![]() |
Gideceksen
Bir gün sabrın tükendiğinde Ya öldür beni Ya da gel kapıma güldür Yüreğin sızladığında bir gün Dök gözlerinden kederini Avuçlarında acını biriktir Dudaklarıma içir Bir gün! Dayanamayıp çekip kapıyı çıkarsan Öldür geçmişini Ya da yak *******imi bitir Uzun iç çekişlere sığmaz kahır ******* kara kaplı defter Yazmazsan olamaz, yazsan izi kalır Olurda bir gün gidersen Aynaya as yüzünü O da bana hatıra kalır Dayanamaz kırarsan aynayı Bil ki yüzüme ölüm asılır Ali Gençay |
Giderim
Beklide son gülüşüm bu sana İyi bak gözlerime, dudaklarıma Yüzüme astığın yağmurlarla Arkamı döner giderim Eskiyen yanlarıma vurduğum yama Hatıralardan, senlilerden kalma Dudağıma düşen acı mısralarla Şiirler okur giderim Satılır duygular pazarlarda Şehvet şimdi parmak uçlarında Dokunmak haram olur sana Hatırını yıkar giderim Eylül, her sonbaharda Dökülür yapraklar koynuma Belki edersin diye mezarımda dua Ecelime koşar giderim Sen, sevdamı yabana atma Gururunu her duyguya satma Namluyu dayar iki kaş arasına Ölümüne sıkar giderim Bulurlar beni yol ortasında Koyarlar demir parmaklıklara Kalın yağlı ilmek boynumda Cellada gülümser giderim Ali Gençay |
Gitmeliyiz
Güneş tepeden aşmadan Kırlangıçlar yağmur getirmeden Son balıkçı teknelerin dönmeden İçimdeki adam uyanmadan Sol yanımda koca kılıç yarası Sağ yanımda anamın küflenmiş muskası Göğsümün tam ortasında sevda nişanı Gözlerime gece girmeden gitmeliyiz Kırılmış sazın en gevrek telleri Terk etmiş kuşlar yüksek tepeleri Ay tepemize çökmeden gitmeliyiz Yıldızlar her biri şarapnel çekirdeği Son şarkısı söylemeden ölüm meleği Ver elini güneş saçlı sevgili Gözlerinde edalı ela güzelliği Parmaklarında karanfil kadifeliği Dudağımıza sövgüler düşmeden gitmeliyiz Sakın dönüp bakma ardına Dişlerinde kan, en vahşi anılar Korkuyu sarmadan yüreğimizi Kapanırda hava, griye çalarsa bulutlar Yıldızımızı kaybetmeden gitmeliyiz Sıkıca tut ellerimi, yum gözlerini Parmaklarınıza sızı inmeden Uçsuz bucaksız diyarlarda Bilinmez bir yolda adımlar kaybolursa Ne var orda, nasıl umutlar Sakın sorma, sorgusuz sualsiz gitmeliyiz Neden kaçarız, peşimizde canavar mı korkular Eski anı değil, yırtılmış yapraklar Yeniden doğmak adına gitmeliyiz Aşkın kitabını yazmış aldatanlar Sevdayı söylemiş sahte ozanlar Hiç konuşmadan, yazmadan Sevda yüklenip, sırtımızda umutlar Tut elimi gitmeliyiz Ali Gençay |
Gitti
Okudu şiirini Gitti Bileklerinden sızdı kan Eğildi başı,utandı Utancı,yaşanmışlığından Gözleri kan kırmızı Korku,ölüm sancısı Gözlerinde yaş Gitti Ellerinde yetişemediğim telaş Sevdim demiş,yalan Yalan hayattan ona tek kalan Yalnızlık dediğin Gövde üstün baş Çekti restini Gitti Cesaret deliğindendi Oysa yalan,korkunun eseri Tuttu ellerimden,sımsıkı Bakma gözlerime ben ağlayamam Baktı,acısını gözlerime verdi Gitti |
Gittin Sevgili
Gittin lila giydi gece Siyahtı gözleri Buzdan da soğuk elleri Dönüp sokağın köşesinden Gittin,sevgili Uzun olacaktı dönüşün Say diye verdiğin Cebime doldurduğum inciler Döküldüler birer,birer Bitti beklemeler Gittin,sevgili Öyle güçlüydün ki Ve öyle mağrur Kırıkları battı kalbinin Kanadı seni tutan eller Şehir geldi üzerime Usulca yaklaştı yanıma Ağır kokulu fahişeler Gecenin içinde ben Şehrin içinde ben Benim içinde sen Uzun bilmece Gittin,sevgili Ali Gençay |
Gölge Çiçeği
perdeni kıvırıp bak bembeyaz karlarla karşında ali dağı... bu sendeki yanı gecenin bu gece ayaz var ay dolunay bu gece bir gariplik var yıldızlar sanki parlaklığın da gözlerin var uzanıp tutacağım bu gece bende bir gariplik var bozulmasın isitiyorum tılsımım sen bende olduğun da zaten bende hep bir gariplik var ellerim değmeden sevmek seni burnumda kokunu duymadan koklamak güneşi değdirmeden tenine yaşatmak yüreğimde beni sana adamak gibi bende bir garip senlik var çıkartıp esbablarımı seni giyinmek gibi korktuğunu biliyorum acı rüzgar vurmuş gibi tenine titriyorsun tüm bedeninle ruhunu ayaza verip gözyaşlarını donduyorsun ve soluyorsun bu gece bende bir gariplik var neden biliyormusun bende kimsede olmayan yüreğimin ta kuytularında kimsenin bilmediği bilmesini istemediğim gölgelerde çiçeğim var bu da gecenin bendeki yanı.... a.gencay Ali Gençay |
Gölge Oyunu
aşk hınç mı ki yaşana aşk oyun mu ki alkışlana perdeye yansıdı aşk günler doğarken zamanın rahminde uzun çubuklar,oynatıyorum elimde *******i siyaha ben boyadım gölgeye sevdalandım bırak kendini ellerime yaşatırım seni mum alevinde naftalinledim,sardım,sarmaladım yenilmedim hasretli gündüzlere zamana yenik düşmedi perde nefesleri tutup izlenen sen sigara molasında ağlayan ben kim oynattı seni kim yaşattı ellerin de ışık ölüm gibi düştü perdeye söyle bana oyunu bozan kim kim! ! bozan tüm tılsımı perde de daha sana doymadan göz yaşlarım tuzlanmadan yıktı perdeyi eyledi viran keman sesi de sustu çalmaz sustu ziller de yak ışıkları kapa perdeyi bitsin gölge oyunu kırılır çubuklar ellerimde üşüşsün kahramanlar,üşüşsün üzerime gölgede sevda kadar güzeldir ölümde Ali Gençay |
Gölgeler/I
Gölgeler, küf kokan sensizlikler Düşsen dilimden Bilirim ki aşk öldü diyecekler Aç koynunu ölüm, Beni senden başka kim bekler Uyutmayın beni Gece ihanet besler Acı kalbimin ortasına sinmiş Yıldızlara kurulmuş darağacı Düğümlenmiş ilmekler Çözsem bir, bir Göz yaşlarım yağmur gibi dinmeyecekler Ana beni uyandır Uykudan hayırlı secdeler Tek, tek çekilmekle bitmez Sabır dolu tespih gibi günler Başıma dikilsin Beyaz buz gibi mermer Adımın altına düşsün Rahmetten kelimeler Uçun kuşlar Burada mevsim soğuk eser Uzat elini huzur Şans dediğin süslenmiş kader Atılsın yazı turam Bilirim şansım bu benim Yıldızlar gibi hep uzaklara düşecekler Sevdaya yanmış yürek Ah edip inler Ayrılık yarın değil Şimdi beni bekler Çizdi kalem, karalandı defter Bu yürek ne kadar sevdi Bilmezsin/Bilmeyecekler Ali Gençay |
Gönlüm Ege'de Kaldı
Karşıyaka ışıkların okşar körfezi bağlamış sıkı,sıkı ellerini gündüzden kalma patlamış balon ipleri birkaç midyeci var çekmişler pizleri dillerinde en ağır hasret türküleri son vapur saat gece yarısı çeyreği iki sevgili bir sarhoş diğeri cilveli halatçı seslendi kaptan! ! çek el frenini nerde İzmir’in kavakları şimdi rüzgar okşuyor palmiyeleri çöpçüler süpürüyor çıtlatılmış çiğdemleri süpürüyor geceyi yıllar oldu sahilde gezmeyeli ıslanıyor ellerim tutmuştu terlemişti sevgili değil denizin nemi sevgili saçların güneşe eş di gözlerin yeşildi yıllar önceydi yaşım gençti limon sürerdim saçlarıma limandan aldığım kaçak İtalyan parfümü kokardım yıllar önceydi aşk içime işledi lodos esti dağıldı saçlarım soğuk kanıma işledi terk ettim sevgiliyi Ege’yi ışıklar serilmiş tenine ay yok yakamoz yok deniz bu kadar ben olma aşk değmiş tenime yar yok saran yok yakışmıyor sana acı çekiyorum kahrım yıllara gönlüm Ege’de kaldı Ali Gençay |
Görülmez Kafes
I- Bir ses, bir soluk, bir nefes İçimdeki istemeler Ölümcül hastalık, heves Dokunsa yanar eller Gözümdeki siyaha baksa herkes Tutuşur, alev alır ******* Duyun! Aşk tutsaklık Aşk görülmez kafes II- Neden beni en iyi tanır Öpmediğim, soyunmadığım tenler İnsan bu kadar mı hayıflanır Bu kadar basit mi zevkler Kalemimde pişmanlık, itiraf Yazmalıyım, utanmalı kelimeler Bana ait olmayanı yaşamak tuhaf Tükenmeli artık, bitmeli inlemeler III- Derindeyim, nicelerdeyim Çıkmaz ciğerimden sözcüklerle acı Ben kimim, neden *******deyim Bilinirde söylenmez mi derdin ilacı Ali Gençay |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 12:05 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.