Giriş

Tam Sürümü Görüntüle : Sevgi Dediginiz Ne Olaki


KoJiRo
10-15-2007, 01:12 AM
Demiştik ki;

İnsanın yaşaması için önemli güç kaynakları lazım..

Demiştik ki;

Sevgi en önemli güç kaynağıdır..

Ve yineliyoruz ki; sevgi insan oğlunun en önemli gıdası ilacı her şeyi..

O nedenle hep söylüyoruz,

Yüreğinizden sevgi eksik olmasın..

Bu sevgi dediğiniz şey ne ola ki;

Ölçüsü gramajı var mı?

Veya onu ölçüp biçecek değerlendirecek bir parametre…

Belki vardır..

Bir gazete başlığı ..

Sevginin gücü..

Hani bizim sevgi sözcüğünü pek te hafife alanlar vardı ya…

Buyrun size bilimsel ispatı;

“Hidayet Cerrah beyninde fazladan bir damarla dünyaya geldi. 1 milyon kişiden sadece 16’sında rastlanan bu durum, onun ağır bir beyin kanaması geçirmesine neden oldu. Doktorlar yaşamaz dedi ama o eşi Şenay Cerrah’ın sevgisiyle beslenerek bir mucize yarattı.”
Hastanın doktoru Kadir Doğruer’in itirafı güzel;

“Yoğun bakıma çocukları alınmalırı yasak. Bu kuralı delmek zorunda kaldık. Çocuklar babalarının yanına geldiğinde tepki vermeye başladı. Çok mucizevi bir andı, sonra servise de çocukları almaya devam ettik. Bu noktada artık tıp kitaplarındaki klasik bilgiler değil sevgi konuşuyordu"

Eşi Şenay Hanım’ın söyledikleri hepinize küpe olsun:

”İnsanların birbirine duydukları sevgiyle her türlü zorluğun üstesinden gelinebilir. Bu sevgiyi görmeseydi Hidayet aramızda olamazdı."

Biz sevginin doruklanmasına aşk diyoruz..

Sevginizi aşk doruklandırın…

Ama şunu da unutmayın…

Aşta cinsellik başka bir konu…

Biz doğanın olmaz ise olmazından söz ediyoruz..

O yüzden hep sorduk…

Sevgi nedir..

O yüzden hep aradık

Aşk nerededir…

Sevgiyle aşk nasıl harmanlanır…

İnsan hiç görmediği birine mektup satırlarından aşık olur mu?

Bir çok örneği var..

Bir çok filmi yapıldı, romanı da yazıldı…

Ama Zerrin’in gönderdiği kısa öykü, bir başka anlamlı…

Satır aralarına sıkışan aşkın, ne kadar erdemli olduğunu gösteriyor…

Ve de sevginin bir ölçümü var mı sorusuna yanıt veriyor..

Önce Zerrin’in gönderdiği öyküyü okuyalım

“Ewan 22 yasina o sene basmıştıi, kendinden emin çok zeki ve çok çekici bir genç adam olmanın asaletini taşıyordu. 10 gün sonra Kore'deki bir savaşa katılmak üzere İngiltere'den ayrılacaktı, hiç
bir şeyden korkmuyordu ama duygusallığı nedeniyle, ülkesinden ayrılma fikri zor geliyordu ona.

Bir mektup arkadaşı buldu kendine… Adı Holly idi..

"Holly'den olumlu cevap geldi ve mektuplar ardı arkasına yazılmaya başlandı.
Her yeni mektupta birbirlerinden biraz daha etkileniyor, yüreklerini birbirlerine biraz daha açıyorlardı. 2 sene bu şekilde geçip gitti.
Ewan ve Holly birbirlerine belki binlerce mektup yazmıs, her mektuptan ayrı tatlar almışlardı.
Ewan'in ülkeye geri dönme zaman gelmişti, son mektubunda Holly'i görmek istediğini yazdı.

"Ancak seni tanıyabilmem için bana bir resmini gönder lütfen" diye ekledi.

Holly bulusmayi kabul etti fakat resmi göndermedi. "Resmin ne önemi var ki? Bizi ilgilendiren
kalplerimiz değil mi? Yakama kırmızı bir çiçek takacağım." dedi.
Günler birbirini kovaladı ve Ewan ülkeye döndü. Trenden indiği ilk anda gözleri Holly'i aradi. Bir müddet bakindi, sonra kalabalığın arasından şimdiye dek gördüğü en güzel kadın belirdi.

Uzun boylu, çok güzel vücutlu, uzun sarı saçlı, masmavi iri gözleri ve mavi
elbisesiyle muhteşem bir kadındı.

Kadına doğru bir adım attı, ama yakasında hiçbir şey yoktu.

Kadın gözlerine baktı ve "Merhaba denizci, benimle gelmek ister misin?" diye sordu.
Tam o sırada güzel kadının omuzunun üzerinden, yakasında kırmızı çiçek olan kadını gördü. Kısa boylu, şişman sayılacak kiloda, gri kısa saçlı, tozlu uzun pardisesü ve kalın bilekleriyle öylece
duruyordu.

Ewan şaşkındı, az önce hayatında gördüğü en güzel kadından bir teklif almıştı ancak karşısında da yüreğine aşık olduğu kadın duruyordu.

Kendini toparladı ve yanından geçen dünyalar güzeli kadına aldırmadan ilerledi.

Elinde Holly'le birbirlerini tanımalarını sağlayan kitap vardı. Elini uzattı, "Merhaba Holly"
dedi gözlerinin içi gülerek. "Pardon" dedi kadın."Ben Holly değilim.
Az önce buradan geçen sarı saclı mavi elbiseli bayan yakama bu çiçeği taktı ve bunun hayatının sınavı olduğunu söyledi. Sizi garın çıkışındaki cafede bekliyormuş..."

Öykü bu kadar..

Ewan bir sınav verdi ve kazandı.. Güzel Holly, yaptığı ölçme değerlendirmede yanılmadı…

Hep söyleye geldik..

Sevgide aşka önce saygı ve dürüstlük gerek…

İki öyküde bize sevginin, aşkın, dürüstlüğün ve saygının erdemini gösteriyor..

Bizim bu gibi hayat kurtaracak minik derslere hiç ihtiyacımız yok mu?

Bence bunu düşünmemiz gerekiyor…

Zerrin’e binlerce teşekkürler..

Hidayet arkadaşımız, Şenay Hanımefendi’nin tükenmez sevgisiyle yakında aramıza katılacak…
Biz yine tekrarlıyoruz.