KoJiRo
10-20-2007, 08:29 AM
Artık sağlıklı yaşamalıyım. Hiç durmadan geçen zamanın bir yerinden tutup yakalamalı, az da olsa aldığım nefesin kıymetini bilmeli, annemle telefon konuşmalarımı azaltmalıyım. 600 küsur kilometre uzaktayken kullanmadığım, sabahlamadığım ve artık bir türlü ait olduğumu hissetmediğim eve gelen elektrik faturasının ne kadar olduğunu bilmemeliyim. Annemle telefonda daha az konuşmalıyım.
Vaktinde yatıp vaktinde kalkmalıyım. Gördüğüm kabusları unutmalı, hiç kimseye anlatmamalıyım. Genelevdeki, ateşli hastalık geçiren mültecinin sırtından dökülen kurtların ne bana ne de anlattığım insana faydası olmadığını anlamalı, anlatırken bana bakan gözlere fazla anlam yüklememeliyim. Bana ilaç yazan psikiyatrın üvey oğlunun msn adresini silmeli, annesi hakkında söylediği şeyleri, her gün içmem gereken ilaçları içerken aklıma getirmemeliyim. Bir daha asla saçlarımı 3’e vurdurmamalıyım.
Uzun mektuplar yazmalıyım. Telefonunu bile açmadığım, bilmem kaçıncı kez arayışlarında yalan söylediğim arkadaşlarıma uzun mektuplar yazıp, hayallerimden bahsetmeliyim. En önemlisi artık hayal kurmaya başlamalıyım. Yağmuru seven, baharı sevmeyen insanlara kızmamalı, yükünü taşıdığım, yükümü taşımayan insanları suçlamamalı, emek harcamaktan korkmamalı, tadını hiç bilmediğim, asla yemem dediğim şeylerin tadına bakmalı, süt içmeye başlamalıyım. Gitmesi gereken insanların gidişlerine üzülmemeyi, gitmem gereken zamanda kalkıp gitmeyi, gidenin ardından da sanki hiç gitmemiş gibi davranmamayı öğrenmeliyim.
Bir şarkıya saatlerce takılıp, ardı ardına defalarca dinlememeli, kendim dışında birilerine de soru sormayı öğrenmeliyim. Kendimi sürekli soru sorarak delirtmemeliyim. Bazen cevap bulamayacağımı anlamalı, şiir okumayı sıklaştırmalıyım. Şems aradı ve buldu diye, illa ben de bulacağım diye diretmemeliyim. Kabullenişi, direnişi öğrenmeli, vazgeçmeyi bırakmalı, içkiyi azaltmalı, ilaçlarımı düzenli içmeli, bulaşık yıkamaya üşenmemeli, hiçbir ödevimi son güne bırakmamalıyım. ‘Bana ne’ demeyi öğrenmeli, sırf nasıl olsa yapamayacağım diye vazgeçtiğim şeylerin en azından bir tanesini yapmalı, sürekli gülümsemeyi, sürekli insanları ve yaptıklarını anlamaya çalışmayı bırakmalıyım. Kızgın kalabilmeyi becermeliyim.
Toprağa hep yakın olmalı, toprağa dokunmayı ihmal etmemeliyim. Bırakıp gittiler diye ağlamamalıyım. Bir yerlerde cahil periler olduğunu, cücelerin hatırlandığı anda geri geldiklerini, kavak ağacının perisi olduğumu, karıncalara basmamak için dikkatli yürümem gerektiğini, kışın bile hanımeli kokusunu unutmamalıyım..
İlacımı içip, sınava yetişmeliyim.
Vaktinde yatıp vaktinde kalkmalıyım. Gördüğüm kabusları unutmalı, hiç kimseye anlatmamalıyım. Genelevdeki, ateşli hastalık geçiren mültecinin sırtından dökülen kurtların ne bana ne de anlattığım insana faydası olmadığını anlamalı, anlatırken bana bakan gözlere fazla anlam yüklememeliyim. Bana ilaç yazan psikiyatrın üvey oğlunun msn adresini silmeli, annesi hakkında söylediği şeyleri, her gün içmem gereken ilaçları içerken aklıma getirmemeliyim. Bir daha asla saçlarımı 3’e vurdurmamalıyım.
Uzun mektuplar yazmalıyım. Telefonunu bile açmadığım, bilmem kaçıncı kez arayışlarında yalan söylediğim arkadaşlarıma uzun mektuplar yazıp, hayallerimden bahsetmeliyim. En önemlisi artık hayal kurmaya başlamalıyım. Yağmuru seven, baharı sevmeyen insanlara kızmamalı, yükünü taşıdığım, yükümü taşımayan insanları suçlamamalı, emek harcamaktan korkmamalı, tadını hiç bilmediğim, asla yemem dediğim şeylerin tadına bakmalı, süt içmeye başlamalıyım. Gitmesi gereken insanların gidişlerine üzülmemeyi, gitmem gereken zamanda kalkıp gitmeyi, gidenin ardından da sanki hiç gitmemiş gibi davranmamayı öğrenmeliyim.
Bir şarkıya saatlerce takılıp, ardı ardına defalarca dinlememeli, kendim dışında birilerine de soru sormayı öğrenmeliyim. Kendimi sürekli soru sorarak delirtmemeliyim. Bazen cevap bulamayacağımı anlamalı, şiir okumayı sıklaştırmalıyım. Şems aradı ve buldu diye, illa ben de bulacağım diye diretmemeliyim. Kabullenişi, direnişi öğrenmeli, vazgeçmeyi bırakmalı, içkiyi azaltmalı, ilaçlarımı düzenli içmeli, bulaşık yıkamaya üşenmemeli, hiçbir ödevimi son güne bırakmamalıyım. ‘Bana ne’ demeyi öğrenmeli, sırf nasıl olsa yapamayacağım diye vazgeçtiğim şeylerin en azından bir tanesini yapmalı, sürekli gülümsemeyi, sürekli insanları ve yaptıklarını anlamaya çalışmayı bırakmalıyım. Kızgın kalabilmeyi becermeliyim.
Toprağa hep yakın olmalı, toprağa dokunmayı ihmal etmemeliyim. Bırakıp gittiler diye ağlamamalıyım. Bir yerlerde cahil periler olduğunu, cücelerin hatırlandığı anda geri geldiklerini, kavak ağacının perisi olduğumu, karıncalara basmamak için dikkatli yürümem gerektiğini, kışın bile hanımeli kokusunu unutmamalıyım..
İlacımı içip, sınava yetişmeliyim.