Yağmur yaş demeden dolanır gezer
Bir dost arar aşık Mehmet AKBABA
Mızrabında türkü dokur söz dizer
Şiir yazar aşık Mehmet AKBABA

Gurbet içinde kor yoktur çaresi
Gözlerinde parlar aşkın haresi
Nazlı kuzusundan sevda yaresi
Dinmez kanar aşık Mehmet AKBABA

Yaylaları renk renk çiçek bürünür
Dağlarında börtü böcek sürünür
Vuslat çölde serap olmuş görünür
Dağ taş koşar aşık Mehmet AKBABA

Mahsuni şerife ağlıyor sazı
Yüreği üşüyor yaşarken yazı
Hasret içinde dinmeyen sı

BiLiYoRuM aRTiK

Bakamiyorum yollara artik eskisi gibi uzun uzun
Cünkü hic gelmeyeceksin Canim iyi biliyorum
Her defasinda bir Umut olsada kalbimin icinde
Artik eminimki sen coktan bitirdin bu Sevdayi
Yapamiyorum artik inan hicbirsey gelmiyor icimden
Yüregimi parcaliyorlar sanki aciyor icim Bitanem
Sen uzaklarda benden habersiz yasiyorsun
Belkide cok Mutlusun hayatin tadini cikariyorsun
Ben ise burda Yalniz kaldim hasret Acisi yakiyor beni
Dayanacak ne gücüm nede halim k

Varlığınla yokluğun arasında kalmayacağım artık, sadece olmayacaksın.
Sensiz kalma ihtimali olmayacak aleyhine kurulmuş cümlelerimin
sonunda. Belki birkaç satır arasında unutulacaksın bir müddet sonra.
İçimden olmayacak, boş bir kağıdın gölgesine sığınmayacak sana
sitemlerim. Hani hep kızardın ya Konuş konuş konuş derdin,
haykırabilir miyim şimdi korkaklığını. Bıraktığın bu mavi düşleriyle
avunan yalnızlığı, artık sahiplenilmeyecek olmanın burukluğunu
yaşarken, haykırabilir miyim dersin, susar m

gitme dur ne olur
beni sevmesende olur
ben razıyım sensizliğe
seni tek taraflı sevmeye
aşkına tutsak oldum
gözlerinin esiri oldum
güzelliğine kapıldım
sana aşk oldum...
keşke yanımda olabilsen
güzel gözlerine bakabilsem
ellerini tutup sevdiğimi söyleyebilsem...
eee bide bu şiirlerin sonunu getirebilsem:))

Çağlasın büyülü sesi ile,
Gürül gürül sevda şelalesi.
Aksın bir nesilden bir nesile
Şarıl şarıl sevda şelalesi,

Aşıktan maşuka doğru akış,
Ümide sığınmış mahzun bakış,
Aşk ile işlenmiş nakış nakış,
Pırıl pırıl sevda şelalesi.

Aşık olmuş farkı yoktur közden,
Tutuşmuş yanıyor içten özden,
Baktım alevleri belli gözden,
Harıl harıl sevda şelalesi.

Kalpler korku dolu ve de umut,
Diller yüksek sesle eder sükut.
Gözler sanki yağmur yüklü bulut,
Şırıl şırıl sevda şela

Sevda ülkesinin kullarıyız,
Çektiğimiz her nefes boğar,
Ölümden beter acılara girip,
Muhabbet çeşmesi başında,
Vuslat şerbeti umarken,
Acılardan yudum yudum içer, sabrederiz.
Bir yudum sevgi arzularken,
Aşk kapısından eli boş döner,
Yaralı kalbimize taş basıp ölsek de,
Ser verip, sır vermeden geçip gideriz....
Kalbe sevda koymak marifet değil,
Yıllarca acıdan kıvranmak da değil,
Marifet; uğruna ne yapabildiğin,
Ne ektiysen, onu biçtiğin,
Ne sunduysan, ne kadarını içti

Tutturdum hüzünleri
Sevda teri rüzgarına
Koyverdim kilimin dört ucunu
Sen aşk,sevda azgın sularına
Yalvardım, yakardım
Çıkıp,dağbaşlarına
Gel ver istedim elini
Ver geri dönüşsüz bana
Sen kurudu gülüm,soldu
Çıkamam ki dedin,çıkamam
Sen sevda sokağına
Ne çare sensiz geçen ömüre
Acılar,işkenceler vurmuş
Bedenim yanıp,kavrulmuş
Senden bana bir acı
Bir sızı haykırış kalmış
Yalvarsam,yakarsamda ne çare
Sen yıkık dökük harabe
Bense altında kalmış kör aşık
Dön desen

Söyle, söyle ne olur, nasıl olduğunu,
Aşkımla, benliğinin nasıl dolduğunu
Gece gündüz kendini nasıl yolduğunu
Ve hele günden güne nasıl solduğunu!

Düşündün mü,yaşamın nasıl olduğunu
Görmedin mi, yaşamın nasıl dolduğunu
Yaşamını,yaşamın nasıl yolduğunu
Susuzluktan yaşamın nasıl solduğunu!

O halde, bilmez misin aşık olduğunu,
Sevgi ve aşkımın,kalbime dolduğunu
Aşksız yaşamını boşuna yolduğunu
Unutacaksın, yaşamın da solduğunu

Söyler misin, bana, sen aşık olduğunu
Bo

Takıldı gözlerim kaldı ufukta
Bir yazı yazmışlar okudum Sevda,
Hissettim kendimi o an sahilde
Dalgalardan bir ses geliyor Sevda.

Ne oluyor diye sordum kendime
Ben delimiyim sorayım kime
Sonunda danıştım gittim hekime
Aşk yarasıdır dedi ki Sevda.

Anlamadım böyle nasıl duygular
Sanki yüreğimden beni vurdular
Gelen geçen beni benden sordular
Cevabım hep aynı diyorum Sevda.

Der Feryadi sensin tüm ümitlerim
Ondan başkasını görmez gözlerim
Anlaşılmaz belki benim sözle

Ben seni hiç sevmemiştim ki,
Ne siyah zülüflerini,
Ne kara gözlerini,
Ne de güneşi kıskandıran gülüşünü.

Güzelliğin beş para etmez,
Şu bendeki aşk olmasa,
Diyen Aşık Veysel gibi,
Yüreğime düşen ateşi sevmiştim.

Sen değildin aşık olduğum,
Bana verdiğin acılardı,
Ne senli ne sensiz, her şey imkansız,
İmkansız olmandı aşkı kutlu kılan.

Neyin bir hikayesi vardır,
Sazlıktan kesildiğinden beri,
Ayrılığın acısını inler nağmelerinde,
Aşk acısını neyden başka ne anlata