![]() |
Dertli misin Uludağım?
Kardan mı yapın aşını? Beyaz ağartmış başını. Ayaz karartmış taşını, Dertli misin Uludağım? Yaylalarda kekik biter, Keklik öter, bülbül öter, Doruklarda duman tüter, Dertli misin Uludağım? Eteklerin uzun uzun, Bursa mıdır yavrun kuzun? Bu yıl erimedi buzun, Dertli misin Uludağım? Yeter artık kalksın karın, Sil beyazı, yeşil sarın. Gelmez mi daha baharın? Dertli misin Uludağım? Zeki Çalar |
Deşmeyin derdimi
Beyaz saçlarımı sormayın bana, Deşmeyin derdimi, deşmeyin dostlar. Sözü fiske gibi vurmayın bana, Deşmeyin derdimi, deşmeyin dostlar. Bana bir dokunan bin ah işitir, Sesimi duyanlar eyvah işitir. Ak saçımı soran zalim kişidir, Deşmeyin derdimi, deşmeyin dostlar. Şimdi ah çekerim ben her düğünde, Nişanlı yitirdim Geçit köyünde. Üç aylık askerdim o öldüğünde, Deşmeyin derdimi, deşmeyin dostlar. Onbeş yaşında bir taze bahardı, Gözlerim arardı, gönlüm sorardı. Bir acı haberle saçlar ağardı, Deşmeyin derdimi, deşmeyin dostlar. Zeki Çalar |
Dilek
Düşlerin taze olsun, Şiirde dize olsun. Her gece buluşalım, Olanlar bize olsun. kadınım, kar çiçeğim, Sensin düşüm, gerçeğim. Elinden mey içeyim, Gerdanın meze olsun. Sevdan girdi kanıma, Hasret yetti canıma. Salın da gel yanıma, Zülfün yelpaze olsun. Kin, nefret ırak bana, Sevgiyi bırak bana. Bir dost gibi bak bana, Bakışın yüze olsun. Elimi tutsun elin, Ben olayım hayalin. Ne suskun olsun dilin, Ne de geveze olsun. Zeki der ki: Dileğim, Kendimi hep bileyim. Bilene ne diyeyim? Sözüm bilmeze olsun. 18 Ocak 2007 Zeki Çalar |
Dizelek
Dize dize dizelek, Sözcükler hep göbelek. Ozanlar çağdaş olmuş, Ses güzel de, söz kelek. Hani 'Beş Hececiler'? Nerde 'Meşaleciler'? Nereye çekip gitti? 'Toplumcu Gerçekçiler'. Heceden vazgeçtiler, Anlamlı söz seçtiler. Orhan Veli'yle öldü, Zavallı 'Garipçiler'. Gördük olupbiteni, Olduk çakırdikeni. 'Birinci Yeni' bitti, Çıktı 'İkinci Yeni'. Ah anlamlı dizgeler, Bana göre özgeler. Coştuk da koşma yazdık, Çağ dışı kaldın derler. Yazgacım, yazılgacım, Düşüncemdir kırbacım. Nasıl çağdaş olayım? Yok ki bir yazdırgacım. Zeki Çalar |
Doktor
Aşk kalbimden giren oktur, Hasretim var, derdim çoktur. Dert gönlümde, çare yoktur, İğne, ilaç verme Doktor. Burda boynum bükülüyor, Gözümden yaş dökülüyor, Ciğerlerim sökülüyor, Yanarım derdimle Doktor. Baş ucumda dönüp durma, 'Derdin nedir? ' diye sorma. Hislerime neşter vurma, Yarama el sürme Doktor. Ben sevdamla tüter oldum, Yana yana heder oldum. Mecnun'dan da beter oldum, Deli diye yerme Doktor. Dert bir değil, yüzü aşkın, Gözler dolu, yürek taşkın. Sayıklarım şaşkın şaşkın, Bakıp bakıp gülme Doktor. Dal sallandı, yaprak düştü, Yüreğime hasret düştü. Hüzünlendim akşamüstü, Üzerime gelme Doktor. Zeki Çalar |
Dul
Su verdim, susuz kaldım. Yol verdim, yolsuz kaldım. Kız verdiler, almadım, Dul sevdim, dulsuz kaldım. Dul yavaştan yavaştan, Aklımı aldı baştan, Hoşlandım o bakıştan, Vay dedim, vaysız kaldım. Dost bildiğim kişiler, Ağam, paşam dediler. Hesap geldi, tüydüler, Pavyonda çulsuz kaldım. Çıkmadım dul sözünden, Kalkmaz oldum dizinden, Öptüm iki gözünden, Parasız, pulsuz kaldım. Dul seven kız seçer mi? Pavyonda su içer mi? Gönül bu,vazgeçer mi? Huy dedim, huysuz kaldım. İyidir, hoştur huyu, Gel der yanımda uyu. Sarıldım gece boyu, Yine uykusuz kaldım. Zeki Çalar |
Dut ağacı
Bir dut ağacı vardı evimizin önünde, Kayıp düştüm dalından geçmiş günün birinde. İp atardık dalına, bir salıncak kurardık, Tahir, Zehra ve Gülten gölgesinde oynardık. Tahir, dut gölgesinde bir türkü tuttururdu, Çocuk olduğumuzu hepten unuttururdu. Durdu yengem bahçeden 'Tahir! ' diye ünlerdi, Unutulmaz o günler, ne de güzel günlerdi. Zeki Çalar |
Düğün
Düğün dernek kurulur, Saz teline vurulur. Mahallenin kızları, Oynar oynar yorulur. Nikâh memuru gelir, Gelin, güvey sorulur. Davetliler yer bulur, Oynar oynar yorulur. Güzel ses verir keman, Taksim yapar bir zaman. Aman kanuncu aman, Darbukacı yorulur. Tanıdıklar gelirler, Hediyeler verirler. Görümceler, eltiler, Oynar oynar yorulur. Gelin duvaklı, telli, Uzun boy, ince belli. Çalınır çiftetelli, Oynar oynar yorulur. Kayınbaba, kaynana, Otururlar yan yana. Güvey çıkar meydana, Oynar oynar yorulur. Israr etmeyin dostlar, Oynayamam, yerim dar. Gelin var, güveyi var, Oynar oynar yorulur. Gecemiz ilerledi, Daha tavuk gelmedi. Darbukacı terledi, Oynar oynar yorulur. Zeki Çalar |
Dünyanın en mutlu adamı
Harcayacak kadar param olursa, Dünyanın en mutlu adamı benim. Her akşam evimde sofra kurulsa, Dünyanın en mutlu adamı benim. Aklımı, fikrimi, duygumu katsam, Gönlümden geçeni bir bir anlatsam, Sevdiğim kadına sarılıp yatsam, Dünyanın en mutlu adamı benim. Umutlarım çiçek gibi solmasın, Gözyaşlarım gözlerime dolmasın, Hiçbir derdim, hiçbir tasam olmasın, Dünyanın en mutlu adamı benim. Zeki der ki: Aşkla çarpsın yüreğim, Dostlarımın vefasını göreyim, Üç günlük ömrümde sefa süreyim, Dünyanın en mutlu adamı benim. Zeki Çalar |
Düşlerimin kadını
Düşlerde buluşuruz, gözlerle konuşuruz, Aşka davet edersin düşlerimin kadını. Öpüşüp koklaşırken, aniden uyanırım, Sen kaybolup gidersin düşlerimin kadını. Yüreğime işledim o elâ gözlerini, Belleğime kazıdım güzel gamzelerini. Unutmak mümkün değil yüzünü, ellerini, Aklımda bir portresin düşlerimin kadını. Alımlı endamını, seksi dişiliğini, Kelimeler yetmez ki saysam özelliğini. Nasıl tarif edeyim senin güzelliğini? Cennette bir hurisin düşlerimin kadını. İkimiz bir olunca, ne dert olur ne keder, Beni mutlu etmeye gülüşün bile yeter. Seni gördüm göreli olmuşum daha beter, Sen fikrimin gülüsün düşlerimin kadını. Seksi tavırlarınla fikrimi bozdurursun, Gariban bir şaire destanlar yazdırırsın. Ak göğsünün üstünden düğmeler çözdürürsün, Cilveyi de bilirsin düşlerimin kadını. Karşımda dans edersin, seyredip sevinirim, Bir yandan soyunursun, sevinçten deliririm. Çırıçıplak hâlini sadece ben bilirim, Afrodit'e benzersin düşlerimin kadını. Siyah jartiyerinle, desenli sutyeninle, Başımı döndürürsün gül kokulu teninle. Ipıssız *******de sevişiriz seninle, Beni mutlu edersin düşlerimin kadını. Zeki Çalar |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 11:22 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.