KoJiRo
10-16-2007, 07:18 PM
yasadigim hayata ne kadar cok sey sigdirdim. oysa simdi baktigimda sanki hic birsey yasamamisim. tüm hayatim sıkıstırılmıs bir zip dosyasini andiriyor. tüm anilar sıkısmıs, ufacik bir dosya halinde arsivimde duruyor.
oysa bu anlari yasarken bazen bana hic bitip tükenmeyecekmis gibi gelirdi. aslinda o hayalet gibi hep aklimizin bir yerinde asili duran gecmis diye bir sey yok. sadece simdiki an sonsuz önümüzde uzaniyor. tüm yasadiklarimiz onun üzerinde olup bitiyor.
bu yasadiklarimizdan geriye kalan sadece anlarin eni, boyu, kokusu ve rengi... sadece öylesine iyi, kötü, güzel diye etiketledigimiz irili ufakli dosyalardan ibaret yasadigimiz ve su koskoca sandigimiz hayat.
bir otoyola benzetirim ben hayati. araba giderken her arkada biraktigin kilometre gecmis olmustur ama araba gitmeye devam ettiginden, gecmisle gelecek birbirine karisir. sadece arabanin gittigi an ve yol vardir.
arabayla ne kadar yavas gidersen o kadar fazla sey algilarsin. hizlandikca arabaya hakim olabilmek icin tüm algilarin etraftaki güzelliklere degil, sadece ufuga odaklanmistir. yani gelecege.
bazen bu arabanin direksiyonunda sen olur, nereye gidecegini bilirsin. bazense gidecegin yeri bilmez dolanir durursun. önüne sana yolu tarif eden insanlar cikar. yolunu kaybettigin zamanlarda olur. bazen sen yan ön koltukta oturursun. hatta soföre nereye gidecegini sen söylersin. bazen senin yaninda oturup sana nereye gidecegini söyleyenler vardir. bazense araba doludur ve her kafadan bir ses cikar ve herkes nereye gidecegin ve nasil gidecegin konusunda sana müdahale eder.
bazense bize bicilen yer sadece arabanin arka koltugudur.
yol bazen düzgün bazen engebeli, bazense arabanin kontrolünü kaybetmesi olasi keskin virajlarla doludur.
galiba en güzeli direksiyonunda kendin oldugun bir arabada, hem etrafini görebilecegin, hem en keskin virajda bile önünü kestirebilecegin, etrafindaki güzellikleri seyrederek yapilan bir yolculuk.. tercihen yan koltukta nereye gidecegine birlikte karar verdigin sevdigin insan ve arka fondada güzel bir müzik olmali.......
oysa bu anlari yasarken bazen bana hic bitip tükenmeyecekmis gibi gelirdi. aslinda o hayalet gibi hep aklimizin bir yerinde asili duran gecmis diye bir sey yok. sadece simdiki an sonsuz önümüzde uzaniyor. tüm yasadiklarimiz onun üzerinde olup bitiyor.
bu yasadiklarimizdan geriye kalan sadece anlarin eni, boyu, kokusu ve rengi... sadece öylesine iyi, kötü, güzel diye etiketledigimiz irili ufakli dosyalardan ibaret yasadigimiz ve su koskoca sandigimiz hayat.
bir otoyola benzetirim ben hayati. araba giderken her arkada biraktigin kilometre gecmis olmustur ama araba gitmeye devam ettiginden, gecmisle gelecek birbirine karisir. sadece arabanin gittigi an ve yol vardir.
arabayla ne kadar yavas gidersen o kadar fazla sey algilarsin. hizlandikca arabaya hakim olabilmek icin tüm algilarin etraftaki güzelliklere degil, sadece ufuga odaklanmistir. yani gelecege.
bazen bu arabanin direksiyonunda sen olur, nereye gidecegini bilirsin. bazense gidecegin yeri bilmez dolanir durursun. önüne sana yolu tarif eden insanlar cikar. yolunu kaybettigin zamanlarda olur. bazen sen yan ön koltukta oturursun. hatta soföre nereye gidecegini sen söylersin. bazen senin yaninda oturup sana nereye gidecegini söyleyenler vardir. bazense araba doludur ve her kafadan bir ses cikar ve herkes nereye gidecegin ve nasil gidecegin konusunda sana müdahale eder.
bazense bize bicilen yer sadece arabanin arka koltugudur.
yol bazen düzgün bazen engebeli, bazense arabanin kontrolünü kaybetmesi olasi keskin virajlarla doludur.
galiba en güzeli direksiyonunda kendin oldugun bir arabada, hem etrafini görebilecegin, hem en keskin virajda bile önünü kestirebilecegin, etrafindaki güzellikleri seyrederek yapilan bir yolculuk.. tercihen yan koltukta nereye gidecegine birlikte karar verdigin sevdigin insan ve arka fondada güzel bir müzik olmali.......