www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Edebiyat (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=268)
-   -   Ömer Dalman (https://www.cakal.net/showthread.php?t=144915)

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:13 AM

Bekle

daha var...
biraz daha var;
sıkılabilirsin ama sabret
bekle...

içinden iyi şeyleri geçirerek
daha çok 'ışığı' alnının ortasında
ve biraz da üzerinde hayal ederek...

Şeffaf kalmaya bak
geçirimli ol...
üzerine çekme dertleri 'kalıcı'...
bunu sakın yapma!
geçirimli ol ve
uğrayan dertler, kinler, nefretler, acılar
içinden geçsin, gitsin.
kalırsa içinde;
emersin, yapıştırırsın üzerine,
rahatsızlıklar çıkar
şaşarsın
'niye oldu bu şimdi? ' dersin,
doktorlara düşersin
ilaçlarla donatırlar seni;
bilemezsin
bilemezler...

idare et biraz daha.
daha var, ama -çok da- değil...
'sevgi'yi çek kendine
'sevgi'yi üret, 'sevgi'yi paylaş.
çiçeğinle toprağa onu ilet
koşularınla, sesinle
çocuğunla
ve en önemlisi yalnız kaldığında
iç sesinle 'sevgi'yi ilet.

bir tek böyle varacaksın oraya.
sakın sapma!
sağa-sola fazla bakma
devam et ve sabret.

biraz daha var
ama yılma
bekle...

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:13 AM

Belki de

belki de
hergün “saat” gibi
saniyeler gibi
“deli” gibi
tıkır tıkır koşmasam
ağzım yüzüm karışık
ter içinde;

ona buna olmadık şekilde
olmadık yerlerde sarkar
bela olur, bela çekerdim.

evde bile yanıma
kimseyi 30 cm.’den fazla yaklaştırmazdım.
aile içi şiddetten; evde
adam tartaklamaktan; dışarıda
içeri girerdim! ..

belki de
hergün “saat” gibi
”deli” gibi koşup, zehrimi akıtmasam
kendi kendimi zehirlerdim
yanımda da kesin 2-3 kişiyi götürürdüm!

belki de
benim için -böylesi- en iyisi…

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:13 AM

Beni Hep Anlıyorsun

Sende hep bir gizem vardı.
hala da var...
ama, anlıyor gibiydin beni.
hala da öyle...
yine de gizem devamda...
anlıyorsun, ama hala da ses etmiyorsun? .

çok garip...
Güzel Yüzlüm, ince gönüllüm
neden ki bu hep böyle?

okşuyorsun aslında ruhumu ta oradan
olduğun uzaklardan,
duyuruyorsun isteyince sesini
telefonsuz, internetsiz
ama çok garip...
hissediyorsun beni
dokundurtmuyorsun ruhuna? ..

tamam! bu da güzel
anladığını bilmek
ta orada, bulunduğun yerden bana vardığını bilmek...
ama ne bileyim işte Güzel Yüzlüm
ince gönüllüm
belki ben mi biraz kabacayım da
bir türlü bununla yetinemiyorum?

sende hep bir gizem vardı benim bildiğim.
anlıyorsun beni
yine de hala ses etmiyorsun.
bağrıma mı bassam bu gizemi
def mi etsem gönlümden bilmiyorum ama
sen yine de beni hep anlıyorsun.

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:13 AM

Beni yine sev!

Hayatın bu boktan
karmaşık yalanlarla dolu
yollarında ilerlemekten

üzerimdeki erkeklik kılıfı
yerini
kalitesiz bir ******luğa da bıraksa

en ahlaksız, en edepsiz
değersiz, haysiyetsiz insan da ilan edilsem

ya da tam tersi
bütün piyasa mankenlerinin peşinde koştuğu
parayı bulmuş bir jigolo da olsam

bir şeyden hep eminim:
kapına gelip
orada uslu, yalnız, masum bir kedi gibi kıvrılıp
”Lütfen beni yine sev!
Lütfen beni yine sev! ” diye miyavlayacağım...

En yüksek mevkiilere de çıkıp otursam
krallar ve kraliçelerin en büyük kankileri de olsam
veya evrende yaratılmış
tüm hayat formlarına bürünsem de

bir şeyden hep eminim:
bütün o safsatanın bendeki göz boyayıcılığını
üzerimden silkinip

”Lütfen beni yine sev!
Lütfen beni yine sev! ” diye
o sıcak dizlerine kapanacağım...

Bir marangozun henüz bitirdiği
o taş gibi sağlam
gürgen mobilyadaki
yeni çakılmış buz gibi soğuk çivi de olsam

oradan çıkar, ayaklanırım
kapına gelirim ve

”Lütfen beni yine sev!
Lütfen beni yine sev! ” diye ağlarım...

İşte bundan eminim...

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:13 AM

Bereket Bulaşan Olmadı!

Bereket sokaklar boştu...
ne vahşet şehir magandaları, ölçüsüz dağlılar,
ne gereksiz kibar, kibirli eşofmanlı
ama sporsuz mahalle sosyeteleri
yolları kirletmemişti.

yalnızca pürüzsüz havalarda bizim parkta
gündüz çiçekleri gibi açan
şu geçkin-çirkin kokonalar etrafımda dolaşmıyordu.

havada kar vardı bu sabah...
malum kar yağar, yağmur yağar
bize yarar!
ve yine öyle oldu...

zaten geceden uykusuzdum
kendimle birlikte fena şiddetli bir gece kapanışı...
içinde biraz gerçek acılar,
bedenimde huşu veren, derin izler...
ve sabahında yorgun, bitkin...
benim Küçük Şeytan'ın bir de erkenden gürültüsü oldu ya;
güne Canavar kalktım yine bu pazar! ..

Dayanamadım bir de karı dırdırı eklenince
belki eklenmedi de ben önceden tedbir psikozuna kapıldım.
çıktım gittim Levent Çarşı'ya.
Sakin, yalnız
önümde gazeteler
bir sürü lüzumsuz haber
ve Zeynel'in o eşsiz börekleri...

kısa bir mutluluktu.
karşı masamda seksi, sadist piercingle kaşında
ve bacaklarında siyah filesiyle punk bir kız...
neyse ki doğrulttuk manzarayı sabah-sabah!
bir bu vardı yanıma kar... gerisini siktir et günün!

bindim sonra arabama
kafamda bir miktar o kızın imaj kalıntısı...
vardım eve...
kafa belki biraz daha dingin
ama hiçbir güvencem yok.

bereket sokaklar boştu
bana bulaşan olmadı.
yoksa ilk şanslı kişi
bazı arkadaşların tertemiz sandığı façası güzel yüzüme
onlar gibi kanıp, hele bir ilişseydi
benliğime ortak iblisleri kucaklardı
kaderi fena değişirdi inan!
bilmesinler daha iyi...

sonuç? ..

hala evdeyim.
elim kandan uzakta
herşey hala normal, inanamıyorum! ?
ve elimde o nefret ettiğim yoğun dumanlı CHE purosu.
kaçacak başka nokta kalmamışken
sıkı bir hardcore parçası Mushroomhead'den.
ve önümde
internette akan 10'larla sıkı kadın resmi
en hardından! ..

belki günü daha iyiye götürürüm umuduyla
bakınıyorum.

bereket artık dışarıda da değilim.
olsa olsa tek zararım artık
kendime olur.

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:13 AM

Bırak Gitsin!

Bırak gitsin!
takma kafayı...
düşünme bile! ..
aklında ve gönlünde en ufak bir odacık bile ayırma böylelerine.
yakının veya uzağın fark etmez;
bırak gitsin! ..
kendi kaderi onun
ve bu bakir ışık;
senin kendi kaderin
kirletme...

Zaten 40 yılda bir görüşürsün.
ona rağmen paylaşılan en ufak gerçek bir his,
bir düşünce-fikir belirtisi
bir duygu birliği yoktur.
olamaz da zaten!
tek sorabildiği sana
gittiğin restoranın menü ve fiyatları,
kuaförünün tarifesi,
yediğin öğle yemeklerinin nerede yendiği,
arabanın ne zaman yenileneceği
ve belki bir miktar düşünce belirtisi adına
yeni teknolojiler, ürünler...
başka bir şey yok...
olamaz da zaten!
nedir ki ruhunun rengi, derinliği?
bulabilse böyleleri kendilerinde
en ufak bir fikir duygu belirtisi;
zaten amerikayı yeniden keşfetmiş yeniyetmeler gibi
güvercinler gibi üşüşmezler mi yerdeki tohumlarına bile? !

merak etme
bulsaydı o tohumlardan bir tane bile böyleleri
dünyanın 4 tarafına ilan etmeyi de ihmal etmezlerdi!

ama sen takma hiç kafana
Bırak gitsin!
düşünme bile! ..
bir daha ne zaman rastlarsın
bu hangi aya, hangi yıla denk gelir?
değmez be!

bırak gitsin...

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:13 AM

Bırakıyorum

İşim-gücüm var benim
amaçlarım,
arlanmaz, önlenemez
ağza alınmaz arzularım...

savaş planlarım, barbarlığım
kesecek başlarım
bulaştıracak virüslerim var.

daha fazla oynayamayacağım bu yüzden
oynadığın oyunu bırakıyorum.
“kazanan” olmaksa dileğin
ok, kazandın
ama ben bırakıyorum.

işim-gücüm var benim
amaçlarım
ve birçok şey
senin göremediğin...

bu bir “zafer” değil benim için
bir ‘yola koyuluş’
kadere el veriş, tutunuş
zamanıma karşı bir yarış
kum saatim bitmeden...

sakın kızma
alınma ama
oynadığın oyunu
‘hem de çocukça, gereksiz görürcesine’
bırakıyorum.

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:14 AM

Bırakmasınlar e mi? !

Hay ben
bana devamlı aynı isimde bir Türk TV Dizisinin linkini atan
insanoğlu bilincinin en karanlık köşelerinde
acı veren bir aydınlık parçacığı olayım ve
acılarının nereden,
neden geldiğini anlamadan
devamlı adressiz bunalıma girsinler e mi? !

bilinçlerinin önünde ağır taşlarla
arası kurşunlarla örülen
büyüyen o dev duvarı gördükçe
daha da küçülsünler
daralsınlar
ve en sonunda benliklerini büyük acılarla yırtsınlar
doğum gibi...
yırtsınlar ki bu küreye de artık biraz ışık gelsin e mi? !

devamlı tekrar edilmesin ufak yaşanmışlıklar
ve tatmin olma sanrısına kurban gitmesin çocuklar
gerçeği arar olsunlar.
yakalamadan ayaklarından ellerinden gerçeği
büyüklerini de bırakmasınlar rahat e mi? !

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:14 AM

Biberseksüel

Yok yok!
ben rahat edemeyeceğim biraz daha takılmazsam
şu Überseksüel’in Kaşifi Ablaya! ..

Yıl 2006
aylardan Ekim...

Metroseksüel’in mimarı
kendini de çok seksi hissettiği
mum ışıkları arasındaki amber kokan gecenin ortasında
Überseksüel’i de keşfetti.
O sırada yanında olan Über Abi kimdi bilinmiyor
ama epey kendisine epey ilham katmış olmalı ki
yeni bir keşfi daha ateşledi! ..

Meğer ne çok seksüalite çeşiti varmış da
bizim haberimiz yokmuş! ?
temel seksüalite kavramları yetmez olmuş
canım trend insanına!
kendi çok komplike oldu
karıştı, düğümlendi, çözümsüzleşti ya;
ille dokunduğu şeyleri de düğümleyecek
karıştıracak! ..

Oturup-kalkmasına, yiğip-içmesine
işeyip-dışkılayışına göre
yalayıp-yutuşuna,
elleyip-kaldırmasına göre tanımlayacak kendini de
zavallı seksüaliteyi de! ..

Hatta ben de bu arada dayanamadım
altında kalmayım şu bizim Über Ablanın diye
seks yaparken acı biber yiğenler için de
ben bir tanım keşfettim!

Überseksüel’den sonra Biber Seksüel! ..

nasıl? .. güzel de duruyor değil mi? !
biraz yakabilir malum yerleri ama
idare edin artık! ..

hatta bitmedi!
Limonlu seksi sevenler için Limon Seksüel! ..

seks yaparken diğerinin yüzünü dumana boğanlara
Sigar Seksüel! ..

Ciğer yerken seksi sevenlere; Ciğer Seksüel! ..

yine bitmedi!
bu daha da yeni bir şey!

Geçenlerde bir gençlik partisini basmış polisler.
haplar, esrarlar havada uçuşuyor!
şeker yerine ekstazi kasesi dolaştırılıyor...
kimin eli kimin cebinde belli değil.

sağda-solda yorgana sarılı halde
orgazm olup, uyuyakalmış gençler bulmuşlar partide.
sonradan teşhis etmişler;
meğer onların hepsi de Yorgan Seksüellermiş!
yorgansız kuşları bile kalkmazmış! ..

Überseksüel’in Kaşifi Abla:
son sözüm sana...
sizin tarz seksüalite cinsleri
vız gelir, tırıs geçer üllkemizden
yer etmez, kokusu kalmaz.

sen bizim için şöyle daha içli,
acılı, duygulu, ağır şeyler keşfet de öyle gel.
Biber Seksüel gibi! ..

GooD aNd EvıL 04-29-2009 09:14 AM

Bilemiyorum

ne kadar dokunmaya korkulu herkes
o çok 'bütün' ve 'bir' olduklarını sandıkları
forumlarda ve mail gruplarda bile aslında...
ve ne kadar yalnız
bakire
saf
kurcalanmamış, evrilip-çevrilmemiş hamurlar...

ne kadar el sürmeye korkulu herkes aslında ki
her “gerçek bütünleşme” girişiminde
buz gibi soğuk bir geri çekiliş sahneye hakim...

yoksa aslında 'öz'e güven mi kalmamış da
millet nette, bok'ta-püsürde
kendini olmayan birileriyle bütün zannediyor
ve susuz, sabunsuz sevişildiğine
öpüşüp koklaşıldığına
yoldaş olunduğuna inanası gelmiş?

halbuki ner'de o 'öz'?
ner'de o samimi sevgili?
ner'de o 'bir'in aşkıyla yanan cesur kalpler! ?

bir anket düzenlense en üst kürsüde
şu netteki, götteki bütün bireyler arasında
kaç tane 'öz' düşkünü maceraperest çıkar?
kaç tane dokunup, öpmekten korkmayanı?

bilemiyorum.


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 06:43 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.