![]() |
Ez Yüreğimi...
ez yüreğimi gıkım çıksın bas yarama âhım duyulsun belki onun içindir yaptıkların duymak mıdır feryatları derdin hayalin göğe düşüyor, mahzun bakışın gözlerimi ayıramam ufuktan bu yüzden ağlamam bu yüzden sızlamam bu yüzden! yardım edemem düşlerine, kol kanat geremem güçsüzüm duyuramam sesimi, çekinirim, halsizim ama yine de yap yapacağını, ne zaman durulsam ez yüreğimi gıkım çıksın, bas yarama, dilsizim! ne zaman bir dize düşse hatıra lal olmuş dilim sarıp sarmalar ipeklere değil mi ki senden bana hatıra sus der gömerim, ufka bakar gözlerim bir işaret gözlerim.. ağlamam bu yüzden sızlamam bu yüzden! ez yüreğimi gıkım çıksın! razıyım canım çıksın... /hep böyle olmaz mı kırlangıcın kanadında gezmez mi bir buluta teslim olmaz mı bir yağmur damlası olmaz mı, tam da dolduğunuzda bir filiz, bir tebessüm, masum bebek suretlerinde hep böyle değil midir yazılmamış mıdır bunun kanunu aşkın yerini yurdunu tarife hacet var mıdır/ Fatih Gökler |
Fırsat Ver
Biliyorum. Veya bilmiyorum, ne farkeder... Bir yandan şefkat sıcaklığın kandırır /beni/. Diğer yandan hain bir duygu sarar /çevremi/. Tereddütten fırsat ver! Sevmeye, sevilmeye... Fırsat ver, az da olsa ermeğe! Çiçekleri dermeğe! Biliyorum. Veya bilmiyorum, ne farkeder... Azıcık ümit ışığı, biraz fırsat karışığı, Beni benim olana götür. Bana benim olanı getir! Yorgunluktan fırsat ver! Gülmeye, gülüşmeye... Fırsat ver, /az da olsa fırsat ver/ Olanlara alışmaya... Biliyorum. Veya bilmiyorum. Anlayamayacaksın, ne farkeder! Ya tümüyle keder, ya da kader... Fatih Gökler |
Figüran Aşık
figüranlar bayramı; başrolde sen olsan da yansımazmış yüzleri; aynadan sudan uzak kaşlarını aldırmış, sıra kirpikte, saçta yeteri kadar varlar, demezler 'yokuz, yazık' tebessüm gibi yakın, ve uzaksın o kadar algının yanılması, böyle basit, bayağı yerini dolduramaz, az fazlaya ne katar komplekse de giremez, yürüyemez ayağı figüran değilse de, suyunun suyu mudur hangi numara yeter, ne yapsa kuruş eder erişilmez aşkların; soyunun huyu mudur sence sonsuz ne demek, ölçsen kaç karış eder /çelişkiler yumağı, çözüm var mıdır dersin /figürandan vazgeçtim, hep kendine edersin Fatih Gökler |
Filmin Sonu mu Dersin
hak etmediğim şey iyilik ve güzellik diyerek yine hak etmediğin bir şeyi üstelik daha da ağırını yaşatıyorsun kendine çekilir zulüm mü razı olduğun haline tereddütleri nereden ödünç aldıysan hem de övünç duyduysan geri versen sevemediğim sevemeyeceğim içtenlikle çünkü sevdirmiyorsun laf aramızda bir gün güneşler doğar bebekler güler yüzünde bir gün yerinde yeller bir kıyıya varmadın sözüm ona aldanmadın demirlemedin hem hep yönünü çeviren rüzgarın şefkati değil anlamaz böyle şeylerden oysa ne maviler uçuşur gönlünden ben bilirim aksetti aynalarıma ne gülücükler emanet benimdi evet benimdi oysa ne kuşlar uçuşur gönlünden acımak değil bir yol tutturmak isteği söyleyemediğim sevdiğim bilmediğin değil ver tereddütleri benim olsun bari sen bari kurtul dönüp durmaktan tescilli delilik desinler etvarı bizden geçtim güzelim sen bari kurtul yanmaktan bir son lazımdı bu filme ama izleyiciye sonu bırakılamayacak kadar nazik çünkü ne sürpriz final olmalı ne yoruma açık zaten senaryo dile düştü hikayemiz apaçık Fatih Gökler |
Gece Güne Kavuşmaz
rüyalarda serin sularda ağlarım, ararım ani uyanmalarla gerçeği hatırlarım bitmez çilelerin sabahı olmaz gece güne kavuşmaz şuurun altı üstü senle çevrili zaman eksik kalır mekanda yoksan arayış sarhoş eder, başım döndürür hülyalı rüyalarda yalnız gezerim bir çıkış bulamadan sobelenirim sabah, tutar beni, gece bırakmaz güneşi yutsam bile bir nebze yakmaz kendimi ihbârım ihanet değil vazgeçtim, sensizlik bir çare değil düşünürsen hiç kimse biçare değil bir nokta, kararsa maziyi yaksa sevdaya bir yumruk amansız inse: sabah, tutar beni, gece bırakmaz güneşi yutsam bile bir nebze yakmaz gece güne kavuşmaz Fatih Gökler |
Gecede Telaş
uyandığımda /uyanık mıydım/ hayal miydi bitmez gibi gelen çocuklaşan bir yanımın tekrar tekrar / hem de nasırlaştıran eğreti bir ânı mıydı kendime hapsolduğum hücre mekânı mıydı devridaim, bitecekmiş gibi gelse de bilyeleri yitirme korkusu, çocuğun temiz ve saf yürek çarpıntısı /alâkasızdı çok / keşke kalabilseydi/ uyandığımda, başucumda, olabilseydi ter ve telaş gecenin renginden çok, içine sinen iki garip arkadaş nefessizliğimde yoldaş umutsuz ve uykusuz istemsiz / sarmaş dolaş hâlâ düşünüyorum: uyanık mıydım hatırladığıma göre az önceyi unutulmayacak mıydım tutuklu sanık mıydım müebbet bir işkenceyi milyarca kez duyacak /yoksa insanlık mıydım/ yok olan varlık mıydım... Fatih Gökler |
Gecede Telaş (2)
uyandığımda /uyandım sandığımda/ sadağı okla dolu süvari misal beni bekleyen doru atın gözlerine takıldım gün ağardığında / uyandığında güneş o parlak gözlerde heyecanın soluk soluğa yetişilen sınırların kişneyen doru atın / binlerce fırsatın damarlara doluşuydu işte adın... mahmur uyanmalar yakışır müjdeli sabahlara: taptaze duyguların, anıların, anların beklemeye zorlansa da, istekli sabırların adımların /yakında hissedilen hasılı, hatırların sabahı yakışır ışıklı bakışlara... heyhat! uyandığımda, ter ve telaş kazanmak ve kaybetmek arası aklım bağ bozumu zamanı / yavaş sanki, sadece heveslenmek sırası... ötesi yokmuş gibi uyanmanın uyandığımı sanmanın geciken gecede bitmeyen telaş vaktidir anlatmanın, yandığıma yanmanın zaman bir garip; söz savunmanın... Fatih Gökler |
Gecem!
bakmışım gecem olmuşsun gözlerinle dalmışım kucak atmışım sahilinde bakmışım gündüzüm, güneşim, mavi düşüm; bir de gecem olmuşsun sahilimde gecem! Fatih Gökler |
Gecenin Leylak Vaktiydi
Gecenin leylak vaktiydi. Bamtelimde ne işi vardı? İnanmamış - anlamamış gibi görünsem de çok iyi anlamıştım. Belki o da anladığımı anlamıştı... N'olurdu sanki çağlayana kaptırsaydım kendimi. Sahillere çıkardı belki yol! ? Unutulmuş ve terkedilmişlerin bir özetiydik belki! ? O türlü heyecanları ikimiz de bilmez miydik sanki.. Hayalen oralara gelmedim mi sanki.. Yollardan geçmedim mi.. Uzaktan bakmadım mı.. Uğramadım mı sana.. 'Çok erken'le 'çok geç'i karıştırmadım mı iyice.. Anlarsın ya! İşte öyle! Gecenin bembeyaz vaktiydi bir zaman da..! Buruk bir bekleyiş yağmur altında. Umutsuz bir serüvenin başlangıcını görmezden geldik, ve başladık! Olmazdı,, inadına başladık! .. Çıkar yolu bir ekranda bir klavyede aradık. Düz çizgilere kesik kesik anlam kattık. Sen orada ben burada, yanyanaydık! Bilmez miydik olmazları! Bilmez miydik olanları! Bilmedik! Bilmezden geldik! Gecenin sabahla sarmaş dolaş olduğu anlardı. Kışları hatırlamaz olaydım! Uçan giden kuşları! Hatırlanmamayı hatırlamanın nesi güzel? Bilinmemeyi bilmenin? Alaycı bir gülümsemenin sebebi aptallıkların? ... Gerisi boştu... Gece sabahla sarmaş dolaştı! Dalmışım! Gece de kendini kaybetmiş baktım! Kaptırmış sabaha siyah tülleri. Bir mahmur bakıştı bendeki. Boş bir bakış! Giden geceyle mi gitmişti yoksa... Sanmam! Her gecemde gelirdi öyle olsaydı... Gecenin bittiği zamanlardı. Hüznün bitişine de hüzünlenir mi insan? ! O kadarın kalsaydı bari... Biten çok şeyler yerine ne koydu acaba. Filmi sarıp sarıp izlemenin eziyetini zevkle yaşardım oysa. Hatıraları hatırlamanın acısını ve de. O bari kalsaydı. O bari yabancılıkları yaban ellere atmasaydı. Hüznün bitişinde hüzünsüzlüğe ağlamasaydım! Bilmiyorum ne zamandı! Daha yeni'ye çok vardı! İçimi dinleseydim çoktan halletmiştim. Hep uzakta,, çok uzakta olmasaydım.. Bu kez doğru zamanda mıydık? Doğru mekanda mıydık? Bu sıcaklık niye bu kadar candan? Bu pırıltı hangi heyecandan? Bilmiyorum hangi zamandayız, saat kaç! Düşünmüyorum ben kimim sen kim.. Akşamın geceye yakın vaktiydi! ... Fatih Gökler |
Gel-git'ler Durmaz ki...
Ne bıraktın bana Hangi tortuları? Bilinmezlikler içinde resmini görürüm, Ve resmimi apayrı menfezlerde.. Donuk iki resim: Şanssız, ama yanyana! Bilinmezler. Sen de bilme! Çünkü bilinmedikçe yaşama şansları var, şanssızlıkların.. Duyulmadıkça, tiz seslerin.. Anılmadıkça anıların! geL-giT'ten başka bilinen mi kaldı? 'gel, gitme! 'den başka ses? Bilme! . . Duyma! . . Anma! . . Ama; . . 'geL! ' . . 'GitmE! ' . . /Olmayacakların olmayacaklarını bilip te istemek! Buna istemek mi denir? Sızlanmak diyelim hadi. Terkedilemeyen tek şey, tortuları acıların. Doğru mu acaba? Bunun cevabını herkes bilir de kimse kimseye söyleyemez! Belli belirsiz bir yankı bu, hissizliğin hissi gibi./ Ama durmaz ki.. Bir yankı bu.. Ama durmaz ki.. Bir yankı bu.. Yankı bu.. Yankı.. geL.. gitmE.. . . Fatih Gökler |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 04:55 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.