Güvenmiyorum
Tanımazdım insanları,
bilmezdim yaşamayı,
dolaşırdım yeryüzünde,
duygusuz, gamsız.
Gözlerim anlamsız bakardı dünyaya,
göremezdim güzellikleri.

Bir gün,
dolaşırken yine pervasız,
takıldı kaldı gözlerim,
dalmışım…
Bu ne güzellikti tanrım.
Bir gül bahçesiydi karşımda duran,
rengarenk.
Ve bülbüller,
muhabbetin doruğunda
gülün dalında.

İşte o an anladım herşeyi.
İlk gördüğüm güzele vuruldum.
Can dedim, dost dedim, sevgiden bahsettim.
Anlatabilmiştim derdimi,
şükürler olsun.
Yakalamıştım mutluluğu,
tutuyordum avucumda,
sımsıkı, kaçmasın diye.

Her şey ne güzeldi,
Güneş daha parlak,
yeşil daha yeşil,
mavi deniz, mavi gök
bir başka maviydi.

Yağmur çiselemeye başladı tatlı, tatlı
birden sağanak halini aldı,
aldırmadım.
Islanmıyordum çünkü.
Umurumdamı ki, yağsın.
Ama;
Avuçlarım sırılsıklamdı,
şaşırdım.
Açtım ellerimi, bakakaldım.
Erimişti mutluluk, bir anda.

Şimdi,
yine yeryüzündeyim,
yine duygusuz, yine gamsız
eskisi gibi.
Tek fark var;
İnsanları tanıyorum artık.
Ama güvenmiyorum…

Güzel Sevgili
Sevmek için ille güzel arama
Çirkini de veren aynı sevgili
İlaç ol sen, gel de gönül yarama
Derde derman veren, güzel sevgili

Mutluluk ararsan gerçeği ondan
Hayatın sefası, cefası ondan
Geçemem billahi o sevgiliden
Cananı yaratan, güzel sevgili

Engin’im gülüne vurulmuşum ben
Gelir mi hiç kemlik, gerçek sevenden
O’nun hünerleri ebed ezelden
Seni, beni veren, güzel sevgili…

Haberin Olsun
Günüm karanlıktı seni görmeden
Boşa avunurdum aşkı bilmeden
Gizli sevdim seni sırrım vermeden
Seviyorum seni, haberin olsun.

Bir güneş gibiydin, doğdun ufkuma
Her gece sessizce girdin rüyama
Şiirler yazdım hep, sevdadan yana
Seviyorum seni, haberin olsun.

Sevdan türküm oldu, düşmez dilimden
Pınar oldun aktın, taştın gönlümden
Aşkın damga oldu, çıkmaz kalbimden
Seviyorum seni, haberin olsun.

Hadi Gel
Haberin var mı?
Bahar gelecekmiş buralara
En güzelleri açacakmış çiçeklerin
Ötmeye başlayacakmış
Kuşlar, cırcırböcekleri
Herkesin ağzında;
Bir başka doğacakmış güneş,
Daha parlak görecekmişiz ayı
Ne güzel,
İlk olacak bu, yıllardan sonra.
?…
Laf işte benimkisi
Görmüşüm gibi baharı
Biliyormuşum sanki önceden.
Nasıl birşey olduğunu
Baharın, Güneşin, Ayın
Olsun,
Hayallerim gerçek olacak
Uçacağım sevinçten kelebek misali.
Kelebek?…
Nasıl bir şeyse
Hiç görmedim.
Olsun.
Türkülerimi mırıldanacağım
Yıldızların altında, *******i
Yine yanık, içli.
Bak yıldızı biliyorum işte biraz.
Görmedim onu da hiç,
Ama parlarmış gökyüzünde binlercesi.
Soluk, yırtık bir kağıt parçasında okumuştum.
Okumayı?…
Çocukken öğretmişti, küçücükken,
Bir güzel dost.
Gelecekti yine bir zaman,
Söz vermişti
…

Sanadır,
Haykırışım, güzel dost.
Hayal, kuruntu hepsi anlattıklarımın,
Seni düşününce dökülüyor dudaklarımdan.
İçim ısınıyor,
Gözlerim parlıyor, andıkça ismini.
(ismini söylemem, o benim.)
Hissediyorum,
Hepsi gerçek olacak,
Göreceğim baharı,
Duyacağım kuş seslerini,
Cırcırböceklerini.
En parlak yıldızım olacaksın
Sen,
Gelirsen…
Hadigel.

Hayata Dair
Söylenecek tek söz var,
'Kavga'
Sonunu hiç kimsenin göremediği,
göremeyeceği,
hiç bitmeyecek bir 'Kavga'.
Doğar doğmaz taraf olduğumuz,
Ölünce kurtulduğumuz.
Amansız, acımasız,
getirisi olmayan, götürdüğü hesapsız
boş,
ne dünü var, ne de yarını,
ne başı var, ne de sonu,
yiyip bitirmede, insanoğlunu,
alıp götürmede, doğanın soluğunu.
Göreniniz var mı acep?
Zamanın yorulduğunu,
Suların durulduğunu.
Bilmeyeniniz var mı?
Bu yolun sonsuzluğunu.

Hele Nenni, Güzel Nenni
Ben enginim, ya sen nesin
Her dem yüksekte gezersin
Bil ki ektiğin biçersin
Hele nenni, güzel nenni

Sen zenginsin, ben fakirim
Sen bilmişsin, ben cahilim
Olmaya ki ben ermişim
Hele nenni, güzel nenni

Ben neferim, sen paşasın
Sanırsın ki bin yaşarsın
Bir gün haline şaşarsın
Hele nenni, güzel nenni

Sen güzelsin, ben çirkinim
Sen tazesin, ben geçkinim
Olmaya ki ben seçkinim
Hele nenni, güzel nenni

Her Demet
Anaya hasretim, saz anam benim
Babaya hasretim, saz babam benim
Her demet, gözümden akar yaş benim
Vura vura teller usandı benden

Bacıya hasretim, söz bacım benim
Kekoya hasretim, söz kekom benim
Her demet, başımda kar boran benim
Diye diye diller usandı benden

Kaldım buralarda, gurbet el benim
Nere gitsem ille, gurbet el benim
Her demet, sevmiyen zalim yar benim
Gide gide yollar usandı benden

Görmedim baharı hep kışlar benim
Yazlar sizin olsun hep kışlar benim
Her demet, ağlatan sevdalar benim
Seve seve aşık usandı benden

Sevda güllerinde dikenler benim
Güller sizin olsun dikenler benim
Her demet, terk edip gidenler benim
Engin’im ben bile usandım benden

Hikaye
Gülen gözlerini tarif edemem
Ceylan mı, keklik mi acep ne desem?
Nasıl gördüm seni kader mi bilmem?
Vazgeç, bırak beni seni sevemem

Mavi gözlerinle bir meleksin sen
Kalbime gir desem gelir misin sen?
Seninle her şeye razıyım desem
Gülme, boşver beni, seni sevemem

Delimiyim çatlak mı, ne oldu bana?
Kapıldım gidiyorum, deryalara
İçerim sevgini, sunarsan bana
Yalan, vallahi yalan, asla sevemem

Sevmek ne güzeldir, sevilmek başka
Düştüysem ben düştüm sana ne, aşka
Aldırma boşver sen, hepsi bir şaka
Yasak hikaye bu, seni sevemem

Hu
Bir de baktım yaş kırk olmuş,
saçlarıma aklar dolmuş.
Bir söz vardır bilirsiniz.
Dedim artık vakti gelmiş,
çarşı pazara dolandım
dükkan tezgahta arandım
biraz keseden zorlandım
aldım dergaha yollandım.
Dedim pirim işte geldim
ben de muradıma erdim
artık postu bura serdim
göster bana marifeti.
Bir söz vardır, bildiniz mi?
Kırkından sonra çalınır,
tel, tel sevdaya dalınır
perde notaya sarılır
aşığa haber salınır.
Kırkımdan sonra başladım
sazı, sözü kucakladım
her yarayı bıçakladım
derdi, gamı hep boşladım.

İşte dostlar, hikayem bu,
hepinize gönülden Hu.

Hu, Çekip Döndüğüm
Aşkı bahş eyleyen güzel sevgili
Gönülden sevdiğim, bir tanesin sen
Canı coş eyleyen güzel sevgili
Gönülden sevdiğim, bir tanesin sen

Bülbüle, yiğide gülünü veren
Çatlamış toprağa suyunu veren
Yetirip yemişi payını veren
Gönülden sevdiğim, bir tanesin sen

Açarım elimi, her dem aşk ile
Seslerim ismini, daim coş ile
Anlarım varlığın, uçan kuş ile
Hu, çekip döndüğüm bir tanesin sen.