![]() |
Sen Yaşamadın
Bilmezsin sevdayı sen yaşamadın Rahmete dönüpte sen taşamadın Gerçekten sevende tevazu olur Nedense bu hali sen aşamadın Şadan Yenişafak |
Seni seven sana Gelir
Seni seven sana gelir Rahmetin cana can verir Aşkın ile yanan gönül Muhabbet olurda erir Sen aşkımın çağlayanı Hak aşkıyla ağlayanı Hayattan bağı kopanı Tekrar ona bağlayanı Ümit olur canlar verir Neşe dolu anlar verir Gönlü hasrap biçareye gül gülüstan derman verir Bilen bilir tanır onu Bir muhabbet alır onu Onda fani olur aşık Bir beden ruh sanır onu Şadan Yenişafak |
Sensiz Olmuyor
Güllerin yaprakları Kopmasada soluyor Sana hasret gözlerin İnci inci doluyor Sevdalı yüreğime Hiç sual sorulmuyor Sende benim gibisin Sensiz sabah olmuyor Şadan Yenişafak |
Sensiz Ne Yaparız
Gidiyorsun gidiyorsun Yar sen yare gidiyorsun Bizler sensiz ne yaparız Boynu bükük ediyorsun Biliyorum unutmazsın Duadan mahrum koymazsın Ol Resulün huzurunda Muhakkak bizi anarsın Rabbimizin rahmetini Ol resulün ümmetine Son nefeste iman veir Senin yüzün hürmetine Geleceksin geleceksin Yar sen yine geleceksin Sana hasret gönülleri Yar sen mutlu edeceksin Şadan Yenişafak Şadan Yenişafak |
Sevda Basamakları
Seni aşka götürür Aşkınla buluşturur Ve ona kavuşturur Sevda basamakları Çilelerle çıkarsın Sen hayat yokuşunu Elinde tutmak zordur Mutluluğun kuşunu Her zaman aşkı süsler Sevgilinin düşünü Bazan anlamak zordur sevenlerin işini Cehennem narı yakmaz Aşk közünde pişeni Herkes seni anlamaz Bul ağaçtan düşeni Ne kadar zorda olsa Sen kahrını çekersin Sevdanı yaşatmaya Tek başına yetersin Bütün aşık olanlar Sabretse senin gibi Düşer ilahi aşka Leylayla mecnun gibi Her adım yaklaştırır Seni gerçek vuslata Gitmemek elindemi O ebedi hayata Dünya mümine zindan Böyle bak sen hayata Ahirette kavuşur İnsan gerçek rahata Şadan Yenişafak |
Sevda Düştü Gönlüme
Sevda düştü gönlüme Ömür kattı ömrüme Ben nasıl girebilsem Sevdiğimin gönlüne Al beni yar al beni Şu gönlüne al beni O güzel gözlü yarin Yanağında var beni Şadan Yenişafak |
Sevdamız var İstanbul sana
Asyanın avrupanın tacı tahtıdır Onu gören gözler nede bahtlıdır Ona sevdamız var diyen gönüller Bu sevdaya düşmekte nede haklıdır Onda binlerce yıl ve asırların İzleri derinden farklı farklıdır Ol resuli ekremden müjdeye mazhar Yedi tepesinde ayrı gizem saklıdır Emirle açıldı surunda gedik Bir kapı açılırken bin gönle girdik Zulumle boynu bükülmüş halka Dirlik getirdik başımız dimdik Bir çıksam semaya baksam ben sana Rastlarım her sokağında hakkı anana Ne güzel konaksın cana canana Vefayla sevdamız var istanbul sana Duayla başlasam eyüp sultandan Balattan kariyeye ara sokaktan Sahabe ve tabiini zikir salavatla Huzuruna geldik ya fatih sultan Ayasofya derken ve sultan ahmet Yuşa aleyhisselam bekler boğazda nöbet Mekke medine kudus canlara nimet Ehlibeyte medine istanbul demek Bir uçtan bir uca hüdayi yolu Burada yaşanır islamın bol'u Yetmiş üç millet huzurla dolu Nasıl sevmeyeyim ben İstanbulu Üzerinde vardır resul,veli duası Bir araya gelmiş iki yakası Dünyanın belkide en harikası İstanbul herkesin alsam rüyası Şadan Yenişafak |
Sevdan Kasırga Gibi
Hep essin bekliyorum Rüzgarını ufkumda Sevdan kasırga gibi Esiyorken ruhumda Öyle çok özledimki Hayaline dalarım Açtığım kollarımı Rüzgarlara dolarım Belki bu gözler seni Bir kezde görmeyecek İçime giren aşkın Ebedi ölmeyecek Bu limanlar yıllardır Kimleri uğurladı Sevenler ölse bile Aşklar unutulmadı Kuş değilimki uçsam Konsam ben pencerene Sevdamın güllerini Saçsam gönül bahçene Bir tatlı bakışınla Buse ol gözlerime Cennetten esen yelim Es ne olur sineme Daha nasıl anlatsam Feryat figan yetmezmi Beni bir kenara koy Aşkım para etmezmi Şadan Yenişafak |
Seve Seve Can Ver
Vatan Vatan Vatan dedim Büyüklere atam dedim İstikbalimize sebep Şehit olup yatan dedim Bayrak Bayrak Bayrak dedim Hilal yıldız sancak dedim Bu milletin selameti Bütün olmak ancak dedim Ezan kuran iman dedim Bir olana iman dedim Ceddini baş tacı ederek Başlara tac olsan dedim Asker Asker Asker dedim Milletin hepsi er dedim Bu değerler uğruna sen Seve seve can ver dedim Şadan Yenişafak |
Sevenler Anlar
Geçmez bilirim saatler anlar Hasretle tükenir nefesler canlar Yar bekleyen doludur pencere camlar Bizim bu halimizden sevenler anlar Ondadır canan ondadır canlar Şadan Yenişafak |
Sevgililer Sevgilisi
Sevgililer sevgilisi O herkesin sevgilisi Her aşk silinip bitsede Onun silinmez hiç izi Salat ile selam ile Anar onu rabbim bile Ona aşkını anlatır Her azamız gelse dile Sevmiş istemiş halk'ini Yaşatmış aşkın ilkini Ebediyen sevecekler Rabbim onu o rabbimi Şadan Yenişafak |
Sevgilinin Gelişi
Bir gidişin vardı yürekleri dağladı Gittiğin günden beri gök yüzü hep ağladı Hasretin birtaraftan sanki darmadağınız Ey gönüller sultanı burada tat kalmadı Bir türlü olmaz sabah sanki aylardan uzun Gelki ey canlar cananı buralar güller koksun Gece güne karıştı hayaller bile zifir Ağzımızın tadı yok, nasıl olsun, sen yoksun Ekimin yirmi yedisi sanki kadir gecesi Bir kez daha doğsun o güneşler güneşi Bitmesede hep tasam pekte kafama takmam Yurduma huzur versin sevgilinin gelişi Şadan Yenişafak |
Sevilen O Sevgili
Sevgiliye giden yol Yolların güzelidir Sevilen o sevgili Güzeller güzelidir Rabbimin gönüle Koyduğu kutlu sevda Bu günün aşkı değil Ezeller ezelidir Şadan Yenişafak |
Sigara Sağlığa Zararlı
Kırık kalbimdeki sana olan sevdamla Yine tutuşur diye korktuğum Bende kalan tek hatıran olan bir paket sigarayı aklımda kaldıkça beni dürtmesin diye Nefes bile almadım tabirincesine bitirirken Küllenmesin dediğim Aşkını son hatıranın külleriyle örtüp Bir kat bile çıkarken tıkandığım merdivenlerde bir yıl boyunca yarın seni bırakacağım dediğim sigaramı artık bırakıyordum Artık elimde ne sigaram nede içimde sana tutuşacak sevdam kalmamıştı Sigara sağlığa zararlıydı ciğerlerimi bitiriyordu sense büsbütün beni bitiriyordun Şadan Yenişafak |
Sivasta Yüksek Dağlar
Sivasta yüksek dağlar Gurbete giden ağlar Sen benim olursan yar Olur benim dünyalar Gel bana yar gel bana Kül oldum yana yana Keşke sevmez olaydım Nerden geldim cihana Sevme sakın zalımı Dert sarar etrafını Gülmez olur hiç yüzün Karartır hayatını Gel bana yar gel bana Kül oldum yana yana Keşke sevmez olaydım Nerden geldim cihana Şadan Yenişafak |
Siz Hiç Üşüdünüzmü
Dünyanın neresinde olursa olsun çocukları vuran bombalar hep yüreğime düşmüştü. Uçaklar incirlikten kalkmışta olsa Sinan çetinin film gibisi hiçte film gibi gelmezdi Dış hatlarda boğazım düğümlenir yutkunamazdım Hep beni bizi bulurdum yusufun kuyusunda Anahtarları kaybolmuş zindanlarda Gök yüzüne uzanan ipe boyum yetişmezdi Siz hiç üşüdünüzmü Çift camlı iri iri odunların yandığı şömineli odanızda Odayı aydınlatan alevler arasında TV ONBEŞ teki Haberlerde yüzü soğuktan mosmor olmuş sümükleri buz kesmiş soğuktan konuşmayı unutmuş çocukları görünce yüreğime bir kor daha düşmüştü şeytanın azap göreceği soğuk cehennem gibi Sıcacık odada tir tir titriyordum Beni her şiirimde bir başka buluşunuz ondandı ama ben bir başka değildim Çünki ben sizdim Film gibide dış hatlarda sır kapısında kuru mendili olmayan Dünyanın dörte üçü suda olsa içimdeki yangını söndürmeye yetmiyordu Anamın yiğidi Babam kollarıma cansız düştüğü an aklıma geldikçe ancak okadar oluyordum Baş örtüsü mağdurlarının sesi olamamıştım ama yaralı yürekleriydim Nihat Hatipoğlunun Kerbelasında Mübarek başı toprağa düşen Hz Hüseyin Fırat kenarında susuz kalan Hz Hasan Yetmiş milyon yediyüz milyon belkide yedi milyar insan bendim Bendim her nefeste Hayy sahibini anmaktan gafil olan Fırat kenarında bir kurt kapsa koyunu onuda Ömerden sorarlar diyen Hz Ömer bir bilsen Mehmet Akifin sırtlanları bile geçti yırtıcılıkta misali gibi Nice ana kuzuları böbrekleri için canavarca parçalanıyorlar parçalanan yüreklerimizle birlikte Bir görseniz bir gelseniz diyorum İyi Atlara binmiş iyi Adamlarla birlikte bir dönseniz diyorum Mohaçtan Alpaslan Selim olan Yavuz sultan Fatihlerle birlikte fethe muhtaç gönülleri birdaha feth etseniz girseniz gönül surlarımızdan Ve ben çığlığı olsam sessizliğin sizlerde duyup gelseniz VE ÇOCUKLAR HİÇ ÜŞÜMESE Şadan Yenişafak |
Sizgibi Can Dostları
Alışmışlar insanlar Taktire iltifata ölçüsüz yer içerler Yeterki de bedeva Davalar ortalarda İnsanlar olmuş bi dava Siz gib can dostları Bekler oldu bu dava Şadan Yenişafak |
Sohbette Muhabbet
Boyunlar bükülür gönül ram olur Sohbette muhabbet ruha can olur Melekler gıptayla temeşa eder Cezbeye düşer aşık dost ayan olur Andıkça Allahı yananlar olur Rahmetin farkına varanlar olur Çaresi bulunmaz nice yarayı Bir dost nazarıyla saranlar olur Her azan her anın şahidin olur Sohbette selamet talibin bulur Ol meclise gelen ervah sahibi Sohbet vesilesiyle dosta yol olur Şadan Yenişafak |
Son Vefam
Çocukluğumdan beri duyarım, bir vefadır gider.Kimi zman derin bir ahh! çekerek nerede o vefalar, nerede vefalılar dediklerini, Kimi zaman canım bu saattede vefayamı gidilir. Kimisindede vefa olmassa olmaz onun tadı bambaşka derlerdi. Kimiside yok canım, bu sene Vefa'da hiç iş yok.Böyle giderse z. kümeye düşer derdi.Biraz büyüyünce arkadaşlarla dolaşırken Bir STAD gördük. Bir armakadaş burası Vefa STADI dedi. O dönem Vefa 1, kümede oynuyordu. Hakikaten dedikleri gibi Vefa o sene küme düştü. Benim anlamaya çalıştığım düşen ilk Vefa oydu. Ramazan ayında camileri gezerken ismini Ebul Vefa Hazretlerinden alan Vefa semtine gelmiştik. Dediler ki, Vefaya gelinirde, Vefa bozası içilmezmi, ve nasip oldu içtik. Hayatımdaki düşen ikinci Vefaydı. Vefa bozası çünkü zamanla dillere düştü. Sirkesinide hiç unutmamak lazım. Bende onun apayrı yeri vardır. Peygamber Efendimiz S.A.V. sirkeyi çok severmiş, haliyle onun sevdiği herşey bizlerede sevgili olmalı.Diyeceksiniz ki Ebul Vefa Hazretlerini niye hiç anlatmadan geçiyorsun.Bir gün Ebul Vefa Hazretlerini anlayacak duruma gelirsem, o zaman yalnızca onu anlatmaya çalışırız. Son Vefaya gelincede, kolay olmadı.Ama onu yıllar öğretti. (İnsanların Vefasını) Vefalı olmayı ilk evdekilerden öğrenmeye başlamışız. Çünkü öğrendiğimiz o güzelliklerin Vefa olduğunu büyüdükçe anlamaya başladık.Şükürler olsun Vefalıyı, Vefasızı hiçte geç olmadan anlamak nasip oldu.Büyüklerimiz, Ana ve Babadostlarına Hürmet ve İzzet ikram ederlerken, aslında onlara, birbirlerine olan Vefalarını gösteriyorlardı, bizlerede Vefalı olmayı öğretiyorlardı.Birbirlerinle olan hatıralarında hep güzellikleri yad ediyorlardı. Öyle güzel yanları vardı ki bunlar Melekmiydi ki diyebilirdiniz.Melek değillerdi ama melek gibiydiler. Birbirlerine ikram ettikleri suyu bile anlatırken sanki kevser şarabını anlatıyorlandı.Şimdi ise herşeyi bir bedel ödeyerek alsanız bile, hakkınız olanı bile size vermek istemez oldular. Dünle, bu gün apayrı dünyalar gibiydi.Beliniz bükülünceye kadar sırtınızda taşıdıklarınız kendinizi bile taşımayacak hale hale geldiğinizde.Olmayan Vefalarını Vefasızlığa çevirirler. Çünkü siz insanların gönlünde onlara faydalı olduğunuz müddetçe kalabilirsiniz.Yaşarken Vefanıza karşılık bir Vefa göremezseniz bile Ahiret size her anı ve herşeyi ile bir Vefa olacak.İnsanları güldürmenizin karşılığı size ahiret Gülleri, Yedirmenizin karşılığı Cennet nimetleri, Hasret kaldıklarınız, orada kavuşacaklarınızolacak. Hizmetlerde attığınız her adım sizi Allah Celle Celalühünün Cemaline ve Resulullah efendimizin S.A.V. saadet hanesine yaklaştıracak. Yani Vefa ekenler, Vefa bulacaklar. Ama o Vefasızlar unutmasınlar ki kendi Vefasızlıklarına, Vefasızlıkla mayaladıkları Vefasızlık dolu bir hayat sunulacaktır. Ya kendilerine gelirler, Ya da kendileri bilirler. Buda onlara SON VEFAM. Şadan Yenişafak |
Son Yolculuk Öncesi
Zalim demek yakışmaz Seni saran gurbete Yusuflar sultan olur Gönüldeki devlete Sevdiklerin ve vatan Buram buram tütünce Omuzuna yüklenir Dertler bütün yükünce Hüznünü anlıyorum Elbette hakkında var Çileler basamaktır Dosta böyle varmak var Şimdi dönme zamanı Gurbeti çok ararsın Sen kendine kış oldun Başkasına baharsın Bu geçici bir vuslat Varsanmı varmasanmı Son yolculuk öncesi Belki veda zamanı Şadan Yenişafak |
Susayan
Susayan suyu değil sularda suyu arar Gerçek aşkı bulanlar su içindede yanar Doymak hiç kolay değil kana kanada içsen İnsan tek susuzluğa hakkın aşkıyla kanar Şadan Yenişafak |
Susuyorum
Susuyorum susuyorum Öfkelensem susuyorum Öfkemide sevdamıda Kalemimle kusuyorum Susuyorum susuyorum Sana yansam susuyorum Hayalini özlemimi Satır satır kusuyorum Susuyorum susuyorum Kim ne dese susuyorum Denizdeki derya gibi Sayfa sayfa kusuyorum Susuyorum susuyorum Bir yudum su susuyorum Sen gönlüme damladıkça Daha fazla susuyorum Şadan Yenişafak |
Suya Yazı Yazarlar
Suya yazı yazarlar Neden görmedin derler Hep sudan sebeplerle Müslümanı üzerler Şadan Yenişafak |
Sünnet Davetiyesi
Bir sırrı hikmettir hüdayı haktan Herşeyi var etmiş emriyle yoktan Habibinin sünneti kurtuluş ipi Biçare kalmayın tutunun toptan Hatırına verildi aleme kıymet Ne güzel nimettir kadrini bilmek Senden bizlere yadigar kaldı YA RESULALLAH bu güzel sünnet Şadan Yenişafak |
Şahlanır Ordular
Kılıçlar parlar vakti gelince Şahlanır ordular hak aşkı ile Şehadet şerbeti içer yiğitler Allaha dost olma akdi gelince Şadan Yenişafak |
Şefaat
Ayetlerde hadislerde Rahmet vardır o izlerde Elbet kurtuluş buluruz Hakka verilen sözlerde İnanınız şefaata Kalbiniz ersin rahata Ahiretteki hayatta Muhtacız biz şefaata Kimileri inanmazlar Şefaatın sultanına Bütün insanlar muhtaçtır Ol resulün burhanına Şefaatı veren hak tır İnanana oda haktır Rabbim sana sevdamızı Neolur derinden yaktır İnanınız şefaata Kalbiniz ersin rahata Ahiretteki hayatta Muhtacız biz şefaata Şadan Yenişafak |
Şefaat Umudumsun
Gittiğin yerde bilirim mesutsun Seni sevenlerin nasıl unutsun Günahla dolu azık torbamda Tek sermayem şefaat umudumsun Şadan Yenişafak |
Şefaat Yakışır
İhramı bembeyaz Her tel sakal nur Sultanım bulmuş Huzurda huzur Setreyler günahı Bulmaz hiç kusur Huzuru ilahiye Ram olmuş durur Rabt edip kalbi Varmalı ona Ermişken can Şimdi canana Yüzümüz olmasada Kapına geldik Şefaat yakışır Sultan şanına Şadan Yenişafak |
Şehir Günlüğü
Gurbete gelmişim ben Ben ele elim Dosttan hiç saymazlar Çaresiz elim Lokma geçmedi günlerdir Boğazımdan benim Buranın bağı bostanı yok Başkada iş tutmazki elim Şadan Yenişafak |
Şehitin Cenazesi
Bizim cenazemiz tekbirle götürülür Şehitin huzuruna alkışla geldi küfür Ya Allah bismillah diyerek göğü inlet Çapulcuya maskara olmaz bu asil millet Şadan Yenişafak |
Şehrül Ramazan
Birileri bize aranızda melek olmak isteyen oldumu diye sorsalar belkide bir çoğumuz istemişizdir tabiiki kendi çıkar ve ihtiyaçlarımız için Peki melek gibi olmak isteyen oldumu deseler belkide başımızı öne eğeriz Hani deriz ya melek gibi adam melek gibi kadın melek gibi çocuk misali Melek gibi olmak melek olmaktan daha zordur belkide Meleklere yaradılış fıtratı üzerine Allahın rızasına uygun itaat ve taat içersindedirler Bizlerde esfelel safilin ile eşrefil mahlukat arasında gidip gelen kulluğumuzu Rahmet Magfiret Azad ayı olan Şehrül Ramazanın gelmesiyle hayat bulan ruhumuz Abu hayat içmiş misali her zerremiz her nefesimiz her lokmamızda Ebedi doğuşa ona kulluk ona itaat ona taat ile varacağımızı On bir ayın sultanlığını ispat edercesine gönlümüze Kadir gecesi Tacıyla Kerem buyurdu Ben yere göğe sığmam ama mümin kulumun kalbine sığarım diyen Allah muhabbetiyle ikramı olarak kararan kalbimizi nuruyla kuşattı Ve irci hitabını hatırlatarak Ey mutmainneye ermeye müsait nefis yaradanının senden razı olacağın kıvama geleceğin Ramazanı Şerifin kıymetini iyi bil Ve ona dön Müjdesini idrak etki bayram gelmeden o ikram bayramın olsun Dualarınızla Ramazanı Şerifimiz Bütün İslam Alemine Şuur Huzur Bütünlük Getirsin Allaha Emanet Olunuz Bu gece gök yüzü dahada aydınlık Yıldızlar sanki mahyalar gibi Minarelerdeki Ya Şehrül Ramazan Bu sene sanki göklerde gibi Şadan Yenişafak |
Şeytanın İşi Ne?
Durup dururken en muhabbetli olduğumuz arkadaşlarımıza kırıldığımız, küstüğümüz anlar olur. Genelde üzerinde durmayız. Ama üzerimizden atamadığımız istisnalar da vardır. Bunlar basit şeylerde olabilir. İnsanın o anki ruh hali edbine bile tesir edebilir. Ama olgun olmak lazım. Nefsimizin zaaflarını hilelerini iyi bilmek lazım. Bazen çok severek yaptığımız bir işi, hizmeti birisi nasıl olsa her zaman biz yapıyoruz diye bize yapmamızı söylese yıllardır o işi yapan biz değilmişiz gibi, o iş bize angarya gibi gelebilir. Eğer angarya gibi gelmiyorda hemen baş üstüne kurban deyip, hemen yapabiliyorsak ne mutlu bize. Diyemiyorsak arızayı bulmak lazım. ALLAH'ın rızası kolay değil. Üstelik birde söyleyene kızıyorsak, çok muhabbetli yaptığımız hal bast hakinden, o anki isteksizliğimiz kabz halinden değilse büyüklerin himmetine iltica edip, Edeple varıp, lütufla dönmek lazım. Sebepsiz yerede arkadaşlarımızın öfkelendiğini görebiliriz. Bütün gördüklerimiz tanıdıklarımız, az yakın, çok yakın olduklarımız insanların paylaşamadığımız bazı halleri hasletleri olabilir. Düşününki tufan var. Tufanı duyan apar topar gemiye biniyor. Her ihtiyacı olanı herkesin yanında getirmesi mümkünmü? Zaten Kamil Mükemmil olan zat gemide kucak açar. ALLAH (c.c) buyurduğu gibi Ya İbrahim insanları hacca sen çağır onlara ben duyuracağım dediği gibi noksan sıfatlardan münezzeh olan ALLAH (c.c) kamil mükemmili olamıyorsanızda kamil ve mükemmiller ile beraber olalım diye bizi ahır zaman tufanından kurtarmak için apar topar bu gemide topluyor. O yüzden yanımızda ihtiyacımız olan herşeyi getirememiş olabiliriz. Yani edebimizde, ilmimizde, tevazumuzda, hoşgörümüzde eksiklikler olabilir. Bizi gemisine kabul eden zat gibi birbirimizi olduğumuz gibi kabul edersek, ozaman kızdığımız insanların aslında o kadar çok sevilecek yanlarını göreceğizki. Düşünelimki hepimiz bir hastanedeyiz. Aynı koğuşta ameliyatımızı tedavimizi bekliyoruz. Kimisi gece sabaha kadar inler, kimisi istifra eder, kimisinin kanaması bardır, kimi bilincini kaybetmiştir. Bizde hasta olarak onlara niye böyle yapıyorsunuz dermiyiz? demeyiz. Çünkü kendi derdimizle hastalığımızla meşgulüzdür. Üstelik Ya Rabbi banada şifa ver buradakilere de diye gecede kaç kez dua ederiz. Dünyadan ahırete giden bu yolculuğuzda yol arkadaşlarımıza gerçekten yol arkadaşı olmamız lazım. Bu yol uzun bir maraton. Hemde engelli maraton. Hedeflerimiz kendi engellerimiz olmalı. Bizler koşarken kendi engellerimiz nekadar küçük olursa olsun onlarla değilde, başkaların engelleri ile meşgul olursak, engellerin bazıları ayaklarımıza takılır ve hedefe gecikebiliriz hatta varamayabilirizde. Her sporcu gibi yarışma öncesi birbirimize başarılar dilerken samimi olmamız lazım. Yarışı birinci bitiremesekte onlarla kuracağımız iyi dostluklarla en azından birincilerle çekilmiş hatıra fotığrafımız olur. Fiiller bizi rahatsız edebilir. Eğer her işte bir hikmet bulamıyorsakta, bir demir düşünün. Bir müddet ateşte durduktan sonra bir yerimize deyse yakar hatta deler. Demirde ateş yoktu. O demirin içine ateş dışarıdan girmişti. Yoksa bize hiçbir zararı olmazdı. O bizi yaktığının farkında bile değildir. Öfke öyle. Şeytan ateşten yaratılmıştır. Bir kardeşimizde bizi yakacak ateş yoktur. Fakat şeytan öfkeyle yol bularak girer. Hem kendimizi hem başkasını yakacak ateşi içimize sokar. O yüzde Resulullah (S.A.V) efendimiz öfkelendiğinizde abdest alarak ateşinizi söndürün buyurmuştur. Yoksa o arkadaşımızın kırmızılığı ateşten değil güldendi. Ama bir anlık zaafından gül ateşten kül oluverdi. Bizde diyebilmeliyizki ALLAH'ım temizlenmemize sebep ettin bu hallerle imtihan oluyorken kardeşlerimizin bizle olan imtihanını koay eyle. Bizede lazım olduğunda dostlarının himmetini bol eyle. Son nefese dek dost yolunu yol eyle. Sözün hülasası Nakşibendi Hz.lerinin buyurduğu gibi Eller yakşi biz yaman, Eller buğday biz saman şuurunda olanlardan eyle. Şadan Yenişafak |
Şiir Yeşili Gözlerin
Hayallerimin ufkunda seni beklerken Bir ışık gibi parlar içimde şiir yeşili gözlerin Neye benzer bilirmisin gözlerin, göz kapaklarını kaldırdığında Yüksek dağların ardından doğunca Heryer ışıl ışıl olur aydınlanırya tıpkı onun gibi Karanlıkların boğduğu içimi bir nura gark ederGüneş misali şiir yeşili gözlerin Sarmaşıklara döner içimdeki sevdan büyürde büyür sararda sarar Büyüdükçe dahada derinlere kök salar bir daha ordan çıkmamak üzere Yaşlarını döktüğü zaman şiir yeşili gözlerin ******* gelir aklıma birde şiir yeşili gözlerin korkarım Ya gözlerinin gecesi olursa ya kapanırsa şiir yeşili gözlerin Ya bir daha doğmazsa karanlığıma ışıl ışıl Ya bir daha açamazsam gözlerimi yeniden doğuşuna Ve bir kez daha göremezsem sevdamın abu hayatını Hayalimdeki sensizliğe bile dayanamaz yüreğim İşte o zaman ölümüm olur Şiir Yeşili Gözlerin Şadan Yenişafak |
Şimdi Varmanın vakti
Canlarındır cananı Zakir anar hep anı Meleklere yükselir Hakkı ananın şanı Seyda hazretleri hoş Sofi sen tövbeye koş Sadatın elinden tut Aşk muhabbet ile coş Zikirler verir sana İlaç olur yarana Böyle tabip bulunmaz Git yaranı sarana Seydamdır benim canım Odur benim dermanım Ona tabi olmaksa Ol Resulün fermanı Şimdi varmanın vakti Hakka kulluğun akti Ömrünü görmezmisin Gör ne çabukta geçti Şadan Yenişafak |
Şükür Yetiştin
Dostların bize ne büyük rahmet Yeniden geldi asrı saadet Kullukta zayıfız yitik nedamet Elinden tövbe kutlu şehadet Yüzümüz hiç yok suçumuzsa çok Sığınılacak başka yerim yok Kapıdan kovsan bacadan girsem Gerçek manada kıymetin bilsem Sarılsam emrine sözümde dursam Canım sultanım yolunda olsam Boynumu büksem elini tutsam Ol nazarınla rahmete dolsam Edebin sarsa ten gibi beni Bir sevebilsem sen gibi seni Günah kirleri sarmışken beni Boya sultanım renginle beni Varlığın arife gelişin bayram Kapına sığınır biçare kalan Yıkılmış harap gaflette olan Şükür yetiştin Ey Gavsım sultan Şadan Yenişafak |
Tek Türkiye
Orta asya kafkaslardan Buharadan semerkandtan Anadoluya taht kuran Malazgirtten alpaslandan Emanettir emanettir Vatan bize emanettir Bu vatanı sevememek En büyük bir ihanettir Edebali ve mevlana Muhabbet katar sevdana Nakşibendi büyükleri Götürür seni mevla'na Selamettir selamettir Yarınımız selamettir Yetişen imanlı nesil Bize güzel alamettir Siperlerde mehmetcikler Vatanı milleti bekler Vatan için akan kanlar Ebedi açan çiçekler Kimliğinden uzaklaşan Milletler düşer zillete Resulullahın sancağı Emanettir bu millete Özüne dön gel kendine Bürün gerçek kimliğine Hatırla şanlı ceddini Sahip çık vatan dinine Hep birlikte ve dirlikle Kalpler çarpsın bir yürekte Ayyıldızlı bayrağımız Dalgalansın daim gökte Tek türkiye tek türkiye Bu sevdayı çek türkiye Bu sevdanın ağıtını Nakış nakış dök türkü'ye Tek türkiye tek türkiye İnandık büyük ülküye Bu vatana sevdalıyız Bölünmez bütün türkiye Şadan Yenişafak |
Tek Ümidimiz
Bir pencere açılsın gönül yoluna Bir baksam diyorum ordan içeri Birden içime bir ses geliyor Kapıyı vurmadan girme içeri Ya sen utanırsın kendi halimden Yada bir mahçubiyet gönül evinden Öyle bir kapıyı çalıyorsunki Nasıl varıyorsun boş elinle sen Tövbende samimi eğer değilsen Tövbenede tövbe istenir senden Güvenme yaptığın sen amellere Tek ümidimiz Rabbimizin mağfiretinden Şadan Yenişafak |
Tek Yürek Olup
Bir Rüzgar esse dağılsa bulut Geçmişe uzanır gönülde umut Kur anı Sancağı sen sımsıkı tut Kurtuluşa erelim tek yürek olup Umudumuz bitmedi hiç bitmeyecek Bu Vatana huzur elbet gelecek Bu Din bu Vatan Bu Sancak elbet Bu şuurlu nesille elbet gülecek Şadan Yenişafak |
Tepeören
Mahşer misali gibi hayrette gören Melekler tazimde sanki bir tören Yıldızlar bir başka parlak bu gece Akabeye uzanan dal tepeören Mevsim yaz ağustos havada sıcak İstanbulda bir otağ dost açmış kucak Uzanan her ele biatı rıdvan misali Günah kuyusundan kurtarmaya bir nurlu kuşak Hangi göze baksam hep ışıl ışıl Sanki yeniden doğmuş gibiler Tövbe ve nedametle dökülen yaşlar Rabbimin katında birer inciler Vesile olur bize evladı resul Allaha itaatte ne güzel bir kul Rabbimin ikramı allah dostları Ahir zaman kardeşim gel sende kurtul Şadan Yenişafak |
Tevazu Ol
Aç elini hak hüdaya Aldanma yalan dünyaya Veda eyle masivaya Son nefeste kalma yaya Kurtul artık sen kibrinden Fayda gelmez o ilminden İlimi fayda verseydi Şeytan çıkmazdı dininden Tevazu ol nefsini kır Sen kendine bir mürşid bul Yönel hakka ol halis kul Kurtuluş var tövbelerde Nerelerde nerelerde Gönül kalma tepelerde Rahmet dağlara yağarda Toplanır hep derelerde (Nakarat Şadan Yenişafak |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 10:44 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.