www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Ahmet Turan Altunsu (https://www.cakal.net/showthread.php?t=133139)

GooD aNd EvıL 08-08-2008 06:27 PM

*Mutlak Duymalı Ankara
yönetmek bu ise eğer / yazık şu memleketime / yanıyorken bunca ciğer / acımaz öksüz, yetime / dokunsan bin ah duyarsın / bin ah saplanır etime!


hey gidi memleketim hey!
hey gidi ANKARA! ..

anılarımı yerlerde sürüyüp sessizden sessizden
üzerimde tepinmek de varmış kaderinizde...
-nasıl da sevinir fukara(!) -
ancak kendim için özür dileyebilirim sizden...
ihanet demek zor ama
vefasızlık dalgalanıyor artık gönderinizde! ..
bağışlayın sevgili dostlar...
ölümümden evvelki tuhaf bir anımsama…

[oysa kıvrım kıvrım kıvrandıran bir acı...]

yazık! ! !
hükümranlık adına kurulmuş darağacı...
cellattır şimdi astlar!

[kim demiş karanfil düşmesin yere? ..]

durmayın! .. toy/düğün başlasın!
söz, ağızdan çıkmış bir kere

ya çek artık şu kolu
ya da vur sehpaya ey kara paltolu! ..
sakın akıl uyanmasın:
haydi, asın! “

GooD aNd EvıL 08-08-2008 06:28 PM

*Neden Geç Kaldın
gün batımından doğdun
-neden geç kaldın? ..-

altın sarısı bir başak dolandı ellerime
yandı sıcaklığında tenim
gözlerimde, hangi bahardan kalmış bilmem:
bir tohum sancısı çekerken çiçek
göz kırparım gözlerine sevgilinin
sonbaharda, ilkbahar(ca) gülümserim...

gün batımından doğdun
-neden geç kaldın? ..-

tütün sarısı teninde
kendime yakalandım kaç kez
uslanmaz hayallerle yaşlandım
kehribar gözlerine bakarak daldığım
kaçıncı “senli” hallerimden
ve bilemezsin nasıl uyandım...

kavak yellerine kapıldığım düşlerimden
avuç açıp dilendiğim zamanlara kaldım...

gün batımından doğdun
-neden geç kaldın? ..-

şimdi, bir hayal sokağının köşesine kapılandım
avuçlarımda altın sarısı başaklar yok
tenim yanmıyor artık
yüreğimi ekledim yazgımı örten saçlarıma
tan ağarmıyor, güneş uyanmıyor artık...

GooD aNd EvıL 08-08-2008 06:28 PM

*Ressam ve Ağaçkakan
(Hanımefendi’ ye…)



kocaman ağaç ve sen
/ressam ben olmalıyım ama!


harika bir resim yaparım
tavşan dağda koşarken
ya da bir budak duldasında
karınca harıl harıl çalışırken...


kocaman ağaç ve sen
/elbette ressam yine ben!


bir ağaçkakan tak tak ağaç gagalarken
ve çalışırken karıncalar harıl harıl
emekleri alın terleriyle karışırken
olur ki yaş halkalarından birinin arasında
yahut liflere sıkışmış
bir mahlûkata rastlamışsın cansız
bilirim, dedirtmezsin bu nasıl kuşmuş
yutuverirsin apansız...


ressam benim
/vallahi resmediveririm!


lâkin hanımefendi seni iyi bilirim
bir tepke olmaz senin için yutmak
kırk yararsın kılı
önce böcekle özleşirsin
dönersin gökyüzüne
ünlersin kudüm yankılı
biter gözlemim
sonra, tablomda ölümsüzleşirsin!


ağaçkakan doyar
ressam rahatlar
gizem sizlere ömür
soyunur şiir
bir şair çözülür
mütebessim ve mutantan
sessizce şiirli ufuklara süzülür...

GooD aNd EvıL 08-08-2008 06:28 PM

*Sahi
nalıncı olmak varmış! ..
mâlûm ya;
keseri hep kendine doğru yontarmış! ! !
bir de demişler ki: mum dibine ışık vermez...
afedersiniz ama NAH VERMEZ! ..

bir yerde yedi katliam
……….yedi ayrı idam
………………../katleden bile meçhulken
bir yerde otuz bin katliam
……….tek idam
………………../belli emreden! ..


? ? ?


adalet hangi mülkün temeli? ..
sahi! ..
mülk nerde, adalet nerde? ..
konuşacağız elbette...
falanca ya da filanca
ya da beni hiç ilgilendirmiyor Ağca...
beni ilgilendiren tek şey: 'teraziyi tutan kızın eli'...
teraziyi tutan kızın gözü neden kör sahi? ..

birileri sorabilmeli!

GooD aNd EvıL 08-08-2008 06:28 PM

*Sahte Sinderella
ne kadar zavallısınız? ...

avuçlarınızda biriken ter
göz çukurlarınızdaki derin gölgeler...
sahi! .. elleriniz niçin titrer? ..

niçin ses telleriniz bu kadar akortsuz? ..
şiirlerinizin tuzunu terinizde mi unuttunuz?

sanıyorum tatile çıkmış ruhunuz
iyisi mi bırakınız şiir yazmayı
külahıma anlatınız artık...
oturunuz! ..
gerininiz şöyle rahat, rahat...

hey gidi safahat...
var mı senin gibisi, deyip
acısını çıkartarak kat be kat
fotoğraf karenize biraz da gülümseme ekleyip
en sahte halinizle durunuz...

ne kadar zavallısınız? ..

tavsiyemdir: şöhretinize dokunsa da
madem ki sadece kendinizle hemhallısınız
hep böyle kalın ne olur! ! !
şöhretiniz, alkışçılarınıza zenne olur
ne de olsa siz, bir sinderella’ sınız! ! !

vallahi ben masumum...
pabucunuzun yalancısıyım
öyle genleşmiş ki ağırlığınızdan
adeta “yamyassı mum”

prens mi?
o masalda kaldı güzelim...
bir ayakkabıya bak, bir ayağa...
beklemek sana mı kaldı?
vazgeç ayak oyunlarından da
ayağa kalk, ayağa! ..

GooD aNd EvıL 08-08-2008 06:28 PM

*Sayrı Yıllarım ve Siz
“yâr” gibi sînemde saklanmak varken
hangi bezmin zehrinde kuruyup gidersin?
saçlarım, geçen her güne bakıp bakıp ağlarken
hak etmediğin onca kefareti nasıl ödersin?
davran ey sevgili; vakit, 'y o k l u ğ u m u z d a s e n d e l e r k e n'...



seni seviyorum... 'k a r a a ğ a ç k ö z ü n d e n' de yanık içim
[kızarım yazgıma, niçin seni yıllar önce görememişim? ]
küfürbazım; 'ç a r e s i z a y r ı l ı k l a r d a m a h p u s'
gözlerim, 'd o n u k b e n e k l e r i n d e t e l v e l e ş i r'
ey biçare sevgili, sabır dervişe mahsus...

[ağaçta bir çift kumru kıskandırırcasına cilveleşir]



ya siz yabancı gözler… hayretleriniz bile şaşkın!
'ş a ş ı y ü r e k l e r i n i z i n m e d / c e z i r l e r i n i' görüyorum...
'y a ğ l ı b i r i s d a m l a s ı d ı r' yanaklarınızdan dökülenler
donarak, dudaklarınızdaki alevleri söndürüyorum
olmazlara sürüklemeye çalıştığınız bir aşkın
çöplüğünüze bıraktığım engellerinizdir sökülenler
'd i k e n l i i d r a k l e r i n i z e' “ben”lerinizi gönderiyorum...



ve ey sevgili! .. karaağaç közünden artakalan
küllerim bile yeniden doğmam içindir: bil!
ağırlığında her geçen gün burkulan
yıllarımı yüklendiğim küfemdendir alacağım
gayem, asla ölüme meydan okumak değil
küfemdeki 's a y r ı y ı l l a r ı m d a n' kurtulacağım! ..

GooD aNd EvıL 08-08-2008 06:29 PM

*Seni Ben Sadece Sevdim
seni ben böyle sevdim:

ne elimde kılıç kalkan,
ne göğsümde çelik yelek;
çala kalem / yel yepelek…
avuçlarımda yüreğim;
derin bir sevgiyle sevdim...
öyle sevdim ki seni ben;
yiğidin yüreğiyle,
yoksulun ekmeğiyle
teessürüyle sevdim…

bire bir öyle sevdim! ..

seni saygıyla sevdim…
atamdan, dedemden kalan
aşık harcıyla sevdim!
balık burcuyla yanıp
akrep burcuyla sevdim...

seni ben öyle sevdim…

anamın dilindeki
temennisiyle sevdim...
her ‘yavrum’ deyişinde
yüzünde güller açan
temennasıyla sevdim...
hâlâ unutmadığım
o enfes nağmesiyle:
hicaz ninnisiyle sevdim...
seni ben, anacığımın
yumuşacık, huzur dolu
munis sesiyle sevdim...
o mübarek kadının
her derde deva busesiyle sevdim...
seni ben tertemiz, pırıl pırıl sevdim,
kırkpınar’ ın şırıl şırıl su sesiyle sevdim...
seni ben güneşimin
sımsıcacık sarmalanmış şulesiyle,
dolunayımın hâlesiyle sevdim!
yanlışım varsa bağışla:
aşkımın hîlesiyle sevdim! ..

hece hece sevdim,
gündüz sevdim, gece sevdim…
sadece sevdim sevgili...
sadece sevdim...

GooD aNd EvıL 08-08-2008 06:29 PM

*Serzenişler
Aşk dediğimiz şey; yüreğimizin kıyılarına vuran hırçın dalgaların arasında boğulmamak için, can havliyle çırpınmak değil midir Hasan karındaşım? ..
Ve sen hiç duydun mu ki bu çırpınışları yaşayan bir aşığın, kıyıya ulaşmak için çabaladığını?


I…

susadım,
kurudu bütün imgeler hafızamda…
umutlarım, bohçalandı bir çeyiz sandığında,
mevsimlerde bahar yok artık,
sevgili ise ilk yazında…


adım,
kazıdığımı sandığım bir yürekte silik!
varken, yok olmakta gizli, hali pür melâlim…
nereye baksam kargaşa, nereye baksam aksilik;
artık fersude bir zamandır hayalim! ..


tutamadım,
sana olan duygularım aktı gitti su misali,
göl yapıp toplayamadım.
gülerek uğurladım son ve tek ihtimali;
sadece vurgunu hesaplayamadım! ..


ağladım,
biliyorum ki yoksun artık; vurdun ve gittin!
yağmur bulutları yapıştı gözlerime,
şimşekler çaktı, yıldırımlar düştü,
sıvıştın bıyık altı gülümsemelerle,
anılarımızı parçalayıp verdin ellerime,
ah be güzelim, ne iyi ettin(!)
artık anılarım lime lime…
boşalttın bulutları, hayallerimi tükettin:
şimdi, kimler kimler gülüyorlar halime! ...


II


masal mı?

nice koçyiğitlerin
sergüzeştleri yazılmış,
koç köroğlu,
-karacoğlan,
-pir sultan,
-emrah gibi,
kiminin yengileri,
şikesteleri yazılmış,
gönüllerde büyümüş
tıpkı bir gümrah gibi…

gün bu gün! ..

günah mıdır
bir bahar dalına izinsiz konmak? ..
ya da yanmak alev alev,
düşmek kor ateşlere? ..
hayyam’ ın meşveretinde
-kendini ermiş sanmak;
alevlere dalıvermek,
baş eğmek serkeşlere! ..

desinler!

bu suskulardır
ki hangi kıyamın işareti? ..
hiç yakışır mı bahara
-hükmü bir kara kışın? ..
oysa bilmezler mi
insan, yaradan’ ın sureti;
hükmüne
-sûal olunmaz
-içten bir yakarışın? ! .

günahsa günah! ..

takıp gelmişse
-al yazmayı
-gül yüzlü sevgili,
cennet, cehennem…
umurlarında mıdır,
-kime ne?
adı sevda konmuşsa;
bıraksınlar iki deli
ram olsunlar
-aşkın o vazgeçilmez
-erdemine! ..


III


kader! ..

bir bir ağaran saçlarımın
-her bir telinde emeğin var;
alkışlarım sana!
ruhuma kaynamış hüzzam şarkılar! ..
hüznün nağmeleriyle sözlenmek varmış:
kader inat, ben çaresiz;
yazgımızı
-tutsak etmiş
-açılmaz prangalar! ..


ya mesafeler? ..

mesafeler midir içimde anaforlar yaratan? ..
azgın nehirlerimdeki girdapların;
bıkmadı mı ruhumu boğmaktan,
doymadı mı gözü? ..
bugünüm
-kayıp çetelesine
-işlenmiş de çoktan;
kaf dağının ötesindedir yarın! ..


ah be yâr! ..

gel, esen rüzgârlarla birlikte gel! ..
okşasın yüzümü,
dökülsün alnıma bembeyaz saçlar! ..
bir ıslık ünlemesinde dokunsun hüzzam;
hîcâz’ da, nihavend’ de, bûselik’ te gel! ..
derviş tevazusuyla açılan şu avuçlar
-vuslatın aşkınadır! ..

bir, ilâhi kıvamının tadında muazzam
bir ney üflemesinde okunsun hüzzam;

yaşama dönsek de gel, birlikte ölsek de gel! ..

GooD aNd EvıL 08-08-2008 06:29 PM

*Seyrüsefer
şair uyur...
yılların meşakkati yormuştur yüreğini.
kapatır kapatmaz gözlerini
düşler alemine yürür...
hüzün vardır uzun yaşam yolculuğunun duraklarında...
yaprak sararmışlığındadır bazen yüreği,
bazen çırılçıplak bir dal / belirsiz yaşam...
takılır ayaklarına daima
adı mutsuzluk olan bir cehennem tümseği...
devinir hüzün yüreğinde, yalazlanır...
çaresizlik, bir alev / kordur...
yandım / yanacağım sanır...

duraklardaki yolculara bakmaktadır şair...
serin bir aşk rüzgârı yüzünü yalamaktadır.
bozkır yanığı yüzlerinde yolcuların,
kurt soylu gözlerinde
akkor bir ışık aramaktadır...
duraklar geçilir bir bir, baharlar yaşanır
her geçen bahar, bir bahar dalında konaklanır...
ismi olmayan bir hâyâl
şairin sînesinde saklanır...

şair hatırlar...
-her mevsim son baharmış
-sen sonbahar’ da yaprak
-bir esinti çıkarmış
-son durak kara toprak! ..

titrer...
mâzîsiyle cebelleşmektedir artık...
gözlerinin önüne gelir muhasebe kayıtları birer birer,
defteri kebîr’ e takılır kalır gözleri...
kayıtlar iyice solgun; fersude ve yırtık! ..
düşünür: yaşam bu mudur?
ölüm; yaşamdan, asude bir kurtuluş mudur? ..

uyanır şair...
ikinci bir bahar vardır manzumesinde yaşamın...
gün yeniden doğmakta, vuslat gelip çatmaktadır...
çaresiz kıyısında dolaşırken kıyamın...
bir taze bahar coşkusu, şairi kuşatmaktadır...

uyanır şair...
sinesinde, bir taze bahar yatmaktadır! ..

GooD aNd EvıL 08-08-2008 06:29 PM

*Siz
avuçlarınız çok mu terledi sahi?
sanki sinirleriniz de çok gerilmiş...
yüzünüzdeki lekeler neden?
neden kaşınız kirpiğinizin önüne indirilmiş?
ya şu ünlemeniz hangi perdeden?
şu sık soluklarınız ve dahi
okunuyor nefretiniz beneklerinizden:
hangi seneden?

yoktunuz oysa yıllarca.
asırlarca belki / saymadım saliseleri...
hele o yılları asırlara karıştıran dakikalarca
ayak uçlarınıza boşalttığım g ö z y a ş ı k â s e l e r i
delilimdir başucumda taşıdığım ey!
yeşilimden arıttığım göl sularıdır onlar! ..
her saat yıla eş, her yıl asır gibi...
sormayınız sakın bir kez daha: bu nasıl şey?
beneklerinize dokunamadım belki
dudaklarınız bir istisna: siz daha iyi bilirsiniz...
ah şu kadınlar! ..

“bir kelebeğin kanadındaki benek” tiniz…
hatırladınız mı k a h v e t e l v e l e r i’ ni?
sevişmeleriniz bile bir başkaydı / hangi asırdı?
içimdeki a ş k a t e ş i t o h u m l a r ı’ nı siz ektiniz!
sonra öyle bir poyraz estiniz ki
n e f r e t k u r u n t u l a r ı’ ndan öbek öbek biriktiniz;
ölüme terk ettiniz aşk iksirini...

ben yokum şimdi...
ilk ve son kez söyleyin:
ne kadar içtendiniz?
...........
anladım efendim: çektiniz ipinizi kendiniz!


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:13 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.