![]() |
Mavi Bir Tas
mavi bir tas içi boş doldurulmamış kirli suyla ya da boşaltılmış bütün kirli atıkları mavi bir tas görüş mesafem dar gidiş-gelişsiz tüm zıtlıklar içinde her şey birbirinin zıddı zaten mavi bir tas içinde hiç bir şey yok eskidende yoktu-olamazdı doldurmadığın şey nasıl dolar ki? Baykal Kaanalp |
Moda
etekler kabarık mavi başka mankenler gelmişler aşka kıyılar cezbedici çevrilmiş moda gören herkesi büyülemiş mecnun bile moda da düşmüş aşka Baykal Kaanalp |
Muhabbet
muhabbet bir kuş idi havada uçarken vurulur yere düşmeden kolu kanadı kırılır tez elde edilen çabuk kaybedilir sen zorluklara katlan elbet bir yere kaydedilir muhabbet dostane bi gülüş ne kadar uzun eğleşince tatlıdır dil,şakır durur insanın yüzüne yerleşince sağ salim buluş,halleş kılpayı uzan,yanıma gel hadi bırakmam inan ki bir daha burası,çok büyük sonsuz bir vadi muhabbet karşılıklı dokunuş içten gelen verimli bir ses çeker insanı içine dumanı yeniden doğuştur her nefes bir kelam,bir çift tatlı bakış karış ki kalabalığa sen sarsın seni de sevinç yumağı bu birazcık enli şişmanca beden Baykal Kaanalp |
Muhtacım Kudretine
asla ona söyleme hiç bir şeyin olmadığını muktedir olmadığını satın almaya satında alınmaya asla ona söyleme sevilmeye mhtaç olduğunu bir maşuk tarafından ince,narin, nazik sakın ha,sakın asla ona bunu söyleme muhtacım kudretine Baykal Kaanalp |
Mutlu Saatler
işe yaramıyor mu? şimdi geçirdiğimiz saatler güneş üzerimizde batmaz mı? şimdi kaçırdık mı? çalınmış aşkları,çalanları kalbimizden, ruhumuzdan bedenimizden,halimizden bitti mi? tüm ayrıntılar şehirler kabul etmez mi? yaşamını birlikte yazdığımız,herbirimizi soğudu mu? tenler sıcaklığını koruyamaz mı? illa kibitmek zorunda mı? mutlu saatler Baykal Kaanalp |
Mutluyum
mutluyum yaşamış olmaktan bu günü ertelemedim sadece yaşadım yemiş yüklü bodur ağaçlı ve de... tutku dolu sadece yaşadım bu günü bırakmadım artanı yarına bu günde buldum tüm yitirdiklerimi bu gün benim yaşamımda önemli bir gün herşey bu günün içinde olup biter yarın,yarında kalsın ben mutluyum yaşamış olmaktan bu günü sadece yaşadım yarın ne olur bilmem bilmekte istemem gizli kalsın merak uyandırsın yaşanılan her a nın bir değeri olsun kendi içinde ben mutluyum yaşamış olmaktan bu günü Baykal Kaanalp |
Müsade ET
müsade et geçeyim ara sokaklarından korkusuzca hayatın müsade et geçeyim bir renkten diğerine sorumsuzca,sorunsuzca aşabileyim iklimleri farklılıklarına aldırmadan yasaklarına kapılmadan müsade et geçeyim ara sokaklarından korkusuzca hayatın müsade et içeyim içebildiğim kadar şerbetini sevdanın çırpayım ellerimi kuşlar gibi hür,özgür kırpayım gözlerimi kapılmak istediğim rüzgarın uğultusuna müsade et geçeyim ara sokaklarından korkusuzca hayatın müsade et içeyim içebildiğim kadar şerbetini sevdanın Baykal Kaanalp |
Nasıl
içiniz daha fazla sızlamasın diye üstünü örtüyorum görmek zorunda olduklarımın görüntüler bazen anımsatır zincirlerini bağladıklarımın kendime sormadan bıkmadan usanmadan üzülmesin gönlünüz diye aşıklara bir hal olmuş gizli gizli değil aleni sevdalılar birbirlerine açığa çıksın diye sevinçleriniz,kızarır bozarırım nasıl mutluluk hapı üretebileceğim diye |
Nasıl? Neyle?
seni gördüğümden beri düşler alemindeyim gözlerim açık uyuyorum ne tam uçabiliyorum bulutlarda ne de ayaklarım yere basıyor neden yaktın? içimde ateşini neyle? nasıl? söndüreceğim tutuşan yalnızlığımı nasıl? neyle? dolduracağım seni gördüğümden beri yüzmekteyim gönül gölünde ne tam açılabiliyorum doyasıya ne de çıkabiliyorum içinden neden yaktın? içimde ateşini neyle? nasıl? söndüreceğim tutuşan yalnızlığımı nasıl? neyle? dolduracağım Baykal Kaanalp |
Ne Anlaşıldı ki
ne anlaşıldı ki o kadar saatin birbiri ardına yalnız geçirilmesinden kurulmamış kuruntuya düşmemiş olmasından ne bulundu ki birleştirilmiş sıkıcı,yakıcı ızdırablı anlardan bulaştırılmış,bir tutam çılgın gülümseyişten ne olmalı ki yanıcı maddelerin birbiri ardınca yakılıp yakılıp ortalığa salıverilmesinden ne umulmalı ki yeşil başlı ördeklerin vurulamayışından Baykal Kaanalp |
Ne Dersen De
madem ki çıktım senin için bu yola buna katlanmalıyım sen buna ister aşk de istersen başka birşey Baykal Kaanalp |
Ne Fayda
mükemmel şoförün var son model tır almışsın ne fayda gidecek yolun yok taşıyacak yükün Baykal Kaanalp |
Ne İstediğni Biliyor musun?
ne istediğini biliyor musun? henüz yakınken kimliğin kendine zaten bilinmeyen zor olan neydi? seni düşündüren haydi hemen öldüm deme çılgınlıklar içinden çıkamamayı hedeflemişken herşey su yüzündeyken işler sarpa sarmamışken son vermemişken yaşanılan biçimsizliğe yontamadığımız keskimiz de yoktu sende itiraf et ne istediğinden kendinde emin değilsin haydi gücenmem korkma Baykal Kaanalp |
Ne Kaldı?
gözlerimde iki damla yaş taş bastım bağrıma taş ayrılıyoruz artık ikimiz üzüntüden ne göz kaldı,ne de kaş Baykal Kaanalp |
Ne Olur
bir sevdalı bakışın vardı ki eh işte nasıl olurda bir göz öyle keskin ve yakıcı ve mağrur bakar uzaklara ne olur bunu bana yapma yeni tanışmış yabancı iki ayrı göz gibi bakma bunaltma sıcaklığınla alevsiz renksiz sessiz ne olur bunu bana bırakma sıcaklığını söndürmeyi soğuk tenimde Baykal Kaanalp |
Ne Yapacaksan Yap
ne yapacaksan yap gönül benimle artık gücüm kalmadı dayanmak için yokluğuna senin kadar bile katlanamıyorum kendime ya çıkar prangaları ya da temelli bağla kendine ama ne yapacaksan yap Baykal Kaanalp |
Ne yazmalıyım
ilkin ne yazmalıyım dokunuşlarına hayatın bağrında bir gül umutlu sadeliği alabildiğine hoş yalnızlık belki bir mikrop beni teslim alabilen uyuşturucu bir hap istediğim kadar atabildiğim boğazım yanmadan ilkin soldurmalıyım bana haber verme zahmetine katlanamayan leyleklerin kanatlarını ve ayaklarını bağlamalıyım kırılamayacak bir zincirle ta ki haber alma özgürlüğümü elimden alamasın zahmetine katlanılan herbir gece ışıklarına ve karanlıkla barışıklığa içinden geçenlere hayranlığımı gizleme zahmetine girmiyorum Baykal Kaanalp |
Neden Çıktın Karşıma
neden çıktın son demlerinde hayatımın seni tanıdım sana kapıldım neden çıktın karşıma bilmem yaşayıp gidiyordum kararsız son demlerinde hayatımın seni gödüm seni tanıdım keşke ilkbaharda olsaydı karşılaşmamız keşke yağmur yağmasaydı ak saçlarıma son demlerinde hayatımın seni soludum seni düşledim neden çıktın önüme bilmem kaldırımda bile yürüyeme Baykal Kaanalp |
neDen ÖYLE baktın
başka yolu kalmadı kendin istedin ne kadar uğraşsam nafile gözümden atamıyorum seni seni ve de yakıcı bakışlarını neden öyle naktın ki? sanki oyuncak bebeği elinden alınmış bir kız çocuğu gibi baktın ve de yaktın kendime çok güvendiğim aşılmaz bir surla çevirdiğim gönlümü yakmayı başardın bense bi ton odunla ısıtamıyordum sense bir bakışınla yaktın geçtin kül olmaya ramak kaldı iyi ki zamanında yetiştimde bi kova suyla ıslattım söndüremedim sadece ıslattım senin anlayacağın günü kurtardım zaten benim olmayan günü günlerim ve de *******im benim değil artık otomatik plota bağlanmış gibi sana doğru akıp gidiyor allah verede bir kazaya kurban gitmese zaten fark etmezde zaten yanmışım ateşli gözlerinde zaten kül olmuşum bir de kazaya kurban gitsem ne olur? söner mi? şehrin ışıkları üzerimizde Baykal Kaanalp |
Nedeni Bilinmelidir
anlamını bilmediğim birkaç kelime dilimde şarkı gibi dolşıp duruyor beyin hücrelerimde nasıl? neden? niçin? ezberlediğimi bilmediğim sevgi sözcükleri gibi seviyorsa insan nedenini bilmelidir bu bir kelime bir harf bile olsa Baykal Kaanalp |
Neyi Taşımak?
demeyi bırak,bırak demeyi emeği kurtar,kurtar emeği yemeği taşır,taşır yemeği emeği kurtar,kurtar emeği dinlemek o ki,o ki dinlemek denemek ne ki,ne ki denemek sevmek ola ki,ola ki sevmek denemek ne ki,ne ki denemek yaşamak nedir? nedir yaşamak? taşımak neyi? neyi taşımak? olmak niye? niye olmak? taşımak neyi? neyi taşımak? Baykal Kaanalp |
Nikah Şekeri
son gülüşünü gördüğümde ben ağlıyordum derinden iç çekerek seni gözlüyordum sen nikah şekeri yiyordun bana bakarak yüğünü takıyordun parmağını oynatarak ne garip bir törendi babam kıymıştı nikahını o gün karar vermiştim bir daha gitmemeye babamın kıydığı nikahlara Baykal Kaanalp |
Ninem
değişmek için hiç çaba sarfetmedi ninem hayatının hiç bir karesinin değişmesini dilemedi sabah erken kalktı gece erken yattı ******* uzun sürerken güneş erken battı yaşamadı belki de yaşamayı umduğu aşkı belki tutundu yaşama ama yaşam tutmadı onu tutamadı değişmeyi hiç dilemedi ninem oluruna gitti herşeyin çocuklarını büyüttü nasırlı elleriyle torunlarını sevdi Baykal Kaanalp |
Normal Olmayan
çıta çok yüksekti atlamayı düşündüğüm normal sonuç tabii ki kırık bir ayak normal olmayan katlanamamak bir parça sorumsuz felaket taneciğine aldırmak ya da kaçmak konuyu ele alamamak aramızdaki çetin fikir ayrılıklarına ya da olması gereken fani,fani olduğu kadar da vurdumduymaz olmamız paylaşılması lazım gelene Baykal Kaanalp |
O Gelmeyecek
bekle dedim gölgeye ayrılırsan bir yere kulağını bükerim biliyorum o gelmeyecek ama ben yine de beklerim gönlümü gere gere Baykal Kaanalp |
O Masum Bakışlı Yar
verdi mi? kalbine zarar o masum bakışlı yar bir gün kapını çalar o masum bakışlı yar çarpar yüreğin bir kuş gibi gönlüne dolar sevgi seli geçmiş bütün aşklar gibi senin aşkında seni eder deli bir gün mutlu olur coşar sevginle sıradağlar aşar seninle sel olup taşar o masum bakışlı yar Baykal Kaanalp |
O Ses
durup dururken dökülüverdi dudaklarından bir kaç anlamsız ne idüğü belirsiz kelime önce küfretti sandım ama değildi onun ağzı,bu tür kaba saba kelimeler için uygun değildi o daha ziyade tatlı tatlı olduğu kadarda çekici nazik kelimeler söylemek için yaratılmış bir ağızdı ne söylemişti nasıl söylemişti niçin hala kulaklarım uğulduyordu neden hala anlamsız şekilsiz sözcük öbekleri gözlüklerimin önünde cirit atıyordu hiç bilmiyorum bilemiyorum 'ama ne olursa olsun o ses varya,o ses o sesi duymak için duyabilmek için katlanmaya hazırım neye hazır olduğumu bilmeden' kulaklarım hala uğulduyor ne söylenmişti nasıl söylenmişti belli değil Baykal Kaanalp |
O Söz
sende kaldı biliyorsun dökülen bütün yapraklar hala ona direniyorsun sana aşık bu topraklar kulaklarıma küpe söylediğin her bir söz senden aldım biliyorsun bu göz yaşartıcı bakışlar hala inat ediyorsun sanadır diye bütün akışlar senin diye atamadım çöpe kalbimde yaradır o söz Baykal Kaanalp |
O(kuma) lar
Çaresizlik hedef Kapışmalar yersiz Kan durur Damar kurur Yolculuk belirsiz Yetişmez bu bağırda Bir erkek evlat Okumalar son bulur Kitaplar kapalı tutulur Gelmiştir beklenen milat Taze bir gelin güne Zincirler gergin Halkalar sıralı Kavaklar çıralı Kızlar ergin Yaş uzun bir yol Yeni bir endam bulunur Heyecan hiç bitmez Gelinler evden gitmez Sıralar durdurulur Baykal Kaanal |
Ok
Bir kapı Aralık birazcık Ardında gizledikleri Açığa çıkmak üzere Birazdan,birçok fırtına Ha koptu,ha kopacak Bana sormadan Yarım kalmış Tazeliklere aldırmadan Kapılar gizledikleriyle mesul Bana karşı Fırtınaları saklayamaz Saklanamaz çünkü Yayından boşalmış bir ok Hangi kına sığabilir Baykal Kaanal |
olduğu YERDE devrilmek
solgun bir yüz bakışlar anlamını yitirir saçlar dikenlere eş tavırlar umursanmaz çılgınca koşuşturmalar arasında son bulur bütün kaygılar duruş yetersiz kalır kuvvetini bitirir korkutucu olmak hepsi bu klişe yok isimler tükenmiş çizgiler belirginleşir korku gözlere yerleşir sesler duyulmaz olur sundurmalarda son bulgular tıkırtılar ve kuşlar havalanırlar belirsiz bir yavan iklime kayıt biter dosyalar kaldırılır ve o hazin son bütün çılgınlığına rağmen yumuşak bir geçiş onurdan onursuzluğa Baykal Kaanalp |
Olmalı
inmek istediğin bir sondurak olmalı hayatında köşebaşında bekleyen bir yarının yoksa bağladığın umutları kendin çözmüşsen, ilmek ilmek vurdumduymazsa avlamak istediğin uçamayan avın demirini paslandıracağın bir rıhtımın olmalı olmalı sevdaya dönüşen tutkun olmalı olmalı kalpleri mühürleyen mührün olmalı ya taşımalısın yanık bir bağır ya da taşınmalısın aşkından ağır ağır Baykal Kaanalp |
Olmuyor
anladım ki yalnız olmuyor ne yapsam da yerin dolmuyor mazide kalsa da bir hayat ne yapsam da yerin dolmuyor aradım bir başkasını bozamadım fiyakasını bulsam da sevginin hasını ne yapsam da yerin dolmuyor olmuyor,kalbim boş olmuyor yüreğim sevgi,gözüm neşe dolmuyor pınarlar kurudu içi boş olmuyor ne yapsam da yerin dolmuyor Baykal Kaanalp |
Onca Şey
beynime kazıdığım onca şeyden sonra bir değişiklik olsun diye saçlarımı uzatıyorum özgürce Baykal Kaanalp |
Ondokuz sayfa
ondokuz sayfa geçti aradan bu bahtı karayı yaradan hiç üşenmeden özenip bezenmiş gözleri mavi saçları karadan ondokuz sayfa geçti yırtarak taşınmazlarımız bir bir artarak farkında olmadık beşi biryerdenin talihsizliğimize göz kırparak ondokuz sayfa geçti okumadan bezlerimiz halis dokumadan yaşayacak yerimiz olmasa da hiç vazgeçemedik kumadan Baykal Kaanalp |
Onsuz
ve düşün düştüğün düşkünlüğü onun uğruna ve buyur et karalama defterlerini gecenin ortasına düşünde onun için ve ağla ulaşmak istemediğin geleceğine onsuz Baykal Kaanalp |
Onu
hiç vedalaşmadı sevdikleriyle anahtarıda yoktu zaten çıktığı kapıyı kilitleyecek giderken bile gülümserdi dönerken sağlıklı mutlu ve şen şakrak kırdığı gönül görülmemiş tamir ettiklerinin yanında bağ evlerinin tozlu yolları nefes aldığı en güzel mekanlar,otağlardı Baykal Kaanalp |
Onu İlk Gördüğümde
onu ilk gördüğümde bedava dağıttığı gülücüklerle etrafındaki gülmeye hasret insanları besliyordu hayatın... hazırlamaya çalışıyordu belki insanları 'kırılma noktalarına kızgın okyanuslara çamur deryalarına' onu ilk gördüğümde anlamıştım bende gülen gözlere,tatlı sözlere hasrettim kendi kendime belli etmesem de saklamaya çalışsam da onu ilk gördüğümde Baykal Kaanalp |
Onun kisi bir düştü
onun kisi bir düştü gerçekleşmesi imkansız bazı zamanlar görülmüştü ama plansız pragramsız onun kisi bir dertti çaresiz,dermansız anlaşılmaz tek fertti zamansız,mekansız onun kisi ağlamaklı bir göz rüzgarsız,fırtınasız dinlenilmeyen bir söz yaşanmamış anlamsız onun kisi işte öyle bi durgun,bi heyecansız ne olur saklama söyle çok mu? çok mu? umutsuz Baykal Kaanalp |
Onur
her şey yüzevde kalır olanlar bana olur sancılar sana dokunur bir çocuk başı uzanır usulca bana bakar yolculuk bitmiştir su akar tosuncuk gibi maşaallah onur Baykal Kaanalp |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 04:01 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.