebiliyoruz. Bir çok oyuncu arkadaşım belki menülerin çatafatlı olmamasından yakınabilir. Fakat simulasyon oyunlarında bir sürü seçenek olduğundan çok daha sıradan ve gözü yormayan, hızlı bir arabirim gerektiğinden ben gayet taktir ettim. Birşey hariç, oynanış ve video seçenekleri fazlaca karışık. Gruplandırma azıcık özensizce yapılmış. Ama yinede istediğinizi istediğiniz yerde bulmanız olası.
Haftasonu yarışları bilindik şeyleri içeriyor. Alıştırma, sıralama ve sonra yarış. Bunların tümünün saatini ve zamanını ayarlayabiliyoruz. İstersek alıştırma veya sıralama turlarına girmeden direk yarışa başlayabiliyoruz. Yarışa başlamadan önce ayarlarda, 1 ısınma turu atıp gidiş halinde yarışa başlamak veya direk durarak start almak arasında seçim bile yapabiliyoruz. Artık diğer detayları siz düşünün. 24 saat yarış bölümünde ise yine benzer bir arabirim var. 24 saat yarışın zamanını istediğimiz gibi ayarlayabiliyoruz. İsterseniz 24 dakika, isterseniz bir kaç saat, ve en zorlusu; 24 saat. Yanınızda yiyecek içecek birşeyler bulundurmanızı tavsiye ederim, eğer böyle bir delilik yaparsanız http://www.oyun-forum.com/Smileys/default/smiley.gif.
Şampiyona seçeneğinde FIA'in yasal 2003 ve 2004teki tüm arabalarını kullanabiliyoruz. (Tüm yarış seçenekleri dahil) İsterseniz tüm yarış gruplarından, isterseniz bir araba markasından, isterseniz klansmana göre araba seçebilir, yarışınıza araba katabilirsiniz. Yarış seçerken yukarıdan istediğimiz pisti ve istediğimiz arabaları seçebiliyoruz. Oyunda bir çok GT sınıfından araba bulunmakta. Porsche'den Ferrari'ye, TVR'dan efsanevi Lister'a kadar bir çok model bulunmakta. Arabamızı seçerken hem showroom'da görünüşüne göz atabiliyor, hemde teknik özelliklerine göz atabiliyoruz. Her arabanın gayet detaylı bir sayfasını görmek mümkün.
Oyunun içerdiği pistler hem çok sayıda hemde çok güzel tasarlanmış. Gayet detaylı. Daha doğrusu, olması gerektiği gibi. Fazla söze gerek yok. Grafik konusunda çok çok iddialı olmadığı için benden gayet güzel bir not aldı. Parlamalar yerli yerinde, araba ve pist tasarımları gerçekten güzel. Çoğu oyunda mükemmel tasarlanan arabalar aslında kusurludur. Bu konuda GTR2 bir adım önde diyebiliriz. Showroomda dikkatle bakarsanız eğer arabaların kaportalarında, belli yerlerde ufak pislikler görebilmek mümkün. Beni benden alan şeylerden biride bu oldu. Ne öyle cilalanmış parlatılmış, el bebek gül bebek kullanılmış arabalar!
Hazır grafiklere değinmişken oyunun görselliğinden bahsedelim. Oyun oynarken, özellikle arabanın içinden oynuyorsak (GTR'a göre daha detaylandırılmış kokpitlerle tabi) kendimizi arabanın içinde hissetmemiz çok mümkün. Arabaların kokpitlerine bağlı olarak araba hakkında çoğu bilgiyi görmemiz ve o anda arabamızı ayarlamamız mümkün. Mesela kadranımızdan (Ferrari 360 Modena için) fren disklerinin ısısını görebiliyoruz. Onları hep sıcak tutmamız ve kavrayışı arttırmamız gerektiğinden en az 100 150 derecenin üzerinde olmalılar. Kokpitteyken G kuvveti de bize çok detaylı yansıtılmış. Sağa sola ve ileri geri savrulmalar, kuma girildiğinde arabanın hareketine göre yukarı aşağı kafa oynamaları gayet yerinde. Özellikle geri beslemeli bir direksiyonunuz varsa, bu savrulmalar tamamen eş zamanlı olarak direksiyona yansıtılıyor ve sizi arabanın içine en çok taşıyan özellikte bu. Kontrollere ve beni benden alan güç geri beseleme tasarımına daha sonra değineceğim. Bahsetmek gerekirse, araçların içerdiği poligon sayıları oldukça fazla. Gayet güzel modellenmiş. Oyundaki özel efektlerde gayet hoş ve yeterli. Güneşin gözümüzü alması, gece olması, gölgeler, hepsi gayet güzel ve bir yarış oyunu için yeterli.
Driving School dediğimiz sürüş okulu kısmı oyunun yarıştan sonra ki en mükemmel bölümü. Bu bölümde teorik veya pratik olarak istediğiniz her türlü yardımı ve eğitimi alabilmiyorsunuz. Sürücü geçmekten, viraj almaya, frenlemeden, en etkin şekilde arabayı kaldırmaya kadar bir çok bölüm bulunuyor. Ayrıca oyunda bulunan çoğu pist için özel eğitim de alabiliyorsunuz. Eğitimlere başlamadan önce yazılmış şeyleri okumakta çok zevkli. Tabi iyi bir ingilizceniz var ise oyun size çok güzel açıklamalarda bulunuyor. Bunlar oyundan çok, tamamen gerçek şeyler. Yani gerçekte de bunları uygulayabilirsiniz. Tam bir yarış ve performans türünden kullanım klavuzu diyebiliriz. Eğitimler çoğu zaman hayalet rakiple kapışmalardan oluşuyor. Genelde her eğitim bölümünde bir çok seviye var. İlk seviyede piste çizilmiş yeşil (gazlama), mavi (stabil gitme) ve kırmızı (frenleme) renkte çizgiler üzerinde giderek hayalet rakibimizi belirlenen sektöre kadar geçmeye çalışıyoruz. Eğer gerekenin çok üstünde bir fark atarsak Gold ödülünü alıp, pistler ve şampiyonalar açmak mümkün. İlk başlarda çok kolay şampiyonalar açılsada sonraki zor eğitimlerde çok daha zor şampiyonalara kavuşabiliyoruz. İkinci seviyede ise sadece çizilen rotamız ve hayalet arabamız var. Yani nerede frenleme, nerede gazlama yapacağımızı kendimiz karar veriyoruz. Bunun için bir önceki seviyede iyice alıştırma yapmak gerekiyor. Gold ödülü buna da dahil olduğu gibi tüm seviyelerde geçerli. Bir sonrakinde ise tahmin edeceğiniz gibi herhangi bir çizgi veya rota bulunmamakta, sadece hayal araba, siz ve yol mevcutsunuz. En zorlusu da bu. Artık alıştığınız rotada gitmek, doğru zamanlama ile gaz&fren yapmak sizin elinizde. Bu tür uygulamaları pist, viraj, kalkış ve frenaj eğitimlerinde görebilmek mümkün. Ayrıca kalkış da çalışabiliyoruz. Doğru zamanda doğru yerde gaza yüklenmeyi öğrenmek, iyi bir kalkışın püf noktası. Patinaj çektirmemek en önemli kısım zaten. Bir iki seviye sonrasında hava şartları bir anda değişiyor ve yağmurlu bir şekilde çalışmamıza devam ediyoruz. Kalkış daha da patinajlı hale geldiğinden gazlamaya çok daha fazla dikkat etmeliyiz. Bundan sonra ise en can alıcı kısım yanlış lastiklerle böyle bir havada nasıl kalkacağımız. Bu artık en ekstrem alıştırma. Sağa sola fırlayan kıçımızı düzeltirken aynı zamanda hayalet arabayla da yarışmak zorundayız. Bir başka eğitim bölümüde araç sollama&geçme. Belirli sektörler arasında zorluğu giderek artan yarışçıyı, rotayı takip ederek sollamaya çalışıyoruz. Amaç yine sektörü diğer aracın önünde bitirmek. Daha sonra sektörden de uzun olarak 1 2 tur içinde araba sollamaya çalışıyoruz. Arabaya çarptığımız, pistten çok fazla dışarı çıktığımız ve aracın arkasında eğitimi bitirdiğimizde eğitim başarısızlıkla sonuçlandığından bir daha başlamamız gerekiyor. Gran Turismo oynayanlar bilir. Ehliyet almak bir o kadar zor ama bir o kadar da bizi oyun koluna bağlayan şeylerden biriydi. Bu da GTR2'nin kendinizi en çok kaptıracağınız bölümü diyebilirim. "Ağabey şunu da bitireyim, bunu da geçeyim, onda da Gold alayım öyle yatayım." gibi şeyleri kendi kendinize söylerken bulacaksınız.
Tabi siz o kadar arabanızı kurcalayın, çarpın, çizin, savurun, aracınıza birşey olmasın. Yok ya! Oyun gerçekten realistik bir hasar modellemesi (veya motoru) içeriyor. Görüntü olarak o kadar gerçekçi olmasa da sürüşe bu alınan hasarlar çok yansıyor. Yarış boyunca hasar yaşayabilmeniz gayet olası. Vites kutusu problemi yüzünden yarışı terkeden arkadaşlar az değil. Aynı zamanda aşınan lastiklerde kısa zaman sonra değiştirilmeli. Oyuna ilk başladığınız gibi hiç bir zaman kalmıyorlar. Lastiklerin görevi; yolu tutmak ve aşınmak! Hasar modellemesinde ayrıca dikkat ettiğim şey, ön rüzgarlığınızı (Bir nevi "tampon"unuzu) kırdığınız veya vurduğunuz zaman oversteer yaşamanız, yol tutuşunun azalmasını hemen hissedebiliyorsunuz. Görsellik olarak çok büyük haz vermesede, hissiyatı gayet yetiyor.
Ses efektleri de gayet mükemmel. Lastiklerin patinaj çekmesini (öyle çığlık atan, kişneyen at sesi gibi ucuz değil), yola sürtmesini direksiyonumuzda eş zamanlı olarak sesle de hissedebiliyoruz. Virajlarda gıcırdayan lastik sesleri, sürten tamponlar, ve en güzeli de motor sesleri gayet hoş. NFS:Most Wanted kadar karakteristik ve gerçekçi sesler olmasa da, motor sesleri Toca kardeşin çok rahat önüne geçiyor. Her arabanın karakteristik motor sesini hemen ayırt edebilirsiniz. Mesela bir Amerikan muscle arabasıyla bir Porsche 911'in sesi arasında çok büyük fark var. Yani durup da arabanız rölantideyken sesi ve gazı aynı anda köklemek gayet haz veriyor. Kulaklık takın, komşular salona bir Saleen marka spor araba aldığınızı düşünebilirler.
Müzikler gayet az, ama kaliteli. Menüde çalan müzikler atmosferik başlayıp hızlanıyor, bazen darbuka içeren alaturka şeyler duyulabiliyor. Az olmasına rağmen yeterli. Zaten bir simulasyoncu olarak oyun esnasında hiç bir müzik kabul etmediğimden bana çok yeterli geldi. Ama illede müzik diyorsanız, yarıştan önce Windows'a dönüp bir kaç şarkı açmanızı tavsiye edeceğim.
Elimizde bulunan sözde simulasyon oyunların (mesela Toca; real driving simulator, Gran Turismo benzeri bir slogan) gerçekten de sözde olduğunu anlamanız için GTR2 yi uzun süre öğünlerinize katmanız gerekiyor. Dediğim gibi, bu oyun öyle kısa zamanda alışılacak, 3 turluk; rock bir parçayla gaza basılacak türden bir oyun değil. Her dakika dikkat ve sabır gerektiren (ve iyi bir oyun kontrolü) ciddi bir simulasyon. O yüzden GTR 2 lütfen Most Wanted sonrası almayın. Karnınız açken alın. Oyun GTR'a getirdiği bu yeniliklerle (değindim mi? değinmedim doğru. Pistler, yeni bir arabirim, biraz daha güzelleştirilmiş kullanış, grafikler, kısacası çoğu şey) alınmaya değmiyor, alınması gerekiyor. Kesinlikle alınması gerekiyor. Hele bir simulasyoncuysanız, hele de bir direksiyonunuz varsa, şu anda zaten ya evden çıkmış, yerel oyun dükkanına gitmiş; yada yazının bitmesini sabırsızlıkla beklerken para denkleştiriyorsunuzdur.
Trgamer Alıntıdır...
Oyunu yükledim, gayet hızlı bir şekilde ve hışımla. Bu arada kahvenin suyu da kaynıyordu hani. Hemen masamın üstündekileri bir kol savurmasıyla diğer masaya sürükledim
(ya da fırlattım). Direksiyonu masaya monte ettim. Uzun bir yolculuktan sonra eve gelmiştim, direksiyonu daha da uzun bir süredir kullanmamıştım. Tozluydu. Tozunu elimle sıyırdım ve bir kaç hareketle elimide temizledim. Oyunu açtım. Oyunun grafik motoruyla yapılmış, yarış görüntülerinden oluşan bir dizi video beni karşıladı. Biraz izledikten sonra sıkıldım ve geçtim. Ne de olsa zaten oyunu oynamayacak mıydım?
Menü gayet anlaşılır ve sade. Oyunun kapsadığı tüm modları görebiliyoruz. Sürücü okulu, alıştırma, şampiyona, haftasonu yarışı (yarışını yap ve git modu yani), 24 saat yarışları ve multiplayer seçeneği. Menünün alt kısmında direk özellikler sekmesi dağıtılmış bir şekilde kontroller, grafikler, oynanış sekmelerine gidebiliyoruz. Bir çok oyuncu arkadaşım belki menülerin çatafatlı olmamasından yakınabilir. Fakat simulasyon oyunlarında bir sürü seçenek olduğundan çok daha sıradan ve gözü yormayan, hızlı bir arabirim gerektiğinden ben gayet taktir ettim. Birşey hariç, oynanış ve video seçenekleri fazlaca karışık. Gruplandırma azıcık özensizce yapılmış. Ama yinede istediğinizi istediğiniz yerde bulmanız olası.
Haftasonu yarışları bilindik şeyleri içeriyor. Alıştırma, sıralama ve sonra yarış. Bunların tümünün saatini ve zamanını ayarlayabiliyoruz. İstersek alıştırma veya sıralama turlarına girmeden direk yarışa başlayabiliyoruz. Yarışa başlamadan önce ayarlarda, 1 ısınma turu atıp gidiş halinde yarışa başlamak veya direk durarak start almak arasında seçim bile yapabiliyoruz. Artık diğer detayları siz düşünün. 24 saat yarış bölümünde ise yine benzer bir arabirim var. 24 saat yarışın zamanını istediğimiz gibi ayarlayabiliyoruz. İsterseniz 24 dakika, isterseniz bir kaç saat, ve en zorlusu; 24 saat. Yanınızda yiyecek içecek birşeyler bulundurmanızı tavsiye ederim, eğer böyle bir delilik yaparsanız http://www.oyun-forum.com/Smileys/default/smiley.gif.
Şampiyona seçeneğinde FIA'in yasal 2003 ve 2004teki tüm arabalarını kullanabiliyoruz. (Tüm yarış seçenekleri dahil) İsterseniz tüm yarış gruplarından, isterseniz bir araba markasından, isterseniz klansmana göre araba seçebilir, yarışınıza araba katabilirsiniz. Yarış seçerken yukarıdan istediğimiz pisti ve istediğimiz arabaları seçebiliyoruz. Oyunda bir çok GT sınıfından araba bulunmakta. Porsche'den Ferrari'ye, TVR'dan efsanevi Lister'a kadar bir çok model bulunmakta. Arabamızı seçerken hem showroom'da görünüşüne göz atabiliyor, hemde teknik özelliklerine göz atabiliyoruz. Her arabanın gayet detaylı bir sayfasını görmek mümkün.
Oyunun içerdiği pistler hem çok sayıda hemde çok güzel tasarlanmış. Gayet detaylı. Daha doğrusu, olması gerektiği gibi. Fazla söze gerek yok. Grafik konusunda çok çok iddialı olmadığı için benden gayet güzel bir not aldı. Parlamalar yerli yerinde, araba ve pist tasarımları gerçekten güzel. Çoğu oyunda mükemmel tasarlanan arabalar aslında kusurludur. Bu konuda GTR2 bir adım önde diyebiliriz. Showroomda dikkatle bakarsanız eğer arabaların kaportalarında, belli yerlerde ufak pislikler görebilmek mümkün. Beni benden alan şeylerden biride bu oldu. Ne öyle cilalanmış parlatılmış, el bebek gül bebek kullanılmış arabalar!
Hazır grafiklere değinmişken oyunun görselliğinden bahsedelim. Oyun oynarken, özellikle arabanın içinden oynuyorsak (GTR'a göre daha detaylandırılmış kokpitlerle tabi) kendimizi arabanın içinde hissetmemiz çok mümkün. Arabaların kokpitlerine bağlı olarak araba hakkında çoğu bilgiyi görmemiz ve o anda arabamızı ayarlamamız mümkün. Mesela kadranımızdan (Ferrari 360 Modena için) fren disklerinin ısısını görebiliyoruz. Onları hep sıcak tutmamız ve kavrayışı arttırmamız gerektiğinden en az 100 150 derecenin üzerinde olmalılar. Kokpitteyken G kuvveti de bize çok detaylı yansıtılmış. Sağa sola ve ileri geri savrulmalar, kuma girildiğinde arabanın hareketine göre yukarı aşağı kafa oynamaları gayet yerinde. Özellikle geri beslemeli bir direksiyonunuz varsa, bu savrulmalar tamamen eş zamanlı olarak direksiyona yansıtılıyor ve sizi arabanın içine en çok taşıyan özellikte bu. Kontrollere ve beni benden alan güç geri beseleme tasarımına daha sonra değineceğim. Bahsetmek gerekirse, araçların içerdiği poligon sayıları oldukça fazla. Gayet güzel modellenmiş. Oyundaki özel efektlerde gayet hoş ve yeterli. Güneşin gözümüzü alması, gece olması, gölgeler, hepsi gayet güzel ve bir yarış oyunu için yeterli.
Driving School dediğimiz sürüş okulu kısmı oyunun yarıştan sonra ki en mükemmel bölümü. Bu bölümde teorik veya pratik olarak istediğiniz her türlü yardımı ve eğitimi alabilmiyorsunuz. Sürücü geçmekten, viraj almaya, frenlemeden, en etkin şekilde arabayı kaldırmaya kadar bir çok bölüm bulunuyor. Ayrıca oyunda bulunan çoğu pist için özel eğitim de alabiliyorsunuz. Eğitimlere başlamadan önce yazılmış şeyleri okumakta çok zevkli. Tabi iyi bir ingilizceniz var ise oyun size çok güzel açıklamalarda bulunuyor. Bunlar oyundan çok, tamamen gerçek şeyler. Yani gerçekte de bunları uygulayabilirsiniz. Tam bir yarış ve performans türünden kullanım klavuzu diyebiliriz. Eğitimler çoğu zaman hayalet rakiple kapışmalardan oluşuyor. Genelde her eğitim bölümünde bir çok seviye var. İlk seviyede piste çizilmiş yeşil (gazlama), mavi (stabil gitme) ve kırmızı (frenleme) renkte çizgiler üzerinde giderek hayalet rakibimizi belirlenen sektöre kadar geçmeye çalışıyoruz. Eğer gerekenin çok üstünde bir fark atarsak Gold ödülünü alıp, pistler ve şampiyonalar açmak mümkün. İlk başlarda çok kolay şampiyonalar açılsada sonraki zor eğitimlerde çok daha zor şampiyonalara kavuşabiliyoruz. İkinci seviyede ise sadece çizilen rotamız ve hayalet arabamız var. Yani nerede frenleme, nerede gazlama yapacağımızı kendimiz karar veriyoruz. Bunun için bir önceki seviyede iyice alıştırma yapmak gerekiyor. Gold ödülü buna da dahil olduğu gibi tüm seviyelerde geçerli. Bir sonrakinde ise tahmin edeceğiniz gibi herhangi bir çizgi veya rota bulunmamakta, sadece hayal araba, siz ve yol mevcutsunuz. En zorlusu da bu. Artık alıştığınız rotada gitmek, doğru zamanlama ile gaz&fren yapmak sizin elinizde. Bu tür uygulamaları pist, viraj, kalkış ve frenaj eğitimlerinde görebilmek mümkün. Ayrıca kalkış da çalışabiliyoruz. Doğru zamanda doğru yerde gaza yüklenmeyi öğrenmek, iyi bir kalkışın püf noktası. Patinaj çektirmemek en önemli kısım zaten. Bir iki seviye sonrasında hava şartları bir anda değişiyor ve yağmurlu bir şekilde çalışmamıza devam ediyoruz. Kalkış daha da patinajlı hale geldiğinden gazlamaya çok daha fazla dikkat etmeliyiz. Bundan sonra ise en can alıcı kısım yanlış lastiklerle böyle bir havada nasıl kalkacağımız. Bu artık en ekstrem alıştırma. Sağa sola fırlayan kıçımızı düzeltirken aynı zamanda hayalet arabayla da yarışmak zorundayız. Bir başka eğitim bölümüde araç sollama&geçme. Belirli sektörler arasında zorluğu giderek artan yarışçıyı, rotayı takip ederek sollamaya çalışıyoruz. Amaç yine sektörü diğer aracın önünde bitirmek. Daha sonra sektörden de uzun olarak 1 2 tur içinde araba sollamaya çalışıyoruz. Arabaya çarptığımız, pistten çok fazla dışarı çıktığımız ve aracın arkasında eğitimi bitirdiğimizde eğitim başarısızlıkla sonuçlandığından bir daha başlamamız gerekiyor. Gran Turismo oynayanlar bilir. Ehliyet almak bir o kadar zor ama bir o kadar da bizi oyun koluna bağlayan şeylerden biriydi. Bu da GTR2'nin kendinizi en çok kaptıracağınız bölümü diyebilirim. "Ağabey şunu da bitireyim, bunu da geçeyim, onda da Gold alayım öyle yatayım." gibi şeyleri kendi kendinize söylerken bulacaksınız.
Tabi siz o kadar arabanızı kurcalayın, çarpın, çizin, savurun, aracınıza birşey olmasın. Yok ya! Oyun gerçekten realistik bir hasar modellemesi (veya motoru) içeriyor. Görüntü olarak o kadar gerçekçi olmasa da sürüşe bu alınan hasarlar çok yansıyor. Yarış boyunca hasar yaşayabilmeniz gayet olası. Vites kutusu problemi yüzünden yarışı terkeden arkadaşlar az değil. Aynı zamanda aşınan lastiklerde kısa zaman sonra değiştirilmeli. Oyuna ilk başladığınız gibi hiç bir zaman kalmıyorlar. Lastiklerin görevi; yolu tutmak ve aşınmak! Hasar modellemesinde ayrıca dikkat ettiğim şey, ön rüzgarlığınızı (Bir nevi "tampon"unuzu) kırdığınız veya vurduğunuz zaman oversteer yaşamanız, yol tutuşunun azalmasını hemen hissedebiliyorsunuz. Görsellik olarak çok büyük haz vermesede, hissiyatı gayet yetiyor.
Ses efektleri de gayet mükemmel. Lastiklerin patinaj çekmesini (öyle çığlık atan, kişneyen at sesi gibi ucuz değil), yola sürtmesini direksiyonumuzda eş zamanlı olarak sesle de hissedebiliyoruz. Virajlarda gıcırdayan lastik sesleri, sürten tamponlar, ve en güzeli de motor sesleri gayet hoş. NFS:Most Wanted kadar karakteristik ve gerçekçi sesler olmasa da, motor sesleri Toca kardeşin çok rahat önüne geçiyor. Her arabanın karakteristik motor sesini hemen ayırt edebilirsiniz. Mesela bir Amerikan muscle arabasıyla bir Porsche 911'in sesi arasında çok büyük fark var. Yani durup da arabanız rölantideyken sesi ve gazı aynı anda köklemek gayet haz veriyor. Kulaklık takın, komşular salona bir Saleen marka spor araba aldığınızı düşünebilirler.
Müzikler gayet az, ama kaliteli. Menüde çalan müzikler atmosferik başlayıp hızlanıyor, bazen darbuka içeren alaturka şeyler duyulabiliyor. Az olmasına rağmen yeterli. Zaten bir simulasyoncu olarak oyun esnasında hiç bir müzik kabul etmediğimden bana çok yeterli geldi. Ama illede müzik diyorsanız, yarıştan önce Windows'a dönüp bir kaç şarkı açmanızı tavsiye edeceğim.
Elimizde bulunan sözde simulasyon oyunların (mesela Toca; real driving simulator, Gran Turismo benzeri bir slogan) gerçekten de sözde olduğunu anlamanız için GTR2 yi uzun süre öğünlerinize katmanız gerekiyor. Dediğim gibi, bu oyun öyle kısa zamanda alışılacak, 3 turluk; rock bir parçayla gaza basılacak türden bir oyun değil. Her dakika dikkat ve sabır gerektiren (ve iyi bir oyun kontrolü) ciddi bir simulasyon. O yüzden GTR 2 lütfen Most Wanted sonrası almayın. Karnınız açken alın. Oyun GTR'a getirdiği bu yeniliklerle (değindim mi? değinmedim doğru. Pistler, yeni bir arabirim, biraz daha güzelleştirilmiş kullanış, grafikler, kısacası çoğu şey) alınmaya değmiyor, alınması gerekiyor. Kesinlikle alınması gerekiyor. Hele bir simulasyoncuysanız, hele de bir direksiyonunuz varsa, şu anda zaten ya evden çıkmış, yerel oyun dükkanına gitmiş; yada yazının bitmesini sabırsızlıkla beklerken para denkleştiriyorsunuzdur.
Trgamer Alıntıdır...