![]() |
Gece Eylül Sen Ve Ben
Kim bilir beklide O yüzden seviyorum geceyi Emdirip gözlerime güzelliğini Giydiriyorum en güzel elbiselerini Salındırıyorum endamını Kollarım belinin kemendi Kusuruma bakma O kadar güzelsin ki Gündüzler alıyor seni benden Göndermiyorum Üzerine kilitliyorum geceyi Kim bilir beklide O yüzden seviyorum eylülü Sarı saçlı, hüzünlü, ağlamaklı mevsimi Tenime değen rüzgarın Sana benzeyen ellerini Yokluğunda sararıp kuruyan hasreti Kusuruma bakma O kadar güzelsin ki Mevsimler hep sana benziyor Eylül daha çok yakışıyor Beceremiyorum Seni dörde bölmeyi Ali Gençay |
Gece,Rüzgar,Deniz Ve Ben
Bak! Yalnız kaldık Gece,sen ve ben Bulutta çok,yıldızları sayacaktık Sen mızmızlandın Ayaklarını avuçlarına alıp Çekip yorganı üzerine,saklandın Ben uyuyamadım Gece ve ben O gece binlerce yıldızlar saydık Gece bana masallar anlattı Biliyorum duydun sende Zaten biz onlara sana anlattık Zaman ilerledi Saatleri harcadık Yağmur başladı Bizse yağmurdan önce ıslandık Gece ve ben O gece sağanaklarla ağladık Deniz kıskandı bizi Kudurdu,köpürdü Onu da yanımıza aldık Yakamozlar ikram etti bize İçtik,içtik sallandık Gece denize sarıldı Ben geceye yaslandım Seni seyre daldık Rüzgar çığlıklar attı Avazına dayanamayıp Onu da kareye aldık Esti,esti biz sallandık Dağıldı bulutlar Yıldızları topladık Uyandırmadan seni Saçlarına taktık Güneş kıskandı bizi Kızardı,bozardı İnadına ufku kararttık Gece,deniz,rüzgar ve ben Sımsıkı sarıldık Gece gitti Deniz duruldu Rüzgar dindi Sen uyanınca mutlu ol diye Saçına güneşten taç taktık Ali Gençay |
*******
Son kez olsun bak geceye Uzayan *******i giy üzerine Avuçlarına aldığın yıldızlar Bir,bir düşer siyahın içine Üşürsün,sızlanırsın sessizce Ellerini sıkıca göm böğrüne Yalnızlığı kimseler duymaz Çığlıklarını fırlat sessizliğine Uykun dilenecek gözlerinde Yalvart yakart öldürürcesine Korkarım uyur da biri girer Bize ait en güzel düşlerimize ******* alır sevdayı sinesine ******* satar sevdayı nicesine ******* gizler sevdayı zifirde ******* öldürür beni sen diye |
Gecenin İzi
Gece dediğin nedir sevgili Kapanmadı daha ayın açık gözleri Gördüğüm duvara asılı iki resim Biri ben, diğerini kimse bilmemeli Birde tavanda acemi boyanmış Tatlı kireç, fırça izleri Dolunayın uzun, ince parmakları var Deler geçer içimdeki sevişmeleri Senin gördüğün ihanet değil Mor, gecenin boynumdaki izleri İçimde öyle bir his var ki Korkuyorum uzatsa biri elini Tutup gideceğim sevgili Yalnızlığın işveleri kandıracak beni Gece dediğin hasret be sevgili Hele birde tenime düşen zemheri Gülerim hep sana, sen bilmezsin Görmezsin bedenimdeki titremeleri Romanlardan çalmışlar aşkı Uymaz bana önceki asrın kostümleri Gecede düşlerim beyaz perde Belki daha yazılmadı aşkın böylesi Ali Gençay |
Gecenin Sonunda
Her şeyine rest çektim aha/da Elimde bir deste iskambil kızı Hangi kartı çevirsem ardında Not düştüğüm aynı istek şarkı Fırlattım zarı, aklımda düşeş İnanma sen aşkta kazanılmaz Kumar bu ölüm kadar kalleş Ütsem de nafile, kar sayılmaz Babamdan kalan köstekli saat Ütüldüm, neyim varsa alsınlar Ondan acı unuttuğum nasihat Gülenler şimdi bana ağlasınlar Çıktım sigara dumanlı odadan Sırtta garsondan emanet ceket Kovuldum yalan dünyamdan İçinde ben yürüyen canlı ceset Dönüp bakmam arkada ne var Benle yürüyen gölge yanımda Korkularım peşimden kovalar Belki ölürüm gecenin sonunda Ali Gençay |
Geceye
Ey gece Ne güzel gözlerin var Sende siyah yaşam da Ruhumda neden elem var Raksa çıkmış yıldızlar Kimisi göz kırpar Kiminin peşinden sanki kovalayan Nefes nefese arzular Mıhlıyım sandalyeme Boğazıma yağlı urgan yutkunuşlar Koynumda karadan kaçıp Yüreğime sığınan beyaz sevdalar Yalnızlığın ıslıktaki rengi nedir Yada neden baykuş sesinde gam var Ve neden yaşarken gecede Ansızın kayar yıldızlar Neden bu intihar Sorularım geceyi boğar Sende çözemediklerim var Bir çözersem Dökülecek hece, hece ahlar Soyundum Sırtıma vurulu umutlar Ellerimde kir Ayaklarımdaki nasır Adımlanmış acılar Yaşam bitkinlik tenimde Ruhumda doğmamış fecirler var Ey gece Ne kadar acımasızsın Sende siyah ölümmüş Ne yazar İçimde çok atacak şafaklar var Ali Gençay |
Geceye Düet
Adam; Şimdi sevmediğin şehirde Gökte kırlangıç çığlıkları Sokakta kaybolan çocuk hıçkırıkları Oysa özledin biliyorum Yüzüne düşen Tane, tane dökülen yaz yağmurları Kulağında ağustos böceği vızıltıları Unuttun mu? Senin adın bahardı Kadın; Kayboldum karanlıklarda Işığını ver bana Ama yok diyorsun Çünkü sen Gecende sadece siyahı saklıyorsun Adam; O kadar uzak ki bulunduğun yer O kadar içimdesin ki Ruhuma fer Gece beni aldı koynuna sevgili Siyahta verdim ışığımı uzaklara Ki sen gör diye Oysa güneş ışığını yayıp tenine Görmedin sen Unuttun mu Ben beklediğindim Kadın; Beklediğim bir düş sadece Belki siyah belki siyahtan da gece Uzak dediğin yer yüreğinde Belki yayılmış çoktan tenine Kapasam gözlerimi siyahlar tutuşacak Verdiğin ışıklar içinde Adam; Sana verdiğim ışık, nurundu Ellerim değil ruhum dokundu İçimde devasa gece Siyahsa tenimde dinlence Düşlerim, düşünmesem seni Çok büyük işkence Kapama gözlerini ne olur Korkuyorum ışığım sönecek Sana bakmak hayat bence Kadın; Var mıdır verdiğin düşlerin rengi Gözlerin yeşil mi, senin verdiğin renk mi? Alma benden verdiklerini Korkuyorum kapamaya gözlerimi Elimdeki çizgilerde yazıyor ismin Biliyorum Adın heceydi Adam; O kadar kısa ki Yazıldığı gibi okundu hep Hiç bir dudak Bu kadar güzel dillenmedi Yoksa sen Gözlerindeki baharda Kokladığım gül müydün Unuttun mu? Adım geceydi Kadın; Sustu.. Adam; Yüzünü semaya çevirdin Oysa içinde cennetin İrem’din Hayatın özüne indin İndinde neden gizlendin Siyahın gizemini dizdim geceye Yıldızlardan yol gösterdim Zaman yılları aldı benden Sen nerdeydin Geldinse, neden seni getirmedin Unuttun mu? Geceyi sen diye sevendim Kadın; Güneşi terk ettim Çünkü Yalancı Picasso çizmiş Geceyi sahibinden aldım Yüreğiyle boyamış Siyah olsa bile Adam; Ne bu ürkek dudaklarının hali Sen neydin Ateş miydin? Dokunduğun yandı da sebep miydin? Geceyi sana kim verdi Neden terk ettin Ya yüreğin Kendini hiç mi sevmedin Rüzgârlar okşadığında saçlarını Söyle bana bahar gözlüm Fal bakılan çiçek miydin? Neden kendine yalan söyledin Unuttun mu? Aynaya baktın Sen bendin Kadın; Geldim Sen görmedin Dönüp aynaya Kendini seyretmedin Unuttun mu? Ben sendim Ali Gençay |
Geç Kaldın
Okunmaz Buruşmuş kağıtlar Okunmadı yazılanlar Sevdayı yazdılar Yol uzun muydu kaç ışık yılı Işığını zamana inat Semaya düşürdü yıldızlar Parladılar Geç kaldın Mürekkep bulaşığı parmaklar Divitden damlayan acılar Kirletiyor geceyi Yüksek bacalı Ruhların ezildiği fabrikalar En güzel kağıda Yazılıyor Noktalı,virgüllü imlalılar Yıldız kayıyor Zaman yarılıyor Bir yanımda olanlar Diğer yanım Yaşanmayanlar Geç kaldın Islak parmak uçlarıyla Söndürüldü mum ateşi Paydos borusu çaldı Vardiya bitti Yıkadı ellerini işçiler Gökyüzü nefeslendi Mürekkep tükendi Bitmedi yazılacaklar Güneş Dikti yarılan zamanı Sardı hasret her yanı Yol uzun muydu kaç ışık yılı Işığını zamana inat Semadan söktü yıldızlar Şimdi yoklar Geç kaldın Ali Gençay |
Gel
gel gel hadi kapa bohçanı ibiklerinden bak dökülen yaş değil kan kirpiklerimden eskiyi yeniyi geleceği geçmişi say eskittiklerinden gel gel hadi kollarıma bırak eğreltilerini sabahın güneşini gecenin incelerini siyahın karasını ver bana ver zifirlerini gel gel hadi dök kurularını baharın yeşilliğine bürün çıkar kışlıklarını karanfillerinle gel ver bana kan kırmızılıklarını hadi gel be sevgili bekletme yaşatma ayrılıklarını Ali Gençay |
Gelme
İstemem gelme Seni zamandan öte sevdim Bana tarih verme Asırları önüne serdim Yitikti sevda sende Bitirdin beni de Yeniden doğdum Çocuk oldum Eneklerimi çaldılar Koptu uçurmamın ipi Güvercinlerimi kaçırdılar Ne bilirim kimler okşar Kim bilir nerde Hangi ellerde Azalan ömürden bir gün Bekli de bir an Geceye büründüm Korkma önünde durmam Bak *******de bitti Ben azaldım Sendin çoğalan Çok geldi de Yeter mi dedim Yazma diyorsun Ben her anı kelimelere böldüm Yoksa seni nasıl beklerdim Kara yazdım,gece oldu Ak yazdım,güneş doğdu Sayfa biti yıllar oldu Yazma diyorsun Korkma henüz bir asır oldu Hadi gel Saçlarımdan yıldızları ayıkla Tak gerdanına Yok! Dokunma vazgeçtim Bunları ben istedim Sen! Belki de hiç istemedin Ali Gençay |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 09:00 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.