![]() |
*Siz Var Ya!
benim feveranım kimin umurunda ki? ! . atı alan Üsküdar’ ı geçiyor… herkes yesin, içsin! birilerinin, …suçüstü anında bile ……yüzünde güller açıyor! .. mütebessim, mutantan… dört bir yanına gülücükler saçıyor… eminim ki çok şanslılar doğuştan! .. kimin umurunda ki …benim içim acıyor? ! . elbette feryatlarım duyulmayabilir …. - pamuk mu tıkadınız kulaklarınıza? iletişim araçları evinizde olmayabilir(!) …. - billahi hasretim çığlıklarınıza! mim de koysam, ilensem de, …ah da desem anlamsız! .. can çekişsem, 'Allah! ..' diye inlesem de …eyvah da desem anlamsız! .. şaşırdım ne diyeceğimi; acaba baştan mı yazsam, ne yapsam da son versem sığlıklarınıza? .. benim feveranım, şehit annelerinin …kanayan yüreklerinde mühürlüdür! esnafımın ödenememiş senetlerinde, balıkçı Süleyman’ ın …küflenmiş küreklerinde mühürlüdür! .. benim feveranım, memur ve işçimin trajikomik bordrolarında, işsiz insanlarımın çıkmayan kadrolarında, yetim Ali’ nin …tablasındaki çöreklerinde mühürlüdür! benim feveranım, mahalle bakkalının bomboş tereklerinde, orta sınıfın yıkılmış direklerinde mühürlüdür! siz var ya siz..? duyarsız, mütevekkil, tepkisiz..? umarsızlığınızda boğulacağınız gün …affetme özürlüdür! .. göreceksiniz! .. |
*Size Anne Diyebilir miyim?
(Türk soylu bir Girit göçmeni… Bir güzel kadın... Bir anne… Bir şefkat numunesi… Bir gurur abidesi… Sevdamın annesi: Size anne diyebilir miyim? ..) ne kadar güzel gözleriniz var, tıpkı anneminkiler gibi… ne kadar güzel bir yüzünüz var, güller gibi, güler gibi… nezaketinizin tutsağı oldum: her söz arası özür diler gibi… yüreğimin kilidini çözmek için, bakışlarınız deler gibi… hatıralarınızı nakledişiniz sıradan hadiseler gibi, aldım nasihatlarınızı masum asiler gibi... bir köy faslından geçişiniz, şehri tümden siler gibi... -tıpkı bizimkiler gibi - hele o hayata bakışınız; azraili silkeler gibi... doymak bilmez ki torunlar; gönlünüz kiler gibi… yesinler, içsinler; inanın bilir onlar: doyurgan öyküler gibi... öptüm ellerinizden… sahi, ne güzel elleriniz? .. öptüm, öptüm… anlayın: doyumsuz buseler gibi… sevdim, ezberledim sizi sular gibi, seller gibi! |
*Son Ümittir Ellerim
Açtım gözlerimi gamlı bir hazan sabahına, Yorgun yüreğime inat; yaklaşan hüsran mıdır? Hicabım ki ‘hâlimi takrire mani oluyor’’ ‘’Akşamın olduğu yerde’’ beklemiyorum artık! Neye elimi attıysam kırılıyor, soluyor; Bir ümitsiz vakıadır bendeki durum artık, Ve her geçen gün, içimden bir şeyler dökülüyor, Düştüm düşeceğim ey yâr; sendeliyorum artık! Bir gamlı hazan sabahına açtım gözlerimi, Dokunan hüsrandır elbet kırık hâyallerime… Kımıldatamadım bile yorgun omuzlarımı: Mecburum; bedenimdeki son çare ellerime! .. |
*Şairi Bilmek
Sana kem gözle bakan gafilleri neyleyim, Bir melek kadar temiz yüreğini bilmezler... İste, yüreğin için arzı yeksan eyleyim; Görüp, kendi kendini yer kendini bilmezler... Yüreğe ilmek ilmek işlenmiş nakışları, Bir bahar coşkusuyla iner kar akışları, İnsanız, hepimizin olur kara kışları; ‘gitti gidiyor garip’, der kendini bilmezler... Yalan! .. Aldanmayınız suskularına, yalan, Her an boşaltmak için zehrini, pusar yılan, Anlık keyifler için şu üst üste kayılan Bohçaya kinlerini kor, kendini bilmezler... Hepsi bir kürre içre yuvalanmış, uyuyor, Gökte bir uzak yıldız mırıltılar duyuyor, Ay, şair yüreklere bir işaret koyuyor; Şimdi görsünler seni hor, kendini bilmezler... Vakit direnme vakti, sevdaları kuşanın, Keşfedin âfâkını muzdarip kehkeşanın, Granit kabuğunu kıran şair kişinin Gücünü göremezler, kör kendini bilmezler... Şair bu... Sağı solu bilinmez; bir gizdir o, Attığı her adımı bilinecek izdir o, Görebilsek içini, hakikatte bizdir o; Sizin adam olmanız zor, kendini bilmezler... |
*Tarih Şeridimizden Boyuna Bir Kesit
bizdik, en nadide karanfillerdeki kırmızı, menekşelerdeki mor, papatyalardaki beyaz; şu muazzam -tabiat manzumesindeki -------gizdik! .. açmıştık acuna bağrımızı: yaban güllerinde dikensiz, ayrık otlarında kapkaçsız, zakkumda zehirsizdik… tohumlarımıza zerkedilmişti yaşam, ölümsüzdük; yan çizdik..! izdik ülkülere yürüyen dev adımlarda… kavak yellerince --kesildi ayaklarımız -----yerden, unuttuk erdemlerimizi birden; artık, kırık bir sazdık..! sızdık..! kehribar gözlerimizdeki ışıltılar söndü, hayata rengârenk bakışlarımız ölümcül bir mora döndü..! karıştı -akrep ve yelkovan -----birbirine karıştı zamanlarımız; yazık ki umarsızdık..! azdık! kara bulutlar yarattık! parladı -savaş şimşeklerimiz ---ardı arkasına, ardından, düşman yağmurlar yağdırdık, yeni güfteler yazdık insanlık şarkısına, günahsız yüreklere -nefretleri sığdırdık; coştu vahşet yanlarımız: kendi kendimizi ezdik! .. sezdik..! bulutlardan barış yağmurları diledik savaşlardan artakalan tohumlar -dönsün, diyerek hayata; bakiye sevgilerimizle suladık… şimdi çiçek zamanı! .. akrebimiz akrep, yelkovanımız yelkovan: renklerde ölüm yok artık… aşkı “an”lardan çıkardık, zamandır şimdi yeri! .. …………. şükürler olsun Tanrı’ m; -----susuzduk, yeniden, “insanca bir hâyâl” yazdık! .. |
*Tuhaf Bir Rüyâ
düşünmek zorunda değilsin beni, biliyorum ne de olsa park kapalı! .. lâkin ne zaman telefonum çalsa heyecandan ölüyorum / ölür gibi oluyorum, çoluk çocuk fark ediyor, eziliyor, büzülüyorum… battaniyemi başıma çekip, halime gülüyorum… neyim ben sence kadın; divane mi, deli mi? .. yanımda olsan, tutuversen elimi, ateşim düşse, nabzım düzelse, haykırabilsem aşkımı; dilim çözülse! .. ah be kadın; bıraksalar beni bana vallahi yapacağımı biliyorum: bir tekme yazgıma, bir tekme yazgına… gözlerini açmışsın, bir de bakmışsın ki nefes nefese, kucağında soluyorum! .. dur hele! .. rüyâ böyle bitmemeli bence! .. ‘’yalan söylüyorsam ölümü öp’’ dedim kadına, hani o dudağını büküp büzmesini görünce! .. içinde sinkaf olmayan okkalı bir dûa saldım efradına! ... Hasan, hemen huma kuşunu göndermiş ….Erzincan dolaylarından; ……..çöküverdim kanadına! .. - baba! .. babacığım, harçlığım? ! . uyandım büyük oğlumun sabah serenadına! .. |
*Türkuaz
mazimiz/ bir seni bilirdi gönlüm, bir de seni bir de o deli dolu sözlerinin şöyle yüzüme, gönlüme doğru efil efil esmesini... üşümem için değil, kendime dönmem için. bir seni bilirdi gönlüm, bir de seni inadına mahur söylerdim ezgilerini... inadına dalardın düşlerine kapattığın zaman gözlerini düşünde görünmem için... halimiz/ bir seni biliyor gönlüm, bir de seni biliyorum ancak düşlerinde tutabiliyorum ellerini şiirler okuyorum “mutlaka bir gün…”lü sen, o günlerde dolaşıyorsun mütebessim ben, diziler yazıyorum, heyecanlı… elimde bir mutlu resim, bir de o nefret ettiğim masken, yeniden kurguluyorum hayallerini... bir seni biliyor gönlüm, bir de seni onarmak için kırılan ümitlerini hani –kırk takla atmaya hazır- düşünüyorum bir inebilsem geçmişinin derinliklerine, biliyorum yapacağımı: sormaz mıyım hesabını “gelgit”lerine? .. bir seni biliyor deli gönlüm, bir de seni... ahh! .. nasıl unuturum: bir de cam’ dan şavkı vuran buruk bûseni! .. ...ve âtîmiz/ yalnızlık, güz akşamlarına yansımakta. zemherîye çeyrek var... ahkâmımız türkümüze sözlenmiş; kurt soylu yüreklere “ölümsüzlük” sunmakta..! bir bizi bilirim, bir de... bak ufuklara? ! . mavilikler giderek yeşile boyanmakta! hoş geldin türkuaz: asuman uyanmakta! .. |
*Ulusa Davet
Millet olmuş koyun gibi, Nerde onca Kangal iti, Koyunların yok sahibi; Takmıyor çoban Ahmet' i! ... Aç kurtlar sarar sürüyü, Millet çalar düttürüyü, İktisadî ''götürü'' yü, Uygular, yerler devleti! .. Siz hâlâ ''hoşgörü'' deyin, Büyük ümitler besleyin, Hâttâ daha da süsleyin; Semirtin mel'un illeti! .. Cumhuriyet, mumhuriyet… Bırakın uyusun millet! Tasalanma; böl, böl hallet, Kemik senin, senin eti! ... Verdikleri gün sayılı, Sayıverin onca yılı, Vaat nah böyle kayılı; Mutlu edin sadareti(!) Turan der ki uyan halkım, Talkı bırak, işte salkım! Seni bekler Büyük Ülkü'm; Kaçırmayın bu daveti! .. |
*Umar / sızım
gözlerimde i s l i c a m y a n s ı m a s ı gözleriniz öldünüz mü yoksa öldüm mü ey nedir bu i ç y a n m a s ı? çok karışığım bugün başım, kaynar kazanda salınan sefer tası tın tın eder, bedel öder efendim ben mi boşaldım yoksa bedenimden ansızın siz mi terk ettiniz yüreğimi izinsiz? .. içim geçmiş anladım. karanfil mi kanayan? çiy damlasında sızınız parmak ucuma sızar durmayınız efendim, kendinize gidin siz ölüm bana ne yazar yazgımsa bu hayat sizsiz? |
*Usta
Sen şarkının ta kendisi Güftesi sen, bestesi sen Sen meşklerin efendisi Efendinin ustası sen! Gün gelir sazın telinde Gezersin mızrap elinde Namın sevenler dilinde Aşıkların hastası sen! Üflediğin ney’ deki sır Çözülmemiş bunca asır Nağmeleri dilde nasır Ekinimin destesi sen! Efendinin ustası sen Aşıkların hastası sen Ekinimin destesi sen Ben ki ustanın bendesi! |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 09:15 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.