Tam Sürümü Görüntüle : [мα∂ℓιηє] dan fıkralar
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:36 AM
Uzun bir avdan sonra Temel köyüne geri dönmüş. hiçbirşey getirmediği gibi ağızını bıçak açmıyor. Herkes biliyorki Temel dertli. Kahvede bizimki otururken kadim dostu Dursun yanına yaklaşıyor.
"Temel gözüm neyin var niye böylesin ?" .
Temel biraz ofluyor pufluyor ardından anlatmaya başlıyor
"Dursun avın son gününde bir mağradan geçiyordum , merak ettim içeri girdim"
"eeee??"
"Eesi o ki baktım içeride kocaman bir AYI tabi tam tüfeği
doğrulttum ki Ayı uyandı atladı üstüme , elbiselerimi yırttı ve remen bana tecavüz etti yaaa..."
Dursun arkadaşının derdine çok üzülmüş hemen teselliye
başlamış " Vah canım arkadaşım benim merak etme kimseye söylemem boşverceksin unutacaksın..."
Temel şöyle içli içli dönmüş gözler yaşlı.
"İyi diyorsunda Dursunum bak 10 gün geçti ne bir tatlı söz ne bi çiçek ...."
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:36 AM
Temel ile Dursun bi gün ava çıkmışlar.Bi süre sonra Dursun Temel e sormuş.
-Biz neden avlıyamıyoruz uşağım.
Temel - Bence köpeği daha yukarı atmalıyız.!!!
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:37 AM
Istanbul'da yasayan bizim Temel av sporuna merak salar.
Av icin gerekli malzemeleri alir. Birkac gun avlanir.
Birgun kahvede otururken Bizim Temel baslar maceralarini anlatmaya.
Derki
"Birgun tufegimi aldim Belgrad Ormanina gittim.
Yarim saat gezdikten sonra bir baktim beyaz bir ayi bana dogru geliyor. Tufegimi dogrultmamla ates etmem bir oldu. Tek kursunla ayiyi yere serdim." der.
O sirada arkadaslarindan birisi "
hadi ulan oradan Belgrad Ormaninda ayinin ne isi var" der
tabi bizim Temel bu lafin altinda kalir mi.
Hemen "Haçan ayi bu ne bilsun oranin Belgrad Ormani olduguni " der.
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:38 AM
Bir avcı, evine gelen misafirlerine eski bir ayı
postunu göstererek der ki: "Bu ayıyı Bolu ormanlarında
vurmuştum."
Misafirlerden biri, bu palavraya inanmayıp
sorar: "Nasıl olur? Bu kutup ayısıdır. Bolu'da
bulunmaz."
Avcı gülümseyerek cevap verir:
"Kardeşim ayı bu. Buranın kutup olmadığını, Bolu ormanları
olduğunu nereden bilsin?"
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:38 AM
Siirtli mıho avcı olmaya karar verir ama hiçbir hayvanda tanımaz. hayvanat bahçesine gidip hayvanları tanımaya karar verir. gördüğü ilk hayvanı rehbere sorar;
rehber:"katır" der.
mıho:"nasıl olii"
Rehber:"eşşek ile atın çiftleşmesinin ürünüdür"der.
mıho şaşırır ama belli etmemeye çalışır, bir hayvan daha görür rehbere sorar:
Rehber:"kurt köpeği" der
Mıho:"nasıl olii"
Rehber:"köpek ile dişi kurtun çiftleşmesinin ürünüdür"der
mıho gene şaşırır ama belli etmeme çabalar
mıho bir hayvan daha görür ve merakla
"bu ne "
Rehber:"deve kuşu"
mıho:"ha siktir puşt herif"
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:38 AM
Bir kazanın kaymakamını yemeğe alırlar ve yemeğe kaymakam, yazı işleri müdürünü de yanına alır. Almasının tek sebebi; kaymakam fazla yalan atarmış. Kaymakam, yazı işleri müdürüne "Ben fazla atarsam, kamışıma iiip bağlayacağım, ipin bir ucunu sana vereceğim. Sen de çekersin, ben de. Anlar, durumu düzeltirim" demiş ve yemekten sonra av muhabbeti açılmış. Bizim kaymakam dayanamayıp av maceralarını anlatmaya başlamış:
-Birgün dağda avlanırken önüme 50 kurt çıktı ve ben çiftemi çekip 30 tanesini vurdum. Deyince yazı işleri müdürü ipi çeker, kaymakam "30 tane yoksa bile 20 tane vardı" der. Yazı işleri müdürü ipi çeker. Kaymakam "20 tane yoksa bile 15 tane vardı" der. Yazı işleri müdürü ipe tekrar asılır. Kaymakam:
-Koparsan bile 15'in altına inmem...
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:38 AM
İki Türk Fransa'ya geyik avına gitmiş. Av da av yani... Deniz uçağıyla bir krater gölüne inecekler, dağlarda avlanacaklar sonra dönecekler... Şimdi onlara katılalım...
Pilot: Beyler göle indik, size iyi avlar. Bir hafta sonra tekrar bu göle sizi almak üzere iniyorum. Ancak şunu peşin peşin söyleyeyim, adam başı bir geyik taşıma hakkınız var. Deniz uçağı daha fazlasını kaldırmıyor.
Bizimkiler: Tamam, biz zaten seri avı düşünüyor değiliz, asıl kafamız dağılsın diye buradayız.
Pilot: Harika, iyi avlar. Rastgele!
***
Bir hafta sonra deniz uçağı göle iner... Pilot bir bakar ki... Bizimkilerin yanında, adam başı iki geyik!
Pilot: Bravo da, adam başı tek geyik demiştik. Bu uçak, bu ağırlığı taşımaz.
Bizimkiler: Taşır taşır.
Pilot: Taşımaz.
Bizimkiler: Taşır taşır.
Pilot: Beyler bakın! Burası Avrupa Birliği, her şeyin bir kuralı var. Nizam var intizam var! Dört geyikle binerseniz bu uçak havalanamaz.
Bizimkiler: Havalanır havalanır.
Pilot: Olmaz!
Bizimkiler: Geçen yılki pilot havalandı ama...
Pilot: Havalandı mı? Dört geyikle mi? Buradan mı?
Bizimkiler: Evet tastamam öyle. Geçen yılki pilot, dört geyikle havalandı!
Pilot: Madem o pilot yaptı, ben de yaparım. Hayatımda ilk defa böyle bir şey yapıyor olacağım ama kanıma girdiniz. Hadi yükleyin geyikleri, binin, bağlayın kemerlerinizi, kalkalım.
***
Pilot gazı verir... Deniz uçağı göl üzerinde süratlenir... Süratlenir... Kızaklar sudan kesilir ama uçak bir türlü ağırlığı kaldırıp yükselemez.... Ve sonuçta burun üstü ormanın içine çakılır, bin parçaya ayrılır. Şans eseri kimsenin burnu kanamadan herkes kurtulur. Ormanda, yarı baygın, paramparça olmuş uçağın yanında, bizim avcılardan biri kendine gelir, kafayı kaldırır... Arkadaşı da gözlerini açmıştır...
Gözlerini açan sorar:
- Len Ahmet, neredeyiz biz?
Bizimki şöyle bir etrafa bakar...
- Hemen hemen.... Geçen yıl düştüğümüz yerin 200 metre kadar gerisinde!
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:38 AM
Olay Tokat'ın bir ilçesinde geçer:
Bir grup, karlı bir kış günü ava giderlaer, avcılar rastgele deyip birbirlerinden ayrılırken birbirlerine -falan yerde- işaret bırakmalarını söylerler ve ayrılırlar. İşaret bırakılacak yere ilk gelen ilçenin tapucusu ve bir köylüdür. Tapucu, işaret bırakmak için karın üzerine sidikle "BİZ GEL..." yazar ve sidiği biter. Yanındaki köylüye dönerek "Şu yazıyı sidikle tamamla" der. Adam gayet safiyane bir tabirle "Tapucum sidiğim var ama okuma yazmam yoktur. Al sen yaz" der...
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:39 AM
O gün damat, avladığı tavşanla gelir eve.
Kaynana :
-Ee damat nasıl avladın tavşanı? diye sorar.
-Çalılıkların arasında avlanıyordum. Bir baktım çalının arkasında bu tavşan. Baldızın .mı gibi topacık duruyor. Tüfeği doğrulttum, bir patlattım. Kaynananın .mı gibi yayıldı kaldı.
-!!!
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:39 AM
İki avcı köpekleriyle övünüyorlarmış. Avcılardan biri: "Benim köpeğim çok akıllı,
geçenlerde ava çıkmıştım, bir de ne göreyim!
Kurşunları evde unutmuşum, hemen benim köpeği çağırdım,
av tüfeğimi koklattıktan sonra eve yolladım.
Yarım saat sonra akıllı köpeğim kurşunları alıp getirdi." deyince,
2. avcı atılmış benim köpeğim daha akıllı demiş ve anlatmaya başlamış:
"Geçenlerde karımla sahile gitmiştik. Karım soyundu, fakat mayosunun altını evde unutmuş.
Hemen benim köpeği çağırdım karımın cinsel organını kokladı ve eve gitti.
20 Dakika sonra ağzında neyle geldi biliyor musun? Benim komşunun cinsel organıyla!"
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:39 AM
Avcının biri palavra sıkıyormuş..
-"Geçen yaz Afrika'da 99 aslan vurdum.." Arkadaşı dayanamamış,
-"100 de şuna bari" demiş. Avcı da
-"1 aslan için yalan mı söyliycem sana" demiş.
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:39 AM
Temel ile İdris avcılığa merak sarmışlar ve bu işi pirinden ögrenmeyi kafaya koymuşlar. Duymuslarki bilmem ne köyunde bir Mehmet ağa varmış,bu işin piriymiş. Hangi delikten, hangi hayvan çıkar bilirmiş. Doğru Mehmet ağaya gitmişler, dertlerini anlatmışlar. Hayli yaşli bir adam olan Mehmet ağa "zaten artık benimde birilerini yetiştirmem lazım" demiş ve çıkmışlar dağlara.Ufacık bir delik çıkmış karşılarına. Mehmet ağa demiş
- "Bu delikten biraz sonra sincap çıkar."
Gerçekten iki dakika sonra çıkmış sincap, bizim avcılarda sincabı bir atışta vurmuşlar. Biraz ileride biraz daha büyük bir delik.
Mehmet ağa demis :
- "Birazdan burdan bir tavşan çıkar.", dediği gibi tavşan çıkmış gerçekten ve bizimkilerde indirmişler aşağı. Daha ileride biraz daha büyük bir delik bu defaki kurban tilki ve daha sonra daha büyük bir delikten de bir ayı avlamışlar.
Mehmet ağa
- "Ben yoruldum artık gidiyorum", demis.
Temel ile İdris biz biraz daha avlanacağız diye devam etmişler. Koca bir deliğe rastlamışlar ve beklemeye başlamışlar.
Ertesi günkü gazetelerde haber
- "Manisa treni iki kişiyi ezdi".
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:40 AM
Avcının biri, ormanda gezerken uyuyan bir ayıya rastlar. Tüfeğini ayının başına dayar ve tetiği çeker. Ama sadece klik diye bir ses gelir. Yani fişek patlamaz... Ayı, adamı tutup bir güzel *iker. Adam, götünün acısı ve *ikilmenin hırsıyla ertesi gün de ayının peşine düşer. Ayıyı yine uyur halde bulur ve tüfeği doğrultur, tetiğe basar. Fakat klik sesi gelir, tüfek patlamaz. Ayı, avcıyı bir güzel *iker.
Avcı, intikam ateşiyle ertesi gün de ayının peşine düşer. Ayıyı yine uyur vaziyette yakalar, silahını doğrultur ve fişek yine patlamaz. Ayı uyanır, adamı yakalar, *iker ve "Ulan yeter artık. Avcı mısın **** mi?" der...
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:40 AM
Adamın biri avlanmayı çok seviyormuş. Piyangodan büyük ikramiyeyi kazanınca olan parayı 15 günlük bir safariye yatırmış.
15 gün sonra dönmüş gelmiş köy kahvesine,ayakta karşılamışlar, hepbir ağızdan 'de hele anlat,neler yapmişsen,neler görmüşsen?' demişler.
Bizim avcı demiş ki 'valla zebra avlamışem'.
demişler 'ula zebra da ne olaki?'.
demiş:bizim eşşeği bilisen?
-he bilirem
-ha iste bizim eşşeğin çizgilisidir,boyle pijama giymiş gibi olanıdir.
sonra zürafa avlamışem.
-ula zürafa da nolir?
-bizim eşşeği bilisen?
-he bilirem
-işte bizim eşşeğin böyle boyu 3-4 metre olanıdir.
sonra,başka,ee,piton avlamışem.
-la piton da nolir?
-bizim eşşeği bilisen?
-he bilirem
-eşşeğin sikini bilisen
-he bilirem
-aha odır, ama eşşek yohtır!
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:40 AM
Avcılar soguk bir kış akşamı kahvede toplanıp anılarını tazeliyorlarmış. 3-4
avcı anlattıktan sonra sıra Ömer'e gelmiş:
-"Soguk bir kış akşamıydı heryer karlıydı karşıma ikitane geyik cıktı. Namluyu dogrulttum ve ateşettim. Geyik yere serpildi. Geyigin ayaklarını attım omzuma.."
Bu esnada ömerin kızı gelir:
-"Baba baba annem seni eve cagırıyor" der.Ömer:
-"Tamam kızım sengit ben geliyorum" der ve avcılara döner:
-"Nerde kalmıştık attım ayagını omzuna verdim yarragı verdim yarragı verdim yarragı"..
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:40 AM
Avcılar birgün oturmuş hepsi atıp tutuyor .ben şöyle vurdum,böyle tuttum diye. Birtanesi başlamış anlatmaya;
bir gün ormanda avlanıyorum bi baktım karşımda ayı, hemen tüfeği doğrulttum bir sıktım yok, ulan nooluyo buna herhalde tutukluk yaptı dedim. namlunun içine baktım. gördüm ki kurşun geliyo,
hemen çevirdim ayıya vurdum.
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:40 AM
Ovali iki acemi avci uzakta bir tavsan görüp ates ettiler.Vakit aksam üzeriydi , alacakaranlikti. Aleleacele soyup ateste kizartti bir güzel yediler.Üstüne de birer cigara tellendirmislerdi ki yanlarina biri yaklasip selam verdi. Gelen, kizilcik satmaktan dönen bir Tortumlu idi.
-Agalar sabah giderken essegüm buralarda guzlamus idi, hes gördüüüüz?
Iki avci birden gözgöze geldiler. Içlerinden biri mirildaniyordu:
-"Odur oooo!"
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:40 AM
Temel birgün ava gitmeye karar vermis, sihirli kemanini, tüfegi almis ve ava gitmis Av esnasinda bir aslanla gözgöze gelmisler.
Temel tetige basmis tüfek patlamamis. temel kemani çalmis ve aslani uyutmus.
Eve gelmis ve tekrar ava gitmis.
Aslanla yine gözgöze gelmis Tetige basmis, gene patlamamis, hemen kemani çikarmis, çalmis ama aslan onu parçalayip yemis.
Agaçta iki maymun konusuyormus, biri demis :
-"Ben sana demedim mi, bu bizim sagir aslana denk gelirse isi biter.."
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:41 AM
Avcının biri kahvehaneye gelir.benim vurduğum tilkinin kuyruğu der yüksekten atarmış. bir gün adamın biri ben öksürünce tilkinin kuyruğunu kısalt demiş. Bir gün adam kahvehaneye gelip vurduğum tilkinin kuyruğu 15m.
-öhö öhö
-12,5 m
-öhö öhö
-10 m
-öhö öhö "halbuki adamın boğazına gıcık gelmiştir"
-yarım metre
-öhö öhö
lan demiş bu tilkinin kuyruğu hiç mi yoktu :):):):) ha haha
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:41 AM
Avcılar aralarına yeni katılan acemi avcıyı sınamak isterler ve ellerinde bulunan; av kuşları ile ilgili kitabı çıkartıp bir sayfa açarlar.Bu sayfada bulunan kuşun gövdesini kapatıp bacaklarını acemi avcıya gösterirler, cevap alamayınca diğer resme geçerler...Ondan da cevap alamazlar ve birkaç resimden sonra alaylı biçimde
-"Senin iyi bir avcı olman için daha çok çalışman lazım" deyince,acemi olan avcı mahçup ve üzgün olarak aralarından ayrılırken, diğer arkadaşlardan biri
-"Arkadaşım senin adın neydi?" deyince acemi avcı pantolonunu indirip bacaklarını gösterir..
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:41 AM
Dört kişilik avcı grubu, tecrübeli avcı Temel'in önderliğinde ormanda ilerlemektedirler. Karşılarına küçük bir delik çıkar. Temel yatın yere tavşan deliği! Bütün avcılar yere yatarlar. Gerçekten bir müddet sonra delikten tavşan çıkar. Avcılar hemen Vururlar.
Tekrara yürümeye başlarlar. Bir süre sonra büyük bir delik çıkar karşılarına. Temel: "Yatın yere, tilki deliği!" Yatarlar. Biraz sonra tilki çıkar onu da vururlar. Tekrar düşerler.
Bu defa daha büyük bir delik çıkar. Temel:" Yatın yere ayı ini", Yere yatarlar ve çıkan ayıyı vururlar. İyice keyiflenen avcılar yürümeye devam ederler. Kısa bir zaman sonra kocaman bir deliğin başında dururlar. Acemiler hep birden Temel'e bakaralar. Temel:"Uşaklar ne çıkacağunu bilmeyrum. Ama yatın ne çıkarsa bahtumuza!" Ertesi gün gazetelerde:
Dört avcı tren altında can verdi...
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:41 AM
Istanbul'da yasayan bizim Temel av sporuna merak salar.Av icin gerekli malzemeleri alir. Birkac gun avlanir.Birgun kahvede otururken Bizim Temel baslar maceralarini anlatmaya.
Derki:
-Birgun tufegimi aldim Belgrad Ormanina gittim.Yarim saat gezdikten sonra bir baktim beyaz bir ayi bana dogru geliyor.Tufegimi dogrultmamla ates etmem bir oldu. Tek kursunla ayiyi yere serdim.
O sirada arkadaslarindan birisi:
-Hadi ulan oradan Belgrad Ormaninda ayinin ne isi var.der.Tabi bizim Temel bu lafin altinda kalir mi.Hemen:
-Haçan ayi bu ne bilsun oranin Belgrad Ormani olduguni,der.
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:41 AM
Temel Avustralya'ya deve kuşu avlamaya seyahate çıkıyor. Orada malzemelerin hazırlayıp maceraya atılıyor. Bir virajı dönünce bakıyor 15, 20 tane devekuşu. Hemen arabayı durduruyor silahını doğrultuyor. Devekuşları silahı görünce ürkerek kafaları-ını kuma gömüyorlar. yani kendi akıllarınca saklanıyorlar. Temel etrafa bakıyor. ve kendi kendine sinirli sinirli soruyor:
- Ulan nereye gitti bu hayvanlar?
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:41 AM
Aslan ile tilki beraber yürüyorlarmış.iki metrelik uçurumun kenarına gelmişler ve karşıya geçmeleri gerekiyormuş.
tilki aslana;-sen uzan ben üzerinden geçeyim daha sonra seni tutarım sen de geçersin demiş ve aslan kabul etmiş. tilki aslanın üzerinden geçerken aslanın kıçına bakmış çok hoş duruyor.
aslanı bir güzel düzmüş ve kaçmaya başlamış. aslan zar zor kendini toparlamış uçurumdan karşıya geçmiş başlamış tilkiyi kovalamaya.
tilki bölgede safariye çıkan bir avcı grubunun karavanının yanındaki şezlonga uzanmış kafasına bir kep geçirmiş ve gazeteyi alıp okuyor gibi yüzünü gizlemiş.
aslan bakmış bir kişi gazete okuyor demiş buradan kaçan bir tilki gördün mü?
TİLKİ; -Hani şu aslanı siken tilki mi diye sormuş. aslan içini geçirerek vay amına kodumun basını ne çabuk haber yapmışlar demiş.
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:42 AM
İki avcı köpekleriyle övünüyorlarmış. Avcılardan biri "Benim köpeğim çok akıllı. Geçenlerde ava çıkmıştım. Bir de ne göreyim. Kurşunları evde unutmuşum. Hemen benim köpeği çağırdım ve av tüfeğimi koklattırdıktan sonra eve yolladım. Yarım saat sonra akıllı köpeğim kurşunları alıp getirdi" deyince 2. avcı atılmış:
-Benim köpeğim daha akıllı... Geçenlerde karımla sahile gitmiştik. Karım soyundu, fakat mayosunun altını evde unutmuş. Hemen benim köpeği çağırdım. Karımın cinsel organını kokladı ve eve gitti. 20 dakika sonra ağzında neyle geldi biliyor musun? Benim komşunun cinsel organıyla...
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:42 AM
Bir AVCI digerine sordu:
Köpeginizi satin almak istiyorum ama sadik midir?
-Hem de fazlasiyla sadik. Size bu konuda yüzde 100 garanti verebilirim.
-Nasil bu kadar emin olabilirsiniz?
Simdiye kadar 5 kere sattim. Her seferinde de geri geldi.
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:42 AM
İskoçyada iki avcı ava çıkarlar. Yürüme esnasında avcılardan biri yere düşer ve hareketsiz olarak yatar. Bunu gören arkadaşı hemen yanına gelir bakarki arkadaşı nefes almıyor,gözlerin deki ferin de kaybolduğunu farkeder ve hemen acil sevisi arar.
Arkadaşım öldü,der neyapmam gerekir diye sorar.
Telefonun ucundaki ses:
-"Sakin olun ben size yardım edebilirim ama önce arkadaşının öldüğünden emin olmamız gerek"
der,ve birkaç saniye sessizlikten sonra bir el silah sesi duyulur. Sonra:
-"Tamam şimdi ne yapacağım"
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:43 AM
Ava çıkmış adam, başına gelenleri anlatıyormuş :
-Ormanda ilerlerken, karşıma kocaman bir Ayı çıkmaz mı?Çifteyi doğrultacak vakit yok!..Silahı bir kenara attığım gibi başladım kaçmaya.Fakat Ayı peşimde!Benden hızlı koşuyor.Bir ara ayının sıcacık nefesini ensemde hissettim.O kadar yaklaşmıştı.Derken Ayının ayağı kaydı, yere düştü...Fırsat bu fırsat, tabana kuvvet arayı açtım.Ama Ayı toparlandı, kalktı, bana yetişti.Yine nefesi ensemde... Pençesini uzatsa omuzumdan yakalayacak.Allahtan tam o sırada yine Ayının ayağı kaydı, yere düştü.Talih bana gülüyor!Hızımı arttırabildiğim kadar arttırdım, yeniden arayı beşyüz metre kadar açtım.Tanrı sizi inandırsın arkadaşlar, Ayı yine bana yetişti.Yine nefesi ensemde...şansa bakın...Ayının tekrar ayağı kayıp yere düşmez mi?
Serüveni dinleyenlerden biri dayanamamış :
-Sen de çok yürekliymişsin kardeşim!...Hayvan bana üç defa nefesi enseme gelecek kadar sokulsa, çok ayıptır söylemesi, ben korkumdan altıma ederim.
Avcı dönüp ters ters sözünü kesene bakmış :
-Lafı karıştırma yahu!Ayı üç kez neyin üstüne bastı da ayağı kayıp yere düştü sanıyorsun?
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:43 AM
Bektasi, vaaz dinlemeye gitmis. Hoca vaazinda icki icmenin bütün kötülüklerini, zararlarini sayip dökmüs, hatta icki icenlerin sirat köprüsünden boyunlarinda dünyada ictikleri bütün icki siseleri asili oldugu halde gececeklerini anlatmis. Bektasi sormus:
"Hocam, boyna asilan siseler bos mu olacak dolumu?"
Hooca, incecik köprüden dolu siselerle gecilirken dengenin kolay saglanamiyacagini düsünerek:
"Elbette ki dolu olacak" diye yanıt vermis.
"Hay agzini öpeyim Hocam, desene ahrette de yasadik!" demis.
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:43 AM
Koyu sofu bir adamcagizla Bektasi, bir baska kenti gitmek üzere bir kervana katildilar. Sofu, ikindi üzeri namaz kilacagini söyledi.
Bektasi:
" Gec kalirsan kervani kacirrirsin; onun icin sünneti birak da yalniz farzi kiliver " diye ögüt verdi.
Bektasi'nin sözüne uydu adam. O gece bir yerde konakladilar.
Ertesi sabah sofu, Bektasi'ye sitem etti.
" Dün bana sünneti kildirmadin, gece rüyama Peygammer Efendimiz girdi."
Bektasi adamin sözünü agzina tikadi:
" Daha ne istiyorsun! Farzi da birak rüyana bu kez Tanri girsin!"
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:43 AM
Bektasi'nin bir uyuz esegi ile besili bir inegi varmis... Inekten süt sagip satiyor, kazandigi paranin yarisiyla uyuz esege arpa aliyormus. Esek bir ise yaramiyormus.Bir gün dayanamayip dua etmis:
-Ey yüce Allahim, beni su esekten kurtar!
Ertesi sabah ahirin kapisini açmis ki ne görsün? Inek ölmüs esek kalmis...
Bektasi o hirsla sokaga firlayip milleti basina toplamis:
-Ey ahali su yerde yatan nedir?
-Inektir!
-Ya su ayakta duran uyuz?
-Esektir!
Bektasi açmis ellerini yukariya:
-Ey ulu Allahim, sana kirk yilda bir ricada bulunduk, onda da esekle, inegi birbirine karistirdin!
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:44 AM
Dostlarinin baskilarina dayanamayan Baba Erenler, camiye gitmis, hocanin vaazini dinliyordu.Hoca, içkinin kötülügünü anlatmak için aklina ne geliyorsa söylüyordu. Bir ara söyle dedi:
-Bir esegin önüne, bir kova su ile bir kova sarap koysaniz, hangisin içer? Elbette ki suyu içer. Peki esek niçin sarabi içmez?
Bektasi dayanamayip seslendi:
-Neden olacak, esekliginden...
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:44 AM
Bektaşi, camide namazdan sonra dua etmiş :
-Ey ulu Tanrım, bana bir rakı parası ver!
Yanında namazını bitiren softa da, ellerini kaldırmış :
-Rabbim, bana iman ver!
İki duayı da işiten hoca, Bektaşiye :
-Bak, herkes ne isitiyor Tanrı'dan, sen rakı parası. Utanmıyor musun?, demiş
. Bektaşi usulca :
-Ne yapalım hoca efendi, herkes kendisinde olmayanı ister, demiş.
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:46 AM
Bektasi, evinde misafir oldugu için, karpuzcuya ugramis:
-Iyi karpuzun var mi?
-Kurabiye gibi baba, güven bana!
-Peki öyleyse iyi bir tane ver bakalim.
Karpuzcu birini seçip vermis.Baba erenler, almis ve eve gitmis.
Bektasi, yemekten sonra, konuklarinin önünde karpuza gururla biçagi vurmus.Fakat o ne?Ilk biçak darbesinden sonra etrafi koku salmis. Karpuz ikiye ayrilinca, fos diye çürüyen içi masaya yayilmis.Tabii her taraf berbat, Bektasi ise mahçup olmus. Baba, sabahi zor etmis ve solugu karpuzcuda almis:
-Erenler, seni tebrik ederim?
Karpuzcu sasirmis:
-Hayrola baba, beni niye tebrik ediyorsun?
Bektasi:
-Ulan kesmeden, delmeden o karpuzun içine nasil siçtin, dogrusu sasip kaldim. Seni onun için tebrik ediyorum.
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:46 AM
Bektasiyi, rica minnet camiye götürmüsler.Hoca baslamis anlatmaya:
-Bir yer vardir ki orada, zengin fakir ayrimi yoktur.Dertli giren neseli olur.Oraya giren herkesin gönlü ferahtir.Bilin bakalim, burasi neresidir?
Bektasi yanit vermis:
-Neresi olacak, meyhane...
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:46 AM
Paşanın biri, tanıdığı bir Bektaşi ile konuşurken sorar :
-Baba, geçen gün bir kadınla gidiyordun, kimdi o?
-Hanımım olurlar efendim...
-Peki ama, pek pasaklı ve çirkin biriydi.Onun koynuna nasıl giriyorsun?
Buna fena halde bozulan Bektaşi, lafı yapıştırır :
-Sizin pamuk gibi karınızın koynuna herkes girer.Marifet bizim o pasaklı karının koynuna girmekte, paşam!
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:46 AM
Irza tecavüz davasiyla bir capkin mahkemeye getirdiler. Yargic sordu:
"Bu sucu ne diye isledin?"
Delikanli:
"Seytana uydum. Bana yol gösterdi, bu isi yaptirdi"
Bektasi olan Yargic:
"Be hey capkin! Hz. Adem'e bile secde etmemekicin cennetten kovulmayi göze alan seytanin isi yok da sana pezevenklik mi yapacak."
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:47 AM
Bektasi kirlarda dolasirken yorulmus. Dinlemek icin bir agacin altina oturmus. Koyu, yesil gölgesine serilmis agacin. Yanina düsen meyvelerinden birkacini atmis agzina... Dislemis, agzi kavrulmus.
"Hay Allah kahretsin!" diye tükürmüs.
Biraz öteden durumu gören softa:
"Zindik, o zeytindir. Tanri, kitabinda över." demis.
"Hey Allah'im, kitabina almadan önce bir tadina bakaydin ya sunun." demis Bektasi.
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:47 AM
Softalar, Bektasi'ye, Tanri'nin büyüklügünü ögretmeye calisip duruyorlar. Anlatip, anlatip, sonunda da diyorlar ki:
" Tanri isterse igne deliginden deve bile gecirir! "
Bektasi:
" Elbette,"
diyor.
"Nasil elbette?"
diyor softalar.
Bektasi cözüyor dügümü:
"Tabii ya! Onun yapamayacagi sey mi var? Cani ister, igne deligini büyütür veya cani ister, develeri kücültür, vizir vizir gecirir."
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:47 AM
Sultan Abdülmecid bir gün Bogazici'nde büyük bir bagin tam ortasindaki köskünde oturan bir Bektasi babasini ziyarete gitmis. Bektasi, o gün komsu bagdaki bir arkadasini ziyarete gitmis. O dönünceye kadar padisah bagin her tarafini dolasmis. Bektasi dönünce karsilikli konusmaya baslamislar.
"Erenler bagin masallah cok büyük. üzümünü ne yapiyorsun?"
"Müritlerle ve canlarla birlikte yeriz Sultanim."
"Buradaki üzüm yemekle biter mi?"
"Yemedigimizi de sikip ficilara basar, suyunu iceriz!"
"Peki ama, sikilmis üzüm sarap olmaz mi?"
"Vallahi Sultanim, biz üzümü sikip ficilara basarriz. Allah ne isterse o olur. üst tarafina karismak haddimize mi?"
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:47 AM
Bektaşî, vaaz dinlemeye gitmiş. Hoca vaazında içki içmenin bütün kötülüklerini, zararlarını sayıp dökmüş, hatta içki içenlerin sırat köprüsünden boyunlarında dünyada içtikleri bütün içki şişeleri asili olduğu halde geçeceklerini anlatmış. Bektaşî sormuş:
"Hocam, boyna asılan şişeler boş mu olacak dolumu?" Hoca, incecik köprüden dolu şişelerle geçilirken dengenin kolay sağlanamayacağını düşünerek:
"Elbette ki dolu olacak" diye yanıt vermiş. "Hay ağzını öpeyim Hocam, desene ahrette de yaşadık!" demiş.
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:48 AM
ömerle bektaşi yolun kenarında oturup muhabbet ederlerken önlerinden bir köpek geçer. ömer sorar bektaşi bu köpek bizdenmidir yoksa sizdenmi?
bektaşi : hele önüne bir tavşan at yerse sizden yemezse bizden.
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:48 AM
Bektaşi'nin birine konuk gelecekmiş. Bektasi konuğu nasıl ağırlar... Elde yok, ayakta yok.. Mahçup olmak da istemiyor... Komşusu Yahudi'nin bir sürü keçisi varmış...Onlardan birini çaktırmadan alıp kesiyor... Ama çaktırmadığını sanan kendisi... Yahudi, ağacın arkasından gözlermiş durumu... Diyor ki kendi kendine, "Kadıya gitsem.. Kadı Müslüman, o Müslüman, ben Yahudi… Davayı kazanamam. Hadi kazandım, Bektaşi'nin nesi var ki, ondan alıp bana versin... Biz artık Allah'ın huzurunda hesaplaşırız... Yıllar geçiyor. Yahudi, Allah'ın huzurunda davacı oluyor, Bektaşi'den... Mahkeme kuruluyor..
Allah :
-Sen Yahudi kulumun keçisini kesmişsin, diyor Bektaşi'ye...
-Kesmedim, diyor Bektaşi...
-Ben gözlerimle gördum diyor, Yahudi..
-Allahım, diyor Bektaşi... Bir mahkemede bir adam hem şahit, hem davacı olamaz.
-Haklısın ama, diyor, Allah Ben her şeyi görürüm. Ben de gördüm, kestiğini...
-Allahım, diyor Bektaşi...Aynı mahkemede, hem şahit, hem hakim olunmaz...
-Gene haklısın, diyor Allah... O zaman getirin keçiyi ona soralım...
-Ne!... diyor Bektaşi... Keçi burada mı?...Ver onu o zaman bu Yahudi'ye...Bitsin bu dava..
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:48 AM
Seker bayraminda herkes yeni ve temiz elbiselerini giyip, birbirleriyle bayramlastiklari gün, bir fakir Bektasi dedesi, üstü basi pis halde Beyazit Cami'nin önünden geçerken, bembeyaz sarigi, tertemiz cübbe ve latasi ile bir hoca karsisina çikip:
-Be adam, mübarek bayram günü bu pis gömlekle dolasilir mi? Gömlegini yika! deyince Bektasi aldirmayarak:
-Be hocam, yikayayim ama kirlenir, demis.
Hoca:
-Yine yika, demis.
Bektasi :
-Yine de kirlenir, diye diretmis.
Hoca inatla:
-Yine yika, deyince Bektasi'nin tepesi atmis ve su cevabi vermis:
-Behey imanim.Biz bu dünyaya gömlek yikamaya mi geldik? demis.
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:48 AM
Bir köyde yagmur duasina çikarlar.Bektasi de istemeye istemeye bunlara uyar, cemaatin arkasi sira giderken, eline geçirdigi bir agaç dalini, kendi tarlasinin bir kösesine saplayarak, basini yukari kaldirip, söylenir:
-Bizim tarla da iste burasi...
Rastlanti bu ya, yagmur duasi yapilir yapilmaz, bulutlar kendini gösterir.Kara bir bulutun kendi tarlasi üzerine gittigini gören Bektasi sevinçle kosar.Bir de ne görsün, ceviz büyüklügünde dolu, bütün ürünü berbat etmemis mi?O vakit basini yukari kaldirir; söyle söyler;
-Kabahat sende degil, sana tarlayi gösteren pezevenkte!...
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:49 AM
"Sizin hırkalarınızın yenleri neden bu kadar genis olur?"
Mevlevi aciklamis:
"Baskalarinda gördügümüz kusurlari örtmek icin."
O da sormus:
"Ya sizin hirkalarinizin yenleri niye bu kadar dar olur?"
Bektasi aciklamis:
"Biz hic kimsede kusur görmeyiz ki..."
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:49 AM
Bir bektasi, merkebine odun yükleyip sehre gelirken karsidan tüccar kilikli iki adam peyda olarak:" Su zindikla alay edeli! " diye Bektasiye yanasip selam verince Bektasi de durur, merkebi de.
Tüccarlar isaretle:
- Bu esegin ne düsünüyor?
- Odun tasimaktan yorgun düstü de, artik kasabada ticaret etmeyi düsünüyor!
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:49 AM
Bektaşi namaz kıldıktan sonra kafasına bir soru takılır.imama sorar;
-İmam efendi!Biliyorsin ki peygamberimizin torunlarını eziyet ederek öldürdüler.Allahın gücü yetmiyor muda bunları önleyemez miydi?diye sormuş.İmam;
-Öyle söyleme kafir olursun.demiş. bizim bektaşi kafir oldum diyerek papaza da aynı olayı aktarmış.Papaz;
-biliyorsun ki isa peygamberimiz Allahın oğludur.İsa peygamberi kendi kavmi çarmıha gerdiler.dedikten sonra bektaşi atılmış;
-anlaşıldı imanım anlaşıldı.Kendi oğluna hayrı olmayanın torununa hayrı olur mu demiş.....
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:49 AM
Bektaşi ile bir hoca birlikte yola çıkmışlar, bir süre sonra hoca :
-Namaz saati! demiş, başlamış kılmaya...
Rekat üstüne rekat, selam üstüne selam... Bektaşinin beklemekten canı sıkılmış, hoca namazı bitirince sormuş :
-Yahu bu ne uzun namaz böyle?
-Kazaya kalmış namazlarım vardı, onları eda eyledim!
Bektaşi :
-Eh ben de bir namaz kılayım! demiş ve başlamış namaza...
Ama ne namaz, bitmiyor, sonunda hoca dayanamamış :
-Erenler, senin namaz da uzun sürdü!
-Önümüzdeki haftanın namazını kıldım!
Hoca şaşırmış :
-Yahu olur mu böyle şey?
Bektaşi gülmüş :
-Yukarıdaki senin veresiyeni kabul ediyor da, benim peşinimi niye kabul etmesin?
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:50 AM
Hoca, camide içkinin kötülügünden bahsediyormus.Cemaat arasinda bulunan Bektasinin fena halde cani sikilmis.Gitmek üzere kalkayim derken, koynundaki sarap sisesi kayip yere düsmüs.Baba hiç istifini bozmadan söyle konusmus :
-Kör olasicayi iste kaldirip attim.Sizde varsa, tam zamani, siz de atin!
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:50 AM
Avci Sultan Mehmet bir gün adamlariyla beraber aksama kadar bir keklik bile vuramaz. Bunun sebebinni de, sabahleyin gördügü bir dervisin ugursuzluguna baglar. Solaklara seslenir. Saraydan cikarken, su su tipte, sivri külahli, sirti kambur birinin önünden gectigini ve hemen bu adami bulmalari emrini verir. Tarife göre Bektasi babalarindan ayyas Hamza Babayi yaka paca huzura getirirler.
Sultan:
" Bre ugursuz, nabekar!.. Bugün sabahleyinkarsima ciktin. Bu yüzden aksama kadar bir ava rastlayamadim. Bu ne ugursuzluktur. Vurun kellesini... "
Bektasi bakar ki kelle elden gidiyor. Son bir dilegini aciklamak icin söz alir:
" A devletlum siz beni gördünüz bir keklik vuramadiniz. Ama insaf ediniz, benim de bugün ilk gördügüm sizdiniz ve kellemi kaybediyorum. Söyleyin, ugursuzluk hangimizde!... "
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:50 AM
Bayramın yaklaştığı günlerden birinde, iftar sırasında, misafirlerden biri:
-Keşke, Ramazan, senede iki kez gelse.
Aynı sofrada misafir bulunan Bektaşi, hemen şu cevabı verir:
-Öyleyse Ramazan gider gitmez neden bayram yaparsınız? İnsan, sevdiği gidince bayrım mı yapar hiç!...
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:50 AM
Kişin Bektasi ile Arap gemide ayni kamarada alt üst yataga düşmüşler. Aksama fasulya ile kafayi ceken Bektasi ve arkadasi, yataga girerler. Birara siddetli bombardimanla koku ortaligi zehirler. Bu durum arka arkaya yinelenince, Arap egilerek:
"Ya Bektasi, bu isi sessiz yapsan olmazmi?"
Bektasi umarsiz isi sessiz idare etmeye baslamis. Oysa ki, seslide Arap burnunu tikar zehhiri idareli kullanirmis, fakat ardi sira gelen sessizlere savunmasiz kalinca, daha cok rahatsiz olmus ve egilerek Bektasi'ye:
"şaklat ya bektaşi şaklat", demis.
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:50 AM
Müthiş bir fırtına patlamıştı.Yolcuların hepsi perişan durumdaydı.Bunların arasında bir de Bektaşi vardı.
Baktılar, Bektaşi, Allah'a yalvarıp yakarmaya başlamıştı :
-Adını bilmediğim bir evliyaya bir koç adıyorum.Yeter ki fırtına dinsin...
Bektaşi'nin yakarması kaptanın tuhafına gitmişti :
-Hayret! Hiç adını bildiğin bir evliya yok mu?
-Yok olur mu, elbette var! diye cevap verdi Bektaşi.Var da, hepsini birer kez aldattım...
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:51 AM
Adama sormuslar:
-Kaç gün oruç tuttun?
-Hastaligim nedeniyle, ancak bir gün tutabildim!
Ayni soruyu, orada bulunan Bektasiye sorunca, hiç istifini bozmadan yanit vermis:
-Bu arkadas benden bir gün fazla tutmus!
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:51 AM
Erenler vaktiyle orta köyde papazla dosttu. Ama hem kendisini bilir hemde karşısındakine değer verirdi. Öyleki birlikte şarap içerlerdi.
Birgün papaz hastalanmış. Öteki dünyaya gitti gidecek. Papaz dostu Bektaşi'yi çağırtır. Bektaşi erenlerele birlikte papzın yanına giderler.
Bakar en yakın dostu ölüm döşeğinde. Konuşmak istiyor fakat konuşamıyor dudakları titriyor.
Papaz tam birşeyler söyleyecekken Bektaşi eliyle ağzını kapattı. Odadakiler " Ne yapıyorsun yahuuu!"
Bektaşi "Ben bu pezevengi iyi tanırım şimdi Kelime-i Şahadet getirir doğru cennete gider."
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:51 AM
Bektaşinin birini ramazanda içki içtiği için yakapaca kadıya götürürler.Çakırkeyif Bektaşi'yi görür görmez kadı :
-Behey kafir!Bu yaşta hala içiyorsun bu zıkkımı.Utanmıyor musun? Bilmiyor musun haram olduğunu?, der.
-Sırtınızdaki ipek kaftan da haramdır, diye karşılık verir Bektaşi.
Kadı :
-Bunun içine pamuk katarlar.
Bektaşi :
-Dünyada doğru adam mı kaldı, şaraba da yarı yarıya su katıyorlar...
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:51 AM
Tevfik sivri dilliliği ve içmesiyle bilinen bir sofuymuş.Yine herzamanki mekanında arkadaşlarıyla içiyormuş Oradan geçmekte olan katı dindar bir başka sofu arkadaşı Neyzen'i görmüş.Söylene söylene yanına gelmiş ve şöyle demiş:
-Ah Neyzen! iyi adamsın hoş adamsında, birde şu kafiri içmesen
Neyzen sofuya bıyık altından gülerek:
-Sen hiç merak etme aziz dostum. Ben bu kafiri önce ehli müslim yapıyorum, sonra içiyorum
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:51 AM
Biri, Bektasi'ye sormus:
"Abdest almak icin soyunup göle girdigim zaman yüzümü ne tarafa döneyim"
Bektasi söyle demis:
"Elbiselerini biraktigin tarafa!"
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:51 AM
Bir gün yolda yaya giden bir bektaşinin önüne bir atlı çıktı:
- "Baba" dedi, "bir müşkülüm var. Beni aydınlatır mısın?"
Bektaşi yanıt verdi:
- Elimden gelen bir şeyse, hay hay oğlum.
- Şunu öğrenmek istiyorum: Şu anda Allah ne yapıyor?
Sualin münasebetsizliğine içerleyen derviş, hiç belli etmemiş:
- Yanıt veririm ama bir şartla, sen o attan in, ben bineyim.
- Neden?
- Böyle yüksek bir suale yüksekten yanıt vermek gerekir de ondan!
Adam attan inmiş, Bektaşi binmiş. Adam:
- "Hadi" demiş "söyle bakalım. Allah şimdi ne yapiyor?"
Bektaşi:
- "Ne yapacak" demiş, "atı senin gibi bir budalanın elinden alıp, benim gibi bir akıllıya veriyor"demiş Ve çalakamçı uzaklaşmış.
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:52 AM
Sözde, Bektasiyi topluluk icinde kücük düsüreceklerdi. Oldukca zengin birisi:
"Bektasi Efendi, borcunuz var mi?" diye sordu.
"Evet, bakkala biraz borcum var."
"Canim onu sormuyorum. Namaz borcun var mi?"
Bektasi kizdi:
"Namaz borcunu bana Tanri sorabilir. Size düsen bakkal borcunu sormaktir!"
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:52 AM
Bektaşi ile hacı osmanlı zamanında ramazanda içki içerken yakalanırlar. Kadı yaptıklarının cezasının ne olduğunu bilip bilmediklerini sorar bunlara. Hacı af diler şeytana uyduk kadı efendi der ve hacı ya idam cezası verir. Bektaşiye sıra gelir ve derki ben Kadı efendi ben gayri-müslümün bana oruç farz değil der. Kadı Bektaşiyi serbest bırakır.Bektaşi kadıya sorar kadı efendi ben de şeadet getirsem müslüman olsam arkadaşımı da bağışlar mısın? Kadı efendi düşünür gavuru müslüman yapmanın ona sağlayacağı sevabı hesap eder ve hacıyıda affeder. Kadının huzurundan ayrıldıktan sonra hoca şaşırararak bekaşiye sorar; Sen ne biçim adamsın be bir dinli oluyon bir dinsiz, sende iman yokmu bire münafık deyip azarlar. Bektaşimizde gavur oldum kendimi , müslüman oldum seni kurtardım. Peki sen ne işe yaradın?
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:52 AM
Bektasiye sormuslar:
-Babaerenler, hangi nefesi seversin?
-Sigaranin ilk nefesiyle, kaynanamin son nefesini, demis....
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:52 AM
Başıboş bir eşek nasılsa bir camiye girmiş, hoca eşeği döverek dışarıya çıkarmaya uğraşırken, oradan geçen bir Bektaşi babası bu hali görerek hocaya sormuş :
-Eşeği niçin dövüyorsun be hoca efendi?
Hoca hışımla cevap vermiş :
-Gelmiş camiye girmiş.
Bektaşi teskin etmek için şöyle demiş :
-Canım hoca efendi, onun aklı erer mi?Hayvan olduğu için yapmış bir yanlışlık, girmiş camiye, bak ben giriyormuyum hiç?..
[мα∂ℓιηє]
10-16-2007, 10:52 AM
Mevlevi, Bektasi ve Softa yemekten sonra ikram edilen bir tepsi baklava icin rüyaya yatarlar. En hayirli düsü gören baklavayi alacak. öneri kabul edilir. Yatar, uyurlar.
Sabah olunca Sofu:
"Ne düs gördünüz anlatin bakalim?" der.
Mevlevi sikkesini basina gecirerek:
"Hayirdir insallah göklere ciktim" der.
Hoca da:
"Ben ise düsümde cennete gittim," der.
Bektasi:
"Erenler, ben de gece birinizin göklere uctugunu, digerinizin de cennette gezdigini görünce,
'Artik bunlar fani dünyaya dönmezler' diyerek kalkip baklavayi temizledim!" der.
[мα∂ℓιηє]
10-19-2007, 06:37 PM
güncel
vBulletin® v3.8.11, Copyright ©2000-2025, vBulletin Solutions Inc.