Bir gün ünlü şair Enverî, Belh çarşısından geçerken bir kalabalık gördü. Kalabalığı yarınca bir de ne görsün? Adamın biri onun kasidelerini kendi adına okuyor ve halk da alkış tutuyor. Yaklaşıp adama sordu:
- Kimin şiirlerini okuyorsun sen?
- Enverî'nin.
- Enverî'yi tanır mısın ?- Ne diyorsun? Enverî benim.Enverî güldü ve:
- Çalınmış şiir duymuştum ama çalınmış şair duymamıştım hiç! dedi.

-Rıza Dede bak liderlere...
-Neyine bakacam be... Herşeye çare buldular, şu liderlerin halka ettiğine bir çare bulamadılar... Ayıptır be...
-Gaaaak...
-Konuşma bee, şuna bak... Yürüyün... Bak domates var orda domates... At onu da çantaya...
-!...
-Vatandaş Rıza 2001... Hıııhh... İşten yeni atılmışım... Bir lokma yiyecek yok... Zıvanadan çıkarmak istiyorlar... Ben çöpten yiyecek toplamayı tercih ettim... Neden çöp dersen, özel bir neden yok... Tamamen toplumsal...
-!...
-Zıplama kız döviz gibi. Başım ağırıyo zaten... Nasıl yapıyo deden?...
-Tamamen toplumsal...

Taksi şoförü adamın birisine çarpmış ve adamın ayağı kırılmıştı.Mahkeme, taksi şoförünü suçlu bulmuş ve yüklüce tazminat ödemeye mahkum etmiş. Taksi şofötü adama dönerek:

- Sen beni Sabancımı zannettin be be adam? Ben fakir bir şoförüm. Nereden bulacağım bu kadar parayı?

Ayağı kırılan adam, şoföre:

- en dew beni kırkayak mı zannettin? Ben de iki ayaklı bir insanım.

Sanık derki :
"Hakimim ben anlamam öyle 6 sıfır falan... Bunun bana 3 milyar borcu vardı, elime 3.000 lira tutuşturdu, ben de vurdum onu.
Pişman değilim..."

"Ne? 30 yıl ağır hapis mi? Bari 1 sıfır atsanız..."

Bir gün çocuğun birini annesi et almaya göndermiş.Çocuk her gidişinde mezarlığın yanından geçiyormuş.Bir gün geçerken korkmuş.Hocaya gitmiş demişki:
_hocam ben mezarlığın yanından geçerken korkuyorum ne yapıyım demiş?
besmele çekerek geç demiş:
çocukda geçmiş yine korkmuş.
yine hocaya gitmiş hocam ben yine korktum demiş.
o zaman şarkı söyleyerek geç demiş.
çocuk başlamış: ay akşamdan ışıktır.Bütün ölüler kalkmış: yaylalar yaylalar demiş.

Adam cimri mi cimri arkadaşına dedi ki:
- Bunca yıldır dostluğumuz var, bir kerecik olsun davet etmedin beni.
- Davet etmedim, çünkü nasıl iştahlı olduğunu bilirim senin. Daha lokmanın birini götürmeden öbürünü alıyorsun eline!
- Sen davet et beni. Söz veriyorum, her lokmadan sonra iki rekat namaz kılacağım!

Şenkaya İlçesi'nde kilimci teyzeye kilimi nasıl dokuduğunu sormuşlar,şöyle anlatmış :
" DÖRT ASMA DÖRT BASMA İKİ TİKME BİR SALLAMA "
- İyi,iyi değmeyin ohusun!

tali adında biri şef olmuş bir gün şefin evini aramışlar ve telefonu onun 'r' harfini söyleyemeyen karısı açmış şeftali evde mi? diye sormuşlar karsısı ise yooooo o evde yok buyrun ben '''kayısıyım''' demiş

Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen ve felsefesiyle ünlü filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbirseyi olmayan kibirli bir adamla karsılaşır. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildir... Mağrur zengin, hor gördüğü filozofa:

"Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem" der. Diyojen, kenara çekilerek gayet sakin su karşılığı verir :
Ben çekilirim!

Adamın biri fırına gidip 99,5 ekmek istemiş. Fırıncı da şaşırıp abi gel şunu 100 yapalım deyince adam da
-"Ya o kadar ekmeği kim yiyecek" demiş.