![]() |
İstanbul'u Dinliyorum
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı Önce hafiften bir rüzgar esiyor; Yavaş yavaş sallanıyor Yapraklar, ağaçlarda; Uzaklarda, çok uzaklarda, Sucuların hiç durmayan çıngırakları İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Kuşlar geçiyor, derken; Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık. Ağlar çekiliyor dalyanlarda; Bir kadının suya değiyor ayakları; İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Serin serin Kapalıçarşı Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa Güvercin dolu avlular Çekiç sesleri geliyor doklardan Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları; İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Başımda eski alemlerin sarhoşluğu Loş kayıkhaneleriyle bir yalı; Dinmiş lodosların uğultusu içinde İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Bir yosma geçiyor kaldırımdan; Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar. Birşey düşüyor elinden yere; Bir gül olmalı; İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Bir kuş çırpınıyor eteklerinde; Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum; Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum; Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından Kalbinin vuruşundan anlıyorum; İstanbul'u dinliyorum. |
İş Olsun Diye
Bütün güzel kadınlar zannettiler ki Aşk üzerine yazdığım her şiir Kendileri için yazılmıştır. Bense daima üzüntüsünü çektim Onları iş olsun diye yazdığımı Bilmenin. |
Kapalı Çarşı
Giyilmemiş çamaşırlar nasıl kokar bilirsin, Sandık odalarında; Senin de dükkanın öyle kokar işte. Ablamı tanımazsın, Hürriyette gelin olacaktı, yaşasaydı; Bu teller onun telleri, Bu duvak onun duvağı işte. Ya bu çamurdaki kadınlar? Bu mavi mavi, Bu yeşil yeşil fistanlı... *******i de ayakta mı dururlar böyle? Ya bu pembezar gömlek? Onun da bir hikayesi yok mu? Kapalı Çarşı diyip geçme; Kapalı Çarşı, Kapalı kutu |
Karmakarışık
Bir okla yaralı kalbim Boyacının sandığında; Güvercinim kağıt helvasında; Sevgilim kayığın burnunda; Yarısı balık, Yarısı insan; İn miyim? Cin miyim? Ben neyim? |
Karşı
Gerin, bedenim, gerin; Doğan güneşe karşı. Duyur duyurabilirsen, Elinin kolunun gücünü, Elle güne karşı. Bak! Dünya renkler içinde! Bu güzel dünya içinde Sevin sevinebilirsen, İnsanlığın haline karşı. Durmadan işleyen saatlerde Dişli dişliye karşı; Dişlilerin arasında, Güçsüz güçlüye karşı. Herkes bir şeye karşı. Küçük hanım, yatağında, uykuda, Rüyalarına karşı. Gerin bedenim, gerin, Doğan güne karşı. |
Kaside
Elinde Bursa çakısı, Boynunda kırmızı yazma; Değnek soyarsın akşamlara kadar, Filya tarlasında. Ben sana hayran, Sen cama tırman. |
Kitabe-i Seng-i Mezar
I Hiçbir şeyden çekmedi dünyada Nasırdan çektiği kadar; Hatta çirkin yaratıldığından bile O kadar müteessir değildi; Kundurası vurmadığı zamanlarda Anmazdı ama Allah'ın adını, Günahkâr da sayılmazdı. Yazık oldu Süleyman Efendi’ye. II Mesele falan değildi öyle, To be or not to be kendisi için; Bir akşam uyudu; Uyanmayıverdi. Aldılar, götürdüler. Yıkandı, namazı kılındı, gömüldü. Duysalar öldüğünü alacaklılar Haklarını helal ederler elbet. Alacağına gelince... Alacağı yoktu zaten rahmetlinin. III Tüfeğini deppoya koydular, Esvabını başkasına verdiler. Artık ne torbasında ekmek kırıntısı, Ne matarasında dudaklarının izi; Öyle bir ruzigar ki, Kendi gitti, İsmi bile kalmadı yadigâr. Yalnız şu beyit kaldı, Kahve ocağında, el yazısıyla: "Ölüm Allah'ın emri, "Ayrılık olmasaydı." |
Kumrulu Şiir
Duyduğum yoktu ne vakittir Güvercin sesi, kumru sesi, pencerede; İçime gene Yolculuk mu düştü, nedir? Nedir bu yosun kokusu, Martıların gürültüsü havalarda; Nedir? Yolculuk olmalı, yolculuk. |
Kurt
Ah! artık benim de benzim sarı, Damar kanımı dolaştırmıyor. Hiçbir kıyıya ulaştırmıyor, Beni Şehrazad'ın masalları. Anlamıyorum dilinden artık Geceyi saran güzelliğinin; İçim kör bir kuyu gibi derin, Bir şey beklemiyor benden artık. Susmak istiyorum, susmak bugün. Susmak.. hiçbir üzüntü duymadan. Büyük bir kuş iniyor semadan. Sükut, bu indiğini gördüğün. Artık tırtılları beslemiyor Bahçemin orta yerindeki dut. Başıma kondu ebedi sükut. Gün yeniden doğmak istemiyor. Kuşla oldumsa da senli benli, Beynimi kurcalayan bir kurt var: Anlamak istiyorum, ne yapar Rüzgarı boşalınca yelkenli? |
Kuyruklu Şiir
Uyuşamayız, yollarımız ayrı; Sen ciğercinin kedisi, ben sokak kedisi; Senin yiyeceğin, kalaylı kapta; Benimki aslan ağzında; Sen aşk rüyası görürsün, ben kemik. Ama seninki de kolay değil, kardeşim; Kolay değil hani, Böyle kuyruk sallamak Tanrının günü. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 11:27 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.